LIVE ENGLISH LESSON - EASTER SUNDAY - 1st April 2018 - chocolate - sweet idioms - April Fools Day

so here we are during a very special weekend yes

işte burada çok özel bir haftasonundayız evet bugün

it's Easter I hope you are having a super-duper Easter coming up today we

Paskalya. Umarım bugün yaklaşan harika bir Paskalya geçiriyorsunuzdur

have lots of chat about chocolate and other sweet things mr. Steve will be

çikolata ve diğer tatlı şeyler hakkında bol bol sohbet ediyoruz bayım. Steve

here for the whole two hours talking all about the uses of the word 'set' and of

iki saat boyunca burada 'set' kelimesinin kullanımları hakkında konuşacak ve elbette

course you are more than welcome to join in with the live chat after all it's a

canlı sohbete katılabilirsiniz.

Sunday afternoon here in the UK it's just after 2 o'clock it's Easter Sunday

'Saat Paskalya Pazarı

and this is live English

ve bu canlı İngilizce

doopy doopy do do do do do do yes here we go again it's another live English

doopy doopy do do do do do do evet işte yine başlıyoruz başka bir canlı İngilizce

oh oh hello there hi everybody this is mr. Duncan in England how are

oh oh merhaba herkese merhaba bu ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

you today are you ok I hope so are you happy I really really

umarım mutlusundur gerçekten gerçekten umarım

hope so I hope you are very happy today because we have a lot of special things

çok umarım bugün çok mutlusundur çünkü yaklaşan pek çok özel şeyimiz var

coming up it's a special two hours of live English of course I am here every

bu özel iki saatlik canlı İngilizce tabii ki ben burada her

Sunday you can catch me on YouTube every Sunday at 2 p.m. and every Wednesday at

Pazar beni YouTube'da her Pazar saat 2'de yakalayabilirsiniz. ve her çarşamba saat

10:00 p.m. UK time don't forget UK time Sunday 2 p.m. Wednesday 10 p.m. and I am

22:00'de. İngiltere saati İngiltere saatini unutma Pazar 14:00 Çarşamba 22:00 ve

guessing that you are watching right now because yes I can see you did you know

şu anda izlediğini tahmin ediyorum çünkü evet seni görebiliyorum biliyor muydun bilmiyor muydun

that you didn't you didn't know that I can actually see what you're doing how

aslında ne yaptığını görebildiğimi bilmiyordun ben

dare you do that whilst I'm talking to you for goodness sake put some clothes

konuşurken bunu yapmaya nasıl cüret edersin Allah aşkına üzerinize bir şeyler giyin,

on so here we go it's mr. Duncan that's me it's live English for those who don't

işte başlıyoruz Mr. Duncan bu benim, bunun ne olduğunu bilmeyenler için canlı İngilizce,

know what on earth this is don't panic there is nothing wrong with your

panik yapmayın bilgisayarınızda bir sorun yok

computer I teach English on YouTube and I have been doing it for over 11 years

YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bunu 11 yılı aşkın süredir yapıyorum

and I'm here today live yes it's a live special today it's an extra special live

ve bugün buradayım canlı evet canlı bir özel bugün ekstra özel bir canlı

English because it's Easter and it is also a beautiful day let's have a look

ingilizce çünkü paskalya ve aynı zamanda güzel bir gün hadi bir bakalım

and April has arrived yes the month of April has arrived it is the first of

ve nisan geldi evet nisan ayı geldi

April today of course it is also April Fool's Day and here we have the view

bugün nisanın 1'i tabi ki de öyle 1 Nisan Şakası Günü ve burada

this morning look at that so there is the view that greeted me as I stepped

bu sabahki manzara var, şuna bakın, yatağımdan çıktığımda beni karşılayan manzara var, pencereye doğru ilerledim,

out of my bed as I shuffled over to the window

open the curtains that is what I saw the actual view looking over the hills and

perdeleri açtım, asıl manzarayı orada gördüm. tepeler ve

the forests into the distance so there it is this morning the view from my

ormanlar uzakta, bu yüzden işte bu sabah penceremden manzara

window and it is a very nice day today dare I say that it feels a little bit

ve bugün çok güzel bir gün Bugün biraz bahar gibi hissettirdiğini söylemeye cüret ediyorum,

like spring today it actually feels very spring-like having said that it's still

aslında hala çok bahar gibi hissettiriyor

quite chilly in fact can you believe it there is a forecast for some snow

aslında oldukça soğuk inanabiliyor musun yarın biraz kar tahmini var

tomorrow although between you and me I don't think we will get much snow but

ama aramızda kalsın çok kar yağacağını düşünmüyorum ama

apparently we are going to get some snow over the next 24 hours but I don't think

görünüşe göre önümüzdeki 24 saat içinde biraz kar yağacak ama bilmiyorum

there will be much of it so there it is the view this morning let's have a look

çok fazla olacağını düşünüyorum, bu yüzden bu sabahki manzara bu, Shrewsbury'ye doğru olan mesafeye bir bakalım,

into the distance towards Shrewsbury there it is in the distance you can see

orada,

the Cathedral in Shrewsbury looking over oh yes and as you can see the view isn't

Shrewsbury'deki Katedrali görebileceğiniz mesafede oh evet ve gördüğünüz gibi manzara değil'

too bad it's a little bit misty but it doesn't look too bad so there it is a

çok kötü hava biraz puslu ama çok da kötü görünmüyor bu yüzden

lovely spring-like day and the weather is not too bad I hope where you are the

bahar gibi güzel bir gün ve hava çok kötü değil umarım bulunduğunuz yerde

weather is ok as well I hope you are having a super-duper weekend and I hope

hava da iyidir umarım güzel bir gün geçiriyorsunuzdur süper kandırıcı bir hafta sonu ve umarım

you are having a good Easter day as well because it is Easter Sunday and as if we

siz de iyi bir Paskalya günü geçiriyorsunuzdur çünkü bugün Paskalya Pazarı ve sanki

needed reminding that spring is here there are some daffodils waving in the

baharın geldiğini hatırlatmamız gerekiyormuş gibi

distance with some lovely lovely Heather in front of it as well ah looking very

uzaktan el sallayan nergisler ve önünde de sevimli sevimli Heather var. ah çok

nice so there it is another view from this morning in the garden and of course

güzel görünüyor, işte bahçede bu sabahtan başka bir manzara ve tabii ki bahçedeki nergislerin güzel bir yakın çekimi

we can't have a spring for you without a lovely close-up of the daffodils in the

olmadan sizin için bir bahar yapamayız,

garden so it is a nice day maybe later I'm not sure I'm not making any promises

bu yüzden güzel bir gün belki sonra ben' Herhangi bir söz vermediğimden emin değilim

