SUBJECT-VERB AGREEMENT - Lesson 2: Prepositional Phrases & Relative Clauses + Quiz

Hello and welcome back.

Merhaba ve tekrar hoş geldiniz.

In this lesson, I will teach you how to apply subject-verb agreement rules correctly in

Bu derste size zor durumlarda özne-fiil uyumu kurallarını doğru bir şekilde nasıl uygulayacağınızı öğreteceğim

tricky situations.

.

These situations involve prepositional phrases or relative clauses that occur between the

Bu durumlar,

subject and the verb in a sentence.

bir cümlede özne ile fiil arasında geçen edat öbeklerini veya ilgi yan tümcelerini içerir. En yaygın hataları yapmaktan kaçınabilmeniz için

I’ll show you how to identify the subject in situations like this, so that you can avoid

size bu gibi durumlarda konuyu nasıl belirleyeceğinizi göstereceğim

making the most common mistakes.

.

As always, there is a quiz later on to test your understanding.

Her zaman olduğu gibi, anlayışınızı test etmek için daha sonra bir sınav var .

So, let’s start.

Haydi başlayalım.

If you want to learn the basic rules of subject-verb agreement, watch lesson no.

Özne-fiil uyumunun temel kurallarını öğrenmek istiyorsanız 0. dersi izleyin. Bu konuya

1 in this series, which is an introduction to this topic.

bir giriş olan bu dizinin 1 .

You will find a link in the description.

Açıklamada bir bağlantı bulacaksınız.

But to quickly recap the basics, here’s a chart from the previous lesson.

Ancak temel bilgileri hızlı bir şekilde özetlemek için, işte önceki dersten bir tablo.

With singular nouns such as monkey, boy, car and so on, and with the pronouns he, she and

Maymun, oğlan, araba vb. tekil isimlerde ve he, she ve

it, we add -s to the verb in the present tense: monkey eats, boy walks, he goes, she speaks

it zamirlerinde şimdiki zamanda fiile -s ekleriz: maymun yer, çocuk yürür, gider, o konuşur

etc.

vb.

With plural nouns and with the pronouns I, You, We and They, we don’t add -s to the

çoğul isimlerde ve I, You, We ve They zamirlerinde fiile -s eki gelmez

verb.

.

Now, I and You are not plural pronouns; it’s just a rule that with I and You, we don’t

Şimdi, Ben ve Sen çoğul zamirler değiliz; Ben ve Sen'de

add -s to the verb.

fiile -s eklemememiz bir kuraldır.

These two rules work with all verbs except for “be”.

Bu iki kural, “be” dışındaki tüm fiillerle çalışır.

The verb “be” has five forms.

“Olmak” fiilinin beş şekli vardır.

We say “I am”, He, she, it or any singular noun is, and You, We, They or any plural noun

“Ben” diyoruz, O, o, o veya herhangi bir tekil isim ve Sen, Biz, Onlar veya herhangi bir çoğul isim

are.

.

This is in the present tense.

Bu şimdiki zamanda.

In the past tense, We say, I, He, She, It or any singular noun was, and You, We, They

Geçmiş zamanda, We, I, He, She, It veya herhangi bir tekil isim was ve You, We, They

or any plural noun were.

veya herhangi bir çoğul isim idi deriz.

These are the very basic rules of subject-verb agreement.

Bunlar özne-fiil uyumunun çok temel kurallarıdır .

So, now let’s discuss some more advanced topics.

Şimdi biraz daha gelişmiş konuları tartışalım.

Let’s start with prepositional phrases.

Edat cümleleriyle başlayalım.

Here’s an example.

İşte bir örnek.

I want you to do this as an exercise.

Bunu bir egzersiz olarak yapmanızı istiyorum.

You see there are two places where you have to choose between is and are . The cookies

Görüyorsunuz, is ve are arasında seçim yapmanız gereken iki yer var. Kurabiyeler

is for Amanda or the cookies are for Amanda?

Amanda için mi yoksa Amanda için mi?

And the box of chocolates is for Tom or are for Tom?

Ve çikolata kutusu Tom için mi yoksa Tom için mi?

What do you think?

Ne düşünüyorsun?

Well, here’s the answer: The cookies are for Amanda and the box of chocolates is for

İşte cevap: Kurabiyeler Amanda için ve çikolata kutusu

Tom.

Tom için.

But how come?

Ama nasıl olur?

“Cookies” is a plural noun and “chocolates” is also plural, yet we have “are” in the

"Çerezler" çoğul bir isimdir ve "çikolatalar" da çoğuldur, ancak

first place and “is” is the second.

birinci sırada "are" ve ikinci sırada "is" vardır.

So, what’s going on here?

Peki, burada neler oluyor?

Well, with “cookies” it’s easy – plural subject, so we say “are”.

Pekala, "çerezler" ile bu kolay - çoğul özne, bu yüzden "are" diyoruz.

