STORYTIME - My 4 embarrassing waitressing mistakes!

hello everyone and welcome back to

Herkese merhaba, Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoşgeldiniz!

english with Lucy I've got a really fun

Herkese merhaba, Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoşgeldiniz!

lesson for you today it is a story time

Bugün sizler için gerçekten eğlenceli bir ders hazırladım çünkü bugün "hikaye zamanı"

now ages ago ages ago i made two

Yıllar yıllar önce, öğretmenlik yaparken başıma gelen komik şeyler hakkında iki video hazırlamıştım

storytime videos about funny things that

Yıllar yıllar önce, öğretmenlik yaparken başıma gelen komik şeyler hakkında iki video hazırlamıştım

happened to me whilst I was teaching and I

Yıllar yıllar önce, öğretmenlik yaparken başıma gelen komik şeyler hakkında iki video hazırlamıştım

always get loads and loads of comments

ve başka bir hikaye zamanı videosu hazırlamam için sizlerden bir çok yorum aldım

from you saying please do another story

ve başka bir hikaye zamanı videosu hazırlamam için sizlerden bir çok yorum aldım

time and I couldn't really think of

Fakat sizlere anlatabileceğim gerçekten komik bir şey olduğunu düşünmüyordum

anything really funny to tell you until

Fakat sizlere anlatabileceğim gerçekten komik bir şey olduğunu düşünmüyordum

I went out for dinner with a friend and

Taki, bir arkadaşımla akşam yemeğine çıkana kadar

I was telling them about my first job

ve arkadaşıma ilk çalıştığım işi anlatıyordum

and I realized that I have a lot of

Sonra farkettim ki, bugün sizlere bununla ilgili anlatabileceğim bir çok komik hikaye var

funny stories to tell you so today I'm

Sonra farkettim ki, bugün sizlere bununla ilgili anlatabileceğim bir çok komik hikaye var

going to be telling you about my

Bu yüzden sizlere bugün 14-15 yaşlarındayken başladığım ilk işimi anlatacağım

first-ever job today I'm going to be

(ağıza giren saçlar)

telling you about my first-ever job that

Bu yüzden sizlere bugün 14-15 yaşlarındayken başladığım ilk işimi anlatacağım

I started when I was 14/15 and the four

Bu yüzden sizlere bugün 14-15 yaşlarındayken başladığım ilk işimi anlatacağım

stupid, embarrassing & funny mistakes

ve bu işte çalışırken yaptığım dört aptalca, utandırıcı aynı zamanda komik hatayı

that I made whilst doing that job now

ve bu işte çalışırken yaptığım dört aptalca, utandırıcı aynı zamanda komik hatayı

the ultimate goal of this lesson is

Bu derste ki öncelikli hedefim,

hopefully to make you laugh but it's

umarım, sizi güldürmek fakat aynı zamanda dinlemeniz ve telaffuzunuzun gelişmesine yardımcı olmak

also going to be to help you improve

umarım, sizi güldürmek fakat aynı zamanda dinlemeniz ve telaffuzunuzun gelişmesine yardımcı olmak

your listening and your pronunciation so

umarım, sizi güldürmek fakat aynı zamanda dinlemeniz ve telaffuzunuzun gelişmesine yardımcı olmak

I have lovingly written subtitles for

Burada sizin için sevgi ile yazılmış altyazı mevcut

you but I want you to try listening to

Fakat öncelikle bir kere altyazısız,

this once with no subtitles and once

Fakat öncelikle bir kere altyazısız,

again with subtitles because then you

ardından bir kere de altyazı ile dinlemenizi istiyorum. Çünkü,

can see how much you manage to pick up

sonrasında konuşmaların ne kadarını yakalayabildiğinizi farkedebileceksiniz

and the second time you watch it you can

ve ikinci kez izlediğinizde kelimelerin yazılışları ile benim telaffuz edişimi bağdaştırabileceksiniz

look at the words and associate the

ve ikinci kez izlediğinizde kelimelerin yazılışları ile benim telaffuz edişimi bağdaştırabileceksiniz

spelling with my pronunciation remember

ve ikinci kez izlediğinizde kelimelerin yazılışları ile benim telaffuz edişimi bağdaştırabileceksiniz

if you really want to take your

Unutmayın! Eğer gerçekten dinlemenizi bir üst seviyeye çıkarmak istiyorsanız

listening to the next level

Unutmayın! Eğer gerçekten dinlemenizi bir üst seviyeye çıkarmak istiyorsanız

don't forget to sign up for your free

audible.com 'a üye olmayı ve ücretsiz derslerden yararlanmayı unutmayın. Ayrıca ücretsiz olarak sesli kitapları dinleyebilirsiniz.

trial at audible.com you can get a free

audible.com 'a üye olmayı ve ücretsiz derslerden yararlanmayı unutmayın. Ayrıca ücretsiz olarak sesli kitapları dinleyebilirsiniz.

audiobook listening is the one thing

derslerden yararlanmayı unutmayın. Ayrıca ücretsiz olarak sesli kitapları dinleyebilirsiniz.

