How to Encourage Someone in English

In life when you do something difficult,

Hayatta zor bir şey yaptığınızda, yol boyunca birinin sizi cesaretlendirmesi

it can be really nice if someone encourages you

gerçekten güzel olabilir

along the way.

. Bu zor şeyi yaparken

It's really nice if someone cheers you on

birisinin sizi desteklemesi gerçekten çok güzel

while you do that difficult thing.

.

In this English lesson, I'm going to teach you

Bu İngilizce dersinde, zor bir şey yapan birini cesaretlendirmek için kullandığımız

a bunch of different English phrases

bir dizi farklı İngilizce ifadeyi size öğreteceğim

we use to encourage someone

when they're doing something difficult.

.

I'm going to do it by encouraging you

Bunu seni cesaretlendirerek yapacağım

because you are doing something difficult right now.

çünkü şu anda zor bir şey yapıyorsun. İngilizce dilini

You have chosen to learn the English language

öğrenmeyi seçtiniz

and it can be very challenging

ve

and hard to learn the English language.

İngilizce öğrenmek çok zor ve zor olabilir.

So in this English lesson,

O yüzden bu İngilizce dersinde

I'm going to give you some encouraging words.

size bazı cesaret verici sözler vereceğim.

And as I do, you will learn some words and phrases

Ve benim gibi,

that we use in English when we want to encourage someone.

İngilizce'de birini teşvik etmek istediğimizde kullandığımız bazı kelimeleri ve deyimleri öğreneceksin.

Well, hello and welcome to this English lesson

Pekala, merhaba ve

where I'm going to help you learn

how to encourage others in English.

başkalarını İngilizce olarak nasıl cesaretlendireceğinizi öğrenmenize yardımcı olacağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

And I'm going to do that by giving you

Ve bunu size

some words of encouragement.

bazı cesaret verici sözler vererek yapacağım.

Before we get started though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk gelişinizse, şuradaki

don't forget to click that red subscribe button over there

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin. Size öğretmek istediğim

So some of the first phrases that I want to teach you

ilk cümlelerden bazıları

start with the word you.

siz kelimesiyle başlıyor.

They're phrases that you use to talk directly to someone.

Doğrudan biriyle konuşmak için kullandığınız ifadelerdir.

So you can say things like this, you've got this

Yani bunun gibi şeyler söyleyebilirsin, buna sahipsin

or the more slang form, you got this or you could say,

ya da daha fazla argo biçimine sahipsin, buna sahipsin ya da diyebilirsin,

you can do it.

yapabilirsin.

When you say these phrases in English,

Bu ifadeleri İngilizce söylediğinizde,

you're communicating to that person

o kişiye,

that you believe they can do what they're doing.

yaptıklarını yapabileceklerine inandığınızı iletmiş olursunuz.

So if I think about you learning English,

Yani senin İngilizce öğrendiğini düşünecek olursam,

maybe you're sitting on the subway,

belki metroda oturuyorsundur, belki

maybe you're sitting at home,

evinde oturuyorsundur, belki

maybe you're at your kitchen table,

mutfak masasındasındır,

maybe you're listening to me while you're making food.

belki yemek yaparken beni dinliyorsundur.

However, you're watching this video,

Ancak, bu videoyu izliyorsunuz,

I wanna speak directly to you and say this,

doğrudan sizinle konuşmak ve şunu söylemek istiyorum, buna

you got this, you've got this, you can do it.

sahipsiniz, buna sahipsiniz, bunu yapabilirsiniz.

I really believe that.

Buna gerçekten inanıyorum. İngilizce dediğimiz

I believe that if you put your mind to it,

you can master this crazy and weird language

bu çılgın ve tuhaf dile kafa yorarsan ustalaşabileceğine inanıyorum

that we call English.

.

Anyways, you've got this,

Her neyse, buna sahipsin,

you can do it, you got this.

yapabilirsin, buna sahipsin.

These next phrases have the word keep them.

Bu sonraki ifadeler, onları tut kelimesine sahiptir.

