Please DON’T Say I’M TIRED | 23 Better Phrases for English Vocabulary

I’m so tired!

Çok yorgunum!

I’m just completely exhausted!

Tamamen bitkinim!

I didn’t sleep well last night at all.

Dün gece hiç iyi uyuyamadım.

You know, there’s actually a lot of different ways in American English to say

Bilirsin, aslında Amerikan İngilizcesinde

"I’m tired.”

"Yorgunum" demenin pek çok farklı yolu var.

Today we’re going to go over 23 different things to say instead of this phrase.

Bugün bu cümle yerine söylenecek 23 farklı şeyin üzerinden geçeceğiz. Hadi İngilizce konuşurken

Let’s up your creativity and expand your vocabulary in speaking English.

yaratıcılığınızı geliştirelim ve kelime dağarcığınızı genişletelim.

Now even though I’m really tired, I think I should probably head to the studio to make

this video.

Bu video.Hadi

Let’s go.

gidelim.Tamam

Okay here we are.

geldik.Yani onlardan

So one of them, I already said and it’s exhausted.

biri dedim zaten ve bitkin.Kesinlikle

You have absolutely no energy.

hiç enerjin yok.Birçok

I’ve heard that a lot of people after they’re getting the Corona virus vaccine end up feeling

insanın Corona virüsü aşısı olduktan sonra sonunda hissettiğini duydum.

completely exhausted the next day.

ertesi gün tamamen tükendik.Sonra

Next we have "drained’.

"boşaldık". Bunu

I love this one because you can think of water or something draining out of a sink, going

seviyorum çünkü lavabodan akan suyu veya bir şeyi düşünebilirsiniz,

down the drain, there’s nothing left and this is what happens with your energy throughout

gidere gidersiniz, geriye hiçbir şey kalmaz ve gün boyunca enerjinizle olan budur

the day, you’re working hard, you’re going, going, going.

, çok çalışıyorsunuz, gidiyorsunuz, gidiyorsunuz , giden.

And at the end of the day, you’re so tired, you’re just drained.

Ve günün sonunda, çok yorgunsun, sadece bitkinsin. Bir

The next one, “I’m beat.”

sonraki, "Yendim."

Let’s say you just played in a basketball game and some of your friends are going out

Diyelim ki bir basketbol maçında oynadınız ve bazı arkadaşlarınız

to get pizza and they invite you to go along.

pizza almaya gidiyor ve sizi de davet ediyorlar.

But man!

Ama adam!

You really played hard in that game.

O maçta gerçekten çok sert oynadın.

You just don’t have energy, you’re so tired.

Sadece enerjin yok, çok yorgunsun.

You might just say “I’m beat, I'm just going to go home.”

Sadece “Yendim, sadece eve gideceğim” diyebilirsiniz. Bir

The next one is kind of funny!

sonraki biraz komik!

It’s “pooped.”

Bu "kakası".

Poop?

Kaka?

Pooped?

Kaka mı yaptın?

Where does this even come from?

Bu nereden geliyor?

But it’s just another way to say “I’m really tired”, “I’m exhausted”.

Ama " gerçekten yorgunum", "yorgunum" demenin başka bir yolu.

Man!

Adam!

Today, I just feel “pooped!”

Bugün sadece "kakalanmış!"

A lot of the phrases we’ll go over today have a word with an ED ending and in this

Bugün üzerinde duracağımız pek çok ifadede ED ile biten bir kelime var ve bu

particular word the ED ending is pronounced as a T. Pooped.

özel kelimede ED ile biten, T. Pooped olarak telaffuz ediliyor.

I’m pooped!

Sıçtım! Bir

The next one, "Wiped out."

sonraki, "Silindi."

It’s sort of like drain, your energy has just been completely wiped out of your body, you

Bu bir tür boşalma gibi, enerjiniz vücudunuzdan tamamen silindi,

have nothing left.

hiçbir şeyiniz kalmadı.

You’re so, so tired.

Çok ama çok yorgunsun. Bugün

You know that’s really how I’m feeling today.

gerçekten böyle hissettiğimi biliyorsun .

I’m just wiped out!

Ben sadece silindim!

