Learning English - Late and Live - 4th APRIL 2018 - Interactive chat - Improve your listening

dipy dipy dip dip dip do do do do to yes hello hello out there in internet land

dipy dipy dip dip dip yapmak yapmak için evet merhaba merhaba internet diyarında

it is once again time for us all to join together across the World Wide Web

bir kez daha hepimizin World Wide Web'de bir araya gelme zamanı geldi

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

really hope so are you happy are you happy well are you

gerçekten umarım mutlusun

happy I really really hope so here we go again it's a Wednesday night

mutlu musun mutlu musun

I don't know about you but these weeks are going by so quickly we are already

o kadar çabuk

into the first week of April I can't believe it in fact last week I kept

nisanın ilk haftasına girdik inanamıyorum aslında geçen hafta nisan yeni gelmiş olmasına rağmen

saying that it was still March even though April had just arrived so at

hala mart olduğunu söyleyip duruyordum bu yüzden

the weekend I still thought it was March even though now we are four days into

hafta sonu hala mart olduğunu düşünmüştüm şimdi öyle olmamıza rağmen Nisan'a dört gün kaldı

April anyway I hope you are ok I hope you can see me ok I hope you can hear me

umarım iyisindir umarım beni görebilirsin tamam umarım beni duyabilirsin

and I am keeping my fingers crossed that we don't have any technical problems

tonight because last week we had a few problems can I just say that today there

sadece bugün

has been a new update available on my encoder the thing that allows this live

kodlayıcımda yeni bir güncelleme olduğunu söyleyin, bu canlı

stream to work and all I'm going to say is I've decided not to install the

akışın çalışmasına izin veren şey ve tüm söyleyeceğim, güncellemeyi yüklememeye karar verdim,

update I've actually installed an older version

aslında daha eski bir sürümü yükledim.

a very old version of the encoder so hopefully tonight it will work ok I'm

kodlayıcının çok eski versiyonu bu yüzden umarım bu gece çalışır tamam Gerçekten

really hoping there won't be any technical issues so I hope you can hear

herhangi bir teknik sorun olmayacağını umuyorum bu yüzden

me ok the live chat of course is up and running

beni duyabiliyorsundur tamam canlı sohbet tabii ki çalışıyor ve çalışıyor

it wouldn't be live English without the live chat so let's have a look and see

canlı olmayacak İngilizce canlı sohbet olmadan bir göz atalım ve

who is on oh look at this Pedro is first on the live chat hello

kimlerin sohbette olduğunu görelim oh buna bakın Pedro canlı sohbette ilk sırada merhaba

Pedro nice to see you also Mohamed hello to you as well and mr. Duncan you are

Pedro sizi görmek güzel ayrıca Mohamed size de merhaba ve bay. Duncan

coming too early too early no I'm not too early it's just after 10 o'clock at

çok erken geliyorsun çok erken hayır çok erken değilim

night here in the UK I am right on time in fact I think I am completely

burada Birleşik Krallık'ta saat gece 10'dan hemen sonra tam zamanında geliyorum aslında bence bu gece kesinlikle ve kesinlikle zamanında geleceğimden

absolutely without a shadow of a doubt on time tonight so I have no doubts

şüphem yok bu yüzden

about that whatsoever Alex is here hi mr. Duncan I was waiting for you more

Alex'in burada olduğundan hiç şüphem yok merhaba bayım. Duncan Seni

than the Champions League oh I have a feeling that alex is a fan of football

Şampiyonlar Ligi'nden daha çok bekliyordum oh içimden bir his var ki alex bir futbol fanatiği

also Stefano is here hello Stefano hello tgn hello Ana

ve Stefano da burada merhaba Stefano merhaba tgn merhaba Ana

hello mr. Duncan nice to see you again nice to see you too so nice to see so

merhaba bay. Duncan sizi tekrar görmek güzel sizi tekrar görmek güzel sizi görmek çok güzel

many people here on a Wednesday night we are receiving you says Claire thank you

burada bir çarşamba gecesi bu kadar çok insanı görmek çok güzel sizi alıyoruz diyor Claire bunun

very much for that it's wonderful mr. Duncan there are people here all over

için çok teşekkür ederim bu harika bay. Duncan burada dünyanın her yerinden insanlar var

the world Aurora you are right and that's one of the reasons why I love

Aurora haklısın ve bunu yapmayı sevmemin nedenlerinden biri de bu,

doing this is because it brings so many people together

çünkü bu kadar çok insanı bir araya getiriyor, bu

isn't it amazing I never fail to be impressed by technology I absolutely

harika değil mi Teknolojiden etkilenmeyi asla başaramıyorum Kesinlikle

love it of course there are downsides of technology there are negative things as

seviyorum teknolojinin olumsuz tarafları da var tabii ki dün gördüğümüz gibi olumsuz şeyler de var

we saw yesterday there can be things that happen that make people upset or

insanları üzen ya da

make people feel sad but not everything is like that a Cass or a class says I

üzen şeyler olabiliyor ama her şey öyle değil bir Cass ya da bir sınıf

like your personality thank you very much that's very kind of you well I

kişiliğini beğendim çok teşekkür ederim diyor. çok naziksiniz,

always try to be happy because being happy makes life much easier to bear to

her zaman mutlu olmaya çalışırım çünkü mutlu olmak hayatı katlanmayı çok daha kolaylaştırır

be honest Jule 0/2 says hello as well hello to you all thanks for joining me

dürüst olmak gerekirse Jule 0/2 hepinize merhaba ve hepinize merhaba diyor bana katıldığınız için teşekkürler

so it is Wednesday night we are late and live would you like to have a look out

bu yüzden çarşamba gecesi geç kaldık ve canlı yayındayız. pencereden dışarı bakmayı seviyorsunuz

the window well here is the view tonight this is

işte bu geceki manzara bu

actually the view from around about seven o'clock this evening and here it

aslında bu akşam saat yedi civarındaki manzara ve işte bu bu gece pencereden dışarı

is so this is the view that we had tonight out of the window and you can

baktığımız manzara bu ve

see it's quite cloudy this evening in fact at the moment it's actually raining

görebilirsiniz bu akşam hava oldukça bulutlu aslında şu anda gerçekten yağmur yağıyor bu

so we have rain falling at the moment and there is the view this evening so

yüzden şu anda yağmur yağıyor ve manzara var bu akşam

very cloudy a little chilly as well to be honest it doesn't feel very much like

çok bulutlu biraz soğuk ve dürüst olmak gerekirse bu gece pek bahara benzemiyor

spring tonight if I was completely honest with you so the weather tonight

Sana karşı tamamen dürüsttüm bu yüzden bu gece hava

is a little chilly a little wet oh look can you see there is a pigeon in

biraz soğuk biraz ıslak oh bak bahçemde bir güvercin var

my garden I don't know what it's doing but it seems to be very interested in

ne yaptığını bilmiyorum ama görünüşe göre

the cherry blossom tree for some reason I don't know why it looks as if it's

kiraz çiçeği ağacına çok ilgi gösteriyor. nedense

eating something from the cherry blossom tree I wonder what it is so there it is

kiraz çiçeği ağacından bir şey yiyormuş gibi göründüğünü bilmiyorum, ne olduğunu merak ediyorum, işte bu

that is a little snippet a little excerpt of this evenings view after the

küçük bir parça bu akşamın pencereden sonraki görüntüsünden küçük bir alıntı

window I hope you enjoyed that so lots of people on the live chat coming up

umarım beğenmişsinizdir Bu gece canlı sohbetteki bir çok insan geliyor,

tonight well first of all can I say that tomorrow we have a very busy day mr.

öncelikle şunu söyleyebilirim ki yarın çok yoğun bir gün geçireceğiz bayım.

Steve and myself because tomorrow we are going to a wedding it's true so tomorrow

Steve ve ben çünkü yarın bir düğüne gidiyoruz bu doğru o yüzden yarın

we have a very busy day which means that tonight's live stream will be a little

çok yoğun bir gün geçireceğiz bu da demek oluyor ki bu akşamki canlı yayın

shorter than usual and for those who are wondering where mr. Steve is don't worry

normalden biraz daha kısa olacak ve merak edenler için Mr. Steve merak etmeyin bayım

mr. Steve will be here at around about 10:30 he will be here what I'm wondering

. Steve yaklaşık 10:30 civarında burada olacak, merak ettiğim şey,

is what will mr. Steve's first words be tonight what do you think the first

bay ne olacak? Steve'in ilk sözleri bu gece olacak sizce ilk

thing will be that mr. Steve says tonight as he arrives what do you think

şey ne olacak bayım? Steve bu gece geldiğinde ne diyeceğini söylüyor sizce merhaba mı

he will say do you think he will say hello

diyecek

do you think he will say hello everybody or do you think he will say I'm here I'm

sizce herkese merhaba mı diyecek yoksa ben buradayım mı diyecek

here what do you think what do you think mr.

sizce ne düşünüyorsunuz ne yapacaksınız düşün bayım

Steeves first words will be tonight on the live

Steve'in ilk sözleri bu gece canlı yayında olacak,

stream please let me know if you think you have an idea so the live chat is

lütfen bir fikriniz olduğunu düşünüyorsanız bana bildirin, bu yüzden canlı sohbet

very busy oh my goodness so many people are now on the live chat M Cisco says

çok meşgul aman tanrım, şu anda pek çok kişi canlı sohbette M Cisco

hello mr. Duncan nice to see you greetings from Barcelona it is a very

merhaba diyor bay. Duncan sizi görmek güzel Barselona'dan selamlar çok

long winter well it certainly feels like a long

uzun bir kış pekala burada kesinlikle uzun bir

winter here to be honest who is getting married tomorrow asks Pedro hello Pedro

kış gibi geliyor dürüst olmak gerekirse kim yarın evleniyor Pedro'ya merhaba diye soruyor Pedro

tomorrow it is a friend of Steve's and also myself it is a person who is a

yarın Steve'in bir arkadaşı ve benim de

member of the choir in which mr. Steve is a member and she is getting married

Mr. Steve bir üye ve

tomorrow and we have been invited and mr. Steve will be singing at the wedding

yarın evleniyor ve biz davet edildik ve Mr. Steve yarınki düğünde şarkı söyleyecek,

tomorrow so mr. Steve has a very busy day

o yüzden Mr. Steve'in yarın çok yoğun bir günü var, bu

tomorrow so it's a friend of ours called Emma she

yüzden Emma adında bir arkadaşımız

is getting married tomorrow Abdul Azziz says hello from Saudi Arabia hello to

yarın evleniyor Abdul Azziz Suudi Arabistan'dan merhaba diyor

you as well Abdul Aziz thanks for saying hello my daughter says she is going to

size de merhaba Abdul Aziz merhaba dediğin için teşekkürler kızım ben

say I'm here yes I think mr. Steve's first words tonight will be I'm here or

buradayım diyeceğini söylüyor evet bence bay Steve'in bu akşamki ilk sözleri ben buradayım olacak ya da

of course he might just say hello because that's what he normally says to

elbette sadece merhaba diyebilir çünkü normalde böyle söyler,

be honest I've got a question about the chocolate oh I see have you eaten all of

dürüst olmak gerekirse çikolata hakkında bir sorum var oh görüyorum ki tüm çikolatayı yedin mi

the chocolate is there any chocolate left can I just

hiç çikolata var mı sol

tell you now that we won't be eating any chocolate tonight because there is non

şimdi size sadece bu gece hiç çikolata yemeyeceğimizi söyleyebilirim çünkü

left we have eaten all of the chocolate and yes I know what you're

kalan kalmadı tüm çikolatayı yedik ve evet ne

going to say mr. Duncan eating all that chocolate will make you fat and sick I

söyleyeceğinizi biliyorum bayım. Duncan'ın o kadar çikolatayı yemesi seni şişmanlatır ve hasta eder

know can I let you in on a little secret mr. Steve at the moment is feeling a

Biliyorum sana küçük bir sır verebilir miyim Bay? Steve şu anda kendini

little unwell because I think we have eaten too much chocolate did you see

biraz kötü hissediyor çünkü bence çok fazla çikolata yedik

Steve on Sunday he was pushing all of that chocolate into his mouth he was a

Pazar günü Steve'i gördünüz mü çikolatanın hepsini ağzına tıkıyordu

bit greedy to be honest on on Sunday I do apologize for mr. Steve's gluttony ah

Pazar günü dürüst olmak gerekirse biraz açgözlüydü Bay . Steve'in oburluğu ah bu

that's a great word isn't it gluttony gluttony means greed a person who has

harika bir kelime değil mi?

more than they need of something quite often referring to food gluttony a

person who eats too much they are very greedy we describe that behavior as

gluttony very nice so mr. Steve is feeling a little not not

Bay. Steve biraz hasta değilmiş gibi hissediyor

sick mr. Steve isn't sick but he feels as if he's eaten too much sugar this

Bay. Steve hasta değil ama bu hafta çok fazla şeker yemiş gibi hissediyor

week and to be honest with you I agree with him to be honest I think we've both

ve size karşı dürüst olmak gerekirse, ikimiz de

had a little bit too much too much chocolate this week so mr. Steve was a

bu hafta biraz fazla çikolata yedik, bu yüzden bayım. Steve

little bit greedy at the weekend I'm eating chocolate every day this week

hafta sonu biraz açgözlüydü bu hafta her gün çikolata yiyorum

says Arora really mr. Duncan will you never say my name correctly pp Tana

diyor Arora gerçekten mr. Duncan adımı asla doğru söylemeyecek misin pp Tana

potage Babu potage Babu oh it's gone now P Taj Babu Zaire it keeps disappearing

potage Babu potage Babu oh gitti şimdi P Taj Babu Zaire

from the screen I'm sorry about that have you decided what to wear tomorrow

ekrandan kaybolup duruyor Bunun için üzgünüm yarın ne giyeceğine karar verdin mi

we are both wearing suits speakers suits are normally the things you wear so

ikimiz de takım giyiyoruz hoparlör takımları normal normalde giydiğin şeyler

normally when you go to a wedding you normally look very smart very

bir düğüne gittiğinde normalde çok şık görünürsün çok

presentable so normally when you attend a wedding

prezentabl yani normalde bir düğüne gittiğinde normalde

you normally wear a suit and a tie quite often you will look very smart so that

takım elbise ve kravat takarsın oldukça sık çok şık görünürsün bu yüzden

is what I will do tomorrow in fact my suit is hanging up just over there over

yarın yapacağım şey bu Aslında takım elbisem

the other side of the studio so maybe later I will show you the suit that I'm

stüdyonun diğer tarafında asılı duruyor, bu yüzden belki daha sonra size yarın giydiğim takım elbiseyi gösteririm,

wearing tomorrow if I have time and of course mr. Steve will be here soon

eğer zamanım olursa ve tabii ki Mr. Steve birazdan burada olacak

questions tonight have you ever been to a wedding have you ever been to a

sorular bu gece hiç bir düğüne gittiniz mi hiç bir

wedding ceremony what do you do in your country because I know that around the

düğün törenine gittiniz mi ülkenizde ne yaparsınız çünkü biliyorum ki

world weddings are celebrated in different ways for example in China

dünya çapında düğünler farklı şekillerde kutlanır, örneğin Çin'de

there are many many different things involved during a wedding wedding

pek çok Bir düğün düğün töreni sırasında farklı şeyler söz konusudur,

ceremony so there's a party before the wedding and then there's a wedding

bu nedenle düğünden önce bir parti vardır ve ardından bir düğün

ceremony and then there is a lot of food eaten as well and quite often there will

töreni vardır ve ardından çok fazla yemek yenir ve çoğu zaman

be a very large photograph or a collection of photographs of the bride

çok büyük bir fotoğraf veya gelinin fotoğraflarından oluşan bir koleksiyon olur.

