Let's Learn English at the Park | English Video with Subtitles

Hi, Bob the Canadian here.

Merhaba, Kanadalı Bob burada.

Let’s learn English at the park!

Parkta İngilizce öğrenelim!

Hey, Bob the Canadian here.

Hey, Kanadalı Bob burada.

Welcome to this video.

Bu videoya hoş geldiniz.

If this is your first time here please click the subscribe button below and at some point

Buraya ilk gelişinizse, lütfen aşağıdaki abone ol düğmesine tıklayın ve

during this video give me a thumbs up!

bu videonun bir noktasında bana bir başparmak verin!

Hi, Bob the Canadian here.

Merhaba, Kanadalı Bob burada.

I thought today would be a great day to come to the park.

Bugünün parka gelmek için harika bir gün olacağını düşündüm .

And I’m at a park that has everything that I would want to have at a park to be able

Ve bir parkta olmasını isteyebileceğim her şeyin bulunduğu bir parktayım ve

to do a video where I can help you learn English.

senin İngilizce öğrenmene yardımcı olabileceğim bir video çekebilmek için.

So let’s walk around and I will show you a whole bunch of things that, that a park,

Şimdi dolaşalım ve size bir parkın,

that a city park would have.

bir şehir parkının sahip olabileceği bir sürü şeyi göstereceğim.

Often at a park you will find a playground.

Genellikle bir parkta bir oyun alanı bulacaksınız.

A place for kids to come and play.

Çocukların gelip oynayabileceği bir yer.

There will usually be a playground area like this, and usually there will be swings.

Genellikle böyle bir oyun alanı olacak ve genellikle salıncaklar olacak.

I should go try one of these swings right now, what do you think, let me just aim the

Hemen gidip şu sallanmalardan birini denemeliyim , ne dersiniz,

camera a little closer and let me run over and, and let me see how this goes.

kamerayı biraz daha yakınlaştırayım ve üzerinden geçeyim ve nasıl gittiğini göreyim.

I think I’m getting too old for that.

Bunun için çok yaşlandığımı düşünüyorum.

Let’s, let’s move on to the next part of the park.

Haydi, parkın bir sonraki bölümüne geçelim .

One thing that I really like at a park is if people keep it clean.

Bir parkta gerçekten sevdiğim şeylerden biri, insanların orayı temiz tutmasıdır.

It’s really nice if people pick up their garbage and put it into a proper garbage can.

İnsanların çöplerini toplayıp uygun bir çöp kutusuna atması gerçekten güzel.

This particular park has a really nice path where if you wanted to go for a walk, or if

Bu özel parkın, yürüyüşe çıkmak,

you wanted to go for bike ride, or if you just wanted to go for a run.

bisiklete binmek veya sadece koşmak istediğinizde gerçekten güzel bir yolu var.

It’s nice when a park has paths.

Bir parkın yolları olduğunda güzeldir.

This particular park also, I’m not sure if you can see them in the distance let’s

Bu özel parkta da, onları uzaktan görebildiğinizden emin değilim,

turn for a sec, actually has light poles way over there.

bir saniye dönelim, aslında orada ışık direkleri var .

You can even come here at night if you needed to go for a run and you could do it safely.

Koşuya çıkmanız gerekirse ve bunu güvenle yapabilirseniz, geceleri buraya bile gelebilirsiniz.

Often times at a park you’ll also find outdoor covered areas.

Çoğu zaman bir parkta açık havada kapalı alanlar da bulacaksınız.

This particular covered area we would call a gazebo in English.

Bu özel kapalı alana İngilizce'de çardak diyeceğiz. Gerçekten

It’s just really nice if it’s a really hot sunny day or if it’s a rainy day you

çok sıcak, güneşli bir günse veya yağmurlu bir günse, yine de

can still come to the park and sit in the gazebo.

parka gelip çardakta oturabilmeniz gerçekten çok güzel .

You can bring a book, there’s some benches where you can sit.

Bir kitap getirebilirsin, oturabileceğin bazı banklar var .

This is what we would call a pavilion.

Buna pavyon diyeceğiz.

Sometimes in the summer you can rent a pavilion at the local park, and you can have a family

Bazen yaz aylarında yerel parkta bir çardak kiralayabilir ve köşkte bir aile

reunion in the pavilion.

toplantısı yapabilirsiniz.

A family reunion is when you just get together with all of your family, and all of your extended

Aile birleşimi,

family, just to see how everyone’s doing and what they’ve been up to.

herkesin nasıl olduğunu ve neler yaptığını görmek için tüm ailenizle ve tüm geniş ailenizle bir araya gelmenizdir.

Sometimes at the park the landscaping is even more extensive.

Bazen parkta çevre düzenlemesi daha da kapsamlıdır. Bir dakika

We’re going to walk to the top of this in a minute.

içinde bunun tepesine yürüyeceğiz .

I think this is here and it’s up on a hill so that you can watch ships go by.

Sanırım burası ve bir tepenin üzerinde, böylece geçen gemileri seyredebilirsiniz. Bugün kanaldan

I don’t think there’s a ship going by today in the canal.

geçen bir gemi olduğunu sanmıyorum .

I was really hoping there would be, but we’ll walk to the top and we’ll see what we can

Gerçekten olmasını umuyordum ama zirveye çıkacağız ve görebildiklerimizi göreceğiz

see.

.

So I’m not sure how well you can see this, but behind me is the actual Welland Canal.