Again, the ED ending here is a T. Wiped.

Yine, burada biten ED bir T. Wiped'dir.

Wiped out.

Silindi. Bir

The next one is “worn out."

sonraki "yıpranmış".

You know, not just people but things can be worn out.

I’m thinking of Stoney’s shoes.

Stoney is my five-year old son and he has this pair of shoes that are sort of a rubbery,

lastiksi,

plasticky material.

plastiğimsi bir malzeme.

And it really looks like they’re worn out.

ve gerçekten yıpranmış gibi görünüyorlar.

There are some places where it seems like there’s hardly any rubber left.

bazı yerler var ki, neredeyse hiç kauçuk kalmamış gibi görünüyor.

And it makes sense.

ve bu mantıklı.

He's constantly running around on them,

sürekli üzerlerinde,

on the asphalt, on streets, sidewalks, in playgrounds, I get it.

asfaltta, sokaklarda, kaldırımlarda koşuşturuyor , oyun alanlarında anlıyorum.

Actually, Stoney’s shoes are fine but Sawyer’s are little worn out.

Aslında Stoney'nin ayakkabıları iyi ama Sawyer'ınkiler biraz yıpranmış.

Okay, let’s look and see if it’s getting worn out.

Tamam, gidip eskiyip yıpranmadığına bakalım .

Oh yeah, see there?

Oh evet, oraya bakın?

Where?

Nerede?

Right there on the tip it’s getting worn out.

Tam orada, uçta yıpranıyor .

The soles all gone.

Tabanlar gitti.

Goodness.

Tanrım.

Uhhh.

Uhhh.

You’ll need some new shoes soon, won’t you?

Yakında yeni ayakkabılara ihtiyacın olacak, değil mi ?

Speaking of worn out, sometimes when I’m playing with Stoney, doing all of that running

Yıpranmış demişken, bazen Stoney ile oynarken, tüm o koşuşturmaları yaparken

around, I end up feeling pretty worn out.

, sonunda kendimi güzel hissediyorum

Speaking of running,

Koşmaktan bahsetmişken,

The next one is “run down.”

Sıradaki “run down”.

This is like you’re just tired.

Sanki yorgunsun.

I feel like when we’re really run down from working too hard for a month or something

Bir ay boyunca çok çalışmaktan ya da

that our body’s are sort of more susceptible to getting sick.

vücudumuzun hastalanmaya daha yatkın olduğu bir şeyden gerçekten yorulduğumuzda hissediyorum .

Have you ever noticed that?

Bunu hiç fark ettin mi?

If you’re really worn down from overwork, stress, a stressful family or life situation

Fazla çalışmaktan, stresten, stresli bir aile veya yaşam durumundan gerçekten yıprandınız mı

that you get sick?

?

I really hate that.

Bundan gerçekten nefret ediyorum.

I hope you’re not feeling at all run down.

Umarım kendinizi hiç bitkin hissetmiyorsunuzdur. Bir

The next one is “fried.”

sonraki "kızarmış" olur.

ED ending, the D makes the D sound fried and it’s just like what it looks like, what

ED bitişi, D sesi kızarmış gibi geliyor ve tıpkı göründüğü gibi,

you think it would be.

düşündüğünüz gibi.

Fried like after long day of meetings.

Uzun toplantılar gününden sonra kızarmış gibi. Tüm

Can you imagine you’ve done all that thinking and now your brain is just fried.

bunları düşündüğünüzü ve şimdi beyninizin sadece

I could also see saying this after a long day of studying or test-taking, your body

Uzun bir çalışma veya test yapma gününden sonra, vücudunuzun

or your mind, you’re just fried.

veya zihninizin sadece kızardığını söylediğini de görebiliyordum.

The next one is “spent.”

Bir sonraki "harcandı".

Think of spending money.

Para harcamayı düşünün.Bir

Once it’s spent you have none left.

kez harcandığında hiç

And we use this to refer to energy.

enerjiniz kalmaz.Bunu enerjiyi ifade etmek için kullanırız.Harcandıysanız, hiç

If you’re spent, you don’t have any energy left.

enerjiniz kalmaz.Bu

This makes me think of this one time in college.

bana üniversitede bir keresinde bunu düşündürdü.