that you can practice whilst multitasking

Dinleme bir çok yönlü olarak yapabileceğiniz bir şeydir.

so you can listen to an audiobook and

Yani bir sesli kitabı başka bir iş yaparken, araba sürerken, yemek yaparken veya hoşlandığınız herhangi birşeyi yaparken dinleyebilirsiniz.

practice your listening whilst doing

Yani bir sesli kitabı başka bir iş yaparken, araba sürerken, yemek yaparken veya hoşlandığınız herhangi birşeyi yaparken dinleyebilirsiniz.

something else like driving to work

Yani bir sesli kitabı başka bir iş yaparken, araba sürerken, yemek yaparken veya hoşlandığınız herhangi birşeyi yaparken dinleyebilirsiniz.

cooking or whatever you fancy right

Yani bir sesli kitabı başka bir iş yaparken, araba sürerken, yemek yaparken veya hoşlandığınız herhangi birşeyi yaparken dinleyebilirsiniz.

let's get started with the embarrassing

Evet! Hadi şimdi utandırıcı hikayelerle başlayalım

stories right now I've said it many

Daha önce defalarca söylediğim gibi, ben Bedfordshire bölgesinin küçücük bir köyündenim.

times before i come from a tiny tiny

Daha önce defalarca söylediğim gibi, ben Bedfordshire bölgesinin küçücük bir köyündenim.

village

Daha önce defalarca söylediğim gibi, ben Bedfordshire bölgesinin küçücük bir köyündenim.

in the county of bedfordshire and there

Daha önce defalarca söylediğim gibi, ben Bedfordshire bölgesinin küçücük bir köyündenim.

weren't II mean my village it doesn't have a

Köyümde banka veya ATM bulunmamakta. Dükkan da yok.

bank or an ATM it doesn't have a shop

Köyümde banka veya ATM bulunmamakta. Dükkan da yok.

it doesn't have anything apart from a

Bir pub ve açık yüzme havuzu dışında hiçbir şey bulunmamakta.

pub and an outdoor swimming pool and

Bir pub ve açık yüzme havuzu dışında hiçbir şey bulunmamakta.

when I was about 14 15 I was desperate

14-15 yaşlarındayken iş bulma konusunda çaresizdim.

to get a job I was desperate i didn't

Umutsuzdum çünkü para bile harcayabileceğim bir şey yoktu.

even have anything to spend the money on

Umutsuzdum çünkü para bile harcayabileceğim bir şey yoktu.

I just wanted something to do and i

Sadece birşeyler yapmak ve iş tecrübesi elde etmek istiyordum

wanted to have some work experience for

Sadece birşeyler yapmak ve iş tecrübesi elde etmek istiyordum

me when I was younger the idea of having

Benim için gençken bir iş sahibi olmak ve çalışmak fikri oldukça havalı ve yetişkinceydi. Bu yüzden bu yapmak istediğim şeydi.

a job and working sounded really cool

Benim için gençken bir iş sahibi olmak ve çalışmak fikri oldukça havalı ve yetişkinceydi. Bu yüzden bu yapmak istediğim şeydi.

and grown up so that's what I wanted to

Benim için gençken bir iş sahibi olmak ve çalışmak fikri oldukça havalı ve yetişkinceydi. Bu yüzden bu yapmak istediğim şeydi.

do and the pub in the village had some

Köydeki pub'ın yeni sahipleri vardı ve onların oldukça iyi insanlar olduğunu düşünüyordum.

new management and I thought the

Köydeki pub'ın yeni sahipleri vardı ve onların oldukça iyi insanlar olduğunu düşünüyordum.

management was really really nice so I

Köydeki pub'ın yeni sahipleri vardı ve onların oldukça iyi insanlar olduğunu düşünüyordum.

went over there for a meal with my parents

Ailemle bir yemek için oraya gitmiştim

and I just asked are you looking

ve onlara sadece "yeni eleman arıyor musunuz?" diye sordum. Ve yönetici aradıklarını söyledi.

for any staff and the manager replied

ve onlara sadece yeni eleman arıyor musunuz? diye sordum. Ve yönetici aradıklarını söyledi.

that they were and the manager offered

ve onlara sadece yeni eleman arıyor musunuz? diye sordum. Ve yönetici aradıklarını söyledi.

me a chance to come in next weekend to do a

Ardından yönetici gelecek hafta sonu gelmemi deneme vardiyasında çalışmamı ve imkan varsa onlar için çalışabileceğimi teklif etti

test shift and then potentially work for

Ardından yönetici gelecek hafta sonu gelmemi deneme vardiyasında çalışmamı ve imkan varsa onlar için çalışabileceğimi teklif etti

them so I did that and i started working

Öyle de yaptım ve orada çalışmaya başladım. Çok mutluydum ve onları memnun etmek için çok istekliydim.

for them and i was so happy and I was so

Öyle de yaptım ve orada çalışmaya başladım. Çok mutluydum ve onları memnun etmek için çok istekliydim.

eager to please

Öyle de yaptım ve orada çalışmaya başladım. Çok mutluydum ve onları memnun etmek için çok istekliydim.

