The English Fluency Breakthrough with Drew Badger - EnglishAnyone.com

right now I'm gonna have to move this back  I think let me see here all right that looks  

şu anda bunu geri taşımam gerekecek sanırım buraya bir bakayım pekala bu

pretty good actually pardon me as I get this  set up I'm gonna move this over a little bit

oldukça iyi görünüyor   aslında bu kurulumu anladığım için beni bağışlayın bunu biraz aşacağım

that's pretty good all right so I don't  know if I can see anything in the chat  

bu oldukça iyi pekala o yüzden yapmıyorum sohbette herhangi bir şey görebilir miyim bilmiyorum

we're gonna we're gonna get started  here in a little bit I'll see if we  

birazdan burada  başlayacağız

get a few people to join us today and  then we'll go from there let's see here

Bugün   bize katılacak birkaç kişi bulup bulamayacağımıza bakacağız ve oradan devam edeceğiz bakalım burada

all right that looks pretty good I think  see we got a little bit of glare on this  

pekala oldukça iyi görünüyor bence bakın bu tarafta biraz parlama var

side over there I think up there all right  and I think the video is going to display  

bence yukarıda tamam ve bence video

for me properly uh hopefully it's going to  be in Reverse I think for me let me try that

benim için düzgün bir şekilde görüntülenecek uh umarım Ters yönde olur benim için bunu denememe izin verin, bu yüzden benim

yep so it's going to be backwards for  me but I think hopefully it should be  

için geriye doğru olacak ama umarım

okay for you out there uh so last let's see  last week I tried to do this on YouTube and  

sizin için sorun olmaz uh, bakalım geçen hafta bunu YouTube'da yapmaya çalıştım ve

uh it didn't work well the video was was  just fine uh but the I thought the script  

uh pek işe yaramadı video çok güzeldi ama senaryonun

was going to be backwards for you guys so I I  stopped the video and I did it on uh Instagram  

sizin için geriye doğru gideceğini düşündüm bu yüzden videoyu  durdurdum ve onun yerine Instagram'da yaptım

instead and I said all right well I will come  back this week and do it again so hopefully  

ve pekala dedim bu hafta geri geleceğim ve tekrar yapacağım o yüzden umarım

this works I have my trusty Blackboard here  I want to close that screen though pardon  

bu işe yarar, güvenilir Blackboard'um burada o ekranı kapatmak istiyorum ama

me as I get started I'm just waiting for  people to come in uh see if we get to chat

başlarken beni bağışlayın, insanların gelmesini bekliyorum uh, bakalım sohbet edebilecek miyiz, tamam mı bu

all right did that remove my glare yes it did all  right beautiful all right so I can see the chat so  

bakışımı kaldırdı mı evet hepsini yaptı tamam güzel pekala sohbeti görebileyim çok

nice to see you everyone there uh if you have any  questions feel free to put them in the chat but I  

sizi orada görmek çok güzel uh herhangi bir sorunuz varsa sohbete sormaktan çekinmeyin ama   bakmak yerine

will do my best to stay focused on what I'm doing  so rather than looking at a whole bunch of chats  

yaptığım şeye odaklanmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım bir sürü sohbet devam ederken

as they go through but do let me know that you  understand what I'm saying so hello nice to see  

ama ne dediğimi anladığınızı bana bildirin çok merhaba hepinizi orada görmek güzel millet evet

you all out there everyone yeah you can let me  know where you're from uh if you're from Brazil  

nereli olduğunuzu bana bildirebilirsiniz uh nereliyseniz Brezilya

we have actually I think a lot of people from  Brazil watching the channel recently A lot of  

aslında son zamanlarda Brezilya'dan kanalı izleyen birçok kişinin olduğunu düşünüyorum

people on Instagram as well but anyway so I did  this training on uh Friday Thursday or Friday a  

Instagram'da da birçok  kişi var ama yine de bu eğitimi bir hafta önce Cuma, Perşembe veya Cuma günü

week ago on Instagram and wanted to do it for  everyone here so hopefully people enjoy this  

Instagram'da yaptım ve buradaki herkes için yapmak istedim umarız insanlar bundan hoşlanır

and if you don't catch it live you can watch it  again just watch the replay all right so today

ve canlı izlemezseniz tekrar izleyebilirsiniz  sadece tekrarı izleyin o yüzden bugün

make sure we got enough space over here so I'm  going to see how far okay is that about yeah  

burada yeterince yerimiz olduğundan emin olun bu yüzden bu evet   ne kadar doğru?

comes about that way put my parameters over here  all right I got a lot a lot of space today so this  

bu şekilde parametrelerimi buraya koy tamam bugün çok fazla alanım var yani bu

is nice I can do it like with a wide screen over  here I haven't done a live video on Instagram or  

güzel burada geniş bir ekranla yapabilirim Instagram'da canlı video veya

a live video here on uh YouTube in a long time  so it's nice to see you guys if you would uh if  

burada canlı video yapmadım uh YouTube uzun bir süredir bu yüzden sizi görmek güzel, uh   gelişmek  isteyen

you'd also like to help some other people who  want to improve let them know about this live  

diğer bazı kişilere de bu canlı yayın hakkında bilgi vermeleri konusunda yardımcı olmak isterseniz   bu

it's happening right now uh and it should be a lot  of fun especially if you've been struggling for a  

şu anda oluyor uh ve çok  olması gerekir eğlenceli, özellikle

long time and want to improve yes long time no see  yes it has been a while since I've made this but  

uzun süredir mücadele ediyorsanız ve gelişmek istiyorsanız, evet uzun süredir hayır, evet, bunu yapmayalı uzun zaman oldu ama

again I wanted to do this live I thought it would  be more fun if I can speak with people and answer  

yine  bunu canlı yapmak istedim, yaparsam daha eğlenceli olacağını düşündüm insanlarla konuşabilir ve

any questions people might have uh but I think  it should be a good video all right well let's  

insanların sorularını yanıtlayabilir uh ama bence  bu iyi bir video olmalı pekala pekâlâ

get started so hello I am Drew Badger the English  fluency guide and in this video I thought I would  

başlayalım o yüzden merhaba ben Drew Badger İngilizce akıcılık rehberi ve bu videoda

do something live with you all and again and I  think it's going to be a great opportunity to  

sizinle canlı olarak bir şeyler yapacağımı düşündüm tekrar tekrar ve düşünüyorum bu

learn more about how you can actually become  a fluent speaker and what you actually don't  

gerçekten nasıl akıcı konuşmacı olabileceğiniz ve

need to become a fluent speaker so I know a lot  of people really struggle with learning English  

akıcı konuşmacı olmak için aslında nelere ihtiyaç duymadığınız hakkında daha fazla bilgi edinmek için harika bir fırsat olacak, bu yüzden birçok insan İngilizce öğrenmekte gerçekten mücadele ediyor

and they've been trying to get fluent for a long  time and we get lots of emails from people who ask  

ve uzun süredir akıcı konuşmaya çalışıyorlar ve insanlardan

is it still possible for me I'm over 50 years  old or 40 years old or 60 years old or I don't  

50 yaşımın üzerinde olmam veya 40    veya 60             soran insanlardan çok sayıda e-posta alıyoruz.

live in an English-speaking country or I don't  have someone to practice with and so in this  

İngilizce konuşulan bir ülkede veya pratik yapacak kimsem yok ve bu nedenle bu

video I'd like to tell you that yes none of those  things are necessary and really there's only one  

videoda size evet, bunların hiçbirinin gerekli olmadığını ve gerçekten

thing that you need to become a fluent speaker  it's really simple it's the same thing I've been  

akıcı bir konuşmacı olmak için ihtiyacınız olan tek bir şey olduğunu söylemek istiyorum. bu gerçekten çok basit, kanalımda   ve neredeyse                          daha önce öğrettiğim şeyin aynısı,

teaching on my channel and to learners for almost  20 years now but I wanted to make one video that  

ancak bunu

really makes it very clear gives you a lot of  proof shows you that it is possible so that you  

gerçekten çok netleştiren & size bunun mümkün olduğunu gösteren birçok  kanıt veren bir video yapmak istedim 

really can become a fluent speaker so I mentioned  very quickly the things that you do not need so  

gerçekten akıcı bir konuşmacı olabilirsiniz bu yüzden ihtiyacınız olmayan şeylerden çok hızlı bir şekilde bahsettim bu yüzden

these are most of the things that people believe  they need so they need a live teacher foreign

bunlar insanların ihtiyaç duyduklarına inandıkları şeylerin çoğu bu yüzden canlı bir yabancı öğretmene ihtiyaçları var

make sure this fits on here so a  live teacher or a practice partner

bunun buraya uyduğundan emin olun yani canlı bir öğretmen veya pratik partneri

there will probably be people in this video  watching saying who needs to practice and who  

muhtemelen bu videoda kimin pratik yapması gerektiğini ve kimin

would like to be a practice partner but you  do not need a practice partner to get fluent  

pratik partneri olmak istediğini söyleyen insanlar olacaktır, ancak akıcı olmak için bir pratik partnerine ihtiyacınız yok

I know that seems weird but I will explain  why it's not necessary people need to live  

Bunun tuhaf göründüğünü biliyorum ama neden gerekli olmadığını açıklayacağım millet

in some let's just say English-speaking country  so if you need to live in an English-speaking  

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanız gerekiyor   diyelim ki İngilizce konuşulan bir

country many people many people believe you  need to live in an English-speaking country  

ülkede yaşamanız gerekiyorsa birçok insan İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanız gerektiğine inanıyor

this is not true either and so what I'd like to  show you with just proof instead of giving you a  

bu da doğru değil ve ben ne yapardım size öğrenmeyle ilgili bir sürü teori vermek yerine size sadece kanıtla göstermek,

bunch of theories about learning is really show  you the one thing that you do need and this is

gerçekten ihtiyacınız olan tek şeyi göstermektir ve bu,

so none of these things up here it's just

buradaki bunların hiçbiri, sadece

understanding

like a native that's really it and so I'm going to  show you how this works in this video and why you  

bir yerli gibi anlamak, gerçekten bu ve bu yüzden ben Bu videoda size bunun nasıl çalıştığını ve

can do it anywhere without anyone there and even  if you don't speak so that if you want to become  

bunu neden kimse olmadan herhangi bir yerde yapabileceğinizi göstereceğim ve konuşmasanız bile

a fluent speaker and you've been struggling for  a while this video is really going to help you so  

akıcı bir konuşmacı olmak istiyorsanız ve bir süredir bunun için mücadele ediyorsanız video size gerçekten yardımcı olacak bu yüzden

understanding like a native people wonder how  is that possible without translating how can  

anlamak, yerel bir insanın tercüme etmeden bunun nasıl mümkün olduğunu merak etmesi gibi, bunu iyi yapmayı

I learn to do that well the people who watch my  videos are typically not beginners they've been  

öğreniyorum, videolarımı izleyen insanlar genellikle yeni başlayan değiller,

trying to learn English for a while they know a  lot of English they understand what I'm saying  

bir süredir İngilizce öğrenmeye çalışıyorlar çok fazla İngilizce biliyorlar, ne dediğimi anlıyorlar

but often they have trouble maybe remembering  the right words and conversations or they have  

ancak genellikle doğru kelimeleri ve konuşmaları  hatırlamakta

trouble with their accent or pronunciation or  they confuse grammar rules that kind of thing  

aksanları veya telaffuzlarında sorun yaşıyorlar veya gramer kurallarını bu tür şeylerle karıştırıyorlar

so before I talk about how this works I want to  talk about how people typically learn English  

bu yüzden ben bunun nasıl çalıştığından bahsetmeden önce İnsanların genellikle İngilizce'yi nasıl öğrendiklerinden

and why it doesn't help them get fluent in  fact it actually stops them from speaking  

ve bunun neden akıcı konuşmalarına yardımcı olmadığından, aslında konuşmalarını engellediğinden   yani

so the typical way that people learn languages  this is not just for learning English but this  

insanların dil öğrenmesinin tipik yolu hakkında konuşmak istiyorum bu sadece İngilizce öğrenmek için değil, bu

is for learning any language is you will take  let's say I'm trying to learn Chinese Chinese  

herhangi bir dil öğrenmek içindir Diyelim ki Çince Çince öğrenmeye çalışıyorum

so if I'm trying to learn Chinese I I might  begin with my native language of English and  

yani Çince öğrenmeye çalışıyorsam anadilim olan İngilizce ile başlayabilirim ve

then I try to get some translations  or something like that into Chinese  

sonra Çince'ye bazı çeviriler veya buna benzer bir şey elde etmeye çalışırım

so someone will say a word in Chinese and they  will say okay that means this word in English  

böylece birisi şöyle der Çince bir kelime ve onlar tamam bu kelimenin İngilizce anlamına geldiğini

and so logically I understand so I I understand  a rule maybe someone explains something to me  

ve mantıklı olarak anlıyorum yani anlıyorum bir kuralı belki birisi bana bir şey açıklar

but I don't actually I can't actually use that in  a conversation and really part of that is because  

ama aslında bunu bir konuşmada kullanamam ve gerçekten katılmıyorum Bunun nedeni

I'm not understanding Chinese like a native I'm  trying to understand Chinese like a language  

Çince'yi anadilim gibi anlamıyorum Çince'yi bir dil gibi anlamaya çalışıyorum

student like a linguist studying a language so  I might understand okay in Japanese for example  

öğrenci bir dil öğrenen bir dilbilimci gibi yani Japonca'da iyi anlayabilirim örneğin

the adjective would come before the noun but  saying that it's not really very helpful it  

sıfat isimden önce gelir, ancak bunun olduğunu söylemek pek yardımcı olmuyor

doesn't actually help you use things accurately in  a conversation so what I want to show you instead  

aslında bir konuşmada bazı şeyleri doğru kullanmanıza  yardımcı olmuyor, bu yüzden size göstermek istediğim şey

is instead of learning this way where you're  trying to learn something through your native  

bu şekilde öğrenmek yerine, bir şeyi anadilinizde  öğrenmeye çalışıyorsunuz

language and then when you learn this way you have  to think again and translate when you try to speak  

ve sonra bu şekilde öğreniyorsunuz konuşmaya çalıştığınızda tekrar düşünmeniz ve tercüme etmeniz gerekir

so again that's another reason why it's really  difficult to learn this way instead of doing this

bu nedenle, bunu yapmak yerine bu şekilde öğrenmenin gerçekten zor olmasının bir başka nedeni de,

what you really should be doing is understanding  like a native so here's how this works and here's  

gerçekten yapmanız gereken bir yerli gibi anlamaktır.

why you can do this anywhere in the world  anytime again even if you have struggled  

bunu dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda tekrar yapın,

for years to get fluent it makes it really easy  to do this once you start learning the right way  

akıcı olmak için yıllarca mücadele etmiş olsanız bile, doğru şekilde öğrenmeye başladığınızda bunu yapmak gerçekten kolaylaşır   bu

so understanding the language like a native we  begin with some kind of vocabulary in English  

nedenle dili bir ana diliniz gibi anlamaya İngilizce'de bir tür kelime dağarcığıyla başlıyoruz

so we've got the vocabulary and instead  of Translating that into your native  

yani kelime dağarcığımız var ve bunu ana dilinize çevirmek yerine

language we're going to connect  this with some kind of situation

bunu bir tür durumla ilişkilendireceğiz,

so the situation might be even something very  simple if you think about how a child might  

bu nedenle bir çocuğun

learn their native language uh especially little  kids they see uh like you know I drop something  

özellikle ana dilini nasıl öğrenebileceğini düşünürseniz durum çok  basit bir şey olabilir uh küçük çocuklar görüyorlar, bildiğiniz gibi kafama bir şey düşürüyorum

on my head what does somebody say when they do  that so the vocabulary like I dropped something  

birileri bunu yaptığında ne diyor, yani kafama bir şey düşürdüm   gibi kelime dağarcığı

on my head I say ouch in English ah ouch or  in Japanese I would say it AI now as a child  

İngilizce ah ah ah diyorum veya Japonca Şimdi yapay zeka olarak söylerdim çocuk

if I see someone do that I'm connecting okay  this vocabulary ouch is what someone might say

birinin bunu yaptığını görürsem bağlantı kuruyorum tamam bu kelime dağarcığı ah, birisi incindiğinde ne diyebilir

when they get hurt

and that's really how simple it is and so at  a at a very basic level this is how children  

ve bu gerçekten bu kadar basit ve yani çok temel bir düzeyde çocuklar bu şekilde

are beginning to build fluency without actually  studying any rules so a child can't tell you they  

akıcılık kazanmaya başlıyor. aslında herhangi bir kuralı çalışmak, böylece bir çocuk size

can't even read this they can only understand  the situation that's the only way they're able  

bunu okuyamadığını bile söyleyemez, yalnızca durumu anlayabilir, öğrenebilmelerinin tek yolu bu

to learn and then uh when we have this kind  of situation looks like we gotta I'm going to  

ve sonra uh, bu tür bir durumla karşılaştığımızda yapmamız gerekiyormuş gibi görünüyor Gidiyorum bakalım diyeceğim o

let's see I would say so I think someone has to  meet me in a little bit or something or or they  

yüzden sanırım birisinin benimle birazdan buluşması gerekiyor ya da

want to watch this later so I will be recording  this and then make it live for people to watch  

bunu daha sonra izlemek istiyorlar bu yüzden bunu kaydedeceğim ve ardından insanların kanalda izlemesi için canlı yayına sokacağım

on the channel uh so again you begin with the  vocabulary so some you hear some situation or  

uh yani yine  kelime dağarcığıyla başlarsınız, böylece bazı durumlar duyarsınız veya

you hear some vocabulary and then you connect  that with the situation and what's happening is  

bazı kelimeler duyarsınız ve sonra bunu durumla ilişkilendirirsiniz ve olan şey

ouch and you get hurt all right so just to  compare these two different ways of learning  

ah ve pekala incinirsiniz, bu yüzden sadece bu iki farklı öğrenme yolunu karşılaştırmak için

the first is translating or learning through  your native language rather than learning in  

ilki çeviri yapmak veya öğrendiğiniz dilde öğrenmek yerine kendi ana

the language that you're studying okay so  this is this is really the big difference  

diliniz aracılığıyla öğrenmek tamam yani bu gerçekten büyük fark

and this is what I call basically uh the fluency  breakthrough and so when you start learning a  

language like this I'm going to give you more  examples about how this works in just a moment  

Birazdan bunun nasıl çalıştığına dair daha fazla örnek vereceğim

uh but this changes everything for how you learn  all right I'm going to show you how exciting this  

uh, ancak bu, nasıl öğrendiğinizle ilgili her şeyi değiştirir  pekala, bunun ne kadar heyecan verici

is uh because you probably know out I want to  take it to a slightly higher level and hopefully  

olduğunu   göstereceğim çünkü muhtemelen biliyorsunuzdur almak istiyorum biraz daha yüksek bir seviye ve umarım

you will start getting the picture so  I thought in the Instagram video that  

resmi almaya başlarsınız, bu yüzden    yaptığım Instagram videosunda

I did I talked about break because this is a  fluency breakthrough so I wanted to cover the  

ara hakkında konuştuğumu düşündüm çünkü bu bir akıcılık atılımıdır, bu nedenle   ara kelimesini ele almak istedim

word break but in this one I wanted to do  something different so we've got the word  

ama bu videoda farklı bir şey yapmak istedim yani creep creep kelimesini elde ettik

creep creep now you probably heard this word  before creep but again when a child hears this  

şimdi muhtemelen bu kelimeyi creep'ten önce duymuşsunuzdur ama yine de bir çocuk bu kelimeyi duyduğunda

word they're learning it for the first time they  hear the word creep and what they're trying to do  

creep kelimesini ilk kez işitiyor ve yapmaya çalıştıkları şey

is understand the situation so what's happening  when someone says this word what are they  

anlamak durum yani ne oluyor birisi bu kelimeyi söylediğinde neyi anlatıyorlar

describing and so usually it's a slow movement  like this someone is kind of moving up to you very  

ve bu nedenle genellikle yavaş bir harekettir bunun gibi biri size doğru çok yavaş hareket ediyor

slowly I'm creeping towards the camera to creep  like that so when you first hear a word instead of  

Ben kameraya doğru sürünerek ilerliyorum böyle sürünerek böylece bir kelimeyi ilk duyduğunuzda creep kelimesini

trying to learn the typical way where you have the  word creep and now we're going to translate that  

kullandığınız tipik yolu öğrenmeye çalışmak yerine ve şimdi bunu tercüme edeceğiz

and then we're going to learn every usage of the  word creep this is not how native speakers learn  

ve ardından creep kelimesinin her kullanımını öğreneceğiz bu, anadili İngilizce olan kişilerin

the language native speakers begin with really  just kind of hearing one example of something and  

anadili İngilizce olanların başladığı dili öğrenme şekli değildir. gerçekten sadece bir tür bir şey örneği duyuyorsunuz ve

they begin making connections with other examples  and this is how they automatically build fluency  

diğer örneklerle bağlantı kurmaya başlıyorlar ve bu şekilde otomatik olarak akıcılık oluşturuyorlar   bu yüzden

so I'm going to show you that right now so let's  say the first time you hear creep you see a very  

size bunu şimdi göstereceğim, yani ilk kez creep duyduğunuzda çok  basit bir şey gördüğünüzü varsayalım bu şekilde

simple example of someone moving slowly like that  they're creeping on the floor then maybe you hear

yavaş hareket eden birine örnek  o yerde sürünüyorlar, sonra belki

creep up creep up now creep up you might think  well someone is like creeping creeping up to me  

sürünerek sürünerek geliyorum şimdi sürünerek geliyor diye düşünebilirsiniz iyi birisi bana sürünerek yaklaşıyor

like I'm creeping up to the camera like that  but you might also hear maybe a more advanced  

sanki ben kameraya öyle yaklaşıyormuşum gibi ama siz ayrıca,

conversation where someone is talking about  business and they say wow the uh the prices prices  

birisinin iş hakkında konuştuğu ve vay canına fiyatlar   fiyatların

are really creeping up where prices are starting  to creep up so that means what do you think  

gerçekten yükselmeye başladığı yerde fiyatlar   gerçekten sürünüyor dediği daha gelişmiş bir konuşmayı da duyabilir, yani bu ne anlama gelir

probably something moving a little bit slowly we  begin with maybe like uh like a dollar and then go  

muhtemelen bir şeyler biraz yavaş ilerliyor biz başlıyoruz belki bir dolar gibi ve sonra

to a dollar oh five a dollar ten something  like that but prices are slowly moving up  

bir dolara git oh beş dolar on böyle bir şey ama fiyatlar yavaşça yükseliyor   bu

so this is where we have a more kind of figurative  idea something rather than just a literal or  

yüzden burada gerçek veya   uh fiziksel bir şeyden ziyade daha mecazi bir fikre sahibiz.

