20 Incredibly British Words & Phrases (with examples and pronunciation) (+ Free PDF & Quiz)

- Hello, everyone, and welcome back to "English with Lucy."

- Herkese merhaba, "English with Lucy"ye tekrar hoş geldiniz.

Today, I have a pronunciation video for you.

Bugün sizin için bir telaffuz videom var.

We are going to go through 20 very British slang words.

20 çok İngiliz argo kelimesini inceleyeceğiz. Size

I'm going to show you how to pronounce them

onları nasıl telaffuz edeceğinizi,

and also how to use them, as well as what they mean.

nasıl kullanacağınızı ve ne anlama geldiklerini göstereceğim.

Before we get started, I would like to remind you

Başlamadan önce,

that I have just launched

my British English pronunciation course

İngiliz İngilizcesi telaffuz kursumu

based on my accent, modern received pronunciation.

aksanım, modern alınan telaffuzum üzerine başlattığımı hatırlatmak isterim.

I will teach you to sound natural when speaking English.

İngilizce konuşurken kulağa doğal gelmeyi öğreteceğim.

You will learn to speak clearly

Net konuşmayı öğrenecek

and you will feel more fluent and more confident.

ve kendinizi daha akıcı ve daha güvenli hissedeceksiniz.

We'll go through every sound

in modern received pronunciation in detail,

looking at mouth shape and tongue position.

Ağız şekline ve dilin konumuna bakarak modern alınan telaffuzdaki her sesi ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

Lift your tongue so that the tip makes gentle contact

Dilinizin ucu

with the underneath of your upper front teeth.

üst ön dişlerinizin alt kısmıyla hafifçe temas edecek şekilde kaldırın.

I will be right there with you, leaving you time to copy

and analyse my movements and my sounds.

Hareketlerimi ve seslerimi kopyalayıp analiz etmen için sana zaman bırakarak orada olacağım.

All of the vowel sounds, all of the consonant sounds,

Tüm sesli harfler, tüm ünsüz sesler,

you will master them all.

hepsinde ustalaşacaksınız. Bir İngilizce sözlükte bulacağınız

You will leave the course with the ability

to understand any phonetic transcription

herhangi bir fonetik transkripsiyonu anlama yeteneği ile kurstan ayrılacaksınız

that you will find in an English dictionary.

.

You'll be able to look up any word

Herhangi bir kelimeye bakabilecek

and immediately know exactly how it's pronounced.

ve tam olarak nasıl telaffuz edildiğini hemen öğrenebileceksiniz.

We will also analyse connected speech, rhythm,

Bağlantılı konuşmayı, ritmi,

word stress, syllable stress, intonation.

kelime vurgusunu, hece vurgusunu, tonlamayı da analiz edeceğiz.

And we will of course, take a good look

Ve elbette,

at the notoriously difficult sounds like the glottal stop,

gırtlaksı stop,

the dark L and the linking R.

karanlık L ve bağlantılı R gibi kötü şöhretli zor seslere iyi bir göz atacağız.

When I was writing this course,

Bu kursu yazarken,

I knew that I wanted to provide my students

öğrencilerime

with an outstanding pronunciation tool,

olağanüstü bir telaffuz aracı sağlamak istediğimi biliyordum.

so I hired two lecturers in linguistics

bu yüzden,

from prestigious UK universities to go through every script

her senaryoyu

and every video and fact-check the course.

ve her videoyu gözden geçirmesi ve kursu doğrulaması için İngiltere'deki prestijli üniversitelerden dilbilim alanında iki öğretim görevlisi tuttum.

I am so excited to finally share this with you

Sonunda bunu sizinle paylaşmaktan

and to welcome you through the doors

ve sizi

of Epiphany Language Studios.

Epiphany Language Studios'un kapılarında ağırlamaktan dolayı çok heyecanlıyım.

If you are interested in taking the pronunciation course,

Telaffuz kursuna katılmakla ilgileniyorsanız,

go to EpiphanyLanguageStudios.com

EpiphanyLanguageStudios.com adresine gidin

or click on the link in the description box.

veya açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın.

I'll see you in the pronunciation course.

Telaffuz kursunda görüşürüz.

Don't forget that you can claim

your free PDF for this lesson.

Bu ders için ücretsiz PDF'inizi talep edebileceğinizi unutmayın.

It's got all of the slang vocabulary,

Tüm argo kelimeleri,

the pronunciation, the meanings, and the examples.

telaffuzları, anlamları ve örnekleri var.

It's a really useful tool.

Gerçekten kullanışlı bir araç.

