100 Common Business English Questions | How to Ask and Answer Questions Professionally in English

- Hello, lovely students,

- Merhaba sevgili öğrenciler,

and welcome back to "English with Lucy."

"English with Lucy"ye tekrar hoş geldiniz.

Today's video is perfect for you

if you're looking to improve your business English

İş İngilizcenizi

or your professional English.

veya profesyonel İngilizcenizi geliştirmek istiyorsanız, bugünün videosu tam size göre.

Today, my husband is going to ask me

Bugün kocam bana

100 of the most common business English questions.

en yaygın 100 iş İngilizcesi sorusu soracak.

I'm going to give genuine answers

so that you can learn real English.

Gerçek İngilizce öğrenebilmen için gerçek cevaplar vereceğim.

As always, there is a free PDF

Her zaman olduğu gibi,

that goes with today's video.

bugünün videosuyla birlikte gelen ücretsiz bir PDF var.

It's got all of the questions

so you can use them to practise yourself,

Kendi kendinize pratik yapmak için kullanabileceğiniz tüm sorular,

plus a transcript of my answers

artı cevaplarımın bir dökümü

and extra information and activities.

ve ekstra bilgi ve aktiviteler var.

If you'd like to download that PDF,

O PDF'yi indirmek istiyorsanız,

just click on the link in the description box,

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

you enter your name and your email address,

adınızı ve e-posta adresinizi girin,

you sign up to my mailing list,

posta listeme kaydolun

and the PDF will arrive directly in your inbox.

ve PDF doğrudan gelen kutunuza ulaşsın.

After that, you'll automatically receive

Bundan sonra,

my free weekly lesson PDFs

along with all my news, course offers, and updates.

tüm haberlerim, kurs tekliflerim ve güncellemelerim ile birlikte haftalık ücretsiz ders PDF'lerimi otomatik olarak alacaksınız.

Hey, future Lucy here.

Hey, müstakbel Lucy burada. Size

I wanted to tell you about something really exciting

that I've been working on for quite a while.

uzun süredir üzerinde çalıştığım gerçekten heyecan verici bir konudan bahsetmek istiyorum.

I know that lots of you want to improve your English

Birçoğunuzun

in order to get a job

bir iş bulmak

or improve your career prospects.

veya kariyer beklentilerinizi geliştirmek için İngilizcenizi geliştirmek istediğinizi biliyorum.

I also know that lots of you have an aim

Çoğunuzun konuşurken profesyonel ve deneyimli görünmek gibi bir amacı olduğunu da biliyorum

to sound professional and experienced

when you speak,

,

nearly all of you want to use vocabulary

neredeyse hepiniz

that is appropriate and relevant for the work place.

iş yeri için uygun ve alakalı sözcükler kullanmak istiyorsunuz.

Those are the reasons why I have created

my 30-Day Business English Challenge.

30 Günlük İş İngilizcesi Yarışmamı oluşturmamın nedenleri bunlar.

This Business English challenge

Bu İş İngilizcesi yarışması, öğrendiklerinizi aklınızda tutmanıza ve hatırlamanıza yardımcı olacak

will teach you to speak and understand

professional English in context

using a really fun, interesting,

gerçekten eğlenceli, ilginç

and effective methodology

ve etkili bir metodoloji kullanarak mesleki İngilizceyi bağlam içinde konuşmayı ve anlamayı öğretecektir

that will help you to retain and remember

what you've learned.

.

In the challenge, we cover 10 topics,

Challenge'da 10 konuyu ele alıyoruz,

each topic lasts for three days,

her konu üç gün sürüyor

and in those three days,

ve bu üç gün içinde size

I will teach you between 22 and 40

22 ila 40

new vocabulary words and phrases,

yeni kelime ve deyim,

business vocabulary.

iş ile ilgili kelime öğreteceğim.

Every three days,

Her üç günde bir,

you get two video days and one listening day,

iki video günü ve bir dinleme günü alırsınız, bu da

so that's two reading and vocabulary video days

iki okuma ve kelime video günü

and one listening practise day.

ve bir dinleme alıştırması günü demektir.