and also the groom so lots of pictures around the area in which the meal is

ve ayrıca damat, yemeğin yendiği bölgede o kadar çok resim var ki,

taking place so quite often during a Chinese wedding there will be lots of

bir Çin düğünü sırasında oldukça sık,

large photographs of the happy couple in fact I think in Chinese culture because

mutlu çiftin bir sürü büyük fotoğrafı olacak, aslında Çin kültürüne ait olduğunu düşünüyorum çünkü

I did live there for over four years photography is a very important part of

orada fazladan bir süre yaşadım. dört yıllık fotoğrafçılık, düğün töreninin çok önemli bir parçası,

the wedding ceremony a little bit like here now many people here have videos

biraz burada olduğu gibi, şimdi buradaki birçok insanın

made of their wedding so quite often they will have a professional cameraman

düğünlerinden yapılmış videoları var, bu yüzden sıklıkla profesyonel bir kameraman olacak

and he or she will film the wedding and then all of the guests will get a copy

ve düğünü ve ardından tüm konukları filme alacak. düğün töreninin bir kopyasını alacak,

of the wedding ceremony so there you go so that's normally what happens here and

o yüzden işte, normalde burada ve

also in China as well but what about where you are what do people normally

Çin'de de olan bu ama peki ya nerede insanlar normalde

buy as a wedding gift because we are going to a wedding

düğün hediyesi olarak ne alıyorlar çünkü yarın bir düğüne gidiyoruz

tomorrow and we have to give a wedding gift of course it is customary it is a

ve bizde var düğün hediyesi vermek tabi ki adettir adettir

custom so when we go to a wedding normally we will take a gift with us but

yani normalde bir düğüne gittiğimizde yanımıza hediye alırız ama yarın

the person whose wedding we are going to tomorrow has asked for no presence

düğününe gideceğimiz kişi yokluk istemiş onun

instead they want money yes they want money so instead of gifts tomorrow they

yerine para istiyor evet para istiyorlar yani yarın hediye yerine

have requested that we give money instead hmm so what happens at weddings

para vermemizi istediler hmm yani ülkenizdeki düğünlerde ne oluyor düğüne

in your country what happens when you go to a wedding and what do you normally

gittiğinizde ne oluyor ve

buy as a gift if you go to a wedding in your country what do you normally give

ülkenizde bir düğüne giderseniz normalde hediye olarak ne alırsınız normalde

as a gift lots of people on the live chat it is going by so quickly I can

hediye olarak ne verirsiniz canlı sohbette çok sayıda insan o kadar hızlı geçiyor ki yetişemiyorum

hardly keep up there are many steps in Javanese culture says Haris many steps

güçlükle yetişiyorum Cava kültüründe pek çok adım var Haris

to were to a Javanese wedding mr. Duncan I tried to find a video related to the

bir Cava düğünü için atılması gereken birçok adım olduğunu söylüyor bay. Duncan parti töreni ile ilgili bir video bulmaya çalıştım

party ceremony but I think you don't have it am i right I'm not sure actually

ama sanırım sende yok doğru mu emin değilim aslında

in my country Algeria there is a party before the ceremony

benim ülkemde Cezayir tören öncesi bir parti var bir

with loads of food traditional clothes photographs and videos it's so special

sürü yemek geleneksel kıyafet fotoğrafları ve videoları çok özel

thank you oome for that that's very nice Claire says at our weddings people will

teşekkür ederim oome bunun için çok güzel Claire diyor ki düğünlerimizde insanlar

get drunk and have a fight yes it's a little bit like here sometimes after the

sarhoş olur ve kavga eder evet biraz burası gibi bazen

wedding ceremony quite often there will be a party and normally during that

düğün töreninden sonra oldukça sık parti olur ve normalde o

party lots and lots of alcohol will be consumed and yes quite often people will

parti sırasında çok çok alkol tüketilecek ve evet çoğu zaman insanlar

get drunk so yes if the couple doesn't have gifts they will want money

sarhoş olacak bu yüzden evet çiftin hediyesi yoksa para isteyecekler haklısın satır ekle'

you are correct add row' that's exactly what happens

aynen böyle oluyor

I hate wedding ceremonies because the reception's asked are too long

Düğün törenlerinden nefret ediyorum çünkü resepsiyonlar çok uzun oluyor

Thank You Ernesto for that yes I think the wedding ceremony sometimes can be

Teşekkürler Bunun için sen Ernesto, evet bence düğün töreni bazen

very long indeed especially when they are singing lots of songs and there are

gerçekten çok uzun olabiliyor, özellikle de çok şarkı söylediklerinde ve

lots of speeches and sometimes when they are giving their wedding vows so each

çok konuşma yaptıklarında ve bazen evlilik yemini ettiklerinde yani

person involved in the marriage the husband and wife or should I say the

evliliğe dahil olan her kişi karı koca yoksa

bride and groom they will give Valls vowels so they will make promises to

gelin ve damat mı demeliyim Valls sesli harfleri verecekler, böylece

each other during the wedding ceremony quite often they will say I promise to

düğün töreni sırasında birbirlerine sözler verecekler sık ​​sık

love you and obey you and cherish you forever and ever till death us do part

seni seveceğime, sana itaat edeceğime ve ölüm bizi ayırana kadar sonsuza dek ve sonsuza dek sana değer vereceğime söz vereceğimi söyleyecekler

and then quite often there will be a symbol given a little symbol normally a

ve o zaman sıklıkla küçük bir sembol verilen bir sembol olacak normal olarak

ring will be put on the finger as you can see I don't have a ring on my finger

parmağa bir yüzük takılacak gördüğünüz gibi parmağımda yüzük yok

I'm not married before anyone asks because people always ask mr. Duncan are

Kimse sormadan evli değilim çünkü insanlar her zaman bay'a soruyor. Duncan

you married no I'm not married not yet anyway how much money is acceptable to

evli misin hayır henüz evli değilim zaten ne kadar para

give well it just depends really it depends on what the money is being used

vermek kabul edilebilir gerçekten paranın ne için kullanıldığına bağlı bu yüzden

for so sometimes maybe 10 pounds maybe 20 pounds maybe a hundred pounds maybe

bazen belki 10 pound belki 20 pound belki yüz pound belki

50 pounds so it just depends really so tomorrow we will not be taking a wedding

50 pound bu yüzden gerçekten değişir, yarın bir düğün

gift but we will be taking some money to give so we are giving a little gift in

hediyesi almayacağız ama vermek için biraz para alacağız, bu yüzden para şeklinde küçük bir hediye veriyoruz

the form of money Nicole says I don't believe in marriage

Nicole evliliğe inanmadığımı söylüyor,

it is the wrong thing to do generally Oh Nicole I'm intrigued to find out why you

bu yanlış bir şey Oh Nicole, bunu neden

think that very interesting a very interesting

çok ilginç bulduğunu merak ediyorum çok ilginç bir

point of view maybe a hundred and fifty dollars says Harris I'm not sure about

bakış açısı belki yüz elli dolar diyor Harris

that that's a very generous gift I must admit

Bunun çok cömert bir hediye olduğundan emin değilim

Sayaka says in food we serve rice and lentils with meat and sweet rice and we

Sayaka'nın söylediğini kabul etmeliyim yemek etli ve tatlı pilavlı pilav ve mercimek servis ediyoruz ve

serve lots of food for three days to the guests

misafirlere üç gün boyunca bolca yemek ikram ediyoruz

oh that sounds very nice that's one of the things I like about her wedding

oh bu kulağa çok hoş geliyor bu onun düğün töreninin sevdiğim yanlarından biri

ceremony because afterwards there is lots of free food nowadays cash is the

çünkü sonrasında bir sürü bedava yemek var bugünlerde nakit

best gift greetings from Algiers thank you a mead for your comment oome

Cezayir'den en iyi hediye selamlar teşekkür ederim yorumun için bir mead oome

Mohamed says maybe 50 pounds yes I must admit I like your idea I think 50 pounds

Mohamed belki 50 pound diyor evet itiraf etmeliyim ki fikrini beğendim bence 50 pound

is not too bad yes I think that's okay I think that's a

çok kötü değil evet bence sorun değil bence bu

very reasonable amount of money to give so when you go to a wedding you normally

çok makul bir para ver yani bir düğüne gittiğinde normalde

give a present so what would you normally give of course there are many

bir hediye verirsin yani normalde ne verirdin tabii ki

gifts that people will present and to be honest many of them are things that the

insanların vereceği pek çok hediye var ve dürüst olmak gerekirse bunların çoğu

couple might have already such as a toaster or something for the house or

çiftin zaten sahip olabileceği tost makinesi gibi şeyler. ev için ya da

maybe a small wedding gift in the form of a vars

belki küçük bir düğün hediyesi

or maybe something to put in their new home so to be honest with you

ya da belki yeni evlerine koymak için bir şey yani size karşı dürüst olmak gerekirse

there are many gifts many gifts that people give during weddings which are

insanların düğünlerde verdiği pek çok hediye var ve bunlar

seen as a little bit of a cliche so a cliche wedding gift

biraz abartılı olarak görülüyor. klişe yani klişe bir düğün hediyesi

some people will give money of course in fact nowadays many people do like to

bazı insanlar para verecek tabi ki aslında günümüzde pek çok kişi

give money during a wedding service we serve couscous and a soup called Shobha

bir düğün töreni sırasında para vermeyi seviyor biz kuskus ve Shobha adlı bir çorba servis ediyoruz

Shobha meatballs and salad fruit and tea thank you for that I must say that

Shobha köfte ve salata meyve ve çay bunun için teşekkür ederim söylemeliyim ki

sounds very delicious in fact Claire says maybe you can give them a tea towel

kulağa çok lezzetli geliyor aslında Claire diyor ki belki onlara bir kurulama bezi verebilirsin

yes although I'm not sure if that's very date a very generous not very generous

evet ama bunun çok eski olup olmadığından emin değilim çok cömert değil çok cömert

Rosa says the engaged couple make a list of gifts and put some story so you can

Rosa nişanlı çiftin hediyelerin bir listesini yaptığını ve gidebilmeniz için biraz hikaye koyduğunu söylüyor

go there and you can choose something to give and that comes from Rosa in Brazil

orada ve vermek için bir şey seçebilirsiniz ve bu Brezilya'daki Rosa'dan geliyor

yes we used to have a very similar thing here the the couple would normally make

evet, burada çok benzer bir şeyimiz vardı, çift normalde

a list of things they want and then you would choose something from the list and

istedikleri şeylerin bir listesini yapar ve sonra listeden bir şey seçersiniz ve

then when you made your choice that particular thing was removed from the

sonra siz seçimini yaptın o şey listeden çıkarıldı

list but nowadays to be honest with you many newlyweds many people who are

ama bugünlerde sana karşı dürüst olmak gerekirse birçok yeni evli

getting married or have just got married prefer to receive money I think it is a

evlenen ya da yeni evlenen birçok insan para almayı tercih ediyor Bence bu

sign of the times to be honest I think it is a sign of the times

dürüst olmanın zamanının bir işareti olduğunu düşünüyorum benim

I am from oh man our culture is quite different

kültürümüz çok farklı bizim kültürümüz çok farklı

we have henna which is a type of tattoo it is beautiful engravings oh yes I've

bir dövme türü olan kınamız var güzel işlemeler ah evet

seen henna it's very beautiful normally it is drawn on the arms and on the hands

kına gördüm çok güzel normalde kollara ve ellere çizilir

and on the back of the hands am i right muhammad chekura says the moroccan

ve ellerin arkasında haklı mıyım muhammad chekura fas

wedding is among the among the what I want to know more normally weddings are

düğününün daha fazla bilmek istediklerim arasında olduğunu söylüyor normalde düğünler

very boring and everyone eats too much thank you

çok sıkıcıdır ve herkes çok yemek yer bunun için teşekkür ederim

Anna for that yes I think when we go to a wedding it is very tempting to drink

Anna evet sanırım bir yere gittiğimizde düğünlerde

too much and also eat too much as well Harris says we normally serve so - and

çok fazla içmek ve aynı zamanda çok yemek yemek çok caziptir Harris normalde böyle servis ettiğimizi söylüyor - ve

lamb satay oh can I just tell you something

kuzu satay oh size bir şey söyleyebilir miyim

satay I absolutely love satay it's a kind of food that is normally served on

satay'ı kesinlikle severim satay bu normalde bir çubukla servis edilen bir yemek türüdür

a stick normally it is chicken or sometimes lamb

normalde tavuk veya bazen kuzudur

and you serve it on a stick or a skewer skewer it's a great word that so a

ve onu bir çubuk veya şiş üzerinde servis edersiniz, bu harika bir kelimedir, yani bir

skewer is a long pointed spike that you normally stick into something you stick

şiş uzun sivri bir başaktır, normalde bir şeye saplarsınız

it in and then you cook whatever it is you are about to eat over a fire or over

ve sonra ne yaparsanız yapın onu pişirirsiniz. ateşin üzerinde veya alevin üzerinde yemek üzereyim

a flame and then you eat it satay wow I love chicken satay and I

ve sonra onu yersin satay vay canına tavuk satayı severim ve

love it with peanut sauce or peanut dip do you know what I mean it's so

onu fıstık sosu veya fıstık sosuyla severim ne demek istediğimi anlıyor musun çok

delicious oh I like it very very much satay is satay in the English oh sorry

lezzetli oh çok beğendim satay satay ingilizce oh pardon

in the Indonesian language yes I love satay very much tsukete says I love

endonezya dilinde evet satay'ı çok severim tsukete kuzuları severim der

lambs but I prefer them alive rather than on the plate okay tsukete I

ama onları tabakta değil canlı olarak tercih ederim tamam tsukete

understand what you are saying mr. Duncan do you know a man called Bear

ne dediğinizi anlıyorum bayım. Duncan Bear Grylls adında bir adam tanıyor musunuz

Grylls yes I do yes he's very famous here in the UK very famous presenter he

evet biliyorum evet o burada Birleşik Krallık'ta çok ünlü çok ünlü sunucu o bir

is a survival expert he talks about how to survive in the wild

hayatta kalma uzmanı TV programlarında sık sık vahşi doğada nasıl hayatta kalınacağından bahsediyor

quite often during his TV programmes he will actually kill an animal in the

gerçekten bir hayvanı öldürecek

programme he will kill it and show you how to cook it some people don't like

program onu ​​öldürecek ve size nasıl pişirileceğini gösterecek bazı insanlar

that sort of thing they don't like it at all Remo in Italy for a marriage to give

bu tür şeyleri hiç sevmiyorlar hiç sevmiyorlar İtalya'da Remo bir evlilik için

as a gift at least the equivalent money or equivalent to the wedding dinner

hediye olarak en azından eşdeğer para veya eşdeğerini vermek düğün yemeği

ah I see Remo so when you give the present in the form of the cash

ah Remo'yu görüyorum bu yüzden hediyeyi nakit olarak verdiğinizde

all money it has to be the same value as the wedding dinner

tüm para düğün yemeğiyle aynı değerde olmalı

okay Remo that's a good idea I like that yes that will certainly cut down on the

tamam Remo bu iyi bir fikir bunu beğendim evet bu kesinlikle maliyeti düşürecek

cost of the wedding reception very good I like that a need says I hope and wish

Düğün resepsiyonunun çok iyi olması hoşuma gitti bir ihtiyaç olduğunu söylüyor ve

to see your wedding soon mr. Duncan my wedding I'm not sure about that a lot of

yakında düğününüzü görmeyi diliyorum bayım. Duncan benim düğünümde Pek çok

people ask if I'm married but I always say that I'm too happy to get married

insan evli olup olmadığımı soruyor ama her zaman söylüyorum ki evlendiğim için çok mutluyum

I'm too happy exactly yes bear grylls he presents a program called man versus the

