Lesson 98 👩‍🏫Basic English with Jennifer 👂How to Say the -ed Past Tense Ending

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer. Are you ready to study

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer.

basic English with me? You can practice the simple past with my students, Flavia

Benimle temel İngilizce öğrenmeye hazır mısın? Öğrencilerim Flavia ve Andreia ile basit geçmişi uygulayabilirsiniz

and Andreia. When we talk about the past, we use past tense verbs. Regular verbs

. Geçmişten bahsederken geçmiş zaman fiillerini kullanırız. Düzenli fiiller

end in -ed. But how do we pronounce that ending? Listen. Okay, ladies. You did very

-ed ile biter. Ama bu sonu nasıl telaffuz edeceğiz ? Dinlemek. Tamam bayanlar.

well with a lot of the irregular verbs. Now we're going to talk about our

Düzensiz fiillerin çoğunu çok iyi yaptın. Şimdi

regular verbs in the past tense. Often you will just add -ed or -d. Right?

geçmiş zamanda düzenli fiillerimiz hakkında konuşacağız. Genellikle sadece -ed veya -d eklersiniz. Sağ?

Spelling can be different. Pronunciation can be different. You're using some of

Yazım farklı olabilir. Telaffuz farklı olabilir.

them already. We talked about Sylvia and how she

Bazılarını zaten kullanıyorsunuz. Sylvia'dan ve

worked in a restaurant. Right? There's our -ed ending. She worked long hours. And we

bir restoranda nasıl çalıştığından bahsettik. Sağ? İşte -ed sonumuz. Uzun saatler çalıştı. Ve

talked about how she opened the door. Right? When she opened the door, she heard

kapıyı nasıl açtığını konuştuk. Sağ? Kapıyı açtığında

strange noises. We also know that she turned on the lights, and she saw all of

garip sesler duydu. Ayrıca ışıkları açtığını ve tüm

her friends. Okay. So, a lot of the time, we just add -ed. Now here's a question.

arkadaşlarını gördüğünü de biliyoruz. Tamam aşkım. Bu yüzden çoğu zaman sadece -ed ekleriz. Şimdi burada bir soru var.

Listen. Worked. Opened. Worked. Turned. Is there a difference? Can you hear it?

Dinlemek. çalıştı. Açıldı. çalıştı. döndü. Bir fark var mı? Duyuyormusun?

What's happening with "worked," it sounds like a /t/. Worked. With these ones,

"İşe yaradı" ile olan şey kulağa /t/ gibi geliyor. çalıştı. Bunlarla,

"opened"... "turned." This sounds like a /d/. Why? Why is that happening?

"açıldı"... "döndü." Bu bir /d/ gibi geliyor. Neden? Bu neden oluyor?

Why? Why, Jennifer?

Neden? Neden, Jennifer?

Because the last sound is a consonant. Right? Just like in English and

Çünkü son ses bir ünsüzdür. Sağ? Tıpkı İngilizce ve Portekizce'de olduğu gibi

Portuguese, we have two groups of sounds. We have our vowels. Mm-hmm. A, E, I, O, U. We have

, iki ses grubumuz var. Bizim ünlülerimiz var. Mm-hmm. A, E, I, O, U.

our consonants: B, C, D... Right? Now the consonants have two groups. Some

Sessiz harflerimiz var: B, C, D... Değil mi? Şimdi ünsüzlerin iki grubu var. Bazı

consonants are very quiet we call them voiceless. There's nothing here.

ünsüzler çok sessizdir biz onlara sessiz deriz. Burada hiçbir şey yok.

It's quiet, but when we say something

Sessiz ama

like an N.../n/...,you can put your hand on your throat. /n/ You feel the vibrations.

N.../n/... gibi bir şey söylediğimizde elini boğazına koyabilirsin . /n/ Titreşimleri hissediyorsunuz.

There's something. You feel something. But when you say /k/, nothing. Right? Do you

Birşey var. Bir şey hissediyorsun. Ama /k/ dediğinde, hiçbir şey. Sağ?

feel? ...There's a difference. So when you have a voiceless...voiceless

Hissediyor musun? ...Bir fark var. Sessiz...sessiz bir

consonant, it's going to sound like /t/, but when it's voiced, it will sound like a /d/.

