English Topics - English you say without thinking

Alisha: Hi, everybody! Welcome back! I'm joined today again in the studio by…

Alisha: Herkese merhaba! Tekrar hoşgeldiniz! Bugün yine stüdyoda bana katılan...

Michael: Michael. Hey, everybody!

Michael: Michael. Hey millet!

Alisha: And today we're going to be talking about our favorite English that we use without

Alisha: Ve bugün, üzerinde düşünmeden kullandığımız en sevdiğimiz İngilizce hakkında konuşacağız

even thinking about it, so these are things that we just say, we say just so often they

, yani bunlar sadece söylediğimiz şeyler, o kadar sık ​​söylüyoruz ki bunlar

come really really naturally to us. So they might be kind of helpful for you to hear about

bize gerçekten çok doğal geliyor. Bu yüzden,

some of the things that we like to say. So I guess I'll start us off for this one. The

söylemekten hoşlandığımız bazı şeyleri duymanız için size yardımcı olabilirler. Bu yüzden sanırım bunun için bizi başlatacağım.

first one that I've picked, I think I think I picked really simple phrases this time around.

İlkini seçtim, sanırım bu sefer çok basit ifadeler seçtim.

The first one that I've chosen is the phrase I know. I know. I like to use this to agree

Seçtiğim ilk ifade, bildiğim ifadedir. Biliyorum. Bunu arkadaşlarımla aynı fikirde olmak için kullanmayı

with my friends a lot, so if my friend gives me some some kind of interesting information,

çok seviyorum, bu yüzden arkadaşım bana bazı ilginç bilgiler verirse,

I go "I know" or "I know!" Something just to show that I'm listening to them, and that

"Biliyorum" veya "Biliyorum!" Sırf onları dinlediğimi ve aynı

I agree, it doesn't necessarily mean that I'm already, I don't know, like, like I've

fikirde olduğumu gösteren bir şey, bu benim zaten, bilmiyorum,

learned the information or something like that it's it's an agreement phrase that I

bilgiyi öğrendiğim gibi ya da onun gibi bir şey olduğum anlamına gelmez.

like to use with my friends. it's just something that, yeah.

arkadaşlarımla kullanmayı sevdiğim bir anlaşma cümlesi. bu sadece bir şey , evet.

Michael: Yeah yeah that's this funny you said that because before you explain like the tone

Michael: Evet, evet, bunu söylemen çok komik çünkü sen tonunu açıklamadan

and gave an example of how you say it, I thought of it on the opposite side. To me, it sounded

ve bunu nasıl söylediğine dair bir örnek vermeden önce, ben bunu ters yönden düşündüm. Bana,

like a kid who's like I know, I know, mom. I'm giving them like you need to do this and

biliyorum, biliyorum, anne diyen bir çocuk gibi geldi. Onlara şunu yapman gerekiyormuş gibi veriyorum

this and this I know, I know, you know, I'm trying to think, I mean these are gender roles,

ve bunu biliyorum, biliyorum, biliyorsun, düşünmeye çalışıyorum, yani bunlar cinsiyet rolleri, nasıl

you can say i thowever you want but I'm trying to think I know yeah hmm I don't know I've

istersen öyle diyebilirsin ama deniyorum bildiğimi düşünmek evet hmm bilmiyorum

ever said it like that.

daha önce böyle söyledim.

Alisha: Really? Oh, maybe it is a gender thing maybe it's more common among women than it

Alisha: Gerçekten mi? Oh, belki cinsiyet meselesi belki de kadınlar arasında olduğundan daha yaygın

is among them but I feel like it maybe it's just in a movie or maybe it's because it where

ama bence sadece bir filmde ya da belki de benim memleketim olduğu için

I'm from that people will say like if you watch the last video for example dude I know

insanlar sonuncuyu izlersen beğen diyecekler. video örneğin

that kind of yeah but that your point about kids saying that, it's so funny, like when

ahbap, bunun bir türünü biliyorum ama çocukların bunu söylemesiyle ilgili düşüncen, çok komik, örneğin başınız

you get in trouble, I know, I know. saying it like that it has a different meaning. it's

belaya girdiğinde, biliyorum, biliyorum. böyle söylemenin farklı bir anlamı var. bu

another exercise in intonation, maybe this word I know but this phrase really okay cool

başka bir tonlama alıştırması, belki bu kelimeyi biliyorum ama bu cümle gerçekten iyi, bu

so there's one what's your what's your first one?

yüzden bir tane var, senin ilkin ne ?

