1 Million Subscriber Special - Secrets Of The English Fluency Guide

Well, hello there. I am Drew Badger, the English Fluency Guide. In this video, I am a little

Pekala, merhaba. Ben Drew Badger, İngilizce Akıcılık Rehberi. Bu videoda

bit sick and I have a fever, but I thought I would make this video. I know a lot of my

biraz hastayım ve ateşim var ama bu videoyu yapayım dedim. Birçok

learners are looking forward to it. This is my special, even though I'm not... I wish

öğrencimin bunu dört gözle beklediğini biliyorum. Bu benim özelim, olmasam da... Keşke

I was more excited and healthier for this one. I really wanted to get into the studio

bunun için daha heyecanlı ve sağlıklı olsaydım . Gerçekten stüdyoya girip

and make it for everyone. Even when I'm at home and sick, I'm still thinking about my

bunu herkes için yapmak istedim. Evdeyken ve hastayken bile hala

learners and how I can help people. But anyway, this is my 1,000 subscriber, or not 1,000,

öğrencilerimi ve insanlara nasıl yardımcı olabileceğimi düşünüyorum. Ama her neyse, bu benim 1.000 abonem ya da 1.000 değil,

1 million subscriber special, and so I wanted to talk about a whole bunch of things.

1 milyon aboneye özel ve bu yüzden bir sürü şeyden bahsetmek istedim.

I know when I look at these kinds of videos on people's channels, they always seem a little

Biliyorum, insanların kanallarında bu tür videolara baktığımda hep

bit, I don't know, kind of like people aren't so interested in them, so I don't know how

biraz, ne bileyim, insanlar pek ilgilenmiyormuş gibi geliyor, bu yüzden

many people will watch this. But for the people who do, I would like to share a whole bunch

kaç kişinin izleyeceğini bilmiyorum. Bu. Ancak öğrenenler için ,

of great information about how to learn, so this is more about you than it is about me,

nasıl öğrenileceğine dair bir sürü harika bilgi paylaşmak istiyorum, yani bu benden çok sizinle ilgili,

but I know a lot of my subscribers have been following me for a long time, some of them

ancak birçok abonemin beni uzun süredir takip ettiğini biliyorum. zaman, bazıları

many years, in fact, and so it's a great milestone for them, and this is a great thank you to

uzun yıllar aslında ve bu yüzden onlar için harika bir kilometre taşı ve bu onlara da büyük bir teşekkür

them as well. But I do apologize again because, again, I have a fever, so if I'm not thinking

. Ama tekrar özür dilerim çünkü yine ateşim var, bu yüzden

as clearly or speaking as well as I normally do, or if I have to cough or get a drink of

normalde yaptığım kadar net düşünemiyor veya iyi konuşamıyorsam veya öksürmem veya

water or something, I may just have to do that.

su içmem veya başka bir şey yapmam gerekirse, sadece bunu yapmak zorunda

But anyway, this is a video for you, and hopefully I've got some notes written up here as well

Ama her neyse, bu sizin için bir video ve umarım burada da bazı notlar almışımdır,

so I can remember what to talk about, because I can't think straight right now. But anyway,

böylece ne hakkında konuşacağımı hatırlayabilirim, çünkü şu anda doğru düzgün düşünemiyorum. Ama yine de, özellikle bizi bir süredir takip eden insanlar için, bir

kind of starting at the beginning here or the beginning of where the channel was and

nevi buradan başlamak veya kanalın olduğu yerin ve

all the history that we've had, especially for the people who have been following us

sahip olduğumuz tüm tarihin başlangıcından başlamak

for awhile. I think it's been 10 years. That's a really long time. Truth be told, this is

. Sanırım 10 yıl oldu. Bu gerçekten uzun bir zaman. Gerçeği söylemek gerekirse, bu

a really great expression for you, native speakers will use it when they're going to

senin için gerçekten harika bir ifade, anadili İngilizce olanlar bunu

admit something or to confess something, they'll say truth be told and then explain something

bir şeyi itiraf edecekleri veya bir şeyi itiraf edecekleri zaman kullanacaklar, doğruyu söyle diyecekler ve ondan sonra bir şeyler açıklayacaklar

after that. So, truth be told, I never really wanted to or had a plan to be making videos

. Yani, doğruyu söylemek gerekirse, insanlara ilk ders verdiğimde hiçbir zaman gerçekten video çekmeyi istemedim veya böyle bir planım olmadı

when I was first teaching people, so it was never really my plan to get onto YouTube and

, bu yüzden YouTube'a girip

try to make a YouTube channel, and I never had any intention of growing something to

bir YouTube kanalı açmaya çalışmak hiçbir zaman gerçekten planım olmadı ve hiç video çekmedim.

try to be 1 million followers or anything like that.

1 milyon takipçi ya da bunun gibi bir şey olmaya çalışmak için bir şeyler büyütme niyeti .

My goal from the very beginning, because I struggled with languages for so many years

En başından beri hedefim, çünkü yıllarca dillerle mücadele ettim

and I taught so many people who struggled when I was a classroom teacher, that I really

ve sınıf öğretmeniyken mücadele eden o kadar çok insana öğrettim ki, gerçekten

wanted to find the best way to help people learn. So, for many, many years, I've been

insanların öğrenmesine yardımcı olmanın en iyi yolunu bulmak istedim . Yani, uzun yıllardır

thinking about that. I've actually discovered a number of things that I had no idea about

bunu düşünüyorum. Aslında

for both language learning and specifically English language learning. I'm going to share

hem dil öğrenimi hem de özellikle İngilizce öğrenimi için hakkında hiçbir fikrim olmayan birkaç şey keşfettim.

some of those secrets with you, because some people, maybe you have been following me for

Bu sırlardan bazılarını sizinle paylaşacağım çünkü bazı insanlar, belki beni

awhile and you know them already, but this is a great refresher for you and also for

bir süredir takip ediyorsunuz ve onları zaten biliyorsunuzdur, ancak bu hem sizin için hem de

newer people who have just discovered my channel who would like to get a lot of great information

kanalımı yeni keşfeden yeni insanlar için harika bir tazelemedir. Tek bir videoda pek çok harika bilgi edinmek isteyenler

all in one video, this will be the place to get it.

, bu bilgileri edinebilecekleri yer burası olacak .

Before I get into that, again, big thank you to everyone for helping me reach 1 million

O konuya girmeden önce, 1 milyon aboneye ulaşmama yardımcı olan herkese tekrar teşekkür ederim

subscribers. You and everybody watching out there has contributed to that. AN even more

. Siz ve orada izleyen herkes buna katkıda bulundunuz. Bence daha da

important milestone, in my opinion, and this is something I don't really talk about on

önemli bir dönüm noktası ve bu kanalda gerçekten bahsetmediğim bir şey

the channel, is $1 million in sales. I've actually sold over $1 million worth of English

, 1 milyon dolarlık satış. Aslında 1 milyon dolardan fazla değerinde

language learning material. The money really isn't so important to me, it's more about

İngilizce öğrenme materyali sattım. Para benim için o kadar önemli değil, daha çok

how I've actually been able to help people and they have actually not just watched videos

insanlara nasıl gerçekten yardım edebildiğimle ilgili ve aslında YouTube'da sadece video izlemekle kalmayıp

on YouTube, but actually subscribed to my programs, and I hit that milestone a long

programlarıma abone oldular ve ben bu dönüm noktasına uzun

time ago, so I was really proud about that. I didn't make any video about, "Yay, I've

süre ulaştım. önce, bu yüzden bununla gerçekten gurur duydum. "Evet,

got money," or anything, because really I don't have a lot, and really what I'm doing

param var" veya başka bir şey hakkında herhangi bir video yapmadım, çünkü gerçekten çok fazla bir şeyim yok ve gerçekten yaptığım şey,

is putting all that back into helping people learn, so that's why I've still always got

tüm bunları insanların öğrenmesine yardımcı olmak için geri koymak , bu yüzden bu yüzden hala daha

the same clothes on that I've had before. Not physically the same clothes, but I try

önce giydiğim aynı kıyafetleri giyiyorum. Fiziksel olarak aynı kıyafetler değil ama

to keep my life very simple and I put all my energy back into helping people, so I'll

hayatımı çok basit tutmaya çalışıyorum ve tüm enerjimi insanlara yardım etmeye harcıyorum, bu yüzden

be talking a bit more about that on the channel. But I wanted to say thank you specifically

kanalda bundan biraz daha bahsedeceğim. Ama yaptığım

to all the people who have joined specific programs that I've made, and you have made

belirli programlara katılan tüm insanlara özellikle teşekkür etmek istiyorum ve siz

it possible not only for me to do what I love doing, which is to help teach people, but

benim sadece yapmayı sevdiğim şeyi , yani insanlara öğretmeye yardımcı olmayı değil, aynı zamanda

also to invest in the business itself and actually create something that's going to

işin kendisine yatırım yapın ve aslında

help a lot of people and has already helped a lot of people, so thank you very much to

birçok insana yardım edecek ve şimdiden birçok insana yardım etmiş bir şey yaratın, bu yüzden

those people as well we will consider this a 1 million subscriber or $1 million in sales

o insanlara da çok teşekkür ederim, bunu 1 milyon abone veya 1 milyon dolarlık satış

video. It's actually interesting, more people recently have been asking me about how I do

videosu olarak kabul edeceğiz. . Aslında ilginç, son zamanlarda daha fazla insan bana yaptığım şeyi nasıl yaptığımı soruyor

what I do, asking me more about business advice, so I might do more of that.

, iş tavsiyesi hakkında daha çok soru soruyor, bu yüzden daha fazlasını yapabilirim. Dil öğrenen, özellikle İngilizce öğrenen insanlar için

I always find lots of great business examples for people learning languages, learning English

her zaman pek çok harika iş örneği bulurum

specifically, but if you find interesting ways of connecting the dots for thinking about

, ancak

different ways of applying an idea from one thing and using it in something else like

bir fikri bir şeyden uygulamanın farklı yollarını düşünmek ve onu dil öğrenimi gibi başka bir şeyde kullanmak için noktaları birleştirmenin ilginç yollarını bulursanız

language learning, you really get a lot of that from business, because part of it is

, Bunun çoğunu iş hayatından elde edebilirsiniz, çünkü bunun bir kısmı

a struggle and it is a journey in the same way that you're learning a language. Again,

bir mücadeledir ve tıpkı bir dil öğreniyormuşsunuz gibi bir yolculuktur. Yine,

I won't talk too much about that, but again, just a big thank you for everyone who has

bunun hakkında çok fazla konuşmayacağım, ama yine de,

been with me, whether you're new or whether you've been learning with me for awhile and

ister yeni olun, ister bir süredir benimle öğreniyor olun ve

you've shared my videos and you've helped me grow, you've given me great feedback.

benimle paylaştığınız herkese büyük bir teşekkür ederim. videolar ve büyümeme yardımcı oldunuz , bana harika geri bildirimler verdiniz. Yol boyunca keşfettiğim

I want to talk about a lot of the things that I discovered along the way, so this is going

pek çok şey hakkında konuşmak istiyorum , yani bu

to be, we call this a crash course. We're getting a lot of information very quickly.

olacak, buna hızlandırılmış kurs diyoruz. Çok hızlı bir şekilde çok fazla bilgi alıyoruz.