I wanted to do the job perfectly however

İşimi mükemmel bir şekilde yapmak istiyordum. Fakat,

i have always been a little bit i think

her zaman biraz şeydim, nasıl desem sanırım doğru kelime

the word the correct word is ditsy ditsy

sanırım doğru kelime; aptal sarışın

the definition of ditsy is a bit

"ditzy/ditsy" nin tanımı; biraz aptal veya sersem, uygun şekilde veya mantıklı düşünemeyen ve

or a bit scatterbrained doesn't really

"ditzy/ditsy" nin tanımı; biraz aptal veya sersem, uygun şekilde veya mantıklı düşünemeyen ve

think things through properly or

"ditzy/ditsy" nin tanımı; biraz aptal veya sersem, uygun şekilde veya mantıklı düşünemeyen

logically and definitely when I was

Kesinlikle gençken tam bir aptal sarışındım. Şimdi de bazen öyle olduğum oluyor ama kesinlikle şimdi daha iyiyim

younger I was very ditsy I have my

Kesinlikle gençken tam bir aptal sarışındım. Şimdi de bazen öyle olduğum oluyor ama kesinlikle şimdi daha iyiyim

Kesinlikle gençken tam bir aptal sarışındım. Şimdi de bazen öyle olduğum oluyor ama kesinlikle şimdi daha iyiyim

moments now but I'm a lot better and

Kesinlikle gençken tam bir aptal sarışındım. Şimdi de bazen öyle olduğum oluyor ama kesinlikle şimdi daha iyiyim

obviously this was my first job so i

Açıkça belli ki benim ilk işimdi ve bazı hatalar yaptım. Aslında diğer komik olmayanların yanında dört komik hata yaptım

made some mistakes i actually made four

Açıkça belli ki benim ilk işimdi ve bazı hatalar yaptım. Aslında diğer komik olmayanların yanında dört komik hata yaptım

funny mistakes among many other non

Açıkça belli ki benim ilk işimdi ve bazı hatalar yaptım. Aslında diğer komik olmayanların yanında dört komik hata yaptım.

funny mistakes but don't worry I didn't

Fakat endişelenmeyin orada çalıştığım üç yıllık dönemde kovulmadım.

get fired

Fakat endişelenmeyin orada çalıştığım dört yıllık dönemde kovulmadım.

this was over a period of four years over

Fakat endişelenmeyin orada çalıştığım dört yıllık dönemde kovulmadım.

three years i worked for them for 3 years

Üç yıl boyunca her Cumartesi öğlen vakti orada çalıştım.

every Saturday lunchtime and the first

Üç yıl boyunca her Cumartesi öğlen vakti orada çalıştım.

mistake that I made was to do with the

Yaptığım ilk yanlışlık, günün çorbasıyla ilgiliydi. Pub'ın sahibi kadın yönetici ve erkek yönetici, aynı zamanda baş aşçıydı,

soup of the day so the pub owners well

Yaptığım ilk yanlışlık, günün çorbasıyla ilgiliydi. Pub'ın sahibi kadın yönetici ve erkek yönetici, aynı zamanda baş aşçıydı,

the female manager and the male he was

Yaptığım ilk yanlışlık, günün çorbasıyla ilgiliydi. Pub'ın sahibi kadın yönetici ve erkek yönetici, aynı zamanda baş aşçıydı,

also the manager but he was head chef and

Yaptığım ilk yanlışlık, günün çorbasıyla ilgiliydi. Pub'ın sahibi kadın yönetici ve erkek yönetici, aynı zamanda baş aşçıydı,

he used to write out the menu board on a

büyük tebeşir tahtasından bozma menü tahtasını özenle ve titizlikle güzel bir el yazısıyla bütün yemekleri yazarak doldurmuştu.

big chalkboard and he used to write in

büyük tebeşir tahtasından bozma menü tahtasını özenle ve titizlikle güzel bir el yazısıyla bütün yemekleri yazarak doldurmuştu.

scrawling beautiful beautiful writing

büyük tebeşir tahtasından bozma menü tahtasını özenle ve titizlikle güzel bir el yazısıyla bütün yemekleri yazarak doldurmuştu.

very elaborate writing all of the

büyük tebeşir tahtasından bozma menü tahtasını özenle ve titizlikle güzel bir el yazısıyla bütün yemekleri yazarak doldurmuştu.

specials and

büyük tebeşir tahtasından bozma menü tahtasını özenle ve titizlikle güzel bir el yazısıyla bütün yemekleri yazarak doldurmuştu.

you'd have to show the guest the specials

ve bunu misafirlere gösterip onlara sesli olarak okurduk.

board and read it out to them now the

ve bunu misafirlere gösterip onlara sesli olarak okurduk.

soup of the day was a savoy cabbage soup

Günün çorbası; "kara lahana çorbasıydı.

