Lesson 113 👩‍🏫Basic English with Jennifer - Chitchat & Common Questions

Hi everyone! I'm Jennifer from English with Jennifer.

Herkese selam! Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer.

Do you like to meet new people? When they ask questions, are you ready to answer?

Yeni insanlarla tanışmayı sever misin? Soru sorduklarında, cevaplamaya hazır mısın?

Chitchat is friendly conversation. It's very relaxed.

Chitchat arkadaşça sohbettir. Çok rahat.

Chitchat often happens when Americans meet for the first time.

Chitchat genellikle Amerikalılar ilk kez buluştuğunda olur.

We ask the same questions: Where are you from? What do you do?

Aynı soruları soruyoruz: Nerelisin? Ne yapıyorsun?

Watch and listen. I'm going to help my students, Flavia and Andreia, become more comfortable with chitchat.

İzleyin ve dinleyin. Öğrencilerim Flavia ve Andreia'nın gevezelik konusunda daha rahat olmalarına yardım edeceğim.

We're going to get snow tomorrow. Yes. Yes. I'm happy.

Yarın kar yağacağız. Evet. Evet. Mutluyum.

You know, I'm sure sometimes if people meet you, um, they're going to ask questions, like, "Oh, you're from Brazil."

Biliyor musun, eminim bazen insanlar seninle tanışınca "Oh, sen Brezilyalısın" gibi sorular soracaklardır.

And then they'll ask, "How do you like the winter? How do you like the snow?" These are common questions people will ask.

Ve sonra, "Kışı nasıl seversin? Karı nasıl seversin?" diye sorarlar. Bunlar, insanların soracağı yaygın sorulardır.

So, let's just practice question and answer. If I'm meeting you for the first time, you know the questions I'm going to ask.

O halde soru cevap alıştırması yapalım. Seninle ilk kez karşılaşıyorsam, soracağım soruları biliyorsun.

Right? I'll ask, "So, where are you from?" I'm from Brazil. Oh, like Rio? No, I'm from São Paulo. Oh, okay.

Sağ? "Peki, nerelisin?" diye soracağım. Brezilyalıyım. Ah, Rio gibi mi? Hayır, São Paulo'luyum. Tamam.

So, are you in Boston with family? Yes, with my husband. Okay. So, how do you like Boston? Mm-hmm. Oh! Okay.

Peki, ailenle birlikte Boston'da mısın? Evet, kocamla. Tamam aşkım. Boston'u nasıl buldun? Mm-hmm. Ah! Tamam aşkım.

How do you like Boston? How I...?

Boston'u nasıl seversin? Ben nasıl...?

So, how do you like it? It's good. It's great. I love it. It's okay.

Peki, nasıl beğendin mi? Bu iyi. Bu harika. Bayıldım. Sorun değil.

I like Boston. I don't like the weather. Good. I like Boston, but I don't like the weather.

Boston'u severim. Havayı sevmiyorum. İyi. Boston'u seviyorum ama havayı sevmiyorum.

Is this your first winter? No, the second. Your second winter, so you know it's cold. Yeah. Okay.

Bu senin ilk kışın mı? Hayır, ikincisi. İkinci kışın, yani soğuk olduğunu biliyorsun. Evet. Tamam aşkım.

Same thing, so where are you from? I'm from Brazil. Americans will think, "Oh, Rio!" Are you from Rio? No, I am from Porto Alegre. Where is that?

Aynı şey, nerelisin? Brezilyalıyım. Amerikalılar "Oh, Rio!" Rio'dan mısın? Hayır, ben Porto Alegre'liyim. Nerede bu?

Um...Rio Grande do Sul.

Um...Rio Grande do Sul.

I don't know. So, help Americans. We know Brazil is big, and if you think of directions, there's north, south, east, west.

Bilmiyorum. Öyleyse, Amerikalılara yardım edin. Brezilya'nın büyük olduğunu biliyoruz ve yön düşünürseniz kuzey, güney, doğu, batı var.

I don't know. Again, north, south, east, and west.

Bilmiyorum. Yine kuzey, güney, doğu ve batı.

So, you can say, "It's in the north. It's in the south. It's in the east. It's in the west."

Yani, "Kuzeydedir. Güneydedir. Doğudadır. Batıdadır" diyebilirsiniz.

So again, "Where are you from?" I'm from Brazil. Oh, are you from Rio? No, I'm from Porto Alegre. Where's that? Ah, in the south.

Yani tekrar, "Nerelisin?" Brezilyalıyım. Oh, Rio'dan mısın? Hayır, Porto Alegre'denim. Nerede o? Ah, güneyde.