çok mutluyum tam olarak evet ayı grylls adama karşı adlı bir program sunuyor

wild to be more precise my mother adores this TV show yes but I

daha doğrusu çılgınca annem bu diziye bayılıyor evet ama ben

don't like the bits I don't like the part where he kills the animals I must

bazı kısımlarını sevmiyorum hayvanları öldürdüğü kısmı

admit I don't like that it's a little too it's a little bit too

sevmiyorum itiraf etmeliyim ki bu biraz fazla biraz fazla hoşuma gitmedi

gruesome I am Bridget Jones I am too fat for man now I don't think that's true

ürkütücü Ben Bridget Jones'um artık bir erkek için fazla şişmanım bunun doğru olduğunu düşünmüyorum

because there are men who like larger ladies there are men who like petite

çünkü daha iri bayanlardan hoşlanan erkekler var minyon

ladies or slim ladies so it depends really so there are many men out there

veya ince hanımlardan hoşlanan erkekler var bu yüzden gerçekten duruma göre değişir bu yüzden zevkleri olan birçok erkek var

the tastes of men do vary so some men do like larger ladies so don't worry about

erkeklerin sayısı değişir, bu yüzden bazı erkekler daha iri bayanlardan hoşlanır, bu yüzden endişelenme

that don't say that Claire you are going to get married me no tsukete I'm not

Claire, benimle evleneceksin deme, hayır tsukete,

going to get married not tomorrow I'm going to someone else's wedding tomorrow

yarın evlenmeyeceğim, başkasınınkine gidiyorum düğün yarın

mr. Steve and myself we are going to a wedding tomorrow and mr. Steve will be

beyler Steve ve ben yarın bir düğüne gidiyoruz ve Mr. Steve

singing at the wedding as well he'll be actually singing at the wedding so we

düğünde de şarkı söyleyecek, aslında düğünde şarkı söyleyecek, bu yüzden

are really looking forward to that so something we are going to talk about a

bunu gerçekten sabırsızlıkla bekliyoruz, bu yüzden

little later when mr. Steve arrives because he will be here very soon

biraz sonra, Bay. Steve geldi çünkü çok yakında burada olacak

don't worry mr. Steve we'll be here they're going to talk

merak etmeyin bayım. Steve burada olacağız, tut-tut

about things to do with the word hold-hold a very interesting word and

kelimesiyle yapılacak şeyler hakkında konuşacaklar, çok ilginç bir kelime ve bu

and it is one that can be used in many different ways the rain is falling

birçok farklı şekilde kullanılabilen bir kelime, dışarıda yağmur yağıyor,

outside I can hear the rain on the window

yağmurun yağdığını duyabiliyorum. pencere

it is raining very heavily outside in fact in my back garden there is actually

dışarda çok şiddetli yağmur yağıyor aslında arka bahçemde aslında

a little bit of flooding in my garden we have a lot of water in the garden at the

bahçemde biraz sel var şu an bahçede çok su var hadi

moment let's have a look at the live chat not only lamb satay but also

canlı sohbete bir göz atalım sadece kuzu satay değil ama ayrıca

traditional snack like Naggar sri oh I see I don't know what that is

Naggar sri gibi geleneksel atıştırmalık oh görüyorum, bunun ne olduğunu bilmiyorum

oh I see I'm very intrigued we will all come to your marriage mr. Duncan says

oh anlıyorum, çok meraklıyım, hepimiz sizin evliliğinize geleceğiz bayım. Duncan

sa'iqah thank you very much for that oh dear I think now I think I've changed my

sa'iqah diyor bunun için çok teşekkür ederim canım sanırım şimdi sanırım fikrimi değiştirdim

mind now I don't think I am ever ever going to get married now hold it for me

artık bir daha asla evleneceğimi sanmıyorum şimdi benim için tut

yes I heed you can use hold in the sentence hold it for me

evet dikkat ettim bekle kullanabilirsin cümlede benim için tut

so hold something for me or hold it for me that means please put it in your hand

o yüzden benim için bir şey tut ya da benim için tut yani lütfen elinize koyun

or carry it or grasp something you hold you carry yes hold it for me I like that

ya da taşıyın ya da tuttuğunuz bir şeyi kavrayın taşırsınız evet benim için tutun bunu beğendim bu

one that's a good one Geoffrey says in the UK it seems to rain all the time

iyi bir şey diyor Geoffrey Birleşik Krallık'ta her zaman yağmur yağıyor gibi görünüyor,

well some people think it rains all the time but sadly at the moment we are

bazı insanlar her zaman yağmur yağdığını düşünüyor ama ne yazık ki şu anda

having a lot of rain over the past few days have you ever been to North Africa

son birkaç gündür çok yağmur yağıyoruz, hiç Cezayir veya Fas gibi Kuzey Afrika'da bulundunuz mu hayır ben

such as Algeria or Morocco no I haven't I never have here in Argentina there is

Arjantin'de hiç olmadı mı

more rain coming tomorrow Oh a bit between between you and me I am

yarın daha fazla yağmur geliyor Ah, aramızda kalsın, yağmurdan bıktım,

sick completely sick of rain we've had so much rain recently oh

son zamanlarda çok fazla yağmur yağdı, oh,

it's too much too much rain Belarusian is here

çok fazla, çok fazla yağmur Belarusça burada

hello Belarusian thanks for joining me tonight on the light on the live chat

merhaba Belarusça bu gece canlı sohbetteki ışıkta bana katıldığınız için teşekkürler,

one of my regular viewers there it is so uses of the word hold we can use this

düzenli izleyicilerimden biri orada, bu yüzden tutun kelimesinin kullanımları bu

word in many ways in fact believe it or not hold for those who are wondering

kelimeyi birçok şekilde kullanabiliriz, aslında ne

when I am on you can catch me every Sunday at 2 p.m. live and every

zaman açık olduğumu merak edenler için ister inanın ister inanmayın. beni her pazar saat 2'de yakalayabilirsin. canlı yayında ve her

Wednesday at 10 p.m. live as well so there it is the time or should I say the

Çarşamba saat 22:00'de. canlı da öyle işte saat mi desem

times of my live streams every Sunday 2 p.m. every Wednesday 10 p.m. so everyone

her pazar saat 14.00 canlı yayınlarım. her çarşamba 22:00 böylece herkes canlı

will have a chance to join in with a live chat talking of which here is the

bir sohbete katılma şansına sahip olacak, burada

live chat hold my hand yes please hold my hand take hold of my hand grasp my

canlı sohbet konuşuluyor, elimi tut evet lütfen elimi tut elimi tut elimi tut,

hand so to hold something can also be expressed as grasp you grasp something

böylece bir şeyi tutmak kavramak olarak da ifade edilebilir bir şeyi kavramak bir

you hold on to something hold on says go SIA and also I think

şeye tutunursun bekle git SIA der ve bence

Bella Russa also said the same thing hold on yes hold on can be used in many

Bella Russa da aynı şeyi söyledi

ways as well hold on so that might mean please

wait so we can say hold on hold on wait a moment just wait a moment please hold

bir dakika bekleyin sadece bir dakika lütfen bekleyin bekleyin

on hold on wait so we can use the word hold to mean

bekleyin ki bu kelimeyi

wait normally in the sentence hold on so please hold on hold on

cümlede normal bir şekilde bekleyin anlamında kullanabiliriz

mr. Steve will be here soon mr. Duncan today's the 11th Supreme judges are

. Steve birazdan burada olur, bayım. Duncan bugünün 11. Yüce yargıçları,

judging the Lula case our ex-president the extremely corrupt which has scammed

eski başkanımız milyarlarca doları dolandıran son derece yozlaşmış Lula davasını yargılıyorlar.

billions of dollars I think he's going to take his high BS corpus or maybe his

his horriblest corpus his punishment that's where the word corporal

punishment comes from I believe hold on for one more day yes keep waiting hold

inanıyorum bir gün daha bekle evet beklemeye devam et

on for one more day hold on for one more minute hold on don't go please hold on

bir gün daha bekle bir dakika daha bekle bekle gitme lütfen bekle

don't go just yet please hold on do you want to dance and hold my hand do you

gitme henüz lütfen bekle dans etmek ve elimi tutmak ister misin

want to dance and hold my hand says Pedro I'm not sure if I do but maybe a

Dans edip elimi tutmak ister misin diyor Pedro Yapabileceğimden emin değilim ama belki bir

lady would like to there is a song by the Beatles called I want to hold your

hanımefendi bunu yapmak ister Beatles'ın bir şarkısı var diye bir şarkı var Elini tutmak istiyorum Elini tutmak istiyorum Elini tutmak istiyorum Elini

hand I wanna hold your hand I wanna hold your hand a clasp says hold your dreams

tutmak istiyorum bir kopça hayallerini tut diyor

or of course you can say hold on to your dreams if you hold on to your dreams it

ya da tabii ki hayallerine tutun diyebilirsin, eğer hayallerine tutunuyorsan bu,

means you don't let go of your desires you don't let them go you hold on to

arzularının gitmesine izin vermediğin anlamına gelir, gitmelerine izin vermezsin, tutunursun

your dreams you hold them you don't let them go I will hold something in my mind

hayallerine tutunursun onları bırakmıyorsun aklımda bir şey tutacağım

says blender Ali blender that is a very good example yes I will hold it in my

blender diyor blender ali blender bu çok güzel bir örnek evet aklımda tutacağım

mind so you keep it in your memory you try to remember something you hold it in

ki hafızanda kalsın bir şeyi hatırlamaya çalışıyorsun

your mind or of course you hold it in your memory

zihninde tutuyorsun aklında yoksa tabi hafızanda tutuyorsun

oh I see it's music is it mr. Duncan oh thank you oh I see do you mean the song

ah görüyorum müziği mi bu bay. Duncan oh teşekkür ederim oh, bahsettiğin şarkıdan mı bahsediyorsun,

that you mentioned the only song that I know with hold in the title is I want to

başlığında hold ile bildiğim tek şarkı,

hold your hand by the Beatles sue Kat says I love the Beatles especially Paul

Beatles'ın elini tutmak istiyorum, Kat, Beatles'ı seviyorum diyor, özellikle Paul

McCartney of course Paul McCartney was in the Beatles but also he had a great

McCartney, tabii ki Paul McCartney Beatles'daydı ama aynı zamanda daha

deal of success afterwards as well with a group called wings and also later on

sonra wing adlı bir grupla büyük başarı elde etti ve daha sonra

he had some success as a solo artist as well Sayid you can hold something in

solo sanatçı olarak da bazı başarılar elde etti Sayid, kalbinizde bir şeyler tutabilirsiniz

your heart yes something that is very dear to you or

evet, çok değerli bir şey siz ya da

very precious we can say that you hold it in your heart hold it in your heart

çok değerlisiniz onu kalbinizde tutabilirsiniz onu kalbinizde tutun

there is also hold up Thank You Geoffrey for that yes hold up we can use the word

orada da hold up var bunun için teşekkür ederim Geoffrey evet hold up kelimesini

hold in the sentence or phrase hold up hold up means delay or something that

cümlede veya deyimde kullanabiliriz hold up hold up, geciktirmek anlamına gelir veya

stops you from doing the thing you want to do normally in the form of some sort

seni normalde yapmak istediğin şeyi yapmaktan alıkoyan bir tür

of delay so we can say maybe if you are driving home from work in your car you

gecikme şeklinde yani belki işten eve arabanla gidiyorsan

might phone your wife or husband and say hello darling I'm going to be late

karını veya kocanı arayıp merhaba diyebilirsin sevgilim ben bu gece geç kalacağım trafik

tonight I'm stuck in a holdup there is a holdup on the motorway there is a

sıkışıklığında kaldım otoyolda trafik sıkışıklığı var

traffic holdup that means the traffic has been delayed

bu da trafiğin rötar yaptığı anlamına geliyor

it has slowed down or even stopped so yes very good I like these examples by

yavaşladı hatta durdu yani evet çok güzel bu arada bu örnekleri beğendim bayım

the way mr. Steve has just returned I can hear his car in the driveway so for

. Steve yeni döndü Garaj yolundaki arabasının sesini duyabiliyorum, bu yüzden

all those who were wondering what will be mr. Steve's first words

ne olacağını merak edenler için Mr. Steve'in

tonight what will be mr. Steve's first words tonight what will they be some

bu geceki ilk sözleri ne olacak mr. Steve'in bu geceki ilk sözleri ne olacak bazı

people are saying hello because normally that's what mr. Steve says when he

insanlar merhaba diyor çünkü normalde Mr. Steve

arrives he just says hello so let's see what mr. Steve says as he enters the

geldiğinde sadece merhaba diyor, o yüzden bakalım neymiş bay. Steve stüdyoya girerken,

studio let's see by the way can I say a big thank you to all those who kept the

bu arada bakalım, Pazar günü sırrı saklayan herkese çok teşekkür ederim,

secret on Sunday do you remember last week I showed you the Easter egg that I

hatırlıyor musunuz, geçen hafta

had bought for mr. Steve thank you very much for keeping the secret thank you

Mr. Steve, sırrı sakladığınız için çok teşekkür ederim,

for not telling mr. Steve on Sunday that I had got him an easter egg thank you

Bay'a söylemediğiniz için teşekkür ederiz. Steve'e Pazar günü ona bir paskalya yumurtası aldığım için çok teşekkür ederim, dürüst olmak gerekirse

very much you are all very wonderful to be honest so it sounds as if mr. Steve

hepiniz çok harikasınız, bu yüzden sanki bay. Steve

has just arrived Michael Jackson had a song called hold my hand oh I see yes I

yeni geldi Michael Jackson'ın tut elimi diye bir şarkısı vardı oh anlıyorum evet

think that was one of the songs that was released after he died I'm here I am

sanırım o öldükten sonra çıkan şarkılardan biriydi Ben

here oh I see yes Thank You sucky seka thank you for that could you please give

buradayım oh görüyorum evet Teşekkürler berbat seka teşekkürler bunun için Lütfen

us examples of the following phrase I don't rule something out if you rule

aşağıdaki ifadeye örnekler verebilir misiniz Bir şeyi göz ardı etmiyorum, eğer

something out it means you don't think it will be included so if you do rule

bir şeyi dışlarsanız, bu onun dahil edileceğini düşünmediğiniz anlamına gelir, yani bir

something out it means you think it won't happen or you think it won't be

şeyi dışlarsanız, bunun olmayacağını düşündüğünüz anlamına gelir veya

included but of course you can say the opposite you can say that I don't think

dahil edilmeyeceğini düşünüyorsunuz ama tabii ki tersini de söyleyebilirsiniz, bence

it will be ruled out or I don't think it will be ruled out so you think it will

dışlanacağını düşünmüyorum veya çıkarılacağını düşünmüyorum diyebilirsiniz, bu yüzden

be included it is the opposite so to rule out something means to expel or to

dahil edileceğini düşünüyorsunuz. tam tersi, yani bir şeyi elemek, bir şeyi

exclude or to remove from the list you rule it

dışlamak veya listeden çıkarmak anlamına gelir, kural koyarsın,

you say it won't happen it won't occur it definitely won't happen it has being

olmayacak diyorsun, kesinlikle olmayacak,

ruled out ruled out so I hope that helps live-chat is very busy I have been

dışlandı, yani umarım canlı sohbete yardımcı olan çok meşgul

waiting for you mr. Duncan how can I contact you I have an email address also

sizi bekliyordum bayım. Duncan sizinle nasıl iletişim kurabilirim Bir e-posta adresim var ayrıca

