Learn English Grammar: What’s the difference between ACTIVE & PASSIVE?

İngilizce Dilbilgisi Öğrenin: ACTIVE & PASSIVE arasındaki fark nedir?

Hello, I'm Gill at www.engvid.com , and today's lesson is on the active voice and the passive

Merhaba, ben Gill, www.engvid.com da ve bugünün ders aktif ses ve pasif üzerinde

voice, and this is in response to a request that someone left on the YouTube comments

ve bu bir isteğe yanıt veriyor birinin YouTube yorumlarına bıraktığı

to explain the difference and why do we use active or passive, okay?

farkı ve neden kullandığımızı açıklamak için aktif veya pasif, tamam mı?

So, here is an explanation.

İşte bir açıklama.

So, normally, it's best to use the active voice.

Yani, normalde, aktif olanı kullanmak en iyisidir sesi.

It's easier, and it tells you more.

Daha kolay ve size daha fazlasını anlatıyor.

It tells you who did the action, if you use the active.

Eylemi kimin yaptığını söyler, eğer kullanırsan aktif.

If you start using the passive, it can become a little bit complicated how to put the words

Pasifi kullanmaya başlarsanız, kelimelerin nasıl konulacağı biraz karmaşık

together, so the active voice is "The boy kicked the ball.".

birlikte aktif ses "Çocuk topu tekmeledi ".

So, "kicked" is the verb, "the boy" is the subject, because he did the action, he did

Yani, "tekme" fiili, "oğlan" ise konu, çünkü o eylemi yaptı, yaptı

the kicking, and the ball receives the action, so the ball is the object, so we've got subject,

tekme atıyor ve top harekete geçiyor, yani top nesnedir, bu yüzden konuya sahibiz,

verb, object.

fiil, nesne.

A simple, active sentence, okay?

Basit, aktif bir cümle, tamam mı?

So, you know who did the action and you know also something that received the action.

Yani, eylemi kimin yaptığını biliyorsun ve biliyorsun ayrıca eylemi alan bir şey.

So, if you turn that into the passive, it sounds a little bit strange.

Yani, bunu pasif hale getirirseniz, biraz garip geliyor.

You wouldn't, normally.

Normalde yapmazdın.

Well, there might be a reason, but I'll give you that in a minute.

Bir sebep olabilir, ama vereceğim bir dakika içinde.

So, if you change it to passive, you make the object the subject of the sentence.

Yani, onu pasif olarak değiştirirseniz, nesne cümlenin öznesi.

You start with the ball as the subject.

Konu olarak topla başlarsınız.

It's all about the ball now, what happened to the ball?

Şimdi her şey topla ilgili, ne oldu topa?

"The ball was kicked."

"Top atıldı."

The ball was kicked, and you could add, you can add "by the boy", the boy did the kicking,

Top atıldı ve sen de ekleyebilirsin, "oğlan tarafından" ekleyebilir, oğlan tekme yaptı,

"The ball was kicked by the boy.", or you can just say "The ball was kicked."

"Top çocuk tarafından atıldı.", Ya da sen "Top tekmelendi" diyebilir.

One reason why you might say it that way is if a ball is kicked by somebody and it breaks

Bunu böyle söylemenin bir nedeni eğer bir top birisi tarafından vurulursa ve kırılırsa

a window and you don't know who kicked it, then that's all you can say.

bir pencere ve onu kimin tekmelediğini bilmiyorsun, o zaman söyleyebileceğin tek şey bu.

You could say "Somebody kicked the ball.", so "somebody" would become the subject, but

"Birisi topa tekme attı" diyebilirsiniz. "birisi" özne olur, ama

you could also turn it into the passive and say "The ball was kicked and it broke the

ayrıca pasif hale getirebilir ve "Top tekmelendi ve

window, it hit the window and broke it.", so that's sometimes a reason for using passive,

pencereye çarptı ve kırdı. ", bu yüzden bazen pasif kullanmak için bir sebep,

because you don't know, sometimes we don't know who did the action, so you can't say

çünkü bilmiyorsun, bazen bilmiyoruz eylemi kimin yaptığını bil, bu yüzden söyleyemezsin

who did it, so you may have to use passive because of that.

kim yaptı, pasif kullanmak zorunda kalabilirsiniz bu yüzden.