Michael: So my first word is not really a word, it spelled a couple different ways,

Michael: Yani ilk kelimem gerçekten bir kelime değil, birkaç farklı şekilde hecelendi, bu

it's Pshhh… So this is something I didn't realize that I do a lot or say a lot or whatever

Pşşşş... Yani bu, çok yaptığımın veya çok söylediğimin ya da her neyse fark etmediğim bir şey

but it's a sound that English speakers make that shows disapproval. so I don't know, like,

ama bu İngilizce konuşanların çıkardığı bir ses. bu onaylamadığını gösterir. yani bilmiyorum, mesela,

okay, for example, the kid who's talking to a parent and then the parent says you know

tamam, örneğin, ebeveyniyle konuşan çocuk ve sonra ebeveyn

you need to do your homework, and I know, I know, but no seriously you need to get into

ödevini yapman gerektiğini bildiğini söylüyor ve biliyorum, biliyorum ama ciddi bir şekilde içine girmen gerekmiyor

a good… Pshhh! Mom, whatever! yes it may be the same as, like, whatever.

iyi bir… Pşşşş! Anne, her neyse! evet, her neyse, aynısı olabilir.

Alisha: Yep! she's good there are a lot of variations on Pshhh never whatever you don't

Alisha: Evet! o iyi Pşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşştenin bir çok varyasyonu var asla

want to hear what the other person is saying, you can use she or I seen another one that

diğer kişinin ne dediğini duymak istemezsin onu kullanabilirsin ya da ben kullanmayı sevdiğim başka bir tane gördüm

I like to use pffffft, that one's harder to say though it's not so natural. I think Pshhh

pffffft bunu söylemesi daha zor ama öyle değil çok doğal. Bence Pshhh

good, any any sort of PP kind of sound him that just any sort of just nonsensical phrase

iyi, herhangi bir PP türü ona ses veriyor, bunun gibi söylenen herhangi bir tür saçma sapan cümle, ne söylediğini

said like that means I don't want to listen to what you're saying. yeah, that's a great

dinlemek istemediğim anlamına geliyor . evet, bu harika bir

one. that's a great one! I use that all the time, too!

şey. bu harika bir şey! Ben de bunu her zaman kullanırım!

Michael: I wish, I wish I didn't use it as much as I did, but, yeah, I suppose so.

Michael: Keşke, keşke eskisi kadar kullanmasaydım, ama evet, sanırım öyle.

Alisha: I see what you mean okay all right uh well onward I guess my next word is anyway.

Alisha: Ne demek istediğini anlıyorum tamam pekala bundan sonra sanırım bir sonraki sözüm neyse.

Anyway, I like to use to transition between two things to transition between ideas. I

Her neyse, fikirler arasında geçiş yapmak için iki şey arasında geçiş yapmayı seviyorum.

also like to use it when I'm I've been talking for way too long and I need to make an exit

Ayrıca çok uzun süredir konuştuğumda ve konuşmadan çıkmam gerektiğinde de kullanmayı seviyorum

from the conversation. usually, I use anyway with kind of a dot-dot-dot feeling anyway,

. genellikle nokta-nokta-nokta hissi ile yine de kullanırım

and I don't finish any, I don't finish saying anything after that. it's just sort of is

ve hiçbirini bitirmem, ondan sonra hiçbir şey söylemeyi bitirmem. bu

my just a little slide out of it out of the conversation.

sadece benim konuşmadan küçük bir kaymam .

