British English Listening Practice | Why did I become a teacher?

Hello and welcome back to English with Lucy!

Merhaba ve "Lucy ile İngilizce"ye tekrar hoşgeldiniz.

Today I'm going to be answering all of the questions that you sent in

Bugün gönderdiğiniz bütün soruları cevaplayacağım.

I'm going to be answering questions from my Instagram, my Facebook and my Weibo

Instagram, Facebook ve Weibo hesaplarımdan gelen soruları cevaplayacağım.

So thank you to everybody who asked me a question

Bu yüzden bana soru soran herkese teşekkür ederim.

And hopefully yours will get answered today

Ve umarım bugün sizinki de cevaplanacak.

Quickly, before we get started

Hızlıca, başlamadan önce

Don't forget to follow me on all of my social media

Tüm sosyal medya hesaplarımdan beni takip etmeyi unutmayın.

All of it should be here

Hepsi burada olmalı.

I've got my Facebook, my Weibo, my Instagram and my...

Facebook, Weibo, Instagram hesaplarım ve...

Ah! My Youtube channel of course

Ah! Youtube kanalım elbette

And, as you might have seen in the last video

Bir önceki videoda görmüş olduğunuz gibi

I've recently created a Patreon account

Yakın zamanda 'Patreon hesabı oluşturdum

This is just a way that you can sponsor my videos

Bu benim videolarıma sponsor olabilmenizin bir yolu

and earn some really nice rewards like skype lessons

ve gerçekten iyi ödüller kazanabilirsiniz skype dersi gibi

cards and things like that

kartlar ve bunun gibi şeyler

And I must say thank you to my first sponsor on there

Ve buradaki ilk sponsoruma teşekkür etmek istiyorum

which is Jaime and he pledged $10

o Jamie ve 10 dolar verdi

and he will be getting a letter in the post very soon!

ve o çok yakında paylaşımımda mektup alacak!

OK, Jocanda_ros asks "Can you talk about the myths and realities of the English character?"

Tamam, Jocanda_ros sormuş "İngiliz karakterlerin (insan karakteri) efsaneleri ve gerçekleri hakkında konuşur musun?"

OK, let's talk about a couple of the English stereotypes

Pekala, hadi birkaç İngiliz klişeleri hakkında konuşalım

Firstly we like tea

Öncelikle biz çayı severiz

Well, we do like tea!

Evet, çayı çok severiz

If there's ever a problem the answer the number one answer is

Eğer bir sorun varsa cevap, yani ilk cevap

"let's have a cup of tea"

"Hadi bir bardak çay içelim"

If you need an important discussion

Önemli bir tartışmaya ihtiyacınız varsa

let's have a cup of tea

Hadi bir bardak çay içelim

It is a big part of British culture

Bu İngiliz kültürünün büyük bir parçası

Umm..another one, that we say sorry a lot

Umm...bir diğeri, biz 'üzgünüm' çok deriz

This is true!

Bu doğru

Anyone who lives in England or the UK

İngiltere veya Birleşik Krallık'ta yaşayanlar

will realise that we say sorry a lot!

fark edeceklerdir biz 'üzgünüm' çok deriz!

when it's not necessary and when I moved to Spain

gerekli olmadığında bile ve İspanya'ya taşındığımda

I was saying sorry and please and thank you all the time

hep 'üzgünüm' ve 'lütfen' ve 'teşekkür ederim' diyordum

until one of my friends was saying like

ta ki bir arkadaşım bana

"Lucy...you sound desperate like stop apologising!"

"Lucy...sesin çok umutsuzca yani özür dilemeyi kes!" diyene kadar

But yeah, a myth...that we're very closed

Ama evet, bir efsane...biz çok yakınız

A lot of the students that I teach in London say

Londra'da ders verdiğim birçok öğrenci diyor ki

"Oh god, English people are just so unfriendly"

"Aman Tanrı'm İngiliz insanları hiç arkadaş canlısı değil"

And I don't think that London is a good representation of the UK as a whole

Ve ben Londra'nın Birleşik Krallık'tan bir bütün olarak iyi bir temsil olduğunu düşünmüyorum

So...I would say that we're very friendly

Yani... Arkadaş canlısı olduğumuzu söyleyebilirim

Maybe not as friendly as some other nationalities but

Belki bazı ülkeler kadar arkadaş canlısı olamayabiliriz

If you think that English people are unfriendly

Eğer İngiliz insanlarının arkadaş canlısı olduğunu düşünüyorsan

You've been meeting the wrong kind of English people

Yanlış İngiliz insanlarla tanışmışsındır

Ok so Valess....Vales GLZ

Pekala, Vales...Vales GLZ

I imagine they're...uh...Spanish

Onun İspanyolca ...uh...olduğunu sandım

Valesglz says "In terms of culture, what is the best and worst thing of living in Spain and the UK?

Valesglz diyor ki "Kültürel açıdan, İspanya ve Birleşik Krallıkta yaşamanın en iyi ve en kötü yanları nedir?"

about living in Spain and living in the UK

-İspanya ve BK hakkında

And what are your plans for the future?