ünsüzünüz olduğunda, /t/ gibi ses çıkaracak, ancak sesli olduğunda, /d/ gibi ses çıkaracaktır.

For example, lived...I lived in Russia for five years. I lived in Moscow. Lived. Why?

Mesela yaşadım... Beş yıl Rusya'da yaşadım. Moskova'da yaşadım. yaşadı. Neden?

The last sound is a /v/. It's voiced. Okay? Remember the story of Brittany and John?

Son ses bir /v/'dir. Seslendirildi. Tamam aşkım? Brittany ve John'un hikayesini hatırlıyor musun?

And Brittany helped John. She helped him to learn more languages. Right? Helped.

Brittany, John'a yardım etti. Daha fazla dil öğrenmesine yardım etti. Sağ? Yardım etti.

Helped. Why? The last consonant is a /p/.

Yardım etti. Neden? Son ünsüz bir /p/'dir.

Voiceless. Yeah. So, you're going to add on the -ed, but how you say it can be

Sessiz. Evet. Yani, -ed'e ekleyeceksin , ama nasıl söylediğin

different. Is the final sound voiceless or voiced? Okay. When we write, often it's

farklı olabilir. Son ses sessiz mi sesli mi? Tamam aşkım. Yazarken genellikle

-ed. But here, I just added -d. Why? Because the last letter is "e." Right? So,

-ed olur. Ama burada sadece -d ekledim. Neden? Çünkü son harf "e". Sağ? Peki ya

what if I do..."love" becomes "loved," and again it's voiced. So it sounds like /d/.

yaparsam..."aşk", "sevilen" oluyor ve yine seslendiriliyor. Yani kulağa /d/ gibi geliyor.

And I just write a "-d." Loved. Um, jumped. Your cat jumped on the bed.

Ve sadece bir "-d" yazıyorum. Sevilen. Atladı. Kediniz yatağın üzerine atladı.

Jumped. Exactly. I saw a movie and I liked it. Liked. Liked. I liked it.

atladı Kesinlikle. Bir film izledim ve beğendim. beğendim. beğendim. Bunu sevdim.

Liked. Because it's just like "worked." Liked. I liked it.

beğendim. Çünkü tıpkı "çalıştı" gibi. beğendim. Bunu sevdim.

Voiceless consonants are also called unvoiced consonants. Say these voiceless

Sessiz ünsüzlere sessiz ünsüzler de denir . Benimle şu sessiz

consonants with me: /k, p/.

ünsüzleri söyle: /k, p/.

Good. Now say those sounds before the -ed ending: worked, liked, helped, jumped. Try

İyi. Şimdi bu sesleri -ed'den önce söyleyin: çalıştı, beğendi, yardım etti, atladı.

saying those verbs in phrases: worked hard, liked the movie, helped me,

Bu fiilleri cümle halinde söylemeyi deneyin: çok çalıştım, filmi beğendim, bana yardım etti,

jumped high.

yükseğe sıçradım. Sesli

Remember we also have voiced consonants. Say these voiced consonants with me: /n, v/.

ünsüzlerimiz de olduğunu unutmayın. Benimle şu ünsüz harfleri söyle: /n, v/.

Good now say those sounds before the -ed ending. Listen and repeat. Opened, turned,

Şimdi bu sesleri -ed'den önce söylemek güzel . Dinle ve tekrar et. Açıldı, döndü,

lived, loved. Say those verbs in phrases. Listen and repeat. Opened the door, turned

yaşadı, sevildi. Bu fiilleri cümle halinde söyleyin. Dinle ve tekrar et. Kapıyı açtı,

on the lights, lived alone, loved each other. Okay. Now let's talk about the past

ışıkları yaktı, yalnız yaşadı, birbirini sevdi . Tamam aşkım. Şimdi

tense ending -ed after a vowel sound and after the consonants T and D.

bir sesli harften ve T ve D ünsüzlerinden sonraki -ed ekinden bahsedelim.

I really enjoyed my trip to Bermuda. Enjoyed. Enjoyed. This is different.

Bermuda gezimden gerçekten keyif aldım. Zevk aldım. Zevk aldım. Bu farklı.