Just click on the link in the description box,

Açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

enter your email address,

e-posta adresinizi girin,

and it will be sent straight to your inbox.

doğrudan gelen kutunuza gönderilecektir.

Right, let's get started with the lesson.

Pekala, hadi derse başlayalım.

First, we have to bagsy.

İlk önce, çanta yapmalıyız.

To bagsy.

Bagsy'ye.

This is a verb that means to manage

Bu,

to get something for yourself

kendin için bir şey elde etmeyi başarmak

or to succeed in getting something for yourself.

veya kendin için bir şey elde etmeyi başarmak anlamına gelen bir fiildir.

So if you bagsy something,

Yani bir şeyi çuvallarsan, başkası oraya varamadan

you claim it as yours before anyone else can get there.

onun senin olduğunu iddia edersin .

It's normally used for the front seat of cars.

Normalde arabaların ön koltuklarında kullanılır.

I know a lot of people say shotgun, "I call shotgun.

Biliyorum çok kişi av tüfeği diyor, "Ben av tüfeği diyorum.

I claim the front seat of the car."

Arabanın ön koltuğunu talep ediyorum."

That was used to annoy me so much

Bu beni çok kızdırıyordu

'cause I never remember to say that.

çünkü bunu söylediğimi hiç hatırlamıyorum.

So an example, "You can't sit there!

Yani bir örnek, "Orada oturamazsın!

I bagsied the front seat."

Ön koltuğu bağladım."

We also have number two, bloke.

Ayrıca iki numaramız var, dostum.

Bloke, this is a slang noun meaning a man.

Dostum, bu erkek anlamına gelen argo bir isim.

An example, and this actually describes my first impression

Bir örnek ve bu aslında

of my fiance, Will.

nişanlım Will hakkındaki ilk izlenimimi açıklıyor.

"I thought he was going to be arrogant,

"Kibirli olacağını düşünmüştüm

but he turned out to be such a nice bloke."

ama çok iyi bir adam olduğu ortaya çıktı."

Number three, this one is slightly rude.

Üç numara, bu biraz kaba.

It is bog.

Bataklık.

Bog. (chuckles)

Bataklık. (kıkırdar)

Bog. It means toilet.

Bataklık. tuvalet demektir.

So if you have bog roll, it means toilet roll.

Yani bataklık rulonuz varsa, tuvalet kağıdı demektir.

This is vulgar slang.

Bu kaba bir argo.

Be careful who you use it with.

Kiminle kullandığınıza dikkat edin.

An example, "Mum, you've forgotten to buy bog roll!"

Bir örnek, "Anne, bog roll almayı unuttun!"

Terrible problem.

Korkunç sorun.

Even worse to hear that someone up in the loo,

Daha da kötüsü, tuvaletteki birinin,

loo, another British slang word, toilet again,

başka bir İngiliz argosu olan loo, yine tuvaletin

has run out of bog roll.

bog roll'unun bittiğini duymak. Dört

Number four, our first slang phrasal verb.

numara, ilk argo öbek fiilimiz.

It is to budge up.

Harekete geçmektir.

To budge up.

Harekete geçmek için.

Notice how I don't separate the words.

Kelimeleri nasıl ayırmadığıma dikkat edin.

I push them together.

Onları bir araya getiriyorum.

Budge up, budge up.

Harekete geç, kalk.

This means to move along in order to make space for someone.

Bu, birisine yer açmak için ilerlemek anlamına gelir.

An example, "Would you mind budging up?

Bir örnek, "Kıpırdar mısın?

There is room for all of us on this bench."

Bu bankta hepimize yer var." Okulda, toplantı sırasında sıralara oturmak zorunda kaldığımızda

I used to hear "budge up, budge up" a lot at school

"harekete geç, kalk" sözünü çok duyardım

when we had to sit on benches in assembly,

and there was always someone taking up too much space.

ve her zaman birileri çok fazla yer kaplardı.

So they were told to "budge up."

Bu yüzden onlara "harekete geçmeleri" söylendi.

Number five, another phrasal verb is to cheese off.

Beşincisi, başka bir deyimsel fiil de peynir atmak.

Cheese off, and this means to annoy.

Cheese off ve bu rahatsız etmek anlamına gelir.

It is a separable phrasal verb.

Ayrılabilir bir öbek fiildir.

An example, "He's really cheesed me off today.

Bir örnek, " Bugün beni gerçekten küçümsedi.

Who does he think he is?

Kendini kim sanıyor? Sen

Who do you think you are?

kim olduğunu sanıyorsun? O

Who does he think he is?"

kendini kim sanıyor?"

That's a really common phrase.

