Speak English Like a Native! 20 Ways Native English is Different | Go Natural English

Hi it's me Gabby from gonaturalenglish.com and today we're

Merhaba ben gonaturalenglish.com'dan Gabby ve bugün

learning 20 differences between native and non-native English speaking have you

anadili İngilizce olan ve olmayanlar arasındaki 20 farkı öğreniyoruz Hiç

ever watched TV or movies in English and thought this is different from what I

İngilizce TV veya film izlediniz mi ve bunun

learned in my English class then today is for you through these 20 points

benim İngilizce sınıfımda öğrendiklerimden farklı olduğunu düşündünüz mü o zaman bugün sizin için Bu 20 puan aracılığıyla,

you're going to learn to understand native English speaking much better and

anadili İngilizce'yi çok daha iyi anlamayı öğrenecek ve

improve your own speaking to sound more like a native yourself I'm going to go

kendi konuşmanızı geliştirerek daha çok yerli gibi konuşacaksınız.

quickly through these 20 points but if you'd like to learn more with me and our

benimle ve

amazing premium course community then I'd like to invite you to get more

harika premium kurs topluluğumuzla o zaman sizi

information about my complete English course fluent communication go to

eksiksiz İngilizce kursum hakkında daha fazla bilgi almaya davet ediyorum akıcı iletişim

gonaturalenglish.com/prereg that's p r e r e g enter your name and

your email address and i will send you information about the course how it

kurs nasıl

works the method how to join the price and when course registration opens so I

çalışır yöntem ücrete nasıl katılılır ve kurs kaydı ne zaman açılır yani

will see you there make sure that you register if you are serious about

orada görüşürüz

improving your English fluency first we have slang slang words are often used by

İngilizce akıcılığınızı geliştirmek konusunda ciddiyseniz kayıt olduğunuzdan emin olun öncelikle bizde argo kelimeler var anadili İngilizce olanlar tarafından sıklıkla kullanılır

native speakers but they're definitely not taught in traditional English

ama geleneksel İngilizce

classrooms words like lit to mean great or snatched to mean impressed or snack

sınıflarında kesinlikle harika anlamına gelen lit veya etkilendim anlamına gelen snatched veya

to mean an attractive person now these are quite casual but native speakers

çekici bir kişi anlamına gelen snack gibi kelimeler öğretilmiyor.

will use them when they're talking to friends next idioms idioms like to be an

early bird it doesn't mean that you're literally a bird it means that you like

erkenci kuş olmak tam anlamıyla kuş olduğun anlamına gelmez

to wake up early or a fair-weather friend means someone who is only your

erken kalkmayı sevdiğin anlamına gelmez ya da güzel hava arkadaşı demek sadece kendisi için

friend when it's convenient or beneficial for them proverbs like the

uygun ya da faydalı olduğunda arkadaşın olan biri demektir erkenci atasözleri gibi

early bird gets the worm meaning if you're early you'll be more successful

kuş solucanı alır, erken gidersen daha başarılı olursun

and when it rains it pours for example if you're looking for a new job and

ve yağmur yağdığında yağmur yağar, örneğin yeni bir iş arıyorsan ve

you've been waiting forever to hear back from interviews and

sonsuza dek görüşmelerden haber bekliyorsan ve

then in one day you suddenly get 10 calls offering you jobs well that's when

sonra bir gün içinde. birdenbire size iş teklif eden 10 çağrı alırsınız, o zaman

you could say when it rains it pours phrasal verbs speaking of something that

yağmur yağdığında öbek fiillerin yağdığını söyleyebilirsiniz,

native speakers use all the time we always use phrasal verbs like every day

anadili İngilizce olanların her zaman kullandığı bir şeyden bahsederken, her gün olduğu gibi her zaman öbek fiiller kullanırız

and so phrasal verbs are very important but again they're not often taught in

ve bu nedenle öbek fiiller çok önemlidir ama yine onlar' İngilizce sınıflarında genellikle öğretilmez

the English classroom and English learners often stick to more familiar

ve İngilizce öğrenenler genellikle daha tanıdık

verbs for example to enter work instead of to get to work to exit your work at

fiillere takılırlar, örneğin işe gitmek yerine işe girmek,

the end of the day when you actually mean to get out of work or to joke or to

günün sonunda gerçekten işten çıkmak veya şaka yapmak istediğinizde işinizden çıkmak ya da

fool when you could say to pull one over on someone or to make fun of someone

kandırmak için birini kenara çekmek ya da birisiyle dalga geçmek diyebileceğiniz zaman

this is just the tip of the iceberg with phrasal verbs sometimes it feels like a

bu, öbek fiillerle buzdağının sadece görünen kısmıdır bazen

whole new language indirect requests when someone says it's so hot they could

tamamen yeni bir dil gibi gelir.

