Learn English in 30 Minutes - Learn the Basics To SPEAK LIKE A NATIVE | Go Natural English

Hello, welcome back to go natural English today. We have a very interesting question

Merhaba, bugün doğal İngilizceye tekrar hoş geldiniz. Düşünmemiz gereken çok ilginç bir sorumuz var.

to consider

Can anyone become a?

Herkes olabilir mi?

Native English speaker. So I think this question is very important because a lot of

Anadili İngilizce olan. Bu yüzden bu sorunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü birçok

English learners and

İngilizce öğrencisi ve

english-as-a-second-language teachers are always

ikinci dil olarak İngilizce öğretmeni her zaman

emphasizing the importance of

Sounding like a native English speaker

anadili İngilizce olan biri gibi konuşmanın önemini vurguluyor.

You have to immerse yourself in native English speaking situations. You have to

Kendinizi anadili İngilizce olan durumlara kaptırmalısınız.

Practice speaking with native English speakers. The ideal is the native English speakers. So I think it's an interesting question

Anadili İngilizce olan kişilerle konuşma pratiği yapmalısınız. İdeal olan, anadili İngilizce olan kişilerdir. Bu yüzden ilginç bir soru olduğunu düşünüyorum,

Have you ever thought about?

hiç düşündünüz mü?

can

Anyone, can you be a native English speaker?

Herkes, anadili İngilizce olan biri olabilir mi?

So I think this is going to be really interesting to chat about now before we talk about it

Bu yüzden, bunun hakkında konuşmadan önce bunun hakkında sohbet etmenin gerçekten ilginç olacağını düşünüyorum.

I just want to encourage you to turn on the captions in English

if you are learning English this can really help you and

Eğer İngilizce öğreniyorsanız, bu size gerçekten yardımcı olabilir ve

If you would be so kind and willing to translate this video into your native language

çok nazik ve nazik olursanız, sizi İngilizce altyazıları açmaya teşvik etmek istiyorum. Bu videoyu ana dilinize çevirmeye istekli

You could help more people from your country to learn with us

Ülkenizden daha fazla insanın bizimle öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz

So you can do that

Böylece bunu yapabilirsiniz

Using the link in the description and when you do translate the video your name will appear

Açıklamadaki bağlantıyı kullanarak ve videoyu çevirdiğinizde adınız

In the description as a thank you. Can you be born in one language?

açıklamada bir teşekkür olarak görünecek . Tek dilde doğabilir misin?

speaking one language and then can you become a

bir dili konuşarak

Native speaker of another language. Well first we have to define

başka bir dilin Anadili olabilir misiniz? İlk olarak,

What does it mean to be a native speaker of a language?

bir dilin anadili olmak ne anlama geldiğini tanımlamalıyız.

I think there are many different definitions and there is a really wide range between them

Bence birçok farklı tanım var ve aralarında gerçekten geniş bir aralık var,

so on one end of the range of this spectrum of answers we have

bu yüzden bu cevap yelpazesinin bir ucunda şu

the answer that honestly, I believe that is a native speaker of a language is someone that is

cevaba sahibiz: dürüst olmak gerekirse, bunun bir dilin anadili olan kişinin doğuştan gelen biri olduğuna inanıyorum.

born into a family

bir aileye

or in a country or in a setting that

, bir ülkeye ya da

Speaks that language. So a native English speaker like me would be born in an english-speaking country

o dili konuşan bir ortama. Yani benim gibi anadili İngilizce olan biri İngilizce konuşulan bir ülkede doğar

But you could also be born into an speaking family living in another country. So it's a little bit complicated. No

ama başka bir ülkede yaşayan ve konuşan bir ailede de doğabilirsin. Bu yüzden biraz karmaşık. Hayır

The next question is okay, if you have to be born into this environment well

Bir sonraki soru tamam, eğer bu ortamın içine iyi doğmak zorundaysanız peki ya

What about people that learn English as a second language when they're a kid?

çocukken ikinci dil olarak İngilizce öğrenen insanlar?

Like six seven eight years old if you learn a second language

Altı yedi sekiz yaşında gibi, eğer ikinci bir dili on üç

before the age of

yaşından önce,

thirteen basically before puberty sets in so as you're still developing

temel olarak ergenlik dönemi başlamadan önce öğrenirseniz, yani

Then yes

you can be considered a native speaker because your language skills are still developing and you're able to

hala gelişiyorsunuz demektir. iletişimin

really grasp the language and the culture which is a super important part of

süper önemli bir parçası olan dili ve kültürü gerçekten kavramak,

communication

now on the other end of

this range of definitions would be well know a native speaker doesn't have to be born into

bu tanım yelpazesinin diğer ucunda, anadili İngilizce olan birinin o dilde doğmak zorunda olmadığını iyi bilecektir.

That language they don't have to start learning that language as a child

Bu dili çocukken öğrenmek

They can simply be confident in their communication if you feel comfortable and confident

Eğer kendinizi rahat ve güvende hissediyorsanız iletişim konusunda kendilerine güvenebilirler

Expressing yourself talking speaking

Kendini ifade etmek konuşarak konuşmak bir anlayışı dinlemek

listening to an

understanding

Anyone who speaks that language would say it's English that you are becoming a native speaker in then fine

Bu dili konuşan herkes bunun İngilizce olduğunu söyler ki o zaman anadili haline geliyorsun o zaman tamam

Okay

tamam o

Then let's consider you a native English speaker because you can function successfully

zaman hadi Sizi anadili İngilizce olan biri olarak kabul edin çünkü

And confidently really in any english-speaking situation now

herhangi bir İngilizce konuşma durumunda başarılı ve kendinden emin bir şekilde gerçekten çalışabilirsiniz, şimdi

I would love to ask you. What do you think is the true definition of a native English speaker?

size sormak isterim. Sizce anadili İngilizce olan birinin gerçek tanımı nedir?

Is it someone who is born into an english-speaking?