a savoy cabbage soup

KARA LAHANA ÇORBASI

however i read it as a sandy cabbage soup

Fakat ben onu "kumlu lahana çorbası" olarak okudum

I went around telling all of the guests

Etrafta dolaşıp bütün misafirlere;

hello yes our soup of the day is a sandy

- "merhaba bugünki günün çorbamız kumlu lahana çorbası" dedim. Ve hatırlıyorum müşteriler;

cabbage soup and I remember them

- "merhaba bugünki günün çorbamız kumlu lahana çorbası" dedim. Ve hatırlıyorum müşteriler;

all saying sandy cabbage

- "merhaba bugünki günün çorbamız kumlu lahana çorbası" dedim. Ve hatırlıyorum müşteriler;

how can it be sandy cabbage and I was

- kumlu lahana mı? kumlu lahana nasıl oluyor ki? diyorlardı.

like look our chef is very experimental

Ve ben aynen şöyle diyordum: - "Bakın şefimiz oldukça deneyimli biridir ve sizi temin ederim çok lezzetlidir."

but I assure you it will be delicious

- "Bakın şefimiz oldukça deneyimli biridir ve sizi temin ederim çok lezzetlidir."

well nobody ordered the sandy cabbage

Sonuçta kimse kumlu lahana çorbası sipariş etmedi ve günün sonunda şef bana dediki:

soup and at the end of the day the chef said to

Sonuçta kimse kumlu lahana çorbası sipariş etmedi ve günün sonunda şef bana dediki:

me Lucy no one's ordered the soup I've

- Lucy! Kimse çorba istemedi, bütün tencere burada duruyor.

got like a whole pan of soup here

- Lucy! Kimse çorba istemedi, bütün tencere burada duruyor.

what happened and I was like well it was a bit of a

- Ne oldu? ve ben de dedim ki: - Galiba sorun çorbanın garip isminde. Şahsen ben olsam ben de istemezdim.

strange name i personally wouldn't order

- Ne oldu? ve ben de dedim ki: - Galiba sorun çorbanın garip isminde. Şahsen ben olsam ben de istemezdim.

that and he was like what savboy cabbage soup

Şef: - Kara lahana çorbası mı garip olan? dedi.

I just thought oh my god and in the end

Kendi kendime "aman Tanrım" dedim ve sonunda itiraf ettim: - "Çok üzgünüm.

I did admit to him and say I'm so sorry

Kendi kendime "aman Tanrım" dedim ve sonunda itiraf ettim: - "Çok üzgünüm.

i got it wrong i thought it was sandy

Ben çorbanın ismini yanlış anladım. Kumlu lahana olduğunu sandım." dedim

cabbage I was imagining this soup with

Ben çorbanın biraz pütürlü gibi biraz kumlu olacağını hayal ediyordum. Neyse bilemeyeceğim.

like gritty bits of sand in it i don't

Ben çorbanın biraz pütürlü gibi biraz kumlu olacağını hayal ediyordum. Neyse bilemeyeceğim.

know but no one ordered it and I was in

Kimse sipariş vermedi ve biraz sorun yaşadım fakat şanslıyım ki bana çok nazik davrandılar çünkü hala orada oldukça yeniydim.

a little bit of trouble but luckily they

Kimse sipariş vermedi ve biraz sorun yaşadım fakat şanslıyım ki bana çok nazik davrandılar çünkü hala orada oldukça yeniydim.

were very nice to me because I was still

Kimse sipariş vermedi ve biraz sorun yaşadım fakat şanslıyım ki bana çok nazik davrandılar çünkü hala orada oldukça yeniydim.

quite new so that was the fourth most

Neyse bu en kötü dördüncü anıydı. Çok kötü sayılmazdı.

embarrassing moment that wasn't too bad

Neyse bu en utandırıcı dördüncü anıydı. Çok kötü sayılmazdı.

the third most embarrassing moment was

Üçüncü en utandırıcı anı ise şuydu;

the welsh rarebit now a Welsh rarebit is

"Galler tostu"

a quite traditional it's a traditional

Galler tostu; basitçe kızarmış ekmek üzerine erimiş peynir dökülen oldukça geleneksel bir yemek

dish it's basically cheese on toast

Galler tostu; basitçe kızarmış ekmek üzerine erimiş peynir dökülen oldukça geleneksel bir yemek

welsh rarebit now that day we didn't

Galler tostu. O gün, günün yemeği için menü hazırlanmamıştı. Yönetici beni çağırdı ve dedi ki:

have the specials board so the manager

Galler tostu. O gün günün yemeği için menü hazırlanmamıştı. Yönetici beni çağırdı ve dedi ki:

said to me Lucy today we've got Welsh

- Lucy! Bugünki yemeğimiz Galler tostu.

rarebit and so I thought she was just

- Lucy! Bugünki yemeğimiz Galler tostu.

pronouncing it a little bit posh so I

Ben sadece yöneticinin bunu biraz havalı şekilde söylediğini düşündüm.

