Prepositions and Money Vocabulary! - English Lesson #Spon

Oh hello

Oh

Well it's finally happened

merhaba Sonunda oldu

I'm so amazing that I'm finally sponsored by Lingoda

O kadar harikayım ki sonunda Lingoda sponsor oldum

Who are Lingoda? I'm glad you asked

Lingoda kimdir? Sorduğuna sevindim

They are a really awesome online language academy

Onlar gerçekten harika bir çevrimiçi dil akademisi

So you can learn Spanish, English, French, and German

Yani İspanyolca, İngilizce, Fransızca ve Almanca öğrenebilirsin

So if you're looking to learn another language, definitely check them out

Yani başka bir dil öğrenmek istiyorsan kesinlikle onlara bak

and because I'm so amazing, they're not only paying me millions of pounds

ve ben çok harika olduğum için onlar Sadece bana milyonlarca pound ödemiyorlar, aynı zamanda

But for you

sizin için size

They're giving you a discount code

bir indirim kodu veriyorlar

You can save 50 dollars or 50 euros by signing up using this code right here

Bu kodu kullanarak üye olarak 50 dolar veya 50 euro tasarruf edebilirsiniz.

I have all this money now

What should I do with it?

A million pounds, what are my options?

Bir milyon pound, seçeneklerim neler?

When you give money to that charity or any good cause

O hayır kurumuna veya herhangi bir hayır kurumuna para verdiğinizde

You donate money

Para bağışlamış olursunuz

The preposition with "donate" is "to"

"Bağış" ile ilgili edat "to"dur

So for me I could donate money to charity

Yani benim için hayır kurumuna para bağışlayabilirim

Yes! I will donate five hundred thousand pounds to charity, because I am great

Evet! Hayır kurumuna beş yüz bin sterlin bağışlayacağım çünkü ben harikayım

Or...

Veya...

I've always wanted to join Wall Street and do stock trading! Yeah!

Her zaman Wall Street'e katılıp hisse senedi ticareti yapmak istemişimdir! Evet! Yatırım

I could invest

yapabilirim

With this, we use the preposition "in"

Bununla "in" edatını kullanırız

Maybe I should invest in Tesla

Belki Tesla'ya yatırım yapmalıyım Şu

They're doing quite well at the moment or perhaps Bitcoin I hear good things

anda oldukça iyi gidiyorlar veya belki Bitcoin iyi şeyler duyuyorum Vay canına

Wow just with so much money to spend

harcayacak bu kadar çok para varken

"Spend"! That's a good word! It means to use your money to buy goods or services to spend

"Harcayın"! Bu güzel bir kelime! Paranızı mal veya hizmet satın almak için kullanmak anlamına gelir Harcamak için

"To spend" we use the preposition "on"

"harcamak" edatını kullanırız "

Spend time ON Spend money ON

AÇIK" zaman harca Parayı AÇIK olarak harcayacağım Kediye

I will spend lots of money on the cat

çok para harcayacağım

she needs new shoes

onun yeni ayakkabıya ihtiyacı var

Okay what else? what else? what else? what can I do?

Tamam başka ne var? başka ne? başka ne? Ne yapabilirim?

I know! For my mother... she needs a new car!

Biliyorum! Annem için... yeni bir arabaya ihtiyacı var!

When I spend money on a product, I use the verb "buy"

Bir ürüne para harcadığımda "buy" fiilini kullanırım

The preposition with "buy" is "for"

"buy" ile ilgili edat "için" dir

So I will buy a car FOR my mum

Yani anneme araba alacağım

But if that money is not for a product but for a service

Ama bu para bir ürün için değil de bir hizmet içinse

Then I pay for it, I don't buy it, for example

O zaman ödeme yaparım bunun için, ben satın almıyorum, örneğin

A great idea!

Harika bir fikir!

I will pay for a holiday for the cat!

Kedi için bir tatil için para ödeyeceğim!

I'm taking you to Egypt Lily! You're a god there!

Seni Mısır'a götürüyorum Lily! Orada bir tanrısın!

But how can I pay for goods and products?

Ancak mal ve ürünler için nasıl ödeme yapabilirim ?

Well I could use...

Peki kullanabilirim...

Well if I'm talking about the METHOD of payment I can use these prepositions

Peki ödeme YÖNTEMİ hakkında konuşuyorsam bu edatları kullanabilirim

Now be careful! You pay BY card or

Şimdi dikkatli olun! Kartla veya nakit olarak ödersiniz

IN cash

Never IN card

Asla kartla ödersiniz

You could however say BY cash

Ancak nakit olarak da diyebilirsiniz Sorun değil

That's fine!

