Stop Saying: "Maybe"

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- You wanna go out tonight?

- Bu gece dışarı çıkmak ister misin?

- Maybe.

- Belki.

- Are you winning?

- Kazanıyor musun?

- Maybe.

- Belki.

- Are you gonna be done soon?

- Yakında bitirecek misin?

- Maybe.

- Belki.

- I wanna watch Hamilton, is it good?

- Hamilton'ı izlemek istiyorum, iyi mi?

- Maybe.

- Belki.

- Well, have you heard anything about it?

- Peki, bunun hakkında bir şey duydun mu?

- Maybe.

- Belki.

- Oh my god, is that all you can say? Maybe.

- Aman Tanrım, tüm söyleyebileceğin bu mu? Belki.

This is why you're a douche.

Bu yüzden sen bir pisliksin.

- Today we're talking about probability.

- Bugün olasılıktan bahsediyoruz.

Of course, maybe, that's fine.

Tabii, belki, sorun değil.

You can still say maybe.

Hala belki diyebilirsiniz.

But, two things.

Ama iki şey.

One, this video will help you improve your vocabulary.

Birincisi, bu video kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardımcı olacak.

Two, I often hear a lot of common mistakes with maybe.

İkincisi, belki ile sık sık birçok ortak hata duyuyorum.

So let's start.

Haydi başlayalım.

Oh, hey, I have an ebook now.

Oh, hey, artık bir e-kitabım var. En sevdiğim videolarımdan

It's full of worksheets from my favorite videos.

çalışma sayfalarıyla dolu .

There's drawings in there, there's monsters.

Orada çizimler var , canavarlar var.

Okay, I lied, there's no monsters.

Tamam, yalan söyledim, canavar yok.

But there's definitely drawings and vocabulary

Ama

to help you with your English studies.

İngilizce çalışmalarınızda size yardımcı olacak kesinlikle çizimler ve kelimeler var.

You can find it on my Patreon.

Patreon'umda bulabilirsiniz.

The link is in the description.

Bağlantı açıklama kısmındadır.

Sometimes I hear students say this,

Bazen öğrencilerin bunu söylediğini duyuyorum

and it's a very common mistake.

ve bu çok yaygın bir hata.

- Hey, I'm gonna get ice cream, you wanna go with me?

- Hey, dondurma alacağım , benimle gelmek ister misin?

- Maybe I go.

- Belki giderim.

- Maybe I go, that's not correct.

- Belki giderim, bu doğru değil.

I think I know why people make this mistake.

Sanırım insanların neden bu hatayı yaptığını biliyorum.

Maybe is not a modal verb, but may is.

Belki modal bir fiil değildir, ancak olabilir.

So, I may go.

Öyleyse gidebilirim.

I may go, that works.

Gidebilirim, bu işe yarar.

It's very formal, it's not casual,

Çok resmi, sıradan değil

and in casual conversation, I wouldn't say it.

ve sıradan bir sohbette bunu söylemezdim.

But grammatically, it's fine. It's good.

Ama gramer olarak gayet iyi. Bu iyi.

But maybe I go, no.

Ama belki giderim, hayır.

I maybe go, definitely no.

Belki giderim, kesinlikle hayır.

So, if may is quite formal and not very casual,

Yani, mayıs oldukça resmiyse ve çok gündelik değilse, onun

let's instead use the modal verb, might.

yerine modal fiili kullanalım, may.

It's much better, let me show you.

Çok daha iyi, sana göstereyim.

- Hey, I'm gonna get ice cream, you wanna go with me?

- Hey, dondurma alacağım , benimle gelmek ister misin?

- I might go.

- Gidebilirim.

- If you say I might with a verb,

- Bir fiil ile yapabilirim derseniz,

it just means maybe I'll do this thing.

bu sadece belki bu şeyi yapacağım anlamına gelir.

And this is where it gets fun.

Ve burası eğlenceli hale geliyor. Aynı cevabın

Listen to this version of that same answer.

bu versiyonunu dinleyin .

- Do you wanna get ice cream?

- Dondurma ister misin?

- Might do.

- Yapabilir.

Again, this structure, it just means maybe.

Yine, bu yapı, sadece belki anlamına gelir.

Just use might with an auxiliary verb.

Might'ı bir yardımcı fiille kullanın.

What is an auxiliary verb?