I have a Facebook page as well and you can find me live on YouTube every

bir Facebook sayfam var ve beni her

Wednesday at 10:00 p.m. UK time and also on Sunday at 2:00 p.m. UK time so there

Çarşamba saat 22:00'de YouTube'da canlı bulabilirsiniz. Birleşik Krallık saati ile ve ayrıca Pazar günü saat 14:00'te. Birleşik Krallık zamanı yani canlı sohbete dahil olmanız için

is always a chance there is always an opportunity for you to get involved with

her zaman bir şans vardır

the live chat and guess what can you guess what's happened now there is

ve tahmin edin ne olduğunu tahmin edebilirsiniz şimdi

someone outside my studio door he is waiting patiently to come in of course

stüdyo kapımın dışında biri sabırla içeri girmeyi bekliyor tabii ki

we all know who it is it's the man who tomorrow will be starring he will be

hepimiz biliyoruz kim o yarın başrolde olacak adam

starring at a very special wedding ceremony and I will be there as well as

çok özel bir düğünde başrolde olacak ben de misafir olarak orada olacağım

a guest and if you want to see my suit that I'll be wearing tomorrow I will

ve yarın giyeceğim takım elbisemi görmek isterseniz

show you it tonight okay would you like to see the suit but first of all

size göstereyim bu gece tamam takım elbiseyi görmek ister misin ama her

something even more important than that it's mr. Steve mr. Duncan mr. Duncan

şeyden önce ondan daha önemli bir şey var ki bu Mr. steve bey Duncan bey Duncan

hello and hello everyone late in life yes so you've done a little what would

hayatın geç döneminde herkese merhaba ve merhaba evet, bu yüzden biraz yaptınız, buna

you call that a little a poster but it's been there for weeks

küçük bir poster diyebilirdiniz ama haftalardır oradaydı

oh gee but notice I take that's been there for ages every week every week

ama dikkat edin, asırlardır oradaydı, her hafta her hafta

that is there by the way I heard you say that I'm starring at the wedding I'm not

orada olan düğünde başrolde olacağımı söylediğini duydum, gerçekten

really starring I think the stars would be the bride and the bridegroom really

başrolde değilim yıldızların gelin ve damat olacağını düşünüyorum gerçekten

yes I'm just singing in the choir along with about a dozen offers but but you

evet sadece koroda şarkı söylüyorum, bir düzine kadar teklifle birlikte ama sen

will be there singing yes even if you are

orada şarkı söyleyeceğim evet

in a group I don't think the bride in the bridegroom would like to hear you

bir grupta olsanız bile damattaki gelinin

describe me as the star well of course the bride and the groom will be the star

beni yıldız olarak tanımladığınızı duymak isteyeceğini sanmıyorum tabii ki gelin ve damat düğünün yıldızı olacak

of the wedding but we are going to one tomorrow it's been a long time since

ama biz yarın bir düğüne gitmeyeli uzun zaman oldu

I've been to a wedding a very long time about the last time we went to I think

çok uzun zamandır bir düğüne gitmedim en son gittiğimizde sanırım

about six years six years maybe five my cousin got married yes that's right yes

altı yıl altı yıl belki beş kuzenim evlendi evet bu doğru evet bu

about that I can't remember her name now he was running embarrassing like I

konuda yapabilirim' şimdi adını hatırlayamıyorum utandırıyordu sanki

remember well they're your relations not mine

iyi hatırlıyorum onlar senin akrabaların benim değil

I can't remember their names oh I see so whose wedding are we going to tomorrow

adlarını hatırlayamıyorum oh anladım peki yarın kimin düğününe gidiyoruz

some friends of mine from I used to be in a choir in Birmingham and they were

benden bazı arkadaşlarım eskiden korodaydılar Birmingham'da ve

both in it and we became friends and in fact he is to sit by him he was a tenor

ikisi de işin içindeydi ve biz arkadaş olduk ve aslında o onun yanında oturacaktı o bir tenordu

and he used to sit by me and she's a soprano and she was over on the other

ve o benim yanıma otururdu ve o bir soprano ve o diğer

side and they met there and they getting married so the soprano sings very high I

taraftaydı ve orada buluştular ve onlar evleniyor soprano çok tiz şarkı söylüyor Bunu

was hoping you wouldn't do that oh gone deaf man I've gone completely

yapmayacağını umuyordum ah sağır adam oldum ben tamamen

deaf and yes what are the highest what's the other one they're rather in terms

sağır oldum ve evet en yüksek olan nedir diğeri ne onlar açısından daha çok

you're the friend what does he sing he's tenor so that's a high man's voice

arkadaşsın ne yapar o tenor şarkı söylüyor yani bu yüksek bir erkek sesi

that's a high man voice yeah but it's it's not as high as soprano oh no ok no

bu yüksek bir erkek sesi evet ama soprano kadar yüksek değil oh hayır tamam hayır

the tenors are almost exactly an octave lower than the soprano so I have the

tenorlar sopranodan neredeyse tam olarak bir oktav daha düşük bu yüzden

highest voice because you're a tenor I'm a tenor so there's Sopranos the highest

en yüksek sese sahibim çünkü sen bir tenor ben bir tenorum bu yüzden en yüksek

voice then you've got the alto ladies they're a bit lower and then you've got

ses Sopranos var o zaman biraz daha düşük olan alto bayanlara sahipsin ve sonra

the the men you've got the the tenors that they're a bit lower than the Altos

erkeklere sahipsin tenorlara sahipsin ki onlar biraz daha düşük

with their hide for a man's voice and then you've got the bases which are the

bir erkek sesi için derileriyle Altos ve sonra siz de alçak olan tabanlara sahipsiniz ve

low

we sing the Loon and they go really low they make they make the furniture

biz Loon'u söyleriz ve gerçekten alçalırlar mobilyaları

vibrate what what's a baritone a baritone is is is the same range as a

titreştirirler bariton nedir bariton ile aynı aralıktır bir

tenor but they've got a different tone Oh a baritone probably they wouldn't

tenor ama farklı bir tonları var Ah bir bariton muhtemelen

sing as high as a tenor would normally sing they can sing that high but their

bir tenorun normalde söylediği kadar yüksek şarkı söylemezler o kadar yüksekte şarkı söyleyebilirler ama

tone is a much more is a much richer tone so I always make the mistake of

tonları çok daha fazla çok daha zengin bir ton bu yüzden her zaman hata yapıyorum

thinking that bass and baritone are the same so it so in fact the baritone is

bas ve baritonun aynı olduğunu düşünmek, bu yüzden aslında bariton

nearer to the tenant where you can have bathe you can have I mean there's the

kiracıya daha yakın, burada banyo yapabilirsin, demek istediğim, sahip olduğun

four you've got you've got soprano alto tenor and bass but then you can have

dört tane var, soprano alto tenor ve bas var ama sonra sen

things in between so you can have a mezzo soprano which is a sort of a not

arada bir şeyler olabilir, böylece

quite as high as the high soprano and you can have second first ten a second

yüksek soprano kadar yüksek olmayan bir mezzo sopranoya sahip olabilirsiniz ve ikinci birinci on saniye

tenor first alto second alto once the first is slightly higher so you can have

tenor birinci alto ikinci altoya sahip olabilirsiniz, birincisi biraz daha yüksek olduğunda,

lots of different grades and then you can have a baritone and they can have a

pek çok farklı nota ve sonra bir baritonunuz olabilir ve onların bir

bass baritone so a bass baritone is it's got more of the low notes this this

bas baritonları olabilir, yani bir bas bariton daha çok düşük notalara sahiptir,

sounds like this sounds like a subject for Sunday oh yes it could be we could

bu kulağa Pazar gününün konusu gibi geliyor oh evet

talk music so on Sunday we're going to talk about I think we will talk about

müzik konuşabiliriz Pazar günü bunun hakkında konuşacağız Sanırım

this on Sunday a little bit more about music because you're very interested in

Pazar günü biraz daha müzik hakkında konuşacağız çünkü siz müzikle çok ilgileniyorsunuz Ben müzikle

music I'm interested in music Steve performs music I I prefer to listen to

ilgileniyorum Steve müzik icra ediyor I Ben müzik dinlemeyi tercih ederim

music so I don't perform music I don't sing

bu yüzden ben müzik yapma

Mido you've got a very good voice mr. Duncan you always say that you're very

Mido söylemiyorum çok güzel sesiniz var bayım Duncan, her zaman

kind to say that mr. Steve very kind and we can we can if people are interested

bunu söylemenin çok nazik olduğunu söylüyorsun Bay. Steve çok nazik ve eğer insanlar ilgilenirse

and want to to talk about sort of English words associated with sort of

ve bir tür müzikle ilişkili İngilizce kelimeler hakkında konuşmak isterse yapabiliriz,

music then we can talk about that'd be interesting to know if anybody watching

o zaman izleyen birinin

is in a choir or sings or was involved in music at all by the way mr. Duncan is

bir koroda olup olmadığını, şarkı söyleyip söylemediğini veya olup olmadığını bilmek ilginç olurdu hakkında konuşabiliriz. bu arada müzikle hiç ilgisi yok mr. Duncan yarın

that what you're wearing to the wedding tomorrow is this this this is definitely

düğünde giyeceğin şey bu kesinlikle bu değil yarın düğünde

not this is not what I'm wearing tomorrow for the wedding don't worry so

giyeceğim şey bu değil merak etme

now I have a lovely suit I will show you the suit in a few moments you might

şimdi çok güzel bir takım elbisem var sana takım elbiseyi göstereceğim Birkaç dakika sonra

recognize it actually let's have a look at the live chat Steve everybody's just

aslında canlı sohbete bir göz atalım Steve herkes yarın

saying what songs are you going to sing tomorrow well in the choir we're going

hangi şarkıları söyleyeceğinizi söylüyor peki koroda

to sing if you've heard of John Rutter he's a very very prolific writer of a

söyleyeceğiz John Rutter'ı duyduysanız o çok çok üretken

choir music prolific that means he does a lot of it mm-hmm

üretken bir koro yazarı, bu onun çoğunu yaptığı anlamına gelir mm-hmm,

so we're going to be singing sort of music by the bride and bridegroom want

bu yüzden gelin ve damat tarafından bir tür müzik söyleyeceğiz, kayıt defterini imzalarken

us to sing about three songs four songs when they're signing the the register

yaklaşık üç şarkı dört şarkı söylememizi istiyorlar

signing all the documents the legal documents ah in the church that's

tüm belgeleri yasal belgeleri kilisede imzalamak o dönemde

traditional for something to happen during that period because during that

bir şeylerin olması için gelenekseldir çünkü o

period the bride and bridegroom have to go off in a different room and

dönemde gelin ve damat farklı bir odaya gitmek zorundadır ve

everyone's just sort of sitting there waiting for that to happen so they like

herkes orada öylece oturup bunun olmasını bekler, böylece onlar

to fill that that gap of time which is five or six seven eight minutes but with

beş ya da altı yedi sekiz dakika olan o zaman boşluğunu doldurmak istiyorum ama bununla

something when you say what do you mean by that so the bride and a groom go off

ne demek istediğini söylediğinde bir şeyle gelin ve damat

to different places now what happens is that they come down the aisle

farklı yerlere gidiyor şimdi olan şey koridordan aşağı inmeleri

oh they walk down Walter so they'll come down to that although I don't think

oh Walter'a doğru yürürler, o yüzden aşağı inerler, gerçi

they're having that and then there's the ceremony you know in the exchange of

bunu yaptıklarını düşünmüyorum ve sonra bildiğiniz törenler var, yeminlerin değiş tokuşu,

vows and the Rings and all that sort of thing and then after that they say

Yüzükler ve bunun gibi şeyler ve ondan sonra diyorlar ki

pronounce you man and wife you may kiss the bride so after they do that they go

sizi karı koca ilan edin, gelini öpebilirsiniz, böylece bunu yaptıktan sonra

off and then they have to sign some legal doll I see now I see so that's

giderler ve sonra yasal bir bebeği imzalamaları gerekir, şimdi görüyorum, bu kayıt

like the register the signing of the register is yes so they have to record

defteri gibi, kaydın imzalanması evet, bu yüzden kaydetmeleri gerekiyor Evliliğin artık yasal olduğunu göstermek için resmi

the marriage in an on a document in a formal document just to show that the

bir belgedeki bir belgede evlilik, bu

marriage is now legal so they go off into a little room somewhere do that but

yüzden bir yerlerde küçük bir odaya gidiyorlar, bunu yapıyorlar ama

then they come back again and then walk back down the aisle but during that

sonra tekrar geri geliyorlar ve sonra koridorda geri yürüyorlar ama bu

period what are the what are the congregation going to do they just sort

süre zarfında ne var? Cemaat ne yapacak,

of get a bit bored so they'll just listen to the song so normally they

biraz sıkılacaklar, bu yüzden sadece şarkıyı dinleyecekler, bu yüzden normalde

either have a choir or some soloists will sing during that little gap to

ya bir koroları var ya da bazı solistleri o küçük boşlukta seyirciyi eğlendirmek için şarkı söyleyecekler ki kulağa

entertain the the audience that sounds good

hoş geliyor

congregations the wrong word of an audience radio because it's not a

cemaatler. bir dinleyicinin yanlış sözü radyo çünkü bu bir

yes as emerges well it is religious well yes because a wedding ceremony is seen

evet olmadığı gibi ortaya çıkıyor da dini iyi evet çünkü bir düğün töreni

as a religious yes ceremony isn't it I mean that's that's the basis of it

dini bir evet töreni olarak görülüyor değil mi demek istediğim temeli bu

actually as I understand it it is a religious ceremony just trying to

aslında benim anladığım kadarıyla bu bir dini tören sadece yarın

remember one of the ones we're singing tomorrow somebody asked we're going to

söyleyeceğimiz şarkılardan birini hatırlamaya çalışıyor biri sordu

be seeing it John Rutter song I will sing with the spirit it's a well-known

onu göreceğimizi sordu John Rutter şarkısını ruhumla söyleyeceğim bu iyi bilinen

one okay we're going to sing the theme from a television show which was starred

bir şarkı tamam temayı söyleyeceğiz başrolde Fransızca yapan bir televizyon programı

doing French it wasn't The Vicar of Dibley of Dibley The Vicar of Dibley

The Vicar of Dibley of Dibley değildi The Vicar of Dibley

can't remember the name of the song now I'm sure no one no one will know what

şarkının adını şu an hatırlayamıyorum eminim kimse

the Vicar of Dibley is but it says if you're in choirs you'll probably sing it

Dibley Vekilinin ne olduğunu bilmeyecek ama o korodaysan muhtemelen söylersin diyor ne olduğunu