I won't be speaking so fast, but I wanted to put a lot of great information into this

Çok hızlı konuşmayacağım ama bu videoya çok fazla harika bilgi koymak istedim

video so that new people can get caught up, and they will learn a lot of the things that

ki yeni insanlar konuyu takip etsin ve

other people who have been following my channel for awhile have known for awhile and have

kanalımı takip eden diğer insanların öğrendiği birçok şeyi öğrensinler. bir süredir bir süredir biliyorlar ve

already been applying in their learning. So, going back kind of to the beginning of the

öğrenmelerinde zaten uyguluyorlar. Yani, hikayenin biraz başına dönersek

story, I was a classroom teacher and looking for a way to actually do gardening because

, ben bir sınıf öğretmeniydim ve gerçekten bahçecilik yapmanın bir yolunu arıyordum çünkü

that's why I came to Japan initially. I had not, even when I came to Japan, planned on

ilk olarak bu yüzden Japonya'ya geldim. Japonya'ya geldiğimde bile

doing any kind of teaching. I mean, it's what I was doing when I came

herhangi bir öğretmenlik yapmayı planlamamıştım. Yani, buraya geldiğimde yaptığım buydu

here, but that's not the reason I came to Japan. I came here to study gardening, which

ama Japonya'ya gelme sebebim bu değildi . Buraya bahçıvanlık okumaya geldim, öyle

I did, and I've talked about that on previous videos or in previous videos. But when I was

yaptım ve bundan önceki videolarda veya önceki videolarda bahsetmiştim. Ama

thinking about how can I help people in learning the different things that I had discovered

insanların dil öğrenimi hakkında keşfettiğim farklı şeyleri öğrenmelerine nasıl yardımcı olabileceğimi düşünürken

about language learning, because my Japanese was awful and I really didn't know any Japanese

, çünkü Japoncam berbattı ve Japonya'ya geldiğimde gerçekten hiç Japonca bilmiyordum

at all when I came to Japan. I saw all of my students in the classroom were not really

. Sınıftaki tüm öğrencilerimin gerçekten

learning very well, and this wasn't just my classroom because I was a bad teacher, this

çok iyi öğrenmediğini gördüm ve bu sadece benim sınıfım değildi çünkü ben kötü bir öğretmendim, bu

was just everybody. So, teaching in a traditional elementary school here in Japan as well as

sadece herkesti. Yani burada, Japonya'da geleneksel bir ilkokulda ve

junior high school and teaching lots of adults, basically everybody teaches the same way.

ortaokulda öğretmenlik yapmak ve birçok yetişkine ders vermek, temelde herkes aynı şekilde öğretiyor.

These problems are still continuing to this day. And so I decided back then that I would

Bu sorunlar günümüzde de devam etmektedir . Ben de o zamanlar, isterlerse

figure out a way that everyone around the world could actually learn if they wanted

dünyadaki herkesin gerçekten öğrenebileceği bir yol bulmaya karar verdim

to. So, when I had that idea, I thought, "When I create something, I'm going to call it English

. Bu fikre sahip olduğumda, " Bir şey yarattığımda, buna English

Anyone, because anyone can do it." Right now, kind of if you look at the way people are

Herkes diyeceğim, çünkü bunu herkes yapabilir" diye düşündüm. Şu anda, insanların

learning languages, it's still mostly the traditional way. I think I've helped some

dil öğrenme şekline bakarsanız, bu hala çoğunlukla geleneksel yol. Bazı insanlara yardım ettiğimi düşünüyorum

people, but I've got to do a better job of showing people how to learn and making it

, ancak insanlara nasıl öğreneceklerini gösterme ve

easier for people to learn as well. I'll talk more about that in this video, but this is

aynı zamanda insanların öğrenmesini kolaylaştırma konusunda daha iyi bir iş çıkarmalıyım. Bu videoda bunun hakkında daha fazla konuşacağım, ancak bu,

just a little bit of the history about why I got into this.

neden bu işe girdiğimle ilgili tarihin sadece bir kısmı .

My kind of ultimate aim was to make a system that anybody could use to learn. The only

Benim nihai amacım, herkesin öğrenmek için kullanabileceği bir sistem yapmaktı.

thing really that I had available at the time was video, and so that's why I started doing

O zamanlar gerçekten elimde olan tek şey videoydu ve bu yüzden bunu yapmaya başladım

that. I wanted to leverage my time and leverage my energy as well. So, I could teach good

. Zamanımı ve enerjimi de kullanmak istedim. Yani, iyi

classes, but I'd have to do the same thing again and again or students couldn't really

dersler verebilirdim ama aynı şeyi tekrar tekrar yapmak zorunda kalırdım yoksa öğrenciler

review the lessons, but if I could make a video of that thing, then I could put that

dersleri gerçekten gözden geçiremezdi ama eğer o şeyin bir videosunu yapabilirsem, o zaman bunu

online and anyone could learn with it whenever they wanted, and that would help them just

internete koyabilirdim ve herkes istedikleri zaman bununla öğrenebilirler ve bu onların kendilerini geliştirmelerine yardımcı olur

improve and they could go back and review that information, and so it helped me leverage

ve geri dönüp bu bilgileri gözden geçirebilirler ve böylece zamanımdan yararlanmama yardımcı olur

my time. But it still wasn't exactly what I wanted

. Ama yine de tam olarak yapmak istediğim şey değildi

to do, and I'll be getting to that a little bit later in the video. But as I've gone through

ve buna videonun biraz ilerisinde geleceğim. Ama

the years, and I'm always just focusing as a guide, and just to make this clear, there

yıllar geçtikçe ve her zaman sadece bir rehber olarak odaklanıyorum ve bunu açıklığa kavuşturmak için,

are many different reasons why a traditional teacher is different from a guide, but I think

geleneksel bir öğretmenin bir rehberden farklı olmasının birçok farklı nedeni var, ama bence

the most important one is that a guide is really focused on the student and not focused

en önemlisi bir rehberin gerçekten öğrenciye odaklanması ve

on the language. Does that make sense? So, a teacher is spending all their time, they

dile odaklanmamasıdır. bu mantıklı mı? Yani, bir öğretmen tüm zamanını harcıyor,

go to school, they get a Master's degree or whatever, and there's nothing wrong with this,

okula gidiyor, yüksek lisans derecesi falan alıyor ve bunda yanlış bir şey yok,

it's really understanding the intricacies oro the specific details about the language

gerçekten dilin kendisiyle ilgili incelikleri veya belirli ayrıntıları anlıyor

itself. But what you often don't learn so much about

. Ancak, genellikle

is how to connect with the learner and the problems that the learner really experiences,

öğrenciyle nasıl bağlantı kuracağınız ve öğrencinin gerçekten deneyimlediği sorunlar hakkında pek fazla şey öğrenmediğiniz bir şey var

and you kind of as a teacher, you have the language and you try to push the learner onto

ve siz bir tür öğretmen olarak, dili biliyorsunuz ve öğrenciyi buna zorlamaya çalışıyorsunuz

that. What I do as a guide is the opposite. I'm trying to integrate the language into

. Bir rehber olarak yaptığım şey tam tersi. Dili öğrencinin hayatına entegre etmeye çalışıyorum

the life of the learner. Now, this might seem like I am just creating this idea, but if

. Şimdi, bu fikri sadece ben yaratıyormuşum gibi görünebilir, ama

you go back to regular classes, it's a teacher standing at the front of the room explaining

normal sınıflara geri dönerseniz, sınıfın önünde duran bir öğretmen

things to people, but they're not really understanding anything, and the language doesn't become

insanlara bir şeyler açıklıyor, ama onlar gerçekten hiçbir şey anlamıyorlar ve dil de anlamıyor.

theirs. That's really the key with a guide, and this is something I discovered. I created

onların olmayacak. Bu gerçekten bir rehberin anahtarıdır ve bu benim keşfettiğim bir şey.

this idea of an English Fluency Guide, which has been copied and other people have taken

Bu İngilizce Akıcılık Rehberi fikrini ben yarattım, bu fikir kopyalandı ve diğer insanlar da

that same idea and applied it in different ways and even with other languages, but I

aynı fikri alıp farklı şekillerde ve hatta diğer dillerle uyguladılar, ancak

think it's a really important one for language learning, because we still learn like humans

bunun dil öğrenimi için gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum çünkü hala öğreniyoruz. insanlar gibi,

and not like computers. So, if I could help more people understand

bilgisayarlar gibi değil. Yani, daha fazla insanın bunu anlamasına yardımcı olabilirsem

that, because this is how I got fluent, and then when I started helping my personal students

, çünkü bu şekilde akıcı konuştum ve sonra kişisel öğrencilerime

get fluent in the same way, they started having much better results. They started feeling

aynı şekilde akıcı konuşmaları için yardım etmeye başladığımda, çok daha iyi sonuçlar almaya başladılar.

more confident, feeling more fluent. As I did that, I stopped kind of learning, because

Daha güvenli hissetmeye, daha akıcı hissetmeye başladılar. Bunu yaptıkça, öğrenmeyi bir nevi durdurdum, çünkü

I spent many years actually learning about teaching. But when I started spending more

aslında öğretmeyi öğrenmek için uzun yıllar harcadım . Ancak dil yerine öğrenenlere odaklanmak için daha fazla zaman harcamaya başladığımda

time focusing on the learners rather than on the language, I found I was able to help

,

people a lot more. Does that make sense? This is just kind of the first major discovery,

insanlara çok daha fazla yardım edebildiğimi fark ettim. bu mantıklı mı? Bu sadece ilk büyük keşif,

the biggest secret for me about helping people. So, it was moving from being a teacher in

benim için insanlara yardım etmenin en büyük sırrı. Yani, sınıfta öğretmenlikten

the classroom to being a guide, so working with a student or explaining to people how

rehberliğe geçiyordu, yani bir öğrenciyle çalışmak ya da insanlara bir

to discovered things, and I'll explain what the highest level of that, kind of last thing

şeyleri nasıl keşfedeceklerini açıklamak ve bunun en yüksek seviyesini,

I discovered most recently, I'll talk about that a little bit at the end of this video.

en son keşfettiğim şeyi açıklayacağım. Son zamanlarda, bu videonun sonunda biraz bundan bahsedeceğim.

