Learn English with Movies – Good Boys

In the U.S., summer is for sand, sun,

ABD'de yaz, kum, güneş

and blockbuster movies.

ve gişe rekorları kıran filmler içindir.

And this summer we're going to use those movies

Ve bu yaz o filmleri

to learn English and study how to sound American.

İngilizce öğrenmek ve kulağa Amerikalı gibi gelmeyi öğrenmek için kullanacağız.

Every video this summer is going to be

Bu yaz her video

a study English with movies video.

filmlerle İngilizce çalışma videosu olacak.

We'll pull scenes from the summer's hottest movies

Yazın en sıcak filmlerinden

as well as favorite movies from years past.

ve geçmiş yılların en sevilen filmlerinden sahneler çekeceğiz.

It's amazing what we can discover by studying

even a small bit of English dialog.

Küçük bir İngilizce diyaloğu çalışarak bile keşfedebileceğimiz şeyler inanılmaz.

We'll study how to understand movies,

Filmleri nasıl anlayacağımızı,

what makes Americans sound American, and of course,

Amerikalıların Amerikalı gibi görünmesini sağlayan şeyleri ve elbette incelediğimiz sahnelerde geçen

any interesting vocabulary,

ilginç sözcükleri,

phrasal verbs, or idioms that come up

deyimsel fiilleri veya deyimleri inceleyeceğiz

in the scenes we study.

.

I call this kind of exercise a Ben Franklin Exercise.

Ben bu tür bir egzersize Ben Franklin Egzersizi diyorum.

First we'll watch the scene.

Önce sahneyi izleyeceğiz.

Then we'll do an in depth analysis of what we hear together.

Sonra birlikte duyduklarımızın derinlemesine bir analizini yapacağız.

This is going to be so much fun.

Bu çok eğlenceli olacak.

Be sure to tell your friends and spread the word

that all summer long, every Tuesday,

Tüm yaz boyunca, her salı

we're studying English with movies here at Rachel's English.

Rachel's English'te filmlerle İngilizce çalıştığımızı arkadaşlarınıza anlatın ve duyurun.

If you're new to my channel, click subscribe

Kanalımda yeniyseniz , abone ol'a tıklayın

and don't forget the notification button.

ve bildirim düğmesini unutmayın.

Let's get started.

Başlayalım.

First, the scene.

İlk olarak, sahne.

Hey kids, as you know, I am one of the producers

Hey çocuklar, bildiğiniz gibi

on your movie Good Boys, and unfortunately

Good Boys filminizin yapımcılarından biriyim ve ne yazık ki

I'm here with bad news.

kötü bir haberle geldim.

You guys cannot watch the trailer for your own movie.

Kendi filminizin fragmanını izleyemiyorsunuz.

What?

Are you serious? Come on!

Ne?

Ciddi misin? Hadi! Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun?

It's just too messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

There's drugs, there's violence, there's swearing.

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var. Bunları filmde

And although we decided it's okay for you

yapmanızın uygun olduğuna karar vermiş olsak da

to do these things in the movie,

,

you can't watch yourself do them in the trailer.

bunları karavanda yaparken izleyemezsiniz.

Now, the analysis.

Şimdi, analiz.

Hey kids.

Hey çocuklar.

Hey kids.

Hey çocuklar.

Friendly, upbeat,

Arkadaş canlısı, iyimser,

pitch is a little bit high,

ses perdesi biraz yüksek,

which to me gives it a more friendly tone.

bu da bana daha samimi bir ton veriyor.

Hey kids.

Hey çocuklar.

Hey kids, and the pitch goes up at the end,

Hey çocuklar, sonunda ses yükseliyor

because he's going to keep going.

çünkü o devam edecek.

Hey kids, hey kids.

Hey çocuklar, hey çocuklar.

Hey kids

Hey çocuklar

as you know, I am one of the producers.

, bildiğiniz gibi ben yapımcılardan biriyim.

As you know, as you know,

Bildiğiniz gibi, bildiğiniz gibi,

and again pitch goes up a little bit,

ve yine ses perdesi biraz yükselir,

as you know, I,

bildiğiniz gibi, I

and then it links into I which is coming down.

ve sonra aşağı inen I ile bağlantı kurar.

The word as, this vowel can reduce to the schwa,

As kelimesi, bu sesli harf schwa'ya indirgenebilir,

but I do think I hear it is a pure at the letter a.

ama sanırım a harfinde saf olduğunu duydum.

The letter S pronounced as a Z and this word,

S harfi Z olarak telaffuz edilir ve bu kelime

as, as, as, as,

as, as, as, as,

as you know, as you know.

bildiğiniz gibi, bildiğiniz gibi.

As you know,

Bildiğiniz gibi

I am one of the producers.

yapımcılardan biriyim.

I am one of the producers.

Ben yapımcılardan biriyim.

I am one of the producers.

Ben yapımcılardan biriyim.

So I and am both have a little bit of length,

Bu yüzden, o

as he's thinking about exactly what to say,

tam olarak ne söyleyeceğini,

exactly how to deliver this,

bunu tam olarak nasıl sunacağını düşündüğü için, ben ve

I am.

ben biraz uzunuz.

I am one of the producers.

Ben yapımcılardan biriyim.

I am one of the producers,

Yapımcılardan biriyim,

I am one of the producers.

yapımcılardan biriyim.

Then we get to one of the producers.

Sonra yapımcılardan birine gidiyoruz.

Hey guys, I wanted to pop in here

Hey millet,

to tell you that Skillshare is, again,

Skillshare'in yine

sponsoring this video.

bu videoya sponsor olduğunu söylemek için buraya uğramak istedim. Çevrimiçi olarak

I know you do a lot of learning online, so do I.

çok şey öğrendiğinizi biliyorum , ben de öyle.

