The Ultimate Guide to Fluency in English Conversation | Go Natural English

Hello!

Merhaba!

How's it going?

Nasıl gidiyor? İngilizce

Welcome to the Ultimate Guide to Fluency in the English language.

dilinde Akıcılık için Nihai Kılavuz'a hoş geldiniz .

This is without a doubt the best place to learn how to become fluent in English and

Burası, İngilizce'de nasıl akıcı olunacağını ve

what not to do, things to avoid on your journey to fluency.

ne yapılmaması gerektiğini, akıcılık yolculuğunuzda kaçınılması gereken şeyleri öğrenmek için şüphesiz en iyi yerdir . İngilizcede akıcı olmak için

I have an extensive, exhaustive list of what to do and what not to do to become fluent

ne yapmam ve ne yapmamam gerektiğine dair kapsamlı, kapsamlı bir listem var ve

in English that I have to look down at my laptop to remember everything.

her şeyi hatırlamak için dizüstü bilgisayarıma bakmam gerekiyor.

So, let's get started with the first and possibly most important tip right away.

O halde hemen ilk ve muhtemelen en önemli ipucuyla başlayalım.

You need to become an independent and motivated English learner.

Bağımsız ve motive olmuş bir İngilizce öğrenicisi olmanız gerekiyor.

Without proactive action on your part, you cannot become fluent.

Kendi açınızdan proaktif eylemde bulunmadan akıcı konuşamazsınız.

You cannot rely on other people to tell you what to do.

Başkalarının size ne yapmanız gerektiğini söylemesine güvenemezsiniz. İngilizcede akıcı olmak için bağımsız

You have to be motivated on your own as an independent learner to become fluent in English.

bir öğrenci olarak kendi başınıza motive olmalısınız .

So, this is about your mind set.

Yani, bu senin zihniyetinle ilgili.

Before you even touch a textbook or watch a lesson, you need to be motivated and independent

Daha bir ders kitabına dokunmadan veya bir dersi izlemeden önce, İngilizceyi akıcı hale getirmek için motive olmanız ve bağımsız olmanız gerekir

to become fluent in English.

.

Next, know your goals.

Ardından, hedeflerinizi bilin.

What do you want to learn in English?

İngilizcede ne öğrenmek istiyorsun?

Do you want to know English to become a doctor?

Doktor olmak için İngilizce bilmek ister misiniz?

Or do you want to know English for general conversation?

Yoksa genel konuşma için İngilizce mi öğrenmek istiyorsunuz ?

Your goal will determine what you study.

Hedefiniz, ne çalıştığınızı belirleyecektir.

Next, change your thinking.

Ardından, düşüncenizi değiştirin.

You have to consider yourself an English speaker from the beginning, from the get-go.

Kendinizi en başından, en başından İngilizce konuşan biri olarak görmelisiniz.

Don't consider yourself an English learner or a student of English.

Kendinizi İngilizce öğrenen veya İngilizce öğrenen biri olarak görmeyin. İngilizce konuşan biri olarak

Start thinking of yourself now, from today, as an English speaker.

bugünden itibaren kendinizi düşünmeye başlayın .

Next, find a conversation partner.

Ardından, bir konuşma partneri bulun. İster

You need to practice whether it's with a tutor teacher or a friend who will help you to practice.

özel öğretmenle ister pratik yapmanıza yardımcı olacak bir arkadaşınızla pratik yapmalısınız. İngilizce konusunda size yardım etmesi karşılığında

You could find a conversation partner which means someone who wants to learn your native

ana dilinizi öğrenmek isteyen biri anlamına gelen bir konuşma partneri bulabilirsiniz

language in exchange for helping you with English.

.

Now, there's a lot of sites on-line where you can find an on-line conversation partner.

Şimdi, çevrimiçi bir sohbet partneri bulabileceğiniz birçok çevrimiçi site var.

Or if you're lucky enough to live in a city with a lot of English speaker, or you could

Ya da çok fazla İngilizce konuşan bir şehirde yaşayacak kadar şanslıysanız ya da

find an in-person face-to-face language exchange partner.

yüz yüze dil değişim partneri bulabilirsiniz.

Next ... Next, my computer should turn back on.

Sonraki ... Sonra, bilgisayarım tekrar açılmalı.

Okay.

Tamam aşkım.

Get more out of listening to English.

İngilizce dinlemekten daha fazlasını elde edin.

Don't just focus on the meaning of the words you hear, but listen to how the words are

Sadece duyduğunuz kelimelerin anlamlarına odaklanmayın , kelimelerin nasıl kurulduğunu da dinleyin

set.

.

