English Grammar: How to use "to" before an "-ing" verb

Hi there. My name is Emma, and in today's video, we are going to talk about

merhaba. Ben Emma ve bugünün videosunda

something many students wonder about, and that is when we use "to" and "ing" together.

birçok öğrencinin merak ettiği bir konu hakkında konuşacağız.(to ve ing'yi birlikte nasıl kullanırız)

Sorry.

üzgünüm

Okay, so for example... Yeah: "What???" Many students, when they see this, it "poof" their minds;

tamam,örnek olarak... ne??? Birçok öğrenci bu kalıbı görse fikir bulamıyorlar

they have no idea: What is this? It goes against all the rules they've learned. So I'm going

onların fikri yok: Bu ne? Bu,onların öğrendiği bütün kurallara zıt.

to explain to you when this happens, and how we can use it. So, let's look at some examples.

Ve ben size bu olduğunda bu kalıbı nasıl kullanabileceğinizi anlatacağım.Hadi birkaç örneğe bakalım.

This is the most common example of this you will see:

Bu sizin en çok göreceğiniz ortak örnek.

"I look forward to meeting you."

Seninle buluşmayı bekliyorum.

Notice we have our verb: "look forward", and then we have this little guy, here, "to",

Diğer kelimemize dikkat et:''beklemek'' ve ne zaman bu küçük kelimeyi görsek(to)

and then we also have "ing". Okay?

ing takısı gelir.

So, in this case, it's very strange. We're going

Yani, bu durumda, bu çok garip. Biz gidiyoruz

to learn about why this is in a moment, but before we do that, I want to tell you some

Bu bir an neden öğrenmek ama bunu yapmadan önce, sana anlatmak istiyorum

of the basic rules so you can understand, first off: What am I talking about with "ing",

temel kuralların öncelikle anlayabiliyorum off: Ben "ing" ile bahsediyorum ne

and what am I talking about with "to"?

ve ne konuşuyorum "Için" ile ilgili?

So let's look at the basic rules. This is all about when you have two verbs in a sentence.

Yani temel kuralları bakalım. Hepsi bu Bir cümle içinde iki fiil olduğunda hakkında.

For example: "thank" is the first verb, and "help" is the second verb. Okay?

Örneğin: "teşekkür ederim" ilk fiildir, ve "yardım" ikinci fiildir. Tamam?

What you will notice in English, the first rule is:

Eğer fark ne olacak İngilizce, birinci kuralı:

Any time you have a preposition between the first verb and the second,

Her zaman bir edat arasında var İlk fiil ve ikinci,

you're going to use "ing". A preposition is a word like "for",

Eğer "ing" kullanmak için gidiyoruz. bir edat "için" gibi bir kelime,

"to", "about", "toward", "up", "down", "in", "out", all of these words that kind of tell

"Için", "hakkında", "yukarı", "aşağı", "in" "doğru", "Out", bu kelimelerin hepsi tür söylemeniz

us where something is located, these are called "prepositions". So, whenever you see a preposition

bir şey nerede bize bu denir "Edatları". Yani, bir edat zaman bakın

after a verb, this next verb is going to end in "ing".

Bir fiilden sonra, bu bir sonraki fiil "Ing" in sona erecek.

So our example here: "I thank you for helping me."

Yani burada bizim örnek: "Ben Bana yardım için teşekkür ederim."

Similarly, we have our verb: "interested", "I'm interested", so this is the verb. And

Benzer şekilde, bizim fiil var: "ilgi", "Ben ilgileniyorum", bu nedenle bu fiildir. Ve

we have a second verb: "learn". So, if we have a preposition after the first verb:

İkinci bir fiil var: "öğrenmek". Yani, biz eğer birinci fiilini sonra edat vardır:

"I'm interested in", you're going to see that the second verb is going to end in "ing".

"Ben ilgileniyorum", bunu görmeye gidiyoruzefefefefefefe oc lar gamer'ler kkanaklına obone ol İkinci fiil "ing" in sona erecek.

"I'm interested in learning English."

"İlgiliyim ingilizce öğrenmek."

So we don't say: "I'm interested in to learn English."