On the reading and vocabulary days,

Okuma ve kelime bilgisi günlerinde,

I read you a text

size

that contains lots of relevant vocabulary.

pek çok alakalı kelime içeren bir metin okudum.

We then discuss all of the vocabulary,

Daha sonra tüm kelimeleri,

their meanings, examples, how you use them.

anlamlarını, örneklerini ve bunları nasıl kullandığınızı tartışırız.

Because you're listening to me reading the texts,

Metinleri okurken beni dinlediğiniz için

you're not only improving your vocabulary

sadece kelime dağarcığınızı değil

but also your pronunciation.

telaffuzunuzu da geliştiriyorsunuz. Ayrıca

On each of these days,

bu günlerin her birinde,

you also receive 20 exercise questions

testing you on the vocabulary that you've just learned

yeni öğrendiğiniz

and importantly,

ve daha da önemlisi

the vocabulary that you've learned in previous days.

önceki günlerde öğrendiğiniz sözcükleri test eden 20 alıştırma sorusu alırsınız.

This is really important

Bu,

for helping you to remember and retain at vocab.

kelimeleri hatırlamanıza ve tutmanıza yardımcı olması için gerçekten önemlidir.

You also have extra reading opportunities

Ayrıca

discussing English workplace culture.

İngilizce işyeri kültürünü tartışan ekstra okuma fırsatlarına sahipsiniz.

On the listening days, you'll participate

Dinleme günlerinde, yeni öğrendiğiniz kelimeleri kullanarak

in some amazingly effective listening exercises

inanılmaz derecede etkili bazı dinleme alıştırmalarına katılacaksınız,

using the vocabulary you've just learned

so it'll be further cementing it in your brain.

böylece bu kelimeleri beyninizde daha da sağlamlaştıracaksınız.

Every day for the 30-day challenge,

30 günlük challange için her gün

you can access the comment section

yorum kısmına girip

and ask questions to me and my teachers,

bana ve hocalarıma soru sorabilir,

and we can give you feedback.

size geri bildirimde bulunabiliriz.

By the end of the 30 days,

30 günün sonunda,

you will have learned over 280 new vocabulary phrases,

280'den fazla yeni kelime öbeği öğrenmiş olacaksınız,

including idioms, phrasal verbs,

buna deyimler, öbek fiiller,

collocations, slang terms, you name it.

eşdizimliler, argo terimler dahildir, adını siz koyun.

You'll have taken over 400 vocabulary exercises

400'den fazla kelime alıştırması

and 230 listening exercises.

ve 230 dinleme alıştırması yapmış olacaksınız. Sadece 30 günde

Imagine the progress that you'll make

yapacağınız ilerlemeyi hayal edin

in just 30 days.

.

But don't worry,

if 30 days is too intense for you

Ancak merak etmeyin,

30 gün sizin için çok yoğunsa

or you can't start immediately,

veya hemen başlayamıyorsanız, kurs içeriğine

you have lifetime access to the course content.

ömür boyu erişebilirsiniz .

Once you buy it, it's yours to keep.

Bir kez satın aldığında, senindir. Bir

Another nice feature

başka güzel özellik de

is that when you complete the course,

kursu tamamladığınızda

you get a digital certificate of completion.

dijital bir tamamlama sertifikası almanızdır.

Previous challenge students love to use this

Önceki meydan okuma öğrencileri,

alongside their CV

to prove that they've taken

a certain amount of classes.

belirli miktarda ders aldıklarını kanıtlamak için bunu özgeçmişlerinin yanında kullanmayı severler.

Now, the price of this Business English Challenge

Şimdi, bu İş İngilizcesi Yarışmasının fiyatı

will be $129 plus taxes.

129$ artı vergiler olacak.

However, as it's new,

Ancak yeni olduğu için

I'm doing a special introductory offer

özel bir tanıtım kampanyası yapıyorum

and it's a big discount. (chuckles)

ve bu büyük bir indirim. (kıkırdar)

You can save $40, taking the price down to $89

Fiyatı 89 $ artı

plus your country's tax.

ülkenizin vergisine indirerek 40 $ tasarruf edebilirsiniz.

If you want to claim this discount,

Bu indirimden yararlanmak istiyorsanız

you have to apply the code 40BIZYT.