But anyway, that's my thinking about being a guide and I how I could help people, and

Ama her neyse, bu benim bir rehber olma düşüncem ve insanlara nasıl yardım edebileceğim ve bu

so I started making videos in the beginning focusing less on, "Here's a grammar point

yüzden başlangıçta "İşte bilmen gereken bir gramer noktası

you should know, and here's some interesting psychological thing, like a problem you might

ve işte bazı ilginç psikolojik şeyler, bir problem gibi" konularına daha az odaklanarak videolar yapmaya başladım.

be having with your confidence," or other things like that that actually stop people

kendine güveninle yaşıyor olabilirsin" ya da bunun gibi insanların öğrenmesini gerçekten engelleyen başka şeyler

from learning. So, there's a mix of learning the language and the mindset information,

. Yani, dili ve zihniyet bilgisini öğrenmenin bir karışımı var,

this is how you think, and that's what actually helps you become a more confident, fluent

bu nasıl düşündüğünüz ve aslında daha güvenli, akıcı bir konuşmacı olmanıza yardımcı olan şey bu

speaker. That was the first big discovery I made. I want to talk about a few more. These

. Yaptığım ilk büyük keşif buydu . Birkaçından daha bahsetmek istiyorum. Bunlar, öğrenciye

are just interesting things I discovered as I'm focusing on the student.

odaklanırken keşfettiğim ilginç şeyler .

I'm really listening to students, and the problem of becoming fluent in a second language

Öğrencileri gerçekten dinliyorum ve ikinci bir dilde akıcı olma sorunu

is tricky because there are all these different pieces that have to work together. So I had

aldatıcı çünkü birlikte çalışması gereken tüm bu farklı parçalar var. Böylece,

developed this idea of the seven English fluency habits because, again, what most teachers

yedi akıcı İngilizce alışkanlığı fikrini geliştirdim çünkü yine, çoğu öğretmenin

are doing in a classroom is they're just focusing on the language. They're not focusing so much

sınıfta yaptığı şey, sadece dile odaklanmaktır.

on the skill development, and especially things like confidence and the psychology that you

Beceri geliştirmeye ve özellikle de

should have if you want to learn. So, if you don't feel positive, you don't feel excited,

öğrenmek istiyorsanız sahip olmanız gereken güven ve psikoloji gibi şeylere çok fazla odaklanmıyorlar. Yani, pozitif hissetmiyorsanız, heyecanlı hissetmiyorsanız, kendinizi

you don't feel powerful, I know these may sound a little bit weird for language learning,

güçlü hissetmiyorsanız, bunların dil öğrenimi için biraz garip geldiğini biliyorum

but if you're not feeling excited about speaking, then you're not going to say anything, so

ama konuşmak için heyecanlı hissetmiyorsanız, o zaman Hiçbir şey söylemeyeceksin, bu yüzden

you won't be able to practice and so you won't be able to improve.

pratik yapamayacaksın ve kendini geliştiremeyeceksin.

So, the thinking about that kind of idea, I wanted to have a series of different skills

Bu tür bir fikir hakkında düşünürken, insanların geliştirdiği bir dizi farklı beceriye sahip olmak istedim

that people improve, so these are the different habits you have as a language learner. When

, yani bunlar bir dil öğrenicisi olarak sahip olduğunuz farklı alışkanlıklardır.

you're able to improve all of these things, that's what actually develops your fluency,

Tüm bunları geliştirebildiğinizde, akıcılığınızı gerçekten geliştiren şey budur,

because the thing that you're worst in, whether that habit happens to be, you might know a

çünkü en kötü olduğunuz şey, bu alışkanlık olsun,

lot of information as many of my students do, they know a lot of vocabulary, but they're

birçok öğrencimin bildiği gibi pek çok bilgi biliyor olabilirsiniz . pek çok sözcük biliyorlar ama

still unable to connect things because they're weak in some of these other habits. Often

yine de bazı şeyler arasında bağlantı kuramıyorlar çünkü bu diğer bazı alışkanlıklarda zayıflar. Çoğu zaman

this is about they're not reviewing things and practicing things and developing the other

bu, bir şeyleri gözden geçirmemek , bir şeyler uygulamamak ve

habits that usually teachers don't focus on in school.

genellikle öğretmenlerin okulda odaklanmadığı diğer alışkanlıkları geliştirmekle ilgilidir .

When I was thinking about that, again, I'm focusing on the student and less on the language.

Bunu düşünürken, yine öğrenciye odaklanıyorum ve dile daha az.

So, I begin with the student and I'm thinking, "Okay, how can I help someone develop all

Öğrenciyle başlıyorum ve "Tamam,

of these skills by doing one thing?" So I always challenge myself to do that because

tek bir şey yaparak birinin tüm bu becerileri geliştirmesine nasıl yardımcı olabilirim?" diye düşünüyorum. Bu yüzden her zaman bunu yapmak için kendime meydan okuyorum çünkü

I know as a learner myself, I'm going to admit I'm a little bit lazy. I want some way to

kendim de bir öğrenci olarak biliyorum, biraz tembel olduğumu kabul edeceğim. Bir

do something easily, but even more important than that, I want a way to focus on something,

şeyi kolayca yapmanın bir yolunu istiyorum, ama bundan daha da önemlisi, bir şeye odaklanmanın bir yolunu istiyorum,

because if you can focus your energy on a particular goal oro problem or whatever that

çünkü enerjinizi belirli bir hedefe veya soruna veya her ne ise ona odaklayabilirseniz

is, then the solution or the path to getting to that thing becomes a lot easier to find.

, o zaman çözüm veya ona giden yol o şeye ulaşmak çok daha kolay hale geliyor.

So, in that case, one of the most important discoveries I made as a teacher, and again,

Yani, bu durumda, bir öğretmen olarak yaptığım en önemli keşiflerden biri ve yine,

this wasn't me just thinking about the language, it was thinking about the student, and the

bu sadece dili düşünmüyordum, öğrenciyi düşünüyordum ve

student has all these problems where they're having trouble with grammar pronunciation,

öğrencinin tüm bu sorunları oldukları yerde var. dilbilgisi telaffuzunda sorun yaşıyorlar, kendilerine pek

not feeling very confident, their listening isn't very good, all of these things are actually

güvenmiyorlar, dinlemeleri pek iyi değil, bunların hepsi aslında birbirine

attached, they're connected together. So I thought about what's the best thing I could

bağlı, birbirine bağlı. Onlara öğretebileceğim en iyi şeyin ne olduğunu düşündüm.

teach them? What's one thing I could teach them that if they learned this thing really

Onlara, bu şeyi gerçekten

well, that they would be able to practice more easily, they would feel more confident,

iyi öğrenirlerse, daha kolay pratik yapabileceklerini, daha özgüvenli hissedeceklerini,

improve their listening and their grammar, all of these things, and it turned out to

dinleme becerilerini ve gramerlerini geliştirebileceklerini, tüm bunları öğretebileceğim bir şey vardı ve öyle oldu ki,

be phrasal verbs. Phrasal verbs where things or they are things

öbek fiiller. Şeylerin ya da şeylerin

like pick up and turn over or stand up, even, to just make some very basic ones. But these

toplanıp ters çevrildiği ya da ayağa kalktığı, hatta bazı çok temel olanları yapmak için kullanıldığı öbek fiiller. Ama bunlar

are the way, especially now, having my own children and noticing how I teach them, these

, özellikle şimdi, kendi çocuklarım olduğu ve onlara nasıl öğrettiğimi fark ettiğimde,

are the ways that children speak. And when adults are explaining things to children,

çocukların konuşma biçimleri bunlar. Ve yetişkinler çocuklara bir şeyler açıklarken,

they're using phrasal verbs. So, I keep coming back to this idea about how to help people

deyimsel fiiller kullanıyorlar. Bu yüzden, insanların yerel yoldan öğrenmelerine nasıl yardım edeceğime dair bu fikre geri dönüp duruyorum

learn the native way. So, if you learn the vocabulary that natives are using, you will

. Dolayısıyla, yerlilerin kullandığı kelimeleri öğrenirseniz,

become a more confident speaker, so you will understand people more and you will understand

daha özgüvenli bir konuşmacı olursunuz, böylece insanları daha iyi anlarsınız ve

the ways that natives are really communicating. So, you can just learn more English vocabulary,

yerlilerin gerçekte nasıl iletişim kurduklarını anlarsınız. Yani, sadece daha fazla İngilizce kelime öğrenebilirsin,

but there's a lot of vocabulary. You have to understand what's most important for you

ama çok fazla kelime var. Öğrenmeniz için en önemli olanı anlamalısınız

to learn. So, this idea of, "Oh, okay, we'll focus on phrasal verbs because it ticks all

. Yani, bu fikir, "Oh, tamam, öbek fiillere odaklanacağız çünkü tüm

these boxes." That's a great expression as well, to tick all of the boxes. So, if you've

bu kutuları işaretliyor." Tüm kutuları işaretlemek için bu da harika bir ifade. Yani,

got little check marks or whatever, it's like, okay, it improves your grammar, improves your

küçük onay işaretleriniz varsa veya her neyse, bu, tamam, gramerinizi geliştirir,

listening, your pronunciation. You feel more confident because you're learning the real

dinlemenizi ve telaffuzunuzu geliştirir.

natural vocabulary that natives use. It's the same thing children use. You can actually

Yerlilerin kullandığı gerçek doğal kelimeleri öğrendiğiniz için kendinizi daha güvende hissediyorsunuz. Çocukların kullandığı şeyin aynısı.

see your development and you can improve much faster and understand things, and you feel

Gelişiminizi gerçekten görebilir ve çok daha hızlı gelişebilir ve bir şeyleri anlayabilirsiniz ve bu şekilde

or become a much more fluent speaker, much faster that way.

çok daha hızlı hissedebilir veya çok daha akıcı bir konuşmacı haline gelebilirsiniz .