Bu gerçekten yaygın bir tabir.

Number six is chin wag.

Altı numara çene sallamadır.

Chin wag, a noun.

Çene sallama, bir isim.

This means an enthusiastic,

Bu, coşkulu,

somewhat enthusiastic conversation.

biraz coşkulu bir sohbet anlamına gelir.

An example, "I saw them having a chin wag at the park.

Bir örnek, "Onları parkta çenelerini sallarken gördüm.

Maybe there's romance in the air."

Belki havada romantizm vardır."

Number seven is a lovely one.

Yedi numara çok güzel.

I use this a lot. It is chuffed.

Bunu çok kullanırım. Bu kıkırdadı. "

Chuffed, it means very pleased, very pleased.

Chuffed", çok memnun, çok memnun anlamına gelir.

An example, "I'm so chuffed with my exam results.

Bir örnek, "Sınav sonuçlarımdan çok memnun kaldım .

They were way better than I expected."

Beklediğimden çok daha iyiydiler."

You often hear people say "chuffed to bits."

Sık sık insanların "parça parça" dediğini duyarsınız.

Chuffed to bits, completely chuffed, very, very pleased.

Parçalara ayrıldı, tamamen karıştı, çok, çok memnun.

Number eight, this is possibly

Sekiz numara, bu muhtemelen

my favourite word on this list.

bu listedeki en sevdiğim kelime.

It's so fun to pronounce.

Telaffuz etmesi çok eğlenceli.

Are you ready?

Hazır mısın?

Codswallop.

Saçmalık.

Codswallop, it's a term used to refer

Codswallop, aptalca veya doğru olmadığına inandığınız fikirlere, ifadelere veya inançlara atıfta bulunmak için kullanılan bir terimdir

to ideas, statements or beliefs

that you believe to be silly or untrue.

.

An example, "I've never heard such an old load

Bir örnek, "Hayatımda hiç bu kadar eski bir

of codswallop in my life."

saçmalık duymadım."

I've never heard something so silly and untrue.

Hiç bu kadar saçma ve gerçek dışı bir şey duymadım.

You'll often hear it in the phrase,

Bunu sık sık

"A load of old codswallop."

"Bir sürü eski moruk" ifadesinde duyarsınız.

and it's got to be really emphasised on codswallop.

ve codswallop'ta gerçekten vurgulanması gerekiyor.

"A load of old codswallop."

"Bir sürü eski moruk."

Oh, this is exhausting.

Bu çok yorucu.

Number nine, an adjective.

Dokuz numara, bir sıfat.

Dodgy.

Tehlikeli.

Dodgy.

Tehlikeli.

Sometimes shortened to dodge.

Bazen atlatmak için kısaltılır.

Dodge, "That's so dodge."

Dodge, "Bu çok kaçma."

But that's really slang.

Ama bu gerçekten argo.

This means seeming untrustworthy.

Bu güvenilmez görünmek anlamına gelir.

We can use it for people.

İnsanlar için kullanabiliriz.

We can also use it for things.

şeyler için de kullanabiliriz.

Maybe something is fake or is a knockoff,

Belki bir şey sahtedir veya taklittir,

that's a fake product.

bu sahte bir üründür.

"I bought this iPhone from a market,

"Bu iPhone'u bir marketten aldım

but it seems a bit dodgy.

ama biraz tehlikeli görünüyor.

It doesn't seem real."

Gerçek gibi görünmüyor."

And example for people, "Don't speak to that old woman.

Ve insanlar için örnek, " O yaşlı kadınla konuşma.

She seems really dodgy." Very untrustworthy.

Gerçekten tehlikeli görünüyor." Çok güvenilmez.

Number 10, we have dosh.

10 numara, elimizde dosh var.

Dosh, and this means money.

Dosh ve bu para demektir. Bir

If you've got loads of dosh, you've got loads of money.

sürü dozunuz varsa, bir sürü paranız var demektir.

An example, "How much dosh have you got on you?"

Bir örnek, "Üzerinde ne kadar doz var?"

And if you have something on you,

Ve üzerinizde bir şey varsa,

it means you are carrying it with you.

onu yanınızda taşıyorsunuz demektir.

How much have you got on you?

Üzerinizde ne kadar var?

How much money are you carrying with you?

Yanınızda ne kadar para taşıyorsunuz?

Number 11, this is a word that you may know

11 numara, bu kelimeyi biliyor olabilirsin

but you may not know our slang use for it.

ama bizim argo kullanımımızı bilmiyor olabilirsin.

It is fit.

uygun.

Fit.

Yerleştirmek.

