ESL PRONUNCIATION EXERCISE: Free Time - American English (Ben Franklin Exercise)

In this American English pronunciation video, we're going to study American English by looking

Bu Amerikan İngilizcesi telaffuz videosunda, kısa bir metne bakarak Amerikan İngilizcesini çalışacağız

at a short text. Topic: free time.

. Konu: boş zaman. Ben

I call this a Ben Franklin exercise. This is when you take very good notes, very detailed

buna Ben Franklin egzersizi diyorum. Bu, duyduklarınızla ilgili çok iyi notlar aldığınız, çok ayrıntılı notlar aldığınız zamandır

notes, on what you're hearing. And then go back and try to record yourself based on what

. Sonra geri dönün ve yazdıklarınıza, notlara dayanarak kendinizi kaydetmeye çalışın

you've written down, the notes. Did you write down a Flap T, or the way two words link together?

. Bir Flap T veya iki kelimenin birbirine bağlanma şeklini yazdınız mı?

After you've recorded yourself, compare it to the original. Did you do everything that

Kendinizi kaydettikten sonra, orijinaliyle karşılaştırın. Yapmak istediğin her şeyi yaptın mı

you wanted to do? In this video, we're going to take notes together.

? Bu videomuzda birlikte notlar alacağız.

One of my favorite things to do with a free day is to ride my bike. Sometimes I'll ride

Boş bir günde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri bisiklete binmek. Bazen

along the Hudson River or in Central Park, and sometimes I'll go visit friends in Brooklyn.

Hudson Nehri boyunca veya Central Park'ta ata binerim ve bazen de Brooklyn'deki arkadaşlarımı ziyarete giderim.

>> One of my favorite things to do

>> Yapmayı en sevdiğim şeylerden biri En

One of my favorite. I definitely here 'one' and 'fav-' as being stressed. 'Of my' is very

sevdiğim şeylerden biri. Burada kesinlikle 'bir' ve 'fav-' vurgusu yapılıyor. 'Benim' çok

quick, very different than 'one' and 'fav'. Of my, of my, of my. So I'm using the schwa

hızlı, 'bir' ve 'fav'dan çok farklı. benim, benim, benim. Yani burada schwa kullanıyorum

here, and I am giving the V sound: of my, of my, of my, but it's very flat and quick.

ve V sesini veriyorum: of my, of my, of my, ama çok düz ve hızlı.

>> One of my favorite [3x]

>> Favorilerimden biri [3x] 'Favori'de

I notice that I'm dropping the middle, unstressed syllable in 'favorite'. So it's not FA-vo-rit,

ortadaki, vurgusuz heceyi bıraktığımı fark ettim . Yani FA-vo-rit değil,

but simply, FA-vrit. Favorite. Favorite things. And I notice that I am making that a Stop

basitçe FA-vrit. Favori. Favori şeyler. Ve bunu Stop T yaptığımı fark ediyorum

T, I'm not releasing it. I'm going straight into the TH. One of my favorite things.

, bırakmıyorum. Doğruca TH'ye giriyorum. En sevdiğim şeylerden biri.

>> One of my favorite things to do with a free day [3x]

>> Boş bir günde yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri [3x] Boş

One of my favorite things to do with a free day ... so I notice both the words 'free'

bir günde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri ... bu yüzden hem 'ücretsiz'

and 'day' have a lot more length than the others. 'Things' is a content word, it is

hem de 'gün' kelimelerinin çok daha uzun olduğunu fark ettim. diğerleri. 'Şeyler' içerikli bir kelime,

a noun, but it's more generic than 'free' and 'day', I think that's why I didn't give it

isim ama 'ücretsiz' ve 'gün' kelimelerinden daha genel, sanırım o yüzden

as much time. One of my favorite things to do with a free day.

fazla zaman ayırmadım. Boş bir günde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri.

>> One of my favorite things to do with a free day [3x]

>> Boş bir günde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri [3x]

I notice, with the word 'to', I am reducing that to the schwa sound. It's not 'to do', it's

'to' kelimesini schwa sesine indirgediğimi fark ettim . Bu 'yapmak' değil,

't'do'.