because I know I said this last week and we didn't do it but maybe later we

çünkü biliyorum bunu geçen hafta söyledim ve yapmadık ama belki sonra

will go out into the garden I'm not sure so please don't quote me on that don't

bahçeye çıkarız emin değilim bu yüzden lütfen benden alıntı yapma

say Oh mr. Duncan you said you were going into the garden but you didn't but

Ah beyefendi deme Duncan bahçeye gideceğini söyledin ama gitmedin ama

would you like to hear the sounds of the garden so there you go so we're not

bahçenin sesini duymak ister misin peki işte bu yüzden

outside just yet but there is a chance that we will be going outside but there

henüz dışarı çıkmadık ama dışarı çıkma ihtimalimiz var ama orada

it is can you hear it the sound of spring can you hear the

duyabiliyor musun baharın sesini duyabiliyor musun

birds singing in the distance isn't that nice

uzaktan kuşların cıvıltısını duyabiliyor musun o kadar güzel değil ah çok

ah so a lovely spring-like day today of course as I mentioned it is Easter

güzel bir bahar günü bugün elbette bahsettiğim gibi paskalya paskalya

Easter Sunday lots of things were going on in this local area mr. Steve and

pazar günü çok şey oluyordu bu yerel bölge mr. Steve ve

myself were out and about the other day and we went to a very special place in

ben geçen gün dışarıdaydık ve Much Wenlock'ta çok özel bir yere gittik,

Much Wenlock it's a little place where we always like to stop off at and I

her zaman uğramak istediğimiz küçük bir yer ve

would like to show you something today something very special and this is

bugün size çok özel bir şey göstermek istiyorum ve bu çok özel bir

something that I have created myself it is a little thing that I like to call

şey Kendi kendime küçük bir şey yarattım,

the puddle dance

su birikintisi dansı olarak adlandırmayı seviyorum,

it is a Sunday but it is no ordinary Sunday because it is Easter Sunday so a

bu bir Pazar ama sıradan bir Pazar değil çünkü Paskalya Pazarı, bu yüzden Paskalya'yı

big hello to all those celebrating Easter and of course a big hi to those

kutlayan herkese kocaman bir merhaba ve tabii ki kutlayanlara da büyük bir merhaba. Paskalya'yı

who aren't you don't have to celebrate Easter it isn't the law you know well I

kutlamak zorunda değilsiniz, iyi bildiğiniz yasa bu değil mi, size

did mention mr. Steve a few moments ago so I suppose I had better press the big

bahsetmiştim Bay. Steve birkaç dakika önce bu yüzden sanırım

button that allows everyone in the world to see mr. Steve yes ladies and

dünyadaki herkesin Mr. Steve evet bayanlar ve

gentlemen I give you His Royal Highness mr. Steve hello everyone and of course

baylar size Ekselansları Mr. Steve herkese merhaba ve tabii ki

unusually mr. Duncan I'm here for the full two hours today we heard instead of

alışılmadık bir şekilde Mr. Duncan, bugün tam iki saat buradayım,

coming on at three o'clock so we hello to everybody out there in the world of

saat üçte gelmek yerine duyduk, bu yüzden İngilizce dünyasındaki herkese merhaba,

English we have a whole two hours of mr. Steve a whole two hours oh my mr. Duncan

iki saatlik bir bayımız var. Steve tam iki saat oh bayım. Duncan,

what were you doing is splashing around in that puddle of course that's our

o su birikintisinde sıçrayarak ne yapıyordun, tabii ki bu bizim

special puddle isn't it mr. Duncan that is our very special place mr. Steve and

özel su birikintimiz, değil mi Mr. Duncan orası bizim çok özel yerimiz Bay. Steve ve

that is a place where we always stop off at we always stop off at after walking

orası her zaman yürüdüğümüz bir yerde dururuz

in because it takes us about 25 minutes to walk in over muddy fields and our

çünkü çamurlu tarlalarda yürümek yaklaşık 25 dakikamızı alır ve

boots are covered in mud particularly after it's been raining at this time of

özellikle yılın bu zamanında yağmur yağdıktan sonra botlarımız çamurla kaplıdır.

the year so we like to wash our boots because of course we're going into shops

yıl bu yüzden botlarımızı yıkamayı seviyoruz çünkü tabii ki dükkanlara gidiyoruz

and we're going into into the tea shop and we don't like to trudge in there

ve çay dükkanına giriyoruz ve

trying with our boots covered in mud no we

botlarımız çamurla kaplı halde çabalayarak oraya gitmeyi sevmiyoruz hayır

don't like to go into someone's someone's business premises with muddy

sevmiyoruz birinin işyerine çamurlu

boots because they they don't like it and of course you might transfer mud

botlarla girmek çünkü bundan hoşlanmazlar ve tabii ki halıya çamur bulaştırabilirsiniz

onto the carpet and so we like to wash our boots in puddles basically that the

ve bu nedenle botlarımızı su birikintilerinde yıkamayı seviyoruz ki,

biggest puddle in Much Wenlock it is no ordinary puddle it is no ordinary puddle

Much Wenlock'taki en büyük su birikintisi sıradan değil su birikintisi sıradan bir su birikintisi değil

because that's the place we always stop off

çünkü orası her zaman durduğumuz yer

yes and that's where I was doing my little poodle dance did you see that I

evet ve orası benim küçük kaniş dansımı yaptığım yerdi gördünüz mü

think that will actually I think that's going to catch on I think the big thing

sanıyorum ki bu aslında tutulacak bence

of summer 2018 will be the puddle dance and if you can't find a puddle you can

2018 yazının en büyük olayı olacak su birikintisi dansı olun ve bir su birikintisi bulamazsanız

always make your own puddle and then then you can have a little dance in it

her zaman kendi su birikintinizi yapabilirsiniz ve sonra içinde biraz dans edebilirsiniz, bu

so I will show you the puddle dance a little bit later on but of course that's

yüzden size biraz sonra su birikintisi dansını göstereceğim ama elbette bu

no ordinary puddle because that puddle belongs to someone very famous we have a

sıradan değil su birikintisi çünkü o su birikintisi çok ünlü birine ait

few famous people living here in Much Wenlock don't we Steve well nobody's

Burada, Much Wenlock'ta yaşayan birkaç ünlü insan var, değil mi Steve, kimse

more famous than you mr. Dave well of course I'm the most famous person who

sizden daha ünlü değil bayım. Dave, tabii ki ben şimdiye

will ever see much Wayman lot but there are other people as well there is a lady

kadar çok fazla Wayman partisi görecek en ünlü kişiyim ama başka insanlar da var,

who used to be on the TV and in movies and she lives right here in Much Wenlock

eskiden televizyonda ve filmlerde olan bir bayan var ve o tam burada, Much Wenlock'ta yaşıyor,

now here is an interesting story i won't i won't give too much away straight away

