Boost Your CONVERSATION Skills! | Learn English with Friends TV

Today is the fourth video where we're using  the Friends new year's episode from season  

Bugün, İngilizce çalışmak için birinci sezondaki Friends yeni yıl bölümünü kullandığımız dördüncü videomuz

one to study English. They made a pact.  They broke the pact and now, we get to  

. Bir anlaşma yaptılar. Anlaşmayı bozdular ve şimdi

see them at the stroke of midnight. We're going  to study this scene and everything we can about  

onları gece yarısı görebiliriz. Amerikan İngilizcesinin Amerikan gibi görünmesini sağlayan şeyin ne olduğunu bulmak için bu sahneyi ve Amerikan İngilizcesi telaffuzuyla ilgili elimizden gelen her şeyi inceleyeceğiz

American English pronunciation to figure out  what makes American English sound American.  

.

I make new videos every Tuesday to help you  speak faster and more natural English. You'll  

Daha hızlı ve daha doğal İngilizce konuşmanıza yardımcı olmak için her Salı yeni videolar hazırlıyorum.

even be watching TV without subtitles. If you  like this video, or you learned something new,  

Altyazısız TV bile izleyeceksiniz. Bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz,

please give it a thumbs up and subscribe  with notifications, it really helps.

lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun, gerçekten yardımcı oluyor.

First, our scene. In twenty seconds, it’ll be midnight. 

Önce sahnemiz. Yirmi saniye sonra gece yarısı olacak.

And the moment of joy is upon us. Looks like that no date pact thing worked out.

Ve neşe anı üzerimizde. Görünüşe göre hiçbir randevu anlaşması işe yaramadı.

Happy New Year! You know, I, uh, just thought I’d throw  

Mutlu yıllar! Biliyor musun,

this out here, I’m no math whiz but I do believe  there are three girls and three guys right here. 

bunu buraya atayım dedim, matematik dehası değilim ama burada üç kız ve üç erkek olduğuna inanıyorum.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight. I can’t kiss anyone. 

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden. kimseyi öpemiyorum

So I’m kissing everyone? 

Yani herkesi öpüyorum?

No. No. No. You can’t kiss  Ross, that’s your brother. 

Hayır. Hayır. Hayır. Ross'u öpemezsin, o senin kardeşin.

Oh perfect, perfect. So now  everybody’s getting kissed but me? 

Ah mükemmel, mükemmel. Yani şimdi benden başka herkes öpüşüyor?

Alright, somebody kiss me.  Somebody kiss me, it’s midnight!

Pekala, biri beni öpsün. Biri beni öpsün, gece yarısı!

And now, the analysis. In twenty seconds, it’ll  be midnight. So the first voice that we hear is  

Ve şimdi, analiz. Yirmi saniye sonra gece yarısı olacak. Yani duyduğumuz ilk ses

Dick Clark on the television. He's doing  the countdown party from Times Square.  

televizyondaki Dick Clark. Times Meydanı'ndan geri sayım partisi veriyor.

And it's part of the tradition of the New  Year that you kiss somebody on the stroke of  

Ve Yeni Yıl geleneğinin bir parçası da

midnight. Is it the same way in your country?

gece yarısı birini öpmek. Sizin ülkenizde de aynı şekilde mi?

In twenty seconds, it’ll be midnight.

Yirmi saniye sonra gece yarısı olacak. Bu

So he puts a break here, breaking up this sentence  into two thought groups, and I’m going to go ahead  

yüzden burada bir ara vererek bu cümleyi iki düşünce grubuna böldü ve ben devam

and write out the word twenty.

edip yirmi kelimesini yazacağım.

In twenty seconds--

20 saniye içinde--

In twenty seconds, in twenty seconds.

20 saniye içinde, 20 saniye içinde.

We have stress on the first syllable of twenty,  and also on the first syllable of seconds. Um  

Yirminin ilk hecesine ve ayrıca saniyelerin ilk hecesine vurgu yapıyoruz. Um

in twenty, I would say here it dips down and up.  In twenty seconds, and then on seconds, it does  

yirmide, burada alçaldığını ve yükseldiğini söyleyebilirim. Yirmi saniye içinde ve ardından saniyeler içinde,

the scoop up and then down. Now we have a couple  interesting pronunciation things happening here.  

kepçeyi önce yukarı sonra aşağı doğru yapar. Şimdi burada gerçekleşen birkaç ilginç telaffuz olayımız var.

The word twenty, it's really common to drop the T.  That's because it comes after an N. And when the T  

Yirmi kelimesinde, T'yi bırakmak gerçekten yaygın bir durumdur. Bunun nedeni, bir N'den sonra gelmesidir. Ve T

comes after an N, that's a case where it might get  dropped. And in the word twenty, I would say it's  

bir N'den sonra geldiğinde, bu durumda atılabilir. Ve yirmi kelimesinde,

dropped more than half the time.

zamanın yarısından fazlasında düştüğünü söyleyebilirim.

In twenty seconds--

Yirmi saniyede--

You can definitely say it with a true T. Twenty.  

Bunu kesinlikle gerçek bir T. Twenty ile söyleyebilirsin.

But that's way less common than just dropping the  T completely, twenty. Now on the word seconds,  

Ancak bu, T'yi tamamen bırakmaktan çok daha az yaygındır , yirmi. Şimdi saniye kelimesinde, vurgulu

we have the EH as in bed vowel in our  stressed syllable. We have the schwa  

hecemizde yatak sesli harfinde olduğu gibi EH'ye sahibiz .

in our second syllable. Seconds, seconds,  seconds, and do you notice that D is dropped?  

İkinci hecemizde schwa   bulunur. Saniyeler, saniyeler, saniyeler ve D'nin düştüğünü fark ettiniz mi?

Why? Well the D comes after an N, so when D  comes after an N, and before another consonant,  

Neden? D bir N'den sonra gelir, yani D bir N'den sonra ve başka bir ünsüzden önce geldiğinde,

here it's the weak ending Z sound, that's another  case where we'll probably drop the consonant,  

burada zayıf biten Z sesidir, bu, muhtemelen ünsüz harfi atacağımız başka bir durumdur,

in this case, the D, so the N before T and D  can mean they're dropped. Almost always we’ll  

bu durumda, D, yani T ve D'den önceki N, bırakıldığı anlamına gelebilir. Neredeyse her zaman

drop the D between N and another consonant.  Seconds. Ndz, ndz, ndz, right from N into Z.

N ile başka bir ünsüz arasına D'yi bırakırız. saniye. Ndz, ndz, ndz, N'den Z'ye doğru.

Seconds--

Saniyeler--

In twenty seconds, smoothly linked together,  

Yirmi saniye içinde, düzgün bir şekilde birbirine bağlanır,

change in pitch happens without jumps. In  twenty seconds, try to do it that smoothly. 

perdede sıçrama olmadan değişiklik olur. Yirmi saniye içinde bunu sorunsuz bir şekilde yapmaya çalışın.

In twenty seconds,

Yirmi saniye sonra,

In twenty seconds, it’ll be midnight. 

yirmi saniye sonra gece yarısı olacak. Gece

It’ll be midnight. It'll be mid-- going up to  that peak of stress on mid, midnight. And then  

yarısı olacak. Orta olacak-- gece yarısı, stresin o zirvesine çıkmak. Ve sonra

the pitch comes back down. It'll be, 'it will'  becomes it'll, so it's the IH as in sit vowel,  

ses perdesi geri gelir. Olacak, 'it will' it olacak, yani sit sesli harfteki gibi IH,

the apostrophe L, I would write that  schwa L, and the letter T is a flap  

kesme işareti L, schwa L'yi yazardım ve T harfi

between two vowel sounds. So here, it's between  two vowel sounds so that's a flap. In IPA,  

iki ünlü ses arasındaki bir kanattır. Yani burada, iki sesli harf arasında yani bu bir flep. IPA'da,

I write that with the D sound between vowels  but just know, it's a flap. It'll be midnight.  

bunu sesli harfler arasında D sesiyle yazarım ama bilin ki bu bir flep. Gece yarısı olacak. Gece

It’ll be midnight.

yarısı olacak.

Again smoothly connected, and the pitch  changes without abrupt stops or skips,  

Tekrar sorunsuz bağlandı ve ses perdesi ani durmalar veya atlamalar olmadan değişir,

uhhhh-- it’ll be midnight. Midnight and we  have a stop T at the end of that thought group,  

uhhhh-- gece yarısı olacak. Gece yarısı ve o düşünce grubunun sonunda, bir düşünce grubunun

which is a common pronunciation at the end of  a thought group, or when the next word begins  

sonunda yaygın bir telaffuz olan veya bir sonraki kelime

with a consonant. Let's talk really quickly about  the D sound, it's not fully pronounced, it's not  

bir ünsüzle başladığında bir T durağımız var. D sesi hakkında gerçekten hızlı bir şekilde konuşalım , tam olarak telaffuz edilmiyor,

mid, midnight, dd-- but it's midnight, so  we put the tongue in position for the D,  

orta, gece yarısı, dd-- ama gece yarısı, yani dili D için pozisyona getiriyoruz,

we vibrate the vocal chords, but then  we don't release dd-- an escape of air,  

ses tellerini titreştiriyoruz, ama sonra yapmıyoruz dd'yi bırakın-- bir hava kaçışı,

we just go right into the next sound of the  N consonant. Midnight, midnight.

hemen N ünsüzünün bir sonraki sesine geçiyoruz . Gece yarısı, gece yarısı.