One of the things I'm interested in

İlgilendiğim şeylerden biri

is increasing my productivity,

üretkenliğimi artırmak,

so I can continue to make great videos for you guys

böylece sizin için harika videolar yapmaya devam edebilirim

but still have more time left over to play

ama yine de benimkilerle oynamak için daha fazla zamanım var.

with my two young sons,

iki küçük oğlum var

and I'm super pleased to see that Skillshare

ve Skillshare'in

has so many options for me to choose from.

aralarından seçim yapabileceğim bu kadar çok seçeneğe sahip olduğunu görmekten çok memnunum.

Come to Skillshare and search on whatever your interest is,

Skillshare'e gelin ve ilgi alanınız ne olursa olsun arama yapın,

you'll find courses in English,

İngilizce kurslar bulacaksınız,

so you'll be able to study vocabulary and phrases

böylece tutkulu olduğunuz bu konu hakkında konuşurken kullanılan kelime dağarcığı ve deyimleri çalışabileceksiniz

used when talking about this topic you're passionate about.

.

It's twice the learning.

Öğrenmenin iki katı.

If you sign up, tell me in the comments below

Kaydolursanız, aşağıdaki yorumlarda bana

what course you end up taking

hangi kursu alacağınızı söyleyin,

I'm so interested in learning more about you guys.

sizin hakkınızda daha fazla şey öğrenmekle çok ilgileniyorum. Kendi kodunuz için

Follow this link or the link in the video description

bu bağlantıyı veya video açıklamasındaki bağlantıyı takip ederek

for your own code to get two months free.

iki ay ücretsiz kazanın.

Okay, let's get back to the analysis.

Tamam, analize geri dönelim.

I am one of the producers,

Ben yapımcılardan biriyim,

Then we get to one of the producers

Sonra yapımcılardan birine geçiyoruz

and the pace picks up a little bit more,

ve hız biraz daha artıyor,

we have the stress syllables,

vurgu hecelerimiz var,

one of the pro ducers,

yapımcılardan biri,

one of the pro ducers,

yapımcılardan biri,

so one and do have the most stress,

yani bir ve en çok var yapımcıların vurgusu

of the, and the first syllable of producers

ve ilk hecesi

are said really quickly.

çok çabuk söylenir.

One of the producers,

Üreticilerden biri,

One of the pro, one of the pro, one of the pro,

Profesyonellerden biri, profesyonellerden biri, profesyonellerden biri,

of and the, we have the of reduction one-a,

ve, bizde of redüksiyon bir-a var,

of and the, we have the of reduction one-a,

of ve, of redüksiyon one-a var,

it's just the schwa.

bu sadece schwa .

The end links right into the schwa,

Son, doğrudan schwa'ya bağlanır,

the schwa links right into the word the,

schwa,

which is said really quickly,

gerçekten hızlı bir şekilde söylenen kelimeye bağlanır,

your tongue tip does not need to come

dilinizin ucunun

through the teeth there.

oradaki dişlerin arasından geçmesine gerek yoktur.

The, the, the, the, the.

o, o, o, o, o.

You can just make that by having the tongue forward

Bunu, dili ağzın içinde

in the mouth against the backs of the front teeth,

ön dişlerin,

the, the, the, the,

the, the, the, the,

one of the, one of the, one of the, one of the.

one of, one of, one of, one of the'lerin arkalarına doğru ileri doğru tutarak yapabilirsiniz.

And then the first level of producers,

Ve sonra,

that has the schwa too.

schwa'ya da sahip olan ilk üretici seviyesi.

Pro, pro, pro,

Pro, pro, pro,

one of the pro, one of the pro, one of the produ,

one of pro, one of pro, one of produ,

before the voice slows down,

ses yavaşlamadan önce, yapımcıların vurgulu hecesi olan du'nun o yukarı aşağı şekli

takes more time on that up down shape of du,

üzerinde daha fazla zaman alır

the stress syllable of producers.

.

One of the producers,

on your movie Good Boys.

Good Boys filminizin yapımcılarından biri.

On your movie Good Boys.

Good Boys adlı filminizde.

On your movie Good Boys, again,

Good Boys filminizde yine

intonation is going up here, Boys.

tonlama artıyor, Boys.

And again, that shows he's not done talking,

Ve yine, bu onun konuşmayı bitirmediğini gösteriyor,

he still has more to say about this.

bu konuda söyleyecek daha çok şeyi var.

On your movie Good Boys,

Good Boys filminizde,

In the words on your movie Good Boys,

Good Boys filminizde geçen sözlerde,

what's the most stressed there?

orada en çok vurgulanan nedir?

On your movie Good Boys,

Filminizde Good Boys,

On your movie,

filminizde

little bit of stress there on the noun.

isim üzerinde biraz vurgu var.

On your movie Good Boys, Good Boys,

Good Boys, Good Boys adlı filminizde

a little bit more stress on Good,

Good Boys'u biraz daha vurgulayın

and then as I said, Boys,

ve sonra dediğim gibi, Boys, ses

pitch goes up on your,

perdeniz yükseliyor, daha

said more quickly, a little bit flatter in pitch,

hızlı söylendi, perdede biraz daha düz,

we do have a your reduction, it's not your,

sizin bir azalmanız var, bu senin değil

but it's pronounced yur, on yur, on yur, on yur.

ama yur, on yur, on yur, on yur olarak telaffuz edilir.

On your movie Good Boys,

Good Boys adlı filminizde

and unfortunately I'm here with bad news.

ve ne yazık ki burada kötü bir haberle karşınızdayım.

And unfortunately, and,

Ve ne yazık ki ve

okay, usually this word is reduced,

tamam, genellikle bu kelime azaltılır,

but here it's not, it's fully pronounced.

ancak burada değil, tam olarak telaffuz ediliyor.

And the a vowel is even a little bit longer,

Ve bir sesli harf biraz daha uzun,

he holds on to that,

buna tutunuyor,

and, and.

ve, ve.

and, and.

ve ve.