"Enjoy"...is a vowel sound. /ɔɪ/ And the vowel sounds also are voiced, so when we

"Enjoy"... bir sesli harftir. /ɔɪ/ Ve sesli harfler de seslendirilir, bu nedenle

have "enjoyed," it's going to sound like a /d/. Enjoyed. I enjoyed it.

"zevk aldığımızda" kulağa /d/ gibi gelir. Zevk aldım. Çok eğlendim.

I enjoyed my trip. I enjoyed dinner. I enjoyed being here. Enjoyed. One more. When

Seyahatimden keyif aldım. Akşam yemeğinden keyif aldım. Burada olmaktan keyif aldım. Zevk aldım. Bir tane daha.

did we meet for the first time? Do you remember which month? The three of us.

İlk kez ne zaman tanıştık? Hangi ay hatırlıyor musun? Üçümüz.

When did we start our lessons? Whoa. April. April or March? April. A long time ago.

Derslerimize ne zaman başladık? Vay canına. Nisan. Nisan mı Mart mı? Nisan. Uzun zaman önce.

I think we started at the end of March. Maybe. Maybe the end of March. Yeah.

Sanırım Mart sonunda başladık. Belki. Mart sonu olabilir. Evet.

Let's say March. Okay. Started. Started. New category. New group. Started. Started.

Mart diyelim. Tamam aşkım. başladı. başladı. Yeni kategori. Yeni Grup. başladı. başladı.

What happened now? Start - started. Now I have two syllables. Started. I don't say

Ne oldu şimdi? Başlat - başladı. Şimdi iki heceliyim. başladı.

"tur-ned"..."open-ed" "liv-ed"... Well "open" has two syllables, but

"Tur-ned"..."open-ed" "liv-ed" demiyorum... " Açık"ın iki hecesi var ama

Let's look at "live" and "love." Lived, loved. And with "opened" and "turned," I don't say

"yaşamak" ve "aşk"a bakalım. Yaşandı, sevildi. Ve "açıldı" ve "döndü" derken,

"open-ed"..."turn-ed"...

"açıldı"...döndü demiyorum...

It's different. If it's one syllable, you add an -ed, it stays one

Farklı. Tek heceli ise -ed eklenir, tek

syllable. If it's two syllables and you add -ed, it stays two syllables. But what

heceli kalır. İki heceliyse ve -ed eklerseniz, iki heceli kalır. Ama

does that end with? T. And so when you end with a T, we get one more syllable.

bu neyle bitiyor? T. Ve böylece bir T ile bitirdiğinizde, bir hece daha elde ederiz.

Start - started. Start - started. Because of T. Yeah. And there can be more. Oh, here's a good one.

Başlat - başladı. Başlat - başladı. T yüzünden. Evet. Ve daha fazlası olabilir. İşte iyi bir tane.

Visit. Right? Let's say you went to New York. You...and you saw relatives.

Ziyaret etmek. Sağ? Diyelim ki New York'a gittiniz . Sen... ve akrabalarını gördün.

Right? You saw some family, so you visited ...you visited some relatives.

Sağ? Bir aile gördünüz, yani ziyaret ettiniz ...akrabaları ziyaret ettiniz.

It ends with the T. Visited. We talked about Brittany and John and how they got

T ile bitiyor. Ziyaret edildi. Brittany ve John hakkında ve nasıl

married. We could also say they married. "Got married" is more conversational, but

evlendiklerini konuştuk. Evlendiler de diyebiliriz. "Evlendim" daha konuşkandır, ancak

you can also use "marry" as a verb. And what happens when you write it? You

"evlenmek" kelimesini fiil olarak da kullanabilirsiniz. Ve yazınca ne oluyor?

add...you change the y to an i and add the -ed.

Eklersiniz... y'yi i olarak değiştirirsiniz ve -ed'i eklersiniz.

But it sounds like "enjoyed"... "married." Right? It ends with a vowel; we add -ed. Okay. So how

Ama kulağa "hoş"... "evli" gibi geliyor. Sağ? Bir sesli harfle biter; ekledik. Tamam aşkım. Peki

many groups do we have? We have these verbs. They're voiceless. It will end with the /t/

kaç tane grubumuz var? Bu fiillere sahibiz. Sessizler. /t/ sesi ile bitecektir

sound. So repeat after me: Liked... Worked...

