How to Use TO NOT and NOT TO? Basic English Grammar | Ask Alisha

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

Episode 20, start.

20. bölüm, başla.

Hi, everybody.

Selam millet. Bana sorular sorduğun ve belki de cevapladığım

Welcome back to Ask Alisha, the weekly series where you ask me questions and I answer them,

haftalık dizi Alisha'ya Sor'a tekrar hoş geldin

maybe.

First question this week comes from Dave.

.

Bu haftaki ilk soru Dave'den geliyor.

Hi, Dave.

Merhaba Dave.

“Some people use ‘lol’ on the internet.

“Bazı insanlar internette 'lol' kullanıyor.

What does it mean?”

Bu ne anlama geliyor?"

Yeah, ‘lol’ can mean laugh out loud or lots of laughs.

Evet, 'lol' yüksek sesle gülmek veya bolca gülmek anlamına gelebilir.

I've heard both.

İkisini de duydum.

But, either way, we use this expression to quickly explain we thought something was funny,

Ama her iki şekilde de, bir şeyin komik olduğunu düşündüğümüzü hızlı bir şekilde açıklamak için bu ifadeyi kullanırız,

“lol.”

"lol."

Next question comes from Havel.

Sıradaki soru Havel'den geliyor.

Hi, Havel.

Merhaba Havel.

Havel says, “Hey, Alisha.

Havel, "Selam Alisha.

Please tell us about the difference between ‘to not’ and ‘not to’ As in, ‘I

Lütfen bize "yapmamak" ile "yapmamak" arasındaki farkı anlatın. Örneğin, "

want to not’ and ‘I want not,’ for example.”

istemiyorum" ve "istemiyorum" gibi.

Uh, yeah.

Oh evet.

So, with these, there's not really a difference between these.

Yani, bunlarla, bunlar arasında gerçekten bir fark yok .

Like, “I want not to” and “I want to not do something.”

"Yapmamak istiyorum" ve " Bir şey yapmamak istiyorum" gibi.

Both of these are casual ways of explaining a negative in speech.

Bunların her ikisi de konuşmada bir olumsuzluğu açıklamanın gelişigüzel yollarıdır.

The correct sentence would be, “I don't want to do something,” but native speakers

Doğru cümle, " Bir şey yapmak istemiyorum" olacaktır, ancak ana dili İngilizce olan kişiler

sometimes like to kind of play with grammar a little bit, that's one reason they might

bazen gramerle biraz oynamayı severler ,

use this pattern, either of these patterns really.

bu kalıbı, bu kalıplardan herhangi birini gerçekten kullanmalarının bir nedeni budur.

Also, sometimes we start a sentence and we make it positive like, “I want to…”

Ayrıca, bazen bir cümleye başlarız ve “istiyorum…” gibi olumlu hale getiririz

and then, we realize part of the way into the sentence, “Oh, wait.

ve sonra cümlenin bir kısmını “Oh, bekle.

I want to express something negative.”

Olumsuz bir şey ifade etmek istiyorum.”

So, we change it to “to not” or “not to” So, “I want not to blah, blah, blah,”

Yani, bunu "yapmamak" ya da "yapmamak" olarak değiştiriyoruz

or “I want to not blah, blah, blah.”

.

Both are okay but just keep in mind that we use that “I want not to” or “I want

Her ikisi de iyidir, ancak gündelik durumlarda "istemiyorum" veya "

to not blah, blah, blah,” in casual situations.

istemiyorum falan, falan, falan" kullandığımızı unutmayın.

We don't generally use these in formal situations.

Bunları genellikle resmi durumlarda kullanmayız.

Instead, we use, “I don't want to blah, blah, blah.”

Bunun yerine, "I don't want to blah, blah, blah" kullanırız.

“I want to not get in trouble,” “I want not to get in trouble.”

"Başımı belaya sokmak istemiyorum", "Başımı belaya sokmak istemiyorum."

The correct sentence here would be “I don't want to get in trouble.”

Buradaki doğru cümle “Başımı belaya sokmak istemiyorum” olacaktır.

But, you'll hear native speakers do this for a number of reasons so there's not really

Ancak, ana dilini konuşanların bunu birkaç nedenden dolayı yaptığını duyacaksınız, bu nedenle

a difference between these two.

bu ikisi arasında gerçekten bir fark yoktur.

But, you will hear both of those used by native speakers.