Doğuştan ingilizce konuşan biri mi?

Family or country or someone who starts speaking English?

Ailen mi, ülken mi yoksa İngilizce konuşmaya başlayan biri mi?

Before they're a teenager or is it someone who?

Ergenlik çağına gelmeden önce ya da kim?

Is simply able to express themselves in a fluent manner? I want to hear from you in the comments. So

Kendini akıcı bir şekilde ifade edebiliyor mu? Yorumlarda sizden haber almak istiyorum. Öyleyse,

Can anyone become a native English speaker as I mentioned the answer really depends on your definition of?

bahsettiğim gibi, herkes anadili İngilizce olabilir mi, cevap gerçekten sizin tanımınıza bağlıdır?

What is the native speaker now? Let's say that as I mentioned

Şimdi anadili nedir? Diyelim ki bahsettiğim gibi,

I really believe that a native English speaker speaker is someone who?

anadili İngilizce olan birinin kim olduğuna gerçekten inanıyorum?

can and I believe that a native English speaker is really someone who

can ve ben anadili İngilizce olan birinin gerçekten

Started learning the language before they became a teenager

dili ergenlik çağından önce öğrenmeye başlayan biri olduğuna inanıyorum.

So, I'm sorry for everyone who started learning another language after thirteen years old

Bu yüzden, on üç yaşından sonra başka bir dil öğrenmeye başlayan herkes için üzgünüm.

It's just not possible to be a native speaker of that language for many reasons one

dil birçok nedenden dolayı bir

Developmentally you have already learned another language

Gelişimsel olarak,

into adulthood or past your

yetişkinlikte veya

Puberty years past being a teenager and so that's kind of set you into some certain practices

Ergenlik yıllarınızı geçtikten sonra zaten başka bir dil öğrenmişsinizdir ve bu sizi bir nevi belirli uygulamalara sokar.

Your brain is kind of set in its ways. It doesn't mean that you can't learn another language really fluently

Beyniniz bir şekilde kendi yöntemlerine göre ayarlanmıştır. Bu, başka bir dili gerçekten akıcı bir şekilde öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmez,

It just means that your native language. Your first language has been set

sadece ana diliniz olduğu anlamına gelir. İlk diliniz,

it's like when you set the settings or the language settings on your phone or you know a

telefonunuzdaki ayarları veya dil ayarlarını yaptığınızda veya bir

Computer or something. It's like that is a language settings

Bilgisayar veya başka bir şey bildiğinizde olduğu gibi ayarlanmıştır. Bu bir dil ayarı gibi

It doesn't mean you can't add another later on

Bu daha sonra başka bir dil ekleyemeyeceğiniz anlamına gelmez.

But the main setting is that one that's not a great example because you can always change the language

But anyway, you know what, I mean?

So if you are learning another language as an adult

Yani bir yetişkin olarak başka bir dil öğreniyorsanız,

I don't think that you can

Become or turn into or transform into a native English speaker a native speaker of that language

o dilin anadili İngilizce olan biri haline gelebileceğinizi veya anadili İngilizce olan birine dönüşebileceğinizi veya dönüşebileceğinizi düşünmüyorum

however

ancak

And this is very very important. So please hear me out. You can become a

Ve bu çok çok önemli. O yüzden lütfen beni dinleyin.

natural speaker of that language, which is why I call this go natural English who is

O dilin doğal konuşmacısı olabilirsiniz, bu yüzden buna doğal İngilizce diyorum, o dilin anadili tarafından

accepted by

kabul edilen,

understood by and

anlaşılan ve

accepted by

kabul edilen İngilizce.

native speakers of that language

So when you get to a point of fluency of confidence of expression where native?

English speakers or native speakers of the language you're learning

İngilizce konuşanlar veya öğrenmekte olduğunuz dilin ana dilini konuşanlar

I'll just say English speakers just to keep it simple

Sadece basit tutmak için İngilizce konuşanlar diyeceğim

But this really applies for any language when they don't slow down when they don't

Ama bu gerçekten herhangi bir dil için geçerlidir, yavaşlamadıklarında yavaşlamadıklarında

Make amends to the way they speak when they don't

Konuşma şekillerini düzeltirler

change the way that they express themselves because you know

Anlayamayacağınızdan korktuklarını bildiğiniz için kendilerini ifade etme biçimlerini değiştirmediklerinde

They're afraid that you're not going to understand when they accept you when they know that you're in on all the jokes

sizi kabul ettiklerinde tüm şakalara bulaştığınızı bildiklerinde

You get all the cultural references

Tüm kültürel referansları alırsınız.

That to me is just as good as being a native English speaker when you are

benim için

Accepted by other native and fluent speakers of that language

o dili anadili ve akıcı olan diğer kişiler tarafından kabul edildiğinde ana dili İngilizce olan biri olmak kadar iyidir

So it has adults, you know, if you are over 13 years of age don't despair

Yani yetişkinler var, bilirsiniz, 13 yaşın üzerindeyseniz umutsuzluğa kapılmayın

Also because it can actually be easier to learn a language when you are

Ayrıca çünkü gerçekten olabilir Dil bilgisinin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olduğunuz için yetişkin olduğunuzda 13 yaşın üzerindeyken bir dili öğrenmeniz daha kolay olabilir mi

over 13 when you're an adult because you have

Knowledge of what is grammar? What is vocabulary? You know you

? Kelime dağarcığı nedir?

Understand that language has a structure and rules. Whereas kids are just kind of absorbing things as we go

Dilin bir yapısı ve kuralları olduğunu anladığınızı bilirsiniz. Oysa çocuklar

Observing life and how people communicate with each other

hayatı ve insanların birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarını gözlemleyerek bir tür şeyleri özümsüyorlar,

so learning a language as an adult is not something that you should be sad about or feel like you're inferior to

bu nedenle bir yetişkin olarak bir dil öğrenmek üzülmeniz veya İngilizce öğrenen Çocuklardan daha aşağı olduğunuzu hissetmeniz gereken bir şey değil.