But, in the second sentence, we have “box of chocolates”.

Ancak ikinci cümlede “ çikolata kutusu” var.

Here, we see a preposition “of” and we see that it has an object “chocolates”,

Burada bir “of” edatı görüyoruz ve “çikolatalar” nesnesi olduğunu görüyoruz,

so “of chocolates” is a prepositional phrase.

bu nedenle “çikolatalar” edatlı bir ifadedir.

This phrase gives information about the box.

Bu cümle kutu hakkında bilgi verir.

It tells us what type of box it is.

Bize ne tür bir kutu olduğunu söyler.

It’s a box which has chocolates inside.

İçinde çikolata olan bir kutu.

So, the real subject of this sentence is the “box”.

Demek ki bu cümlenin asıl öznesi “kutu”dur.

This is a singular noun; that’s why we have “is”.

Bu tekil bir isimdir; bu yüzden bizde "is" var.

The prepositional phrase is just extra information, so you can mentally block it out; now it’s

Edat cümlesi yalnızca ek bilgidir, bu nedenle onu zihinsel olarak engelleyebilirsiniz; artık çok

easy: “The cookies are for Amanda.

kolay: "Kurabiyeler Amanda için.

The box is for Tom.”

Kutu Tom için.”

What box?

Ne kutusu?

The box of chocolates.

çikolata kutusu.

Here’s another example.

İşte başka bir örnek.

“A wallet with four credit cards was or were found lying in the grass?”

"Çimenlerin arasında dört kredi kartı olan bir cüzdan bulundu veya bulundu mu?"

Which is correct?

Hangisi doğru?

Pause the video and think about it for a moment.

Videoyu durdurun ve bir an düşünün.

OK, did you identify the prepositional phrase in this sentence?

Tamam, bu cümledeki edat ifadesini tanımladınız mı ?

That phrase is “with four credit cards”.

Bu ifade “dört kredi kartıyla” dır.

So, what thing had four credit cards inside?

Peki, içinde dört kredi kartı olan şey neydi?

It was the wallet.

Cüzdandı.

So “wallet” is the subject of the sentence.

Yani “cüzdan” cümlenin öznesidir.

The credit cards are not the subject.

Kredi kartları söz konusu değildir.

“Wallet” is a singular noun, so “A wallet with four credit cards was found lying in

"Cüzdan" tekil bir isimdir, bu nedenle "Çimenlerin arasında dört kredi kartı olan bir cüzdan bulundu

the grass.”

."

If the sentence was just about credit cards, we might say “Four credit cards were found

Cümle sadece kredi kartlarıyla ilgili olsaydı, “Çimlerde dört kredi kartı bulundu

lying in the grass”.

” diyebiliriz.

But here, since the real subject is “wallet”, we say “was”.

Ama burada asıl konu “cüzdan” olduğu için “oldu” diyoruz.

OK, here’s the next one: “Some students in my class speak or speaks French as their

Tamam, sıradaki şu: "Sınıfımdaki bazı öğrenciler birinci dilleri olarak Fransızca konuşuyor veya konuşuyor

first language.”

."

Well, what’s the subject of this sentence?

Peki bu cümlenin öznesi nedir?

I see a preposition “in”, so I know that “in my class” is a prepositional phrase.

Bir "in" edatı görüyorum, dolayısıyla "in my class"ın bir edat cümlesi olduğunu biliyorum.

It gives us information about the noun “students”.

Bize “öğrenciler” ismi hakkında bilgi verir.

So, the subject here is “students”.

Yani buradaki konu “öğrenciler”.

This is a plural noun, so we need a plural verb; that is, a verb without -s added to

Bu çoğul bir isim, bu yüzden çoğul bir fiile ihtiyacımız var; yani sonuna -s eklenmemiş bir fiil

the end.

.

So, “Some students in my class speak French as their first language.”

Yani, “Sınıfımdaki bazı öğrenciler birinci dil olarak Fransızca konuşuyor.”

Even though the noun “class” is singular and it’s right next to the verb, it’s

“Sınıf” ismi tekil olmasına ve fiilin hemen yanında olmasına rağmen,

just part of the prepositional phrase.

sadece edat cümlesinin bir parçasıdır.

The real subject is the plural word “students”.

Asıl özne çoğul kelime olan “öğrenciler”dir.

Here’s one last example: “Small business owners throughout the state have or has voiced

İşte son bir örnek: " Eyalet genelindeki küçük işletme sahipleri,

their displeasure with the government’s new tax proposal.”

hükümetin yeni vergi teklifinden memnuniyetsizliklerini dile getirdiler veya dile getirdiler."

OK, let me explain this one a little bit.

Tamam, bunu biraz açıklayayım.

“Small business owners” means people who own shops, restaurants or other companies

"Küçük işletme sahipleri" dükkan, restoran veya diğer küçük şirketlere sahip kişiler anlamına gelir

that are small.

