Learn Fun English | Modern Family - the Airport

welcome to real-life english with tv series where you learn english laughing and loving your favorite tv shows and learning how natives really speak today

İngilizceyi en sevdiğiniz TV programlarını gülerek ve severek öğrendiğiniz ve bugün yerlilerin gerçekte nasıl konuştuğunu öğrendiğiniz tv dizisi ile gerçek hayattaki ingilizceye hoş geldiniz.

We have an extremely funny scene from modern family loaded with the ton of

excellent airport english as two of the main characters get lost in the airport on their

International flight our method is simple first you watch the scene to get the general idea

uluslararası uçuşlarında havaalanında kaybolmak, yöntemimiz basit, önce genel fikri anlamak için sahneyi izleyin,

Then we're gonna teach you everything you need to know and then you can watch it again with dramatically improved comprehension

sonra size bilmeniz gereken her şeyi öğreteceğiz ve sonra önemli ölçüde geliştirilmiş anlayışla tekrar izleyebilirsiniz.

Time to turks and caicos is six hours 24 minutes why the tenants prepare for takeoff all right

caicos altı saat 24 dakika neden kiracılar kalkışa hazırlanıyor

Take that special flying medicine ronaldo gave us what is cuidado mean i think it means sleep tight oh well cheers cuidado

tamam o özel uçan ilacı al ronaldo bize cuidado'nun ne demek olduğunu verdi bence bu iyi uykular demek oh pekala şerefe cuidado

okay

tamam

what happened did we land yeah that stuff is good bad news folks we have had some mechanical issues

ne oldu iniş yaptık evet bu şeyler iyi kötü haber millet bazı mekanik sorunlar yaşadık

back, to the game anytime you head back to the gate that means your flights on taking off right gather your things we're gonna do

, oyuna geri döndüğünüzde kapıya geri döndüğünüzde, bu, uçuşlarınızın kalkış sırasında eşyalarınızı topladığınız anlamına gelir,

Scramble to find another one

başka bir tane bulmak için karıştıracağız,

okay mr

tamam bay

pritchett there is a

pritchett,

Connecting flight through dallas at leaves in five minutes you can catch it if you hurry i don't want to go to dallas we're going

Dallas üzerinden aktarmalı bir uçuş var beş dakika içinde kalkıyor acele edersen yetişebilirsin dallas'a gitmek istemiyorum

To turks and caicos

turks and caicos'a gidiyoruz

dallas is just where you make your connection

dallas tam bağlantını kurduğun yer üzgünüm

I'm sorry i'm having a really hard time processing information right now we took sleeping pills

bilgileri işlemekte gerçekten zorlanıyorum şu anda uyku hapları aldık

just make your way over to gate 32 okay okay okay wow

sadece 32 numaralı kapıya doğru ilerleyin tamam tamam tamam vay Bekle

Wait, why do these say dallas oh yeah i'm sorry there's been a horrible mistake

, bunlar neden Dallas diyor oh evet üzgünüm korkunç bir hata oldu

We don't want to go to dallas okay

Dallas'a gitmek istemiyoruz tamam

listen carefully you're

dikkatli dinle seni' yeniden

Connecting in dallas to turks and caicos you need to be at gate 32 in four minutes do you understand yes

Dallas'tan Turks ve Caicos'a bağlanıyor, dört dakika içinde 32. kapıda olman gerekiyor, anlıyor musun, evet

i'm not an idiot

ben aptal değilim

Okay, we have to be a cave for at 32 no gate 32 write it down okay

Tamam, 32'de bir mağara olmamız gerekiyor, kapı 32 yok, bunu yaz tamam

Why, is she so angry it's an obvious she's totally into me she gave me a marketing sense all right okay

mı? o kadar kızgın ki benden hoşlandığı çok açık bana bir pazarlama anlayışı verdi tamam tamam tamam

i'm gonna follow you okay wrong

seni takip edeceğim tamam yanlış

nuances instincts

nüanslar içgüdüler evet

yes wait no, my bag i bet my bags gone i've had my passport in it wait that guy

bekle hayır, çantam bahse girerim çantalarım gitmişti içinde pasaportum vardı bekle o adamı

He has my bag excuse me sir nice try stealing my bag i see you've already painted it cam it's it's back on your shoulder

Çantam onda, afedersiniz bayım, çantamı çalmayı deneyin, görüyorum ki onu çoktan boyamışsınız kam, omzunuza geri döndü İyi