I was taking a Physics class.

Fizik dersi alıyorum.

And I had a really big lab due the next day and I hadn’t known, I have completely forgotten.

Ertesi gün çok büyük bir laboratuvarım vardı ve bilmiyordum, tamamen unutmuştum. Bu

So I had to pull an all-nighter.

yüzden tüm gece çalışmak zorunda kaldım.

That means stay up all night working on something.

Bu, bütün gece bir şey üzerinde çalışmak anlamına geliyor.

I pulled an all-nighter, I didn’t sleep at all, I got the lab done but that next day,

Çektim bütün gece, hiç uyumadım , laboratuvarı bitirdim ama ertesi gün

I was completely spent.

tamamen tükenmiştim.

Now we’re going to go over two: Sleepy and Drowsy.

Şimdi ikiye geçeceğiz: Uykulu ve Uykulu.

Do you remember the dwarf Sleepy from Snow White?

Kardan Uykulu cüceyi hatırlıyor musun? Beyaz?

This refer to lack of sleep and being tired in that way, really needing to fall asleep.

Bu, uykusuzluk ve bu şekilde yorgun olma, gerçekten uykuya dalmaya ihtiyaç duyma anlamına gelir. Bahsettiğimiz

It’s a little bit different than some of the other ones that we’ve talked about that

diğerlerinden biraz farklı,

are more like tired from energy leaving the body.

vücuttan ayrılan enerjiden daha fazla yorgun gibi .

Sleepy.

Uykulu

Drowsy.

Uykulu...

When I think of this, I think of one time in college, I went to go see the Chicago Symphony

Bunu düşündüğümde, üniversitede bir keresinde

Orchestra right after lunch and it was a really good performance but I was just kind of tired!

öğle yemeğinden hemen sonra Chicago Senfoni Orkestrası'nı izlemeye gittiğimi ve gerçekten iyi bir performans olduğunu düşünüyorum ama biraz yorgundum!

And as I said, I just eaten lunch, it was a big meal, I remember it was Thai and

Dediğim gibi, az önce öğle yemeği yedim, büyük bir yemekti, Tayland yemeği olduğunu hatırlıyorum ve

it was so good.

çok güzeldi.

And you know what?

Ve biliyor musun?

As I sat there listening this beautiful music, I started to feel kind of sleepy, drowsy,

Orada oturup bu güzel müziği dinlerken kendimi biraz uykulu, uykulu hissetmeye başladım

and you know what I did?

ve ne yaptım biliyor musunuz? Başımı

I nodded off.

salladım. Başını

If you nod off, that’s like when you fall asleep without necessarily meaning to.

sallarsan, bu, istemeden uykuya daldığın zamanki gibidir .

Next the word “fatigued.”

Ardından "yorgun" kelimesi.

ED ending making a D here.

ED burada D yaparak bitiyor.

This usually relates to the body and again it’s just when you have absolutely no energy

Bu genellikle bedenle ilgilidir ve yine, kesinlikle hiç enerjiniz olmadığında olur,

but it can also refer to the mind like after a long day of test-taking or other hard mental

ancak aynı zamanda uzun bir test yapma gününden veya diğer zorlu zihinsel

work.

çalışmalardan sonra zihne de atıfta bulunabilir.

When I think of the word fatigued, I think of when I was pregnant with Stoney.

Yorgunluk kelimesini düşündüğümde, Stoney'ye hamile kaldığım zamanı düşünüyorum.

For the first four months, I was so fatigued, some days I literally didn’t get

İlk dört ay çok yorgundum, bazı günler yataktan tam anlamıyla

out of bed, I worked on my laptop in bed, I had no energy, I was completely drained.

çıkmadım, yatağımda dizüstü bilgisayarımla çalıştım, hiç enerjim yoktu, tamamen tükenmiştim. Son

Extremely fatigued.

derece yorgun.

Next we have “sapped.”

Sonra "özütledik".

ED ending makes a T here.

ED bitişi burada bir T yapar.

This comes from a word in old Italian that means to dig away around the foundation of

Bu, eski İtalyanca'da bir binanın temelini zayıflatmak için etrafını kazmak anlamına gelen bir kelimeden geliyor

a building to make it weak.