When I say it ticks all the boxes, I was really excited about this because I looked for something

Tüm kutuları işaretliyor dediğimde, bu konuda gerçekten heyecanlandım çünkü

like that for a long time, but again, I was thinking about it not as a teacher, but as

uzun zamandır böyle bir şey arıyordum ama yine de bir öğretmen olarak değil,

a guide. So, you begin with a learner and figure out what are the things they're really

bir rehber olarak düşünüyordum. Yani, bir öğrenciyle başlarsınız ve gerçekten mücadele ettikleri şeylerin ne olduğunu

struggling with and how can you make that easier. So, obviously there are many things

ve bunu nasıl kolaylaştırabileceğinizi anlarsınız. Dolayısıyla, sahip olabileceğiniz tüm bireysel alışkanlıkları iyileştirmek için yapabileceğiniz pek çok şey olduğu açıktır

you can do to improve all of the individual habits you might have, but if you can do one

, ancak bir

thing and improve them all, wow, that's amazing. So, I created my visual guide to phrasal verbs

şeyi yapıp hepsini geliştirebilirseniz, vay canına, bu harika. Bunun bir sonucu olarak, öbek fiiller için görsel rehberimi oluşturdum

as a result of that, but really it was just the secret that that was an important thing

, ama gerçekten de bu, insanların odaklanması gereken önemli bir sırdı

for people to focus on, and then of course after I do that, I notice lots of people making

ve tabii ki bunu yaptıktan sonra, birçok insanın bunu yaptığını fark ettim.

videos about teaching phrasal verbs. But the point isn't to stop other people from

öbek fiillerin öğretilmesiyle ilgili videolar. Ama mesele diğer insanların

doing that. I'm really glad to see other teachers wanting to teach phrasal verbs. But I think

bunu yapmasını engellemek değil. Öbek fiilleri öğretmek isteyen diğer öğretmenleri gördüğüme gerçekten çok sevindim . Ama bence

many of them may not have known why I had focused on that, and so when people are just

birçoğu neden buna odaklandığımı bilmiyor olabilir ve bu yüzden insanlar sadece

teaching that kind of thing, it's important to understand that, again, that's the difference

bu tür şeyleri öğretirken, yine,

between just teaching something because it's popular or because other people told you to

bir şeyi sadece popüler olduğu için veya başkaları olduğu için öğretmek arasındaki farkın bu olduğunu anlamak önemlidir. insanlar size

do that like you learn in a classroom, or because you actually discover that by focusing

bunu sınıfta öğrendiğiniz gibi yapmanızı ya da bunu öğrenciye odaklanarak gerçekten keşfettiğiniz için söyledi

on the student. Does that make sense? Anyway, that was discovery number... well,

. bu mantıklı mı? Her neyse, bu keşif numarasıydı... Şey,

we talked about a couple different things. But it is one of the important discoveries

birkaç farklı şey hakkında konuştuk. Ama yaptığım önemli keşiflerden biri

I made, and so I thought I would share that with you in this video. The next one was about

ve bu yüzden bunu bu videoda sizinle paylaşmayı düşündüm. Bir sonraki

memory. Again, I'm not thinking about how I should be teaching because I'm a teacher.

hafızayla ilgiliydi. Yine, nasıl öğretmenlik yapmam gerektiğini düşünmüyorum çünkü ben bir öğretmenim.

I'm not thinking about an education way. I'm looking at the problems that learners have

Bir eğitim yolu düşünmüyorum. Öğrencilerin sahip olduğu sorunlara bakıyorum

and really trying to focus on the things that they struggle with. So, in my case, continually

ve gerçekten mücadele ettikleri şeylere odaklanmaya çalışıyorum . Yani, benim durumumda, sürekli olarak

talking with learners about what are the things that you have the greatest difficulty with

öğrencilerle konuşmalarda en çok zorlandığınız şeyler hakkında konuşmak

in conversations, and a lot of that had to do with memory.

ve bunun birçoğunun hafıza ile ilgisi vardı.

I admit, and I'm sure it's kind of hard to say that for most people that a lot of memory

Kabul ediyorum ve eminim ki çoğu insan için çok fazla hafızanın,

is just repetition where you're going through and practicing something again and again and

içinden geçtiğiniz ve bir şeyi tekrar tekrar uyguladığınız bir tekrardan ibaret olduğunu ve

that's how you just learn to remember it, but there are faster ways of doing this. The

onu hatırlamayı bu şekilde öğrendiğinizi söylemek biraz zor. bunu yapmanın daha hızlı yollarıdır.

next major discovery I made when I was thinking, "Again, what's one simple way I could use

Yaptığım bir sonraki büyük keşif, "Yine, bir fikri almak için kullanabileceğim basit bir yol

to take an idea or something that I could teach to people to help them remember their

veya insanlara

words and vocabulary?" That kind of thing like that. So, there are different ways to

kelimelerini ve kelime dağarcığını hatırlamalarına yardımcı olmak için öğretebileceğim bir şey nedir?" Bunun gibi bir şey. Yani, hatırlamanın farklı yolları var

remember. Initially, when I was kind of just starting

. Başlangıçta,

as a teacher, I was thinking more like a teacher and thinking, "What are traditional ways that

öğretmenliğe yeni başladığımda, daha çok bir öğretmen gibi düşünüyordum ve "

people use to remember things?" Like you're trying to tell stories or using pneumonics.

İnsanların bir şeyleri hatırlamak için kullandıkları geleneksel yöntemler nelerdir?" diye düşünüyordum. Sanki hikayeler anlatmaya çalışıyorsun ya da pnömonik kullanıyormuşsun gibi.

These are memory aids. Lik as an example, in Japan, if you go to a barbecue place on

Bunlar hafıza yardımcılarıdır. Lik örnek olarak Japonya'da ayın 29'unda mangal yapan bir yere giderseniz

the 29th of the month, most places have a discount because the Japanese, for 29 is niku,

çoğu yerde indirim yapılır çünkü Japonlar 29 için niku'dur

and that's the word for meat. So, this is a way of remembering something, so like [niku

ve bu et anlamına gelir. Yani bu, [niku nohi 00:19:29] et günü gibi bir şeyi hatırlamanın bir yolu

nohi 00:19:29], meat day. So, people go there, sorry for people in February because there's

. Yani insanlar oraya gidiyor, insanlar için üzgünüm Şubat çünkü

no 29th. I guess there was this year. But if we're thinking about that, oh, man, I'm

29'u yok. Bu sene vardı sanırım. Ama bunu düşünürsek,

really losing my voice. Let me get a sip of water. But stay with me, stay with me.

gerçekten sesimi kaybediyorum. Bir yudum su alayım. Ama benimle kal, benimle kal.

Anyway, the discovery I had was, again, I'm focusing on the student and really looking

Her neyse, keşfettiğim şey, yine öğrenciye odaklanıyorum ve gerçekten

at the problem. The problem is not really the vocabulary, it's how the learner is able

probleme bakıyorum. Sorun gerçekten kelime dağarcığı değil, öğrencinin

to connect with the vocabulary they want to learn.

öğrenmek istediği kelime dağarcığıyla nasıl bağlantı kurabildiğidir.

The real problem with this is that in your mind, you already have an idea for something,

Bununla ilgili asıl sorun şu ki , zihninizde zaten bir şey için bir fikriniz var, öğrenmek istediğiniz kelime için ana dilinizde

you already have a word for something in your mind in your native language for the word

zaten bir şey için bir kelimeniz var

you want to learn. So, as an example, if you're Italian or Portuguese or Chinese or whatever,

. Örnek olarak, İtalyan, Portekiz, Çinli ya da her neyse, size bir kuş resmi

you already have a word in your mind if I show you a picture of a bird. So, you have

göstersem zaten aklınızda bir kelime olur . Yani,

a picture in your mind and you have a word for that, so when you're trying to push the

zihninizde bir resim var ve bunun için bir kelimeniz var , bu yüzden

English word into that into your mind, you either have to do it many, many times through

İngilizce kelimeyi zihninize sokmaya çalıştığınızda, bunu ya tekrar yoluyla birçok kez yapmak zorundasınız

repetition, or you have to create some kind of story or something like that in order to

ya da o kelimeyi hatırlamak için bir tür hikaye ya da onun gibi bir şey yaratmak

remember that word. Or the discovery I made was that businesses

. Ya da yaptığım keşif, işletmelerin

are actually dealing with this very specific problem, and they've been dealing with it

aslında bu çok özel sorunla uğraştığı ve bununla

successfully for years. This is where you're actually trying to put a new word or a new

yıllardır başarılı bir şekilde uğraştığıydı. Burası aslında birinin aklına ilk önce yeni bir kelime veya yeni bir fikir koymaya çalıştığınız yerdir

idea first in someone's mind. So, if a new company, I've given this example before, but

. Yani yeni bir şirket ise, bu örneği daha önce vermiştim ama

as an example, we begin with the idea of a computer. So, when you first have an idea

örnek olarak bilgisayar fikriyle başlıyoruz . Yani, ilk kez

of a computer, one company, company A, releases a computer. Now, company B tries to sell the

bir bilgisayar fikriniz olduğunda, bir şirket, A şirketi, bir bilgisayar çıkarır. Şimdi B şirketi de bilgisayarı satmaya çalışıyor

computer as well. Now, some people might buy a computer from company B, but most people

. Şimdi, bazı insanlar B şirketinden bir bilgisayar satın alabilir, ancak çoğu kişi ilk

are buying from company A because they're first. So, company A created this idea of

olduğu için A şirketinden bilgisayar alıyor . Böylece, A şirketi bu bilgisayar fikrini yarattı

a computer, and then they got that idea into the mind's of people, and so this is just

ve sonra bu fikri insanların zihnine yerleştirdiler ve bu sadece

known as positioning. You're known for being able to do something.

konumlandırma olarak bilinir. Bir şeyler yapabilmenle tanınıyorsun.

Interestingly, my own positioning is an English Fluency Guide, not a teacher. I've deliberately

İlginç bir şekilde, benim konumum bir öğretmen değil, bir İngilizce Akıcılık Kılavuzudur.

taken this same idea and applied it because I understand how people think rather than

Aynı fikri kasten aldım ve uyguladım çünkü

what I would do as a teacher. This is part of the reason. I've done that already, but

bir öğretmen olarak ne yapacağımdan çok insanların nasıl düşündüğünü anlıyorum. Bu nedenin bir parçası. Bunu zaten yaptım ama

trying to teach in a way that a guide would teach, but nobody was using that term, and

bir rehberin öğreteceği şekilde öğretmeye çalışıyordum ama kimse bu terimi kullanmıyordu ve ben de

so I created that idea and started using it. So, in the same way, a company, if you want

bu fikri oluşturdum ve kullanmaya başladım. Yani, aynı şekilde, bir şirket

to try to sell computers, you can't just sell computers. You have to create a new kind of

bilgisayar satmaya çalışmak istiyorsanız, sadece bilgisayar satamazsınız.

thing like a desktop computer or a portable computer or something like that. You're essentially

Bir masaüstü bilgisayar ya da taşınabilir bir bilgisayar ya da onun gibi bir şey gibi yeni bir tür şey yaratmalısınız. Esasen

creating a new category of thing, and that's what's going to help you sell your thing,

yeni bir şey kategorisi yaratıyorsunuz ve bu, şeyinizi satmanıza yardımcı olacak,

so people will now think, "Oh, it's not just computers. Here's this new kind of thing."

bu yüzden insanlar şimdi "Ah, bu sadece bilgisayarlar değil. İşte bu yeni tür bir şey" diye düşünecek.