uh like a physical motion like that but usually  from these physical ideas we get more interesting  

hareket gibi ama genellikle bu fiziksel fikirlerden daha ilginç   kelime dağarcığı elde ederiz,

vocabulary but the point here is that if you're  learning it like a native you're trying to develop  

ancak buradaki nokta şu ki, bunu bir yerli gibi öğreniyorsanız,

your understanding of creep as you get more  examples of it and naturally you develop fluency  

daha fazla  örnek aldıkça sürünme anlayışınızı geliştirmeye çalışıyorsunuz ve doğal olarak gelişiyorsunuz akıcılık

without saying anything just by being exposed to  more and more examples of something does that make  

hiçbir şey söylemeden sadece  bir şeyin daha fazla örneğine maruz kalarak

sense hopefully you guys are understanding  this click the like button if you understand  

mantıklı    umarım anlıyorsunuzdur bunu anlıyorsanız  beğen düğmesini tıklayın

what I'm saying right now and this makes sense  I'm going to give you some more examples but  

şu anda ne dediğimi   anlıyorsanız ve bu mantıklı  size vereceğim biraz daha örnek ama

really what's happening is we've kind of got two  things we've got learning like a native so you've  

gerçekten olan şey şu ki, ana dili gibi öğrendiğimiz iki  şey var, yani

got the vocabulary and you're connecting that to  situations so you understand them without studying  

kelime bilginiz var ve bunu durumlara bağlıyorsunuz, böylece kuralları çalışmadan veya bazılarını öğrenmeden onları anlıyorsunuz

rules or without getting some kind of long  explanation or a translation about it the point  

bununla ilgili uzun açıklama veya çeviri, asıl mesele

really even for me as a teacher as an educator I  call myself a guide because I don't want to just  

gerçekten benim için bile bir eğitimci olarak bir öğretmen olarak kendime bir rehber diyorum çünkü

tell you the answer to something I don't want to  just translate and tell you what something is so  

size   bir şeyin cevabını size   söylemek istemiyorum sadece çevirip anlatmak istemiyorum sen ne demek yani

even when my own children I have two daughters and  when they ask me what a word means usually I tell  

kendi çocuklarım iki kızım olsa bile ve bana bir kelimenin ne anlama geldiğini sorduklarında genellikle

them some kind of story or get them to connect  that with a situation and then when they say oh  

onlara bir tür hikaye anlatırım veya bunu bir durumla ilişkilendirmelerini sağlarım ve sonra oh dediklerinde

now I understand I know they've got a lesson all  right so it's the same thing with the people I  

şimdi anlıyorum onların dersi olduğunu biliyorum tamam yani yardım ettiğim insanlarla aynı şey nereli olduğun

help it doesn't matter where you're from everybody  learns their native language this way and if you  

önemli değil herkes ana dilini bu şekilde öğrenir ve

learn English this way too you will also become a  fluent speaker all right it's really that simple  

bu şekilde İngilizce öğrenirsen sen de akıcı bir dil olursun konuşmacı tamam gerçekten bu kadar basit   o halde

so let's continue uh go with uh maybe  a few more examples here you should be  

devam edelim uh belki burada birkaç örnek daha   anlamış olmanız gerekir ama

getting the point though but at each time so  when you first hear the word maybe you don't  

her seferinde yani kelimeyi ilk duyduğunuzda belki

you don't quite understand it you have kind  of a general idea and then you hear it again  

anlamıyorsunuz   tam olarak anlamamışsınızdır genel bir fikriniz var ve sonra bunu tekrar duyuyorsunuz

and you think oh okay that's interesting  it's it's like some kind of slow movement  

ve ah tamam bu ilginç  bu bir tür yavaş hareket gibi

this makes sense and let's say we'll do okay  let's do let's do something more interesting

bu mantıklı ve hadi tamam yapacağız diyelim  hadi yapalım şimdi daha ilginç bir şey yapalım

now let me know in the chat if you know what  feature creep is if you've ever heard this  

şimdi bana bildirin sohbette özellik creep'in ne olduğunu biliyorsanız

expression especially people in technology so if  you make software something like that if you've  

özellikle teknolojideki insanlar bu ifadeyi daha önce duyduysanız bu yüzden böyle bir yazılım yaparsanız eğer

ever heard of this expression feature creep  feature creep let me know in the comments uh  

bu ifadeyi daha önce duyduysanız feature creep feature creep bana yorumlarda haber verin uh

in the chat right here if you've heard that before  excellent job Professor thank you very much from  

bunu daha önce duyduysanız buradaki sohbette mükemmel iş Profesör  Fas'tan çok teşekkür ederim

Morocco very nice well thank you let me know no  so if you've not heard this expression before all  

çok güzel pekala teşekkür ederim bana bildirin hayır  yani bu ifadeyi daha önce duymadıysanız

right now again as we're starting to go through  this imagine you are a native speaker like a young  

şu anda tekrar başlıyoruz bunu gözden geçirin, küçük bir çocuk gibi anadili olduğunuzu hayal edin,

child maybe not a baby but you know like 10 years  old something and you hear this so you've already  

belki bebek değil ama 10 yaşında gibi bir şey biliyorsunuz ve bunu duyuyorsunuz, bu yüzden zaten

learned creep you have a you have a general  idea what it means and you hear something like  

ürkütücü öğrendiniz bunun ne anlama geldiğine dair genel bir fikriniz var ve duyuyorsunuz özellik kayması gibi bir şey

feature creep someone is talking about software  or some program or something and they say wow the  

birisi yazılımdan veya bir programdan veya başka bir şeyden bahsediyor ve vay canına,

we're experiencing a lot of feature creep feature  creep so feature creep you can probably guess we  

çok fazla özellik kayması yaşıyoruz diyorlar, bu nedenle özellik kayması, muhtemelen

get a general idea of features so these are things  like particular benefits or things that you can do  

özellikler hakkında genel bir fikir edindiğimizi tahmin edebilirsiniz, yani bunlar belirli şeyler gibi faydalar veya

with some software as an example but let's just  say this is a software thing the first example of  

örnek olarak bazı yazılımlarla yapabileceğiniz şeyler ancak bu bir yazılım işi diyelim.

the software it's very simple we have maybe like  a search bar and then we've got you know like  

a button that clicks like okay I want to search  here so over time the people think you know we can  

tamam, burada arama yapmak istiyorum gibi tıklamalar, böylece zamanla insanlar

improve this software we can do something better  and slowly they start adding more features and  

bu yazılımı geliştirebileceğimizi, daha iyi bir şeyler yapabileceğimizi bildiğinizi düşünürler ve yavaş yavaş daha fazla özellik eklemeye başlarlar ve

so we've got where we're going to put this other  button over here and maybe we got this other thing  

bu diğer düğmeyi nereye koyacağımızı bulmuş oluruz. burada ve belki başka bir şeye sahibiz

and then this other thing over here is slowly just  like the creeping up example of the prices over  

ve sonra buradaki diğer şey yavaş yavaş  tıpkı buradaki fiyatların ürkütücü örneği gibi   buradaki

here it's the same idea so slowly you're getting a  better and stronger understanding of what the word  

aynı fikir o kadar yavaş ki, kelimenin   ne anlama geldiğini daha iyi ve daha güçlü bir şekilde anlıyorsunuz

means and again this is understanding the language  like a native it's not about translating or trying  

ve tekrar bu, dili ana diliniz gibi anlamaktır, tercüme etmekle veya dili mantıklı bir şekilde anlamaya çalışmakla ilgili değildir,

to understand the language logically really it's  about building it's still a logical Foundation but  

gerçekten bu hala mantıklı bir temel oluşturmakla ilgilidir, ancak   gittikçe

you start getting more and more examples and even  if you don't speak you become more comfortable  

daha fazla örnek almaya başlarsınız ve konuşmasanız bile daha rahat olursunuz

because you feel more confident because you  understand the language Isn't that cool so we've  

çünkü siz dili anladığınız için kendinizi daha güvende hissedin O kadar havalı değil mi bu yüzden

got creep the slow motion slow moving of something  creep up now we're moving in a certain direction  

yavaş çekimde bir şeyin yavaş hareket etmesi sürünüyoruz şimdi belirli bir yönde ilerliyoruz   şu

like I'm creeping up to the camera right now I'm  getting closer I'm creeping back a little bit like  

anda kameraya doğru sürünüyormuşum gibi ben' Yaklaşıyorum Biraz geri sürünüyorum gibi

creep forward creep back or I might have feature  creep where we begin to get more and more things  

Daha fazla şeyi  ekranda almaya başladığımız

on the screen and soon people don't know what to  do it's become too confusing now this is exactly  

ve kısa süre sonra insanlar ne  yapacaklarını bilemez artık bu çok kafa karıştırıcı hale geldi  tam olarak

if you've probably seen this already so this would  be we remove all of this stuff here just put a  

muhtemelen bunu daha önce gördüyseniz, yani bu olur  tüm bunları buraya kaldırırız sadece

search bar with a little button that says search  so this would be Google and then we put over  

arama yazan küçük bir düğme içeren bir arama çubuğu koyarız bu Google olur ve sonra

here we've got search and like news and weather  and all this other stuff so this would be Yahoo

buraya koyarız aramamız var ve haberler ve hava durumu ve diğer tüm şeyler gibi, yani bu Yahoo olurdu, bu

so Yahoo is a uh it's a really obvious example of  feature creep feature creep so it's got a lot of  

yüzden Yahoo bir uh, özellik sürünme özelliğinin gerçekten bariz bir örneğidir, bu nedenle birçok

a lot of things but it was built up over time  and people don't go to Yahoo to search because  

birçok şeye sahiptir, ancak zamanla oluşturulmuştur ve insanlar bunu yapmaz' arama yapmak için Yahoo'ya gitmeyin çünkü

it has all this stuff people go to YouTube or  go to Google because it's very simple all right  

onda tüm bu şeyler var, insanlar YouTube'a veya Google'a gidiyor çünkü bu çok basit tamam

so this is feature creep all right I'll give you  one more example we'll do let's see Mission creep

yani bu özellik creep İngilizce öğrenen küçük

now as you understand more and more just like a  young child who's learning English you should be  

bir çocuk gibi gittikçe daha fazla anlıyorsanız,

feeling more confident about the word creep and  there are other uses of it as well but when you  

sürünen kelime hakkında kendinize daha fazla güvenmelisiniz ve bunun başka kullanımları da vardır, ancak

learn like a native you don't start with one usage  and then we go to something else you really learn  

bir yerli gibi öğrendiğinizde, tek bir kullanımla başlamazsınız ve sonra gerçekten öğrendiğiniz başka bir şeye gidiyoruz

one of them at a time you really feel confident  about those and then you start expanding into  

her seferinde bir tanesiyle bunlardan gerçekten eminsiniz ve sonra

other uses and it's a natural process but what  I'm doing right here is I'm systematizing it so  

diğer kullanımlara doğru genişlemeye başlıyorsunuz ve bu doğal bir süreç ama benim burada  yaptığım şey, onu sistematik hale getiriyorum

that you can get all this learning incredibly  fast so in maybe five minutes ten minutes you  

böylece siz de  tüm bunları inanılmaz hızlı bir şekilde öğrenebilir, yani belki beş dakika içinde on dakika içinde

could go through a bunch of things feel very  confident about creep and a native speaker  

bir sürü şeyi gözden geçirebilirsiniz, sürünme konusunda kendinize çok  güvenirsiniz ve anadili İngilizce olan biri

would not learn this maybe it would take  them a year to do this because they would  

bunu öğrenmez belki bunu  yapmaları bir yıl alır çünkü

be getting one example here or another example  some other time something like that does this  

bir örnek burada veya başka bir örnek başka bir zaman bunun gibi bir şey  bu

make sense hopefully you guys are understanding  this because it's incredibly important and if  

mantıklı geliyor umarız siz bunu anlıyorsunuzdur çünkü bu inanılmaz derecede önemlidir ve eğer

you just understand this one idea you really can  become a fluent speaker very quickly all right  

bu tek fikri anlarsanız gerçekten çok hızlı bir şekilde akıcı bir konuşmacı olabilirsiniz, tamam

so this solves all the problems and let's see if  anybody understands any idea what mission creep is  

yani bu tüm sorunları çözer problemler ve bakalım,

as we've gone through these different examples  Mission creep any ideas you can put them in the  

bu farklı örnekleri inceledik

chat if you have any ideas about that but it's  basically the same idea as feature creep so a  

bu konuda herhangi bir fikriniz varsa sohbette kullanabilirsiniz, ancak bu temelde özellik creep ile aynı fikirdir yani bir

mission creep usually this comes from companies  or organizations excuse me where they begin just  

görev sürünmesi genellikle bu şirketler veya kuruluşlardan gelir, kusura bakmayın,

like these examples over here so they begin with  a particular Mission like my company wants to help  

burada  bu örneklerde olduğu gibi  başladıkları yerde yani belirli bir Misyonla başlarlar, şirketimin

save lost kittens or something like that so I want  to find kittens on the street and help return them  

kayıp kedi yavrularını kurtarmaya yardım etmek istemesi veya bunun gibi bir şey, bu yüzden ben sokaktaki kedi yavrularını bulmak istiyorum ve onları sahiplerine geri döndürmeye yardımcı olun

to their owners that's the mission that's my goal  that's the thing I want to do but over time you've  

misyon bu benim hedefim bu yapmak istediğim şey ama zamanla o

got that creep you got more people or more ideas  or more missions that people want to do so we  

ucubeye sahip oldunuz daha fazla insan veya daha fazla fikir veya insanların yapmak istediği daha fazla görev oluyor bu yüzden biz   tek bir

begin with one thing okay this is our job we're  going to do this the one Mission the one thing  

şeyle başlıyoruz tamam bu bizim işimiz bunu tek bir Misyon tek şey yapacağız

but over time okay well let's do this thing  also in this thing and this thing and over  

ama zamanla tamam pekala hadi bu şeyi bu şeyde de yapalım ve bu şeyde ve

time because you have Mission creep people  don't really get very good at doing all these  

zamanla   çünkü Göreviniz var sürünen insanlar gerçekten pek iyi olmuyorlar tüm bu

different things and usually the company or  the organization gets worse at doing what it  

farklı şeyleri yaparken ve genellikle şirket veya kuruluş yaptığı şeyi yapmakta daha da kötüleşir,

does but if you focus on one thing and you  understand that and that's your mission you  

ancak bir şeye odaklanırsanız ve bunu anlarsanız ve bu sizin görevinizse,

don't have this problem okay so we begin with  creep creep up feature creep Mission creep  

bu sorununuz olmaz tamam, o yüzden  ürperme ile başlayalım özellik sürünme Görev sürünme

and this is how natives are learning  English so they're not getting translations  

ve yerliler İngilizceyi bu şekilde öğreniyorlar, dolayısıyla çeviri almıyorlar

because what would they translate with that's  their native language the only way they can  

çünkü kendi ana dilleri olan ne ile çeviri yaparlarsa, öğrenmelerinin tek yolu

learn is by getting understandable messages  and if you learn English this way you will  

anlaşılır mesajlar almaktır ve İngilizceyi bu şekilde

get fluent in English too all right now what's  really exciting about this is again you don't  

öğrenirseniz,  İngilizce de akıcı, pekala şimdi bunun gerçekten heyecan verici yanı, yine bunu

need to be in an English-speaking country to do  this being in an English-speaking country is not  

yapmak için İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok İngilizce konuşulan bir ülkede olmak

the secret to fluency and I know this because  when I came to Japan where I live now I spent  

akıcılığın sırrı değildir ve bunu biliyorum çünkü şu anda yaşadığım Japonya'ya geldim

almost a year trying to learn Japanese and I was  in Japan surrounded by Japanese people and I still  

neredeyse bir yılımı Japonca öğrenmeye çalışarak geçirdim ve Japonya'da  Japonlarla çevriliydim ve hala

couldn't speak and the reason I couldn't speak  is because I was still learning the traditional  

konuşamıyordum ve konuşamamamın nedeni  hala geleneksel

way I'm surrounded by all these Japanese people  but I'm still using textbooks and translations  

şekilde öğreniyor olmamdı. Etrafım tüm bu Japonlarla çevrili ama yine de ders kitaplarını ve çevirileri kullanıyorum  anladığım

getting explanations for things that logically  I understand I say okay all right the adjective  

şeyler için mantıksal olarak açıklamalar alıyorum tamam tamam diyorum

comes before the noun in Japanese that makes  sense but I'm not speaking I don't understand  

Japonca'da sıfat isimden önce gelir, bu anlamlı ama ben konuşmuyorum, yapmıyorum' anlamıyorum

and so when I started learning this way that's  when everything changed so I stopped learning  

ve bu şekilde öğrenmeye başladığımda, her şey değiştiğinde geleneksel öğrenmeyi bıraktım

the traditional when I just started understanding  the same way natives are understanding now I got  

şu anda yerlilerin anladığı şekilde anlamaya başladığımda,

this understanding or the kind of insight the  uh the Breakthrough that I call the fluency  

bu anlayışa veya bu tür bir içgörüye sahibim, yani akıcılık dediğim Atılım

breakthrough while I was walking through a park  and thinking about why I was struggling to speak  

Bir parkta yürürken ve neden konuşmakta zorlandığımı düşünürken büyük bir buluş

and I saw little kids playing with their parents  and I said well I'm a I'm a smart guy I mean I'm  

ve ebeveynleriyle oynayan küçük çocuklar gördüm  ve iyiyim, ben akıllı bir adamım yani

not a genius but I'm I had a Philosophy degree you  know I'm not I'm not I'm not a dummy you know I'm  

dahi değilim ama ben dedim Felsefe diplomam var, biliyorsun değilim, ben değilim, aptal değilim, biliyorsun ben

okay but I'm looking at these kids and I think I  should be able to do that these kids are two years  

iyiyim ama bu çocuklara bakıyorum ve bence bu çocukların yaptıklarını yapabilmeliyim iki

old three years old they can't read or write  but they're becoming better speakers than I am  

yaşında üç yaşında okuma yazma bilmiyorlar ama benden daha iyi konuşmacı oluyorlar

and so I said there must be something here what  are they doing that I am not doing and so I was  

ve bu yüzden burada benim yapmadığım bir şeyler olmalı dedim ve ben de

doing everything else that they were not doing so  I was trying to listen to listening practice CDs  

onların yaptığı diğer her şeyi yapıyordum öyle yapmıyorduk Dinleme alıştırması CD'lerini   çevirilerini dinlemeye çalışıyordum

get translations and really the biggest problem  was I was learning Japanese through English all  

ve gerçekten en büyük sorun Japoncayı İngilizce aracılığıyla öğreniyordum

right and so when you start learning you start  seeing how this works there there are these two  

ve öğrenmeye başladığınızda bunun nasıl çalıştığını görmeye başlıyorsunuz  işte bu iki

really important pieces of understanding like  a native and when you get these again you don't  

gerçekten önemli parça var bir yerli gibi anlamak ve bunları tekrar elde ettiğinizde

need to have a live teacher you don't need to be  in an English-speaking country you don't need to  

canlı bir öğretmeninizin olması gerekmez İngilizce konuşulan bir ülkede olmanız gerekmez

have a practice partner because it's not about  repeating words I don't get into a conversation  

bir pratik partnerinizin olması gerekmez çünkü bu kelimeleri tekrar etmekle ilgili değildir ben bir sohbete girme

and I say the word creep again and again that's  not how I build fluency I build fluency by really  

ve ürkütücü kelimesini tekrar tekrar söylüyorum akıcılığı bu şekilde oluşturmuyorum Bir

really understanding what something means because  the understanding leads to confidence and that's  

şeyin ne anlama geldiğini gerçekten anlayarak akıcılık oluşturuyorum çünkü anlayış güvene yol açıyor ve işte o

when I actually feel confident about speaking  so I often hear advice from teachers they say  

zaman   konuşma konusunda kendime gerçekten güveniyorum bu yüzden sık sık öğretmenlerden tavsiyeler al derler ki kendine güvenmesen

well go out and start speaking even if you don't  feel confident or even if you're going to make  

bile dışarı çık ve konuşmaya başla veya iyi hata yapacak olsan bile

mistakes well this might be good for a few people  who have a really really strong confidence or a  

bu gerçekten çok güçlü bir özgüvene veya çok

lot of Courage but I think for most people you  know even myself included we would like to just  

fazla güvene sahip birkaç kişi için iyi olabilir Cesaret ama bence çoğu insan için hatta ben bile dahil—

understand the language before getting out and  trying to use it and you know make mistakes in  

dışarı çıkıp onu kullanmaya çalışmadan önce dili anlamak isteriz ve diğer insanların önünde   hata yaptığınızı bilirsiniz,

front of other people now obviously they're going  to be sometimes where we maybe mispronounce a word  

artık açıkça onlar bazen belki bizim yapabileceğimiz yerde olacaklar bir kelimeyi

or something like that but in general if you're  learning like a native if you're understanding the  

veya buna benzer bir şeyi yanlış telaffuz edin, ancak genel olarak ana diliniz gibi öğreniyorsanız, dili ana diliniz

language like a native each time you hear a new  word or a new phrase it deepens your understanding  

gibi anlıyorsanız, her yeni kelime veya yeni kelime öbeği duyduğunuzda bu, anlayışınızı derinleştirir

and it makes you feel more confident about  speaking all right now I want to make sure I'm  

ve kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlar şimdi  pekala konuşmakla ilgili

not going too quickly let me know if this makes  sense post something in the chat if this if you  