'yapmak'.

>> To do [3x] with a free day.

>> Boş bir gün ile [3x] yapmak.

Also the article 'a', of course, is a schwa. Now I pronounced the ending TH unvoiced, with

Ayrıca 'a' maddesi de elbette bir schwa'dır. Şimdi sondaki TH'yi sessiz,

a, with a. Sometimes when people link the ending TH that is unvoiced into a voiced sound,

a ile, a ile telaffuz ettim. Bazen insanlar sessiz olan son TH'yi sesli bir sese bağladıklarında,

like the vowel schwa, they will voice it and say 'with a'. With a. But I left that unvoiced:

ünlü schwa gibi, onu seslendirecek ve 'a ile' diyeceklerdir. Birlikte. Ama bunu sessiz bıraktım:

with a, with a, with a free day.

a ile, a ile, boş bir gün ile.

>> with a free day [3x]

>> boş bir gün ile [3x]

Is to ride my bike. Ride, bike. Those were the two longest words in that sentence fragment.

Bisikletimi sürmektir. Bisiklet sürmek. Bunlar o cümle parçasındaki en uzun iki kelimeydi.

Is to ride my bike. I notice again, I reduced this to the schwa sound. It's not 'to', it's

Bisikletime binmek. Tekrar farkettim, bunu schwa sesine indirgedim. 'Yapmak' değil,

to, to, is to, is to, is to ride, is to ride my bike.

yapmak, yapmak, yapmak, yapmak, sürmek, bisikletimi sürmek.

>> Is to ride by bike. [3x] Sometimes I'll ride along Hudson River

>> Bisiklete binmektir. [3x] Bazen Hudson Nehri boyunca at süreceğim Orada

What did you hear as the most stressed syllables there? I'm hearing some-, ride, Hud-, Riv-.

en vurgulu heceler olarak ne duydun ? Biraz-, bin, Hud-, Riv- duyuyorum.

As you practice your own speech, listen to it and make sure that you can pick out stressed

Kendi konuşmanızı yaparken onu dinleyin ve bir cümlede vurgulu heceleri seçebildiğinizden emin olun

syllables in a sentence. If you can't, then they all sound too much the same. And we're

. Yapamazsan, o zaman hepsi çok fazla aynı geliyor. Ve

lacking good rhythmic contrast. So, it's always good to study other speech, and to note what

iyi bir ritmik kontrastımız yok. Bu nedenle, diğer konuşmaları incelemek ve en

do you hear as being the longest syllables. Usually it will go along with adjectives,

uzun heceler olarak duyduklarınızı not etmek her zaman iyidir. Genellikle sıfatlar,

adverbs, nouns, and verbs.

zarflar, isimler ve fiillerle birlikte gelir.

>> Sometimes I'll ride along the Hudson River

>> Bazen Hudson Nehri boyunca at süreceğim

What else do you notice?

Başka ne fark ettin?

I notice the ending S here is pronounced as a Z. Sometimes I'll ride. Also, did you notice

Buradaki S'nin Z olarak telaffuz edildiğini fark ettim. Bazen at sürerim. Ayrıca,

how I pronounced that contraction? I didn't say I'll, I said I'll, I'll. So it sounded

bu kasılmayı nasıl telaffuz ettiğimi fark ettiniz mi? Yapacağım demedim, yapacağım dedim, yapacağım. Yani

a lot like this word. In fact, it sounded just like this word. I'll, I'll. I used the

bu kelimeye çok benziyordu. Aslında kulağa tam da bu kelime gibi geliyordu. Yapacağım, yapacağım.

'aw' as in 'law' vowel. Sometimes I'll, sometimes I'll ride. So, I reduced the contraction,

'Hukuk' sesli harfinde olduğu gibi 'aw' kullandım. Bazen bineceğim, bazen bineceğim. Bu yüzden,

which is already a reduction of 'I will', to I'll, I'll, I'll. Sometimes I'll ride.

zaten 'I will'in bir indirgemesi olan kısaltmayı I'll, I'll, I'e indirdim. Bazen binerim.