This is what companies are doing all the time. What they're really doing is trying to find

Şirketlerin her zaman yaptığı şey bu. Gerçekte yaptıkları şey,

a new space in your mind. I talk about a popular video I have about how to learn 10,000 words

zihninizde yeni bir alan bulmaya çalışmaktır. Aynı fikirle ilgili 10.000 kelimeyi nasıl öğreneceğime dair sahip olduğum popüler bir videodan bahsediyorum

is about this same idea. It's where I'm sharing this secret about how to make things memorable,

. Bir şeyleri nasıl unutulmaz kılacağıma dair bu sırrı burada paylaşıyorum

and it's really by doing that. So, because of this idea, I created a memory program,

ve gerçekten de bunu yaparak. Bu fikir sayesinde bir hafıza programı oluşturdum

and that was able to help lots of people as well. I admit this is probably my most difficult

ve bu program birçok insana da yardımcı oldu . Bunun muhtemelen benim en zor programım olduğunu kabul ediyorum

program because people have to understand this idea, but once you understand it, you

çünkü insanlar bu fikri anlamak zorunda, ama bir kez anladığınızda,

really think, "Wow, that's a really cool way to do things," and your mind opens up and

gerçekten "Vay canına, bu işleri yapmanın gerçekten harika bir yolu " diye düşünüyorsunuz ve zihniniz açılıyor ve

you start thinking about things in new ways. I don't offer that program to a lot of people,

düşünmeye başlıyorsunuz. şeyler yeni şekillerde. Bu programı çok fazla kişiye önermiyorum,

but the people I do offer it to, if they really want to improve their memory, obviously repeating

ancak önerdiğim insanlar, eğer gerçekten hafızalarını geliştirmek istiyorlarsa, belli ki bir

things is a great way to do that, but if you want to have kind of the fast track to do

şeyleri tekrarlamak bunu yapmanın harika bir yolu, ama eğer

this the same way that companies are doing this with products, you can do it with words

Bunu, şirketlerin ürünlerle yaptığı gibi yapmanın hızlı yolu, bunu kelimeler

and phrases. I show people how to do that in How to Remember Any English Word. So, the

ve ifadelerle yapabilirsiniz. Herhangi Bir İngilizce Kelime Nasıl Hatırlanır'da insanlara bunu nasıl yapacaklarını gösteriyorum. Yani

products or the courses that I create, they begin with problems that people have. So,

oluşturduğum ürünler veya kurslar, insanların sahip olduğu problemlerle başlıyor.

again, Visual Guide to Phrasal Verbs came from how can we help people develop all of

Yine, Phrasal Verbs için Görsel Rehber, insanların

their fluency skills by doing just one thing? Memory comes from how do we help people remember

tek bir şey yaparak tüm akıcılık becerilerini geliştirmelerine nasıl yardımcı olabiliriz'den geldi. Hafıza, insanların

words and build a huge vocabulary quickly and then be able to use it in conversations

kelimeleri hatırlamasına ve hızlı bir şekilde büyük bir kelime dağarcığı oluşturmasına ve ardından bunu konuşmalarda

without thinking. Then the third thing I discovered, and these

düşünmeden kullanabilmesine nasıl yardımcı olduğumuzdan gelir. Sonra keşfettiğim üçüncü şey ve bunlar

aren't in order, really, I'm just trying to make it a little bit easier for people to

sıralı değil, gerçekten, insanların

understand the different things that we do and why do them, but I again focused on the

yaptığımız farklı şeyleri ve bunları neden yaptığımızı anlamalarını biraz daha kolaylaştırmaya çalışıyorum, ama tekrar odaklandım

learner. You see this pattern here. I'm trying to get you to see this pattern. Maybe, I don't

öğrenci Burada bu modeli görüyorsunuz. Bu modeli görmenizi sağlamaya çalışıyorum. Belki

know, maybe 100 people or 200 will watch this video. I don't know. We'll see. But again,

bilmiyorum belki 100 kişi belki 200 kişi izler bu videoyu. Bilmiyorum. Göreceğiz. Ama yine de,

if you're really listening to these ideas, it should be like, "Wow, this is very valuable

eğer bu fikirleri gerçekten dinliyorsanız, "Vay canına, bu

not only as a language learner, but for business and other things as well."

sadece dil öğrenen biri olarak değil, iş ve diğer şeyler için de çok değerli."

The third major thing that I discovered as an educator, as an English Fluency Guide,

Bir eğitimci, bir İngilizce Akıcılık Rehberi olarak,

again, by focusing on the learner, and really thinking about what are the specific problems

yine öğrenciye odaklanarak ve gerçekten insanların yaşadığı belirli sorunların neler olduğunu düşünerek keşfettiğim üçüncü önemli şey,

people were having, the next major thing was actually the vocabulary and the specific phrases

bir sonraki önemli şey aslında kelime dağarcığı ve belirli ifadelerdi.

and words that people needed to know in order to have conversations. I noticed a lot of

ve insanların sohbet etmek için bilmesi gereken kelimeler . Pek çok

people were very... they were worried and they were nervous because they thought they

insanın çok... endişeli olduklarını ve her şeyi bilmediklerini düşündükleri için gergin olduklarını fark ettim

didn't know it all. So, many people thought they needed to know every word or be prepared

. Bu nedenle birçok kişi, bir sohbete girdiklerinde her kelimeyi bilmeleri veya her duruma hazırlıklı olmaları gerektiğini düşündü

for every situation when they get into a conversation. So, because of this, they spend lots of time

. Bu nedenle, öğrenmek için çok zaman harcıyorlar

learning and they're trying to study things again and again and again, spend a lot of

ve bir şeyleri tekrar tekrar çalışmaya çalışıyorlar ,

time improving or learning more vocabulary, but they still never feel fluent because they

geliştirmek veya daha fazla kelime öğrenmek için çok zaman harcıyorlar, ancak yine de asla akıcı hissetmiyorlar çünkü

never feel like they've gotten all of it. So, they're always trying to study more and

asla öyle hissetmiyorlar. hepsini aldım. Bu nedenle, her zaman daha fazla çalışmaya çalışırlar

more and they hope somehow they become fluent, and fluency doesn't develop like that. Fluency

ve bir şekilde akıcı hale geldiklerini ve akıcılığın bu şekilde gelişmediğini umarlar. Akıcılık

actually develops word by word. This is another thing I developed or kind of discovered as

aslında kelime kelime gelişir. Bu, insanlara yardım ederken geliştirdiğim veya keşfettiğim başka bir şey

I was helping people. But fluency develops really word by word when you understand something

. Ancak akıcılık, bir şeyi anladığınızda gerçekten kelime kelime gelişir

and then you can use it automatically. That's what fluency means. But a lot of people spend

ve sonra onu otomatik olarak kullanabilirsiniz. Akıcılığın anlamı budur. Ancak pek çok insan

their time just trying to learn more vocabulary because they think vocabulary equals fluency,

zamanını sadece daha fazla kelime öğrenmeye çalışarak harcıyor çünkü kelime dağarcığının akıcılığa eşit olduğunu düşünüyorlar

but that's not true. We know that's not true because if you look at children who can speak

ama bu doğru değil. Bunun doğru olmadığını biliyoruz çünkü

very well without a large vocabulary, they can often speak better than adults who know

geniş bir kelime dağarcığı olmadan çok iyi konuşabilen çocuklara bakarsanız, doğru şekilde

many more words than they do because they learned the right way.

öğrendikleri için kendilerinden çok daha fazla kelime bilen yetişkinlerden daha iyi konuşabiliyorlar .

So, thinking about this idea, kind of one of the most interesting or fun things that

Yani, bu fikir hakkında düşününce, insanlara öğretmekten hoşlandığım en ilginç ve eğlenceli şeylerden biri, kendine

I like to teach people is that you don't need to know everything in order to be a confident

güvenen bir konuşmacı olmak için her şeyi bilmenize gerek olmadığıdır

speaker. Me, I don't know everything about Japanese. There's a lot I don't know. I still

. Ben, Japonca hakkında her şeyi bilmiyorum . Bilmediğim çok şey var.

make quite a few mistakes when I speak, but in general, I have conversations about all

Konuşurken hala epeyce hata yapıyorum ama genel olarak her

kinds of things just fine, daily conversations, and I'm confident even when I make a mistake.

türlü şey hakkında sohbet ediyorum, günlük konuşmalar ve hata yaptığımda bile kendime güveniyorum.

