Spoken English Class 1 | How to Speak Fluent English - Beginner to Advanced Speaking Practice

(peaceful music)

(huzurlu müzik)

- Hello everyone, and welcome back to English with Lucy.

- Herkese merhaba ve Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.

Today I have a spoken English class for you.

Bugün sizin için İngilizce konuşma dersim var. Konuşma İngilizcesinde ustalaşmanıza

I have got eight tips that will help you

yardımcı olacak sekiz ipucum var

to master spoken English.

.

If you apply these tips to your everyday life,

Bu ipuçlarını günlük yaşamınıza uygularsanız,

you will really notice a difference,

gerçekten bir fark göreceksiniz

and you will become more confident

ve daha güvenli

and more comfortable speaking English.

ve daha rahat İngilizce konuşmaya başlayacaksınız.

My first tip is to get to know the parts

İlk ipucum,

of your body that you use while speaking English.

İngilizce konuşurken vücudunun kullandığın bölgeleri tanıman.

This might sound a little odd, but trust me on this one.

Bu biraz garip gelebilir , ama bu konuda bana güven. İngilizce konuşurken

If you don't understand which parts of

your face, tongue, and throat are used

yüzünüzün, dilinizin ve boğazınızın hangi bölümlerinin kullanıldığını anlamıyorsanız,

when speaking English, then how will you ever

be able to correct your pronunciation mistakes?

telaffuz hatalarınızı nasıl düzeltebileceksiniz? İngilizce konuşurken

Watch yourself in the mirror while speaking English

aynada kendinize bakın,

is a common tip that many teachers give.

birçok öğretmenin verdiği ortak bir ipucudur.

However, I think you should go one step further than this.

Ancak, bundan bir adım daha ileri gitmeniz gerektiğini düşünüyorum. İngilizce konuşurken

You absolutely need to analyse what your

lips, tongue, throat, face in general is doing

dudaklarınızın, dilinizin, boğazınızın, genel olarak yüzünüzün ne yaptığını mutlaka analiz etmeniz gerekiyor

when you speak English.

.

You need to find a close-up video, a zoomed in video

Yakın plan bir video,

of a native speaker or a speaker that you admire

anadili İngilizce olan veya

speaking in English.

İngilizce konuşmasına hayran olduğunuz bir konuşmacının yakınlaştırılmış videosunu bulmanız gerekiyor.

You then need to record yourself up close,

Daha sonra kendinizi yakından,

preferably at the same distance speaking the same sentence.

tercihen aynı mesafeden aynı cümleyi söylerken kaydetmeniz gerekir.

Analyse the way your lips move in comparison to their lips.

Dudaklarınızın dudaklarına kıyasla hareket etme şeklini analiz edin . Dillerini

Analyse how far they stick their tongue out

ne kadar dışarı çıkardıklarını

or maybe they push it right back in their mouth.

veya belki de tekrar ağızlarına ittiklerini analiz edin.

What are you doing with your tongue?

Dilinle ne yapıyorsun?

This started a big learning curve for me

Bu, İspanyolca öğrenirken benim için büyük bir öğrenme eğrisi başlattı

when I was learning Spanish.

.

I started to really analyse Spanish speakers tongues,

İspanyolca konuşanların dillerini gerçekten analiz etmeye başladım,

they might have found this quite weird

when I was watching them speak,

onları konuşurken izlerken, gözleri yerine

looking at their tongue instead of their eyes,

dillerine bakarken bunu oldukça tuhaf bulmuş olabilirler,

but I realised that when, in English,

ama İngilizce'de dil içerideyken

we say "duh" with the tongue inside of our mouths.

"duh" dediğimizde bunu fark ettim. ağzımızdan.

"Duh, duh" is quite a delicate sound.

"Duh, duh" oldukça hassas bir ses. Yaşadığım bölgedeki

The Spanish speakers in the area I was living in

İspanyolca konuşanlar

would stick their tongue out a little bit more.

dillerini biraz daha dışarı çıkarırlardı.

"Deh, deh" like that.

"Deh, deh" böyle.

By listening alone, I would never have realised that.

Tek başıma dinleseydim, bunu asla fark etmezdim.

But by watching and analysing, I managed to transform

Ama izleyerek ve analiz ederek telaffuzumu dönüştürmeyi başardım

my pronunciation, and you can do the same with English.

ve siz de aynısını İngilizce için yapabilirsiniz.