Ancak, ana dili İngilizce olan kişiler tarafından kullanılanların ikisini de duyacaksınız .

I hope that helps.

Umarım bu yardımcı olur.

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Next question comes from Sagrid Karakilar.

Sıradaki soru Sagrid Karakılar'dan geliyor.

I am sorry.

Üzgünüm.

“Hi, Alisha.

"Merhaba Alişa. "Yine de"

Can I use ‘though’ instead of ‘nevertheless?’

yerine "yine de" kullanabilir miyim?

It looks as if their meanings are the same.”

Anlamları aynı gibi görünüyor."

Thank you.

Teşekkür ederim.

This is a great question.

Bu harika bir soru.

“Though” and “nevertheless,” yes, while they do have similar meanings sometimes,

"Gerçi" ve "yine de" evet, bazen benzer anlamlara sahip olsalar da,

they have different grammatical functions.

farklı gramer işlevlerine sahiptirler.

So, “nevertheless” means in spite of the thing that was said before or despite the

Yani “yine de”, daha önce söylenen şeye rağmen veya

prior thing.

önceki şeye rağmen anlamına gelir.

“Nevertheless” is used only as an adverb.

“Yine de” sadece zarf olarak kullanılır.

“Though,” however, can be used as an adverb, yes, but it can also be used as a conjunction.

"Though" ancak zarf olarak kullanılabilir, evet ama bağlaç olarak da kullanılabilir.

“Though” can also mean “nevertheless” or “in spite of,” however, it also sometimes

"Gerçi", "yine de" veya "rağmen" anlamına da gelebilir, ancak bazen

just has the meaning of “but.”

sadece "ama" anlamına da gelir.

“Though I almost ran out of time, I finished the test with a perfect score.”

"Neredeyse sürem dolmasına rağmen, testi mükemmel bir puanla bitirdim."

“He told me he would call at 8:00.

"Saat 8'de arayacağını söyledi.

Though, it's 8:15 and I haven't heard from him.”

Yine de saat 8:15 ve ondan haber almadım .

“I almost ran out of time.

“Zamanım neredeyse tükeniyordu.

Nevertheless, I finished the test with a perfect score.”

Yine de testi mükemmel bir puanla bitirdim .”

“Her proposal was rejected.

"Teklifi reddedildi.

Nevertheless, she continued with her research.”

Yine de araştırmasına devam etti.” Yine de,

Hope that that helps answer your question, though.

bunun sorunuzu yanıtlamaya yardımcı olacağını umuyoruz .

Thanks for the question.

Soru için teşekkürler.

Awesome one.

Harika bir tane.

Next question comes from Marcus Cordia.

Sıradaki soru Marcus Cordia'dan geliyor.

Hi, Marcos.

Merhaba, Marcos.

Marcos says, “Alisha, help!”

Marcos, "Alisha, yardım et!"

Well, here it comes.

İşte geliyor.

“Do the words ‘weather’ and ‘whether’ have the same pronunciation?

"'Weather' ve 'w' kelimeleri aynı telaffuza mı sahip?

And, does ‘whether’ have the same sense of ‘if?’

Ve "eğer" ile aynı anlama sahip mi ?

Could you use it in some examples?

Bunu bazı örneklerde kullanabilir misiniz?

Please, reply.”

Lütfen cevap verin."

Yes, you're correct.

Evet, haklısın.

Thanks, Marcos.

Teşekkürler.

“Weather,” as in like clouds, sunlight, rain, snow, wind.

"Hava durumu" bulutlar, güneş ışığı, yağmur, kar, rüzgar gibi.

“Weather” and “whether,” W-H-E-T-H-E-R, they have the same pronunciation, yes.

"Weather" ve "ww," W-H-E-T-H-E-R aynı telaffuza sahipler, evet.

And the W-H form does contain the meaning of “if,” as in, “whether or not something.”

Ve W-H formu, " bir şey olsun ya da olmasın" gibi "eğer" anlamını içerir.

So, native speakers will often say, “Whether or not” but we can reduce this to “if.”

Bu nedenle, anadili İngilizce olan kişiler genellikle "Olsun ya da olmasın" derler ama bunu "eğer"e indirgeyebiliriz.

Some examples, “He hasn't decided whether or not he's coming to dinner.”

Bazı örnekler, “ Akşam yemeğine gelip gelmeyeceğine karar vermemiş.”