That's because I understand that most people are only using a very small amount of their

Bunun nedeni, çoğu insanın konuşurken sözcük dağarcığının yalnızca çok küçük bir kısmını kullandığını anlıyorum

vocabulary when they speak, and so this is an amazing idea, was certainly an amazing

ve bu harika bir fikir,

idea for me when I just watched people, again, I'm always watching people, watching learners

sadece insanları izlediğimde benim için kesinlikle harika bir fikirdi, yine, her zaman insanları izliyorum , öğrenenleri izlemek

and watching natives, how they speak. So, when I'm thinking about what's the best

ve yerlileri izlemek, nasıl konuştuklarını. Bu yüzden,

way to help people learn, number one, I'm explaining you don't need to know everything,

insanların öğrenmesine yardımcı olmanın en iyi yolunun ne olduğunu düşündüğümde, birincisi, her şeyi bilmenize gerek olmadığını açıklıyorum,

because nobody's using all of their vocabulary in conversations. Most people are just using

çünkü hiç kimse konuşmalarda tüm sözcük dağarcığını kullanmıyor . Çoğu insan

the same things again and again when they're talking. You talk with people about the weather

konuşurken aynı şeyleri tekrar tekrar kullanıyor . İnsanlarla hava durumu

or their family or some things. People tell the same stories again and again. It's usually

veya aileleri veya bazı şeyler hakkında konuşuyorsunuz. İnsanlar aynı hikayeleri tekrar tekrar anlatıyor.

the same kinds of lessons even when you're practicing with someone and talking about

Biriyle pratik yaparken ve

whatever. So, the problem is that most of the vocabulary people learn in the classroom

herhangi bir şey hakkında konuşurken bile genellikle aynı türden dersler oluyor. Yani sorun şu ki, insanların sınıfta öğrendikleri kelimelerin çoğu

is the vocabulary that's not used in conversations. You're actually in a regular conversation

konuşmalarda kullanılmayan kelimelerdir. Aslında,

spending a lot of time learning vocabulary that's either too difficult or it's just not

ya çok zor olan ya da

really used very often in conversations, so you're not actually learning, number one,

konuşmalarda çok sık kullanılmayan kelimeleri öğrenmek için çok fazla zaman harcayan normal bir konuşmadasınız, bu nedenle, birincisi,

the conversational English that natives really use, and number two, the small amount of vocabulary

yerlilerin gerçekten kullandığı konuşma İngilizcesini gerçekten öğrenmiyorsunuz ve iki numara,

that's used most frequently. What I did is just after studying lots of conversations

en sık kullanılan küçük kelime dağarcığı. Yaptığım şey, pek çok konuşmayı inceledikten

and thinking more, as I started thinking about these ideas, I thought about my own speech

ve daha fazla düşündükten hemen sonra, bu fikirler hakkında düşünmeye başladığımda , kendi konuşmamı düşündüm

and listening to people more carefully. I'm always listening to people's conversations

ve insanları daha dikkatli dinledim. Etrafta otururken her zaman insanların konuşmalarını dinliyorum

when I'm just sitting around. I notice people are using the same kinds of phrases again

. İnsanların aynı tür ifadeleri tekrar

and again or there'll be some things that are popular now that maybe were not so popular

tekrar kullandığını fark ettim ya da belki yıllar önce bu kadar popüler olmayan bazı şeyler şimdi popüler olacak

years ago, and new phrases are born all the time and they become popular.

ve her zaman yeni sözler doğuyor ve popüler oluyorlar.

So, if you watch these kinds of things, then you really start to see the obvious trends

Dolayısıyla, bu tür şeyleri izlerseniz, konuşmalarda gördüğünüz bariz eğilimleri ve bariz kalıpları gerçekten görmeye başlarsınız

and the obvious maybe patterns that you see in conversations. This was the thing that

.

led to mastering this conversation and the fluency course. When I was creating that,

Bu konuşmada ve akıcılık kursunda ustalaşmamı sağlayan şey buydu. Bunu yaratırken,

again, I'd begin with what's the real issue here? Students have lots of trouble, they

yine buradaki asıl sorunun ne olduğuyla başlardım. Öğrencilerin pek çok sorunu var,

try to think about too many words and they're not really focused on the few things that

çok fazla kelime hakkında düşünmeye çalışıyorlar ve öğrenebilecekleri, harika konuşmacılar olmalarına yardımcı olacak birkaç şeye gerçekten odaklanmıyorlar

they can learn that would help them become great speakers. So, once they could focus

. Yani, bir kez

on that and they could learn these things in simple steps, because the most difficult

buna odaklanabildiklerinde ve bu şeyleri basit adımlarla öğrenebildiklerinde, çünkü

thing people do when they're a student and they're trying to learn how a native actually

bir öğrenciyken ve bir yerlinin nasıl konuştuğunu öğrenmeye çalışırken insanların yaptığı en zor şey,

speaks is they try to watch a movie or a TV show or something like that, but they're often

bir film izlemeye çalışmaktır. ya da bir TV şovu ya da onun gibi bir şey, ama çoğu zaman

overwhelmed by all the information, there's too much vocabulary, it's too fast, their

tüm bilgilerden bunalıyorlar, çok fazla kelime dağarcığı var, çok hızlı,

accents, and again, just even native speakers can have a hard time understanding other natives

aksanları ve yine, ana dili İngilizce olan kişiler bile bazen diğer ana dili konuşanları anlamakta zorlanabiliyor

sometimes. So, if I'm speaking with someone from Ireland

. Yani, İrlandalı

or Scotland or something, I might maybe misunderstand something or the vocabulary is even different.

veya İskoçyalı biriyle konuşuyorsam, bir şeyi yanlış anlayabilirim veya kelime dağarcığı bile farklı olabilir.

So, when I'm in a situation like that, and I'm focusing on the learner, thinking about

Dolayısıyla, böyle bir durumda olduğumda ve öğrenciye odaklanıp

the specific problem they have, how can I create a solution to that? This is actually

sahip oldukları belirli sorunu düşündüğümde, buna nasıl bir çözüm üretebilirim? Bu aslında

helping people learn with real conversations. All of the things that I've done, it's come

insanların gerçek konuşmalarla öğrenmesine yardımcı oluyor. Yaptığım her şey

from learners, and it's because I'm not focusing on trying to teach the language, I'm focusing

öğrencilerden geldi ve bunun nedeni dili öğretmeye değil,

on the student. I'm focusing on you, really, thinking about how I can help you with your

öğrenciye odaklanmam. Gerçekten sana odaklanıyorum, problemlerin konusunda sana nasıl yardımcı olabileceğimi düşünüyorum

problems. Again, I spent thousands and thousands of hours thinking about this stuff just so

. Yine, sırf birkaç güçlü sır bulabilmek için bu tür şeyleri düşünerek binlerce ve binlerce saat harcadım

I can come up with a few powerful secrets. Isn't that interesting?

. Bu ilginç değil mi?

I spent all this time in really trying to think about that, even while I'm sleeping,

Tüm bu zamanı gerçekten bunu düşünmeye çalışarak geçirdim, uyurken bile, bunu

thinking about... it's crazy. Many years ago, I did not think I would be spending time thinking

düşünerek... bu delilik. Yıllar önce,

about teaching people. Before I started teaching, I didn't even know what a phrasal verb was,

insanlara öğretmek için zaman harcayacağımı düşünmezdim. Öğretmeye başlamadan önce, öbek fiilin ne olduğunu bile bilmiyordum

and most natives don't know what a phrasal verb is either. If you ask one, say, "Hey,

ve yerlilerin çoğu da öbek fiilin ne olduğunu bilmiyor. Birine sorarsanız, "Hey,

what's a phrasal verb?" They will say, "Wow, that sounds crazy. I don't know what that

öbek fiil nedir?" "Vay canına, bu kulağa çılgınca geliyor. Bunun ne

is." But they use them all the time. And so when you understand thinking more about how

olduğunu bilmiyorum" diyecekler. Ama onları her zaman kullanırlar. Ve yerlilerin dili gerçekte nasıl kullandıkları hakkında daha fazla düşünmeyi anladığınızda

natives are actually using the language, and as a teacher, I know many teachers follow

ve bir öğretmen olarak, birçok öğretmenin

what I do, so this is the most important thing, to focus on the learner.

benim yaptığımı takip ettiğini biliyorum, bu yüzden en önemli şey öğrenciye odaklanmaktır.

You are their guide, you are the person trying to help them and figure out what their problems

Siz onların rehberisiniz, onlara yardım etmeye ve sorunlarının ne olduğunu anlamaya çalışan

are, and not trying to push the language onto them, but try to integrate the language into

ve onlara dili dayatmaya çalışan değil , dili yaşamlarına entegre etmeye çalışan kişisiniz

their life. Here's the biggest secret of all, and this is a thing, I didn't really discover

. İşte en büyük sır ve bu bir şey, onu gerçekten keşfetmedim

it, it was many small discoveries over the course of teaching, things that reminded me

, öğretim süreci boyunca birçok küçük keşifti, bana

or let me know that this was really the most important thing I could do and the biggest

bunun gerçekten yapabileceğim en önemli şey olduğunu hatırlatan veya bilmemi sağlayan şeylerdi. yapmak ve

mission for my teaching career was created out of this. This is that you must own the

öğretmenlik kariyerim için en büyük misyon bundan doğdu. Bu,

language for yourself. You must own the language. Now, I'm going to make this a bit more clear

dile kendiniz sahip olmanız gerektiğidir. dile sahip olmalısınız. Şimdi, bunu biraz daha netleştireceğim

because I know that doesn't sound very clear. I apologize. But the general idea is that

çünkü kulağa çok net gelmediğini biliyorum. Özür dilerim. Ama genel fikir şu ki,

humans, and this is, again, a psychology thing, it's not thinking about the language, it's

insanlar ve bu yine bir psikoloji meselesi, dil hakkında değil,

thinking about the learners, and this is that if an idea comes from you, then you remember

öğrenenler hakkında düşünüyor ve bu, eğer sizden bir fikir gelirse, o zaman

it more you like the idea more, you can use that idea and you can explain it to people

onu daha çok sevdiğinizi hatırlarsınız. Daha fazla fikir, o fikri kullanabilir ve insanlara

very easily. So when you discover an idea by yourself, rather than someone telling you

çok kolay bir şekilde anlatabilirsiniz. Yani bir fikri kendi başınıza keşfettiğinizde, birinin size

an idea, it could be the same idea one person could tell you an idea and you could discover

bir fikir söylemesindense, bu aynı fikir olabilir, bir kişinin size söyleyebileceği bir fikir olabilir ve

that same idea yourself, but you would feel a lot more excited about that idea and it

aynı fikri kendiniz keşfedebilirsiniz, ancak bu fikir sizi çok daha fazla heyecanlandırır. ve kendiniz

would become much more memorable to you when you discover it yourself.

keşfettiğinizde sizin için çok daha akılda kalıcı olacaktır .

Parents experience this all the time when they tell their children one thing and then

Ebeveynler, çocuklarına bir şey anlattıklarında bunu her zaman yaşarlar ve sonra

the child makes a mistake, they don't understand the lesson, but maybe years later, the child

çocuk bir hata yapar, dersi anlamazlar ama belki yıllar sonra, çocuk

discovers that lesson doing something and they're like, "Oh yeah. I understand now."

dersin bir şey yaparken farkına varır ve "Ah evet" derler. . Şimdi anlıyorum."

What they really mean is that they owned the lesson. So, if you've been a subscriber to

Gerçekten demek istedikleri, dersin sahibi olduklarıdır . Yani,

mastering this conversation, if you've been learning with me for a long time, you know

bu sohbete hakim olmak için abone olduysanız, uzun süredir benimle öğreniyorsanız, bilirsiniz,

my basic philosophy is the real goal or the real mission of a teacher is to create a path

temel felsefem gerçek amaçtır veya bir öğretmenin gerçek misyonu, öğrenenler için bir yol oluşturmaktır.

for learners that they can discover things themselves.

şeyleri kendilerinin keşfedebileceklerini.