Listen carefully to pronunciation, intonation, stress, and how we use English as native speakers.

Telaffuz, tonlama, vurgu ve İngilizceyi anadili olarak nasıl kullandığımızı dikkatlice dinleyin.

Next, don't stress out.

Sonra, strese girmeyin.

If you make a mistake, just keep going.

Bir hata yaparsan, devam et.

This is so important.

Bu çok önemli.

Relax and enjoy your journey to fluency.

Rahatlayın ve akıcılığa giden yolculuğunuzun tadını çıkarın.

Have fun with it.

Onunla iyi eğlenceler.

Don't stress out.

Stres yapma.

If you make a mistake, just let it go.

Bir hata yaparsan, bırak gitsin.

Next, try keeping a speaking journal.

Ardından, bir konuşma günlüğü tutmayı deneyin.

This is a great strategy to practice and also to see your improvement over time.

Bu, pratik yapmak ve ayrıca zaman içindeki gelişiminizi görmek için harika bir stratejidir. Kayıt

You could keep your speaking journal on your smartphone or another device when you can

yapabildiğiniz zaman konuşma günlüğünüzü akıllı telefonunuzda veya başka bir cihazda tutabilirsiniz

record.

.

And try speaking a little bit every day recording yourself and listening to it later on to check

Ve her gün biraz konuşmayı deneyin, kendinizi kaydedin ve daha sonra

and see how you can improve and how you are improving.

nasıl gelişebileceğinizi ve nasıl geliştiğinizi kontrol etmek ve görmek için onu dinleyin .

Next, practice common sentence structures.

Ardından, genel cümle yapılarını uygulayın. İngilizce

Learn phrases that will be useful for your conversations in English.

konuşmalarınız için faydalı olacak cümleleri öğrenin .

It could include, for example, "I think that", "It's interesting that", "I find it", "It's

Örneğin, "bence", " ilginç", "buldum", "bunu yapmak

better to" and so on.

daha iyi" vb. içerebilir.

You need to review, review, review, review.

İncelemeniz, gözden geçirmeniz, gözden geçirmeniz, gözden geçirmeniz gerekiyor.

This is super important.

Bu çok önemli.

Don't expect yourself remember everything the first time that you learn it.

Her şeyi ilk öğrendiğinde hatırlamanı bekleme.

Unless you're some kind of superhero, it's just not something that you should expect

Bir tür süper kahraman olmadığınız sürece, her şeyi ilk seferinde hatırlayabilmek, kendinizden yapmanızı beklemeniz gereken bir şey değildir

yourself to do, to be able to remember everything that first time.

.

We have to repeat, reuse, review, reflect.

Tekrarlamak, yeniden kullanmak, gözden geçirmek, yansıtmak zorundayız.

Use it and recycle it to remember it.

Onu kullanın ve hatırlamak için geri dönüştürün.

All right, next, we need to learn to think in English.

Pekala, şimdi İngilizce düşünmeyi öğrenmemiz gerekiyor .

You have to begin to use English in every way you can, and that begins with your thoughts.

İngilizceyi mümkün olan her şekilde kullanmaya başlamalısın ve bu, düşüncelerinle başlar.

So, instead of thinking in your native language, try thinking in English.

Bu yüzden ana dilinizde düşünmek yerine İngilizce düşünmeyi deneyin.

Ask yourself "What am I going to do today?", and start making your plans in English in

Kendinize "Bugün ne yapacağım?" diye sorun ve planlarınızı kafanızda İngilizce yapmaya başlayın

your mind.

.

You'll start dreaming in English if you start thinking in English soon enough.

Yakında İngilizce düşünmeye başlarsan, İngilizce rüya görmeye başlayacaksın.

Don't just study grammar, because studying grammar is not going to help you with conversational

Sadece gramer çalışmayın, çünkü gramer çalışmak size konuşma İngilizcesi konusunda yardımcı olmayacaktır

English.

.

Studying grammar will help you for a grammar test.

Dilbilgisi çalışmak, bir dilbilgisi testi için size yardımcı olacaktır .

But don't just study grammar if you want to be able to speak in English.

Ancak İngilizce konuşabilmek istiyorsanız sadece gramer çalışmayın .

Remember that if you want to be able to say something in English, don't translate it first

İngilizce bir şey söyleyebilmek istiyorsanız, önce onu kendi

into your language.

dilinize çevirmeyin.

So, when you're listening to English, try to understand what you hear directly for its

Bu nedenle, İngilizce dinlerken, duyduklarınızı doğrudan

meaning in English.

İngilizce'deki anlamı için anlamaya çalışın.