>> Sometimes I'll ride along the Hudson River. [3x] The Hudson River. The word 'the' pronounced

>> Bazen Hudson Nehri boyunca ata binerim. [3x] Hudson Nehri. 'the' kelimesi

with the schwa. Sometimes it's pronounced with an EE vowel. That would be when the next

schwa ile telaffuz edilir. Bazen bir EE sesli harfiyle telaffuz edilir. Bu, bir sonraki

word begins with a vowel or diphthong. Here it begins with a consonant, the H sound, Hudson,

kelimenin bir sesli harf veya ikili ünlü ile başladığı zaman olacaktır. Burada bir ünsüzle başlıyor, H sesi, Hudson,

Hudson, so it was a schwa. The Hudson, the Hudson River.

Hudson, yani bir schwa idi. Hudson, Hudson Nehri.

>> The Hudson River. [3x]

>> Hudson Nehri. [3x] 'Hudson'ın

Did you notice how the second and unstressed syllable of 'Hudson' was pronounced? It's

ikinci ve vurgusuz hecesinin nasıl telaffuz edildiğini fark ettiniz mi?

written with the letter O, but there's the schwa vowel in there. As an unstressed syllable,

O harfiyle yazılmış ama içinde schwa sesli harfi var. Vurgusuz bir hece olarak

it's very fast, -son, -son, -son. And when the schwa is followed by the N sound, you

çok hızlıdır, -son, -son, -son. Ve schwa'nın ardından N sesi geldiğinde,

don't need to worry about making a separate schwa sound. It gets absorbed by the N. -Son,

ayrı bir schwa sesi çıkarma konusunda endişelenmenize gerek yoktur . N. -Oğul,

-son, -son, Hudson. The Hudson.

-oğlu, -oğul, Hudson tarafından emilir. Hudson.

>> The Hudson River [3x] or in Central Park.

>> Hudson Nehri [3x] veya Central Park'ta. Hudson River ya da Central Park gibi 'er'e indirgenebilen

I notice I did not reduce the word 'or', that can be reduced to 'er', Hudson River or Central

'veya' kelimesini azaltmadığımı fark ettim

Park. But in this case I didn't. I said 'or'. Wait, I just realized I missed the word 'in'.

. Ama bu durumda yapmadım. 'veya' dedim. Bir dakika, 'in' kelimesini kaçırdığımı fark ettim.

Or in Central Park, or in Central Park. Do you hear how fast the word 'in' is? Or in,

Veya Central Park'ta veya Central Park'ta. ' Giriş' kelimesinin ne kadar hızlı olduğunu duyuyor musunuz? Ya da içinde

or in, or in, or in Central Park. Central. Stressed syllable of 'Central' is the first

, ya da içinde ya da içinde ya da Central Park'ta. Merkez. 'Merkez' kelimesinin vurgulu hecesi ilk hecedir

one. Cen-, Cen-. The second syllable has the schwa: -tral, -tral.

. Cen-, Cen-. İkinci hecede schwa vardır: -tral, -tral.

>> In Central [3x]

>> Merkezde [3x]

Did you notice? I'm making more of a CH sound here instead of a T sound for the T in 'Central'.

Fark ettiniz mi? ' Merkez'deki T için bir T sesi yerine burada daha çok bir CH sesi yapıyorum.

Cen-tral, -tral, -tral. This can happen when the T is followed by an R.

Merkez, -tral, -tral. Bu, T'nin ardından bir R geldiğinde olabilir.

>> In Central [3x] Park, and sometimes I'll go visit friends in Brooklyn.

>> Central [3x] Park'ta ve bazen Brooklyn'deki arkadaşlarımı ziyaret edeceğim.

And sometimes. I definitely dropped the D in that word, and sometimes, and sometimes,

Ve bazen. Bu kelimedeki D'yi kesinlikle düşürdüm ve bazen ve bazen

reducing the word 'and'.

've' kelimesini azalttım.

>> And sometimes [3x]

>> Ve bazen [3x] Cümlenin

Let's talk about stress in that last part of the sentence.

o son kısmında vurgudan bahsedelim .