Or, maybe you - perhaps you do know who did it, but you don't want to say.

Ya da, belki sen - belki kimin yaptığını biliyorsun ama söylemek istemiyorsun.

Again, you don't want to get somebody into trouble.

Yine, birini içine almak istemiyorsun sorun.

It could be something like that.

Böyle bir şey olabilir.

You don't want to say who did it, or sometimes it's just not important for that piece of

Kimin yaptığını söylemek istemezsin, ya da bazen bu parça için önemli değil

information, it may not be important who did it, okay?

bilgi, kimin önemli olmadığı tamam mı?

So, the main thing is that the - with the active voice, the agent of the verb, the person

Yani, asıl önemli olan - ile aktif ses, fiilin ajanı, kişi

who does the action, here is "the boy", and the recipient, so the agent is the subject

eylemi kim yapar, işte "çocuk" ve alıcı, yani ajan öznedir

and the recipient of the action is the object in the active sentence, okay?

ve eylemin alıcısı nesne aktif cümlede, tamam mı?

But then, that changes in the passive.

Ama sonra, bu pasifte değişir.

So, let's just look at some more - that's a strange example, really, but let's look

Şimdi biraz daha bakalım - bu garip bir örnek, gerçekten, ama bakalım

at some quite normal examples of how the passive is often used, okay?

pasifin nasıl olacağına dair oldukça normal örneklerde sıklıkla kullanılır, tamam mı?

So, if you order something on the internet, you might get a confirmation to say "We've

Yani, internette bir şey sipariş ederseniz, "Biz aldık

received your order, we've received your payment, we are going to deliver your order, we are

siparişinizi aldı, ödemenizi aldık, Siparişinizi teslim edeceğiz, biz

sending it.", but they might put it this way: Your order will be sent by standard delivery,

gönderebilir. ", ancak şu şekilde ifade edebilirler: Siparişiniz standart teslimat ile gönderilecek,

for example.

Örneğin.

They could say "We will send your order", but very often, they use this passive form,

"Siparişinizi göndereceğiz" diyebilirler, ama çoğu zaman, bu pasif formu kullanırlar,

"Your order will be sent", that's just the sort of style that is often used when you're

"Siparişiniz gönderilecek", bu sadece bir zamanlar

ordering things that way.

şeyleri bu şekilde

So, that's passive.

Yani, bu pasif.

These are all passive examples.

Bunların hepsi pasif örneklerdir.

Your order will be sent, okay?

Siparişiniz gönderilecek, tamam mı?

Another one, if you're looking at a house and it might be old or, this isn't very old,

Bir diğeri, bir eve bakıyorsanız ve eski olabilir ya da bu çok eski değildir,

but it could be much older, but you're not particularly interested in who the builder

ama çok daha yaşlı olabilir, ama sen değilsin özellikle inşaatçı kim ile ilgilenen

was at the time, but you want to know - you're interested to know how old is the house, when

o zamanlardı, ama bilmek istiyorsun - sen evin kaç yaşında olduğunu bilmek ister

was it built, so: This house was built in 1960.

inşa edildi, yani: Bu ev inşa edildi 1960.

So, it would be very unusual to know, going back so far in time, the name of the - well,

Yani, bilmek çok sıra dışı olurdu şimdiye kadarki zamanda, adı - şey,

it wouldn't just be one builder, it would be lots of builders, so maybe a company name

sadece bir inşaatçı değil, Çok sayıda inşaatçı olun, belki bir şirket adı

or something like that, a building firm - but it would be unusual to know so far back in

veya böyle bir şey, bir inşaat firması - ama şimdiye kadar bilmek alışılmadık olurdu

the past, what company of builders built the house and also, that's not your main concern.

geçmişte, hangi inşaat şirketi şirketi ev ve ayrıca, bu sizin asıl endişeniz değil.

This is where it's not so important, you just want to know when the house was built and

Burası o kadar önemli değil, sadece evin ne zaman inşa edildiğini bilmek istiyorum ve

how old it is, so "This house was built in 1960", and that gives you the information

kaç yaşında, yani "Bu ev inşa edildi 1960 ", ve bu size bilgi verir

you want to know.

bilmek istiyorsun.