I can't remember off the top of my head what it is someone can google it while

aklımdan çıkaramıyorum biri google'da aratsın biz

we're on our mat is going to bed good oh good night Ahmed I will watch the rest

matımızın üstündeyken yatağa gidiyoruz iyi oh iyi geceler Ahmed izleyeceğim

of your live stream tomorrow good night good night good night good night tight

yarınki canlı yayının geri kalanı iyi geceler iyi geceler iyi geceler iyi geceler sıkı

behind the bugs don't bite good night arm it I'm blender says I'm talking very

böceklerin arkasında ısırma iyi geceler aç ben blender çok hızlı konuşuyorum diyor

fast I'll try and slow down I'm left an accused of talking too quickly but

yavaşlamaya çalışacağım çok hızlı konuşmakla suçlanıyorum ama

that's one of the good things about having Steve here because my my pace my

bu Steve'in burada olmasının iyi yanlarından biri çünkü benim hızım benim

speed of speech is it's a little slower but that is my normal speech speed so

konuşma hızım biraz daha yavaş ama bu benim normal konuşma hızım yani

this is how I normally speak a lot of people think that I put this on for the

normalde böyle konuşuyorum birçok insan benim canlı yayın için bunu takın

live stream but I don't this is how I normally speak but mr. Steve tends to

ama normalde böyle konuşmam ama bayım. Steve

speak a little little faster but I think that's a very good way of practicing

biraz daha hızlı konuşma eğiliminde ama bence bu dinleme alıştırması yapmanın çok iyi bir yolu

your listening and that's one of the hardest things to do when you're

ve İngilizce öğrenirken yapılacak en zor şeylerden biri evet bu

learning English yes so it's all right reading it's all right speaking but to

yüzden okumakta sorun yok konuşmakta sorun yok ama

get those things to work you also need to learn how to listen to listen to what

bunları anlamak çalışmak için ayrıca söylenenleri dinlemek ve söylenenleri anlamak için nasıl dinleyeceğinizi öğrenmeniz gerekir,

is being said and understand what is being said so listening is a very big

bu nedenle dinlemek çok büyük bir

part so my speed of speech is a little slower and mr. Steve's speed is a little

kısımdır, bu nedenle konuşma hızım biraz daha yavaştır ve bay. Steve'in hızı

little faster I can be definitely it would be fair to say and you're going

biraz daha hızlı olabilir kesinlikle bunu söylemek adil olur ve

to be filming in tomorrow I'm hoping to do some filming tomorrow I hope to be

yarın çekim yapacaksın Yarın biraz çekim yapmayı umuyorum

doing some filming I will try not to get in the way because I'm not I'm not an

Biraz çekim yapmayı umuyorum İçeri girmemeye çalışacağım yol çünkü ben

official photographer I'm not an official photographer but I will be

resmi fotoğrafçı değilim resmi fotoğrafçı değilim ama

there with my my mobile phone so I will try my best not to get in the way would

cep telefonumla orada olacağım bu yüzden engel olmamaya çalışacağım bir

you like to have a look at my suit that I'm wearing tomorrow do you want to see

göz atmak ister misiniz yarın giyeceğim takım elbisemde onu görmek ister misin evet bence

it yes I think many people will recognize it to be honest so I think you

birçok insan dürüst olmak gerekirse bunu tanıyacak bu yüzden

will know which suit it is I bet people already know which one it is wait there

hangi takım elbise olduğunu bileceksin bahse girerim insanlar hangi takım olduğunu zaten biliyordur orada bekle

this could be interesting I think mr. Duncan is going to wear his

bu olabilir ilginç bence bay Duncan takım elbisesini giyecek

suit and he's going to wear his hat with it because you know mr. Duncan he

ve şapkasını da onunla giyecek çünkü biliyorsunuz Mr. Duncan,

doesn't go anywhere without his baseball cap

beyzbol şapkası olmadan hiçbir yere gitmiyor

so well it'll be very interesting to see the reaction of people tomorrow maybe

o kadar iyi ki yarın belki

when you're filming mr. Duncan you will have the suit on but then you will put

siz Mr. Duncan takım elbiseni giyeceksin ama sonra

the cap on so that your viewers when you watch it will know it's you okay there

kepini takacaksın ki izleyenlerin senin olduğunu anlasınlar tamam işte

we go first of all here are my pants oh my goodness can you see the pen so there

başlıyoruz öncelikle işte pantolonum aman tanrım kalemi görebiliyor musun yani

they are and there's a hat there as well you're not really gonna wear that hat

oradalar ve orada bir de şapka var gerçekten o şapkayı takmayacaksın değil mi kilisenin

are you you can't wear a hat inside a church anywhere a woman you might be

içinde herhangi bir kadında şapka takamazsın

able to see the stripes on the trousers so there are the trousers they are very

pantolonun üzerindeki çizgileri görebilirsin yani pantolonlar var onlar çok

stripey and you might recognize the jacket so there is the jacket I will be

çizgili ve ceketi tanıyabilirsin, bu yüzden ceket var

wearing this tomorrow with this tie what's a snazzy tie that's your Z it is

yarın bunu bu kravatla giyeceğim ne şık bir kravat bu senin Z

mine I remember you wearing that this is actually mr. Steve's tie but I love this

benim giydiğini hatırlıyorum, bu aslında bay. Steve'in kravatı ama bu

tie so much I think mr. Duncan is gonna like a bank manager that's not very nice

kravatı o kadar çok seviyorum ki sanırım Mr. Duncan pek hoş olmayan bir banka müdürünü sevecek banka

bank managers tend to wear stripy suits although to be honest I will be taking

müdürleri çizgili takım elbise giymeye eğilimli olsalar da dürüst olmak gerekirse

the I will be taking the smiley face off I would so I will remove the smiley face

gülen suratı çıkaracağım Gülen suratı kaldıracağım bu yüzden kaldırabileceğimi söylemiş olmama rağmen gülen suratı kaldıracağım açık

although having said that I might leave it on

bırak

maybe maybe put it on in the evening I think a lot of people would like that so

belki akşamları giy bence pek çok insan bundan hoşlanır ve işte

there it is and and I might wear the hat so there is a nice hat a black hat to go

orada ve şapkayı takabilirim yani güzel bir şapka var ceketle uyumlu siyah bir şapka

with the jacket you see Belarusian says my new year resolution is to understand

görüyorsun Belarusça diyor ki yeni yıl kararı bay ne anlamaktır

what mr. Steve says oh I said I will try and talk a little more slowly and a

. Steve, ah, biraz daha yavaş ve biraz daha net konuşmaya çalışacağım dedim,

little more clearly clearly you must project like an actor yes what a

bir aktör gibi yansıtmalısın evet ne harika bir

wonderful tie thank you it's mine yeah this is actually this is one of mr.

kravat teşekkür ederim bu benim evet bu aslında bu baylardan biri.

Steve's ties but to be honest I do I do like mr. Steve's ties he has borrowing

Steve'in kravatları ama dürüst olmak gerekirse Mr. Steve'in kravatları var, ödünç alıyor, sahip, bunu beğendim,

it he has I like this one this looks like a television that's gone wrong you

bu bir televizyona benziyor, yanlış giden

know when you look at a TV screen and it goes wrong so maybe you lose the channel

bir televizyon ekranına baktığınızda anlarsınız ve ters gidiyor, bu yüzden belki kanalı kaybedersiniz

or something is wrong with the television it looks like the television

veya televizyonda bir sorun var gibi görünüyor televizyon

has got some interference that's what I like this tie so that's why I'm wearing

biraz karışıyor bu yüzden bu kravatı seviyorum bu yüzden

tomorrow but the big question is where we've also got to give a present haven't

yarın takıyorum ama asıl soru şu ki nerede hediye vermemiz gerekiyor değil mi

we yes so we were looking for some ideas a lot

evet bu yüzden birçok insan için bazı fikirler arıyorduk

of people have actually said give money well that's what they've asked for

aslında para ver dediler, istedikleri buydu

they actually have asked for money traditionally in weddings in the UK you

aslında İngiltere'deki düğünlerde geleneksel olarak para istediler,

wouldn't ask for anything in specific specifically you would be invited to a

belirli bir şey istemezsiniz, özellikle bir düğüne davet edilirsiniz

wedding and you would just bring something like a toaster it was always a

ve sadece şöyle bir şey getirirsiniz: ekmek kızartma makinesi 1970'lerde 1980'lerde

funny present that people used to give back in the 1970s 1980s of course but

insanların geri verdiği her zaman komik bir hediyeydi elbette ama

nowadays bride and bridegroom tend to send out a list in the UK oh we want

günümüzde gelin ve damat Birleşik Krallık'ta bir liste gönderme eğilimindeler oh

this for our home and they'll send out a list of things they might want to they

bunu evimiz için istiyoruz ve onlar da bir şeyler listesi gönderecekler İsteyebilirler,

might want a coffee maker or they might want a set of kitchen knives or some

bir kahve makinesi isteyebilirler veya bir mutfak bıçağı seti veya biraz

cutlery or something like that so they'll give us suggestions of things

çatal bıçak takımı veya buna benzer bir şey isteyebilirler, böylece bize

they haven't got that they might want you to buy for them which I suppose is a

sahip olmadıkları ve onlar için satın almanızı isteyebilecekleri şeyler hakkında önerilerde bulunurlar. Sanırım bu

good idea because then you're not way ding money but these days particularly

iyi bir fikir çünkü o zaman para kazanmıyorsunuz ama bu günlerde özellikle

the UK a lot of people know each other for a long time and they just get

Birleşik Krallık'ta pek çok insan birbirini uzun süredir tanıyor ve yeni

married they've been together for maybe several years mmm so they might already

evleniyorlar belki birkaç yıldır birlikteler mmm yani olabilirler zaten

be living together and have everything that they need in the house so this

birlikte yaşıyorlar ve evde ihtiyaç duydukları her şeye sahipler, bu nedenle bu

particular couple have asked us will we donate some money money towards their

özel çift bize balayı için biraz para bağışta bulunacak mıyız diye sordu

honeymoon donate give money as a gift that they should start maybe a they

hediye olarak para bağışlayın belki bir başlatmalılar

should start maybe one of these IndieGoGo campaign there we go

belki bu IndieGoGo kampanyalarından birini başlatmalılar işte

seikar has said washing machine sewing machine that exactly that sort of thing

seikar dedi ki çamaşır makinesi dikiş makinesi tam olarak bu tür bir şey

yes that's a good one washing machine something useful something thing use

evet bu iyi bir çamaşır makinesi kullanışlı bir şey kullanışlı bir

something practical but of course if these two that I know have known each

şey pratik bir şey ama tabii ki tanıdığım bu ikisi

other for many years and they live together so I don't think buying them a

birbirini uzun yıllardır tanıyorsa ve birlikte yaşıyorlarsa bu yüzden onlara

washing machine which is why that they've said can we give money towards

çamaşır makinesi almayı düşünmüyorum ki bu yüzden balayına para verebilir miyiz dediler

the honeymoon yes and they both got very good jobs hmm but we were thinking

evet ve ikisinin de çok iyi işleri var hmm ama düşünüyorduk

weren't we how much shall we give now my my idea and and a lot of people agreed

değil mi şimdi ne kadar verelim benim benim fikrim ve pek çok insan benimle aynı fikirdeydi

with me because I did mention this earlier on the live chat and a lot of

çünkü bundan daha önce canlı sohbette bahsetmiştim ve birçok

people said it ruin about five pounds not five pounds a little bit more than

insan bunun yaklaşık beş pound değil beş pound bundan biraz daha fazlasını mahvettiğini söyledi

that around about fifty yes so a lot of people seem to think 50 pounds seems to

yaklaşık elli civarında evet yani birçok insan 50 poundun doğru miktar olduğunu düşünüyor gibi görünüyor

be the right amount that's what I've drawn out of the bank although I don't

bankadan çektiğim miktar

think cash do you think I actually give cash or a check I think I think cash is

nakit olduğunu düşünmeme rağmen gerçekten nakit veya çek verdiğimi düşünüyor musunuz Bence nakit

is okay really but you must give it in something that looks presentable so what

sorun değil gerçekten ama yapmalısınız prezentabl görünen bir şeyle verin, yani

I would suggest is is if you're giving cash is to put it inside a card so you

benim önereceğim şey, eğer nakit veriyorsanız, bir kartın içine koyun, böylece

have a card you put the cash inside and then you put it in a very nice envelope

bir kartınız olsun, parayı içine koyun ve sonra çok güzel bir zarfa koyun,

so you give it to them like that you don't you don't just hand them the money

böylece verebilirsiniz. onlara öyleymiş gibi yapma, onlar koridordan gelirken onlara parayı öylece verme,

while they're coming down the aisle by the way here's 50 quid

işte 50 sterlin

maybe everyone can throw money instead of confetti yes when they come out the

belki herkes konfeti yerine para atabilir evet kiliseden çıktıklarında

church maybe everyone can just throw money at them yes so that's what I'm

belki herkes atabilir onlara para saçmak evet, ben de öyle

going to do so I hope they're probably not watching because I would imagine

yapacağım, umarım muhtemelen izlemiyorlardır çünkü yarınki

they're getting ready for the wedding tomorrow

düğüne hazırlandıklarını hayal ediyorum

I don't know watching us no I don't think they even know we do this we'll

bizi izliyorlar bilmiyorum hayır sanmıyorum Bunu yaptığımızı bile biliyorlar

have to tell them fifty pounds that's what they're getting the night before

onlara elli poundu söylemek zorunda kalacağız düğünlerinden önceki gece alacakları şey bu,

their wedding the night before their wedding there do you think that anyone

düğünlerinden önceki gece orada birinin

would be sitting watching us - the night before your wedding I mean to be honest

oturup bizi izleyeceğini düşünüyor musunuz - yani sizin düğününüzden önceki gece dürüst olmak gerekirse,

it would it would put you off everything wouldn't it early on it says in Saudi

seni her şeyden uzaklaştırır mıydı erken değil mi Suudi

Arabia they give money and some gold maybe maybe maybe yeah when I get

Arabistan'da para ve biraz altın veriyorlar diyor belki belki belki evet

married I'll go to Saudi Arabia and someone get someone will give me some

evlendiğimde Suudi Arabistan'a gideceğim ve biri gelip bana verecek biraz

gold I like the sound of that if there are any anyone in Saudi Arabia that

altın sesi hoşuma gidiyor eğer Suudi Arabistan'da

wants to get married so not all your oil then you don't get given a wheel you

evlenmek isteyen birileri varsa yani tüm petrolünüz değil o zaman size bir tekerlek verilmez,

don't give you didn't get a barrel of oil poured over you maybe as you come

vermezsiniz size bir varil petrol dökülmez senin üzerine belki sen

out that was a joke oh okay who said that no I did I just said I'm

çıkarken bu bir şakaydı oh tamam kim dedi ki hayır yaptım

just saying it was a joke I thought you're reading it no offense just a joke

sadece şaka olduğunu söylüyorum okuyorsun sandım alınma sadece bir şaka tamam

okay there no offense mr. Duncan and mr. Steve what about if a person is sick and

alınmayın bayım. Duncan ve Mr. Steve peki ya bir kişi hastaysa ve biz

we will go with flowers or juice all of that or shall we give the money I don't

çiçek veya meyve suyuyla gidersek bunların hepsini yoksa parayı mı verelim?

think money is really useful if a person is sick ah well you see they could be in

Bir kişi hastaysa paranın gerçekten yararlı olduğunu düşünmüyorum

the UK of course we get free health care hmm we pay so much comes out of our

tabii ki ücretsiz sağlık hizmeti alıyoruz hmm ödediğimiz aylık maaşımızdan şu kadarı çıkıyor

wages a month and it all goes towards so you get free health care but in some

ve her şey sizin ücretsiz sağlık hizmeti almanız için gidiyor ama bazı

countries in a lot of countries where the healthcare isn't free it may be

ülkelerde sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmadığı birçok ülkede bu

appropriate to bring some money to help to pay for their their costs of their of

uygun olabilir tıbbi bakımlarının masraflarını karşılamak için biraz para getir

their medical care I see okay but maybe you know that's what that's what the

tamam anlıyorum ama belki de biliyorsun ki bu

person that was gone now was it was alluding to how I say

şu anda giden kişi benim Sayaka dediğimi ima ediyordu

Sayaka so yes so there we can yes we'll go with flowers juice or should we give

yani evet yani evet yapabiliriz çiçek suyuyla gidelim yoksa

some money yes yeah well maybe you could take some money if they

biraz para mı verelim evet evet peki belki biraz paraya

need some money for for the health of the healthcare or the medicine to make

ihtiyaçları varsa sağlık hizmetinin sağlığı için veya

me well here they throw rice at the church not confetti well well here

beni iyileştirecek ilaç için biraz para alabilirsin burada kiliseye konfeti değil pirinç atıyorlar peki burada

sometimes they throw rice as well but also but I think most people throw

bazen pirinç de atıyorlar ama aynı zamanda ama bence çoğu insan konfeti atıyor, ancak

confetti although having said that as of Deni having said that it has become in

Deni'nin söylediği gibi

some places they request you not to throw confetti anymore so some churches

bazı yerlerde artık konfeti atmamanızı talep ediyorlar, bu yüzden bazı kiliseler

actually have banned confetti Canon this is what's happening now in the UK we we

aslında konfeti yasakladı Canon şu anda Birleşik Krallık'ta olan bu biz

just love banning things to be honest maybe we should throw birdseed next the

sadece bazı şeyleri yasaklamayı seviyoruz dürüst olmak gerekirse belki kuş yemi atmalıyız bir sonraki

next thing they'll be doing they'll be banning the honeymoon because it's

yapacakları şey balayını yasaklayacaklar çünkü

waking the neighbors up all of that that squeaking of the bed it's keeping the

komşuları uyandırıyor tüm o gıcırtılar yatak

the neighbors awake so maybe eventually they'll they'll ban the honeymoon let's

komşuları uyanık tutuyor, bu yüzden belki sonunda onlar balayını yasaklayacaklar diyelim ki

say I'm sorry you can't have your honeymoon tonight you you will keep us

üzgünüm bu gece balayınızı yapamayacaksınız siz bizi

awake with all of the squeaking doesn't make sense anyway because they're abroad

tüm gıcırtılarla uyanık tutacaksınız mantıklı değil her neyse çünkü yurtdışındalar,