Oh. Is it far from Rio? Mmm. Yes. Yeah. Yes. But I'm sure it's hot. Yes? No. No? My city is cold.

Ah. Rio'dan uzak mı? Mmm. Evet. Evet. Evet. Ama sıcak olduğundan eminim. Evet? Hayır hayır? Benim şehrim soğuk.

It's funny. My husband came. Some of my relatives, my grandparents, they asked questions, and some of the questions were funny.

Komik. kocam geldi Bazı akrabalarım, büyükanne ve büyükbabam sorular sordular ve bazı sorular komikti.

I think one question my grandfather asked many years ago was, "Do you have orange juice?" Orange juice! "Do you have orange juice in Russia?"

Sanırım yıllar önce dedemin sorduğu bir soru şuydu: "Portakal suyunuz var mı?" Portakal suyu! "Rusya'da portakal suyunuz var mı?"

So, they'll ask, "Do you have snow in Brazil?" Little. A little. In the south. It's little. We have a little snow. We have a little bit.

Bu yüzden, "Brezilya'da kar var mı?" diye soracaklar. Biraz. Biraz. Güneyde. Bu küçük. Biraz karımız var. Biraz var.

And are you in Boston all alone? Do you have family here? I have my husband. Mm-hmm. And my...I always...cousins, cousins.

Boston'da yapayalnız mısın? Burada ailen var mı? kocam var Mm-hmm. Ve benim...ben her zaman... kuzenlerim, kuzenlerim.

You can say, "I'm here with my husband." I'm here with my husband. "And I have cousins." And I have cousins.

"Kocamla birlikte buradayım" diyebilirsiniz. Kocamla buradayım. "Ve kuzenlerim var." Ve kuzenlerim var.

Is this your first winter in Boston? No, my second. How do you like it? I like it. Yeah? You like the cold? You like the snow? Yes. Good for her!

Bu, Boston'daki ilk kışınız mı? Hayır, benim ikincim. Beğendiniz mi? Beğendim. Evet? Soğuğu sever misin? Kar sever misin? Evet. Onun için iyi!

So, some typical questions they'll ask: Where are you from? How do you like Boston? How do you like New England?

Yani, soracakları bazı tipik sorular: Nerelisin? Boston'u nasıl seversin? New England'ı nasıl buldun?

And you answer is, "Oh, it's great. I love it, but I don't like the snow. I don't like the cold." Or, "It's good. I like it. It's interesting. It's fun."

Ve siz, "Oh, harika. Onu seviyorum ama karı sevmiyorum. Soğuğu sevmiyorum." Veya "Güzel. Hoşuma gitti. İlginç. Eğlenceli."

Another common question: Do you miss home? Miss. Like, "Ah, I miss Brazil. I miss my family." Do you miss home? Yes, I miss it so much. I miss it so much. Yeah.

Başka bir yaygın soru: Evini özlüyor musun? Bayan "Ah, Brezilya'yı özlüyorum. Ailemi özlüyorum." Evi özlüyor musun? Evet, çok özledim. Onu çok özlüyorum. Evet.

How about you? Do you miss home? Yes, every day. Ah, okay. And why did you choose Boston? Why Boston? Why did you come to Boston?

Peki ya sen? Evi özlüyor musun? Evet her gün. Ah tamam. Ve neden Boston'u seçtin? Neden Boston? Neden Boston'a geldin?

Because when I searched school... for a school,

Çünkü okul aradığımda... ...

I found the good school. Mm-hmm. Yes. Say, "When I searched for good schools, I found good schools in Boston."

iyi okulu buldum. Mm-hmm. Evet. "İyi okullar ararken Boston'da iyi okullar buldum" deyin.

Do you remember the four directions? North, south, east, west.

Dört yönü hatırlıyor musun? Kuzey Güney Doğu Batı.

Looking at South America, where's Argentina? In the south.

Güney Amerika'ya baktığınızda, Arjantin nerede? Güneyde.

Where's Colombia? In the north.

Kolombiya nerede? Kuzeyde.

Where is Peru? In the west.

Peru nerede? Batıda.

And Brazil? In the east.

Ve Brezilya? Doğuda.

Looking at Africa, where's Tunisia? In the north.

Afrika'ya baktığınızda, Tunus nerede? Kuzeyde.

And Sudan? In the east. Actually, the northeast.

Ya Sudan? Doğuda. Aslında, kuzeydoğu.

Note how we can say northeast, northwest, southeast, southwest.

Nasıl kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu, güneybatı diyebileceğimize dikkat edin.

Where's Vietnam? In Southeast Asia.

Vietnam nerede? Güneydoğu Asya'da.