Kids that learn English, you know growing up. It's just different and you can use this to your advantage

büyümeyi bilmek Bu sadece farklı ve bunu kendi avantajınıza kullanabilirsiniz

So now let's talk about how you can become

O yüzden şimdi

Accepted by

English speakers native English speakers fluent English speakers. How do you break this?

anadili İngilizce olan kişiler tarafından akıcı İngilizce konuşanlar tarafından nasıl Kabul edilebileceğiniz hakkında konuşalım. Bunu nasıl kırarsın?

barrier between being seen as an English Learner that people have to slow down for or be patient with and

İnsanların yavaşlamak ya da sabırlı olmak zorunda olduğu bir İngilizce Öğrenicisi olarak görülmek ile

really breaking through to being someone that is

accepted

socially culturally as a

bir

native or you know as a

yerli ya da sizin bildiğiniz bir

second language native I'm gonna give you

ikinci dil yerlisi olarak sosyal olarak kültürel olarak kabul edilen biri olmaya gerçekten geçmek arasındaki engel, size

four really

gerçekten dört puan vereceğim.

powerful

suggestions for you to improve your

Yerliliğinizi geliştirmek

nativeness or your naturalness in English to become accepted by native speakers of

veya İngilizce'deki doğallığınızı ana dili İngilizce olan kişiler tarafından kabul görmek için size güçlü öneriler

The language and I want to share a little bit of my own story. So it's not just me lecturing. I want to share

ve kendi hikayemden biraz paylaşmak istiyorum. Yani sadece ben ders vermiyorum. Paylaşmak istiyorum

What's happened to me?

Bana ne oldu?

And for me as I've learned other languages, the first place that I went abroad was the Dominican Republic

Ve benim için başka diller de öğrendiğim için yurt dışına ilk çıktığım yer Dominik Cumhuriyeti oldu.

Do you have any Dominicans watching here?

Burada izleyen Dominikliler var mı?

And I remember when I was learning Spanish I went there and I wanted to drink the local drinks and there's a drink that's called

Ve İspanyolca öğrenirken oraya gittiğimi hatırlıyorum ve yerel içecekleri içmek istedim ve daha fazla geyik denilen bir içki var

more deer, so yawn, boom, and I said

, bu yüzden esne, bum

quiero

more to your Sonia and boom and the

ve Sonia'na daha çok quiero dedim ve bum ve

Waiter just laughed at me

Garson bana güldü

You know, he thought it was super cute because basically I didn't say that I wanted this drink

Bilirsiniz, bunun süper sevimli olduğunu düşündü çünkü temelde bu içeceği istediğimi söylemedim Kelimenin tam anlamıyla rüya görerek

I literally said I want to die

ölmek istediğimi söyledim

dreaming

Because I missed a small detail the article

Çünkü makaledeki küçük bir ayrıntıyı kaçırdım

to

Identify a or one, you know cattle

Bir veya birini tanımlayın, sığırları

more to your swing on do so instead of saying I want a

daha çok bilirsiniz. Diyet istiyorum demek yerine bunu yapmak rüya görerek

Diet how do I say to die dreaming I guess is the name of the drink I said I want to die dreaming

ölmek nasıl derim sanırım içeceğin adıdır rüya görerek ölmek istiyorum dedim

So the details matter what I learned from this experience this kind of funny story

Yani ayrıntılar önemli bu deneyimden ne öğrendim bu tür komik bir hikaye

Is that the details matter and just because you hear native speakers not really?

ayrıntılar önemlidir ve sadece anadili İngilizce olan kişileri duyduğunuz için gerçekten önemli değil mi?

emphasizing articles like uh, or the

gibi makaleleri vurgulayarak

They still matter so you need to really understand how to use

Hala önemliler, bu nedenle Makaleleri nasıl kullanacağınızı

Articles and how to use these details in the language another experience. I had in the Dominican Republic which was man. Oh really?

ve bu ayrıntıları başka bir dilde nasıl kullanacağınızı gerçekten anlamanız gerekir. Adam olan Dominik Cumhuriyeti'ndeydim. Gerçekten mi?

It was a time in my life when I was like really growing as a person and really growing as a language learner

Hayatımda bir insan olarak gerçekten büyüdüğüm ve bir dil öğrenicisi olarak gerçekten büyüdüğüm bir dönemdi,

so I realized for the first time that everything I'd learned almost everything I'd learned in my

bu yüzden ilk kez öğrendiğim her şeyin, Üniversite İspanyolca sınıfımda öğrendiğim neredeyse her şeyin

University Spanish class was useless in the real world because in my class

işe yaramaz olduğunu fark ettim. gerçek dünya çünkü sınıfımda

We learned quite

oldukça

formal Spanish, hola como esta usted and

resmi İspanyolca öğrendik, hola como esta usted ve

When I got into the real world, I realized that people only use this kind of language with maybe

Gerçek dünyaya girdiğimde, insanların bu tür bir dili yalnızca belki

Much older people like someone I really wanted to show respect for maybe some friends grandmother. For example

çok daha yaşlı insanlarla gerçekten saygı göstermek istediğim biri gibi kullandıklarını fark ettim. belki bazı arkadaşlar büyükanne. Örneğin

or grandfather or if I met the governor or something but in everyday situations

ya da büyükbabam ya da vali ya da başka bir şeyle tanışırsam ama gündelik durumlarda

talking with friends at the University because I did a semester at the University there and the Dominican Republic and

Üniversitede arkadaşlarla konuşurken çünkü orada Üniversitede ve Dominik Cumhuriyeti'nde bir dönem okudum ve

People don't talk like that. So I had to learn how people

İnsanlar böyle konuşmaz. Bu yüzden insanların Halk dilinde nasıl konuştuğunu öğrenmek zorunda kaldım

speak

Colloquially, and so I started learning

ve bu yüzden

ah como esta como toda que lo que like

ah como esta como toda que lo que like

Very different ways of saying how are you and there's a ton of other colloquial expressions