mean it's just so hot but they could also mean indirectly would you please

sadece çok sıcak ama dolaylı olarak da anlam ifade edebilirler, lütfen

turn on the air conditioning and I've noticed that English learners often use

klimayı açar mısınız ve İngilizce öğrenenlerin genellikle

more direct or literal English and native English speakers will often be

daha doğrudan veya gerçek İngilizce kullandıklarını ve İngilizce konuşanlar genellikle açabilse de anadili İngilizce olanların

more indirect in their requests even though English speakers can often be

taleplerinde genellikle daha dolaylı olacağını fark ettim.

more direct culturally speaking we'll give you our opinion we often use

kültürel olarak daha doğrudan konuşun size fikrimizi söyleyeceğiz

indirect requests especially when we're trying to be especially polite or

özellikle özellikle kibar veya saygılı olmaya çalışırken dolaylı ricaları sık sık kullanırız

respectful sarcasm it's so hot could actually be used on a very cold day if

iğneleme o kadar sıcak ki aslında çok soğuk bir günde

someone is trying to be funny or sarcastic saying that it is so cold that

birisi komik olmaya çalışıyorsa kullanılabilir veya o kadar soğuk ki

it is hot sarcasm is also indirect because the meaning is literally the

sıcak olduğunu alaycı bir şekilde söylemek alaycılık da dolaylıdır çünkü anlam kelimenin tam anlamıyla

opposite of what we say exaggeration native English speakers love to

söylediklerimizin tersidir abartma anadili İngilizce olanlar

exaggerate it's so hot out I am dying this is also called hyperbole when you

abartmayı sever o kadar sıcak ki ölüyorum buna aynı zamanda şöyle

say something like I'm dying I'm so hungry I'm dying I'm so hungry

bir şey söylediğinizde abartı da denir ölüyorum çok açım ölüyorum çok açım

could eat a horse this is actually a common phrase and it's not literal I'm

bir atı yiyebilirim bu aslında yaygın bir deyimdir ve gerçek anlamda

not going to actually eat a horse what an awful idea but we often use

bir at yemeyeceğim aslında ne berbat bir fikir ama sık sık kullanırız dille

exaggeration and hyperbole to have a little fun with the language the overuse

biraz eğlenmek için abartı ve mübalağa like'nin aşırı kullanımı

of like and actually it's like not actually a good thing I don't recommend

ve aslında bu aslında iyi bir şey değil gibi.

that you pick these up however you should be aware that native speakers

often overuse the words like and actually simply as fillers and

doldurucular ve

furthermore side note actually does not mean what you think it might mean we use

ayrıca yan not aslında sizin düşündüğünüz anlama gelmez,

actually to clarify information native English speakers often use intonation to

aslında bilgiyi netleştirmek için kullandığımız anlamına gelmez, anadili İngilizce olan kişiler genellikle tonlamayı doğrudan veya alaycı yapmak için

completely change the meaning of a word or a sentence to make it direct or

bir kelimenin veya cümlenin anlamını tamamen değiştirmek için kullanırlar,

sarcastic so if I say interesting that shows my interest and approval but if I

bu yüzden ilginç dersem bu benim ilgimi ve onayımı gösterir ama eğer

say interesting that shows my disdain and disapproval it's a simple difference

ilgimi çeken ve küçümsediğimi ve onaylamadığımı gösteren ilginç dersem, bu tonlamadaki basit bir farktır

in the intonation but it can make all the difference in the meeting native

ama toplantıda tüm farkı yaratabilir, anadili

English speakers will often completely change the meaning of a sentence by

İngilizce olan kişiler çoğu zaman ifade düzeyini kullanarak bir cümlenin anlamını tamamen değiştirirler.

