How to Study and Remember New English Words?

Hi everybody, welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me

Herkese merhaba, sizin bana

questions and I answer them. Maybe!

soru sorduğunuz ve benim de cevapladığım haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldiniz. Belki!

First question this week comes from Gul.

Bu haftanın ilk sorusu Gül'den geliyor.

Hi, Gul.

Merhaba Gül.

Gul says: Hi Alisha, what is the correct pronunciation of "s" and "th" sounds when they come one

Gül diyor ki: Merhaba Alişa, "s" ve "th" seslerinin arka arkaya geldiklerinde doğru telaffuzu nasıl olur

after another?

?

Especially when we talk fast?

Özellikle hızlı konuştuğumuzda?

For example: It's 3 PM.

Örneğin: Saat 15.00.

Here's the thing.

İşte olay.

Is that possible?

Mümkün mü?

He is thin.

O zayıf.

Could you please pronounce these sentences?

Lütfen bu cümleleri telaffuz eder misiniz?

Sure, yeah, this is a tough one.

Tabii, evet, bu zor bir soru.

So, when we're speaking quickly, we make the "s" sound as short as possible.

Bu yüzden hızlı konuşurken "s" sesini olabildiğince kısa yaparız.

Sometimes, it's just a "sss" and we drop the "it" sound, like in "it's."

Bazen sadece bir "sss" olur ve " it's"deki gibi "it" sesini çıkarırız.

Sometimes, it turns into a "z" sound.

Bazen "z" sesine dönüşür.

So, I'll say these, uh, sentences at regular pace.

Bu yüzden, bu cümleleri normal hızda söyleyeceğim .

It's 3 PM.

Saat 3.

It's 3 PM.

Saat 3.

He's thin.

O zayıf.

He's thin.

O zayıf.

He's thin.

O zayıf.

Here's the thing.

İşte olay.

Here's the thing.

İşte olay.

Here's the thing.

İşte olay.

Is that possible?

Mümkün mü?

Is that possible?

Mümkün mü?

Is that possible?

Mümkün mü?

So, we're not pronouncing all the sounds clearly in that last example.

Yani, son örnekte tüm sesleri net bir şekilde telaffuz etmiyoruz .

Is that possible becomes "izzat" possible?

Mümkün olan "izzat" olur mu?

Izzat possible?

İzzet mümkün mü?

It's like a "z" sound.

"z" sesi gibi.

Everything gets combined there.

Orada her şey birleşiyor.

So, in the first example sentence, it's a quick, soft "s" sound.

Yani, ilk örnek cümlede, hızlı, yumuşak bir "s" sesi.

It's 3 PM.

Saat 3. Orada

We're not exaggerating the "th" sound so much there.

"th" sesini çok abartmıyoruz .

It's like the "th" sound happens, but the tongue doesn't come out between our teeth.

Sanki “th” sesi çıkıyor ama dil dişlerimizin arasından çıkmıyor.

He's thin.

O zayıf.

He's thin.

O zayıf. O

He'ssss thin.

zayıf.

So I hope that helps you.

Umarım bu size yardımcı olur.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Maxim Romanovich.

Bir sonraki soru Maxim Romanovich'ten geliyor.

Hi, Maxim.

Merhaba Maxim.

Maxim says: Hi Alisha, nice day, isn't it?

Maxim: Merhaba Alisha, güzel bir gün, değil mi?

Indeed.

Aslında.

Uh, about two weeks ago I started learning English by watching serials without translation

Yaklaşık iki hafta önce dizileri kendi dilime çevirmeden izleyerek İngilizce öğrenmeye başladım

into my own language.

.

Is it normal that recently I started to notice I could talk in English to myself about half

Son zamanlarda kendi kendime yaklaşık yarım saat İngilizce konuşabildiğimi fark etmeye başlamam normal mi

an hour?

?

Am I getting crazy with English?

İngilizce ile deliriyor muyum?

Hehe, uh, thanks for sending this!

Hehe, uh, bunu gönderdiğin için teşekkürler!

No, that's awesome.

Hayır, bu harika.

I think that's really cool.

Bence bu gerçekten harika.