How are you demenin çok farklı yollarını öğrenmeye başladım ve bir ton başka konuşma dili ifadesi var

and so I mentioned this because it is really important in English or any language to really pay attention to how people actually

ve bu yüzden bundan bahsettim çünkü bu gerçekten önemli İngilizce veya herhangi bir dilde, insanların

speak with each other in everyday life pay attention to the words pay attention to the pronunciation and start copying and

günlük hayatta birbirleriyle gerçekte nasıl konuştuklarına gerçekten dikkat etmek için kelimelere dikkat edin telaffuza dikkat edin ve

Using those phrases yourself. It's not just for asking. How are you? It's not just for greetings. It's in every

bu cümleleri kopyalamaya ve kullanmaya başlayın. Sadece sormak için değil. Nasılsın? Sadece selamlaşma için değil.

Aspect of life people use different phrases one. I often share with my English learners is that

Hayatın her alanında insanlar farklı ifadeler kullanırlar. İngilizce öğrenenlerimle sık sık paylaştığım şey,

native English speakers will ask are you all set and

anadili İngilizce olanların hepiniz hazır mısınız diye soracağıdır ve

This is really a catch-all phrase for are you ready to go or if you're at a store?

Bu gerçekten, gitmeye hazır mısınız yoksa bir mağazadaysanız, her şeyi kapsayan bir ifadedir.

Are you ready to check out? Did you want to buy anything else? Are you all set? Like are you finished?

Kontrol etmeye hazır mısın? Başka bir şey satın almak istedin mi? Hepiniz hazır mısınız? Bitirdin mi mesela

Have you done your work?

İşini yaptın mı?

It can be used in many different ways

Pek çok farklı şekilde kullanılabilir

But you don't usually use that or you don't usually learn that in your textbook or use it in your classroom

Ancak bunu genellikle kullanmazsınız veya ders kitabınızda öğrenmez veya sınıfınızda kullanmazsınız.

So pay attention to the colloquial phrases and you'll sound much more like a native. So another thing to pay attention to is

. Dikkat edilmesi gereken başka bir şey de

the cultural

kültürel

mannerisms this could be gestures this could be

tavırlar, bu jestler olabilir, bu olabilir

The way people express themselves, even the clothing that people wear

İnsanların kendilerini ifade etme biçimleri, hatta giydikleri giysiler

When I was in Japan

Japonya'dayken

I was working as an English teacher and I would ask my boss if I could do certain things that were a little

İngilizce öğretmeni olarak çalışıyordum ve patronuma sorardım. iş tanımımın biraz dışında kalan bazı şeyleri yapabilirdi

outside of my job description and

ve

she would respond by sucking her teeth like and

dişlerini emerek karşılık verirdi ve

I didn't realize that this meant no

bunun hayır anlamına geldiğini fark etmemiştim, bu

so I must have seemed like a very stubborn employee because I was always asking trying to get a

yüzden çok inatçı bir çalışan gibi görünmüş olmalıyım çünkü her zaman almaya çalışırken soruyordum.

Straight answer the straight answer to me is saying directly

Düz bir cevap, bana doğru yanıt doğrudan

No, you can't do that

Hayır, bunu yapamazsınız

But in Japan is very rare for people to so directly say no so instead they have different mannerisms

Ama Japonya'da insanların doğrudan hayır demesi çok nadirdir, bunun yerine farklı tavırları vardır

And I know in different countries and different languages people say no or yes in different ways

Ve biliyorum ki farklı ülkelerde ve farklı dillerde insanlar hayır diyor veya evet farklı şekillerde

So I think in India people not where in the US this means?

Yani bence Hindistan'da insanlar bunun ABD'nin neresinde olduğu anlamına gelmiyor?

Yes

So pay attention to the gestures and the ways culturally that people express themselves maybe starting with yes, and no

Evet Yani

insanların kendilerini kültürel olarak ifade etme biçimlerine ve jestlerine dikkat edin, belki evet ve hayır ile başlayarak,

also when I came here to Brazil, I would often go to the store or the supermarket and

ayrıca buraya Brezilya'ya geldiğimde, sık sık mağazaya veya süpermarkete giderdim ve

Going to the checkout counter is a very normal experience. I think almost all of us shop at stores. So we have this experience

kasaya gitmek çok normal bir şey. deneyim. Sanırım neredeyse hepimiz mağazalardan alışveriş yapıyoruz. Peki bu deneyimi yaşadık ama ben

But what I never?

asla?

Expected were two questions that they asked almost every single time that nobody told me in any Portuguese

Beklenen, neredeyse her seferinde sordukları iki soruydu ve herhangi bir Portekizce dersinde kimse bana söylemedi.

lesson

They always ask for my CPF, which is kind of like a Social Security number which was totally confusing to me

I was like, why would I give you my social security number?

sosyal güvenlik numaram?

It seemed like an invasion of privacy

Mahremiyet ihlali gibi görünüyordu

But now I understand there's other reasons for that in Brazil like you gain points or something. I don't know

ama şimdi anlıyorum ki bunun Brezilya'da puan kazanmanız gibi başka sebepleri var. Bilmiyorum ABD'de

It's used a little bit differently than a Social Security number which is a bit more

biraz daha özel olan bir Sosyal Güvenlik numarasından biraz farklı kullanılıyor.

private of in the u.s. Also

Ayrıca

They asked almost every single time if I want to pass Salah which is to divide up payments

neredeyse her seferinde, ödemeleri 10 dolarlık bir ürün için bile bölmek olan Salah'ı geçmek isteyip istemediğimi sordular, biliyor

even for something small like

a

$10 item do you want to you know pay 12 times so funny to me because in the u.s

musun 12 kez ödeme yapmak benim için çok komik çünkü ABD'de

We don't have this and so at first I would get really stuck on these questions. I didn't expect them

buna sahip değiliz. ve bu yüzden ilk başta bu sorulara gerçekten takılıp kalırdım. Onları beklemiyordum,

So I didn't know how to respond. I didn't understand at first because I didn't expect them

bu yüzden nasıl cevap vereceğimi bilemedim. İlk başta anlamadım çünkü onları beklemiyordum

but now I expect them and I know how to respond which is basically know and know so

ama şimdi onları bekliyorum ve temelde bilmek ve bilmek olan nasıl yanıt vereceğimi biliyorum,

this

bu yüzden

matters

the details in the language the small grammar points the pronunciation the way people

dildeki ayrıntılar önemlidir küçük dilbilgisi telaffuzu işaret eder insanların

communicate in different ways with different

iletişim kurma şekli Farklı

Gestures or different ways of saying yes or no. And also what are the normal?

