The True Test Of Fluency: Do you know English well enough to SPEAK?

foreign

back for another live video I am Drew Badger  the founder of englishanyone.com and the English  

ben ingilizceanyone.com'un ve İngilizce

fluency guide welcome here again and today we're  going to talk about something uh actually pretty  

akıcılık rehberinin kurucusu Drew Badger, buraya tekrar hoş geldiniz ve bugün gerçekten oldukça ilginç bir şey hakkında konuşacağız

interesting hopefully you enjoy it this is the  really true test of fluency most of the people  

umarım beğenirsiniz bu gerçekten gerçek bir akıcılık testi

who follow my channel actually want to communicate  it's okay for some people if they just want to  

kanalımı takip eden     çoğu kişi gerçekten iletişim kurmak istiyor bazı

understand movies or things like that but if you  want to speak really we're going to be talking  

filmleri veya bunun gibi şeyleri anlamak istiyorsa sorun yoktur, ancak gerçekten konuşmak  istiyorsanız

about that in this video so let me know in the  chat if you can hear me hopefully everything is  

bu videoda   bunun hakkında konuşacağız, o yüzden bana izin verin sohbette beni duyabiliyorsanız bilin umarım her şey

working well and we will get right into it so  again as I mentioned in this video we're going  

yolundadır ve hemen konuya gireceğiz bu yüzden bu videoda bahsettiğim gibi

to be talking about fluency as we always do but I  want to get more specific and the reason I want to  

her zaman yaptığımız gibi akıcılık hakkında konuşacağız ama ben daha spesifik olmak istiyorum ve

talk about this is because over this past weekend  all right so we do have the chat working over this  

bunun hakkında   konuşmak istememin nedeni, geçen bu hafta sonu pekala, bu   geçen hafta sonu üzerinde çalışarak sohbet etmemizdir

past weekend uh I was at a local park near my  house with my family I live in Nagasaki Japan  

uh ailemle evimin yakınındaki yerel bir parktaydım Nagazaki Japonya'da yaşıyorum

and it's now election season so people are  it's an interesting thing in Japan people  

ve şimdi seçim sezonu yani insanlar bu Japonya'da ilginç bir şey insanlar

drive around in little cars and they have loud  speakers and they they're like they try to say  

küçük arabalarla dolaşıyorlar ve hoparlörleri var ve

hi and hello and please uh you know vote for me  or whatever so people are driving around uh and  

merhaba ve merhaba demeye çalışıyorlar ve lütfen uh, bilirsiniz bana oy verin ya da her neyse, insanlar etrafta araba kullanıyor uh ve

one of the politicians came out of their car so  it was a guy and he came out and started talking  

politikacılardan biri arabalarından indi, bu bir erkekti ve dışarı çıkıp bizimle konuşmaya başladı,

with us this was a few of us sitting uh or just  kind of playing with our kids at the park and  

bu birkaçımız parkta çocuklarımızla oturuyorduk ya da sadece bir tür oyun oynuyorduk ve  bu

so he he walked up and introduced himself and  he was speaking all in Japanese so I understood  

yüzden gelip tanıştırdı kendisi ve tamamen Japonca konuşuyordu, bu yüzden

what he was saying but it was interesting  he didn't say anything to me in English and  

ne dediğini anladım   ama ilginçti bana İngilizce hiçbir şey söylemedi ve

uh the reason I thought that was strange is  because after he talked about making our town  

uh bunun garip olduğunu düşünmemin nedeni çünkü o konuştuktan sonra kasabamızı

kind of more International again he's talking  all in Japanese just talking to the different  

biraz daha fazla yapmak Yine uluslararası, tamamen Japonca konuşuyor, sadece farklı kişilerle konuşuyor,

um you know the few of us that were in the park  but after he left he he gave us a brochure and  

um, bilirsin, parkta olan birkaçımız, ama o gittikten sonra bize bir broşür verdi ve

we were reading that and the first thing I saw  listed about his accolades so these are like the  

biz onu okuyorduk ve ilk gördüğüm şey onun övgüleriyle ilgili listelenmişti. bunlar

important things or his Rewards or good points  or whatever was passing the highest level of  

önemli şeyler veya Ödüller veya iyi puanlar veya resmi Japonca İngilizce sınavının en yüksek seviyesini geçen her neyse

the official Japanese test of English this is the  acan test and he also had pictures of himself on  

bu acan testidir ve

the back of the brochure showing that he lived  and studied in the United States for some time  

broşürün arkasında yaşadığını ve çalıştığını gösteren kendi resimleri de vardır. bir süre Amerika Birleşik Devletleri'nde   bu

so I thought that was very interesting uh he  wanted to make or he said he wanted to make the  

yüzden bunun çok ilginç olduğunu düşündüm uh yapmak istedi veya

place more International there were only a few of  us there maybe 12 people so some adults and some  

yeri daha uluslararası hale getirmek istediğini söyledi orada sadece birkaçımız vardı belki 12 kişi yani bazı yetişkinler ve bazı

local kids as well but he didn't try speaking to  me at all in English and that was a big part of  

yerel çocuklar da ama benimle İngilizce konuşmayı hiç denemedi ve bu,

his you know like who he was or his personality  or his abilities or whatever and so I thought  

onun kim olduğunu veya kişiliğini veya yeteneklerini veya her neyse onun büyük bir parçasıydı ve ben de

well that was a perfect opportunity uh to to show  who he was you know this this is his time to shine  

bunun kimin kim olduğunu göstermek için mükemmel bir fırsat olduğunu düşündüm. o sen miydin bu onun parlama zamanı olduğunu biliyordu

so time to shine someone's time to shine means  like just like the Sun so you have your time to  

yani parlama zamanı birinin parlama zamanı demek tıpkı Güneş gibi yani senin parlama zamanın var

shine so other people are watching you you can do  something amazing but he didn't speak any English  

böylece diğer insanlar seni izliyor muhteşem bir şey yapabilirsin ama o hiç konuşmadı İngilizce   bu

at all so I thought that was very interesting  and I wanted to make this video really talking  

yüzden bunun çok ilginç olduğunu düşündüm ve bu videoyu gerçekten

more about the difference between knowing a lot of  English and actually being able to speak okay I'll  

çok  İngilizce bilmek ile gerçekten konuşabilmek arasındaki fark hakkında daha fazla konuşmak istedim tamam

come back and check comments in a little bit uh  but what's I should do this next yeah nice to see  

biraz sonra geri gelip yorumları kontrol edeceğim uh  ama bundan sonra ne yapmalıyım evet

you there hopefully I will come back and check  comments in a minute but I wanted to get right  

sizi orada görmek güzel umarım bir dakika içinde geri gelip yorumları kontrol edeceğim ama hemen

into this video we're already a few minutes in and  we're going to cover two things because really the  

bu videoya girmek istedim zaten birkaç dakikamız var ve iki konuyu ele alacağız çünkü Akıcı bir konuşmacı

most important thing to remember if you want to  become a fluent speaker is that fluency really  

olmak istiyorsanız gerçekten hatırlamanız gereken en önemli şey, akıcılığın gerçekten o

measures how well you know the language it's  not how much you know okay so it's not how much  

dili ne kadar iyi bildiğinizi ölçtüğüdür, ne kadar bildiğiniz değil tamam yani ne kadar

grammar or how much vocabulary you know it's  how well you can use the vocabulary all right  

gramer veya ne kadar kelime bilgisi bildiğiniz değil ne kadar iyi bildiğinizdir kelime dağarcığını kullan tamam

so we're going to cover two things in this video  the first one is going to be depth and then the  

bu videoda iki şeyi ele alacağız ilki derinlik olacak ve ardından

second one is going to be Precision Precision so  often a lot of Stu a lot of students the kind of  

ikincisi Hassasiyet Hassasiyet olacak, bu nedenle çoğu  Stu ve birçok öğrenci

typical way people will learn the language uh they  will often begin with a we'll just call this a t  

tipik  türde   insanların dili öğrenme şekli uh genellikle a ile başlarlar, biz buna

here for translation in their native language uh  and then they learn that thing in English so often  

burada kendi ana dillerinde çeviri için t   diyeceğiz uh ve sonra o şeyi İngilizce olarak o kadar sık ​​öğrenirler

a Japanese learner will learn they begin with a  Japanese word and then do the English translation  

bir Japonca öğrenen kişi Japonca bir kelime ile başladığını öğrenir ve sonra bunun İngilizce çevirisini yapın,

of that but then they can't actually use that  information in a conversation so what we want  

ancak o zaman bu bilgiyi bir konuşmada gerçekten kullanamazlar, bu nedenle

to do is have you understand everything all in  English and really develop a long and deep depth  

yapmak istediğimiz şey, her şeyi İngilizce olarak anlamanız ve gerçekten uzun ve derin bir derinlik geliştirmenizdir

you know the really deep understanding of the  language rather than a very shallow understanding  

gerçekten derin bir anlayışa sahip olduğunuzu bilirsiniz. dili çok sığ bir anlayış yerine   ki

which is just maybe having a translation or a  definition of the word so I'll come back and again  

bu sadece kelimenin bir çevirisine veya tanımına sahip olmak anlamına gelir, bu nedenle

in checking comments and things in a minute but  the first thing let's talk about is depth depth

yorumları ve diğer şeyleri kontrol etmek için bir dakika içinde tekrar tekrar geleceğim, ancak ilk konuşacağımız şey derinlik derinlik

so depth meaning how deep how how  strong is your understanding so  

yani derinlik anlamı nasıl derin anlayışınız ne kadar güçlü se

rather than having if we imagine like  a pool of water here uh the depth  

burada bir su havuzu gibi hayal edersek  uh  derinliği

going from the the surface of the water down here  so if you only know maybe one meaning of a word  

suyun yüzeyinden buraya gider yani bir kelimenin belki yalnızca bir anlamını biliyorsanız

or you can't really use it you can't remember it  you can't recall it in conversations you have a  

veya gerçekten bilemezsiniz onu kullan hatırlayamazsın konuşmalarda hatırlayamazsın

very shallow understanding of the word but fluid  speakers have a very deep understanding of the  

kelimeyi çok sığ anlarsın ama akıcı konuşanlar kelimeyi çok derin anlar

word and that's how they're able to communicate so  well so they remember things well they use them in  

ve bu şekilde o kadar iyi iletişim kurabilirler ki hatırlarlar bazı şeyleri

interesting ways and especially words that might  seem like they're very basic so I wanted to give  

ilginç şekillerde ve özellikle de çok basitmiş gibi görünen kelimeleri kullanıyorlar, bu yüzden

one example of this when we're talking about depth  and we're going to use the word coat for that

derinlikten bahsederken buna bir örnek vermek istedim ve bunun için yine ceket kelimesini kullanacağız.

so again I'll try it I know I get to talking  and I start talking a lot so I'll try to keep  

Deneyeceğim biliyorum konuşmaya başlıyorum ve çok konuşmaya başlıyorum bu yüzden

it short here uh but we'll look at just again uh  whoops spell this correctly c o a t now if you ask  

burada kısa tutmaya çalışacağım uh ama şimdi

a child even a native English-speaking child what  is a coat what is a coat they would probably tell  

bir çocuğa bile sorarsanız bu doğru hecelemeye bakacağız ana dili İngilizce olan çocuk ceket nedir ceket nedir muhtemelen

you or probably describe you know something like  this we got like a long sleeve thing uh often like  

size söylerler veya muhtemelen bunun gibi bir şey bildiğinizi tarif ederler bizde uzun kollu bir şey var uh genellikle

the coat will go down kind of below the waist  so a jacket might be something like a lighter

ceket belin biraz altına iner bu nedenle bir ceket daha hafif bir ceket gibi bir şey olabilir,

a jacket might be for spring or for fall  weather but a coat is maybe something  

bir ceket ilkbahar veya sonbahar havası için olabilir, ancak bir ceket

thicker for winter okay so this is a very  beginning basic understanding of the word coat  

kış için   daha kalın olabilir tamam yani bu, ceket kelimesinin temel olarak anlaşılması için çok  başlangıçtır

camera is blurry it shouldn't be blurry it should  be okay let me know if anybody's having having  

kamera bulanık, bulanık olmamalıdır, tamam  olmalıdır kamerayla ilgili sorun yaşayan varsa bana haber ver

issues with the camera it looks fine to me I  don't know maybe if you're shaking your camera  

bana sorun yok gibi geldi bilmiyorum belki kameranı sallıyor olabilirsin

or something but my camera is stationary let  me know if uh let me know in the chat if it's  

ama kameram sabit duruyorsa bana haber ver eğer değilse sohbette haber ver

not coming through if you're not getting sound  correctly or video correctly it looks fine to me  

geliyor, sesi veya görüntüyü  doğru şekilde alamıyorsanız, bana iyi görünüyor

though so anyway if you look at the beginning if  you're trying to learn the word coat you will just  

yine de başlangıca bakarsanız kat kelimesini öğrenmeye çalışıyorsanız,

again maybe see something like that again there  might be different kinds of coats but again we we  

yine   belki yine buna benzer bir şey görebilirsiniz farklı türde paltolar ama yine biz

want to go deeper than this because as even young  children as they learn more English and they spend  

bundan daha derine inmek istiyoruz çünkü küçük çocuklar bile daha fazla İngilizce öğrendikçe ve

more time with the language they develop but  deeper understanding of it so we can go from a  

geliştirdikleri dille daha fazla zaman harcadıkça, ancak onu daha derinden anlayarak bir

beginning to a more uh kind of a deeper or I guess  a more uh well I guess deeper is just the best way  

baştan daha fazlasına gidebiliriz. biraz daha derin ya da sanırım daha fazla sanırım daha derin, onu tanımlamanın en iyi yolu

to describe it but a deeper understanding of coat  it's the same word but we can talk about the coat  

ama daha derin bir ceket anlayışı bu aynı kelime ama ceket hakkında

on like like this like I have like a coat of fur a  coat of hair all over my well not actually not all  

bunun gibi konuşabiliriz, tıpkı benim bir ceketim gibi kürk kuyumun her yerinde bir kat saç aslında

over my body but really on my arms my arms are  people people in Japan actually sometimes they  

vücudumun her yerinde değil ama gerçekten kollarımda insanlar Japonya'daki insanlar aslında bazen

touch my arms they're very curious about wow like  look at all that hair I have a coat like a coat

kollarıma dokunuyorlar çok merak ediyorlar vay şu saçlara bak bir kürk manto gibi bir ceket

of hair or you can talk about  an animal having a coat of fur  

veya bir kürk mantoya sahip bir hayvan hakkında konuşabilirsiniz

the same idea but notice as we move from from  here to here again when children talk about a  

aynı fikir ancak buradan  buraya geçerken dikkat edin, çocuklar bir    palto hakkında konuşurken

coat they think about like the definition of the  word ah okay we mean a jacket your mom says hey  

kelimenin tanımı gibi düşündükleri ah tamam biz annenin hey

put your coat on or put on your coat so put  your coat on or put on your coat if you're  

montunu giy veya montunu giy, yani montunu  giy veya montunu giy, eğer

going outside and kids understand they connect  this word with this thing but as they learn more  

dışarı çıkıyorsan  ve çocuklar bu kelimeyi bu şeyle ilişkilendirdiklerini anlarlar, ancak daha fazlasını

they're deepening their understanding of the  word and so ah they learn coat it doesn't just  

öğrendikçe   kelimeyi anlamalarını derinleştiriyorlar ve bu yüzden ah, ceketi öğreniyorlar, bu sadece

mean this physical thing it's really talking about  covering something in a in like a strong way okay  

gerçekten bahsettiği bu fiziksel şey anlamına gelmiyor bir şeyi güçlü bir şekilde örtmek tamam  yani evet, yani

so yes so again edson's got the idea so a coat  is kind of like a skin it's like a covering of  

yine Edson'ın fikri var, yani bir ceket bir nevi bir deri, bir şeyin kaplaması gibidir  bu

something so I have a like a coat of skin on me  in the same way we might have a coat of paint  

yüzden üzerimde bir deri tabakası var aynı şekilde bir kaplamamız olabilir

or we could have a coat of gold  we can also talk about a coating

veya bir altın kaplamamız olabilir  bir kaplamadan da bahsedebiliriz.

a coating of something all right listen carefully  to how this Blends here we got Co and this is a  

doğru dikkatlice dinleyin bu Karışımların nasıl burada Co'yu elde ettik ve bu

an American English pronunciation coding coding  it sounds like the word coding like I'm coding a  

bir   Amerikan İngilizcesi telaffuz kodlama kodlaması  kulağa

a program on a computer but it's the same idea  coat becomes coding coding all right so if I'm  

bir bilgisayarda bir program kodluyorum gibi geliyor ama bu aynı fikir ceket kodlama kodlaması oluyor pekala yani eğer

coding something it means I'm covering it in the  same way that I would coat my body with a coat  

bir şeyi kodluyorsam, bu, onu vücudumu bir paltoyla kaplar gibi örtüyorum anlamına gelir  tamam pekala bu mantıklı

okay all right does that make sense so as we  move from a basic understanding of something  

mı, yani bir şeye ilişkin temel bir anlayıştan hareket ederken

usually we begin with just connecting  one word with one idea or one thing  

genellikle sadece birini bağlamakla başlarız bir fikir veya bir şeyle kelime

and so a child again we have a word like  coat and they would hear this many times  

ve böylece bir çocukta yine ceket gibi bir kelimemiz var ve bunu birçok kez duyarlardı   bu

so ah put on your coat put your coat on it's cold  outside you should wear a coat okay and so as we  

yüzden ah paltonuzu giyin paltonuzu giyin hava soğuk dışarıda palto giymelisiniz tamam ve biz

hear more examples the child's understanding  deepens and they understand ah we don't just  

daha fazlasını duydukça Örnekler çocuğun anlayışı derinleşir ve anlarlar ah biz sadece

mean like a physical a physical kind of clothing  we're talking about covering yourself and covering  

fiziksel bir tür giyimden bahsetmiyoruz kendinizi örtmekten ve

yourself pretty well okay and so we can even take  this to a higher level an even deeper level where  

kendinizi oldukça iyi örtmekten bahsediyoruz tamam ve böylece bunu  daha yüksek bir düzeye ve hatta daha derine götürebiliriz seviye

we talk about maybe sugar coating something so  if you imagine uh like some medicine or a pill  

belki bir şeyi şekerle kaplamaktan bahsediyoruz yani bir ilaç veya hap gibi hayal ederseniz

we'll draw our little pill right here or you  might have a uh try to draw this so these are  

küçük hapımızı tam buraya çizeceğiz veya bunu çizmeyi deneyebilirsiniz, yani bunlar

like a tablet or a pill some medicine that you  might take often the medicine might not taste  

bir tablet veya hap gibi, bazı ilaçlar sık sık kullanabilirsiniz ilacın tadı

very good maybe it has some kind of flavor on it  so the pill will be sugar coated sugar so sugar

çok iyi olmayabilir belki üzerinde bir tür aroma vardır  bu nedenle hap şeker kaplı şeker olacaktır, yani şeker

coated

kaplıdır,

so you can have a sugar coated pill and  in this way we often talk about not sugar  

böylece şeker kaplı bir hap alabilirsiniz ve bu şekilde genellikle şeker değil hakkında konuşuruz

coating something so you can also sugar coat to  sugarcoat the truth so some people as an example  

bir şeyi kaplamak için gerçeği şekerle kaplamak için şeker katabilirsiniz bu nedenle bazı insanlar örnek olarak

maybe I I want to tell someone you know I I don't  really like their I don't know their fashion or  

belki ben tanıdığınız birine onların gerçekten sevmediğimi söylemek istiyorum onların modasını bilmiyorum veya   onun gibi

something like that so someone says hey do you  like my jacket and I say oh yeah it's pretty  

bir şey böylece biri hey diyor ceketimi beğen ve diyorum ki oh evet bu oldukça

nice you know I'm kind of sugar coating sugar  coating my words a little bit all right so I'm  

güzel, biliyorsun ben bir nevi şeker kaplama şekerim sözlerimi biraz kaplıyorum bu yüzden

not giving them like the real truth I'm putting  putting a little bit of sugar around my words  

onlara gerçek gerçekmiş gibi vermiyorum, koyuyorum biraz şeker koyuyorum sözlerimin etrafında

okay so this is just one example of how we can  take something basic like this like coat bring  

tamam yani bu, ceket gibi basit bir şeyi nasıl daha

it to a deeper understanding and then even deeper  understanding as we use more words and expressions  

derin bir anlayışa getirebileceğimize ve daha fazla kelime ve ifade kullandıkça daha da derin bir anlayışa nasıl getirebileceğimize dair yalnızca bir örnek   tamam

okay hopefully that makes sense so this  is just one way that we're covering

umarım bu mantıklıdır, yani bu sadece bir yol

fluency by depth so you can tell really how  fluent You Are by how much depth you have and  

akıcılığı derinlemesine ele alıyoruz, böylece gerçekten ne kadar akıcı olduğunuzu, ne kadar derinliğe sahip olduğunuza ve

how much use you have with your vocabulary so if  you only know this very surface level one where  

kelime dağarcığınızı ne kadar kullandığınıza göre anlayabilirsiniz.