And, unfortunately,

Ve ne yazık ki,

Whoa, different day, different outfit,

Whoa, farklı gün, farklı kıyafet,

important announcement.

önemli duyuru.

Did you know that with this video I made a free

Bu video ile indirebileceğiniz ücretsiz bir

audio lesson that you can download?

sesli ders yaptığımı biliyor muydunuz?

In fact, I'm doing this for each one of the YouTube videos

Aslında, bunu bu yaz hazırladığım YouTube videolarının her biri için

I'm making this summer,

,

all 11 of the Learn English with movies videos,

Filmlerle İngilizce Öğrenin videolarının 11'inin tümü için yapıyorum,

so follow this link,

bu yüzden bu bağlantıyı takip edin

or find the link in the video description

veya ücretsiz indirilebilir videonuzu almak için video açıklamasındaki bağlantıyı bulun.

to get your free downloadable audio lesson.

sesli ders Bu videoda telaffuz hakkında öğrendiğiniz her şeyi

It's where you're going to train

öğreteceğiniz yer burasıdır

all of the things that you've learned about pronunciation

in this video.

.

Back to the lesson.

Derse geri dön.

And unfortunately,

Ve ne yazık ki,

The D almost always dropped,

D neredeyse her zaman düştü,

but I hear it here, it links into the next word,

ama burada duydum, bir sonraki kelime olan

and-un, and duh duh duh duh.

and-un ve duh duh duh duh ile bağlantılı.

And unfortunately.

Ve malesef.

So a fully pronounced and there

Yani tamamen telaffuz edilmiş ve orada onu

as he holds it out, thinks about how to deliver

uzatırken,

this bad news.

bu kötü haberi nasıl ileteceğini düşünür.

And unfortunately,

Ve ne yazık ki,

Unfortunately,

Ne yazık ki,

a longer word there,

daha uzun bir kelime var,

second syllable stress,

ikinci hece vurgusu,

un for tunately.

ahenkli bir şekilde un.

The rest of the syllable is a little bit flatter in pitch,

Hecenin geri kalanı perdede biraz daha düzdür,

said more quickly.

daha hızlı söylenir.

This T, do you notice it's pronounced as a -ch.

Bu T, -ch olarak telaffuz edildiğini fark ettiniz mi?

Un for ch,

Un for ch,

then this T is a stop T,

o zaman bu T bir durak T,

un for chu nate ly,

un chu nate ly için,

un for chu nate ly,

un chu nate ly için,

say that with me slowly, we'll break it up by syllables,

bunu benimle yavaşça hecelere ayıralım,

un for chu nate ly,

un chu nate ly için,

un for chu nate ly,

un chu nate ly için ,

unfortunately, unfortunately.

malesef malesef.

Unfortunately,

Ne yazık ki,

I'm here with bad news.

kötü bir haberle buradayım.

I'm here with bad news.

Kötü haberlerle buradayım.

Here, bad, and news all stressed,

Burada, kötü ve tüm haberler vurgulu,

Here, bad, and news all stressed,

Burada, kötü ve tüm haberler vurgulu,

all a little bit longer.

hepsi biraz daha uzun.

I'm and with flatter,

Ben ve pohpohlayıcıyım,

although we don't have any reductions here,

burada herhangi bir indirimimiz olmasa da,

they are unstressed words,

bunlar vurgusuz sözler,

I'm here with bad news.

kötü bir haberle buradayım.

I'm here with bad news.

Kötü haberlerle buradayım.

You guys cannot watch the trailer for your own movie.

Kendi filminizin fragmanını izleyemiyorsunuz.

You guys, a little bit of a break here,

Sizler burada biraz mola,

a little bit of a lift,

biraz asansör,

you guys cannot watch.

izleyemiyorsunuz. Bir sonraki kelimeye daha fazla stres

He does that tiny break because it brings

getirdiği için bu küçük arayı veriyor

more stress to the next word.

.

If you put a little pause, a tiny break,

Küçük bir duraklama, küçük bir ara verirseniz, bir sonraki kelimeye

it does bring in more stress to the following word,

daha fazla vurgu getirir ,

it cannot, cannot, this is a two syllable word,

olamaz, olamaz, bu iki heceli bir kelime,

stress on the second syllable, cannot,

vurgu ikinci hecede, olamaz,

no, it would be very common to say can't.

hayır, çok yaygın olurdu yapamam demek

But he wants to stress it.

Ama bunu vurgulamak istiyor.

So he is not reducing it by using a contraction.

Yani bir kasılma kullanarak onu azaltmıyor.

You guys cannot watch.

Siz izleyemezsiniz.

You guys cannot watch.

Siz izleyemezsiniz.

Cannot watch the trailer for your own movie.

Kendi filminizin fragmanını izleyemiyorsunuz.

Those are our longer words, our more stressed words.

Bunlar bizim daha uzun sözlerimiz, daha vurgulu sözlerimiz.

You and guys, a little bit flatter in pitch,

Siz ve çocuklar, perdede biraz daha düz,

leading up to the most stress of cannot.

yapamamanın en büyük stresine yol açıyorsunuz.

Oh my goodness it's unbelievable.

Aman tanrım, bu inanılmaz.

The thing with the word cannot,

Olamaz kelimesiyle olan şey

we think of the word can, right,

can kelimesini düşünürüz, değil mi

because this is the opposite of it.

çünkü bu onun tam tersidir.

But we don't want to take much time with that,

Ama bununla fazla zaman harcamak istemiyoruz,

that's the unstressed syllable,

bu vurgusuz hecedir,

cannot, we definitely want to stress the negative cannot,

can'dır, kesinlikle olumsuz olamaz,

cannot.

olamaz'ı vurgulamak isteriz.

We have two n's.

İki n'miz var.

It's just a single end sound, can not, cannot.

Bu sadece tek uçlu bir ses, olamaz, olamaz.

I actually just did it there with the schwa didn't I?

Aslında orada schwa ile yaptım, değil mi?

