Understand Fast Native English Speakers with this Advanced Listening Lesson

- Hello, lovely students,

- Merhaba sevgili öğrenciler

and welcome back to English with Lucy.

ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Today, we're going to do something a little bit different.

Bugün biraz farklı bir şey yapacağız.

We're going to work on your listening skills.

Dinleme becerileriniz üzerinde çalışacağız.

Now this is not going to be a lesson

Şimdi bu

where I explain many things to you.

size birçok şeyi anlattığım bir ders olmayacak.

Instead, I'm going to ask you to do an activity.

Onun yerine sizden bir aktivite yapmanızı isteyeceğim.

By the way, in today's lesson,

Bu arada, bugünün dersinde, not almak için

you will need a pen and paper,

bir kalem ve kağıda

or a device like a smartphone or a computer to make notes,

veya akıllı telefon veya bilgisayar gibi bir cihaza ihtiyacınız olacak ,

but you will need something to write down some answers.

ancak bazı cevapları yazmak için bir şeye ihtiyacınız olacak.

It's going to help you identify

the areas of listening that you need to work on,

Üzerinde çalışman gereken dinleme alanlarını belirlemene yardımcı olacak

and it's going to help you

ve

improve your English listening skills.

İngilizce dinleme becerilerini geliştirmene yardımcı olacak.

Now, I don't normally do this,

Normalde bunu yapmam

but today I'm going to invite you inside one of my courses,

ama bugün sizi kurslarımdan birine,

inside my English listening challenge.

İngilizce dinleme yarışmama davet edeceğim.

I'm going to allow you to do some of the activities

in that challenge, so that you can also benefit from them.

Bu meydan okumadaki etkinliklerden bazılarını yapmanıza izin vereceğim, böylece siz de onlardan yararlanabileceksiniz.

My listening challenge is a 30 day course

Dinleme zorluğum, ana dili İngilizce olan kişileri anlamakta zorluk çeken

designed specifically for students

öğrenciler için özel olarak tasarlanmış 30 günlük bir kurstur

who struggle to understand native speakers.

.

I know that a lot of students

Pek çok öğrencinin

want to listen to native speakers in podcasts,

podcast'lerde,

in movies, in TV shows, in real life in conversations,

filmlerde, TV şovlarında, gerçek hayatta sohbetlerde ana dili İngilizce olan kişileri dinlemek istediğini biliyorum,

but there's a big barrier.

ancak büyük bir engel var. Bunu yapmalarını

There is something preventing them from doing it.

engelleyen bir şey var .

Unfortunately, the English that you learn at school,

Ne yazık ki, okulda öğrendiğiniz İngilizce,

the listening exercises that you take at school,

okulda yaptığınız dinleme alıştırmaları, gerçek hayatta İngilizceyi anlamanıza

aren't always going to help you understand English

her zaman yardımcı olmayacaktır

in real life.

.

I have designed this English listening challenge

Bu İngilizce dinleme yarışmasını,

to transform your listening skills in 30 days.

dinleme becerilerinizi 30 gün içinde dönüştürmek için tasarladım.

You don't have to take it in 30 days,

30 gün içinde almanıza gerek yok,

you have lifetime access.

ömür boyu erişiminiz var.

You can take it at your own pace,

Bunu kendi hızınızda yapabilirsiniz,

but if you really want to make quick progress,

ancak gerçekten hızlı ilerleme kaydetmek istiyorsanız,

then I recommend you do.

yapmanızı tavsiye ederim.

My students have had amazing results from this course.

Öğrencilerim bu kurstan harika sonuçlar aldılar.

And what they love is that it features

Ve sevdikleri şey,

really interesting interviews about British culture.

İngiliz kültürü hakkında gerçekten ilginç röportajlar içermesi.

Every day, we take a clip from an interview.

Her gün bir röportajdan bir klip çekiyoruz.

We do lots of exercises,

Pek çok alıştırma yapıyoruz

and we analyse the language, the pronunciation,

ve dili, telaffuzu, kelime

the vocabulary, why they're saying one thing,

dağarcığını, neden bir şeyi söyleyip

and not another.

diğerini söylemediklerini analiz ediyoruz.

Best of all, the interviews are with people you might know.

Hepsinden iyisi, röportajlar tanıyabileceğiniz kişilerle yapılır.