40BIZYT kodunu uygulamanız gerekmektedir.

There is a deadline.

Bir son tarih var.

The challenge starts on the 1st of May 2022

Meydan okuma 1 Mayıs 2022'de başlayacak

and after that first day,

ve o ilk günden sonra

the code will expire and enrollment will close.

kodun süresi dolacak ve kayıt kapanacaktır. Önceki yarışmalarıma

Thousands and thousands of students

binlerce ve binlerce öğrenci

have participated in my previous challenges

katıldı

and they have the most amazing feedback.

ve en harika geri bildirimleri aldılar.

It has been wonderful meeting them all.

Hepsiyle tanışmak harika oldu.

I love having that smaller group of students

that I can talk to,

Konuşabileceğim,

I can recognise their names.

isimlerini tanıyabildiğim daha küçük öğrenci grubuna sahip olmayı seviyorum. sakın

Don't miss out.

kaçırmayın

Sign up before the 1st of May,

1 Mayıs'tan önce kaydolun,

invest in yourself,

kendinize yatırım yapın

and enjoy the benefits of the Business English Challenge.

ve Business English Challenge'ın avantajlarından yararlanın.

Right, let's get started with the questions.

Evet, sorulara başlayalım.

- [Will] Where do you work?

- [Will] Nerede çalışıyorsun?

- I work for teaching company.

- Eğitim şirketinde çalışıyorum.

- [Will] What is your job title?

- [Will] İş unvanınız nedir?

- CEO.

- CEO.

- [Will] Do you like your job?

- [Will] İşini seviyor musun?

- I love my job.

- İşimi seviyorum.

- [Will] What is the most important part of your job?

- [Will] İşinizin en önemli kısmı nedir?

- I love teaching my wonderful students.

- Harika öğrencilerime öğretmeyi seviyorum.

- [Will] How many days a week do you work?

- [Will] Haftada kaç gün çalışıyorsunuz?

- Five to seven.

- Beş ten yedi ye kadar.

- [Will] Do you have a boss?

- [Will] Bir patronun var mı?

- I am my boss, but I work with my husband.

- Ben patronum ama kocamla çalışıyorum.

Sometimes, he bosses me around.

Bazen bana patronluk taslıyor.

- [Will] What was your first job?

- [Will] İlk işin neydi?

- I was a waitress at the local pub.

- Yerel bir barda garsondum.

- [Will] What job would you never, ever do?

- [Will] Hangi işi asla ama asla yapmazsın?

- I don't think I'd like to be a chef.

- Aşçı olmak isteyeceğimi sanmıyorum.

It's too much pressure.

Bu çok fazla baskı.

- [Will] Would you like a new job?

- [Will] Yeni bir iş ister misiniz?

- No, I'm really happy with this one.

- Hayır, bununla gerçekten mutluyum.

- [Will] Would you recommend your line of work to others?

- [Will] İşinizi başkalarına tavsiye eder misiniz?

- If you enjoy teaching,

- Öğretmekten hoşlanıyorsanız,

then I think it's a fabulous career path.

bence bu harika bir kariyer yolu.

- [Will] What did you do this weekend?

- [Will] Bu hafta sonu ne yaptın? -Bu

- This weekend, we did a little bit of work

hafta sonu sabah biraz çalıştık

in the morning, and then we relaxed.

, sonra rahatladık.

- [Will] What will you do after work?

- [Will] İşten sonra ne yapacaksın?

- Well, it's quite late right now.

- Şey, şu anda oldukça geç.

I think we'll eat dinner and go to bed.

Sanırım yemek yiyip yatacağız.

- [Will] How was traffic today?

- [Will] Bugün trafik nasıldı?

- I didn't drive today.

- Bugün araba kullanmadım.

I work from home.

Evden çalışıyorum.

- [Will] When are you taking time off?

- [Will] Ne zaman izin alıyorsunuz?

- We are going away next month on a holiday.

- Gelecek ay tatile gidiyoruz.

- [Will] What will you do on your holiday?

- [Will] Tatilde ne yapacaksın?

- Relax, explore, and hopefully visit some vineyards.