çok hızlı gitmeyeceğimden   emin olmak istiyorum  bunun mantıklı olup olmadığını bana bildirin sohbette bir şeyler yayınlayın, eğer bu  eğer

understand what I'm saying and you understand  the just the importance of understanding like  

ne dediğimi anlıyorsanız ve anlamanın tam olarak önemini anlıyorsanız

a native does this make sense because I really  like this is the thing that changed everything  

bir   anadili bu mantıklı mı çünkü gerçekten seviyorum  bu benim için her şeyi değiştiren şeydi

for me when I was trying to learn Japanese so  I had already been struggling for many years  

Japonca öğrenmeye çalışırken  bu yüzden zaten uzun yıllardır

to learn different languages I failed to learn  Latin and then French and high school and then  

farklı dilleri öğrenmek için mücadele ediyordum Latince ve ardından Fransızca öğrenemedim ve lise ve sonra

Spanish and college and then even in Japan as I  mentioned I still couldn't speak and it's because  

İspanyolca ve üniversite ve sonra Japonya'da bile bahsettiğim gibi hala konuşamıyordum ve bunun nedeni

I was learning all these different languages or  trying to learn them uh in different ways but now

tüm bu farklı dilleri öğreniyordum veya farklı şekillerde öğrenmeye çalışıyordum ama şimdi

you know um

biliyorsunuz um

uh so I I probably don't have anybody  watching this video right now that was  

uh yani ben muhtemelen bilmiyorum şu anda bu videoyu izleyen herhangi biri bu

just me speaking some Japanese but the  important thing is that I can speak I  

sadece ben biraz Japonca konuşuyordum ama önemli olan şu ki konuşabiliyorum

can go anywhere in Japan I can speak with  anyone I have all kinds of interesting uh  

Japonya'da herhangi bir yere gidebilir herhangi biriyle konuşabilirim her türden ilgi çekiciyim uh

you know relationships with people or experiences  and it's it's a funny thing when I go out and  

insanlarla ilişkiler veya deneyimler bilirsiniz ve bu kadar dışarı çıkıp konuşmaya başladığımda komik bir şey oluyor

start speaking and and there's actually like a  different atmosphere I have when I'm out you know  

ve aslında dışarıdayken sahip olduğum farklı bir atmosfer var, bilirsiniz,

just walking around it's almost like people know  I can speak because I carry myself differently to  

sadece etrafta dolanmak, neredeyse insanlar konuşabildiğimi biliyor gibi, çünkü kendimi farklı bir şekilde taşıyorum,

carry yourself means kind of how you walk around  how you look when I first came to Japan uh people  

kendinizi taşımak için bir tür anlam ifade ediyor etrafta dolaşıyorsunuz Japonya'ya ilk geldiğimde nasıl görünüyorsunuz uh insanlar

people didn't try to speak to me in English or  in Japanese and they they could probably sense  

insanlar  benimle İngilizce veya  Japonca konuşmaya çalışmadılar ve muhtemelen

that I was not a good speaker or I was nervous  about speaking so this is an atmosphere or like  

iyi bir konuşmacı olmadığımı veya konuşmaktan çekindiğimi  hissedebiliyorlardı, yani bu bir atmosfer ya da

a Vibe or a sense or a feeling that you give  off so you give off that to other people uh

bir Vibe ya da bir his ya da bir duygu yayarsınız ve bunu diğer insanlara yayarsınız uh uh

uh so but now when I walk around people just  people have never met they walk up to me and  

yani ama şimdi etrafta dolaştığımda insanlar sadece hiç tanışmamış insanlar yanıma geliyorlar ve

they start talking to me in Japanese or they ask  me questions uh and they they just know that I  

benimle konuşmaya başlıyorlar Japonca veya bana sorular soruyorlar uh ve sadece biliyorlar ki

can speak even P again it's people I've never met  just random people uh like I remember a while ago  

tekrar P bile konuşabiliyorum bunlar hiç tanışmadığım insanlar sadece rastgele insanlar uh bir süre önce hatırladığım gibi

I was talking I was just at a train station and  there were other Japanese people around but an old  

konuşuyordum sadece bir tren istasyonundaydım ve orada etrafta başka Japonlar var ama yaşlı bir

lady walked up to me and asked me if it was the  right train for Nagasaki or wherever we were going  

kadın yanıma geldi ve bunun Nagasaki'ye veya nereye gidiyorsak oraya giden doğru tren olup olmadığını sordu

and so that feeling of like yes like I can  speak now I don't know every word but I have  

ve böylece o evet gibi bir duygu, sanki şimdi konuşabiliyorum, her kelimeyi bilmiyorum ama var

confidence and that's the important thing  so I can get into a conversation uh and I  

özgüven ve önemli olan bu böylece bir sohbete girebilirim ve   bilmem

can learn most of the things I need to know  when I'm speaking with people uh just again  

gereken çoğu şeyi insanlarla konuşurken öğrenebilirim

I'm getting the vocabulary from the situation and  if I don't know something I can just ask people  

... Bir şey bilmiyorum insanlara sorabilirim

it's really very simple okay so the only thing I'm  doing the one thing I'm doing it's not living in  

bu gerçekten çok basit tamam yani yaptığım tek şey Japonya'da yaşamamak

Japan that's not the reason I speak fluently I  know plenty of people I have many friends who've  

akıcı konuşmamın nedeni bu değil Pek çok insan tanıyorum Birçok arkadaşım var Japonya'da

been living here longer than I have like 10 years  20 years 30 years or more in Japan and they still  

10 yıl 20 yıl 30 yıl veya daha fazla yaşadığımdan daha uzun süredir burada yaşıyorum ve hala

can't speak very well it's because of how they  learn it's not about being you know and of course  

çok iyi konuşamıyorlar bunun nedeni siz olmakla ilgili olmadığını nasıl öğrendikleri ve tabii ki

when we do a live video we're going to have a fire  truck or an ambulance or something like always  

canlı bir video yaptığımızda bir itfaiye aracımız veya ambulansımız veya her zamanki gibi bir şeyimiz olacak

but again this this is the thing here all  right so it's about learning like a native  

ama yine de buradaki olay bu tamam yani bu yerli gibi öğrenmekle ilgili   yerli gibi

understanding like a native but you can't get  it just one time okay you can't get just like  

anlamakla ilgili ama bunu bir kez elde edemezsin tamam alabilirsin Tıpkı

uh like you can go on YouTube so we're on  YouTube right now you can watch uh videos on  

uh, YouTube'a girebileceğiniz gibi, yani şu anda  YouTube'dayız,

YouTube uh all day long about learning English  and most of them will just give you this part

YouTube'da tüm gün boyunca İngilizce öğrenmekle ilgili videolar izleyebilirsiniz ve çoğu size bu bölümü verecek,

there's kind of three maybe  three levels of of this

üç çeşit belki üç bunun seviyeleri

so there is the uh like the we'll just put this  down here kind of the lowest level uh for learning  

yani uh var mesela bunu buraya  sadece öğrenmek için en düşük seviyeyi koyacağız   yine

again many of these or all of these will help you  learn a language but there's only one way to speak  

bunların çoğu veya tümü bir dil öğrenmenize  yardımcı olacaktır, ancak konuşmanın yalnızca bir yolu

all right if you don't feel confident  about what you're saying you won't speak  

pekala ne söylediğinden emin değilsen

it's really that simple if you if you get  into a conversation and you're not excited  

konuşmayacaksın   gerçekten bu kadar basit, eğer bir sohbete girersen ve heyecanlı

you don't think like wow I'm ready to answer  questions I don't care what they ask me I'm  

değilsen  vay canına, soruları yanıtlamaya hazırım  gibi düşünmezsin Bana ne sordukları umrumda değil Kendime güvenmiyorsanız

going to be able to respond or handle myself  in a conversation if you don't feel confident  

cevap verebilir veya bir sohbette kendi kendimi idare edebilirim   bunun nedeni ne

it's because you don't really understand what  you're saying it's not because you didn't you  

dediğinizi gerçekten anlamamanızdır, anlamadığınız için değil'

know try saying something in the car or in  front of the mirror 100 times or whatever  

Bilirsiniz   bir şeyi arabada veya aynanın önünde 100 kez veya her neyse söylemeyi deneyin   bu

so the worst thing you can do and this is  what most people do in in like any classroom  

nedenle yapabileceğiniz en kötü şey ve bu herhangi bir sınıfta

where you're learning English typically or or  learning online is you will learn through your

İngilizce öğrendiğiniz veya çevrimiçi olarak öğrendiğiniz   çoğu kişinin yaptığı şeydir.

through your native language so I see this  everywhere on YouTube uh again it's the same  

ana diliniz aracılığıyla öğreneceksiniz, bu yüzden bunu YouTube'da her yerde görüyorum uh yine

thing in classes when I came to Japan and I began  teaching English out here I was in a classroom  

derslerde aynı şey Japonya'ya geldiğimde ve burada  İngilizce öğretmeye başladığımda  bir sınıftaydım

and it was a Japanese teacher explaining grammar  rules in Japanese to all the students now people  

ve bu kişi dilbilgisi kurallarını açıklayan bir Japon öğretmendi Japonca'da tüm öğrencilere artık insanlar

do this because that's just how we prepare  you for tests and if you need to remember  

bunu yapıyor çünkü sizi testlere bu şekilde hazırlıyoruz ve

some information that's all you need to do then  this is perfectly fine to learn something through  

bazı bilgileri hatırlamanız gerekiyorsa tek yapmanız gereken bu, o zaman ana dilinizde bir şeyler öğrenmek için bu gayet iyi

your native language but remember as I explained  earlier if you learn through your native language  

ancak açıkladığım gibi hatırlayın daha önce ana dilinizle öğrenirseniz

you will think through your native language when  you speak okay so if I go to let's say I'm going  

konuşurken ana dilinizle düşünürsünüz tamam  yani gidersem

to watch like a Brazilian teacher teaching  English through Portuguese and he's going to  

Brezilyalı bir öğretmenin Portekizce üzerinden İngilizce öğrettiğini izleyeceğim ve o

say okay well like this is the word for arm or  this is the word for back or something like that  

tamam diyecek, bunun gibi kol anlamına gelen kelime veya bu sırt anlamına gelen kelime veya buna benzer bir şey

logically I understand what they're saying but  it's not going to help me speak because when I  

mantıksal olarak ne söylediklerini anlıyorum ama konuşmama yardımcı olmayacak çünkü

get into a conversation I'll be thinking in  Portuguese and then translating in my head  

bir sohbete girdiğimde Portekizce düşüneceğim ve ardından kendi dilimde çevireceğim kafa   pekala

all right now if you want to think about rules  or try to organize sentences in your head before  

şimdi, konuşmadan önce kurallar hakkında düşünmek veya kafanızda cümleleri organize etmek istiyorsanız

you speak that's a good way to learn so this is  again really the lowest way of learning a language  

bu, öğrenmenin iyi bir yoludur, dolayısıyla bu yine bir dil öğrenmenin gerçekten en düşük yolu

because you're you're getting the information but  it's not really helping you speak now the second  

çünkü bilgiyi alıyorsunuz ama şu anda konuşmanıza gerçekten yardımcı olmuyor

thing you can do uh higher level is actually  learning English in English so learn English  

daha yüksek düzeyde yapabileceğiniz ikinci   şey aslında İngilizce İngilizce öğrenmek, bu yüzden İngilizce   İngilizce öğrenin

in English but and here's the important thing but  big butt so there's no naturally varied review  

ama ve işte önemli olan ama büyük popo, yani doğal olarak çeşitli bir inceleme yok

now I pardon my I apologize my writing is not so  good so learning English in English but there's  

şimdi özür dilerim özür dilerim benim yazmak o kadar iyi değildir, bu nedenle İngilizce'yi İngilizce öğrenmek için

no naturally varied review so an example of this I  say okay today class we're going to learn uh like  

doğal olarak çeşitli bir inceleme yoktur, bu nedenle buna bir örnek tamam bugün sınıf öğreneceğiz uh gibi

I give you the word creep again so I give you the  word creep uh here's a definition of the word I  

size creep kelimesini tekrar veriyorum, bu yüzden size creep kelimesini veriyorum uh işte kelimenin bir tanımını size

give you the definition in English creep means to  like move very you know slowly something like that  

İngilizce tanımını veriyorum creep hareket etmek  gibi  çok bilirsiniz yavaşça bunun gibi bir şey

and then maybe I'd give you an example sentence  so you get you get the word or phrase you get  

ve sonra belki size örnek bir cümle verirdim böylece kelimeyi veya deyimi elde edersiniz

a definition uh you get an example sentence  and then basically that's the whole lesson  

bir tanım elde edersiniz uh sen örnek bir cümle edinin ve temel olarak tüm ders bu

and then okay now we're going to move on to  the next word so we're going to learn uh draw  

ve sonra tamam  şimdi sonraki  kelimeye geçeceğiz, yani çizmeyi öğreneceğiz

and now we're going to learn uh study and we're  just going to go through the vocabulary like that  

ve şimdi çalışmayı öğreneceğiz ve biz sadece bu şekilde kelime dağarcığını gözden geçireceğiz

so when you learn English in English that's  fantastic the problem is if you don't get the  

yani İngilizce'yi İngilizce öğrendiğinizde bu harika bir sorun,

review you need and this is why I gave the  example we've got all these different uses  

ihtiyacınız olan  incelemeyi alamamanızdır ve bu nedenle  creep'in tüm bu farklı kullanımlarına sahibiz   örneğini verdim

of creep and that's even just one way of getting  naturally varied review another way is by hearing  

ve bu doğal olarak çeşitli incelemeler almanın başka bir yolu da,

different people say the same word or phrase so  when you're learning remember how natives are  

farklı kişilerin aynı kelimeyi veya deyimi söylediğini duymaktır, böylece öğrenirken,

getting fluent in their native language as my two  daughters are growing up they get to hear me say  

iki  kızım büyürken yerlilerin anadillerinde nasıl akıcı hale geldiklerini hatırlayın, beni duyabiliyorlar

things they hear their mother say things they hear  other friends they hear it in English and Japanese  

annelerinin duyduklarını başka arkadaşlarının söylediği şeyleri İngilizce ve Japonca duyduklarını söylüyorlar

and that's why they're getting fluent in both of  those languages all right it's not a mystery it's  

ve bu yüzden bu dillerin her ikisinde de akıcı hale geliyorlar tamam mı bu bir sır değil bu bir sır

not like some kids are good at learning and other  kids or not basically everybody learns to speak  

değil bazı çocukların öğrenmede iyi olduğu ve diğer çocukların ya da temelde herkes kendi

their native language because that's how they're  learning all right so learning English in English  

ana dilini konuşmayı öğrenmiyor çünkü bu şekilde öğreniyorlar yani İngilizce İngilizce öğrenmek

is fantastic but it's not the whole story and this  is why you see uh lots of people that are like I  

harika ama hikayenin tamamı bu değil ve bu yüzden ben sadece 20 saat harcadım gibi düşünen pek çok insan görüyorsunuz.

just spent 20 hours watching YouTube videos it's  like well of course you didn't review anything  

YouTube videolarını izlerken elbette hiçbir şeyi incelememişsiniz

the teacher didn't give you like more and more  examples that's why I'm spending like you know  

öğretmen size daha fazla örnek vermedi bu yüzden bildiğiniz gibi

20 minutes talking about the word creep because  this is how natives learn it's just a I'm going  

20 dakikayı sürüngen kelimesi hakkında konuşarak geçiriyorum çünkü yerliler bunu böyle öğreniyor a

to take you know they would learn you know  when they're one year old or two years old  

Bir veya iki yaşında olduklarında

they would have one example of creep and then  they would have another example of creep when  

bir creep örneğine sahip olacaklarını ve ardından  üç veya dört yaşında olduklarında başka bir creep örneğine sahip olacaklarını  bildiğinizi  öğreneceklerini bilmenizi sağlayacağım.

they're three or four years old they would hear  things now some things you hear really often  

şimdi bazı şeyler duyarlar  gerçekten sık sık duyduğunuz bazı şeyler

like wash your hands my daughters hear that  like they come home from school hey wash your  

ellerinizi yıkayın gibi  kızlarım bunu okuldan eve geldiklerinde duyuyorlar hey   ellerinizi yıkayın

hands they before dinner wash your hands okay  they're hearing all these different examples  

yemekten önce ellerinizi yıkayın tamam  tüm bu farklı örnekleri duyuyorlar

all right and so when you're learning this  is the highest level this is the best thing  

pekala ve böylece siz bunu öğreniyoruz en yüksek seviye

you can do to get fluent because this is how  natives are learning the language all right  

akıcı olmak için yapabileceğiniz en iyi şey  çünkü yerliler dili böyle öğreniyor   bu mantıklı mı

does that make sense all right so you're right  I learned a lot just listening to my kids yeah  

yani haklısınız çocuklarımı dinleyerek çok şey öğrendim evet

and so again if you're if you're connecting the  vocabulary with the situation this is this is the  

ve yine eğer kelime dağarcığını durumla ilişkilendiriyorsanız bu

most exciting thing about learning you actually  feel it happening you feel yourself improving  

öğrenmenin en heyecan verici yanıdır gerçekten bunun olduğunu hissediyorsunuz kendinizin geliştiğini hissediyorsunuz

you feel yourself ah I'm actually developing  fluency it's a feeling you have as you improve  

kendinizi hissediyorsunuz ah aslında akıcılık geliştiriyorum bu bir duygu sahipsin geliştikçe   bir

as you get more and more examples of something  that's how you really feel strongly about the  

şeyin daha fazla örneğini aldıkça  kelime dağarcığı hakkında gerçekten güçlü hissediyorsun

vocabulary you really understand it so people  give you even new uh uses of it I'll give you  

onu gerçekten anlıyorsun bu yüzden insanlar sana onun yeni kullanımlarını bile veriyor sana

an example of that so the word in Japanese I hate  to give you a translation but since you might not  

bunun bir örneğini vereceğim yani kelime içinde Japonca Size bir çeviri vermekten nefret ediyorum ama

know Japanese a word for head in Japanese isama  and so I know that word and I understand that word  

Japonca isama'da bir kelimeyi Japonca bilmiyor olabileceğiniz için bu kelimeyi biliyorum ve bu kelimeyi

very well and so when I was in a conversation with  my accountant out here Japanese lovely Japanese  

çok iyi anlıyorum ve bu yüzden muhasebecimle burada konuşurken çok güzel Japon

woman who's uh been my accountant for a while  she she said to me like can we meet next month  

Bir süredir muhasebecim olan Japon kadın bana önümüzdeki ay görüşebilir miyiz dedi

like at like the head of the month and I thought  like I understood what she meant I'd never heard  

ayın başı gibi ve ben de onun ne demek istediğini anlamış gibi düşündüm

that expression before like using in Japanese like  the head of the month and I thought oh my goodness  

bu ifadeyi daha önce hiç duymamıştım Japonca'da kullanmak gibi ayın başı gibi ve düşündüm aman aman tanrım vay canına

wow like I just I understood that new thing  and now I added that to my vocabulary I had  

bu yeni şeyi yeni anladım ve şimdi bunu kelime dağarcığıma ekledim

deepened that let's see I don't know why like the  chat disappears I don't know if it's possible to  

derinleştirdim bakalım neden bilmiyorum sohbet kayboluyor bilmiyorum

go back and oh okay I can't look at the chat all  right that's interesting I was a babysitter during  

geri dönmek mümkünse ve oh tamam sohbete bakamıyorum tamam bu ilginç

a year in the states and I learned from my host  American family was natural you're right all right  

Amerika'da bir yıl boyunca çocuk bakıcılığı yaptım ve ev sahibim Amerikalı ailemden öğrendim doğaldı haklısın tamam

now the important thing here is that you don't  need to be in an English-speaking country to do  

şimdi önemli buradaki mesele şu ki, bunu yapmak için İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok

this you don't need to have a native friend  uh and even you know watching TV shows that  

yerli bir arkadaşınıza ihtiyacınız yok uh ve hatta TV şovlarını izlemenin bu

kind of thing is great but really the best  thing you can get so this highest level here

tür şeyler harika olduğunu ama gerçekten sahip olduğunuz en iyi şey olduğunu biliyorsunuz Bu en yüksek seviyeyi elde etmek için burada

is what I'm doing right here so  you're learning like a native  

yaptığım şey bu, böylece anadili gibi öğreniyorsunuz

you're getting the information all in English  and you're getting naturally varied review  

bilgileri tamamen İngilizce olarak alıyorsunuz ve doğal olarak çeşitli incelemeler alıyorsunuz   bu

so I'm continuing to give you more and  more examples and even if you don't speak  

nedenle size daha fazlasını vermeye devam ediyorum ve daha fazla örnek ve sen konuşmasan bile

I'm not sitting in the room with you you  can watch this video anytime you like  

odada seninle oturmuyorum bu videoyu istediğin zaman izleyebilirsin

you don't have to be you know like my friend  and talking to me on the phone all the time  

arkadaşım gibi olmana ve sürekli benimle telefonda konuşmana gerek yok

with just a few examples of this you already feel  more confident so if I could give you every day  