Midnight--

Geceyarısı--

And the moment of joy is upon us.

Ve neşe anı üzerimizde.

So Chandler, always the jokester, and the  moment of joy, sort of skips his pronunciation  

Yani Chandler, her zaman şakacı ve neşe anı, telaffuzunu

a little bit, but even though we have these big  changes, and the-- it's not and the, and the--  

biraz atlıyor  , ancak bu büyük  değişikliklere sahip olmamıza rağmen ve-- öyle değil ve ve--

The voice still carries. And the moment of--

Ses hala devam ediyor. Ve an--

And the moment of-- 

Ve an--

  And the-- Do you notice the D is dropped? Look  

Ve-- D'nin düştüğünü fark ettiniz mi?

at that. After an N, before another consonant,  it's really common to drop the D in the word and.

Şuna bak. Bir N'den sonra, başka bir ünsüzden önce, ve kelimesindeki D'yi bırakmak gerçekten yaygın bir durumdur. onu

even though he's making it stress. And,  he's making it longer, he still drops the D.  

strese sokmasına rağmen. Ve uzatıyor, yine de D'yi bırakıyor.

It's the AA vowel plus N. Now when we have that  sequence. When you look it up in a dictionary,  

AA sesli harfi artı N. Şimdi bu diziye sahip olduğumuzda . Bir sözlüğe baktığınızda,

this is what it will say: aa, an, an, an, but  that's not how we actually pronounce it. The back  

şöyle diyecektir: aa, an, an, an, ancak biz onu aslında böyle telaffuz etmiyoruz.

of the tongue relaxes, so whenever AA is followed  by N or M, it's not pure. Aauhh-- We have an  

Dilin arkası gevşer, dolayısıyla AA'nın ardından N veya M geldiğinde saf değildir. Aauhh-- Bir

UH vowel, you can think of it as the schwa, or  the UH as in butter. Aauhh-- Aauhh-- and, and,  

UH sesli harfimiz var, bunu schwa olarak düşünebilirsiniz veya UH'yi tereyağında olduğu gibi düşünebilirsiniz. Aauhh-- Aauhh-- ve, ve

so it's not pure, an-- back of the tongue relaxes.  And the-- now he takes the word the, and he puts  

yani saf değil, an-- dilin arkası gevşer. Ve-- şimdi the kelimesini alıyor ve

the EE vowel. That's not usual, the rule is when  the next word begins with a consonant sound,  

EE sesli harfini koyuyor. Bu alışılmadık bir durumdur. Kural şudur: Bir sonraki kelime ünsüz bir sesle başladığında,

you make it the schwa. You would make it EE if  the next word began with a vowel or diphthong,  

onu schwa yaparsınız. Bir sonraki kelime bir ünlü veya iki sesli harfle başlasaydı bunu EE yapardınız,

but in this case, he doesn't do it  that way. He pronounces it 'the'.

ancak bu durumda, o bunu bu şekilde yapmaz. 'the' diye telaffuz ediyor.

And the--  

Ve--

moment of joy is upon us.

neşe anı üzerimizde.

Moment of joy is upon us.  So we have a peak on moment,  

Mutluluk anı üzerimizde. Yani şu an bir zirveye sahibiz,

moment of joy is upon us. As well as another  peak on the stressed syllable of 'upon'.

neşe anı üzerimizde. "Üzerine"nin vurgulu hecesindeki başka bir zirvenin yanı sıra.

Moment of joy is upon us.

Mutluluk anı üzerimizde.

Moment of-- hold on, moment of, moment of, what?  That T is dropped. Look guys, it comes after an N.  

Bir an-- bekle, bir dakika, bir dakika, ne? Bu T düşürülür. Bakın çocuklar, N'den sonra gelir.

Just like in twenty. Moment of, moment of, the  next word, the word of, begins with a vowel  

Tıpkı yirmide olduğu gibi. Moment of, moment of, sonraki kelime, kelimesi sesli

sound. So the T between two consonants we drop  that a lot. But with N, T, vowel or diphthong,  

harfle başlar. Yani iki ünsüz arasındaki T'yi çok fazla düşürüyoruz. Ancak N, T, ünlü veya iki sesli harf ile

we also might drop that. Like in the word  internet, center, twenty, or when we're linking  

bunu da bırakabiliriz. İnternet, merkez, yirmi kelimesinde olduğu gibi veya

into a word. Moment of. Lots of different  cases where we change our T pronunciations.  

bir kelimeye bağladığımızda olduğu gibi. anı T telaffuzumuzu değiştirdiğimiz birçok farklı durum.

And we're going to have some videos where  we study that in February and March of 2021.  

Ve 2021'in Şubat ve Mart aylarında bunu incelediğimiz bazı videolarımız olacak.

So keep your eyes out for those, lots  of good videos coming early next year.

Bu nedenle, gelecek yılın başlarında gelecek bir sürü iyi video için gözünüzü dört açın.

Moment of--

Moment of--

joy

joy Anın

In the stressed syllable of moment,  

vurgulu hecesinde,

mo-- it's the OH diphthong you do need a little  bit of lip rounding for that. Moment of joy, joy,  

mo-- OH diftonudur, bunun için biraz dudak yuvarlamaya ihtiyacınız vardır. Sevinç anı, neşe,

that's the OY diphthong, need a little lip  rounding for that too. Everything links together  

bu OY diftonudur, bunun için de biraz dudak büyütmek gerekir. Her şey birbirine

really smoothly. There are no skips or breaks.

gerçekten sorunsuz bir şekilde bağlanır. Herhangi bir atlama veya kesinti yoktur.

Moment of joy--

Sevinç anı--

is upon us.

üzerimizde.

Oy is-- joy is-- these two words linked together,  

Oy is-- joy is-- bu iki kelime birbirine bağlıdır,

joy is-- IH smoothly right into IH, joy is, the  S in 'is' is a weak Z sound, but it links into  

joy is-- IH sorunsuzca IH'ye geçer, joy is, ' is'teki S zayıf bir Z sesidir, ancak

upon, uh, uh, uh, uh, the first vowel there, the  schwa, is a, is a, is a, is a, is upon us. Upon  

üzerine, uh, uh, uh ile bağlantılıdır , uh, buradaki ilk sesli harf, schwa, a'dır, a'dır, a'dır, a'dır, üzerimizdedir.

us. Stressed syllable of pon-- you can think  of that as AH as in father or AW as in law.

Bize. pon'un vurgulu hecesi-- bunu babada olduğu gibi AH veya hukukta olduğu gibi AW olarak düşünebilirsiniz.

Joy is upon us.

Sevinç üzerimizde.

Upon us. And the ending N of upon, links  

Bizim üzerimizde. Ve sondaki N,

right into the vowel of us.

us ünlüsüne bağlanır.

Upon us.

Bizim üzerimizde.

Everything's smoothly connected.

Her şey sorunsuz bir şekilde bağlantılı.

Joy is upon us.

Sevinç üzerimizde.

Looks like that no date pact thing worked out.

Görünüşe göre hiçbir randevu anlaşması işe yaramadı.

So Joey makes a comment about the 'no date pact  

Bu yüzden Joey, "tarih yok anlaşması" hakkında bir yorum yapıyor

thing'. If you'll remember in the first video  we studied in this series, they made a pact,  

. Bu dizide incelediğimiz ilk videoda hatırlarsanız, bir anlaşma yaptılar,

no dates for new year's eve. Then in the next  two videos, we saw how that pact fell apart.  

yılbaşı gecesi için tarih belirlemediler. Sonraki iki videoda bu anlaşmanın nasıl bozulduğunu gördük.

People started inviting dates. And now in this  last video of the series, we see none of those  

İnsanlar randevuları davet etmeye başladı. Ve şimdi serinin bu son videosunda, bu

plans worked out. Here it is midnight, and the  six of them are there together, no dates.

planların hiçbirinin işe yaramadığını görüyoruz. İşte gece yarısı ve altısı birlikte oradalar, tarih yok.

Looks like that no date pact thing worked out.

Görünüşe göre hiçbir randevu anlaşması işe yaramadı.

