English Words Americans Mispronounce ❌ Difficult English Words | Common Mistakes

There are some words that are just hard to pronounce.

Telaffuzu zor olan bazı kelimeler var.

Forget being a non-native speaker. Americans can't even get these words right.

Anadili olmayan biri olmayı unutun. Amerikalılar bu kelimeleri bile doğru söyleyemiyorlar.

Today, we're going to go over 14 of the most commonly mispronounced words in American English.

Bugün, Amerikan İngilizcesinde en sık yanlış telaffuz edilen 14 kelimenin üzerinden geçeceğiz.

The other night, I was watching Netflix.

Geçen gece Netflix izliyordum.

It was a documentary, Ugly Delicious episode 2.

Bu bir belgeseldi, Ugly Delicious 2. bölüm.

And I saw a native speaker completely mispronounce a word.

Anadili İngilizce olan birinin bir kelimeyi tamamen yanlış telaffuz ettiğini gördüm.

Excuse me?

Affedersin?

I actually had to go back and turn on the subtitles to make sure he was saying the word

Aslında söylediğini sandığım kelimeyi söylediğinden emin olmak için alt yazıları açmak zorunda kaldım

I thought he was saying, but mispronouncing it.

ama yanlış telaffuz ettim.

He was. How is that? How is it that Americans mispronounce words in their own language?

Öyleydi. Bu nasıl? Nasıl oluyor da Amerikalılar kendi dillerindeki kelimeleri yanlış telaffuz ediyorlar?

It's because sometimes, we learn words from reading, not from hearing them used.

Çünkü bazen sözcükleri kullanıldıklarını duyarak değil, okuyarak öğreniriz.

And English is not a phonetic language. The letters do not correspond one-to-one with the sounds.

Ve İngilizce fonetik bir dil değildir. Harfler seslerle birebir uyuşmuyor.

So we can see a word and guess the pronunciation, and maybe be wrong.

Böylece bir kelimeyi görebilir ve telaffuzunu tahmin edebiliriz ve belki de yanılıyor olabiliriz.

Someone who reads a lot may learn lots of words that they've never heard pronounced.

Çok okuyan biri, telaffuzunu hiç duymadığı birçok kelimeyi öğrenebilir.

So it's actually really easy for native speakers to mispronounce a word.

Bu yüzden anadili İngilizce olanların bir kelimeyi yanlış telaffuz etmesi gerçekten çok kolay.

This word is 'echelon', not echelon. But echelon was a good guess.

Bu kelime 'kademe', kademe değil. Ama kademe iyi bir tahmindi.

Because the CH can be pronounced K or CH or SH. In this case, it's the SH sound, not the K sound.

Çünkü CH, K veya CH veya SH olarak telaffuz edilebilir. Bu durumda, K sesi değil, SH sesidir.

But there would be no way to know that just by looking at the word.

Ama bunu sadece kelimeye bakarak bilmenin bir yolu olmazdı.

So the first word today is going to be...

Yani bugünkü ilk kelime...

Echelon.

Echelon olacak.

Echelon. Try that with me. Echelon.

Kademe. Bunu benimle dene. Kademe.

By the way, if you're wondering what the heck these symbols are, they're the international phonetic alphabet symbols.

Bu arada, bu sembollerin ne olduğunu merak ediyorsanız, bunlar uluslararası fonetik alfabe sembolleridir.

They match up to the sounds of English because the letters of English don't.

İngilizcenin harfleri uyuşmadığı için İngilizcenin sesleriyle eşleşirler.

If you want to know more about them, if you want to learn them for American English,

Eğer onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsan, Amerikan İngilizcesi için onları öğrenmek istiyorsan,

I'll put a link to my playlist that goes over them below.

aşağıya onların üzerinden geçen çalma listeme bir link koyacağım.

Oh my gosh, you guys. I just went to Youglish just to see if I could find anyone else saying 'Echelon'.