Okay, right.

Tamam, doğru.

So, then another example, somebody has lost his car.

Öyleyse, başka bir örnek, biri kaybetti Onun arabası.

You say: His car has been stolen.

Diyorsun: Arabası çalındı.

He left it parked in the street and, overnight, it has disappeared.

Sokakta park etti ve bir gecede ortadan kayboldu.

It looks as if it has been stolen, so in this kind of, you know, a crime has been committed,

Çalınmış gibi görünüyor, bu yüzden bu bir çeşit, bir suç işlendi,

probably, somebody has taken his car, but some - it's very unlikely that you would know

muhtemelen, biri arabasını aldı, ama bazı - bilmeniz pek olası değil

who did it.

kim yaptı.

The main issue here is that his car has been stolen and he needs to do something about

Burada asıl mesele arabasının çalıntı ve onun hakkında bir şeyler yapması gerekiyor

it.

o.

He needs to report it to the police, to his insurance company, etc.

Onu polise, sigorta şirketi vb.

So, of course, it is important in one way to know who did that, you would like to know

Yani, elbette, bir açıdan önemlidir bunu kimin yaptığını bilmek, bilmek istersin

to be able to punish the person who did it, but in the immediate, you know, moment of

bunu yapan kişiyi cezalandırabilmek için, ama anında, bilirsiniz,

finding the car has gone, the main thing is to know that the car has been stolen.

arabayı bulmak gitti, asıl şey arabanın çalındığını bilmek.

That's the main important point.

Ana önemli nokta bu.

Okay.

Tamam.

So, you don't - you can't say who stole it, because you don't know, okay.

Yani, sen - kimin çaldığını söyleyemezsin, çünkü bilmiyorsun, tamam.

Right.

Sağ.

So, then, with the book, if you have a book that you're reading, "The book was published

O zaman, kitapla, bir kitabın varsa "Kitap yayınlandı

last year.", okay?

Geçen yıl. ", tamam mı?

So, you might want to say the name of the publisher, but normally, you might want to

Yani, adını söylemek isteyebilirsiniz. yayıncı, ancak normalde

know how old is this book, so that's the main point you want to get across or to know, oh,

bu kitabın kaç yaşında olduğunu biliyorum, bu yüzden ana karşıya geçmek ya da bilmek istediğiniz nokta, oh,

it was published last year.

geçen yıl yayınlandı.

It's a very recent book, it's a new novel or something like that.

Çok yeni bir kitap, yeni bir roman ya da böyle bir şey.

So, it was published last year.

Yani, geçen yıl yayınlandı.

So, it's quite a recent book.

Yani, oldukça yeni bir kitap.

That's the main thing.

Ana şey bu.

You're not too bothered about who the publisher was.

Yayıncının kim olduğu konusunda fazla endişelenmiyorsun oldu.

You might be interested to know who the author is, but that name will be on the cover, so

Yazarın kim olduğunu bilmek ilginizi çekebilir , ancak bu ad kapakta olacak, yani

that's fine.

bu iyi.

But, just to say that it was published very recently, "was published" is passive, okay?

Ancak, sadece çok yayınlandığını söylemek için son zamanlarda, "yayınlandı" pasif, tamam mı?

Somebody published it, but you're not saying who.

Birisi yayınladı, ama söylemiyorsun DSÖ.

Right.

Sağ.

And then, another very familiar set of wording: In the exam, you will be tested on... okay,

Ve sonra, çok tanıdık bir ifadeler dizisi: Sınavda, test edilecek ... tamam,

on spelling and grammar, whatever it is, on your fluency in English, anything like that.

yazım ve dilbilgisi üzerine, her ne ise, akıcı İngilizce, böyle bir şey.

They could say "We will test you on", if, in the exam, "We will test you on", that would

"Seni test edeceğiz" diyebilirler, eğer, "Sizi test edeceğiz" sınavında

be the active form, but here, quite often, with exam information, it's put in the passive

aktif form olmak, ama burada, oldukça sık, sınav bilgileri ile pasif hale getirilir

to be less sort of personal, a little bit more distant.

daha az kişisel olmak, biraz daha uzak.