Bu yüzden deme: "Ben ilgileniyorum İngilizce öğrenmek için. "

Similarly, we don't say: "I thank you to help me."

Benzer şekilde, deme: "Bana yardım etmek teşekkür ederim."

If you have a preposition like "for",

Eğer varsa bir "Için" gibi edat,

"in", "out", you are going to have the second verb with "ing".

"In", "dışarı", sen gidiyorsun "Ing" ile ikinci fiil var.

Okay, some verbs... These are verbs without prepositions.

Tamam, bazı fiiller ... Bunlar edat olmayan fiiller.

If we have two verbs and there's

iki fiil var ve varsa

no preposition between them, they will be either verb with a second verb ending in "ing",

Aralarında edat, onlar olacak ya "ing" ile biten ikinci fiil fiil,

or a verb plus the second verb beginning in "to".

Bir fiil artı ikinci veya "Için" başlayan fiil.

So let's look at some examples so you understand what I'm talking about.

Yani seni bu yüzden bazı örneklere bakalım Ben neden bahsettiğimi biliyorum.

Okay, I have here the verb "enjoy". Here's my first verb.

Tamam, ben "zevk" Burada fiil var. İşte benim ilk fiil var.

Think of a second verb we can use. Let's say "eat".

Kullanabileceğimiz ikinci bir fiilin düşünün. en "yemek" diyelim.

With the verb "enjoy", the verb that follows is always going to end

fiil, fiil "zevk" her zaman sona erecek izler

in "ing". "I enjoy eating.",

"Ing" olarak. "Ben yemek keyfini çıkarın."

"I enjoy reading.", "I enjoy listening to music.",

"Ben okuma keyfini çıkarın.", "Ben zevk müzik dinlemek.",

"I enjoy shopping."

"Ben alışveriş keyfini."

Okay? So, in this case, all... The second verb will always end in "ing".

Tamam? Yani, bu durumda, tüm ... İkinci fiil her zaman "ing" sona erecek.

We have another example, here: "I started".

Biz başka bir örnek var, Burada: "Ben başlatan".

"I started", let's think of a verb, any verb. "Fish".

en düşünelim, "Ben başlatan" Bir fiil, herhangi bir fiil. "Balık".

"I started fishing." So, again, this is the first verb, here's the second verb,

"Ben balık tutmaya başladı." Yani, yine, bu İlk fiil, burada ikinci fiil var,

second verb ends in "ing". I en-... Or: "I started drinking.",

İkinci fiil "ing" ile biten. Ben en -... Ya da: "Ben içmeye başladı."

"I started eating my dinner." Okay?

"Ben yemeye başladı Benim akşam yemeği. "Tamam mı?

Then we also have some verbs that you will see... Here's the first verb: "decided".

Sonra biz de bazı fiiller var olacak görüyorum ... İşte ilk fiil var: "karar".

The second verb does not end in "ing". "I decided to", what's a verb we can use here?

İkinci fiil "ing" bitmiyor. "BEN "Bir fiil ne biz burada kullanabilir karar verdi?

"Watch".

"İzlemek".

"I decided to watch TV." Okay?

"Ben televizyon izlemeye karar verdik." Tamam?

"I want to

"İstiyorum

eat ice cream."

dondurma yemek."

So, in this case, we have two verbs-so verb one, verb two; verb one, verb two

Bu nedenle, bu durumda, iki fiil-var Fiil bir fiil iki; fiil bir fiil iki

-the second verb begins with the word "to".

-İkinci fiil başlıyor "Için" sözcüğü ile.

Now, other teachers on engVid have already covered this information.

Şimdi, engVid diğer öğretmenler var bu bilgiyi zaten kapalı.

What you will notice is that some verbs are always like this, some verbs are always like this,

Ne fark edecek bazı fiiller hep olmasıdır Bu gibi bazı fiiller hep böyle,

and some verbs do both.

ve bazı fiiller hem yapmak.

It's pretty much you have to memorize: When is it "ing"...? Sorry. "ing", and when

Oldukça fazla ezberlemek ilgisi var: Ne zaman o ... "ing" nedir? Afedersiniz. "Ing", ve ne zaman

is it "to"? What we're really interested in today is this, this really confusing thing:

o "için" nedir? Biz gerçekten ilgileniyorsanız neler Bugün bu, bu gerçekten kafa karıştırıcı bir şey:

Why is it "ing" and "to"? All right?