went and told everyone

Sonra gittim ve herkese şöyle dedim:

yes today only £5.95 we have Welsh rabbit

- Evet! Bugün sadece 5 paund 95 cent'e "Galler Tavşanı"mız var!

and so loads of people started ordering

Sonra herkes sipariş vermeye başladı: -5.95'e tavşan mı? - Evet mükemmel bir fiyat.

rabbit for £5.95 so I was like yes it is an

Sonra herkes sipariş vermeye başladı: -5.95'e tavşan mı? - Evet mükemmel bir fiyat.

amazing deal and they were like yes give me the

Sonra herkes sipariş vermeye başladı: -5.95'e tavşan mı? - Evet mükemmel bir fiyat.

rabbit yep we'll all have it..welsh rabbit

Sonra herkes: "-Bana bir tavşan, biz hepimiz tavşan istiyoruz, yedi Galler tavşanı lütfen " demeye başladı.

seven Welsh rabbits please so i went back in and I was like

Sonra herkes: "-Bana bir tavşan, biz hepimiz tavşan istiyoruz, yedi Galler tavşanı lütfen " demeye başladı.

guy's amazing deal everyone wants

Arkaya gittim ve "çocuklar mükemmel bir iş çıkardık. Herkes Galler tavşanı istiyor" dedim.

the welsh rabbit and they were like

Arkaya gittim ve "çocuklar mükemmel bir iş çıkardık. Herkes Galler tavşanı istiyor" dedim.

what I said everybody wants the Welsh

- Nasıl yani? der gibiydiler. Ben de "Evet! Herkes Galler tavşanı istiyor" dedim. Sonra bana dediler ki: Lucy!

rabbit and they said to me Lucy it's not

Ben de "Evet! Herkes Galler tavşanı istiyor" dedim. Sonra bana dediler ki: Lucy!

rabbit it's rarebit so i had

- Lucy! O tavşan değil, tost!!!

to go out and tell everyone

Sonra dışarı çıktım ve herkese: "- Arkadaşlar ben bir hata yaptım. O tavşan değil aslında sadece peynirli tost" dedim.

guys I made a mistake it's not rabbit it's

"- Arkadaşlar ben bir hata yaptım. O tavşan değil aslında sadece peynirli tost" dedim.

actually cheese on toast

"- Arkadaşlar ben bir hata yaptım. O tavşan değil aslında sadece peynirli tost" dedim.

that just shows that even native English

Yani bu bize gösteriyor ki; anadili İngilizce olanlar bile İngilizce telaffuzla ilgili sorunlar yaşayabiliyor.

speakers struggle with the British

Yani bu bize gösteriyor ki; anadili İngilizce olanlar bile İngilizce telaffuzla ilgili sorunlar yaşayabiliyor.

english pronunciation Rare bit

Yani bu bize gösteriyor ki; anadili İngilizce olanlar bile İngilizce telaffuzla ilgili sorunlar yaşayabiliyor.

rabbit i mean the same almost

"rare bit", " rabbit" yani neredeyse aynı gibi.

ok the second most embarrassing moment

Evet en utandırıcı ikinci anı ise şuydu;

was oh god this was really really embarrassing

aman tanrım! Bu gerçekten utanç vericiydi,

there was a really quite old woman she must

Gerçekten oldukça yaşlı bir kadın vardı, 80 yaşında falan olmalıydı ve sanırım kızıyla birlikteydi. O da 60 civarındaydı.

have been 80 with what I guess was her

Gerçekten oldukça yaşlı bir kadın vardı, 80 yaşında falan olmalıydı ve sanırım kızıyla birlikteydi. O da 60 civarındaydı.

daughter who was about 60 and they were

Gerçekten oldukça yaşlı bir kadın vardı, 80 yaşında falan olmalıydı ve sanırım kızıyla birlikteydi. O da 60 civarındaydı.

having a lovely quiet meal and when it

Sessiz samimi bir yemek yediler ve yemeğin sonuna geldiklerinde yaşlı kadın tuvalete gitti. Daha genç olanı bana işaret etti ve şöyle yaptı;

got to the end of the meal the old lady

Sessiz samimi bir yemek yediler ve yemeğin sonuna geldiklerinde yaşlı kadın tuvalete gitti. Daha genç olanı bana işaret etti ve şöyle yaptı;

went to the toilet and so the younger of

Sessiz samimi bir yemek yediler ve yemeğin sonuna geldiklerinde yaşlı kadın tuvalete gitti. Daha genç olanı bana işaret etti ve şöyle yaptı;

the two signalled to me and says obviously

Sessiz samimi bir yemek yediler ve yemeğin sonuna geldiklerinde yaşlı kadın tuvalete gitti. Daha genç olanı bana işaret etti ve şöyle yaptı;

saying can I have the bill she wanted to

Açıkça diyordu ki; - Hesabı alabilir miyim? Annesi tuvalette iken çabukça hesabı ödemek ve ssnırım süpriz olmasını istiyordu.

pay it quickly while the mother was in

Açıkça diyordu ki; - Hesabı alabilir miyim? Annesi tuvalette iken çabukça hesabı ödemek ve ssnırım süpriz olmasını istiyordu.

the toilet I guess as a surprise and I said

Açıkça diyordu ki; - Hesabı alabilir miyim? Annesi tuvalette iken çabukça hesabı ödemek ve sanırım süpriz olmasını istiyordu.