Ve gelecek ile ilgili planların nelerdir?

OK, the best thing about Spain...well, it's got to be the Spaniards!

Pekala, İspanya ile ilgili iyi şey...peki, İspanyol olmak!

I love Spanish people, they are so friendly

İspanyol insanları seviyorum, onlar çok arkadaş canlısı

so fun and just they know how to have a really good time

çok eğlenceli ve onlar nasıl iyi zaman geçirildiğini biliyorlar

and that's basically why I want to live in Spain in the future!

ve bu ileride İspanya'da yaşamak istediğimin nedeni!

The worst thing about living in Spain was definitely the political corruption

İspanya'da yaşamanın kötü yanı ise kesinlikle politikal bozulma

and also the amount of paperwork that you have to do for everything

ve ayrıca her şey için yapman gereken evrak işi miktarı

Just to apply for a simple license or a national insurance number or something like that

Basit bir lisans veya ulusal bir sigorta numarası ya da bunun gibi şeyler için

You have to spend hours waiting in a queue, you have to fill in a hundred forms

Saatlerini kuyrukta bekleyerek geçirmelisin, yüzlerce form doldurmak zorundasın

really, in this day and age, it should just be available online!

gerçekten, bu yüzyılda , bunları internetten yapmak geçerli olmalı

So that was very frustrating!

Yani bu gerçekten sinir bozucuydu!

Ok so Jaime G Patina says

Pekala, Jaime G Patina diyorki

How does a marketer go from ads and pitching to teaching ESL?

Bir pazarlamacı nasıl reklamlardan , ESL'yi (ingilizceyi ikinci dil olarak) öğretmek için adım atıyor?

When were you aware that you liked teaching as a professional career?

Profesyonel bir kariyer olarak öğretmeyi (ingilizce'yi) sevdiğinizden ne zaman haberdar oldunuz?

ESL is English as a Second Language

ESL : İngilizce İkinci Dil

And this is because I used to work in marketing

Ve bu nedenle pazarlamada çalışıyordum

and my degree was in marketing

ve benim lisansım pazarlamadaydı

I found out that I liked teaching by mistake

Ben hatalarla öğrenmeyi sevdiğimi fark ettim

I was doing a placement year that went wrong

Ben bulunduğumuz yıldan yanlış yerleştirme yapıyordum -pazarlamacıyken

And I suddenly had no job

Ve bazenleri işsiz kalıyordum

I'd done a little bit of teaching before when I was living in Madrid but

Önceden Madrid de yaşarken küçük bir (ingilizce) öğretim yaptım

I moved to Seville

Seville'ye taşındım

I did my teaching qualification at TEFL International Seville

TEFL International Sevilla'da eğitim yeterliliğini yaptım

which was great. If anyone wants to do it then definitely do it there

ve bu iyiydi. Eğer sizde yapmak istiyorsanız kesinlikle orada yapın

I mean it was fabulous

Demek istediğim, mükemmeldi

They offered me a job there, I continued on, fell in love with teaching

Orada bana bir iş teklif ettiler, devam ettim, öğretmeye aşık oldum

and because I did marketing and advertising

Ve tabikide pazarlama yaptığımdan

I wanted to create my own thing

Kendi işimi yapmak istiyordum

So here I am! Doing it!

Yani buradayım! Yapıyorum!

Alessio Ghironi says "Hi, do you have natural blond hari?

Alessio Ghironi diyor ki "Merhaba, saçın gerçek sarı mı?"

Yes I do actually

Ever gerçek

I've never died my hair before

Saçımı hiç boyamadım

So...err...this is my hair

Yani...bu benim saçım

I've always had blonde hair

Hep sarışındım

Actually I was born ginger, but then it changed blonde

Aslında kızılımsı bir sarı renkti doğduğumda, sonradan sarılaştı

and it's always been more or less the same colour so yeah..

Her zaman az çok aynı renkti

The bad thing about having blonde hair is that this happens

Sarışın olmanın kötü yanı...bu oluyor

Can you see that sunburn?

Güneş yanığını görebiliyor musun?

That was 20 minutes in the sun!

Güneşte 20 dakika kaldım!

So yes, I like my hair colour but my skin is very sensitive

Evet, saçımın rengini seviyorum ama cildim çok hassas

What can you do!?

Ne yapabilirsin?

Ok so Italoooo....Italo Santana

Pekala, Italoooo....Italo Santana

I said that with a British accent deliberately cos I don't know how to say that in Portuguese

-Bunu bilerek İngiliz aksanıyla söyledim çünkü Potekizce'de nasıl söylendiğini bilmiyorum-

Really wants me to say something in Portuguese

Benim bir şeyleri Portekizce söylememi istiyor

On this channel. So...I will say....

Bu kanalda...Yani...Söyleyeceğim

Desculpe nao falo Portuguese

"Maalesef, Portekizce bilmiyorum."

That's all I know! Umm yeah...

Tüm bildiğim bu!

Obrigado

Sağol

Obrigada!

Teşekkürler

Frango

Tavuk

Pessego!

Şeftali!