Yardımcı fiil nedir?

Great question, there are three auxiliary verbs.

Harika soru, üç yardımcı fiil var.

Do, be, and have.

Yap, ol ve sahip ol.

In this case, you can see the main verb is want,

Bu durumda, ana fiilin istemek olduğunu,

but the auxiliary verb, do.

ancak yardımcı fiilin yapmak olduğunu görebilirsiniz. Ona

That is the verb that gives it the tense.

kipi veren fiil budur.

Is it past, present, future?

Geçmiş mi, şimdi mi, gelecek mi?

Are we talking first, second, third person?

Birinci, ikinci, üçüncü kişiden mi bahsediyoruz?

In this case, it's do.

Bu durumda, olur.

So, we put, might, match the auxiliary verb,

Bu yüzden, "may" yardımcı fiilini, "

might do, and that response just means, maybe,

do" ile eşleştiririz ve bu yanıt, "belki" anlamına gelir

and we use this all the time.

ve bunu her zaman kullanırız.

Like, all the time.

Her zaman gibi.

Now, pronunciation, I would say it like this.

Şimdi, telaffuz, şöyle söylerdim.

Might do, might do.

Yapabilir, yapabilir.

I glottalize that T, might do.

T'nin işe yarayabileceğini gırtlaklaştırıyorum.

It flows nicer that way.

Böyle daha güzel akıyor.

You don't have to, it's a choice.

Zorunda değilsin, bu bir seçim.

You could pronounce the T properly,

T'yi düzgün telaffuz edebilirsin,

you could say, might do.

söyleyebilirsin, yapabilirsin.

That's fine too, your choice.

Bu da iyi, senin seçimin.

But we need to practice that pronunciation and use.

Ancak bu telaffuzu ve kullanımı uygulamalıyız.

So, I will ask you a question.

Peki, sana bir soru soracağım.

You just say this in response.

Cevap olarak sadece bunu söylüyorsun.

It's real life practice, okay.

Bu gerçek hayat pratiği, tamam mı?

Does your friend like pizza?

Arkadaşın pizza sever mi?

Okay, but, other auxiliary verbs.

Tamam, ama diğer yardımcı fiiller.

You see a girl and you're like,

Bir kız görüyorsun ve

that football shirt, is that Brazilian?

bu forma Brezilyalı mı diyorsun?

So you ask your friend.

Yani arkadaşına soruyorsun.

Hey, is she Brazilian?

Brezilyalı mı?

Your friend isn't sure.

Arkadaşın emin değil.

So he says, maybe, using might.

Bu yüzden, belki, kudret kullanarak diyor.

Think about the auxiliary verb here.

Buradaki yardımcı fiili düşünün.

Your answer would be, yes, she is,

Cevabınız, evet, o

or, no, she isn't.

veya hayır, o değil olacaktır.

The auxiliary verb is be.

Yardımcı fiil be'dir.

So, not sure, might be.

Yani emin değilim olabilir.

Again, it just means, maybe she is, I don't know.

Tekrar söylüyorum, belki de öyledir, bilmiyorum.

Pronunciation, again, you can choose.

Telaffuz, yine seçebilirsiniz.

With that T, do you want to use the true T or glottal T?

Bu T ile, gerçek T'yi mi yoksa gırtlaksı T'yi mi kullanmak istersiniz?

True T, might be, that's fine.

Gerçek T, olabilir, sorun değil.

Glottal T, I often use this,

Glottal T, bunu sık sık kullanırım,

might be, might be.

olabilir, olabilir.

For me, that flows better.

Benim için bu daha iyi akıyor.

Again, it's a style, it doesn't matter.

Yine, bu bir tarz, önemli değil.

You choose, and now I'll ask you a question.

Siz seçin, şimdi size bir soru soracağım.

Answer using this.

Bunu kullanarak cevap verin.

So, is your best friend

Peki, en iyi arkadaşın

better at English than you?

İngilizcede senden daha mı iyi?

Not after this lesson.

Bu dersten sonra değil.

You're amazing, you're gonna be

Harikasın, en

better than your best friend.

iyi arkadaşından daha iyi olacaksın.

And finally, he wants to know

Ve son olarak,

if his friend has seen this movie.

arkadaşının bu filmi izleyip izlemediğini öğrenmek istiyor.

She can't remember.