So, try to think of other words to explain a meaning to yourself in English.

Bu nedenle, kendinize İngilizce bir anlamı açıklamak için başka kelimeler düşünmeye çalışın .

In other words, do not translate.

Başka bir deyişle, çevirmeyin.

Avoid translating from English to your native language.

İngilizceden ana dilinize çeviri yapmaktan kaçının .

Why?

Neden?

Because it will take more time and because translations don't always work.

Çünkü daha fazla zaman alacaktır ve çeviriler her zaman işe yaramamaktadır.

Also, you need to have a good balance between reading, writing, speaking, listening, grammar.

Ayrıca okuma, yazma, konuşma, dinleme, dilbilgisi arasında iyi bir denge kurmanız gerekir.

So, don't focus all in one area, but try to do a little bit of each area every time you

Bu nedenle, tek bir alana odaklanmayın, her çalıştığınızda her alandan biraz yapmaya çalışın

study.

.

Now also, watch or listen to, or read a diverse array of materials.

Şimdi ayrıca çeşitli materyalleri izleyin, dinleyin veya okuyun .

So, when you're looking at reading materials, if you want to listen to materials in English,

Bu nedenle, okuma materyallerine baktığınızda, İngilizce materyalleri dinlemek istiyorsanız,

try one day reading and listening to a science topic, another day a general news topic, another

bir gün bir bilim konusunu okumayı ve dinlemeyi deneyin , başka bir gün genel bir haber konusu, başka bir

day it could be a gossip column, another day it could be something completely different.

gün dedikodu köşesi olabilir, başka bir gün tamamen farklı bir şey olabilir.

Hopefully, something that you are interested in, because that will keep you motivated and

Umarız ilginizi çeken bir şey vardır , çünkü bu sizi

interested in becoming fluent in English.

İngilizcede akıcı olmaya motive edecek ve ilginizi çekecektir.

Also, don't be afraid to make mistakes.

Ayrıca hata yapmaktan korkmayın.

This is super important.

Bu çok önemli.

Mistakes are not a bad thing.

Hatalar kötü bir şey değildir.

Mistakes are actually bringing you closer to fluency.

Hatalar aslında sizi akıcılığa yaklaştırıyor.

Every time you make a mistake, you're at least using English.

Her hata yaptığında, en azından İngilizce kullanıyorsun.

Even if it's not correct, you can start to notice your mistakes and improve on them.

Doğru olmasa bile, hatalarınızı fark etmeye başlayabilir ve onları geliştirebilirsiniz.

But making mistakes is better than doing nothing, than being paralyzed and not saying anything.

Ama hata yapmak hiçbir şey yapmamaktan, felç olup hiçbir şey söylememekten daha iyidir.

When I say "paralyzed", I mean feeling so stuck in your fear to make a mistake.

"Felçli" dediğimde, hata yapma korkunuza bu kadar sıkışmış hissetmekten bahsediyorum.

So, try to be a fearless English speaker.

Bu yüzden korkusuz bir İngilizce konuşmacısı olmaya çalışın.

And it's okay to make mistakes.

Ve hata yapmak sorun değil.

Start speaking immediately.

Hemen konuşmaya başlayın.

This is so important.

Bu çok önemli.

Even if you don't speak correctly with 100% perfect grammar and just the right vocabulary

%100 mükemmel dilbilgisi ve doğru

word, it's okay.

kelime dağarcığı ile doğru konuşmasanız bile sorun değil.

Just start speaking right away.

Hemen konuşmaya başlayın. Söyleyecek

From the first moment that you have one word to say, start speaking, start communicating.

tek bir sözünüz olduğu ilk andan itibaren konuşmaya başlayın, iletişim kurmaya başlayın.

Focus on using the phrases and the words that you already know to explain more complex topics,

Daha karmaşık konuları,

more complex ideas.

daha karmaşık fikirleri açıklamak için zaten bildiğiniz ifadeleri ve kelimeleri kullanmaya odaklanın.

And you'll learn more advanced vocabulary as you go.

Ve ilerledikçe daha gelişmiş kelimeler öğreneceksin .

The number one important thing is to start speaking right away and use what you know,

Bir numaralı önemli şey, hemen konuşmaya başlamak ve bildiklerinizi kullanmak,

focus on what you know and how far you've come already.

bildiklerinize ve ne kadar yol kat ettiğinize odaklanmaktır .

And little by little you can add to your vocabulary.

Ve yavaş yavaş kelime dağarcığınıza ekleyebilirsiniz.

And use key words and phrases that apply to your everyday life.

Ve günlük yaşamınız için geçerli olan anahtar kelimeleri ve cümleleri kullanın .