I think we should throw bird seed at the bride and bridegroom because then

bence gelin ve damada kuş yemi atmalıyız çünkü sonra

afterwards the birds will come along and peck it peck all the seed away and

kuşlar gelip onu gagalarlar ve tüm tohumları gagalarlar ve

that's cleared it up maybe I could just throw pieces of bread at them and that

bu her şeyi temizledi belki onlara ekmek parçaları atabilirim ve

the birds can eat that just some sunflower seeds it looks like rice

kuşların yiyebileceği biraz ayçekirdeği pirinç gibi görünüyor

that's what we'll do tomorrow well I take a handful of bird food I could

yarın yapacağımız şey bu pekala bir avuç kuş yemi alıyorum

throw peanuts at them peanuts sunflower seeds and then it self-cleaning the

onlara fıstık atabilirim fıstık ayçiçeği çekirdeği ve sonra kendi kendini temizleyen

birds have come along afterwards and and and you're feeding the birds at the same

kuşlar daha sonra ortaya çıktı ve ve ve aynı zamanda kuşları besliyorsunuz,

time I'm probably Thank You mr. Steve you get my point

muhtemelen teşekkür ederim bayım. Steve demek istediğimi anladın

yes I can't move at the point is now but thank you for thanking me that I got the

evet şu anda o noktada hareket edemiyorum ama asıl noktayı anladığım için bana teşekkür ettiğin için teşekkür ederim

point oh good as well good this knows what the

oh iyi de iyi bu amacın ne olduğunu biliyor ne

point was what can we scroll back just give me a

geri kaydırabiliriz sadece bana bir

second because it looks as if we've just heard I think it was about the giving

saniye ver çünkü sanki yeni duyduk sanırım medyuma para vermekle ilgiliydi

money to it was psychic there we go yes give

işte gidiyoruz evet

money yes that yes so we guessed right thanks for thanks

para ver evet o evet yani doğru tahmin etmişiz

for thanks for explaining that camera death says Kara death says you can give

teşekkürler açıkladığın için teşekkürler kamera ölüm diyor kara ölüm verebilirsin diyor

fifty pounds in a gold case I'm not sure I'm also not sure about that Albert in

altın bir kasada elli pound Emin değilim Albert'in

this empty water bottle I'll paint it gold yes that's a good idea we can just

bu boş su şişesindeki olduğundan da emin değilim Altına boyayacağım evet bu iyi bir fikir sadece

throw we could throw bottles of water at them and then and then they can take the

atabiliriz onlara su şişeleri fırlatabiliriz ve sonra ve sonra balayı

water away and drink it during their honeymoon because they will be very very

sırasında suyu alıp içebilirler çünkü çok çok

thirsty how long peach edge Babu says how long will you

susayacaklar ne kadar şeftali kenarı Babu düğünde ne kadar kalacaksın der

stay at the wedding well we've been invited it starts at 12 o'clock

biz davet edildik saat 12'de başlıyor

yep that's the wedding ceremony at 12 then afterwards we're going somewhere

evet bu saat 12'de düğün töreni var, sonra başka bir yere gidiyoruz

else because they've got like a supper a meal so that's I think at about three

çünkü akşam yemeği gibi yemekleri var, yani sanırım saat üç

o'clock and then in the evening they've got like sort of a dance I think a disco

civarında ve sonra akşam bir tür dansları var sanırım disko

yes I think there's probably a disco going on that usually happens so really

evet bence muhtemelen devam eden bir disko vardır ve bu genellikle olur, bu yüzden gerçekten saat

we will be there all day from 12 o'clock till probably about now we'll probably

12'den tüm gün orada olacağız, muhtemelen şu ana kadar muhtemelen saat

leave 9 o'clock something it looks as if we're in for a very busy day it does yes

9'da ayrılacağız, sanki bir şey içinmişiz gibi görünüyor çok yoğun bir gün öyle evet bu

that's the reason why we'll be cutting this short tonight so we will be going

yüzden bu geceyi bu kadar kısa keseceğiz bu yüzden

in around about 10 minutes so only another 10 minutes and then we will go

yaklaşık 10 dakika içinde gideceğiz yani sadece 10 dakika daha ve sonra gideceğiz

because we have an early start tomorrow although we're not going very far away

çünkü yarın erken başlayacağız çok uzağa gidiyoruz

we're actually going to the place I was raised act or in and I was raised in

aslında büyüdüğüm yere gidiyoruz ve Stafford'da büyüdüm bu

Stafford so we're going to my hometown tomorrow we are for the wedding but will

yüzden yarın memleketime gidiyoruz düğün için ama

we have time to see my mum that's the big question because it looks like we're

annemi görecek vaktimiz olacak mı bu büyük soru çünkü

going to have a very busy day and of course the reception after the wedding

çok yoğun bir gün geçireceğiz gibi görünüyor ve tabii ki düğünden sonraki resepsiyon

is at night so I'm hoping somewhere tomorrow we can squeeze in squeeze in a

gece, bu yüzden yarın bir yerlerde sıkışık bir şekilde

visit to me mummy that would be nice nice so happy yes so if my mum's

beni ziyarete gelebiliriz anneciğim bu güzel olur güzel yani mutlu evet yani annem

watching mum we might see you tomorrow it just depends it depends on many

izliyorsa yarın seni görebiliriz bu pek çok

things it depends if mr. Steve eats too much wedding cake and get sick because

şeye bağlıdır bay olup olmadığına bağlıdır. Steve çok fazla düğün pastası yiyor ve hastalanıyor çünkü

all week we've been eating lots of sugary thing oh we mentioned this

bütün hafta çok fazla şekerli şey yiyoruz oh bundan

earlier before you arrived so we've been eating a lot of chocolate this week and

daha önce siz gelmeden önce bahsetmiştik bu hafta çok fazla çikolata yedik

and you were feeling ill I wasn't very well after the live the live show on

ve siz hasta hissediyordunuz ben değildim' Pazar günkü canlı yayından sonra çok iyi değil

Sunday yeah you you were ill and today even today you said I don't feel very

evet hastaydın ve bugün bile kendimi pek iyi hissetmiyorum dedin

well I I think I've eaten too much chocolate but then you did eat a lot on

sanırım çok fazla çikolata yedim ama sonra

Sunday did you see Steve he was he was shoving it into his mouth mmm

pazar günü çok yedin gördün mü Steve o ağzına tıkıyordu mmm

anyway I'm better now good you can't be sick tomorrow you've got to perform

neyse şimdi daha iyiyim iyi yarın hasta olamazsın

akinator has got an English exam tomorrow akinator my teacher and mr.

akinator yapman lazım yarın ingilizce sınavı var akinator hocam ve bey

Steve I have an English exam tomorrow oh I can Aitor good luck with your exam

Steve yarın İngilizce sınavım var oh yapabilirim Aitor yarınki sınavınızda iyi şanslar

tomorrow good luck is it is it written or is it oral so is it an oral exam or

iyi şanslar yazılı mı sözlü mü yani sözlü sınav mı

an oral written exam so please let me know

sözlü yazılı mı bu yüzden lütfen

the Mexico people used to throw rice to the couple out of the church but the

Meksikalıların eskiden fırlattığı şeyleri bana bildirin kiliseden çıkan çifte pilav ama

tradition has been changed by playing ringing little bells the rice has been

gelenek küçük çanlar çalarak değişti pirinç yasaklandı evet bence

banned yes I would imagine that if you throw rice everywhere it might attract

her yere pirinç atarsanız

rats and mice maybe oh yeah what we've had rats and we've had rats before

fareleri ve fareleri çekebilir belki ah evet ne yaşadık fareler ve daha önce farelerimiz oldu

because mr. Duncan he likes to put a lot of bird food out and we it attracts the

çünkü mr. Duncan çok fazla kuş yemi koymayı seviyor ve biz fareleri çekiyoruz

rats Carrodus says Stafford yes Stafford that is where that is where I

Carrodus diyor Stafford evet Stafford orası benim

was born and raised and that's where we're going tomorrow for the wedding

doğup büyüdüğüm yer orası ve yarın düğün için oraya gideceğiz

we are indeed it is it is true 5 written it's a written exam akinator says well

gerçekten orası doğru 5 yazılı bu yazılı bir sınav akinator iyi diyor

it's very good cuz your English is very good so I think I think you've passed

çok iyi çünkü İngilizcen çok iyi bu yüzden sanırım çoktan geçtin bu yüzden evet

already so yes akinator good luck with your

akinator

written English exam tomorrow let me know how you get on

yarın yazılı İngilizce sınavında bol şans nasıl geçtiğini bana bildir

yes let us know please Sunday please Claire likes chocolate very much I bet

evet izin ver biz biliyoruz lütfen Pazar lütfen Claire çikolatayı çok seviyor bahse girerim

you do we've eaten far too much chocolate

çok fazla çikolata yemişizdir

apparently the best part of the wedding is the honeymoon well well not for the

görünüşe göre düğünün en iyi kısmı balayı pekala misafirler izlemedikçe pek hoş değil tabii ki

guests unless they're watching of course maybe they're watching I don't know I'm

belki de izliyorlardır Bilmiyorum değilim

not I'm not sure I don't know what sort of weddings you go to our blender sounds

Emin değilim Ne tür düğünlere gittiğinizi bilmiyorum Blender'ımıza

that you had a nice honeymoon haha well it should be the best part reading I

güzel bir balayı geçirmişsiniz gibi geliyor haha ​​peki en iyi kısmı okumak olmalı

don't I don't know I don't know if the honeymoon should be a public thing mind

değil mi 'biliyorum, balayının halka açık bir şey olup olmadığını bilmiyorum, dikkat edin,

you these I say these days it sounds it sounds a bit silly when I say that these

bugünlerde bunu söylediğimde biraz aptalca geliyor

days but it in in this country probably isn't the case in other countries I

ama bu ülkede muhtemelen diğer ülkelerde durum böyle değil. bilmem

don't know be interesting to know but most people who get married now well

ilginç olabilir ama şimdi evlenen çoğu insan

traditionally you were a virgin Oh were you not when you got married lime well

geleneksel olarak bakireydin Oh evlendiğin zaman değil miydin bu

that's why the bride always wears white exactly but nowadays I don't think

yüzden gelinler tam olarak beyaz giyerler ama bugünlerde

that's very often the case at all because because the the white of course

bunun çok olduğunu düşünmüyorum genellikle durum böyle çünkü beyaz elbette

symbolizes purity peony virginity virginity so and a lot of people in the

saflığı sembolize ediyor şakayık bekaret bekaret bu yüzden Birleşik Krallık'taki pek çok insan

UK now don't go to church on a regular basis but they still want to get married

artık düzenli olarak kiliseye gitmiyor ama yine de bir kilisede evlenmek istiyorlar

in a church hmm so it's a little hypocritical so go

hmm yani bu biraz ikiyüzlü o yüzden

get man then they never go again but this is very interesting as many years

git erkek bul sonra bir daha gitmezler ama bu çok ilginç, yıllar

ago I remember growing up during the 1970s that if if two people were living

önce 1970'lerde büyüdüğümü hatırlıyorum, eğer iki kişi

together as if they were married but they weren't married it was considered

evli gibi birlikte yaşıyorlarsa ama evli değillerse bu düşünülürdü

very very bad very sinful they would they would even say that the two people

çok çok kötü çok günahkar iki kişinin

were living in sin oh it was frowned upon frowned upon it was looked down

günah içinde yaşadığını bile söylerlerdi oh kaşlarını çattı hoş karşılanmadı hor görüldü

upon it was so people would always say yes they're living together they're

yani insanlar her zaman evet birlikte yaşıyorlar

living together and not even married oh it was scandalous

birlikte yaşıyorlar derlerdi ve evli bile değil oh skandaldı

its disgust up until the 1960s it certainly was and if you had a baby out

1960'lara kadar tiksintisi kesinlikle öyleydi ve eğer evlenmeden önce evlilik dışı bir bebeğiniz olursa

of wedlock before you were married well you could be cast out of the family yes

aileden atılabilirdiniz evet

Morocco looks like quite interesting weddings in Morocco all two people have

Fas oldukça ilginç düğünlere benziyor Fas'ta iki kişi

said that they're very nice weddings in Morocco okay and on Friday

Fas'ta çok güzel düğünler olduğunu söylediler tamam ve Cuma günü

Mohamed's go into one alex says what is the most common alcoholic beverage in in

Mohamed bir tanesine giriyor alex İngiliz düğünlerinde en yaygın alkollü içeceğin ne olduğunu söylüyor

English wedding well normally when the people celebrate the actual wedding

normalde insanlar gerçek düğünü kutlarken

normally during the meal there is often champagne champagne popping the Cork's

normalde yemek sırasında genellikle şampanya şampanya var Cork'ları patlatıyorum,

so they they get the bottle of champagne and they I can't I can't do the sound of

böylece bir şişe şampanya alabilirler ve ben yapamam, bunun gibi bir şey olup olmadığının sesini yapamam,

whether it's sort of like this it's sort of like that yeah so if they've got

evet, eğer varsa,

they've got money then we'll have champagne of course it might not be

paraları var, o zaman biz şampanya içeceğim tabi ki

champagne it could be a cheaper version like karva that we might not know but

şampanya olmayabilir karva gibi daha ucuz bir versiyonu olabilir bilemeyiz ama

wine would be a popular a popular drink cheap champagne maybe cheap champagne

şarap popüler olur popüler bir içecek ucuz şampanya belki ucuz şampanya

maybe we'll find out we'll find out not I'm not I'm not an expert on champagne I

belki öğreniriz öğreniriz öğrenmeyiz şampanya konusunda uzman değilim yani

mean it normally it gives me indigestion I know anything yes only only if the if

normalde hazımsızlığa neden olur bir şey bilirim evet ancak eğer

the because well of course the other the other tradition in for weddings in

öyleyse çünkü iyi tabii ki diğer bir gelenek de İngiltere'deki düğünlerde gelinin gelinin

England is that the the bride the bride's father the bride's father would

babası gelinin babası

pay for the wedding hmm in full all of it so traditionally the the the the

düğün masraflarını tam olarak öderdi yani geleneksel olarak

bride's dad would have to pay the bill for everything for everything and

gelinin babası her şeyin faturasını ödemek zorunda kalırdı ve

certainly when we grew up that was the case but as years have moved on now and

kesinlikle biz büyüdüğümüzde durum böyleydi ama yıllar geçtikçe şimdi ve

certainly I certainly today I think it's split 50-50 yes

kesinlikle kesinlikle bugün bence 50-50 bölüştü evet

or the people getting married pay for a lot of it as well and that's the reason

ya da evlenen insanlar çok para ödüyor ve bu

why they ask for money as gifts so maybe they pay for the

yüzden hediye olarak para istiyorlar, belki de

wedding first and then they received the gifts of money and then that helps to

önce düğün için para ödüyorlar ve sonra aldılar para hediyeleri ve sonra bu,

pay all of the bills for the wedding so sometimes it it's it's put towards the

düğünün tüm faturalarını ödemeye yardımcı olur, bu yüzden bazen balayına yatırılır

honeymoon and sometimes it helps to pay for for the wedding itself the wedding

ve bazen düğünün kendisinin, düğünün

and also the reception after Claire says the best thing about a wedding is the

ve ayrıca Claire'in en iyi şeyi söylemesinden sonra resepsiyonun ödenmesine yardımcı olur. bir düğün

fight afterwards if there's normally a lot of fighting taking place yes that's

daha sonra çıkan kavgadır, eğer normalde çok fazla kavga çıkarsa evet bu

funny when people when people drink too much

komik, insanlar çok içtiğinde

they often get into a bit of a fight some people end up fighting at the end

genellikle biraz kavga ederler, bazı insanlar sonunda

because they're a bit drunk yes so we're looking forward to this tomorrow yes

biraz sarhoş oldukları için kavga ederler evet bu yüzden yarını iple çekiyoruz evet bak bu

look at that that's quite common because sometimes lots of families come together

oldukça yaygın çünkü bazen birçok aile bir araya geliyor

and probably people in families don't meet very often and there's rivalry and

ve muhtemelen ailelerdeki insanlar çok sık görüşmüyor ve rekabet ve

past arguments that have taken place and then they meet and then alcohol it's a

geçmiş tartışmalar var ve sonra buluşuyorlar ve sonra alkol bu

it's a toxic potentially a toxic mix it is a lethal mix drink and rowdy men and

bir zehirli potansiyel olarak zehirli bir karışım bu ölümcül bir karışım içki ve kabadayı erkekler ve

men that are very noisy yes Jess says have a few drinks and do your puddle

çok gürültülü erkekler evet Jess birkaç içki iç ve su birikintisi dansını yap diyor

dance oh yes the puddle dance where is it I've

oh evet su birikintisi dansı nerede bende var

got the puddle dance here somewhere I'm a bit worried though because if I play

burada bir yerlerde su birikintisi dansı var ama biraz endişeliyim çünkü eğer

it we might break the in currently feuds yes

oynarsam şu anki kan davalarını bozabiliriz evet evet o ne olduğunu merak

yeah he's the puddle dance for those who are wondering what it is and I hope I

edenler için su birikintisi dansı ve umarım

don't break the encoder

kodlayıcıyı bozmam

doobie doobie Doo we are going very soon mr. mr. Steve and mr. Duncan on a

doobie doobie Doo çok yakında gidiyoruz bay Bay. Steve ve bay. Duncan bir

Wednesday night don't forget you can catch us here live every single

Çarşamba gecesi, bizi burada her

Wednesday from 10:00 p.m. UK time and of course on Sunday we are here from 2 p.m.