"So, where are you from?" is one of the most common questions we ask someone new. What else? Listen.

"Nerelisin?" yeni birine sorduğumuz en yaygın sorulardan biridir. Başka ne? Dinlemek.

There could be other questions people ask when they find out you're new, you're here. Like, "Oh, you're learning English. Did you study English before you came?"

Yeni olduğunuzu, burada olduğunuzu öğrendiklerinde insanların soracağı başka sorular da olabilir. "Ah, İngilizce öğreniyorsun. Gelmeden önce İngilizce çalışıyor muydun?"

No. You didn't know any. Here I started. Say, "I started learning here." I started learning here.

Hayır. Hiçbirini bilmiyordun. İşte başladım. "Burada öğrenmeye başladım" deyin. Burada öğrenmeye başladım.

Okay. Is it getting easier? No. [laughing] How about you? Did you learn English before you came? No, I started learning here, but some words I knew.

Tamam aşkım. Kolaylaşıyor mu? Hayır. [gülüyor] Ya sen? Gelmeden önce İngilizce öğrendin mi? Hayır, burada öğrenmeye başladım ama bazı kelimeleri biliyordum.

I knew some words. Like, "Good morning. Hello. How are you?"

Bazı kelimeler biliyordum. "Günaydın. Merhaba. Nasılsın?"

What are you doing here in Boston? I'm a student. I'm a full-time student. And you?

Burada, Boston'da ne yapıyorsun? Öğrenciyim. Ben tam zamanlı bir öğrenciyim. Ve sen?

Me too. Me too. I study full-time. But I also know you do extra work. Yes. So, you could always add that. "I'm a full-time student, but..."

Ben de. Ben de. Tam zamanlı okuyorum. Ama ek iş yaptığını da biliyorum. Evet. Yani, bunu her zaman ekleyebilirsin. "Tam zamanlı bir öğrenciyim ama..."

But on Sundays, I volunteer in the animal shelter.

Ama pazar günleri hayvan barınağında gönüllü olarak çalışıyorum.

Let's review some of the common questions. Pay attention to my rhythm and intonation. Remember that information questions, wh- questions have falling intonation.

Bazı yaygın soruları gözden geçirelim. Ritim ve tonlamama dikkat edin. Bilgi sorularının, wh- sorularının düşen tonlamalara sahip olduğunu unutmayın.

Yes-no questions use rising intonation.

Evet-hayır soruları yükselen tonlama kullanır.

Where are you from?

Nerelisin

How do you like Boston?

Boston'u nasıl seversin?

Are you here alone?

Burada yalnız mısın?

Did you come with family?

Ailenle mi geldin?

Why did you choose Boston?

Neden Boston'u seçtin?

Do you like the winter?

Kışı sever misin?

Is this your first winter?

Bu senin ilk kışın mı?

Let's see how Flavia and Andreia do when I speak faster.

Bakalım ben daha hızlı konuştuğumda Flavia ve Andreia nasıl olacak.

I'm going to ask again, and I'm going to go fast. If you didn't understand, you need to say something. Okay?

Tekrar soracağım ve hızlı gideceğim. Anlamadıysanız, bir şeyler söylemeniz gerekir. Tamam aşkım?

Don't just say, "Uh..." or "Yes?" [laughing] Okay.

Sadece "Uh..." veya "Evet?" demeyin. [gülüyor] Tamam.

So, where are you from? I'm from Brazil. Where? I'm from São Paulo. São Paulo. Where's that? It's uh east...east...in the east. So, in the east. Is it close to the ocean? Yes.

Nerelisin? Brezilyalıyım. Nerede? São Paulo'luyum. Sao Paulo. Nerede o? Doğuda...doğuda...doğuda. Yani doğuda. Okyanusa yakın mı? Evet.

How far is it from Rio? Uh, maybe five hours. By car? By car. Oh, so you go to Rio often? No, okay. And are you here in Boston alone or with family?

Rio'dan ne kadar uzakta? Belki beş saat. Arabayla? Arabayla. Oh, demek sık sık Rio'ya gidiyorsun? Hayır, tamam. Boston'da yalnız mısın yoksa ailenle mi?

I live here with my husband. Uh-huh. And do you work or study? I'm studying full-time. Okay. How do you like Boston? I like Boston, but not the winter.

Burada kocamla yaşıyorum. HI-hı. Ve çalışıyor musun yoksa okuyor musun? Tam zamanlı çalışıyorum. Tamam aşkım. Boston'u nasıl seversin? Boston'u severim ama kışı sevmem.