This is really important, because you're going to use these phrases more often.

Bu gerçekten önemli, çünkü bu ifadeleri daha sık kullanacaksınız. Bu

So, for example, if you're using an English textbook or taking a course that teachers

nedenle, örneğin, bir İngilizce ders kitabı kullanıyorsanız veya size günlük yaşamınıza

you about a topic that's not really applicable to your everyday life, sure it's good to learn

pek uygun olmayan bir konuyu öğreten bir kurs alıyorsanız , onu öğrenmek kesinlikle iyidir

it, but focus more of your time and energy on learning phrases, words and even grammar

, ancak zamanınızın ve enerjinizin çoğunu ifadeleri öğrenmeye odaklayın. ,

structures that really work for you and how you want to use English in your life.

sizin için gerçekten işe yarayan ve İngilizceyi hayatınızda nasıl kullanmak istediğinize dair kelimeler ve hatta gramer yapıları.

Listen to podcasts.

Podcast'leri dinleyin.

I love podcasts, because I can take them with me wherever I go.

Podcast'leri seviyorum çünkü onları nereye gidersem gideyim yanımda götürebiliyorum.

So, I could be at the gym, I could be washing dishes, I could be really doing anything,

Yani spor salonunda olabilirim, bulaşık yıkıyor olabilirim, gerçekten her şeyi yapıyor olabilirim,

I could be on a train, on a bus, and I can listen to podcasts.

trende, otobüste olabilirim ve podcast dinleyebilirim.

Of course, you should know about the Go Natural English podcast, but there's a lot of podcasts

Elbette, Go Natural English podcast'ini bilmelisiniz, ancak ilginizi çekebilecek pek çok podcast var

out there that you might be interested in, and they're a great way to get more English

ve bunlar daha fazla İngilizce dinlemenin harika bir yolu

listening.

.

So, build fluency with podcasts.

Bu nedenle, podcast'lerle akıcılık kazanın.

Now, I've mentioned thinking English before and asking yourself, for example, in your

Şimdi, daha önce İngilizce düşünmekten ve kendinize örneğin

mind "What am I going to do today?"

zihninizde "Bugün ne yapacağım?" diye sormaktan bahsetmiştim.

in English.

İngilizce.

So, try this.

Yani, bunu dene.

Try planning your day in English.

Gününüzü İngilizce planlamayı deneyin.

Try making your calendar or your list of things to do all in English.

Takviminizi veya yapılacaklar listenizi tamamen İngilizce yapmayı deneyin.

You could start simply with your grocery list or supermarket list, what are you going to

Alışveriş listenizle veya süpermarket listenizle başlayabilirsiniz, ne

the store to buy.

satın almak için mağazaya gidiyorsunuz.

Right down those items in English.

İngilizce'deki bu öğelerin hemen aşağısında.

This is what I used to do in Spanish just to help remember words and to develop my fluency

Bu, sadece kelimeleri hatırlamama yardımcı olmak ve akıcılığımı

from the very basic beginning level.

en temel başlangıç ​​seviyesinden geliştirmek için İspanyolca'da yaptığım şeydi.

But do this and get in the habit of doing this and making English part or your daily

Ama bunu yapın ve bunu yapmayı alışkanlık haline getirin ve İngilizceyi günlük hayatınızın bir parçası haline getirin

life.

.

These are things you can do: planning your day, making list, thinking.

Bunlar yapabileceğiniz şeyler: gününüzü planlamak , liste yapmak, düşünmek.

These are things that you can do without even living in an English-speaking country without

Bunlar, İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamadan,

even having a conversation partner.

muhatap bile olmadan yapabileceğiniz şeyler.

So, don't tell me the excuse of "Oh, I don't live in an English-speaking country, so I

Bu yüzden bana "Oh, İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamıyorum, bu yüzden

can't become fluent in English."

İngilizceyi akıcı hale getiremiyorum" bahanesini söyleme.

That is an excuse.

Bu bir bahane.

So, no excuses.

Yani mazeret yok.

I have more tips for you.

Senin için daha fazla ipucum var.

We're not done yet.

Henüz işimiz bitmedi.

Get outside the classroom.

Sınıfın dışına çık. Size bir sınıfta İngilizce konuşmayı öğreten

You might be used to a traditional English classroom that teaches you how to speak English

geleneksel bir İngilizce sınıfına alışık olabilirsiniz

in a classroom.

.

But if you want to speak English fluently, you need to get outside of the classroom and

Ancak akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak istiyorsanız, sınıfın dışına çıkmanız ve

become exposed to English as we use it in everyday life for many different situations,

İngilizceyi sadece sınıfta değil , günlük hayatta birçok farklı durumda kullandığımız şekliyle görmeniz gerekir

not just in a classroom.