- Rahatlayın, keşfedin ve umarım bazı üzüm bağlarını ziyaret edin.

- [Will] Any plans for the weekend?

- [Wi] Hafta sonu için herhangi bir planın var mı?

- This weekend, it's Easter

- Bu hafta sonu Paskalya

and we're going to see our families.

ve ailelerimizi göreceğiz.

- [Will] What will you do for lunch?

- [Will] Öğle yemeğinde ne yapacaksın?

- Normally, I have a salad for lunch.

- Normalde öğle yemeğinde salata yerim.

- [Will] Would you like to go to lunch with me?

- [Will] Benimle öğle yemeğine çıkmak ister misin?

- With you?

- Seninle?

Every day. (chuckles)

Her gün. (kıkırdar)

- [Will] Are you working late tonight?

- [Will] Bu gece geç saatlere kadar mı çalışıyorsunuz?

- Yes. I'm working unusually late tonight.

- Evet. Bu gece alışılmadık şekilde geç saatlere kadar çalışıyorum.

- [Will] What time did you clock in this morning?

- [Will] Bu sabah kaçta çalıştın?

- I started work at around 8:30 this morning.

- Bu sabah 8:30 gibi işe başladım.

- [Will] Did you find a good parking spot?

- [Will] İyi bir park yeri buldunuz mu?

- I didn't have to park.

- Park etmek zorunda değildim.

(chuckles) I work from home.

(kıkırdar) Ben evden çalışıyorum.

- [Will] What time do you get home from work?

- [Will] İşten eve ne zaman dönüyorsun?

- I normally try to finish working

- Normalde çalışmayı saat

at around five to six o'clock.

beş ile altı arasında bitirmeye çalışırım.

- [Will] How do you get to work?

- [Will] İşe nasıl gidiyorsunuz?

- I leave my bed, go downstairs,

-Yatağımdan kalkıp aşağı iniyorum

and sit down at the table.

ve masaya oturuyorum.

- [Will] Would you get public transport to work?

- [Will] Toplu taşımayı işe alır mıydınız?

- If I didn't work from home,

- Evden çalışmasaydım,

I would absolutely get public transport to work.

kesinlikle toplu taşımayı işe alırdım.

- [Will] How are your kids?

- [Will] Çocuklarınız nasıl?

- I don't have any, yet. (chuckles)

- Henüz yok. (kıkırdar)

- [Will] Do you ever work overtime?

- [Will] Hiç fazla mesai yaptın mı?

- Yes. I think it's the nature of running your own business.

- Evet. Bence kendi işini yürütmenin doğası bu.

- [Will] How many meetings do you attend in a week?

- [Will] Bir haftada kaç toplantıya katılıyorsunuz?

- Probably 7 to 10.

- Muhtemelen 7'ye 10.

- [Will] Did you receive training?

- [Will] Eğitim aldın mı?

- Yes. I did receive training.

- Evet. eğitim aldım.

- [Will] Do you think the company is run well?

- [Will] Sence şirket iyi yönetiliyor mu?

- I hope so. (chuckles)

- Umarım. (kıkırdar)

- [Will] How long have you been working here?

- [Will] Ne zamandır burada çalışıyorsunuz?

- I started this business in January 2016.

- Ben bu işe Ocak 2016'da başladım.

So is that six years?

Yani altı yıl mı?

- [Will] Have you received a promotion?

- [Will] Terfi aldınız mı?

- No. I've always been the CEO. (laughs)

- Hayır. Ben her zaman CEO oldum. (güler)

- [Will] How often do you get a raise?

- [Will] Ne sıklıkla zam alıyorsunuz?

- I like to pay myself slightly more each year.

- Her yıl kendime biraz daha fazla ödeme yapmayı seviyorum.

- [Will] How well do you get on with your boss?

- [Will] Patronunla ne kadar iyi geçiniyorsun?

- With my business partner, my husband?

- İş ortağım kocamla mı?

Extremely well.

Aşırı iyi.

- [Will] Do you get on with your coworkers?

- [Will] İş arkadaşlarınızla iyi geçiniyor musunuz?

- I have a lovely team.

- Harika bir ekibim var.

- [Will] What does your average day look like?