Aman Tanrım, çocuklar. 'Echelon' diyen başka birini bulabilir miyim diye Youglish'e gittim.

I typed it in and I found another guy mispronouncing this word, only mispronouncing it in a different way.

Yazdım ve bu kelimeyi yanlış telaffuz eden başka bir adam buldum, sadece farklı bir şekilde yanlış telaffuz ediyor.

I did not expect to find that.

Bunu bulmayı beklemiyordum.

So he said 'Echelon' with the CH sound, also a good guess, also not the way that word is pronounced.

Bu yüzden CH sesiyle 'Echelon' dedi, bu da iyi bir tahmin, o kelimenin telaffuz şekli de değil.

So that word only has one pronunciation listed in the dictionary and it's Echelon. Echelon.

Yani bu kelimenin sözlükte listelenmiş tek bir telaffuzu var ve o da Echelon. Kademe.

If you're unfamiliar with the word Echelon, it means a group or a level within an organization or a larger group.

Echelon kelimesini bilmiyorsanız, bu bir grup veya bir organizasyon içindeki bir seviye veya daha büyük bir grup anlamına gelir.

We're looking to hire the best people who are in the upper echelon of their fields.

Kendi alanlarının üst kademesinde olan en iyi insanları işe almak istiyoruz.

The other day, I was talking to David about the Metropolitan Opera.

Geçen gün, David'le Metropolitan Operası hakkında konuşuyordum.

I said it's so cool to live so close to such an upper echelon Opera House.

Böyle üst kademe bir Opera Binası'na bu kadar yakın yaşamak çok güzel dedim.

Hearing the wrong pronunciation of Echelon on Netflix got me thinking about the words I've mispronounced

Netflix'te Echelon'un yanlış telaffuzunu duymak, hayatımda yanlış telaffuz ettiğim kelimeleri düşünmeme neden oldu

in my life. So I posted to Facebook to ask my friends about words they've said incorrectly,

. Bu yüzden, arkadaşlarıma yanlış söyledikleri

or weren't sure how to say maybe because they learned them from reading.

veya nasıl söyleyeceklerinden emin olamadıkları kelimeleri sormak için Facebook'a gönderdim, belki de onları okuyarak öğrendikleri için.

One friend said 'chaos'. He thought it was chaos, the CH letter is making a CH sound.

Bir arkadaş 'kaos' dedi. Kaos sandı, CH harfi CH sesi çıkarıyor.

Again those letters CH, they can be tricky, just like in Echelon.

Yine o CH harfleri, tıpkı Echelon'daki gibi aldatıcı olabiliyorlar.

So here, we'll study a list of words I've heard mispronounced by native speakers.

O yüzden burada, ana dili İngilizce olan kişiler tarafından yanlış telaffuz edildiğini duyduğum kelimelerin bir listesini inceleyeceğiz.

I've mispronounced them myself or my friends have admitted to mispronouncing.

Kendim yanlış telaffuz ettim ya da arkadaşlarım yanlış telaffuz ettiklerini kabul ettiler.

This one is from my friend Lowell, reading out loud in class in the 6th grade, he said 'schedule'.

Bu, 6. sınıfta sınıfta yüksek sesle okuyan arkadaşım Lowell'dan, 'program' dedi.

Ok so he mixed up the L and the D, and he also didn't make a K sound. Sk, sk. Schedule. Schedule.

Tamam, L ve D'yi karıştırdı ve K sesi de çıkarmadı. sk, sk. Takvim. Takvim.

So SCH is often S Plus K sound, sk, like in school. But not always,

Yani SCH genellikle S Plus K sesidir, sk, okuldaki gibi. Ancak her zaman değil,

for example, when it's followed by another consonant, then it's going to be an SH sound like: schlep.

örneğin, ardından başka bir ünsüz geldiğinde, o zaman şuna benzer bir SH sesi olacaktır: schlep.

Schlep has two meanings: to halt or carry something. I have to schlep my groceries up four flights of stairs.