Hatırlayamıyor.

She wants to say, maybe I have.

Belki de öyledir demek istiyor.

How can she say that?

Bunu nasıl söyler?

We just match the auxiliary verb.

Sadece yardımcı fiili eşleştiriyoruz.

In this case, it's a present perfect,

Bu durumda, bir Present Perfect'dir,

so the auxiliary is have, might have.

yani yardımcı have, have olabilir.

"Batman Zombie," might have.

"Batman Zombi" olabilirdi.

She could say the full sentence,

like I might have seen it.

Görmüş olabileceğim gibi tüm cümleyi söyleyebilirdi.

But that's too long and no one has

Ama bu çok uzun ve kimsenin

that much time in the day.

gün içinde o kadar çok zamanı yok.

So finally, let's practice with this one.

Son olarak, hadi bununla pratik yapalım.

Pronunciation first.

Önce telaffuz.

You have options.

Seçenekleriniz var.

So, might have, that's fine.

Yani, olabilir, sorun değil.

Might have, might have,

Olabilir, olabilir,

you're glottalizing that T sound, and it's fine.

o T sesini gırtlaklaştırıyorsun ve sorun değil.

Might have will smash it together.

Belki birlikte parçalayacak.

Might've, might've.

Olabilir, olabilir.

That's very, very lazy, very short.

Bu çok, çok tembel, çok kısa.

But again, it's fine.

Ama yine, sorun değil.

Now I will ask you a question.

Şimdi size bir soru soracağım.

Answer with a maybe using this.

Bunu kullanarak belki ile cevap verin.

Your friend, your best friend,

Arkadaşın, en iyi arkadaşın,

have they seen the last Marvel movie?

son Marvel filmini izlediler mi?

Also notice that modal verbs, they don't change.

Ayrıca modal fiillerin değişmediğine dikkat edin.

They don't change for he, she, it.

O, o, o için değişmezler.

For example, he mights, no, that doesn't exist.

Örneğin, olabilir, hayır, bu yok.

Also, it doesn't change for different time tenses.

Ayrıca, farklı zaman kipleri için değişmez.

For example.

Örneğin.

- I'm bored. Come with me to the pub tonight.

- Sıkıldım. Bu gece benimle bara gel.

- I might will.

- Yapabilirim.

- No, not might will.

- Hayır, değil.

We have two modal verbs here.

Burada iki modal fiilimiz var.

Typically we don't put two modal verbs together.

Tipik olarak iki modal fiili bir araya getirmeyiz.

With this, the time tense won't change,

Bununla zaman kipi değişmeyecek,

we will understand the time from context.

zamanı bağlamdan anlayacağız.

So which auxiliary verb should we use here?

Peki burada hangi yardımcı fiili kullanmalıyız?

Well, it's definitely not be,

Kesinlikle değil

and it's not present perfect,

ve mükemmel değil,

so, might do, that's the correct answer to this question.

bu yüzden olabilir, bu sorunun doğru cevabı bu.

So, just might and the auxiliary verb.

Yani, sadece kudret ve yardımcı fiil.

Side note, we're talking about probability

Yan not, kuvvetle olasılıktan bahsediyoruz

with might, right?

, değil mi?

Well, probability and possibility

Pekala, olasılık ve olasılık

are often used in very similar ways.

genellikle çok benzer şekillerde kullanılır.

Often to mean the same thing.

Çoğu zaman aynı şeyi ifade etmek için.

So we can also use, could.

Böylece, can'ı da kullanabiliriz.

It also expresses a maybe,

Aynı zamanda bir belki ifade eder,

but it's more about the possibility of something,

ancak daha çok bir şeyin olasılığı hakkındadır,

For example.

Örneğin.

- Sorry, love, do you wanna play Xbox?

- Üzgünüm aşkım, Xbox oynamak ister misin?

- Yeah, could do.

- Evet, olabilir.

- Are you pregnant?

- Hamile misin?

- I don't know, could be.

- Bilmiyorum, olabilir.

- Have you got a baby in there?

- İçinde bir bebeğin mi var?

- I don't know, could have.

- Bilmiyorum, olabilirdi.

- Wow.

- Vay.

- So, could and might,

- Yani, can ve kudret, bazı bağlamlarda

they both serve the same function in some contexts.

ikisi de aynı işleve hizmet eder.