şimdi burada. ilginç bir hikaye hemen vermeyeceğim

because i just want to mention something else steve there was a very special

çünkü başka bir şeyden bahsetmek istiyorum steve çok özel bir

service taking place wasn't there for Easter in Much Wenlock yes in fact we've

ayin yapılıyordu Paskalya için Paskalya için Wenlock'ta değildi evet aslında

been here for five years I didn't realize that

oradaydık Burada beş yıl boyunca,

of course services are taking place all over churches throughout the UK many

tabii ki, Paskalya ve Kutsal Cuma'yı kutlamak için Birleşik Krallık'taki tüm kiliselerde ve

other countries as well too to celebrate Easter and Good Friday bringing one in

diğer birçok ülkede de hizmet verildiğini fark etmedim ve özellikle bir tane getirerek

particular and but what we didn't realize is that these normally take

ve ama fark etmediğimiz şey, bunların normalde bir

place sort of with inside a church but obviously in Much Wenlock they've got

tür kilisenin içinde gerçekleşir, ancak Açıkçası, Much Wenlock'ta, Hayırlı Cuma kutlamalarının

this tradition of having an outdoor service of celebration of Good Friday

açık havada kutlanması geleneğine sahipler,

hmm and if we happen to be there on that when it happened yes it's worth

hmm ve eğer bu gerçekleştiğinde orada olursak, evet,

mentioning that Easter takes place over more than one day so today is Easter

Paskalya'nın gerçekleştiğinden bahsetmeye değer. birden fazla gün, bu yüzden bugün Paskalya

Sunday but there are special celebrations on Good Friday as well and

Pazarı ama Kutsal Cuma günü de özel kutlamalar var ve

we happened to stumble across we happen to see one of the celebrations taking

tesadüfen karşılaştık, Much Wenlock'un ortasındaki meydanda gerçekleşen kutlamalardan birini gördük

place in the in the square in the the middle of Much Wenlock and

ve

what we didn't realize is that when we arrived that this part of this service

ne vardığımızda bu hizmetin bu kısmının Much Wenlock'ta yaşayan

was going to be involved this film star that lives in Much Wenlock ah but you're

bu film yıldızının dahil olacağını fark etmemiştik ah ama

giving too much away there let's have a look first of all shut Stephen let's

orada çok fazla şey veriyorsun hadi önce bir bakalım kapa Stephen hadi bakalım

have a look first of all at the Easter service that took place and then we can

her şeyden önce gerçekleşen Paskalya ayinine bir göz atın ve sonra

talk about what happened before it and then we can talk very exciting we can

ondan önce olanlar hakkında konuşabiliriz ve sonra çok heyecan verici konuşabiliriz

talk about the really exciting bit

gerçekten heyecan verici kısım hakkında konuşabiliriz,

so there it is setting the scene on Good Friday and of course setting the

bu yüzden Kutsal Cuma günü sahneyi hazırlıyor ve tabii ki

atmosphere for the whole of Easter and there it was in much Wenlock a special

Paskalya'nın tamamı için atmosferi ayarlıyordu ve orada, Wenlock'un çoğunda özel bir

service that took place and we were there at the time but we didn't know

ayin gerçekleşti ve o sırada oradaydık ama

that all of this was going to happen did we Steve we know we didn't we had no

tüm bunların olacağını bilmiyorduk, biz Steve, bilmediğimizi biliyorduk'

actual idea that this was going to happen so yes I've never seen that

Bunun olacağına dair gerçek bir fikrimiz yoktu, bu yüzden evet o

procession through the streets before like that I think they do it every year

alayı sokaklarda daha önce hiç böyle görmemiştim sanırım her yıl yapıyorlar

we were very lucky it was just pure coincidence that on that day two special

çok şanslıydık o gün iki özel

things happen that was one of them we are talking about the other one later

şeyin olması tamamen tesadüftü Olur ya bu bir tanesiydi diğerinden sonra bahsedeceğiz

mr. Duncan is hoping I don't give they give the game away no we can talk about

hocam. Duncan, oyunu vermememi umuyor hayır, bunun hakkında şimdi konuşabiliriz, pekala,

it now all right don't go so excited it's not an official

o kadar heyecanlanma, bu resmi bir

secret it links back to that puddle yes that puddle again yes that puddle

sır değil, o su birikintisiyle bağlantılı, evet o su birikintisi yine evet o su birikintisi

dooby-dooby-doo so there it was so that's the petal that I was splashing

dooby-dooby- doo işte oradaydı yani

around in the other day yes but it's no ordinary purple because it belongs to a

geçen gün etrafa sıçrattığım petal bu evet ama sıradan bir mor değil çünkü ünlü bir ünlüye ait

famous celebrity well those can you see notice behind mr. Duncan there are some

. Duncan bazı

very big ornate wrought iron gates yes we do obviously look like they're

çok büyük süslü ferforje kapılar var evet, açıkçası

leading to somewhere very special and they are indeed leading to somewhere

çok özel bir yere gidiyor gibi görünüyorlar ve gerçekten de

very special they're leading to someone's home they're also leading to

çok özel bir yere açılıyorlar, birinin evine açılıyorlar, aynı zamanda o anın olduğu yere de açılıyorlar.

what was the a part of the old Abbey I was hoping you weren't gonna say that I

eski Abbey'in bir parçası Bunu söylemeyeceğinizi umuyordum ki

was thinking that I thought I hope Steve doesn't say exactly where the location

Steve'in konumun tam olarak nerede

is but well but the thing is we've been splashing in that puddle every time well

olduğunu söylemediğini düşündüğümü düşünüyordum ama sorun şu ki, her seferinde o su birikintisine sıçradık.

during the winter when it's muddy and we need to wash the boots hmm every time

kış aylarında hava çamurlu olduğunda ve botları yıkamamız gerektiğinde hmm son beş yıldır

we've been coming too much one look for the last five years yeah and you can go

çok fazla geldiğimizde bir kez bakın evet ve devam edebilirsiniz

on mr. Duncan I'll let you continue the story because you've always wanted to

bay. Duncan, hikayeye devam etmene izin vereceğim çünkü her zaman

meet this particular person okay so well it happened so first of all we call we

bu belirli kişiyle tanışmak istedin tamam çok iyi oldu ve her şeyden önce

call the purple Gabrielle's lake as a joke as a joke and the reason why it's

mor Gabrielle'in gölünü şaka olarak aradık ve bunun sebebinin

it's a joke is because we are playing on words because the person in question is

bir şaka çünkü kelimelerle oynuyoruz çünkü söz konusu kişi

a very famous actress called Gabrielle Drake and she was in many TV shows over

Gabrielle Drake adında çok ünlü bir aktris ve yıllar boyunca birçok TV şovunda yer aldı

the years many big TV shows we remember her don't we Steve yeah many many years

birçok büyük TV şovunda onu hatırlıyoruz değil mi Steve evet uzun yıllar

ago I was hoping to get some pictures up from her early days but I haven't got

önce ben öyleydim ilk günlerinden bazı fotoğraflar çekmeyi umuyorum ama

any on the screen so I'll try and put one on later on hopefully I'll try and

ekranda hiç yok bu yüzden daha sonra bir tane koymaya çalışacağım umarım

get one arranged but yes a very famous actress would you like to see the

bir tane ayarlamaya çalışırım ama evet çok ünlü bir aktris ister misiniz

photograph well known in the UK because she

Birleşik Krallık'ta iyi bilinen fotoğrafa bakın, çünkü

actually came out she came out if I gates as we as you were splashing in the

gerçekten dışarı çıktı, eğer ben kapılardan çıktıysak, biz de puggle'lara sıçrarken,

puggles so when I was splashing around in the pebbles can you believe it

ben çakılların arasında sıçrarken,

she actually came out of the gates and this was not pre-arranged there were two

onun gerçekten kapılardan çıktığına inanabiliyor musunuz? önceden ayarlanmamıştı o