So yes, it can mean in shape,

Yani evet, şekil anlamında olabilir

but it also means, for us, attractive, really attractive.

ama aynı zamanda bizim için çekici, gerçekten çekici anlamına da gelir.

He is fit. He is attractive.

O formda. O çekici. O

She is fit. She is attractive.

formda. O çekicidir.

I remember hearing this at school for the first time

Bunu okulda ilk kez

when it became popular,

popüler hale geldiğinde duyduğumu hatırlıyorum

and I couldn't quite understand it

ve tam olarak anlayamadım

'cause people were calling people fit.

çünkü insanlar fit insanlara uygun diyorlardı.

And I was thinking, "Oh, I haven't seen their body.

Ben de " Vücutlarını görmedim.

I don't know if they've got a six pack,"

Karın kasları var mı bilmiyorum" diye düşünüyordum

but no, it just means attractive.

ama hayır, bu sadece çekici anlamına geliyor.

Number 12, we have gutted.

12 numaranın içini boşalttık.

Gutted.

Yıkılmış.

If you are gutted, then you are devastated

Yıkılırsan, mahvolursun,

or sad or disappointed.

üzülürsün ya da hayal kırıklığına uğrarsın.

"I was completely gutted when we had to cancel our wedding,

"Düğünümüzü iptal etmek zorunda kaldığımızda tamamen yıkılmıştım

but I feel okay now."

ama şimdi iyi hissediyorum."

True story, I was gutted. I was sad and disappointed.

Gerçek hikaye, midem bulandı. Üzüldüm ve hayal kırıklığına uğradım.

Actually, I'm not. I'm not really.

Aslında değilim. Ben gerçekten değilim.

Number 13, we have knackered.

13 numara, yorulduk.

Knackered, and this means very tired or exhausted.

Yorgun ve bu çok yorgun veya bitkin anlamına gelir.

An example, "I was so knackered after work yesterday

Bir örnek, "Dün işten sonra o kadar yorgundum

that I fell asleep on the train."

ki trende uyuyakaldım."

When I used to work in London

Londra'da çalışıp

and commute back to the countryside,

kırsala döndüğümde,

I used to fall asleep on the train

trende uyuyakalır

and go all the way to the end of the line,

ve hattın sonuna kadar giderdim

and then I'd have to wait another hour

ve sonra trene yetişmek için bir saat daha beklemem gerekirdi.

to get the train all the way back into the countryside.

kırsala dönüş yolu.

And I still run the risk of falling asleep again

Ve yine de tekrar uykuya dalma

and going all the way to the other end.

ve diğer uca kadar gitme riskiyle karşı karşıyayım.

I'm not made for trains.

Ben trenler için yaratılmadım.

Number 14, another word you may know already

14 numara, zaten biliyor olabileceğiniz başka bir kelime

but we have another use for it.

ama onun için başka bir kullanımımız var.

It is legend.

Bu bir efsane.

Legend.

Efsane.

And this means a great person or a person we really like.

Bu da harika bir insan veya gerçekten sevdiğimiz bir insan anlamına gelir.

It doesn't mean they've done anything legendary.

Bu efsanevi bir şey yaptıkları anlamına gelmez.

It just means they're really cool.

Bu sadece gerçekten harika oldukları anlamına geliyor.

Ah, he's such a legend.

Ah, o tam bir efsane.

He's such a great guy. I really like him.

O harika bir adam. Ondan gerçekten hoşlanıyorum.

I love you. You're such a legend.

Seni seviyorum. Sen tam bir efsanesin.

It can be shortened down to leg, "what a leg!"

Bacağa kadar kısaltılabilir, "ne bacak!"

Number 15 is miffed.

15 numara karışık.

Miffed.

Muffed. ED telaffuzunuzla

If you need help with your ED pronunciation,

ilgili yardıma ihtiyacınız varsa ,

then please check out my ED pronunciation video.

lütfen ED telaffuz videoma göz atın.

It will cure you, I promise.

Seni iyileştirecek, söz veriyorum.

Miffed means annoyed.

Miffed rahatsız anlamına gelir.

Annoyed.

Sinirli.

An example, "I'm a bit miffed that I didn't get the job.

Bir örnek, " İşi alamadığım için biraz kırıldım.

I was the best candidate by far."

Şimdiye kadarki en iyi aday bendim."

Number 16 is minted.

16 numara basılmıştır.

Minted.

basıldı.

If you are minted, then you are very rich.

Eğer basıldıysan, o zaman çok zenginsin.

An example, "My uncle lives in a castle.

Bir örnek, "Amcam bir şatoda yaşıyor.