. Benden sonra tekrar et: Beğendim... Çalıştım...

Helped... Jumped... Now we have these verbs that end with

Yardım ettim... Atladım... Şimdi sesli ünsüzle biten bu fiillere sahibiz

the voiced consonant. The -ed sounds like a /d/. Opened... Turned...

. -ed kulağa /d/ gibi geliyor. Açıldı... Döndü...

Turned...and be careful not to say "tur-ned" and not "turned-duh" but

Döndü... ve "döndü" dememeye dikkat edin ve "turned-duh" değil,

Turned. Yeah. So you say the D, but don't add "turned-duh." Turned. Okay.

Döndü. Evet. Yani D diyorsunuz ama "turned-duh" eklemeyin. döndü. Tamam aşkım.

Lived. Again, not "li-ved." Lived... Loved... Good. Right? You don't

yaşadı. Yine, "yaşadı" değil. Yaşadım... Sevdim... Güzel. Sağ?

want "lo-ved"...loved. And not "loved-duh." When you have a word after it, then you

"Sevilmek" istemiyorsun...sevilmek. Ve "sevilen-duh" değil. Ondan sonra bir kelimeniz olduğunda,

can keep going. Like, I loved it. I loved it. Did you like the movie? I loved it.

devam edebilirsiniz. Sevdim mesela. Onu sevdim. Filmi sevdin mi? Onu sevdim.

I loved it. Yeah. I loved it. Or I liked it. When you end with a vowel, we add the -ed

Onu sevdim. Evet. Onu sevdim. Ya da beğendim. Bir sesli harfle bitirdiğinizde, -ed ekleriz

and it sounds like a/d/. Married... Enjoyed...

ve a/d/ gibi gelir. Evli... Keyifli...

Same thing. You could say, "Did you like it?" "I enjoyed it. I really enjoyed it." Try that.

Aynı şey. "Beğendin mi?" diyebilirsin. "Eğlendim. Gerçekten keyif aldım." Bunu dene.

I really enjoyed it...because it ends

Gerçekten hoşuma gitti... çünkü

with the /d/ sound, you're going to connect it to the next word. I really

/d/ sesiyle bitiyor, onu bir sonraki kelimeye bağlayacaksın.

enjoyed it. Today I enjoy it, but yesterday I enjoyed it. Enjoyed it. Yes.

Bu gerçekten hoşuma gitti. Bugün keyif alıyorum ama dün keyif aldım. Eğlendim. Evet.

Yeah. You have the "dit." Enjoyed it. Yes. I really enjoyed it...Enjoyed it. Yes.

Evet. Sende "dit" var. Eğlendim. Evet. Gerçekten çok eğlendim... Çok eğlendim. Evet.

Enjoyed it. Yes. It sounds like "dit." I really enjoyed it.

Eğlendim. Evet. Kulağa "dit" gibi geliyor. Bu gerçekten hoşuma gitti.

I really enjoyed...enjoyed it...And if it's easier to go

Gerçekten keyif aldım...hoşuma gitti... Ve eğer yavaş gitmek daha kolaysa

slow, do it. But you can still speak naturally. I really enjoyed it.

, yap. Ama yine de doğal bir şekilde konuşabilirsin. Bu gerçekten hoşuma gitti.

Enjoyed it...Okay. And then we have these verbs that

Hoşuma gitti... Tamam. Ve sonra

add an extra syllable. I started the lesson. Started. Started. I started the

fazladan bir hece ekleyen bu fiillerimiz var. derse başladım başladı. başladı. derse başladım

lesson. I started the lesson. Started...

derse başladım Başladım...

I started dinner....started. Oh, what's happening...

Yemeğe başladım... Başladım. Oh, neler oluyor...

"Start" ends with the 't,' but many Americans are going to change that. It will

"Başlangıç", "t" ile bitiyor ama birçok Amerikalı bunu değiştirecek.

sound very much like a /d/ sound. So instead of "started," you will hear "star-ded."

Bir /d/ sesine çok benzer. Yani "started" yerine "star-ded" duyacaksınız.

Alright. It sounds like /d...d/. Started.

Peki. /d...d/ gibi geliyor. başladı.