You can pronounce it with the schwa in the first syllable,

İlk hecedeki schwa ile telaffuz edebilirsiniz,

you cannot do that,

bunu yapamazsınız,

can, can, can.

can, can, can.

He's not reducing it, he is doing the a vowel,

Onu azaltmıyor, bir sesli harf yapıyor

but it's still unstressed compared

ama vurgulu hece yapamama ile karşılaştırıldığında hala vurgusuz

to the stressed syllable cannot.

.

Cannot

watch the trailer.

Fragmanı izleyemiyorum.

And the T is a stop T,

Ve T bir durak T'dir,

because the next word begins with a consonant,

çünkü sonraki kelime bir ünsüzle başlar,

cannot watch, cannot watch.

izleyemez, izleyemez.

Then we have the,

Sonra,

quickly, flattened pitch, the trailer.

hızlı, düzleştirilmiş perdemiz var, fragman.

cannot watch the trailer.

fragmanı izleyemiyorum

Tr cluster being pronounced as chr,

Tr kümesi chr,

trailer,

trailer,

trailer, trailer.

trailer, trailer olarak telaffuz ediliyor.

The trailer,

Fragman,

for your own movie.

kendi filminiz için.

For your, both reduce.

Sizin için ikisi de azaltır. Her

They both have the schwa r,

ikisinde de schwa r,

fur yur,

fur yur,

fur yur,

fur yur,

fur yur,

fur yur,

fur yur, fur yur, fur yur,

fur yur, fur yur, fur yur,

for your own, for your own, for your own movie.

sizin için, sizin için, kendi filminiz için var.

for your own movie.

kendi filminiz için.

What!

Ne!

What!

Ne!

What, high end pitch, showing exasperation,

Ne, üst düzey perde, öfke,

amazement, disappointment.

şaşkınlık, hayal kırıklığı gösteriyor.

What!

Ne!

And it really goes up in pitch.

Ve gerçekten sahada yükseliyor.

That's showing a question.

Bu bir soru gösteriyor.

This person can't believe it.

Bu kişi buna inanamıyor.

What!

Ne!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Okay, now another kid says, are you serious!

Tamam, şimdi başka bir çocuk diyor ki, ciddi misin!

While another kid says come on.

Başka bir çocuk hadi diyorken.

So, again, a question,

Yani, yine bir soru

and the pitch is really high.

ve perde gerçekten yüksek.

Sometimes when people are angry or excited

Bazen insanlar kızdığında veya heyecanlandığında

their pitch does go higher than it would

perdeleri

in conversational English.

konuşma İngilizcesindekinden daha yükseğe çıkıyor.

Are you serious?

Ciddi misin?

And it goes up and pitch too, again, a question.

Ve yine bir soru yükseliyor ve yükseliyor.

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

[Rachel ] And in that phrase, are you serious?

[Rachel ] Ve bu cümlede ciddi misin?

Ser, the most stressed syllable there.

Ser, oradaki en vurgulu hece.

Are you serious?

Ciddi misin?

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Come on, come on!

Hadi hadi!

This is something you can yell when

Bu,

someone's doing something you don't like.

birisi hoşlanmadığınız bir şey yaptığında bağırabileceğiniz bir şeydir.

Come on!

Hadi!

Stress on come,

Stres hadi

come on!

hadi!

All smoothly linked together in one arch,

Hepsi tek bir kemerde düzgün bir şekilde birbirine bağlı,

one thought group, ending m links into beginning vowel,

tek bir düşünce grubu, m bağlantılarını başlangıç ​​sesli harfine dönüştürüyor,

come on!

hadi!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi!

Are you serious? Come on!

Ciddi misin? Hadi! Dalga mı

Are you kidding?

Are you kidding?

geçiyorsun? Dalga mı

geçiyorsun?

It's almost hard for me to imitate these boys a little bit,

Bu çocukları biraz taklit etmek benim için neredeyse zor,

the pitch is so high.

perde çok yüksek. Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun?

And again, pitch goes up.

Ve yine perde yükselir.

Yes, no question, they can't believe it.

Evet, hiç şüphe yok, buna inanamıyorlar.

We do have an R reduction here.

Burada bir R indirgememiz var. Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun?

Are you kidding, are you kidding?

Şaka mı yapıyorsun, şaka mı yapıyorsun?

I hear it as schwa R, er,

Bunu schwa R olarak duydum, er, öyle misin

are you, are you, are you kidding?

, şaka mı yapıyorsun? Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun? Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun? Dalga mı

Are you kidding?

geçiyorsun?

It's just too messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

It's just too messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

One thought group, what are you hearing

Bir düşünce grubu,

as the most stressed words there?

orada en çok vurgulanan kelimeler olarak ne işitiyorsunuz?

It's just too messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

It's just too messed up for kids your age,

Senin yaşındaki çocuklar için çok karışık,

it's just too messed up for kids your age.

senin yaşındaki çocuklar için çok karışık.

It's just too messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

I think up is the peak of stress,

Bence stresin zirvesi,

kids age too, also those words have a little bit of length.

çocuklar da yaşlanıyor, ayrıca bu kelimelerin biraz uzunluğu var.

Let's look at our first two words here, it's just.

Buradaki ilk iki kelimemize bakalım, sadece.

It's just

Bu sadece

It's just, it's just, it's just, it's just,

, sadece, sadece, sadece, sadece,

the word just said really quickly,

kelime çok hızlı bir şekilde söylendi,

I would probably write that with the schwa,

muhtemelen bunu schwa ile yazardım,

it's just, it's just, it's just,

sadece, sadece, sadece, sadece,

we have an ending T, a beginning T,

bizim bir bitiş T'miz, bir başlangıç ​​T'miz var,

those go together into just one true T.

bunlar birlikte tek bir gerçek T'ye gidin.

It's just too, it's just too.

Bu sadece çok, sadece çok.

It's just too

messed up for kids your age.

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

It's just too messed up, messed up.