Bunun sadece birkaç örneğiyle kendinize daha fazla güvenirsiniz, bu yüzden size her gün

a little bit more maybe about this word or other  words or teach you about conversations or whatever  

bu kelime veya başka kelimeler hakkında biraz daha bilgi verebilseydim veya size konuşmalar veya başka şeyler hakkında öğretebilseydim   her gün

if I could help you understand like a native  every day wouldn't you become a fluent speaker  

bir yerli gibi anlamanıza yardımcı olabilseydim Akıcı bir konuşmacı olur musun

let me know in the chat so the last thing here so  we've got number number one is this way so this  

sohbette bana haber ver, bu yüzden buradaki son şey yani  bir numaramız bu şekilde yani  bu

is what is called this number one understanding  like a native so it's not a a thing that happens  

bu bir numaralı anlayış  olarak adlandırılan bir yerli gibi, bu yüzden olan bir şey değil

one time where you just learn something and  you don't review it it's a process of building  

bir sadece bir şey öğrendiğiniz ve gözden geçirmediğiniz zaman, bu bir akıcılık oluşturma sürecidir

fluency and this is why really a lot of people  struggle to speak they know a lot of English and  

ve bu nedenle gerçekten çok sayıda insan konuşmakta zorlanırlar, çok fazla İngilizce bilirler ve  bir

they can understand things but they have trouble  expressing themselves because really they just  

şeyleri anlayabilirler ancak kendilerini ifade etmekte zorlanırlar çünkü gerçekten sadece

haven't gotten the naturally varied review so  they don't really feel very confident about using  

doğal olarak çeşitli incelemeler almadılar, bu yüzden  şeyleri kullanma konusunda kendilerine pek güvenmiyorlar   bu

things this is why they speak simply or they kind  of have maybe odd things about the way they speak  

yüzden basit konuşuyorlar veya konuşma tarzlarıyla ilgili belki tuhaf şeyler var   kulağa doğal gelmiyorlar

they sound unnatural or they use the wrong words  other things like that but again it's because  

veya yanlış kelimeler kullanıyorlar bunun gibi diğer şeyler ama yine de

you're not getting the review the review is the  most important part all right anybody can open  

incelemeyi alamadığınız için inceleme en en önemli kısımdır, pekala herkes

a dictionary and find lots of words vocabulary is  not the problem the problem is how do you review  

bir    bir sözlük açabilir ve çok sayıda kelime bulabilir, kelime sorun değil sorun, incelemeyi

and get that information even if you don't  have a practice partner or you don't have a  

ve bu bilgiyi nasıl alacağınızdır bir pratik partneriniz veya

live teacher or whatever all right and so this is  how you get it you can get this all by yourself  

canlı bir öğretmeniniz veya her neyse olmasa bile ve yani bu şekilde anlarsanız, bunu kendi başınıza yapabilirsiniz

and if you're going through these examples you  should already be feeling more fluent about this  

ve bu örneklerin üzerinden geçiyorsanız zaten  yapmalısınız bu konuda daha akıcı hissedin

now the reason I give you not only these examples  just to understand how this works uh the mind gets  

şimdi size bu örnekleri vermemin nedeni sadece bunun nasıl çalıştığını anlamak için değil, zihin

bored easily so if I just have a flash card and it  has the word creep written on it and I just review  

kolayca sıkılır, bu nedenle bir flash kartım varsa ve üzerinde creep kelimesi yazılıysa ve ben sadece bunu gözden geçirirsem

that again and again creep creep creep creep creep  I'm going to forget the word and it takes a lot of  

tekrar tekrar ürkütücü ürkütücü Kelimeyi unutacağım ve

energy to try to put that in my mind but if I can  naturally get different examples than my mind is  

bunu zihnime yerleştirmeye çalışmak çok   enerji gerektiriyor ama doğal olarak  aklımdan  farklı örnekler alabilirsem

never bored because I'm always learning something  new even though it's about the same word all right  

asla sıkılmaz çünkü ben her zaman aynı kelime hakkında olmasına rağmen yeni bir şey öğrenmek tamam

so this is how you learn like a native and you  understand like a native so you think like a  

yani bu şekilde bir yerli gibi öğrenirsin ve bir yerli gibi anlarsın, böylece bir   yerli gibi düşünürsün

native and that's how you speak like a native  all right and so you don't need to be like uh  

ve bu şekilde bir yerli gibi konuşursun  tamam ve bu yüzden ihtiyacın olmaz uh   bunu yapmak için

you don't need to be in an English-speaking  country in order to do this as long as you're  

İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok,

getting this input now the best thing you can  do is like the movie The Matrix you know they'd  

şu anda bu girdiyi aldığınız sürece yapabileceğiniz en iyi şey, beğeneceklerini bildiğiniz The Matrix filmini

like take a wire or something and like ah plug it  into the back of your head and just you know you  

beğenmek bir tel falan al ve onu kafanın arkasına tak ve bil ki

magically know the language if I could give you  that I would but I can't at the moment maybe we'll  

sihirli bir şekilde dili biliyorsun, sana verebilseydim verirdim ama şu anda veremem belki

figure that out in the future but I can give you  this all right and so if you're learning this way  

bunu ileride anlarız gelecek ama sana bunu verebilirim ve bu şekilde öğreniyorsan

you will become a fluent speaker guarantee this  is how you became fluent in your native language  

akıcı bir konuşmacı olacaksın, garanti  bu şekilde kendi anadilinde akıcı hale geldin

and all you have to do is learn English the same  way all right now let me see if anybody has any  

ve tek yapman gereken şu anda İngilizceyi aynı şekilde öğrenmek. Bakalım

questions about what I've done so far all right  but one needs to have opportunities to use and  

şimdiye kadar yaptıklarım hakkında sorusu olan var mı tamam ama kişinin bu kelimeleri doğru kullanması ve konuşması için fırsatlara sahip olması gerekiyor hayır hayır hayır

speak those words right no not no not at all all  right so this is another thing people think they  

hiç de doğru yani bu insanların konuşması gerektiğini düşündükleri başka bir şey

need to speak in order to use the vocabulary and  develop fluency but research has proved that the  

kelime dağarcığını kullanmak ve akıcılığı geliştirmek için, ancak araştırmalar

fluency actually comes again from understanding  the language when you understand something really  

akıcılığın aslında dili anlamaktan kaynaklandığını kanıtladı, bir şeyi gerçekten

well you can start speaking about it whenever you  have the opportunity the practice is not repeating  

iyi anladığınızda, fırsat buldukça onun hakkında konuşmaya başlayabilirsiniz, uygulama

things that you heard the practice is getting  all these different examples this is the practice  

duyduğunuz şeyleri tekrarlamak değildir. alıştırma, tüm bu farklı örnekleri elde etmektir, bu uygulamadır   bu

so the practice is not going out and and  speaking and repeating things it's getting  

nedenle uygulama, dışarı çıkıp ve konuşmak ve bir şeyleri tekrarlamak

more and more examples until until you feel so  confident that the words just come out naturally  

sözcüklerin doğal bir şekilde ortaya çıkacağından emin olana kadar giderek daha fazla örnek elde etmektir   pekala,

all right yes it would be nice to learn like The  Matrix hopefully hopefully we will come uh come  

evet, güzel olurdu The  Matrix gibi öğrenmek için umarım

to that in the future as a tour guide devote my  German language with german-speaking guests yes  

gelecekte bir tur rehberi olarak buna geleceğiz Almancamı Almanca konuşan konuklara ayırırım evet

and so this is another thing I recommend also  like for people who want to it's okay to speak  

ve bu da tavsiye ettiğim başka bir şey isteyen kişiler için de  beğenin konuşmakta sorun yok

it's it's like a good thing that people want  to do that and get out and use the language  

insanların bunu yapmak ve dışarı çıkıp dili kullanmak istemesi iyi bir şey

but I'm showing you here proving that it's not  necessary so you don't have to learn this way  

ama size burada bunun gerekli olmadığını kanıtlayarak gösteriyorum, böylece bu şekilde öğrenmek zorunda kalmazsınız

and you don't have to wait for an English  speaker to be there or a native teacher or  

ve beklemek zorunda kalmazsınız orada İngilizce konuşan bir kişi veya ana dili İngilizce olan bir öğretmen veya   onun

anybody like that in order for you to improve  all you need is to get this you need someone in  

gibi herhangi biri, gelişmeniz için  tek ihtiyacınız olan  bunu elde etmektir   bir

some way to give you this information and really  that's really just getting the the understanding  

şekilde  size bu bilgiyi verecek birine ihtiyacınız var ve gerçekten bu gerçekten sadece anlayış

helping you understand like a native so not  just giving you definitions like you're looking  

anlamanıza yardımcı oluyor bir yerli gibi yani size sadece bir sözlüğe bakıyormuşsunuz gibi tanımlar vermekle kalmıyor

in a dictionary or something like that really  helping you understand the language and then  

veya bunun gibi bir şey gerçekten dili anlamanıza ve ardından

getting lots of examples and that's it and that's  all you need to become a fluent speaker Isn't that  

birçok örnek almanıza yardımcı oluyor ve hepsi bu ve akıcı bir konuşmacı olmak için ihtiyacınız olan tek şey bu değil mi?

cool all right let's see here we'll go back  and see if anybody let's see so Jason Bourne  

harika pekala hadi bakalım burada geri döneceğiz ve bakalım kimse görecek mi Jason Bourne

yeah I think I already got that already wow Jason  Bourne is watching this video amazing uh how many  

evet sanırım bunu çoktan anladım vay canına Jason Bourne bu videoyu izliyor harika uh kaç

languages can you speak sir I only speak English  and Japanese but I know some Spanish and uh and  

dil konuşabiliyorsunuz efendim ben yalnızca İngilizce ve Japonca konuşuyorum ama biraz İspanyolca ve uh ve

French I remember a little bit of French and  even some Latin that I learned when I was in  

Fransızca biliyorum, ilkokuldayken öğrendiğim biraz Fransızca ve hatta biraz Latince hatırlıyorum

elementary school but Japanese and English are  the only languages I speak fluently because they  

ama akıcı olarak konuştuğum tek diller Japonca ve İngilizce çünkü

are the only languages that I learned this  way all right let's see recently I learned  

bunu öğrendiğim tek diller onlar. pekala bakalım geçenlerde

the word music face to music for example  this is totally different from meaning Rayo  

müzik kelimesini yüz yüze müzikle öğrendim mesela bu Rayo anlamından tamamen farklı

can you please explain it shortly all right so  again when you're learning like a native this  

lütfen kısaca açıklar mısınız peki yine ana diliniz gibi öğrenirken bu   bir

is how we we learn something so a native child  would ask the exact same question so they begin

şeyi böyle öğreniyoruz yani a yerli çocuk aynı soruyu sorar, bu nedenle

they begin with a word like music and they  have a very a very specific understanding of  

müzik gibi bir kelimeyle başlarlar ve birinin piyano çaldığını duyduklarına dair çok çok özel bir anlayışa sahiptirler

that they hear some someone playing the piano  and and their parents said oh that's music  

ve ebeveynleri ah bu müzik dedi

and the child thinks okay music what is that  what does that mean and so then they hear you  

ve çocuk iyi müzik olduğunu düşünür bu ne anlama geliyor ve o zaman

know someone playing the trumpet and then they  hear someone playing the drums or like a band  

trompet çalan birini tanıdığınızı duyuyorlar ve sonra birinin davul çaldığını duyuyorlar veya radyoda bir grup

on the radio or something like that or a symphony  and they're connecting all these things and like  

veya buna benzer bir şey veya bir senfoni gibi şeyler duyuyorlar ve tüm bunları ve benzeri şeyleri birbirine bağlıyorlar

ah okay that means music that means music and now  as you as you again hear more and more examples  

ah tamam bu müzik anlamına gelir ve şimdi siz olarak bunun daha fazla örneğini   duyuyorsunuz

of that sometimes you hear things that are just  like a like a really random word or you don't  

bazen gerçekten rastgele bir kelime gibi şeyler duyuyorsunuz veya

understand why they're doing something like that  but typically to face the music to face the music

neden böyle bir şey yaptıklarını anlamıyorsunuz ancak tipik olarak müzikle yüz yüze gelmek için

you have to again not just not just try to  learn the phrase by itself but again you want  

sadece cümleyi kendi başına öğrenmeye çalışmakla kalmayıp, aynı zamanda

to connect the vocabulary to the situation  so let's say my younger daughter Noel is  

kelime dağarcığını durumla ilişkilendirmek de istiyorsunuz yani küçük kızım Noel'in   şu anda olduğunu

at is in you know the house or whatever and I  say Noel be good I have to go out to get some  

biliyorsunuz. ev ya da her neyse ve Noel'e iyi bak, biraz süt falan almak için dışarı çıkmam lazım

milk or something and I'll be back in five  minutes so don't do anything uh stupid don't  

ve beş dakika sonra döneceğim bu yüzden aptalca bir şey yapma uh

break anything and when I come back I see  there's a like a broken glass on the floor  

hiçbir şeyi kırma ve geri döndüğümde görüyorum ki orada yerde kırık bir cam gibi

and I say Noel and I can't find her and I  know she's hiding around the house somewhere  

ve ben Noel'le onu bulamıyorum diyorum ve evin etrafında bir yerlerde saklandığını biliyorum

and so Noel knows that she's in trouble  she's going to have to face the music  

ve böylece Noel başının dertte olduğunu biliyor müzikle yüzleşmek zorunda kalacak

when I come and find her and so I try to be very  kind when I find her I say it's okay if you broke  

gelip onu bulduğumda ve bu yüzden onu bulduğumda çok nazik olmaya çalışıyorum. Çanağı kırsan sorun olmaz diyorum

the dish or whatever but to face the music in  that way without trying to think about like why  

ama müzikle o şekilde yüzleşmek,

is the word music in there we still want to just  connect the vocabulary with the situation and so  

müzik kelimesinin neden orada olduğunu düşünmeye çalışmadan hala sadece bağlanmak istiyoruz durumla ilgili kelime dağarcığı ve bu nedenle

it just means like face the consequences or to  accept responsibility for something or to you  

sonuçlarla yüzleşmek veya bir şeyin sorumluluğunu kabul etmek veya sizin için

know when again like the example of Noel having  to uh having to show herself after she's hidden  

tekrar Noel'in saklandıktan sonra

because she did something bad and I'm not angry at  her because she broke a dish but I just say okay  

kötü bir şey yaptığı için kendini göstermek zorunda kalması gibi bir anlama gelir ve ben ona bir tabak kırdığı için kızmıyorum ama sadece tamam diyorum

like you know let's clean this up now we have to  deal with this thing so that's to face the music  

bildiğiniz gibi hadi bunu temizleyelim şimdi bu şeyle başa çıkmalıyız bu yüzden müzikle yüzleşelim

like if you didn't pass or you didn't study well  for your test now it's test day it's time to face  

geçemediniz veya iyi çalışmadınız gibi sınavınız şimdi sınav günü müzikle yüzleşme zamanı peki o

the music all right so we have to like listen to  something you know kind of you can think about it  

yüzden sevmeliyiz bir şey dinlemeliyiz bunun hakkında düşünebileceğiniz türden   bu

in that way like to face something means to  confront that thing to encounter that thing  

şekilde bir şeyle yüzleşmek, o şeyle yüzleşmek için  o şeyle yüzleşmek demektir

and that's where you get the idea of facing the  music now you can understand that even natives in  

ve işte burada şimdi müzikle yüzleşme fikrine kapılıyorsunuz, yerlilerin bile

conversations they'll be like well why do we put  the word music in there why is that even a thing  

konuşmalarda şöyle diyeceklerini anlayabilirsiniz, neden oraya müzik kelimesini koyuyoruz neden bu bir şey bile   kulağa tuhaf gelen

there are lots of expressions or phrases even  words that sound weird like we wouldn't do that  

çok sayıda ifade veya deyim veya kelime öbeği var sanki biz bunu yapmazdık

and this is why natives usually understand things  as a single unit and they might find a connection  

ve bu nedenle yerliler genellikle şeyleri tek bir birim olarak anlarlar ve orada bir bağlantı bulabilirler,

there but typically it's you know there might be  like an origin of someone having to like face some  

ancak tipik olarak, bir kişinin müzikle yüzleşmekten hoşlanmasının bir kökeni olabilir

music in a way but people typically don't think  about it that way for things like this so in this  

ama insanlar olabilir. genellikle bu tür şeyler için bu şekilde düşünmeyin, yani bu

case to face the music again you've done something  and now you have to deal with it like you didn't  

durumda müzikle tekrar yüzleşmek için bir şey yaptınız ve şimdi bununla

study well or you broke something or whatever  now you have to face the consequences of that you  

iyi çalışmamışsınız veya bir şeyi kırmışsınız ya da her neyse şimdi bununla başa çıkmak zorundasınız. bunun sonuçlarıyla yüzleşmek zorundasınız

have to deal with whatever you created to face the  music all right hopefully that makes sense but the  

müzikle yüzleşmek için yarattığınız her şeyle uğraşmak zorundasınız tamam umarım bu mantıklıdır, ancak

idea is in some cases it will not always be like  perfectly clear so another example like creepy

fikir şu ki, bazı durumlarda her zaman tam olarak  net olmayacak, bu nedenle ürkütücü şimdi sürünen B gibi başka bir örnek

now creep B is basically a different meaning  from the word creep even though you could call  

temel olarak sürüngen kelimesinden farklı bir anlam

a person a creep like that person is a creep now  I didn't want to give we cover these different  

bir kişiye       o kişinin artık bir bu farklı

examples because typically natives you know  they might learn one thing it's almost like  

örnekleri ele almak istemedim çünkü bilirsiniz  tipik olarak yerliler bir şeyi öğrenebilirler, bu neredeyse

a track of meaning so you might have like creep  creep on creep over feature creep Mission creep  

bir parçadır anlamın anlamı bu yüzden creep  creep on creep over feature creep Görev creep

we're going to go through these different examples  and then there's a different usage over here where  

bu farklı örneklerin üzerinden geçeceğiz ve sonra burada

someone is like a little bit weird oh that guy  is creepy that guy is creeping me out it makes  

birinin biraz tuhaf olduğu farklı bir kullanım var ah o adam ürkütücü o adam beni korkutuyor

me like feel feel weird like little bugs a little  creepy crawlies and you hear all these different  

küçük böcekler gibi, biraz  ürkütücü sürüngenler gibi garip hissettiriyor ve tüm bu farklı

examples and it's not about trying to trying to  learn one specific thing you're still thinking  

örnekleri duyuyorsunuz ve bu, belirli bir şeyi  öğrenmeye çalışmakla ilgili  değil  hala

like a native when you when you try to try to like  hold the word down and really understand what it  

bir yerli gibi   düşünmeye çalıştığınızda kelimeyi basılı tutmaya çalışın ve bunun ne anlama geldiğini gerçekten anlayın

means uh in a specific way it's more about getting  this General sense for how these different things  

uh belirli bir şekilde bu daha çok bu farklı şeylerin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğuna dair bu Genel anlamı elde etmekle ilgilidir

connect to each other and even if there's no  obvious connection uh you're still understanding  

ve bariz bir bağlantı olmasa bile uh hala

the vocabulary from the situation not from your  native language all right that was kind of a long  

kelime dağarcığını anlıyorsunuzdur durum kendi dilinizde değil tamam, bu biraz uzun bir

explanation but sometimes it's better to get  a long story and hear how things are connected  

açıklamaydı ama bazen uzun bir hikaye almak ve olayların nasıl birbirine bağlı olduğunu duymak,

together rather than just get a quick definition  like you can just put this in Google and it'll  

hızlı bir tanım almaktansa daha iyidir bunu Google'a koyabilirsiniz ve öyle' Bunun ne

tell you what it means but to really have a a  situation where ah okay like I didn't study for  

anlama geldiğini size anlatacağım ama gerçekten bir durumun olması tamam, sınav için çalışmadım

the test and now I know the teacher is going to be  mad at me or I didn't practice my speech and I'm  

ve şimdi öğretmenin bana kızacağını biliyorum veya konuşmama çalışmadım ve

standing in front of the whole room and now it's  time to face the music I didn't practice I wasn't  

ayakta duruyorum tüm odanın önünde ve şimdi müzikle yüzleşme zamanı pratik yapmadım

prepared all right face the music all right let's  see if we have any other questions about this uh

hazır değildim pekala müzikle yüzleş bakalım bununla ilgili başka sorumuz var mı uh uh bu

uh so the main objective is to get fluent that  makes sense well fluency is a is like a basically  

yüzden asıl amaç akıcı çok mantıklı  akıcılık a'ya benzer  temelde

a result of understanding like a native so if you  don't understand like a native you can't speak  

bir yerli gibi anlamanın bir sonucudur yani bir yerli gibi anlamazsanız konuşamazsınız

because you're thinking about rules and you can't  you can't actually communicate naturally and have  

çünkü kurallar hakkında düşünürsünüz ve yapamazsınız yapamazsınız aslında doğal bir şekilde iletişim kurun ve

the world the words come out without you thinking  about everything or translating in your head first  

kelimelerin siz her şeyi düşünmeden veya önce kafanızda tercüme etmeden ortaya çıkmasını sağlayın   bu nedenle

so the people watching my videos it's usually  mostly I would guess uh there's going to be some  

videolarımı izleyen insanlar genellikle çoğunlukla tahmin ediyorum ki bazı

teachers but mostly English Learners who want  to communicate without thinking and translating  