We started in March...

Martta başladık...

Mm-hmm. Started. Visited. Visited. Mm-hmm. She visited

Mm-hmm. başladı. Ziyaret. Ziyaret. Mm-hmm. Akrabaları ziyaret etti

relatives. Yeah. Or say, "I visited family." I visited family. Visited.

. Evet. Veya "Ailemi ziyaret ettim" deyin. aileyi ziyaret ettim Ziyaret.

I visited family. You got it. It's difficult!

aileyi ziyaret ettim Anladın mı? Bu zor!

Listen. Tried. How many syllables does that verb have? Tried. One. Repeat after me.

Dinlemek. Sınanmış. Bu fiil kaç hecelidir? Sınanmış. Bir. Benden sonra tekrar et.

I tried really hard.

Gerçekten çok denedim.

Listen again. Guided. How many syllables?

Tekrar dinleyin. rehberli. Kaç hece?

Guided. Repeat. She guided me. Let's see if you understand the rules. Answer 10

rehberli. Tekrarlamak. Bana rehberlik etti. Kuralları anlayıp anlamadığınızı görelim. 10

questions. What's the past tense of "baked"?

soru cevaplayın. "Pişmiş"in geçmiş zaman kipi nedir?

Baked. What's the past tense of "smile"?

Pişmiş. "Gülümseme"nin geçmiş zaman kipi nedir?

Smiled. What's the past tense of "play"?

gülümsedi. "Oyun"un geçmiş zaman kipi nedir?

Played. What's the past tense of "change"?

oynadı "Değişim"in geçmiş zamanı nedir?

Changed. What's the past tense of "expect"?

Değiştirildi. "Beklemek" kelimesinin geçmiş zamanı nedir?

Expected. What's the past tense of "cry"?

Beklenen. "Ağlamak" ın geçmiş zamanı nedir?

Cried. And the past tense of "carry?"

ağladı Ve "taşımak" ın geçmiş zamanı?

Carried. What's the past tense of "move"?

taşındı. "Hareket" kelimesinin geçmiş zamanı nedir?

Moved. And the past tense of "ask"? Asked. And finally, what's the past tense of

Etkilenmiş. Ve "sor" un geçmiş zamanı? Diye sordu. Ve son olarak, "tamamlandı"nın geçmiş zamanı nedir

"complete"? Completed. Now let's see if Andreia and Flavia understand the rules.

? Tamamlanmış. Şimdi, Andreia ve Flavia'nın kuralları anlayıp anlamadıklarını görelim.

Ladies, I want to add more words to this list, but you help me and tell me where

Hanımlar, bu listeye daha çok kelime eklemek istiyorum ama siz bana yardımcı olun ve

the verbs go. Cook. Cook - cooked. Oh! Cooked. Right? Not "cook -ed." Cooked.

fiillerin nereye gittiğini söyleyin. Aşçı. Aşçı - pişmiş. Ah! Pişmiş. Sağ? Pişmemiş." Pişmiş.

Where is that? Cooked. Where does "cook" go? Cooked. Because...like "worked"

Nerede bu? Pişmiş. "Aşçı" nereye gidiyor? Pişmiş. Çünkü... "çalıştı"

and "liked." Cooked. Um, wash.

ve "beğendim" gibi. Pişmiş. Yıka.

Becomes "washed." /ʃ/ Do you hear? Nothing, right? Put your hand here. Oh. There's a difference between /ʃ/ and /ʒ/.

"Yıkanmış" olur. /ʃ/ Duyuyor musun? Hiçbir şey, değil mi? Elini buraya koy. Ah. /ʃ/ ve /ʒ/ arasında bir fark vardır.

Yeah. Put your hand here and feel the difference.

Evet. Elinizi buraya koyun ve farkı hissedin.

They're two different sounds. "Washed." So SH /ʃ/ is voiceless: washed. Like I

İkisi farklı sesler. "Yıkandı." Yani SH /ʃ/ sessizdir: yıkanır.

washed my hair. I washed my hands. Miss. Missed. Not miss-ed. Missed.

Saçımı yıkadığım gibi. Ben ellerimi yıkadım. Bayan. Kaçırılmamış. Kaçırıldı.

