ED ENDINGS (1/3) American English Accent Training: PERFECT PRONUNCIATION

I made a mistake. Years ago, I made a video  about ED ending verbs, an accent training video,  

Bir hata yaptım. Yıllar önce, ED ile biten fiiller hakkında bir video, bir aksan eğitimi videosu,

I went over the rules. But not how Americans  actually say these words in sentences. Don't  

kuralların üzerinden geçtim. Ancak Amerikalıların bu kelimeleri cümle içinde nasıl söylediği değil.

make the same mistake I made. There are rules but  when it comes to accent training, you need to know  

Benim yaptığım hatayı yapmayın. Kurallar var ama aksan eğitimi söz konusu olduğunda,

how Americans actually pronounce these ED endings  in various situations, in various sentences.  

Amerikalıların bu ED sonlarını çeşitli durumlarda, çeşitli cümlelerde nasıl telaffuz ettiklerini bilmeniz gerekir.

Sometimes the ED ending is completely dropped. So  there's a good chance you're over pronouncing the  

Bazen ED bitişi tamamen bırakılır. Yani, bu kelimelerin sonlarını fazla telaffuz etme ihtimaliniz yüksektir

ends of these words. With this fix, you'll sound  more natural and understand Americans better. And  

. Bu düzeltmeyle, daha doğal konuşacak ve Amerikalıları daha iyi anlayacaksınız. Ve

you'll have an easier time speaking english.  We're going to go to youglish and look through  

İngilizce konuşurken daha kolay zaman geçireceksiniz. Youglish'e gideceğiz ve

tons of examples together, so you know you're  getting what native speakers actually do.  

tonlarca örneğe birlikte bakacağız, böylece anadili İngilizce olanların gerçekte ne yaptığını anladığınızı bilirsiniz.

As always, if you like this video,  or you learned something new,  

Her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz,

please give it a thumbs up and subscribe with  notifications, it helps a lot. Thank you so much.

lütfen videoyu beğenin ve bildirimlerle abone olun, bu çok yardımcı olur. Çok teşekkür ederim.

There are very few rules in American English  pronunciation that don't have a lot of exceptions.  

Amerikan İngilizcesi telaffuzunda çok fazla istisna içermeyen çok az kural vardır.

But there are actually some useful rules when  it comes to ED endings. We'll go over these,  

Ancak, ED sonları söz konusu olduğunda aslında bazı yararlı kurallar vardır . Bunların üzerinden geçeceğiz,

but first, I just want to point out that a  lot of the most common verbs are irregular,  

ama önce, en yaygın fiillerin çoğunun düzensiz olduğunu,

which means the past tense doesn't add an ED. I  do becomes I did, I go becomes I went, and so on.

yani geçmiş zamanın bir ED eklemediğini belirtmek istiyorum. Yaptım yaptım yaptım , gittim gittim oldum vb.

If you're at this level of english, you already  know a lot of these. And you probably learned  

Bu seviyede İngilizceniz varsa, bunların çoğunu zaten biliyorsunuzdur. Ve muhtemelen

something wrong about the regular past  tense, the pronunciation of ED endings.

normal geçmiş zaman kipi, yani ED eklerinin telaffuzu hakkında yanlış bir şeyler öğrendiniz.

There are three rules. The first one is: if the  sound before the ED ending is unvoiced, then the  

Üç kural var. Birincisi: ED bitişinden önceki ses sessizse,

EDending becomes a T. Worked, for example. The  K sound is unvoiced. Kk-- that means only air  

ED bitişi bir T olur. Örneğin, Çalıştı. K sesi sessizdir. Kk-- bu,

makes the sound, not a vibration of the vocal  cords, kk--. So for an unvoicED ending the ED is  

sesi ses tellerinin titreşimi değil, yalnızca hava   yaptığı anlamına gelir , kk--. Yani sessiz bir ED için ED ile biten

also unvoiced, tt-- tt-- the T sound is unvoiced.  Worked. Worked. You probably learned that. Worked.  

ayrıca sessizdir, tt-- tt-- T sesi sessizdir. çalıştı. çalıştı. Muhtemelen bunu öğrenmişsindir. çalıştı.