You should also analyse the voice quality,

Ses kalitesini de analiz etmelisiniz,

how much voice do we allow to escape through our throats?

sesin ne kadarının boğazımızdan kaçmasına izin veriyoruz?

Compare it to yours as well.

Sizinkiyle de karşılaştırın.

If you are serious about improving your pronunciation

Telaffuzunuzu

and your spoken English, then you do need

ve konuşulan İngilizcenizi geliştirmek konusunda ciddiyseniz, şu anda konuştuğunuz

to be very critical about what you are speaking at present

şey hakkında çok eleştirel olmanız

and work towards correcting it.

ve onu düzeltmeye çalışmanız gerekir.

Tip number two is to combine reading and listening,

İkinci ipucu, okuma ve dinlemeyi birleştirerek

thus improving your pronunciation.

telaffuzunuzu geliştirmektir.

Perhaps you will know by now that

a way a word is written in English

Bir kelimenin İngilizce yazılma şeklinin

normally gives very little indication

normalde

as to how that word is pronounced in English.

o kelimenin İngilizcede nasıl telaffuz edildiğine dair çok az ipucu verdiğini artık belki de öğrenmişsinizdir.

In many languages across the world,

Dünyadaki birçok dilde,

the way a word is written tells you and shows you

bir kelimenin yazılma şekli size

exactly how that word should be spoken.

o kelimenin tam olarak nasıl konuşulması gerektiğini söyler ve gösterir.

This is not the case in English,

İngilizcede durum böyle değildir

and it's part of the reason why

ve

English pronunciation and English speaking

İngilizce telaffuzun ve İngilizce konuşmanın

is so difficult for learners.

öğrenenler için bu kadar zor olmasının bir nedeni de budur. Öğrencilerimin çoğuna yardımcı olan

I have found a really good method that has

gerçekten iyi bir yöntem buldum

helped so many of my students.

.

Take a book that you have already read in English

Halihazırda İngilizce okuduğunuz

or a book that you would like to read in English,

veya İngilizce okumak istediğiniz bir kitap alın,

I have got a fair few recommendations

in the description box down below.

aşağıdaki açıklama kutusunda epeyce tavsiyem var.

And read that book again, but here's the important part:

Ve o kitabı tekrar okuyun, ama önemli kısım şu:

whilst listening to the audio book version on Audible.

Audible'da sesli kitap versiyonunu dinlerken.

If you listen to a word as you read it,

Bir kelimeyi okurken dinlerseniz,

your brain will start making connections.

beyniniz bağlantılar kurmaya başlar.

And the next time you hear that word,

Ve o kelimeyi bir daha duyduğunuzda,

you will know how it's spelled,

nasıl yazıldığını bileceksiniz

and the next time you read that word,

ve o kelimeyi bir sonraki okuyışınızda,

you'll know how it's pronounced.

nasıl telaffuz edildiğini bileceksiniz.

It's such an effective method,

Bu çok etkili bir yöntem

and the best part is you can get a free

ve en iyi yanı,

audio book that's a 30 day free trial on Audible.

Audible'da 30 günlük ücretsiz deneme süresi olan ücretsiz bir sesli kitap alabilmeniz. Tek

All you've got to do is click on the link

yapmanız gereken

in the description box and sign up.

açıklama kutusundaki linke tıklayıp üye olmak.

Then you can download one of my recommendations.

O zaman önerilerimden birini indirebilirsiniz .

Give it a try, it really works.

Bir deneyin, gerçekten işe yarıyor.

Tip number three is another reading one,

Üç numaralı ipucu başka bir okumadır,

but it's practise speed reading.

ancak hızlı okuma alıştırmasıdır.

This isn't such a common technique,

Bu çok yaygın bir teknik değil,

but I think it should be.

ama olması gerektiğini düşünüyorum.

It's a really good way of improving your

Akıcılığınızı geliştirmenin gerçekten iyi bir yolu

fluency, so how fluently you speak English,

, yani ne kadar akıcı İngilizce konuşuyorsanız,

your velocity, so that's how quickly you speak English,

hızınız, yani bu kadar hızlı İngilizce konuşuyorsunuz

and also it will help with your connected speech;

ve ayrıca bağlantılı konuşmanıza yardımcı olacaktır; İngilizce'de

how you join one word to another,

bir kelimeyi diğerine

or one sound to another in English.

veya bir sesi diğerine nasıl ekleyeceğinizi. Okumak isteyeceğiniz

You need to find a text that you'd like to read.

bir metin bulmanız gerekiyor .