.

Learning English in a classroom teaches you classroom English.

Bir sınıfta İngilizce öğrenmek, size sınıf İngilizcesini öğretir.

But if you want to learn English for conversation, you need to start experiencing conversation

Ancak sohbet için İngilizce öğrenmek istiyorsanız, sohbeti sınıfın dışında deneyimlemeye başlamanız gerekir

outside the classroom.

.

So, get out of the classroom.

O yüzden sınıftan çık.

Classrooms are great, I love school, but you have to also get out of the classroom.

Sınıflar harika, okulu seviyorum ama sınıftan da çıkmak zorundasın.

So, don't spend all your time inside the classroom on English fluency.

Bu nedenle, sınıftaki tüm zamanınızı İngilizce akıcılığı üzerinde harcamayın. Dışarı

You need to get out.

çıkmalısın.

Also, when you're learning conversation, you're learning English fluency, focus on the main

Ayrıca konuşmayı öğrenirken akıcı İngilizce öğreniyorsunuz, ana

idea.

fikre odaklanın.

If you don't understand every single word, don't worry, let it go.

Her bir kelimeyi anlamıyorsan, merak etme, bırak gitsin.

Focus on the theme, the topic, the main idea of the conversation.

Temaya, konuya, konuşmanın ana fikrine odaklanın .

And you can learn each word later.

Ve her kelimeyi daha sonra öğrenebilirsiniz.

Even native speaker might not know every single word and might not hear every single word

Anadili bile bir konuşmadaki her kelimeyi bilmeyebilir ve her kelimeyi duymayabilir

in a conversation.

.

So, don't try to understand everything, especially don't stop, don't panic if you don't understand

Bu nedenle, her şeyi anlamaya çalışmayın, özellikle durmayın, her kelimeyi anlamıyorsanız panik yapmayın

every single word.

.

Just relax and try to understand the main idea.

Sadece rahatlayın ve ana fikri anlamaya çalışın .

Definitely, listen to English every day, read English every day even if it's just for fifteen

Kesinlikle, her gün İngilizce dinle, her gün sadece on beş dakika da olsa İngilizce oku

minutes, that's 15.

, yani 15.

Fifteen minutes, it can make such a difference.

On beş dakika, çok fark yaratabilir.

So, don't avoid English thinking, "Oh, I don't have three hours to study English today."

Bu nedenle, "Oh, bugün İngilizce çalışmak için üç saatim yok" diye İngilizce düşünmekten kaçınmayın.

That's an excuse.

Bu bir bahane.

Everyone can make fifteen minutes in their day for listening to English or reading English.

Herkes İngilizce dinlemek veya İngilizce okumak için günde on beş dakika ayırabilir.

Also, you can keep an English journal.

Ayrıca İngilizce günlük tutabilirsiniz.

I mentioned speaking journal before, but try a writing journal.

Konuşma günlüğünden daha önce bahsetmiştim, ancak bir yazı günlüğü deneyin.

It could be a real notebook, pen and paper, it could be on your laptop, you could email

Gerçek bir defter, kalem ve kağıt olabilir, dizüstü bilgisayarınızda olabilir,

yourself your journal, you could use your smartphone and just take notes as in English

kendinize günlüğünüzü e-postayla gönderebilir, akıllı telefonunuzu kullanabilir ve İngilizce günlükte olduğu gibi notlar alabilirsiniz

journal.

.

Your journal could take many different forms.

Günlüğünüz birçok farklı biçimde olabilir.

You could use your journal of the things you've done to study English, so it's kind of study

İngilizce çalışmak için yaptığınız şeyleri içeren günlüğünüzü kullanabilirsiniz, yani bu bir tür çalışma

reflection journal.

yansıtma günlüğüdür.

It could be a journal of your thoughts like a "Dear Diary" journal in English.

İngilizce bir "Dear Diary" dergisi gibi düşüncelerinizin bir günlüğü olabilir.

Or it could be your practice.

Ya da bu senin pratiğin olabilir.

It could be writing down your opinions in English so that later, you could share them

Görüşlerinizi İngilizce olarak yazmak olabilir, böylece daha sonra bunları

in conversation.

sohbette paylaşabilirsiniz. İngilizce

You could do a lot of different things in your English journal.

günlüğünüzde birçok farklı şey yapabilirsiniz .

One thing I used to do in my French journal is to write songs in French.

Fransızca günlüğümde yaptığım bir şey de Fransızca şarkılar yazmaktı.