using phrase level stress if I say it's not my job well we can probably

stres benim işim değil dersem muhtemelen

understand that I just mean it's not my job but if I say it's not my job I am

anlarız ki bu benim işim değil ama benim işim değil dersem

emphasizing I am putting some drama into my communication if I say it's not my

vurguluyorum iletişimime biraz drama katıyorum

job I mean that it might be your job it's clearly not mine

işim değil dersem bunu kastediyorum bu senin işin olabilir, açıkça benim değil

or if I say it's not my job it's just pure fun and pleasure for me double

ya da benim işim değil dersem, benim için sadece saf eğlence ve zevk, çifte

negatives it's not not my job meaning that it really is your job or the phrase

olumsuzluk, benim işim değil, yani bu gerçekten senin işin ya da deyim

ain't nobody got time for that means no one has time for that tag questions if I

kimsenin bunun için zamanı yok kimsenin o etiket soruları için zamanı olmadığı anlamına gelir, eğer

say it's not my job is it I expect you to say no because my leading clause is

bu benim işim değil dersem, hayır demenizi bekliyorum çünkü ana cümlem

negative it's not my job oh no it's not if I say it

olumsuz, bu benim işim değil oh hayır, bu

is my job isn't it I expect you to say yes because my leading clause is in the

benim işim dersem olmaz, değil mi ben evet demenizi bekliyorum çünkü ana cümlem

positive gonna wanna shouldda whatchya doing these are examples of connected

olumlu olacak, yapmak istiyorum, ne yapmalıyım?

speech and native English speakers often use them much more than English learners

just because it's not what you learned in the English classroom in the English

classroom you often learn academic English or English for professional use

sınıfta genellikle akademik İngilizce veya profesyonel kullanım için İngilizce öğrenirsiniz

and these words are more casual but they are still used in professional and

ve bu kelimeler daha gündeliktir ancak yine de profesyonel ve

academic environments so you definitely want to be able to understand when

akademik ortamlarda kullanılırlar, bu nedenle

native speakers use connected speech and this is a huge key to sounding more

anadili İngilizce olan kişilerin bağlantılı konuşmayı ne zaman kullandıklarını kesinlikle anlamak istersiniz ve bu, kulağa hoş gelmenin çok büyük bir anahtarıdır. daha

natural yourself native speakers will often completely cut whole words out of

doğal, anadili İngilizce olan kişiler genellikle cümlelerin tüm kelimelerini tamamen keserler,

sentences good talking to you instead of it was good talking to you so be aware

sizinle konuşmak yerine sizinle konuşmak güzeldir, bu yüzden bunun farkında olun,

of this it's more of a matter of putting so much stress on key words that the

bu daha çok anahtar kelimelere o kadar çok vurgulama meselesi ki

other ones just fall away thanks Congrats you know we often

diğerleri öylece düşüyor uzakta teşekkürler Tebrikler,

shorten longer words especially when we're speaking more casually and it's

özellikle daha gelişigüzel konuştuğumuzda daha uzun kelimeleri kısalttığımızı biliyorsunuz ve bu kelimeyi vurgulamıyorsak

very common to say yeah instead of you if we're not stressing this word if it's

sizin yerinize evet demek çok yaygındır, eğer

not the key pronoun in the sentence will almost always say yeah and not you so

cümledeki anahtar zamir değilse neredeyse her zaman evet diyecektir ve siz değil,

now you know instead of yes which is quite plain and formal will often say

artık biliyorsunuz, oldukça sade ve resmi olan evet yerine, genellikle

yeah for sure totes which is short for totally again

kesinlikle evet diyecektir, bu da tamamen tekrarın kısaltmasıdır,

all of these shortened words are a bit more casual so just be aware that if

tüm bu kısaltılmış kelimeler biraz daha gündeliktir, bu yüzden eğer bir şey veriyorsanız bunun farkında olun.