And you learned that pronunciation with that true  T. Okay, let's go to Youglish where we can hear  

Ve bu telaffuzu gerçek  T ile öğrendiniz. Tamam,

some Americans saying this word, worked, with that  tt-- T sound following the rules of pronunciation. 

bazı Amerikalıların bu kelimeyi söylediğini duyabileceğimiz Youglish'e gidelim, bu tt-- T sesiyle telaffuz kurallarına uyarak işe yaradı.

We're going to do a search on the phrase  'worked for', worked for, in American English.

Amerikan İngilizcesinde "worked for", worked for ifadesini araştıracağız.

So then one of the two adults  who worked for the program said-- 

Sonra program için çalışan iki yetişkinden biri dedi ki--

Worked for the program. Wait, I didn't hear  that. Did you? I didn't hear worked for the  

Program için çalıştı. Bekle, bunu duymadım. yaptın mı Program için işe yaradığını duymadım

program. I didn't hear that T: ttt--- I heard  work for the program. Let's listen again. 

. T: ttt--- program için çalışıldığını duymadım. Tekrar dinleyelim.

Let's try it in slow motion. If we  slow it down here, do we hear the T? 

Ağır çekimde deneyelim. Burada yavaşlatırsak T'yi duyar mıyız?

Two adults who work for the program said-- Work for the, work for the, work for the.

Program için çalışan iki yetişkin dedi ki-- için çalış, için çalış, için çalış.

There's no T, it sounds like the present tense  work for. I work for them. But it's past tense,  

T yok, kulağa şimdiki zaman işe yarıyor gibi geliyor . Onlar için çalışıyorum. Ama geçmiş zaman,

and we know that because she's telling a story  about something that happened to her in the past.

ve bunu biliyoruz çünkü geçmişte başına gelen bir şeyle ilgili bir hikaye anlatıyor.

All right, well, let's listen to another  one. Are we hearing the T in worked?

Pekala, bir tane daha dinleyelim . Çalışırken T'yi duyuyor muyuz?

My dad worked.

Babam çalıştı.

Okay, there he said: worked. Let's  listen to that in a full sentence.

Tamam, orada dedi: çalıştı. Bunu tam bir cümleyle dinleyelim.

You know, he worked for Chrysler--

Biliyorsun, Chrysler için çalışıyordu--

Oh no! When he put the word in the  sentence, he dropped the T again.  

Ah hayır! Kelimeyi cümleye koyduğunda , T'yi tekrar düşürdü.

What's going on? Well, in American  English, it's pretty common to drop a T  

Neler oluyor? Amerikan İngilizcesinde, iki ünsüz arasına bir T   bırakmak oldukça yaygındır

when it comes between two consonants. This  happens for example in the word exactly.  

. Bu , örneğin tam olarak kelimede olur.

Most Americans won't say that T. Exactly.  They'll say: exactly, dropping the T sound.

Çoğu Amerikalı bunu T. Kesinlikle söylemez. Şöyle diyecekler: aynen, T sesini düşürerek.

Or on the phrase: just because, most Americans  will drop that T because it comes between two  

Veya şu ifadeye göre: sırf çünkü çoğu Amerikalı, iki ünsüz arasına geldiği için bu T'yi bırakacaktır

consonants. And we'll say: just because--  jus be-- right from the S to the B with no T.

. Ve şöyle diyeceğiz: sadece çünkü-- sadece S'den B'ye T olmadan doğru.

So this can happen with these  ED endings. As we go through  

Yani bu, bu ED bitişlerinde olabilir.

all the rules for ED endings in this video,  we're going to look at not just the rules,  

Bu videoda ED sonları için tüm kuralları incelerken, yalnızca kurallara değil,

but what actually happens when Americans speak.  So you're getting effective accent training.