Sadece çok dağınık, berbat.

Now we have an ed ending,

Şimdi bir ed ekimiz var,

the sound before is unvoiced

önceki ses sessiz olduğu

so that ed ending is pronounced as a T.

için ed eki T olarak telaffuz ediliyor.

This word is a single syllable, meh.

Bu kelime tek heceli, meh.

M consonant, eh vowel, S consonant, T consonant, mest,

M ünsüz, eh sesli, S ünsüz, T ünsüz, mest,

messed, messed up, and it links into a word

dağınık, dağınık ve sesli harfle başlayan bir kelimeye bağlanır

that begins with a vowel.

.

Messed up, messed up.

Dağınık, dağınık.

Too messed up,

Çok dağınık

And the P is not released, it's not messed up.

ve P serbest bırakılmamış, dağınık değil.

But it's messed up, messed up, lips come together.

Ama ortalık karışmış, dağılmış, dudaklar birleşiyor.

They make the stop of that stop consonant,

Durak ünsüzünün durmasını yaparlar

but they don't release with a puff of air.

ama bir hava üflemeyle serbest bırakmazlar.

Messed up.

Dağılmış. Senin

Too messed up,

for kids your age.

yaşındaki çocuklar için fazla dağınık.

They released right into the F sound.

Doğrudan F sesine bıraktılar.

Messed up for, messed up for.

İçin dağıldı, için dağıldı.

The word for is reduced.

için kelimesi azaltılmıştır.

For, for kids, your age.

Yaşınız için, çocuklar için.

For, for kids, your age.

Yaşınız için, çocuklar için.

The word your reduced.

Azalttığın kelime. Senin

For kids your age.

yaşındaki çocuklar için. Senin

For kids your age

yaşındaki çocuklar için

There's drugs, there's violence, there's swearing.

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

There's drugs, there's violence,

Uyuşturucu var, şiddet var,

there's swearing.

küfür var.

Now I want to talk about some grammar here.

Şimdi biraz gramerden bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda Amerikan İngilizcesinde çokça

There is something that happens a lot in American English

olan bir şey var

that is recent, and it's a grammatical error.

ve bu bir gramer hatası.

It happens a ton in spoken English.

Konuşulan İngilizcede bir ton olur.

I used to notice it and it would bother me.

Bunu fark ederdim ve bu beni rahatsız ederdi.

And now, I've heard it so much, I find that I do it too.

Ve şimdi, bunu o kadar çok duydum ki , ben de yapıyorum.

It still bothers me for the record,

Hala kayıt için canımı sıkıyor,

it bothers me when I hear myself do it,

kendimi duyunca rahatsız oluyorum

but I don't stop and correct it,

ama durup düzeltmiyorum,

it's just become so widespread.

öyle yaygınlaştı ki.

And that is there is, the contraction there's,

Ve işte orada,

that's supposed to be used with something that is singular,

tekil olan bir şeyle,

a singular noun.

tekil bir isim ile kullanılması gereken kısaltma var.

Well this is plural, drugs.

Peki bu çoğul, ilaçlar.

So that should be there are drugs,

Uyuşturucular olmalı, var olduğunu

which we would pronounce there are,

söyleyeceğiz,

there are drugs, there are drugs,

uyuşturucular var, uyuşturucular var,

but we just hardly do that anymore.

ama artık bunu neredeyse hiç yapmıyoruz.

It just seems that everyone started using there's

Görünüşe göre herkes there's kelimesini

for things that are either singular or plural.

ya tekil ya da çoğul olan şeyler için kullanmaya başladı.

For example, I could say there's a problem,

Örneğin, bir sorun var diyebilirim

but I could also totally picture someone saying

ama aynı zamanda birisinin

there's problems with this, there's problems,

bununla ilgili sorunlar var, sorunlar var,

it should absolutely be there are,

kesinlikle olmalı, var, var

there are, there are problems.

, sorunlar var dediğini hayal edebiliyorum.

But this is what happens so there's drugs, there's drugs.

Ama olan bu, yani uyuşturucu var, uyuşturucu var. Önce

He is using the is contraction and then a plural noun.

is kısaltmasını sonra da çoğul bir isim kullanıyor.

There's drugs,

Uyuşturucu var,

Not grammatically correct,

Dilbilgisi açısından doğru değil

but very, very common these days.

ama bugünlerde çok ama çok yaygın.

And I do think that we only do that

Ve bunu sadece

because it's a contraction.

bir kasılma olduğu için yaptığımızı düşünüyorum.

I think if he said there is, he would not say drugs,

Bence var dese uyuşturucu var demez, o

there is drugs, I think he would say there are drugs

in those cases.

durumlarda uyuşturucu var derdi herhalde.

But when we use this reduction, this contraction,

Ama bu indirgemeyi, bu kısaltmayı kullandığımızda,

somehow the habit is crept in where the verb doesn't agree.

bir şekilde fiilin uyuşmadığı yerlere alışkanlık sızar.

So it should be there are, but it is there is,

Yani olması lazım ama var,

there's drugs, there's violence, there's swearing.

uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

There's drugs, there's violence, there's swearing.

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

There's drugs, there's violence, there's swearing,

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var,

there's drugs, there's violence, there's swearing.

uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

And in all three of these utterances,

Ve bu üç ifadede de

there's drugs, there's violence,

uyuşturucu var, şiddet var,

the stress is on the thing that's there.

vurgu orada olan şey üzerinde.

There's drugs.

Uyuşturucu var.

There's violence.

Şiddet var.

There's swearing.

küfür var. Çocukların izleyemediği

All of these things that are in movies

filmlerde olan tüm bu şeyler

that kids can't watch.

.

There's drugs, there's violence, there's swearing.

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

There's drugs, there's violence, there's swearing,

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var,

there's drugs, there's violence, there's swearing.

uyuşturucu var, şiddet var, küfür var.