Missed... Yes. Missed. Missed? M-I-S-S. Miss - missed. Ah. Missed. Exactly. Missed. I missed you. I missed you.

Cevapsız... Evet. Kaçırıldı. Kaçırıldı? KAYIP. özledim - cevapsız. Ah. Kaçırıldı. Kesinlikle. Kaçırıldı. Seni özledim. Seni özledim.

I really missed you. Right? Or I missed class. You know? Show. Showed. You feel something, right? Showed. Voiceless? It's voiced

Seni gerçekten özledim. Sağ? Ya da dersi kaçırdım. Bilirsin? Göstermek. gösterdi. Bir şeyler hissediyorsun, değil mi? gösterdi. Sessiz mi?

because think.../oʊ/ is a vowel sound. You said it directly. Yeah. Right. Yeah. /oʊ/

Think.../oʊ/ bir sesli harf olduğu için seslendirilmiştir. Direk söyledin. Evet. Sağ. Evet. /oʊ/

is a vowel like "marry"..."enjoy." "Show" ends with a vowel sound. Showed /oʊ/ is

"evlenmek" gibi bir sesli harftir...keyfini çıkarın. "Göster" sesli harfle biter. Gösterilen /oʊ/ sesli

a vowel sound. That's voiced. It's going to sound like a /d/.

harftir. Bu seslendirildi. Bir /d/ gibi ses çıkaracak.

Showed. This is when you can have a little bit of fun and come up with a story.

gösterdi. Bu, biraz eğlenebileceğiniz ve bir hikaye oluşturabileceğiniz zamandır.

A group of...give me a number, a small

Bir grup... bana bir numara ver, küçük bir

number. Yeah. Five. Five. Okay. A group of

numara. Evet. Beş. Beş. Tamam aşkım.

five cats lived together. Name a place.

Beş kediden oluşan bir grup birlikte yaşıyordu. Bir yere isim verin.

A store, a mountain...A store. In a store. The store...oh! Here's one more verb. Let's add this.

Bir dükkan, bir dağ... Bir dükkan. Bir mağazada. Mağaza... ah! İşte bir fiil daha. Bunu ekleyelim.

This is good. What do stores do? They sell things. What

Bu iyi. Mağazalar ne yapar? Bir şeyler satıyorlar.

happens to "sell" in the past? Sold. Very good. S-o-l-d. Sold. The store

Geçmişte "satmak" ne olur? Satılmış. Çok güzel. Satılmış. Satılmış. Mağaza

sold...what? What did they sell? Animals. Animals? How about pets? The store sold...furniture...blankets?

sattı... ne? Ne sattılar? Hayvanlar. Hayvanlar? Peki ya evcil hayvanlar? Mağaza sattı...mobilya...battaniye?

Yes. Or clothes...clothes. Or cats? Yeah! In Brazil...has one store. And many cats. There were cats.

Evet. Veya giysiler...giysiler. Ya da kediler? Evet! Brezilya'da...bir mağazası var. Ve birçok kedi. Kediler vardı.

And what did they sell? And people search...clothes. And cats...But the clothes had cat fur everywhere. Yes! That's awful.

Ve ne sattılar? Ve insanlar kıyafet arar. Ve kediler... Ama kıyafetlerin her yerinde kedi kürkü vardı. Evet! Bu korkunç.

Okay. Let's change this. The store sold like clothing...clothes. Or blankets, towels...

Tamam aşkım. Bunu değiştirelim. Mağaza giysi gibi sattı... giysi. Ya da battaniye, havlu...

Well, in our story, let's say it sold clothes. It sold clothes. The cats...What

Peki bizim hikayemizde kıyafet sattı diyelim . Kıyafet sattı. Kediler...

happens to "want"? Wanted. And look. It goes over here in this group. Want - wanted.

"İstemek" ne olur? Aranan. Ve bak. Burada bu grupta geçiyor. İstiyorum - istedim.

Wanted. Two syllables. The cats wanted to help.

Aranan. İki hece. Kediler yardım etmek istedi.

Um, they...I think you know some of these already. What happens with "put"? It stays

Um, onlar... Sanırım bunlardan bazılarını zaten biliyorsun. "koymak" ile ne olur?

the same. Correct. Mm-hmm. You can say "put their fur..."