And they're phrases we use to encourage someone

Ve bunlar, birileri

maybe when they want to quit doing something hard,

zor bir şeyi yapmaktan vazgeçmek istediğinde cesaretlendirmek için kullandığımız ifadelerdir,

we would say things like this, keep it up,

bunun gibi şeyler söyler, devam ettirir,

keep up the good work or keep at it.

iyi işi devam ettirir veya devam ettiririz.

So basically what we're saying is

Yani temelde söylediğimiz şey,

I recognize that you're doing something difficult

zor bir şey yaptığınızın farkındayım

and I want to encourage you to keep doing it

ve bırakmak isteseniz bile bunu yapmaya devam etmeniz için sizi cesaretlendirmek istiyorum

even though you might want to quit.

.

Maybe as an English learner,

Belki İngilizce öğrenen biri olarak,

you're halfway through reading an English book

bir İngilizce kitabı okumanın yarısına geldin

and it's very challenging and very difficult.

ve bu çok zorlu ve çok zor.

And you're thinking of quitting,

Ve bırakmayı düşünüyorsun,

you're thinking, you know what?

düşünüyorsun, biliyor musun?

I'm just not going to finish this book.

Sadece bu kitabı bitirmeyeceğim.

So I want to say to you right now, keep it up, keep at it,

Bu yüzden size şimdi şunu söylemek istiyorum , devam edin, devam edin,

keep up the good work, you can do it.

iyi çalışmaya devam edin, bunu yapabilirsiniz. Devam edersen

You can finish that book if you just keep at it,

o kitabı bitirebilirsin ,

I know you can, you can do it.

yapabileceğini biliyorum, yapabilirsin.

So I read recently that many people

Son zamanlarda

who take online language courses,

çevrimiçi dil kursları alan birçok kişinin

don't actually end up finishing them.

aslında kurslarını bitirmediğini okudum.

They sign up for a course, they pay for a course

Bir kursa kaydolurlar, bir kurs için para öderler

and then when they get about halfway through they quit.

ve yarıya geldiklerinde bırakırlar.

In that situation, these are the words of encouragement

Bu durumda, bunlar vereceğim cesaret verici sözler

I would give.

.

I would say, don't give up, never give up, stay strong.

Pes etme, asla pes etme, güçlü kal derdim.

Maybe you're in that situation, maybe a week ago

Belki siz de bu durumdasınız, belki bir hafta önce

you signed up for an online language course

online bir dil kursuna kayıt oldunuz

and you went to the first couple of classes

ve ilk birkaç derse gittiniz

but now you've kind of stopped going.

ama şimdi gitmeyi bıraktınız.

You don't go to the Zoom meetings.

Zoom toplantılarına gitmiyorsunuz.

You haven't done the readings,

Okumaları yapmadınız,

you haven't done the listening practice,

dinleme pratiğini yapmadınız, bir

you're kind of quitting.

nevi bırakıyorsunuz.

In that situation, this is what I would say to you.

Bu durumda, sana söyleyeceğim şey bu.

Don't give up, never give up, stay strong

Vazgeçme, asla pes etme, güçlü kal

and then once again, you can do it.

ve sonra bir kez daha yapabilirsin.

I know you can, it just takes a little bit of determination.

Yapabileceğini biliyorum, sadece biraz kararlılık gerekiyor. Verdiğimiz teşvik sözlerini bir nevi vurgulamak için bazen teşvik sözlerinden önce söylediğimiz

There's an English phrase that we sometimes say

bir İngilizce cümle var

before words of encouragement

in order to kind of emphasize the words of encouragement

that we are giving and that phrase is come on.

ve o cümle hadi.

So in all the previous examples I could add,

Yani ekleyebileceğim önceki tüm örneklerde, verdiğim

come on before the phrase of encouragement

cesaretlendirme cümlesinden önce gelin

that I was giving.

So I could say things like this, come on, you can do it.

.

Yani şöyle şeyler söyleyebilirim , hadi, yapabilirsin.

Come on, you got this, come on, keep at it,

Hadi, anladın, hadi, devam et,

come on, you can do it.

hadi, yapabilirsin.

When you add the phrase, come on.

Cümleyi eklediğinizde, hadi.

It simply means that you're encouraging them even more.

Bu sadece onları daha fazla cesaretlendirdiğiniz anlamına gelir.