other people there at the time and they were meeting her and they were meeting

sırada orada iki kişi daha vardı ve onunla buluşuyorlardı ve

the vicar all outside but we didn't know that was happening we were just washing

papazla dışarıda buluşuyorlardı ama bunun olduğunu bilmiyorduk sadece

our boots in the puddle outside our gates and suddenly she appeared as if by

kapılarımızın dışındaki su birikintisinde botlarımızı yıkıyorduk ve aniden sanki sihirle ortaya çıktı

magic and so I got very excited about the whole thing and asked if it would be

ve bu yüzden her şey hakkında çok heyecanlandım ve

possible to have a photograph taken with her and that's exactly what happened so

onunla bir fotoğraf çektirmenin mümkün olup olmadığını sordum ve tam olarak olan buydu, bu yüzden

here I am looking very pleased with myself so there is the photograph and

burada kendimden çok memnun görünüyorum, bu yüzden fotoğraf ve aynı

there is the very same lady Gabrielle Drake a very famous actress I didn't

bayan Gabrielle Drake çok ünlü bir aktris

want to say exactly where she is but I think Steve's slightly given that away

tam olarak nerede olduğunu söylemek istemedim ama sanırım Steve bunu biraz ele verdi

now but it says on Twitter look who I bumped into today whilst out

ama Twitter'da bak bugün dışarıda yürürken kime çarptığımı söylüyor.

walking it's the one and only Gabrielle Drake I've lived in Much Wenlock for

sadece Gabrielle Drake

over five years but this is my first time meeting her it's her birthday today

Beş yıldan fazla bir süredir Much Wenlock'ta yaşıyorum ama onunla ilk tanışmam bugün onun da doğum günü bu

as well so on Friday it was actually her

yüzden Cuma günü aslında onun

birthday and I knew it I knew that it was her birthday but I didn't realize I

doğum günüydü ve bunu biliyordum doğum günü olduğunu biliyordum ama yapmadım Onunla buluşacağımı fark etmemiştim, onun

was going to meet her you knew it was her birthday because you you're on a

doğum günü olduğunu biliyordunuz çünkü

Twitter feed that tells you when celebrities birthdays are yes yes in the

ünlülerin doğum günlerinin evet evet

morning of the Friday mr. Duncan said Oh risk its Gabrielle's Drake's birthday

cuma sabahı olduğunu söyleyen bir Twitter beslemesindesiniz bayım. Duncan, Ah, bugün Gabrielle'in Drake'in doğum gününü riske at, dedi,

today so we sort of laughed about it and then we went in there we saw her and we

bu yüzden buna biraz güldük ve sonra oraya gittik, onu gördük ve

said happy birthday she said how do you know it's my birthday she was she was

doğum günün kutlu olsun dedik, bunun benim doğum günüm olduğunu nereden biliyorsun dedi,

quite surprised that we knew it was her birthday yeah so I think she was quite

öyle olduğunu bildiğimize oldukça şaşırdı. doğum günü evet, yani sanırım

quite overwhelmed by it but she didn't want to have a picture taken with me

bundan oldukça etkilenmişti ama benimle bir fotoğraf çektirmek istemedi, bu her şeyden

first of all which is surprising but but then she realized that that I was mr.

önce şaşırtıcıydı ama sonra benim bay olduğumu anladı.

Duncan she says you're mr. Duncan you're the English teacher off YouTube and I

Duncan senin bay olduğunu söylüyor. Duncan, YouTube'daki İngilizce öğretmenisin ve

said yes is it well you're even more famous than I am

evet, iyi mi, benden daha ünlüsün

and I'm an international movie and TV star so I said okay then so she agreed

ve ben uluslararası bir film ve TV yıldızıyım dedim, bu yüzden tamam dedim, o da kabul etti ve

she agreed to actually have a photograph taken with me and of course she did ask

gerçekten bir fotoğraf çekmeyi kabul etti. benimle çekildi ve tabii ki

that I send a photograph to her just to prove that she actually met me you know

sadece benimle tanıştığını kanıtlamak için ona bir fotoğraf göndermemi istedi biliyorsun, bunun olduğunu anlayabiliyorum, bu böyle olur,

I can understand this this happens this is what happens when you get into you

know the public eye you get people bothering you for autographs and

halkın gözüne çarparsın, insanların seni rahatsız etmesini sağlarsın imzalar ve

photographs and I get a lot of it yes of course you do mr. Duncan it happened a

fotoğraflar için ve ben çok şey alıyorum evet elbette siz alıyorsunuz bayım. Duncan,

lot in China it used to happen all the time in China people would come up to me

Çin'de çok oldu, eskiden Çin'de her zaman olurdu, insanlar bana gelir

and say mr. Duncan off the television oh can we have our photograph taken with

ve bayım derdi. Duncan televizyonu kapattı oh seninle fotoğrafımızı çektirebilir miyiz

you I was quite I was quite nervous and embarrassed because I mean bearing in

Oldukça gergindim ve utanmıştım çünkü

mind she's very well known in this country and she came out and mr. Duncan

bu ülkede çok iyi tanındığını ve dışarı çıkıp Bay Duncan'ı kastettiğini düşünürsek. Duncan,

was all can I have a picture with you can i I was getting a bit embarrassed

seninle bir fotoğrafımız olabilir miydi, biraz utanmaya başlamıştım

because and she had like a bouncer with her some some great big surly bloke it

çünkü ve onun yanında bir fedai gibi vardı, bazı harika, iri, somurtkan bir herif,

wasn't a bounce I think it was her bounce I told you it wasn't a bounce it

bir sıçrama değildi, sanırım bu onun sıçramasıydı, sana öyle olmadığını söyledim. Bir sıçrayış,

was this great big bloke he was sort of snarling at us he was the grounds man he

iri yarı bir herifti, bize bir nevi hırlıyordu, bahçedeki adamdı, ona

was looking after her I think to make sure and then lo and behold just as we

bakıyordu, sanırım emin olmak için ve sonra, tam biz oradan

were walking off the vicar turned up with his big cross yes and they were

uzaklaşırken, papaz büyük adamla geldi. çapraz evet ve

going to apparently go into the grounds of the of the Abbey and have some sort

görünüşe göre Manastırın arazisine gireceklerdi ve bir çeşit fotoğraf çekeceklerdi,

of photos takers well we saw that earlier didn't we we saw them in the

daha önce onları

square as well with the cross and you could see the The Vicar there yeah

meydanda haçla birlikte görmedik mi ve görebildiniz mi? Papaz orada evet aynen

exactly and of course the vicar himself was on television about three or four

ve tabii ki papazın kendisi yaklaşık üç dört

weeks ago and we met him after as he came over and said hello how are you hmm

hafta önce televizyondaydı ve sonra yanımıza geldiğinde onunla tanıştık ve merhaba nasılsınız hmm

he said are you mr. Duncan from YouTube and I said yes I didn't say that

dedi siz bayım dedi. YouTube'dan Duncan ve ben evet dedim

laughing mr. Duncan's ego is gigantic today no he did say that he said mr.

gülerek söylemedim mr. Duncan'ın egosu bugün devasa, hayır, Bay'ın söylediğini söylemedi.