Aynı kalır. Doğru. Mm-hmm. "Kürklerini koy..." diyebilirsiniz,

I think we also did this one. "Leave" becomes "left." Good. We can use either verb here

bunu da yaptık sanırım. "Ayrıl", "sol" olur. İyi. Burada her iki fiili de kullanabiliriz

and say they put their fur everywhere/they left their fur

ve kürklerini her yere koydular/

everywhere. Past tense of "think"? They thought...they thought

her yere kürklerini bıraktılar diyebiliriz. "Düşünmek" fiilinin geçmiş zamanı?

this was helpful. Here we have "share" /ɛɚ/ Share. It's a voiced sound. /ɛɚ/ It's

Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Burada "paylaş" /ɛɚ/ Paylaş var. Sesli bir ses. /ɛɚ/

like a vowel sound. Shared. So it ends with a /d/. They shared...their pretty

Bir sesli harf gibi. Paylaşılan Yani bir /d/ ile biter. Güzel

fur. They shared their pretty fur with all the customers.

kürklerini paylaştılar. Güzel kürklerini tüm müşterilerle paylaştılar.

The customers...what happens to "wash"? Washed. Washed. The customers washed the clothes

Müşteriler... "yıkamaya" ne olur? Yıkanmış Yıkanmış Müşteriler çamaşırları

at home, of course. That's our story. Okay. A group of five cats lived together in

elbette evde yıkardı. Bu bizim hikayemiz. Tamam aşkım. Bir dükkanda beş kediden oluşan bir grup birlikte yaşıyordu

a store. The store sold clothes. The cats wanted to help.

. Mağaza kıyafet sattı. Kediler yardım etmek istedi.

They left their fur everywhere. They thought this was helpful. They shared

Kürklerini her yere bıraktılar. Bunun yararlı olduğunu düşündüler.

their pretty fur with all the customers. The customers washed the clothes at home,

Güzel kürklerini tüm müşterilerle paylaştılar. Müşteriler çamaşırları elbette evde yıkardı

of course. Okay. I'm going to say it again, and I'm going to leave out all the verbs.

. Tamam aşkım. Tekrar söyleyeceğim ve tüm fiilleri dışarıda bırakacağım.

You will help me. Okay? Because I want to hear your pronunciation. Okay. A group of

Bana yardım edeceksin. Tamam aşkım? Çünkü telaffuzunu duymak istiyorum. Tamam aşkım.

five cats together in a store. The store sold clothes. The cats wanted to help.

Bir mağazada birlikte beş kediden oluşan bir grup. Mağaza kıyafet sattı. Kediler yardım etmek istedi.

They left their fur everywhere. They thought this was helpful. They shared...shared...they shared

Kürklerini her yere bıraktılar. Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Paylaştılar... paylaştılar...

their pretty fur with all the customers. The customers washed...washed the

güzel kürklerini tüm müşterilerle paylaştılar. Müşteriler

clothes at home, of course. Okay. Be careful with "washed." So we don't have

çamaşırları elbette evde yıkadılar. Tamam aşkım. "Yıkanmış" ile dikkatli olun. Yani

"wash-ed." Washed. And it sounds like /t/. Washed... They washed the

"yıkanmış" yok. Yıkanmış Ve kulağa /t/ gibi geliyor. Yıkandı... Çamaşırları yıkadılar

clothes. They washed the clothes. Very good -- because those are a lot

. Çamaşırları yıkadılar. Çok iyi -- çünkü bunlar çok

of /t/ sounds and TH sounds. You can practice more on your own. Retell the

sayıda /t/ sesi ve TH sesi. Kendi başınıza daha fazla pratik yapabilirsiniz.

story about the cats Here are the verbs you need. Listen to the story one more time.

Kediler hakkındaki hikayeyi tekrar anlatın İşte ihtiyacınız olan fiiller. Hikayeyi bir kez daha dinleyin.

Ladies, I will read one more time. Listen and I'll ask you questions.

Hanımlar bir kez daha okuyacağım. Dinle, sana sorular soracağım.