Amerikalılar konuştuğunda gerçekte ne olduğuna da bakacağız. Yani etkili bir aksan eğitimi alıyorsunuz.

So rule one was: unvoiced ending,  ED is pronounced like a t. Tt--

Birinci kural şuydu: sessiz son, ED t gibi telaffuz edilir. Tt--

Rule two: if the ending of the  word in the infinitive is voiced,  

İkinci kural: kelimenin mastardaki sonu seslendirilirse,

the ED ending will also be voiced, which is a D.

ED eki de seslendirilir, bu da D'dir.

Let's go to Youglish to find some examples.  We'll look at the phrase: opened the--

Bazı örnekler bulmak için Youglish'e gidelim. İfadeye bakacağız: açıldı--

Oh no, it happened again. Opened the door--  became open the door, with no D sound,  

Oh hayır, yine oldu. Kapıyı açtı-- kapı açıldı, D sesi olmadan,

even though it was in the past  tense, even though in english,  

geçmiş zamanda olmasına rağmen ,   ingilizce olmasına rağmen,

it would absolutely be written with that  ED ending. Let's listen in slow motion.

kesinlikle o ED ile yazılacaktı . Yavaş çekimde dinleyelim.

Nope. No d. We'll talk more about this  D later but, for now, let's go and look  

Hayır. hayır d. Bu D hakkında daha sonra daha fazla konuşacağız, ancak şimdilik

at the third rule for ED endings. If the  final sound is D or T, the ED ending adds  

ED bitişleri için   üçüncü kurala bakalım. Son ses D veya T ise, ED bitişi

not just an extra sound like ttt or ddd, but an  extra syllable. You can think of this as being IH  

yalnızca ttt veya ddd gibi fazladan bir ses değil, fazladan bir hece ekler. Bunu

as in sit or schwa plus D. And it's  said very quickly, it's unstressed.

sit veya schwa artı D'de olduğu gibi IH   olarak düşünebilirsiniz. Ve çok hızlı söylenir, vurgusuzdur.

So need becomes needed. That last syllable,  

Böylece ihtiyaç ihtiyaç haline gelir. O son hece,

always unstressed, said quickly.  Needed, ded ded ded. Needed.

her zaman vurgusuz, hızlı bir şekilde söylendi. Gerekli, dedi dedi. gerekli.

So we're learning these three rules. Worked,  opened, and needed. And we're also learning  

Yani bu üç kuralı öğreniyoruz. Çalıştı, açıldı ve gerekliydi. Ayrıca

how these endings might change when part of a  sentence. Let's go into more detail about rule  

bu sonların bir cümlenin parçası olduğunda nasıl değişebileceğini de öğreniyoruz . Birinci kural hakkında daha fazla ayrıntıya girelim

one. ED is T after an unvoiced sound. These are  all of the unvoiced sounds in American English.  

. ED, sessiz bir sesten sonra T'dir. Bunlar Amerikan İngilizcesindeki sessiz seslerin tamamıdır.

But we've already said that T goes with rule  three. Also there are no words that end in the H  

Ancak T'nin üçüncü kurala uygun olduğunu zaten söyledik . Ayrıca H   sesiyle biten hiçbir kelime yoktur

sound. Plenty of words that end in the letter  but none that end in the sound that I know of,  

. Harfle biten pek çok kelime var ama hiçbiri bildiğim sesle bitmiyor,

so for our ending sound for rule one, we  have: ch-- ff-- kk-- pp-- ss-- sh-- and th--

yani birinci kuralın bitiş sesi için elimizde: ch-- ff-- kk-- pp-- ss-- sh-- ve th--

For all of the words in this category, if the  ED word is at the end of the sentence, you will  

Bu kategorideki tüm kelimeler için, ED kelimesi cümlenin sonundaysa,

pronounce that T. How did you get there? I walked.  Walked. With a light release of the T sound. For  