Neden "ing" ve "için" nedir? Pekala?

So let's look at some more examples of this, and I

Yani biraz daha bakalım Bunun örnekleri, ve

will tell you the rule on when we use "ing" and "to" together.

Size kuralı anlatacağım biz "için" hep birlikte "ing" ve kullanın.

Okay, so I've explained to you the three rules we use when we have two verbs together. Okay?

Tamam, ben üç kurallar size açıkladım Birlikte iki fiil varken biz kullanıyoruz. Tamam?

Sometimes you have a verb followed by "ing", sometimes you have a verb followed by "to",

Bazen "ing" tarafından izlenen bir fiil var, bazen "için" tarafından izlenen bir fiil var,

and in the case of prepositions, you have a verb followed by "ing". So I've taught you

ve edatların durumda, bir var fiil "ing" izledi. Yani seni öğrettin

these three rules. Now we're going to look at when we have both "ing" and "to" together.

Bu üç kural. Şimdi bakmak için gidiyoruz biz de "için" hep birlikte "ing" ve varsa.

Okay? So, "ing" and "to" together.

Tamam? Yani, "ing" ve "Için" bir araya.

So in this case, we have two verbs. The first verb is: "I look forward to".

Bu durumda, bu yüzden biz iki fiil var. İlk fiil: "Ben bekliyoruz".

The second verb is: "meeting". Okay? So we have two verbs.

İkinci fiil: "Toplantı". Tamam? Bu yüzden iki fiil var.

In this case, "to" is acting as a preposition.

Bu durumda, "" dir Bir edat olarak hareket.

Okay? So just like what we said before with "up", "down", "in", "out",

Tamam? Dolayısıyla, sadece daha önce söyledikleri gibi "Yukarı", "aşağı", "in", "dışarı" ile,

in this case, "to" is a preposition. This is actually a phrasal verb.

Bu durumda, bir kiptir "ile". Bu aslında bir phrasal fiildir.

It's actually almost like it's the same

Bu aslında neredeyse Aynı gibi

verb. "To" is a part of "look forward". You can't have: "I look forward meeting". No.

fiil. "Kime" "sabırsızlanıyoruz" bir parçasıdır. Sen olamaz: "Ben ileriye toplantı bakmak". Yok hayır.

"To" is a part of the verb. So, in this case because it's a phrasal verb and "to" is a

"Kime" fiilinin bir parçasıdır. Bu nedenle, bu durumda, o bir phrasal fiil ve çünkü "için" dir

preposition, "meeting" is going to have "ing".

edat, "Toplantı" "Ing" var olacak.

Another way to look at this is if you look at this next example:

Bu bakmak için başka bir yolu varsa olduğunu Bu bir sonraki örneğe bakalım:

"I look forward to ice cream."

"Ben dondurma için sabırsızlanıyoruz."

In this case, we only have one verb. We have "look forward to", this is the verb,

Bu durumda, sadece bir fiil var. Biz "Bekliyoruz" var, bu fiildir,

"ice cream". We don't have a second verb; instead, we have a noun.

"dondurma". Biz bir saniyemiz bile yok fiil; Bunun yerine, biz bir isim var.

This is fine. This is the test you can do. If "to" can be followed only by a noun,

Bu iyi. Bu yapabileceğin testtir. Sadece bir isim tarafından takip edilebilir "için" Eğer,

then we know that it's actually

o zaman biz aslında olduğunu biliyorum

a part of the verb. Okay?

fiilin bir parçası. Tamam?

So: "I look forward to ice cream." I can do this with "to", but

Yani: "Ben dondurma için sabırsızlanıyoruz." Ben "için" ile bunu, ancak

I can't say: "I hope to ice cream." In this case, this does not work; "to" is separate,

Ben diyemem: "Ben dondurma umuyoruz." Bunda durum, bu işe yaramazsa; "Için", ayrı

so we... It's separate from "hope", so we could say instead: "I hope to eat",

bu yüzden ... O kadar, "umut" ayrı olduğunu Bunun yerine söyleyebiliriz: "Ben yemek için umut",

you'd need to add a verb, here. "I need to eat ice cream."