öğretmenler olacak, ancak çoğunlukla İngilizce Öğrenenler olmadan iletişim kurmak isteyen  kafalarında   düşünmek ve tercüme etmek,

in their head so this is the same thing I wanted  in Japanese I came to Japan and wanted to learn  

yani bu benim Japonca'da istediğim şeydi Japonya'ya geldim ve kafamda

how to communicate how to speak with people in  Japanese without thinking and organizing sentences  

düşünmeden ve cümleleri düzenlemeden   insanlarla Japonca konuşmayı                                                                                                          ) ve tercüme  ve çeviri çeçevirme veçeçeçeye veçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçeçe) veçeçeçeye ve veçe tercüme

in my head and so once I started learning this  way so I I gave this example when I recorded  

bu yüzden

this for Instagram last week I talked about again  these these same two things I'm learning like a  

geçen hafta bunu Instagram için kaydettiğimde bu örneği verdim aynı iki şey hakkında tekrar konuştum

native and I'm getting naturally varied review  so I was sitting this is when I when I first  

ana dili gibi öğreniyorum ve doğal olarak çeşitli yorumlar alıyorum  bu yüzden oturuyordum, bunu ilk keşfettiğim zamandı

discovered this so I see these kids at the park  and I say what are they doing that I'm not doing  

bu yüzden parkta bu çocukları görüyorum ve benim yapmadığım ne yapıyorlar diyorum

and the thing they're doing is understanding  the language like a native while I'm trying  

ve yaptıkları şey dili bir anadil gibi anlamakken ben bir öğrenci

to think and translate and understand it like  a student all right so I said all right I can  

gibi düşünmeye, tercüme etmeye ve anlamaya çalışıyorum tamam dedim tamam dedim

start just getting lots of examples of native  situations and I'll improve automatically and  

yerel durumlardan birçok örnek almaya başlayabilirim ve otomatik olarak gelişeceğim ve   olan buydu ve

that's what happened and as an example I'll  just give you one right now so I went to  

örnek olarak şu anda size bir tane vereceğim ve

uh and I did this many times and I'd still do it  today automatically but I went to a coffee shop

uh'a gittim ve bunu yaptım birçok kez ve bugün hala otomatik olarak yapardım ama bir kafeye gittim,

so I was sitting at a coffee shop and the  situation is people ordering food people  

bu yüzden bir kafede oturuyordum ve durum şu ki, insanlar yemek sipariş ediyor

ordering drinks or whatever so you have a line  of people coming up you have the counter here  

içecek sipariş ediyor veya her neyse, bu yüzden bir sıra insan geliyor. burada

and you have the staff working behind the counter  and the cash registers I got a table pretty close  

tezgah   ve tezgahın arkasında çalışan personel var  ve yazarkasalar Tezgâha oldukça yakın bir masam var

to the counter so I could sit and listen  to all these people walk up and order food  

böylece oturup tüm bu insanların gelip yemek sipariş etmelerini dinleyebilirim

all right so the situation is I'd like to order  something all right now if you do this in English  

tamam, yani durum şu ki hemen şimdi bir şey sipariş edin, bunu

at an English Cafe you're going to hear kind  of a range of things you know there will be a  

bir İngiliz Cafe'de İngilizce olarak yaparsanız, bir dizi şey duyacaksınız bildiğiniz

few different things like may I have what may  I have something or you might hear I'd like

birkaç farklı şey olacaktır, alabilir miyim, ne bir şey alabilir miyim, yoksa duyabilirsiniz ben

something like that or you might hear uh like a  kind of very casual can I get uh something so like  

Böyle bir şey hoşunuza gider veya uh gibi bir çok sıradan bir şey alabilir miyim, yani

young young kids a teenager might say like can  I get a can I get a and if you're a a non-native  

küçük genç çocuklar gibi bir genç, alabilir miyim alabilir miyim alabilir miyim ve anadili İngilizce olmayan biriyseniz diyebilir

speaker and you hear that it sounds really  fast it's like it's like a kid nah I'm like nah  

ve kulağa gerçekten hızlı geldiğini duyarsınız, sanki bir çocuk gibi nah ben nah

good think about that as a non-native speaker you  just hear that you don't really understand what  

iyi düşünün anadili olmayan biri olarak sadece  insanların ne dediğini  gerçekten anlamadığınızı  duyarsınız dedim

people are saying I said can I can I get your  number can I get you your number yeah can I get  

yapabilir miyim yapabilir miyim? numaranı alabilir miyim sana numaranı alabilir miyim evet numaranı alabilir miyim

your number so if you're talking to someone uh can  I get uh this is a very a very informal very quick  

yani eğer birisiyle konuşuyorsan ah alabilir miyim  anlıyorum ah bu bir çocuğun yapacağı gibi sipariş vermenin çok çok gayri resmi çok hızlı bir

way of ordering something as a like a kid would  do it but usually if you go to like a coffee shop  

yolu ama genellikle bir kahve dükkanı gibi giderseniz

so this coffee shop is one situation a different  situation would be a fancy restaurant so usually  

yani bu kahve dükkanı bir durumdur, farklı bir durum lüks bir restoran olacaktır, bu nedenle genellikle   belki daha

you have maybe like wealthier people or they're  speaking a little bit better or nicely or using  

zengin insanları seversiniz veya biraz daha iyi veya güzel konuşurlar veya

better English that kind of thing so you will  have a different set of vocabulary and natives  

daha iyi İngilizce kullanırlar bu tür Yani farklı bir kelime dağarcığına sahip olacaksınız ve yerliler   bunu

are learning this they're building on this every  day so rather than learning here's one phrase to  

öğreniyorlar   bunu her gün bunun üzerine inşa ediyorlar, bu nedenle

use when you get to a coffee shop or whatever you  learn a bunch of phrases and and slowly you figure  

bir kafeye gittiğinizde   kullanabileceğiniz bir deyim veya bir sürü deyim öğreniyorsunuz ve ve ve yavaş yavaş

out okay A lot of people are using this many  people are using this one a couple of people use  

anlıyorsun tamam Pek çok insan bu kadarını kullanıyor birçok kişi bunu kullanıyor birkaç kişi

this thing other other than that you know so when  you when you're in that situation like if you were  

bu şeyi bunun dışında kullanıyor biliyorsun yani bu durumdayken, sanki

working at a coffee shop you will hear all those  things and so you will feel very confident about  

bir kafede çalışıyormuşsun gibi tüm bu şeyleri duyacak ve dolayısıyla   yanıt verme konusunda kendinize çok güveneceksiniz,

uh responding to them but as an example if you are  going to take a job working at a coffee shop and I  

ancak örnek olarak bir kafede çalışacaksanız ve

have students who follow my lessons who do do that  it's better for them to get a bunch of examples  

benim   derslerimi takip eden ve bunu yapan öğrencilerim var  bu onlar için daha iyidir bir sürü örnek elde etmek için

first spend some time at the coffee shop just  sit and listen if you feel uncomfortable about  

önce kafede biraz zaman geçirin sadece oturun ve

responding to what people might say just even you  know an hour or two of listening to people come  

insanların söyleyeceklerine   yanıt vermekten rahatsızsanız dinleyin, hatta bir veya iki saat dinlediğinizi bilseniz bile  insanların gelip sipariş vermesi

up and order things you will get very good very  quickly and you will feel very confident about  

çok hoşunuza gidecektir çok hızlı iyi ve bu konuda kendinize çok güveneceksiniz

that and the whole language works the same way so  if you're getting vocabulary connecting that with  

ve tüm dil aynı şekilde çalışıyor yani bunu durumla   ilişkilendiren kelime dağarcığı alıyorsanız

the situation and then getting lots of examples  that's how you get fluent automatically all right  

ve ardından birçok örnek alıyorsanız bu şekilde otomatik olarak akıcı hale gelirsiniz tamam

all right let's see here I'm going to go back and  see if all right got a couple of so how to flow  

tamam burada görelim Geri döneceğim ve birkaç tane var mı bir bakalım, bu yüzden yazar nasıl akışa geçeceğimizi

in writer want us to feel how to flow in what a  writer wants us to feel about I don't understand  

hissetmemizi istiyor, bir yazarın hakkında hissetmemizi istediği şeyde nasıl akışa geçeceğimizi hissetmemizi istiyor

what that means let me rephrase that if you can  do you think it's better to study English in a  

Bunun ne anlama geldiğini anlamıyorum, izin verin bunu yeniden ifade edeyim eğer yapabilirsen İngilizce konuşulan bir ülkede İngilizce öğrenmenin daha iyi olduğunu düşünüyor musun

country that speaks English yeah I think you can  certainly uh speak English or learn English in an  

evet bence kesinlikle İngilizce konuşabilir veya İngilizce konuşulan bir ülkede İngilizce öğrenebilirsin

English-speaking country but it's not necessary  to do that and again there are people who have  

ama bunu yapmak gerekli değil ve yine yaşamış insanlar var

lived many of the people who who find me uh they  find me because they've been living in England  

Beni bulan insanların çoğu beni buluyor çünkü uzun yıllardır İngiltere'de

or the United States or Canada or Australia for  many years and they still can't speak all right  

veya Amerika Birleşik Devletleri'nde veya Kanada'da veya Avustralya'da yaşıyorlar ve hala düzgün konuşamıyorlar   bu

so it's not about getting like like a like a low  basic level of understanding or knowing a lot of  

yüzden mesele like like like like almak değil düşük temel düzeyde anlama veya çok fazla

vocabulary it's about again connecting things  understanding and building that understanding  

kelime bilgisi, şeyleri yeniden birbirine bağlamak anlamak ve bu anlayışı

over time and you can do this without being in  an English-speaking country so it's nice I mean  

zamanla oluşturmak   ile ilgilidir ve bunu İngilizce konuşulan bir ülkede olmadan da yapabilirsiniz, yani bu güzel, yani

I could learn Japanese the same way and actually  for my for my history of learning Japanese I  

Japoncayı aynı şekilde öğrenebilirim ve aslında Japonca öğrenme geçmişim için

came to Japan in 2003 and I struggled for most of  that first year until I discovered this and then  

2003'te Japonya'ya geldim ve bunu keşfedene kadar ilk yılın büyük bölümünde mücadele ettim ve ardından

I was in Japan for about a year and about two  years after that so I was continuing to improve  

yaklaşık bir yıl Japonya'daydım ve bundan yaklaşık iki yıl sonra kendimi geliştirmeye devam ediyordum   mazeret

excuse me again and then I went back to the United  States and lived in America for two or three years  

tekrar ben ve sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne geri döndüm ve iki ya da üç yıl Amerika'da yaşadım

about two yeah two and a half years I think before  coming back to Japan but in that time while I was  

yaklaşık iki evet iki buçuk yıl sanırım Japonya'ya dönmeden önce ama o sırada

in America I was still improving my Japanese the  same way so I was getting like the input getting  

Amerika'dayken hala Japoncamı geliştiriyordum  aynı şekilde, girdi

getting lots of examples and I did meet Japanese  people that I could speak with but the important  

birçok örnek almaktan hoşlanıyordum ve konuşabileceğim Japon insanlar ile tanıştım, ancak önemli

thing was me understanding the language really so  it's not about repeating phrases like I learned  

olan  benim dili gerçekten anlamamdı, bu nedenle

a phrase and I repeat it it's like I don't really  understand maybe the first time I hear something I  

bir deyimi öğrendiğim ve tekrar ettiğim gibi deyimleri tekrarlamakla ilgili değil Gerçekten anlamıyorum, belki de ilk kez bir şey duyduğumda bir tür

can kind of hear it so watching even my daughters  will watch some Japanese TV shows in some words I  

duyabiliyorum, bu yüzden kızlarım bile anlamadığım bazı kelimelerle bazı Japon TV şovlarını izleyecekler, bu

don't understand so I hear them like what is that  word but as soon as I read maybe the subtitles  

yüzden onları bu kelime neymiş gibi duyuyorum ama belki altyazıları okur okumaz

I finally understand oh okay I understand what  they're talking about I understand what the words  

sonunda anladım oh tamam anladım neden bahsettiklerini anlıyorum  sözcüklerin ne

are and now it becomes clear I gave this example  in that last video as well on Instagram where I  

olduğunu anlıyorum ve şimdi bu örneği konuştuğum Instagram'daki son videoda  verdiğim anlaşılıyor

was talking about the gorilla experiment and so  this is a uh this is a bunch of people uh passing  

goril deneyi ve yani bu bir uh bu bir grup insan arasında

basketballs back and forth to each other in a  group and uh the the people watching this they had  

basketbol toplarını ileri geri atan bir grup ve bunu izleyen insanlar   etrafta

to watch a video of people passing a basketball  around it's just a group of people passing the  

basketbol oynayan insanların videosunu izlemek zorunda kaldılar sadece bir grup basketbolu geçen insanların sayısı

basketball and you have to count how many times  they pass a basketball and after that they say  

ve bir basketbolu kaç kez geçtiklerini saymanız gerekir ve ardından

okay how many times was was the basketball passed  and the people would say 20 times or 30 times or  

tamam basketbol kaç kez geçti  derler ve insanlar 20 veya 30 veya

whatever and then the people doing this it was  just a basically a psychology or a science study  

her neyse derler ve sonra bunu yapan insanlar temelde bir psikoloji veya bilim çalışmasıydı

they would say did you see the gorilla and people  most people watching it say what gorilla I don't  

gorili gördünüz mü derlerdi ve onu izleyen insanların çoğu ne gorili derler,

know what do you mean see a gorilla I was counting  you know people passing a basketball and so what  

ne demek istediğinizi bilmiyorum bir gorili görmek sayıyordum basketbol oynayan insanları bilirsiniz

happened in this is it's just an interesting part  of you know human the way the mind works when  

bunda olan şey şu ki, bir basketbolun kaç kez geçtiğini

we're looking at something like trying to count  how many times a basketball has passed we don't  

saymaya çalışmak gibi bir şeye baktığımız zaman, insanın zihninin nasıl çalıştığını bilmenin ilginç bir yanı,

notice lots of other things and so if we aren't  prepared for something there was a gorilla that  

pek çok başka şeyi fark etmiyoruz ve bu yüzden eğer bir şey için hazırlıklı değilsiniz bir goril vardı ki

yeah you PR if you can watch that video on YouTube  but so the the gorilla just kind of walks you  

evet, YouTube'da o videoyu izleyebilirseniz PR yaparsınız , ancak bu nedenle goril bir nevi

know he walks like right through the scene it's a  person in a gorilla suit and he waves and he keeps  

yürür, sahnenin içinden geçtiğini bilirsiniz, goril kostümü giymiş bir kişidir ve el sallar ve o

on walking and most people just don't see it and  so if you're unprepared for something if I tell  

yürümeye devam eder ve çoğu insan bunu görmez ve bu nedenle eğer bir şeye hazırlıksızsanız

you beforehand hey there's going to be a gorilla  in this video you will absolutely see the gorilla  

size önceden söylersem hey bu videoda bir goril olacak  kesinlikle gorili göreceksiniz  tamam

all right but if you don't know about the gorilla  and a lot of vocabulary is that way if you're not  

ama yapmazsanız gorili bilmiyorum ve çok fazla kelime bu şekilde, eğer

prepared for something then of course it will be  surprising and you probably will not notice but  

bir şeye hazırlıklı değilseniz   o zaman  elbette şaşırtıcı olacaktır ve muhtemelen fark etmeyeceksiniz, ancak

one thing you will notice like over time and this  is why we return to phrases and words again and  

bir şeyi zamanla fark edeceksiniz ve işte bu yüzden geri dönüyoruz

again with that naturally varied review because  over time you think ah like I heard that before  

doğal olarak değişen incelemeyle tekrar tekrar ifadelere ve   çünkü zamanla bunu daha önce duyduğum gibi düşünürsünüz

but all I do is I just systematize it so you  get the you get the review much faster than  

ancak benim tek yaptığım, incelemeyi doğal olarak alacağınızdan çok daha hızlı alabilmeniz için sistematik hale getirmektir.

you would naturally so if you're learning like  a native speaker even natives they have a long  

ana dili İngilizce olan biri gibi öğreniyorlar, anadili İngilizce olan kişiler bile,

time often between each time they hear some  kind of vocabulary so a young child might hear  

bir tür kelimeyi her duyduklarında arasında genellikle uzun bir zaman vardır, bu nedenle küçük bir çocuk

some random word and then they might not hear that  word again for two years and so they hear it maybe  

rastgele bir kelime duyabilir ve ardından o kelimeyi iki yıl boyunca bir daha duymayabilir ve bu yüzden belki duyarlar

they forget the word and they hear it again and  they think oh maybe I remember that word I think  

kelimeyi unuturlar ve tekrar duyarlar ve  ah belki o kelimeyi hatırlıyorum diye düşünürler ve yani

and so that's basically how you would be learning  the language that's how you learned your native  

temelde dili bu şekilde öğrenmiş olursunuz ana dilinizi bu şekilde öğrenirsiniz

language and it's just an interesting thing about  like how the mind works that you would be getting  

ve bu sadece zihnin nasıl çalıştığı gibi ilginç bir şeydir

kind of one example and and even just that one  thing if you're focusing on that or if you're  

bir tür örnek alacağınızı ve hatta sadece o tek şeyi, eğer buna odaklanırsanız veya

not prepared for that then you won't even hear it  now what's interesting is like you will probably  

buna hazır değilseniz, o zaman onu duymazsınız şimdi ilginç olan, muhtemelen

watch movies as you when you're watching movies  as a young child uh and you you look at like who  

film izleyeceğinizdir. küçük bir çocukken film izlerken sizin gibi,

the main actor or the main character is when  you get older it's interesting to go back and  

ana aktörün veya ana karakterin kim olduğuna bakarsınız, yaşlandığınızda geriye dönüp

watch the movies that you saw as a child and  you think oh look that actor was in that movie  

çocukken izlediğiniz filmleri izlemek ilginçtir ve düşündüğünüz oh bak o aktör o filmdeydi

so you weren't paying attention to any other  actors or anybody else at all but you will  

yani başka oyunculara veya hiç kimseye dikkat etmiyordun ama

go back to watch a movie and you will think oh  yeah look that same actor was in there you just  

bir film izlemek için geri döneceksin ve oh evet bak aynı aktör oradaydı sen az önce orada

weren't thinking about that you didn't notice it  you weren't prepared for that so vocabulary works  

değildin' diye düşüneceksin fark etmediğini düşünmek buna hazırlıklı değildin bu yüzden kelime dağarcığı

the same way and that's why you need the review  okay does that make sense all right let's go  

aynı şekilde çalışır ve bu yüzden incelemeye ihtiyacın var tamam bu mantıklı mı tamam hadi

back and see here so someone let's see you got  a like a box of some Chinese food or something  

geri dönelim ve buraya bakalım böylece birisi görelim bir kutu Çin yemeği gibi bir şey   pekala

all right hello Joe I'm a big fan and learn uh  let's see a lot by watching your videos you're  

merhaba Joe ben büyük bir hayranınım ve öğren ah videolarını izleyerek çok şey görelim sen   harikasın pekala

great well thank you very much all right hi did  you uh I'm a cat from Guatemala thank you wow a  

teşekkür ederim pekala merhaba sen mi  uh ben bir kediyim Guatemala'dan teşekkürler vay

cat watching this amazing ah catalino uh cat  from Guatemala thank you for all you do so we  

kedi  bu muhteşem ah catalino uh kediyi izliyor Guatemala'dan  İngilizce konuşabilmemiz için yaptığınız her şey için teşekkür ederim

can speak the English language you're uh yeah  glad to hear it it's my pleasure I like to help  

uh evet bunu duyduğuma sevindim

people improve because I struggled for so many  years to get fluent that's why I do what I do  

akıcı olmak için uzun yıllar bu yüzden yaptığım şeyi yapıyorum   ne zaman

whenever I read an English book I didn't feel the  situation I feel like I'm just reading English but  

bir İngilizce kitap okusam durumu hissetmedim sadece İngilizce okuyormuşum gibi hissediyorum ama

while reading my native language it feels like  the writer's feeling how to get that ability  

anadilimi okurken yazarın nasıl yapacağını hissettiği gibi hissediyorum o yeteneğe sahip ol

so again great question that's exactly what this  is the more you can learn like a native the more  

yine harika bir soru bu tam olarak bu bir yerli gibi ne kadar çok öğrenirsen o kadar çok  bir

you understand like a native the more like the  book or whatever I I have the same thing the  

yerli gibi anlarsan o kadar kitap veya her neyse bende aynı şeye sahibim

same experience you know when I'm first starting  to read Japanese it just it just words on a page  

aynı deneyim ilk başladığımda biliyorsun Japonca okumak sadece bir sayfadaki kelimelerden ibaret

I don't see a picture of anything or really like  like get a feeling from that because I'm spending  

Hiçbir şeyin resmini görmüyorum veya bundan gerçekten hoşlanmıyorum  çünkü

so much time trying to understand what words  mean but as I improve so my speaking I have  

kelimelerin ne anlama geldiğini anlamak için   çok fazla zaman harcıyorum ama geliştikçe konuşmam da gelişiyor Benim

really the opposite problem that most Learners do  my speaking is way better than my ability to read  

gerçekten tam tersi bir sorunum var, çoğu Öğrenci konuşmam Japonca okuma   ve yazma yeteneğimden çok daha iyi

and write Japanese and so I like if I can't I can  my my writing is the worst because it's you know  

ve bu yüzden seviyorum ki yazamıyorsam yapabiliyorum en kötüsü çünkü bilirsiniz

writing Japanese characters that I I just don't  know so speaking is the best reading is next best  

Japonca karakterler yazmak benim sadece bilmiyorum yani konuşmak en iyisidir ikinci sırada okumak gelir

and then writing is the worst skill for me but  when I'm uh it was the same thing in conversations  

ve sonra yazmak benim için en kötü beceridir ama  ben olduğumda  konuşmalarda da aynı şeydi

before it works the same whether you're reading  or whether you're speaking but you get into the  

işe yaramadan önce okumanız veya okumanız aynı şeydi konuşuyor ama sen akışa giriyorsun tıpkı

flow just like I'm in the flow of speaking right  now or I could switch into Japanese if more people  