Schlep'in iki anlamı vardır: bir şeyi durdurmak veya taşımak. Yiyeceklerimi dört kat merdiven çıkmam gerekiyor.

Or it can be a tedious or long journey. It takes me an hour to get to work on the subway,

Veya sıkıcı veya uzun bir yolculuk olabilir. Metroda işe gitmem bir saatimi alıyor

and I have to make two transfers so it's a schlep.

ve iki aktarma yapmam gerekiyor, bu yüzden bir schlep.

Now, the word schedule. That's the word that my students have requested a lot.

Şimdi, kelime programı. Öğrencilerimin çok istediği kelime buydu.

So I do have a video that goes over how to pronounce that word in detail.

Bu kelimenin nasıl telaffuz edildiğini ayrıntılı olarak anlatan bir videom var. En

I'll link to it at the end or you can see the link in the video description.

sonda linkini vereceğim veya linke video açıklamasından ulaşabilirsiniz.

Here, I found one that even the guy in the dictionary mispronounces.

Burada, sözlükteki adamın bile yanlış telaffuz ettiği bir tane buldum.

Its acai.

acai'si.

Now, I get it. When words come to us from other languages, it can be really hard, but come on.

Şimdi anladım. Başka dillerden kelimeler bize geldiğinde gerçekten zor olabilir ama hadi.

This one is written with stress on the last syllable. Its acai, not acai.

Bu, son hecede vurgu ile yazılmıştır. Bu acai, acai değil.

Do you know this? It's a berry supposed to be very very good for you. Often put in smoothies.

Bunu biliyor musun? Senin için çok çok iyi olması gereken bir dut. Genellikle smoothies koyun.

And yes, I've definitely heard Americans pronounce this acai.

Ve evet, Amerikalıların bu acai'yi telaffuz ettiğini kesinlikle duydum.

I mean, with the letters, that pronunciation would make sense in English. But it's acai.

Demek istediğim, harflerle bu telaffuz İngilizce'de anlamlı olur. Ama bu acai. Bir

This next one I have definitely mispronounced before. Just like Lowell did with schedule.

sonrakini daha önce kesinlikle yanlış telaffuz ettim. Tıpkı Lowell'ın programla yaptığı gibi.

I think we mispronounce it because in our minds, we switch some of the letters. We think it's spelled like this:

Sanırım yanlış telaffuz ediyoruz çünkü zihnimizde bazı harfleri değiştiriyoruz. Bunun böyle yazıldığını düşünüyoruz:

so we say, mischievious. But it's not that, it's: mischievous.

yaramaz diyoruz. Ama bu o değil, bu: yaramaz.

It's not hard to find examples of people mispronouncing this word.

Bu kelimeyi yanlış telaffuz eden insan örnekleri bulmak zor değil.

Mischievous. But remember, no, that's not it, that's wrong. It's just three syllables. It's mischievous.

Yaramaz. Ama unutmayın, hayır, bu o değil, bu yanlış. Sadece üç hece. Yaramaz.

Mischievous. If you're not familiar with this word, it means playful but maybe doing something a little bad.

Yaramaz. Bu kelimeye aşina değilseniz, oyunbaz ama belki biraz kötü bir şey yapıyor demektir.

My new puppy is a little mischievous, he's always eating my shoes.

Yeni köpeğim biraz yaramaz, sürekli ayakkabılarımı yiyor.

Now, this one again, for some reason, some native speakers add an extra syllable. The word is: Triathlon.

Şimdi, yine bu, nedense, bazı ana dili İngilizce olan kişiler fazladan bir hece ekler. Kelime: Triatlon.