Looks like that, Looks like that,  looks like that

Öyle görünüyor, Öyle görünüyor,  öyle görünüyor

His first three words, unstressed,  

İlk üç kelimesi vurgusuz,

less clear, flatter in pitch, said quickly.

daha az net, perdesi daha düz, hızlı bir şekilde söyledi.

looks like that--

öyle görünüyor-- Öyle

Looks like that, looks like that,  looks like that, looks like that.

görünüyor, öyle görünüyor,  öyle görünüyor, öyle görünüyor.

I think you can even think of this K as dropped,  looks like that, looks like that, like that, 

Bence bu K'yi düşürülmüş olarak bile düşünebilirsiniz, şöyle görünüyor, şöyle görünüyor, böyle,

Like that, like that, because that's what it  sounds like to me. It sounds like he's doing  

böyle, böyle, çünkü bana  böyle geliyor. Görünüşe göre

L unstressed I into the TH, like that, like  that, like that, like that. AA vowel and then  

L vurgusuz I'yi TH'ye yapıyor, bunun gibi, bunun gibi, bunun gibi. AA sesli harfi ve ardından

a stop T because the next word begins with  a consonant. So it's not looks like that.  

bir T harfi, çünkü sonraki kelime bir ünsüzle başlar. Yani öyle görünmüyor.

Definitely not that clear it. Looks like that.  

Kesinlikle o kadar net değil. Öyle görünüyor.

Looks like that--

Öyle görünüyor--

no date pact--

tarih anlaşması yok--

You know, now that I’m listening to the whole  phrase, I’m not even sure there's a stop T.

Biliyorsunuz, artık tüm cümleyi dinlediğime göre, bir durak T olduğundan bile emin değilim. Öyle

Looks like that, that, that, that, that  no, that no, that no-- I almost feel like  

görünüyor ki, o, o, o, o hayır, o hayır , o hayır-- Neredeyse

I’m just hearing AH right into N. That  no, that no, looks like that no date pact

AH'yi N'ye doğru duyuyormuşum gibi hissediyorum

Looks like that no date pact--

thing worked out.

.

No date pact thing-- So definite stress on  the word date, I feel that it's scooping up,  

Tarih anlaşması yok-- Tarih kelimesi üzerinde o kadar kesin vurgu var ki , bunun toparlandığını hissediyorum,

no date pact thing, pact thing, a little  bit more length here as well. Pact thing.

tarih anlaşması yok, anlaşma olayı, burada da biraz daha uzun. Anlaşma konusu.

No date pact thing--

Tarih anlaşması falan yok--

Let's look at our consonants here. Date. We  definitely don't hear that released, right?  

Burada ünsüzlerimize bakalım. Tarih. Yayınlandığını kesinlikle duymuyoruz, değil mi?

We definitely don't hear tt-- date. But we hear  date pact, it's not day, but date, date, ttt-- I  

Kesinlikle tarih duymuyoruz. Ama tarih anlaşmasını duyuyoruz, gün değil, tarih, tarih, ttt--

do a stop in the throat and the vocal cords. That  signifies the stop T. Date pact. Now here we have  

Boğazda ve ses tellerinde bir duraklama yapıyorum. Bu, T. Date paktını durdur anlamına gelir. Şimdi burada

consonant T, consonant, how is this T pronounced?  

ünsüz T var, ünsüz, bu T nasıl telaffuz edilir?

Pact thing--

Anlaşma olayı--

Pact thing, pact thing, pact thing. It's  totally dropped. Not surprising. Ending  

Anlaşma olayı, anlaşma olayı, anlaşma olayı. Tamamen düştü. Şaşırtıcı değil.

CT clusters or ST clusters followed by a  consonant, very common to drop that T.  

CT kümelerini veya ST kümelerini bir ünsüzle bitirmek, bu T'yi bırakmak için çok yaygın

Pact thing--

worked out.

Thing worked out. Thing worked out. Then we have stress on part of our phrasal verb, to work out. Thing worked out.  

.

İşler yolunda gitti. İşler yolunda gitti. Daha sonra, öbek fiilimizin bir kısmında egzersiz yapmak için vurgu yaparız. İşler yolunda gitti.

Thing worked out.

İşler yolunda gitti.

I want to do a quick note on the  word thing, it's an unvoiced TH,  

Kelime olayıyla ilgili hızlı bir not almak istiyorum , bu sessiz bir TH,

tongue tip has to come through the teeth,  then it's the IH as sit vowel followed by NG.  

dil ucu dişlerin arasından gelmelidir, sonra sit sesli harfi olarak IH ve ardından NG gelir.

So here we studied when AA is followed by M, it's  not a pure AA. That's true here, too. When IH  

Burada AA'nın ardından M geldiğinde bunun saf bir AA olmadığını inceledik. Burada da bu doğru. IH  'nin

is followed by NG, it's not a pure IH. That  would be thih-- thih-- thing, thing, that's  

ardından NG geldiğinde, bu saf bir IH değildir. Bu thih-- thih-- şey, şey, bu

not how it's pronounced. It's pronounced thing,  thing. So the NG consonant changes that IH vowel,  

şekilde telaffuz edilmez. şey olarak telaffuz edilir. Yani NG ünsüz, IH sesli harfini değiştirir,

it's more of an EE vowel. Thing, thing, thing.  

bu daha çok bir EE sesli harfidir. şey, şey, şey.

Thing--

İşe

worked out.

yaradı. İşe yaradı

Let's look at our word 'worked'. W consonant, the  R vowel R combination, wor-- wor-- then we have K,  

kelimemize bakalım. W ünsüz, R sesli R kombinasyonu, wor-- wor-- o zaman K'ye sahibiz,

our ED ending here is pronounced as a  T, that's because the sound before was  

buradaki ED sonumuz bir  T olarak telaffuz edilir, çünkü daha önceki ses

unvoiced, the K consonant. Worked.

sessizdi, K ünsüz. çalıştı.

Worked out.

Üstesinden geldi.

I really don't hear the T though. Worked  out. Worked out. Ttt-- normally because the  

T'yi gerçekten duymuyorum ama. Üstesinden geldi. Üstesinden geldi. Ttt-- normalde

next word begins with the vowel or diphthong,  I would expect to hear a light T release there,  

sonraki kelime ünlü veya iki sesli harfle başladığından, orada hafif bir T salınımı duymayı beklerdim

but I’m not really hearing that.

ama bunu gerçekten duymuyorum.

Worked out.

Üstesinden geldi.

Worked out. Worked out. Worked out. I don't know, I feel like it's dropped.  

Üstesinden geldi. Üstesinden geldi. Üstesinden geldi. Bilmiyorum, düşmüş gibi hissediyorum.

Even though that's not what most people would do,  I think most people would do a light T release.  

Çoğu insanın yapacağı şey bu olmasa da bence çoğu insan hafif bir T salınımı yapar.

Definitely, we would drop it if the  next word began with a consonant,  

Bir sonraki kelime bir ünsüzle başlasaydı kesinlikle bırakırdık,

but here, it's the OW diphthong, I would  expect to hear a light T release. You know,  

ama burada, OW diftong, hafif bir T salınımı duymayı beklerdim. Biliyorsunuz,

there's background noise, he's not talking very  loudly, maybe that's why we're not hearing it.

arka planda gürültü var, çok yüksek sesle konuşmuyor, belki de bu yüzden duymuyoruz.

Worked out.  

Üstesinden geldi.

One, happy new year!

Bir, mutlu yıllar!

So they're counting down.  They get to the last one,  

Yani geri sayıyorlar. Sonuncusuna,

one. So when you're counting like this for  something like a holiday countdown, ten, nine,  

bire ulaşırlar. Yani bir tatil geri sayımı gibi bir şey için bu şekilde saydığınızda, on, dokuz,

eight, each word would be stressed with that  up down shape of stress. One, happy new year!

sekiz, her kelime bu  yukarı aşağı vurgu şekliyle vurgulanır. Bir, mutlu yıllar!

One, happy new year!

Bir, mutlu yıllar!

Happy has stress, happy  

Mutlu, stresli, mutlu

new year. So most stress on ha-- and  new, and of course, I wrote it like that,  

yeni yıl. Yani en çok ha-- ve yeni ve tabii ki bunu böyle yazdım,

but it all links together smoothly, doesn't  it? Happy new year! Actually, you know, the P,  

ama hepsi sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanıyor, değil mi? Mutlu yıllar! Aslında, bilirsiniz, P,

it's a stop consonant, and I think part of the  celebratory tone and the stress they give, they  

bu bir sessiz harftir ve bence kutlama tonunun ve verdikleri stresin bir parçası olarak,

kind of exaggerate that stop. Happy new year!

bu durağı biraz abartıyorlar. Mutlu yıllar!

Happy new year!

Mutlu yıllar!

But it does still link together smoothly. The  EE vowel right into the N consonant. Happy new year.

Ama yine de sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanıyor. EE sesli harfi N ünsüzüne doğru. Mutlu yıllar.

Ppy new year-- ppy new, ppy new, ppy new,  ppy new, ppy new, ppy new, ppy new. Smooth links.  