. Kendini

When I think of being sapped, I think of a time David and I as adults went to Disney

tüketmeyi düşündüğümde, David ve benim yetişkinler olarak birlikte Disney'e gittiğimiz bir zamanı düşünüyorum

together.

.

And we went for 8 hours, we got in at 4, we stayed until midnight and we walked the entire

Ve 8 saat gittik, 4'te girdik, gece yarısına kadar kaldık ve tüm

time.

zaman boyunca yürüdük.

And I just remember walking back to our hotel, my feet hurt so bad, my body was so, so tired.

Ve otelimize geri döndüğümü hatırlıyorum, ayaklarım çok acıyordu, vücudum çok ama çok yorgundu.

I was completely sapped.

Tamamen mahvolmuştum.

Next, “I’m bushed.”

Sonra, "Çalıştım."

A bush or a shrug but in this case and again means to be really tired.

Bir çalılık ya da omuz silkme ama bu durumda ve yine gerçekten yorgun olmak anlamına gelir. Çalı ile ilgili

Let’s come up with a sample sentence that relates to a bush.

örnek bir cümle bulalım .

Let’s say you’ve spent all day weeding your garden, pruning bushes and that kind

Diyelim ki tüm gününüzü bahçenizdeki otları temizlemek, çalıları budamak ve bunun gibi

of thing, can’t you imagine? You'd be really tired.

şeylerle geçirdiniz, hayal edemiyor musunuz? Gerçekten yorgun olurdun.

You would be really bushed.

Gerçekten sarhoş olurdun.

The next one is a British bonus!

Sıradaki bir İngiliz ikramiyesi!

Because we don’t use it in American English.

Çünkü Amerikan İngilizcesinde kullanmıyoruz.

I’ve never heard it used.

kullanıldığını hiç duymadım.

But I know it’s fairly common in British English and it’s “knackered.”

Ama bunun İngiliz İngilizcesinde oldukça yaygın olduğunu ve "yoğun" olduğunu biliyorum.

Again, the ED ending makes a D sound and it means tired, exhausted.

Yine ED eki D sesi verir ve yorgun, bitkin anlamına gelir.

I’m knackered!

Beceriksizim! Bir

The next one is “dog tired.”

sonraki "köpek yorgun".

Are dogs tired?

Köpekler yorgun mu?

I guess so.

Sanırım öyle.

I guess like a really old dog might be tired.

Sanırım gerçekten yaşlı bir köpek yorgun olabilir.

Or a dog who's been running around all day but this is just another way of saying

Ya da bütün gün ortalıkta koşturan ama bu çok yorgun demenin başka bir yolu olan bir köpek

very tired.

.

You’re just not tired.

Sadece yorgun değilsin. Sen köpek

You’re dog tired.

yorgunsun.

It’s almost like you need to go to sleep right away.

Neredeyse hemen uyumaya ihtiyacın var gibi . Bir

The next one is “taxed.”

sonraki "vergilendirilir".

ED ending is a T here.

ED bitişi burada bir T'dir.

If you’re taxed, you’ve really spent a lot of what you have.

Vergilendirilirseniz, sahip olduklarınızın çoğunu gerçekten harcamışsınızdır.

Energy, resources, you’re really stretched thin, you don’t have much left.

Enerji, kaynaklar, gerçekten çok zayıfsınız, fazla bir şeyiniz kalmadı.

Let’s say it’s after work and some friends are going out for a drink.

Diyelim ki işten sonra ve bazı arkadaşlar bir şeyler içmek için dışarı çıkıyor.

They might say "Rachel do you want to join?"

"Rachel katılmak ister misin?" diyebilirler.

But I’m feeling so stressed out, low on energy, I might just say, “No guys, I’m

Ama kendimi o kadar stresli hissediyorum ki, enerjim düşük, "Hayır arkadaşlar,

sorry I’m really taxed.

üzgünüm, gerçekten vergim var.

I’m just going to go home and rest.”

Ben sadece eve gidip dinleneceğim." Bir

The next one is the phrase something really to it out of me.

sonraki, benden gerçekten ona bir şey ifade ediyor .