you know maybe the yeah so a cake has a chocolate  coating excellent example same thing all right so  

pastanın çikolata kaplaması var mükemmel örnek aynı şey pekala yani

again we're covering something like that there's  a coating of snow there's a coating of chocolate  

yine şunun gibi bir şeyi kaplıyoruz ki bir  kar kaplaması var  bir kaplaması çikolata

there's a coating of of fruit or whatever  something like that but again we're deepening our  

bir kaplaması meyve veya her neyse bunun gibi bir şey ama yine   anlayışımızı derinleştiriyoruz

understanding and and as you learn these things  so code is just one example I wanted to share uh  

ve ve siz bunları öğrendikçe yani kod, paylaşmak istediğim örneklerden sadece bir tanesidir uh

but as you learn these things you will feel your  fluency developing automatically you will actually  

ancak bunları öğrendikçe akıcılığınızın otomatik olarak geliştiğini

feel that your brain will be like ah so you can  also use it that way isn't that interesting okay  

hissedeceksiniz. o kadar ilginç tamam

so this is talking about depth and now I'll  give one more example where we're talking about  

yani bu derinlikten bahsediyor ve şimdi bahsettiğimiz yere bir örnek daha vereceğim

Precision Precision means how accurate you are  when you speak so if you want to describe maybe  

Kesinlik Kesinlik, konuşurken ne kadar doğru olduğunuz anlamına gelir, bu nedenle belki

your feelings or how how you like something or  don't like something we'll talk about that in just  

duygularınızı veya nasıl sevdiğinizi açıklamak isterseniz  bir şey ya da  bir şeyi beğenmezseniz bunun hakkında birazdan   konuşacağız

a moment but let me go back and look at comments  looks like we got a bunch of comments over here  

ama geri dönüp yorumlara bakayım burada bir sürü yorum var gibi görünüyor

I'll try not to get uh stuck on these too long but  let's see all right so people can hear me loud and  

Bunlara fazla takılmamaya çalışacağım ama hadi bakalım pekala böylece insanlar beni yüksek sesle ve

clear nice to see everybody it's a pleasure  watching you nice and clear from Korea good  

net bir şekilde duyabilir herkesi görmek güzel sizi Kore'den güzel ve net bir şekilde izlemek bir zevk sizi

to see you there looks like we got people from  all over the place from Japan we got no no no no  

orada görmek görünüşe göre Japonya'nın her yerinden insanlar var bizde hayır hayır hayır hayır hayır evet

yes I'm happy to see actually more people from  Japan uh watching my videos I have like one of  

Aslında Japonya'dan daha fazla insanın videolarımı izlediğini görmekten mutluyum.

the top 300 channels in Japan on YouTube  and and almost no Japanese people watch me  

YouTube'da Japonya'daki en iyi 300 kanaldan biri gibiyim ve neredeyse hiç Japon beni izlemiyor   bu

so it's nice people like people don't think  I'm famous out here I can just like walk around  

yüzden insanların ünlü olduğumu düşünmemesi güzel. burada sadece dolaşabilirim

uh we are all your fans mate glad to hear it  uh nice to see you here got some flowers what's  

uh hepimiz sizin hayranınızız dostum bunu duyduğuma sevindim uh burada bazı çiçekler olduğunu görmek güzel

the difference between can tail and I don't know  what that means ask me again and read realize is  

can tail ile bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum  bana tekrar sor ve oku fark et demek istediğin şey

that what you mean can tell and realize ah  you mean like you notice something you see  

anlatabilir ve fark edebilir ah demek istediğin bir şeyi fark ettiğin gibi   gördüğün bir şey

something uh Ralphie you're asking like what's  the difference between I realize something and  

uh Ralphie, bir şeyi fark etmem ile   arasındaki farkın ne olduğunu

I can tell yeah that would basically be the same  thing and again uh I often in this same idea I  

soruyorsun evet, bu temelde aynı şey olurdu ve yine uh ben sık sık aynı fikir   bir şey

don't want to give just like a surface answer for  something because often there will be words where  

için yüzeysel bir cevap vermek istemiyorum çünkü çoğu zaman

sometimes the meaning is the same sometimes the  meaning is different so it's better to just get  

bazen anlamın aynı olduğu bazen anlamın farklı olduğu kelimeler olacaktır, bu yüzden tıpkı

lots of examples just like I'm doing here so as  I give you more examples you naturally develop a  

benim yaptığım gibi birçok örnek elde etmek daha iyidir burada size daha fazla örnek verdikçe, doğal olarak

much better understanding a stronger and deeper  understanding of the language and that's what  

çok daha iyi bir anlayış geliştirirsiniz, dili daha güçlü ve daha derin bir şekilde anlarsınız ve bu,

makes you feel much more confident so you could  say in a situation I can tell like I notice  

kendinizi çok daha güvende hissetmenizi sağlar, böylece bir durumda

something usually I I'd like I see something like  I can tell I can tell it's it's raining because I  

genellikle bir şey fark ettiğimi söyleyebilirsiniz, ben ' Şunun gibi bir şey görmek isterim  söyleyebilirim, yağmur yağdığını anlayabiliyorum çünkü

look outside so usually realize is a is it maybe  a stronger deeper kind of word where you where  

dışarıya bakıyorum, bu yüzden genellikle bunun daha güçlü, daha derin bir kelime türü olduğunu fark edin, burada   bir tür

you kind of discover something so even if you if  you don't see it usually usually tell something  

şey keşfedersiniz, yani siz yapmasanız bile  bakın genellikle bir şeyler anlatır

is uh it's more about visual understanding but not  always all right but again this is why we get lots  

uh bu daha çok görsel anlamayla ilgilidir, ancak her zaman doğru değildir, ancak yine bu nedenle

of examples of things and I don't want to spend  too much time in one video going through a whole  

birçok   şey örneği alıyoruz ve bir videoda  bir sürü    çok  fazla zaman harcamak istemiyorum.

bunch of different examples for one example uh all  right so everything it looks like we got people  

bir örnek için farklı örnekler uh pekala öyleyse her şey görünüşe göre

coming in Kazakhstan Peru Japan astina says what  time is it in Japan it is what time is it 10 30 10  

Kazakistan'dan Peru Japonya'ya gelen insanlar var.

30 A.M all right at last I can get to your stream  thank you for helping us to learn English yes it's  

İngilizce öğrenmemize yardım ettiğiniz için teşekkür ederim evet

my pleasure all right making sure I don't like  skip all of these over here uh uh let's see okay  

benim için zevktir pekala bunu sevmediğimden emin olun buradakilerin hepsini atlayın uh uh hadi bakalım tamam   işte

here we go Fernando says hello hello worlds as I  am sleepy from Brazil hey in an interview I think  

başlıyoruz Fernando merhaba diyor merhaba dünyalar benim uykum varken Brezilya'dan hey bir röportajda Bence

I said very bad the concept of focus and after  that I and after I think I said focus and laughing  

odak kavramını çok kötü söyledim ve ondan sonra ben ve sanırım sonra odaklanma ve gülme dedim

I guess that means uh can you give me a tip for  good pronunciation of focus focus focus focus  

sanırım bu şu anlama geliyor, bana  odaklaşmanın iyi telaffuzu için bir ipucu verebilir misiniz odak odak

focus if you want pronunciation specifically me  giving you pronunciation of over 2 000 words get  

odak   özellikle bana  vermek için telaffuz istiyorsanız odak 2 000'den fazla kelimenin telaffuzu olsun

Frederick you can find the link in the description  for that below this video all right nice to see  

Frederick bunun için bağlantıyı açıklamada bulabilirsiniz bu videonun altında pekala görmek güzel   uh

you uh you are shining glad to hear it all  right we got Muhammad great over here all right

parlıyorsunuz bunu duyduğuma sevindim burada harika Muhammed var tamam hadi hepsini

let's see here

burada görelim

all right hi teacher uh is this stream will be  uploaded as a video yes I share all these streams  

tamam merhaba öğretmenim bu yayın bir video olarak yüklenecek mi evet tüm bu yayınları paylaşıyorum   pekala

all right good greetings from Latin America so  this is at least I get okay so I read that one  

Latin Amerika'dan iyi selamlar yani bu en azından ben tamam o yüzden onu okudum

already all right hello from Peru okay everybody's  looking good I'm like going back in time as I read  

zaten pekala Peru'dan merhaba tamam herkes iyi görünüyor ben

through these comments over here yes so fur yes  so some people actually Japanese people like wow  

Buradaki yorumları okuduğumda geçmişe gitmek istiyorum   evet çok kürk evet yani bazı insanlar gerçekten Japonlar vay be der

they're like look at all that all that uh fur you  have over here pardon me is we have a an ambulance  

ambulans

coming through all right we got  everybody talking about their different  

geliyor tamam herkesin kendi farklılığından bahsetmesini

uh uh let's see so Lewis says I do not find the  cash symbols to send you a present for all that  

sağladık   ah ah, bakalım Lewis diyor ki, size hediye gönderecek nakit sembolleri bulamıyorum

I've learned from your classes oh it's my pleasure  to help people learn but if you would like to  

Derslerinizden öğrendim oh insanların öğrenmesine yardımcı olmak benim için bir zevk ama

send some actual cash you can certainly join our  programs or recommend other people do all right  

biraz gerçek nakit göndermek istiyorsanız, kesinlikle programlarımıza katılabilir veya diğer insanlara tavsiye edebilirsiniz, tamamdır   bakalım

let's see hi Drew and everybody from Brazil it's  a long time no see I got lots of hands up Olivia  

Drew ve Brezilya'dan herkes uzun zamandır görüşmedik, çokça işim var Olivia

is a wonderful country I strongly recommend you  visit it all right and this is another thing like  

harika bir ülke şiddetle tavsiye ediyorum pekala ziyaret edin ve bu da başka bir şey gibi

uh my wife will will make this mistake in English  sometimes like I strongly recommend you to do  

uh karım İngilizcede bu hatayı yapacak bazen gibi yapmanızı şiddetle tavsiye ederim

something we just say I strongly recommend you do  something so I recommend you visit I recommend you  

bir şey yapmanızı şiddetle tavsiye ederim  bu yüzden ziyaret etmenizi tavsiye ederim gitmenizi tavsiye ederim

go I recommend you listen you don't have to put  the two in there all right please talk about your  

gitmenizi tavsiye ederim dinle o ikisini oraya koymak zorunda değilsin tamam mı lütfen derslerin hakkında konuş

courses uh what would you specifically like to  know I can mention more about those if people like  

uh özellikle ne bilmek istersin insanlar beğenirse bunlardan daha fazla bahsedebilirim um pekala

um all right I love your pronunciation so clear  and easy to understand yes and again if you'd  

telaffuzunu çok net ve anlaşılması kolay seviyorum evet ve yine

like to learn how to pronounce words the same  way I do you should get Frederick you can find  

kelimeleri benim yaptığım şekilde telaffuz etmeyi öğrenmek istiyorsanız, Frederick'i almalısınız

that in the link below all right uh Suresh where  were you and I were waiting for you so much happy  

aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz  pekala uh Suresh neredeydiniz ve ben sizi  bekliyorduk,

to see you again I have a question for you can  you please tell me uh what I can do for speaking  

sizi gördüğüme çok sevindim   yine size bir sorum var lütfen bana konuşmak için neler yapabileceğimi söyler misiniz

well this video is all about speaking just like  all of my videos are really about speaking and  

bu video tamamen konuşmakla ilgili, tıpkı tüm videolarım gerçekten konuşmakla ilgili ve

this is one example of getting more depth most  people do not have very much depth and this is  

bu, çoğu insanın sahip olmadığı daha fazla derinleşmenin bir örneği çok derin ve bu

why they have trouble communicating so they  think they know something but they just have  

yüzden iletişim kurmakta güçlük çekiyorlar, bu yüzden bir şey bildiklerini sanıyorlar ama sadece

a very surface level of it and you don't really  make that connection uh like if if I say like  

çok yüzeysel bir seviyeye sahipler ve siz gerçekten bu bağlantıyı kurmuyorsunuz, eğer şöyle dersem,

don't sugarcoat that and people might think wait  a minute I thought cope meant like a thing you  

bunu şekerle kaplamayın ve insanlar bekle bir dakika, başa çıkmanın vücudunuza bu şekilde giydiğiniz bir şey anlamına geldiğini düşündüm,

wear on your on your body like that but only  as you get more and more examples do you really  

ancak yalnızca daha fazla örnek aldıkça gerçekten

develop a strong understanding of what the word  means uh yes so there will be a recording of this  

kelimenin ne anlama geldiğine dair güçlü bir anlayış geliştiriyorsunuz uh evet, yani bir kayıt olacak bunun

because I feel I can understand speaker pretty  well but I can't speak yes so the main reason  

nedeni   çünkü konuşmacıyı oldukça iyi anlayabildiğimi hissediyorum ama konuşamıyorum evet bu nedenle

that most people understand but can't speak is  they don't have a very good depth of knowledge  

çoğu insanın anlayıp konuşamamasının ana nedeni çok iyi bir İngilizce bilgisine   sahip olmamaları ve bu

of English so they think they know something but  really they don't and so that's the point of this  

nedenle bildiklerini düşünmeleridir bir şey ama gerçekten yapmıyorlar ve bu

video so the true test just like that politician  that came up to me and my family he said in his  

videonun amacı da bu yani gerçek test, tıpkı bana ve aileme gelen politikacı gibi

little brochure that he can speak English that  he knows English that he has actually a like a  

küçük broşüründe İngilizce konuşabildiğini

certification for an English test at the highest  level but he didn't even say hello in English so I  

en yüksek seviyedeki bir İngilizce sınavı için sertifika gibi ama o İngilizce merhaba bile demedi bu yüzden İngilizcesini kullanmanın

thought it was just like a wasted opportunity that  was his time to use his English but he did not so  

boşa giden bir fırsat olduğunu düşündüm ama o bunu yapmadı

either he he was just feeling very shy or whatever  but that would have been a good time to speak  

ya o sadece çok utangaç falan hissediyorum ama bu konuşmak için iyi bir zaman olurdu   pekala

all right hello Professor studying English for  one year improved my listening from Brazil glad  

merhaba  bir yıl boyunca  İngilizce okuyan Profesör Brezilya'dan dinlememi geliştirdi   Ann'in, lütfen

to hear Ann says can you please give me uh an  advice and again for the word advice we can just  

bana bir nasihat verebilir misiniz? sadece

say please give me advice so advice is uncountable  if you want to talk about one thing we would say  

lütfen bana tavsiye verin, bu yüzden tavsiye sayılamaz bir şey hakkında konuşmak isterseniz

a piece of advice give me a piece of advice about  this but it's much faster to just say give me some  

bir tavsiye veririz  bu konuda bana bir tavsiye verin ancak sadece bu konuda nasıl yapabileceğim konusunda bana biraz tavsiye ver demek çok daha hızlıdır

advice about this about how I can speak fluency  or how I can develop my conversation so that's  

akıcı konuşun veya konuşmamı nasıl geliştirebilirim  yani

exactly what this is this is one part of that  so in this video we're talking about depth and  

tam olarak bu  bu bunun bir parçası yani bu videoda derinlikten bahsediyoruz ve

we're talking about Precision which I'll cover in  just a moment uh do you know that you are amazing  

Kesinlik hakkında konuşuyoruz ki buna birazdan değineceğim. harika olduğunu biliyorum   pekala bunu

well I'm happy to hear that I was glad to hear uh  let's see good morning thanks for your response I  

duyduğuma sevindim duyduğuma sevindim uh  bakalım günaydın cevabınız için teşekkürler

love you what Tokyo Sky Tree wow there's someone  has a name either maybe is that the actual Tokyo  

sizi  seviyorum ne Tokyo Sky Tree vay birinin bir  adı var ya belki de gerçek Tokyo

Skytree following me that would be pretty cool  well I love you too glad to hear it hello from  

Skytree beni takip ediyor bu çok güzel olurdu pekala seni seviyorum bunu duyduğuma çok sevindim

New York first time let's see took us guide you  every day I listen to your live lessons over and  

New York'tan ilk kez merhaba bakalım size rehberlik etmemizi sağladık her gün canlı derslerinizi defalarca dinliyorum

over make sure the right way of learning English  and then listen to your lovely Wonder americ uh  

İngilizce öğrenmenin doğru yolundan emin olmak ve sonra sizinkini dinliyorum sevimli Wonder americ uh

wonderful American English yeah I'm glad to hear  it are you from are you from Tokyo or are you or  

harika Amerikan İngilizcesi evet duyduğuma sevindim nerelisiniz Tokyo'dan mısınız yoksa

in Japan at all or just you just like Tokyo Sky  Tree hello from Argentina uh Eritrea recommended  

Japonya'da mısınız yoksa Tokyo Sky Tree gibisiniz Arjantin'den merhaba uh Eritre tavsiye edildi

uh you visit yes so I recommend you visit yeah uh  hello everyone and hello teacher how are you doing  

uh ziyaret edin evet bu yüzden ben ziyaret etmenizi tavsiye ederim evet uh herkese merhaba ve merhaba öğretmenim nasılsınız   iyiyim

I'm doing well hello first time to join your class  glad to hear it talking to myself can improve my  

merhaba sınıfınıza ilk kez katılıyorum kendi kendime konuşmanın akıcılığımı geliştirebileceğini duyduğuma sevindim

fluency uh tadeo I it can but it's much better  if you can spend more time getting input just  

uh tadeo Yapabilirim ama harcayabilirseniz çok daha iyi  tıpkı benim burada yaptığım gibi girdi almak için daha fazla zaman;

like I'm doing here so if you get 30 30 minutes  of just learning like lots of different uses  

bu nedenle, ceketin birçok farklı kullanımı gibi 30 30 dakika öğrenirseniz,

of coat you will actually build more fluency for  talking about anything you like because you will  

aslında sevdiğiniz herhangi bir şey hakkında konuşmak için daha fazla akıcılık geliştirirsiniz çünkü

know at least this word fluently and so instead  of trying to repeat things to yourself it's much  

en azından   bu kelimeyi akıcı bir şekilde bilecek ve bu yüzden bir şeyleri kendi kendinize tekrar etmeye çalışmaktan çok   daha

better to just get more input all right that's  really like the fastest way to build fluency  

fazla  girdi almak çok daha iyidir pekala  bu gerçekten  akıcılık oluşturmanın en hızlı yolu   pekala

all right I think we're getting to the bottom  of these over here hello everyone all right  

burada bunların temeline iniyoruz  herkese merhaba pekala

so nice to see you all right got that all right I  would like to join your course well you can click  

çok güzel görüşürüz, tamam anladım, kursunuza katılmak istiyorum,

on the link in the description to learn more  about fluent for life if you would I do like  

açıklamadaki bağlantıya tıklayarak fluent for life hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz, isterseniz

your channel and I recommend to your student glad  to hear it Wilson thank you very much all right  

kanalınızı beğenirim ve öğrencinize tavsiye ederim. Wilson çok teşekkür ederim pekala

what's it what do you mean by depth so depth  is like again how deep you go so if you jump  

derinlik derken neyi kastediyorsunuz yani derinlik yine ne kadar derine indiğiniz gibidir yani

into a pool you could be at the top of the water  that's called the surface or you could go deeper  

bir havuza atlarsanız yüzey denen suyun tepesinde olabilir veya daha derine inebilirsiniz

and deeper that's the depth so your depth of  understanding that's another again another  

ve daha derin bu derinlik yani anlama derinliğiniz bu yine başka bir başka   fiziksel

good example of like the depth between something  physical and also the depth of your knowledge so  

bir şey arasındaki derinlik ve aynı zamanda bilginizin derinliği gibi   bu bilgiyi

you can talk about how much you know and how  well you know that information okay so Tokyo  

ne kadar bildiğiniz ve ne kadar iyi bildiğiniz hakkında konuşabilirsiniz tamam yani Tokyo

Sky Tree is Japanese I love you speaking  proficient I understand Japanese as well

Sky Tree Japonca seni seviyorum yetkin konuşma Japonca'yı da anlıyorum.