Burada, bir fiil eklemeniz gerekir. "Ben dondurma yemek gerekir."

So in this case, "to" is a part of it, it's a preposition;

Bu nedenle, bu durumda, "i", bir parçasıdır Bunun, bir edat var;

in this case, when we have two verbs, "to" is separating them.

Bu durumda, zaman iki tane "Için" fiiller, onları ayıran.

So they're two different cases.

Yani iki farklı olgu değil.

Let's look at some more examples.

Biraz bakalım Daha fazla örnek.

"You will get used to living here."

"Sen alışacaklar Burada yaşamaya. "

We have the verb "get used to",

Biz fiil "alışmak" var,

it's considered like one chunk: "get used to". It's a phrasal verb. And then

o bir öbek gibi kabul edilir: "get "Için kullandı. Bu bir phrasal fiil var. Ve sonra

we have our second verb.

Bizim ikinci fiil var.

"You will get used to living here." We have "to" and we also

"Sen yaşam alışması Burada. için "Biz" "ve aynı zamanda

have "ing". In this case, "to" is a preposition, and that's why it is followed by a verb with

"Ing" var. Bu durumda, bir kiptir "ile", Bir fiil ile takip neden ve o

"ing". "Get used to" means to become accustomed to. Okay? So, for example, some of my students

"Ing". alışmış aracı "alışın" için. Tamam? Bu yüzden, örneğin, bazı öğrencilerim

have come to Canada, and at first the cold is very terrible in the wintertime, they hate

Kanada'ya gelmek ve ilk başta soğuk var kışın çok korkunç, onlar nefret

the cold, but they get used to it, and then the cold is no problem; they get accustomed

soğuk, ama onlar için kullanılan ve daha sonra almak Soğuk hiçbir sorun; Onlar alışık almak

to it. Again, just like with this, we could change this to a noun. I could say:

buna. Yine, sadece bu ile istediğiniz, biz Bir ismin bu değişebilir. Söyleyebilirdim:

"You will get used to winter.",

"Sen kış alışacaklar.",

"You will get used to English."

"Sen İngilizce alışacaklar."

Or I can have a verb. Both are possible,

Ya ben bir fiil olabilir. Her ikisi de, mümkün

so we know that this is a chunk.

bu yüzden biz bu bir yığın olduğunu biliyoruz.

We have another example: Judge Judy.

Biz başka bir var Örnek: Hakim Judy.

"Judge Judy objects to lying."

"Yargıç Judy yalan itiraz."

"Objects" means she

"Nesneler" she anlamı

gets angry, she does not approve; she disapproves of lying.

kızıyor, o kabul etmez; Yalan onaylamıyor.

So, again, we have "to"

Yani, yine, biz "için" var

and we have "ing" together.

ve birlikte "ing" var.

The verb is "objects to", it's one unit. And "lying" is our second verb.

fiil bu bir birim var, "ile nesneler" dir. Ve "yalan" Bizim ikinci fiildir.

Okay?

Tamam?

A third example: "I resorted to stealing." Okay?

Üçüncü bir örnek: "Ben başvurdu çalmak için. "Tamam mı?

"I resorted to stealing."

"Ben çalmak için başvurdu."

or "I confessed to stealing."

ya da "Ben çalmak itiraf etti."

If you resort to something, it means although you didn't really want to

Eğer bir şey başvurmak, bu demektir Eğer gerçekten istemiyordu, ancak

do it, you had to do it. So, for example, imagine I have a big test and I know I'm going

bunu yapmak zorunda, bunu. Bu yüzden, örneğin, hayal Ben büyük bir test var ve ben gidiyorum biliyorum

to fail, so I decide to cheat. I resorted to cheating.

başarısız, bu yüzden hile karar vermek için. Ben hile yoluna başvurdu.

Usually we resort to doing something bad.

Genellikle başvurmak Kötü bir şey yapıyor.

So: "I resorted to stealing." Again, we have "to", and we have "ing".

Yani: "Ben çalmak için başvurdu." Tekrar, Biz "için" var ve biz "ing" var.