For example, I was at the beach last week with Stoney and Sawyer.

Örneğin, geçen hafta Stoney ve Sawyer ile sahildeydim.

Sand, sun, salet, lots of running around, heat.

Kum, güneş, salet, bol koşuşturmaca, sıcak.

You know, that makes me really tired.

Biliyor musun, bu beni gerçekten yoruyor.

The beach just kind of took it out of me.

Sahil bir nevi beni benden aldı.

Next is the word “frazzled.”

Sırada "yıpranmış" kelimesi var.

You’ve been working really hard on a project and maybe it hasn’t gone that well and you’re

Bir proje üzerinde gerçekten çok çalışıyorsunuz ve belki de o kadar iyi gitmedi ve

just frazzled.

sadece bitkin düştünüz.

You’re almost running out of things to try, you’re really tired, you’re exhausted

Neredeyse deneyecek şeyleriniz bitiyor, gerçekten yoruldunuz, proje sizi bitkin düşürdü

by the project.

.

Let’s come up with a scene.

Bir sahne bulalım.

We’re at work and we’re going to ask a co-worker to join our team and help us with

İşteyiz ve bir iş arkadaşımızdan ekibimize katılmasını ve bir projede bize yardım etmesini isteyeceğiz

a project and someone says “Hey, should we ask Sarah?”

ve birisi "Hey, Sarah'ya soralım mı?"

I might say, “You know what?

“Biliyor musun?

She’s been frazzled with her other projects, I think maybe we should ask someone else.”

Diğer projelerinden bıkmış durumda, bence belki başka birine sormalıyız.

Next the word “tuckered out.”

Ardından "sıkışmış" kelimesi.

Ed ending here makes a D. It’s the end of the day, you’ve been working so hard, you’re

Ed'in burada bitmesi D yapar. Günün sonu, çok çalışıyorsun,

just so tired, you don’t have much energy left.

çok yorgunsun, fazla enerjin kalmadı.

You know, this is sort of how my boys go through life.

Bilirsin, bu benim oğlanların hayattan geçme şeklidir.

They run, run, run, they spent so much energy and then at about 7PM, they start to

Koşarlar, koşarlar, koşarlar, çok fazla enerji harcarlar ve sonra akşam 7 civarında

get a little bit grumpy and they are just tuckered out.

biraz huysuzlaşmaya başlarlar ve öylece dışarı çıkarlar.

They want to be tucked into bed.

Yatağa tıkılmak isterler.

Next the word “burned out.”

Ardından "yandı" kelimesi.

This happens when you get really tired and worn down from doing too much work on one

Bu, bir şey üzerinde çok fazla çalışmaktan gerçekten yorulduğunuzda ve yıprandığınızda olur

thing.

You know, some Youtubers try to post so frequently and it takes so much energy to make one video

.

Bilirsiniz, bazı Youtuber'lar o kadar sık ​​gönderi paylaşmaya çalışırlar ve bir video yapmak o kadar çok enerji gerektirir

that they really hit burnout after years of doing it, they just can’t do it anymore.

ki, yıllarca yaptıktan sonra gerçekten tükenmişlik yaşarlar, artık yapamazlar. Sağlıkları

It’s really having a negative impact on their health.

üzerinde gerçekten olumsuz bir etkisi var .

That’s actually one of the reasons why I only make one video a week.

Aslında haftada sadece bir video çekmemin nedenlerinden biri de bu.

I want to make sure to avoid burnout.

Tükenmişliği önlemek için emin olmak istiyorum.

I’ve been doing this for 13 years and I don’t want to stop.

13 yıldır bu işi yapıyorum ve bırakmak istemiyorum.

Next, "dead on my feet" or “dead tired.”

Ardından, "ayaklarımda ölü" veya "yorgun ölü".

Dead tired, that’s sort of like dog tired, it’s another level, a higher level of tired,

Ölümcül yorgunluk, bu bir tür köpek yorgunluğu gibi, başka bir seviye, daha yüksek bir yorgunluk seviyesi,

of being worn out.

yıpranmışlık.

My cousin’s a nurse.

Kuzenim hemşire.