Yes, I myself am guilty of mispronouncing this word. I used to say Triath-uh-lon,

Evet, bu kelimeyi yanlış telaffuz ettiğim için kendim suçluyum.

adding an extra syllable after TH. Triath-uh- Triath-uh-lon. I bet if you pulled 10 Americans, at least

TH'den sonra fazladan bir hece ekleyerek Triath-uh-lon derdim. Triath-uh- Triath-uh-lon. Bahse girerim 10 Amerikalıyı çekseydin, en azından

half of them would think that that's how it's pronounced. They'd probably misspell it, too, putting in an extra A.

yarısı bunun böyle telaffuz edildiğini düşünürdü. Muhtemelen fazladan bir A koyarak onu da yanlış yazacaklardı.

But it's not four syllables, it's three. Tri-ath-lon. Triathlon. A triathlon is a race, swimming, biking, and running.

Ama bu dört hece değil, üç hece. Tri-ath-lon. triatlon Triatlon bir yarıştır, yüzmek, bisiklete binmek ve koşmak.

All right, the next one is an example from my own life. I was in the tenth grade, Geography class,

Pekala, sıradaki kendi hayatımdan bir örnek. Onuncu sınıftaydım, Coğrafya dersindeydim, neden

I can't remember what I was talking about but I used this word: facade.

bahsettiğimi hatırlayamıyorum ama şu kelimeyi kullandım: cephe.

But that's not how I said it I said: facade. Barricade. Cascade. Decade.

Ama ben böyle söylemedim: cephe dedim. Barikat. Çağlayan. On yıl.

Facade made sense, but that's not the pronunciation. Facade.

Cephe mantıklıydı, ama telaffuz bu değil. Cephe.

The C is the S sound, that's not uncommon, it's S in lots of words like circle and city. Facade.

C, S sesidir, bu alışılmadık bir durum değildir, daire ve şehir gibi pek çok kelimede S'dir. Cephe.

I have two friends who said they were unsure of how to pronounce these two words: vague and vogue.

Bu iki kelimeyi nasıl telaffuz edeceklerinden emin olmadıklarını söyleyen iki arkadaşım var: muğlak ve moda.

Vague and vogue. Kirk wasn't sure if vague should be vague, or vague.

Belirsiz ve moda. Kirk belirsizin belirsiz mi yoksa belirsiz mi olması gerektiğinden emin değildi.

And he says he still gets nervous saying it, but it's AY like in day, say, way, AY. Vague is the right way.

Ve bunu söylerken hala gergin olduğunu söylüyor, ama gün, diyelim, yol, AY gibi AY. Belirsiz doğru yoldur.

Now. Catherine worked in fashion so I'm pretty sure she figured out how to say Vogue.

Şimdi. Catherine modada çalıştı, bu yüzden Vogue'u nasıl söyleyeceğini bildiğinden oldukça eminim.

But I can see how the U and E at the end makes this pronunciation a little confusing. Vague and vogue.

Ama sondaki U ve E'nin bu telaffuzu nasıl biraz kafa karıştırıcı hale getirdiğini görebiliyorum. Belirsiz ve moda.

Something that is vague is something that's not clear, not clearly defined, stated or explained.

Belirsiz olan bir şey, net olmayan, açıkça tanımlanmamış, ifade edilmemiş veya açıklanmamış bir şeydir.

I'm trying to put together some furniture but these instructions are pretty vague.

Bazı mobilyaları bir araya getirmeye çalışıyorum ama bu talimatlar oldukça belirsiz.

If something is vogue, then it's popular or fashionable.

Bir şey moda ise, o zaman popüler veya modadır.

I can't believe scrunchies are in vogue again.

Saç tokalarının yeniden moda olduğuna inanamıyorum.

Speaking of that UE at the end of a word, like vague and vogue, what about this word?

Muğlak ve moda gibi bir kelimenin sonunda bu UE'den bahsetmişken, bu kelimeye ne demeli?

Queue.

Sıra.