- [Will] Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor?

- I like to break up my day with exercise and dog walks.

- Günümü egzersiz ve köpek gezdirme ile ayırmayı seviyorum.

- [Will] Would you change anything about your daily routine?

- [Will] Günlük rutininizle ilgili herhangi bir şeyi değiştirir miydiniz?

- Yes. I'd like slightly more free time.

- Evet. Biraz daha fazla boş zaman istiyorum.

- [Will] Do you get to travel for work?

- [Will] İş için seyahat edecek misin?

- Before the pandemic, I travelled quite a lot.

- Pandemiden önce oldukça fazla seyahat ederdim.

It's starting to pick up now.

Şimdi almaya başladı.

- [Will] What is the most challenging part of your job?

- [Will] İşinizin en zorlayıcı yanı nedir?

- Receiving criticism from strangers.

- Yabancılardan eleştiri almak.

- [Will] Do you have to work at the weekends?

- [Will] Hafta sonları çalışmak zorunda mısın?

- Sometimes I do.

- Bazen yaparım.

In fact, oftentimes I do.

Aslında, çoğu zaman yaparım.

- [Will] Does management support you?

- [Wi] Yönetim sizi destekliyor mu?

- My husband is very supportive.

- Kocam çok destekleyici.

- [Will] How did you find this job?

- [Will] Bu işi nasıl buldun?

- I think I was very lucky

-

and a bit lost as a 21-year-old.

21 yaşında biri olarak çok şanslı ve biraz da kaybolmuş olduğumu düşünüyorum.

- [Will] Are you interested in a full-time

- [Will] Tam zamanlı mı

or a part-time position?

yoksa yarı zamanlı bir pozisyonla mı ilgileniyorsunuz?

- I enjoy working in a full-time position,

- Tam zamanlı bir pozisyonda çalışmaktan zevk alıyorum

but one day, I might like to move

ama bir gün

to a part-time position.

yarı zamanlı bir pozisyona geçmek isteyebilirim.

- [Will] Did you bring your CV?

- [Wil] Özgeçmişini getirdin mi?

- Do you know what?

- Ne var biliyor musun?

I don't have a CV or a resume.

CV'm veya özgeçmişim yok.

Maybe I should make one.

Belki de bir tane yapmalıyım.

- [Will] Do you have a degree?

- [Will] Derecen var mı?

- Yes, I do have a degree.

- Evet, bir derecem var.

- [Will] What is your degree?

- [Will] Dereceniz nedir?

- It is a first-class honours in marketing communications.

- Pazarlama iletişiminde birinci sınıf bir ödüldür .

- [Will] What was your last job?

- [Will] Son işin neydi?

- My last job was an English teacher.

- Son işim İngilizce öğretmeniydi.

- [Will] How long did you work there?

- [Will] Orada ne kadar çalıştın?

- I worked as an English teacher for three years

-

before starting my business.

İşe başlamadan önce üç yıl İngilizce öğretmeni olarak çalıştım.

- [Will] Why did you leave your last job?

- [Will] Son işinizden neden ayrıldınız?

- It was a natural progression.

- Doğal bir ilerlemeydi.

- [Will] Do you have references?

- [Will] Referanslarınız var mı?

- I'm sure I could ask some of my previous bosses for you.

- Eminim eski patronlarımdan bazılarını senin için isteyebilirim.

- [Will] Do you work well with others?

- [Will] Başkalarıyla iyi çalışıyor musunuz?

- I'd like to think I do,

- Sevdiğimi düşünmek isterdim

but I do like being alone.

ama yalnız kalmayı seviyorum.

- [Will] Can you work in a group setting?

- [Will] Bir grup ortamında çalışabilir misin?

- I can, but I'd prefer not to.

- Yapabilirim ama yapmamayı tercih ederim.

- [Will] What is your biggest strength?

- [Will] En büyük gücünüz nedir?

- I think I'm very creative.

- Çok yaratıcı olduğumu düşünüyorum.

- [Will] What is your biggest weakness?

- [Will] En büyük zayıflığınız nedir?

- Sometimes I get a bit stressed.

- Bazen biraz strese giriyorum.

- [Will] Have you always worked in the education industry?