Duncan a scissor I've heard all about your English lessons and can I say that

Duncan bir makas İngilizce dersleriniz hakkında her şeyi duydum ve

you are very well blessed and I so needed and I said who have you been

çok iyi kutsanmış olduğunuzu ve çok ihtiyacım olduğunu söyleyebilir miyim ve kiminle

talking to how do you know that I'm well blessed

konuştuğunu söyledim, benim iyi kutsanmış olduğumu nasıl anlarsınız,

so there we go that was a bit of excitement when it's Easter Sunday we

işte başlıyoruz Paskalya Pazarı olduğu zaman biraz heyecanlıydık

can't be rude today who said I'm being rude I think we all know that you were

bugün kaba olamayız kim söyledi kabalık ettiğimi sanırım hepimiz biliyoruz ki

being I wasn't doing good maybe you were being rude Steve I wasn't I don't know

ben iyi değildim belki sen kabalık ediyordun Steve ben değildim ben 'Neden bahsettiğini biliyorum

what you're talking about anyway we met the famous actress stage

zaten ünlü aktris sahne

and movie star Gabrielle Drake and you can look it up

ve film yıldızı Gabrielle Drake ile tanıştık ve ona bakabilirsin

you can put it you look it up on Google okay and and but we remember her from

koyabilirsin Google'dan bak tamam ve ve ama onu UFO'dan hatırlıyoruz

UFO this was a series made late nineteen sixties and she was wearing a purple wig

bu bir diziydi 1960'ların sonlarında yapılmış ve mor bir peruk takıyordu

and a very tight top which let's let's just say it showed off her attributes

ve çok dar bir üst giyiyordu ki bu onun niteliklerini gösterdi diyelim

yes and that's what she was in a sleeve famous on it we've got it we've got

evet ve bu onun ünlü bir kolundaydı, elimizde var bizde var

we've got everything we need there she's almost hanging okay she was known for

elimizde var orada ihtiyacımız olan her şey var neredeyse takılıyor tamam

her attractiveness yes okay people are now googling it anyway

çekiciliğiyle tanınıyordu evet tamam insanlar şimdi google'da araştırıyorlar zaten

you know they've all got computers I don't I just said that the people

biliyorsun hepsinin bilgisayarı var ben yok sadece

watching us have computers I know I just said they've literally the moment her

bizi izleyen insanların bilgisayarları var dedim biliyorum az önce dedim Kelimenin tam anlamıyla, onun

name came up on the screen they were all typing away typing it in that's what I

adı ekranda göründüğü anda hepsi onu yazıyorlardı,

think perhaps as a new entry now in Wikipedia that says Gabrielle Drake met

belki de şimdi Wikipedia'da Gabrielle Drake'in mr ile tanıştığını söyleyen yeni bir giriş olarak düşündüğüm şey buydu

mr. Duncan on Friday I'm gonna tell you if as the lady I'm gonna tell you a

. Duncan Cuma günü size söyleyeceğim, hanımefendi olarak size

funny story Steve I actually on Wikipedia I actually put myself on to

komik bir hikaye anlatacağım Steve aslında Wikipedia'dayım Aslında kendimi

the Much Wenlock page here we go talking about Biggie Gehrig actually

Much Wenlock sayfasına koydum burada Biggie Gehrig'in aslında

typed on to Wikipedia that YouTube English teacher mr. Duncan lives in Much

Wikipedia'ya yazdığı hakkında konuşmaya başlıyoruz. YouTube İngilizce öğretmeni Sn. Duncan, Much

Wenlock because I I can edit on Wikipedia yeah

Wenlock'ta yaşıyor çünkü Wikipedia'da düzenleme yapabilirim evet

and I put it above Gabrielle Drake because Gabrielle Drake is mentioned on

ve onu Gabrielle Drake'in üzerine koydum çünkü

the Wikipedia page for Much Wenlock but I'm not so I thought I thought well I

Wikipedia sayfasında Much Wenlock için Gabrielle Drake'den bahsediliyor ama ben o kadar iyi düşündüm ki

live in much when walking I'm famous on YouTube infamous so I put myself on

yürürken çok yaşıyorum ben' YouTube'da ünlüyüm rezilim bu yüzden kendimi

there and can you believe someone else went on and removed me they took me off

oraya koydum ve başka birinin devam edip beni çıkardığına inanabiliyor musun beni çıkardılar

haha very nice so they actually took me off they actually deleted me so I spent

haha ​​çok güzel bu yüzden beni gerçekten çıkardılar beni gerçekten sildiler bu yüzden

ages writing on the actual page for Much Wenlock tit YouTube English teacher mr.

gerçek sayfada çok şey yazmak için çok zaman harcadım Wenlock baştankara YouTube İngilizce öğretmeni mr.

Duncan lives in Much Wenlock he's very famous on YouTube well there was the

Duncan, Much Wenlock'ta yaşıyor, YouTube'da çok ünlü,

problem you put yourself a but above Gabrielle Drake I said you just put

kendinize koyduğunuz bir sorun vardı ama Gabrielle Drake'in üstüne koyduğunuzu söyledim, bence sadece

yourself underneath I think you just stayed on I think more famous than you

kaldınız, bence sizden daha ünlü bayım

mr. Duncan yes I think that may have been the sin I think I I think that was

. Duncan evet bence günah bu olabilir bence bence bu

a step too far I put myself above Gabrielle I think if she'd known who you

çok ileri bir adımdı kendimi Gabrielle'in üstüne koydum bence senin kim

were and she came out of her gates she just set that bouncer on you she didn't

olduğunu bilseydi ve kapısından çıkıp gelseydi o fedaiyi üzerine kurardı

know who I was she didn't she said you're the English teacher he's making

kim olduğumu bilmiyordu o senin ingilizce öğretmeni olduğunu söylemedi

that up don't believe that you're the famous English teacher so yes so there

bunu uyduruyor senin ünlü ingilizce öğretmeni olduğuna inanma o yüzden evet işte

we go so she she of course an autograph was asked for so so I didn't mind I gave

başlıyoruz o yüzden ondan elbette bir imza istendi bu yüzden ona

her one I gave her a mr. Duncan I gave her a signed photo east egoist that's a

bir tane verdim, ona bir bay verdim. Duncan ona imzalı bir fotoğraf verdim doğu egoisti bu

person with a a gigantic ego who thinks a lot of themselves I know what you're

devasa bir egosu olan ve kendini çok düşünen bir insan neden

talking about I am the most modest person on the planet it sounds like it

bahsettiğini biliyorum ben gezegendeki en mütevazı insanım kulağa öyle geliyor ki

do you how many modest people put themselves

kaç tane mütevazı insan koydu?

into Wikipedia but sometimes sometimes you'll be surprised how many people

ama bazen kaç kişinin

write their own Wikipedia entry trust me actually you see if enough people do

kendi Wikipedia girişini yazdığına şaşıracaksınız, güven bana aslında yeterli sayıda insanın bunu yapıp yapmadığını görürsünüz,

that if anyone out there is a Wikipedia editor maybe you'd like to put mr.

eğer bir Wikipedia editörü varsa, belki bay.