I'm Japanese and I love you speaking proficient  outstanding Japanese as well I gotta I gotta  

Ben Japon'um ve seni yetkin  mükemmel Japonca konuşmanı da seviyorum

improve my my understanding of Japanese as well  and also so I have two children now uh a uh

Japonca anlayışımı da geliştirmeliyim ve ayrıca şimdi iki çocuğum var uh a uh

so she got my older daughter just started  second year of elementary school and my  

yani büyük kızım ilkokulun ikinci yılına yeni başladı ve

younger daughter is a second year in kindergarten  and they're Japanese is like already better than  

küçük kızım anaokulunda ikinci sınıf ve Japoncaları şimdiden benimkinden daha iyi bu

mine so I have to keep practicing to  make sure make sure they don't beat me  

yüzden beni yenmediklerinden emin olmak için pratik yapmaya devam etmeliyim

all right uh Ahmed says uh what is the best way  to increase vocabulary so remember this is the  

pekala Ahmed, kelime dağarcığını artırmanın en iyi yolunun ne olduğunu söylüyor, bu yüzden

exact point I'm making right here in this video  the idea is not to learn more vocabulary it's to  

bu videoda tam olarak burada belirtmek istediğim noktanın bu olduğunu unutmayın, fikir daha fazla kelime öğrenmek değil,

really understand this vocabulary well so as you  see even with one word we have lots of different  

bu kelime dağarcığını gerçekten iyi anlamaktır, yani gördüğünüz gibi bir kelimeyle ilgili pek çok farklı

meanings of it that are related and this is even  it's just one example of a word where these are  

anlama sahibiz ve bu bile bunların kelimeyi anlamanıza

slightly related meanings that really help you  understand the word but many words actually have  

gerçekten yardımcı olan biraz ilişkili anlamlar olduğu, ancak birçok kelimenin aslında

completely different meanings and each one of  those things you can you can learn more about  

tamamen farklı anlamlara sahip olduğu bir kelime örneğidir ve her biri bu şeyler hakkında daha fazla şey öğrenebilirsin

so the goal is not to know more it's to know  better to know uh deeper about the language  

yani amaç daha fazlasını bilmek değil  daha iyi bilmektir uh dil hakkında daha derin bilmek   pekala hadi

all right let's see uh hello from Poland uh  tedious if I'm pronouncing that correctly  

görelim uh Polonya'dan merhaba uh bunu doğru telaffuz ediyorsam sıkıcı

uh Kent Clark how do native speakers think  of grammar and form sentences quickly when  

uh Kent Clark nasıl yapılır anadili İngilizce olan kişiler dilbilgisini düşünür ve iyi konuşurken hızlı cümleler kurar, işin

speaking well the secret is Kent that they're  not thinking about grammar at all if you ask a  

sırrı Kent'tir ki

a native English speaker especially a speaker  who is not an English teacher if you say hey can  

anadili İngilizce olan birine, özellikle de İngilizce öğretmeni olmayan bir konuşmacıya sorarsanız, dilbilgisi hakkında hiç düşünmezler.

you give me an example of the past perfect or  the present you know whatever present even the  

bana geçmiş mükemmel veya şimdiki zamanın bir örneği, bilirsiniz şimdiki zaman bile   şimdiki

present simple if you just like find a random  person on the street I should do a video like  

zaman basit, eğer sokakta rastgele bir kişi bulmayı seviyorsanız, bunun gibi bir video yapmalıyım,

that just asking uh random people hey what's an  example of the present perfect and most people  

sadece rastgele insanlara hey, şimdiki mükemmelin bir örneği nedir ve çoğu kişi

would not be able to tell you what that is so  they're not telling you about grammar rules  

bunun ne olduğunu size söyleyemez, bu nedenle size dilbilgisi kurallarından bahsetmezler

and they don't know the names of grammar rules  and they can't give you an example of a grammar  

ve dilbilgisi kurallarının adlarını bilmezler ve size bir dilbilgisi   kuralı örneği veremezler.

rule most people but the interesting thing is  if you ask people like what something means  

İlginç olan şu ki, insanlara bir şeyin ne anlama geldiğini sorarsanız,

the first thing they're going to think of is  when would I use that when would I use that so  

akıllarına ilk gelen şey şunu kullanırım bunu ne zaman kullanırım yani

if I ask someone like hey what's a coat usually  they would just describe oh like you know a big  

birine hey genellikle bir palto nedir diye sorarsam sadece senin gibi ah diye tarif ederler

thick jacket that you wear in the winter time  so they're going to talk about when you use  

kışın giydiğiniz büyük  kalın bir ceket bilin böylece

something or when you hear something and the same  thing with adjectives or grammar for like verbs  

bir şey kullandığınız    veya bir şey duyduğunuz ve sıfatlar veya benzer fiiller için dilbilgisi

or whatever but they're looking for when you use  something so natives aren't thinking first about  

veya her ne olursa olsun aynı  şey hakkında konuşacaklar ama siz aradığınızda arıyorlar bir şey kullanın, böylece ana dili İngilizce olan kişiler öncelikle dilbilgisi hakkında düşünmezler, kelime

the grammar they're thinking about the vocabulary  and what situations they learn that in so remember  

dağarcığı hakkında düşünürler ve hangi durumlarda öğrendiklerini hatırlayın,

what often uh like the kind of English as a second  language approach this is where you take something  

ikinci dil olarak İngilizce yaklaşımı genellikle bu tür bir yaklaşıma benzer, ana dilinizde bir şeyi aldığınız yer burasıdır

in your native language so I'll just use Japanese  as an example uh we're going to translate  

dil bu yüzden sadece Japoncayı örnek olarak kullanacağım uh

something we've got a t here for translate into  the English word over here so I'm going from  

burada sahip olduğumuz bir şeyi buradaki İngilizce kelimeye çevirmek için çevireceğiz bu yüzden

Japanese into English and I don't have any depth  of understanding I'm really just trying to connect  

Japoncadan İngilizceye geçiyorum ve herhangi bir derinliğim yok Anlamak için gerçekten sadece

a word in Japanese with a word in English and this  is what most people are doing it doesn't matter if  

Japonca bir kelimeyi İngilizce bir kelimeyle ilişkilendirmeye çalışıyorum ve çoğu insanın yaptığı da bu.

it's German French Italian whatever Taiwanese or  something uh whatever the the language is people  

Alman Fransız İtalyan ne olursa olsun Tayvanca veya herhangi bir dil ne olursa olsun insanlar

are just trying to make a connection between two  different languages but I just showed you with  

sadece iki farklı dil arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyorum ama az önce size

the the depth example that we're trying to do  so this is the the English as a second language  

yapmaya çalıştığımız derinlik örneğiyle gösterdim yani bu ikinci dil olarak İngilizce

approach so what I do the English as a first  language and this is what native speakers are  

yaklaşımıdır, bu yüzden İngilizceyi birinci dil olarak yapıyorum ve bu ana dili

doing so the English as a first language approach  is where we're taking something like a situation  

İngilizce olanların   yaptığı şey, yani İngilizce'yi birinci dil olarak yaklaşım , bir durum gibi bir şeyi ele aldığımız yer

so like the situation might be a physical like  of the physical coat and then we connect that  

yani durum fiziksel bir ceket gibi olabilir ve ardından bunu

with the vocabulary so it's all done in English  all right and then we're getting the depth we're  

kelime dağarcığıyla ilişkilendiririz, böylece her şey İngilizce yapılır pekala ve sonra derinliği elde ediyoruz   bunun

getting like way more uh deeper understanding of  that here so this is why people are able to speak  

hakkında çok daha derin bir anlayış elde ediyoruz yani bu yüzden insanlar konuşabiliyor   bazı

they're able to understand things because they're  just making lots of connections and they're using  

şeyleri anlayabiliyorlar çünkü birçok  bağlantı kuruyorlar ve onlar

that as a way to build fluency and the great  news is that you can do the same thing so as  

bunu akıcılık oluşturmanın bir yolu olarak kullanıyoruz ve harika haber şu ki aynı şeyi yapabilirsiniz, bu nedenle   bu videoda

we just proved with the coat example that's all  we're doing in this video so we're looking at not  

tek yaptığımızın bu olduğunu ceket örneğiyle kanıtladık, bu yüzden

trying to translate a word in you know uh Spanish  to English we're looking at what is the thing and  

tercüme etmeye çalışmıyoruz. İspanyolca'dan İngilizce'ye bildiğiniz bir kelime, o şeyin ne olduğuna bakıyoruz ve   bunu

then what is the vocabulary for describing  that so it could be a physical object like  

açıklamak için kullanılan kelime dağarcığı nedir yani bu fiziksel bir nesne olabilir, örneğin

this is a marker or we could be talking about a  situation you know like uh like even voting in an  

bu bir işaret veya sizin bildiğiniz bir durumdan bahsediyor olabiliriz uh, bir   seçimde oy kullanmak gibi,

election something like that so we talk about  specific things and we have a situation that  

bunun gibi bir şey yani belirli şeyler hakkında konuşuyoruz ve bir durumumuz var ki

we're connecting with the vocabulary but it's all  done in English all right so this is how you're  

kelime dağarcığıyla bağlantı kuruyoruz ama her şey İngilizce yapılıyor, yani bu şekilde

actually able to learn a lot more and the key  really here that I just showed with the depth  

aslında çok şey öğrenebilirsiniz daha fazlası ve burada gerçekten anlama derinliğiyle gösterdiğim anahtar,

of understanding is that you focus on a particular  word or phrase and really understand that thing so  

belirli bir kelimeye veya deyime odaklanmanız ve o şeyi gerçekten anlamanızdır, bu nedenle

what we do in fluent for life we actually have  have a bunch of different things that we teach  

yaşam için akıcı bir şekilde yaptığımız şey aslında öğrettiğimiz bir sürü farklı şeye sahibiz

you but really the the goal of the program is to  help you have good conversations so you're going  

siz ama gerçekten programın amacı iyi sohbetler yapmanıza yardımcı olmaktır, bu nedenle

to see a lot of the same kinds of things like what  happens when a person doesn't know what to say or  

bir kişi ne söyleyeceğini bilmediğinde ne olduğu veya  ne

what happens so what do we say when when we're  angry or we're upset or we're disagreeing with  

olduğu gibi  benzer birçok şey göreceksiniz. kızdığımızda veya üzüldüğümüzde veya

someone or we're excited so these are the same  things that a child would learn if they're looking  

birisiyle aynı fikirde olmadığımızda veya heyecanlandığımızda deriz, yani bunlar bir çocuğun

at their parents every day they see their parents  like I know my mom is on the phone right now she  

ebeveynlerini gördükleri her gün ebeveynlerine bakarak öğrenecekleri şeylerle aynıdır sanki annemin şu anda telefonda olduğunu biliyorum

looks upset but I can hear her her word she's like  oh no what's going on what's wrong with that uh  

üzgün görünüyor ama onun sözünü duyabiliyorum o şöyle diyor: oh hayır neler oluyor bunun nesi var uh

and and then like kids kids are watching that and  they can see oh there's actually uh you know like  

ve sonra çocuklar gibi çocuklar bunu izliyor ve görebiliyorlar oh gerçekten uh

an issue with her whatever that situation is but  they can hear the vocabulary so they're connecting  

bu durum ne olursa olsun onunla ilgili bir sorun olduğunu biliyorsun ama kelime dağarcığını duyabiliyorlar bu yüzden

the situation with the words okay they're not  trying to translate from one language into another  

durumu kelimelerle ilişkilendiriyorlar tamam bir dilden diğerine tercüme etmeye çalışmıyorlar

all right so hopefully I'll give  another example as I go through these uh  

tamam yani umarım başka bir örnek veririm bunları incelerken uh

uh as well all right but hopefully that makes  sense all right uh okay so from Poland hello  

uh da pekala ama umarım bu  mantıklıdır tamam ah tamam Polonya'dan merhaba   ahbap

dude thanks for your teaching videos you're  one of the best I'm glad to hear it why don't  

öğretim videolarınız için teşekkürler siz en iyilerden birisiniz bunu duyduğuma sevindim neden

you share some idioms as before some idioms about  what what do you mean share some idioms the point  

paylaşmıyorsunuz bazı deyimler eskisi gibi bazı deyimler ne demek istediğinizle ilgili bazı deyimler bazı deyimleri paylaşın

of this video also is is really to take something  that people think is basic because occasionally  

bu videonun amacı da gerçekten insanların temel olduğunu düşündüğü bir şeyi almaktır çünkü ara sıra

I will get Learners that tell me like oh I don't  like your lessons are like too easy because you're  

bana ah derslerinizi sevmiyorum diyen Öğrencilerle karşılaşacağım çok kolay çünkü

covering basic words it's like what do you mean  to sugarcoat something would you know how to use  

temel kelimeleri işliyorsunuz sanki bir şeyi şekerle kaplamak ne demek istiyorsunuz

that expression most Learners would not and that's  something that they learn over time if you spend  

bu ifadeyi nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz   çoğu Öğrenci bunu yapmaz ve bu, dille yeterince zaman geçirirseniz    zaman içinde öğrenecekleri bir şeydir.

enough time with the language so the point is  not to just repeat the vocabulary again and again  

mesele kelime dağarcığını tekrar tekrar tekrarlamak değil   şeylerin daha

it's to really understand the deeper meanings of  things so that way you're learning and thinking  

derin anlamlarını gerçekten anlamaktır, böylece bu konuda

about it the same way a native does so when you  think like a native you will speak like one the  

bir yerlinin yaptığı gibi öğrenip düşünürsünüz bir yerli gibi düşündüğünüzde yerli gibi konuşacaksınız

goal is not to try to remember vocabulary or  grammar so you don't want to have a flash card  

amaç, kelime dağarcığını veya dilbilgisini hatırlamaya çalışmak değildir, bu nedenle,

like okay what's that vocabulary word it's much  better to get a bunch of review the varied review  

tamam, bu kelime kelimesi nedir, bir grup inceleme almak çok  daha iyidir, çeşitli inceleme   burada ele aldığımız

what I call naturally varied review just like we  covered here with the word coat all right so you  

gibi, doğal olarak çeşitli inceleme dediğim şey   gibi bir bilgi kartına sahip olmak istemezsiniz ceket kelimesi tamamdır yani

don't try to memorize things or repeat them you  want to get varied review so that builds your  

bir şeyleri ezberlemeye veya tekrar etmeye çalışmazsınız farklı incelemeler almak istersiniz, böylece

fluency the same way natives do all right uh  and hopefully okay so I answered that question  

akıcılığınızı yerlilerin yaptığı gibi geliştirir pekala uh ve umarım iyidir, bu yüzden bu soruyu cevapladım

uh Claudia says hi I'm from Uruguay nice uh  barbecue here oh well I have to come over and  

uh Claudia merhaba diyor ben Uruguaylıyım burada güzel barbekü oh pekala gelip

get some some uh barbecue uh meat I think all  right so let me talk about your course yeah I  

biraz barbekü uh et

can talk about uh I'll talk about fluent for life  at the end of this Dunya I understand the language  

almalıyım bu dünyanın sonunda dili anlıyorum

but I can't speak it because I don't know how  to tie sentences yeah so again the the really  

ama konuşamıyorum çünkü cümleleri nasıl bağlayacağımı bilmiyorum evet yani tekrar ediyorum,

the answer to every question people have is is  more depth and understanding of the language and  

insanların sahip olduğu her sorunun yanıtı, dili ve yolu daha fazla anlamak ve anlamaktır

the way you get that is with naturally varied  review oh depth yeah so again we don't want to  

anladınız, doğal olarak çeşitli incelemelerle oh derinlik evet yani yine

translate though the point for me is to help you  understand it just like we're looking at a pool  

tercüme etmek istemiyoruz ancak benim için amacım bunu tıpkı bir havuza bakıyormuşuz gibi anlamanıza yardımcı olmak

here's a pool of water so how deep how deep is  the pool so we can measure it like here's the  

işte bir su havuzu yani ne kadar derin ne kadar derin havuzdur, bu yüzden onu ölçebiliriz, işte bu,   işte

here's the width here's like the the height of  it we can talk about the height of the pool or  

genişlik, buradaki yükseklik gibi, havuzun yüksekliği hakkında konuşabiliriz veya   bir şeyin içinde

we can also talk about because there's water  inside a thing uh the depth the data so we  

su olduğu için de konuşabiliriz uh derinlik, yani elimizdeki veriler

have the width of the pool and the depth of the  pool but notice as we get more examples you feel  

havuzun genişliği ve derinliği ama dikkat edin, daha fazla örnek aldıkça kendinizi

more like a native speaker because you're  understanding it all in English all right

anadili İngilizce olan biri gibi hissediyorsunuz çünkü her şeyi İngilizce olarak anlıyorsunuz tamam tamam tamam

uh all right

okay Brazilians love their classes I don't know  what that's referring to but hakan says thanks to  

tamam Brezilyalılar derslerini seviyorlar bilmiyorum bu atıfta bulunuyor ama hakan teşekkürler diyor

my thinking way of English has changed positively  I feel more confident when I speak English with  

İngilizce düşünme biçimim olumlu yönde değişti    harika biriyle İngilizce konuştuğumda kendime daha çok güveniyorum

someone great that's the whole point that's what  we do uh have I ever been to India since again  

bütün mesele bu yaptığımız şey bu uh o zamandan beri Hindistan'a gittim mi   utanmadım hayır

sham no I have not but I'd like to go let's see Dy  Aid why wait I understand you very well but I have  

gitmedim ama Gidip bir görelim Dy Aid neden bekle seni çok iyi anlıyorum ama

difficulty to understand people in Street language  yes so what we do here in these videos is I'm  

Sokak dilinde insanları anlamakta güçlük çekiyorum evet yani burada bu videolarda yaptığımız şey   gerçekten

really trying to make it clear about how to learn  so something we do in fluent for life is we're  

nasıl öğrenileceğini netleştirmeye çalışıyorum yani hayat boyu akıcı bir şekilde yaptığımız bir şey,

going to take you from speech at my level so I'm  speaking very clearly I'm not using a lot of uh  

sizi kendi seviyemdeki konuşmalardan çıkaracağız, bu yüzden çok net konuşuyorum, bir konuşmada

idioms or slang or other things that I might use  in a conversation so we take you from this level  

kullanabileceğim pek çok deyim, argo veya başka şeyler kullanmıyorum bu yüzden gerçek konuşmaları ve gerçek anadili

up to the native one by helping you understand  uh real conversations and actual native speakers  

İngilizce olan kişileri anlamanıza yardımcı olarak sizi bu seviyeden anadili düzeyine çıkarıyoruz

oh no another course we get an ambulance  or a fire engine or something over here  

başka kurs yok burada bir ambulans veya itfaiye aracı veya başka bir şey   tamam

all right nay says could you explain the  difference between the sounds of uh ah  

hayır derler arasındaki farkı açıklayabilir misiniz? uh ah

okay yeah if you if you want to hear like the  difference between that get Frederick go in the  

tamam evet, eğer bunun gibi  aradaki farkı duymak istiyorsanız, Frederick'i

description below this video download the app  because it covers all these sounds Rosie could  

bu videonun altındaki açıklamaya girin, uygulamayı indirin, çünkü Rosie'nin yapabileceği tüm bu sesleri kapsar

you please kindly suggest how to improve English  at work because I'm currently a I'm currently a  

lütfen iş yerinde İngilizceyi nasıl geliştireceğinizi  önerin, çünkü ben Şu anda bir

remote Supply at a global company from China uh  what do you mean specifically like if you mean  

Çin'den küresel bir şirkette uzaktan Tedarik yapıyorum uh

like learning more vocabulary or you're trying to  learn for uh like the the specific vocabulary you  

daha fazla kelime öğrenmek gibi veya iş için ihtiyaç duyduğunuz belirli kelime dağarcığı için öğrenmeye çalışıyorsanız özellikle neyi kastediyorsunuz

need for work or talking with co-workers or  what if you can be more specific about that  

veya iş arkadaşlarınızla konuşmak veya bu konuda daha spesifik olabilirseniz

about that let me know but in my general advice  for how to improve is really to spend more time  

bana bildirin, ancak genel tavsiyemde nasıl geliştirileceğine ilişkin   hayatınız

focusing on the specific English you need for  your life whatever that is so I made a video  

için ihtiyaç duyduğunuz belirli İngilizceye odaklanarak   daha fazla zaman harcamak  bu yüzden her ne ise ben bir video

recently the espresso video it's a naturally  varied review example where we're talking about  

yakın zamanda espresso videosu yaptım

uh the vocabulary that people would use for making  espresso and as we watch four different videos of  

insanların espresso yapmak için kullanacağı  kelime dağarcığından bahsettiğimiz   doğal çeşitli bir inceleme örneği ve bunu yapan   dört farklı videoyu izledikçe akıcılığınızı

people doing this you're automatically improving  your fluency because you're hearing lots of  

otomatik olarak geliştiriyorsunuz çünkü ' pek çok

people do this so the more input you get that's  going to help you really feel confident in such  

insanın bunu yaptığını duyuyoruz, bu nedenle  ne kadar çok  girdi alırsanız , bu tür  durumlarda gerçekten kendinize güvenmenize yardımcı olacaktır,

situations so if you watch you know movies about  people I don't know like in meetings or whatever  

bu nedenle toplantılarda veya her neyse    eğer

if if that's the video or if that's the specific  vocabulary you need uh but let me know Wilson says  

video buysa veya ihtiyacınız olan belirli kelime dağarcığı bu ama bana bildirin Wilson

your channel is excellent glad to hear it Amanda  saying uh thanks for your help would love to see  

kanalınız bunu duyduğuna çok memnun oldu Amanda diyor ki yardımınız için teşekkürler

you here in Morocco yeah I've actually never been  to Africa I think it would be cool cool to visit  

sizi burada Fas'ta görmek isterim evet aslında Afrika'ya hiç gitmedim sanırım olabilir ziyaret etmek