Yeni Yılınız Kutlu Olsun-- Yeni Yılınız Kutlu Olsun, Yeni Yılınız Kutlu Olsun, Yeni Yılınız Kutlu Olsun,  Yeni Yılınız Kutlu Olsun, Yeni Yılınız Kutlu Olsun, Yeni Yılınız Kutlu Olsun, Yeni Yılınız Kutlu Olsun. Pürüzsüz bağlantılar.

Happy new year!

Mutlu yıllar!

Year, this word can be tricky. How is year  

Yıl, bu kelime yanıltıcı olabilir. Yıl

different than ear? Well I have a video on that.  So if you're not clear on the differences between  

kulaktan nasıl farklıdır? Valla bununla ilgili bir videom var. Yıl ve kulak arasındaki farklar konusunda net değilseniz

year and ear, just look it up on youtube, 'year  ear Rachel's English' and you'll find that video.  

, youtube'da "year ear Rachel's English" ifadesine bakın ve o videoyu bulacaksınız.

And everyone kisses, hugs,  celebrating the change of the year.  

Ve herkes öpüşür, sarılır ve yılın değişimini kutlar.

Happy new year!

Mutlu yıllar!

know, I, uh-- You know, I, uh-- You know, I, uh--  

biliyorum, ben, uh-- Biliyorsun, ben, uh-- Biliyorsun, ben, uh--

All linked together really smoothly. The  word you, not you, ye-- said so quickly,  

Hepsi gerçekten düzgün bir şekilde birbirine bağlandı. Sen, sen değil, siz-- kelimesini o kadar çabuk söylediniz ki, zar zor

you barely even notice it. You know--

fark ettiniz. Biliyorsun--

You know, I,  

Biliyorsun, ben,

uh-- You know, I, uh-- You know, I, uh-- You know, I, uh-- very smooth. The OH diphthong,  

uh-- Biliyorsun, ben, uh-- Biliyorsun, ben, uh-- Biliyorsun, ben, uh-- çok düzgün. OH ikili ünlüsü,

right into the AI diphthong. You know I-- when  you're doing a link like that, with the OH  

doğrudan AI ikili ünlüsüne. Bilirsin-- OH

diphthong into another vowel or diphthong, it can  help to think of saying the W consonant to link.  

diftonu başka bir ünlüye veya diftona böyle bir bağlantı yaparken, bağlantı için W ünsüzünü söylemeyi düşünmek yardımcı olabilir.

You know I-- And of course the K in this word is  silent. You know, you know, You know, I, uh--  

Biliyorsunuz ben-- Ve tabii ki bu kelimedeki K sessizdir. Bilirsin, bilirsin, bilirsin, ben...

You know, I, uh--

Bilirsin, ben...

 just thought I’d throw this out here.

bunu buraya atayım dedim.

Just thought I’d throw this out here. Just thought  I’d throw this out here. So we have a couple  

Sadece bunu buraya atacağımı düşündüm. Bunu buraya atayım dedim. Yani

stressed words here. Just thought i’d, thought  i’d, a little bit there, just thought I’d throw,  

burada vurgulanan birkaç kelimemiz var. Düşündüm, düşündüm, biraz oraya,

a little bit there, this out here. Throw out,  our phrasal verb, we have more of the stress  

biraz oraya, bunu buraya atacağımı düşündüm. Fırlat, deyimsel fiilimiz, kelimeyi daha çok

on the word out, but everything in this phrase  links together really smoothly, doesn't it?  

vurguluyoruz, ancak bu deyimdeki her şey gerçekten düzgün bir şekilde birbirine bağlı, değil mi?

Just thought I’d throw this out here.

Sadece bunu buraya atacağımı düşündüm.

Just thought, the word just, you know what?  I’m really just hearing that as the S.  

Sadece düşündüm, kelime sadece, biliyor musun? Bunu gerçekten sadece S olarak duyuyorum.

So we already know when we have an ending  ST cluster, and the next word begins with  

Dolayısıyla, bir ST kümemiz olduğunda ve bir sonraki kelime

a consonant, as it does here, that that T will  probably be dropped, definitely. Just thought,  

bir ünsüzle başladığında, burada olduğu gibi, bu T'nin muhtemelen, kesinlikle çıkarılacağını zaten biliyoruz. Sadece düşündüm,

just thought, just thought. But I feel that  he's reducing it even further. I don't even  

sadece düşündüm, sadece düşündüm. Ancak daha da azalttığını hissediyorum.

hear the beginning consonant or the vowel. I just  hear S. Just thought, just thought, just thought  

Başlangıçtaki ünsüz veya sesli harfi bile duymuyorum. Sadece S duydum. Sadece düşündüm, sadece düşündüm, sadece düşündüm

And you know what? That's not that surprising  to me. That seems like a natural reduction of  

Ve biliyor musun? Bu benim için o kadar da şaşırtıcı değil . Bu bana "sadece" kelimesinin doğal bir indirgemesi gibi görünüyor

the word 'just' to me. We can reduce  it to: just, just, just, just, just,  

. Bunu şuna indirgeyebiliriz: sadece, sadece, sadece, sadece, sadece,

but we can also reduce it to sss-- st thought, st  thought. And even though out of all four sounds,  

ama aynı zamanda sss-- st düşünce, st düşünceye de indirgeyebiliriz. Ve dört ses arasından

we're only saying one sound, any native  speaker would know that word as 'just'.

yalnızca bir ses söylüyor olsak da, anadili İngilizce olan herhangi biri bu kelimeyi 'sadece' olarak bilir.

Just thought i’d--

Düşündüm ki--

Just thought i’d-- just thought  i’d-- just thought i’d-- 

Düşündüm ki-- düşündüm ki-- düşündüm ki--

So a quick S before the word thought. Thought, the  tongue tip does have to come through for the TH  

Yani düşünce kelimesinden önce hızlı bir S. TH için dil ucunun buradan geçmesi gerektiğini düşündüm

here. I know some of my students have  a hard time transitioning between S  

. Bazı öğrencilerimin S   ve TH arasında geçiş yapmakta zorlandıklarını biliyorum

and TH. St thought, st thought. So let's just talk through that very,  

. Düşündüm, düşündüm.

quickly teeth are together for the S, tongue tip  is just inside the mouth, for me, they're just  

S için dişler bir arada, dil ucu ağzın hemen içinde, benim için

behind the bottom front teeth. Sss-- thought--  st thought. So to transition into TH, I just  

alt ön dişlerin hemen arkasında. Sss-- düşündüm-- st düşündüm. TH'ye geçmek için, sadece   dil

lift the tongue tip, peek it through the teeth,  just a bit, the teeth part, stt-- sstt-- stt--  

ucunu kaldırıyorum, dişlerin arasından bakıyorum, sadece biraz, diş kısmı, stt-- sstt-- stt--

It's not a very big movement. These  two positions are not very far apart.  

Bu çok büyük bir hareket değil. Bu iki konum birbirinden çok uzak değildir.

You might just want to practice them with a break  stt-- and then stt-- Slowly together, really  

Bunları bir mola stt-- ve sonra stt-- ile birlikte yavaş yavaş, gerçekten

thinking about the change in tongue position.  The rest of the mouth is completely relaxed.  

dil pozisyonundaki değişikliği düşünerek pratik yapmak isteyebilirsiniz. Ağzın geri kalanı tamamen gevşemiştir.

Just thought i’d--

Düşündüm ki--

Thought with the AW as in law  vowel, then the letter T, but wait,  

AW'yi kanundaki gibi ünlü , ardından T harfiyle düşündüm, ama bekleyin

the next word is the AI diphthong, I’d-- so that  T becomes a flap T. Thought I’d, thought I’d,  

sonraki kelime AI diftonu, ben-- böylece T bir flep T olur. Düşündüm ki,

linking the two words together.

iki kelimeyi birbirine bağlayarak yapacağımı düşündüm.

Just thought  i’d-- 

Düşündüm ki  i--

The D in i'd-- not released because the next word 

i'deki D-- serbest bırakılmadı çünkü sonraki kelime

begins with a consonant. Again, it's the unvoiced  TH, so it's not I’d throw, but it's I'd throw. Vocal  

bir ünsüzle başlıyor. Yine sessiz TH'dir, bu yüzden ben atardım değil, atardım. Vokal

chords vibrate for the D, with no release, go  right into the next consonant. Smooth transitions.  

akorları D için titrer, serbest bırakılmadan doğrudan bir sonraki ünsüze geçer. Pürüzsüz geçişler.

Just thought i’d-- Just thought i’d--

Düşündüm ki-- Düşündüm ki--

Just thought i’d--

Düşündüm ki...

throw this out here.

bunu buraya atayım.