This text can accommodate your level.

Bu metin sizin seviyenize uygun olabilir.

Honestly I recommend using reputable news sources

Dürüst olmak gerekirse, saygın haber kaynakları

and news websites.

ve haber sitelerini kullanmanızı tavsiye ederim. Gayri resmi konuşma

If you want to practise your informal speech,

pratiği yapmak istiyorsanız ,

then you could find a blogger you like

o zaman

who writes as if they're chatting to a friend.

bir arkadaşınızla sohbet ediyormuş gibi yazan hoşunuza giden bir blog yazarı bulabilirsiniz.

Read the text aloud, and time yourself as you're reading it.

Metni yüksek sesle okuyun ve okurken kendinize zaman ayırın.

Then read that text aloud again,

Sonra o metni tekrar yüksek sesle okuyun

and try to beat your previous time.

ve önceki zamanınızı geçmeye çalışın.

You can repeat this as many times as you want,

Bunu istediğin kadar tekrarlayabilirsin

but I find after four times, four, after four times,

ama dört kez, dört kez, dört kez sonra,

I'm getting pretty bored of the text.

metinden oldukça sıkılmaya başladım.

This will help you to familiarise yourself

Bu,

with the common sounds in English.

İngilizce'deki yaygın sesleri tanımanıza yardımcı olacaktır.

A step further would be to record yourself

Daha ileri bir adım, kendinizi kaydedip dil

and to send it to your language instructor,

eğitmeninize göndermek

or to use it as a topic in your next language lesson.

veya bir sonraki dil dersinizde konu olarak kullanmak olacaktır .

Tip number four is a tip that has been massively

Dördüncü ipucu,

important for me as a native speaker,

ana dili İngilizce olan biri olarak benim için çok önemli olan bir ipucu,

so I can only imagine how important it could be for you.

bu yüzden sizin için ne kadar önemli olabileceğini ancak hayal edebiliyorum . Tekrarlama olasılığınız yüksek olan

It is to prepare your monologues and stories

monologlarınızı ve hikayelerinizi

that you are likely to repeat in advance.

önceden hazırlamaktır. Bir akşam yemeğinde

I'm talking funny stories you want to tell

anlatmak isteyeceğiniz komik hikayelerden bahsediyorum

at a dinner party, I'm talking about your elevator pitch,

, asansör satış konuşmanızdan bahsediyorum,

I'm talking about your answer to

what do you do for a living, or where do you come from?

ne iş yapıyorsunuz ya da nereden geliyorsunuz sorusuna verdiğiniz cevaptan bahsediyorum. Size tekrar tekrar

These common questions that you get asked

sorulan bu yaygın sorular

again and again and again.

.

Prepare your answer, have them up your sleeve.

Cevabınızı hazırlayın, elinizin altında olsun.

That's the way we say to have something prepared,

Bir şeyi hazırlamanın,

to have it up your sleeve.

kolunuzda bulundurmanın yolu budur.

If you're an advanced speaker and you're more worried

İleri düzeyde bir konuşmacıysanız ve

about keeping people interested or making people laugh,

insanları ilgilendirmek veya güldürmekle daha çok ilgileniyorsanız,

then prepare your funny and interesting stories.

komik ve ilginç hikayelerinizi hazırlayın.

I first thought about this when I was dating.

Bunu ilk kez flört ederken düşündüm.

This was a long time ago,

Bu uzun zaman önceydi

and I remember that I would get stuck,

ve takılıp kalacağımı hatırlıyorum

and I wouldn't know what to talk about,

ve ne hakkında konuşacağımı bilemezdim,

so I always felt good and confident

bu yüzden en iyi hikayelerimle ve en ilginç hikayelerimle bir flört durumuna girdiğimde kendimi her zaman iyi ve kendinden emin hissettim.

if I went into a dating situation with my best stories,

and my most interesting things to say up my sleeve.

kolumda söylenecek şeyler.