I went back and I brought her a glass of

Ben de dedim ki: - Tabi, tabi, hemen hallediyorum. Sonra arkaya gittim ve onun için bir bardak

milk yes

süt aldım.

this woman had said can I have the bill

Evet. Kadın " hesabı alabilir miyim? dedi ve ben onun dudaklarını

and I had read from her lips

Evet. Kadın " hesabı alabilir miyim? dedi ve ben onun dudaklarını

can I have a milk can I have the bill

"Bir tane süt alabilir miyim?" diye okudum.

can I have a milk it looked the same

Aynı gözüküyordu.

so i made it really really special for

Onun için sütü özel hale bile getirmiştim.

her in a little tube glass filled with milk

İnce uzun bir bardağı süt doldurmuş,

I put a straw in and I thought how lovely this

içine pipet koymuştum.

woman obviously wants to look after her

Düşündüm ki; besbelli bu kadın annesinin kemiklerine bakmak ve bolca kalsiyum almasını sağlamak istiyor.

mum's bones make sure she's got lots of

Düşündüm ki; besbelli bu kadın annesinin kemiklerine bakmak ve bolca kalsiyum almasını sağlamak istiyor.

calcium so I put it on the table and

Sonra bardağı masaya koydum,

they were both say there and I watched them just

ikisi de masada oturuyordu, ve onları izledim

sit and look at it for ages like did you

orda oturuyor ve uzun uzun bardağa bakıyorlardı: Bunu sen mi sipariş verdin? gibisinden

order this and in the end they called me

Sonunda beni çağırdılar

over and said sorry and we ordered the bill

ve " - Pardon biz hesap istemiştik

and you gave us milk

ama sen bize süt getirdin!" dediler.

oh my god it's so embarrassing yes

Aman Tanrım! Çok utanç vericiydi.

so in the end I i was I

Sonunda sadece özür dileyebildim: Çok üzgünüm. Dudaklarınızı süt istiyorum diye okudum. Tamamen yanlış anlamışım.

couldn't apologise enough I was like oh my god I'm

Sonunda sadece özür dileyebildim: Çok üzgünüm. Dudaklarınızı süt istiyorum diye okudum. Tamamen yanlış anlamışım.

so sorry I read I lip read the milk

Sonunda sadece özür dileyebildim: Çok üzgünüm. Dudaklarınızı süt istiyorum diye okudum. Tamamen yanlış anlamışım.

you know I totally misunderstood I'm

Sonunda sadece özür dileyebildim: Çok üzgünüm. Dudaklarınızı süt istiyorum diye okudum. Tamamen yanlış anlamışım.

really really sorry and I remember them just

Gerçekten çok çok üzgünüm.

looking at me like

Hatırlıyorum, bana "ah zavallı kız ne kadar da aptal" der gibi bakıyorlardı.

poor girl she is so stupid And

Hatırlıyorum, bana "ah zavallı kız ne kadar da aptal" der gibi bakıyorlardı.

the final most embarrassing waitressing

Son utanç verici garsonluk anım ise;

moment was the time the time that we ran

Son utanç verici garsonluk anım ise;

out of ice cream i remember it was a

dondurmamızın bittiği zamandı.

very stressful day there were loads of

Çok stresli bir gün olduğunu hatırlıyorum. Bir çok müşteri vardı ve restoran ağzına kadar doluydu

guess the restaurant was absolutely full

Çok stresli bir gün olduğunu hatırlıyorum. Bir çok müşteri vardı ve restoran ağzına kadar doluydu

so it was quite high tension the chef

Ortam oldukça gergindi. Şef biraz stresliydi.

with a little bit stressed and there was

Ortam oldukça gergindi. Şef biraz stresliydi.

a huge table there were about seven

Ve büyük bir masa vardı. Yedi çocuk ve yedi yetişkinin olduğu kalabalık bir masa.

children there seven children seven

Ve büyük bir masa vardı. Yedi çocuk ve yedi yetişkinin olduğu kalabalık bir masa.

adults there were a lot of people on this

Ve büyük bir masa vardı. Yedi çocuk ve yedi yetişkinin olduğu kalabalık bir masa.

one table and the children all had the

Ve bütün çocuklar, sonunda bir külah bedava dondurma ile gelen çocuk menüsünden istemişti.

children's menu which came with a free

Ve bütün çocuklar, sonunda bir külah bedava dondurma ile gelen çocuk menüsünden istemişti.

scoop of ice cream at the end and you

Ve bütün çocuklar, sonunda bir külah bedava dondurma ile gelen çocuk menüsünden istemişti.

could have strawberry chocolate or

Çilek, çikolata ve vanilya seçenekleri ile birlikte.

vanilla and so at the end of their meal

Çilek, çikolata ve vanilya seçenekleri ile birlikte. Yemeğin sonunda:

I said right guys you get free ice cream

- Evet çocuklar. Bedava dondurma zamanı! Hangisinden istersiniz? dedim

which flavour would you like and they were like oooh vanilla

- Evet çocuklar. Bedava dondurma zamanı! Hangisinden istersiniz? dedim

chocolate strawberry so i took their orders

Herkes oooh vanilyalı, çikolatalı, çilekli demeye başladı. Siparişlerini aldım.