Jestlerle farklı yollar veya evet ya da hayır demenin farklı yolları. Ayrıca normal olan nedir?

Situations or sequences of events. What could you guess is going to happen if you go to a checkout counter in the u.s

Durumlar veya olay dizileri. ABD'de bir kasaya giderseniz, ABD'de Brezilya'da bir kasaya giderseniz ne olacağını tahmin edebilirsiniz. Sana

Versus in Brazil in the u.s. They would ask you. Are you all set in Brazil? They would ask you? What's your

sorarlardı. Brezilya'da hazır mısınız? Sana sorarlar mıydı? CPF'niz nedir

CPF and do you want to divide your payments? So it's really?

ve ödemelerinizi bölmek ister misiniz? Yani gerçekten mi? Neyin önemli olduğunu anlamak için

in order to

be accepted as a native to

yerli olarak kabul edilmek için

Understand what's important. So these are the important points

. İşte bunlar önemli noktalar. Size

I'm gonna give you some specific tips on how to build your skills in these areas

bu alanlarda becerilerinizi nasıl geliştireceğiniz konusunda bazı özel ipuçları vereceğim.

Now this might seem like a lot to think about it's not only the language that you have to learn you have to pay attention

to details

ayrıntılar

pronunciation

telaffuz

gestures

jestler

Colloquial phrases and slang, but don't worry fluency to me. It's like a puzzle

Konuşma deyimleri ve argo, ama akıcılık beni merak etmeyin. Bu tıpkı bir yapboz gibi

When you shake out all the pieces of the puzzle onto a table and most of them are facedown

Yapbozun tüm parçalarını bir masanın üzerine salladığınızda ve çoğu yüzüstü olduğundan

so you can kind of see the shapes, but you don't know what the puzzle really looks like and

şekilleri bir nevi görebilirsiniz, ancak yapbozun gerçekte neye benzediğini bilemezsiniz ve

Little by little with each thing you learn you start to turn over the pieces. And so you have more and more information

her biri ile azar azar öğrendiğin şey, parçaları devirmeye başlarsın. Ve böylece gittikçe daha fazla bilgiye sahip olursunuz

And then once you've turned over all the pieces

Ve sonra tüm parçaları teslim ettiğinizde

you start putting the pieces together and then you start seeing the whole picture and you're able to

parçaları bir araya getirmeye başlarsınız ve ardından tüm resmi görmeye başlarsınız ve

Influence eaters express yourself more completely and it helps if you already know another language

yiyenleri Etkileyebilirsiniz, kendinizi daha eksiksiz ifade edebilirsiniz ve eğer bunu yaparsanız yardımcı olur. zaten başka bir dil biliyorum

It's much easier to learn a third fourth or fifth language when I started learning Spanish

İspanyolca öğrenmeye başladığımda üçüncü bir dördüncü veya beşinci dili öğrenmek çok daha kolay

I didn't know any other languages, I'd grown up my whole life until about 20 years old speaking only English

Başka dil bilmiyordum, tüm hayatım boyunca yaklaşık 20 yaşına kadar sadece İngilizce konuşarak büyüdüm.

So I never had the chance to become a native speaker of another language

başka bir dilin anadili olma şansı

But I've learned how to become accepted by

Ama

native speakers social groups of other languages in Spanish Portuguese

anadili İngilizce olan diğer dillerin sosyal grupları tarafından nasıl kabul edileceğini öğrendim İspanyolca Portekizce Hemen hemen

Pretty much in Japanese a little bit in French. And so I know how amazing it can be

Japonca biraz da Fransızca. Sosyal olarak ne kadar harika olabileceğini biliyorum

Socially, you can benefit so much by understanding that there's more than just

, öğrenebileceğiniz ve anadili İngilizce olan kişiler tarafından daha fazla kabul edilmek için kullanabileceğiniz dil kurallarından daha fazlası olduğunu anlayarak çok fazla fayda sağlayabilirsiniz.

The language rules that you can learn and you can use in order to be more

accepted by native speakers of English

Now finally, let me tell you specifically the four areas to focus on

size özellikle odaklanmanız gereken dört alanı anlatın

first of all focus on the details

öncelikle ayrıntılara

especially the details of pronunciation

özellikle telaffuzun ayrıntılarına odaklanın

So I mentioned learning how to use articles also focus on

Makalelerin nasıl kullanılacağını öğrenmekten bahsetmiştim ayrıca telaffuza da odaklanın

pronunciation because it will give you the confidence to continue to express yourself and to be accepted as

çünkü bu size kendinizi ifade etmeye devam etme ve kabul edilme konusunda güven verecektir.

a native or by native speakers

anadili veya anadili İngilizce olan kişiler tarafından

so one thing that changed my life as a language learner and a language teacher was taking a

yani bir dil öğrenicisi ve bir dil öğretmeni olarak hayatımı değiştiren şeylerden biri

Spanish phonetics class so I encourage you if you can

İspanyolca fonetik dersi almaktı, bu yüzden

look at some information on phonetics learn the

fonetik hakkında bazı bilgilere bakmanızı tavsiye ederim

international phonetic alphabet

uluslararası fonetik alfabeyi öğrenin

And look at how words in English are

Ve kelimelerin nasıl olduğuna bakın İngilizce'de

spelled or

communicated using the IPA the international phonetic alphabet

IPA (uluslararası fonetik alfabe) kullanılarak hecelenir veya iletilir

when you focus on

Telaffuza odaklandığınızda

Pronunciation this will give you a huge edge a huge advantage over

bu size

Other people who might know more rules of the language, but they can't express themselves

dilin daha fazla kuralını bilen, ancak kendilerini ifade edemeyen Diğer insanlara karşı çok büyük bir avantaj sağlar.