.

“throughout the state” means not just in one place, but in every place across the

"eyalet genelinde" sadece bir yerde değil, eyalet genelinde her yerde anlamına gelir

state.

.

To “voice your displeasure” is a common expression.

“Memnuniyetsizliğinizi dile getirmek” yaygın bir ifadedir.

It means you’re not happy with something; displeasure is the opposite of pleasure.

Bu, bir şeyden memnun olmadığınız anlamına gelir; hoşnutsuzluk hazzın zıttıdır.

To voice your displeasure is to express your disappointment or dissatisfaction; this expression

Hoşnutsuzluğunuzu dile getirmek, hayal kırıklığınızı veya memnuniyetsizliğinizi ifade etmektir; bu ifade

is used in more formal situations like this.

bunun gibi daha resmi durumlarda kullanılır.

A “tax proposal” is a tax plan that the government has announced.

“Vergi teklifi”, hükümetin açıkladığı bir vergi planıdır . Bu

So, many business owners are not happy with this plan, maybe because it’s going to raise

nedenle, birçok işletme sahibi, belki de işletmeleri üzerindeki vergileri artıracağı için bu plandan memnun değil

taxes on their businesses.

.

OK, so now you decide – “have” or “has”.

Tamam, şimdi siz karar verin - "sahip" veya "sahip".

Now, what’s the subject here?

Şimdi, buradaki konu nedir?

Do you see a prepositional phrase?

Bir edat cümlesi görüyor musunuz?

Yes, “throughout the state” is a prepositional phrase because “throughout” is a preposition.

Evet, "devlet boyunca" bir edat cümlesidir çünkü "boyunca" bir edattır.

So, what does this phrase give you information about?

Peki bu cümle size ne hakkında bilgi veriyor ?

It gives you information about “small business owners”.

Size “küçük işletme sahipleri” hakkında bilgi verir .

This is the subject.

Konu bu.

Within this subject, the noun is “owners”.

Bu konudaki isim “sahipler” dir.

Because the word “business” just tells you what type of owner.

Çünkü "işletme" kelimesi size ne tür bir sahip olduğunu söyler.

Owners of what?

Neyin sahipleri?

Owners of business.

İşletme sahipleri.

What type of business?

Ne tür iş?

Small business.

Küçük iş.

So, the real subject is the word “owners” which is a plural noun.

Yani asıl özne çoğul bir isim olan “sahipler” kelimesidir.

So, we need a plural verb without “s”.

Yani, “s” olmadan çoğul bir fiile ihtiyacımız var. Bu

So, “small business owners throughout the state have voiced their displeasure with the

nedenle, "eyalet genelindeki küçük işletme sahipleri,

government’s new tax proposal.”

hükümetin yeni vergi teklifinden memnuniyetsizliklerini dile getirdiler."

Did you get it right?

Doğru anladın mı?

OK, now the important question is how do we identify prepositional phrases?

Tamam, şimdi önemli soru şu: Edat cümlelerini nasıl tespit edeceğiz?

Well, the first step is to know the most common prepositions in English.

İlk adım, İngilizce'deki en yaygın edatları bilmek.

These are words like of, in, on, at, by, with, to, for, from, etc.

Bunlar of, in, on, at, by, with, to, for, from gibi kelimelerdir.

You see some of these on the screen.

Bunlardan bazılarını ekranda görüyorsunuz.

Of course, there are many more.

Elbette çok daha fazlası var.

When you see a preposition in a sentence, it will always be part of a phrase, that is

Bir cümlede bir edat gördüğünüzde, her zaman bir cümlenin, yani

a group of words – “of chocolates”, “with four credit cards”, “in my class”,

bir kelime grubunun parçası olacaktır - "çikolataların", " dört kredi kartıyla", "sınıfımda",

“throughout the state” and so on.

"eyalet boyunca" vb. Açık.

If such a phrase occurs before the verb in a sentence, it will act just like an adjective

Cümlede fiilden önce böyle bir tamlama gelirse , tıpkı bir sıfat gibi davranır

– to give information about a noun.

- bir isim hakkında bilgi vermek için.

So, identify that noun – like “box”, “wallet”, “students”, “owners”

Öyleyse, bu ismi tanımlayın – “kutu”, “cüzdan”, “öğrenciler”, “sahipler”

etc.

vb. İsim tekil

If the noun is singular, then add -s to the verb; if it’s plural, then don’t add an

ise, fiile -s ekleyin ; çoğul ise

-s to the verb.

fiile -s eklemeyin.

If the verb is “be”, then choose the correct form – “am”, “is”, “are”, “was”

Fiil "be" ise, doğru biçimi seçin - "[ __ ]", "is", "are", "was"

or “were”.

veya "were".