Um, sometimes you guys do send your comments, like, "oh wow, I can understand things now,"

Um, bazen yorumlarınızı gönderiyorsunuz, "oh vay, şimdi bazı şeyleri anlayabiliyorum"

or I can use English more than I could before,

veya İngilizceyi eskisinden daha fazla kullanabiliyorum,

so I don't think that's weird at all.

bu yüzden bunun hiç de garip olduğunu düşünmüyorum.

I think that's great.

Bence bu harika.

I think that's just uh, proof.

Bence bu sadece kanıt.

That's evidence that your dedication and your studies are paying off.

Bu, özverinizin ve çalışmalarınızın işe yaradığının kanıtı.

In other words, you're making progress.

Başka bir deyişle, ilerleme kaydediyorsunuz.

So, I think that's great!

Bence bu harika!

So, thanks very much for sharing this comment, and good luck in your continued studies!

Bu yorumu paylaştığınız için çok teşekkürler ve devam eden çalışmalarınızda bol şans!

It sounds like you're enjoying yourself.

Eğleniyormuşsun gibi geliyor.

That's awesome.

Bu harika.

Great.

Harika.

Thanks very much for sending this.

Bunu gönderdiğiniz için çok teşekkürler. Bir

Let's go on to the next question.

sonraki soruya geçelim.

Next question comes from Sumayyah Abdullah.

Sıradaki soru Sumayyah Abdullah'tan geliyor.

Hi, Sumayyah.

Merhaba Sümeyye.

Sumayyah says: Hi, I have a question.

Sümeyye: Merhaba, bir sorum olacak.

Uh, what is the difference between "portal" and "gate"?

Uh, "port" ve "gate" arasındaki fark nedir?

Ah, interesting question, okay!

Ah, ilginç soru, tamam!

Uh, portal.

Portal.

Portal is something used in like science fiction stories.

Portal, bilim kurgu hikayeleri gibi kullanılan bir şeydir .

We use portal in science fiction stories, and you might sometimes see this on the internet

Portalı bilim kurgu hikayelerinde kullanıyoruz ve bunu bazen internette

as like a hub, a web hub for something.

bir merkez, bir şey için bir web merkezi olarak görebilirsiniz.

But portal is used to refer like a gate between dimensions.

Ancak portal, boyutlar arasındaki bir kapı gibi ifade etmek için kullanılır .

It's like a special kind of, like, dimensional gate.

Özel bir tür boyut kapısı gibi.

Uh, so portal is not commonly used in everyday speech.

Uh, yani portal günlük konuşmada yaygın olarak kullanılmaz .

Maybe some of you have played the game portal.

Belki bazılarınız oyun portalını oynamıştır.

That was a really popular game where you had a gun and you could shoot the gun, like on

Bu gerçekten popüler bir oyundu, silahınız vardı ve silahı ateşleyebiliyordunuz,

a wall, and a portal would open here.

duvardaymış gibi ve burada bir portal açılıyordu.

You could shoot another portal on another wall and walk through it.

Başka bir duvarda başka bir portalı vurabilir ve içinden geçebilirsiniz.

So it's like some kind of dimensional, like sci-fi word.

Yani bir tür boyutlu, bilimkurgu kelimesi gibi.

Gate, however, is the much more commonly used word.

Bununla birlikte, kapı çok daha yaygın olarak kullanılan kelimedir.

We use gate to talk about this, like, entrance to a house or to someone's yard, or to a garden,

Bir evin veya birinin bahçesinin veya bir bahçenin girişi gibi, bundan bahsetmek için kapıyı kullanırız

for example.

.

So a gate is much, much more common.

Yani bir kapı çok, çok daha yaygındır.

We see them in our neighborhoods and our cities all the time.

Onları mahallelerimizde ve şehirlerimizde her zaman görüyoruz.

So typically, in most situations, I think gate is the better word.

Bu yüzden tipik olarak, çoğu durumda, bence kapı daha iyi bir kelimedir.

Portal is like a science fiction kind of gate.

Portal, bilim kurgu türünden bir kapı gibidir.

It's usually the image is like a circle.

Genellikle görüntü bir daire gibidir.

Gate is like something that swings open, something like this, perhaps.

Kapı sallanarak açılan bir şey gibidir, belki bunun gibi bir şey.

So, I hope that helps you.