I struggle with that English language has a lot  of meanings of words and I'm not sure if I use  

harika   İngilizcede kelimelerin pek çok  anlamı olduğu için mücadele ediyorum ve   doğru olanı kullanıp kullanmadığımdan emin değilim evet yani

the correct one yeah so that's another thing as  you spend more time with vocabulary you naturally  

kelime dağarcığıyla daha fazla zaman geçirdikçe doğal olarak   ne

develop a strong understanding uh of what words  you should be using or what meaning is correct for  

hakkında güçlü bir anlayış geliştirirsiniz? kullanmanız gereken kelimeleri veya bu durum için hangi anlamın doğru olduğunu   bu

that situation so it's okay to communicate simply  and it's better to be correct and be simple than  

nedenle basit bir şekilde iletişim kurmakta sorun yoktur ve doğru ve basit olmak,  kelime

to try to use something that that maybe like the  the vocabulary the grammar sounds weird so often  

dağarcığı gibi  gramerin çok sık

we will get emails or comments from Learners where  they have basic mistakes so basic grammar errors  

bize tuhaf geldiği   gibi bir şey kullanmaya çalışmaktan daha iyidir   Öğrencilerden gelen e-postalar veya yorumlarda temel hatalar yani temel dilbilgisi hataları   vardır,

in what they're in their writing but they  will use they will will have like a like an  

ancak kullanacakları

interesting phrase or something like that so it's  like okay it looks like they've been studying some  

ilginç bir kelime öbeği veya buna benzer bir şey olacaktır, bu nedenle tamam gibi görünüyorlar. bazı

interesting phrases but they still can't use the  language correctly so it's much better to just  

ilginç ifadeler üzerinde çalışıyorlar, ancak yine de dili doğru şekilde kullanamıyorlar, bu nedenle

communicate simply and correctly and then start  adding more examples of interesting vocabulary as  

basit ve doğru bir şekilde iletişim kurmak ve ardından

you learn you know more more things like that but  always begin you want to have make sure the the  

bu tür şeyler bildiğinizi  öğrendikçe daha fazla ilginç kelime örneği eklemeye başlamak çok daha iyidir, ancak her zaman  istemeye başlarsınız

foundation of your vocabulary and grammar should  be very good then you start adding more things  

kelime dağarcığınızın ve gramerinizin temelinin çok iyi olduğundan emin olun, ardından daha fazla şey eklemeye başlayın

people are always very excited to start learning  more advanced stuff but as I just showed you you  

insanlar daha gelişmiş şeyler öğrenmeye başlamak için her zaman çok heyecanlıdır, ancak size az önce gösterdiğim

can have even a word that seems basic like coat  it seems basic but actually you can look at that  

gibi   basit görünen bir kelimeye bile sahip olabilirsiniz. basit görünüyor ama aslında o

word and study it in depth and you understand wow  that word is actually more advanced than I thought  

kelimeye bakıp derinlemesine çalışabilirsiniz ve vay canına bu kelimenin aslında düşündüğümden daha gelişmiş olduğunu anlarsınız

okay so don't look at vocabulary and think oh well  that's just a basic word I know that already you  

tamam bu yüzden kelime dağarcığına bakıp oh pekala bu sadece temel bir kelime olduğunu zaten biliyorum

probably don't you probably could understand it  more and again that's really what's going to help  

muhtemelen anlamazsınız  tekrar tekrar anlamanıza gerçekten yardımcı olacak olan bu   onu

you learn it and really use it confidently  in conversations things all right let's see  

öğrenmenize ve gerçekten güvenle konuşmalarda  her şey tamam bakalım

hello from Turkey I have a weird question it is  out of speaking topic how can we understand the  

Türkiye'den merhaba  tuhaf bir sorum var konuşma konusu dışında nasıl yapabiliriz

difference between night and night words both of  them are the same to say uh yes so there are these  

gece ve gece kelimeleri arasındaki farkı anlayın ikisi de aynıdır demek için uh evet yani bunlara

are called homonyms so these are words that have  the same sound meaning like uh same same sound  

homonim denir yani bunlar aynı sese sahip kelimelerdir yani uh aynı ses

um so if we if we listen to words like that just  by themselves then there's no way to tell the  

um öyleyse eğer şöyle kelimeleri dinlersek sadece kendi başlarına o zaman farkı anlamanın bir yolu yok

difference if I say hey night a native speaker  would hear that word but they don't know if I'm  

eğer merhaba gece dersem anadili İngilizce olan biri bu kelimeyi duyacaktır ama

talking about like day and night or a night like  a fighting Soldier night so the only way to know  

gece ve gündüz gibi bir geceden mi yoksa savaşan bir Asker gecesi gibi bir geceden mi bahsettiğimi bilmiyorlar yani bilmenin tek yolu

is just to have more context for that but if you'd  like to hear things like night and understand the  

bunun için daha fazla bağlama sahip olmaktır, ancak  gece  gibi şeyler duymak                                                                               ...

differences between words that sound similar so  not the same words but they actually sound similar  

and you'd like to learn more things this is again  in Frederick which you can click on the link in  

bu şeyler yine Frederick'te,

the description below to download so we have  examples in Frederick where we have things like  

indirmek için aşağıdaki açıklamada bulunan bağlantıya tıklayabilirsiniz, yani Frederick'te saç gibi şeylere sahip olduğumuz örneklerimiz var

hair and here so both of these are the exact same  word so this is like a magic e word or a uh people  

ve burada bunların ikisi de tamamen aynı kelime yani bu sihirli bir kelime gibi ya da ah insanlar

call it like a bossy e or silent E so a or hay  or here so here is a kind of rabbit and this hair  

buna otoriter e veya sessiz E gibi derler yani a veya saman veya işte burada bir tür tavşan ve bu saç

is the hair on your head okay so it's easy to if  you like natives will not understand those words  

kafanızdaki saç tamam bu yüzden kolay severseniz yerliler bu kelimeleri

either but if you do get lots of uh examples of  things it makes it a lot easier and usually it's  

de anlamaz   ancak birçok  şey örneği alırsanız, bu onu çok daha kolaylaştırır ve genellikle   neyin  ne olduğunu

just the context that helps you understand what's  what uh okay again I often have problems with  

anlamanıza yardımcı olan yalnızca bağlamdır.

more subtle parts of speech like determiners uh  yeah so determiners can be can be tricky or some  

yanıltıcı olabilir veya bazı

adjectives like are some adverbs like even excuse  me when putting them in a sentence oftentimes I'd  

sıfatlar, örneğin bazı zarflar, örneğin bir cümleye koyarken bile afedersiniz, çoğu zaman

mess up the order slightly yes can't so this just  means you're not getting enough input so rather  

sıralamayı biraz bozarım evet yapamam, yani bu  konuşmaya çalışmaktansa yeterli girdi alamadığınız anlamına gelir

than trying to speak more and this is it should  be like really exciting advice for people because  

daha fazlası ve bu insanlar için gerçekten heyecan verici bir tavsiye gibi olmalı çünkü

you don't have to go out and try to speak and  try to use these things really what you should  

dışarı çıkıp konuşmaya çalışmanız ve bu şeyleri gerçekten kullanmaya çalışmanız   yapmanız gereken şey

be doing is relaxing and just getting lots more  input so if you have a particular thing that you  

rahatlamak ve sadece çok daha fazla girdi almaktır. odaklanmak istediğiniz belirli bir şey,

want to focus on then focus on that and just get  lots more examples of that input all right so you  

sonra buna odaklanın ve bu girdiden daha fazla örnek alın, böylece

could be you could go to Google and even just do  a very simple search for like examples with this  

siz   Google'a gidebilir ve hatta bu  kelimeyle benzer örnekler için çok basit bir arama yapabilirsiniz

word and Google will give you lots of examples you  can read you know 10 different articles that are  

ve Google bunu yapar size birçok örnek verin okuyabilirsiniz bilirsiniz bu konuda  konuşan 10 farklı makale

talking about that and not I'm not talking about  like a language learning site where where you  

bir dil öğrenme sitesinden bahsetmiyorum

would try to try to study it like a linguist or  a student a language student you're just looking  

bir dilbilimci veya bir öğrenci veya bir dil öğrencisi gibi çalışmaya çalışacağınız bir dil öğrenme sitesi

at lots of regular examples of it like for me uh  like one one thing I had trouble with was like uh  

bunun birçok düzenli örneğine bakıyorsunuz benim için uh  benim için sorun yaşadığım bir şey şuydu: uh

like in Japanese the difference between like  made so the in this again is just a Japanese  

Japoncadaki gibi like made arasındaki fark yani bu yine sadece bir Japon

example but I it took me a while to figure out  like what what it means and even if I look at  

örneği ama beni aldı ne anlama geldiğini anlamak için bir süre ve

it like a translation or something it's not so  helpful but if I can look at lots of examples  

ona bir çeviri veya başka bir şey gibi baksam bile pek yardımcı olmuyor, ancak

after after I look at a number of examples that's  where I really start feeling confident it's like  

birçok örneğe baktıktan sonra, bir dizi örneğe baktıktan sonra gerçekten hissetmeye başladığım yer burası kendinden emin gibi

ah okay I understand so I'm doing it all in  Japanese just like you would be learning all  

ah tamam anlıyorum, bu yüzden hepsini Japonca yapıyorum, tıpkı

in English for this so focus on one thing and then  you will become much more fluent in that all right

bunun için İngilizce öğreniyor olmanız gibi, bu yüzden bir şeye odaklanın ve sonra bu konuda çok daha akıcı hale geleceksiniz pekala uh uh

uh uh okay next we have Brittany I have two  questions what does ain't mean and how to  

tamam sıradaki Brittany iki sorum var, ne anlama gelmez ve nasıl kullanılır?

use though ah well though it's like it's like a  butt basically uh but ain't ain't is just it's  

incorrect English but it just means is not and  that's one thing you will hear if you look up  

a word like that like what does this word mean or  get lots of examples and you will hear what that  

bu kelimenin ne anlama geldiği gibi bir kelimeyi ararsanız duyacak veya birçok örnek alacaksınız ve bunun   ne

means all right teacher you are amazing Claudine  glad to hear it and Daniel from Egypt tadio says  

anlama geldiğini duyacaksınız pekala öğretmenim harikasınız Claudine  bunu duyduğuma sevindim ve Mısır'dan Daniel diyor ki

could you please talk about slang and how to get  used with that informal phrases used by natives  

lütfen hakkında konuşabilir misiniz argo ve kendi ülkelerinde yerliler tarafından kullanılan gayri resmi ifadelere nasıl alışılacağı

in their country all right so as I just explained  before about the the different uses of the word  

pekala, daha önce açıkladığım gibi ceket kelimesinin farklı kullanımları

coat so what happens remember this example over  here we have a situation and vocabulary now slang  

yani ne olur buradaki bu örneği hatırlayın şimdi bir durumumuz ve kelime dağarcığımız var argo

just means vocabulary that only like a subgroup  of people would know so if we have this is like  

sadece sadece bir alt grup insanın bileceği kelime dağarcığı anlamına gelir, yani eğer buna sahipsek

the whole population of English speakers most  people know the word the I mean really everybody  

tüm İngilizce konuşan nüfus gibi çoğu kişi kelimeyi bilir, yani gerçekten

who's an English speaker especially native  would know the word the but there might be  

İngilizce konuşan herkes   özellikle anadili kelimeyi bilecektir, ancak

some smaller group of people here that that only  knows specific vocabulary like slang or idioms  

bazı   olabilir burada yalnızca argo veya deyimler gibi belirli kelimeleri bilen daha küçük bir grup insan

or something and so one example we had in my uh  in my video two days ago I think it was two or  

ve bu nedenle iki gün önceki videomda sanırım iki veya

three days ago here on YouTube a live video we  were talking about uh car so I drew a picture  

üç gün önce burada YouTube'da konuştuğumuz canlı bir video vardı. uh araba hakkında bu yüzden bir resim çizdim

and I'll try to draw it a little bit better  so this is a car supposed to be a car

ve onu biraz daha iyi çizmeye çalışacağım yani bu bir araba olması gereken bir araba

here's some wheels down here and so if I'm let's  say I'm talking to my child and I say oh like I I  

burada bazı tekerlekler var ve eğer öyleyse çocuğumla konuşuyorum diyelim ve diyorum ki ah ben

like that car I like that car and now they might  hear like okay they know the word like and car  

o arabayı beğendim o arabayı beğendim ve şimdi  tamam gibi ve araba kelimesini biliyorlar   gibi duyabilirler

and I'm talking about a car over there so I like  that car the child understands the situation they  

ve ben oradaki bir arabadan bahsediyorum bu yüzden o arabayı beğendim çocuk durumu

understand what I'm talking about and they're  understanding it uh without me translating  

anlar   ne olduğunu anlarlar Bahsettiğim ve onlar anlıyorlar ben

anything so I'm not saying like anokudumagaski  like in in Japanese or whatever uh so I'm I'm  

hiçbir şeyi çevirmeden  bu yüzden anokudumagaski  gibi Japonca'daki gibi söylemiyorum veya her neyse, bu yüzden

giving an example it's all in English and it's  understandable and if I switch this now by adding  

bir örnek veriyorum hepsi İngilizce ve anlaşılır ve eğer Bunu şimdi

something different like some slang like ooh like  I like I like that that whip and I didn't change  

farklı bir şey ekleyerek değiştiriyorum, örneğin ooh gibi bir argo gibi... O kırbaç hoşuma gitti ve

anything else about this like the the situation  I'm still talking about the same thing the child  

bu konuda durum gibi başka hiçbir şeyi değiştirmedim  Hala çocuğun tahmin edeceği aynı şeyden bahsediyorum

would probably guess that I remember the first  time you hear something remember it's it's like  

Bir şeyi ilk  duyduğunuzu hatırlıyorum, bunun

trying to hit a Target the first time you  hear vocabulary it's your brain is trying  

bir Hedefi vurmaya çalışmak gibi olduğunu ... kelime dağarcığını ilk  duyduğunuzda  beyninizin   bir

to understand what something means and it's like  okay maybe it means this and maybe it means that  

şeyin ne anlama geldiğini    anlamaya çalıştığını ve tamam, belki şu anlama geldiğini ve belki şu anlama geldiğini

and each time you get another example of something  you finally get to the Target in the middle here  

ve her başka bir örnek alın sonunda burada ortada Hedefe ulaşırsınız

where you really understand what something means  so I say oh look at that whip like I like that  

burada bir şeyin ne anlama geldiğini gerçekten anlarsınız bu yüzden ah şu kırbaca bakın, hoşuma gidiyormuş gibi

whip over there now whip is a slang term for car  okay and and again like like an old person an 80  

oradaki kırbaç şimdi kırbaç araba için argo bir terimdir tamam ve tekrar yaşlı bir insan gibi 80

year old person would probably not know what  a whip is uh and again they would think like  

yaşındaki bir kişi muhtemelen kırbacın ne  olduğunu bilmez ve yine

if you say look at that whip they would think you  mean like you know like a like a whip like Indiana  

şu kırbaca bak dersen, bildiğin gibi kastettiğini düşünürler, Indiana gibi bir kırbaç

Jones whip that kind of whip like the weapon um  but this is how you would learn it so the the goal  

Jones kırbaç o tür silah gibi kırbaçlama um ama bunu bu şekilde öğrenirsiniz, bu nedenle amaç

is again to understand it in context and you're  kind of replacing the regular word with a slang  

onu tekrar bağlam içinde anlamaktır ve normal kelimeyi bir tür argo

word or a slang term something like that all right  hopefully that makes sense so the goal the goal is  

kelime veya bunun gibi bir argo terimle değiştiriyorsunuz, tamam umarım mantıklı yani amaç

not to try to like study the word whip by itself  it's to it's like I do in in that naturally varied  

kırbaç kelimesini kendi başına çalışmaktan hoşlanmaya çalışmak değil espresso hakkında doğal olarak çeşitli   inceleme videosunda benim yaptığım gibi,

review video about uh about espresso so in that  video you will see four different people making  

yani o videoda   espresso yapan dört farklı kişi göreceksiniz

espresso they're doing the same thing so that's  the situation the situation is making espresso  

onlar' aynı şeyi yapıyoruz yani durum şu ki espresso   yapıyor

and doing it in English and some of the vocabulary  they will use will be different all right so one  

ve bunu İngilizce yapıyor ve kullanacakları bazı kelimeler farklı olacak, yani

example they have uh from that video if you go  back and watch it there's a like a part of that  

o videodan aldıkları bir örnek, geri dönüp izlerseniz bir  bunun bir parçası gibi

an espresso machine and you have to take a filter  and and you you place it inside this little thing  

bir espresso makinesi ve bir filtre almanız gerekiyor ve onu bu küçük şeyin içine yerleştiriyorsunuz

I'm not going to draw it very well you should  watch that video so you can see it but there  

Çok iyi çizmeyeceğim o videoyu izlemelisiniz böylece görebilirsiniz ancak

are different ways of describing this so I can  talk about place place the filter in the machine  

farklı yollar var filtreyi makineye yerleştirin

like this so place the filter in and then turn  it all right but another person said pop it in

bu şekilde filtreyi yerleştirin ve sonra çevirin tamam ama başka bir kişi filtreyi içeri sok dedi

pop the filter in all right so again they're  talking it's the same situation but they're  

tamam, bu yüzden yine konuşuyorlar bu aynı durum ama

using different vocabulary for that so natives are  learning the same way so natives take a situation  

bunun için farklı kelimeler kullanıyorlar bu yüzden yerliler aynı şekilde öğreniyor bu yüzden yerliler bir durum alıyorlar

oh my dad said place the you know place this  thing in that so place the marker in the cap  

place the marker in the cap  okay or I could pop it in  

Açabilirim

it's the same thing okay same thing but this  is how people are learning vocabulary all in  

bu aynı şey tamam aynı şey ama bu insanlar kelimeleri kendi

their native language this is how you learn  in your native language so when you learn  

ana dillerinde bu şekilde öğreniyor bu sizin ana dilinizde bu şekilde öğreniyorsunuz yani

new vocabulary and new vocabulary is created  all the time maybe there's something new in  

yeni kelime bilgisi öğrendiğinizde ve yeni kelime dağarcığı her zaman yaratılıyor belki de var haberlerde yeni bir şey

the news and you hear like some new word like  oh I didn't know about that like like an nft

duyarsınız ve yeni bir kelime gibi duyarsınız, oh bunu bilmiyordum, nft gibi,

I think this is it's like non-fungible token or  whatever it whatever it stands for but this is a  

bence bu misilleme yapılamaz bir jeton gibi veya  her neyse, her ne anlama geliyorsa ama bu

new thing that like three years ago nobody was  talking about nfts but now it's a common thing  

yeni bir şey gibi üç yıl önce kimse nfts hakkında konuşmuyordu ama şimdi bu yaygın bir şey

because people heard it once again another  time and they hear it from different people  

çünkü insanlar bunu bir başka zaman daha duydular ve farklı kişilerden duydular

and that's how you learn the vocabulary but  you're not trying to translate anything you're  

ve kelime dağarcığını bu şekilde öğrenirsiniz ancak  henüz aldığınız hiçbir şeyi tercüme etmeye çalışmıyorsunuz

just getting lots of examples and they're  varied examples so different people are  

pek çok örnek ve bunlar çeşitli örneklerdir, yani farklı insanlar bir

saying things you're hearing it in  different accents in different times  

şeyler söylüyor farklı zamanlarda farklı aksanlarla duyuyorsunuz

you're getting different grammar so maybe  someone is using it in the in the past or  

farklı dilbilgisi elde ediyorsunuz, bu nedenle belki birisi geçmişte veya

the present something like that so that's  how you get all these different examples

şu anda bunu kullanıyordur, buna benzer bir şey yani tüm bu farklı örnekleri böyle elde edersiniz

uh all right we're getting we're getting too many  

uh tamam alıyoruz çok fazla

questions I can't go on to the next part  of this video all right let's see here uh  

soru alıyoruz bu videonun bir sonraki bölümüne geçemem pekala buraya bakalım uh   uh

uh okay I think I got that all right but  hopefully today let me know if that makes  

tamam sanırım anladım tamam ama umarım bugün bunun mantıklı olup olmadığını  bana bildirin

sense claudini Brazil uh sir let's see nourage  is uh how many active vocabulary need for being  

claudini Brezilya uh efendim nourage uh  akıcı olmak için kaç tane aktif kelimeye ihtiyaç duyulduğunu görelim tamam az önce

fluent okay as I just showed in this video the  number of words is not the number of words you  

bu videoda gösterdiğim gibi kelime sayısı kelime sayısı değil bildiğiniz   kelime sayısı

know has very little to do with how well you speak  so young children might know a few words but they  