They both mean maybe, but there is a difference.

İkisi de belki demek istiyor ama bir fark var.

Could specifically talks about the possibility of something.

Özellikle bir şeyin olasılığı hakkında konuşabilir.

Is it possible or not?

Mümkün mü değil mi?

Might specifically talks about the probability of something.

Might özellikle bir şeyin olasılığından bahseder.

Maybe it will happen, maybe it won't happen.

Belki olur, belki olmaz.

But basically, basically,

Ama temelde, temelde,

when you use could or might with an auxiliary verb,

Could veya Might'ı bir yardımcı fiille kullandığınızda,

they can mean the same thing, maybe.

belki de aynı anlama gelebilirler.

Now, sometimes you want to say, maybe, yes.

Şimdi, bazen , belki, evet demek istersiniz.

Or, maybe no, or, maybe, 50 50.

Ya da belki hayır ya da belki 50 50.

Completely in the middle.

Tamamen ortada.

Here are the most common expressions that you can use

İşte

to mean all of those things.

tüm bu şeyleri ifade etmek için kullanabileceğiniz en yaygın ifadeler.

First, expressions to mean maybe yes,

İlk olarak, belki evet

or, I think, yes.

ya da sanırım evet anlamına gelen ifadeler.

You really want a holiday.

Gerçekten bir tatil istiyorsun.

So you ask your friend,

Peki arkadaşına soruyorsun,

do you think that we'll be able to go on holiday this year?

sizce bu yıl tatile gidebilecek miyiz?

And your friend wants to say, maybe, yes.

Ve arkadaşın belki evet demek istiyor.

Or, I think yes.

Ya da bence evet. Bence

If you say, I think yes, that's not correct.

evet derseniz, bu doğru değil.

Instead, say, I think so.

Bunun yerine, bence öyle deyin.

The so means yes, I think so.

Yani evet, sanırım öyle demektir.

We can also say, probably,

Muhtemelen,

I guess so, or, I suppose so.

sanırım öyle veya, sanırım öyle de diyebiliriz.

Again, all of these just mean maybe yes.

Yine, bunların hepsi belki de evet anlamına geliyor.

Or finally, yeah, I reckon so.

Ya da sonunda, evet, sanırım öyle.

I reckon is like, I think.

Sanırım öyle sanırım.

But it's more British.

Ama daha çok İngiliz.

Americans don't use it as much as we do.

Amerikalılar bizim kadar kullanmıyorlar.

But again, it's fine for everyone to use.

Ama yine de, herkesin kullanması sorun değil.

So use it.

Öyleyse kullan.

So again, you just need to learn one new expression

Yani yine,

to boost your vocabulary for today.

bugünlük kelime dağarcığınızı geliştirmek için yeni bir ifade öğrenmeniz yeterli.

So, choose your favorite one.

Yani, en sevdiğinizi seçin.

I will ask you a question, repeat it back to me.

Sana bir soru soracağım, bana tekrar et.

Ready?

Hazır?

Are you going to sleep early tonight?

Bu gece erken mi yatacaksın?

You're amazing.

Harikasın.

Okay, cool.

Peki tamam.

But if we want to say, maybe no,

Ama söylemek istersek, belki hayır,

or, I think no.

ya da bence hayır.

For example, if you bought your friend

Örneğin, arkadaşınıza

a birthday present, a big block of cheese.

bir doğum günü hediyesi aldıysanız, büyük bir peynir kalıbı.

Personally, I would like this as a birthday present,

Şahsen ben bunu doğum günü hediyesi olarak isterdim

but I guess some people don't like it.

ama sanırım bazı insanlar bundan hoşlanmadı.

So if he asked,

Sorarsa, sence

do you think Maria is going to like her birthday present?

Maria doğum günü hediyesini beğenecek mi?

And she thinks, maybe no,

Ve belki hayır,

she can say these things.

bunları söyleyebileceğini düşünüyor.

Probably not.

Muhtemelen değil.

Doubt it, she's vegan and it's cheese, so.

Şüphesiz, o vegan ve peynir, yani.

Or of course, I don't think so.

Ya da tabii ki düşünmüyorum.

Again, here, the so is like the, yes.

Yine, burada, yani, evet gibi.

So, I don't think yes.

Yani evet düşünmüyorum.

So let's practice these.