And although we've decided it's okay for you

Ve filmde bunları yapmanızın sizin için uygun olduğuna karar vermiş olsak da

to do these things in the movie.

.

Sort of a longer thought group,

Bir nevi daha uzun bir düşünce grubu

and some longer syllables that are stretched out

ve normal konuşma İngilizcesinde

a little bit longer than they would be

olduğundan biraz daha uzun uzatılmış bazı daha uzun heceler

in just normal conversational English.

.

And although we decided

Ve karar vermiş olmamıza rağmen

And although we've decided,

Ve karar vermiş olmamıza rağmen

And although, we decided.

Ve buna rağmen karar verdik.

Actually I think he's saying we have decided.

Aslında karar verdiğimizi söylüyor sanırım.

I think I'm hearing we've, and although we've decided.

Sanırım duyduğuma göre, karar vermiş olmamıza rağmen.

So, and, a little bit longer.

Yani ve biraz daha uzun.

Again, he doesn't reduce it like he did before,

Yine eskisi gibi indirgemiyor,

he's thinking about exactly what to say.

tam olarak ne söyleyeceğini düşünüyor.

And although we've decided,

Ve buna karar vermiş olmamıza rağmen,

Fully pronounced a vowel and consonant,

bir sesli ve ünsüz harfi tamamen telaffuz ediyorum

and I do hear a D linking into the next word.

ve bir sonraki kelimeye bağlanan bir D sesi duyuyorum .

And although, and although,

Ve rağmen ve rağmen,

although.

rağmen.

The stress syllable of though really held out

while he's thinking of how to articulate this.

Bunu nasıl ifade edeceğini düşünürken, gerçi vurgu hecesi gerçekten dayandı.

And although

Ve karar vermiş olmamıza rağmen Karar verdik

we've decided

We've decided, we've,

, verdik,

we've held out.

direndik.

This word normally would not be stressed,

Bu kelime normalde vurgulu olmazdı

and although we've decided,

ve biz karar vermiş olsak da

it would normally be unstressed but he's holding it out,

normalde vurgusuz olurdu ama o bunu tutuyor,

because it's a crazy thing to say.

çünkü bu söylenecek çılgınca bir şey.

Kids can do this in the movie

Çocuklar bunu filmde yapabilir,

but because of the ratings for movies kids can't watch it.

ancak filmlerin reytingleri nedeniyle çocuklar onu izleyemez.

He knows it's crazy, it's ridiculous.

Bunun çılgınca olduğunu biliyor, saçma.

And as he's thinking about how crazy this is

Ve bunun ne kadar çılgınca olduğunu

and how to tell this to these kids,

ve bunu bu çocuklara nasıl söyleyeceğini düşünürken,

he's holding out some words.

bazı kelimeler uzatıyor.

We've decided,

Karar verdik,

it's okay.

Decided it's okay, decided it's okay.

sorun değil. Tamam olduğuna

karar verdim , tamam olduğuna karar verdim.

K also a little bit longer than it may be would be

K ayrıca

in normal conversational English.

normal konuşma İngilizcesinde olabileceğinden biraz daha uzun olabilir.

Decided it so, decided it so,

Öyle karar verdi, öyle karar verdi,

decide, the stress level of ci has a little bit of length,

karar ver, ci'nin stres seviyesi biraz uzun,

although it's actually just a normal

aslında orada normal bir

conversational pace there.

konuşma hızı olmasına rağmen.

Decided it so, decided it so.

Öyle karar verdi, öyle karar verdi.

Decided it's okay, decided it's okay,

Tamam olduğuna karar verdim, tamam olduğuna karar verdim,

Here the ed ending comes after a D.

Burada ed sonu D'den sonra gelir.

In this case it's pronounced I plus the D consonant,

Bu durumda I artı D ünsüz olarak telaffuz edilir, bir hece

it adds another syllable,

daha ekler,

decided, decided.

karar verdi, karar verdi.

Decided,

Karar verdim,

So now we have a couple stress words here

Şimdi burada

for you to do these things in the movie.

filmde bunları yapmanız için birkaç vurgulayıcı sözümüz var.

He's making the crazy distinction that these actors

Bu oyuncular

can be in the movie, doing these things

filmde olabilir, bu şeyleri yapabilirler

but they can't watch the movie.

ama filmi izleyemezler diye çılgınca bir ayrım yapıyor.

So in, gets a lot of stress, a lot of that up down shape.

Yani, çok fazla stres alır, çoğu aşağı yukarı şekil alır.

For, you, to, how are these three words pronounced?

Çünkü, sen, için, bu üç kelime nasıl telaffuz edilir?

For you to,

Senin için,

For you to, for you to, for you to,

senin için, senin için, senin için, biz indirgeme

we have to reductions, the word for is reduced,

yapmalıyız, için kelimesi azaltılır,

fer, you just almost never fully pronounce that word.

fer, o kelimeyi neredeyse hiçbir zaman tam olarak telaffuz edemezsin.

The word to is reduced, it's a flap T plus schwa.

Kelime azaltılır, bu bir flep T artı schwa'dır.

For you to, for you to, for you to.

Senin için, senin için, senin için.

Try that, those three words smoothly linked together,

Deneyin, bu üç kelime düzgün bir şekilde birbirine bağlandı,

all flatter in pitch,

hepsi daha düz,

for you to, for you to, for you to, for you to.

sizin için, sizin için, sizin için, sizin için.

For you to do.

yapman için.

Then we link into the next word, the stress word,

Sonra bir sonraki kelimeye,

that does have that length,

bu uzunluğa sahip olan,

that does have that up-down shape.

bu yukarı-aşağı şekle sahip olan vurgu kelimesine bağlanırız.

For you to do.

yapman için. Bunları

For you to do,

yapman için

these things.

.

These things, these things.

Bu şeyler, bu şeyler.

This could be a little tricky.

Bu biraz zor olabilir.

We have two th sounds, these.

İki inci sesimiz var, bunlar.