It was funny because when I met my husband-to-be,

Komikti çünkü müstakbel kocamla tanıştığımda, söyleyecek

I had all these stories and interesting things to say

tüm bu hikayeler ve ilginç şeyler elimdeydi

up my sleeve, and it all went out the window.

ve hepsi pencereden uçup gitti.

Conversation just flowed without any effort,

Sohbet herhangi bir çaba sarf etmeden akıp gitti,

but I understand that speaking English,

ancak İngilizce konuşmanın,

speaking a second language can be very nerve-wracking,

ikinci bir dil konuşmanın çok sinir bozucu olabileceğini anlıyorum,

it's just like dating in my opinion.

bence bu tıpkı flört etmek gibi.

And you do want to have these things prepared.

Ve bunları hazırlamak istiyorsunuz.

Tip number five is focus on pronunciation over grammar.

Beşinci ipucu dil bilgisi yerine telaffuza odaklanmaktır.

Now there will be some teachers out there watching this

Şimdi bunu izleyen

and thinking, oh my god, what?

ve aman tanrım, ne var diye düşünen bazı öğretmenler olacak.

This is honestly my opinion.

Bu dürüstçe benim görüşüm.

I think that bad grammar habits

Bence kötü dilbilgisi alışkanlıklarını düzeltmek,

are much easier to correct than bad pronunciation habits.

kötü telaffuz alışkanlıklarını düzeltmekten çok daha kolay.

I would say that it's much easier to understand

somebody speaking with great pronunciation, but bad grammar,

Mükemmel bir telaffuzla ama kötü bir gramerle konuşan birini anlamanın,

than hearing someone speak with perfect grammar

mükemmel bir gramerle

but terrible pronunciation.

ama berbat bir telaffuzla konuşan birini duymaktan çok daha kolay olduğunu söyleyebilirim. Her gramer kuralını bilen

I've met so many students that know

o kadar çok öğrenciyle tanıştım ki

every single grammar rule;

;

they even sometimes can correct me,

hatta bazen beni düzeltebilirler

but their pronunciation, they just,

ama telaffuzları, sadece,

they got to a certain level and then

belli bir seviyeye geldiler ve sonra

they found it very, very difficult to improve.

onu geliştirmenin çok ama çok zor olduğunu gördüler.

They are able to improve with specific help,

Özel yardımla,

professional help, but it could've been so much easier.

profesyonel yardımla gelişebilirler ama çok daha kolay olabilirdi.

But from a very, very young age,

Ama çok, çok küçük yaşlardan itibaren onlara

they were taught bad pronunciation,

kötü telaffuz öğretildi

or they weren't corrected on their pronunciation.

ya da telaffuzları düzeltilmedi.

The focus was only on grammar,

Odak noktası yalnızca gramerdi

and that focus needs to switch.

ve bu odağın değişmesi gerekiyor.

I'm not talking about having a perfect accent.

Mükemmel bir aksana sahip olmaktan bahsetmiyorum.

You don't need a perfect accent.

Mükemmel bir aksana ihtiyacın yok. Konuşurken

You just need to be clear and understandable when you speak.

net ve anlaşılır olmanız yeterlidir . Kendinizi

It will make you feel more confident.

daha güvende hissetmenizi sağlayacaktır.

When people move to an English speaking country,

İnsanlar İngilizce konuşulan bir ülkeye taşındığında, dilbilgisinden

they are most likely embarrassed of their

çok telaffuzlarından utanırlar

pronunciation than they are their grammar.

.

Bad grammar can make it not so easy to understand

Kötü dilbilgisi, birini anlamayı o kadar kolay hale getirmeyebilir

someone, but bad pronunciation can make it impossible

, ancak kötü telaffuz,

to understand someone.

birini anlamayı imkansız hale getirebilir.

So big tip: focus on pronunciation.

Büyük ipucu: telaffuza odaklanın.

Tip number six is to try and think in English.

Altıncı ipucu, İngilizce düşünmeye çalışmaktır.

I have made an entire video about this topic,

Bu konuyla ilgili bir video hazırladım,

but it's such a big topic.

ancak bu çok büyük bir konu.

Some people find it very easy to think in English,

Bazı insanlar İngilizce düşünmeyi çok kolay bulur

and some people find it near impossible to think in English.

ve bazı insanlar İngilizce düşünmeyi neredeyse imkansız bulur.

If you want to be able to speak English fluently

without even thinking, then you need to

Hiç düşünmeden akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilmek istiyorsanız,

train yourself to think in English.

kendinizi İngilizce düşünmek için eğitmeniz gerekir.