Just thought I’d throw-- THR  

Sadece-- THR   ünsüzünü atacağımı düşündüm,

consonant, this can be another tricky transition,  so the tongue is just through the teeth, th--  

bu başka bir zorlu geçiş olabilir, yani dil tam dişlerin arasından geçiyor, th--

no stop or hold, the air flows freely, it's a  relaxed sound, and then the tongue tip pulls back  

durma veya tutma yok, hava serbestçe akıyor, bu rahat bir ses ve sonra dil ucu

into the mouth and just away from the front of the  mouth, so it's just backing up slightly, thrr--  

ağzın içine   geri çeker ve ağzın hemen önünden uzaklaşır , bu yüzden R sesini çıkarmak için hafifçe geri çekilir, thrr--

to make that R sound. Thr-- it  shouldn't touch the roof of the mouth,  

. Thr-- damağa değmemeli,

we definitely don't want it flapping.  Thrr-- throw-- OH diphthong.  

kesinlikle kanat çırpmasını istemiyoruz. Thrr-- fırlat-- OH diphthong.

Now we have the word this, this word  begins with a TH, but this time it's  

Şimdi bu kelimeye sahibiz, bu kelime TH ile başlar, ancak bu sefer

voiced. It's not unvoiced like thought or throw.  When there's an unstressed word like this,  

seslendirilmiştir. Düşünce ya da atış gibi sessiz değil. Bunun gibi vurgusuz bir kelime olduğunda,

this, that, these, the, and  it begins with the voiced TH,  

bu, bu, bunlar, the ve TH seslendirmesiyle başladığında,

that's a case where we might not bring the  tongue tip all the way through the teeth.  

bu, dil ucunu dişlerin arasından tam olarak getiremeyebileceğimiz bir durumdur.

The teeth can be slightly parted and the tongue  just touches behind them, you might see it peeking  

Dişler hafifçe ayrılabilir ve dil sadece arkalarına dokunur,

through the teeth but you don't need to bring  it quite as far forward: this, this, this, this,  

dişlerin arasından baktığını görebilirsiniz, ancak o kadar öne getirmenize gerek yoktur: bu, bu, bu, bu,

helps us say those unstressed words more quickly.  Thought I’d throw this, thought I’d throw this--

bu vurgulanmamış kelimeleri söylememize yardımcı olur daha hızlı bir şekilde. Bunu atacağımı düşündüm, bunu atacağımı düşündüm--

Thought I’d throw this--

Bunu atacağımı düşündüm--

out here.

buraya.

And the ending S links right into  the OW diphthong. Ss out-- ss  

Ve biten S, doğrudan OW ünlü ünlüsüne bağlanır.

out-- ss out-- ss out here-- throw this out here.

Dışarı...

Stop T because the next word  begins with a consonant.

T'yi durdurun çünkü sonraki kelime bir ünsüzle başlar.

Throw this out here.

Bunu buraya atın.

The word 'here' when you look it up,  you'll see IH as in sit, schwa R ending. IH  

"Burada" kelimesine baktığınızda, IH'nin in sit, schwa R bitişi olduğunu görürsünüz. IH

followed by schwa R, this is another case where  it's not pure. Just like when it's followed by NG,  

ardından schwa R gelir. Bu, saf olmadığı başka bir durumdur. Tıpkı NG tarafından takip edildiğinde,

with thing, it gets turned into more of an  EE vowel, same with schwa R. It's not hih--  

şey ile, daha çok bir EE sesli harfine dönüşür, schwa R ile aynı. hih--

here, here, but it's here, e  e e, much more of an EE sound  

burada, burada değil, ama burada, e e e, çok daha fazla bir EE sesi olmasına

even though that's not what you'll see  in the dictionary. That's what we do.

rağmen   sözlükte göreceğiniz şey bu değildir . Yaptığımız bu.

here.

Burada. Telaffuz

Can you believe how much we've studied about  pronunciation already? Not only are we seeing how  

hakkında şimdiden ne kadar çalıştığımıza inanabiliyor musunuz ? Sadece

many sounds change, but we're studying why, and so  much about the smoothness and linking that happens  

kaç sesin değiştiğini görmekle kalmıyor, aynı zamanda Amerikan İngilizcesinde meydana gelen akıcılık ve bağlantı hakkında da pek çok şeyi ve bunun nedenini inceliyoruz

in American English. the up down shape of stress. here. here. here. I’m no math whiz.

. stresin yukarı aşağı şekli. Burada. Burada. Burada. Ben matematik dehası değilim.

here.

Burada.

I’m no math whiz.

Ben matematik dehası değilim.

I’m no math whiz. I’m no math whiz. Four words,  all going up to the peak of stress on Math or  

Ben matematik dehası değilim. Ben matematik dehası değilim. Dört kelime, hepsi Matematikte stresin zirvesine çıkıyor veya stresin

falling from that peak of  stress. I’m no math whiz.

o zirvesinden düşüyor . Ben matematik dehası değilim.

I’m no math whiz.

Ben matematik dehası değilim.

linking together very smoothly, again another  unvoiced TH. you're really gonna get your work  

çok düzgün bir şekilde birbirine bağlanıyor, yine başka bir seslendirilmemiş TH. bununla gerçekten işinizi   elde edeceksiniz

here with that. I’m no math whiz, whiz, whiz,  whiz, smoothly connecting consonants together.  

. Ben ünsüzleri sorunsuz bir şekilde birbirine bağlayan bir matematik dehası değilim.

M to N, TH to W. now the word whiz, we  have a WH here, but he's pronouncing that  

M'den N'ye, TH'den W'ye

with without any extra escape of air. whiz,  whiz, just a clean W sound. I’m no math whiz.

. vız, vız, sadece temiz bir W sesi. Ben matematik dehası değilim.

I’m no math whiz--

Ben matematik dehası değilim--

but I do believe there are three girls--

ama üç kız olduğuna inanıyorum--

but I do believe there are three girls. Do, three,  our peaks of stress there. but I do believe,  

ama üç kız olduğuna inanıyorum. Üç, stresin zirve yaptığı yer burası. ama inanıyorum,

but I, but I, but I. do you hear how those  two words are linking together with a flap T?  

ama ben, ama ben, ama ben. bu iki kelimenin bir kanat T ile nasıl birbirine bağlandığını duyuyor musunuz?

and they're flat, they're  unstressed. but I, but I, but I do.

ve düzler, gerilmemişler. ama ben, ama ben, ama yapıyorum.

but I do,

ama

believe there--

But I do believe they're-- believe, believe  they're-- V consonant right into that  

inanıyorum, orada--

Ama inanıyorum ki-- inan, inan onlar-- V ünsüz tam o

voiced TH, but it's unstressed, so it's not  there's not thh-- it's not that much energy  

seslendirilen TH'de, ama vurgusuz, yani o  yok  thh-- o kadar enerji değil

in it. there, there, there, there,  there, there, do believe there--

içinde. orada, orada, orada, orada, orada, orada, oraya inan-- oraya

do believe there--  

do believe there--

inan-- - '

The word 'there' ends with  an R and it's linking into  

orada' kelimesi bir R ile biter ve '

the reduction of the word 'are'. let's  listen to just these two words together.

are' kelimesinin indirgenmesine bağlanır. sadece bu iki kelimeyi birlikte dinleyelim.

There are--

Orada-- '

The word 'are' I would write that schwa R,  

var' kelimesi, şu schwa R'yi yazardım,

and the word there, it's reduced as well,  it's not there, but it's there there there. 

ve oradaki kelime, aynı zamanda indirgenmiştir, orada değil, ama orada orada orada.

I would also write that with schwa  R. so we have two schwa R sounds in  

Bunu schwa R ile de yazarım. Böylece arka arkaya iki schwa R sesi elde ederiz

a row. there's just a very subtle restart  of it. There are-- There are-- There are--  

. sadece çok ince bir yeniden başlatma var . Var-- Var-- Var--   Var-- Var-- Var-- Var-- Var--

There are-- There are-- There are-- There  are-- There are-- There are three girls.

Üç kız var.

There are three girls.

Üç kız var.

Very smoothly connected. now three, we again  have that unvoiced THR constant just like in  

Çok sorunsuz bağlandı. şimdi üç, tıpkı kelime atmada olduğu gibi yine sessiz olmayan THR sabitine sahibiz

the word throw. like I said, you're really gonna  get your workout for these unvoiced TH's here.

. dediğim gibi, buradaki sessiz TH'ler için gerçekten egzersiz yapacaksın.

three--

üç--

girls--

kızlar--

three girls-- and the word 'girls' just comes  down in pitch after that peak of stress.  

üç kız-- ve 'kızlar' kelimesi bu stres zirvesinden sonra perdeye iner.

girls, girls, girls, girls, girls. don't try to  make more of a vowel than that. it's just that  

kızlar, kızlar, kızlar, kızlar, kızlar. bundan daha fazla sesli harf yapmaya çalışmayın. sadece

R vowel consonant combination gg-- urr-- uhls--  Then we have the dark L, the tongue tip doesn't  

R sesli ünsüz kombinasyonu gg-- urr-- uhls-- O zaman koyu renkli L'ye sahibiz,

need to lift for that. just make a dark sound  with the back of the tongue. guhrrrlll.

bunun için dil ucunun  kaldırılmasına gerek yoktur. sadece dilin tersiyle koyu bir ses çıkarın . guhrrrll.