Michael: Anyway… Anyway, so I use this word a lot, actually. I'm glad you said that, actually

Michael: Neyse... Her neyse, aslında bu kelimeyi çok kullanıyorum. Bunu söylediğine sevindim, aslında

some of my students asked me, they said, you know, what are some good words that connect

öğrencilerimden bazıları bana sordular, bilirsin, fikirlerle bağlantı kuran bazı güzel kelimeler nelerdir dediler

to ideas or something like that, like a beginning you know like first, second, these kinds of

ya da bunun gibi bir şey, bildiğiniz bir başlangıç gibi birinci, ikinci gibi, bu tür

words, and I never noticed this before it actually relates to this question, that a

kelimeler , ve bunu aslında bu soruyla ilgili olana kadar hiç fark etmemiştim,

lot of the things that you look up that are transition words, we don't ever use in speech,

baktığınız birçok şey geçiş sözcükleri, konuşmada hiç kullanmıyoruz,

it doesn't sound natural but you have to use synonyms, you have to switch it up if you're

kulağa doğal gelmiyor ama eşanlamlıları kullanmanız gerekiyor , yazıyorsan değiştirmelisin

writing. Speaking, I say anyway almost every their sentence, maybe I do it too much, well,

. Konuşurken, zaten hemen hemen her cümlesini söylüyorum, belki çok fazla yapıyorum, şey,

not that much but a lot a lot I realized even typing, even business emails, I say it all

o kadar değil ama çok şey yazarken bile fark ettim , hatta iş e-postaları bile, bunu her

of the time like it's kind of like well, yeah, anyway. Maybe because I go on tangents a lot,

zaman sanki iyiymiş gibi söylüyorum. evet, her neyse. Belki de teğetlere çok gittiğim için,

so for me I use it not not as much as the anyway dot dot dot, I usually do the anyway

bu yüzden benim için onu yine de nokta nokta nokta kadar kullanmıyorum, genellikle yine de

back to what I was saying blah blah blah.

falan filan dediğim şeye geri dönüyorum.

Alisha: that's a good point about it being used for transitions so a lot of my students

Alisha: Bu, geçişler için kullanılmasıyla ilgili iyi bir nokta, bu yüzden öğrencilerimin çoğu, konuşmalarında geçiş yapmak için

are the same way they'll pick like a really really formal almost business-y term to use

gerçekten çok resmi, neredeyse ticari bir terim seçecekleri gibi

to transition in their speech and doesn't really sound so natural, but something like

ve kulağa pek de öyle gelmiyor. doğal, ama yine de gibi bir şey

anyway or like you said well, or so, it's much better to use in conversation I think

ya da senin iyi dediğin gibi ya da öyle, konuşmada kullanmak çok daha iyi bence

cool okay. Anyway.

havalı tamam. Her neyse.

Michael: Anyway. Seriously. So seriously this is another one always the intonation, this

Michael: Her neyse. Cidden. Yani cidden bu başka bir tonlama her zaman tonlama, bu bizim

is this is our our thing is intonation, I guess, but seriously can be said in a lot

işimiz bu tonlama sanırım ama cidden çok

of different ways. For me, maybe the most common is the same as when you say really?

farklı şekillerde söylenebilir. Benim için belki de en yaygın olanı gerçekten dediğin zaman ile aynıdır?

Just kind of like seriously? Okay, like, did that actually happen no way really yeah anytime

Sadece ciddi gibi mi? Tamam, bu gerçekten olmadı mı, gerçekten evet, ne zaman böyle

you anytime you go up like that it's just it's a rhetorical question, you don't actually

yukarı çıkarsan, bu sadece retorik bir soru, aslında vay canına

want an answer just like wow, same thing as wow. And then there's also the when someone

, vay ile aynı şey gibi bir cevap istemiyorsun . Ve ayrıca birisi

does something stupid and you just look and seriously? You know, but that's less common,

aptalca bir şey yaptığında ve sen sadece ciddi ciddi bakıyorsun? Bilirsiniz, ama bu daha az yaygın,

that's you know kind of ...

bilirsiniz işte...

Alisha: Really?

Alisha: Gerçekten mi?

Michael: Seriously?

Michael: Cidden mi?