They can't talk. They can't speak in a native like way

Yapabilirler' konuşma. Anadili gibi konuşamıyorlar

So who do you think is going to be more accepted socially, someone who sounds more native or someone who knows all the rules?

Peki sizce kim sosyal olarak daha çok kabul görecek, kulağa daha yerli gelen biri mi yoksa tüm kuralları bilen biri mi?

Okay, so this depends on what you want

Pekala, bu senin ne istediğine bağlı

Do you want to pass a grammar test or do you want to communicate and speak with?

Bir gramer testini geçmek mi istiyorsun yoksa iletişim kurup konuşmak mı istiyorsun?

fluent or native English speakers

Akıcı veya anadili İngilizce olanlar

So again where you focus your time and energy depends on your goals now

Yani yine zamanınızı ve enerjinizi nereye odakladığınız şimdi hedeflerinize bağlıdır

Here's an exercise that you can do to work on improving your understanding of details like articles and pronunciation

İşte makaleler ve telaffuz gibi ayrıntıları anlamanızı geliştirmek için yapabileceğiniz bir alıştırma.

Take any book in English

That's meant for adults an authentic book meant for native speakers and just take the first sentence

ana dilini konuşanlar içindir ve sadece ilk cümleyi alın

It could be a magazine. It could be a news article but choose something with kind of a long sentence. Nothing too easy and

Bu bir dergi olabilir. Bir haber makalesi olabilir, ancak uzun bir cümle içeren bir şey seçin. Hiçbir şey çok kolay ve

Find a native speaker that can help you now read the first sentence out loud

Şimdi ilk cümleyi yüksek sesle okumanıza yardımcı olabilecek anadili İngilizce olan birini bulun

there's probably going to be at least one article if not more and of course, you're going to be practicing your

muhtemelen en az bir makale olacak, daha fazla değilse ve tabii ki, telaffuz alıştırması yapacaksınız,

pronunciation then

sonra

Speak and say read the sentence out loud for your native speaker friend and just ask them on a scale of one to three

Konuşun ve şunu okuyun diyin anadili İngilizce olan arkadaşınız için yüksek sesle bir cümle kurun ve onlara birden üçe kadar bir ölçekte sorun.

How do you sound do you sound like a native speaker?

Nasıl konuşuyorsunuz?

slightly off maybe a few mistakes or

biraz kapalı belki birkaç hata veya

Pretty bad needs a lot of work and then continue to practice you're going to ask your native speaker friend

Oldukça kötü çok çalışma gerekiyor ve sonra uygulamaya devam edeceksiniz anadili İngilizce olan arkadaşınızdan

to read the sentence for you, you might want to record them ask them if you can record them first so that you can

cümleyi sizin için okumasını isteyeceksiniz, onları kaydetmek isteyebilirsiniz önce onları kaydedip kaydedemeyeceğinizi sorun böylece

Repeat and you can practice

Tekrar edebilir ve

Copying after them. This is like

onlardan sonra Kopyalama alıştırması yapabilirsiniz. Bu tıpkı anadili İngilizce olan

Shadowing saying exactly as you hear your native speaker friend saying the sentence now

arkadaşınızın cümleyi söylediğini duyduğunuz gibi Gölgelemenin söylemesi gibidir.

You can do this. Even if you don't have any native speaker friends, you can do this with music you can do this with

Bunu şimdi yapabilirsiniz. Anadili İngilizce olan arkadaşlarınız olmasa bile bunu müzikle yapabilirsiniz

Speeches you can do this from a lot of contents on

Speeches ile yapabilirsiniz YouTube'daki birçok içerikten yapabilirsiniz

YouTube it's quite easy actually to find native speaker materials, but this is just one example of

anadili İngilizce olan materyalleri bulmak aslında oldukça kolay ama bu sadece bir tanesi

Practice that you can do using a book or anything with a sentence and continue to practice until your native speaker friend

Bir kitap veya cümle içeren herhangi bir şey kullanarak yapabileceğiniz Alıştırma örneği ve anadili İngilizce olan arkadaşınız

Gives you a rating of number one that you sound like a native and then move on to the next sentence

size anadili gibi konuştuğunuza dair bir numara verene ve ardından bir sonraki cümleye geçene kadar uygulamaya devam edin.

This is a good exercise because you're going one sentence at a time and it's not

çünkü her seferinde bir cümle gidiyorsun ve bu

Overwhelming it's not like okay. I have to speak all of English perfectly. No, it's just one sentence at a time

Bunaltıcı değil, tamam gibi değil. Tüm İngilizceyi mükemmel konuşmam gerekiyor. Hayır, her seferinde yalnızca bir cümle

Second use words and phrases that native speakers use

Anadili İngilizce olanların Yerel olarak kullandığı sözcükleri ve deyimleri ikinci kez kullanın

Locally, so as you know, English is a global language and in different regions in different countries people use different vocabulary

, yani bildiğiniz gibi İngilizce küresel bir dildir ve farklı ülkelerdeki farklı bölgelerde insanlar farklı sözcükler kullanır

Different expressions and different slang words. I remember when I was learning Spanish. I first learned it in the Dominican Republic where

Farklı ifadeler ve farklı argo sözcükler. İspanyolca öğrendiğim zamanları hatırlıyorum. Torta'nın kek anlamına geldiğini ilk olarak Dominik Cumhuriyeti'nde öğrendim

Torta means a cake and then I went to Mexico where torta means a sandwich

ve ardından torta'nın sandviç anlamına geldiği Meksika'ya gittim.