Now, just like prepositional phrases, relative clauses can also cause problems with subject-verb

Şimdi, tıpkı edat tamlamaları gibi, ilgi tümceleri de özne-yüklem uyumunda sorunlara neden olabilir

agreement.

.

Take this example: “This vintage watch, which I received as a wedding gift from my

Şu örneği ele alalım: "Büyükannem ve büyükbabamdan düğün hediyesi olarak aldığım bu eski saat

grandparents, is or are one of my most prized possessions.”

benim en değerli eşyalarımdan biri ya da hâlâ öyle ."

Let me explain the vocabulary here.

Burada sözlüğü açıklayayım.

A vintage object is an old object that’s attractive or of high quality.

Eski bir nesne, çekici veya yüksek kaliteli eski bir nesnedir.

Like vintage furniture, vintage cars etc.

Eski mobilyalar, eski arabalar vb.

So, a vintage watch is an attractive old watch that’s still in good condition.

Yani, eski bir saat, hala iyi durumda olan çekici bir eski saattir .

The word “possession” means something you own, and a prized possession is a thing

"Mülkiyet" kelimesi, sahip olduğunuz bir şey anlamına gelir ve değerli bir mülk,

that is very important to you.

sizin için çok önemli olan bir şeydir.

Alright, so what do you think – “is” or “are” here?

Pekala, ne düşünüyorsun - burada "olan" mı yoksa "burada" mı?

OK, look at the clause “which I received as a wedding gift from my grandparents”

Tamam, "büyükannem ve büyükbabamdan düğün hediyesi olarak aldığım" maddesine bakın

– what is the purpose of that clause?

- bu maddenin amacı nedir?

What did I get as a wedding gift from grandma and grandpa?

Büyükannem ve büyükbabamdan düğün hediyesi olarak ne aldım ?

I received the watch, the vintage watch.

Saati aldım, vintage saat.

So, this clause only gives information about the watch; it gives you some details about

Yani bu madde sadece saat hakkında bilgi verir ; hakkında bazı ayrıntılar verir

it.

.

So, in fact, this whole clause acts like an adjective.

Yani, aslında, tüm bu madde bir sıfat gibi davranır .

For this reason, it’s called an adjective clause.

Bu nedenle sıfat tamlaması olarak adlandırılır.

More commonly it’s referred to as a relative clause.

Daha yaygın olarak göreceli bir madde olarak adlandırılır .

So, that means the real subject is “watch”.

Demek ki asıl konu “izlemek”.

“Grandparents” is not the subject.

“Dede” konu değil.

The word “watch” is a singular noun.

"İzlemek" kelimesi tekil bir isimdir.

So, “This vintage watch, which I received as a wedding gift from my grandparents, is

Yani, “Büyükannem ve büyükbabamdan düğün hediyesi olarak aldığım bu eski saat

one of my most prized possessions.”

benim en değerli eşyalarımdan biri.”

The verb “is” agrees with the subject “watch”.

“İs” fiili, “izlemek” öznesi ile uyumludur.

Relative clauses usually start with words like who, which, that, where or when.

Bağıl cümlecikler genellikle kim, hangi, o, nerede veya ne zaman gibi kelimelerle başlar.

These words are called relative pronouns.

Bu kelimelere ilgi zamirleri denir.

Alright, here’s another example: “The architect who designed some of this city’s

Pekala, işte başka bir örnek: " Bu şehrin

biggest skyscrapers live or lives in a modest two-bedroom apartment downtown.”

en büyük gökdelenlerinden bazılarını tasarlayan mimar, şehir merkezinde iki yatak odalı mütevazi bir apartman dairesinde yaşıyor veya yaşıyor ."

“Modest” means “simple”.

"Mütevazı", "basit" anlamına gelir.

So, is it live or lives?

Peki, canlı mı, can mı?

The first thing that you should notice is the word “who”, so you know you have a

Dikkat etmeniz gereken ilk şey "kim" kelimesidir, bu nedenle göreceli bir cümleniz olduğunu bilirsiniz

relative clause.

.

“who designed some of this city’s biggest skyscrapers” is the relative clause.

"Bu şehrin en büyük gökdelenlerinden bazılarını kim tasarladı " ilgili cümledir.

It tells us something about the architect.

Bize mimar hakkında bir şeyler anlatıyor.

So, “architect” is the subject here.

Yani burada “mimar” söz konusudur.

“Skyscrapers” is not the subject.

“Gökdelenler” konu değil.

“Architect” is a singular noun, so “The architect who designed some of this city’s

"Mimar" tekil bir isimdir, yani " Bu şehrin

biggest skyscrapers lives in a modest two-bedroom apartment downtown.”

en büyük gökdelenlerinden bazılarını tasarlayan mimar, şehir merkezinde iki yatak odalı mütevazi bir apartman dairesinde yaşıyor ."

