Meet Tom! + Imitation Exercise

I'm here to make a video with my friend Tom.

Arkadaşım Tom ile bir video yapmak için buradayım.

>> We were in a show together. >> It's true.

>> Birlikte bir gösterideydik. >> Bu doğru.

>> About 10 years ago. >> Mm-hmm. We were in love with each other

>> Yaklaşık 10 yıl önce. >> Mm-hmm. Dizide birbirimize aşıktık

in the show. >> We were! Our characters---

. >> Öyleydik! Karakterlerimiz---

>> Right. >> ---were in love with each other.

>> Doğru. >> ---birbirimize aşıktık.

>> It was not a 'show-mance' situation. >> We were not in love.

>> Bir 'gösteri' durumu değildi. >> Biz aşık değildik.

>> No. >> No. Just the show.

>> Hayır. >> Hayır. Sadece gösteri.

>> That was beautiful. >> Thanks.

>> Çok güzeldi. >> teşekkürler.

>> Ok, no, we're good. We're good. Ok. Are you ready?

>> Tamam, hayır, biz iyiyiz. İyiydi. Tamam. Hazır mısın?

>> I'm ready. >> Ok, me too.

>> ben hazırım. >> Tamam, ben de.

>> Hi everyone. I'm here with my friend Tom. Tom's going to be teaching a course for me

>> Herkese merhaba. Burada arkadaşım Tom ile birlikteyim. Tom, Şubat ayından itibaren benim için bir kurs verecek

starting in February. Now, if you don't care about the courses, don't worry. This video

. Şimdi, kurslar umurunuzda değilse, endişelenmeyin. Bu videonun sonunda

is also going to have a pronunciation exercise at the end.

bir telaffuz alıştırması da olacak .

>> So, I've known Tom for 10, probably more than 10 years. More than 10.

>> Tom'u 10 yıldır, muhtemelen 10 yıldan fazla tanıyorum. 10'dan fazla.

>> It is more than 10. >> A long time.

>> 10'dan fazla. >> Uzun zaman.

>> Yeah. It's, like, 12, 13 years. >> Anyway, he's going to be a fantastic teacher,

>> Evet. 12, 13 yıl falan. >> Her neyse, o harika bir öğretmen olacak,

let me tell you why. First of all, he's a musician. And, if you know anything about

size nedenini söyleyeyim. Her şeyden önce o bir müzisyen. Ve geçmişim hakkında bir şey biliyorsan

my background, that is also mine. My training was in classical singing. I didn't train in

, o da benim. Eğitimim klasik şan üzerineydi.

linguistics or even in ESL. And, so he has the same background that I have. He thinks

Dilbilim ve hatta ESL eğitimi almadım. Ve böylece benim sahip olduğum aynı geçmişe sahip.

about rhythm and pitch the same way I do, and he also has a very good ear, to pick out

Ritim ve ses perdesi hakkında benim gibi düşünüyor ve ayrıca bir kelimede veya cümlede neyin yolunda gitmediğini özellikle ayırt etmek için çok iyi bir kulağı var

specifically what's not going right in a word or a phrase. Also, Tom's an actor. He has

. Ayrıca, Tom bir aktör.

a Master's degree, which he got from Harvard University.

Harvard Üniversitesi'nden aldığı yüksek lisans derecesine sahiptir .

>> Very impressive. >> And, tell me a little bit about, I mean, I assume

>> Çok etkileyici. >> Ve bana biraz bahset, demek istediğim,

you studied speech, and phonetics, that kind of thing.

konuşma ve fonetik, bu tür şeyler okuduğunu farz ediyorum.

>> Yes, absolutely. IPA was taught in speech class. Um, we had speech and voice class,

>> Evet, kesinlikle. IPA konuşma sınıfında öğretildi . Um, iki ayrı şey olan konuşma ve ses dersimiz vardı

which are two separate things. So, speech was about the articulation and mechanics of

. Yani konuşma, siz

the mouth as you're making the sounds, to be understood from the stage. And then voice

sesleri çıkarırken, sahneden anlaşılacak şekilde, ağzın eklemlenmesi ve mekaniği ile ilgiliydi. Ve sonra ses,

was about opening up the body for more of a placement exercise, so that you were resonating

bedeni daha çok bir yerleştirme egzersizi için açmakla ilgiliydi, böylece

in a way that got the sound out into the house, or the audience. Um, obviously speaking from

sesi evin veya seyircilerin içine çıkaracak şekilde yankılanıyordunuz . Um, belli ki sahneden konuşmak

stage and speaking in everyday is very different. Um, there's some things you just don't need

ve her gün konuşmak çok farklı. Um, günlük İngilizce konuşurken endişelenmene gerek olmayan bazı şeyler var

to worry about, speaking everyday English. >> But, can I say?

. >> Ama söyleyebilir miyim?

>> Yeah. >> Placement is a huge issue that I'm always

>> Evet. >> Yerleştirme, öğrencilerimle her zaman bahsettiğim büyük bir konudur

talking about with my students. >> Absolutely.

. >> Kesinlikle.

>> So, I'm really glad to hear that you have a background in that too.