You are good cam listen listen to me listen speak if we're gonna have any chance of getting to dallas and then

kamera dinle beni dinle dinle konuş, eğer Dallas'a gitme şansımız olacaksa ve o zaman

Surviving there we are going to need hats

orada hayatta kalmak için şapkalara ihtiyacımız olacak

hats

excuse me sir sir sir are you the proprietor of this haberdashery can you point me in the direction of your finest sports caps

afedersiniz efendim bayım bu tuhafiyenin sahibi siz misiniz beni en iyi spor şapkalarınıza yönlendirebilir misiniz

What, team okay i'm not sure why that's relevant

Ne, takım tamam bunun neden alakalı olduğundan emin değilim

okay, oh

tamam, oh

Okay i have a question for you

Tamam sana bir sorum var

When you're outside the workplace do you wear hats or does that just kind of make you feel like you're always in the office?

işyerinin dışındayken şapka takıyor musun yoksa bu sana hep ofisteymişsin gibi hissettiriyor mu?

You, know what i think i am going to get these little wing kit oh?

Biliyor musun, bu küçük kanat takımını alacağımı düşünüyorum, oh?

little girls hats we should get one for linda

küçük kız şapkaları linda için bir tane almalıyız

um our daughter

um kızımız

No, it's lily oh i love that name mitchell why do you have 32 written on your arm i have no idea maybe it's some

Hayır, bu lily oh bu isme bayılıyorum mitchell neden kolunda 32 yazıyor hiçbir fikrim yok belki bir

Sort of code or maybe it's my age do i look 32

çeşit koddur veya belki benim yaşımdır 32 görünüyor muyum

To you tell me the truth there you i don't well if we wrote it down it must be something important hey we should write

Bana doğruyu söylemen için, iyi değilim, eğer yazdıysak, önemli bir şey olmalı hey,

down other stuff that seems important so we don't forget yeah okay well

önemli görünen diğer şeyleri yazmalıyız, böylece unutmayalım, evet, tamam,

that's obviously okay what else i feel like there was a number it was not 32

bu kesinlikle sorun değil, başka ne hissediyorum bir numara vardı 32 değildi

No, no, no, no cam don't don't you do don't don't you dare oh?

Hayır, hayır, hayır, kamera yok, yapmaz mısın, cesaret edemez misin?

it just looks so soft and inviting i i don't think i can go on

o kadar yumuşak ve davetkar görünüyor ki devam edemeyeceğim

Tell linda i love her you're gonna tell them to yourself

linda'ya onu sevdiğimi söyle onlara kendi kendine söyleyeceksin

Okay i cannot go to dallas without you the person's there are so big, oh

I'm just, so tired i'm so very tired i just need to close my eyes, oh

çok yorgunum çok yorgunum sadece gözlerimi kapatmam gerekiyor oh kes şunu emeceksin

knock it off

you're gonna suck it up you're gonna pull your act together and you're coming with me it's a gate

kendini toparlayacaksın ve benimle geliyorsun bu bir kapı

3232 that can't be right we're just never gonna make it oh my god you're right we're gonna die in this airport

3232 bunu yapamayacak haklı ol asla başaramayacağız aman tanrım haklısın bu havaalanında öleceğiz bekle

wait there's still time sir stop stop

daha zaman var efendim dur dur

is there a way that you can take us to gate 4 30 32

bizi 4 30 32 numaralı kapıya götürmenin bir yolu var mı

Yep i guess okay wow thank you so much you are a life savings hurry okay

Evet sanırım tamam vay canına çok teşekkür ederim sen bir hayat kurtarıcısın acele et tamam teşekkür

Thank you okay thank you so much mitch and cam hi hi mitch and cam uh, i'm bitch he's killed mr. Tucker mr.

ederim tamam çok teşekkür ederim mitch ve cam merhaba merhaba mitch ve cam uh, ben kaltağım o bay'ı öldürdü. Tucker bey

pritchett you made it just in time

pritchett tam zamanında yetiştiniz

Thank you lucy her name is lucy coming home lucy

Teşekkürler lucy onun adı lucy eve geliyor lucy

sir

bayım

Sir where what happened are we in dallas yet oh we've left dallas we're in turks and caicos we need to clean the plane

nerede oldu Dallas'tayız daha oh Dallas'tan ayrıldık Turks and Caicos'dayız uçağı temizlememiz gerekiyor

Don't you remember being in dallas zoe must have slept through it you're wearing a cowboy hat so are you

değil mi? Dallas Zoe'de olduğunu hatırla, tüm gün boyunca uyumuş olmalı, kovboy şapkası takıyorsun

What is this i don't think we're supposed, to have that?