- [Will] Hep eğitim sektöründe mi çalıştınız?

- No, before I was a teacher,

- Hayır, öğretmen olmadan önce

I worked in marketing.

pazarlamada çalışıyordum.

- [Will] Do you like to work outdoors?

- [Will] Açık havada çalışmayı sever misiniz?

- No, because the wind

- Hayır, çünkü rüzgar

makes an awful noise with my camera.

kameramdan korkunç bir ses çıkarıyor.

- [Will] Are you an organised person?

- [Will] Düzenli bir insan mısınız?

- In my work life, yes.

- İş hayatımda, evet.

In my personal life, no.

Özel hayatımda, hayır.

- [Will] What are your short-term goals?

- [Will] Kısa vadeli hedefleriniz neler?

- I would like to release

-

a fantastic intermediate English course.

Harika bir orta seviye İngilizce kursu yayınlamak istiyorum.

- [Will] What are your long-term goals?

- [Will] Uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

- To live a happy life.

- Mutlu bir hayat yaşamak için.

- [Will] Why should we hire you?

- [Will] Sizi neden işe alalım?

- I think I'm proactive, creative, and enthusiastic.

- Proaktif, yaratıcı ve hevesli olduğumu düşünüyorum.

- [Will] When can you start?

- [Will] Ne zaman başlayabilirsin?

- Immediately!

- Hemen!

- [Will] Are you comfortable using a computer?

- [Will] Bilgisayar kullanmakta rahat mısınız?

- I'm very comfortable using a computer.

- Bilgisayar kullanmakta çok rahatım.

- [Will] Can you use Microsoft Office?

- [Will] Microsoft Office'i kullanabilir misin?

- Yes, I can use that quite well.

- Evet, bunu oldukça iyi kullanabilirim.

- [Will] Are you proficient in using spreadsheet software?

- [Will] Elektronik tablo yazılımını kullanma konusunda uzman mısınız?

- Yes, I have quite a lot of experience using spreadsheets.

- Evet, elektronik tabloları kullanma konusunda oldukça fazla deneyimim var.

- [Will] How fast can you type?

- [Will] Ne kadar hızlı yazabilirsin?

- Very quickly!

- Çok çabuk!

- [Will] What other software are you familiar with?

- [Will] Başka hangi yazılımlara aşinasınız?

- You name it; I've probably tried it.

- Adını koy; Muhtemelen denedim.

- [Will] Do you own a laptop?

- [Will] Dizüstü bilgisayarınız var mı?

- I do! Grey. (laughs)

- Evet! Gri. (güler)

- [Will] Are you comfortable using social media?

- [Will] Sosyal medyayı kullanmakta rahat mısınız?

- Oh, I guess so.

- Ah, sanırım öyle.

- [Will] Have you managed a social media account?

- [Will] Bir sosyal medya hesabı yönettiniz mi?

- Yes, I've managed quite a few in my time.

- Evet, zamanında epeyce başardım.

- [Will] Can you edit videos?

- [Will] Videoları düzenleyebilir misiniz?

- Yes, I started off editing my own videos.

- Evet, kendi videolarımı düzenlemeye başladım.

- [Will] Have you ever used Photoshop?

- [Will] Hiç Photoshop kullandınız mı?

- I have. I wouldn't say it's my biggest strength.

- Sahibim. En büyük gücüm olduğunu söyleyemem.

- [Will] How do you plan your days?

- [Will] Günlerini nasıl planlıyorsun?

- I use Google Calendar,

- Google Takvim kullanıyorum

and I put everything I need to do in it.

ve yapmam gereken her şeyi içine koyuyorum.

- [Will] How are you with time management?

- [Will] Zaman yönetimi konusunda nasılsın?

- I'm quite good; I could be better.

- Oldukça iyiyim; daha iyi olabilirim

- [Will] Do you always meet your deadlines?

- [Will] Her zaman teslim tarihlerine uyuyor musun?

- Not always, but I try my best.

- Her zaman değil ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

- [Will] Are you comfortable asking for help?

- [Will] Yardım isteme konusunda rahat mısınız?

- I always ask for help.

- Her zaman yardım isterim.

- [Will] Do you like helping people?