To make that sound, my tongue tip is lightly  touching the backs of the bottom front teeth.  

Bu sesi çıkarmak için dilimin ucu alt ön dişlerin arkalarına hafifçe dokunuyor.

not the top, but the bottom.  girls. and then a weak ending Z.

üst değil, alt. kızlar ve sonra zayıf son Z.

Girls--

Girls--

and three guys.

ve üç erkek.

and three guys. and three guys. so he stresses  and, and but he still drops the D. and three guys.

ve üç adam. ve üç adam. bu yüzden ve'yi vurguluyor, ama yine de D.'yi ve üç adamı bırakıyor.

and three guys--

ve üç adam--

actually, all of those have a little bit of  that stressed feeling. and three guys. da-da-da.  

aslında hepsinde biraz o stresli duygu var. ve üç adam. da-da-da.

All linked together. and three guys.

Hepsi birbirine bağlı. ve üç adam.

and three guys--

ve üç adam--

right here.

tam burada.

Right here. right here. more stress on here, stop  T because the next word begins with a consonant.

Tam burada. tam burada. burada daha fazla vurgu yapın, T'yi durdurun çünkü sonraki kelime bir ünsüzle başlar.

right here.

tam burada.

here. Again, remember it's a case where the IH  vowel is more like EE because it's followed by R.

Burada. Yine, IH sesli harfinin daha çok EE'ye benzediği bir durum olduğunu unutmayın, çünkü

here.

burada R. gelir.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight.

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

So Phoebe's very sad she had to break up with her  boyfriend tonight because he got a grant to go do  

Phoebe yurtdışında araştırma yapmak için burs aldığı için bu gece erkek arkadaşından ayrılmak zorunda kaldığı için çok üzgün

research abroad. And she didn't want to hold him  back. So she's depressed. Her volume is very low.

. Ve onu  geri tutmak istemedi . Yani depresyonda. Hacmi çok düşük.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight. 

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight.

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight.  oh, I-- a little bit of stress there. Oh,  

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden. oh, ben-- orada biraz stres var. Oh,

I don’t feel like kissing anyone tonight.  and then the peak of stress on anyone.

Bu gece içimden kimseyi öpmek gelmiyor. ve sonra herhangi birinin üzerindeki stresin zirvesi.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight.

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight.

Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

But it all links together very smoothly.  No skips or breaks. Let's look at our  

Ama hepsi çok düzgün bir şekilde birbirine bağlanır. Atlama veya mola yok.

NT contraction. You probably  learned this word is pronounced  

NT kasılmamıza bakalım. Muhtemelen bu kelimenin telaffuz edildiğini öğrenmişsinizdir

Don't, but that's very rare that  the T is pronounced like that.

, ancak T'nin bu şekilde telaffuz edilmesi çok nadirdir.

Oh, I don’t feel--

Oh, hissetmiyorum--

I don’t feel-- I don’t feel-- I don’t feel-- The  T is dropped. N, T consonant, pretty common to  

Hissetmiyorum-- Hissetmiyorum-- Hissetmiyorum-- T düşürüldü. N, T ünsüzünü   bırakmak oldukça yaygındır

drop it. with N apostrophe T contractions, that  could also be a stop sound. I don't feel. but  

. N kesme işareti T kasılmalarında, bu aynı zamanda bir durma sesi olabilir. hissetmiyorum ancak

in this case, she drops it completely. I don't  feel, don't feel-- Right from N and to the F.

bu durumda tamamen bırakır. Hissetmiyorum, hissetme-- N'den F'ye kadar.

Oh, I don’t feel--

Oh,

feel like kissing anyone tonight.

içimden-- bu gece birini öpmek gelmiyor.

Feel like-- you can link those with a single L  sound. you do want some dark after the EE vowel,  

Bunları tek bir L sesiyle bağlayabilirsiniz. EE ünlüsünden sonra biraz koyuluk istersiniz,

but then you do lift your tongue tip for the  light L. Feel like, feel like, feel like. so  

ama sonra açık L için dilinizin ucunu kaldırırsınız. Feel like, feel like, feel like. yani

it's not feel, feel, but feel, get that dark  sound in there. Feel like, feel like, feel like.

hissetmek değil, hissedin, o karanlık sesi içeri alın. Hisset, hisset, hisset.

Feel like--

kissing anyone tonight.

Bu gece birini öpmek gibi hissediyorum.

like kissing, like kissing, like kissing-- you can link those words with a single K sound. 

öpmek gibi, öpmek gibi, öpmek gibi-- bu kelimeleri tek bir K sesiyle ilişkilendirebilirsin.

like kissing, like kissing, like  kissing-- like kissing anyone--

öpüşmek gibi, öpüşmek gibi, öpmek gibi-- herhangi birini öpmek gibi--

then the NG sound links really smoothly  into our EH as in bed vowel. Kissing anyone.

o zaman NG sesi, yatak ünlüsünde olduğu gibi EH'mize gerçekten sorunsuz bir şekilde bağlanır. Kimseyi öpmek.

like kissing anyone--

birini öpmek gibi--

tonight.

bu gece.

The word 'tonight'. a lot of my students say  tonight, but that's not the pronunciation. if  

"Bu gece" kelimesi. öğrencilerimin çoğu bu gece diyor, ancak telaffuz bu değil. eğer

you look it up in the dictionary, you'll  see it's T, schwa, in our first syllable,  

sözlüğe bakarsanız, ilk hecemizde

that's unstressed, to, to, to. So there are  no cases where it should be pronounced to, to,  

Vurgusuz, to, to, to olan T, schwa olduğunu görürsünüz. Bu nedenle, to, to, to, to,

to, but always: to, to, to, tonight, tonight,  tonight, and a stop T at the end of the word.

bu gece, bu gece, bu gece ve kelimenin sonunda bir durak T ile telaffuz edilmesi gereken durumlar yoktur.

tonight.

bu akşam.

I can't kiss anyone.

Kimseyi öpemiyorum.

Poor Rachel. She's had a run-in with  somebody about a cab at the airport.  

Zavallı Rachel. Havaalanında taksiyle ilgili biriyle tartışmış.

You know, when there are a lot of people and not  very many cabs, it can get it can get tough in  

Bilirsiniz, çok fazla insan varken ve çok fazla taksi yoksa,

New York trying to get one. So she got in a fight  with somebody, her face is a little bruised up.

New York'ta taksi bulmaya çalışmak zor olabilir. Bu yüzden biriyle kavga etti , yüzü biraz morarmış.

I can't kiss anyone.

Kimseyi öpemiyorum.

I can't kiss anyone. She says that  without really moving her mouth very much.  

Kimseyi öpemiyorum. Bunu ağzını pek fazla hareket ettirmeden söylüyor.

And that's why this word is a little less clear  because we don't have any lip rounding for the W  

İşte bu yüzden bu kelime biraz daha az anlaşılır çünkü bir'in W   için dudak yuvarlatmamız yok

of one. Anyone, anyone. she's not really  able to make that W sound. anyone.

. Herhangi biri, herhangi biri. o w sesini gerçekten çıkaramıyor. herhangi biri.

I can't kiss anyone.

Kimseyi öpemiyorum.

I can't, I can't, up down shape of stress  there. and that is a stop T. she does make  

Yapamam, yapamam, oradaki stresi azaltamam . ve bu bir T durağıdır. N kesme T kısaltması

that a stop T pronunciation for  the N apostrophe T contraction.  

için bir T durağı telaffuzu yapar .

I can't kiss anyone. Links together  smoothly, S into EH vowel. ss anyone.

Kimseyi öpemiyorum. S'yi EH sesli harfine sorunsuz bir şekilde birbirine bağlar. kimse ss

I can't kiss anyone.

Kimseyi öpemiyorum.

So I’m kissing everyone?

Yani herkesi öpüyorum?

So I’m kissing everyone? So I’m-- stress on I’m,  so I’m kissing everyone? Also stress on ev-- but  

Yani herkesi öpüyorum? Yani ben-- stresliyim, yani herkesi öpüyorum? Ayrıca ev üzerinde stres-- ama

it goes down and then back up because our pitch  is heading up, because it's a yes no question.  

düşüşe geçer ve sonra tekrar yükselir çünkü satış konuşmamız yukarı doğru gidiyor, çünkü bu bir evet hayır sorusu.

everything links together really smoothly.  OH diphthong into AI diphthong. so I’m  

her şey gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanır. OH difthong'u AI difthong'a. bu yüzden

kissing-- M right into K, no breaks.  

öpüşüyorum-- M'den K'ye, ara yok.

and then again, the NG consonant linking  into the EH vowel. kissing eh-- ng everyone?

ve sonra tekrar, NG ünsüzünün EH sesli harfine bağlanması. herkesi öpmek?