, öyle misin?

So it appears i've gotten a piercing mm-hmm marie

Öyle görünüyor ki piercingim var mm-hmm marie

why does your arm say marie ooh

neden kolun marie ooh diyor

Whose dog is this what do you mean whose dog you refused to board without him i did

kimin köpeği bu ne demek kimin köpeğine onsuz binmeyi reddettin yaptım Hadi

Let's go i don't remember my bag being this heavy

gidelim çantamın bu kadar ağır olduğunu hatırlamıyorum

Uh-oh!

Uh-oh!

why the tenants prepare for takeoff a flight attendant is a person whose job is to look after

kiracılar neden kalkışa hazırlanır uçuş görevlisi, işi

Passengers who are travelling on a plane the takeoff is the moment when an airplane starts to ascend and the flight begins

uçakta seyahat eden yolcularla ilgilenmek olan kişidir kalkış, uçağın yükselmeye başladığı ve uçuşun başladığı andır

note that when it's a noun it's written as one word

not edin, bu bir isim olduğunda tek olarak yazılır kelime

for example the takeoff is at five but when it's a verb it's written as two words for example it takes off at five

örneğin kalkış beşte ama bir fiil olduğunda iki kelime olarak yazılır örneğin beşte kalkar

what does cuidado mean i think it means sleep tight

cuidado ne anlama geliyor bence bu iyi uykular anlamına geliyor iyi uykular

sleep tight is a common collocation used to tell someone that you wish they sleep nicely for example good night sleep tight

birine uyumalarını dilediğini söylemek için kullanılan yaygın bir eşdizim güzel örneğin iyi geceler iyi uykular

Joke, here is that cuidado doesn't mean sleep tight it actually is a spanish equivalent before be careful

Şaka, burada cuidado sıkı uyku anlamına gelmez, aslında ispanyolca bir eşdeğerdir, daha önce dikkatli olun iniş yaptık mı İnmek,

did we land

To land is the opposite of to take off when a plane

bir uçak İndiğinde havalanmanın tersidir.

Lands it touches the ground in the flight ends for example the plane lands at 7:00

uçuş biter örneğin uçak saat 7:00'de iner

To head or to head back as a verb to head means to go toward a place

To head veya head to head fiili olarak bir yere doğru gitmek anlamına gelir

For example to head for the bus stop is the same as to go to the bus stop when you add back after this word

Örneğin otobüs durağına gitmek ile otobüs durağına gitmek ile geri eklediğinizde aynı şeydir bu kelimeden sonra

it means to return for example they headed back home when it started getting dark a

geri dönmek demektir mesela hava kararmaya başlayınca eve doğru yola çıktılar hava alanında bir

Gate in the airport is the exit door or tunnel from the terminal or the interior part of the airport, to the airplane right

kapı terminalden çıkış kapısı veya tünel veya havaalanının iç kısmıdır, uçağa doğru

gather your things we're gonna

eşyalarınızı toplayın biz

Find another one to gather your things is to collect or grab your things so that you can take them somewhere or leave

Eşyalarını toplamak için başka birini bulacaksın, eşyalarını toplamak ya da kapmak, böylece onları bir yere götürebilirsin ya da gidebilirsin.

For example she gathered her things and went out through the back door to scramble is to move or do something

Örneğin, eşyalarını topladı ve arka kapıdan dışarı çıktı.

Hurriedly or quickly for example the company opened an office in town and is scrambling to hire employees

şirket kasabada bir ofis açtı ve eleman kiralamak için çabalıyor

ok, mr

tamam, Bay

pritchett there is a connecting flight through dallas at leaves in five minutes you can hurry

Pritchett beş dakika içinde yapraklarda Dallas üzerinden bir bağlantılı uçuş var acele edebilirsiniz

Connecting flight if you have a connecting flight it means that instead of taking one direct flight you take two or more flights arriving at

Bağlantılı uçuşunuz varsa, bu, bir direkt uçuş yerine son varış noktanıza giderken diğer havaalanlarına varan iki veya daha fazla uçuş yapın

other airports on your way to your final destination

So catch is to get on a bus a train or a plane

Yani yakalamak, otobüse, trene veya uçağa binmektir.