Duncan in there yes because I can't do it obviously because it's my own entry

Duncan orada evet çünkü bunu yapamam çünkü bu benim kendi girişim

but if someone else wants to edit on the Much Wenlock page that mr. Duncan from

ama bir başkası Much Wenlock sayfasında o mr. YouTube'dan Duncan,

YouTube that the well-known English teacher lives in Much Wenlock as well as

ünlü İngilizce öğretmeninin Much Wenlock'ta yaşadığını ve eskiden

Gabrielle Drake who used to be on television in movies they can I'll get

televizyonda olan Gabrielle Drake'in yapabileceğini söyledi.

the vicar will be a purview I think it'd be Gabrielle Drake the local vicar who's

kim

been in a TV they've had a TV series about vicars hmm and the vicar in Much

bir televizyondaydı onların papazlarla ilgili bir televizyon dizisi vardı hmm ve Much

Wenlock has been on I think practically every week yes so yes there's a lot

Wenlock'taki papaz sanırım neredeyse her hafta yayındaydı evet yani evet pek çok şey olup bitiyor

going on in which when Huck Steve I've just remembered something what we've

ki Huck Steve az önce ne yaptığımızı hatırladım

forgotten all about the live chat oh how can we forget about the live chat oh my

Canlı sohbeti tamamen unuttuk ah nasıl unutabiliriz canlı sohbeti aman aman aman aman aman aman aman ah

good I don't oh I'm very sorry to everyone on the live chat we almost

canli sohbetteki herkesten çok özür dilerim az kalsın

forgot you I was so excited by my meeting on Friday with an actual famous

sizi unutuyorduk Cuma günkü toplantım beni çok heyecanlandırdı

person who lives here in Much Wenlock so that's the reason we ts has already

burada, Much Wenlock'ta yaşayan gerçek bir ünlü kişi, bu yüzden zaten

looked up that she was born in 1944 but she still looks great she does she's

1944'te doğduğuna baktık ama yine de harika görünüyor, o

true film star yes so say yes yes you're right she was born in 1944 she is

gerçek bir film yıldızı evet öyleyse evet deyin evet haklısınız o doğdu 1944

actually 74 now she's 74 but looks amazing I must do my I was very

aslında 74 yaşında şimdi 74 yaşında ama harika görünüyor benim yapmalıyım hala

surprised how great she looks still and she was very very beautiful

ne kadar harika göründüğüne çok şaşırdım ve gençken çok çok güzeldi daha

when she was young I'll try and find some photographs later I have to be

sonra bazı fotoğraflar bulmaya çalışacağım daha sonra

careful because of copyright of course we have to be careful of in go crossing

dikkatli olmalıyım çünkü telif hakkı elbette birinin telif haklarını ihlal ederken dikkatli olmalıyız

someone's copyrights Nicole wants you two to play an April Fool's joke on me

Nicole ikinizin bana bir 1 Nisan şakası oynamanızı istiyor

oh well it's too late now because you can't play an April Fool's joke after

oh pekala artık çok geç çünkü öğlen sonra 1 Nisan şakası yapamazsınız

midday because then it's bad luck and also you become the fool for those who

çünkü o zaman bu kötü şans ve ayrıca 1 Nisan'ın ne olduğunu bilmeyenler için aptal oluyorsunuz

don't know what April Fool's Day is because some people don't you wouldn't

çünkü bazı insanlar

imagine that would you so you are so funny and interesting to listen to thank

bunu hayal bile edemezsiniz bu yüzden dinlemesi çok komik ve ilginçsiniz teşekkürler

you ute for that have we said what we're gonna do today well well we've got we've

ute bunun için ne dedik bugün yapacağız pekala elimizde

got an hour and a half still I know plenty of time lots of things coming up

bir buçuk saatimiz var hala çok zaman biliyorum bugün pek çok şey geliyor

today things coming up we are talking about sweet things because of course

şeyler geliyor tatlı şeylerden bahsediyoruz çünkü tabii ki

it's Easter I have a little surprise for mr. Steve in a few moments as well a

paskalya var Bay için küçük bir sürpriz Birkaç dakika içinde Steve de

surprise for me yes little surprise for mr. Steve

benim için bir sürpriz evet Bay için küçük bir sürpriz. Steve

yes and I'm going to talk about uses of the word set yes the word set as in case

evet ve ben set kelimesinin kullanımlarından bahsedeceğim evet set kelimesinin

my pronunciation was not very good its s ET set set having people I think I think

telaffuzum çok iyi değilse diye set kelimesinin ET set setinde insanlara sahip olduğunu düşünüyorum sanırım

we understood that but also also remember that set has one of the most

bunu anladık ama aynı zamanda setin bir tane olduğunu da hatırlayın İngilizcedeki en çok

uses in the English language it has many many uses in fact I think it's almost

kullanımlardan biri, pek çok kullanım alanı var aslında sanırım

the most definitions that can be connected to one word stealing my

tek bir kelimeye bağlanabilecek tanımların neredeyse çoğu gök

thunder it is welcome well there will be people joining us later I have a feeling

gürültüsümü çalıyor hoşgeldiniz daha sonra bize katılacak insanlar olacak gibi hissediyorum

that lots of people are celebrating Easter today do you know do you realize

insanlar bugün Paskalya'yı kutluyor biliyor musunuz,

the other thing we sacrificing today hmm where we were on live on teaching

bugün feda ettiğimiz diğer şeyin farkında mısınız, hmm

English for two hours which means that's two hours when we're not eating

iki saat boyunca canlı yayında İngilizce öğretiyorduk, yani bu iki saat

chocolate yes I could be eating lots of chocolate hybridizes we're making but

çikolata yemediğimiz anlamına geliyor evet, çok fazla çikolata melezi yiyor olabilirim Yapıyoruz ama

instead I am just here with you and mr. Steve is also with us today but a lot of

bunun yerine ben burada seninleyim ve Bay. Steve de bugün bizimle ama birçok

people may be wondering what April Fool's Day is so here we go here is a

insan 1 Nisan'ın ne olduğunu merak ediyor olabilir, işte başlıyoruz işte

lesson all about that very subject what is April Fool's Day

tam da bu konuyla ilgili bir ders 1 Nisan Şakası nedir

we all like to have a laugh once in a while I know I do

hepimiz arada bir gülmeyi severiz biliyorum

however some enjoy it more than others one of the ways of raising a titter is

Bununla birlikte, bazıları diğerlerinden daha fazla zevk alıyor, kıkırdama yollarından biri,

to play a trick on someone or to prank someone into believing something that is

birine oyun oynamak veya birini

not true or real fortunately for those who enjoy playing the occasional prank

doğru veya gerçek olmayan bir şeye inandırmak için şaka yapmaktır, neyse ki ara sıra başkalarına şaka veya aldatmaca yapmaktan hoşlananlar için.