Next one: “The only books that I actually enjoyed reading when I was a kid was or were

Sıradaki: " Çocukken okumaktan gerçekten zevk aldığım tek kitap

superhero comics.”

süper kahraman çizgi romanlarıydı ya da onlardı."

Stop the video and think about this one.

Videoyu durdurun ve bunu düşünün.

OK, first of all, did you find the relative clause?

Tamam, her şeyden önce, ilgi yan tümcesini buldunuz mu?

Actually, there are two relative clauses here.

Aslında, burada iki göreceli tümce var.

The first one is “that I actually enjoyed reading” and the second is “when I was

Birincisi “aslında okumaktan zevk aldığım ”, ikincisi ise “

a kid”.

çocukken”.

The first clause tells us about the books; I’m talking about books that I enjoyed reading.

İlk madde bize kitapları anlatır; Okumaktan keyif aldığım kitaplardan bahsediyorum.

And the second clause says that we are not talking about now; we’re talking about the

Ve ikinci madde şu an hakkında konuşmadığımızı söylüyor;

period when I was a child, in the past.

geçmişte, benim çocuk olduğum dönemden bahsediyoruz.

You can have two relative clauses like this that give different types of information.

Bunun gibi farklı türde bilgi veren iki göreceli cümleniz olabilir.

But of course, the subject here is “books”.

Ama tabi buradaki konu “kitaplar”.

This is a plural noun, so “The only books that I actually enjoyed reading when I was

Bu çoğul bir isim, yani " Çocukken okumaktan gerçekten zevk aldığım tek kitap

a kid were superhero comics.”

süper kahraman çizgi romanlarıydı."

This might sound a little strange to you because we have the word “kid” which is singular.

Bu size biraz tuhaf gelebilir çünkü tekil olan “çocuk” kelimemiz var.

So, we feel like the verb should be “was”.

Bu yüzden fiilin “was” olması gerektiğini düşünüyoruz.

Because in conversation, we normally say, “The kid was running, the kid was playing”

Çünkü sohbette normalde “Çocuk koşuyor, çocuk oynuyor” diyoruz

and so on.

.

But, the important thing is that “kid” is not the subject here; it’s just part

Ama önemli olan burada konu “çocuk” değil;

of that relative clause.

bu göreceli maddenin sadece bir parçası.

The verb should agree with the subject of the sentence, which is “books” in this

Fiil, bu durumda "kitaplar" olan cümlenin konusu ile uyumlu olmalıdır

case.

.

One last example: “Prescription drugs, which cannot simply be obtained over the counter,

Son bir örnek: " Reçetesiz satılan ilaçlar, satın alınabilmek için

require or requires a doctor’s prescription in order to be purchased.”

doktor reçetesi gerektirir veya gerektirir ."

The sentence means that there are certain medicines that if you want to buy them, you

Cümle, belirli ilaçlar olduğu anlamına gelir , onları satın almak istiyorsanız

have to get a doctor’s prescription.

doktor reçetesi almanız gerekir.

“Over the counter” means going to the store and buying something just like that.

"Tezgah üstü", mağazaya gidip bunun gibi bir şey satın almak anlamına gelir.

You pay money over the counter and you receive the product over the counter.

Parayı tezgahtan ödüyorsunuz ve ürünü tezgahtan alıyorsunuz.

You cannot do that with prescription drugs; you need a doctor’s prescription.

Bunu reçeteli ilaçlarla yapamazsınız; doktor reçetesine ihtiyacınız var.

So, what do you think – “require” or “requires”?

Peki, ne düşünüyorsunuz - "gerektirir" veya "gerektirir"?

OK, where’s the relative clause here?

Tamam, buradaki ilgi yan tümcesi nerede?

The relative clause is “which cannot simply be obtained over the counter” and that clause

İlgili madde “ reçetesiz satılan ilaçlar”dır ve bu madde

gives information about “prescription drugs”.

“reçeteli ilaçlar” hakkında bilgi verir.

That’s a plural noun, so we don’t add -s to the verb: “Prescription drugs, which

Bu çoğul bir isimdir, dolayısıyla fiile -s eklemiyoruz: "

cannot simply be obtained over the counter, require a doctor’s prescription in order

Reçetesiz satılan reçeteli ilaçlar, satın alınabilmek için doktor reçetesi gerektirir

to be purchased.”

."

So, looking at all these sentences, how do we identify relative clauses?

Peki, tüm bu cümlelere bakarak, ilgi yan tümcelerini nasıl tanımlarız?

Well, watch out for the relative pronouns: who, which, that, where, when etc.

Pekala, ilgi zamirlerine dikkat edin: kim, hangi, bu, nerede, ne zaman vb.

Once you identify the relative clause, check to see whether that clause comes between the

İlgi tümcesini belirledikten sonra, bu tümcenin özne

subject and the verb.

ile fiil arasına girip girmediğini kontrol edin.