Charlie from Real English With Real Teachers,

Real English With Real Teachers'dan Charlie,

Jess from Love and London, and Joel and Lia.

Love and London'dan Jess ve Joel ve Lia.

We are offering a special price

on the listening course at the moment.

Şu anda dinleme kursunda özel bir fiyat sunuyoruz. Tek

All you have to do is click on the link

yapmanız gereken

in the description box.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklamak.

You can view the course, you can view the special price,

Kursu inceleyebilir, özel fiyatı görebilir

and you can decide if you want to sign up.

ve kaydolmak isteyip istemediğinize karar verebilirsiniz.

Hurry though, it is a time limited offer.

Yine de acele edin, bu süre sınırlı bir teklif.

I would love to help you out

with your listening over 30 days.

30 günden fazla dinlemeniz konusunda size yardımcı olmayı çok isterim.

Okay, whenever I practise listening with my students,

Tamam, ne zaman öğrencilerimle dinleme pratiği yapsam,

I always make them start with a transcription task.

onlara her zaman bir transkripsiyon görevi ile başlamalarını sağlarım.

Transcription tasks are incredibly effective ways

Deşifre görevleri, dinleme becerilerinizi test etmenin inanılmaz derecede etkili yollarıdır

of putting your listening skills to the test.

.

So I am going to play you three clips

Bu yüzden size

from an interview with Charlie

from Real English With Real Teachers.

Real English With Real Teachers'dan Charlie ile yapılan bir röportajdan üç klip izleteceğim.

He lives in Australia,

Avustralya'da yaşıyor

and we are discussing cultural differences.

ve kültürel farklılıkları tartışıyoruz. Size

So I'm going to give you three clips,

üç klip vereceğim

and we're going to play each clip three times.

ve her bir klibi üç kez oynayacağız.

I want you to write down what you hear.

Duyduklarını yazmanı istiyorum.

If you have to pause,

Duraklatmanız

and go back and play a few more times, don't worry.

ve geri dönüp birkaç kez daha oynamanız gerekirse endişelenmeyin.

This is quite a challenging exercise.

Bu oldukça zorlu bir egzersiz.

Are you ready?

Hazır mısın?

Here's clip one.

İşte klip bir.

Wow, I really didn't expect that.

Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

It's quite fast.

Oldukça hızlı.

Let's play it again, see if you can write anything down.

Tekrar oynayalım, bakalım bir şeyler yazabilecek misin.

Even if you write one word, you're doing really well.

Bir kelime yazsan bile, gerçekten iyi gidiyorsun.

Wow, I really didn't expect that.

Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

Did you get anything?

Bir şey aldın mı?

Let's do it one more time.

Bir kez daha yapalım.

Wow, I really didn't expect that.

Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

I'm talking very quickly there.

Orada çok hızlı konuşuyorum.

I'm talking at the pace I speak when I'm with my friends.

Arkadaşlarımla birlikteyken konuştuğum hızda konuşuyorum.

Okay, let's move on to clip number two.

Tamam, iki numaralı klibe geçelim.

I'll give the answers at the end.

Cevapları sonunda vereceğim.

- [Charlie] I guess it's because of the climate,

- [Charlie] Sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden.

- How did you get that?

That's Charlie.

- Bunu nasıl aldın?

Bu Charlie.

I think he is speaking slightly slower than I was.

Sanırım benden biraz daha yavaş konuşuyor. Hadi

Let's go again.

tekrar gidelim.

- [Charlie] I guess it's because of the climate,

- [Charlie] Sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden.

- One more time.

- Bir kez daha.

- [Charlie] I guess it's because of the climate,

- [Charlie] Sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden.

- You can go back and listen again if you need to.

- Gerekirse geri dönüp tekrar dinleyebilirsiniz.

Let's move on to the last one.

Sonuncusuna geçelim.

You ready?

Hazır mısın?

- [Charlie] The biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Avustralya'da bizim için en büyük şey,

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

- Ooh, this is a long one.

I'm going to give you some more time.

- Ooh, bu çok uzun.

Sana biraz daha zaman vereceğim.

Just write down as many words as you can.

Sadece yazabildiğiniz kadar çok kelime yazın.

Okay, let's play again.

Tamam, tekrar oynayalım.