şu anda konuşma akışında olduğum gibi ya da daha fazla kişi Japonca

understood Japanese I could but I will be like  in my daily life that's how I speak so I could be  

anlasaydı Japonca'ya geçebilirdim yapabilirdim ama günlük hayatımda böyle olacağım, böylece

talking to one person in English and then turn to  somebody else and start speaking Japanese to that  

konuşabiliyorum. bir kişiye İngilizce söyle ve sonra başka birine dön ve o kişiyle Japonca konuşmaya başla

person and I'm not translating in my head when I  do that all right and it's because I just get this  

so I'm not trying to study the language I'm  trying to get more examples of the language  

Dilden daha fazla örnek almaya çalışıyorum

all right so I hear an interesting word it's  like oh or I hear like an interesting or I read  

pekala, bu yüzden ilginç bir kelime duyuyorum, bu oh gibi  veya ilginç gibi duyuyorum veya

an interesting kanji so like kanji is the same  thing this is the written characters that came  

ilginç bir kanji okuyorum, yani kanji aynı şeydir, bu Çince'den gelen yazılı karakterlerdir

from Chinese in Japanese and so when I learned  one of those it's like oh okay like here's an  

Japonca ve bunlardan birini öğrendiğimde, oh tamam, işte

interesting kanji and here's like a connection  to this thing or that thing or something like  

ilginç bir kanji ve işte bu şeyle veya o şeyle veya bunun gibi bir şeyle bir bağlantı gibi,

that so you can for example for Japanese like a  young like my daughter now is learning uh like  

yani örneğin Japonca için bir genç gibi kızımın şimdi öğrendiği gibi uh

the first year words or first year characters  so this is key like the the Japanese or Chinese  

ilk yıl kelimeleri veya ilk yıl karakterleri gibi yani bu, ağaç için Japonca veya Çince   karakter gibi anahtardır,

character for tree now it's interesting you like  put that like one over here okay we're gonna put  

şimdi ilginç bunu buraya koyun tamam,

this here oh now we got like three of these  over here and this becomes uh like a forest  

bunu buraya koyacağız oh şimdi bunlardan üç tane var burada ve burası bir orman gibi oluyor

you know some some things are visual and you can  understand them like that but it's interesting  

bazı şeylerin görsel olduğunu bilirsiniz ve onları bu şekilde anlayabilirsiniz ama ilginç

you begin making the connection like oh look at  that oh look at that it's the same one and we've  

ah bak  şuna bak bu aynı şey ve bizde

got more of them I wonder what that means and  that's where again your the job of an English  

daha fazlasına sahibiz şeklinde bağlantı kurmaya başlarsınız Bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum ve yine burada sizin bir İngilizce

fluency guide what I do differently from a teacher  is I'm trying to help you understand the language  

akıcılık rehberinin görevi, benim bir öğretmenden farklı yaptığım şey, size

like a native rather than just tell you something  imagine if you and I are watching a movie and uh  

bir şey söylemek yerine dili ana diliniz gibi anlamanıza yardımcı olmaya çalışmaktır. Bir film izliyorum ve uh

and I just say oh look like I know the answer to  that I know what's going to happen you would get  

ve sadece oh bak ne olacağını biliyormuşum gibi görün diyorum,

angry at me because I'm stopping you from having  the ability to understand the movie by yourself  

bana kızacaksın çünkü filmi kendi başına anlama yeteneğine sahip olmanı engellediğim için

you want that chance to solve the problem or to  understand the riddle or whatever uh the same way  

istiyorsun   sorunu çözme veya bilmeceyi anlama şansı ya da her neyse, aynı şekilde, pekala, pekala, burada

all right all right see if we got some more  questions over here I've been going for an  

başka sorularımız olup olmadığına bakın.

hour all right over here I think uh this secret is  repetition many repetitions all right so Adriano  

tekrarlar tamam, bu yüzden Adriano

makes a point about repetition repetition  repetition repetition repetition repetition

tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar hakkında bir noktaya değiniyor

I want to be very clear about this because  a lot of people think yes you just need to  

Bu konuda çok net olmak istiyorum çünkü birçok insan evet sadece

repeat something so if I put the word creep  up here again maybe you're joining late but  

bir şeyi tekrarlamanız gerektiğini düşünüyor, bu yüzden buraya tekrar ürkütücü kelimesini koyarsam belki siz geç katılmak ama

uh the word creep so we we covered that earlier  in the video I will make sure this video is live  

uh kelimesi ürkütücü, bu yüzden videoda daha önce ele aldık bu videonun canlı olduğundan emin olacağım

so people can watch it when it's available uh  but if you just repeat the word again and again  

böylece insanlar uygun olduğunda izleyebilir uh ancak kelimeyi tekrar tekrar tekrarlarsanız

you're not really deepening your understanding of  it you're not really understanding or preparing  

gerçekten derinleştirmiyorsunuz bunu anladığınızda gerçekten anlamıyor veya

yourself for different ways the phrase might be  used in everyday life all right so repetition  

kendinizi farklı şekillerde hazırlamıyorsunuz ifadenin günlük yaşamda kullanılabileceği pekala yani tekrar

by itself is not really going to help you  repetition by itself is not going to help  

tek başına size gerçekten yardımcı olmayacak tekrar tek başına size yardımcı olmayacak

you and this is why another reason for that is  because your mind gets very very bored with it  

ve bu yüzden başka bunun nedeni  zihniniz bundan çok çok sıkılıyor   pekala

all right if you see the same thing  again and again it's very very boring  

aynı şeyi tekrar tekrar görürseniz bu çok çok sıkıcı

especially for adults like little kids they can  watch the same movie over and over again usually  

özellikle küçük çocuklar gibi yetişkinler için aynı filmi tekrar tekrar izleyebilirler genellikle

because they're learning a little bit more each  time they do but adults get tired and you know  

çünkü öğreniyorlar her yaptıklarında biraz daha fazla ama yetişkinler yoruluyor ve bilirsiniz

we we don't want to sit and listen to the same  thing over and over again maybe some movies we  

biz oturup aynı şeyi tekrar tekrar dinlemek istemiyoruz belki bazı filmleri

really like but uh for most things they don't  do that uh so the repetition of it the the just  

gerçekten seviyoruz ama çoğu şey için bunu yapmıyorlar ah yani onun tekrarı, sadece bir

repeating something by itself is not what what  gets you fluent because it's not improving your  

şeyi kendi başına tekrarlamak sizi akıcı yapan şey değildir çünkü bu sizin

understanding and because it's boring to you some  people might not be bored but most people are this  

anlayışınızı geliştirmez ve sizin için sıkıcı olduğu için bazı insanlar sıkılmayabilir ama çoğu insan bu

is a big problem people have with learning things  like this and this is why natives get naturally

insanların sahip olduğu büyük bir sorundur bunun gibi şeyleri öğrenmek  ve bu yüzden yerliler doğal olarak

very View so it is the review you're correct  the review the but it's not repetition  

çok Görüntüleniyor, bu yüzden doğru yaptığınız inceleme  ancak tekrar değil

it's getting many many different  examples of the same or similar thing  

aynı veya benzer şeyin pek çok farklı  örneğini alıyor

so even hearing a word like this like your  father says the word your mother says the word  

bu nedenle, sizinki gibi bir kelimeyi duymak bile babanız bu kelimeyi anneniz söylüyor

your grandmother says the word your teacher your  friend you might hear this from lots of different  

büyükanneniz bu kelimeyi söylüyor öğretmeniniz arkadaşınız  bunu birçok farklı

people and as you hear that you develop your own  listening and pronunciation automatically even if  

insandan duyabilirsiniz ve duydukça kendi dinlemenizi ve telaffuzunuzu otomatik olarak geliştirirsiniz    bir

you don't say anything again you're like you're  like who you are as a person and how you speak  

daha hiçbir şey söylemeseniz bile ' gibisin bir kişi olarak kimsin ve nasıl konuştuğun

is really the influence of all these other people  around you so if you hear like pronunciation like  

gerçekten çevrenizdeki  diğer tüm insanların  etkisidir, bu nedenle  gibi bir telaffuz duyarsanız

this this is why like Spanish speakers sound  like Spanish speakers English speakers sound  

bu nedenle İspanyolca konuşanlar İspanyolca konuşanlar gibi  İngilizce konuşanlar

like English speakers all right so they're getting  those influences from the people around them and  

gibi ses çıkarır  İngilizce konuşanlar pekala, çevrelerindeki insanlardan bu etkileri alıyorlar ve

if you want to speak English you want to change  the way you speak you have to get the same kind  

İngilizce konuşmak istiyorsanız konuşma şeklinizi değiştirmek istiyorsanız aynı tür

of thing so it's not just repeating stuff or even  you repeating something again and again it's you  

şeyler almanız gerekir, yani bu sadece bir şeyleri tekrarlamak değil, hatta tekrarlamak değil tekrar tekrar sensin

deepening your understanding I'll write this over  here make sure it's very clear so understanding

anlayışını derinleştiriyorsun  bunu buraya yazacağım çok net olduğundan emin olun, anlamak

leads to confidence

güvene yol açar

speaking is the result of understanding  like this all right so this is like what's  

konuşmak, anlamanın sonucudur böyle pekala yani bu

actually happening what people think  is happening is they begin by speaking

gerçekte olan şey insanlar ne olduğunu düşünüyorlar bunlar mı? şimdi konuşarak başlayın,

now this is a big question mark for most people  but this is how they think it's happening  

bu çoğu insan için büyük bir soru işareti ancak bunun böyle olduğunu düşünüyorlar   bu nedenle

so people think okay if I keep speaking and  speaking and speaking I will get fluent and  

insanlar konuşmaya devam edersem tamam düşünür ve konuşmaya ve konuşmaya devam edersem akıcı konuşacağım ve   bu

so that's why people give the advice of well go  out just keep speaking keep talking to people okay  

yüzden insanlar iyi dışarı  çıkma tavsiyesini veriyorlar konuşmaya devam et insanlarla konuşmaya devam et tamam  pekala gerginim ne dediğimi

well I'm nervous I don't know what I'm saying I'm  worried about uh maybe making a grammar mistake  

bilmiyorum belki dilbilgisi hatası yapmaktan

or whatever and so it's as a teacher you can't  just tell people like well just do it anyway  

endişeleniyorum yine de yap

like that's stupid advice you have to  understand how people are really thinking  

bu aptalca bir tavsiye gibi insanların gerçekten ne düşündüklerini anlamanız gerekir

and it's much better to prepare people for  things if you can if that's possible and it  

ve eğer yapabilirseniz  insanları olaylara hazırlamak çok daha iyidir, eğer bu mümkünse ve

is possible like this so people think like  okay I'm gonna speak and then I get fluent  

bu  böyle   mümkündür, böylece insanlar tamam ben konuşacağım ve sonra Akıcı oluyorum

but like it doesn't really happen like  this this is how it's actually happening  

ama aslında böyle  olmuyormuş gibi  aslında böyle oluyor

now you could be speaking while you're doing  this you could be doing this in conversations  

şimdi bunu yaparken konuşuyor olabilirsiniz bunu konuşmalarda yapıyor olabilirsiniz   uh

uh but the the thing that's actually getting  you fluent is the understanding the more you  

ama aslında sizi akıcı  yapan şey anlayıştır ne kadar

understand like a native the more you speak like  one it's not about repeating phrases all right  

bir yerli gibi anlarsan o kadar çok kendin gibi konuşursun, mesele cümleleri tekrarlamak değil tamam

it's the first time that I'm here in this channel  welcome Lucy nice to see you there all right so  

bu kanala ilk kez geliyorum hoş geldin Lucy seni orada görmek güzel bu yüzden

Hello Lucy can you talk to me I'm so very grateful  learning so many things about here so learning in  

Merhaba Lucy benimle konuşabilir misin ben Burada hakkında pek çok şey öğrendiğim için çok minnettarım bu yüzden

a systematic way listening Android practicing as  much as possible yeah it's again it's very simple  

sistematik bir şekilde öğreniyorum Android dinleyerek mümkün olduğunca çok pratik yapıyorum evet yine çok basit

understanding like a native that's really all you  need to do all right so what about getting lost  

bir yerli gibi anlamak gerçekten tek yapmanız gereken bu tamam o halde konuşurken kaybolmaya ne dersiniz?

while speaking yes most people they they get lost  because they're trying to think about translations  

evet çoğu insan kayboluyor çünkü

and grammar rules uh rather than actually uh being  able to express themselves and stay in the flow of  

aslında kendilerini ifade edebilmek ve konuşmanın akışında kalabilmek yerine çeviriler   ve dilbilgisi kuralları hakkında düşünmeye çalışıyorlar

the conversation now I could talk like just keep  talking and talking in Japanese about lots of  

şu anda Japonca konuşmaya ve konuşmaya devam etmek gibi konuşabilirim pek çok

different things uh even uh things I I don't know  very well because I can usually connect those to  

farklı şey uh hatta uh şeyler çok iyi bilmiyorum çünkü bunları genellikle

things that I do know but again it's because  I understand the language like a native and I  

bildiğim   şeylerle ilişkilendirebilirim, ancak bunun nedeni dili bir anadilim gibi anlıyorum ve

continue to learn the language and I continue to  improve again and again uh every day as I'm again  

dili öğrenmeye devam ediyorum ve gelişmeye  devam ediyorum tekrar tekrar uh her gün tekrar tekrar

learning more like a name that's really that's it  all right so hello teacher's videos are amazing uh  

bir isim gibi daha çok öğreniyorum gerçekten bu kadar  tamam bu yüzden merhaba öğretmenin videoları harika uh   teşekkür

thank you here's the question how can I improve  talking without a person to talk with all right  

ederim işte soru konuşacak kimse olmadan konuşmayı nasıl geliştirebilirim  pekala

so this is this is like the main question that  all this answers all right now if who let me  

yani bu bu, tüm bunların yanıtladığı ana soru gibi  şu anda bana kim

know just like raise your hand or just say yes  if you feel more confident watching this video  

bildirirse  elinizi kaldırın veya sadece evet deyin bu videoyu izlerken kendinize daha çok güveniyorsanız

just let me know in the in the chat right  here do you feel more confident right now  

tam buradaki sohbette bana bildirin daha fazla hissediyor musunuz? şu anda kendinize güvenin

especially if you you've been watching for a  while do you feel more confident about speaking  

özellikle bir  süredir izliyorsanız,

uh like or even using the word creep do  you feel a bit more confident now than you  

beğenmek veya sürüngen kelimesini kullanmak konusunda kendinize daha fazla güveniyor musunuz şimdi   bu videonun başında beğendiğiniz den  biraz daha emin hissediyorsunuz

did like at the beginning of this video  all right now why do you feel confident  

pekala neden kendinden eminsin

I'm not in the room with you you didn't  say anything to me I didn't hear you speak  

odada seninle değilim  bana hiçbir şey söylemedin konuştuğunu duymadım

why do you feel confident the reason is because  you understood like a like a native that's it all  

neden kendinden emin hissediyorsun nedeni bir yerli gibi anladın bu kadar  pekala

right does that make sense so it's not about like  it's not about like having someone to speak with  

bu mantıklı yani konu konuşacak birine sahip olmak gibi değil  konuşacak

it's not about having someone to speak  with it's understanding like a native  

birine sahip olmakla ilgili değil bir yerli gibi anlamak

now understanding my voice that's that's the  beginning of it so you can actually understand  

şimdi sesimi anlamak bu bu başlangıçtır böylece     gerçekten anlayabilirsiniz

the words that I'm using but as I'm teaching as  I'm explaining things I'm helping you understand  

benim' Kullanıyorum ama öğrettiğim gibi  bazı şeyleri açıklıyorum

the situation the same way a native would and  it's even better if you can see real people  

durumu bir yerlinin yaptığı gibi anlamanıza yardımcı oluyorum ve  bir konuşmada gerçek insanları   görebilmeniz

in a conversation or you see people in real life  doing things like I dropped something on my head

veya gerçek hayatta  bir şeyler yapan insanları görmeniz daha da iyi Japonca olsun diye kafama bir şey düşürdüm gibi

so that's in Japanese or if I drop something on  my head in English to say ouch we're out you know  

veya kafamın üzerine İngilizce bir şey düşürürsem, ah, dışarı çıktık, bilirsiniz

depending on how uh how like painful it is but  little kids learn these things and it's amazing  

ne kadar acı verici olduğuna bağlı olarak, ancak küçük çocuklar bunları öğrenir ve bu harika   eğer

if you have little kids in your life just go to a  park if you need to experience this for yourself  

siz hayatında küçük çocuklara sahip ol sadece bir parka git bunu kendin deneyimlemeye ihtiyacın varsa

if you forgot what it's like to learn but you'll  watch little kids and like a little a little  

öğrenmenin nasıl bir şey olduğunu unuttuysan ama küçük çocukları izleyeceksin ve küçük bir

English kid if they or like an English-speaking  kid they pick something up and they're saying like  

İngiliz çocuğu gibi, eğer onlar veya İngilizce konuşan biri gibilerse çocuk yerden bir şey alıyorlar ve diyorlar ki

ah they make that like that is a sound that's  an English sound you come to Japan and like any  

ah bunu İngilizce bir ses gibi yapıyorlar Japonya'ya geliyorsunuz ve herhangi bir

Japanese kid would say like yo like they're it's  it's the same situation but they're actually using  

Japon çocuğun yo dediği gibi onlar da aynı durum ama onlar aslında

different vocabulary for that because they're  learning that and they're understanding this is  

bunun için farklı kelime dağarcığı kullanıyorlar çünkü bunu öğreniyorlar ve

what people say in this situation it's not about  them saying anything most kids they spend a lot  

insanların bu durumda söylediklerinin bu olduğunu anlıyorlar bu onların bir şey söylemesiyle ilgili değil çoğu çocuk çok fazla

of time just being quiet just listening and it's  not really about like listening is the secret it's  

zaman harcar sadece sessiz kalarak sadece dinlemekle ilgili değil dinlemek sırdır

like listening is a way to understand you can also  watch to understand something that's why we have  

dinlemek anlamanın bir yoludur bir şeyi anlamak için de izleyebilirsin bu yüzden

all these different senses I can listen I can  taste something like it's better for me to just  

tüm bu farklı duyulara sahibiz dinleyebiliyorum limonun ne olduğunu anlamak için limonu tatmak benim için daha iyi gibi bir şey tadabilirim

taste a lemon to know what a lemon is than for you  to give me an explanation about what a lemon is  

bana limonun ne olduğu hakkında bir açıklama yapman yerine, pekala bu

all right it's it's like that so when I have  a like my young children and they they I could  

böyledir, bu yüzden küçük çocuklarım gibi bir şeye sahip olduğumda ve onlar

explain to them what hot or what heat is or I just  say touch something hot and you'll know what it is  

onlara neyin sıcak veya ısının ne olduğunu açıklayabilirim veya sadece sıcak bir şeye dokun derim ve bunun ne olduğunu bileceksiniz

the more you can connect directly with the  language really the goal is understanding like  

dille ne kadar  doğrudan bağlantı kurabilirseniz gerçekten amaç   ana diliniz

a native rather than understanding through your  native language all right does that make sense  

aracılığıyla anlamaktansa  bir yerli gibi anlamaktır pekala

hopefully this makes sense all right people  should be you should be feeling excited about  

bu mantıklı mı   umarım bu mantıklıdır pekala insanlar hissetmelisiniz

this you should be thinking wow I can get fluent  without having someone to practice with because  

bunun için heyecanlı   bunun için düşünmelisiniz vay canına biriyle pratik yapmak zorunda olmadan akıcı konuşabilirim  çünkü

fluency doesn't come from you talking to other  people it comes from you getting information and  

akıcılık başka  kişilerle konuşmaktan gelmez, bilgi almaktan ve   gerçekten

really making the understanding the most important  thing all right all right let's see here any more

anlamayı en önemli şey haline getirmekten gelir pekala pekala hadi artık buraya bak tamam

all right but it looks like people people got  I'm not sure the problem is then people think  

ama görünüşe göre insanlar şuna sahipler Emin değilim sorun şu ki insanlar

everybody learn in the same way thing I'm not sure  the problem is that I don't know what that means  

herkesin aynı şekilde öğrendiğini düşünüyor Emin değilim sorun şu ki bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum

um Everybody learning the same way so you've  got the basic idea is you have how you learn  

um Herkes aynı şekilde öğrenerek temel fikre sahip olursunuz

uh your native language and then how you  learn what people call a second language  

ana dilinizi nasıl öğreneceğinize ve ardından insanların ikinci dil dediği şeyi nasıl öğreneceğinize   burada

it says native language and a second language  over here now I I don't know who else uh thinks  

ana dil ve ikinci bir dil diyor şimdi burada kim olduğunu bilmiyorum başka

about this but I am uh basically the only person  I know of bit like teaches like this at not not  

bunun hakkında düşünüyor ama temelde,

thinking like a linguist but actually teaches  in this way where I don't I don't think there  

bir dilbilimci gibi düşünmeden bu şekilde öğreten tanıdığım tek kişi benim.

is such a thing as a second language there is  no such thing as a second language it's only  

ikinci bir dil yoktur, ikinci dil diye bir şey yoktur, sadece

learning it like a student so Japanese is is like  a it's like a first language for me I don't know  

onu bir öğrenci gibi öğreniyor, yani Japonca benim için birinci dil gibi,

as much Japanese obviously but it's like a first  language because I learn it as a first language  