Çarşamba saat 22:00'den itibaren canlı olarak yakalayabileceğinizi unutmayın. İngiltere saati ve tabii ki Pazar günü öğleden sonra 2'den itibaren buradayız.

UK time don't forget they're both UK time so don't forget to check what time

İngiltere saati, ikisinin de Birleşik Krallık saati olduğunu unutmayın, bu yüzden ben canlı yayındayken saat kaçta orada olacağınızı kontrol etmeyi unutmayın, bu

you are going to be around when I am live that sounds pretty good to me

bana oldukça iyi geliyor

Hannah says will there be a wedding cake I certainly hope so there had better be

Hannah bir düğün pastası olacak mı diyor, kesinlikle öyle olmasını umuyorum

a wedding cake and Greenland says are you in Greenland Greenland says what

bir düğün pastası olsa iyi olur ve Grönland, Grönland'da mısın diyor Grönland, hangi

denomination of church it'll be a Church of England Church of England it's a

kilise mezhebine sahip olduğunu söylüyor, İngiltere Kilisesi olacak İngiltere Kilisesi, bu bir

Christian Church but of course it's the it's the Church of England which was

Hıristiyan Kilisesi ama elbette

formed by Henry the 8th when he wanted to marry lots and lots of women and chop

Henry tarafından kurulan İngiltere Kilisesi. 8. bir sürü kadınla evlenmek ve teker teker kafalarını kesmek istediğinde

their heads off one by one good night Nicole I think that might be

iyi geceler Nicole Sanırım bu insanlık tarihindeki İngiltere Kilisesi'nin oluşumunun

the most succinct and brief explanation of the formation of the Church of

en özlü ve kısa açıklaması olabilir diye düşündüm

England ever in history of human beings I thought I was quite impressed by that

Bu

hello teacher mr. Duncan mr. Steve do you love poems yes we love poems I like

merhaba öğretmen Bay'dan oldukça etkilendi. Duncan bey Steve şiirleri sever misin evet biz şiirleri severiz

writing poetry sometimes I write my own poems Mohammed says living with someone

Şiir yazmayı severim bazen kendi şiirlerimi yazarım Muhammed

without a legal document is risky because the couple might split and it

yasal bir belge olmadan biriyle yaşamanın riskli olduğunu çünkü çiftin ayrılabileceğini ve bunun

may lead to a bad effect on them well in the UK now in the UK if a couple have

onlar üzerinde kötü bir etkiye yol açabileceğini söylüyor. Birleşik Krallık'ta bir çift

been together and they're not married for a certain period of time I don't

birlikteyse ve belirli bir süredir evli değillerse,

know how many years it is I think it's three or four then the if then the wife

kaç yıl olduğunu bilmiyorum, sanırım üç ya da dört olur, o zaman eş, eşin

that the wife sorry that the partners if that can actually still claim part of

ortaklar için üzgün olduğunu düşünür. eğer bu, evli olmasalar bile mülklerinin bir kısmını gerçekten talep edebiliyorsa, evet,

their estate even though they're not married yes they they call them

onlara örf ve

common-law so so if a man and a woman are together for a long period of time

adet hukuku diyorlar, yani bir erkek ve bir kadın uzun süredir birlikteyse

and they separate in law they can still claim a part of each other's money yes

ve hukuken ayrılıyorlarsa, yine de hak iddia edebilirler birbirlerinin parasının bir kısmı evet

especially if they've been putting their money into the house or to buy the

özellikle de paralarını eve yatırıyorlarsa veya evi satın alıyorlarsa

house and so we might call someone a common-law wife hmm

ve bu nedenle birine nikahsız eş diyebiliriz hmm

so common law means that they are not married but they are judged in law to be

yani örfi hukuk onların evli olmadığı anlamına gelir ama şu şekilde yargılanırlar: yasanın evli olmakla

equivalent or nearly equivalent as being married yes that is that is what happens

eşdeğer veya neredeyse eşdeğer olması evet, Birleşik Krallık'ta

in the U in the UK so if if if if the man splits up with a woman she can go to

ABD'de olan budur, yani eğer erkek bir kadından ayrılırsa mahkemeye gidebilir

court and claim that they were essentially married and that she put so

ve esasen evli olduklarını iddia edebilir ve o ilişkiye o kadar çok şey katıyorum ki

much into the relationship there may even have children and I don't know how

çocukları bile olabilir ve

it works in terms of exactly how the split in the assets would occur 5050 but

varlıklardaki bölünmenin tam olarak nasıl gerçekleşeceği açısından nasıl çalıştığını bilmiyorum 5050 ama

I mean certainly it may be 5050 but I am and I know colleagues at work were I

kesinlikle 5050 olabilir ama ben ve iş yerindeki meslektaşlarımı tanıyorum

getting divorced from a trauma you know they are married and they're getting

Bir travmadan boşanıyor muydum, biliyorsunuz onlar evliler ve

divorced and the wife quite often now will get certainly more than 50% this

boşanıyorlar ve karısı şu anda kesinlikle %50'den fazlasını alacak, bu arada bu

isn't very good by the way with there until wedding tomorrow and Steve's

pek iyi değil, yarınki düğüne kadar ve Steve

talking about divorce and a yes Anglican that's correct

boşanmadan bahsediyor ve evet Anglikan bu doğru

Church of England Anglican Church it won't be Catholic it won't be carefully

İngiltere Kilisesi Anglikan Kilisesi Katolik olmayacak dikkatli olmayacak tam

the opposite would be opposite but it's not going to be Catholic the opposite of

tersi olacak ama Katolik olmayacak

England anglich is there an opposite of Catholic atheist

İngiltere'nin tam tersi anglich Katolik ateistin karşıtı var mı evet pekala

yes well the opposite of all religions is atheist I think you'll find sorry

bütün dinlerin karşıtı ateisttir bence üzülürsünüz

Kerr says what is the conversation mr. Duncan well first of all we are going in

Kerr ne muhabbeti bey diyor. Duncan, öncelikle

a moment so the conversation has already taken place at Convention in British

birazdan gidiyoruz, bu yüzden konuşma zaten İngiliz anayasasında Konvansiyonda yer aldı

constitution not sure what that means I don't know in British constitution maybe

bunun ne anlama geldiğinden emin değilim İngiliz anayasasında bilmiyorum belki belki

maybe you are referring to law yes just explain that a bit bit more - as I mean

yasadan bahsediyorsunuz evet sadece biraz açıklayın daha fazlası - demek istediğim, canlı

I think what sometimes happens on the live chat some people are watching a

sohbette bazen ne olduğunu düşünüyorum, bazı insanlar canlı yayını

little bit behind so they're watching the live stream but a little bit before

biraz geride izliyorlar, ancak

this moment so there they may be saying things or answering questions or

bu andan biraz önce izliyorlar, bu yüzden orada bir şeyler söylüyor veya hakkında soru veya

comments about things we said earlier Muhammad Duncan wasn't mr. Duncan wasn't

yorumları yanıtlıyor olabilirler. Daha önce söylediğimiz şeyler Muhammed Duncan, Bay değildi. Duncan

it wasn't ignoring your comment it's just that there are so many we can't

senin yorumunu görmezden gelmiyordu, sadece o kadar çok yorum var ki

always read them all out we've explained this before so it's not that we're

her zaman hepsini okuyamayız, bunu daha önce açıkladık, bu yüzden

ignoring some comments it's just that we can't physically always comment on on

bazı yorumları görmezden gelmiyoruz, sadece yapamayız fiziksel olarak her zaman

everything I think I think Muhammad Muhammad cherrick root chakra is joking

her şey hakkında yorum yapıyorum bence Muhammed Muhammed kiraz kökü çakrası Harry'ye şaka yapıyor

Harry right I see oh yes the smiley face at the end means we're joking this those

doğru anlıyorum oh evet sondaki gülen yüz şaka yaptığımız anlamına geliyor

those emojis are very important but art rest's art and doesn't want to get

o emojiler çok önemli ama art rest's art ve istemiyor

married at all no I don't blame you I think I think I think artist is very

hiç evlenmek için hayır seni suçlamıyorum sanırım bence sanatçı çok

sensible it's not suitable for everybody and not everybody wants to oh yes

mantıklı herkese uygun değil ve herkes evlenmek istemiyor oh evet

carried s is Elizabeth the first yes right not sure to say they're right okay

taşıdı s Elizabeth ilk evet doğru doğru dediklerinden emin değilim tamam, evet

they were yes they were opposing each other so Elizabeth first Ann Mary of

birbirlerine karşı çıkıyorlardı, bu yüzden Elizabeth önce İskoçya'dan Ann Mary

Scotland or Mary having marinus Scot Mary Queen of Scots yes they were they

veya Mary'nin marinusu olan Scot Mary İskoç Kraliçesi evet onlar

were like opposing each other yes I think one was Protestant one was

sanki birbirlerine karşı çıkıyorlardı evet bence biri Protestandı biri

Catholic that's it that was the big rift yeah that was the big split that

Katolikti işte bu büyük yarıktı evet, meydana gelen büyük bölünme buydu

occurred and of course Henry the Eighth wanted to have his many wives as

ve tabii ki Sekizinci Henry mümkün olduğu kadar çok karısı olmasını istedi, bu

possible so he he separated this country from the rule of the Catholic Church and

yüzden bu ülkeyi Katolik Kilisesi'nin yönetiminden ayırdı ve

so he created his own church basically the Church of England that's right so

böylece kendi kilisesini, temelde İngiltere Kilisesi'ni yarattı, bu doğru yani o

then he could divorce as many as many of his wives and now and again he would

zaman birçok karısından boşanabilirdi ve ara sıra onların da

chop their heads off as well just to make sure that there was no there was

kafalarını keserdi sırf geri dönüş olmadığından emin olmak için evet

there was no coming back yeah I think you're quite clever to know and know

bence sen bunu bilmek ve bilmek konusunda oldukça zekisin

about that I'm guessing Mary was there with the same what's the Catholic and

bu konuda Mary'nin orada olduğunu tahmin ediyorum aynı Katolik ve

Elizabeth was the Protestant but they there we go was Elizabeth one of the

Elizabeth Protestandı ama işte gidiyoruz Elizabeth

daughters of Henry the eighth the first as I understand I was sharing my

sekizinci Henry'nin kızlarından biri birincisi anladığım kadarıyla cehaletimi paylaşıyordum

ignorance now anyway we are going in a moment because

şimdi nasılsa gidiyoruz bir anda çünkü

he's cacked it's only it's coming up to 20 past Steve's getting so excited Steve

kıkırdadı, sadece 20 geçiyor Steve çok heyecanlanıyor Steve

said to me earlier he said I will come on but only for a few minutes and and

daha önce bana geleceğimi söyledi ama sadece birkaç dakikalığına ve

you can't stop talking now Claire Claire has realized that I'm a

şimdi konuşmayı kesemezsin Claire Claire anladı ki ben bir

mi6 double agent she seen me before yes that's only because you were you

mi6 çifte ajanıyım, beni daha önce gördü evet, çünkü sen başka bir ülke için çalışan

were you were another double agent working for another country

başka bir çifte ajandın, bende yok

you haven't got I haven't got any you haven't got any nava chalk on you of you

sende nava tebeşiri yok

no I haven't no we can end on a very nice note there a suit cat it said that

hayır yapmadım hayır çok güzel bir notla bitirebiliriz orada takım elbiseli bir kedi

her husband and I fell in love instantly hi soon it was love at first sight how

kocasına ve benim anında aşık olduğumuzu söyledi merhaba yakında ilk görüşte aşktı ne kadar

lovely that's a nice story to end on yes I think we will end on that story so

güzeldi bu bitirmek için güzel bir hikaye evet bence biz bu hikayede bitecek yani

we've been together since November 1987 we got married on July or in July 1990

Kasım 1987'den beri birlikteyiz Temmuz 1990'da evlendik

ah we share so much in common music animals isn't that great thank you

ah o kadar çok ortak yönümüz var ki hayvanlar o kadar da iyi değil teşekkür ederim

sue cat I think that is a nice place to start to finish

sue cat bence bu başlamak için güzel bir yer bitirmek için

by the way our friend Martin has just joined Martin sings hello again Marty no

bu arada arkadaşımız Martin yeni katıldı Martin tekrar merhaba diyor Marty no

Martin you're just going you've come back for more you must be oh you must be

Martin sadece gidiyorsun daha fazlası için geri geldin olmalısın oh

a glutton for punishment have you looked at your emails Martin

cezaya obur olmalısın e-postalarına baktın mı Martin

because Phoenix and look like they're getting back together again you'll know

çünkü Phoenix ve görünüşe göre tekrar bir araya geliyorlar

what that means let's look at your emails it's all written got it I'll send

bunun ne anlama geldiğini bileceksin e-postalarına bir bakalım hepsi yazılmış anladım kusura bakma onu göndereceğim

it to excuse me Steve this is this is not your personal message board for

Steve bu

sending messages personally John Bilson yet there's a meeting have a look at

kişisel olarak mesaj göndermek için kişisel mesaj panon değil John Bilson henüz bir toplantı var e-

your email so the messages don't alright calm down

postana bir bak bu yüzden mesajlar pek iyi değil sakinleş

art so excited James Bond I don't like James Bond is ball this is the person

sanat çok heyecanlı James Bond James Bond'u sevmiyorum top bu

earlier who complained to me because oh don't be too late will you don't go on

daha önce bana şikayet eden kişi çünkü ah fazla olma geç,

too long and he can't stop talking but I'm excited now Claire oh yes Claire

çok uzun sürmez misin ve o konuşmayı bırakamaz ama şimdi heyecanlıyım Claire oh evet Claire

yeah as long as she's Claire's gonna join us on Sunday as long as she's not

evet o olduğu sürece Claire radyasyondan ölmediği sürece Pazar günü bize katılacak

burning to death of radiation I don't know what plot are you planning Claire

' ne planladığını biliyorum Claire,

is Claire is what we call a pessimist I'll have to

Claire bizim kötümser dediğimiz şeydir

no no because she was on about this being a double agent yes I know but I'm

Hayır yapmak zorunda kalacağım çünkü o bu çifte ajanlık hakkındaydı evet biliyorum ama

just saying yes but I've been here all night on the live chow yes so yes i-i've

sadece evet diyorum ama burada bulundum bütün gece canlı yemekte evet yani evet i-

got a little bit more information I'll have to get my to get my satellite but

biraz daha fazla bilgim var uydumu almak için almam gerekecek ama

hovering over you right Claire back in Indonesia if you're not if you don't get

tam senin üzerinde geziniyorum Claire Endonezya'ya geri dön

married yet we've seen is a disgrace I don't like it when society judges me we

evlenmek ama gördüğümüz bir rezalet Toplumun beni yargılamasından hoşlanmıyorum ne

have the right to get married whenever we want says Singh go

zaman istersek evlenme hakkımız var diyor Singh git

Shingo Kessel or Kissel thank you very much for that how long have you been

Shingo Kessel veya Kissel bunun için çok teşekkür ederim ne zamandır

married sook at my husband is a musician he plays the electric meeting electric

evlisin sook kocam bir müzisyen o elektrik çalıyor toplantı elektrik

bass jazz bossa nova so the electric bass do me in the guitar bass guitar I

bas caz bossa nova yani elektrik bas gitarda beni yapıyor bas gitar

presume so everything plays everything I love it

Sanırım bu yüzden her şey her şeyi çalıyor onu seviyorum

it sounds like you your husband is very talented yes look what Cinco says back

kulağa kocanız çok yetenekli evet bakın Cinco ne diyor

at ya in Indonesia if you don't get married you'll be seen as a disgrace

Endonezya'da sana geri dönersem, evlenmezsen bir rezalet olarak görüleceksin Bunu