Alisha: no, really! I mean I I use it the way that you just described it to do just

Alisha: hayır, gerçekten! Demek istediğim, onu az önce tanımladığınız şekilde kullanıyorum, sadece

to like if I see I don't know somebody who is walking on the street in front of me and

önümde sokakta yürüyen birini tanımadığımı görürsem ve

maybe they stop and they don't have any consideration for the people behind them on the street,

belki dururlar ve hiçbir şey düşünmezler. Sokakta arkalarında insanlar,

I might go seriously?

ciddi gidebilir miyim?

Michael: Oh! you're right, you're right, you're right!

Micheal: Ah! haklısın, haklısın, haklısın!

Alisha: Like, oh! Is this really happening? Did you just make this decision? I, so, I,

Alisha: Mesela, oh! Bu gerçekten oluyor mu? Bu kararı yeni mi aldın? Ben, yani, ben,

maybe, I use it when I'm talking to myself more not so much, I don't necessarily. Yeah,

belki, kendimle konuşurken kullanıyorum daha çok değil, ille de kullanmıyorum. Evet,

those are fighting words.

bunlar kavgacı kelimeler.

Michael: Yeah, those are fighting words, so no, you're right, I think maybe driving, the

Michael: Evet, bunlar savaşan kelimeler, yani hayır, haklısın, sanırım araba kullanmak,

same thing, yeah. Seriously? Or I mean, are you are you kidding me? Well, I don't want

aynı şey, evet. Cidden? Ya da benimle dalga mı geçiyorsun? Pekala,

to say the bad version of it, but this is what I'm thinking I'm driving like are you

bunun kötü versiyonunu söylemek istemiyorum, ama düşündüğüm şey bu,

kidding me seriously you're right you're right but it's usually to yourself because otherwise,

benimle dalga mı geçiyorsun, haklısın haklısın ama bu genellikle kendi kendine çünkü aksi halde,

it's pretty aggressive

oldukça agresif

Alisha: That's true, yes, don't say it to the other person. But, yeah, you're right,

Alisha: Bu doğru, evet, bunu diğer kişiye söyleme. Ama evet, haklısın,

in terms of when you're talking to your friends and you want to ask, did that really happen

arkadaşlarınla ​​konuşurken bu gerçekten başına geldi mi diye sormak istiyorsun.

to you? Seriously? Yeah, it's super useful. Okay, my turn? Okay, last one for me. My last

Cidden? Evet, çok kullanışlı. Tamam, sıra bende mi? Tamam, benim için sonuncusu.

one is when I use all the time in a number of situations, I've chosen: I don't know.

Sonuncusu, bir dizi durumda her zaman kullandığımda , seçtim: Bilmiyorum.

This is great for, of course, when you don't know the answer to something but I think when

Bu, elbette, bir şeyin cevabını bilmediğin zamanlar için harika ama bence

you don't know the answer to something like you know math question or whatever, it's better

matematik sorusu biliyorsun gibi bir şeyin cevabını bilmediğinde,

to say I don't know but when you use the the contracted, dunno. Form of don't know, it

bilmiyorum demek daha iyi ama ne zaman Sözleşmeli olanı kullanıyorsun , bilmiyorum. Bilmiyorum şeklinde,

just shows kind of that you're, it's not a serious issue, it's not something you need

sadece öyle olduğunu gösteriyor, bu ciddi bir sorun değil, fazla ilgilenmeni gerektirecek bir şey değil,

your overly concerned with, I don't know, I don't have an answer, I don't have an idea,

bilmiyorum, bir cevabım yok, yok' Bir fikrim yok, ne

it's kind of like saying you know what do you think or just this is all I've got, you

düşündüğünü bildiğini söylemek gibi bir şey ya da sahip olduğum tek şey bu,

know. So I don't know, do you use it?

bilirsin. Yani bilmiyorum, kullanıyor musun?