çok az ne kadar iyi konuştuğunuzla ilgilidir bu nedenle küçük çocuklar birkaç kelimeyi bilebilirler ama

know them really well that's the whole point of  this video so it's not how much vocabulary you  

onları gerçekten iyi bilirler bu videonun tüm amacı bu yani ne kadar kelime dağarcığı

know it's how well you know the vocabulary all  right so you don't you don't become fluent by  

bildiğiniz değil   önemli olan kelime dağarcığını ne kadar iyi bildiğinizdir pekâlâ yani bilmiyorsunuz

learning more you become fluent by getting deeper  in the vocabulary you know and only then should  

daha fazla öğrenerek akıcı hale gelmezsin bildiğin kelime hazinesinde derinleşerek akıcı hale gelirsin ve ancak o zaman

you try learning more stuff Eric English I'm just  joining in the middle of streaming can you re-say  

daha fazla şey öğrenmeyi denemelisin Eric English Ben sadece akışın ortasında katılıyorum

the main point you're talking about in this video  but my question I'm thinking recently about doing  

ana noktayı tekrar söyleyebilir misin bu videoda bahsediyorum ancak benim sorum, son zamanlarda

a YouTube channel teaching things okay well the  basic point of this video is that it's better to  

her şeyi öğreten  bir YouTube kanalı yapmayı düşünüyorum bu videonun  temel noktası

learn more deeply so to really under understand  vocabulary that's how you unlock fluency you  

daha   daha derin öğrenmenin daha iyi olduğudur, bu nedenle kelime dağarcığını gerçekten az anlamak akıcılığın kilidini bu şekilde açabilirsiniz

don't get fluent by learning more and hopefully  people should be discovering this from themselves  

daha fazla öğrenerek akıcı olmayın ve umarım insanlar bunu kendi kendilerine keşfetmelidir

but most people do not what they think is if  I know a hundred more words or even 10 or 20  

ancak çoğu insan, yüz kelime veya hatta 10 veya 20

more words then I will be become a fluent speaker  but it doesn't work that way fluency develops as  

daha fazla kelime bilirsem akıcı bir konuşmacı olacağımı düşündükleri şeyi yapmaz bu şekilde çalışmaz akıcılık

you get fluent in specific vocabulary so you  learn a situation like putting a filter into  

belirli bir kelime dağarcığında akıcı hale geldikçe gelişir, böylece bir makineye filtre takmak gibi bir durumu öğrenirsiniz

a machine and then you hear how different people  describe that and that's when you feel confident  

ve ardından farklı insanların bunu nasıl tarif ettiğini duyarsınız ve işte o zaman

about understanding people and you also feel  more confident about using your own vocabulary  

insanları anlama konusunda kendinize güvenirsiniz ve ayrıca daha fazla hissedersiniz kendi kelime dağarcığınızı kullanma konusunda kendinize güvenin

all right so Eric English again let's see can  you recommend something to begin with thanks  

pekala Eric English tekrar bakalım başlamak için bir şey önerebilir misiniz teşekkürler

Drew well I don't know you mean like making  a Channel about teaching English or something  

Drew peki İngilizce öğretmekle ilgili bir Kanal açmaktan mı bahsediyorsunuz bilmiyorum

let me know Abby says does uh does one always  put one's tongue out for voice and unvoiced th  

Abby her zaman yapar mı der sesi çıkarmak için dilini çıkarmak ve sesi sessizleştirmek, diğer tüm örneklerde

sound how does one get one's ears trained to  hear the real sound of th again just like all  

olduğu gibi, kişinin kulaklarını gerçek sesi tekrar duymak için nasıl eğitir, size

the other examples I'm giving you it's lots of  examples so you can hear this in Frederick you  

verdiğim birçok örnek, bunu Frederick'te duyabilirsiniz,

can hear all the different examples of th and  when you would make those but if also you just  

duyabilirsiniz th'nin tüm farklı örnekleri ve bunları ne zaman yapacağınız, ancak aynı zamanda   içinde th olan bir kelimeyi

watch people talking about things like like look  for a word that has th in it and put that into  

aramak gibi şeyler hakkında konuşan insanları izlerseniz ve bunu  Google'a koyarsanız

Google and then you can hear people talking about  that thing so even me when I'm saying is that  

ve ardından insanların o şey hakkında konuştuğunu duyabilirseniz ben o

thing so one is voiced and the other is not hi  everyone oh my God I have many questions actually  

şeyi söylerken biri seslendiriliyor ve diğeri merhaba  millet aman Tanrım, aslında

like what's the difference between weather and  yeah yeah so we cover like all of those things  

hava durumu ile  evet evet arasındaki fark nedir gibi pek çok sorum var, bu yüzden tüm bu şeyleri

about uh grammar questions you can search our  YouTube channel for that and also in fluent for  

uh gramer soruları hakkında ele alıyoruz. bunun için  YouTube kanalımızda arama yapabilirsiniz ve ayrıca fluent for

life we cover all that stuff so we have a hundred  different lesson sets that cover present perfect  

life tüm bu konuları ele alıyoruz, bu nedenle şimdiki mükemmel

continuous past that have lots of different  speakers teach you thousands of vocabulary words  

sürekli geçmişi kapsayan ve size binlerce kelime öğreten birçok farklı konuşmacının bulunduğu yüz   farklı ders setimiz var

but it's helping you understand it like a native  that's the point of the program uh again sham says  

ancak bu, anlamanıza yardımcı oluyor yerli biri gibi programın amacı bu yine sahte diyor

one thing that is very helpful for me is choose  whatever topic we like to watch choose different  

benim için çok yararlı olan bir şey var  izlemek istediğimiz konuyu seçmek

people on the same topic yes again that's  naturally varied review Brittany again thank  

aynı konuda farklı   kişiler seçin evet yine  bu doğal olarak çeşitlidir inceleme Brittany tekrar

you for the answer hater says I have a question  sometimes I speak fluently and sometimes I don't  

teşekkürler yanıt için nefret eden kişi bir sorum var diyor bazen akıcı konuşuyorum ve bazen

like one day I will speak fluent in the other  uh why that happens uh part of that is just the  

sevmiyorum bir gün diğerinde akıcı konuşacağım uh neden bu oluyor uh bunun bir kısmı

natural everyday it's kind of like the stock  market like sometimes the stock goes well and  

her gün doğal bu bir tür borsa gibi bazen hisse senedi düşüyor iyi ve

sometimes the stock does not go well but more  typically the reason is because you're fluent in  

bazen stok iyi gitmez, ancak daha tipik olarak bunun nedeni

some things but not fluent in others so I might  talk very well about I don't know raising a pet  

bazı konularda  akıcı olmanız, bazılarında akıcı olmamanızdır, bu nedenle evcil timsah yetiştirme hakkında çok iyi konuşabilirim

alligator but not talk well about rebuilding a  car you know so it's not I don't have fluency  

ancak yeniden inşa etme konusunda pek iyi konuşamam bir araba biliyorsun yani o değil dilde akıcı değilim

in the language I have fluency in particular  vocabulary and grammar all right remember that  

özellikle kelime dağarcığında ve dilbilgisinde akıcıyım pekala hatırla

Maria says hola okay nice to see you there Maria  all right so can't again thanks a bunch probably  

Maria hola tamam seni orada görmek güzel Maria  tamam o yüzden tekrar yapamam çok teşekkürler muhtemelen

my last question now how would you recommend  people to go about learning phrasal verbs and  

benim son soru şimdi insanlara deyimsel fiilleri ve

collocations or idioms I usually have to learn  them by heart but no logic derived at all uh  

eşdizimleri veya deyimleri öğrenmelerini nasıl önerirsiniz? Genellikle bunları ezberlemek zorundayım ama hiçbir şekilde mantıktan türetilmedi uh   aslında tam buraya giderseniz

you should look up our visual guide to phrasal  verbs if you go to actually right here on uh  

öbek fiiller için görsel rehberimize bakmalısınız on uh

right here on YouTube you can search for phrasal  verbs with run I think we have two sample videos  

tam burada YouTube'da run ile phrasal fiilleri arayabilirsiniz. Sanırım

from the program right here on YouTube but I take  you through my three-step process for learning  

tam burada YouTube'daki programdan   iki örnek videomuz var, ancak bunları öğrenmek için size üç adımlı sürecimi anlatacağım

them so this is the same way I teach my children  phrasal verbs and so you can you can actually see  

bu yüzden benim öğrettiğim yöntemle aynı çocuklar deyimsel fiiller ve böylece

how that works it's very logical it's very simple  and it's very fast uh Britney says where am I from  

bunun nasıl çalıştığını gerçekten görebilirsiniz   bunun nasıl çalıştığını   çok mantıklı çok basit ve çok hızlı uh Britney nereliyim diyor

I really like your accent so I'm from Chicago uh  and I intentionally speak in a kind of General  

Aksanını gerçekten beğendim bu yüzden Chicago'luyum uh ve kasıtlı olarak kibar bir şekilde konuşuyorum Genel

clear way for people to understand Marion's is  true I know a bunch of words but can't use them  

insanların Marion'un sözlerini anlamaları için net bir yol doğrudur  bir sürü kelime biliyorum ama bunları

on a daily basis they don't come to my mind yes  so as I I often give this example for learners

günlük olarak kullanamıyorum   aklıma gelmiyorlar evet  bu yüzden bu örneği öğrenciler için sık sık veriyorum,

so what's happening here we've got this is time  and we could actually put vocabulary here as well  

yani burada neler oluyor Zamanımız var ve aslında buraya kelime dağarcığı da koyabiliriz

and then we have F over here for level of fluency  what's happening is over time natives are are very  

ve sonra burada akıcılık düzeyi için F'miz var  olan şu ki zamanla yerliler çok

quickly building fluency but Learners are kind  of stuck like this because they continue to learn  

hızlı bir şekilde akıcılık kazanıyorlar, ancak Öğrenenler bir şekilde  bu şekilde sıkışıp kalıyorlar çünkü konuşmaya devam ediyorlar daha   daha fazla öğrenirler

more but they actually don't get depth in their  vocabulary so they're trying to learn oh it's a  

ancak aslında kelime dağarcıklarında derinleşmezler, bu yüzden öğrenmeye çalışıyorlar ah bu

new word new word new word but they're missing  the the deeper more interesting opportunity to  

yeni bir kelime yeni kelime yeni kelime ama daha derin ve daha ilginç

learn like oh here's a new use of that word here's  another new use of that word and as you get these  

öğrenme fırsatını kaçırıyorlar   oh işte bunun yeni bir kullanımı kelime işte bu kelimenin başka bir yeni kullanımı ve bu

different uses as you understand these then your  fluency accelerates so your learning ability and  

farklı kullanımları anladıkça, akıcılığınız hızlanır, böylece öğrenme yeteneğiniz artar ve

again this is why Learners like young kids  you could have like you know in four years  

yine bu nedenle, küçük çocuklar gibi Öğrenciler dört yılda bildiğiniz gibi olabilir

and it can be much faster like this for adults  if you start learning the native way like I  

ve bu çok fazla olabilir yetişkinler için bunun gibi daha hızlı eğer insanlara öğrettiğim gibi ana diliyle öğrenmeye başlarsanız

teach people to do but this is why you have this  this what I call here this is the fluency Gap

ama bu yüzden buna sahipsiniz burada buna akıcılık diyorum Boşluk

so the fluency Gap the space between where people  are and where they should be all right and it's  

yani akıcılık İnsanların olduğu yer ile olması gereken yer arasındaki boşluk pekala ve bunun

not because they live in you know non-english  speaking countries or whatever it's just because  

nedeni   İngilizce konuşulmayan  bildiğiniz ülkelerde ya da her neyse yaşadıklarından değil, yalnızca

they don't spend more time learning the vocabulary  and really knowing it well that's really it  

kelime öğrenmek için daha fazla zaman harcamadıkları için ve gerçekten iyi bildikleri için bu gerçekten bu   bu

so I spent a lot of my videos like kind of  talking about this same problem in different ways  

yüzden videolarımın çoğunu bir tür şey gibi harcadım aynı problemden farklı şekillerde bahsetmek   pekala

all right Dana from Dubai now see there Charlie  hello this is my first time watching you live  

Dubai'den Dana şimdi görüşürüz Charlie merhaba, sizi ilk kez canlı izliyorum

I love your lessons glad to hear it if you know  other people who would uh benefit from them please  

Derslerinizi seviyorum.

recommend us Brittany this is a golden opportunity  your classes are utterly fantastic very good glad  

altın bir fırsat dersleriniz son derece harika çok iyi

to hear it again recommend us tell other people  hey you got to watch Drew's videos if you want to  

tekrar duyduğuma sevindim  bize tavsiye edin diğer insanlara söyleyin hey  akıcı olmak istiyorsanız Drew'un videolarını izlemelisiniz

become fluent I want to learn English but I don't  know where I'll ever be I don't know what that  

İngilizce öğrenmek istiyorum ama nerede bulacağımı bilmiyorum Bunun   ne

means yes teaching English for Vietnamese um so  I would be careful about that again like there if  

anlama geldiğini bilmiyorum evet Vietnamca için İngilizce öğretmek um yani  YouTube'da dil öğreten kişiler için bakarsanız  bu konuda yine dikkatli olurum

you look on YouTube for people teaching language  there are there are a couple different kinds of  

birkaç farklı tür

teachers so there is the country specific person  who will like let's say I I don't know if I speak  

öğretmen vardır, bu nedenle ülkeye özgü vardır beğenecek kişi diyelim ki ben bazen İngilizce konuşup konuşmadığımı bilmiyorum

English sometimes but use Japanese in my videos a  lot to teach only Japanese people there are people  

ama videolarımda yalnızca Japonlara öğretmek için Japonca'yı çok kullanıyorum

who do that so they could be native Japanese or  foreigners or uh you know somebody who knows the  

bunu yapan insanlar var   böylece yerli Japon veya yabancı olabilir veya bilen birini tanıyorsunuz

Japanese language really well the problem is you  can teach the language but there's a difference  

Japonca gerçekten iyi sorun şu ki, dili öğretebiliyorsunuz ancak

between teaching a language and helping people  really understand it so they get fluent all right  

bir dili öğretmekle  insanların gerçekten anlamalarına yardımcı olmak arasında bir fark var, böylece akıcı hale gelsinler   bu

so you have to think about what you want to do and  even just like from like a channel like business  

nedenle ne yapmak istediğinizi düşünmelisiniz ve hatta  beğenmekten hoşlanmaya başlamalısınız İş tarafı gibi bir kanalda,

side it's easy to make more content where you  just like hear 10 more phrases or hear like 10  

10 kelime öbeği daha duymak veya 10 gibi

you know things like that and so you will see  a lot of that this is both teaching English in  

şeyler duymak gibi  daha fazla içerik oluşturmak kolaydır, bunun gibi şeyler bilirsiniz ve bu nedenle bunun hem   İngilizce olarak İngilizce öğrettiğini , hem

English and also people teaching English through a  different language but really teaching it through  

de insanların bu şekilde İngilizce öğrettiğini  çokça görürsünüz farklı bir dil ama onu gerçekten

a different language is the worst thing you can  do if you want to help people speak now again  

farklı bir dil aracılığıyla öğretmek, insanların tekrar konuşmasına yardımcı olmak istiyorsanız yapabileceğiniz en kötü şeydir.

not everybody needs to speak some people don't  care about doing that or they just need to pass  

a test that's fine but really even for passing  a test you should be learning much faster the  

iyi ama gerçekten bir testi geçmek için bile, ana dilinizle çok daha hızlı öğreniyor olmalısınız,

native way anyway so I don't know why everyone  wouldn't do that but the point of my channel is  

bu yüzden neden herkesin bunu yapmadığını bilmiyorum ama kanalımın amacı

to make it so that anybody that's why we call  it English anyone the point is to have anyone  

herhangi birinin buna İngilizce dememizin nedeni budur. amaç herkesin

be able to learn the language most of the videos  are at a higher level and that's why I created  

dili öğrenebilmesidir videoların çoğu daha yüksek bir seviyededir ve bu yüzden

Frederick as well so people could start learning  English in English from absolute beginning  

Frederick'i de yarattım, böylece insanlar İngilizce'yi sıfırdan İngilizce öğrenmeye başlasın

all right uh let's see and Daniel  again wait a minute do I skip somebody  

pekala uh, hadi bakalım ve Daniel tekrar bekle bir dakika birini atlar mıyım

all right okay yes all right all right so  all right so today says thank you I get it  

tamam tamam evet pekala pekala yani  pekala bugün teşekkür ederim diyor anladım

all immerse myself in on English content so you  immerse yourself in so remember just like you  

kendimi İngilizce içeriğe kaptırın, böylece  kendinizi kaptırın,

put yourself inside something to immerse yourself  in the content so I'll be able to stop thinking  

kendinizi kaptırmak için kendinizi bir şeyin içine soktuğunuz gibi hatırlayın içerik, böylece İspanyolca düşünmeyi   bırakabileceğim

in Spanish and start trans and stop translating  yeah so I totally understand you're an excellent  

ve çevirmeye başlayabileceğim ve çeviri yapmayı bırakabileceğim evet, yani mükemmel bir  öğretmen olduğunuzu tamamen anlıyorum, evet,

teacher glad here yes just do in English what  you do in Spanish for learning Spanish so this  

İspanyolca öğrenmek için İspanyolca yaptığınız şeyi sadece İngilizce olarak yapın, yani bu

is not a complicated thing I'm not teaching you  like a secret new strategy for learning English  

bir karmaşık bir şey size İngilizce öğrenmek için gizli yeni bir strateji gibi öğretmiyorum

it's just telling people hey it's okay to learn  English in English that's what you should do just  

bu sadece insanlara hey, İngilizce öğrenmekte sorun yok demek, tıpkı

like you learn Spanish in Spanish glennis says  hi Drew nice to see you there and hater again  

İspanyolca'yı İspanyolca öğrendiğiniz gibi yapmanız gereken şey bu glennis merhaba diyor Drew sizi orada görmek güzel ve tekrar nefret ediyorum

thank you for the way he teaches outstanding  uh tell me my problem in 10 seconds okay  

olağanüstü öğretme yöntemi için teşekkürler uh bana sorunumu 10 saniye içinde anlat tamam

Glenn here yes I've been doing this a long time  Daniel says last time I watched your video I  

Glenn burada evet, bunu uzun zamandır yapıyorum Daniel, videonuzu son izlediğimde

hear ambulance and it is just accidentally or  you're live close by hospital by the way how  

ambulans sesi duyuyorum ve bu sadece kazara veya siz' diyor bu arada hastaneye yakın bir yerde yaşıyorum nasıl

do I uh now now I can decide yes I know  what ambulance means thank you so much  

şimdi karar verebilirim evet ambulansın ne anlama geldiğini biliyorum çok teşekkür ederim   evet bu yüzden

yes so you just learned ambulance in context very  good yeah so I am not the room I am in is not  

ambulansı bağlam içinde çok iyi öğrendiniz evet bu yüzden ben oda değilim içinde bulunduğum oda

sound proof unfortunately it's pretty quiet but  it's not soundproof and I'm downtown in downtown  

uygun değil kanıt maalesef oldukça sessiz ama ses geçirmez değil ve ben şehir merkezindeyim

Nagasaki and so there are I'm not like by of like  actually there is a fire station a few blocks  

Nagazaki'nin merkezindeyim ve bu yüzden pek hoşlanmıyorum aslında birkaç blok ötede bir itfaiye istasyonu   var

away but there are a lot of old people around here  and so you know maybe they need help or something  

ama buralarda çok sayıda yaşlı insan var ve yani belki yardıma falan ihtiyaçları vardır   pekala

all right Daniela uh hello dear friends I'm  from Brazil and my husband is from Poland that's  

Daniela ah merhaba sevgili arkadaşlar ben Brezilya'lıyım ve kocam Polonya'dan bu

interesting but he's been living in Chicago  for 30 years there's actually a lot of Polish  

ilginç ama o 30 yıldır  Chicago'da yaşıyor  aslında Chicago'da bir çok Polonyalı

people in Chicago applying for a spouse visa soon  I'll be there enjoy good luck Abby says I'm from  

başvuruda bulunuyor eş vizesi yakında orada olacağım iyi şanslar dilerim Abby Hindistan'dan olduğumu söylüyor