A good way to start doing this is to have

Bunu yapmaya başlamanın iyi bir yolu,

a little English narrator in your head.

kafanızda biraz İngilizce anlatıcı bulundurmaktır.

Choose someone's voice that you like.

Beğendiğiniz birinin sesini seçin.

I know a lot of people use Emma Watson's voice;

Pek çok insanın Emma Watson'ın sesini kullandığını biliyorum; onun

they have her speaking in her head.

kafasında konuşması var.

This is normally females.

Bu normalde dişidir.

But for a couple of hours a day,

Ama günde birkaç saat,

or even couple of minutes a day,

hatta günde birkaç dakika,

have your little chosen person, Emma Watson

seçtiğiniz küçük kişinin, Emma Watson'ın

or whoever it is, narrate in your head

ya da her kimse,

everything you're doing.

yaptığınız her şeyi kafanızda anlatmasını sağlayın.

I am washing the dishes, I am picking up the spoon,

Bulaşıkları yıkıyorum, kaşığı alıyorum,

I am putting it on the table,

masaya koyuyorum,

oh no, I don't like that, what have I done?

hayır, bu hoşuma gitmedi , ne yaptım?

Just chat to yourself as you would in your own language,

Kendi dilinizde yaptığınız gibi,

but in English.

ancak İngilizce olarak kendi kendinize sohbet edin.

Something weird might happen after a while.

Bir süre sonra garip şeyler olabilir.

You might automatically start thinking in English,

Otomatik olarak İngilizce düşünmeye başlayabilir

and you might even start dreaming in English.

ve hatta İngilizce rüya görmeye bile başlayabilirsiniz.

They say that you are really, really becoming fluent

if you start dreaming in a second language.

İkinci bir dilde rüya görmeye başlarsan gerçekten akıcı olmaya başladığını söylüyorlar.

And a very weird thing can happen.

Ve çok garip bir şey olabilir. İkinci dilinizi konuşmayan

You can start dreaming about your friends and family

arkadaşlarınızın ve ailenizin

that don't speak your second language

ikinci

speaking in your second language.

dilinizde konuştuğunu hayal etmeye başlayabilirsiniz.

I've had my parents telling me to do stuff in Spanish,

Ailem bana İspanyolca bir şeyler yapmamı söyledi

and I've just woken up very, very confused.

ve az önce uyandım, kafam çok ama çok karışık.

(chuckles)

Another point, still related to the topic

(kıkırdar)

Hala İngilizce düşünme konusuyla ilgili olan bir başka nokta da

of thinking in English is to be

constantly on the search for new words,

sürekli olarak yeni kelimeler,

new phrases, a new vocabulary.

yeni deyimler, yeni bir kelime dağarcığı arayışı içinde olmaktır.

Keep a note app on your phone or a physical vocab book,

Telefonunuzda bir not uygulaması veya fiziksel bir kelime kitabı bulundurun

and when you are idle, or not doing something,

ve boştayken veya bir şey yapmıyorken,

for example commuting to work, or at work,

örneğin işe giderken veya işte,

look around, think what don't I know in English?

etrafa bakın, İngilizcede ne bilmediğimi düşünün.

And if you see something, for example,

Ve örneğin

lamp post, curtain, then note it down,

sokak lambası direği, perde gibi bir şey görürseniz, bunu not edin

and make a point that at the end of the day,

ve günün sonunda

finding out what that word is in English.

o kelimenin İngilizce'de ne olduğunu bulmak için bir noktaya gelin.

Number seven, this tip is very helpful

Yedi numara, bu ipucu çok faydalı

because I know a lot of you just want to learn

çünkü çoğunuzun sadece

one specific accent.

belirli bir aksanı öğrenmek istediğini biliyorum.

Well this tip is speak with a variety

Pekala, bu ipucu,

of native speakers who all have different accents.

hepsinin farklı aksanları olan çeşitli ana dili İngilizce olan kişilerle konuşmaktır.

It's so tempting to just focus on one accent,

Tek bir aksana odaklanmak çok cazip geliyor

but you will be doing yourself a disservice.

ama kendine zarar vermiş olacaksın. Konuştuğunuz insan

The wider the variety of people that you speak with,

çeşitliliği ne kadar geniş olursa , konuşmayı anlama konusunda

the more flexible your brain will be

beyniniz o kadar esnek olacaktır

when it comes to understanding speech.