It's not trying to help people tell you what the answer is, it's like make the environment

İnsanların size cevabın ne olduğunu söylemesine yardımcı olmaya çalışmıyor ,

available or the situation so that you understand and then you can understand the lesson. It

anlamanız ve sonra dersi anlayabilmeniz için ortamı veya durumu uygun hale getirmek gibi.

really makes a lot of sense. I'm going to give you a more clear example of this. This

Gerçekten çok mantıklı. Size bunun daha net bir örneğini vereceğim. Bu

is a story I've told before on the channel, but this was when I was visiting some friends

daha önce kanalda anlattığım bir hikaye ama bu, Japonya'nın

of mine in Fukuoka, which is another city here in Japan, and I was talking with them,

başka bir şehri olan Fukuoka'daki bazı arkadaşlarımı ziyaret ettiğimde onlarla konuşurken "

I would say, "Hey, let's go to a barbecue restaurant." So we went there, but I was sitting

Hey, hadi gidelim" derdim. bir barbekü restoranına git ." Biz de oraya gittik ama

there by myself for awhile because they had to go do something or they were late. I don't

bir süre orada tek başıma oturdum çünkü bir şeyler yapmaları gerekiyordu ya da geç kaldılar.

remember exactly. But so we were going there and I was sitting

Tam olarak hatırlamıyorum. Ama oraya gidiyorduk ve

at this restaurant by myself, and I saw a poster on the wall for a movie. This is an

bu restoranda tek başıma oturuyordum ve duvarda bir film için bir poster gördüm. Bu,

American movie called After Earth. So I knew the name of the movie. I knew it was written

After Earth adlı bir Amerikan filmi. Böylece filmin adını biliyordum.

in English on that too, but everything else on the poster was in Korean, which I don't

Bunun üzerinde de İngilizce yazdığını biliyordum ama posterdeki diğer her şey Koreceydi, ki bunu

know. But I challenged myself right there because I didn't have anything else to do,

bilmiyorum. Ama yapacak başka bir şeyim olmadığı için

to see if I could figure out some Korean. So, again, I don't know any Korean at all.

biraz Korece çözebilir miyim diye kendimi zorladım. Tekrar ediyorum, hiç Korece bilmiyorum.

I've never studied Korean before. But just looking at this poster, I'd begin to kind

Daha önce hiç Korece çalışmadım. Ama sadece bu postere baktığımda, bir

of... it's like a mystery movie. I'm looking around for clues and seeing if I can figure

şekilde başlardım... bu bir gizem filmi gibi. Etrafta ipuçları arıyorum ve

out any of that on my own, because I know that I'll understand something, if I understand

bunlardan herhangi birini kendi başıma çözüp çözemeyeceğime bakıyorum, çünkü bir şeyi anlayacağımı biliyorum, eğer bir

something by myself, I'll feel really excited about that and I'll want to remember that

şeyi kendi başıma anlarsam, bu konuda gerçekten heyecanlanacağım ve yapacağım. bu fikri hatırlamak istiyorum

idea. It will, again, be more powerful than someone

. Yine, birinin

just trying to teach me some Korean. Like, "Hey, remember these things," because again,

bana biraz Korece öğretmeye çalışmasından daha güçlü olacak. "Hey, bunları hatırla" gibi, çünkü yine

if you tell your child, "Hey, don't touch that. It's hot," they're not going to listen

çocuğunuza "Hey, buna dokunma. Hava çok sıcak" dersen,

to you. But if they touch the hot stove by themselves, then they remember all that much

seni dinlemeyecekler. Ama sıcak sobaya kendi başlarına dokunurlarsa, bunu çok

more clearly and they don't do it again. So, I'm watching this thing, looking at the poster,

daha net hatırlıyorlar ve bir daha yapmıyorlar. Bu şeyi izliyorum, postere bakıyorum

and I see at the top, there's some Korean writing for it looks like, I'm guessing, is

ve üstte Korece yazılar olduğunu görüyorum, sanırım

the names of the actors in the movie. Now, luckily for me, the two actors in this movie,

filmdeki oyuncuların isimleri gibi görünüyor. Şimdi, şansıma, bu filmdeki iki aktör,

After Earth, it's Will Smith and his son, Jaden Smith, so they have the same Smith last

After Earth, Will Smith ve oğlu Jaden Smith, yani aynı Smith soyadına sahipler

name. Sure enough, I'm looking at this poster and

. Tabii ki, bu postere bakıyorum ve

I see, oh, look at that. It's the same Korean character. Probably it's like Japanese because

görüyorum ki, oh, şuna bak. Aynı Korece karakter. Muhtemelen Japonca gibi çünkü

it's three characters for the last name, so it's probably phonetic, like su, me, su. So,

soyadı için üç karakter var, bu yüzden muhtemelen fonetik, su, ben, su gibi.

I looked at that, and yeah, the first character and the third character were the same one.

Buna baktım ve evet, ilk karakter ve üçüncü karakter aynıydı.

So it's like, oh, okay, that's probably the same su character, so it's probably su me

Yani, oh, tamam, bu muhtemelen aynı su karakteri, bu yüzden muhtemelen su me

su. I looked at the other name and it was the same thing. I said, "Oh, wow. Look at

su. Diğer isme baktım ve aynı şeydi. "Oh, vay.

that. I bet that's true." Then I look at my phone and just, "Okay, if I can figure out

Şuna bak. Bahse girerim bu doğrudur" dedim. Sonra telefonuma bakıyorum ve "Tamam,

some Korean it's like, yeah, that's what it is."

biraz Korece çözebilirsem, evet, işte böyle."

I noticed that same character was also in the name of the movie, which is After Earth.

Aynı karakterin filmin adı After Earth'te de olduğunu fark ettim.

But in Korean, I'm guessing it would be like ah su, something like that. So, it's similar

Ama Korece'de ah su gibi olacağını tahmin ediyorum , bunun gibi bir şey. Yani,

to what it would be in Japanese. Anyway, I'm sitting there and I was really like, "Look,

Japoncadakine benzer. Her neyse, orada oturuyordum ve gerçekten "Bak, bu

it's just yet another example of how if I learn something, if I discover something,

nasıl bir şey öğrenirsem, bir şey keşfedersem,

then it becomes my first language, and it's not something that someone else was trying

o zaman benim ilk dilim olur ve başka birinin denediği bir şey olmadığının başka bir örneği" dedim.

to teach me." One of the main things that I try to educate people about on this channel

bana öğret." Bu kanalda insanları eğitmeye çalıştığım en önemli şeylerden biri,

is that there's no such thing as a second language. That's a thing in your mind that

ikinci dil diye bir şeyin olmadığıdır . Bu,

you create where you're like, "Well, this is a second language," and because you think

"Pekala, bu ikinci bir dil" dediğiniz yerde zihninizde yarattığınız bir şeydir ve

it's a second language, you try to learn it as a second language way, so people think,

bunun ikinci bir dil olduğunu düşündüğünüz için, onu ikinci bir dil yolu olarak öğrenmeye çalışırsınız, böylece insanlar,

okay, you have to use flash cards and you have to do all this other stuff.

tamam diye düşünür. , bilgi kartları kullanmalısın ve diğer tüm şeyleri yapmalısın.

But again, it's not what you do. You're actually pushing yourself further away from the language

Ama yine, yaptığın şey bu değil. Bunu yaptığınızda aslında kendinizi dilden daha da uzaklaştırmış oluyorsunuz

when you do that. But if really you remember, you're already speaking multiple first languages

. Ama gerçekten hatırlarsanız, zaten birden çok birinci dili

by yourselves. You speak one way with your parents, one way with kids that you see, one

kendi başınıza konuşuyorsunuzdur. Ailenle bir şekilde , gördüğün çocuklarla bir şekilde,

way casually, one way professionally. These are all different languages, and so you already

gelişigüzel bir şekilde, profesyonelce bir şekilde konuşuyorsun. Bunların hepsi farklı dillerdir ve bu nedenle zaten

speak multiple first languages fluently, and you can make English your first language as

birden fazla birinci dili akıcı bir şekilde konuşuyorsunuz ve aynı şekilde öğrenirseniz İngilizceyi de ana diliniz yapabilirsiniz

well if you learn in that same way. You got to make it your own language. This is why

. Onu kendi dilin yapmalısın. Bu yüzden

all the teaching I try to do, I'm not really teaching people things, I'm more giving them

yapmaya çalıştığım tüm öğretim, insanlara gerçekten bir şeyler öğretmiyorum, onlara daha çok

an environment where they discover the lesson, and that's why people can't really say why

dersi keşfettikleri bir ortam veriyorum ve bu yüzden insanlar dersleri neden sevdiklerini gerçekten söyleyemiyorlar.

they like the lessons, they're just like, "Yeah, I really learned a lot." What they

' Evet, gerçekten çok şey öğrendim' gibi.

mean is that they discovered something themselves. Does that make sense? That's the biggest kind

Demek istedikleri, kendilerinin bir şey keşfettikleri. bu mantıklı mı?

of secret about what I do. So, I've taken that, and as I mentioned at

Ne yaptığımla ilgili en büyük sır bu. Bunu aldım ve

the beginning of this video, what I really wanted to do was create a system that anybody

bu videonun başında da belirttiğim gibi, gerçekten yapmak istediğim şey, dilin nasıl çalıştığını herkesin kendisine öğretebileceği bir sistem yaratmaktı

could use to teach themselves how the language works, because if you can do that, them without

çünkü bunu yapabilirseniz, onlar

a teacher trying to tell you something, you really discover the language for yourself.

size bir şey anlatmaya çalışan bir öğretmen, dili gerçekten kendiniz keşfedersiniz.

But this wasn't really possible many years ago when I started teaching on YouTube. Video

Ancak yıllar önce YouTube'da ders vermeye başladığımda bu gerçekten mümkün değildi. Video, o zamanlar

was the best thing that I had available at that time, but now I actually have what I

sahip olduğum en iyi şeydi , ama şimdi gerçekten ihtiyacım olan şeye sahibim

need, and that's software. That's why from the beginning, I was always thinking, "How

ve bu yazılım. Bu yüzden başından beri hep "Nasıl

can I create a system?" And that's when I began building Frederick, which is the first

bir sistem oluşturabilirim?" diye düşünüyordum. İşte o zaman, insanların öğrenmesine yardımcı olmak için yaptığımız bir dizi uygulamanın ilki olan Frederick'i oluşturmaya başladım

of a series of apps that we're making to help people learn.

.

