"I HAD class TOMORROW" - English is Weird!

- What are you doin' tomorrow?

- Yarın ne yapıyorsun?

Well, I had class tomorrow but I'm just gonna sleep.

Yarın dersim vardı ama ben sadece uyuyacağım.

I had class tomorrow, what?

Yarın dersim vardı, ne?

I had class tomorrow.

Yarın dersim vardı.

Is that correct?

Bu doğru mu?

What does it mean?

Bu ne anlama geliyor?

Today I'll show you why it is correct

Bugün size neden doğru olduğunu

and how you can use it.

ve nasıl kullanabileceğinizi göstereceğim.

I'll return to this sentence in a moment,

Bu cümleye birazdan döneceğim

but right now, let's look at this sentence.

ama şimdi bu cümleye bakalım.

Tonight I'm going to meet Maria for a drink.

Bu gece bir şeyler içmek için Maria ile buluşacağım.

Remember that be going to, that is for future plans.

Gideceğini unutma, bu gelecek planları için.

He used I am going to, the present tense,

Şimdiki zamanı kullanacağım

because that is his plan right now for the future.

çünkü gelecek için şu anki planı bu.

But, plans can change, right?

Ancak planlar değişebilir, değil mi?

And in this case, it does.

Ve bu durumda, öyle.

(speaking in foreign language)

(yabancı dilde konuşur)

Yellow?

Sarı mı?

Hey, it's Maria, sorry I can't come tonight

Hey, ben Maria, üzgünüm bu gece gelemeyeceğim

because I have a boyfriend now so I don't like you anymore.

çünkü artık bir erkek arkadaşım var ve artık senden hoşlanmıyorum.

Bye.

Hoşçakal.

So this plan, it has changed.

Yani bu plan değişti.

This is not the plan now.

Şimdiki plan bu değil.

This is an old plan.

Bu eski bir plan.

So, if someone asks about his plans,

Peki, birisi onun planlarını sorarsa,

what are you doing tonight?

bu gece ne yapıyorsun?

Have you got any plans?

Herhangi bir planın var mı?

He can say this,

Şunu söyleyebilir,

Well, I was going to meet Maria for a drink,

Şey, bir şeyler içmek için Maria ile buluşacaktım

but now I'm going to stay in and watch TV shows.

ama şimdi evde kalıp TV şovları izleyeceğim.

Oh, right.

Ah, doğru.

The old plan, the plan which was changed,

Eski plan, değiştirilen plan,

you put that in the past tense.

bunu geçmiş zamana koyarsınız.

I was going to, we were going to.

Gidiyordum, gidiyorduk.

Now you have a new plan, now that one

Şimdi yeni bir planın var, şimdi

is in the present tense.

şimdiki zamanda.

I am going to.

Ben gidiyorum.

We are going to.

Gidiyoruz.

Another example.

Başka bir örnek.

Maybe one day you'll have a conversation

Belki bir gün böyle bir sohbetin olur

that goes like this.

.

So what are you dreams?

Peki sen ne hayal ediyorsun?

What do you wanna do in life?

Hayatta ne yapmak istiyorsun?

Well I was studying philosophy

Felsefe okuyordum

and I was gonna be a philosopher.

ve filozof olacaktım.

But, no, that's a dumb job.

Ama hayır, bu aptalca bir iş.

No, now I'm gonna be an Instagram butt model.

Hayır, şimdi bir Instagram popo modeli olacağım.

I was gonna be a philosopher, past plan,

Filozof olacaktım, geçmiş plan,

it changed, so past tense.

değişti, yani geçmiş zaman.

The new plan, the plan right now,

Yeni plan, şu anki plan,

I'm gonna be an Instagram butt model, present tense.

Instagram popo modeli olacağım, şimdiki zaman.

Okay let's look at another situation.

Tamam, başka bir duruma bakalım.

What are you doing tomorrow?

Yarın ne yapıyorsun?

I have class tomorrow.

yarın dersim var

I really don't wanna do it.

Gerçekten yapmak istemiyorum.

I just wanna sleep.

Sadece uyumak istiyorum.

Just don't go.

Sadece gitme.

(speaking in foreign language)

(yabancı dilde konuşur)

Dude, class tomorrow just got canceled, woo-hoo!

Dostum, yarınki ders iptal oldu, woo-hoo!

Nice!

Güzel!

So what are you gonna do tomorrow?

Peki yarın ne yapacaksın?

I don't know, I had class tomorrow,

Bilmiyorum, yarın dersim vardı

but I'm just gonna sleep now.

ama şimdi uyuyacağım.

So now you understand.

Yani şimdi anlıyorsun.

If someone says I had class tomorrow,

Biri yarın dersim var derse,

they mean that class was a plan but it changed.

dersin bir plan olduğunu ama değiştiğini kasteder.

Maybe it got canceled for example.

Belki iptal oldu mesela.

So verbs for plans, or booking, or reserving

Yani

like in a hotel or restaurant,

bir otel veya restorandaki gibi planlar, rezervasyon veya rezervasyon yapmak için kullanılan fiiller,

pretty much just the verb have and be.

hemen hemen sadece have ve be fiilidir.

You can change those verbs to the past tense

when those plans change and you're describing the old plan.

Bu planlar değiştiğinde ve eski planı tarif ederken bu fiilleri geçmiş zamana çevirebilirsiniz.

Okay, let's try some new situations together.