.

A great example is my poor mother.

Harika bir örnek zavallı annem. Farklı aksanları anlamak söz

She struggles so badly when it comes

konusu olduğunda çok kötü mücadele ediyor

to understanding different accents.

.

It's funny and it can also be insulting

Komik ve bazen konuşmacıya hakaret de edebiliyor

to the speaker sometimes.

.

But I'm talking Scottish accents, Irish accents,

Ama ben İskoç aksanından, İrlanda aksanından,

Spanish people speaking English.

İngilizce konuşan İspanyollardan bahsediyorum. Etrafı ağırlıklı olarak

She is surrounded by mainly English people,

İngilizlerle çevrili,

she speaks with people who all speak

hepsi aynı aksanı konuşan insanlarla konuşuyor

the same accent, and she really, really struggles.

ve gerçekten, gerçekten mücadele ediyor.

I, however, have been to many different countries,

Ancak birçok farklı ülkede bulundum

and I've had students from all over the world,

ve dünyanın her yerinden öğrencilerim oldu,

I've lived in different locations,

farklı yerlerde yaşadım

and I find it very easy to understand different accents.

ve farklı aksanları anlamayı çok kolay buluyorum .

We've got the same genetics,

Aynı genetiğe sahibiz,

we've had the same upbringing to a certain point,

belirli bir noktaya kadar aynı yetiştirilme tarzına sahibiz,

but because I listen to speakers

ancak birçok farklı aksanlı konuşmacıyı dinlediğim için

with lots of different accents,

I am able to understand, and she isn't.

anlayabiliyorum ve o anlamıyor. Seni örnek almama izin

Thank you Mom for letting me use you as an example.

verdiğin için teşekkürler anne .

She does find it funny.

Bunu komik buluyor.

She really struggles.

Gerçekten mücadele ediyor.

But it might happen to you as well.

Ama bu senin de başına gelebilir.

If you just focus on a clear, (mumbles) accent,

Sadece net (mırıldanan) bir aksana odaklanırsanız,

then you will struggle to understand a Glaswegian accent,

Glaswegian aksanı,

or an Australian accent, or an accent from

Avustralya aksanı veya

the deep south of America.

Amerika'nın derin güneyine ait bir aksanı anlamakta zorlanacaksınız.

Many of you will be thinking,

Birçoğunuz,

great, I would love to speak to loads of native people,

harika, bir sürü yerli insanla konuşmayı çok isterim

but I don't know how to speak to them.

ama onlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum diye düşünecek.

Well, I have a couple of suggestions.

Pekala, birkaç önerim var.

Number one is of course attend English classes,

Birincisi, tabii ki İngilizce derslerine,

group English classes.

grup İngilizce derslerine katılmak.

Number two is attend expat meet-ups.

İkincisi, göçmen buluşmalarına katılmak.

Expats are people who have left their home country

Gurbetçiler,

to live in another country.

başka bir ülkede yaşamak için kendi ülkelerini terk eden kişilerdir.

A lot of them will have meet-ups because they want

Çoğu,

to speak with other people that speak their language,

kendi dillerini konuşan

and have a taste of their own culture, their home culture.

ve kendi kültürlerini, kendi kültürlerini tatmak isteyen diğer insanlarla konuşmak istedikleri için buluşmalar yapacak.

Well, you can also try going to those

Ayrıca onlara gitmeyi deneyebilir

and seeing if you can mix with them

ve onlarla karışıp

and speak their own language with them.

kendi dillerini konuşup konuşamayacağınızı görebilirsiniz.

You will find a wide variety of accents

Çok çeşitli aksanlar bulacaksınız

'cause they normally come from all over the world.

çünkü bunlar normalde dünyanın her yerinden geliyor.

You can also use Italki's language partner feature.

Italki'nin dil ortağı özelliğini de kullanabilirsiniz.

I've spoken about this quite a lot.

Bu konudan oldukça fazla bahsettim.