T'yi   telaffuz edeceksiniz. Oraya nasıl ulaştınız? Yürüdüm. Yürüdü. T sesinin hafifçe serbest bırakılmasıyla.

all of the words in this category, if the ED word  is linking into a word that begins with a vowel  

Bu kategorideki   tüm kelimeler için, ED kelimesi bir ünlü   veya iki sesli harfle başlayan bir kelimeye bağlanıyorsa

or diphthong, you will lightly release the T into  that word, connecting the two words, for example,  

, iki kelimeyi birbirine bağlayarak bu kelimeye hafifçe T harfini bırakırsınız, örneğin,

walked a lot, walked a lot, walked a--  tuh tuh tuh. The T linking into the schwa.

çok yürüdü, çok yürüdü çok, yürüdü-- tuh tuh tuh. Schwa'ya bağlanan T.

But if the next begins with a consonant,  many times, a native speaker will drop  

Ancak bir sonraki harf ünsüzle başlarsa , çoğu kez ana dili İngilizce olan kişi

the T sound. Let's look at each of the  possibilities. We'll start with the CH  

T sesini düşürür. Olasılıkların her birine bakalım . CH   ile başlayacağız,

like in the word watched, in the phrase:  I watched the best movie last night.  

izlenen kelimedeki şu ifadedeki gibi: Dün gece en iyi filmi izledim.

I watched the best-- watch the best--  I watched the best movie last night.

En iyiyi izledim-- en iyiyi seyret-- Dün gece en iyi filmi izledim.

Now let's play me saying that phrase in slow  motion, you won't hear a T: I watched the best  

Şimdi beni bu cümleyi ağır çekimde söyleyerek oynayalım , bir T sesi duymayacaksınız:

movie last night. To fully pronounce the  T, it would sound like this: watched the,  

Dün gece en iyi filmi izledim. T'yi tam olarak telaffuz etmek için kulağa şu şekilde gelir: izledim,

watched the. I watched the best movie last  night. I watched the best movie last night.  

izledim. Dün gece en iyi filmi izledim . Dün gece en iyi filmi izledim.

And that's just not as natural as: I watched  the best movie last night. Dropping the T.

Ve bu şu kadar doğal değil: Dün gece en iyi filmi izledim. T'yi düşürmek.

Now, do you have to drop the T? Will every  American always drop the T between two consonants?  

Şimdi, T'yi bırakmak zorunda mısın? Her Amerikalı her zaman iki ünsüzün arasına T harfini düşürür mü?

No. I'm sorry. This is one of the things  where sometimes Americans will do it,  

Hayır ben özür dilerim. Bu, bazen Amerikalıların yapacağı

and sometimes they won't, but just  knowing about it is going to help you  

ve bazen yapmayacağı şeylerden biridir, ancak bunu bilmek bile Amerikan İngilizcesi

understand what's happening in  American English conversation.

konuşmasında neler olup bittiğini anlamanıza yardımcı olacaktır .

And you're going to hear a lot of examples  in this video that will help you feel more  

Ve bu videoda,

comfortable dropping the T in these ED ending  words so that you can sound more natural too.

bu ED ile biten kelimelerdeki T'yi daha rahat hissetmenize yardımcı olacak birçok örnek duyacaksınız, böylece siz de daha doğal konuşabilirsiniz.

We're going to go to youglish and we're going  to listen to two people saying the phrase:  

Youglish'e gideceğiz ve iki kişinin şu cümleyi söylemesini dinleyeceğiz:

watch the-- the, the first time, you'll  hear a T dropped, no T at all, and then not.

şuna bakın-- ilk seferinde bir T sesi duyacaksınız, hiç T sesi duyulmayacak ve sonra duyulmayacak.

Watched the original-- I didn't hear a  T there. Let's listen in slow motion.

Orijinali izledim-- Orada bir T sesi duymadım. Yavaş çekimde dinleyelim.

Okay, no T. Here's an example though where  there's a clear T in the phrase 'watched the'.