I've just read that yeah how are you yes oh I just read that out completely

okudum evet nasılsın evet oh bunu tamamen okudum tamam

okay I think Steve had one of his moments where he phases out he fades

sanırım Steve'in aşamalardan birini geçirdiği anlardan biri oldu dışarı çıkıp

away from reality it used to be like that over here a bit if you didn't get

gerçeklikten uzaklaşıyor eskiden burada biraz öyleydi, eğer evlenmediyseniz,

married you were seen as something something was wrong with you yes in

sizde bir sorun olduğu görülüyordu, evet

China doesn't matter oh my goodness I could tell you some stories about China

Çin'de farketmez aman tanrım, size bazı hikayeler anlatabilirdim Çin Size Çin'deki

I could tell you so many stories about how unhappy people are in their

evliliklerinde insanların ne kadar mutsuz olduğuna dair o kadar çok hikaye anlatabilirim ki

marriages in China it's it really is I could write a book I could write a book

bu gerçekten bir kitap yazabilirim

just about marriages in China and how how terrible many of them are trust me

Çin'deki evlilikler hakkında bir kitap yazabilirim ve birçoğunun ne kadar korkunç olduğuna güvenin bana

what we sort of used to have a sort of arranged marriages in this country you

ne sıralıyoruz Bu ülkede bir çeşit görücü usulü evlilikler yapılırdı,

know years ago yes and so I mean we often say in this country that we don't

bilirsiniz yıllar önce evet ve yani bu ülkede sık sık

agree with it but it used to happen in this country yes they were arranged but

buna katılmadığımızı söyleriz ama eskiden bu ülkede olurdu evet görücü usulüydü ama ama

but they were sort of they were mutual arrangements and quite often there was a

onlar Bunlar karşılıklı düzenlemelerdi ve çoğu zaman çok para vardı, bu yüzden

lot of money in so I believe they call it a dowry that's

buna çeyiz diyorlar, bu yüzden

it so normally there was a dowry involved

normalde bir çeyiz söz konusuydu

and that was a large amount of money that was exchanged and of course in

ve bu, değiş tokuş edilen büyük miktarda paraydı ve tabii ki

royalty they used to marry people marry their children when they were still

kraliyette. insanlar çocuklarını daha

little so they would promise one of their children to to someone else in

küçükken evlendirirlerdi, böylece çocuklarından birini

another country and this is the royal family here in the UK

başka bir ülkedeki başka birine söz verirlerdi ve bu, burada Birleşik Krallık'taki kraliyet ailesi,

the British royal family five or six hundred years ago but still that's that

beş veya altı yüz yıl önceki İngiliz kraliyet ailesi ama hala Bu eskiden

used to happen here so they would promise a child to marry another child

burada oluyordu, bu yüzden bir çocuğa başka bir ülkedeki başka bir çocukla evlenme sözü veriyorlardı

in another country or sometimes the other person was much older so some some

ya da bazen diğer kişi çok daha yaşlıydı, bu yüzden bazı

very strange things you to happen used to happen right here Claire says our

çok garip şeyler burada oluyordu Claire,

Chinese marriages arranged they are quite often and that's the

Çinli evliliklerimizin oldukça iyi olduğunu söylüyor. sık sık ve bu yüzden

reason why I mentioning you will be surprised you were all not surprised how

bahsetmemin nedeni, şaşıracaksınız, ne kadar

many Chinese marriages are very very unhappy marriages although some people

çok Çinli evliliğin çok çok mutsuz evlilikler olduğuna şaşıracaksınız, ancak bazı insanlar İngiliz evlilikleri

might say you could say that about British marriages but you might but

için bunu söyleyebilirsiniz ama diyebilirsiniz ama

those people aren't forced together forced no I could tell you some very

bu insanlar zorunlu olarak bir araya getirilmezler. hayır sana bazı çok

horrific stories but I won't oh I don't know why I do

korkunç hikayeler anlatabilirdim ama yapmayacağım oh neden yaptığımı bilmiyorum oh

oh yeah off oh I wasn't sure I wasn't sure what you were getting my choice to

evet kapalı oh emin değildim kedileri tercih ettiğimden emin değildim

cats given as you can watch videos of the Horatio Burgas trio Horatio Burgas

Horatio Burgas üçlüsünün videoları Horatio Burgas

trio my husband is the bald one oh I see okay oh you have a bald husband like me

üçlüsünün videoları kocam kel olan oh anlıyorum tamam ah benim gibi kel bir kocan var kel

you have a bald husband you like you like baldies you mean he's very

bir kocan var kelleri seviyorsun kelleri seviyorsun yani o çok

attractive virile I knew Steve was going to say do I knew

çekici yiğit Steve'in diyeceğini biliyordum erkeksi diyeceğini biliyor muydum

you were going to say virile well we all are everybody wants a bald

biz hepimiz kel bir

man do they yes oh yeah that's not what I've heard

adam istiyoruz öyle mi onlar evet oh evet duyduğum bu değil

we're revered in some come so what about Emma is Emma's husband bald I haven't

bazı durumlarda saygı görüyoruz peki ya Emma Emma'nın kel kocası

seen him for seven years he might be he might be bald

görmedim o yedi yıldır kel olabilir kel olabilir

I'm going bald yes especially balding if it's a redhead he probably is bald I

kelleşiyorum evet özellikle kelleşiyor eğer kızıl ise muhtemelen keldir

don't know I haven't seen him for seven years

bilmiyorum onu ​​yedi yıldır görmedim

because redheads go bald very young seven years look at Prince Harry and

çünkü kızıllar çok genç yedi yıl kelleşiyor Prens Harry ve

Prince William they're both bald now both bald redheads

Prens William'da ikisi de kel şimdi ikisi de kel kızıllar

bald true Jack says mind giving me a shout-out do you think jack is you want

kel gerçek Jack diyor ki bana bir seslenirsen, Jack'in senden bahsetmek istediğini düşünüyor musun, bu

to be mentioned is that that why who said that Jack me--off would you mind

yüzden kim Jack me--kapa çeneni dedi?

giving me a shout out hello Jack Jack me--off

bana bir ses ver Jack Jack ben - off

or me huff saying please give me a shout out sue cat says I used to love very

ya da ben öfkeyle lütfen bana bir ses ver sue kedi der ki eskiden çok

long-haired boys but what was the hair on their head but love is love you can't

uzun saçlı erkekleri severdim ama kafalarındaki saç neydi ama aşk aşktır sen yapabilirsin'

stop it no you can't hold back love if it happens it happens it was meant to be

durdur onu hayır aşkı engelleyemezsin eğer olursa olur olur

he had long hair and now he's lost it yes yes it happens it happens it happens

uzun saçları olması gerekiyordu ve şimdi kaybetti evet evet oluyor oluyor

to some of us we're going now right oh yeah you okay I'm fine

bazılarımızın başına geliyor şimdi gidiyoruz doğru oh evet sen tamam ben iyiyim

just normally steve has these sudden bursts of energy which is very strange

sadece normalde steve'de ani enerji patlamaları oluyor ki bu çok garip

at 25 past 11:00 at night well I suppose I've had a few days off

gece saat 25:00'de çok garip pekala sanırım birkaç gün izinliyim bu

so I've got more energy Innes yes Steve's been on holiday this week so

yüzden daha fazla enerjim var Innes evet Steve açık Bu hafta tatildeydin,

you've been you've been kind of relaxing and eating a lot of and eating lots of

biraz rahatladın ve çok yemek yedin ve çokça

chocolate sort of relaxing so we will be back on Sunday see which Sun at Sunday

çikolata yedin biraz rahatladın, bu yüzden Pazar günü geri döneceğiz, Pazar günü

or on Sunday at 2:00 p.m. so there you can see there Sunday 2 p.m. UK time

veya Pazar günü saat 14:00'te hangi Güneşi göreceğiz. yani orada Pazar 14.00'ü görebilirsiniz. İngiltere zamanı

don't forget we are live on Sunday I think we will talk about some musical

unutma Pazar günü canlı yayındayız Sanırım bazı müzikal terimler hakkında konuşacağız

terms I like those baritone soprano mezzo

Bariton soprano mezzo

Intermezzo no that's no no but I'm just I don't know about it you're the expert

Intermezzo'yu seviyorum

we might we might talk about uses of the word set yeah we keep saying we're going

set kelimesinin kullanımları hakkında konuşabiliriz evet,

to talk about it and then we keep running out we said last Wednesday about

bunun hakkında konuşacağımızı söyleyip duruyoruz ve sonra bitmeye devam ediyor geçen Çarşamba yaklaşık

four times we began to about uses the words set on Sunday four

dört kez söyledik yaklaşık olarak Pazar günü set kelimelerini kullanmaya başladık dört

times we've tried to talk about the word set and each time we've ran out of time

kez denedik kelime seti hakkında konuşmak için ve zamanımız her bittiğinde

we have or the or the actual live stream crashed so we will try to do that on

ya da gerçek canlı yayın çöktü, bu yüzden bunu

Sunday but I make no promises I won't drink and drive Claire don't do that

Pazar günü yapmaya çalışacağız ama söz vermiyorum Claire'i içki içip araba kullanmayacağım don '

also on Sunday I hope we will have some video footage from the wedding yes

Pazar günü de bunu yapmayın, umarım düğünden bazı videolarımız olur,

unless they throw us out and you can see if mr. Duncan is wearing his baseball

evet, bizi dışarı atmazlarsa ve bir bakabilir misiniz bayım? Duncan beysbol

cap with his pinstripe suit of course I am I'm going I'm going to be the only

şapkasını ince çizgili takım elbisesiyle takıyor tabii ki gideceğim

one there I will set a new trend I will honestly so we're going now coming up to

oradaki tek kişi ben olacağım Yeni bir trend belirleyeceğim Dürüst olmak gerekirse şimdi gidiyoruz

half-past shall we just wait till half past yes I don't know why I look behind

buçuğa kadar geliyoruz buçuğa kadar bekleyeceğiz evet neden arkama bakıyorum bilmiyorum senin önümde

me there's a clock in front of you clock in front of me oh it's coming up to

saat var önümde saat oh buçuğa geliyor

half-past so we will wait for a couple more moments anyone want to say anything

yani bir kaç dakika daha bekleyeceğiz demek isteyenler herhangi

anyone want to say anything here's your last moment to say something

biri bir şey söylemek isterse işte son anınız merhaba demek için son anınız

hello says oh hang on I think that might be

oh bekleyin bence bu

mister can you see that oh I'm not sure if that's a real name Martin says

bay olabilir, görebiliyor musunuz oh bunun gerçek bir isim olup olmadığından emin değilim Martin diyor

Sopranos mr. Steve is a soprano especially when he wears his tight

Sopranos bay. Steve bir soprano özellikle dar Külotunu giydiğinde

Underpants yes very high if I want to oh dear that's right in my ear thanks and

evet çok yüksek istersem ah canım bu tam kulağımda teşekkürler ve

have a good time tomorrow we will we will have a super time at the wedding

iyi eğlenceler yarın düğünde süper vakit geçireceğiz

have a good time at the wedding thank you sue Kat please can you tell me what

düğünde iyi vakit geçireceğiz teşekkür ederim sue Kat lütfen bana

the best way to learn English is by films listen very carefully read the

filmlerle İngilizce öğrenmenin en iyi yolunun ne olduğunu söyler misin çok dikkatli dinle

subtitles try to remember words as you watch and if you find any words that you

altyazıları oku izlerken kelimeleri hatırlamaya çalış ve anlamını bilmediğin herhangi bir kelime bulursan

don't know the meaning of write them down write them down and find out what

onları yaz bunları bir yere not edin ve ne

they mean so that's it it's time to go time to go goodbye goodbye see you on

anlama geldiklerini öğrenin, o yüzden gitme vakti geldi hoşçakalın

Sunday 2:00 p.m. UK time thank ace UK time that's what I said I think you

pazar günü 14:00'te görüşmek üzere hoşçakalın. İngiltere saati teşekkürler ace Birleşik Krallık saati ben de öyle dedim sanırım sen

did I just repeated it UK time not your time but UK time

yaptın Birleşik Krallık saati senin zamanın değil ama Birleşik Krallık saati

it's the time in the UK 2 p.m. UK time this Sunday

Birleşik Krallık'ta saat 14:00 İngiltere saati ile bu Pazar,

it is mr. Duncan and of course mr. Steve saying thank you so much for following

Mr. Duncan ve tabii ki Mr. Steve son bir buçuk saattir bizi takip ettiğiniz için çok teşekkür ederim diyerek

us for the last one and a half hours I've been standing here and mr. Steve

burada dikildim ve Mr. Steve

has been here for just just under an hour so I hope I can ater yes we'd would

bir saatten biraz daha kısa bir süre önce burada, bu yüzden umarım okuyabilirim evet,

like to hear your poem but we'll have to wait until Sunday so come back and send

şiirinizi duymak isteriz ama Pazar gününe kadar beklememiz gerekecek, bu yüzden geri gelin ve gönderin, bu kadar,

that's it tell us on Sunday dance and give us your

bize Pazar günü söyleyin, dans edin ve bize verin.

poem on Sunday because we're going now mr. Steve is getting tired and so am I

Pazar günü şiiriniz çünkü artık gidiyoruz bayım. Steve yoruluyor ve ben de öyleyim

my legs have already gone to sleep to be honest have a good day see you later and

bacaklarım çoktan uykuya daldı dürüst olmak gerekirse iyi günler sonra görüşürüz ve

of course you know what's coming next yes you do well we'll do it together but

tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet iyi iş çıkarırsınız birlikte yapacağız ama denemeye

trying to try and do it together and you don't have to shout give me a countdown

ve yapmaya çalışıyoruz birlikte ve bağırmanıza gerek yok, bana bir geri sayım verin,

so the tip is not it's not to shout so say it is you would normally say it okay

bu yüzden ipucu, bağırmamak değil, öyle söyleyin, normalde tamam diyeceksiniz, bir dahaki sefere

so until next time you know what's coming next

kadar sırada ne olacağını biliyorsunuz

ta ta for now 8-) 8-)

şimdilik 8-) 8- )