The first one is voiced,

Birincisi sesli,

the second one is unvoiced.

ikincisi sessiz.

These things, these things.

Bu şeyler, bu şeyler.

These things,

Bu şeyler,

Try to use just the very,

very tip of your tongue for these THs,

bu TH'ler için dilinizin çok, çok ucunu kullanmaya çalışın,

see if that helps you simplify them.

bunun onları basitleştirmenize yardımcı olup olmadığına bakın.

These, these, these things,

Bunlar, bunlar, bunlar,

these things.

bu şeyler.

The S in these is a Z sound.

Bunlardaki S bir Z sesidir.

These things,

Bu şeyler,

in the movie.

filmde.

In the movie.

Filmde.

In the movie, again, a bunch of stress on in,

Filmde yine bir demet vurgu,

the word the, the pitch comes in on the way down.

kelime üzerine, saha aşağı inerken devreye giriyor.

In the movie, and then we have a little bit more stress,

Filmde ve sonra biraz daha stresimiz var,

movie and pitch goes up,

film ve perde yükseliyor,

because he's not done talking.

çünkü daha konuşması bitmedi.

In the movie,

Filmde,

You can't watch yourselves do them in the trailer.

bunları yaparken kendinizi fragmanda izleyemezsiniz.

Okay now we get into a bunch of stressed words.

Tamam, şimdi bir sürü vurgulu kelimeye giriyoruz.

This is not like fully conversational pace and the rhythm,

Bu tam olarak konuşma temposu ve ritmi gibi değil,

it's like, how would I describe it,

sanki, nasıl tarif etsem,

it's like can't believe it kind of declaration.

inanamıyorum gibi bir tür beyan.

You can't watch yourselves.

Kendinizi izleyemezsiniz.

Everything sounding a little bit stressed.

Her şey kulağa biraz stresli geliyor.

You can't watch yourselves,

Kendinizi izleyemezsiniz,

You, up down shape,

Siz, yukarıdan aşağı,

you can't watch yourselves.

kendinizi izleyemezsiniz.

A normal way to say that would be

Bunu söylemenin normal bir yolu,

you can't watch yourselves, you can't watch yourselves.

kendinizi izleyemezsiniz, kendinizi izleyemezsiniz.

You and can't would be much flatter,

Sen ve can't daha pohpohlayıcı olurdun,

watch would be the peak of stress,

izle vurgunun zirvesi olurdu,

but here they're all their own little stressed syllable.

ama burada hepsinin kendi küçük vurgulu heceleri var.

Even the word yourselves, I would usually say yourselves.

Kendiniz kelimesini bile, genellikle kendiniz derdim.

First syllable unstressed, it would be the schwa sound,

Vurgusuz ilk hece, schwa sesi olurdu,

yur, yur, but that's not how he does it.

yur, yur, ama o böyle yapmaz.

You can't watch yourselves,

Kendinizi izleyemezsiniz,

He says yourselves, yourselves,

kendiniz diyor,

stressing the first syllable too, fully pronouncing that,

ilk heceyi de vurgulayarak, bunu tam olarak telaffuz ederek

and that's not normal conversational pronunciation at all,

ve bu hiç de normal bir konuşma telaffuzu değil,

we would never say yourselves in a more casual conversation.

daha rahat bir sohbette asla kendinizi söyleyemeyiz.

Yourselves,

Kendiniz,

Yourselves, or yourself,

Kendiniz veya kendiniz,

would be pronounced yourselves, or yourself.

kendiniz veya kendiniz olarak telaffuz edilir.

but here it is five stressed syllables in a row.

ama burada arka arkaya beş vurgulu hece var.

You can't watch yourselves,

Kendinizi izleyemezsiniz,

With the word can't,

can't kelimesiyle,

even though he's stressing that word, making it longer,

o kelimeyi vurgulayıp uzatsa da T'yi

he still doesn't release the T.

bırakmıyor.

We almost never do that, he makes it a stop T,

Bunu neredeyse hiç yapmıyoruz, T'yi durduruyor,

can't, can't watch, can't watch,

yapamıyor , izleyemem, izleyemem

so there's a little break between can't and watch,

yani izleyememek ile izleyememek arasında küçük bir ara var

and that little break signifies to me a stop T.

ve o küçük ara benim için bir T durağı anlamına geliyor.

Can't watch,

İzleyemem,

yourselves do them in the trailer.

onları fragmanda kendiniz yapın.

Do them in the trailer.

Onları karavanda yapın.

So now his voice has taken on more

Yani artık sesi daha çok

of a normal conversational rhythm.

normal bir konuşma ritmine büründü.

We have reductions, we don't have every syllable stressed.

İndirgemelerimiz var, her heceyi vurgulamıyoruz.

So what is stressed in this part of a sentence?

Peki bir cümlenin bu bölümünde vurgulanan nedir?

Do them in the trailer,

Bunları karavanda yapın, karavanda yapın, karavanda yapın

Do them in the trailer,

do them in the trailer,

,

do definitely longer, up-down shape,

kesinlikle daha uzun yapın, yukarı-aşağı şeklinde,

do them in the tray ler,

tepsilerde yapın,

do them in the tray ler,

tepsilerde yapın

and then trailer again with a chr pronunciation, trailer.

ve sonra tekrar bir chr telaffuzu ile römork, römork.

Then in the, flatter, lower in pitch,

Sonra, daha düz, perdede daha alçak,

definitely unstressed, definitely not with

kesinlikle vurgusuz, kesinlikle vurgulu bir hece

this up-down curve with the length of a stressed syllable.

uzunluğundaki bu yukarı-aşağı eğri ile değil .

Do them in the trailer,

Onları karavanda yap,

Them in the, them in the, them in the.

Onları orada, onları orada, onları da.