So, start writing songs in English.

Öyleyse, İngilizce şarkılar yazmaya başlayın.

Do whatever your heart desires.

Canın ne istiyorsa onu yap.

But just start creating, start writing in English in your journal.

Ama sadece yaratmaya başla, günlüğüne İngilizce yazmaya başla.

I have more tips.

Daha fazla ipucum var.

We're not done yet I've told you this is the Ultimate Fluency

Henüz bitirmedik Size bunun Nihai Akıcılık

Advice Episode, so I hope that you're enjoying it.

Önerileri Bölümü olduğunu söyledim, umarım beğenirsiniz.

If you're enjoying it, like it, share it, comment.

Beğendiyseniz, beğenin, paylaşın, yorum yapın.

I have to say that.

Bunu söylemek zorundayım.

Subscribe.

Abone.

Now, I want you to surround yourself with English.

Şimdi, kendinizi İngilizce ile çevrelemenizi istiyorum .

That means music, news, magazines, books.

Yani müzik, haber, dergi, kitap demektir.

That means social media.

Yani sosyal medya.

I want you to start joining groups where people are speaking and chatting in English.

İnsanların İngilizce konuştuğu ve sohbet ettiği gruplara katılmaya başlamanı istiyorum.

Surround yourself with it.

Kendinizi onunla çevreleyin.

Really, you can immerse yourself in English or really in any language as long as you have

Gerçekten, internetiniz olduğu sürece kendinizi İngilizceye veya gerçekten herhangi bir dile kaptırabilirsiniz

the Internet.

. Bu

So, if you're lucky to live in an English-speaking city or country, or you have a lot of English

nedenle, İngilizce konuşulan bir şehirde veya ülkede yaşadığınız için şanslıysanız veya bölgenizde İngilizce konuşan çok sayıda insan varsa

speakers in your area, you're lucky, because you can do things in person in English.

şanslısınız çünkü bir şeyleri şahsen İngilizce yapabilirsiniz.

But even if you can't, get on-line and do it.

Ama yapamıyorsanız bile çevrimiçi olun ve yapın.

Please, please, be confident in English.

Lütfen, lütfen, İngilizce konusunda kendinize güvenin.

Don't be shy.

Utangaç olma.

I have heard from too many English speakers, "My English is bad", "My English is so poor",

İngilizce konuşan çok sayıda kişiden "İngilizcem kötü", "İngilizcem çok zayıf",

"I speak horrible English."

"Korkunç İngilizce konuşuyorum" gibi sözler duydum.

Stop!

Durmak!

You have to stop telling yourself these negative messages.

Kendinize bu olumsuz mesajları vermeyi bırakmalısınız . Kendine

Really, very, very important it to be confident.

güvenmek gerçekten çok ama çok önemli.

Now, you might think, "Gabby, my English is horrible.

Şimdi, "Gabby, İngilizcem berbat.

How would I be confident about it?"

Bundan nasıl emin olabilirim?" diye düşünebilirsiniz.

I'm not saying you're English is perfect, I'm saying to have some self-pride, some self-confidence,

İngilizcenin mükemmel olduğunu söylemiyorum, biraz gurur duy, kendine güven,

at least a "can do" attitude.

en azından "yapabilirim" tavrına sahip ol diyorum.

You don't have to say, "My English is perfect.

"İngilizcem mükemmel.

I'm the best English speaker ever."

Şimdiye kadarki en iyi İngilizce konuşan benim" demek zorunda değilsiniz.

But at least believe that you can improve and don't focus on how poor your English is,

Ama en azından kendinizi geliştirebileceğinize inanın ve İngilizcenizin ne kadar zayıf olduğuna odaklanmayın,

because when you say that to other people, then they get a bad opinion on your English.

çünkü bunu diğer insanlara söylediğinizde, İngilizceniz hakkında kötü bir fikir edinirler.

Even if they say, "Oh, no, no, your English is fine, it's great, it's wonderful."

"Oh, hayır, hayır, İngilizcen iyi, harika, harika" deseler bile.

You don't want to encourage other people to think your English is bad.

Başkalarını İngilizcenizin kötü olduğunu düşünmeye teşvik etmek istemezsiniz.

Why would you say that?

Bunu neden dedin ki?

Instead, say "I'm working hard to improve my English" or "Please, be patient with me,

Bunun yerine, "İngilizcemi geliştirmek için çok çalışıyorum " veya "Lütfen bana karşı sabırlı olun

because I'm still learning English."

çünkü hala İngilizce öğreniyorum" deyin.

That's much better than saying "My English is really bad."

