10 beautiful flower idioms | British English Vocabulary Lesson (+ Free PDF & Quiz)

(upbeat music)

Hello everyone

Herkese selam

and welcome back to English With Lucy.

Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Spring has almost sprung in England.

İngiltere'de ilkbahar neredeyse ortaya çıktı.

We've had some very, very sunny days,

Çok çok güneşli günlerimiz var,

we've had a couple of rainy days,

birkaç yağmurlu günlerimiz var,

but I've been enjoying lots of dog walks

ama ben köpek yürüyüşleriyle

and lots of runs in the countryside,

kırsal alandaki koşularla eğleniyorum,

as you might have seen on my Instagram.

İnstagram'da görebileceğiniz gibi.

I have been feeling so excited about spring,

İlkbahar hakkında çok heyecanlı hissediyorum.

I cannot wait to see leaves on the trees,

Ağaçların üzerindeki yaprakları görmek için sabırsızlanıyorum,

grass everywhere, flowers everywhere,

çimler her yerde,çiçekler her yerde,

and in the spirit of spring,

ve ilkbaharın ruhunda

I've decided to make a flower idioms video for you.

Sizin için çiçek deyimleri videosu yapmaya karar verdim.

A lesson all about floral expressions

Amerikan İngilizcesi ve İngilizcesi'nde

that we use in British English

kullandığımız

and in American English.

çiçek ifadeleri hakkında bir ders.

This lesson is going to be really good

Bu ders kelimelerinizi geliştirmek için

for building your vocabulary,

çok iyi olacak

it will help with your reading,

okumanıza yardım edecek

it will help you with your writing.

yazmanıza yardım edecek

It will also help with your speaking and your listening,

konuşmanıza ve dinlemenize de yardım edecek ,

because you'll be able to understand

çünkü yerliler bu deyimleri kullandıklarında

what natives mean when they say these idioms.

ne anlama geldiklerini anlayabileceksiniz.

I know loads of you are desperately looking

Biliyorum çoğunuz konuşmanızı,

for ways to improve your speaking,

telaffuzunuzu ve dinlemenizi

pronunciation and listening,

geliştirmek için umutsuzca yollar arıyorsunuz.

and there's one thing that I'd like to mention.

ve size bahsetmek istediğim bir şey var.

I know a lot of you are using it already,

Birçoğunuzun zaten kullandığını biliyorum

but I really, really, really recommend Audible.

ama gerçekten,gerçekten,gerçekten Audible'ı öneriyorum.

Audible is Amazon's provider of audiobooks.

Audible sesli kitaplardan Amozon'un tedarikçisi.

My advice to you is search for a book

Size tavsiyem bir kitabı araştırmanız

read in a British accent,

İngiliz aksanıyla okumanız

or your English accent of choice.

ya da tercihen kendi İngilizce aksanınla

If you're at a slightly lower level,

Eğer daha düşük bir seviyedeysen

go for something aimed at teenagers or children.

gençler veya çocuklar için seçilmiş kitapları seç

If you're at a higher level,

Eğer daha yüksek bir seviyedeysen

maybe go for non-fiction or sci-fi.

belki de gerçek kurgu ya da bilim kurguyu seç.

Listening to an audiobook

Bir sesli kitabı dinlemek

and reading the actual book at the same time

ve aynı zamanda okumak

is such a great way of improving

dinlemeni ve telaffuzunu

your listening and your pronunciation,

geliştirecek çok güzel bir yöntem,

because you can see how the words are written

çünkü kelimelerin nasıl yazıldığını görebilirsin

and hear how they are pronounced.

ve nasıl telaffuz edildiklerini duyabilirsin

You can claim a free audiobook

tanım kutusundaki linke basarak

by clicking on the link in the description box.

ücretsiz audiobook talep edebilirsin.

That's a 30-day free trial

30 günlük ücretsiz denemedir.

and I've got some recommendations

Bilgi kutusundaki gibi

like Harry Potter and Sherlock Holmes,

hepsi İngiliz aksanıyla okunmuş

all read with a British accent,

Harry Potter ve Sharlock Holmes gibi

in the description box as well.

kitap önerileri alıyorum.

Right, let's get on with the lesson.

Tamam,derse geçelim.

Right, idiom number one

Deyim 1

is to come up or out smelling of roses.

Yüzünün akıyla çıkmak.

To come up smelling of roses

Yüzünün akıyla çıkmak

or to come out smelling of roses.

ya da alnının akıyla çıkmak

If somebody comes up smelling of roses,

eğer birisi alnının akıyla bir şeyden çıkarsa

it means they emerge from a situation

bu onların şöhretleri zarar görmeden

with their reputation undamaged.

bir işten kurtuldukları anlamına gelir.

So it's to have people believe

Yani insanların seni dürüst ve iyi bilirken

that you are good and honest

bir olaydan sonra

after a situation that could have

seni kötü ve yalancı gösterecek

made you look bad and dishonest.

bir duruma düşmendir.