or hoaxes on others there is a special day put aside for just such an event of

böyle bir olay için ayrılan özel bir gün var

course I'm talking about April Fool's Day

tabii ki 1 Nisan'dan bahsediyorum

April Fool's Day occurs each year on the first day of April on this day people

1 Nisan her yıl Nisan'ın ilk gününde oluyor bu gün insanlar en çok eğlenmek için

will play tricks and pull pranks on each other for fun most of the pranks are

birbirlerine oyunlar oynarlar ve şakalar yaparlar. şakaların çoğu

harmless and cause no real upset while some create anger outrage and even

zararsızdır ve gerçek bir üzüntüye neden olmazken, bazıları öfke, öfke ve hatta

mass hysteria there have been some rather adventurous pranks played on the

kitlesel histeri yaratır.

general public over the years for example in 1980 the BBC reported that

the four clock faces on the famous Big Bend clock tower would be replaced by

Bend saat kulesinin yerini

digital numeral readouts many people called in to complain before it was

dijital sayısal okumalar alacaktı, birçok kişi her şeyin büyük bir aldatmaca olduğu ortaya çıkmadan önce şikayet etmek için aradı.

revealed that the whole thing was a big hoax in 1978 a wealthy adventurer

returned from Antarctica to Australia towing a large iceberg with the

intention of selling chunks of the ice to locals this turned out to be an

elaborate hoax in 1998 the fast food chain Burger King

1998'de fast food zinciri Burger King,

released an advertising campaign to promote a new product the left handed

solak hamburger gibi yeni bir ürünü tanıtmak için bir reklam kampanyası yayınladı.

hamburger amazingly thousands of people fell for the prank by showing up at

burger outlets asking for one of the left-handed meals in 1976 British

1976'da solak yemekler İngiliz

astronomer Patrick Moore announced on BBC Radio that the planets Pluto and

astronom Patrick Moore, BBC Radio'da Pluto ve

Jupiter would align in such a way that here on earth people would experience a

Jüpiter gezegenlerinin öyle bir hizaya geleceğini duyurdu ki, bu dünyada insanlar BBC'nin aldığı

change in the Earth's gravitational pull whilst jumping up and down amazingly the

inanılmaz bir şekilde yukarı ve aşağı zıplarken Dünya'nın yerçekiminde bir değişiklik yaşayacaklar. 1962'de

BBC received calls from listeners purporting to have floated around the

dinleyicilerden odanın içinde süzüldüğünü iddia eden aramalar

room in 1962 Swedish television viewers were told that if they stretched a pair

İsveçli televizyon izleyicilerine, TV ekranlarının üzerine bir çift

of ladies tights over their TV screens the

bayan taytı gererlerse

black-and-white picture would become colour of course it was all a hoax TV

siyah-beyaz görüntünün renkli olacağı söylendi.

viewers in Sweden had to wait another eight years before they could really

İsveç, gerçekten renkli yayın yapabilmek için sekiz yıl daha beklemek zorunda kaldı,

he broadcasts in color so what are the origins of April Fool's Day well it

yani 1 Nisan Şakası Günü'nün kökenleri nedir,

depends on who you ask there are many stories surrounding the reasons why we

kime sorduğunuza bağlıdır, 1 Nisan'da neden oyun oynadığımızın nedenlerini çevreleyen birçok hikaye var,

play tricks on April the 1st ironically most of the stories surrounding April

ironik bir şekilde çoğu 1 Nisan Şakası Günü'nü çevreleyen hikayeler, 1

Fool's Day are made up the first written reference of April Fool's Day appears in

Nisan Şakası Günü'nün ilk yazılı referansı,

Geoffrey Chaucer's The Canterbury Tales published in 1392 where a mixup with the

Geoffrey Chaucer'ın 1392'de yayınlanan Canterbury Masalları'nda yer alır; burada

wording of the dates refers to there being 32 days in March another origin

tarihlerin ifadesiyle bir karışıklık, Mart ayında 32 gün olduğuna atıfta bulunur.

albeit an unlikely one occurred in France when the Gregorian calendar was

Fransa'da 1564'te Gregoryen takvimi

adopted in 1564 which meant that from there on the new year would be

kabul edildiğinde, bu, yeni yılın

celebrated on January the 1st and not at the end of March those who continued to

Mart sonunda değil, 1 Ocak'ta kutlanacağı anlamına geliyordu,

celebrate after the change on April the 1st were labeled as fools other theories

1 Nisan'daki değişiklikten sonra kutlamaya devam edenler aptal olarak etiketlendi. Teoriler,

are that the date refers to the Roman festival of hilarya or a revolt against

tarihin Roma'nın hilarya festivaline veya yarı tanrılara tapanların

Christianity where an an annual day of chaos took place as a protest organized

düzenlediği bir protesto olarak yıllık bir kaos gününün gerçekleştiği Hristiyanlığa karşı bir isyana

by the worshippers of demigods in all honesty it would be fair to say that

atıfta bulunduğu yönündedir.

there is no definitive reason why April Fool's Day really exists April Fool's

Neden 1 Nisan gerçekten var 1 Nisan Şakası bazı yerlerde

Day is also known as all Fool's Day in some places to many people the act of

tüm Şakalar Günü olarak da bilinir, birçok insan

playing pranks and hoaxing others for furn seems childish and infantile

şaka yapma ve başkalarını kürk için kandırma eylemi çocukça ve çocukça görünür,

however this has not stopped people from falling each other with their creative

ancak bu, insanların yaratıcı maskaralıklarıyla birbirlerine düşmelerini engellemedi.

shenanigans have you ever played an April Fool's joke on anyone have you

hiç kimseye bir 1 Nisan şakası yaptın mı hiç bir 1 Nisan şakasının

ever been the victim of an April Fool's hoax did you fall for it in this

kurbanı oldun mu bu

instance to fall for something means that you were taken in or fooled by the

durumda buna kandın mı

hoax or prank you were made to look stupid

aptal görünmek

you are made a sucker of you are made to look a fool quite the April Fool if you

seni enayi yapmak için yapılır tam bir 1 Nisan şakası

will today's keywords prank to play a trick or to fall someone with a

yapacaksan bugünün anahtar kelimeleri bir oyun oynamak ya da birini düşürmek için

practical joke hoax a form of joke where someone pretends that something will or

pratik bir şaka aldatmaca birisinin bir şeyin olacak ya da

has happened instance the occurrence of something or an example of something

olacakmış gibi davrandığı bir tür şaka bir şeyin meydana gelmesi veya meydana gelen bir şeyin örneği,

occurring

who we are live on a Sunday yes you can see the live chat is on the screen right

biz bir Pazar günü canlı yayındayız evet canlı sohbeti şu anda ekranda görebilirsiniz

now can you see it there it is ROH sir Alberto Martha Arora ute

orada görebiliyor musunuz ROH efendim Alberto Martha Arora ute

everyone is here I have a feeling that quite a few people might be celebrating

herkes burada bende var pek çok insanın

Easter Sunday so we might not have everyone here today what do you think

Paskalya Pazarını kutladığı hissi, bu yüzden bugün burada herkes olmayabilir ne düşünüyorsun