>> And sometimes I'll go visit friends in Brooklyn.

>> Ve bazen Brooklyn'deki arkadaşlarımı ziyaret edeceğim .

What do you hear as being the most stressed syllables? Some-, sort of, but even stronger,

En vurgulu heceler olarak ne duyuyorsunuz ? Bir nevi, ama daha güçlü,

vis-, friends, Brook-. Verb, noun, noun. The content words. And did you notice the contraction

karşı-, arkadaşlar, Brook-. fiil, isim, isim. İçerik sözcükleri. Ve

'I'll'? Again, pronounced with the 'aw' as in 'law' vowel, reduced to 'I'll', 'I'll'.

'I'll' daralmasını fark ettiniz mi? Yine, 'hukuk' ünlüsünde olduğu gibi 'aw' ile telaffuz edilir , 'I'll', 'I'll'e indirgenir.

>> And sometimes I'll [3x] go visit friends in Brooklyn.

>> Bazen Brooklyn'deki arkadaşlarımı [3 kez] ziyaret edeceğim .

Also, all of these words, as always in a thought group, were very connected. I had a Stop T

Ayrıca, tüm bu sözler, her zaman olduğu gibi, bir düşünce grubunda çok bağlantılıydı. 'Ziyaret'te burada bir Dur T vardı

here in 'visit', so I didn't bother to release it, which would have made a little gap in

, bu yüzden onu serbest bırakma zahmetine girmedim , bu da hattımda küçük bir boşluk yaratırdı

my line. Visit friends, visit friends.

. Arkadaşlarını ziyaret et, arkadaşlarını ziyaret et.

>> visit friends [3x] in Brooklyn.

>> Brooklyn'deki arkadaşlarınızı [3 kez] ziyaret edin.

Also, the ending Z sound of 'friends' linked into the beginning vowel of the next word,

Ayrıca, 'arkadaşlar' kelimesinin bitiş Z sesi, bir sonraki kelimenin başlangıç ​​sesli harfiyle bağlantılıdır,

friends in, friends in, friends in, friends in Brooklyn.

friends in, friends in, friends in, friends in Brooklyn.

>> visit friends in Brooklyn. [3x]

>> Brooklyn'deki arkadaşlarınızı ziyaret edin. [3x]

One of my favorite things to do with a free day is to ride my bike. Sometimes I'll ride

Boş bir günde yapmayı en sevdiğim şeylerden biri bisiklete binmek. Bazen

along the Hudson River or in Central Park, and sometimes I'll go visit friends in Brooklyn.

Hudson Nehri boyunca veya Central Park'ta ata binerim ve bazen de Brooklyn'deki arkadaşlarımı ziyarete giderim.

I hope this has given you some ideas on how to take notes and study the speech of native

Umarım bu size nasıl not alacağınız ve anadili İngilizce olan kişilerin konuşmalarını nasıl çalışacağınız konusunda bazı fikirler vermiştir

speakers. Do this on your own. Take video and audio clips that interest you or that have

. Bunu kendi başınıza yapın. İlginizi çeken veya çalışma alanınız için önemli olan konuları içeren video ve ses klipleri çekin

topics that are important to your field of work. After you take good notes, record the

. İyi notlar aldıktan sonra

text yourself and compare to the original recording. What do you still need to work

metni kendiniz kaydedin ve orijinal kayıtla karşılaştırın. Hala ne üzerinde çalışmanız gerekiyor

on, or what did you do well? This is a great way to improve your pronunciation.

veya neyi iyi yaptınız? Bu, telaffuzunuzu geliştirmenin harika bir yoludur. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler .

So this is what I like to do with a free day. What do you like to do with a free day? Record

Boş bir günde yapmayı sevdiğim şey bu. Boş bir günde ne yapmaktan hoşlanırsın?

yourself talking about it, and post it as a video response to this video on YouTube.

Bu konuda konuşurken kendinizi kaydedin ve YouTube'da bu videoya video yanıtı olarak gönderin.

I can't wait to hear about it.

Bunu duymak için sabırsızlanıyorum.