In order to travel somewhere for example we need to catch a taxi to the airport did you understand yeah understand

did you understand write it down write it down

anladın mı yaz onu bir yere yaz

gate 32 write it down okay

32. kapı yaz tamam

why, is she so angry it's an obvious she's totally into me she's totally into me if you're into someone it means you're interested in

neden, o kadar kızgın ki benden tamamen hoşlandığı açık, o tamamen benden hoşlanıyorsa, bu

that person romantically excuse me sir sir

o kişiyle romantik olarak ilgilendiğin anlamına gelir afedersiniz beyefendi bayım

sir are you the proprietor of this haberdashery can you point me in the direction of your finest sports caps a

siz bu tuhafiyenin sahibi misiniz beni en iyi spor şapkalarınıza yönlendirebilir misiniz mal

Proprietor is a person who owns a business or property for example she is a proprietor of the building

sahibi bir işletmeye veya mülke sahip olan kişidir, örneğin o bir binanın sahibidir

haberdashery is a very uncommon formal word meaning the seller of men's clothing

tuhafiye çok nadir görülen resmi bir kelimedir erkek giyim satıcısı

Fine we use this word to describe something of high quality we also commonly use it in the

İyi bu kelimeyi yüksek kaliteli bir şeyi tanımlamak için kullanırız.

Superlative as in the finest for example spain and france produce some of the finest wines in the world oh?

Üstünlük anlamında da kullanırız, örneğin İspanya ve Fransa dünyanın en iyi şaraplarından bazılarını üretir, oh?

yeah

evet,

i'm justin your real-life english fluency guy and if you're loving and learning a lot in these videos

ben justin'i gerçek hayattaki İngilizce akıcılığındaki adamım ve eğer bu videoları seviyorsan ve çok şey öğreniyorsan,

please take a moment to subscribe to our channel on the bottom left for new videos like this every single week

lütfen bir dakikanı ayırıp sol alttaki kanalımıza abone ol ve her hafta bunun gibi yeni videolar

and make sure that you click on the little bells that

gör. youtube'un size bildireceği küçük zillere tıklayın

youtube will notify you i also want to invite you to download a free present a

ayrıca sizi

pdf video

package of ten of our very best learn english with tv series video lessons which has over 90 minutes of free video classes

en iyi on tanesinden oluşan ücretsiz bir pdf video paketini indirmeye davet etmek istiyorum tv serisi ile ingilizce öğren video dersleri 90 dakikadan fazla ücretsiz video dersleri artı

plus 23 pages of pdf power lessons with a complete analysis of all the essential vocabulary native pronunciation

23 Tüm temel sözcüklerin yerel telaffuz kalıplarının ve kültürel bağlamın eksiksiz bir analizini içeren pdf güç dersleri sayfaları

patterns and

cultural context with this material you'll not only learn english laughing but you will step outside the classroom and live your english

bu materyalle sadece İngilizceyi gülerek öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda sınıfın dışına çıkacak ve İngilizcenizi yaşayacaksınız

What, team okay i'm not sure why that's relevant

Ne, takım tamam ben değilim bunun neden alakalı olduğundan emin tamam

okay what team

hangi takım

Playing for the other team is a way of saying that you're gay so when the guys ask what team can thinks he was asking

Diğer takım için oynamak senin gey olduğunu söylemenin bir yolu bu yüzden erkekler hangi takımın

if he was gay or straight which means heterosexual

gey ya da heteroseksüel olup olmadığını sorduğunda, bu heteroseksüel anlamına geliyor

Oh, trouble i don't know he sounds bad to be in trouble is to be in a threatening or difficult situation to describe the action

Oh, bela değil kulağa kötü geldiğini biliyor, başı belada olmak, eylemi anlatmak için tehdit edici veya zor bir durumda olmaktır.

We say to get in trouble for example he got in trouble with the police

mad means angry or upset don't you

Don't you don't don't you dare don't you dare is used to angrily tell someone not, to do something

' t don't don't don't don't dere birine öfkeyle bir şey yapmamasını söylemek için kullanılır.