I went to the to the chef and I said

Şefe gittim ve "Evet! iki vanilyalı, üç çikolatalı ve iki çilekli dondurma siparişimiz var." dedim.

right we need two vanillas three chocolates

Şefe gittim ve "Evet! iki vanilyalı, üç çikolatalı ve iki çilekli dondurma siparişimiz var." dedim.

and two strawberries and he said didn't you

Şefe gittim ve "Evet! iki vanilyalı, üç çikolatalı ve iki çilekli dondurma siparişimiz var." dedim.

hear

Şef de dedi ki: - Duymadın mı? Hiç dondurmamız kalmadı.Neden dondurma siparişi aldın?

we don't have any ice cream left why did

Şef de dedi ki: - Duymadın mı? Hiç dondurmamız kalmadı.Neden dondurma siparişi aldın?

you offer it and I said oh my god what

Şef de dedi ki: - Duymadın mı? Hiç dondurmamız kalmadı.Neden dondurma siparişi aldın?

are we going to give them then and he

- Aman tanrım! Ne vereceğiz şimdi onlara ?

said he was getting really annoyed with

Burada söylediği şey beni gerçekten kızdırmıştı. Dedi ki;

me at this point he said eff all which

Burada söylediği şey beni gerçekten kızdırmıştı. Dedi ki; - Boş ver, si*tir et. (Eff all/off, fuck off/all un daha nazik söylenişidir.)

means absolutely nothing I heard waffles

Yani kesinlikle hiçbir şey vermeyeceğiz anlamında. Fakat ben "waffle" olarak anladım.

so I said oh really

- Ben de dedim ki " Ooh gerçekten!

ok then walked out and told this table

Tamam o zaman, dışarı çıktım ve masadaki on dört kişiye dedim ki,

of 14 people said right guys

Tamam o zaman, dışarı çıktım ve masadaki on dört kişiye dedim ki,

no ice cream but the chef has just

Evet arkadaşlar! Dondurmamız kalmamış ama şef onun yerine waffle verebileceğimizi söyledi.

informed me that we have waffles and

Evet arkadaşlar! Dondurmamız kalmamış ama şef onun yerine waffle verebileceğimizi söyledi.

other children were like yeah waffles waffles they

Çocuklar "Eveeeet waffle, waffle!!" diye bağırmaya başladı.

were so excited and the parents also

Çocuklar çok heyecanlıydılar ve aynı zamanda aileleri de waffle siparişi verdiler.

wanted waffles so in the end and I went back to

Çocuklar çok heyecanlıydılar ve aynı zamanda aileleri de waffle siparişi verdiler.

the chef

Sonra arkaya gittim ve şefe dedim ki:

I was like great we've saved the day we want

- Müthiş haberlerim var! Bir günlük sipariş aldım.

fourteen waffles please

On dört waffle lütfen!!

and he just looked at me and was like waffles

Şef bana baktı ve "Waffle mı? Ne waffle ı? Ne diyorsun sen? Ben "fuck all" dedim.

what are you talking about I said eff all and

Şef bana baktı ve "Waffle mı? Ne waffle ı? Ne diyorsun sen? Ben "fuck all" dedim.

I was like and I just thought oh my god

Aman tanrım? Tekrar sı*tım batırdım diye düşüdüm. İkinci kez. Nasıl becerdim bunu?

i have messed it up again twice twice

Aman tanrım? Tekrar sı*tım batırdım diye düşüdüm. İkinci kez. Nasıl becerdim bunu?v

how and in the end we

Aman tanrım? Tekrar sı*tım batırdım diye düşüdüm. İkinci kez. Nasıl becerdim bunu?

had to find them yet another dessert

Sonunda onlara başka bir tatlı seçeneği bulduk. Söylemeye gerek yok ki; şef benden hiç hoşnut değildi.

option and needless to say the chef

Sonunda onlara başka bir tatlı seçeneği bulduk. Söylemeye gerek yok ki; şef benden hiç hoşnut değildi.

wasn't that happy with me however we

Sonunda onlara başka bir tatlı seçeneği bulduk. Söylemeye gerek yok ki; şef benden hiç hoşnut değildi.

made up in the end and now my brother

Neyseki sonunda kitabına uydurduk.