That looks like too many letters, doesn't it? My aunt said she had heard different pronunciations of this word

Bu çok fazla harf gibi görünüyor, değil mi? Teyzem, bu kelimenin farklı telaffuzlarını duyduğunu

and she wasn't sure how to say it so she had to look it up. So if you're a non-native speaker, and

ve nasıl söyleyeceğinden emin olmadığı için bir bakması gerektiğini söyledi. Dolayısıyla, anadili İngilizce olmayan biriyseniz ve

you're feeling bad about not knowing the pronunciation of a word when you read it,

bir sözcüğü okuduğunuzda telaffuzunu bilmediğiniz için kendinizi kötü hissediyorsanız,

don't worry native speakers have that same problem. This word is: Queue, just like saying the letter Q out loud.

endişelenmeyin, anadili İngilizce olanlarda da aynı sorun var. Bu kelime: Kuyruk, tıpkı Q harfini yüksek sesle söylemek gibi.

Queue, it also has the same pronunciation as this word: cue.

Queue, aynı zamanda bu kelime ile aynı telaffuza sahiptir: cue.

Queue is a line. Queue up to try to get tickets to the show. Cue is a signal. C-U-E.

Kuyruk bir çizgidir. Gösteriye bilet almak için sıraya girin. İşaret bir işarettir. İSTEKA.

For example, if you're at someone's house in the evening. And they keep yawning,

Örneğin, akşam birisinin evindeyseniz. Ve esnemeye devam ediyorlar,

that might be your cue to go home. I have two more with QUE.

bu eve gitmek için bir işaret olabilir. QUE ile iki tane daha var.

My sister-in-law said she used to think this word was 'antique'.

Baldızım, bu kelimenin 'antika' olduğunu düşündüğünü söyledi.

But that's not it, it's antique. And a friend of mine once heard someone say this word as 'boutique',

Ama bu değil, antika. Ve bir arkadaşım bir keresinde bu kelimenin 'butik' olarak söylendiğini duymuş,

but it's not, it's boutique. So does every word that ends in IQUE pronounced this way?

ama bu değil, butik. Peki IQUE ile biten her kelime bu şekilde mi telaffuz ediliyor?

Antique, boutique, critique, physique, unique?

Antika, butik, eleştiri, fizik, benzersiz?

No, not quite. We also have applique, and communiqué, so they don't all follow that rule.

Hayır, pek değil. Bizim de aplikasyonumuz var, tebliğimiz var, yani hepsi o kurala uymuyor.

An antique is something that's old, maybe a rare, high-end quality, used to describe furniture from another era.

Antika, başka bir döneme ait mobilyaları tanımlamak için kullanılan eski, belki de nadir, yüksek kaliteli bir şeydir.

This antique desk belonged to my grandmother.

Bu antika masa anneanneme aitti.

A boutique describes a small fashionable business.

Bir butik, küçük ve modaya uygun bir işletmeyi tanımlar.

A boutique hotel for example doesn't have a lot of rooms, and each room is really individual

Örneğin bir butik otel çok fazla odaya sahip değildir ve her oda gerçekten bireyseldir

and tastefully done.

ve zevkli bir şekilde yapılmıştır. Bir

Our next word is artisanal. My friend said she once had to correct a smart, smart friend who had said: artisanal.

sonraki kelimemiz zanaatkâr. Arkadaşım, bir keresinde, zanaatkar diyen zeki, zeki bir arkadaşını düzeltmesi gerektiğini söyledi.

Stress can be tricky. There aren't many rules about it. This word does have second syllable stress.

Stres yanıltıcı olabilir. Bununla ilgili çok fazla kural yok. Bu kelimede ikinci hece vurgusu var.

Artisanal. Something that is 'artisanal' is something handmade, often in a traditional way.

zanaatkar. 'Zanaatkar' olan bir şey, genellikle geleneksel bir şekilde el yapımı bir şeydir.

Artisanal bread. Artisanal cheese. Something handmade in a small batch,

Zanaat ekmeği. Artizan peynir. Bir fabrikada yapılandan farklı, küçük bir partide el yapımı bir şey

different from something made in a factory. Artisanal.