There's a kind of distance, really, with the passive voice.

Gerçekten bir çeşit mesafe var. pasif ses.

So, "In the exam, you will be tested on ..." is passive.

Yani, "Sınavda, test edilecek ..." pasif.

And then, finally, in this half of the lesson, somebody is going to a party and they ask

Ve sonra, son olarak, dersin bu yarısında, birisi partiye gidiyor ve soruyorlar

you "Are you going to Jack's party?", and, oh, you say, party?

sen "Jack'in partisine mi gidiyorsun?" ve, oh, diyorsun, parti?

Oh, ah, "I haven't been invited to the party".

Oh, ah, "Partiye davet edilmedim".

You're not sort of saying "Oh Jack, Jack, he hasn't invited me!

"Oh Jack, Jack, beni davet etmedi!

Ah!"

Ah!"

So, you feel a bit, you know, you don't really want to say, because you don't want to sound

Yani, biraz hissediyorsun, biliyorsun, gerçekten söylemek istiyorum, çünkü ses istemiyorsun

as if you're angry with Jack for not inviting you, but "haven't been invited", you're sort

sanki davet etmediğin için Jack'e kızgınsın ama "davet edilmediniz",

of keeping a distance from the situation and saying "Well, no, I'm not going, actually,

durumdan uzak durma ve "Şey, hayır, aslında gitmiyorum,

because I haven't been invited, so, you know, I have other things to do anyway, so that's

çünkü davet edilmedim, yani, bilirsiniz, Yine de yapacak başka işlerim var, yani bu

alright.", and you sort of tactfully reply.

tamam. "

So, to use the passive there is a sort of tactful - if you're trying to be tactful,

Yani, pasifi kullanmak için bir çeşit dokunsal - eğer dokunsal olmaya çalışıyorsanız,

diplomatic - then you might you use the passive, again, because you don't want to say, you

diplomatik - o zaman pasifi kullanabilirsiniz, tekrar, çünkü söylemek istemiyorsun, sen

don't want to give a name of who.

kimin adını vermek istemiyorum.

Who was it, who didn't invite you, sometimes it's somebody who doesn't do something, just

Kimdi, kim davet etmedi, bazen bir şey yapmayan biri, sadece

as much as someone who does do something.

bir şey yapan biri kadar.

So, it works both ways.

Yani, her iki şekilde de çalışır.

Okay, so I hope that that gives you some useful examples of how the active and the passive

Tamam, umarım bu size faydalı olur aktif ve pasifin nasıl olduğunu gösteren örnekler

are different, and we'll just move onto the second part of the lesson now, where I have

farklı ve biz sadece Şimdi dersin ikinci kısmı, burada

a little test for you.

senin için küçük bir test.

Okay, so let's do a little test, and here I've written some sentences which are active

Tamam, küçük bir test yapalım ve burada Aktif olan bazı cümleler yazdım

sentences and I'd like you to try to put them into the passive, okay?

ve sizden onları koymaya çalışmanızı istiyorum pasifin içine, tamam mı?

So, let's just run through them first: Someone asked me to repair the window.

Öyleyse önce bunlardan geçelim: Birisi benden pencereyi onarmamı istedi.

That's the broken window that the ball hit.

Topun vurduğu kırık pencere bu.

The chef told us to clean the kitchen before starting to cook.

Şef önce mutfak temizlemek için bize söyledi pişirmeye başlıyor.

Active.

Aktif.

"The chef" is the subject.

"Şef" konu.

Jack didn't invite me to his party.

Jack beni partisine davet etmedi.

The artist created this sculpture in 1950.

Sanatçı bu heykeli 1950'de yarattı.

The marketing firm paid me to hand out leaflets in the street.

Pazarlama firması bana broşür dağıtmam için ödeme yaptı sokakta.

I'll explain some of the vocabulary as well as we go through, don't worry if there's a

Bazı kelimeleri de açıklayacağım biz geçerken, endişelenme

word you don't know.

bilmediğin bir kelime.

So, the milliner, that's someone who makes hats, made this hat last year, and Someone

Yani, değirmenci, o yapan şapkalar, geçen yıl bu şapkayı yaptı ve Birisi

asked me to explain active and passive verbs.

benden aktif ve pasif fiilleri açıklamamı istedi.