This is why it's really the fastest way to learn a second language, because you're discovering

Bu yüzden ikinci bir dili öğrenmenin gerçekten en hızlı yolu, çünkü

the rules for yourself, you're able to compare different sounds and see how they work and

kuralları kendiniz keşfediyorsunuz, farklı sesleri karşılaştırabiliyor ve nasıl çalıştıklarını ve

they relate to one another, and that's what's actually going to help you become a fluent

birbirleriyle ilişkilerini görebiliyorsunuz ve aslında olacak olan da bu. çok daha hızlı bir şekilde akıcı bir konuşmacı olmanıza yardımcı olur

speaker much faster. You own the language when you can learn it that way. So, while

. Bu şekilde öğrenebildiğiniz zaman dile sahip olursunuz. Bu nedenle,

basically everybody else is still trying to do things the traditional way, which is I'm

temelde herkes hala işleri geleneksel yolla yapmaya çalışırken, yani ben

going to tell you what things are, going to give you a list of words or grammar points

size işlerin ne olduğunu söyleyeceğim, size hatırlamanız için kelimelerin veya gramer noktalarının bir listesini vereceğim

to remember, I'm going to let you discover that. This is what I call explorative learning.

, ben size izin vereceğim. bunu keşfet. Keşifsel öğrenme dediğim şey bu.

So, another thing I developed, not because I'm special, but it's because I'm watching

Geliştirdiğim başka bir şey de, özel olduğum için değil,

what learners do. Everything I do is for you out there, all my learners. Again, there are

öğrencilerin ne yaptığını izlediğim için. Yaptığım her şey sizin için , tüm öğrencilerim. Yine, benimkinden daha

lots of people who have larger YouTube channels than mine. I think that's fantastic. But I'm

büyük YouTube kanallarına sahip birçok insan var . Bence bu harika. Ama ben

just focusing on you, and I really want to help you. That's what I do, and again, I just

sadece sana odaklanıyorum ve gerçekten sana yardım etmek istiyorum. Yaptığım şey bu ve tekrar, benimle öğrenmeye

wanted to say thank you for taking the time to learn with me, and it's been a great journey.

zaman ayırdığınız için teşekkür etmek istedim ve bu harika bir yolculuktu.

I'm also learning a lot from you. So, hopefully this makes sense. I've tried to share a lot

Ben de sizden çok şey öğreniyorum. Yani, umarım bu mantıklıdır. Bu videoda bir çok bilgiyi paylaşmaya çalıştım

of information in this video. I wanted this not just to be a typical, like, "Hey, I've

. Bunun sadece "Hey, çok

got a number of subscribers," or whatever, and that's it.

sayıda abonem var" veya her neyse, gibi tipik bir şey olmasını istemedim ve hepsi bu.

Here's what I'm doing to celebrate. I'm going back to work. I was never like, "Yay, I want

İşte bunu kutlamak için yapıyorum. İşe geri dönüyorum. Asla "Yaşasın,

to hit X number of subscribers and make all this money," or whatever, and go buy a house

X abone sayısına ulaşmak ve tüm bu parayı kazanmak istiyorum" ya da her neyse, gidip bir ev

or something. I never stop working. I'm always here. I'm always going back and doing what

falan satın almadım. Çalışmayı asla bırakmam. Ben her zaman buradayım. Her zaman geri dönüyorum ve

I want to do because I love to teach and I love to show people, especially when they've

yapmak istediğim şeyi yapıyorum çünkü öğretmeyi ve insanlara göstermeyi seviyorum, özellikle de

been learning one way and it's been really difficult for them and they've had lots of

bir şekilde öğreniyorlarsa ve bu onlar için gerçekten zorsa ve pek çok

problems, when they finally see that language learning doesn't have to be difficult if you

sorun yaşamışlarsa, Sonunda dil öğrenmenin

do it in the right way, we are actually designed to learn perfectly well any language we want

doğru şekilde yaparsanız zor olmak zorunda olmadığını anladıklarında, aslında öğrenmek istediğimiz herhangi bir dili mükemmel bir şekilde öğrenmek için tasarlandık

to learn, it's just how we learn that. I always tell learners that you were born to speak

, bunu böyle öğreniyoruz. Öğrencilere her zaman konuşmak için doğduğunuzu

and you were born to speak multiple languages, it just depends on how you learn them.

ve birden çok dili konuşmak için doğduğunuzu söylerim, bu sadece onları nasıl öğrendiğinize bağlıdır.

Most people are not going to get that opportunity, and so even the million people or whenever

Çoğu insan bu fırsata sahip olmayacak ve bu yüzden milyonlarca insan bile veya

people are watching this in the future, discover this video, remember that you really can become

gelecekte insanlar bunu her izlediğinde, bu videoyu keşfedin, eğer isterseniz

a confident, fluent speaker of any language you want to if you're learning the right way.

herhangi bir dili gerçekten kendinden emin, akıcı bir şekilde konuşabilen biri olabileceğinizi unutmayın. doğru yolu yeniden öğreniyoruz.

Hopefully other people will continue to copy what I'm doing so that more people can apply

Umarım diğer insanlar benim yaptığımı kopyalamaya devam eder, böylece daha fazla insan

this to different languages for learning anything out there. People are already asking me, "Hey,

bunu herhangi bir şey öğrenmek için farklı dillere uygulayabilir . İnsanlar şimdiden bana "Hey,

when are you going to teach Spanish and French and other things like that?" I say, "No, no,

ne zaman İspanyolca, Fransızca ve buna benzer şeyler öğreteceksin?" diye soruyorlar. "Hayır, hayır,

my guide is English Anyone, English, because we still got a lot of work to do, so that's

benim rehberim English, English, çünkü hâlâ yapacak çok işimiz var, yani

what I'm doing. I'm taking a couple minutes to make this video, and I'm going right back

ben öyle yapıyorum. Bu videoyu yapmak için birkaç dakikamı ayırıyorum ve ben" Hemen

to work. I'm not shooting this on the moon or something

işe dönüyorum. Bunu Ay'da falan çekmiyorum

like that. Anyway, I don't want to make this video too long. How long has this been? Oh,

. Neyse, bu videoyu çok uzatmak istemiyorum. Ne kadar oldu bu?

man, it's like 40 minutes or something like that. Now, knowing YouTube, a lot of people

40 dakika falan falan ya bunun gibi bir şey . Şimdi, YouTube'u bilen pek çok kişi

will not make it to the end of this video, but hopefully the people who do got some really

bu videonun sonuna kadar gelemeyecek, ancak umarım gerçekten

great information. I'd love to know how I've helped you if you've been following me for

harika bilgilere sahip olan kişiler vardır. Eğer bana yardımcı olursanız size nasıl yardımcı olduğumu bilmek isterim. Beni bir süredir takip ediyorum

awhile, or even if you're new, please post a comment down below this video. I don't need

ya da yeni olsanız bile lütfen bu videonun altına bir yorum yazın.

to hear thank you or anything, it's just more like how have you improved or what is something

Teşekkür ederim ya da herhangi bir şey duymama gerek yok, daha çok kendinizi nasıl geliştirdiniz ya da ne gibi bir şey oldunuz gibi.

you've learned from me that's been really helpful? Because other people will read the

Benden bunun gerçekten yardımcı olduğunu öğrendim . Çünkü diğer insanlar yorumları okuyacak

comments and that will help them too, because even with the amount of information I've shared,

ve bu onlara da yardımcı olacaktır, çünkü paylaştığım bilgi miktarına rağmen,

there is really a lot more that I could probably share for people, and I hope really you understand

muhtemelen insanlar için paylaşabileceğim çok daha fazla şey var. ve umarım

the power is in your hands to become a great speaker.

harika bir konuşmacı olmak için gücün sizin elinizde olduğunu gerçekten anlamışsınızdır .

Anyway, I'm losing my voice over here, so that will be the end of the video from me.

Her neyse, burada sesimi kaybediyorum, o yüzden benden videonun sonu bu olacak. Bahsettiğim

If you'd like to learn more about all the different programs I've talked about, just

tüm farklı programlar hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz

come to englishanyone.com or send us a mail at [email protected]. Really, that's,

englishanyone.com'a gelin veya [email protected] adresinden bize bir e-posta gönderin . Gerçekten,

again, all the things that we create, it's because we saw problems and wanted to really

yarattığımız her şey bu, çünkü problemler gördük ve gerçekten

create something that's perfect for learners, because I didn't sit in a classroom to learn

öğrenciler için mükemmel bir şey yaratmak istedik, çünkü ben Japonca öğrenmek için bir sınıfta oturmadım

Japanese. Japanese is the first language really where I only had maybe four classroom lessons

. Japonca, onlardan ayrılmadan önce sadece belki dört sınıf dersi aldığım

before I quit those and then just started applying these principles on my own and then

ve sonra bu ilkeleri kendi başıma uygulamaya başladığım ve sonra

started speaking that. Anyway, have a fantastic day. Thank you again

bunu konuşmaya başladığım ilk dildir. Her neyse, harika bir gün geçirin.

so much for learning with me and for being on this journey with me and for just being

Benimle öğrendiğin ve benimle bu yolculukta olduğun ve

an awesome subscriber and viewer of the channel. I wish you the best, and however you continue

kanalın harika bir abonesi ve izleyicisi olduğun için tekrar çok teşekkür ederim. Size en iyisini diliyorum ve nasıl

to learn, try to get things from me, maybe other people that you enjoy learning with,

öğrenmeye devam ederseniz edin, benden, belki birlikte öğrenmekten zevk aldığınız diğer insanlardan bir şeyler almaya çalışın

and keep working towards fluency, because I know you can do it. All right, well, that's

ve akıcılık için çalışmaya devam edin, çünkü bunu yapabileceğinizi biliyorum. Pekala, işte

it. Now I need to save my voice. Oh, man. I've been talking too much. Have a fantastic

bu kadar. Şimdi sesimi kurtarmam gerekiyor. Oh, adamım. Çok fazla konuşuyorum. Harika bir

day, and if you'd like to keep learning, you can do these three simple things right now.

gün geçirin ve öğrenmeye devam etmek istiyorsanız şu üç basit şeyi hemen şimdi yapabilirsiniz.

1. Click on this link to subscribe to my YouTube channel for over 500 free videos.

1. 500'den fazla ücretsiz video için YouTube kanalıma abone olmak için bu bağlantıya tıklayın.

2. Click on this link to download my #1 eBook guide to fast fluency, FREE! And…

2. Hızlı akıcılık için 1 numaralı e-Kitap rehberimi ÜCRETSİZ indirmek için bu bağlantıya tıklayın ! Ve…

3. Click here to watch the most popular video on English fluency here on YouTube!

3. YouTube'da İngilizce akıcılığıyla ilgili en popüler videoyu buradan izlemek için buraya tıklayın !