- [Charlie] The biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Avustralya'da bizim için en büyük şey,

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

- This is a really advanced one to write down.

- Bu, yazılması için gerçekten gelişmiş bir şey.

That much is a lot.

Bu çok fazla.

The clips are getting longer and longer.

Klipler gittikçe uzuyor.

- [Charlie] The biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Avustralya'da bizim için en büyük şey,

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

- Pause if you need some more time to think,

- Düşünmek için biraz daha zamana ihtiyacın varsa durakla,

go back if you need to play again,

tekrar oynaman gerekiyorsa geri dön,

but now I'm going to discuss the answers.

ama şimdi cevapları tartışacağım.

Clip number one, it was me.

Bir numaralı klip, bendim.

And I said, wow, I really didn't expect that.

Ve vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum dedim .

But I said it really quickly.

Ama çok hızlı söyledim.

Wow, I really didn't expect that.

Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

In the listening challenge,

Dinleme mücadelesinde,

we do go through connected speech,

bağlantılı konuşmayı

and how to understand natives

ve yerlileri

when they're joining words together.

kelimeleri birleştirirken nasıl anlayacağımızı ele alıyoruz.

Okay, the next one.

Tamam, bir sonraki.

- [Charlie] I guess it's because of the climate,

- [Charlie] Sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden.

- I guess it's because of the climate,

- Sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden.

Did you get any of that?

Bunlardan herhangi birini aldın mı?

Let's move on to the final one.

Sonuncuya geçelim.

- [Charlie] The biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Avustralya'da bizim için en büyük şey,

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

- The biggest thing in Australia for us

- Avustralya'da bizim için en büyük şey

was that they get up very early, and go to bed very early.

çok erken kalkıp çok erken yatmalarıydı.

A very long sentence, but the vocabulary isn't too advanced.

Çok uzun bir cümle ama kelime dağarcığı çok gelişmiş değil. Bizim için

Notice how he joins together for us, for us, not for us.

nasıl bir araya geldiğine dikkat edin , bizim için, bizim için değil.

Okay, the next part is the comprehension part

Pekala, bir sonraki kısım

of the listening test.

dinleme testinin anlama kısmı.

I am going to give you 10 questions on screen.

Ekranda size 10 soru vereceğim.

And at that same time, I will play the full clip twice.

Aynı zamanda klibin tamamını iki kez oynatacağım.

If you need to listen again,

Tekrar dinlemeniz gerekirse, geri

just go back and re-listen, listen to it again.

dönün ve tekrar dinleyin, tekrar dinleyin.

After we've finished,

Bitirdikten sonra,

I'll talk through the answers with you.

cevapları seninle konuşacağım.

What was the first difference that you noticed

culturally when you moved to Sydney?

Sidney'e taşındığınızda kültürel olarak fark ettiğiniz ilk fark neydi?

- [Charlie] I think the biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Bence Avustralya'daki en büyük şey bizim için

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

They're a completely different shift to, I think, the UK,

Sanırım

where we tend to stay up quite late.

oldukça geç saatlere kadar ayakta kalma eğiliminde olduğumuz Birleşik Krallık'a tamamen farklı bir geçiş yapıyorlar.

What time do you go to bed?

Kaçta yatağa gidersin?

- [Lucy] See, I go to bed quite early actually.

- [Lucy] Bak, aslında oldukça erken yatıyorum.

We always have,

Her zaman yaptık,

because my husband, Will, used to be a farmer.

çünkü kocam Will bir çiftçiydi.

And so he would go to bed early

Ve böylece erken kalkıp

to be able to get up and work early,

erken çalışabilmek için erken yatacaktı

because he just needed to work in daylight hours.

çünkü sadece gündüz saatlerinde çalışması gerekiyordu.

Why do you think that is in Australia?

Bunun neden Avustralya'da olduğunu düşünüyorsun? Dışarı

Don't they like to go out and party?

çıkıp parti yapmayı sevmiyorlar mı?

- [Charlie] Yeah, I know what you mean.

- [Charlie] Evet, ne demek istediğini anlıyorum.