If it does, just ignore the clause; look at the subject and decide whether it is singular

Varsa, yan tümceyi yok sayın; özneye bakıp tekil mi çoğul mu olduğuna karar ver

or plural and then use the correct form of the verb based on that.

ve ona göre fiilin doğru halini kullan.

Now, if you want to know why two sentences here have commas and two sentences don’t

Şimdi, neden buradaki iki cümlede virgül olduğunu ve iki cümlede

have commas, then see my lesson on punctuation where I explain all about it; I’ll leave

virgül bulunmadığını öğrenmek istiyorsanız, o zaman her şeyi açıkladığım noktalama işaretleri dersime bakın;

a link in the description below.

Aşağıdaki açıklamaya bir bağlantı bırakacağım.

Alright, if you’re ready, it’s now time for the quiz. all right I have ten sentences

Pekala, hazırsanız, şimdi sınav zamanı. pekala alıştırma yapmamız için on cümlem var

for us to practice with we’ll do the first four r now and then we'll move on to the next

şimdi ilk dördünü yapacağız ve sonra bir sonraki

set all right in each of these sentences I want you to choose the correct verb form from

sete geçeceğiz pekala bu cümlelerin her birinde ikisinden doğru fiil biçimini seçmeni istiyorum

the two options that are given pause the video take a moment to think about these sentences

verilen seçenekler videoyu duraklatın bu cümleler hakkında düşünmek için bir dakikanızı ayırın

then play the video and continue alright in number one athletes from over 200 countries

sonra videoyu oynatın ve tamam devam edin 200'den fazla ülkeden bir numaralı atlet

compete or competes in the Olympics we have a prepositional phrase here so what's the

olimpiyatlarda yarışıyor veya yarışıyor burada bir edat deyimimiz var yani

preposition preposition is from so from over 200 countries is the prepositional phrase

edat edat nedir o kadar 200'den fazla ülkeden,

this tells us about the athletes so the subject is athletes this is a plural noun so athletes

bu bize sporcular hakkında bilgi veren edat cümlesidir, bu nedenle özne sporculardır, bu çoğul bir isimdir, bu nedenle

from over 200 countries compete in the Olympics number two the prepositional phrase here is

200'den fazla ülkeden sporcular iki numaralı Olimpiyatlarda yarışır, buradaki edat cümlesi

with blue eyes and this phrase tells you about the puppy so that puppy with blue eyes is

mavi gözlüdür ve bu cümle size şunları anlatır köpek yavrusu, böylece mavi gözlü köpek yavrusu

the cutest little animal I have ever seen puppy is singular so is the correct verb form

şimdiye kadar gördüğüm en şirin küçük hayvan köpek yavrusu tekildir, yani 3 numaradaki doğru fiil şeklidir,

in number 3 we have a relative clause remember that relative clauses start with words like

bir ilgi tümcemiz var, ilgi tümcelerinin başladığını hatırla

who which that so on here we have that so that affect the heart is the relative clause

who that that gibi kelimelerle burada o kadar ki kalbi etkileyen ilgi cümleciğidir

so that means the subject is diseases the relative clause is telling you what kind of

yani özne hastalıklardır ilgi cümleciği size ne tür bir

disease we’re talking about so diseases is a plural noun diseases that affect the

hastalıktan bahsettiğimizi söyler yani hastalklar çoğul bir isim hastalıklarıdır kalbi etkileyen kalp ve

heart are called cardiovascular diseases number four is a little tricky because what we have

damar hastalıkları denir dört numara biraz aldatıcı çünkü burada sahip olduğumuz şey

here is a relative clause it starts from the word standing standing at the counter is the

bir ilgi cümleciğidir tezgahta ayakta durmak kelimesinden başlar

relative clause now you might be thinking well there is no relative pronoun like who

ilgi cümleciğidir şimdi iyi düşünüyor olabilirsiniz kim gibi bir ilgi zamiri yok

which or that that's because it's hidden here this is basically that guy who is standing

hangisi ya da bu, çünkü burada gizli olduğu için bu, temel olarak,

at the counter in a lot of places the relative pronoun and the verb that comes right after

birçok yerde tezgâhta duran adamdır.

that will be dropped like this and when the clause starts with an -ing verb like you have

here like standing it's called a participle clause it's basically just a reduced relative

burada olduğu gibi ayakta durmak gibi buna katılımcı yan tümcesi denir temelde sadece indirgenmiş bir ilgi

clause but it's still a relative clause so then that means that the subject here is that

yan tümcesi ama yine de bir bağıntı yan tümcesi yani bu, buradaki öznenin şu

guy that guy is a singular noun that guy standing at the counter looks like a bodybuilder all

adam o adam olduğu anlamına gelir tezgahta duran adam bir vücut geliştirmeci gibi görünen tekil bir isimdir

right here are the next three sentences we're going up in difficulty a little bit here stop

pekala işte sonraki üç cümle burada biraz zorlanıyoruz burada

the video think about them then play the video again and continue all right number five a

videoyu durdurun onları düşünün sonra videoyu tekrar oynatın ve pekala beş numaraya devam edin

documentary about the possibility of aliens from outer space visiting earth in the 21st