Completely different when I was looking for something sweet. I got something salty. So I learned quickly in English class

Tatlı bir şey ararken tamamen farklıydı. Tuzlu bir şey aldım. Bu yüzden İngilizce dersinde hızlı bir şekilde öğrendim

They also teach you a lot of verbs that native speakers. Don't use that often

Onlar da size anadili İngilizce olan birçok fiil öğretiyorlar. Bunu sık sık kullanmayın Geri

Instead of to return we'd be more likely to say to go back to so phrasal verbs are

dönmek yerine daha çok eskilere dönelim diyeceğiz, bu yüzden öbek fiiller anadili İngilizce olan kişiler

Super important for anyone who wants to be more accepted by native speakers

tarafından daha fazla kabul edilmek isteyen herkes için çok önemlidir.

So there are tons of examples of vocabulary and raises that they teach you in textbooks

size ders kitaplarında öğretirler

but people don't really use in real life and there are examples of

ama insanlar gerçek hayatta pek kullanmazlar ve

These for almost any language. It's just crazy. Sometimes when I think about it

bunların hemen hemen her dil için örnekleri vardır. Bu sadece çılgınca. Bazen düşünüyorum da

Why do they teach you things that are not really useful in textbooks? I think it's because in school

ders kitaplarında pek işe yaramayan şeyleri neden öğretiyorlar size? Bence bunun nedeni, okul

textbook learning is more geared toward or more for academia or people who want to completely

ders kitaplarında öğrenmenin daha çok akademi veya dilde tamamen ustalaşmak isteyen insanlar için olması

Master the language, but in order to be fluent in a language, you don't need to know all of the academic

, ancak bir dilde akıcı olmak için, bilmediğiniz tüm akademik dili bilmenize gerek olmaması.

Language you don't need to go farther than fluency

Akıcılıktan daha öteye gitmenize gerek yok Dile

You don't have to master the language in an academic way again. It depends on your goals

tekrar akademik bir şekilde hakim olmanız gerekmiyor. Hedeflerinize bağlı

But for me, the first step is fluency

Ama benim için ilk adım akıcılık

The first step is being able to communicate yourself and then you can decide if you want to learn more academic

İlk adım kendi kendinize iletişim kurabilmek ve sonra daha fazla akademik öğrenmek isteyip istemediğinize karar verebilirsiniz.

Speak if you want to learn how to read and write academic articles if you want to

read literary works

Novels from the 18th century perhaps. I remember when I was learning Spanish in my university and I took a

18. yüzyıldan edebi eserler, Romanlar okumak ister belki. Üniversitemde İspanyolca öğrenirken

Spanish poetry of the 18th century class and guys I

18. yüzyıl İspanyol şiiri dersi aldığımı hatırlıyorum ve çocuklar

Did not do well in that class because I was so

o derste başarılı olamadım çünkü o kadar hüsrana uğramıştım ki

Frustrated that we were supposed to analyze this old

Spanish that had nothing to do with actually communicating with people

yapacak hiçbir şeyi olmayan bu eski İspanyolcayı analiz etmemiz gerekiyordu. insanlarla gerçekten iletişim kurarken,

I just wanted to be fluent so that I could have more spanish-speaking friends and be accepted by them and that

sadece akıcı olmak istedim, böylece daha fazla ispanyolca konuşan arkadaşım olabilir ve onlar tarafından kabul

Poetry class was not getting me any closer to those goals

edilebilirdim ve Şiir dersi beni bu hedeflere yaklaştırmıyordu

third pay attention to

üçüncüsü

cultural

kültürel

Expression. I don't mean

İfadeye dikkat et. Burada günlük

colloquialisms or

konuşma dilini veya

Phrases here. I mean little things like when you pause how do you fill the silence?

Deyimleri kastetmiyorum. Durduğunuzda sessizliği nasıl dolduruyorsunuz gibi küçük şeyleri kastediyorum.

I would say um a French speaker might say

Bir Fransız konuşmacı diyebilir,

a

bir

Spanish speaker might say plays a Japanese speaker might say so

İspanyol konuşmacı söyleyebilir diyebilir, bir Japon konuşmacı çalabilir diyebilir, öyleyse

so learn

The language that you want to be fluent with how people fill the silence. How do you show that you're actively

akıcı olmak istediğiniz dili, insanların sessizliği nasıl doldurduğu ile öğrenin.

Listening to someone in your language in Japanese. I learned to say um, um, uh,

Birini aktif olarak kendi dilinizde Japonca dinlediğinizi nasıl gösterirsiniz? Um, um, uh demeyi öğrendim,

Just say like yes, I'm listening or yes

Sadece evet, dinliyorum veya evet katılıyorum gibi deyin ve

I agree and in English

İngilizce'de

you wouldn't say that although sometimes I still do that because I kept my habits from Japan and people think I'm a weirdo but

bunu söylemezsiniz, ancak bazen bunu hala yapıyorum çünkü Japonya'dan gelen alışkanlıklarımı korudum ve insanlar benim ' Ben bir tuhafım ama

in English, we would usually say uh-huh or

İngilizce'de genellikle uh-huh veya hmm deriz.

hmm

Okay, knowing what phrases to use

Tamam, hangi ifadelerin kullanılacağını bilmek

often requires interaction directly with native speakers or a

genellikle anadili İngilizce olan kişilerle veya

closed native speaker friend or to have a closer relationship

ana dili İngilizce olan kapalı bir arkadaşla doğrudan etkileşimi veya anadili İngilizce olan biriyle daha yakın bir ilişki kurmayı gerektirir

With a native speaker because these are the little things that come out in everyday life that really help you to

çünkü bunlar Günlük yaşamda ortaya çıkan ve

Blend in as a native speaker now fourth. This is very important

anadili İngilizce olan biri olarak uyum sağlamanıza gerçekten yardımcı olan küçük şeyler artık dördüncü. Bu çok önemli Bu