O halde bunları uygulayalım. En

Choose your favorite response.

sevdiğiniz yanıtı seçin.

I'm going to ask you a question.

Sana bir soru soracağım. En

You respond with your favorite one.

sevdiğinle cevap veriyorsun.

And then boom, it's in your vocabulary forever.

Ve sonra patlama, sonsuza dek kelime dağarcığınızda.

Oh, hi, question for you.

Ah, merhaba, soru sana.

Do you think that this year you're going to

Bu yıl

make a million pounds, dollars,

bir milyon sterlin, dolar

or whatever your currency is?

ya da para biriminiz her ne ise onu kazanacağınızı düşünüyor musunuz?

But what if you're thinking, maybe,

Ama ya dürüst olmak gerekirse, belki de

it's like 50 50, to be honest.

50 50 gibi olduğunu düşünüyorsanız.

For example, you're walking with your friend to a party.

Örneğin, arkadaşınızla bir partiye gidiyorsunuz.

And your friend says this.

Ve arkadaşın bunu söylüyor.

I'm hungry, do you think there's food at this party, or?

Acıktım, sence bu partide yemek var mı, yoksa?

But of course you haven't got a clue.

Ama tabii ki bir fikriniz yok.

So how can you respond, maybe, 50 50.

Peki nasıl cevap verebilirsin, belki 50 50.

Now of course, of course, maybe is fine.

Şimdi tabii, tabii ki belki de iyidir.

But these videos are to improve your vocabulary,

Ama bu videolar kelime dağarcığınızı geliştirmek,

to make it richer.

zenginleştirmek için.

So, could be.

Yani olabilir.

We looked at this earlier.

Buna daha önce baktık.

We're saying it's possible, so you have that option.

Bunun mümkün olduğunu söylüyoruz, yani bu seçeneğe sahipsiniz. Tam

We're right in the middle, 50 50.

ortasındayız, 50 50.

So, do you think there is food at the party?

Sence partide yemek var mı?

We're matching that auxiliary verb.

Bu yardımcı fiili eşleştiriyoruz.

Could be, I don't know, could be.

Olabilir, bilmiyorum, olabilir.

And yes, of course, might be.

Ve evet, elbette olabilir.

That's fine too.

Bu da iyi.

Perhaps.

Belki.

This is also very common to read, write, say.

Bu da okumak, yazmak, söylemek çok yaygın.

And it's a bit, not a lot,

Ve biraz, çok değil,

it's a bit more formal than just maybe.

belkiden biraz daha resmi.

Now, I've written these two because they exist,

Şimdi, bu ikisini var oldukları için yazdım,

conceivably, I like the sound of it,

muhtemelen kulağa hoş geliyor,

but honestly, you might read it in the paper

ama dürüst olmak gerekirse, bunu gazetede

or something like that, in a formal setting,

veya buna benzer bir şekilde, resmi bir ortamda okuyabilirsiniz,

so it's good to know.

bu yüzden bilmek güzel.

Conceivably, practice the pronunciation.

Muhtemelen, telaffuz alıştırması yapın.

Con, conceivably.

Con, makul.

And here, perchance.

Ve burada, muhtemelen.

This one, you're never gonna hear it.

Bu, asla duymayacaksın.

You're never gonna hear it.

Asla duymayacaksın.

Okay, that's a lie.

Tamam, bu bir yalan.

You might hear it if you're watching

an old English movie or reading an old English book

Eski bir İngiliz filmi izliyorsanız veya 1800'ler gibi eski bir İngilizce kitabı okuyorsanız duyabilirsiniz

from like the 1800s.

.

And again, they all just mean, maybe.

Ve yine, hepsi sadece belki demek istiyor.

So, thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

Try to use some of the expressions from today's video

Bugünkü videodaki bazı ifadeleri

in the comments using your own examples.

kendi örneklerinizi kullanarak yorumlarda kullanmayı deneyin.

If you make the examples relevant to your life,

Örnekleri hayatınızla alakalı hale getirirseniz, onları

you have a better chance of really learning

gerçekten öğrenme

and remembering them.

ve hatırlama şansınız daha yüksektir.

Also let me know what you want to see in a future lesson,

Ayrıca gelecekteki bir derste ne görmek istediğinizi bana bildirin, bir

and I'll see you in the next class.

sonraki derste görüşürüz.

(gentle music)

(hafif müzik)