He is absolutely minted."

Kesin olarak darp edilmiş."

This is not true.

Bu doğru değil.

Well, he might be minted.

Pekala, basılmış olabilir.

We don't discuss finances. (chuckles)

Maliyeyi konuşmuyoruz. (kıkırdar)

Number 17 is skint.

17 numara zayıf.

Skint.

Cilt.

And this means the exact opposite of minted.

Bu da basılmışın tam tersi anlamına gelir .

It means that you don't have any money.

Hiç paranız yok demektir.

Normally it implies a more temporary situation.

Normalde daha geçici bir durumu ifade eder.

For example, "I can't go out tonight. I am absolutely skint.

Örneğin, " Bu gece dışarı çıkamam. Kesinlikle zayıfım.

I haven't got any money left."

Hiç param kalmadı."

This was a word I used a lot at university.

Bu üniversitede çok kullandığım bir kelimeydi .

Number 18 is to skive.

18 numara kayak yapmaktır.

To skive.

kaymak için

This means to avoid work or school

Bu,

by staying away completely or by leaving early.

tamamen uzak durarak veya erken ayrılarak işten veya okuldan kaçınmak anlamına gelir.

An example, "I always skive off work

Bir örnek, "Her zaman

the day after a bank holiday."

resmi tatilin ertesi günü işten izin alırım."

This is naughty. You shouldn't do it.

Bu yaramaz. yapmamalısın

But I think that sick days go up massively

Ama bence resmi tatil olan resmi tatilin ertesi günü hastalık günleri büyük ölçüde artıyor

the day after a bank holiday, a public holiday.

.

Number 19, we have starkers.

19 Numara, Starker'larımız var.

Starkers, and this is short for stark naked.

Starkers ve bu da çıplak çıplaklığın kısaltması.

If you are starkers, then you are naked.

Eğer daha sadeysen, o zaman çıplaksın.

It's very slang.

Çok argo.

An example, "The last time I saw you,

Bir örnek, "Seni en son gördüğümde

you were starkers in Ibiza."

İbiza'da çıplaktın."

And the last one, number 20 is to take the mickey

Ve sonuncusu, 20 numara, mickey'i almak

or shortened down to, to take the mic, mickey or mick.

veya kısaltılmış olarak, mickey, mickey veya mickey'i almaktır.

Are you taking the mick?

Mikrofonu alıyor musun?

Are you mocking me? Are you making fun of me?

Beni kafaya mı alıyorsun? Benimle dalga mı geçiyorsun?

An example, "Are you taking the mick?

Bir örnek, "Mick'i alıyor musun?

I'm not gonna drive you to the airport."

Seni havaalanına götürmeyeceğim."

I always feel people are a little too willing

Her zaman insanların

to ask me to drive them to airports.

onları havaalanlarına götürmemi istemeye biraz fazla istekli olduklarını hissediyorum.

It's a very long way,

Çok uzun bir yol

and it's a lot of pressure, time pressure.

ve çok fazla baskı, zaman baskısı var.

I don't like it. Don't take the mick.

hoşuma gitmedi Mikrofonu alma.

Right, that is it for today's lesson.

Evet, bugünün dersi bu kadar.

I absolutely love teaching slang.

Argo öğretmeyi kesinlikle seviyorum.

I hope you enjoyed it.

Umarım eğlenmişsindir.

Don't forget to download the PDF.

PDF'i indirmeyi unutmayın.

It's got all of the vocabulary,

Tüm kelimeleri,

all of the pronunciation transcriptions,

tüm telaffuz transkripsiyonlarını,

the definitions, and the explanations.

tanımları ve açıklamaları var.

And if you are interested in improving your pronunciation,

Telaffuzunuzu geliştirmekle ilgileniyorsanız, o

then we have my brand new

zaman modern telaffuzu öğrettiğim yepyeni

British English pronunciation course

İngiliz İngilizcesi telaffuz kursumuz var

where I teach modern received pronunciation.

.

I think you will absolutely love it.

Kesinlikle seveceğinizi düşünüyorum.

I'm very, very proud of it.

Bununla çok ama çok gurur duyuyorum.

You can go to EpiphanyLanguageStudios.com,

my language platform,

My Language platformu olan EpiphanyLanguageStudios.com'a gidebilir

or click on the link in the description box.

veya açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram and my mailing list.

Facebook'um, Instagram'ım ve posta listem var.

We also have the Epiphany pages as well;

Ayrıca Epifani sayfalarımız da var;

lots of pronunciation tips there.

orada birçok telaffuz ipucu var.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

Mwah!

Mwah!