works there and I think he does a much

Şimdi ise erkek kardeşim orada çalışıyor ve sanırım benden iyi iş çıkartıyor. Evet bunlar benim

better job so yeah those are my four most

Şimdi ise erkek kardeşim orada çalışıyor ve sanırım benden iyi iş çıkartıyor. Evet bunlar benim

embarrassing moments was working as a

garson olarak çalışırken yaşadığım en utanç verici dört anımdı

waitress and i would love to know if you

Ve eğer işyerinde yaşadığınız utanç verici bir anınız varsa bilmeyi çok isterim.

have ever had an embarrassing moment at

Ve eğer işyerinde yaşadığınız utanç verici bir anınız varsa bilmeyi çok isterim.

work and the kind of thing that's so

Bu tür şeyler o an çok berbat hissettiriyor fakat sonradan hakkında konuşabileceğiniz güzel anılar olarak kalıyor.

awful in the moment but then afterwards

Bu tür şeyler o an çok berbat hissettiriyor fakat sonradan hakkında konuşabileceğiniz güzel anılar olarak kalıyor.

it's another anecdote you can just talk

Bu tür şeyler o an çok berbat hissettiriyor fakat sonradan hakkında konuşabileceğiniz güzel anılar olarak kalıyor.

about it so i would love to hear that

Eğer sizin de varsa duymayı çok isterim. Aşağıdaki yorumlara yazmayı unutmayın.

don't forget to put it in the comments

Eğer sizin de varsa duymayı çok isterim. Aşağıdaki yorumlara yazmayı unutmayın.

if you liked this story time and you

Eğer bu hikaye zamanı videosunu beğendiyseniz ve daha fazlasını görmek istiyorsanız

want to see some more of my story time I

Eğer bu hikaye zamanı videosunu beğendiyseniz ve daha fazlasını görmek istiyorsanız

have a story time in spanish so if you

İspanyolca hikaye zamanı videolarım da var.

click up here you can find out why I was

Eğer şuraya tıklarsanız, iki yıl boyunca neden "berra chorita" dediğimi ve ne demeye çalıştığımı anlayacaksınız

saying they're actually sir for two

Eğer şuraya tıklarsanız, iki yıl boyunca neden "perra choriza" dediğimi ve ne demeye çalıştığımı anlayacaksınız

years and what I was trying to say and

Eğer şuraya tıklarsanız, iki yıl boyunca neden "perra choriza" dediğimi ve ne demeye çalıştığımı anlayacaksınız

also the night opportunity to him meet

Aynı zamanda benim için başka bir dilde konuşmak için güzel bir fırsat, çünkü

speaking in another language because all

Aynı zamanda benim için başka bir dilde konuşmak için güzel bir fırsat, çünkü

day I go on at you about improving your

bütün gün sizin ikinci dilinizi geliştirmek için çalışıyorum

second language

bütün gün sizin ikinci dilinizi geliştirmek için çalışıyorum

why not hear me speak in mind and then I

neden kendim için de konuşmayayım

also have some more in english i get i

aynı zamanda ingilizce için daha fazlası da var

tell you about the time that a very

Bir öğrencimin bana penis isteyip istemediğim hakkında sorusunu anlatıyorum. İzlemek için şuraya tıklayabilirsiniz

lovely student asked me if I wanted

Bir öğrencimin bana penis isteyip istemediğim hakkında sorusunu anlatıyorum. İzlemek için şuraya tıklayabilirsiniz

penis you can click up there as well and

Bir öğrencimin bana penis isteyip istemediğim hakkında sorusunu anlatıyorum. İzlemek için şuraya tıklayabilirsiniz

it also another one about the time that

Bir diğeri ise sevimli bir öğrencimin konuşma sınıfında annesi hakkında konuşurken yaptığı korkunç hatayla ilgili

a lovely student made a terrible mistake

Bir diğeri ise sevimli bir öğrencimin konuşma sınıfında annesi hakkında konuşurken yaptığı korkunç hatayla ilgili

was talking about his mother in a

Bir diğeri ise sevimli bir öğrencimin konuşma sınıfında annesi hakkında konuşurken yaptığı korkunç hatayla ilgili

conversation class so those are three

Bir diğeri ise sevimli bir öğrencimin konuşma sınıfında annesi hakkında konuşurken yaptığı korkunç hatayla ilgili

story times that I have as well don't

Yani üç hikaye videomuz bulunmakta.

forget to sign up for the free trial at

Ücretsiz deneme dersleri için audible.com'a üye olmayı unutmayın. Linki açıklama bölümünde.

audible.com the link is in the

Ücretsiz deneme dersleri için audible.com'a üye olmayı unutmayın. Linki açıklama bölümünde.

description box and don't forget to

Ücretsiz deneme dersleri için audible.com'a üye olmayı unutmayın. Linki açıklama bölümünde.

connect with me on all my social media I

Ve sosyal medyada beni takip etmeyi unutmayın

have my facebook and instagram and i

Facebook ve Instagram hesabım burada

will see you soon for another lesson

ve yakında başka bir derste görüşmek üzere...