I thought they were a bit of a party,

Biraz parti olduklarını düşünmüştüm,

they had a bit of a party scene,

biraz parti sahneleri vardı

but no, they, I guess it's because of the climate,

ama hayır, onlar, sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden. Kulağa

It sounds a bit strange,

biraz tuhaf geliyor

but the sun is so bright at like five or 6:00 AM,

ama sabah saat beş ya da 6:00 gibi güneş o kadar parlak ki, o

that it just feels right to try and get up then.

zaman kalkmaya çalışmak doğru geliyor.

But it did come as a shock for us,

Ama bu bizim için bir şok oldu,

because we wanted our coffee at like 2:00 PM,

çünkü kahvemizi öğleden sonra 2:00 gibi istiyorduk

but where my sister lives,

ama kız kardeşimin yaşadığı yerde, yani

which is north of Sydney in the Gold Coast,

Sidney'in kuzeyinde, Gold Coast'ta,

all of the coffee shops were shutting at around 1:30.

tüm kahve dükkanları 1:30 civarında kapanıyordu. .

We were like, what?

Biz gibiydik, ne?

- [Lucy] Wow, I really didn't expect that.

- [Lucy] Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

I thought it would be the other way around.

Bunun tam tersi olacağını düşündüm .

Okay, now I'm going to play it again,

Tamam, şimdi tekrar oynayacağım

and you can answer the second set of questions.

ve sen ikinci soru grubunu cevaplayabilirsin.

What was the first difference that you noticed

culturally when you moved to Sydney?

Sidney'e taşındığınızda kültürel olarak fark ettiğiniz ilk fark neydi?

- [Charlie] I think the biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Bence Avustralya'daki en büyük şey bizim için

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

They're a completely different shift to, I think, the UK,

Sanırım

where we tend to stay up quite late.

oldukça geç saatlere kadar ayakta kalma eğiliminde olduğumuz Birleşik Krallık'a tamamen farklı bir geçiş yapıyorlar.

What time do you go to bed?

Kaçta yatağa gidersin?

- [Lucy] See, I go to bed quite early actually.

- [Lucy] Bak, aslında oldukça erken yatıyorum.

We always have,

Her zaman yaptık,

because my husband, Will, used to be a farmer.

çünkü kocam Will bir çiftçiydi.

And so he would go to bed early

Ve böylece erken kalkıp

to be able to get up and work early,

erken çalışabilmek için erken yatacaktı

because he just needed to work in daylight hours.

çünkü sadece gündüz saatlerinde çalışması gerekiyordu.

Why do you think that is in Australia?

Bunun neden Avustralya'da olduğunu düşünüyorsun? Dışarı

Don't they like to go out and party?

çıkıp parti yapmayı sevmiyorlar mı?

- [Charlie] Yeah, I know what you mean.

- [Charlie] Evet, ne demek istediğini anlıyorum.

I thought they were a bit of a party,

Biraz parti olduklarını düşünmüştüm,

they had a bit of a party scene,

biraz parti sahneleri vardı

but no, they, I guess it's because of the climate,

ama hayır, onlar, sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden. Kulağa

It sounds a bit strange,

biraz garip geliyor,

but the sun is so bright at like five or 6:00 AM,

ama güneş sabah saat beş ya da 6:00 gibi o kadar parlak ki, o

that it just feels right to try and get up then,

zaman kalkmaya çalışmak doğru geliyor

but it did come as a shock for us,

, ama bu bizim için bir şok oldu

because we wanted our coffee at like 2:00 PM,

çünkü kahvemizi saat gibi istedik. Öğleden sonra 2:00,

but where my sister lives,

ama kız kardeşimin yaşadığı,

which is north of Sydney in the Gold Coast,

Sidney'in kuzeyinde, Gold Coast'ta,

all of the coffee shops were shutting at around 1:30.

tüm kafeler saat 1:30 civarında kapanıyordu.

We were like, what?

Biz gibiydik, ne?

- Wow, I really didn't expect that.

- Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

I thought it would be the other way around.

Bunun tam tersi olacağını düşündüm .

Okay, here are the answers, how did you do?

Tamam, işte cevaplar, nasıl yaptınız?

I'm going to provide you with the full transcript

of this clip soon.

Yakında size bu klibin tam metnini sunacağım.

So you might understand a little bit more

about why those answers were true or false,

Bu cevapların neden doğru ya da yanlış olduğunu biraz daha iyi anlayabilirsiniz,

but for now, let's move on to the next exercise,

ama şimdilik, bir sonraki alıştırmaya geçelim,

which is a gap fill exercise,

bu bir boşluk doldurma alıştırması,

really testing your understanding.

gerçekten anlayışınızı test ediyor.