Bu, "İngilizcem gerçekten kötü" demekten çok daha iyi .

Great.

Harika.

What else?

Başka ne?

I have more tips for you.

Senin için daha fazla ipucum var.

You need to do lots of things.

Birçok şey yapmanız gerekiyor.

What else?

Başka ne?

Watch for patterns.

Kalıplara dikkat edin.

Understand that English is not always logical, it's not always ...

İngilizcenin her zaman mantıklı olmadığını anlayın, her zaman değil ...

There's not always rules that are black and white, right and wrong, but look for patterns,

Her zaman siyah ve beyaz, doğru ve yanlış olan kurallar yoktur, ancak kalıpları arayın

try not to follow patterns and copy and paste according to these patterns.

, kalıpları takip etmemeye çalışın ve bu kalıplara göre kopyalayıp yapıştırın.

So, if you hear a certain phrase, try to use it over and over, try to copy it.

Bu nedenle, belirli bir cümleyi duyarsanız, onu tekrar tekrar kullanmaya çalışın , kopyalamaya çalışın. İnsanların hava durumu hakkında konuştuğunu duyar gibi

Copy the patterns that you hear in conversation, like if you hear people talking about the

, konuşmada duyduğunuz kalıpları kopyalayın,

weather, copy that, use it in your own conversations.

bunu kopyalayın, kendi konuşmalarınızda kullanın.

And what else?

Ve başka?

Let's see.

Görelim.

I've shared a lot of these already.

Bunların çoğunu zaten paylaştım.

We have a few more though.

Yine de birkaç tane daha var.

Consider the type of leaner that you are.

Ne tür bir yağsız olduğunuzu düşünün.

So, how do you learn best?

Peki, en iyi nasıl öğrenirsiniz?

Do you learn best by reading, listening, maybe certain topics that you enjoy reading or listening

En iyi okuyarak mı, dinleyerek mi öğreniyorsunuz, belki de okumaktan veya dinlemekten zevk aldığınız belirli konular

about.

.

Do you enjoy writing stories?

Hikaye yazmaktan hoşlanıyor musunuz?

Do you enjoy singing songs?

Şarkı söylemekten hoşlanır mısın? Şarkı söyleyerek

I learned French, Spanish, Portuguese, a little Japanese by singing songs, because that's

Fransızca, İspanyolca, Portekizce ve biraz Japonca öğrendim çünkü

the kind of learner I am.

ben böyle bir öğreniciyim.

I love to thing songs, I love music.

Şarkıları severim, müziği severim.

And if you're the same way, you can really benefit from that kind of technique doing

Ve eğer siz de aynı şekildeyseniz, eğlenceli bir şeyler yaparken bu tür bir teknikten gerçekten faydalanabilirsiniz

something fun.

.

During your morning routine, you can make English part of that.

Sabah rutininiz sırasında İngilizceyi bunun bir parçası haline getirebilirsiniz.

Make English part of your daily routine, so when you're getting ready for work in the

İngilizceyi günlük rutininizin bir parçası haline getirin, bu nedenle sabahları işe hazırlanırken

morning, try listening to music in English, try listening to the news in English.

İngilizce müzik dinlemeyi, haberleri İngilizce dinlemeyi deneyin.

There's a lot of ways that you can make English part of your daily life and work with your

İngilizceyi günlük hayatınızın bir parçası haline getirmenin ve

learning style.

öğrenme stilinize göre çalışmanın birçok yolu var.

It doesn't have to be dry, it doesn't have to be boring.

Kuru olması gerekmiyor, sıkıcı olması gerekmiyor.

You don't even need a classroom, you don't even need enroll in a course or have a teacher,

Bir sınıfa bile ihtiyacınız yok, bir kursa kaydolmanıza, bir öğretmeninizin

or have a textbook, but you do need to make English a part of your daily life.

ya da bir ders kitabınızın olmasına bile ihtiyacınız yok ama İngilizceyi günlük hayatınızın bir parçası haline getirmeniz gerekiyor.

You need to immerse yourself, really, and believe in yourself.

Kendinizi gerçekten kaptırmanız ve kendinize inanmanız gerekir.

You can try role play, you can try making your own conversations even if there's no

Rol oynamayı deneyebilir, etrafta pratik yapacak kimse olmasa bile kendi konuşmalarınızı yapmayı deneyebilirsiniz

one around to practice with.

.

You can start writing dialogs.

Diyalog yazmaya başlayabilirsiniz.

And then, when you do have a teacher, tutor, language exchange partner or a friend, you

Ve sonra, bir öğretmeniniz, öğretmeniniz, dil değişim partneriniz veya bir arkadaşınız olduğunda

can check them.

onları kontrol edebilirsiniz.