For example don't you dare tell dad i scratched his car i cannot go to dallas without you i cannot

Örneğin don't you tell babama arabasını çizdim sensiz dallas'a gidemem yapamam

you i

sen

cannot go to dallas without you oh

gidemem Dallas sensiz oh kes şunu, onu

knock it off

you're gonna suck it up you're gonna pull your act together knock it off is used to tell someone

emeceksin, birlikte hareket edeceksin, bayılt, birine

To stop doing something that annoys you for example knock it off you two you've been making noise all day

seni rahatsız eden bir şeyi yapmayı bırakmasını söylemek için kullanılır, örneğin, kes şunu, siz ikiniz gürültü yapıyordunuz bütün gün

suck it up is used for saying that someone has to accept a difficult or

emmek, birisinin istemese bile zor veya hoş olmayan bir durumu kabul etmesi gerektiğini söylemek için kullanılır,

Unpleasant situation even if they don't want to for example he never paid attention in class

örneğin sınıfa hiç dikkat etmedi, bu

So when the final exam arrived he had to suck it up and study twice as hard pull your act together

yüzden final sınavı geldiğinde onu emip iki kez çalışmak zorunda kaldı

It's to start to organize yourself, so that you can deal with something

Kendini organize etmeye başlamaktır, böylece bir şeyle etkili bir şekilde başa çıkabilirsin

Effectively or achieve what you want for example she's failed the same exam three times in a row

ya da istediğini elde edebilirsin, örneğin aynı sınavdan üç kez üst üste başarısız oldu,

i wish you'd pull her act together and study him well thank you so much you are a life savings hurry a

keşke onu toparlasan ve onu çalışsan. çok teşekkür ederim, sen bir hayat kurtarıcısın acele et

Life saver is literally a flotation device to save people in the ocean

Hayat kurtarıcı kelimenin tam anlamıyla okyanustaki insanları kurtarmak için bir yüzdürme cihazıdır mecazi olarak bu,

figuratively it means something or someone that provides help in a moment you desperately need it for example when i lost all my money in

çaresizce ihtiyaç duyduğunuz bir anda yardım sağlayan bir şey veya biri anlamına gelir, örneğin tüm paramı kaybettiğimde

asia my credit card was a lifesaver

asya kredi kartım bir cankurtarandı

Mr. Tucker mr. Pritchett you made it just in time to make it is to successfully get

Bay Tucker bay. Pritchett tam zamanında yaptın, başarılı bir şekilde bir yere varmak

To or arrive at some place it implies a challenge because

ya da bir yere varmak, bu bir meydan okuma anlamına geliyor çünkü bunu

To make it takes effort for example i'm not sure we're gonna make it on time

yapmak için çaba gerekiyor, örneğin, zamanında yetişebileceğimizden emin değilim,

remember being in dallas so we must have slept through it

Dallas'ta olduğumuzu hatırlayın, bu yüzden uyuyakalmış olmalıyız ki

to sleep through something is to fail to pay attention or notice something because you were sleeping for example i slept through five alarm clocks

bir şeyi uyuyakalmış olmak sen uyuduğun için dikkatini verememek ya da bir şeyi fark edememek, örneğin ben beş çalar saat boyunca uyudum

So it appears i've gotten a piercing

Yani görünüşe göre delici bir

Mm-hmm!

Mm-hmm!

a

Piercing there's a small hole made in different parts of the body like the ears or nose to put a ring or another piece of?

a

Piercing bir yüzük veya başka bir parçayı koymak için kulak veya burun gibi vücudun farklı yerlerinde yapılmış küçük bir delik var mı?

jewelry

takı

whose dog is this

kimin köpeği bu O

What do you mean whose dog you refuse to board without him the board is to get on an airplane or ship

olmadan kimin köpeğine binmeyi reddederseniz tahta uçağa veya gemiye binmek ne demek?

For the final step go back

to the beginning and watch the scene one more time without subtitles for dramatically improved comprehension

but first if you haven't grabbed your power lesson package with over 90 minutes of free video class and

İlk olarak, 90 dakikadan fazla ücretsiz video sınıfı ve

23 pages of pdf learning materials you can grab that by clicking in the upper left and

23 sayfalık pdf öğrenme materyalleri içeren güç dersi paketinizi henüz almadıysanız, sol üst köşeye tıklayarak onu alabilirsiniz ve

we'd also be honored if you click here to join our community and clicking the notification bell

buraya tıklayarak bize katılmanızdan da onur duyarız. topluluk ve aşağıdaki bildirim zilini tıklayarak

Below, to be the first to hear from us and

, bizden ilk haber alan siz olun ve

finally if you're ready for another video you can continue watching here and

son olarak başka bir video için hazırsanız buradan izlemeye devam edebilirsiniz ve

i hope you have a wonderful day remember don't just learn english live it

umarım harika bir gün geçirirsiniz unutmayın sadece ingilizce öğrenmeyin yaşayarak