The word them, the e vowel reduces, it's the schwa,

Onlar kelimesi, e sesli harfini azaltır, bu schwa'dır,

them in the, ending M linking right into beginning vowel,

onlar içinde, biten M doğrudan başlangıç ​​sesli harfine bağlanır

and the N right into the th sound with no break.

ve N tam inci sese kesintisiz olarak bağlanır.

For the th in the word the

Kelimedeki inci için dilinizin ucunu

you don't have to bring your tongue tip through,

çıkarmak zorunda değilsiniz , dil

you tongue tip can be behind the teeth,

ucunuz dişlerin arkasında olabilir,

in the, in the, in the, in the,

in the, in the, in the, in the,

them in the, them in the, them in the, them in the.

They in the, They in the, They in onlar içinde.

Do them in the trailer.

Onları karavanda yapın.

Do them in the trailer,

Bunları karavanda yapın,

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a Hoş Geldiniz.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

All smoothly connected, one line.

Hepsi sorunsuz bir şekilde bağlı, tek bir hat.

Welcome to, and the pitch goes up to peak

Hoş geldiniz ve

on the stress syllable of Hollywood

before the voice comes back down.

ses tekrar alçalmadan önce Hollywood'un vurgu hecesinde perde zirveye çıkıyor.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz. to

How is the word to pronounced?

kelimesi nasıl telaffuz edilir?

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

Welcome to, welcome to,

Hoş geldiniz, hoş geldiniz, bunun

I would say that's a flap T,

bir flep T olduğunu söyleyebilirim,

quick, light, the vowel is reduced to the schwa.

hızlı, hafif, sesli harf schwa'ya indirgenir. Bu

So we make the T a flap T in the word to

nedenle, bazen daha önce ses çıkarıldığında T'yi kelimedeki bir flep T yaparız

sometimes when the sound before was voiced.

.

So in this case it was the M consonant.

Yani bu durumda M ünsüzdü. Bunu

He wouldn't of had to,

yapmak zorunda kalmazdı,

he definitely could've made it a true T,

kesinlikle gerçek bir T yapabilirdi,

welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

T, t, t,

T, t, t,

but you will often hear that native speakers

ama anadili İngilizce olanların

do make that a flap, it's just a little smoother.

bunu bir flep yaptığını sık sık duyacaksınız, sadece biraz daha yumuşak.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

When we say welcome to something,

Bir şeye hoş geldiniz dediğimizde,

we sometimes use that in like a friendly way,

bunu bazen arkadaşça bir şekilde,

welcome to the party, or whatever,

partiye hoş geldiniz ya da her neyse kullanırız,

but we often use it sarcastically

ancak

when someone is seeing the reality

birisi

of a situation and it's negative.

bir durumun gerçekliğini gördüğünde ve durum olumsuz olduğunda genellikle alaycı bir şekilde kullanırız.

So these kids are seeing, oh, we can act

Yani bu çocuklar görüyor ki, ah,

in these movies, but, because of these restrictions

bu filmlerde oynayabiliriz, ama bu kısıtlamalar nedeniyle

we're not supposed to actually go watch them in a theater,

onları gerçekten bir tiyatroda izlemememiz gerekiyor,

that's ironic, isn't it?

bu ironik, değil mi?

And so he's saying, welcome to Hollywood,

Hollywood'a hoş geldin diyor,

a little bit sarcastically as if to say

biraz alaycı bir şekilde,

you're being introduced to the way life

really works in Hollywood.

Hollywood'da hayatın gerçekten işleyiş şekliyle tanıştırıldığınızı söyler gibi.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

Let's listen to this whole

Bu

conversation one more time.

sohbetin tamamını bir kez daha dinleyelim.

Hey kids, as you know, I am one of the producers

Hey çocuklar, bildiğiniz gibi

on your movie Good Boys, and unfortunately,

Good Boys filminizin yapımcılarından biriyim ve ne yazık ki

I'm here with bad news.

kötü bir haberle geldim.

You guys cannot watch the trailer for your own movie.

Kendi filminizin fragmanını izleyemiyorsunuz.

What?

Ne?

-Are you serious? -Come on!

-Ciddi misin? -Hadi! Dalga mı

Are you kidding?

It's just too messed up for kids your age.

geçiyorsun?

Senin yaşındaki çocuklar için fazla karışık.

There's drugs, there's violence, there's swearing,

Uyuşturucu var, şiddet var, küfür var

and although we've decided it's okay

ve biz bunları filmde yapmanızın sakıncası olmadığına karar vermiş olsak da

for you to do these things in the movie,

,

you can't watch yourselves do them in the trailer.

bunları karavanda yaparken kendinizi izleyemezsiniz.

Welcome to Hollywood.

Hollywood'a hoş geldiniz.

We're going to be doing a lot more

of this kind of analysis together.

Bu tür analizleri birlikte çok daha fazla yapacağız.

What movie scenes would you like to see analyzed like this?

Hangi film sahnelerinin bu şekilde analiz edildiğini görmek isterdiniz?

Let me know in the comments,

Yorumlarda bana haber verin

and if you want to see all my Ben Franklin videos,

ve tüm Ben Franklin videolarımı görmek istiyorsanız

click here.

buraya tıklayın.

You'll also find the link in the video description.

Bağlantıyı video açıklamasında da bulabilirsiniz. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.

If you want to see my absolute latest video, click here.

Mutlak son videomu görmek istiyorsanız , buraya tıklayın.

If you're new to the channel,

Kanalda yeniyseniz,

check out this where to start playlist.

nereden başlamalı oynatma listesine göz atın.

Click here to subscribe.

Abone olmak için buraya tıklayın. Her salı

I make new videos on American English every Tuesday.

Amerikan İngilizcesi üzerine yeni videolar hazırlıyorum .

To be sure we can keep in touch,

İletişimde kalabileceğimizden emin olmak için,

click here to sign up for my news letter.

haber mektubuma kaydolmak için buraya tıklayın.

You'll get free lessons in your inbox every week.

Her hafta gelen kutunuza ücretsiz dersler alacaksınız.