Wednesdays with Bob #50: Why Was There No English Lesson Video Yesterday?

Well, hello, and welcome

Pekala, merhaba ve

to Wednesdays with Bob, number 50.

50 numara Bob ile Çarşamba günlerine hoş geldiniz.

Remember, if you need word for word English subtitles,

Unutmayın, kelimesi kelimesine İngilizce altyazıya ihtiyacınız varsa,

you can turn them on,

onları açabilirsiniz

and there is a complete English transcript

ve ihtiyacınız olursa açıklamada eksiksiz bir İngilizce transkript vardır

in the description if you need it.

. Bugün bahsetmek

So there's a few things I wanted to talk about today.

istediğim birkaç şey var .

First of all, I wanted to mention

Öncelikle belirtmek isterim ki

I'm publishing this video for everybody.

bu videoyu herkes için yayınlıyorum.

Normally the Wednesdays with Bob videos

Normalde Çarşamba günleri Bob ile videolar

are for members only, but I thought today,

sadece üyeler içindir, ama bugün düşündüm ki, dün

I should publish this for everybody

just so that I can give you an update

about why I didn't make an English lesson video yesterday.

neden bir İngilizce ders videosu çekmediğim konusunda size bir güncelleme yapabilmek için bunu herkes için yayınlamalıyım.

Some of you might have noticed that Tuesday came and went

Bazılarınız Salı'nın gelip geçtiğini

and there was no new English lesson from me.

ve benden yeni İngilizce dersi gelmediğini fark etmiş olabilir.

So I thought I should give you an update.

Bu yüzden size bir güncelleme vermem gerektiğini düşündüm.

There's really no good reason, okay.

Gerçekten iyi bir sebep yok, tamam mı?

There's no incredibly serious reason

why (chuckles) there was no video yesterday.

(kıkırdar) Dün video olmamasının inanılmaz derecede ciddi bir nedeni yok. Hafta sonu

I just had a lot on my plate over the weekend.

tabağımda çok şey vardı .

I had a lot on my to-do list.

Yapılacaklar listemde çok şey vardı.

I had a lot on the go.

Yolda çok şeyim vardı.

I was very, very busy.

Çok, çok meşguldüm.

And then on Monday I just didn't have very much energy.

Ve sonra Pazartesi günü çok fazla enerjim yoktu.

I was feeling a little bit under the weather.

Havanın biraz altında hissediyordum.

I wasn't sick.

hasta değildim

I just didn't have a lot of gumption,

Çok fazla cesaretim yoktu,

we sometimes say in English.

bazen İngilizce deriz.

So I started working on a video.

Böylece bir video üzerinde çalışmaya başladım.

I started working on an English lesson,

Bir İngilizce dersi üzerinde çalışmaya başladım

and it just wasn't coming together.

ve bir türlü bir araya gelmiyordu.

It just wasn't working.

Sadece çalışmıyordu.

I had trouble putting (chuckles) my words together

Sözlerimi bir araya getirmekte zorlandım (kıkırdar)

and the lesson just wasn't turning into something

ve ders

that I was proud of and wanted to put on the internet,

gurur duyduğum ve internete koymak istediğim bir şeye dönüşmüyordu ki

which is odd for me, because generally (chuckles)

bu benim için tuhaf çünkü genellikle (kıkırdar)

I kick out an English lesson every Tuesday, like clockwork.

bir İngilizce dersi atarım her salı, saat gibi.

By the way, if you've noticed, these aren't English lessons,

Bu arada, fark ettiyseniz, bunlar İngilizce dersleri değil,

but I usually plan to use and do use

ama genellikle bu Çarşamba günleri Bob

a lot of little phrases in these Wednesdays with Bob videos

videolarında pek çok küçük cümle kullanmayı planlıyorum ve kullanıyorum,

so that you can kind of learn new ways to express yourself.

böylece kendinizi ifade etmenin yeni yollarını öğrenebileceksiniz.

So I've already used probably six or seven of them.

Bu yüzden zaten muhtemelen altı veya yedi tanesini kullandım. Her

So anyways, Wednes-, sorry, Monday,

neyse, Çarşamba-, üzgünüm, Pazartesi,

normally I make an English lesson.

normalde İngilizce dersi yaparım.

I was feeling a little bit under the weather.

Havanın biraz altında hissediyordum.

I wasn't feeling down, like I wasn't feeling sad

Üzgün ​​hissetmiyormuşum gibi

or anything like that.

But I was wondering if I was starting to get sick,

ya da buna benzer bir şey hissetmiyordum.

Ama hastalanmaya başlayıp başlamadığımı merak ediyordum

and (chuckles) I was a little bit worried.

ve (kıkırdar) biraz endişelendim.