Tamam, T yok. Yine de " izlendi" ifadesinde net bir T'nin olduğu bir örnek.

Watched the-- so this one can go either  way. The thing you don't want to do is  

İzledim-- yani bu her iki şekilde de olabilir. Yapmak istemediğiniz şey

drop the T but then not connect it to the  next word, you do want to connect them.   

T'yi bırakmak ama sonra onu sonraki  kelimeye bağlamamak, onları bağlamak istiyorsunuz.

You can only get by with dropping that T if you  connect. But even when we say this T, remember,  

Yalnızca bağlanırsanız bu T'yi bırakarak idare edebilirsiniz . Ancak bu T'yi söylediğimizde bile, unutmayın

it's not tt-- watched. It's got less energy than  that. Watched ttt--- watched the-- a very light T.

bu tt-- izlenmedi. Bundan daha az enerjisi var . İzledim ttt--- izledim-- çok hafif bir T.

Next, the unvoiced sound f. Let's link it into  a vowel. Stuffed a-- stuffed a-- stuffed a-- 

Sonra, sessiz f sesi. Bunu bir sesli harfe bağlayalım. Doldurulmuş... Doldurulmuş... Doldurulmuş...

Light true T connecting. Let's look at stuffed  the-- where the next sound is a consonant. I  

Hafif gerçek T bağlantısı. Bir sonraki sesin ünsüz olduğu dolmaya bakalım.

stuffed the blanket into the bag. Stuffed the-- I  went to Youglish and I heard both pronunciations,  

Battaniyeyi çantaya doldurdum. Doldurdum-- Youglish'e gittim ve her iki telaffuzu da duydum,

with the light T release and then also dropped.  Let's listen to some. Here, it's dropped.

hafif T salınımıyla ve sonra da düştü. Biraz dinleyelim. İşte düştü.

And here it is lightly pronounced.

Ve burada hafifçe telaffuz edilir. Kutuyu

I'm not sure uh if you guys stuffed  the box. Stuffed the-- stuffed the--

doldurup doldurmadığınızdan emin değilim . Doldurdum-- Doldurdum--

The k sound, like in kicked, I  kicked it, linking into a vowel,  

K sesi, kicked gibi, I kicked, bir sesli harfe bağlanıyor,

we do a light T release. Kicked it-- ttt--- when  the next sound is a consonant like kicked the--  

hafif bir T salımı yapıyoruz. Tekmeledim-- ttt--- bir sonraki ses tekme gibi bir ünsüz olduğunda--

I kicked the ball. This can go either  way. Here's an example where it's dropped.

Topa tekme attım. Bu her iki şekilde de olabilir. İşte düştüğü yere bir örnek.

And here's one where it's not dropped.

Ve işte düşmediği bir yer.

But I want to say I listened to about 50 samples  on Youglish of 'kicked the' and I only found one  

Ama Youglish'te "kicked the"nin yaklaşık 50 örneğini dinlediğimi ve

or two where the T was pronounced. Also in these  samples, I found a lot of them were in the phrase:  

T'nin telaffuz edildiği yerde yalnızca bir veya iki tane bulduğumu söylemek istiyorum. Ayrıca bu örneklerde, birçoğunun şu ifadede olduğunu gördüm:

kick the can down the road. This is an  idiom that means to deal with a problem, or  

tenekeyi yolun aşağısına tekmele. Bu, bir sorunla başa çıkmak veya

make a decision later. For example, let's say my  car broke down, it's an old car and I probably  

daha sonra karar vermek anlamına gelen bir deyimdir. Örneğin, arabam bozuldu, eski bir araba ve muhtemelen

need to buy a new one, but I don't know what  to get, and I don't have a lot of money, so  

yeni bir tane almam gerekiyor, ancak ne alacağımı bilmiyorum ve çok param yok, bu yüzden

I kicked a can down the road and just got  this one fixed. I know eventually, I'll have  

bir tenekeyi tekmeledim. yolun aşağısında ve bunu yeni tamir ettirdim. Eninde sonunda

to face the problem and replace the car but for  now, I'm going to kick the can down the road.

sorunla yüzleşmek ve arabayı değiştirmek zorunda kalacağımı biliyorum ama şimdilik, kutuyu yolun aşağısına tekmeleyeceğim.