>> Bu konuda da bir geçmişiniz olduğunu duyduğuma gerçekten çok sevindim .

>> For sure. Yeah. And there's lots of exercises to try and open up placement, for someone

>> Kesinlikle. Evet. Ve bir dilden gelen biri için yerleştirmeyi denemek ve açmak için pek çok alıştırma var,

who comes from a language where, maybe things are nasalized, and you want to bring it down.

burada belki bazı şeyler genizden gelir ve siz onu aşağı çekmek istersiniz.

>> Yeah, that's so important. >> There are lots of exercises to try and

>> Evet, bu çok önemli. >> Göğsü açmaya çalışmak için pek çok egzersiz var

open up the chest. >> And Tom's also been studying with me since

. >> Ve Tom da Eylül'den beri benimle çalışıyor

September, so by the time the course starts it'll be four, or four and half months.

, bu yüzden kurs başladığında dört veya dört buçuk ay olacak.

And, I just, I feel like you've learned a lot.

Ve ben sadece, çok şey öğrendiğini hissediyorum .

>> I have. >> You've learned a lot about my style.

>> var. >> Tarzım hakkında çok şey öğrendiniz.

>> Yeah. >> So, Tom. Take his course, and get to know

>> Evet. >> Yani, Tom. Dersini al ve

him. You'll love him as much as I do, I'm sure.

onu tanı. Onu benim kadar seveceksin, eminim.

>> Please, we have five spots left and I would love to have you in the class.

>> Lütfen, beş kişilik yerimiz kaldı ve sizi sınıfta görmek isterim.

I did promise there was going to be a pronunciation exercise component, so we're going to turn

Bir telaffuz egzersizi bileşeni olacağına söz vermiştim , bu yüzden

that conversation into an imitation exercise. So you'll hear little fragments of the conversation

bu konuşmayı bir taklit alıştırmasına dönüştüreceğiz. Böylece konuşmanın küçük parçalarını

three times, then there will be a space for you to repeat. Now, you might not be able

üç kez duyacaksınız, ardından tekrarlamanız için bir boşluk olacak . Şimdi,

to get in every sound, but that's ok. We're actually focusing on the rhythm and the stress here.

her sese giremeyebilirsiniz, ama sorun değil. Aslında burada ritme ve strese odaklanıyoruz.

So, for example, if you were to hear the phrase: I don't know [3x], and you thought, I don't

Örneğin, şu ifadeyi duyarsanız: Bilmiyorum [3x] ve

have time to say all those sounds, then just do the rhythm and the pitch: uh. We're practicing

tüm bu sesleri söyleyecek zamanım yok diye düşündüyseniz, o zaman sadece ritmi ve perdeyi yapın: uh.

getting that in our ear. It's not about the sounds. It's about the rhythm, and the pitch,

Bunu kulağımıza sokmaya çalışıyoruz. Bu seslerle ilgili değil . Amerikan İngilizcesinin ritmi, perdesi

and the character of American English. Have fun with it.

ve karakteri hakkındadır. İyi eğlenceler.

Hi everyone.

Herkese selam.

I'm here with my friend Tom.

Burada arkadaşım Tom ile birlikteyim.

Tom's going to be teaching a course for me

Tom, Şubat ayından itibaren benim için bir kurs verecek

starting in February.

.

Now, if you don't care about the courses, don't worry.

Şimdi, kurslar umurunuzda değilse , endişelenmeyin.

This video is also going to have

Bu videonun sonunda

a pronunciation exercise at the end.

bir telaffuz alıştırması da olacak .

>> So, I've known Tom for

>> Tom'u

10, probably more than 10 years.

10 yıldır, muhtemelen 10 yıldan fazla tanıyorum.

More than 10.

10'dan fazla.

>> It is more than 10.

>> 10'dan fazla.

>> A long time. >> Yeah.

>> Uzun zaman. >> Evet.

>> It's, like, 12, 13 years.

>> 12, 13 yıl falan.

>> Anyway, he's going to be a fantastic teacher, let me tell you why.

>> Her neyse, o harika bir öğretmen olacak, size nedenini söyleyeyim.

First of all, he's a musician.

Her şeyden önce o bir müzisyen.

And, if you know anything about my background,

Ve geçmişim hakkında bir şey biliyorsan,

that is also mine.

o da benim.

My training was in classical singing.

Eğitimim klasik şan üzerineydi.

I didn't train in linguistics or even in ESL. And, so he has the same background that I have.

Dilbilim ve hatta ESL eğitimi almadım. Ve böylece benim sahip olduğum aynı geçmişe sahip.

He thinks about rhythm and pitch the same way I do,

Ritim ve ses perdesi hakkında benim gibi düşünüyor

and he also has a very good ear,

ve ayrıca

to pick out specifically what's not going right in a word or a phrase. Also,

bir kelimede veya cümlede neyin yolunda gitmediğini özellikle ayırt etmek için çok iyi bir kulağı var. Ayrıca,

Tom's an actor.

Tom bir aktör. Harvard

He has a Master's degree, which he got from Harvard University.

Üniversitesi'nden aldığı yüksek lisans derecesine sahiptir .

>> Very impressive.

>> Çok etkileyici. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.