Michael: No, that’s, that's a really good one. The same thing is anyway, I type this

Michael: Hayır, bu gerçekten iyi bir soru. Aynı şey zaten, ben bunu

a lot I say well I say idk, which is the acronym for it. I would never say IDK out loud, don't

çok yazarım iyi diyorum idk diyorum kısaltması da budur . IDK'yı asla yüksek sesle söylemem,

say IDK, that sounds kind of stupid, I'm sorry, in my opinion. But you say I don't know. I

IDK deme, bu biraz aptalca geliyor, bence üzgünüm. Ama bilmiyorum diyorsun.

don't know, I don't know. I say that all the time because I think it's it's just a nice

Bilmiyorum, bilmiyorum. Bunu her zaman söylüyorum çünkü bence bu

way to be humble, really, because maybe you do know or you think you know, but it's a

alçakgönüllü olmanın güzel bir yolu, gerçekten, çünkü belki biliyorsun ya da bildiğini sanıyorsun, ama

nice way to be like I'm not sure, you know, what do you think? it's a nice thing, it tones

emin değilim gibi olmanın güzel bir yolu, bilirsin, ne sence? Bu güzel bir şey, ses

down your tone, you don't sound as authoritative as aggressive you say. I don't know what do

tonunuzu yumuşatıyor, söylediğiniz kadar otoriter değilsiniz.

you want to eat Chinese food tonight? yeah I mean I don't know we can we can eat whatever

Bu akşam ne Çin yemeği yemek istersin bilmiyorum? evet yani bilmiyorum ne

you want what do you think?

istersen yiyebiliriz ne dersin?

Alisha: Yeah, it's like a really nice soften or like that if you want to introduce you

Alisha: Evet, gerçekten güzel bir yumuşama gibi ya da bunun gibi, bildiğinizi

know like an offer, if you have an idea about something but you're not sure how the other

bir teklif gibi tanıtmak istiyorsanız, bir şey hakkında bir fikriniz varsa ama diğer kişinin nasıl hissettiğinden emin değilseniz

person feels, you can just say I don't know, what do you want to do? I don't know what

, sadece bilmiyorum diyebilirsiniz. Bilmiyorum, ne yapmak istiyorsun? Ne

do you want to do?

yapmak istiyorsun bilmiyorum?

Michael: But that's usually the thing that I don't know what do you want to do? I don't

Michael: Ama bu genellikle bilmediğim bir şey, ne yapmak istiyorsun?

know what do you want to do okay just make a decision, we're gonna go to youtube, and

Ne yapmak istediğini bilmiyorum, tamam, sadece bir karar ver, youtube'a gireceğiz ve

we're gonna watch some videos in EnglishClass101.

EnglishClass101'de bazı videolar izleyeceğiz.

Alisha: Wow nice! Anyway... Okay, so that's some English that we use without thinking

Alisha: Vay canına! Her neyse... Pekala, bu her zaman düşünmeden kullandığımız bir tür İngilizce

about it all the time. I think that they're pretty useful phrases and they're a little

. Bence oldukça kullanışlı ifadeler ve

bit fun, too. If you have some English that you like to use from time to time, or that

biraz da eğlenceliler. Ara sıra kullanmaktan hoşlandığın veya

you just find comes out of your mouth without thinking about it, please leave us a comment

düşünmeden ağzından çıkan bir İngilizcen varsa , lütfen bize bir yorum bırak

and let us know what it is, and...

ve ne olduğunu bize bildir ve...

Michael: Yeah, so also, this is this is a tough one because if you use it without thinking

Michael: Evet , ayrıca, bu zor bir soru çünkü düşünmeden kullanırsanız

about it, it's hard for us to realize what those words are, so if there are any words

, bu kelimelerin ne olduğunu anlamamız bizim için zor , bu yüzden

you hear English people say and you're curious, also leave that in a comment anyway you can,

İngilizlerin söylediğini duyduğunuz ve merak ettiğiniz herhangi bir kelime varsa, ayrıca Bunu bir yorumda bırakın,

and anyway I think that's that's about all we have, anything else?

yine de, her neyse, elimizdeki tek şey bu, başka bir şey var mı?

Alisha: I think that's all! So give them a try and we will see you again next time when

Alisha: Sanırım hepsi bu kadar! Bu yüzden onları bir deneyin ve bir dahaki sefere

we have more fun stuff to talk about. Thank you. Bye!

konuşacak daha eğlenceli şeylerimiz olduğunda tekrar görüşürüz. Teşekkür ederim. Hoşçakal!