For example,

örneğin,

the scandal could have ruined her reputation,

Skandal şöhretini mahvedebilirdi

but she came up smelling of roses.

ama alnının akıyla kurtuldu.

Number two, to go to seed.

2 numara,ihtiyarlamak(kuvveten düşmek)

To go to seed.

Kuvvetten düşmek

This is slightly negative,

Bu biraz negatif bir deyim

be careful who you say this to.

bunu kime söylediğini dikkat et.

If somebody goes to seed,

Eğer birisi kuvvetten düşerse

it means their quality or appearance has declined.

Bu onların kalitesinin ve görünüşünün kabul edilmemesi anlamına gelir.

A flower is really, really beautiful,

Bir çiçek çok,çok güzel

and then it goes to seed

ve sonra kuvvetten düşer

and it doesn't look so good.

ve pek güzel görünmez

It might mean that they look older

Bu daha yaşlı göründükleri anlamına gelebilir

or worse than they did.

ya da olduklarından daha kötü.

For example, after having children,

Örneğin,çoçukları olduktan sonra

he started to go to seed.

kuvvetten düşmeye başladı

He didn't look so good anymore.

Artık iyi görünmüyordu.

That's a really nasty phrase.

Bu çok ağır bir ifade.

Let's move on to something more positive.

Hadi daha pozitif bir şeye geçelim.

Okay, number three.

Tamam,3 numara

As fresh as a daisy.

Çiçek kadar taze

As fresh as a daisy,

Çiçek kadar taze,

much nicer than the previous one.

-öncekinden çok iyi-

If you are as fresh as a daisy,

Eğer çiçek gibi canlıysan

it means you are healthy and full of energy.

bu sağlıklı ve enerji dolu olduğun anlamına gelir.

For example, I thought I'd have a hangover,

Örneğin,akşamdan kalma gibi olacağımı düşünmüştüm

but I've woken up as fresh as a daisy.

ama çiçek kadar ferah uyandım.

Said no one, ever. (laughs)

-Asla kimse söylemedi.-(güler)

Number four.

4 numara

A late bloomer.

Geç serpilen

A late bloomer.

Geç serpilen

A late bloomer is somebody

Geç serpilen

who develops later on in life,

hayatta daha sonra gelişen kimsedir

either physically or mentally.

fiziksel ya da zihinsel açıdan.

So it could mean that

Yani ergenliğe daha sonraki yaşlarda

they hit puberty at a later age,

girmiş olduklarına anlamına gelebilir

or it could mean that they got a job,

ya da bir işleri olur,

settled down, got married, had children

yerleşirler,evlenirler,çocukları olur

at a much later age than is considered normal.

yalnız normalde düşünülen bir yaştan çok sonra.

For example, Colonel Sanders,

Örneğin,KFC'nin kurucusu

the founder of KFC, was a late bloomer.

Colonel Sanders geç serpilmiştir.

He founded KFC at 65.

KFC'yi 65'inde kurdu.

And then he became a multi-millionaire.

Ve sonra mültimilyoner oldu

(claps) Congratulations, late bloomer.

(alkışlar).Tebrikler,geç serpilmiş.

Number five.

5 numara

No bed of roses.

Çok kolay olmamak.(güllerle dolu bir yatağın olmaması)

No bed of roses.

Çok kolay olmamak.

If something is no bed of roses,

Eğer bir şey güllerle dolu yatak değilse

it means it's difficult, it's not easy.

bu zor olduğunu,kolay olmadığını gösterir.

For example,

Örneğin,

gaining a UK citizenship is no bed of roses.

UK vatandaşlığı kazanmak kolay bir iş değil.

It's very, very difficult.

Çok,çok zor.

We also have number six.

Ayrıca, 6 numara

Pushing up the daisies.

Ölmek(papatyaları yukarı sürmek)

Pushing up the daisies.

Papatyaları yukarı sürmek

This is a slightly morbid one.

Bu biraz dehşet verici.

If you are pushing up the daisies,

Eğer papatyaları yukarı sürüyorsan

it means you're dead.

ölüsün demektir.

You're underground

Yer altındasındır

and you're helping the daisies to bloom.

ve çiçeklerin açmasına yardım ediyorsundur.

For example,

Örneğin,

my late uncle Malcolm is pushing up the daisies.

Benim son amcam Malcolm ölüyor.

It's very sad.

Çok üzücü.

Number seven, we have oops a daisy.

7 numara,opps,çiçek

Oops a daisy.

oops,çiçek

And this isn't really an idiom,

bu aslında bir deyim değil.

it's more of an exclamation.

Bu biraz haykırış gibi.

It's an expression used to indicate surprise.

Bu bir sürprizi belirmek için bir ifade.

It's like (gasps) silly me!

Bu biraz(nefesi kesilir)Şapşal ben

(gasps) Oh no!

(nefesi kesilir)Ah,hayır

(gasps) Oops a daisy.

Oops,bir çiçek.

We can just shorten it down to oops.

Sadece oops'a kısaltabiliriz.

It is quite frequently used with children.

Çocuklara çok sık kullanılır.