Japonca kadar bilmiyorum açıkçası ama birinci dil gibi çünkü ben öğreniyorum ana dil olarak

okay I have a video you can check the YouTube  channel about there's no such thing as a second  

tamam bir videom var YouTube  kanalını kontrol edebilirsin, ikinci dil diye bir şey yoktur

language but I explain this there's no such thing  as a second language it's just how you learn  

ama ikinci dil diye bir şey olmadığını açıklıyorum, sadece nasıl öğrenirsin

if you learn like a native you will speak  like one if you understand like a native you  

ana dilin gibi öğrenirsen öğrenirsin yerli gibi anlıyorsan

will speak like a native all right all right  let's see could you please give us an advice  

yerli gibi konuşacaksın pekala pekala bakalım lütfen bize

on how to express ourselves or interact  with our kids to fix any disagreement

kendimizi nasıl ifade edeceğimiz veya çocuklarımızla nasıl etkileşim kuracağımız konusunda bir tavsiye verebilir misiniz?

that's a that's like maybe beyond the scope of  this video I don't know if you're if you're if  

bu videonun  böyle olup olmadığını bilmiyorum eğer

this is like uh family counseling advice uh you're  looking for uh but yeah I mean every every family  

bu aradığınız aile danışmanlığı tavsiyesi gibi bir şey uh  ama evet demek istediğim her aile

you know my wife and I will argue about stuff  sometimes or my kids will do stuff I just try  

karımı bilirsiniz ve ben bazen bir şeyler hakkında tartışırız veya çocuklarım öyle şeyler yapacak ki

to be kind and patient with them and help them  understand that's really all I can do interesting  

onlara karşı nazik ve sabırlı olmaya çalışıyorum ve anlamalarına yardımcı oluyorum gerçekten tek yapabileceğim bu ilginç

and understanding is about 80 of fluency  listening and understanding is about 80 of fluency  

ve anlamak akıcılığın yaklaşık 80'idir dinleme ve anlamak akıcılığın yaklaşık 80'idir

well you can people will argue with me about this  and they will say well you mean you still have to  

peki insanlar benimle bu konuda tartışabilir bu ve onlar yine de

get out and use the language it's like well yeah  but you you would be able to use the language uh  

dışarı çıkıp dili kullanmak zorunda olduğunuzu kastediyorsunuz, yani bu iyi evet ama siz dili kullanabileceksiniz uh

if you understood it well enough you feel you  would feel confident about using the language  

yeterince iyi anladıysanız dili kullanma konusunda kendinize güven duyacağınızı hissediyorsunuz

and then you don't have to worry about like  practicing it again and again it's understanding  

ve o zaman tekrar tekrar pratik yapma konusunda endişelenmenize gerek yok,

something so well that you can get out and and  talk about it now if I know nothing about how  

bir şeyi o kadar iyi anlıyorsunuz ki, dilleri nasıl öğreneceğim konusunda hiçbir şey bilmiyorsam,

to learn languages I can't give this video but I  understand language learning so well that I could  

bu videoyu veremem ama anlıyorum o kadar iyi dil öğreniyorum ki

give this video I could talk about this all day so  things that I don't know well I can't speak about  

bu videoyu verebilirim  bütün gün bunun hakkında konuşabilirim, yani iyi bilmediğim şeyler hakkında konuşamam

or I can't speak about them well I can kind of  talk about things but if you ask me to talk about  

veya onlar hakkında iyi konuşamam bazı şeyler hakkında  konuşabilirim ama eğer benden

uh nuclear physics for example I can't speak about  that because I don't know much about it I don't  

nükleer fizik hakkında konuşmamı istiyorsunuz örneğin bunun hakkında konuşamam çünkü onun hakkında pek bir şey bilmiyorum

understand it very well so of course I can't say  anything I might be able to have a conversation  

çok iyi anlamıyorum bu yüzden elbette sahip olabileceğim hiçbir şey söyleyemem bir konuşma

and learn something but it would be difficult for  me to talk about that and it's even talking in my  

ve bir şeyler öğrenmek ama bunun hakkında konuşmak benim için zor olurdu ve bu benim ana dilimde bile konuşuyor

native language all right is this called input  yeah comprehensible input so I want to make it  

tamam mı buna girdi denir evet anlaşılır girdi bu yüzden açıklığa kavuşturmak istiyorum

clear so uh another thing so when I was at the  park and I discovered this I wanted to make sure  

başka bir şey yani ben okuldayken park ve ben bunu keşfettim

this was not just some crazy idea and I this is  where I found Dr Stephen crashen who has the same  

bunun çılgınca bir fikir olmadığından emin olmak istedim ve ben burada

uh the same idea about this because this is how  we all learn our native language this is something  

bu konuda aynı   uh aynı fikre sahip olan Dr.

parents do automatically when they're teaching  their children because you can't use translations  

ebeveynler çocuklarına öğretirken otomatik olarak yapar çünkü çevirileri kullanamazsınız

when you teach your children you can't give them  anything to read and write the only thing you can  

çocuklarınıza okuma yazma öğretirken onlara hiçbir şey veremezsiniz   yapabileceğiniz tek şey

do is make the language understandable so doctors  crash and figure that out I figured that out lots  

dili anlaşılır kılmaktır, böylece doktorlar çarpar ve anlar Anladım ki pek çok

of people have figured that out but the difference  is Dr crash is a linguist and he didn't really  

kişi bunu anladı, ancak fark şu ki, Dr. Crash bir dilbilimci ve

make lessons about how to help people do this he's  more teaching teachers about how to actually uh be  

insanlara bunu yapmaları için nasıl yardım edileceği konusunda gerçekten dersler vermiyor, o daha çok öğretmenlere nasıl gerçekten

good teachers how to help kids learn things and  this is why he called this the biggest secret in  

iyi öğretmenler olunacağını öğretiyor. çocukların bir şeyler öğrenmesine yardımcı olur ve bu nedenle bunu dil öğrenimindeki en büyük sır olarak adlandırdı,

language learning the best kept secret in language  learning because most people are just trying to  

dil öğreniminde en iyi saklanan sır çünkü çoğu insan

give you a translation or a definition rather than  help you understand like a native now most people  

sizin bir yerli gibi anlamanıza yardımcı olmaktan çok   size bir çeviri veya tanım vermeye çalışıyor, artık çoğu insan

are in school maybe they have to learn language uh  you know learn English or whatever for some kind  

okulda belki dil öğrenmeleri gerekir uh bilirsiniz İngilizce öğrenin veya bir tür test için her neyse

of test but in in actual everyday conversation uh  this is how you learn so you can speak all right  

ama gerçek günlük konuşmada uh bu şekilde öğrenirsiniz, böylece pekala konuşabilirsiniz

let's see so learn something through a second  language yes that's another good example have  

görelim, ikinci bir dil aracılığıyla bir şeyler öğrenin evet bu başka iyi örnek   Japonca

you moved to Japan without knowing anything about  Japanese yes when I came to Japan I didn't I  

hakkında hiçbir şey bilmeden Japonya'ya taşındınız evet Japonya'ya geldiğimde hiç

didn't speak any Japanese I could say konnichiwa  but I said it badly I was like konichiwa you know  

Japonca konuşmadım konnichiwa diyebilirdim ama kötü söyledim konichiwa gibiydim bilirsiniz

but now you know it's it's a it's a whole new  world but it's because I understand Japanese  

ama şimdi bunun bu olduğunu biliyorsunuz a bu tamamen yeni bir dünya ama bunun nedeni Japoncayı

like a native speaker I think in Japanese I  understand the language that way and I learn  

anadilim gibi anlıyorum sanırım Japonca dili  bu şekilde anlıyorum ve

new things in Japanese all right so I'm not I'm  not I I sometimes I will review textbooks just  

Japonca   yeni şeyler öğreniyorum tamam bu yüzden değilim ben değilim bazen ders kitaplarını gözden geçireceğim sadece

to see how people are teaching and I'm like why  are they doing this you're just making it more  

insanların nasıl öğrettiklerini görmek için ve ben de bunu neden  yapıyorlar diye düşünüyorum,

confusing for people just help them understand  it like a native and give them lots of examples  

insanlar için daha   kafa karıştırıcı hale getiriyorsunuz sadece bir yerli gibi anlamalarına yardımcı olun ve onlara birçok örnek verin   sorun değil,

that's it all right that's that's the whole Magic  and it's so easy it's you can forget about uh  

bütün Sihir bu ve bu o kadar kolay ki uh   Amerika

needing to get a plane ticket to the United States  or living in Canada or whatever all you need to  

Birleşik Devletleri'ne uçak bileti almanız gerektiğini veya Kanada'da yaşamayı veya yapmanız gereken her neyse

do is understand like a native now if uh I'm gonna  like lose my voice if I keep talking I get excited  

şimdi bir yerli gibi anlayın, eğer devam edersem sesimi kaybetmek isterim konuşurken heyecanlanıyorum

I could talk about this all day but I want to make  sure I get uh uh let's see could you please give  

Bütün gün bunun hakkında konuşabilirim ama emin olmak istiyorum  uh uh haydi bakalım lütfen

us an advice on how to okay so I watched some  of your videos before an English interview to  

bize nasıl tamamlayacağımız konusunda bir tavsiyede bulunun bu yüzden İngilizce mülakattan önce kendimi

feel more prepared and fluent and it worked it  was a while ago fantastic it's amazing I like I  

daha hazırlıklı hissetmek için bazı videolarınızı izledim ve akıcı ve işe yaradı bir süre önceydi harika harika harika beğendim ben

I started teaching on YouTube because I wanted to  help more people learn even if I can't physically  

fiziksel olarak orada olamasam bile daha fazla kişinin öğrenmesine yardımcı olmak istediğim için YouTube'da öğretmenlik yapmaya başladım, bu

be there so I don't have a like a school or  anything that I teach people personally anymore  

yüzden okulum gibi bir şeyim yok  Artık

other than my family or just some random people  I meet but I really like helping people learn and  

ailem veya rastgele tanıştığım bazı kişiler  dışında kişilere kişisel olarak öğretiyorum ama insanların öğrenmesine yardımcı olmayı gerçekten seviyorum ve   bu

that's why I do this but the important thing is I  don't need to be there with you for you to improve  

yüzden bunu yapıyorum ama önemli olan gelişmeniz için yanınızda olmam gerekmiyor

I can make lessons that are understandable and  then give you lots of review so that like that  

Yapabilirim anlaşılır dersler yapın ve ardından size bolca inceleme verin, böylece arkanıza

is the practice you just sit back and relax  and practice and improve automatically so when  

yaslanıp gevşeyip pratik yapın ve otomatik olarak geliştirin, böylece

you get into a conversation you feel much more  uh excited and and eager to improve all right  

bir sohbete girdiğinizde çok daha heyecanlı ve gelişmek için istekli hissedersiniz.

so you don't have to feel nervous the whole  point is to feel uh feel confident because you  

yani gergin hissetmenize gerek yok asıl mesele kendinize güvenmek çünkü

understand the language so well all right now  let's see how to easily memorize uh vocabulary  

dili çok iyi anlıyorsunuz şimdi  hadi kelime dağarcığını kolayca nasıl ezberleyeceğimizi görelim

whether passive vocabulary or Advanced  vocabulary so those are two different things  

pasif kelime bilgisi veya Gelişmiş kelime bilgisi, yani bunlar iki farklı şeydir

um this is how you this is how you understand  vocabulary so the more you understand vocabulary  

um bu kelime dağarcığını bu şekilde anlıyorsun yani bir yerli gibi kelime dağarcığını ne kadar çok anlarsan

like a native the easier to remember it becomes  now I have a an actual program about how to  

hatırlaması o kadar kolay oluyor şimdi sana herhangi bir İngilizce kelimeyi nasıl  hatırlayacağına dair gerçek bir programım var

remember any English word that teaches you to  think more like a native it's a faster approach  

yaklaşım

but obviously this is like this is the number  one thing so everybody wants fast results but  

ama açıkçası bu bir numaralı şey, yani herkes hızlı sonuçlar istiyor ama

if you can combine those two things basically  learning like a native and doing this technique  

bu iki şeyi temel olarak anadili gibi öğrenerek ve bu tekniği uygulayarak birleştirebilirseniz

it will help you improve your listening  and your memory and your fluency obviously  

dinlemenizi , hafızanızı ve akıcılığınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır

yes Carlos that is my problem I watched your  figure but how how to know about your live lesson  

evet Carlos bu benim sorunum figürünüzü izledim ama canlı dersinizi nasıl bilebilirim

um so I I don't have like a regular schedule for  live videos I haven't made a video on YouTube in  

um yani canlı videolar için düzenli bir programım yok Bir süredir YouTube'da video çekmedim

a while they're kind of uh it's a pain for me to  make them but I like doing live videos because I  

onlar biraz ah bu bunları yapmak benim için üzgün ama canlı videolar yapmayı seviyorum çünkü

can just come on and talk with people and  explain things but most of my most of my  

gelip insanlarla konuşabiliyorum ve bir şeyler açıklayabiliyorum ancak derslerimin çoğu

lessons are it's basically the same lesson is the  fluency breakthrough so I'm talking about how to  

temelde aynı ders akıcılık atılımı, bu yüzden bahsediyorum nasıl

understand like a native so you speak like one and  so as you do this as you start getting more and  

bir yerli gibi anlayabilirsin yani bir yerli gibi konuşabilirsin ve bunu yaptıkça daha fazla   bir

more examples of something you start thinking like  a native automatically so someone's just asking  

şeye ilişkin   daha fazla örnek almaya başladıkça otomatik olarak  bir yerli gibi düşünmeye başlarsın, yani birisi soruyor   ben

how do I think more like a native that's how you  do it so this this process of understanding like  

nasıl daha çok yerli gibi düşünürüm, sen böyle yaparsın  yani bu anlama süreci

a leg a native it solves every problem that you  have about how to learn all right it improves your  

bir yerli gibi   nasıl öğreneceğiniz  ile ilgili tüm sorunları çözer   dil bilginizi geliştirir

grammar your pronunciation your listening your  confidence everything and so you start thinking  

telaffuzunuz   dinleme güveniniz  her şey ve böylece tıpkı

more like a native just like when I when I was  in that conversation with my accountant and she  

benim ne zaman yaptığım gibi   daha çok bir yerli gibi düşünmeye başlarsınız Muhasebecimle o görüşmedeydim ve

said like what about like the head of uh of like  September or whatever and I was like it took me  

eylül ya da her neyse onun başı gibi dedi ve

a second to think about it I was like what it's  like ah I understand what she's saying because  

bunu düşünmem bir saniyemi aldı sanki bu nasıl bir şey gibiydim ah ne dediğini anlıyorum çünkü

the word atama in Japanese is like the same head  like this head and also the top of like the month  

Japonca'da atama kelimesi aynı kafa gibidir bu baş gibi ve ayrıca ayın tepesi gibi

you can talk about like the head or the top of  something like that so it was a new usage but  

bunun gibi bir şeyin başı veya tepesi gibi konuşabilirsiniz bu yüzden yeni bir kullanımdı ama

its strengthened my ability and it helped me  think more like a Japanese person ah so that's  

yeteneğimi güçlendirdi ve bana yardımcı oldu daha çok bir Japon gibi düşün ah yani

how Japanese people think about that vocabulary  all right so how can I speak fast English and  

Japonlar bu kelime dağarcığı hakkında böyle düşünüyor pekala peki nasıl hızlı İngilizce ve

sentences uh and that comes to my mind again if  you don't feel confident about the vocabulary  

cümleler konuşabilirim uh ve bu yine aklıma geliyor  eğer  kelime dağarcığı konusunda kendinize güvenmiyorsanız

it just means you don't know it very well the  more you know it the more you can use it without  

bu sadece anlamadığınız anlamına gelir çok iyi biliyorum ne kadar çok bilirsen o kadar çok düşünmeden kullanabilirsin

thinking the more you think like a native the more  you speak like one all right so who would like who  

ne kadar yerli gibi düşünürsen o kadar yerli gibi konuşursun pekala kim ister ki kim

would like me to like personally show you how to  do this whenever you like so just let me know yes  

beğenmemi ister sana nasıl yapılacağını göstermemi ister ne zaman istersen bu yüzden bana haber ver evet

like if you if you would like me to come to your  house and work with you every day and like teach  

her gün evinize gelip sizinle çalışmamı ve ilgilendiğiniz

you a little bit more like this for the things  that you are interested in if you are interested  

şeyler için size bunun gibi biraz daha öğretmemi isterseniz beğenin

in that let me know just just let me know yes like  if you would like me you're you're you wake up in  

ilgilendiğim   bana bildirin sadece bana bildirin sadece evet gibi benden hoşlanıyorsanız sizsiniz

the middle of the night it's like four o'clock  in the morning and you think I want to learn  

gecenin bir yarısı uyanıyorsunuz sabahın dördü gibi ve benim biraz öğrenmek istediğimi düşünüyorsunuz

some English Drew please teach me about this if  you would like that let me know all right I'll go  

English Drew lütfen bana bunu öğretin isterseniz bunu bana bildirin pekala

back and answer some more of these questions all  right it's hard to learn without moving to another  

geri dönüp bu sorulardan bazılarına daha cevap vereceğim tamam mı sadece

country of people who only talks in English but  thank you and the internet for improving a little  

İngilizce konuşan insanların olduğu başka bir ülkeye taşınmadan öğrenmek zor ama teşekkürler ve interneti

more every day yeah it's you don't need to be in  an English-speaking country to get people around  

her gün biraz   daha fazla geliştirmek için evet, çevrenizdeki   insanları bir araya getirmek

you or to to get input from lots of people yes the  internet makes that very easy you just do it in  

veya birçok kişiden bilgi almak için  İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok evet internet bunu çok kolaylaştırıyor, siz yeter ki yapın

a systematic way making sure that you're getting  lots of input around that specific kind of thing  

sistematik bir şekilde, belirli bir türde çok fazla girdi aldığınızdan emin olarak   tamam,

all right so let's see so it's okay uh I hear  you often speaking while driving I downloaded  

o halde bir bakalım, sorun yok uh sık sık araba kullanırken konuştuğunuzu duyuyorum

all your podcasts and MP3 format great yeah so  the more you're listening and and not even just  

tüm podcast'lerinizi ve MP3 formatınızı indirdim harika evet, o kadar çok siz Dinliyorum ve

to me like for my lessons I have lots of different  native speakers so you get to hear their different  

derslerimde olduğu gibi sadece beni bile değil Birçok farklı anadili var bu yüzden onların farklı

voices different ways they speak uh uh let's  see I see you from Merida thanks for your live  

seslerini farklı konuşma şekillerini duyabiliyorsunuz uh uh haydi bakalım Merida'dan görüşürüz canlı yayınınız için teşekkürler

streaming oh very well yeah glad to hear yeah so  the more the more you're getting uh the input and  

oh çok iyi evet, evet, bunu duyduğuma sevindim, ne kadar çok girdi alırsanız ve

if you could get that every day if I could teach  you like this like every day we could focus on a  

bunu her gün alabilirseniz, size  her gün bu şekilde  öğretebilseydim

new conversation or some new vocabulary and help  you review it get that naturally varied review  

yeni bir sohbete veya yeni bir kelime dağarcığına odaklanabilir ve incelemenize  yardımcı olabiliriz doğal olarak çeşitli incelemeler elde edin

you would think more like a native you would speak  like one now if you still think you need anything  

daha çok bir yerli gibi düşünürsünüz şu anda  bir şeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız

else let me know I'd love to answer that question  for you but ideally you just need this that's

başka bir şeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız  bana bildirin  bu soruyu sizin için yanıtlamak  isterim  ancak ideal olarak buna ihtiyacınız var, o yüzden

so let's see here a very good question what  can help the most reading or listening it's  

görelim işte çok güzel bir soru en çok okumaya veya dinlemeye ne yardımcı olabilir  bu  bir şeyi anlamakla ilgili

not it's not about reading or listening or or  watching it's about understanding something if  

değil  bir şeyi

you understand something better by reading it then  great the point is just to get make sure you get  

okuyarak daha iyi anlıyorsanız o zaman harika olan nokta sadece bunu anladığınızdan emin olmaktır

that uh get the understanding and this is why like  when you're when you like listen to something so  

uh anlayışı anlayın ve bu yüzden, örneğin bir şey dinlemek istediğinizde

I or I just watch a TV show like I'm watching my  Japanese uh my some Japanese kids show on TV with  

ben veya ben bir TV programı izlerim, kızlarımla birlikte TV'de kendi Japoncam uh benim bazı Japon çocuklarımın programını izliyorum

my daughters and I hear something so the first  thing I got my ear right here I hear something  

ve bir şeyler duyuyorum Kulağımı aldığım ilk şey tam burada bir şey duyuyorum

and I don't quite understand it maybe it's a new  word um and I don't quite hear it but as soon as I  

ve tam olarak anlamıyorum belki bu yeni bir kelime um ve tam olarak duymuyorum ama okuduğum anda

read it I think ah okay I understand exactly what  they're saying so here is an example where reading  

ah tamam düşünüyorum tam olarak ne olduklarını anlıyorum Yani, işte okumanın   duymaktan

it's not it's not like better than  hearing but the two work together  

daha iyi olmadığı  bir örnek ama ikisi birlikte çalışır

all right and so you want to hear you want to read  you want to listen you want to watch you want to  

tamam ve yani duymak istiyorsun okumak istiyorsun dinlemek istiyorsun izlemek istiyorsun

even try maybe teaching something to someone  else that shows you really understand it but  

izlemek istiyorsun   hatta belki öğretmeyi dene başkası için gerçekten anladığınızı gösteren bir şey ama

this is again it's not about like one skill or one  activity you actually do all of these so when you  

bu yine tek bir beceri veya tek bir etkinlik ile ilgili değil, aslında tüm bunları yaptığınızda

learn with me you're going to do a little bit of  reading some writing some listening some speaking  

benimle öğrendiğinde biraz okuma biraz yazma biraz dinleme yapacaksınız biraz konuşma

actually maybe no speaking really but uh the the  watching and the listening all of those things are  