!

But wait!

Fakat bekle!

Maybe one day I will want to buy a boat for myself

Belki bir gün kendime bir tekne almak isteyeceğim

So maybe I should keep some money

Bu yüzden belki biraz para tutmalıyım

When we keep money in order to use it in the future

İleride kullanmak için para biriktirdiğimizde

We say "Save"

"Biriktir" deriz

But! When we're talking about the object we would like to buy in the future

Ama! Gelecekte satın almak istediğimiz nesneden bahsederken

Then we use these prepositions...

O zaman bu edatları kullanırız...

"UP FOR" when we have the object

"UP FOR" nesneye sahip olduğumuzda

I should save UP FOR a boat

Bir tekne İÇİN UP biriktirmeliyim

But also, my friend needs help

Ama aynı zamanda arkadaşımın da yardıma ihtiyacı var

Her bank account is in the negative

Onun banka hesabı ekside ise

When your bank account is in the negative, or "in the red"

Banka hesabınız ekside ya da "kırmızıda" ise, kredili mevduat hesabında

We can say that you ARE

OLDUĞUNU söyleyebiliriz

IN your overdraft. Or you ARE overdrawn

.

Be careful of the pronunciation: "Overdrawn"

Telaffuza dikkat edin: "Fazla çektim" "

"I'm overdrawn"

Fazla çektim" "

Any money which you "owe" - Which you need to pay back to someone or some organisation

Borçlu" olduğunuz herhangi bir para - Birine veya bir kuruluşa geri ödemeniz gereken

It's a "debt"

Bu bir "borçtur"

Be careful of the pronunciation the B is silent

B'nin telaffuzuna dikkat edin sessiz

Debt

Borçtur

And for this the preposition is "IN"

Ve bunun için edat "IN" dir "

With the verb "BE"

BE" fiiliyle "

"To be in debt" so we could say

Borçlu olmak" böylece "

"My friend is in her overdraft"

Arkadaşım kredili mevduat hesabında" "Fazla para

"She is overdrawn"

çekiyor"

And "She is in debt"

Ve "Borçlu" diyebiliriz.

Another possible verb is "have"

fiil "sahiptir"

To have debt, she also has debt. My poor friend!

Borç sahibi olmak, onun da borcu vardır. Zavallı arkadaşım!

Well maybe I can help

Belki yardımcı olabilirim

Yes! I will pay those debts!

Evet! O borçları ödeyeceğim!

Now when you pay debts you use the preposition "OFF"

Şimdi borç öderken "KAPALI" edatını kullanıyorsun

So a full sentence...

Yani tam bir cümle...

"Don't worry, I will pay off your debts"

"Merak etme, borçlarını ödeyeceğim"

Or another thing you could do with a mi-

Ya da mi ile yapabileceğin başka bir şey-

Sorry, just one second I'm getting a call

Pardon, bir saniye ben Lingoda'dan bir telefon almak

From Lingoda, of course

, elbette

Probably offering me more millions

Muhtemelen bana daha fazla milyon teklif ediyor

Hello! Yes I am great thank you!

Merhaba! Evet harikayım teşekkürler!

I forgot to ask you, these 1 million "thank yous"

Sana sormayı unuttum, bu 1 milyon teşekkürü

When should I expect to receive those in my bank account?

ne zaman banka hesabıma alacağım?

The million pounds?

Milyon pound mu?

You actually meant "a million thank yous"?

Gerçekten "bir milyon teşekkür" mü demek istedin?

How am I supposed to pay my rent with a million thank yous

Kiramı bir milyon teşekkürle nasıl ödeyeceğim

Lingoda are paying me in thank yous, not pounds

Lingoda bana teşekkür olarak ödüyor, sterlin değil,

I bought a car and everything

Bir araba aldım filan

If you had a million pounds, how would you use it?

. Bir milyon sterlinin olsa onu nasıl kullanırdın?

What would you spend it on?

Onu neye harcarsın?

What would you buy? For who?

Ne satın alırdın? Kim için?

What would you pay FOR?

Ne İÇİN ödersiniz?

What would you pay OFF? Any debts?

KAPALI olarak ne ödersiniz? Herhangi bir borç var mı?

Tell me in the comments and I'll see you in the next class

Yorumlarda belirtin, bir sonraki derste görüşürüz.

you