So it is last but not least it is

yüzden sonuncusu ama en az değil,

mindset you have to believe that you an adult language learner is capable of

yetişkin bir dil öğrenicisinin sizin gibi anadili gibi görünme yeteneğine sahip olduğuna inanmanız gereken zihniyettir,

Sounding native like you may not be able to

Transform magically into a native speaker

sihirli bir şekilde

However, you can be native like you can sound

anadili olan birine dönüşemeyebilirsiniz.

natural like a native in English and be

ana dili İngilizce olan biri gibi doğal gelebilir ve

Accepted by native English speakers, but you have to believe this you have to have the mindset

ana dili İngilizce olan kişiler tarafından Kabul edilebilir, ancak buna inanmalısınız zihniyete sahip olmalısınız

You have to believe in yourself

Kendinize inanmalısınız

You have to know that it's possible that if you work on these four points

Bu dört nokta üzerinde çalışırsanız bunun mümkün olduğunu bilmelisiniz.

You will get there now all of these except for maybe the mindset require you to interact with

belki de zihniyet,

native speakers

anadili İngilizce olan

If you're not living in a native speaking country see if you can find

bir ülkede yaşamıyorsanız,

Expats or native speakers of English living in your city

şehrinizde yaşayan Gurbetçileri veya anadili İngilizce olanları bulabilecek misiniz bir bakın.

If you're really living in the middle of nowhere then use the internet you can listen to

hiçliğin ortasında yaşarken interneti kullanın

podcasts by native English speakers

anadili İngilizce olanların podcast'lerini dinleyebilirsiniz

You can watch TV series or movies that have native English speakers

Anadili İngilizce olan dizileri veya filmleri izleyebilirsiniz

There is such a wealth of information and so many amazing fun entertaining materials that you can use

To help you reach a native like level music

Yerel bir seviyeye ulaşmanıza yardımcı olur müzik

is also

de

Fabulous because learning the lyrics to music not only helps you with pronunciation

Harika çünkü müziğin sözlerini öğrenmek sadece telaffuz konusunda size yardımcı olmakla kalmaz

They often songs often tell a story

Şarkılar genellikle bir hikaye anlatır

So they're interesting and they give you insight into the culture

Bu yüzden ilginçtirler ve size kültür hakkında fikir verirler

Songs often have a lot of interesting slang and phrases as well

Şarkıların çoğu zaman pek çok ilginç yanı vardır argo ve deyimler de bu

so use music as a fun way to improve your fluency and to sound more like a native it also helps to

yüzden müziği akıcılığınızı geliştirmenin eğlenceli bir yolu olarak kullanın ve daha çok yerli gibi konuşun, ayrıca

listen to

What's hot what's new because it gives you something to talk about with other native speakers when you have the chance

ne yeni ne yeni ne var onu dinlemenize yardımcı olur çünkü fırsatınız olduğunda diğer anadili İngilizce olan kişilerle konuşacak bir şeyler verir.

Well to wrap up this

Bu uzun rantları toparlamak için,

longer rants

I just want you to know that it is

bilmenizi isterim ki, anadili

possible for you to be accepted by native speakers and to sound native like if you focus on these four points

İngilizce olan kişiler tarafından kabul edilmeniz ve bu dört noktaya odaklanırsanız anadili gibi konuşmanız mümkündür.

Which just to recap is focus on the details, especially

small things like articles prepositions also and pronunciation

makaleler gibi edatlar ve telaffuz jestleri

learn

gestures and the way that people

ve insanların

communicate to say yes/no or other things in English

İngilizce'de evet/hayır veya başka şeyler söylemek için iletişim kurma biçimlerini öğrenin

use

colloquial phrases

günlük konuşma deyimlerini

slang and

argo ve

Vocabulary the way people really use it in real life

Kelime dağarcığı kullanın insanların gerçek hayatta gerçekten kullandıkları şekilde

learn what phrases to expect in everyday situations

günlük durumlarda hangi ifadelerin bekleneceğini öğrenin

Like at the checkout counter and don't forget your mindset is super important

ödeme sayacı ve zihniyetinizin çok önemli olduğunu unutmayın,

you have to believe that you are able to do this believe in yourself that you are able to reach a

bunu yapabileceğinize inanmalısınız, kendinize inanın,

Native level in English or native liked and accepted by other native speakers

İngilizce veya diğer anadili İngilizce olanlar tarafından beğenilen ve kabul edilen bir Anadil seviyesine ulaşabileceğinize inanın.

So I hope you enjoyed this video if you did make sure to give it a thumbs up

Bu videoyu beğendiyseniz, bir beğeni verdiğinizden emin olun,

let me know in the comments what you thought and it would be amazing if you

yorumlarda ne düşündüğünüzü bana bildirin ve burada Abone olursanız harika olur

Subscribe here. It's a go natural English on YouTube

. YouTube'da doğal bir İngilizce'dir.

I count on you all to subscribe to share the videos to help grow the channel to keep us going

Kanalın büyümesine ve devam etmemize yardımcı olacak videoları paylaşmak için abone olacağınıza güveniyorum.

Strong let me know if you like this topic and what you would like us to talk more about next time

Güçlü Bu konuyu beğenip beğenmediğinizi ve bir dahaki sefere ne hakkında daha fazla konuşmamızı istediğinizi bana bildirin

Thanks so much for watching. I'm gonna leave another video for you

Teşekkürler izlemek için çok Sizin için bir video daha bırakacağım

The next one that I think would be the most beneficial for you on your journey - native-like fluency

Yolculuğunuzda sizin için en faydalı olacağını düşündüğüm bir sonraki video - anadili gibi akıcılık

Right over there. So click right over there, and I'll see you in the next lesson. Bye for now

Tam şuraya. O yüzden hemen oraya tıklayın, bir sonraki derste görüşürüz. Şimdilik hoşça kal