you're giving a super formal presentation you might want to use the

süper resmi sunum

more traditional classic yes instead of you're welcome native speakers will

daha geleneksel klasik kullanmak isteyebilirsiniz onun yerine evet

often say no prob anytime of course don't worry about it sure no prob is

hoşgeldiniz

short for no problem of course keep in mind again that you're welcome is the

rica ederim

classic and it's more professional but again native speakers will use these

klasik ve daha profesyonel ama yine anadili İngilizce olan kişiler nasılsın yerine

variations to have fun with the language instead of how are you I am fine thank

dille eğlenmek için bu varyasyonları kullanacak ben iyiyim teşekkür ederim

you and you native speakers will say different variations like how is it

ve siz anadili İngilizce olan kişiler nasıl gidiyor naber gibi farklı varyasyonlar söyleyeceksiniz

going what's up how's everything and the answer is almost never I'm fine thanks

her şey nasıl ve cevap neredeyse hiç iyi değilim teşekkürler

and you it's probably great I'm doing well thank you or thanks for asking I'm

ve siz muhtemelen harikasınız iyiyim teşekkür ederim veya sorduğunuz için teşekkürler

great there are lots of variations on this so just don't expect native

speakers to always say the classic how are you I am fine thanks and you

klasik nasılsın iyiyim teşekkürler ve sen öğrencilerimle özellikle telefonda

it is super unnatural when I'm talking with my students especially on the phone

konuşurken çok doğal değil

it feels sometimes like something's missing and it's not about fluency it's

bazen bir şeyler eksik gibi geliyor ve mesele akıcılıkla ilgili değil

actually about listening sometimes I wonder if they're still there because I

aslında dinlemekle ilgili bazen merak ediyorum hala orada çünkü ben

don't hear anything when I'm speaking and it's not because they've fallen

konuşurken hiçbir şey duymuyorum ve bunun nedeni uyuyakalmış olmaları değil,

asleep it's because they're not using active listening which is showing that

aktif dinlemeyi kullanmamalarıdır, bu da

you're understanding what your partner is saying what your conversation partner

karşınızdakinin ne dediğini anladığınızı gösterir.

is saying and so we need to use words like mmhmm yeah I see to show that

söyleyerek ve bu yüzden mmhmm gibi kelimeleri kullanmamız gerekiyor evet

you're listening during a conversation and native speakers make use of these a

bir konuşma sırasında dinlediğinizi göstermek için görüyorum ve anadili İngilizce olan kişiler bunları

lot more than English learners fillers I love learning fillers in different

İngilizce öğrenen dolgu maddelerinden çok daha fazla kullanıyorlar Farklı dillerde dolgu sözcükleri öğrenmeyi seviyorum

languages because it is the fastest way to sound like you're a native sounding

çünkü bu en hızlı yol

like a native English speaker is not just about how fast you speak English or

ana dili İngilizce olan biri gibi konuşmak, sadece ne kadar hızlı İngilizce konuştuğunuzla veya

your understanding of grammar or how many vocabulary words you know it's

grameri anlamanızla veya kaç tane kelime bildiğinizle ilgili değildir, şimdi birlikte gözden geçirdiğimiz

about all of these 20 secret points that we just reviewed together now I want you

bu 20 gizli noktanın tümü ile ilgilidir.

to tell me how do you know when someone is a native English speaker versus a

Birinin anadili İngilizce olan biri ile anadili

non-native English speaker do you notice some differences between natives and

İngilizce olmayan biri olduğunu nasıl anlayacağınızı söylemenizi istiyorum. Burada ele almadığım, anadili İngilizce olan ve olmayanlar arasında bazı farklar fark ettiniz mi,

non-natives speaking English that I didn't cover here share them in the

bunları yorumda paylaşın.

comment if you enjoyed this and you'd like to learn more English with

bundan keyif aldınız ve GoNaturalEnglish.com ile daha fazla İngilizce öğrenmek istiyorsanız,

GoNaturalEnglish.com make sure that you pre-register for our complete English

tam İngilizce kursumuza gonaturalenglish.com/prereg adresinden ön kayıt yaptırdığınızdan emin olun,

course at gonaturalenglish.com/prereg you can click right over here

hemen buraya tıklayabilirsiniz

and the link is also in the description thanks so much for watching have an

ve bağlantı da açıklamadadır çok teşekkürler izlediğiniz için

amazing day bye for now

şimdiden iyi günler hoşçakalın