Next, P, like in the word hoped, hoped, I  hoped it would get better. Hoped it-- ttt--  

Sonra, P, umdum, umdum, daha iyi olacağını umdum kelimesindeki gibi. Umuyorum ki-- ttt--

light release of the T, linking into a  vowel. Let's look at 'hoped that'. Now the T  

T'nin hafif salınımı, sesli harfe dönüşmesi. 'Umarım'a bakalım. Şimdi T

is between two consonants, and that sound  might get dropped in spoken english. I found  

iki ünsüz arasındadır ve bu ses İngilizce konuşulurken düşebilir.

quite a few examples of both dropped and  pronounced. Here's one where it's dropped.

Hem düşürülen hem de telaffuz edilen birkaç örnek buldum. İşte düştüğü yer burası.

And here's one where it's not dropped.

Ve işte düşmediği bir yer.

Sometimes, I sense my students panic  when there are two ways to do something.  

Bazen, bir şeyi yapmanın iki yolu olduğunda öğrencilerimin paniğe kapıldığını hissediyorum.

Are there cases where it's right and cases  where it's wrong? Not really. Both dropped  

Doğru olduğu ve yanlış olduğu durumlar var mı? Tam olarak değil. Düşen

and pronounced T will work. But my students  don't have to want to make a decision in  

ve telaffuz edilen T çalışacaktır. Ancak öğrencilerimin  şu anda bir karar vermek istemesine gerek yok

the moment. Sometimes, that's stressful, so  just pick. In general, you'll pronounce it  

. Bazen bu streslidir, bu yüzden seçin. Genel olarak, hafifçe telaffuz edeceksin

lightly or you won't. I think for a lot of my  students, dropping it makes it a little easier,  

veya etmeyeceksin. Birçok öğrencime göre , onu bırakmak biraz daha kolay,

makes linking easier. You'll hear native speakers  do both but you find the one that's right for you.

bağlantı kurmayı kolaylaştırıyor. Anadili İngilizce olanların her ikisini de yaptığını duyarsınız ancak sizin için doğru olanı bulursunuz.

You know, as I think of it there is one more  point we need to discuss for all of these rule  

Biliyorsunuz, düşündüğüm gibi, tüm bu kural   1 ED sonları için tartışmamız gereken bir nokta daha var

1 ED endings. When a word ends in a T sound, which  all of these do, and it's followed by you or your,  

. Bir kelime, tüm bunların yaptığı gibi T sesiyle bitiyorsa ve ardından sen veya senin geliyorsa,

that T can be turned into a ch. For  example, helped you can become helped you,  

bu T bir ç'ye dönüştürülebilir. Örneğin, size yardımcı olunabilir,   size

helped you. Does that sound familiar? Helped  you. Helped you. Let's listen to an example.

yardımcı olabilir. Bu tanıdık geliyor mu? Sana yardım etmiş . Sana yardım etmiş. Bir örnek dinleyelim.

Helped you? Helped you? Ch---  

Sana yardım etmiş? Sana yardım etmiş? Ch---

So you can hear this ch for any of these words.  For example, missed, which you'll study next,  

Yani bu ch'yi bu kelimelerden herhangi biri için duyabilirsiniz. Örneğin, daha sonra çalışacağınız cevapsız,

'missed your' can become: missed your--  missed your-- let's listen to an example.

'özledim' şu hale gelebilir: özledim-- özledim-- bir örnek dinleyelim.