The reason we have both is "resorted" and "to" are a unit;

ikimiz de var sebebi bir birim olan "için" "başvurmuşlardır" ve;

they go together. They always go together,

birlikte gitmek. Onlar hep birlikte gidip,

so we can't say: "I resort stealing", it's always: "I resorted to stealing."

bu yüzden diyemeyiz: "Ben çalmak resort", her zaman var: "Ben çalmak için başvurdu."

Same with the word "confess". If you confess to something, it means you tell someone what you did wrong.

kelime "itiraf" ile aynı. Eğer itiraf ederse bir şey, o size yanlış yaptığını kimse söylemek anlamına gelir.

Okay, so: "I confessed to stealing." So, again, just like "resorted to",

Tamam, bu yüzden: "Ben çalmak itiraf etti." Yani, yine, tıpkı "başvurdular",

"confessed to", it's

"Itiraf", öyle

one unit. Okay? So these words go together. "To", in this case, is a proposition,

bir ünite. Tamam? Peki bu sözler birlikte gidin. "Kime", bu durumda, bir önermedir

"confess to" is a phrasal verb, so afterwards, "stealing" is going to end in "ing".

Yani sonradan, bir phrasal fiildir "itiraf" "Çalmak" "ing" in sona erecek.

Okay, our final example:

Tamam, bizim nihai örnek:

"I'm opposed to living in Antarctica."

"Ben yaşama karşı değilim Antarktika. "

This means: "I'm against living in Antarctica."

Bu şu anlama gelir: "Ben karşı değilim Antarktika yaşayan. "

I don't know why I'm against it. I mean, I guess I hate the cold, although

Ben buna karşı değilim neden bilmiyorum. Demek istediğim, I, ancak soğuk hate tahmin

I love penguins. I'm going to say:

Ben penguenler seviyorum. Ben diyeceğim:

"I'm opposed to living in Antarctica."

"Ben yaşama karşı değilim Antarktika. "

Now, "I'm opposed to",

Şimdi, "Ben karşıyım",

it's a unit; it goes together. It's a phrasal verb. So, this means that it's a verb

Bir birim var; o birlikte gider. Bu edatlı var: fiil. Yani, bu bir fiil var demektir

that always has "to" as a preposition.

her zaman "için" var Bir edat olarak.

So, because "to" is a preposition, the verb afterwards

Yani, çünkü "için" bir edat, fiil daha sonra

is going to have "ing".

"Ing" var olacak.

So: "I'm opposed to living in Antarctica.",

Yani: "Ben karşı değilim Antarktika yaşayan. "

"I'm opposed to drinking and driving.",

"Ben karşı değilim içme ve sürüş. "

"I'm opposed to doing drugs." Okay?

"Ben karşı değilim uyuşturucu yapıyor. "Tamam mı?

So, again, I could even get rid of this

Yani, yine, I could Hatta bu kurtulmak

and use a noun, I could say: "I'm opposed to drugs.",

ve bir isim kullanmak söyleyebiliriz: "Ben uyuşturucu karşı değilim.",

"I'm opposed to doing drugs."

"Ben yapıyorum ilaçlara karşı değilim."

All right, so again, key here: Sometimes we have "to" and "ing" together between a verb.

bu yüzden tekrar Tamam, anahtar burada: Bazen ve birlikte bir fiil arasında "ing" "için" var.

We do this when we have "to" as a phrasal verb, and "to" is acting as a preposition.

Biz bir phrasal olarak "için" Biz varken bunu fiil ve edat olarak davranmaktadır "için".

All right, so I hope you come visit our website at www.engvid.com.

Pekala, bu yüzden ziyaret gelmek umuyoruz www.engvid.com adresindeki web.

There, you can do a quiz to make sure that you understand this video, and that you

Orada, emin olmak için bir test yapabilirsiniz Bu videoyu anlamak ve size o

have mastered the concepts in it.

hakim var İçinde kavramlar.

You'll also see a lot more examples of when we use "to" and "ing".

Ayrıca çok daha fazla örnek göreceksiniz Kullandığımız zaman ve "ing" "için".

So until next time, thank you for watching and take care.

bir dahaki sefere kadar Yani, teşekkür ederim izlemek ve özen için.