On screen, I am going to show you the full transcript,

Ekranda size tam transkripti göstereceğim

but with some gaps, 10 gaps in total.

ama bazı boşluklarla birlikte toplamda 10 boşluk var.

I am going to play the clip once,

Klibi bir kez oynatacağım,

and you can fill in the gaps.

boşlukları siz doldurabilirsiniz.

Again, if you need to listen again, please do listen again,

Yine, tekrar dinlemeniz gerekirse , lütfen tekrar dinleyin,

and then I'll talk through the answers with you.

sonra sizinle cevapları konuşacağım.

Ready?

Hazır? Hadi

Let's go.

gidelim. Sidney'e taşındığınızda kültürel olarak fark ettiğiniz

What was the first difference that you noticed culturally

ilk fark neydi

when you moved to Sydney?

?

- [Charlie] I think the biggest thing in Australia for us

- [Charlie] Bence Avustralya'daki en büyük şey bizim için

was the fact that they get up very early,

çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmalarıydı.

They're a completely different shift to, I think, the UK,

Sanırım

where we tend to stay up quite late.

oldukça geç saatlere kadar ayakta kalma eğiliminde olduğumuz Birleşik Krallık'a tamamen farklı bir geçiş yapıyorlar.

What time do you go to bed?

Kaçta yatağa gidersin?

- [Lucy] See, I go to bed quite early actually.

- [Lucy] Bak, aslında oldukça erken yatıyorum.

We always have,

Her zaman yaptık,

because my husband, Will, used to be a farmer.

çünkü kocam Will bir çiftçiydi.

And so he would go to bed early

Ve böylece erken kalkıp

to be able to get up and work early,

erken çalışabilmek için erken yatacaktı

because he just needed to work in daylight hours.

çünkü sadece gündüz saatlerinde çalışması gerekiyordu.

Why do you think that is in Australia?

Bunun neden Avustralya'da olduğunu düşünüyorsun? Dışarı

Don't they like to go out and party?

çıkıp parti yapmayı sevmiyorlar mı?

- [Charlie] Yeah, I know what you mean.

- [Charlie] Evet, ne demek istediğini anlıyorum.

I thought they were a bit of a party,

Biraz parti olduklarını düşünmüştüm,

they had a bit of a party scene,

biraz parti sahneleri vardı

but no, they, I guess it's because of the climate,

ama hayır, onlar, sanırım iklim

and the power of the sun.

ve güneşin gücü yüzünden. Kulağa

It sounds a bit strange,

but the sun is so bright at like five or 6:00 AM,

biraz tuhaf geliyor

ama sabah saat beş ya da 6:00 gibi güneş o kadar parlak ki, o

that it just feels right to try and get up then.

zaman kalkmaya çalışmak doğru geliyor.

But it did come as a shock for us,

Ama bizim için şok oldu

because we wanted our coffee at like 2:00 PM.

çünkü kahvemizi saat 14:00 gibi istedik.

But where my sister lives,

Ama kız kardeşimin yaşadığı,

which is north of Sydney in the Gold Coast,

Sidney'in kuzeyinde, Gold Coast'ta,

all of the coffee shops were shutting at around 1:30.

tüm kafeler saat 1:30 civarında kapanıyordu.

We were like, what?

Biz gibiydik, ne?

- Wow, I really didn't expect that.

- Vay canına, bunu gerçekten beklemiyordum.

I thought it would be the other way around.

Bunun tam tersi olacağını düşündüm .

So we have culturally, then we had a shift,

Yani kültürel olarak var, sonra bir vardiyamız oldu

and a shift refers to a eight hour, roughly, period of work.

ve bir vardiya kabaca sekiz saatlik bir çalışma süresi anlamına geliyor.

So you could do the day shift,

Böylece gündüz vardiyasını,

the morning shift, the night shift.

sabah vardiyasını, gece vardiyasını yapabilirsiniz.

Charlie's saying that Australians

Charlie, Avustralyalıların

have their timings different.

zamanlamasının farklı olduğunu söylüyor.

They get up early, go to bed early.

Erken kalkarlar, erken yatarlar.

It's like they're doing a different shift in the day.