Tamam, birlikte yeni durumlar deneyelim.

You have to decide the verb be or have,

Fiilin olması veya olması gerektiğine karar vermelisiniz,

should it be present or past?

şimdiki mi yoksa geçmiş mi olmalı?

And, depending on the subject, how can you conjugate them?

Ve konuya bağlı olarak, onları nasıl birleştirebilirsiniz?

The plan, to get married.

Plan, evlenmek.

Read the sentence, you decide what the verb should be.

Cümleyi okuyun, fiilin ne olacağına siz karar verin.

(intense music)

(yoğun müzik)

It's a past plan, it changed after she slept

Bu geçmiş bir plan, kardeşiyle yattıktan sonra değişti

with his brother, and the subject is we.

ve konu biziz.

So, we were going to get married,

Evlenecektik

but she slept with my brother.

ama o kardeşimle yattı.

This is such a soap opera, I love it.

Bu çok pembe dizi, onu seviyorum.

If you meet your friend in the street but then you realize,

Arkadaşınızla sokakta karşılaşırsanız ama sonra

"Oh, ah, she asked me to call her and I didn't call her,"

"Ah, ah, onu aramamı istedi ve ben onu aramadım" diye düşünürseniz,

don't worry, she's here now.

merak etmeyin, o şimdi burada.

Oh my God, hey, I, just about to call you!

Aman Tanrım, hey, tam seni aramak üzereydim!

What's the verb that should be there?

Orada olması gereken fiil nedir?

(intense music)

(yoğun müzik)

She had a plan to call her but she met her

Onu aramayı planlamıştı ama

in person now so that's changed.

şimdi onunla yüz yüze görüştü ve bu değişti.

So I, I was just about to call you, I promise, I love you.

Ben de tam seni aramak üzereydim , söz veriyorum, seni seviyorum.

You know sometimes when you make plans with your friends

Hani bazen arkadaşlarınızla planlar yaparsınız

but then you realize, "Oh my God, I would prefer

ama sonra "Aman Tanrım,

"to stay at home and do nothing.

evde kalıp hiçbir şey yapmamayı tercih ederdim" dersiniz.

"I don't want to be social."

"Sosyal olmak istemiyorum."

But then something amazing happens.

Ama sonra inanılmaz bir şey olur.

I, plans to see friends tonight

Ben, bu gece arkadaşlarımı görmeyi planlıyorum

but they all died, so, sleep.

ama hepsi öldü, o yüzden uyu.

(intense music)

(yoğun müzik)

The plan changed, this is your now plan, so,

Plan değişti, bu senin şimdiki planın, bu yüzden bu

I had plans to see friends tonight,

gece arkadaşlarımı görmeyi planlıyordum

but they all died so I'm gonna sleep.

ama hepsi öldü, ben de uyuyacağım.

That's your plan right now.

Şu anki planın bu.

Old plan changed, past tense.

Eski plan değişti, geçmiş zaman.

New plan, present tense.

Yeni plan, şimdiki zaman.

So this guy booked an English test for today for the future,

Yani bu adam gelecek için bugün için bir İngilizce sınavı ayarladı,

but now he's very, very sick.

ama şimdi çok, çok hasta.

So think of the context, what should that verb be?

Bağlamı düşünün, bu fiil ne olmalı?

(intense music)

(yoğun müzik)

He's talking about a booking that got changed so,

Değiştirilmiş bir kayıttan bahsediyor, bugün

I had an English test booked today, but I'm too sick!

İngilizce sınavım vardı ama çok hastayım!

Sometimes the context is obvious.

Bazen bağlam açıktır.

For example, it's raining and you can't have a barbecue

Örneğin, yağmur yağıyor ve yağmur yağıyorsa mangal yapamazsınız

if it's raining, so, what should that verb be?

, peki bu fiil ne olmalı?

(intense music)

(yoğun müzik)

I was gonna have a barbecue.

Mangal yapacaktım.

You don't need any more details.

Daha fazla ayrıntıya ihtiyacınız yok.

You could add them, it's an option.

Onları ekleyebilirsin, bu bir seçenek.

Now it's not the plan, so.

Plan bu değil, yani.

I was gonna have a barbecue today,

Bugün mangal yapacaktım,

I'm not gonna have one now.

şimdi yapmayacağım.

Your plan together was always no kids, no kids, but.

Birlikte planınız her zaman çocuk yok, çocuk yok ama.

Things change, so, how can she explain what's happening?

İşler değişir, o halde neler olduğunu nasıl açıklayabilir?

(intense music)

(yoğun müzik)

The plan was no kids but that changed,

Planda çocuk yoktu ama bu değişti,

so, remember that we weren't gonna have kids?

o yüzden çocuk sahibi olmayacağımızı hatırladın mı? Yorumlara kendi

Practice this by writing your own examples in the comments.

örneklerinizi yazarak bunu uygulayın .

Or, tell me about your plans, or your past plans,

Ya da bana Instagram Hikayelerinizde planlarınızdan veya değişen geçmiş planlarınızdan bahsedin

which changed, in your Instagram Stories.

. Instagram

Tag me @PapaTeachMe in your Instagram stories

hikayelerinde beni @PapaTeachMe etiketle,

and I'll repost the best ones.

ben de en iyilerini yeniden paylaşayım. Bir

See you in the next class.

sonraki derste görüşmek üzere.

(soft music)

(Hafif müzik)