India in your opinion what is the most common  mistake made by Indians when speaking English  

sizce Hintliler tarafından İngilizce konuşurken yapılan en yaygın hata nedir

uh I would imagine it's the same mistake that  everybody else makes where they're trying to  

uh bence denedikleri yerde diğer herkesin yaptığı hatanın aynısıdır

learn more without trying to go deep that's  that's the number one problem uh that most  

derine inmeye çalışmadan daha fazlasını öğrenmek çoğu

people make and now I'll explain very quickly why  this happens so why do people continue doing this  

insanın yaptığı bir numaralı sorundur ve şimdi bunun neden olduğunu çok hızlı bir şekilde açıklayacağım, bu nedenle insanlar bunu yapmak yerine neden bunu yapmaya devam ediyor ve

instead of doing this so they they're going this  way they're trying to get more vocabulary instead  

bu şekilde gidiyorlar gerçekten derinden anlamak yerine daha fazla kelime dağarcığı edinmeye çalışıyorsun

of really understand it deeply uh the answer is  because the brain is naturally attracted to new  

uh cevap şu: çünkü beyin doğal olarak yeni bilgilere ilgi duyar,

information so like you walk into a party you want  to know what's new who's new what's going on you  

yani bir partiye giriyormuşsun gibi neyin yeni olduğunu bilmek istersin kimin yeni neler olup bittiğini

don't care about what's old or what happened last  week or whatever so if like people think oh okay  

umursamazsın ne eski ya da geçen hafta ne oldu ya da her neyse, eğer insanlar şöyle düşünürse ah tamam

like I know the word coat I don't need to learn  that more give me a new word and I say no no no  

ceket kelimesini bildiğim gibi öğrenmeme gerek yok onu daha fazla yeni bir kelime ver ve ben hayır hayır hayır diyorum

maybe you don't know the word coach so I could  give you an example of a deeper more advanced  

belki kelimeyi bilmiyorsun koç bu yüzden size onun daha derin ve daha gelişmiş kullanımına bir örnek verebilirim

usage of it and if you don't understand that then  it means you're not going deep enough you don't  

ve eğer bunu anlamıyorsanız bu, yeterince derine inmediğiniz anlamına gelir

really have a strong enough understanding and you  get this by just again spending more time getting  

gerçekten yeterince güçlü bir anlayışa sahip değilsiniz ve bunu yalnızca yine   girdi almak için daha fazla zaman harcıyor,

input so rather than speaking get more input  so just like I show in that espresso video I  

böylece konuşmak yerine daha fazla girdi elde edin  yani tıpkı yaptığım espresso videosunda gösterdiğim gibi

made that so people can see what it's like to get  naturally varied review the same way natives do  

böylece insanlar doğal olarak çeşitli incelemeler almanın nasıl bir şey olduğunu görebilirler  tıpkı yerlilerin yaptığı gibi

you're seeing the same thing from different people  okay you're learning the same way natives do  

siz de aynı şeyi görüyorsunuz farklı insanlar tamam, yerlilerin öğrendiği şekilde öğreniyorsunuz

all right so hello Drew I speak English but it's  difficult for me to translate could you please  

pekala, bu yüzden merhaba Drew İngilizce biliyorum ama tercüme etmek benim için zor lütfen

help help me please yes so the basic idea is that  you should be learning English in English at your  

bana yardım eder misiniz lütfen evet, bu nedenle temel fikir, kendi yerinizde İngilizce öğrenmeniz gerektiğidir

level so you should understand at least 80 to  90 percent of what you're reading or watching  

seviye, bu yüzden okuduklarınızın veya izlediklerinizin en az yüzde 80 ila  90'ını

or whatever I'm morning I'm from Hong Kong this  is my first time to join your lab I do agree with  

veya sabah her neyse anlamalısınız Hong Kong'luyum bu laboratuvarınıza ilk kez katılıyorum

your advice how to learn fluent speaking  Yeah so again uh this is not it's not new  

akıcı bir şekilde nasıl öğrenileceğine ilişkin tavsiyenize katılıyorum  konuşuyor Evet, yani yine uh, bu yeni bir

information and I'm it's not a special technique  that only I know how to do I mean I'm I think I'm  

bilgi değil ve ben özel bir teknik değil sadece benim nasıl yapılacağını biliyorum Yani sanırım   açıklamak için

the only person who really like spends a lot of  time explaining to people how to do it but it's  

çok   zaman harcayan tek kişi benim insanlara bunu nasıl yapacağınızı anlatır ama bu

the same way you learned your native language  so that's how we know it works but you just  

ana dilinizi öğrendiğiniz yolla aynıdır yani bu şekilde çalıştığını biliyoruz ama siz sadece

learn English the same way uh I can't how can  we let's see and Charlie says will you focus  

İngilizceyi aynı şekilde öğreniyorsunuz uh ben yapamam nasıl yapabiliriz bakalım ve Charlie İngiliz İngilizcesine odaklanır mısınız diyor

on British English in the future so what we do  in fluent for life we give you British English  

gelecekte yani yaşam için akıcı bir şekilde yaptığımız şeyi size İngiliz İngilizcesi

Canadian English American English American  and even different places in America so we  

Kanada İngilizcesi Amerikan İngilizcesi Amerikan ve hatta Amerika'nın farklı yerlerinde veriyoruz, bu nedenle

cover all that in the program so I don't I don't  have like I mean if you want to watch something  

tüm bunları programda ele alıyoruz, bu yüzden ben yok  bende yok  gibi demek istediğim İngiliz İngilizcesi gibi bir şey izlemek istiyorsanız

um like British English or whatever if you if  you need to improve your British English you  

veya her neyse, İngiliz İngilizcenizi geliştirmeniz gerekirse

can listen to more examples of native speakers  so find something you're interested in like  

anadili İngilizce olanlardan daha fazla örnek dinleyebilirsiniz  bu nedenle

growing roses or whatever I'm like a gardener so  I naturally come up with these gardening examples  

gül yetiştirmek veya bahçıvan gibi olduğum her neyse ilgilendiğiniz bir şey bulun doğal olarak bu bahçecilik örnekleriyle karşılaşın

but whatever your thing is it could be building  ships or painting little models or something but  

ancak işiniz ne olursa olsun, gemi inşa etmek veya küçük maketler yapmak veya başka bir şey yapmak olabilir ancak

find British English speakers who are doing that  and then listen to their content and read the  

bunu yapan İngiliz İngilizcesi konuşanları bulun ve ardından içeriklerini dinleyin ve onların

same things that they read and you will naturally  develop an understanding of that Francis says how  

okuduklarının aynılarını okuyun; doğal olarak siz de bunu yapacaksınız. Francis'in,

can you get the insight about language teaching  and learning you mean like how did I discover  

dil öğretimi ve öğrenimi hakkında nasıl içgörü elde edebileceğinizi söylediğine dair bir anlayış geliştirin,

what I know about this um if that's what you mean  my very quick story is that for about 15 years I  

bu konuda bildiklerimi nasıl keşfettim gibi demek istiyorsunuz, um, eğer kastınız buysa, kısa hikayem şu ki, yaklaşık 15 yıldır

struggle to learn different languages and I lived  in the United States I'm from Chicago and I failed  

öğrenmek için mücadele ediyorum farklı diller ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadım Chicago'luyum ve

to learn Latin and then I failed to learn French  and then I failed to learn Spanish and even when  

Latince öğrenemedim ve sonra Fransızca öğrenemedim ve ardından İspanyolca öğrenemedim ve

I came to Japan I lived in Japan for almost a  year and still couldn't speak and the reason  

Japonya'ya geldiğimde bile neredeyse bir yıl Japonya'da yaşadım ve hala konuşamıyordum ve bunun nedeni  hala

is because I was still learning the traditional  way I was still trying to learn Japanese through  

geleneksel  yöntemle öğreniyor olmamdı. Hala İngilizce yoluyla Japonca öğrenmeye çalışıyordum

English and even after a year I said hey I'm I'm  pretty smart I should be able to figure this out  

ve bir yıl sonra bile hey, ben oldukça zekiyim, bunu çözebilmeliyim dedim çok

why can't I speak even though I'm studying  a lot I'm not becoming a better speaker and  

çalışmama rağmen neden konuşamıyorum daha iyi bir konuşmacı olamıyorum ve

the problem was that I'm again using traditional  methods and learning English through or learning  

sorun şu ki, yine geleneksel yöntemleri kullanıyorum ve İngilizceyi veya İngilizce yoluyla Japonca öğreniyorum veya

Japanese through English so when I learn that way  I'm going to speak that way too remember how you  

Japoncayı İngilizce yoluyla öğreniyorum, bu yüzden bu şekilde öğrendiğimde ben de bu şekilde konuşacağım unutma nasıl

learn is how you speak so if you learn through  translations you will speak through translations  

öğrendiğin nasıl konuştuğundur yani çeviriler aracılığıyla öğrenirsen çeviriler aracılığıyla

also so what I saw one day while I was walking  through a park I was very frustrated in trying to  

da konuşacaksın   bu yüzden bir gün bir parkta yürürken gördüğüm şey hakkında düşünmeye çalışırken çok hüsrana uğradım

think about why I was making these mistakes and I  just stopped and looked at some kids talking with  

neden bu hataları yapıyordum ve durup ebeveynleriyle konuşan bazı çocuklara baktım

their parents and I it just struck me I understood  very quickly oh these kids are not using English  

ve birdenbire anladım ki çok çabuk anladım oh bu çocuklar

to learn Japanese they're learning Japanese  all in Japanese and their parents are just  

Japonca öğrenmek için İngilizce kullanmıyorlar Japonca öğreniyorlar ve ebeveynleri

giving them understandable messages so in just  a very simple way I was able to see okay if I  

onlara sadece   anlaşılır mesajlar veriyorlar, bu yüzden çok  basit bir şekilde, tamam, eğer

do what those kids do then I can start speaking  like them all right so how you learn is how you  

o çocukların yaptığını yaparsam, onlar gibi  konuşmaya başlayabilirim, yani

speak so instead of learning the traditional way  with translations you start learning everything  

geleneksel şekilde öğrenmek yerine nasıl konuştuğunuzu öğrenirsiniz çevirilerle her şeyi

all in the language you're studying so if you want  to become an English speaker learn the same way  

öğrendiğin dilde öğrenmeye başlarsın yani İngilizce konuşan biri olmak istiyorsan aynı şekilde

native English speakers learn it's really that  simple uh so hopefully I've understood that uh  

öğren anadili İngilizce olanlar gerçekten bu kadar basit uh yani umarım anlamışımdır uh

if if I did not let me know uh but that that's  basically the idea for uh for how to get fluent  

izin vermeseydim biliyorum ama bu temel olarak nasıl akıcı olunacağına ilişkin fikir   pekala

all right uh uh Brittany says my classmates are  about to join here I told them about you glad  

uh uh Brittany sınıf arkadaşlarımın buraya katılmak üzere olduğunu söyledi onlara

to hear when you say classmates are you like in  college or high school or something let me know uh  

sınıf arkadaşları dediğinizi duymaktan memnun olduğunuzu söyledim kolejde mi lisede mi yoksa lisede mi yoksa bir şey bilmeme izin ver, uh

do you know about remembering the kanji by hastig  yes I'm also learning uh Japanese and studying  

kanjiyi hastig ile hatırlama hakkında biliyor musun evet ben de uh Japonca öğreniyorum ve

kanji with that book yeah actually what I did um  uh hasig has the right idea about about learning  

o kitapla   kanji çalışıyorum evet aslında yaptığım şey um uh hasig, kanji öğrenmek konusunda doğru fikre sahip

kanji and it's interesting how it's organized so  how like the way like this this is like a really  

kanji ve nasıl organize edildiği ilginç yani bu nasıl böyle gerçekten   gerçekten çok

like a really funny really funny thing about  Japanese and organization the the kanji that  

komik gerçekten komik bir şey Japonca ve kanjinin organizasyonu hakkında

and kanji for people uh that don't know Japanese  this is just the the Chinese characters uh that  

ve Japonca bilmeyen insanlar için kanji bu sadece ödünç alınan Çince karakterler uh

are borrowed from China uh because Japan did  not have uh its own language system it had  

Çin uh, çünkü Japonya'nın kendi dil sistemi yoktu,

like spoken Japanese but it did not have its own  language system so that was taken from China and  

Japonca konuşulan gibi vardı ama kendi dil sistemi yoktu, bu yüzden Çin'den alındı ​​ve

then this was turned into three different written  languages so kanji would be like so here's like uh  

sonra bu üç farklı yazı diline dönüştürüldü, böylece kanji şöyle olacaktı, işte böyle uh

like this is a combination of a kanji and a  hiragana so like iku it means to go and so  

bu bir kanji ve  hiragana'nın bir birleşimidir, yani iku gitmek anlamına gelir ve bu yüzden

when you're learning these things uh the way  they're taught in elementary school in Japan  

bu şeyleri öğrenirken uh Japonya'da ilkokulda öğretilme şekli

is it's actually quite frustrating I I think for  kids like because the order is not really helping  

aslında oldukça sinir bozucudur bence gibi çocuklar için çünkü sıra, onları kanjinin kendisinin

you learn them in a in like a logical order  of the kanji itself it's more how frequently  

benzer bir mantıksal düzeninde öğrenmenize gerçekten yardımcı olmuyor, ne sıklıkta

they're used and so it's much easier like I I took  actually when I was when I was learning uh more  

kullanıldıkları ve bu yüzden benim aldığım gibi çok daha kolay aslında daha fazla

basic kanji and now I'm trying to go up through  the higher levels of kanji and I'm trying to do  

temel kanji öğrendiğimde ve şimdi daha yüksek kanji seviyelerinden yukarı çıkmaya çalışıyorum ve bunu yapmaya çalışıyorum

that so I can obviously for myself learn the  language but also to teach my older daughter  

böylece hem kendi kendime hem de büyük kızıma

and my younger younger daughter too so I want  to be ahead of her for learning kanji so I take  

ve küçük kızıma da öğretebilirim, bu yüzden önde olmak istiyorum kanji öğrendiği için onun sayesinde ben de

uh like the whole Year's worth of kanji uh  like it's I think it's about a hundred maybe  

uh sanki bütün bir yılın değerinde kanji uh sanırım yaklaşık yüz belki

something for for first for Elementary first  years and then you start getting more and more  

İlkokulun ilk yılları için bir şey ve sonra gittikçe daha fazla almaya başlıyorsunuz   bu

so I took all the kanji and then reorganized  them so for example like you would learn

yüzden tüm kanjileri aldım ve sonra onları yeniden düzenledik, örneğin

learn like a like a kanji I don't  think they teach it in this order  

bir kanji gibi öğreneceksin gibi bu sırayla öğrettiklerini sanmıyorum

uh but you would learn this one like if I'm trying  to study these myself I would learn more first and  

uh ama bunu öğrenirsin, örneğin bunları kendim çalışmaya çalışırsam önce ben daha fazlasını öğrenirim ve

then I learned okay like Ida or Kang and then I'm  learning Kiku to listen so you're you're learning  

sonra Ida veya Kang gibi iyi öğrendim ve sonra Kiku'yu dinlemeyi öğreniyorum, yani sen de öğreniyorsun

like all the the various I shouldn't be there so  you're learning like the various things in that  

orada olmamam gereken çeşitli şeyler gibi, bu yüzden çeşitli şeyler gibi öğreniyorsun

uh in like in an order that makes sense to you so  if you're using haysig's book uh his idea about  

uh içinde gibi size mantıklı gelen bir sıralama yani haysig'in kitabını kullanıyorsanız                                                                   ' hissetmek

learning them through understanding the story  is a very good idea so I recommend you do that  

again I can understand American English but  British accent is hard can you suggest to me  

bana

yeah again Watch so watch a video by an American  English speaker talking about something and then  

evet yine Amerikan İngilizcesi konuşan birinin bir şey hakkında konuştuğu videoyu izleyin ve ardından   aynı şey

watch a British English speaker talking about  the same thing you can do this even with English  

hakkında konuşan İngiliz İngilizcesi izleyin bunu İngilizce derslerinde bile yapabilirsiniz

lessons I mean if you if you want to just learn  like an English lesson about things so often  

demek istediğim bir İngiliz gibi  öğrenmek istiyorsanız şeyler hakkında o kadar sık ​​ders

many teachers will cover the same topic so look  for a topic in English if you just want to learn  

birçok öğretmen aynı konuyu işleyecektir, bu nedenle  daha iyi İngilizce konuşanlardan öğrenmek istiyorsanız  İngilizce bir konu arayın

from clearer English speakers watch a couple  of different people making a video about about  

birkaç farklı kişinin   bir şey hakkında video çekmesini izleyin   bu

something that's how you do it hello sir I'm from  India thank you for your teaching and Miriam says  

şekilde yaparsınız merhaba efendim ben' Hindistan'dan ben öğrettiğin için teşekkür ederim ve Miriam

to watch anime without subtitles ah yeah uh so  again the point like I would watch it with with  

animeyi altyazısız izlememi söylüyor ah evet uh yani yine öyle bir nokta ki

Japanese subtitles if you want to do that so I  would do that uh Charlie again thanks for your  

Japonca altyazılı izlerdim eğer bunu yapmak istersen ben de aynı şeyi yaparım uh Charlie tavsiyen için tekrar teşekkürler

advice do you think that writing a journal every  day for improving uh makes English fluent uh it  

geliştirmek için her gün bir günlük yazmanın İngilizceyi akıcı hale getirdiğini düşünüyor musunuz uh bu

can help you review sure uh it's not a bad thing  to do but the the best thing the fastest thing  

gözden geçirmenize yardımcı olabilir uh bu kötü bir şey  değil ama en iyi şey en hızlı şey

the best use of your time is to get more input  and then you can practice writing something down  

zamanınızı en iyi şekilde kullanmak daha fazla girdi elde etmektir ve daha sonra bir şeyi gerçekten anladığınızdan emin olmak için bir şeyler yazma alıştırması yapabilirsiniz,

to make sure you really understand it but also  try using your own sentences the the reason I  

ancak aynı zamanda kendi cümlelerinizi kullanmayı da deneyebilirsiniz, buna

call it naturally varied review is because the  varied part is important we don't want to just  

doğal olarak çeşitli inceleme dememin nedeni, çeşitli kısmın önemli olmasıdır,

repeat something if you want to write something  down you could have a journal where you just  

isterseniz bir şeyi sadece tekrarlamak istemiyoruz bir şeyler yazın bir günlüğünüz olabilir, sadece

practice a particular phrase but you write it in  different contexts or different grammar tenses  

belirli bir cümleyi pratik yaparsınız ancak bunu farklı bağlamlarda veya farklı dilbilgisi zamanlarında yazarsınız,

that kind of thing so really play with the  language I began Drew you explain the concepts  

bu tür şeyler gerçekten başladığım dille oynarsınız Drew kavramları açıklarsınız

well I have mastered my American English sounds I  can pronounce individual words well how does one  

iyi Amerikan İngilizcemde ustalaştım sesler Tek tek kelimeleri iyi telaffuz edebilirim

move to Connected speech with linking and all any  tips again you will find this in Frederick so we  

bağlantı ve tüm ipuçları ile Bağlantılı konuşmaya nasıl geçilir bunu Frederick'te bulacaksınız, bu nedenle

have sentences in the app as well and also as you  just listen to people speaking you will develop a  

uygulamada da cümlelerimiz var ve ayrıca sadece konuşan insanları dinlediğinizde doğal bir konuşma geliştireceksiniz.

natural sense for that but it's helpful if you  find particular things like a song or a speech  

bunun için mantıklı ama bir şarkı veya konuşma gibi belirli şeyler bulursanız

and listen to different people talking about that  uh if you go to actually the for talking about  

ve bunun hakkında konuşan farklı insanları dinlerseniz yardımcı olur uh aslında telaffuz hakkında konuşmak için giderseniz sitemde telaffuz hakkında

pronunciation I just released a new article  about pronunciation on my site so if you go  

yeni bir makale yayınladım yani eğer

to englishanyone.com I don't have a link in this  video but if you go to englishanyone.com and click  

englishanyone.com'a gidin Bu videoda bir bağlantım yok ama englishanyone.com'a gidip

on free lessons it will be the the top listed  one there so it talks all about pronunciation  

ücretsiz derslere tıklarsanız, orada en üstte listelenir  bu nedenle telaffuzla ilgili her şeyi anlatır

uh well I'm studying at College okay great yeah  so let other people know and it's College where  

uh pekala ben de çalışıyorum Kolej tamam harika evet diğer insanların bilmesini sağlayın ve İngilizce öğrenerek

you mean college in the United States or college  in in a different country by learning English all  

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki veya farklı bir ülkedeki üniversiteyi kastettiğiniz Kolej'dir  pekala harika

right fantastic I got through the comments  all right the second thing so we talked  

yorumları okudum tamam ikinci şey bu yüzden konuştuk

we've spent an hour an hour oh my goodness  talking about this see how much time I have  

harcadık saatte bir saat aman tanrım bu konudan bahsediyorum bak ne kadar zamanım

left all right I don't have a lot of time  left because I answered a lot of questions  

kaldı pekala pek zamanım kalmadı çünkü çok soru yanıtladım bu videonun

so we talked about depth in the first part of  this video now I want to talk about precision

ilk bölümünde derinlikten bahsettik şimdi ben kesinlik hakkında konuşmak istiyorum

Precision so Precision this is another test  of your fluency it's another measure of your  