Okay, so those are all active sentences.

Tamam, hepsi aktif cümleler.

Let's now change them to passive.

Şimdi onları pasif olarak değiştirelim.

So, first of all, "Someone asked me to repair", or fix, "the window.", the broken window.

Her şeyden önce, "Birisi benden tamir etmemi istedi", veya bozuk pencereyi "pencere" olarak düzeltin.

So, how do you turn that into passive?

Peki, bunu nasıl pasif hale getirirsiniz?

So, I'm the object here, someone asked me, so we have to change "me" to the subject.

Yani, buradaki nesne benim, birisi bana sordu, bu yüzden konuyu "ben" olarak değiştirmeliyiz.

So, "me" in the subject is "I", okay?

Yani, konudaki "ben" "Ben", tamam mı?

So, we have to take away "someone" and say "I" and then it's past tense, so "I was asked",

Yani, birisini alıp şunu söylemeliyiz: "Ben" ve sonra gergin, bu yüzden "bana soruldu",

take out "me", and there we have it.

"beni" çıkar, ve işte orada.

This is now the passive: I was asked, without saying who did the asking, I was asked to

Bu şimdi pasif: Bana soruldu, olmadan soruyu kimin yaptığını söyleyerek,

repair the window.

pencereyi onarın.

So, now that's passive.

Şimdi, bu pasif.

Right.

Sağ.

So, then, the chef, the guy, usually a man, in charge of a big kitchen, a restaurant kitchen

Öyleyse, şef, adam, genellikle bir adam, büyük bir mutfaktan sorumlu, bir restoran mutfağı

or a big industrial kitchen, "The chef told us to clean the kitchen before starting to

ya da büyük bir endüstriyel mutfak, "dedi şef başlamadan önce mutfağı temizlememiz için bize

cook."

pişirmek."

So, "The chef told us", here, we are the object, but we need to change "us" to the subject,

"Şef bize söyledi", işte biz nesneyiz, ama "bizi" konuyla değiştirmemiz gerekiyor,

so just like "me" to "I", it goes "us" to "we", okay?

tıpkı "ben" için "ben" gibi, "biz", tamam mı?

So, "We", and its past tense again, so we need "We were told - We were told to clean

"Biz" ve yine geçmiş zaman, yani biz gerek "Biz söylendi - biz temiz söylendi

the kitchen before starting to cook.", okay?

pişirmeye başlamadan önce mutfağı. ", tamam mı?

That's now passive.

Bu artık pasif.

Next one, here's Jack again with his party.

Bir sonraki, işte Jack ile birlikte partisi.

Jack didn't invite me to his party.

Jack beni partisine davet etmedi.

So, how do you say that without mentioning Jack's name?

Peki, bahsetmeden bunu nasıl söylersin Jack'in adı?

So, "me" is the object again, we have to turn "me" into the subject, just like here.

Yani, "ben" yine nesnedir, dönmeliyiz tıpkı burada olduğu gibi konuya "ben".

So, "I was", and if we follow the abbreviated form here, "I wasn't", "I wasn't invited to

Yani, "Öyleydim" ve kısaltılmış olanları takip edersek buradaki "Ben değildim", "davet edilmedim

-" oh, then we can mention Jack, if you like, "to the party", or "to Jack's party".

- "Ah, o zaman Jack'den bahsedebiliriz, eğer istersen, "partiye" veya "Jack'in partisine".

You can choose whether to mention Jack or not.

Jack'ten veya değil.

So, "I wasn't invited to Jack's party.", or "to the party", that is now passive, okay?

Yani, "Jack'in partisine davet edilmedim." Veya "partiye", bu şimdi pasif, tamam mı?

Right.

Sağ.

Then, "The artist", subject, "created this sculpture", a sort of stone or metal sculpture

Sonra, "sanatçı", konu "bunu yarattı heykel ", bir tür taş veya metal heykel

in an art gallery, three-dimensional piece work of art, "in 1950".

bir sanat galerisinde, üç boyutlu parça sanat eseri, "1950'de".

So, this sculpture is the object here, we need to turn it into the subject.