- [Will] İnsanlara yardım etmeyi sever misin?

- Yes, It's my job! (laughs)

- Evet, bu benim işim! (güler)

- [Will] Do you often feel overwhelmed?

- [Will] Sık sık bunalmış hissediyor musunuz?

- I sometimes feel overwhelmed,

- Bazen bunalmış hissediyorum

but I think I'm quite good at managing it.

ama sanırım bunu yönetmekte oldukça iyiyim.

- [Will] Do you consider yourself to be a good leader?

- [Will] Kendinizi iyi bir lider olarak görüyor musunuz?

- I'm new to being a leader,

- Lider olma konusunda yeniyim

and I'm learning a lot.

ve çok şey öğreniyorum.

- [Will] How do you balance your work and personal life?

- [Will] İş ve özel hayatınız arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

- With a bit of difficulty, but I'm working on it.

- Biraz zorlukla ama üzerinde çalışıyorum.

- [Will] How do you prioritise tasks?

- [Will] Görevlere nasıl öncelik verirsiniz?

- When's the nearest deadline?

- En yakın teslim tarihi ne zaman?

- [Will] How do you handle stress at work?

- [Will] İşyerinde stresle nasıl başa çıkıyorsunuz?

- I go on a dog walk,

- Köpek gezdirmeye çıkarım

and I talk to my husband.

ve kocamla konuşurum.

- [Will] Are you optimistic?

- [Will] İyimser misin?

- I'd say I'm very optimistic,

- Çok iyimserim,

sometimes too optimistic.

bazen fazla iyimserim diyebilirim.

- [Will] Do you enjoy public speaking?

- [Will] Topluluk önünde konuşmaktan hoşlanıyor musunuz?

- I don't enjoy the build-up,

- Biriktirmekten hoşlanmıyorum

but I enjoy having done it.

ama yapmış olmaktan zevk alıyorum.

- [Will] Do you finish what you start?

- [Will] Başladığınız işi bitiriyor musunuz?

- Not always.

- Her zaman değil.

If I don't see some something as going somewhere,

Bir şeyin bir yere varacağını görmüyorsam,

then why finish it?

o zaman neden bitireyim ki?

- [Will] Would your friends describe you as trustworthy?

- [Will] Arkadaşlarınız sizi güvenilir olarak tanımlar mı?

- Yes, I think most of my friends

- Evet, sanırım çoğu arkadaşım

would describe me as trustworthy.

beni güvenilir olarak tanımlar.

- [Will] Is your personality suited for this job?

- [Will] Kişiliğin bu iş için uygun mu?

- I think so.

- Bence de.

Otherwise, I would've given up

Aksi takdirde pes ederdim

- [Will] What makes a good friend?

- [Will] İyi bir arkadaş nasıl olur?

- I think good friends are people

-Bence iyi arkadaşlar,

that you can go a long time without seeing,

uzun süre görmeden gidebileceğiniz

but you see each other,

ama birbirinizi gördüğünüz

and it's like no time has passed at all.

ve sanki hiç zaman geçmemiş gibi olan insanlardır.

- [Will] Are you easy to anger?

- [Will] Kolay sinirlenir misin?

- No, but if you repeatedly disappoint me,

- Hayır, ama beni defalarca hayal kırıklığına uğratırsan,

then I will become angry.

o zaman sinirlenirim.

- [Will] What makes you angry?

- [Will] Seni ne kızdırır?

- Bad customer service

- Kötü müşteri hizmetleri

and overpromising and underdelivering.

ve gereğinden fazla söz verme ve gereğinden az teslim etme.

- [Will] Is there an absolute right and wrong?

- [Will] Mutlak bir doğru ve yanlış var mı?

- Hardly ever.

- Neredeyse hiç.

- [Will] Do you pay your bills on time?

- [Will] Faturalarınızı zamanında ödüyor musunuz?

- I always pay my bills on time.

- Faturalarımı her zaman zamanında öderim.

- [Will] Do you prefer variety or routine?

- [Will] Çeşitliliği mi yoksa rutini mi tercih edersin?

- I like a bit of both,

- İkisinden de biraz hoşlanıyorum

but probably more of a routine.

ama muhtemelen daha çok rutin.