Then, you can check them, but don't worry about making everything perfect from the start.

Ardından, onları kontrol edebilirsiniz, ancak her şeyi baştan mükemmel yapma konusunda endişelenmeyin.

You just have to start using English.

Sadece İngilizce kullanmaya başlamalısın.

So, don't be shy about using it.

Bu nedenle, kullanmaktan çekinmeyin.

You have to use English or you're going to lose it.

İngilizce kullanmak zorundasın yoksa onu kaybedeceksin.

Be patient with yourself, but be motivated and take action.

Kendinize karşı sabırlı olun, ancak motive olun ve harekete geçin.

Also, you don't have to wait for permission to learn English.

Ayrıca İngilizce öğrenmek için izin beklemenize de gerek yok .

You don't have to wait for your teacher to tell you to turn to the next page.

Öğretmeninizin size bir sonraki sayfaya geçmenizi söylemesini beklemenize gerek yok.

That's what it means to be an independent learner.

Bağımsız bir öğrenci olmanın anlamı budur . Bir sonraki

You know when you're ready to turn to the next page.

sayfaya geçmeye ne zaman hazır olduğunuzu bilirsiniz .

So also, I want you to use English as a tool.

Aynı zamanda İngilizceyi bir araç olarak kullanmanızı istiyorum.

This is one of my top tips.

Bu benim en iyi ipuçlarımdan biri.

Use English as a tool not just to learn English, not just to get an A in your English class,

İngilizceyi sadece İngilizce öğrenmek için değil, sadece İngilizce sınıfından A almak için değil,

but use English as a tool to accomplish other things in life.

İngilizceyi hayattaki diğer şeyleri başarmak için bir araç olarak kullan .

For example, to connect with people, to learn things about the world, to do research, to

Örneğin, insanlarla bağlantı kurmak, dünya hakkında bir şeyler öğrenmek, araştırma yapmak, çevrimiçi

search on-line, to meet new people on-line, in person, wherever, whenever, to travel,

arama yapmak, çevrimiçi olarak, yüz yüze , her yerde, her zaman yeni insanlarla tanışmak, seyahat etmek,

to make your travel experiences more worthwhile.

seyahat deneyimlerinizi daha değerli kılmak için .

Use English as a tool for the life, the lifestyle that you want to live.

İngilizceyi yaşamak istediğiniz yaşam tarzı için bir araç olarak kullanın .

So, I've shared a lot of different strategies with you about how to become fluent in English.

Bu yüzden, İngilizce'de nasıl akıcı olunacağına dair birçok farklı stratejiyi sizinle paylaştım.

You'll notice that a lot of these tips have to do with your mind set.

Bu ipuçlarının çoğunun zihniyetinizle ilgili olduğunu fark edeceksiniz.

Don't be shy, be confident, start speaking English right away and a lot of other tips

Utangaç olmayın, kendinize güvenin, hemen İngilizce konuşmaya başlayın ve daha birçok ipucu

too.

.

So, look for another like-minded learners, you can create your own group for studying

Bu yüzden, sizinle aynı fikirde olan başka öğrenciler arayın, İngilizce çalışmak için kendi grubunuzu oluşturabilirsiniz

English.

.

And if you need more guidance, you can always come back to GoNaturalEnglish.com.

Daha fazla rehberliğe ihtiyacınız varsa, her zaman GoNaturalEnglish.com'a geri dönebilirsiniz.

There's a free course that I've made for you to share more about the Go Natural English

Go Natural English yöntemi hakkında daha fazla bilgi paylaşmanız için hazırladığım ücretsiz bir kurs var

method.

.

You can find it at GoNaturalEnglish.com/7steps.

Bunu GoNaturalEnglish.com/7steps adresinde bulabilirsiniz.

That's the number 7, S-T-E-P-S.

Bu 7 sayısı, S-T-E-P-S.

So, I hope to see you there.

O yüzden seni orada görmeyi umuyorum.

I hope you enjoyed this Ultimate Guide to English Fluency.

Umarım bu En İyi İngilizce Akıcılık Kılavuzunu beğenmişsinizdir.

And thanks for watching.

Ve izlediğiniz için teşekkürler. Go Natural English çevrimiçi izleyici kitlesinin

So again, thanks for being an awesome part of the Go Natural English on-line audience.

harika bir parçası olduğunuz için tekrar teşekkürler .

I'm Gabby Wallace, and I hope to see you soon.

Ben Gabby Wallace ve umarım yakında görüşürüz.

Bye for now.

Şimdilik hoşça kal.