aslında belki hiç konuşmadan ama uh izlemek ve dinlemek  tüm bu şeyler

going to come together to help you build fluency  automatically all right all right let's see if  

bir araya gelerek akıcılık oluşturmanıza yardımcı olacak otomatik olarak pekala pekala bakalım bakalım   mesele

we go the point is you stop translating in your  head and just start to absorb the conversation  

kafanızda çeviri yapmayı bırakmanız ve sadece sohbeti özümsemeye başla

yes so that basically that's it so when  you're when you learn this way you're  

evet yani temelde bu kadar bu şekilde  öğrendiğinde

you're yes you're naturally absorbing the  language the same way native does even if  

evetsin  doğal olarak dili  aynı şekilde özümsersin

you don't speak okay you don't speak you don't  need to speak you're just getting the input as  

konuşmasan bile tamam konuşmazsın konuşmana gerek yok konuşmana gerek yok sadece girdiyi alıyorsun bu

you feel more and more confident about it you  think wow I really understand you know what uh  

konuda kendine gitgide daha çok güveniyorsun vay canına gerçekten anlıyorum

what the person is saying and now I could  use that too I feel confident about using  

kişinin ne dediğini biliyorsun ve şimdi bunu da kullanabilirim hissediyorum

something all right so I asked uh if people  would like to have me right there with them

bir şeyi doğru kullanma konusunda kendime güveniyorum, bu yüzden insanların benim yanlarında olmamı isteyip istemediklerini sordum

and actually going through like helping them  understand like thousands thousands of words  

ve aslında binlerce kelimeyi

and expressions uh Proverbs slang phrasal  verbs all of these different things and  

ve ifadeyi anlamalarına yardımcı olmak gibi ah Atasözleri argo öbek fiiller tüm bu farklı şeyler ve

actually going through and helping you number one  so understanding it ligonated and then number two  

gerçekten geçmek ve size yardımcı olmak için bir numara, yani bağlayarak anlamak ve sonra ikinci olarak,

we're going to give you lots and lots and lots  of examples in different ways that naturally  

size farklı şekillerde çok, çok ve çok sayıda örnek vereceğiz, doğal olarak

varied reviews so you get fluent automatically  now if you would like to do this you don't need  

farklı incelemeler böylece otomatik olarak akıcı hale gelirsiniz şimdi bunu yapmak istiyorsanız bunu yapmazsınız' bunu

me there physically to do that you just need the  information okay so you don't need to be living at  

yapmak için fiziksel olarak orada bana ihtiyacın yok sadece bilgiye ihtiyacın var tamam bu yüzden

my house you don't need to be with me 24 hours  a day you just need to get that input whenever  

benim evimde yaşamana gerek yok günde 24 saat benimle olmana gerek yok ne zaman uygun olursa o girdiyi alman yeterli

it's convenient for you so maybe on the uh like  in the car some people listen to things or they  

yani belki arabada bazı insanlar bir şeyler dinler ya da

like to watch you know at night or something what  I do is I help you learn English like a native and  

izlemekten hoşlanırlar bilirsiniz geceleri filan benim yaptığım şey İngilizceyi ana diliniz gibi öğrenmenize ve

help you understand it like a native wherever  you are without you needing to speak without  

nerede olursanız olun İngilizceyi ana diliniz gibi anlamanıza yardımcı olmak

you needing a practice partner you automatically  get fluent guaranteed if you just follow this you  

don't need to live in an English-speaking country  you don't need a practice partner you don't need  

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak zorunda değilsiniz bir pratik partnerine ihtiyacınız yok

to go traveling around or find people or do a  lot of speaking practice on your own it's just  

seyahat etmek için   ihtiyacınız yok. veya insanları bulun veya kendi başınıza çok sayıda konuşma pratiği yapın, bu sadece

making sure you really really understand like a  native because when you feel confident because  

bir yerli gibi gerçekten anladığınızdan emin olmaktır, çünkü     anladığınız için kendinizi güvende hissettiğinizde, o

you understand that's when you speak okay speaking  is the result of language learning it's not how  

zaman anlıyorsunuz tamam konuşmak dil öğrenmenin sonucudur, bu anlama şeklinize

you get to fluency all right speaking is like it's  like the last part when you really feel confident  

ulaşmaz akıcılık pekala konuşma sanki ne kullandığın konusunda kendine gerçekten güven duyduğun son kısım gibi pekala peki öyleyse

about what you're using all right all right so if  let's say I think we have some people who would  

diyelim ki aramızda bunu yapmak isteyen bazı kişiler var

like to be do that do you think uh reading aloud  improves fluency speaking what do you recommend to  

sizce sesli okuma gelişir mi akıcı konuşma

improve speaking the points okay uh so yeah sure  reading reading aloud can help it's just another  

noktaları konuşmayı geliştirmek için ne önerirsiniz tamam uh yani evet eminim yüksek sesle okumak yardımcı olabilir bu sadece başka bir

it's another way of of getting that review but  the the point is if you don't really understand  

inceleme almanın başka bir yoludur ama asıl mesele şu ki eğer

something first then saying it over and over  won't help you understand it understanding  

bir şeyi gerçekten anlamadıysanız   önce bir şeyi sonra tekrar söyleyin ve tekrar anlamanıza yardımcı olmaz anlamak  bir

doesn't come from repeating things again and again  it comes from understanding you need that that aha  

şeyleri tekrar tekrar tekrarlamaktan gelmez o aha  an'a ihtiyacınız olduğunu anlamaktan gelir, ne dediklerini

moment like ah I understand what they're saying  I understand what they mean all right if I just  

anlıyorum  ne demek istediklerini anlıyorum pekâlâ

start speaking some Japanese like you could repeat  after me but you wouldn't get fluent in Japanese  

başlasam pekala senin gibi biraz Japonca konuşarak benden sonra tekrar edebilirsin ama Japonca'da akıcı olmazsın

I still remember the exercise he wants to propose  a practice speaking it was about a pen talking  

Onun önermek  istediği alıştırmayı hala hatırlıyorum bir kalemle ilgiliydi   bir

about a pen it works yeah so you can use like the  again if you understand things you're using your  

kalemden bahsediyordu   işe yarıyor evet bu yüzden tekrar  gibi kullanabilirsiniz eğer bazı şeyleri anlıyorsun

your ability to speak the goal is to speak but I'm  saying you don't have to start there and if you  

konuşma yeteneğini kullanıyorsun, amaç konuşmaktır ama ben oradan başlamak zorunda olmadığını söylüyorum ve

don't start there that's great because you don't  feel nervous and you don't need a practice partner  

oradan başlamazsan bu harika çünkü gergin hissetmiyorsun ve yapmıyorsun 'bir alıştırma partnerine ihtiyacınız var

you really just need a lot of the input that's  really the thing that most people are missing  

gerçekten çok fazla girdiye ihtiyacınız var  bu gerçekten çoğu insanın kaçırdığı şey

and all the people watching this like you  probably know a lot of vocabulary already  

ve bunu izleyen sizin gibi tüm insanlar muhtemelen zaten çok fazla kelime bilgisi biliyor

you can understand what I'm saying but you're  just not at that level where you can really  

ne dediğimi anlayabilirsiniz ama siz'

feel confident expressing yourself because you  don't really know it like a native does but the  

kendini ifade ederken gerçekten kendine güvenebileceğin bir seviyede değilsin çünkü bunu bir yerlinin bildiği gibi gerçekten bilmiyorsun ama ne

more you review the more you actually get fluent  all right all right let's see here the aha moment  

kadar çok incelersen o kadar akıcı konuşabiliyorsun tamam tamam hadi burada aha anı görelim   evet

yes all right I live in a Spanish uh country  but I create my artificial English context yep  

tamam İspanya'da bir ülkede yaşıyorum ama kendi yapay İngilizce bağlamımı oluşturuyorum evet

so that's something people do I live every day in  English I don't feel like studying I'm just living  

yani bu insanların yaptığı bir şey her gün İngilizce yaşadım.

in English and that's powerful yep so it's just  another way of saying understanding like a native

bir anadil gibi anlamak

so if you would like to do this if  you would like to actually have me  

yani bunu yapmak istersen

take you through this I have a  program called fluent for life

seni gerçekten bu konudan geçirmemi istersen hayat için akıcı adlı bir programım var

and it is for people

ve bu,

thank you

who know a lot of English but still can't  speak the way they would like to and you can  

çok fazla İngilizce bilen ama hala yapamayan insanlara teşekkür ederim' t onların istediği şekilde konuşabilir ve açıklamaya bir bağlantı koyduğumda, açıklamadaki

learn more about it by clicking on the link in the  description once I put a link in the description  

bağlantıya tıklayarak bu konuda  daha fazla bilgi edinebilirsiniz

or you can just go back to englishanyone.com and  you'll find a link to for fluent for Life there  

veya englishanyone.com'a geri dönebilir ve için bir bağlantı bulacaksınız oradaki Yaşam için akıcı

but if you'd like to learn more about the program  you can do that very simply it's just helping you  

ancak program hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız bunu çok basit bir şekilde yapabilirsiniz; bu, önemsediğiniz

understand like a native about the things that  you care about so if you want to learn about  

şeyleri bir yerli gibi anlamanıza yardımcı olur; bu nedenle,

business English or about relationships or pets  or you know fixing cars you know whatever your  

iş İngilizcesi veya ilişkiler hakkında öğrenmek istiyorsanız veya evcil hayvanlar veya araba tamir etmeyi bilirsiniz   özel ilgi alanınız ne olursa olsun

particular interest is this is what we do in  fluent for life so it just helps you understand  

bu bizim yaşam boyunca  akıcı bir şekilde yaptığımız şeydir, bu nedenle bu,

like a native automatically so you become a  fluent speaker guarantee if you'd like to learn  

bir anadil gibi   otomatik olarak anlamanıza yardımcı olur, böylece akıcı bir konuşmacı olursunuz.

more about that you can click on link and if you  have any questions about that I can hang around  

bağlantıya tıklayabilir ve bununla ilgili herhangi bir sorunuz varsa

for a while uh and uh and answer some of those all  right so let's see I take notes of everything I do  

bir süre takılabilirim  uh ve uh ve bazılarını yanıtlayabilirim tamam öyleyse görelim

in my daily routine in English it's another  thing what's your opinion on Duolingo now I  

günlük rutinimde yaptığım her şeyi İngilizce olarak not alıyorum bu başka bir şey sizin ne şu anda Duolingo hakkında görüş

don't know much about Duolingo I've never used it  personally but the idea of it is like translating  

Duolingo hakkında pek bir şey bilmiyorum  kişisel olarak hiç kullanmadım ama fikri tercüme etmek gibi

isn't it it's like Duolingo why would you want to  use one language to learn another language I don't  

Duolingo gibi değil mi neden bir dili başka bir dil öğrenmek için kullanmak isteyesiniz ki istemiyorum

understand how that works now if I'm incorrect  about that that's fine uh but I I don't know much  

bunun nasıl çalıştığını şimdi anlıyorum, eğer bu konuda yanılıyorsam, sorun değil, ama ben

about Duolingo I never used Duolingo I know they  their marketing is good you know they're they're  

Duolingo hakkında fazla bir şey bilmiyorum, Duolingo'yu hiç kullanmadım, biliyorum pazarlamaları iyi, bilirsiniz  onlar

around places they got a whole bunch of funding  from Google I know that uh but in if if they are  

etrafta bir sürü yer var Google'dan sağlanan finansmanın biliyorum ama eğer

learning uh or helping you learn English through  your native language by translating then they're  

öğreniyorlarsa veya ana dilinizde çeviri yaparak İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorlarsa, o zaman

probably hurting your progress there might be some  people who get fluent using that they've got a lot  

muhtemelen ilerlemenize zarar veriyorlar; pek çok

of people using their system I think um but I  mean the only guaranteed way to get fluent is  

insan kendi sistemlerini kullanıyor sanırım um ama akıcı konuşmanın tek garantili yolu

just understanding like a native and that's very  easy to do so that's what I do all right let's  

sadece bir yerli gibi anlamak ve bunu yapmak çok  kolay bu yüzden ben öyle yapıyorum tamam bakalım

see here that's funny sometimes I forget some word  in my native language but I can say it in English  

burada  bu komik bazen bazı sözcükleri unutuyorum anadilim ama İngilizce olarak söyleyebilirim   bu

that happens with you yeah I forget English words  sometimes it happens uh I like your English it's  

sizde oluyor evet İngilizce kelimeleri unutuyorum bazen oluyor uh İngilizcenizi seviyorum

very clear and easy to understand with you I can  learn more English yep so if you would like to  

çok açık ve sizinle anlaşılması kolay İngilizce daha fazla öğrenebilirim evet bu yüzden daha

learn more before my my clear voice dies on me uh  this is where you can get me all the time anytime  

önce   daha fazla öğrenmek isterseniz net sesim üzerimde ölüyor uh burası beni her zaman istediğin zaman   bulabileceğin yer

you like and I will get you fluent automatically  so you don't need to have me there physically with  

ve ben seni otomatik olarak akıcı hale getireceğim böylece fiziksel olarak orada olmama gerek

you but you can have me like this explaining  things and helping you understand the language  

ama bazı şeyleri bu şekilde açıklamamı  sağlayabilirsin ve dili anadiliniz gibi anlamanıza yardımcı olmak için

like a native so you speak black mom all right  well it looks like uh I have a huge problem with  

siyahi anneyle iyi konuşun görünüşe göre makalelerle ilgili büyük bir sorunum var

articles I have no idea how to use them yep we  cover articles in fluent for life and again if you  

onları nasıl kullanacağım hakkında hiçbir fikrim yok evet makaleleri ömür boyu akıcı bir şekilde ele alıyoruz ve yine  eğer

don't understand them like a native then you won't  use them like a native so we help you understand  

yapmazsanız ' onları ana diliniz gibi anlamazsanız, onları ana diliniz gibi kullanmazsınız bu yüzden

them like a native I don't believe that it is  good to use my language to learn other language  

onları ana diliniz gibi anlamanıza yardımcı oluruz Başka bir dil öğrenmek için benim dilimi kullanmanın iyi olduğuna inanmıyorum

yes so you should not be doing that that was what  I began with at the beginning of this video I will  

evet bu yüzden bunu yapmamalısınız bu videonun başında bununla başlamıştım

make this video live so people can go back and  watch it but the uh the main point is that if  

bu videoyu canlı yayınlayacağım böylece insanlar geri dönüp izleyebilir ama asıl mesele şu ki

you're learning through your native language so if  you're learning English through Chinese or you're  

anadilinizde öğreniyorsanız, yani İngilizce öğreniyorsanız Çince aracılığıyla veya

learning English through Japanese or something  like that you were hurting yourself you were  

Japonca aracılığıyla İngilizce öğreniyorsunuz veya bunun gibi bir şeyle kendinizi incitiyordunuz

learning the language but you're not learning to  speak all right that's the difference so if you  

dili öğreniyordunuz ama konuşmayı öğrenmiyorsunuz tamam fark bu yani

really want to become a really good speaker you  have to understand the language like a native  

gerçekten çok iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız bunu yapmalısınız dili ana diliniz gibi anlayın

you have to learn it all in English get that  naturally varied review the naturally varied  

hepsini İngilizce olarak öğrenmelisiniz doğal olarak çeşitli incelemeler elde edin doğal olarak çeşitli

review is so important and you will really not  find that anywhere on YouTube because people are  

incelemeler çok önemlidir ve bunu YouTube'da hiçbir yerde bulamazsınız çünkü insanlar

always trying to give you new information  here's 10 new words to learn uh about you  

size her zaman yeni bilgiler vermeye çalışıyor işte 10 yeni kelime senin hakkında bir şeyler öğrenmek için  her

know whatever and it's like okay great I learned  some new words but I can't use them all right it  

neyse biliyorum ve tamam harika bazı yeni kelimeler öğrendim ama onları kullanamıyorum hiç bir

doesn't make any sense all right all right let's  see here uh so I appreciate you ever I can't see  

anlam ifade etmiyor

the link you're talking about yes I don't I'm  just started this live video and I thought I  

bahsettiğiniz bağlantıya bakın evet bilmiyorum bu canlı videoyu yeni başlattım ve

could put a link in here but I don't know how I  can do that but if you just go to English anyone

buraya bir bağlantı koyabileceğimi düşündüm ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum ama İngilizce'ye giderseniz

English any I'm gonna have to  write clearly oh no anyone.com  

İngilizce herhangi net bir şekilde yazmam gerekecek oh no kimse.com

and then you will see a link for fluent for  life in the menu up there all right thoughts on  

ve sonra yukarıdaki menüde fluent for life için bir bağlantı göreceksiniz  pekala  gölgeleme üzerine düşünceler

shadowing uh I mean it's like little kids do that  as well it's not like one one specific technique  

uh demek istediğim, bunu küçük çocuklar yapıyor gibi de öyle değil belirli bir teknik

you could use for speaking or something like that  you're repeating after people but it's not it's  

konuşmak veya bunun gibi bir şey için kullanabilirsiniz insanlardan sonra tekrar ediyorsunuz ama   sizi akıcı yapan                   daha                               yapmak

not speaking or repeating after people that gets  you fluent it's understanding that gets you for  

veya insanların ardından tekrar tekrar yapmak değil, şimdi sizi birinci yapan anlamak

one now this should be a really exciting idea for  people because you should think wow I don't need  

bu insanlar için gerçekten heyecan verici bir fikir olmalıdır çünkü vay canına, konuşmaya ihtiyacım yok,

to speak I don't need any embarrassing moments  where I'm going out and trying to find people  

dışarı çıkıp insanları bulmaya çalıştığım

or it's a pain to to locate a practice partner or  schedule a time with someone you don't need any of  

veya bir pratik partneri bulmanın veya bir kişiyle zaman planlamanın acı verici olduğu utanç verici anlara ihtiyacım yok. Bunların hiçbirine   ihtiyacınız yok,

that you just need to understand like a native and  this is what I help you do in fluent for life so I  

sadece bir yerli gibi anlamanız gerekiyor ve bunu yaşam boyu akıcı bir şekilde yapmanıza yardımcı oluyorum, bu nedenle

will put a link up here at some point when I can  figure out how to do that but for starters just  

bir noktada bunu nasıl yapacağımı çözebildiğimde buraya bir bağlantı koyacağım, ancak yeni başlayanlar için sadece

go to fluent for life or go to englishanyone.com  and you can learn more about the program there  

gidin ömür boyu akıcı olmak veya englishanyone.com'a gitmek ve orada program hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz

all right but if you have any questions you can  also send us an email at info English anyone.com  

tamam, ancak herhangi bir sorunuz varsa ayrıca bize info Englishbody.com adresinden bir e-posta gönderebilirsiniz

but if you have been struggling for a long time  like I had you know struggling for over you know  

ancak uzun süredir mücadele ediyorsanız bildiğiniz gibi,

10 15 years to try to learn different languages  once I finally did this the progress very quick  

farklı dilleri öğrenmek için 10 15 yıl uğraştığınızı biliyor muydunuz sonunda bunu yaptığımda ilerleme çok hızlı   bu yüzden

so I'd love to help do the same thing for you  it's really quick you can actually start when  

aynı şeyi sizin için yapmanıza yardımcı olmayı çok isterim gerçekten hızlı gerçekten başlayabileceğiniz zaman

you focus on something you can become fluent  in the conversations that we cover in about 30  

yaklaşık 30 gün içinde ele aldığımız sohbetlerde akıcı hale gelebileceğiniz bir şeye odaklanın

days and so you're getting fluent in all these  different things and very quickly building your  

ve böylece tüm bu farklı şeylerde akıcı hale geliyorsunuz ve genel akıcılığınızı çok hızlı bir şekilde geliştiriyorsunuz, bu

overall fluency all right so maybe add like one  last long time following your YouTube and learn  

nedenle belki YouTube'unuzu uzun süre takip ederek son bir kez ekleyin ve

English from you many English teacher on YouTube  but I'm not really can get it but with you it's  

İngilizce öğrenin   YouTube'daki pek çok İngilizce öğretmeninden İngilizce öğrenin ama ben gerçekten anlayamıyorum ama sizinle

easy to understand getting from Indonesia got it  thank you Mission Drew I need uh speaking for it  

Endonezya'dan almak çok kolay anladınız  teşekkür ederim Mission Drew bunun için konuşmam gerekiyor

I need speaking for advanced level remember  manal you probably have many basic errors in  

ileri seviye için konuşmam gerekiyor hatırlayın  man muhtemelen siz nasıl konuştuğunuzla ilgili birçok temel hatanız var

how you speak but I cover Advanced English Basic  English all of it is covered in fluent for life  

ama ben İleri Düzey İngilizce Temel İngilizce'yi işliyorum bunların hepsi ömür boyu akıcı bir şekilde işleniyor   pekala

all right well I'm glad to see everybody coming  out thank you for joining me today I didn't tell  

herkesin dışarı çıktığını görmekten memnunum bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim

anybody about this live I just wanted to make  it and put it out there for people because I  

bundan kimseye bahsetmedim yaşamak Sadece yapmak istedim ve insanlar için ortaya koydum çünkü

know people every day are still telling me I'm I'm  struggling with my ability to speak so this is it  

biliyorum   insanlar bana her gün hala konuşma yeteneğimle mücadele ettiğimi söylüyor, bu yüzden bu kadar

now you could spend like I don't know a thousand  dollars two thousand dollars or something to  

şimdi bilmiyormuşum gibi harcayabilirsin Amerika Birleşik Devletleri'ne seyahat etmek için bin dolar iki bin dolar falan

travel to the United States or you could spend  a lot less and get fluent for life think about  

ya da çok daha az harcayabilir ve hayatınız boyunca akıcı

it all right have a fantastic day I'm gonna shut  this down and we'll see you guys in the next video

konuşabilirsiniz. sonraki video