21. yüzyılda uzaydan gelen uzaylıların dünyayı ziyaret etme olasılığıyla ilgili bir belgesel, film festivalinde

century was or were awarded a special prize at the film festival now the reason this sentence

özel bir ödül aldı veya aldı, şimdi bu cümlenin

looks confusing is actually because there's one big preposition phrase here we see a number

kafa karıştırıcı görünmesinin nedeni, aslında burada büyük bir edat cümlesi olduğu için bir dizi edat görüyoruz.

of prepositions in this sentence about of from and in but if you start reading from

from ve in ile ilgili bu cümle ama 21. yüzyılda uzaylıların dünyayı ziyaret etme

the first preposition about the possibility of aliens from outer space visiting earth

olasılığı hakkındaki ilk edattan okumaya başlarsanız,

in the 21st century you realize this whole phrase just tells you the topic of the documentary

tüm bu cümlenin size sadece belgeselin konusunu anlattığını,

so the subject is documentary here which is a singular noun so the correct verb form is

dolayısıyla konunun burada belgesel olduğunu fark edersiniz. tekil bir isimdir, bu nedenle doğru fiil formu,

was so a documentary about the possibility of aliens from outer space visiting earth

yani 21. yüzyılda uzaylıların dünyayı ziyaret etme olasılığı hakkında bir belgeseldi.

in the 21st century was awarded a special prize at the film festival in number six there

Altı numarada film festivalinde özel bir ödül aldınız, doğru fiil formunu

are two places where you have to choose the correct verb form but both verbs relate to

seçmeniz gereken iki yer var ama her iki fiil de

the same subject the sentence starts with emails and then we see the word blocked this

aynı konuyla ilgili, cümle e-postalarla başlıyor ve sonra bloke kelimesini görüyoruz, bu

is actually a relative clause the sentence is trying to say emails that are blocked by

aslında göreceli bir cümle. cümle, spam filtresi tarafından engellenen e-postaları söylemeye çalışıyor,

a spam filter but the words that are are left out so this is a reduced relative clause that

ancak sözcükler dışarıda bırakılıyor, bu nedenle bu,

means the subject is emails which is a plural noun so emails blocked by the spam filter

konunun çoğul bir isim olan e-postalar olduğu anlamına gelen azaltılmış bir göreceli yan tümcedir, bu nedenle spam filtresi tarafından engellenen e-postalar

don't show up in your inbox but those emails are instead moved to the spam folder in number

söylemez. gelen kutunuzda görünür, ancak bu e-postalar bunun yerine yedi numaradaki spam klasörüne taşınır,

seven there are three verbs but this one should be easier because there's just a straightforward

üç fiil vardır, ancak bu daha kolay olmalıdır çünkü sadece

prepositional phrase starting with in so in this neighborhood is a preposition phrase

in ile başlayan basit bir edat cümlesi vardır, bu nedenle bu mahallede bir edat cümlesi vardır,

which means that the subject is the plural word kids most kids in this neighborhood walk

bu da şu anlama gelir: özne çoğul kelimedir çocuklar bu mahalledeki çoğu çocuk

or bicycle to school but don't spend much time doing other physical activities such

okula yürüyerek ya da bisikletle gider ama spor yapmak gibi diğer fiziksel aktivitelere fazla zaman ayırmaz

as playing sport all right here are the last three stop the video think about them then

tamam işte sonuncusu Videoyu durdurun onlar hakkında düşünün sonra

play the video again and continue all right number eight a language learner’s ability

videoyu tekrar oynatın ve tamam sekiz numaralı bir dil öğrenicisinin yeteneği ile devam edin

and then we see the word to which means this is the start of a prepositional phrase and

ve sonra bunun bir edat cümlesinin başlangıcı olduğu ve

this phrase is going to tell you about the ability so a language learner’s ability

bu cümlenin size yetenek hakkında bilgi vereceği anlamına gelen kelimeyi görüyoruz. yani bir dil öğrenicisinin kavrama yeteneği, anadili İngilizce olan kişiler için hazırlanmış

to comprehend comprehend means to understand difficult real-world reading material meant

zor gerçek dünya okuma materyallerini anlamak anlamına gelir, bu

for native speakers that's a relative clause so reading material which is meant for native

göreli bir cümledir, bu nedenle anadili İngilizce olan kişiler için hazırlanmış okuma materyali,

speakers now even though this is a relative clause it doesn't tell you anything about

bu göreceli bir cümle olmasına rağmen, size hakkında hiçbir şey söylemez.