- [Will] Do you prefer to work quickly or focus on details?

- [Will] Hızlı çalışmayı mı yoksa ayrıntılara odaklanmayı mı tercih edersiniz?

- It depends what I'm doing,

- Ne yaptığıma bağlı

but in general, I prefer to work quickly.

ama genel olarak hızlı çalışmayı tercih ederim.

- [Will] Is it ever okay to lie?

- [Will] Yalan söylemek hiç sorun olmaz mı?

- Yes, it's sometimes okay to lie

- Evet, bazen

if it stops people from having their feelings hurt.

insanların duygularının incinmesini engelliyorsa yalan söylemekte sorun yoktur.

- [Will] What traits are important in a boss?

- [Will] Bir patronda hangi özellikler önemlidir?

- Patience, good communications skills,

- Sabır, iyi iletişim becerileri,

the ability to teach, and the ability to praise.

öğretme yeteneği ve övgü yeteneği.

- [Will] What makes a good leader?

- [Will] Bir lideri iyi yapan nedir?

- Somebody who leads by example.

- Örnek teşkil eden biri.

- [Will] Who is a business leader that you admire?

- [Will] Hayran olduğunuz bir iş lideri kimdir?

- I really admire Marcia Kilgore.

- Marcia Kilgore'a gerçekten hayranım.

- [Will] Describe yourself in one word.

- [Will] Kendinizi tek kelimeyle tanımlayın.

- Happy.

- Mutlu.

- [Will] What is your greatest achievement?

- [Will] En büyük başarınız nedir?

- Creating a business

-

that helps people around the world.

Dünyanın dört bir yanındaki insanlara yardım eden bir iş yaratmak.

- [Will] If you could have dinner and talk with anyone,

- [Will] Biriyle akşam yemeği yiyip konuşabilseydin, bu

who would it be?

kim olurdu?

- Probably Phoebe Waller-Bridge.

- Muhtemelen Phoebe Waller-Bridge. Çok

She seems hilarious.

komik görünüyor.

- [Will] If you could go back

- [Will] Geri dönüp

and change anything in your life,

hayatınızdaki herhangi bir şeyi değiştirebilseydiniz,

what would it be?

bu ne olurdu?

- I don't think I would change anything

- Hiçbir şeyi değiştireceğimi sanmıyorum

because I'm happy with how everything is right now.

çünkü şu an her şeyin halinden memnunum.

- [Will] Your email address?

- [Will] E-posta adresiniz?

- Email address?

- E-posta adresi?

- [Will] Would you like to carpool karaoke (indistinct),

- [Will] Karaoke (belirsiz) araba paylaşımı yapmak ister misiniz,

all right?

tamam mı?

24, would you like to carpool with me?

24, benimle araba paylaşımı yapmak ister misin?

- Did you say karaoke automatically?

- Otomatik olarak karaoke mi dediniz?

- [Will] Yeah,

- [Will] Evet,

because that's how it ends. (Lucy laughing)

çünkü böyle biter. (Lucy gülüyor)

Didn't it? - That's so random.

Değil mi? - Bu çok rastgele.

No, carpooling is like sharing cars to work.

Hayır, araba paylaşımı işe giderken arabaları paylaşmak gibidir.

- [Will] Oh, I thought it was carpool karaoke...

- [Will] Ah, araba paylaşımlı karaoke sanmıştım...

Whatever! (Lucy laughing)

Her neyse! (Lucy gülüyor)

Once you're sharing your (laughter drowns out Will).

Bir kez paylaştığınızda (kahkahalar Will'i bastırır).

- Would you like to carpool with me?

- Benimle araba paylaşımı yapmak ister misin?

- [Will] Why should we hire you?

- [Will] Sizi neden işe alalım?

- Why should you hire me?

- Neden beni işe almalısın?

Creating a business, business. (laughs)

Bir iş yaratmak, iş. (gülüyor)

(Will laughs)

(Will gülüyor)

Creating a business that help people to speak.

İnsanların konuşmasına yardımcı olan bir iş yaratmak.

(laughter drowns out Will)

(kahkahalar Will'i bastırır)