. zanaatkar.

Next is cognac.

Sırada konyak var.

My friend Emily said: I said it loudly at a party, and the room got very quiet.

Arkadaşım Emily şöyle dedi: Bir partide yüksek sesle söyledim ve oda çok sessizleşti.

I thought it was pronounced Cogganack.

Cogganack olarak telaffuz edildiğini sanıyordum.

I can see why she thought that, look at the letters. Cognac. But it's cognac, cognac.

Neden böyle düşündüğünü anlayabiliyorum, mektuplara bakın. Konyak. Ama bu konyak, konyak.

Cognac is a very high quality brandy.

Konyak çok kaliteli bir brendidir.

Next is: draught.

Sonraki: taslak.

This word is confusing because it looks like it should be the pronunciation of this word: drought,

Bu kelime kafa karıştırıcı çünkü bu kelimenin telaffuzu olması gerektiği gibi görünüyor: kuraklık,

the one with OU is pronounced drought, the one with AU is pronounced draught.

OU'lu olan kuraklık, AU'lu olan kuraklık olarak telaffuz ediliyor.

Draught is common because beer in kegs is called draught beer, and a lot of people prefer drinking that

Fıçıdaki biraya fıçı bira denildiği için fıçı yaygındır ve birçok insan

to beer that's bottled or a canned.

şişelenmiş veya konserve bira yerine bunu içmeyi tercih eder.

Drought with OU is a long period with little or no rain. And then there's another word that sounds just like draft,

OU ile kuraklık, yağmurun az olduğu veya hiç olmadığı uzun bir dönemdir. Ve sonra tıpkı taslak gibi görünen başka bir kelime var

but it's spelled differently, DRAFT, which means something that's not in its final form.

ama farklı heceleniyor, DRAFT, bu da son halinde olmayan bir şey anlamına geliyor.

I wrote a first draft of my paper. Draught. Drought. Draft.

Makalemin ilk taslağını yazdım. Taslak. Kuraklık. Taslak.

And what is up with this word? Colonel.

Ve bu kelimenin nesi var? albay.

Where's the R? This is the only word in English that I can think of that has an R sound, but no letter R.

R nerede? İngilizce'de R sesi olan ama R harfi olmayan aklıma gelen tek kelime bu

The letters of this word make no sense for the way it's pronounced.

.

A friend of mine told me she pronounce this word 'colonel', of course, it makes sense,

Bir arkadaşım okuldaki bir sunumda bana 'albay' kelimesini telaffuz ettiğini söyledi, elbette mantıklı

in a presentation in school. I think many people have that same story.

. Sanırım birçok insanda aynı hikaye var.

A colonel is a rank in the military. Colonel.

Albay, orduda bir rütbedir. albay.

And finally...

Ve son olarak...

So we need it now, I can never say this. Worcestershire?

Yani şimdi ihtiyacımız var, bunu asla söyleyemem. Worcestershire mı?

We have the word: Worcestershire.

Sözümüz var: Worcestershire.

This word is so weird. I actually talked about this in a previous video. Let's check it out.

Bu kelime çok garip. Aslında bir önceki videomda bundan bahsetmiştim. Hadi kontrol edelim.

This is one of the few cases where we're actually retaining British English pronunciation.

Bu, İngiliz İngilizcesi telaffuzunu gerçekten koruduğumuz birkaç durumdan biridir.

This sauce was first made in the city of Worcester England.

Bu sos ilk olarak İngiltere'nin Worcester şehrinde yapılmıştır.

Shire, is the British equivalent to our counties here in America, so this sauce is simply named

Shire, Amerika'daki ilçelerimizin İngiliz karşılığıdır, bu nedenle bu sos, adını

for the region from which it comes. Worcestershire, where 'shire' sounds just like the state name

geldiği bölgeden almıştır. Worcestershire, burada 'shire' kulağa tıpkı New Hampshire eyalet adı gibi geliyor

New Hampshire.