So, for example, when Will says to me,

Yani örneğin,Will bana

"Lucy, you left the front door unlocked again,"

''Lucy ön kapıyı yine kilitlemeden bıraktın''derse

I might say oops a daisy, silly me!

Oops,çiçek diyebilirim

The next one is a shrinking violet.

SIradaki,çekingen menekşe

A shrinking violet.

Çekingen menekşe

A shrinking violet is somebody

Çekingen menekşe

who is very, very, very shy,

çok çok çok utabgaç olan birisidir.

somebody who doesn't like to express

Kendi görüşlerini ve bakışını

their views and their opinions.

ifade etmeyi sevmeyen insanlardır.

For example,

Örneğin,

I am no shrinking violet

Düşüncelerimi ifade etmeye geldiğinde

when it comes to expressing my opinions.

Ben utangaç bir menekşe değilim

That's a lie, sometimes I am.

Bu bir yalan,bazen öyleyim.

Sometimes I'm not, depends who I'm with.

Bazen değilim,kiminle olduğuma bağlı

Don't ask me about Brexit.

Bana Brexit'i sormayın.

And the next one.

Ve sıradaki

This is a really good one.

Bu çok iyi bir tanesi.

I use this a lot.

Çok fazla kullanıyorum.

To nip something in the bud.

Filizinden kesmek(başından engellemek)

To nip something in the bud.

Filizinden kesmek

This means to stop something at an early stage.

Bu bir şeyi erken safhadan durdurmaya denir.

For example,

Örneğin,

if you see yourself developing a bad habit,

Eğer kendini kötü bir alışkanlığa başlattığını fark edersen

try and nip it in the bud

Beynine yerleşmeden önce

before it becomes ingrained in your brain.

dene ve filizinden kes.

I try to do this, but I'm not always successful.

Bunu yapmayı deniyorum,ama her zaman başarılı değilim.

And the last one, the final floral idiom,

Ve sonuncusu,son çiçeklerle ilgili deyim

is to smell the roses.

Gülleri koklamak

To smell the roses.

Gülleri koklamak

This means to appreciate what is often ignored.

Bu genelde görmezden gelinene müteşekkür olmaktır.

We sometimes say to stop and smell the roses

Bazen''dur ve gülleri kokla'' deriz

or to wake up and smell the roses,

ya da ''uyan ve gülleri kokla''

and in general it means to take time

ve genelde meşgul planlarından

out of your busy schedule to stop

zaman kazanmak anlamına gelir

and appreciate what is often ignored.

ve durup görmezden gelineni takdir etmek anlamındadır.

Like nature and the beauty of life.

Tıpkı doğa ve hayatın güzelliği gibi.

So I might say,

Yani şöyle söyleyebilirim:

every morning I like to stop and smell the roses

Her sabah durup gülleri koklamayı seviyorum

and take my dog on a walk.

ve köpeğimi yürüyüşe çıkartıyorum.

There are no roses on the walk,

Yürüyüşte güller yok evet

but I just like to take a moment

ama sadece anı yaşayıp

and enjoy the beauty that is around me.

etrafımdaki güzelliklerin tadını çıkarmak istiyorum.

Right, that's it for today's lesson.

Peki,bugünlük bu kadar

I hope you enjoyed it

Umarın eğlenmişsinizdir

and I hope you learnt something.

ve umarım bir şey öğrenmişsinizdir.

Don't forget to check out Audible,

Audible'yi kontrol etmeyi unutmayın

the link is in the description box,

link aşağıda

you can claim your free audiobook

ücretsiz audiobook'unu ve 30 günlük

and your 30-day free trial,

denemeni talep edebilirsin

and I've got loads of recommendations

aşağıda olduğu gibi

down there as well.

birçok öneriler alıyorum.

And don't forget to connect with me

Ve benle sosyal medyadan

on all of my social media.

ulaşmayı unutma

I've got my Facebook, I've got my Instagram,

Facebook'um var.Instagram'ım var.

and I've got my Twitter,

ve Twitter'ım var.

and I shall see you soon for another lesson.

Birdahaki ders için yakında görüşeceğiz.

(kissing noise)

(öpücük sesleri)

Today, I've got a lesson for you on

Bugün size çok..

(jumbled noises)

(karışık sesler)

Today, I have got a very...

Bugün size çok...

A very.

Çok

I've been feeling so ready for spring,

İlkbahar için çok hazır hissediyorum

I cannot wait for all of the leaves to

Yaprakların....

(blows raspberry)

I've been feeling so excited by blah.

Blah için çok heyecanlıyım

I've got such a headache.

Çok başım ağrıyor.

Maybe it's hay fever, you know?

Belki bahar nezlesidir,biliyor musun?

Could be.

Olabilir.

This isn't really an idiom,

Bu pek bir deyim değil

it's more of a...

Bu bir...

For example...

Örneğin...

And the last one, the last final blah.

Ve sonuncu,ve sonuncu blah

(laughing)

(gülüyor)

(upbeat music)

(hareketli müzik)