Umarım bu size yardımcı olur.

Interesting question.

İlginç soru.

Thanks very much!

Çok teşekkürler!

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Wangfan Chen.

Sıradaki soru Wangfan Chen'den geliyor.

Hi, Wangfan.

Merhaba Wangfan.

Wangfan says: Hey Alisha, could you please clarify the phrase "we got you back"?

Wangfan: Hey Alisha, lütfen "seni geri aldık" ifadesini açıklığa kavuşturur musun?

I came across this expression on my email from my bank.

Bu ifadeye bankamdan gelen e-postamda rastladım .

It said, "we've got you back on fraud."

"Sizi dolandırıcılıktan geri aldık" dedi.

Ummm, I want you to check.

Ummm, kontrol etmeni istiyorum.

Does your email say, "we've got YOUR back," or "we got you back"?

E-postanız "SİZİN arkanızdayız" veya "sizi geri aldık" mı diyor?

These are very different expressions.

Bunlar çok farklı ifadeler.

so I'll explain.

bu yüzden açıklayacağım.

First, the expression "we've got," "we have got your back" means we support you.

Birincisi, "biz varız", " arkanızı kolladık" ifadesi sizi desteklediğimiz anlamına gelir.

We've got your back.

Biz senin arkandayız.

Imagine, like, a friend watches your back.

Bir arkadaşınızın arkanızı kolladığını hayal edin.

A friend is behind you watching your back.

Bir arkadaş arkanda seni kolluyor.

The backside of your body, like to protect you.

Vücudunuzun arka tarafı sizi korumak ister .

To make sure nothing bad happens to you.

Başına kötü bir şey gelmediğinden emin olmak için.

So when someone is watching your back, to say "I've got your back," something like that

Yani biri arkanı kolluyorsa, "Arkandayım" demek, "

means "I support you," "I'm looking out for you."

Seni destekliyorum", " Seni kolluyorum" gibi bir şey demek.

I'm trying to protect you.

Seni korumaya çalışıyorum.

However, "we got you back."

Ancak, "seni geri aldık."

We got you back means we got revenge on you for something.

Seni geri aldık, bir şey için senden intikam aldık demektir .

You did something bad in the past, and someone got you back.

Geçmişte kötü bir şey yaptın ve biri seni geri aldı.

Means they got revenge on you.

Senden intikam aldıkları anlamına gelir.

Someone took revenge for something bad in the past.

Birisi geçmişte kötü bir şey için intikam aldı .

So, "we've got your back" and "we got you back" are very, very different expressions.

Yani, "arkanı kolladık" ve "seni geri aldık" çok ama çok farklı ifadelerdir.

I think your bank is probably saying "we've got your back in regard to fraud.

Sanırım bankanız "dolandırıcılık konusunda arkanızdayız" diyor muhtemelen.

In other words, the bank is trying to protect you.

Yani banka sizi korumaya çalışıyor.

If you want to use this expression in everyday life, like a friend is going to do something

difficult or dangerous, you can say "I've (I have) got your back."

zor ya da tehlikeli, "Arkanı kolladım" diyebilirsin.Bazen bunu

Sometimes we also make it more casual.

daha gündelik hale getiririz. Oraya "

We drop "have" there and say "I got your back.

sahip ol" yazıp "Arkanı kolladım" deriz.

I got your back."

Arkanı kolladım."

Meaning: I support you.

Anlamı: Seni destekliyorum.

I am looking out for you.

Seni kolluyorum.

So, interesting question!

Çok ilginç bir soru!

Thanks very much for asking.

Sorduğun için çok teşekkürler. Bir

Let's go on to the next question.

sonraki soruya geçelim.

Next question comes from Ranold Royce.

Bir sonraki soru Ranold Royce'dan geliyor.

Hi, Ranold.

Merhaba, Ranold.

Ranold says: 1) How to study new words and remember them?

Ranold diyor ki: 1) Yeni kelimeler nasıl öğrenilir ve hatırlanır?

2) How to speak in an American accent?

2) Amerikan aksanıyla nasıl konuşulur?

Uhh, number 1.

Uhh, 1 numara. Kelimelere

How to study words and remember them?

nasıl çalışılır ve hatırlanır?