Sanki gün içinde farklı bir mesai yapıyorlar.

Then we had farmer, the profession of working on a farm.

Sonra bir çiftlikte çalışma mesleği olan çiftçilik yaptık.

Then we have daylight hours,

Sonra gündüz saatlerimiz var,

the hours in the day when the sun is shining.

gün içinde güneşin parladığı saatler. Beş

Number five, party scene.

numara, parti sahnesi.

That's another way of talking about the partying culture.

Bu, parti kültürü hakkında konuşmanın başka bir yolu .

We have the climate, the general weather conditions.

İklimimiz, genel hava koşullarımız var.

Then we had feels right.

O zaman doğru hissettik.

This is a common collocation, words that often go together.

Bu yaygın bir eşdizimliliktir, genellikle bir araya gelen kelimelerdir.

If something feels right,

Bir şey doğru geliyorsa,

it's something that you think is correct,

doğru olduğunu düşündüğünüz bir şeydir

or you think it's the right way to do something.

veya bir şeyi yapmanın doğru yolu olduğunu düşünürsünüz.

Then we have shock.

Sonra şok yaşıyoruz.

If something comes as a shock, it is a surprise to you.

Bir şey şok olarak gelirse, sizin için bir sürprizdir.

It surprised me, it came as a shock to me

Beni şaşırttı,

when he told me he wanted to break up with me.

benden ayrılmak istediğini söylemesi beni şok etti.

Number nine, coffee shops, cafes,

Dokuz numara, kahvehaneler, kafeler

and number 10, the other way around,

ve 10 numara, tam tersi, tam

the opposite or the reverse.

tersi veya tam tersi.

Now in the listening challenge,

Şimdi dinleme mücadelesinde,

we go through the vocabulary,

kelimeleri gözden geçiriyoruz

and then you have a quiz on the new vocabulary.

ve ardından yeni kelimelerle ilgili bir sınavınız var.

In this lesson, I'm going to keep it simple,

Bu derste konuyu basit tutacağım

and move on to our language focus section.

ve dil odak bölümüne geçeceğim. Bu dinleme klibinde

This is where I point out something unique,

or something interesting to my students

öğrencilerim için benzersiz veya ilginç bir şeye işaret ettiğim yer burasıdır

in this listening clip, and we discuss it.

ve bunu tartışırız.

In this clip, we're going to focus on pronunciation,

Bu klipte telaffuza odaklanacağız

and we're going to talk about dropping the T,

ve T'yi bırakmak,

not saying the T sound, or using the glottal stop.

T sesini söylememek veya gırtlaksı duraklama hakkında konuşacağız.

The glottal stop features in Cockney accents,

Gırtlaksı duraklama ,

where they say better instead of better,

daha iyi yerine daha iyi dedikleri,

but speakers of RP receive pronunciation.

ancak RP konuşmacılarının telaffuz aldığı Cockney aksanlarında bulunur.

My accent, we use it a lot too.

Aksanım, biz de çok kullanırız.

Even the queen uses it sometimes.

Kraliçe bile bazen kullanır.

Listen to this clip.

Bu klibi dinle.

- [Charlie] The fact that they get up very early,

- [Charlie] Çok erken kalkıp

and go to bed very early.

çok erken yatmaları.

- It's quite quick, but he says the fact that they,

- Oldukça hızlı, ama onlar olduğu gerçeğini söylüyor,

so he doesn't say the fact that they, the fact that they,

bu yüzden onlar olduğu gerçeğini söylemiyor, onlar olduğu gerçeğini

and this is because we often drop the T

ve bunun nedeni,

when the following word starts with a consonant sound.

sonraki kelime bir ünsüz sesle başladığında genellikle T'yi düşürmemizdir.

Sometimes we use it with vowel sounds,

Bazen sesli harflerle,

but often with consonant sounds.

ancak genellikle ünsüz seslerle kullanırız.

The fact that they is quite hard to say,

Söylemenin oldukça zor olduğu gerçeği,

the fact that they, the fact that they.

onlar olduğu gerçeği, onlar olduğu gerçeği.

Listen again to an example of me doing this.

Bunu yaptığım bir örneği tekrar dinleyin. Dışarı

Don't they like to go out and party?

çıkıp parti yapmayı sevmiyorlar mı?