.

So we drop the first R, and the vowel in that syllable is the UH as in push vowel. Wuh-- wuh--

Yani ilk R'yi atıyoruz ve o hecedeki sesli harf, itmeli sesli harfte olduğu gibi UH'dir. Wuh-- wuh--

so the lips will start in a tight circle, and then they'll relax a bit out, but we still went a little bit of round

yani dudaklar sıkı bir daire şeklinde başlayacak ve sonra biraz gevşeyecekler, ama yine de

for that vowel. Wuh-- wuh-- this is the stressed syllable.

o sesli harf için biraz yuvarlak gittik. Wuh-- wuh-- bu vurgulu hece.

Then we have two unstressed syllables. Stershire-- stershire-- stershire--

Sonra iki vurgusuz hecemiz var. Stershire-- stershire-- stershire--

So they can be lower in pitch, and quicker. So we have the ST consonant cluster, worcest-- st-- st--

Böylece ses perdesi daha düşük ve daha hızlı olabilir. Yani elimizde ST ünsüz kümesi var, en kötü-- st-- st--

So your teeth need to come together for the S sound, tongue will go to the roof of the mouth for the T.

Yani S sesi için dişlerinizin bir araya gelmesi gerekiyor, T. Worcestershire için dil damağınıza gidecek

Worcestershire. Now the second two syllables have the schwa, so we need basically no jaw drop for those.

. Şimdi ikinci iki hecede schwa var, bu yüzden temelde bunlar için çene düşürmeye ihtiyacımız yok.

Worcestershire. Tershire. To make the SH sound between the two UR sounds,

Worcestershire. Tershire. İki UR sesi arasında SH sesi çıkarmak için,

the tongue will come forward a little bit, but the tongue tip still doesn't need to be touching anything,

dil biraz öne çıkacak, ancak dil ucunun yine de herhangi bir şeye dokunması gerekmiyor

and your teeth will stay together, Shh, and your lips will flare. Worcestershire.

ve dişleriniz bir arada kalacak, Shh ve dudaklarınız parlayacak. Worcestershire.

So it's just three syllables. Da-da-da. Worcestershire.

Yani sadece üç heceli. Da-da-da. Worcestershire.

Don't pronounce that first R, and also make sure you put the schwa in the last syllable.

İlk R'yi telaffuz etmeyin ve ayrıca schwa'yı son heceye koyduğunuzdan emin olun.

Some people will want to say Shire, but just like the State New Hampshire,

Bazı insanlar Shire demek isteyecektir, ancak tıpkı New Hampshire Eyaleti,

shire, shire, it's a schwa in that last syllable.

shire, shire gibi, bu son hecede bir schwa'dır.

What words have you mispronounced or heard mispronounced?

Hangi kelimeleri yanlış telaffuz ettiniz veya yanlış telaffuz edildiğini duydunuz?

Put it in the comments. Okay, earlier I promised you a link to the word 'schedule'.

Yorumlara koyun. Tamam, daha önce sana 'program' kelimesine bir bağlantı sözü vermiştim.

I actually had a series going for a while called Word of the Week, where I made a video on how to pronounce

Aslında bir süredir devam eden Haftanın Sözü adlı bir dizim vardı, burada birisinin istediği belirli bir kelimenin nasıl telaffuz edileceğine dair bir video yaptım

a specific word that someone out there had requested. All sorts of good words for non-native speakers.

. Anadili olmayanlar için her türden güzel sözler.

I'm going to link to that playlist here.

O oynatma listesinin bağlantısını burada vereceğim.

Be sure to subscribe and come check me out every Tuesday, where you'll get a new video on the English language.

Abone olmayı unutmayın ve her Salı İngilizce dilinde yeni bir video alacağınız beni kontrol edin.

I love teaching you English, thank you for being here with me.

Sana İngilizce öğretmeyi seviyorum, burada benimle olduğun için teşekkür ederim. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.