Bunu ne kadar iyi görebildiğinden emin değilim ama arkamda gerçek Welland Kanalı var.

When I was a kid every once in a while we would come to the canal and we would wave

Ben çocukken arada bir kanala gelirdik ve

at all the sailors on the boats.

teknelerdeki tüm denizcilere el sallardık.

And it would be people from all different countries.

Ve tüm farklı ülkelerden insanlar olurdu .

People from some of your countries that would be on huge ships.

Bazı ülkelerinizden büyük gemilerde olacak insanlar.

They would come through the Welland, they would come through the Welland Canal on their

Welland'dan geleceklerdi,

way out to Lake Ontario, and the eventually making their way down the St. Lawrence River

Ontario Gölü'ne çıkarken Welland Kanalı'ndan geleceklerdi ve sonunda St. Lawrence Nehri'nden

to the Atlantic Ocean.

Atlantik Okyanusu'na ineceklerdi.

But today, there’s no boats.

Ama bugün tekne yok.

Sorry.

Üzgünüm.

I was really hoping there would be a boat.

Gerçekten bir tekne olmasını umuyordum.

One of my favourite things at the park is really big trees.

Parkta en sevdiğim şeylerden biri gerçekten büyük ağaçlar.

I just love trees that have lots of shade.

Sadece çok gölgesi olan ağaçları seviyorum.

Normally if I do go to the park in the summer I end up sitting under a tree like this one.

Normalde yazın parka gidersem bunun gibi bir ağacın altına otururum.

I’m not a big fan of really warm days and lots of sunshine.

Gerçekten sıcak günlerin ve bol güneş ışığının büyük bir hayranı değilim .

There’s , so, parks are cool because there’s big trees and there’s usually lots of grass

Parklar harika çünkü büyük ağaçlar var ve genellikle çok fazla çimen

and just lots of green, so you feel really close to nature.

ve sadece çok fazla yeşil var, bu yüzden kendinizi gerçekten doğaya yakın hissediyorsunuz.

If you’re lucky, the park you’re at will have what we call a skate park.

Şanslıysanız, bulunduğunuz park bizim kaykay parkı dediğimiz şeye sahip olacak.

A skate park is a place where you can bring your skateboard, your roller blades.

Bir kaykay parkı, kaykayınızı, patenlerinizi getirebileceğiniz bir yerdir.

This is for much younger people.

Bu çok daha genç insanlar için.

I, Bob the Canadian does not come to the skate park, but you can come to the skate park,

Ben, Kanadalı Bob kaykay parkına gelmiyorum ama kaykay parkına gelebilirsiniz,

usually there’s a bunch of people here.

genellikle burada bir grup insan olur.

Today it’s kind of empty, but anyways, one of the things you might find at a park is

Bugün biraz boş ama her neyse, bir parkta bulabileceğiniz şeylerden biri de

a skate park.

kaykay parkıdır.

Somebody forgot their helmet at the park.

Birisi parkta kaskını unutmuş.

I think I’ll just leave it here and while I’m making the video maybe they’ll come

Sanırım burada bırakacağım ve ben videoyu çekerken belki gelip

and pick it up.

alacaklar.

It’s really nice if a park has restrooms, or bathrooms, or in Canada we call them washrooms.

Bir parkta tuvalet veya banyo olması gerçekten çok güzel ya da Kanada'da biz onlara tuvalet diyoruz.

But sometimes you just need to go to the bathroom, you need to use the restroom and it’s nice

Ama bazen sadece tuvalete gitmen gerekir, tuvaleti kullanman gerekir ve

if a park actually has that.

bir parkta buna gerçekten sahip olmak güzeldir.

Some smaller parks don’t, but usually a larger park like this park will have a restroom

Bazı küçük parklarda yoktur, ancak genellikle bu park gibi daha büyük bir parkta bir tuvalet bulunur;

where maybe you’re here with your family and your little kids, it’s nice to come

burada belki aileniz ve küçük çocuklarınızla birliktesinizdir,

to a park where you can just take them to the bathroom.

onları tuvalete götürebileceğiniz bir parka gelmek güzeldir .

Well, hey, that was super fun to be able to show you what a park looks like in Canada.

Size Kanada'da bir parkın nasıl göründüğünü gösterebilmek çok eğlenceliydi.

I’m sure in your cities you have parks.

Eminim şehirlerinizde parklarınız vardır. Daha sıcak bir

They probably have even more flowers, if you’re in a warmer place.

yerdeyseniz, muhtemelen daha fazla çiçekleri vardır .

But it was super fun to be able to show you the park and all of the different areas here.

Ama size parkı ve buradaki tüm farklı alanları gösterebilmek çok eğlenceliydi.

I’m Bob the Canadian.

Ben Kanadalı Bob.

You can learn English with Bob the Canadian.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenebilirsiniz.

Please subscribe to this channel by clicking the subscribe button below, it’s the red

Lütfen aşağıdaki abone ol düğmesine tıklayarak bu kanala abone olun , bu kırmızı

one.

olandır.

Please give me a like by giving me a thumbs up below and please do share this video.

Lütfen aşağıda bana bir beğeni vererek bana bir beğeni verin ve lütfen bu videoyu paylaşın.

Leave a comment.

Yorum Yap.

I love comments from my viewers and I’ll see you in the next video.

İzleyicilerimden gelen yorumları seviyorum ve bir sonraki videoda görüşmek üzere.