This is a free feature where you can find

Bu,

a language partner to practise with.

pratik yapmak için bir dil partneri bulabileceğiniz ücretsiz bir özelliktir. Partnerinizin öğrenmek istediği

If you speak a language that the partner wants to learn,

bir dili konuşuyorsanız

and the partner speaks a language that you want to learn,

ve partneriniz de sizin öğrenmek istediğiniz bir dili konuşuyorsa

you can do a tandem, I think it's called in some countries,

tandem yapabilirsiniz, sanırım bazı ülkelerde buna

a language exchange.

dil değişimi deniyor. Açıklama kutusuna

I've left a link to that in the description box.

bir bağlantı bıraktım .

Some people find it quite hard to find native speakers

that want to speak their language,

especially if you come from a country where

Özellikle

everyone wants to learn English,

herkesin İngilizce öğrenmek istediği bir ülkeden geliyorsanız,

but it isn't as popular for English speakers

ancak İngilizce konuşanlar için

to learn your language.

dilinizi öğrenmek o kadar popüler değil.

You could perhaps consider paying for

Belki de

a private language tutor.

özel bir dil öğretmeni için ödeme yapmayı düşünebilirsiniz.

Italki's prices are really, really good per hour.

Italki'nin fiyatları saat başına gerçekten çok iyi.

Yeah, they're very, very affordable.

Evet, çok ama çok uygunlar.

I would recommend; I've used them myself.

Ben tavsiye ederim; Onları kendim kullandım.

And number eight, if you cannot find native speakers

Ve sekiz numara, birlikte pratik yapacak anadili İngilizce olan kişiler bulamıyorsanız

with whom to practise, then just find like-minded people.

, o zaman aynı fikirde insanlar bulun.

A really great resource is Facebook.

Gerçekten harika bir kaynak Facebook. Facebook'u tavsiye

I never thought I'd be recommending Facebook,

edeceğimi hiç düşünmezdim ,

but honestly Facebook groups are fantastic

ama dürüst olmak gerekirse, Facebook grupları

for finding like-minded people,

benzer düşünen insanları bulmak

and for helping each other out.

ve birbirlerine yardım etmek için harika.

If you have a question about English,

İngilizce ile ilgili bir sorunuz varsa,

if you want someone to analyse the way you speak,

birinin konuşma tarzınızı analiz etmesini istiyorsanız,

there will probably be someone on a Facebook group

muhtemelen bir Facebook grubunda

that will be willing to help you.

size yardım etmeye istekli biri olacaktır.

I'm on lots of Facebook groups for many different reasons;

Birçok farklı nedenden dolayı birçok Facebook grubundayım;

Facebook groups for wedding planning,

Düğün planlaması için Facebook grupları,

Facebook groups for being a farmer's wife,

çiftçi karısı olmak için Facebook grupları, bir

lots of them, and there are so many helpful people.

sürü ve bir sürü yardımsever insan var.

I'm a member of some English groups as well.

Bazı İngilizce gruplarına da üyeyim.

I'm not gonna tell you which.

Hangisi olduğunu sana söylemeyeceğim.

But I will often respond to people's questions anonymously.

Ama çoğu zaman insanların sorularına anonim olarak cevap vereceğim.

There are also some good forums on websites like Reddit

Ayrıca Reddit gibi web sitelerinde

and places like that.

ve bunun gibi yerlerde bazı iyi forumlar var.

Right, that is the end of my lesson.

Doğru, bu benim dersimin sonu.

Those are the eight tips for spoken English.

Bunlar konuşma İngilizcesi için sekiz ipucu.

Don't forget to check out Audible;

Audible'a göz atmayı unutmayın;

the link is in the description box

bağlantı açıklama kutusundadır,

so you can click that and claim your free audiobook.

böylece buna tıklayıp ücretsiz sesli kitabınızı talep edebilirsiniz.

And don't forget to connect with me

Ve

on all of my social media.

tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram, and my Twitter.

Facebook'um, Instagram'ım ve Twitter'ım var.

And I shall see you soon for another lesson.

Ve yakında başka bir ders için görüşürüz.

(kissing sound)

(öpüşme sesi) Bitirmeme

I'm only one minute from finishing, I'll see you in a sec.

sadece bir dakika kaldı , birazdan görüşürüz.

Oh, could you just hang out the duvet?

Oh, yorganı biraz açar mısın?

The duvet's in the wash, would you mind just hanging it up?

Yorgan yıkanıyor, asar mısın?

Thanks, hon.

Teşekkürler tatlım.

(peaceful music)

(huzurlu müzik)