Missed your-- okay, let's look at the S  sound like in the word missed. If the next  

Missed your-- tamam, cevapsız kelimesindeki S  sesine bakalım. Bir sonraki

sound is a vowel or diphthong, you'll hear the T,  linking in like in the phrase 'missed it' ttt--

ses bir ünlü veya iki ünlüyse, T'yi duyarsınız,  ' özledim' ifadesindeki gibi ttt--

Or if it's at the end of the sentence,  you'll hear the T. You'll be missed,  

Veya cümlenin sonundaysa, T'yi duyarsınız. özlenmek,

missed. But followed by a consonant. Let's  look at the example: missed the-- missed the--

özlenmek. Ama ardından bir ünsüz gelir. Örneğe bakalım : ıskaladı-- ıskaladı--

Now when I just said those two words together,  it was really natural for me to drop that T.  

Şimdi bu iki kelimeyi birlikte söylediğimde, o T'yi bırakmam gerçekten doğaldı.

Missed the-- that's what I want  to do. Missed the-- miss that--

ıskaladım-- yapmak istediğim buydu. Missed the-- miss that--

When I search for 'missed the' on Youglish, almost  all had the dropped T. So it actually just sounds  

Youglish'te 'missed the' araması yaptığımda, neredeyse tamamında T harfi düştü. Yani aslında kulağa

like the present tense 'missed the'. Let's go  to Younglish, you tell me if you hear the T.

şimdiki zaman 'missed the' gibi geliyor. Younglish'e gidelim, T'yi duyup duymadığınızı söyleyin.

Did you hear the T for the  past tense? Listen again.

T'yi geçmiş zaman için mi duydunuz? Tekrar dinleyin.

No it's not there. Dropped T here is so natural.  Now here's one where we will hear the t.

Hayır, orada değil. T'yi buraya bırakmak çok doğal. Şimdi burada t'yi duyacağız.

In both of these cases, we heard the idiom to  miss the boat. It means to miss your chance to do  

Her iki durumda da, tekneyi kaçırma deyimini duyduk. Bir şey yapma şansını kaçırmak

something, to miss an opportunity. For example, my  mom invited me on a trip, but I took too long to  

, bir fırsatı kaçırmak demektir. Örneğin, annem beni bir geziye davet etti, ancak

decide if I wanted to go, and she invited someone  else. I missed the boat. I decided I really wanted  

gitmek isteyip istemediğime karar vermem çok uzun sürdü ve o başka birini davet etti . Tekneyi kaçırdım. Gitmeyi gerçekten  istediğime karar verdim

to go, so I was bummed about it. Sh. Let's use  the word push, followed by a vowel or diphthong,  

, bu yüzden bu konuda hayal kırıklığına uğradım. Ş. İtme kelimesini kullanalım, ardından bir sesli harf veya iki sesli harf kullanalım,

you will hear the T linking in: pushed a--  pushed a-- tt--he pushed a kid at school.

T bağlantısını duyacaksınız: itti a-- itti a-- tt--okulda bir çocuğu itti.

But followed by a consonant, like in 'pushed  the'. If I say that fast in a sentence,  

Ancak ardından "itti" gibi bir ünsüz gelir . Bir cümlede bu kadar hızlı dersem,

he pushed the wrong button, I will probably  drop that T. I just listened to Youglish  

yanlış düğmeye bastı, muhtemelen o T'yi bırakacağım. Az önce Youglish'i dinledim

and almost everyone there dropped the T in  'pushed the'. Maybe 90%. Here's an example.

ve oradaki neredeyse herkes 'itti'de T'yi düşürdü . Belki %90. İşte bir örnek.

And here's one where he  does say the t. Pushed the.