“I don't know whether or not I'm going to travel this summer.”

“ Bu yaz seyahat edip etmeyeceğimi bilmiyorum.”

“Do you know whether or not your parents are at home?”

"Ailenin evde olup olmadığını biliyor musun ?"

In each of these sentences, we could change “whether or not” to “if.”

Bu cümlelerin her birinde, "olsun ya da olmasın" ifadesini "eğer" olarak değiştirebiliriz.

I hope that that answers your question, Marcos.

Umarım bu, sorunuzu yanıtlar, Marcos.

Thanks.

Teşekkürler.

Next question!

Sonraki soru!

Next question comes from Kisavah.

Sıradaki soru Kisavah'tan geliyor.

Hi, again.

Tekrar merhaba.

Kisavah says, “What's the difference between ‘bored with’ and ‘bored by?’”

Kisavah, " 'sıkılmak' ile 'sıkılmak' arasındaki fark nedir?' diyor.

Great question.

Harika bir soru.

There's no difference, actually.

Aslında hiçbir fark yok.

“Bored with” and “bored by,” also, we use “bored of.”

"Bored with" ve "bored by", aynı zamanda "bıkkın" ifadesini de kullanırız.

These are all used in the same way to explain something that causes us to feel bored.

Bunların hepsi, sıkılmamıza neden olan bir şeyi açıklamak için aynı şekilde kullanılır .

“I'm so bored by this lesson.”

"Bu dersten çok sıkıldım."

“I'm so bored with this textbook.”

“Bu ders kitabından çok sıkıldım.”

“I'm so bored of you.”

"Senden çok sıkıldım."

So, we can use all of these in the same way.

Yani hepsini aynı şekilde kullanabiliriz.

You might find that some people have personal preferences for which one they choose to use,

Bazı kişilerin kullanmayı seçtikleri kişisel tercihleri ​​olduğunu görebilirsiniz,

but we use them all in the same way.

ancak biz hepsini aynı şekilde kullanıyoruz.

Nice question though.

Yine de güzel soru.

Next question comes from Paul.

Sıradaki soru Paul'den geliyor.

Hi, Paul.

Merhaba Paul.

“’Let me ask a question’ or ‘Lemme ask a question,’ which is the correct sentence?”

“'Bir soru sorayım' veya ' Bir soru sorayım', hangisi doğru cümle?”

Both of these are actually correct.

Bunların ikisi de aslında doğrudur.

“Lemme” is the reduced form of “let me.”

"Lemme", "izin ver"in indirgenmiş biçimidir.

We use this in more casual situations.

Bunu daha gündelik durumlarda kullanırız.

“Let me ask a question,” is fine too.

"Bir soru sorayım" da iyidir.

It just sounds more formal.

Kulağa daha resmi geliyor.

And, when we reduce the sounds, actually, it sounds a little more natural.

Ve sesleri azalttığımızda aslında kulağa biraz daha doğal geliyor.

So, “Let me ask you a question,” “Lemme ask you a question,” that's fine to use

Yani, "Sana bir soru sormama izin ver", "Sana bir soru sormama izin ver," konuşmada kullanmak güzel

in speech.

.

In writing, however, L-E-M-M-E looks very casual so we typically don't use that in formal

Bununla birlikte, yazarken, L-E-M-M-E çok rahat görünür, bu yüzden onu genellikle resmi yazıda kullanmayız

writing.

.

But, both of them are actually correct.

Ama aslında ikisi de doğru.

Okay, so, those are all the questions that I want to answer for this week.

Pekâlâ, bu hafta cevaplamak istediğim sorular bunlar. Her zamanki gibi

Thank you so much for sending your questions, as always.

sorularınızı gönderdiğiniz için çok teşekkür ederiz .

Remember, you can send your questions to me at EnglishClass101.com/ask-alisha.

Unutmayın, sorularınızı bana EnglishClass101.com/ask-alisha adresinden gönderebilirsiniz.

If you liked the video, please make sure to give us a thumbs up, subscribe to the channel

Videoyu beğendiyseniz, lütfen bize bir başparmak verin, kanala abone olun

and check us out at EnglishClass101.com for other good English study tools.

ve diğer iyi İngilizce çalışma araçları için EnglishClass101.com'da bize göz atın. Alisha'ya Sor'un

Thanks very much for watching this episode of Ask Alisha and I will see you again next week.

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler, haftaya tekrar görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.