Okay. A group of five cats lived together in a store. The store sold clothes. The

Tamam aşkım. Bir dükkanda beş kediden oluşan bir grup birlikte yaşıyordu . Mağaza kıyafet sattı.

cats wanted to help. They left their fur everywhere. They

Kediler yardım etmek istedi. Kürklerini her yere bıraktılar.

thought this was helpful. They shared their pretty fur with all the customers.

Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Güzel kürklerini tüm müşterilerle paylaştılar.

The customers washed the clothes at home, of course. How many cats lived in the

Müşteriler çamaşırları elbette evde yıkardı. Dükkanda kaç kedi yaşıyordu

store? Five. Now give me the whole sentence. Five cats lived in the store.

? Beş. Şimdi bana tüm cümleyi ver. Dükkanda beş kedi yaşıyordu.

In the store. Lived in the store. What did the store sell? The store sold clothes. Very good.

Mağazada. Mağazada yaşadı. Mağaza ne sattı? Mağaza kıyafet sattı. Çok güzel.

What did the cats want to do?

Kediler ne yapmak istedi?

The cats wanted...help. Wanted to help.

Kediler yardım istedi. yardım etmek istedim

So, with "wanted" you always need "to": want to help, wanted to help.

Yani, "aranıyor" ile her zaman "yapmanız" gerekir: yardım etmek istemek, yardım etmek istedim.

Wanted to help. Wanted to help. Good. Wanted to help. Mm-hmm.

yardım etmek istedim yardım etmek istedim İyi. yardım etmek istedim Mm-hmm.

Where did they leave their fur? Where? Where did they leave their fur?

Kürklerini nereye bıraktılar? Nerede? Kürklerini nereye bıraktılar?

Everywhere. Now give me the whole sentence. They left their fur everywhere.

Her yer. Şimdi bana tüm cümleyi ver. Kürklerini her yere bıraktılar.

They left their fur...they left their fur everywhere. Everywhere. Why? What did they

Kürklerini bıraktılar... her yere kürklerini bıraktılar. Her yer. Neden? Ne

think? They thought this was helpful. Correct. Be careful with the TH. They thought.

düşündüler? Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Doğru. TH'ye dikkat edin. Düşündüler.

They thought...they thought this was helpful. They thought this was helpful. This is a

Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Bu

good story for TH, too. They thought they thought this was helpful. They thought

TH için de iyi bir hikaye. Bunun yararlı olduğunu düşündüklerini düşündüler.

this was helpful. They thought...they thought...

Bunun yararlı olduğunu düşündüler. Düşündüler... Düşündüler...

Who did they share their fur with? Who?

Kürklerini kiminle paylaştılar? DSÖ?

They shared their pretty fur with....with who?

Güzel kürklerini ... kiminle paylaştılar?

With all customers...with all the customers.

Tüm müşterilerle... tüm müşterilerle.

With all the customers. What did the customers do at home? The customers wash...washed

Tüm müşterilerle. Müşteriler evde ne yaptı? Müşteriler

the clothes in the house. Yes, in their house or you say "at home." At home. They

çamaşırları evde yıkardı. Evet, onların evinde ya da "evde" diyorsunuz. Evde.

washed their clothes at home, of course. Note how I formed questions in the

Çamaşırlarını tabii ki evde yıkadılar. Basit geçmişte soruları nasıl oluşturduğuma dikkat edin

simple past. Look. Which questions use a helping verb? These ones. The helping verb

. Bakmak. Hangi sorularda yardımcı fiil kullanılır? Bunlar. Yardımcı fiil

is "did." This question is about the subject. The question word is "who." We

"did"dir. Bu soru konuyla ilgili. Soru kelimesi "kim" dir.

don't need a helping verb here. For more practice, you can make more questions in

Burada bir yardımcı fiile ihtiyacımız yok. Daha fazla pratik için basit geçmişte daha fazla soru sorabilirsiniz

the simple past. Okay. That's all for now. Was the lesson useful? Please like and

. Tamam aşkım. Şimdilik bu kadar. Ders faydalı mıydı? Lütfen

share this video. As always, thanks for watching and happy studies!

bu videoyu beğenin ve paylaşın. Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook and Twitter. Check out my videos on Instagram, and don't

Beni Facebook ve Twitter'da takip edin. Instagram'daki videolarıma göz atın ve

forget to subscribe.

abone olmayı unutmayın.