And after she works several days, long shifts to the hospital, she is just dead tired.

Ve hastanede birkaç gün çalıştıktan, uzun vardiyalardan sonra çok yorgun.

Next, “done in.”

Sonra, "bitti."

You just can’t do anymore.

Artık yapamazsın.

For example, let’s say it’s a Saturday.

Örneğin bugünün cumartesi olduğunu varsayalım.

We’ve had the boys all day, we’re trying to entertain them, keep them happy but also

Bütün gün çocuklar bizde, onları eğlendirmeye, mutlu etmeye çalışıyoruz ama aynı zamanda

get stuff done on the house, do our chores, dinner comes around and you know what?

evdeki işleri halletmeye, ev işlerimizi yapmaya, akşam yemeği geliyor ve biliyor musunuz?

We’re done in.

We’re so tired we don’t even make dinner, we decided to order delivery!

O kadar yorgunuz ki akşam yemeği bile hazırlamıyoruz, teslimat sipariş etmeye karar verdik!

So we call up Han Dynasty.

Bu yüzden Han Hanedanlığı diyoruz.

By the way, if you’re ever in Philadelphia, you should absolutely go to Han Dynasty and

Bu arada, Philadelphia'ya yolunuz düşerse, kesinlikle Han Hanedanlığı'na gitmeli ve

get the double-cooked fish, it’s to die for.

çifte pişmiş balık almalısınız, buna ölünür.

Our last one.

Sonuncumuz.

It’s actually funny that it’s the last one because it’s finished, done, donzo.

Sonuncusu olması gerçekten komik çünkü bitti, bitti, donzo.

So donzo is slang and I’ve seen a couple of different spellings on it but all three

Yani donzo argo ve üzerinde birkaç farklı yazım gördüm ama

of these things mean the same thing.

bunların üçü de aynı anlama geliyor.

There’s no more, you have nothing left to give, you’re just finished, you’re just

Artık yok, verecek hiçbir şeyin kalmadı , daha yeni bittin, sadece

donzo.

donzosun.

Let’s come up with an example.

Bir örnek bulalım.

Let’s say there’s somebody and it’s New Year’s Eve and he’s out all night

Diyelim ki biri var ve yılbaşı gecesi ve o bütün gece dışarıda

partying, doing all the things and he wakes up the next day with a horrible hangover.

parti yapıyor, her şeyi yapıyor ve ertesi gün korkunç bir akşamdan kalma olarak uyanıyor.

And his friends say, “Hey!

Arkadaşları da “Hey!

Do you want to go get breakfast?” and he says, “No way.

Gidip kahvaltı yapmak ister misin?” ve “Olmaz. Ben

I am donzo.”

donzo.

Aren’t these phrases fun?

Bu sözler eğlenceli değil mi?

There are so many different ways to express being tired as in sleepy or tired as in physically

Yorgunluğu, uykulu gibi veya fiziksel olarak yorgun

tired, lacking energy maybe from running around all day, running errands or from working so

, enerji eksikliğini, belki de bütün gün koşturmaktan, ayak işlerini yapmaktan veya

hard.

çok çalışmaktan dolayı ifade etmenin pek çok farklı yolu vardır.

And there are so many things in life that wear us out.

Ve hayatta bizi yıpratan pek çok şey var .

So it’s great to have a whole bunch of phrases to use to express all of these different feelings

Bu nedenle, kendinizi içinde bulabileceğiniz tüm bu farklı duygu ve durumları ifade etmek için kullanabileceğiniz bir sürü ifadeye sahip olmak harika

and states that you may find yourself in.

Now, even though we’re done, we are finished.

.

You don’t have to be finished.

Bitirmek zorunda değilsin. Bu video ile

You can keep your learning going right now with this video.

hemen şimdi öğrenmeye devam edebilirsiniz .

Also please, don’t forget to subscribe with notifications.

Ayrıca lütfen abone olup bildirimleri açmayı unutmayın. Her Salı

I make new videos here on my Youtube channel every Tuesday and I love to see you back.

Youtube kanalımda yeni videolar çekiyorum ve sizi tekrar görmeyi çok seviyorum. Hepsi

That’s it and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .