PHRASAL VERB SHOW

This is the Rachel’s English 30-Day Challenge!

Bu, Rachel'ın 30 Günlük İngilizce Yarışması!

Learn 30 phrasal verbs in 30 days!

30 günde 30 öbek fiil öğrenin!

Jumpstart your vocabulary in 2017.

2017'de kelime dağarcığınıza hızlı bir başlangıç ​​yapın.

Today is Day 18 and we're studying phrasal verbs with “show”.

Bugün 18. Gün ve "göster" ile deyimsel fiilleri çalışıyoruz. Size

Let me show you around the phrasal verb SHOW.

GÖSTER öbek fiilini göstereyim.

When you show someone around, you introduce them to a place.

Birine etrafı gezdirdiğinizde, onu bir yerle tanıştırmış olursunuz.

For example, the first time you visit my house, I might say, let me show you around.

Örneğin, evime ilk geldiğinizde size etrafı gezdireyim diyebilirim.

If I show you in, then I lead you into my house.

Seni içeri alırsam, seni evime götürürüm.

If you have a job interview at a big company, someone might say,

Büyük bir şirkette iş görüşmeniz varsa, birisi oraya

call John when you arrive and he’ll show you in so you know where to go.

vardığınızda John'u arayın ve nereye gideceğinizi bilmeniz için sizi içeri buyur eder diyebilir. Sana

If I show you out, then it’s just the opposite, I lead you out of my house.

dışarı çıkarsam, o zaman tam tersi olur, seni evimden çıkarırım.

Rather than having you just get up and leave yourself, it’s more polite.

Ayağa kalkıp kendinizi bırakmanız yerine, daha kibar.

I’ll show you out.

Sana göstereceğim.

What about to show off?

Gösterişe ne dersin?

When you show off, you’re trying to impress somebody, trying to display your abilities, to attract attention.

Gösteriş yaptığınızda, birilerini etkilemeye, yeteneklerinizi sergilemeye, dikkat çekmeye çalışıyorsunuz.

She showed off by doing a bunch of flips in gym class.

Beden eğitimi dersinde bir sürü takla atarak gösteriş yaptı.

We use it a lot as a noun. He’s such a showoff.

İsim olarak çok kullanırız. O tam bir gösterişçi.

You can also show something off.

Ayrıca bir şeyler gösterebilirsiniz.

She’s showing off her huge diamond ring by talking with her hand.

Eliyle konuşarak kocaman elmas yüzüğünü gösteriyor.

To show through means able to be seen through something else,

Göstermek, başka bir şeyin, örneğin kumaşın içinden görülebilmesi anlamına gelir

for example, through fabric. Your underwear shows through that dress.

. İç çamaşırın o elbisenin içinden görünüyor.

Show up has a couple of meanings. First, to arrive.

Gösterinin birkaç anlamı vardır. İlk olarak, varmak.

She showed up 10 minutes late.

10 dakika geç geldi.

Just show up on time.

Sadece zamanında görün.

It also means to be easy to see.

Aynı zamanda görmesi kolay olmak anlamına da gelir.

The purple letters show up well on the white background.

Mor harfler beyaz arka planda iyi görünür.

To show someone up is to look better than them, or try to look better than them.

Birini göstermek, onlardan daha iyi görünmek veya onlardan daha iyi görünmeye çalışmaktır.

I brought some cookies, but Laura showed me up when she brought a homemade apple pie.

Biraz kurabiye getirdim ama Laura ev yapımı elmalı turta getirdiğinde beni gösterdi.

Showdown. Now, this isn’t a verb, but it’s a noun.

Hesaplaşma. Şimdi, bu bir fiil değil, ama bir isim.

A showdown is a confrontation or dispute.

Bir hesaplaşma, bir çatışma veya anlaşmazlıktır.

The Super Bowl is a showdown between the two best teams in the NFL.

Super Bowl, NFL'deki en iyi iki takım arasındaki bir hesaplaşmadır.

Show. We have the SH consonant, sh.

Göstermek. SH ünsüzümüz var, sh.

Teeth are together, lips flare, and the tongue tip is pulled up a bit.

Dişler bir arada, dudaklar genişler ve dil ucu biraz yukarı çekilir.

Shhhhh. Show.

Şşşt. Göstermek.

Then the OH as in NO diphthong.

Sonra OH, NO diphthong'daki gibi.

Jaw, oh, then the lips round.

Çene, oh, sonra dudaklar yuvarlak.

Don’t skip that step. They don’t have to round tightly,

Bu adımı atlamayın. Sıkıca yuvarlamak zorunda değiller,

They don’t have to round tightly, but they do need to come in some. OH. Oh- oh- oh-

Sıkıca yuvarlamak zorunda değiller ama biraz içeri girmeleri gerekiyor. AH. Oh- oh- oh-

OH. Show. Shooooww. Show.

OH. Göstermek. Şooooov. Göstermek.

To catch all of the videos in this 30-day challenge, be sure to sign up for my mailing list.

Bu 30 günlük yarışmadaki tüm videoları yakalamak için posta listeme kaydolduğunuzdan emin olun.

It’s absolutely FREE.

Kesinlikle ÜCRETSİZDİR.

And definitely subscribe to my YouTube channel and LIKE Rachel's English on Facebook.

Ve kesinlikle YouTube kanalıma abone olun ve Facebook'ta Rachel'ın İngilizcesini BEĞENİN.

Click the links in the description.

Açıklamadaki bağlantıları tıklayın.

This 30-day challenge is leading up to a phrasal verbs course

Bu 30 günlük meydan okuma, 1 Şubat'ta çevrimiçi okulumda kullanıma sunulacak bir deyimsel fiiller kursuna yol açıyor.

that will be available on my online school on February 1.

Rachel’s English Academy is a collection of online courses focusing on English conversation,

Rachel's English Academy, İngilizce konuşma, telaffuz ve dinlediğini anlamaya odaklanan bir çevrimiçi kurslar koleksiyonudur

pronunciation, and listening comprehension.

.

You will understand Americans better and speak better English with these courses.

Bu kurslarla Amerikalıları daha iyi anlayacak ve daha iyi İngilizce konuşacaksınız.