So I’m kissing everyone?

Yani herkesi öpüyorum?

No. No. No.

No. No. No. No. No. No. No. No. No. No. No.  No. No.

No. No. No. No. No. No. No. No.  No. No. N consonant, OH diphthong,  

Right back into an N constant OH diphthong, very  smooth. No. No. No. No. No. No. No. No. No. The N,  

Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır

the tongue for the N just going up so quickly  to the roof of the mouth and back down.

.

No. No. No. 

Hayır. Hayır. Hayır.

You can’t kiss  Ross, that’s your brother.

Ross'u öpemezsin, o senin kardeşin.

You can’t kiss Ross, you can't kiss, you  can't kiss. do you notice he does do the  

Ross'u öpemezsin, öpemezsin, öpemezsin.

stop T pronunciation for that?  You can’t kiss Ross. Actually,  

bunun için stop T telaffuzunu yaptığını fark ettiniz mi? Ross'u öpemezsin. Aslında,

all three of those words have some  shape. da da da. You can’t kiss Ross.

bu kelimelerin üçünün de bir şekli vardır. da da da. Ross'u öpemezsin.

You can’t kiss Ross--

Ross'u öpemezsin,

that’s your brother.

o senin kardeşin.

That’s your brother. That’s your  brother. Very smooth. that’s your  

Bu senin kardeşin. Bu senin erkek kardeşin. Çok yumuşak. o senin   erkek

brother. That’s your brother. The  word 'your' not pronounced your.  

kardeşin. Bu senin kardeşin. "Senin" kelimesi senin olarak telaffuz edilmez.

reduced, unstressed, that's your--  that's your-- that’s your brother.

azaltılmış, stressiz, bu senin-- bu senin-- bu senin kardeşin.

That’s your brother.

Bu senin kardeşin.

Brother. that's the voiced TH. brother, brother,  

Erkek kardeş. bu seslendirilen TH'dir. erkek kardeş, erkek kardeş,

brother. if it seems tricky to bring your tongue  tip through the teeth here, think of this. think  

erkek kardeş. dilinizin ucunu buradaki dişlerin arasından geçirmek size zor geliyorsa şunu bir düşünün. üst ön dişlerin

of the tongue flapping up to touch the bottom of  the top front teeth. broth-- brother, brother,  

alt kısmına değmek için kanat çırpan dili düşünün . et suyu-- erkek kardeş, erkek kardeş,

brother. I think sometimes thinking of the light  point of contact between the tongue and the upper  

erkek kardeş. Bence bazen dil ile üst dişler arasındaki hafif temas noktasını düşünmek her şeyi

teeth can make it feel more simple. Brother.

daha basit hissettirebilir. Erkek kardeş.

Brother--

Abi--

Oh perfect, perfect.

Oh mükemmel, mükemmel.

Oh perfect, perfect.

Ah mükemmel, mükemmel.

Two-syllable word. Oh perfect, perfect.  Now we have an ending cluster here, CT.

İki heceli kelime. Ah mükemmel, mükemmel. Şimdi burada bir bitiş kümemiz var, CT.

Oh perfect, perfect. 

Ah mükemmel, mükemmel.

I hear the T dropped. oh perfect, per-- So we  have, the next word begins with a consonant. I’m  

T'nin düştüğünü duydum. oh mükemmel, per-- Böylece bir sonraki kelime bir ünsüzle başlar.

not surprised he drops it here. very common to  drop that T between consonants. but even here,  

Buraya bırakmasına şaşırmadım. ünsüzler arasında bu T'yi bırakmak çok yaygındır. ama burada bile,

I don't think it's pronounced. even  though it's the end of a thought group,  

telaffuz edildiğini sanmıyorum. bu bir düşünce grubunun sonu olsa da

and it wouldn't sound that strange to say it.  perfect. But I hear: perfect, perfect. Perfect,  

ve bunu söylemek kulağa o kadar da tuhaf gelmeyecek. mükemmel. Ama duyuyorum: mükemmel, mükemmel. Harika

perfect. Stop of air, these are both stop  consonants. the K consonant and the T consonant  

harika. Durdurma havası, bunların ikisi de durma ünsüzleridir. K ünsüz ve T ünsüz

both stops. so he stops the air,  doesn't release. oh perfect, perfect.

her ikisi de durur. bu yüzden havayı durdurur, serbest bırakmaz. Ah mükemmel, mükemmel.

Oh perfect, perfect. 

Ah mükemmel, mükemmel.

In that stressed syllable, per-- it's that,  

O vurgulu hecede, per-- işte olduğu gibi,

UR, R vowel combination just like  in work. per, per, perfect, perfect.

UR, R sesli harf kombinasyonu . per, per, mükemmel, mükemmel.

Oh perfect,

Oh mükemmel,

So now everybody's getting kissed but me.

Yani şimdi ben hariç herkes öpülüyor.

So now, so now, so now. he ever so slightly  separates that from everyone. that helps  

Yani şimdi, şimdi, şimdi, şimdi. bunu herkesten çok az ayırır. bu

stress everyone more. So now, so now,  so now, they link together smoothly,  

herkesin daha fazla strese girmesine yardımcı olur. Yani şimdi, şimdi, yani şimdi, düzgün bir şekilde birbirine bağlanırlar,

they're flat. So now, so now, so now,  so, so. I think I’m going to write that S  

düzdürler. Yani şimdi, şimdi, şimdi, yani şimdi, yani, yani. Sanırım o S

schwa. it's not so, so, so, but suh suh suh so  now, so now, so now. Linking together smoothly.

schwa'yı yazacağım. öyle değil, öyle, öyle, ama suh suh suh çok şimdi, öyle şimdi, öyle şimdi. Sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanma.

So now--

Yani şimdi-- ben

everybody's getting kissed but me.

hariç herkes öpülüyor.

I just noticed I wrote that wrong  it's not everyone's, it's everybody's.

Yanlış yazdığımı yeni fark ettim bu herkesin değil, herkesin. Ben

Everybody's getting kissed but me.  

hariç herkes öpülüyor.

everybody's getting kissed-- Everybody. Stress  on ev-- everybody's getting kissed but me.  

herkes öpüşüyor-- Herkes. Evdeki stres-- ben hariç herkes öpülüyor.

And then a lot of stress on me. he's  feeling kind of bad about himself.

Ve sonra üzerimde çok fazla stres var. kendisi hakkında biraz kötü hissediyor. Ben

Everybody's getting kissed but me.

hariç herkes öpülüyor.

Everybody. so it's only the first syllable that's  stressed there, and it's not every, but ev-ry.  

Herkes. yani burada vurgulanan yalnızca ilk hecedir ve her değil, her hecedir.

everybody's, everybody's, everybody's.

herkesin, herkesin, herkesin. Ben hariç

everybody's, --

herkesin, --

getting kissed but me.

öpülmesi.

Everybody's getting kissed, getting, getting,  getting. Do you notice that? flap T. T between two  

Herkes öpülüyor, elde ediliyor, elde ediliyor. Bunu fark ettin mi? T. T'yi iki

vowels, rarararara, flaps against the roof of the  mouth. and the last three syllables of everybody,  

sesli harf, rarararara arasında çırpmak, ağzın çatısına kanat çırpmak . ve herkesin son üç hecesi

and the two syllables of getting, are  flatter, said more quickly. Ev-rybody's  

ve almanın iki hecesi daha yavandır ve daha çabuk söylenir. Herkes

getting, rybody's getting, rybody's getting,  rybody's getting, not a lot of up down there.

alıyor, herkes alıyor, herkes alıyor, herkes alıyor, yukarıda pek bir şey yok. Ben

Everybody's getting,

kissed but me.

hariç herkes öpüyor.

Kissed. The ED ending there makes  the T sound because the sound before,  

öptüm Orada biten ED, T sesini verir çünkü S'den önceki ses

the S is unvoiced. so this word would  be K, IH as in sit, S, T. kissed but me.  

sessizdir. yani bu kelime sit, S, T. öptü ama ben gibi K, IH olacaktır.

He goes right into the B sound, therefore  the T is dropped, T between two consonants,  

Doğrudan B sesine giriyor, bu nedenle T, iki ünsüz arasına düşüyor,

fairly common to drop that. so we don't hear the  ED ending at all, even though we know it's there.

bunu bırakmak oldukça yaygındır. yani orada olduğunu bilmemize rağmen ED'nin sonunu hiç duymuyoruz.

kissed but me.

öptüm ama ben ama ben

but me. but me. Do you hear the difference in  those two words? they're each one syllable long.  