Kesinlik Bu yüzden Kesinlik bu akıcılığınızın başka bir testi akıcılığınızın başka bir ölçüsüdür

fluency and I'll do this very quickly let's  see time goes by really fast yes it does so  

ve bunu çok hızlı yapacağım bakalım zaman gerçekten hızlı geçiyor evet öyle oluyor

when you're first learning something and  we can use native children as an example  

bir şeyi ilk öğrendiğinizde ve biz yapabiliriz yerli çocukları örnek olarak kullanın

so you have like uh and maybe  don't like or you can say dislike  

böylece beğenirsiniz ve belki beğenmezsiniz veya sevmem diyebilirsiniz

but typically when you're learning a new  language you have a very limited way to  

ancak genellikle yeni bir dil öğrenirken hoşunuza giden bir şeyi açıklamak için çok sınırlı bir yolunuz olur, eğer ben sana

explain something where you like if I say hey do  you like I don't know whatever do you like pizza

merhaba dersem, yapar mısın? pizzayı ne sevdiğini bilmiyorum,

so this is a common question in a Japanese  classroom for Japanese kids learning English  

yani bu Japonca sınıfında İngilizce öğrenen Japon çocuklar için sık sorulan bir sorudur

do you like pizza and so they would ask each  other do you like pizza and I can have them  

pizza sever misin ve bu yüzden birbirlerine pizza sever misin diye sorarlar ve onlara

practice this but a faster way for them to  develop precision and by Precision I mean  

bunu   yapmalarını sağlayabilirim ama Hassasiyet geliştirmeleri için daha hızlı bir yol ve Kesinlik derken

accuracy so our how how well can they really  explain their actual mood do you like something  

kesinliği kastediyorum, yani bizim gerçek ruh hallerini gerçekten ne kadar iyi açıklayabilirler Bir şeyi seviyor musunuz

or do you not like something or there's a whole  grade of liking from like love it to Hayden and  

veya sevmiyor musunuz veya Beğenmekten Hayden'a kadar bir dizi beğenme var ve

so there are lots of different words that we  can use to describe all these things and the  

yani tüm bunları açıklamak için kullanabileceğimiz pek çok farklı kelime var ve

goal of this video is not to give you a bunch  of words and help you memorize all of these the  

bu videonun amacı size bir grup kelime verip tüm bunları ezberlemenize yardımcı olmak değil.

point is to listen to lots of examples about  that so if we hear people if we pay attention  

dikkat edersek insanları duyarız   insanlar bir

when people are talking about liking something  or not liking something what are the different  

şeyi sevmekten veya bir şeyi beğenmemekten bahsederken kastettiğimiz farklı

words we might mean so if we say like I  really love something like I love pizza  

kelimeler nelerdir yani pizzayı seviyorum gibi bir şeyi gerçekten seviyorum dersek

you might even say something like a more advanced  phrase you would use for that would be something  

daha gelişmiş bir ifade gibi bir şey bile söyleyebilirsiniz siz bunun için şöyle bir şey olurdu

like like I could die for X I could die for some  pizza I could die for some pizza right now I could  

X için ölebilirim Pizza için ölebilirim Şu anda pizza için

die for some pizza right now and the point again  is not to memorize this it's to recognize the  

ölebilirim Şu anda pizza için ölebilirim ve yine önemli olan bunu ezberlemek değil,

vocabulary by understanding oh wow the person  is like really really excited about something  

kelime dağarcığını tanımaktır. vay canına, kişinin bir şey için gerçekten çok heyecanlı olduğunu

and they're talking about like yeah I like I  like this but I really love this thing up here  

ve şöyle hakkında konuşuyorlar: evet beğendim bunu beğendim ama buradaki bu şeyi gerçekten seviyorum

okay so I could die I could die for some  pizza okay or you could go down to hate  

tamam bu yüzden ölebilirim pizza için ölebilirim tamam yoksa sen aşağı inebilirsin nefret etmek

and even a different word than hate you might  think like detest yeah really detest that so I  

ve hatta nefretten farklı bir kelime nefret gibi düşünebilirsiniz  evet gerçekten nefret ediyorum bu yüzden

detest like people talking about things when  they don't know what they're talking about I  

insanların  ne hakkında konuştuklarını bilmeden bir şeyler hakkında konuşmasından nefret ediyorum

detest that it's just another word for hate all  right crazy for something another good example  

bunun nefret için başka bir kelime olmasından tiksiniyorum tamam çılgın başka bir iyi örnek için

crazy four you could say crazy about same idea  but again the the point is not to try to like  

deli dörtlü aynı fikir hakkında deli diyebilirsin ama yine de mesele beğenmeye çalışmak değil

get up like a phrase book and memorize all these  it's really to watch a bunch of people in this  

bir konuşma kılavuzu gibi kalkıp tüm bunları ezberlemek gerçekten bu  durumdaki bir grup insanı izlemek

situation talking about if they like something or  not um so do you prefer this you could say I'm a  

eğer onlar hakkında konuşurken bir şeyi beğenip beğenmediğinizi yani bunu tercih eder misiniz ben bir

fan of something so to say you like something like  I'm a fan of something and then we can make that  

şeyin hayranıyım diyebilirsiniz yani  Ben bir şeyin hayranıyım gibi bir şeyi sevdiğinizi söyleyebilirsiniz ve sonra bunu

even more precise I'm a big fan of something so  I'm a fan is like here I'm a big fan is up here  

daha kesin hale getirebiliriz ben büyük bir hayranıyım bir şey yani ben bir hayranıyım, burası gibi, ben büyük bir hayranıyım, burada

okay we don't really say I'm a small fan  of something just because either you don't  

tamam, bir şeyin gerçekten küçük bir hayranıyım demeyiz çünkü sırf siz

like it or you do but yeah I'm a fan yeah do you  like tea yeah I like tea a lot I like tea a lot  

beğenmezsiniz veya seversiniz ama evet ben' bir hayranıyım evet çayı sever misin evet çayı çok severim çayı çok severim   pekala yani

all right so the goal is like I've been talking  already about learning vocabulary but this is  

amaç zaten kelime öğrenmek hakkında konuşuyormuşum gibi ama bu

really about being able to communicate in  situations or to talk about situations okay  

gerçekten durumlarda iletişim kurabilmek veya hakkında konuşabilmekle ilgili durumlar tamam   bir yerli gibi  bir

so can you talk about liking something  or disliking something like a native  

şeyi sevmek  veya bir şeyden hoşlanmamak hakkında konuşabilir misiniz

and this is what natives are doing very very  rarely do people just say like I like something or  

ve yerlilerin yaptığı da budur çok çok nadiren insanlar bir şeyi sevdiğimi söyler veya   bir

I don't like something yes I'm craving something  that's another another idea so I could really  

şeyi sevmiyorum evet bir şeye can atıyorum  bu başka bir fikir

die for some I could die for some cheesecake  right now oh I love some cheesecake please send  

bazıları için gerçekten ölebilirim şu anda biraz cheesecake için ölebilirim oh biraz cheesecake'i seviyorum lütfen

me some cheesecake all right so I could die  for some I'm crazy about it I love it so much  

bana biraz cheesecake gönder de bazıları için öleyim buna deli oluyorum onu ​​çok seviyorum

and when you listen to more people if you  really pay attention and you open your mind  

ve daha fazlasını dinlediğinizde insanlar, gerçekten dikkat ederseniz ve bir şeyin çevirisini öğrenmeye çalışmak

up to focusing on situations rather than  trying to learn a translation of something  

yerine durumlara odaklanmaya zihninizi açarsanız,

so I can I can do like a translation like the  translation for like in Japanese is like Suki  

böylece ben de yapabilirim çeviri gibi Japonca'daki gibi Suki gibi bir çeviri gibi

I like something all right but there are lots  of different ways of describing things and if  

Bir şeyi seviyorum tamam ama şeyleri tanımlamanın pek çok farklı yolu vardır ve eğer

you listen to to Japanese people like in my case  as a Japanese learner I'm hearing like a mitch

benim durumumda olduğu gibi Japonları dinlerseniz bir Japonca öğrenen olarak bir mitch gibi

so it's like oh they're they're like even more  excited so I'm paying attention to what the  

duyuyorum, bu yüzden sanki ah onlar daha fazla heyecanlılar, bu yüzden ben

person says it's like I like oh I really like  that so you're looking at their face you're  

kişinin söylediklerine dikkat etmek hoşuma gidiyormuş gibi oh gerçekten hoşuma gidiyor bu yüzden onların yüzüne bakıyorsunuz

paying attention not just to the language but the  situation has everything how they look what they  

sadece dile değil aynı zamanda duruma da dikkat ediyorsunuz nasıl göründükleri ne

say Okay so the two things we talked about in this  video we're talking about the depth of vocabulary  

söyledikleri tamam yani iki şey bu videoda kelime dağarcığının derinliğinden bahsediyoruz

the Precision of vocabulary how well can you  communicate your thoughts and feelings about  

kelime dağarcığının kesinliği şeyler hakkında düşüncelerinizi ve duygularınızı ne kadar iyi iletebileceğinizden

things and this is just one example of that all  right let me answer a few more questions before  

ve bu bunun sadece bir örneği pekala kaybetmeden önce birkaç soru daha cevaplayayım

I lose my voice all right Danielle says did you  draw I know a lot of words Expressions phrasal  

sesim tamam Danielle çizdin mi diyor İngilizce'de çok fazla kelime İfadeler öbek

verbs in English but sometimes I see myself  committing mistakes in very simple things what  

fiiller biliyorum ama bazen kendimi çok basit şeylerde hatalar yaparken görüyorum

can I do to fix that all right everybody should  know the answer to this question and it is spend  

bunu düzeltmek için ne yapabilirim pekala herkes bu sorunun cevabını bilmeli ve

more time with the stuff you make mistakes about  it's really that simple so if I struggle like  

hakkında hata yaptığınız şeylerle daha fazla zaman harcamak gerçekten bu kadar basit bu yüzden

uh whatever the particular English might  be like if I can't remember like have to

uh belirli İngilizce nasıl olursa olsun gibi mücadele edersem eğer hatırlayamıyorum zorundayım zorundayım

I'm not trying to memorize all of the uses of  have I want to get a lot of examples of have to  

have'in tüm kullanımlarını ezberlemeye çalışmıyorum have  Yapmak zorunda olduğumla ilgili bir sürü örnek almak istiyorum

man I really have to go I have to go bye

adamım gerçekten gitmeliyim gitmeliyim hoşçakal

I have to go so I have to I must do something and  as you hear more examples of that thing and not  

gitmeliyim öyleyse gitmeliyim bir şeyler yapmalıyım ve bu şeyle ilgili daha fazla örnek duydukça ve

just one or two or ten like a hundred of them lots  and lots of examples and the reason we get so many  

yalnızca bir veya iki veya daha fazla değil 10 tane gibi yüz kadar çok ve çok sayıda örnek ve bu kadar çok örnek almamızın nedeni,

examples is because it's not just about the words  we want to hear lots of different speakers talk  

bunun sadece kelimelerle ilgili olmamasıdır birçok farklı konuşmacının aynı şeyler hakkında konuştuğunu   duymak istiyoruz

about these same things I want to hear uh like  a woman from England how does she say have to  

İngiltere'den bir kadın gibi duymak istiyorum nasıl yapmam gerektiğini söylüyor   Bir

I have to I have to do something or I have to  I have to you know and I'm being a little bit  

şey yapmalıyım veya yapmalıyım  Bilmeniz gerekiyor ve biraz

funny but again when you hear different people  saying these different things it's helping you  

komik oluyorum ama yine farklı insanların bu farklı şeyleri söylediğini duyduğunuzda bu,

understand it and develop your own pronunciation  okay so we're hearing the grammar we're learning  

anlamanıza ve gelişmenize yardımcı oluyor kendi telaffuzun tamam yani öğrendiğimiz dilbilgisini işitiyoruz

the vocabulary all these things are are  done as a native would do that all right

tüm bu şeylerin olduğu kelime dağarcığı anadilde olduğu gibi yapılır bunu tamam tamam bakalım

all right let's see here and Dennis says a teacher  you have said that we could get deep in a topic  

burada ve Dennis bir öğretmen diyor derinlere inebileceğimizi söyledin bir konu

to be fluent in a specific theme but we will be  fluent a theme or it would be fluent and different  

belirli bir temada akıcı olmak için  ancak biz bir temada  akıcı olacağız veya o akıcı ve farklı olabilir   ancak

but we will be fluent Theme by theme or it  would be helpful in different topics okay yes  

tema bazında akıcı olacağız veya farklı konularda yardımcı olabilir tamam evet

so this is a thing that some some Learners worry  about they think okay if I focus on something  

yani bu, bazı Öğrenicilerin istediği bir şeydir bir şeye odaklanırsam sorun olmayacağını düşünürler

if I focus on this topic and I learn you know  I've really learned this very well what about  

bu konuya odaklanırsam ve öğrenirsem bunu gerçekten çok iyi öğrendim

like all the other topics and the truth is that if  you focus on this it automatically makes you more  

diğer tüm konular gibi ve gerçek şu ki buna  odaklanırsanız bu otomatik olarak sizi

fluent in other things as well and the reason  is because like like the example of coat that  

diğer konularda da daha akıcıdır ve bunun nedeni

I gave at the beginning of this cl18 coat the  example I gave at the beginning of this video  

bu cl18'in başında verdiğim ceket örneği gibi bu videonun başında verdiğim örnek gibi

so if I learn just one meaning of coat like the  coat that I have on my jacket uh then I can only  

yani ceketin sadece bir anlamını öğrenirsem ceket gibi ceketimde var o zaman sadece

really talk about wearing a thick jacket but if  I hear a bunch of different usage now I can talk  

gerçekten kalın bir ceket giymekten bahsedebilirim ama şimdi  bir sürü farklı kullanım duyarsam

about like the coating of chocolate on a cake or  the coating of paint on a car or the coating of  

bir pastanın üzerine çikolata kaplamaktan veya bir arabaya veya arabaya boya kaplamaktan bahsedebilirim.

gold on a building like King kakuji which is  uh it's like a gold covered building in Japan  

Kral kakuji gibi bir binanın üzerine altın kaplamak ki bu Japonya'daki altın kaplı bir bina gibi

okay so I'm able to talk about more things  because I got more depth in the vocabulary  

tamam bu yüzden daha fazla şey hakkında konuşabiliyorum çünkü kelime dağarcığımda daha fazla derinlik kazandım

now I talk about this this idea in detail uh  in my what was that video but it's it's got  

şimdi bu fikir hakkında ayrıntılı olarak konuşuyorum uh içinde benim o video neydi ama

like half a million views now from maybe two  or three weeks ago uh and it's like how to  

şu anda   belki iki veya üç hafta öncesine göre yaklaşık yarım milyon izlendi uh ve neredeyse

speak fluently about almost anything and the  the secret is really focusing on one thing  

her şey hakkında akıcı bir şekilde konuşmak gibi bir şey ve işin sırrı gerçekten

that allows you to speak about lots of different  topics in that video I talk about the word harsh  

çok şey hakkında konuşmanıza olanak tanıyan tek bir şeye odaklanmak o videoda farklı konulardan sert kelimesinden bahsediyorum

so my older daughter Arya we were walking to  school and she asked me oh what like what does  

bu yüzden büyük kızım Arya okula yürüyorduk ve bana

harsh mean so she heard that in a in a movie or  something or a TV show and I said oh where did you  

sert ne demek diye sordu ve bunu bir filmde veya başka bir şeyde veya bir TV şovunda duydu ve ben dedi ah

hear that and she said oh I heard it from this and  I asked well what was happening in the situation  

bunu nereden duydun ve o da ah ben bunu bundan duydum dedi ve ben de bu durumda neler olduğunu sordum

so I'm trying to get her to think about when what  why what's the situation and then I don't I don't  

bu yüzden onu ne zaman ne neden durum ne diye düşündürmeye çalışıyorum ve sonra ben yapmıyorum

just give her a definition I start giving her lots  of examples we could have like harsh Sunshine out  

ona bir tanım vermeyin ona bir sürü örnek vermeye başlarım sert güneş ışığı gibi

here I really need some sunglasses because the  sun is so harsh or I've got this this new soap  

burada güneş gözlüğüne gerçekten ihtiyacım var çünkü güneş çok sert ya da bu yeni sabunu aldım

I'm trying it's very harsh on my skin and as I  give her these examples she's like I understand  

deniyorum çok sert tenimde ve ona bu örnekleri verdiğimde anladığım gibi davranıyor

and maybe two days ago I said hey Aria what  does harsh mean and she just said difficult it's  

ve belki iki gün önce hey Aria sert ne demek dedim ve o az önce zor dedi

basically what it means but again she's thinking  about it like a native speaker and I'm training  

temelde bunun ne anlama geldiğini ama yine ana dili İngilizce olan biri gibi düşünüyor ve ben'

her specifically to understand what these things  are so this is what we do in fluent for life we  

onu özellikle bu şeylerin ne olduğunu anlaması için eğitiyorum, bu yüzden hayat için akıcı bir şekilde yaptığımız şey bu,

give you lots and lots and lots of varied examples  so you're reading writing listening speaking even  

size çok, çok ve çok çeşitli örnekler veriyoruz bu nedenle videolarla birlikte okuyorsunuz, dinliyorsunuz, konuşuyorsunuz, hatta

like along with the videos but this is how you  get fluent in the same way natives do you don't  

yerlilerle aynı şekilde akıcı konuşun

have to live with an English speaker you don't  have to be living in an English-speaking country  

İngilizce konuşan biriyle yaşamak zorunda değilsiniz İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak zorunda değilsiniz

you don't even have to speak the point is just  to get lots of this input so even as you focus  

konuşmak zorunda bile değilsiniz mesele sadece  bundan çok şey almak giriş yapın,   bir şeye   odaklansanız bile bu,

on something it's expanding your vocabulary at the  same time so don't think or don't worry that okay  

kelime dağarcığınızı aynı zamanda  genişletir, bu yüzden düşünmeyin veya endişelenmeyin, tamam

if I if I really like study this word then I'm  I'm like wasting my time and not studying other  

eğer bu kelimeyi çalışmayı gerçekten seviyorsam, o zaman zamanımı boşa harcıyorum ve değil diğer

things because you know this well you can use that  vocabulary when you talk about other things so if  

şeyleri çalışmak, çünkü bunu iyi biliyorsunuz, diğer  konulardan bahsederken o  kelime dağarcığını kullanabilirsiniz, yani

I focus on like one grammar point and I really  understand that grammar Point very well then  

bir gramer noktasına odaklanırsam ve o gramer maddesini gerçekten  çok iyi anlarsam, o zaman

of course I can use that grammar point when I talk  about other things okay makes it all right [Music]

tabii ki hakkında konuşurken o gramer noktasını kullanabilirim diğer şeyler tamam, her şeyi doğru yapar [Müzik]

so I'm okay in my opinion uh did I maybe I skipped  that okay all right all right so uh maybe is that  

yani ben iyiyim bence uh belki de atladım  tamam pekala pekala yani uh belki de bu

Palm or foam funkyat in my opinion from my  learning experience we just know the B part  

Palmiye veya köpük funkyat bence öğrenme deneyimime göre sadece biliyoruz Konuşmanın B kısmı

of speech and then we just put it in a position  based on its function agreed uh I don't know do  

ve sonra onu işlevine göre bir konuma getiriyoruz. Uh bilmiyorum

you speak well that's really the answer to that  question if you're if what you do gets you fluent  

iyi konuşuyor musunuz bu gerçekten bu sorunun cevabıdır eğer yaptığınız şey sizi akıcı yapıyorsa

then keep doing it but if it's not getting you  fluent then you should do what I'm telling you  

o zaman yapmaya devam edin ama akıcı konuşmanı sağlamıyorsa o zaman sana dediğimi yapmalısın

to do because this is how natives get fluent  Jose says hola I'm a Britney's classmate I'm  

çünkü yerliler bu şekilde akıcı oluyor Jose hola diyor ben Britney'nin sınıf arkadaşıyım

new here and my English is so basic we are from  Peru wow you guys well I'm glad you're skipping  

burada yeniyim ve İngilizcem çok basit biz Peru'luyuz vay canına millet, sınıfı atladığınıza sevindim

class or whatever or you are you like you don't  have class right now you're just at home or  

ya da her neyse ya da siz şu anda dersiniz yok gibi sadece evdesiniz ya da başka

something uh but I'm glad to hear learn English  with Mata have students practice this technique  

bir şey ama Mata ile İngilizce öğrendiğinizi duyduğuma sevindim öğrencilerim var bu tekniği uygulayın

when dishing on politics especially regarding  great practices and fun yeah glennis is Drew I  

özellikle harika uygulamalar ve eğlence ile ilgili siyaset hakkında yorum yaparken evet glennis Drew'dur   yabancılarla

often feel shy nervous when I meet and speaking  English with foreigners I'm not confident enough  

tanışıp İngilizce konuşurken genellikle utangaç hissediyorum   onlarla konuşacak kadar  kendime güvenmiyorum

to speak with them what do you have to do to  improve listening skills and speaking again  

dinleme becerilerinizi geliştirmek için ne yapmanız gerekir ve tekrar konuşursak

it's one answer isn't that great it's one  answer for all these questions so the reason  

bu tek bir cevap, o kadar da iyi değil, tüm bu sorular için tek bir  cevaptır, bu nedenle

people don't have confidence is because they have  doubts about vocabulary or grammar so if I like

insanların kendine güvenmemesinin nedeni, kelime veya dilbilgisi hakkında  şüpheleri olmasıdır, bu nedenle, eğer isterseniz,

if you hear a word like uh like harsh in a in a  situation like wow there are like harsh conditions

sert gibi bir kelime duyarsanız a vay gibi bir durumda, sert koşullar var,

harsh conditions in in like a desert or something  like that uh if you just hear this this is kind  