I actually have not been sick

Aslında COVID'in ortalıkta olduğu

for the entire time that COVID has been around.

tüm süre boyunca hasta olmadım .

I think I've been sick once, like with a cold or flu.

Sanırım bir kez hastalandım, nezle veya grip gibi.

So I thought to myself, you know what,

Ben de kendi kendime düşündüm, biliyor musun,

I'll work on the video on Tuesday.

salı günü video üzerinde çalışacağım.

And then Tuesday came and went.

Ve sonra Salı geldi ve gitti.

There's another little phrase for you.

Senin için küçük bir cümle daha var.

Tuesday came and went,

Salı gelip geçti

and I didn't have time yesterday either

ve dün benim de

to work on the video.

video üzerinde çalışacak zamanım olmadı.

So here I sit on a Wednesday morning,

Bir çarşamba sabahı burada oturuyorum

and I thought, you know what,

ve düşündüm ki, biliyor musunuz,

I'll just combine the two.

ikisini birleştireyim.

I'll release the Wednesdays with Bob video number 50

Çarşamba günleri Bob'un 50 numaralı videosunu

to everybody, and you will hear

herkese yayınlayacağım ve

why (chuckles) lazy Bob didn't make a video

tembel Bob'un neden (kıkırdayarak)

on Monday for you.

Pazartesi günü sizin için bir video çekmediğini duyacaksınız.

And you will be relieved to know

Ve

that there's nothing seriously wrong.

ciddi bir sorun olmadığını öğrenince rahatlayacaksınız.

Sorry, I should have updated my community page

Üzgünüm, topluluk sayfamı güncellemeliydim

and said that I wasn't having good success

ve

putting a video together.

videoyu bir araya getirme konusunda pek başarılı olmadığımı söylemeliydim.

And then I had a small technical problem with my computer.

Sonra bilgisayarımda küçük bir teknik sorun yaşadım. Videoyu düzenlerken

I don't know if you've ever had that,

a little glitch with my computer,

bilgisayarımda küçük bir aksaklık yaşadınız mı bilmiyorum

when I was editing the video.

.

And so finally I just threw my hands up and said,

Sonunda ellerimi havaya kaldırdım ve

"Forget it. I'm not making a video this week."

"Boşver. Bu hafta video çekmiyorum" dedim.

There was not enough time left in the day.

Gün içinde yeterli zaman kalmamıştı. Artık

I wasn't thinking clearly anymore, so I just didn't do it.

sağlıklı düşünemiyordum , o yüzden yapmadım.

So hopefully this is a nice replacement for you.

Umarım bu sizin için güzel bir yedek olur. Bu

By the way, again, if you do go back and watch this again,

arada, tekrar geri dönüp bunu tekrar izlerseniz, son üç dakikadır konuşurken (kıkırdamalar)

you will hear that I've used

a number of common English phrases

bir dizi yaygın İngilizce ifade kullandığımı duyacaksınız

while (chuckles) I've been talking

for the last three minutes,

and you can actually look some of those up

ve gerçekten bakabilirsiniz.

to see what they mean if you need to.

Gerekirse ne anlama geldiklerini görmek için bunlardan bazıları.

Anyways, I was gonna mention one other thing.

Her neyse, bir şeye daha değinecektim.

Thank you to all of you who are members.

Üye olan hepinize teşekkür ederim.

This is been, this has been a full year

Bu,

of making Wednesdays with Bob videos.

Bob videoları ile çarşamba günleri yapmakla dolu dolu bir yıl oldu.

I know this is number 50.

Bunun 50 numara olduğunu biliyorum.

It's not 52 or 53, 'cause I think I skip a week

52 ya da 53 değil, çünkü arada sırada bir hafta atladığımı düşünüyorum

every now and then, but thank you.

ama teşekkür ederim.

This is number 50.

Bu 50 numara.

I think the first one came out in April of 2020,

Sanırım ilki 2020 yılının Nisan ayında çıktı

and I've been making one fairly regularly every week.

ve her hafta oldukça düzenli bir şekilde bir tane yapıyorum.

So this is another one of the things you get

Bu,

if you click the Join button

Katıl düğmesini tıklayıp

and become a member of the channel.

kanala üye olduğunuzda elde ettiğiniz şeylerden bir diğeridir.

Anyways, I hope you understood my explanation.

Her neyse, umarım açıklamamı anlamışsındır.

I hope that this English lesson,

which isn't really an English lesson

Gerçekten İngilizce dersi olmayan

but kind of is an English lesson,

ama bir nevi İngilizce dersi olan bu İngilizce dersinin

helped you learn a few more English phrases,

birkaç İngilizce kelime öbeği daha öğrenmenize yardımcı olacağını umuyorum,

and I'll see you Friday in the live stream, bye.

Cuma günü canlı yayında görüşmek üzere, hoşçakalın.