the subject of the sentence this relative clause gives you information about reading

Cümlenin öznesi bu bağıntılı tümce size okuma materyali hakkında bilgi verir,

material so this clause is actually within the prepositional phrase so the phrase starts

dolayısıyla bu tümce aslında edat öbeğinin içindedir, bu nedenle ifade

at to and it goes all the way up to native speakers this whole phrase gives you information

to ile başlar ve anadili İngilizce olan kişilere kadar gider, bu tümce size

about ability which is the subject of the sentence this is a singular noun so the right

yetenek hakkında bilgi verir ki bu da yetenektir. Cümlenin öznesi bu tekil bir isimdir, bu nedenle doğru

verb form is increases increases with regular and sustained practice sustained means you

fiil formu düzenli ve uzun süreli uygulama ile artar. ns

keep doing it ok in number 9 we have the longest sentence in the quiz Sheila said that Julien's

yapmaya devam et tamam mı 9 numarada sınavdaki en uzun cümle bizde

negative remarks about her appearance about as a preposition so about her appearance is

a prepositional phrase and then we see the word which that means it's a relative clause

which he made at the meeting in the presence of several board members so we've seen a prepositional

birkaç yönetim kurulu üyesinin huzurunda yaptığı toplantıda yaptığı cümle, bu yüzden

phrase with about her appearance and then a long relative clause all of this is about

görünüşü hakkında bir edat cümlesi gördük ve ardından uzun bir göreceli cümle gördük, bunların hepsi isim hakkındadır

the noun remarks remarks is a plural noun so were offensive and completely unacceptable

açıklamalar açıklamalar çoğul bir isimdir, bu yüzden saldırgan ve tamamen kabul edilemez

and finally we come to number 10 I find it strangely amusing now amusing means funny

ve nihayet 10 numaraya geldik. Bunu garip bir şekilde eğlenceli buluyorum şimdi eğlenceli demek, çok garip bir şekilde eğlenceli demek, garip

so strangely amusing means funny in a strange or in a weird way I find it strangely amusing

veya garip bir şekilde komik demek.

that Matt and Kylie neither of whom now who is a relative pronoun so from neither we see

biz de

the start of a relative clause don't worry about the correct verb form within the clause

göreceli bir cümlenin başlangıcını görmüyoruz, cümle içindeki doğru fiil formu hakkında endişelenmeyin,

for now we'll come back to that so neither of whom have or has any baking experience

şimdilik buna geri döneceğiz, bu yüzden ikisinin de herhangi bir pişirme deneyimi yok ya da yok.

whatsoever the relative clause ends here so that means the subject of the sentence is

bağıntı cümleciği burada bitiyor yani bu cümlenin öznesinin

Matt and Kylie this is a plural subject because Matt and Kylie are two people so Matt and

Matt ve Kylie olduğu anlamına gelir bu çoğul bir öznedir çünkü Matt ve Kylie iki kişidir bu yüzden Matt ve

Kylie have agreed to bake a cake for the party all right now as for the verb form within

Kylie fiile gelince hemen şimdi parti için bir pasta pişirmeyi kabul ettiler.

the relative clause we have to apply subject verb agreement rules within the clause itself

ilgi yan tümcesi içinde özne fiil anlaşma kurallarını yan tümcenin kendisinde uygulamamız gerekir,

so the subject of this clause is the word neither this is considered a singular pronoun

bu nedenle bu yan tümcenin öznesi ne bu İngilizce'de tekil zamir olarak kabul edilmez

in English because it's like saying not Matt or Kylie so neither of whom has any baking

çünkü Matt veya Kylie değil demek gibi bir şey, bu yüzden ikisi de herhangi bir pişirmeye sahip değil

experience whatsoever I'll read the whole sentence once again I find it strangely amusing

ne olursa olsun tüm cümleyi bir kez daha okuyacağım

that Matt and Kylie neither of whom has any baking experience whatsoever have agreed to

Matt ve Kylie'nin hiçbir şekilde pişirme deneyimi olmayan Matt ve Kylie'nin

bake a cake for the party if you didn't get this last one right that's okay I made it

parti için bir pasta pişirmeyi kabul etmelerini garip bir şekilde eğlenceli buluyorum, eğer bu sonuncusunu doğru anlamadıysanız sorun değil ben

difficult just to show you how subject verb agreement difficulties can appear in unexpected

places all right how many of these 10 sentences did you get right let me know in the comments

bu 10 cümleden kaç tanesini doğru anladınız,

below if you enjoyed this lesson give it a thumbs up don't forget to subscribe to this

beğendiyseniz aşağıdaki yorumlarda bana bildirin. ders bir başparmak yukarıya bu kanala abone olmayı unutmayın

channel to get my latest lessons right here on YouTube and I will see you in another lesson

en son derslerimi burada YouTube'da alın ve yakında başka bir derste görüşürüz

soon.

.