Oh, you don't like the cold? Yeah. I don't. Okay. Is this your first winter? No, my second winter. Okay. Well, maybe you'll enjoy it. It's cold, but when there's snow, it's pretty.

Oh, soğuğu sevmiyor musun? Evet. Yapmıyorum. Tamam aşkım. Bu senin ilk kışın mı? Hayır, ikinci kışım. Tamam aşkım. Belki hoşuna gider. Hava soğuk ama kar yağınca güzel oluyor.

Mm-hmm. Yeah. Okay. All right.

Mm-hmm. Evet. Tamam aşkım. Elbette.

How about you? Where are you from? I'm from Brazil too. Ah. Are you from the same city? No, I'm from Porto Alegre. Say it again. Porto Alegre. Porto Alegre. Yes. Okay. And where is that?

Peki ya sen? Nerelisin Ben de Brezilyalıyım. Ah. Aynı şehirden misiniz? Hayır, Porto Alegre'denim. Tekrar söyle. Porto Alegre. Porto Alegre. Evet. Tamam aşkım. Ve bu nerede?

In the south. In the south. Uh, do you also...is it warm like Rio?

Güneyde. Güneyde. Uh, sen de... Rio gibi sıcak mı?

No, it's more cold...colder. Colder. Oh. Like how cold? Do you got...Do you have snow? Little. Sometimes a little snow. How do you like the snow in Boston?

Hayır, daha soğuk... daha soğuk. Daha soğuk. Ah. Ne kadar soğuk? Kar var mı? Biraz. Bazen biraz kar. Boston'daki karı nasıl buldun?

I like it. Do you? Yes. Yeah? Do you ski? Not yet. Not yet. [laughing] Do you ice skate? I want. Oh, okay. Say, "I want to." I want to. Okay.

Beğendim. Yapıyor musun? Evet. Evet? Kayar mısın? Henüz değil. Henüz değil. [gülüyor] Buz pateni yapar mısın? İstiyorum. Tamam. "İstiyorum" de. İstiyorum. Tamam aşkım.

And are you here for work or for...? Why did you choose Boston? What do you do? I study full-time. Okay. Are you studying here alone? Did you come with family?

İş için mi buradasın yoksa...? Neden Boston'u seçtin? Ne yapıyorsun? Tam zamanlı okuyorum. Tamam aşkım. Burada yalnız mı okuyorsun? Ailenle mi geldin?

I live my husband. With. With. With my husband...and my cats. Oh! How many cats do you have? I have two cats. Did they come with you from Brazil? Yes.

kocamı yaşıyorum İle. İle. Kocamla... ve kedilerimle. Ah! Kaç tane kedin var? İki kedim var. Seninle Brezilya'dan mı geldiler? Evet.

Oh, how nice. How did they do on the plane? Uh, I brought...in the...carrier. I brought them in the carrier. I brought them in the carrier.

Ah, ne kadar güzel. Uçakta nasıl yaptılar? Taşıyıcıyı...getirdim. Onları taşıyıcıya getirdim. Onları taşıyıcıya getirdim.

Ah. They were in carriers. Yes. On the plane. Were they okay on the plane? Yes. They slept all the time.

Ah. Taşıyıcılardaydılar. Evet. Uçakta. Uçakta iyi miydiler? Evet. Sürekli uyuyorlardı.

How old are your cats? Four years. Both of them? Yes. She is...they is...sisters. They're sisters. They're sisters. Nice. Okay.

Kedilerin kaç yaşında? Dört sene. Bunların her ikisi de? Evet. O...onlar...kardeşler. Onlar kız kardeşler. Onlar kız kardeşler. Güzel. Tamam aşkım.

Is this your first winter? No, my second. So, now it's your second winter, you know, you have to ski, you have to skate, you have to see hockey. Yes. Yes! You have to see a hockey game.

Bu senin ilk kışın mı? Hayır, benim ikincim. Yani, şimdi ikinci kışınız, bilirsiniz, kayak yapmalısınız, paten yapmalısınız, hokeyi görmelisiniz. Evet. Evet! Bir hokey maçı izlemelisiniz.

They say practice makes perfect, so practice your answers to common questions. Be ready for chitchat.

Alıştırmanın mükemmelleştirdiğini söylüyorlar, bu yüzden sık sorulan sorulara cevaplarınızı uygulayın. Sohbete hazır olun.

We'll end here. Please like the video if you found it useful. As always, thanks for watching and happy studies!

Burada bitireceğiz. Videoyu faydalı bulduysanız lütfen beğenin. Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook, Twitter, and Instagram.

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin.

Don't forget to subscribe. Turn on those notifications.

Abone olmayı unutmayın. Bu bildirimleri açın.