Uh, to study words and remember them, you could try using a vocabulary flashcard tool

Ah, kelimeler üzerinde çalışmak ve onları hatırlamak için bir aparat kullanmayı deneyebilirsiniz. Anki gibi kelime bilgi kartı aracı

like Anki.

.

Anki is a great, uh, flashcard tool.

Anki harika bir bilgi kartı aracı.

It's a computer-based, uh, tool, so that's great for flashcards.

Bilgisayar tabanlı bir araç, yani bilgi kartları için harika. Kelime

I think you can download sets of flashcards to help you study vocabulary words and expressions.

dağarcığı ve ifadeleri çalışmanıza yardımcı olması için bilgi kartı setleri indirebileceğinizi düşünüyorum.

Other things you can do...Once you practice those words, make sure you use them.

Diğer yapabileceğin şeyler... Bu kelimeleri bir kez çalıştıktan sonra, onları kullandığından emin ol.

So, make sure you use the words, um, write with the words.

Yani, kelimeleri kullandığından emin ol, um, kelimelerle yaz.

Speak with the words.

Kelimelerle konuş.

So, don't just input, input, input.

Yani, sadece giriş yapma, giriş yapma, girdi.

But create using those new words.

Ama bu yeni sözcükleri kullanarak yaratın.

Um, 2, how to speak with an American accent?

Um, 2, Amerikan aksanıyla nasıl konuşulur?

Practice speaking with an American accent.

Amerikan aksanıyla konuşma pratiği yapın.

That's what I did when I was growing up, and that's what speakers all over the world do

Ben büyürken bunu yaptım ve dünyanın her yerindeki konuşmacılar

to gain their accents.

ilgilerini kazanmak için bunu yapıyor. aksanlar.

They practice speaking using that accent.

Bu aksanı kullanarak konuşma pratiği yaparlar.

So, if you want to speak with an American accent, I would say practice speaking with

Yani, Amerikan aksanıyla konuşmak istiyorsanız ,

an American accent.

Amerikan aksanıyla konuşma alıştırması yapın derim.

I have an American accent, so if you want to practice speaking, you can try to, uh,

Amerikan aksanım var, bu yüzden konuşma pratiği yapmak istiyorsan,

practice speaking like me, if you want to.

benim gibi konuşma pratiği yapabilirsin, eğer istersen.

If you want to get some ideas about American accents, uh, you can check the English Topics

Amerikan aksanı hakkında biraz fikir edinmek istiyorsanız , bu kanaldaki English Topics serisine göz atabilirsiniz

series on this channel, where you can see Michael, uh Davey, and of course me, talking

, burada Michael, uh Davey ve tabii ki beni

in English, but in a more casual setting, so you can get an idea of how our accents

İngilizce konuşurken görebilirsiniz, ama daha rahat bir ortamda. aksanlarımızın günlük konuşmalarda nasıl ses çıkardığına dair bir fikir edinebilirsiniz

sound in everyday conversations.

.

So if you want to see what an American accent sounds like and use that as a way to practice

Dolayısıyla, bir Amerikan aksanının kulağa nasıl geldiğini görmek ve bunu konuşma pratiği yapmak için kullanmak istiyorsanız

your speech, you can check that out, for sure.

, kesinlikle buna bir göz atabilirsiniz. Bu haftaki

Those are all the questions that I have for this week!

tüm sorularım bunlar !

Thank you, as always, for sending your questions.

Her zamanki gibi sorularınızı gönderdiğiniz için teşekkür ederiz.

Remember to send them to me at EnglishClass101.com/ask-alisha.

EnglishClass101.com/ask-alisha adresinden bana göndermeyi unutmayın.

Of course, if you liked the video, don't forget to give it a thumbs up, subscribe to our channel,

Tabii ki videoyu beğendiyseniz, beğenmeyi, kanalımıza abone olmayı

and check us out at EnglishClass101.com for some other things that can help you with your

ve İngilizce çalışmalarınızda size yardımcı olabilecek diğer bazı şeyler için EnglishClass101.com'da bize göz atmayı unutmayın

English studies.

. Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this week's episode of Ask Alisha, and I will see you

bu haftaki bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler ,

again next week. Bye!

haftaya tekrar görüşürüz. Hoşçakal!