Don't they?

değil mi?

I don't say don't they,

Söylemiyorum değil mi,

don't they like to go out and party?

dışarı çıkıp parti yapmayı sevmiyorlar mı?

Go out, I don't say go out, go out.

Dışarı çık, dışarı çık demiyorum, dışarı çık.

The glottal stop is more prominent

Gırtlaksı durak,

when you hear it in the middle of words

kelimelerin ortasında

replacing the T sound, better.

T sesinin yerine geçtiğinde daha belirgindir, daha iyidir.

Our vocal folds close,

Ses tellerimiz kapanıyor,

it's almost like we're making a cough sound,

neredeyse öksürük sesi çıkarıyormuşuz gibi,

but with voice, like uh, uh, better.

ama sesle, uh, uh, gibi daha iyi.

It's like we're stopping the flow of air.

Sanki hava akışını durduruyoruz.

If you're looking for another listening task,

Başka bir dinleme görevi arıyorsanız,

you can play the audio again,

sesi tekrar çalabilir

and see if you can identify more examples

ve gırtlaksı durak olan T'yi düşürmeye ilişkin daha fazla örnek tanımlayıp tanımlayamayacağınıza bakabilirsiniz

of dropping the T, the glottal stop.

.

Now in the listening challenge,

Şimdi dinleme mücadelesinde,

our daily lessons always end,

günlük derslerimiz her zaman sona eriyor,

always conclude with an extra reading opportunity

her zaman isteyenler için ekstra bir okuma fırsatı,

for those who want it, an interesting text

about British American or Australian culture.

İngiliz Amerikan veya Avustralya kültürü hakkında ilginç bir metinle sonuçlanıyor.

But for now, I think that's enough.

Ama şimdilik bu kadar yeter diye düşünüyorum.

I've worked you pretty hard.

Seni çok çalıştırdım. Yorum bölümünde bu dinleme alıştırmalarını

Let me know how you found these listening exercises

nasıl bulduğunuzu bana bildirin

in the comment section.

.

Imagine the results you'll get

from doing these every day for 30 days.

Bunları 30 gün boyunca her gün yaptığınızda elde edeceğiniz sonuçları hayal edin.

You will get quite dramatic results.

Oldukça dramatik sonuçlar alacaksınız.

If you are interested in joining the listening challenge,

Dinleme yarışmasına katılmakla ilgileniyorsanız

and you want to see that special price,

ve o özel fiyatı görmek istiyorsanız,

click on the link in the description box,

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

you'll see the price, you can view the course.

fiyatı göreceksiniz, kursu görüntüleyebilirsiniz.

You can learn a little bit more about the course,

Kurs hakkında biraz daha bilgi edinebilir

and see if it's the right fit for you.

ve sizin için uygun olup olmadığını görebilirsiniz.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram, or I've got my got two Instagrams.

Instagram'ım var veya iki tane Instagram'ım var.

I've got my personal one @Lucy,

Kişisel hesabım @Lucy

and my English learning one, EnglishwithLucy,

ve İngilizce

where I share lots of short videos on learning English.

öğrenmeye ilişkin birçok kısa video paylaştığım EnglishwithLucy adlı İngilizce öğrenimim var.

And I've got my website, englishwithlucy.co.uk,

Ve harika

where I've got a fantastic interactive pronunciation tool.

bir etkileşimli telaffuz aracına sahip olduğum englishwithlucy.co.uk adlı web sitem var.

You can click on the phonemes,

Sesbirimlerine tıklayabilir,

and hear me pronounce the phonemes,

sesbirimleri

and words that contain those phonemes.

ve bu sesbirimleri içeren kelimeleri telaffuz ettiğimi duyabilirsiniz.

It's really useful.

Gerçekten faydalı.

If you are looking to improve your listening skills

Dinleme becerilerinizi

and your vocabulary skills even further,

ve kelime dağarcığı becerilerinizi daha da geliştirmek istiyorsanız, o zaman burada, İngiltere kırsalındaki hayatımı belgelediğim

then I also have my vlogging channel,

vlog kanalım da var

where I document my life here in the English countryside.

.

And all of the vlogs are fully subtitled

Ve tüm vlog'lar

for English learners.

İngilizce öğrenenler için tamamen altyazılıdır.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(gentle music)

(hafif müzik)