çöl gibi veya bunun gibi bir şeyde sert koşullar var uh bunu duyarsanız, bu onun

of a more advanced usage of it I mean harsh is  we it's the the meaning doesn't really change  

daha gelişmiş bir kullanımıdır yani sert mi biz bu anlamı değil gerçekten değişir

it means difficult but if you just say wow it's  really or we are experiencing harsh harsh weather  

zor demektir ama vay canına gerçekten  ya da sert sert havalarda yaşıyoruz

if you hear that you're like I don't really know  what harsh means and so you don't know if that's  

sertliğin ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum ve bu yüzden bunun

like a positive thing or a negative thing and so  the more you get examples of this it's going to  

olumlu bir şey olup olmadığını bilmiyorsanız veya olumsuz bir şey ve dolayısıyla buna ne kadar çok örnek bulursanız

help you with your listening your pronunciation  your grammar your vocabulary everything so  

dinlemenize yardımcı olacak telaffuzunuz grameriniz, kelime dağarcığınız her şey  bir şeye

everything is improved as you focus on something  more and more so that's the that's the answer to  

odaklandıkça her şey gelişiyor giderek daha fazla yani

really every question that anyone asks about  fluency all right only a few more minutes here

gerçekten her sorunun cevabı bu herkes akıcılık hakkında soru sorarsa tamam sadece birkaç dakika daha burada

uh let's see I'm craving chocolate cake yes  chocolate cake would be great right now Dennis  

uh bakalım canım çikolatalı kek istiyor evet çikolatalı kek şu anda harika olur Dennis

says thanks for your explanation I appreciate it  it's my pleasure Brittany yes we are from Peru  

açıklaman için teşekkürler diyor.

actually the teachers here teach using the  traditional method yes and again I hate to  

buradaki öğretmenler geleneksel yöntemi kullanarak öğretiyor evet ve yine

laugh about that uh it's typical this is the  way everyone teaches every language so don't  

buna gülmekten nefret ediyorum uh bu tipik bir durumdur bu herkesin her dili öğretme şeklidir bu yüzden

feel bad this is not just English speakers if I'm  German trying to learn Thai I'm probably going to  

kötü hissetmeyin bu sadece İngilizce konuşanlar değil eğer ben Tayca öğrenmeye çalışıyorsam Almanca Muhtemelen

learn Thai through German and it's going to mess  up my ability to learn so basically nobody I'm  

Almanca üzerinden Tayca öğreneceğim ve bu, öğrenme yeteneğimi alt üst edecek, bu nedenle temelde hiç kimse   benim öğrettiğim şekilde öğreten

not familiar with any courses that actually teach  the way I teach certainly not in other languages I  

hiçbir kursa aşina değilim kesinlikle diğer dillerde hiç      hiçbir

have no idea Sergio says I'm Sergio from Peru yes  so more more peruvians are going to enjoy this now  

fikrim yok Sergio öyle olduğumu söylüyor Peru'dan Sergio evet  yani şimdi daha fazla Perulu bundan keyif alacak

South America thanks for your explanation uh you  are the best glad to hear it and Nick let's see  

Güney Amerika açıklamanız için teşekkürler uh  bunu duyduğuma en çok siz sevindiniz ve Nick hadi bakalım

here hello I'm Brittany's classmate as yes we are  pleased to meet you teacher I really like the way  

burada merhaba ben Brittany'nin sınıf arkadaşıyım, evet sizinle  tanıştığımıza memnun olduk öğretmenim ben gerçekten beğendim

you speak glad to hear it yes yes Brittany get  your whole school or at least your whole class  

konuşma şeklin  bunu duyduğuna sevindim evet evet Brittany tüm  okul  veya en azından tüm sınıf

all the people that are watching this and if you  don't get the live video you can go back and watch  

bunu izleyen tüm insanlar ve canlı videoyu  alamazsanız geri dönüp

all the other videos as well and I will make  this one available too uh little berries along  

diğer    tüm videoları izleyebilirsiniz ayrıca ve ben bunu da mevcut yapacağım uh küçük meyveler birlikte

the path nice to see you again yes your teaching  is absolutely focused on one point to help people  

yol sizi tekrar görmek güzel evet öğretiminiz kesinlikle insanların

eradicate the problem completely yes that's the  thing you want to eradicate that's a great word  

sorunu tamamen ortadan kaldırmasına yardımcı olmak için tek bir noktaya odaklanıyor evet ortadan kaldırmak istediğiniz şey bu, bu harika bir kelime

to really destroy something to solve the problem  completely Cass is a low from Saudi Arabia and I  

sorunu tamamen çözmek için bir şeyi gerçekten mahvedin Cass Suudi Arabistan'dan bir düşük ve

see you there Francis again can I get your regular  streaming schedule or is it random uh I did I I  

seni  orada görüyorum Francis yine normal yayın programınızı alabilir miyim yoksa rastgele mi uh yaptım sanırım

think I like my personal freedom maybe I'm like  an American or something like that I don't know  

kişisel özgürlüğümü seviyorum belki de bir Amerikalı gibiyim ya da onun gibi bir şey bilmiyorum

but but I don't have a specific schedule for  streaming but I do make the videos available uh  

ama akış için belirli bir programım yok ama videoları kullanıma sunuyorum uh

lately I've been doing them maybe once or twice  a week on Monday and Thursday my time in Japan  

son zamanlarda bunları haftada bir veya iki kez, Japonya'daki zamanımla Pazartesi ve Perşembe günleri yapıyorum

I think probably next Monday I will not do one  but maybe a week from today I will actually it's  

Muhtemelen önümüzdeki Pazartesi bir tane yapmayacağım ama belki bugünden bir hafta sonra yapacağım     aslında

night here yeah okay I figured it was probably  night time over there so I made the eight parts  

burada   gece evet tamam, orada muhtemelen  gece olduğunu düşündüm, bu yüzden konuşmanın 8 bölümünü

of speech like noun verb adjective Etc yes uh if  that's working for you like some people they they  

isim fiil sıfat Vb gibi yaptım evet uh eğer  buysa sizin için çalışan bazı insanlar gibi onlar

like studying the language logically like that  uh like oh there are eight parts of speech and  

dili mantıklı bir şekilde çalışmaktan hoşlanırlar uh oh konuşmanın sekiz bölümü vardır ve

we can you know do this and try to learn the  language that way um but most people are not  

bunu yapabilir ve dili bu şekilde öğrenmeye çalışabiliriz um ama çoğu insan

computers actually none of us are uh and so it's  it's quite difficult for most people to learn the  

bilgisayar değil aslında hiçbirimiz çoğu insan için

language that way and speak fluently but if you  are if you are watching my videos either you are  

dili bu şekilde öğrenmek ve akıcı bir şekilde konuşmak oldukça zordur, ancak öyleyseniz videolarımı izliyorsanız ya

a language teacher or you were a student who who  knows a lot of English but doesn't doesn't speak  

bir dil öğretmenisiniz ya da çok İngilizce bilen ancak bilmeyen bir öğrenciydiniz

that well yet uh so if you're already fluent you  should probably not be watching these videos you  

henüz o kadar iyi konuşmuyor uh yani zaten akıcıysanız muhtemelen bu videoları izlememelisiniz

should be watching something else so if you're  if you're the kind of student that just wants  

başka bir şey izlemelisiniz yani eğer sadece çalışmak isteyen bir öğrenciyseniz uh

to study uh you want to try to memorize vocabulary  or grammar if that's helping you speak then great  

kelime veya dilbilgisi ezberlemeye çalışmak istiyorsun bu konuşmana yardımcı oluyorsa o zaman harika

it's probably not helping you speak I I would  I would probably say your language is I don't  

muhtemelen konuşmana yardımcı olmuyor ben yapardım  Muhtemelen senin dilini söylerdim  bilmiyorum

know I I have not heard you speak before but  for most of the people I help they know a lot  

daha önce konuştuğunu duymadım ama çoğu insan için biliyorum çok şey bilmelerine yardımcı olur

but they can't actually speak and that's usually  because they're trying to use traditional methods  

ama aslında konuşamazlar ve bunun nedeni genellikle  geleneksel yöntemleri kullanmaya çalışmalarıdır   bu

that don't it basically it teaches you the  language but it doesn't develop your fluency  

temelde size dili öğretmez ancak akıcılığınızı geliştirmez

Emanuel says from oh from the Congo thanks for  everything I've been following since 2017. glad  

Kongo'dan Emanuel diyor ki 2017'den beri takip ettiğim her şey için teşekkürler.

to hear how long do work a day how long how long  do you work you mean like how long do I work a day  

günde ne kadar çalıştığımı duymak güzel

like for what I what I do um I don't know depends  on the day some days I don't do much some days I  

güne göre değişir bazı günler pek bir şey yapmam bazı günler

I'm inspired to do a lot you know I'm My Own Boss  so I do I do what I want when I want that's what  

çok şey yapmak için ilham alırım biliyorsun ben kendi kendimin patronuyum bu yüzden yaparım istediğimi istediğim zaman yaparım işte bu

I do Brittany yes sir I'll bring my whole College  yes bring the whole College actually get everyone  

yaparım brittany evet efendim ben tüm üniversitemi getireceğim evet tüm üniversiteyi getir aslında

in Peru not just your college get everyone in Peru  everybody everybody I would like to go to Peru it  

Peru'daki herkesi   sadece senin üniversiteni değil herkesi Peru'dan al herkesi herkes Peru'ya gitmek istiyorum

looks like a nice place I was in Columbia a few  years ago so this is closer than Japan uh no uh I  

güzel bir yere benziyor birkaç yıl önce Columbia'daydım yani burası Japonya'dan daha yakın uh hayır uh bence

think what we can speak is what we should know how  to form the sentence to write or speak again like  

konuşabileceğimiz şey, cümleyi nasıl kuracağımızı bilmemiz gereken şey   gibi tekrar yazmak veya konuşmak için

I don't want to argue with anybody if you want  if you have a way of learning and that's working  

kimseyle tartışmak istemiyorum eğer bir öğrenme yönteminiz varsa ve bu işe yarıyor

for you then keep doing it but what I do is just  help people understand and use the language like  

senin için o zaman yapmaya devam et ama benim yaptığım sadece insanların dili anadili gibi anlamasına ve kullanmasına yardımcı olmak

a native speaker because most people would have  trouble following that method if it works for you  

çünkü çoğu kişi bu yöntemi takip etmekte sorun yaşar eğer senin için işe yararsa

then great keep doing it Otto says in my case it  changed when I felt excited to speak with someone  

o zaman harika yapmaya devam et Otto benim durumumda ne zaman değiştiğini söylüyor Başka biriyle konuşmaktan heyecan duydum

else and being listened there is no right or  wrong way when we are trying to communicate  

ve dinlenmenin doğru ya da yanlış bir yolu yok

something tears from Brazil yeah so again some  people are actually a lot of people are they  

Brezilya'dan gelen gözyaşlarıyla bir şeyi iletmeye çalıştığımızda evet yani yine bazı insanlar aslında pek çok insandır

they have trouble expressing themselves because  they just they worry about making mistakes and  

kendilerini ifade etmekte güçlük çekiyorlar çünkü sadece onlar hata yapma konusunda endişelenmek ve

that kind of thing and so like if you're  working at a company there is a right and  

bu tür şeyler ve örneğin bir şirkette çalışıyorsanız

wrong way to communicate so you can it just  depends on what your particular situation is  

iletişim kurmanın doğru ve   yanlış yolu vardır, bu nedenle bunu yapabilirsiniz  bu yalnızca özel durumunuzun ne olduğuna bağlıdır

uh-huh you are great you're the boss yes I am the  boss of me I'm My Own Boss uh let's see so Annie  

uh-huh siz harikasınız patron evet ben kendi patronum Kendi kendimin patronuyum uh hadi bakalım Annie

says sir I saw your English lesson sell online can  I buy directly in Japan because I will visit uh  

diyor efendim İngilizce dersinizi çevrimiçi olarak sattım gördüm doğrudan Japonya'da satın alabilir miyim çünkü

Osaka next week uh yes it does it doesn't matter  where you live that's the great thing about online  

gelecek hafta Osaka'yı ziyaret edeceğim uh evet öyle değil' nerede yaşarsanız yaşayın, çevrimiçi eğitimin harika yanı

training you can be in Japan or China or Taiwan  or whatever yeah I think we even like we probably  

Japonya'da, Çin'de veya Tayvan'da veya her neyse, evet bence biz bile seviyoruz muhtemelen   vpn

have a lot of Chinese students that use um uh like  vpns or people in like even like Russia or Ukraine  

gibi  veya Rusya gibi yerlerde um uh gibi insanlar kullanan birçok Çinli öğrencimiz var veya Ukrayna

right now or like we still have people joining our  programs uh it's amazing I still see like people  

şu anda veya hala  programlarımıza  katılan insanlar olduğu gibi uh, bu harika, hala

in Ukraine and Russia joining joining programs  and like a lot of them are it's it's on they're  

Ukrayna ve Rusya'da programlara katılan insanlar görüyorum ve birçoğu gibi

unable to use a lot of systems right now but yeah  so if you actually if you look at the link in the  

şu anda pek çok sistemi kullanamıyorlar ama evet yani aslında

description in this video so right under this  video you will find the links to Frederick and  

bu videonun açıklamasındaki bağlantıya bakarsanız, yani bu videonun hemen altında Frederick'e ve

to fluent for life Brittany come here to visit  us someday uh we have very delicious food yes  

ömür boyu akıcı Brittany'nin bir gün bizi ziyarete gelmesine giden bağlantıları bulacaksınız uh çok lezzetli yemeklerimiz var evet

that sounds good I would like to come down there  yeah I haven't been uh Colombia was the last time  

bu Kulağa hoş geliyor oraya gelmek isterdim evet gitmedim uh en son Kolombiya'daydım

I was in South America so I understand your way  which is the best way to study by just adding my  

Güney Amerika'daydım, bu yüzden çalışma şeklinizi anlıyorum  konuşmanın hiçbir bölümüne kendi girdilerimi ekleyerek çalışmanın en iyi yolu bu etkili bir şekilde

input to no part of speech we can study English  effectively I am from Thailand yeah I figured  

İngilizce öğrenin, ben Taylandlıyım evet,

you were you were Thai from your name I've  been to Thailand as well it's a lovely place  

sizin adınızdan Taylandlı olduğunuzu anladım. Tayland'da da bulundum. güzel bir yer.

all right let's see here well now I'm officially  out of time but just to give a quick review  

gözden geçirin

remember the idea is not to learn more vocabulary  the idea is really to go deeper and to become more  

unutmayın, fikir daha fazla kelime öğrenmek değildir fikir gerçekten daha derine inmek ve

precise with your language okay so that's how  you know that's the real test of your fluency  

dilinizi daha   kesin hale getirmektir tamam, bu yüzden akıcılığınızın gerçek testinin bu olduğunu

it's not how many words you know it's how well  you can speak so if you're not feeling fluent  

ne kadar kelime bildiğiniz değil ne kadar iyi yapabildiğiniz  konuş öyleyse akıcı hissetmiyorsan kendine güvenmiyorsun

you're not feeling confident you feel like you're  making mistakes you have doubts in your mind about  

hata yapıyormuş gibi hissediyorsun çeviriler hakkında kafanda şüpheler var

translations or you have to organize sentences  sentences in your head it just means you're  

ya da cümleleri kafanda organize etmen gerekiyor bu sadece

trying to learn more and typically you're doing  this through your native language rather than  

öğrenmeye çalıştığın anlamına geliyor daha fazla ve tipik olarak bunu ana dilinizle yapıyorsunuz, bunu

learning it all in English the same way natives do  so if you'd like to learn more just click on the  

ana dili İngilizce olanlarla aynı şekilde İngilizce olarak öğrenmiyorsunuz, bu nedenle daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız

links in the description to do that uh now what  I can now now you say I can understand good but  

açıklamadaki bağlantılara tıklamanız yeterli bunu yapmak için uh şimdi ne yapabilirim şimdi iyi anladığımı söylüyorsun ama   iyi konuşamıyorum

I cannot speak good yeah so again uh understanding  comes first you spend a lot of time doing that and  

evet yani yine anlama önce gelir bunu yapmak için çok zaman harcarsın ve

then speech will follow automatically because  when you understand you can speak all right  

sonra konuşma otomatik olarak gelir çünkü anladığında pekala konuşabilirsin

so keep practicing out there follow the links  if you'd like to learn more even if you do not  

bu yüzden pratik yapmaya devam et orada bağlantıları takip et Fluent for Life'a katılmasanız bile daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız,

join fluent for Life click on the link in the  description below the program to learn how it  

programın nasıl çalıştığını öğrenmek için programın altındaki açıklamada bulunan bağlantıya tıklayın

works because it's taking a lot of the things I'm  saying and it it lays it out very simply it makes  

çünkü söylediğim birçok şeyi alıyor ve ortaya koyuyor çok basit bir şekilde

it just nice and easy for people to understand  what the problems are what you need to do to speak  

insanların problemlerin ne olduğunu akıcı bir şekilde konuşmak için yapmanız gerekenleri anlamasını güzel ve kolay hale getiriyor

fluently and you can do it by yourself I just make  it a lot easier and much faster if you do it with  

ve bunu kendi başınıza yapabilirsiniz Ben sadece benimle yaparsanız çok daha kolay ve çok daha hızlı hale getiriyorum

me and that's the value of having a guide like me  to show you what to do all right so you can do it  

ve bu benim gibi bir rehbere sahip olmanın değeri size ne yapacağınızı gösterecek böylece

by yourself that's how I did it in Japanese but  it is possible all right thank you Master Shifu

kendiniz yapabilirsiniz   Japonca'da bu şekilde yaptım ama pekala mümkün teşekkür ederim Shifu Usta

well on that note we will say goodbye but thank  you to everyone so do click on the links in the  

bu notta vedalaşacağız ama teşekkürler siz herkese bu yüzden

description if you'd like to learn more okay uh  let's see Canadian linguistico says accumulate  

daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız açıklamadaki bağlantılara tıklayın tamam uh bakalım Kanada dil bilimi der ki

words is the most important thing in learning  industry what do you think well again that  

kelime biriktirmek endüstriyi öğrenmede en önemli şeydir yine ne düşünüyorsunuz bu

like you know uh Kaufman I've never spoken  with Kaufman and I think he speaks a couple  

bildiğiniz gibi uh Kaufman I Kaufman'la hiç konuşmadım ve sanırım birkaç

of different languages so maybe speaks some I  think he speaks more than I do which is great  

farklı dil konuşuyor, bu yüzden belki biraz konuşuyor, bence benden daha fazla konuşuyor ki bu harika   um

um but I would I would be more clear for students  that like the goal is not to learn more words it's  

ama amacın öğrenmek olmadığını öğrenciler için daha net ifade ederdim daha fazla kelime,

to get like deeper understandings of words and  it's so it's the same thing you're still you're  

kelimeleri daha derinden anlamaktır ve bu aynı şeydir, hala

developing your your ability to use words uh  rather than trying to learn a bunch of words  

kelimeleri kullanma becerinizi geliştiriyorsunuz uh bir sürü kelimeyi   öğrenmeye çalışmak yerine

that you don't remember all right so you don't  want to accumulate words there's lots of students  

pekâlâ kelime biriktirmek istemezsiniz

who are doing that already and they still can't  speak so even without asking me as a teacher or  

bunu zaten yapan birçok öğrenci var ve hala konuşamıyorlar, bir öğretmen olarak veya

someone who speaks different languages or  whatever you should just ask yourself think  

farklı diller konuşan biri olarak bana sormadan veya kendinize sormanız gereken her neyse  kendi

to yourself is what I'm doing working for me so  I'm doing something to learn is it helping me  

kendinize düşünün   Kendim için çalışıyorum bu yüzden konuşmama yardımcı olup olmadığını öğrenmek için bir şey yapıyorum.

speak if not then stop doing it but if you  want to try something different like what  

I'm recommending like do this and I guarantee  you will become a better speaker because it's  

daha iyi konuşmacı çünkü

how you got fluent in your native language  you didn't just learn a bunch of different  

ana dilinizde bu şekilde akıcı hale geldiniz sadece bir sürü farklı

words you really got good understanding uh  and and as you do this you're you're also  

kelime öğrenmediniz gerçekten iyi anladınız uh ve bunu yaptıkça aynı zamanda

getting a larger vocabulary as well well Elena  right there at the end with konichiwa now it's

daha geniş bir kelime dağarcığı elde ediyorsunuz Elena tam orada, sonunda konichiwa ile şimdi sorun yok, bu

all right so I have a fantastic day  remember think about what you're  

yüzden harika bir gün geçiriyorum hatırlayın   size

doing if it's helping you great keep  doing it if not give this a try bye bye

yardımcı oluyorsa ne yaptığınızı düşünün   yapmaya devam edin, eğer denemediyseniz, güle güle