Buradaki heykel buradaki nesne, biz konuya çevirmek gerekir.

So, we need to begin the sentence "This sculpture", take out "the artist", "This sculpture was

Yani, "Bu heykel" cümlesine başlamamız gerekiyor, "sanatçı" yı çıkar, "Bu heykel

created in 1950."

1950 yılında kuruldu. "

This sculpture was created in 1950, and now that's passive, okay?

Bu heykel 1950'de yaratıldı ve şimdi bu pasif, tamam mı?

And the sculpture is the subject rather than the artist.

Heykel daha çok özne sanatçı.

Next one: The marketing firm paid me to hand out leaflets - advertising pieces of paper

Sıradaki: Pazarlama firması bana para verdi broşürler - reklam kağıt parçaları

with adverts on - in the street.

reklamlar ile - sokakta.

So, a publicity company, marketing, an advertising company, paid me some money to hand out leaflets

Yani, bir tanıtım şirketi, pazarlama, reklamcılık şirket, broşür dağıtmam için bana biraz para ödedi

to people in the street, okay?

sokaktaki insanlara, tamam mı?

So, "me", I'm the object here, and again, like this up here, we need to make "me" the

"Ben", buradaki nesneyim ve tekrar, burada böyle, "beni"

subject, so "I", take out "the marketing firm", "I", and again, "was", "I was paid - I was

Böylece, "ben", "pazarlama firmasını" çıkar, "Ben" ve tekrar, "öyleydi", "Bana ödendi - öyleydim

paid to hand out leaflets in the street."

sokakta broşür dağıtmak için para ödedi. "

And now that's passive, okay.

Ve şimdi bu pasif, tamam.

Right.

Sağ.

Next one: The milliner, the hat maker, The milliner made this hat last year.

Sıradaki: Değirmen, şapka üreticisi, milliner geçen yıl bu şapkayı yaptı.

So, "the milliner" is the subject, the hat is the object.

Yani, "değirmenci" öznedir, şapka nesnedir.

We need to turn the hat into the subject, so again, we start with this, "This hat was

Şapkayı konuya çevirmeliyiz, yine, bununla başlıyoruz, "Bu şapka

made last year.", and you don't say who made it because the hat is now the subject: The

geçen sene yaptık. " çünkü şapka şimdi konu: The

hat was made last year.

şapka geçen yıl yapıldı.

That's now passive, okay?

Bu şimdi pasif, tamam mı?

And finally: Someone on YouTube asked me to explain active and passive verbs.

Ve son olarak: YouTube'daki biri benden Aktif ve pasif fiilleri açıklar.

And that's what I've done, so they asked me, so again, "me" is the object, but we're going

Ve ben de öyle yaptım, bu yüzden bana sordular, bu yüzden yine, "ben" nesne, ama biz gidiyoruz

to turn "me" into the subject, so "I was asked to explain active and passive verbs."

"beni" özneye çevirmek için "benden istendi aktif ve pasif fiilleri açıklamak. "

So, I hope I've done it in a way that is nice and simple to understand and easy to follow

Umarım güzel bir şekilde yaptım ve anlaşılması kolay ve takip edilmesi kolay

how to change from one to the other.

birinden diğerine nasıl geçileceği.

Okay, so, just to mention also, there's a very good lesson by Emma on the way politicians

Tamam, sadece bahsetmek gerekirse, Emma'nın politikacıların yolunda çok iyi dersi

use passive forms of verbs and the way politicians do that to avoid responsibility for something

pasif fiil biçimlerini ve politikacıların bir şeyin sorumluluğunu önlemek için bunu yap

bad that happened, so do look out for Emma's lesson on that.

Kötü oldu, Emma'ya dikkat et bu konuda ders.

So, if you'd like to go the website www.engvid.com , there's a quiz on this subject, so please

Yani, www.engvid.com web sitesine gitmek istiyorsanız , bu konuda bir sınav var, bu yüzden lütfen

give that a try, see how you do, and thank you for watching and see you again next time.

bir deneyin, nasıl yaptığınızı görün ve teşekkürler izlemek ve tekrar görüşmek üzere.

Bye for now.

Şimdilik hoşçakal.