. ama ben. Bu iki kelime arasındaki farkı duyuyor musunuz ? her biri bir hece uzunluğundadır.

one is clearly unstressed, but, but,  but, and the second clearly stressed: me,  

biri açıkça vurgulanmamıştır, ancak, ancak, ancak, ve ikincisi açıkça vurgulanmıştır: ben,

me. So we really hear the difference here.  Unstressed word, shorter and flatter in pitch.  

ben. Yani burada gerçekten farkı duyuyoruz. Vurgusuz kelime, perdede daha kısa ve daha düz.

but, but. There's a stop T there because  the next word begins with a consonant.  

ama ama. Bir sonraki kelime ünsüzle başladığı için orada bir durak T vardır .

but, but. and then me, is not me, me, me,  me, that would be an unstressed feel. Flat,  

ama ama. ve sonra ben, ben değil, ben, ben, ben, bu stressiz bir his olurdu. Düz,

lower in pitch, said quickly. but instead,  it's me, me, me, uh, uh, uh. that change  

perdesi daha alçak, hızlı bir şekilde söylendi. ama onun yerine ben, ben, ben, uh, uh, uh. perdedeki bu değişiklik

in pitch, uuuhh-- is what signals stressed  syllable, it's also a little bit longer, but me.

, uuuhh-- vurgulu hecenin işaretidir, aynı zamanda biraz daha uzun, ama ben. ama ben

but me.

.

Alright, somebody kiss me.

Pekala, biri beni öpsün.

Alright. drops the L, that's common.  Alright, Alright, Alright, Alright.  

Peki. L'yi düşürür, bu yaygın bir durumdur. Pekala, pekala, pekala, pekala.

Really quick AH as in father, or AW  as in law vowel before the R. Alright,  

Gerçekten hızlı AH, babada olduğu gibi veya hukukta R'den önce sesli harf olarak AW. Alright,

Alright, Alright, Alright. he does a stop T. Alright. Alright, somebody kiss me.

Alright, Alright, Alright. T'yi durdurur. Pekala. Pekala, biri beni öpsün.

Alright,

Tamam,

Somebody kiss me.

biri beni öpsün.

Alright, somebody kiss me. Alright, somebody kiss  me. So he's stressing some. Doesn't matter who,  

Pekala, biri beni öpsün. Pekala, biri beni öpsün. Yani biraz stres yapıyor. Kimin,

anybody, somebody, Somebody kiss me. UH as in  butter vowel there. the peak of stress on some,  

kimsenin, birinin, birinin beni öpmesi önemli değil. UH, burada tereyağı sesli harfinde olduğu gibi. bazılarında stresin zirvesi,   Pekala

The word alright goes up to it, and 'body  kiss me' comes away from it. Alright,  

kelimesi ona kadar gelir ve ondan "beden beni öp" çıkar. Pekala,

somebody kiss me. Linking  together really smoothly.

birisi beni öpsün. Gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanıyor.

Alright, somebody kiss me.

Pekala, biri beni öpsün.

Somebody kiss me, Somebody kiss me, some-- is  the only syllable there that's really longer.  

Biri beni öpsün, Biri beni öpsün, biraz-- gerçekten daha uzun olan tek hece bu.

The rest are said more quickly. Somebody kiss me.

Gerisi daha çabuk söylenir. Biri beni öpsün.

Somebody kiss me.

Biri beni öpsün.

Somebody kiss me, it's midnight.

Biri beni öpsün, gece yarısı oldu.

Somebody kiss me, then he says it again, this  time he stresses kiss m-- Somebody kiss me.

Biri beni öpüyor, sonra tekrar söylüyor, bu sefer vurguluyor öp beni-- Biri beni öp.

Somebody kiss me, it's midnight.

Biri beni öpsün, gece yarısı oldu.

It's midnight. Okay, he's really he's  really getting upset here, isn't it?  

Şu an gece yarısı. Tamam, o gerçekten burada gerçekten üzülüyor, değil mi?

It's midnight. It's midnight. the stressed  syllable of mid-- gets our peak of stress there.  

Şu an gece yarısı. Şu an gece yarısı. orta--'nın vurgulu hecesi, vurgunun zirve noktasını orada alır.

It's midnight-- and everything links  together smoothly, the D isn't released,  

Gece yarısı-- ve her şey sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanıyor, D serbest bırakılmıyor,

we make the sound on the vocal chords,  but then just go right on to the M.  

ses tellerinden ses çıkarıyoruz, ama sonra doğrudan M'ye geçiyoruz.

Midnight. stop T, doesn't release it,  it's the end of his thought group.

Geceyarısı. durdur T, serbest bırakmıyorsa, bu onun düşünce grubunun sonudur.

it's midnight.

Şu an gece yarısı.

Somebody kiss me it's midnight.

Biri beni öpsün, gece yarısı.

And then he just repeats over  and over. Somebody kiss me.

Ve sonra tekrar tekrar tekrarlıyor . Biri beni öpsün.

Somebody kiss me, it's midnight.

Biri beni öpsün, gece yarısı oldu.

Well, Chandler wanted a kiss  at midnight, and he got one.  

Chandler gece yarısı bir öpücük istedi ve aldı.

Let's watch this whole conversation one more time.

Bu sohbetin tamamını bir kez daha izleyelim.

And isn't it incredible how much there is  to study about how Americans speak English  

Ve muhtemelen okulda öğrendiklerinizden farklı olarak Amerikalıların nasıl İngilizce konuştukları hakkında incelenecek ne kadar çok şey olması inanılmaz değil mi

that's probably different from  what you learned in school?  

?

Whenever you take native speakers and you analyze  it like this. You really start to see the give and  

Ne zaman ana dili İngilizce olan kişileri alırsanız ve bunu şu şekilde analiz ederseniz.

take in American English, stressed and unstressed,  and all of the sounds that may change.

Vurgulu ve vurgusuz olarak Amerikan İngilizcesindeki alış-verişi ve değişebilecek tüm sesleri gerçekten görmeye başlarsınız.

In twenty seconds, it’ll be midnight. And the moment of joy is upon us. 

Yirmi saniye sonra gece yarısı olacak. Ve neşe anı üzerimizde.

Looks like that no date pact thing worked out? Happy New Year! 

Görünüşe göre hiçbir randevu anlaşması işe yaramadı? Mutlu yıllar!

You know, I, uh, just thought I’d throw this  out here, I’m no math whiz but I do believe  

Biliyor musun, bunu buraya atayım dedim, matematik dehası değilim ama inanıyorum

there are three girls and three guys right here. Oh, I don’t feel like kissing anyone tonight. 

burada üç kız ve üç erkek var. Oh, bu gece kimseyi öpmek gelmiyor içimden.

I can’t kiss anyone. So I’m kissing everyone? 

kimseyi öpemiyorum Yani herkesi öpüyorum?

No. No. No. You can’t kiss  Ross, that’s your brother. 

Hayır. Hayır. Hayır. Ross'u öpemezsin, o senin kardeşin.

Oh perfect, perfect. So now  everybody’s getting kissed but me? 

Ah mükemmel, mükemmel. Yani şimdi benden başka herkes öpüşüyor?

Alright, somebody kiss me. Somebody kiss me,  it’s midnight! Somebody kiss me! It’s midnight!  

Pekala, biri beni öpsün. Biri beni öpsün, gece yarısı oldu! Biri beni öpsün! Şu an gece yarısı!

I had so much fun putting together this four-part  series for you. If you haven't seen the other  

Bu dört bölümlük seriyi sizin için bir araya getirirken çok eğlendim .

scenes from this episode, check them out in this  playlist. If you love this kind of analysis video,  

Bu bölümün diğer   sahnelerini görmediyseniz, bu  oynatma listesinde onlara göz atın . Bu tür analiz videolarını seviyorsanız, çevrimiçi okulum Rachel's English Academy'de

I have over 150 that aren't on my YouTube channel  in my online school Rachel’s English Academy.  

YouTube kanalımda olmayan 150'den fazla videom var .

There's also audio that goes along with each  lesson to help you with your imitation skills  

Taklit becerilerinizde size yardımcı olmak

and to really change your habits. This kind  of training will transform your voice and  

ve alışkanlıklarınızı gerçekten değiştirmek için her dersle birlikte gelen sesler de vardır. Bu tür eğitim, sesinizi ve

confidence. To sign up, visit  rachelsenglishacademy.com

güveninizi değiştirecektir. Kaydolmak için rachelsenglishacademy.com adresini ziyaret edin Bir

While you're waiting for your next video, check  out more of my videos right here on my YouTube  

sonraki videonuzu beklerken,

channel including this one. And don't forget to  subscribe with notifications. I make new videos  

bu video da dahil olmak üzere YouTube kanalımda diğer videolarıma göz atın. Ve bildirimlerle abone olmayı unutmayın.

on the English language every Tuesday and I’m  doing a 30-day vocabulary challenge in January  

Her Salı İngilizce dilinde yeni videolar hazırlıyorum ve Ocak ayında kaçırmak istemeyeceğiniz 30 günlük bir kelime testi yapıyorum

that you won't want to miss. That's it, and  thanks so much for using Rachel’s English.

. Hepsi bu kadar. Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.