Ve burada t harfini söylüyor. itti. Unearthed

Let's look at the unvoiced TH like in the word  unearthed. If followed by a vowel or diphthong,  

kelimesindeki sessiz TH'ye bakalım . Ardından bir ünlü veya iki sesli harf gelirse,

you'll hear a light T: we unearthed  another clue. Unearthed another, ttt--

hafif bir T sesi duyarsınız: başka bir ipucu bulduk. Bir başkasını ortaya çıkardı, ttt--

To unearth means to dig something out of the  earth, but it also means to discover something,  

Açığa çıkarmak, topraktan bir şeyi kazmak anlamına gelir , ancak aynı zamanda bir şeyi,

something that had been hidden,  lost or kept secret. For example:  

gizlenmiş, kaybolmuş veya sır olarak saklanmış bir şeyi keşfetmek anlamına da gelir. Örneğin:

I unearthed a secret from my father's  past. If followed by a consonant,  

Babamın geçmişine ait bir sırrı ortaya çıkardım . Arkasında bir ünsüz varsa

it can be dropped. I listened to a lot of examples  and most of the time it was dropped. Here's one.

düşürülebilir. Pek çok örnek dinledim ve çoğu zaman bırakıldı. Işte bir tane.

And here's one where it wasn't dropped.

Ve işte düşmediği bir yer.

So my conclusion with ED endings rule one is this:  

Bu nedenle, ED eklerinin birinci kuralıyla ilgili sonucum şudur:   başka bir ünsüzle

when it links into a word that begins with  another consonant, it's most common to drop the T,  

başlayan bir kelimeye bağlandığında , en yaygın olan T'yi bırakmaktır

which then sounds just like the present tense.  But don't worry about that. Everyone will know  

bu durumda kulağa tıpkı şimdiki zaman gibi gelir. Ama bunun için endişelenme.

what you mean because of the context. Because  you're speaking about something that happened  

Bağlam sayesinde herkes ne demek istediğinizi anlayacaktır. Çünkü geçmişte olmuş bir şeyden bahsediyorsunuz

in the past. Now, let's have you train with  some of these rule one cases with a dropped T  

. Şimdi, daha rahat hissetmeniz için bu kural bir durumlarından bazılarıyla antrenman yapmanızı sağlayalım

to make that feel more comfortable. First,  you'll hear a phrase. Then you'll hear just  

. Önce bir cümle duyacaksınız. Ardından yalnızca

the two word link. Miss my-- miss my-- in slow  motion, two times, repeat the second time. 

iki kelimelik bağlantıyı duyacaksınız. Miss my-- miss my-- ağır çekimde, iki kez, ikinci kez tekrarlayın.

It's important not to just learn something but to  actually train it, speak out loud, get used to it.

Bir şeyi sadece öğrenmek değil, onu gerçekten eğitmek, yüksek sesle konuşmak ve alışmak da önemlidir.

I watched the best movie last night.

Dün gece en iyi filmi izledim.

You know, we went through all the rules for the  ED endings, but we really only got to talk about  

Biliyorsunuz, ED bitişleri için tüm kuralları gözden geçirdik , ancak gerçekten yalnızca

rule one in depth. We'll come back at you in  a few weeks with another video on rule two,  

birinci kural hakkında derinlemesine konuşmamız gerekiyor. Birkaç hafta içinde ikinci kuralla ilgili başka bir videoyla

and then later with a video on  rule three. We'll go into detail.  

ve ardından üçüncü kuralla ilgili bir videoyla tekrar karşınızda olacağız . Detaya gireceğiz. Bir ses düştüğünde

You'll know exactly how these past  tense verbs should be pronounced,  

bu geçmiş zaman fiillerinin   nasıl telaffuz edilmesi gerektiğini tam olarak bileceksiniz

when a sound is dropped. While you wait for those  videos, be sure to check out this video next.  

. Bu videoları beklerken bir sonraki videoya göz atmayı unutmayın.

Also, check out my online courses at Rachel's  English Academy, you'll become a more confident  

Ayrıca, Rachel's  English Academy'deki çevrimiçi kurslarıma göz atın , daha özgüvenli bir

english speaker. I make new videos every  tuesday, be sure to come back to watch more.  

İngilizce konuşmacı olacaksınız. Her salı yeni videolar hazırlıyorum. Daha fazlasını izlemek için geri gelmeyi unutmayın.

I love being your English teacher. That's it  and thanks so much for using Rachel's English.

İngilizce öğretmenin olmayı seviyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.