In English, sometimes we like to add a few extra words

İngilizce'de bazen sadece ne söylediğimizi vurgulamak için fazladan birkaç kelime eklemek isteriz

just to emphasize what we are saying.

.

So anyways, come on, you can do it.

Her neyse, hadi, yapabilirsin.

Come on you got this, come on

Hadi bunu anladın, hadi

I know you can do this.

bunu yapabileceğini biliyorum.

There are words of encouragement

that we also give after someone completes something.

Birisi bir şeyi tamamladıktan sonra verdiğimiz cesaret verici sözler de vardır.

I know that as you study English,

İngilizce çalışırken,

there's little things you do along the way.

yol boyunca yaptığın küçük şeyler olduğunu biliyorum.

And it's really nice to hear things like this

Ve o

when you finish some of those little jobs.

küçük işlerden bazılarını bitirdiğinde böyle şeyler duymak gerçekten güzel.

It's nice to hear phrases like this,

nice work or nice job.

İyi iş ya da iyi iş gibi ifadeler duymak güzel.

We also sometimes say good work or good job

Ayrıca bazen aferin ya da aferin deriz

or we'll just say, well done.

ya da sadece aferin deriz.

So maybe you're reading an entire novel,

Yani belki koca bir roman okuyorsunuz,

maybe you're just trying to watch this whole video

belki de durdur düğmesine basmadan tüm bu videoyu izlemeye

without clicking the stop button

and watching something else.

ve başka bir şey izlemeye çalışıyorsunuz.

When you are done that thing, when you are done that task,

O işi bitirdiğinizde, o görevi bitirdiğinizde, bu

it's really nice to hear this nice work or nice job,

güzel işi ya da güzel işi,

good work or good job or well done.

iyi işi ya da iyi işi ya da aferin duymak gerçekten güzel.

I think if you are some of the people

Bence

who study English every day for an hour

her gün bir saat İngilizce çalışan insanlardansanız

and you do that five or six days a week

ve bunu haftada beş veya altı gün yaparsanız

and if you've done that for a few months,

ve bunu birkaç aydır yapıyorsanız,

I would certainly say nice job or nice work,

kesinlikle iyi iş veya iyi iş derdim.

good job or good work or certainly I would say, well done.

iş ya da iyi iş ya da kesinlikle aferin derdim.

Well, thank you so much for watching

Pekala, başka birine cesaret verici bir şeyin nasıl söyleneceğiyle ilgili bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim

this little English lesson on how to say something

encouraging to someone else.

.

I hope that as you walk away from this lesson

Umarım bu dersten uzaklaşırken

that two things happen.

iki şey olur.

One, I hope you feel encouraged.

Bir, umarım cesaretlenmiş hissediyorsundur.

I hope you did really sense that I was talking to you.

Umarım seninle konuştuğumu gerçekten hissetmişsindir.

Again, wherever you are,

Yine her neredeysen,

maybe sitting at your kitchen table,

belki mutfak masanda oturuyorsun,

maybe riding the bus wherever you were watching this video

belki otobüse binerken bu videoyu her neredeysen izliyorsundur

I hope you felt encouraged.

umarım cesaretlenmişsindir.

The second thing I would like you to do is this

Sizden yapmanızı istediğim ikinci şey, etrafınızdakilere cesaret verici

is kind of spread the words of encouragement

sözler yaymanızdır

to those around you.

.

Whether it's in English or in your own language,

İster İngilizce ister kendi dilinizde olsun,

please have a good day and please communicate

lütfen iyi günler ve lütfen

to others some encouraging words today

bugün başkalarına cesaret verici sözler söyleyin

so that they have a good day too.

ki onlar da iyi bir gün geçirsinler.

It's always nice to hear someone say

Birinin

you can do it or job well done.

bunu yapabileceğini veya iyi iş çıkardığını söylediğini duymak her zaman güzeldir.

Anyways, Bob the Canadian here

Her neyse, Kanadalı Bob

thanks again for watching this video.

bu videoyu izlediğiniz için tekrar teşekkürler.

If you're new here, don't forget to click

Burada yeniyseniz,

that red subscribe button over there

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helped you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And if you have the time,

Ve eğer zamanın varsa,

why don't you stick around and watch another English lesson.

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(mellow music)

(yumuşak müzik)