Steve yes I expected there either in church or eating chocolate perhaps

Steve evet orada ya kilisede ya da çikolata yerken bekliyordum belki de

they've had so much chocolate they feel ill and they just can't face watching us

o kadar çok çikolata yediler ki kendilerini hasta hissediyorlar ve bunu yapabiliyorlar Bugün bizi izlemiyor

today yes I have a feeling there won't be many people watching in South America

evet, Güney Amerika'da veya belki de Avrupa'da izleyen pek fazla insan olmayacağını hissediyorum, bu

or maybe across Europe as well so I would imagine many people today are

yüzden bugün birçok insanın Paskalya Pazarını kutlayacağını hayal ediyorum, bu yüzden bazı

going to be celebrating Easter Sunday so for some people for some people it is a

insanlar için bazı insanlar için

very big special day so we might not have everyone here I think some of the

çok büyük özel bir gün bu yüzden herkes burada olmayabilir bence

usual people will not be here today but we are here we're here and they'll have

normal insanlardan bazıları bugün burada olmayacak ama biz buradayız ve

to watch us later and yes of course because you can watch this live stream

daha sonra bizi izlemek zorunda kalacaklar ve evet tabii ki çünkü siz izleyebilirsiniz bu canlı yayın

later don't forget all of my lessons are in the playlists and this video so if

daha sonra unutmayın tüm derslerim oynatma listelerinde ve bu video yani

you are watching me live or watching the recorded lesson the live stream is

beni canlı izliyorsanız veya kaydedilen dersi izliyorsanız canlı yayın daha

viewable again later on yes it's true so all of my lesson playlists are under

sonra tekrar izlenebilir evet bu doğru yani tüm ders oynatma listelerim altında

this video so don't worry about it mr. Steve would you like to see what your

bu video için endişelenmeyin bay. Steve sürprizinin ne olduğunu görmek ister misin

surprise is oh I would indeed yes because you did sort of play a bit of an

oh gerçekten evet yapardım çünkü

April Fool's joke on me earlier on by saying that I've got nothing for you

daha önce bugün sizin için hiçbir şeyim olmadığını söyleyerek bana biraz 1 Nisan Şakası yaptınız

today mr. mr. Steve I've got nothing for you at all so don't expect anything so I

Bay. Bay. Steve, senin için hiçbir şeyim yok, bu yüzden bir şey bekleme, bu yüzden

was all down in the mouth upset among there's no chocolate for me today but

bugün bana çikolata yokken ağzım açık bir şekilde

I'm beginning to think that maybe mr. Duncan was just playing an April Fool's

üzgündüm ama belki de Mr. Duncan bana bir 1 Nisan şakası yapıyordu

joke on me I would never do that Steve and just to

Bunu asla yapmazdım Steve ve sırf

prove it I'm now going to ask you to do something for me would you like to do

bunu kanıtlamak için şimdi senden benim için bir şey yapmanı isteyeceğim bir şey yapmak ister misin

something oh okay okay then never miss so if you look to

oh tamam tamam o zaman asla kaçırma öyleyse eğer bakarsan

your left hand side your left okay yes if you lean over the chair and look

sol yanınıza solunuz tamam evet sandalyenin üzerine eğilip

behind you like this you might see something covered with a t-shirt yes so

bu şekilde arkanıza bakarsanız tişörtle kaplı bir şey görebilirsiniz evet yani bir şeyin

there is a t-shirt on top of something be careful there is something and that

üstünde tişört var dikkat edin bir şey var ve bu bey

is my way of saying mr. Steve happy Easter happy Easter it's a bit of a

deme şeklim Steve mutlu paskalyalar mutlu paskalyalar bu biraz

smelly old t-shirt it's just one that you'd sometimes wear but you chucked it

kokan eski bir tişört bu sadece bazen giydiğin bir tişört ama onu bir

in the corner nope okay oh should I look can I have a look mister don't ever look

köşeye fırlattın hayır tamam oh bakmalı mıyım bakabilir miyim bayım hiç bakma

Tata Oh happy Easter oh it's a Lindor egg

Tata Oh mutlu paskalyalar oh bu bir lindor yumurtası

yeah look at that so I know that you I know that you really do like Lynn mine

evet şuna bak o yüzden senin Lynn'i gerçekten sevdiğini biliyorum

all mine see you later mr. Duncan I'm joking

hepsi benimki sonra görüşürüz bay. Duncan şaka yapıyorum

oh that's very nice that is a surprise I wasn't expecting anything at all okay so

oh bu çok güzel bu bir sürpriz Hiç bir şey beklemiyordum tamam o yüzden

I'll show it again I'll endure well it's an easter egg but that's a particular

tekrar göstereceğim İyi dayanacağım bu bir paskalya yumurtası ama bu özel bir

time come on oh nice can I let you in on a

zaman hadi oh güzel izin verebilir miyim

secret it's been there for the last two weeks know what I was going to say is on

son iki haftadır orada olan bir sırrı biliyorsun

Wednesday night I actually did show everyone on the livestream last

çarşamba gecesi söyleyeceğim şey aslında geçen çarşamba canlı yayında herkese gösterdim

Wednesday I showed them the egg oh and it's been behind you all the time but

onlara yumurtayı gösterdim oh ve her zaman arkandaydı

it's been right behind you all the time you know that just for that you're not

ama her zaman tam arkandaydım biliyorsun ki sırf bunun için

having any of it well that's okay I've got plenty here I know because I bought

hiçbirini almıyorsun sorun değil burada çok var biliyorum çünkü

you one didn't I I've got I've got some little little rabbits look at those

sana bir tane aldım değil mi bende var bende biraz var küçük küçük tavşanlar şu

little chocolate rabbits can you see them where can I put this I'll put it

küçük çikolata tavşanlara bakın onları görebiliyor musunuz nereye koyabilirim bunu masaya koyacağım

down on the table I'll put it and here have you shown the viewers what

ve burada izleyicilere

I gave to you this morning mr. Duncan for Easter can you see the little

bu sabah size ne verdiğimi gösterdiniz mi bayım? Paskalya için Duncan

rabbits there I can see them we always associate rabbits with Easter because

oradaki küçük tavşanları görebilir misin Onları görebiliyorum tavşanları her zaman Paskalya ile ilişkilendiririz çünkü

it's the time of year when the rabbits are all breeding they are all chasing

yılın tüm tavşanların ürediği mevsimdir hepsi

each other around getting very frisky I love that word frisky they are getting

birbirini kovalar ve çok oynaşırlar Oynak kelimesini seviyorum

very excited they want to mate sorry Steve what did you say I said are you

çok heyecanlılar çiftleşmek istiyorlar üzgünüm Steve ne dedin sana

going to show the Easter egg that I brought for you yes well it's on screen

getirdiğim paskalya yumurtasını gösterecek misin dedim evet

right now in fact it can't see it from here

şu an ekranda aslında buradan göremiyor

there is one of the Easter eggs are you taking it out of the box I've taken it

paskalyadan bir tane var yumurtaları kutudan mı çıkarıyorsun

out yes because it's too big Oh unfortunately but mr. Steve also bought

Evet çıkardım çünkü çok büyük Ah ne yazık ki ama bay. Steve ayrıca

one of these look at this so a golden egg and also a golden rabbit isn't it

bunlardan bir tane satın aldı, buna bakın, yani bir altın yumurta ve ayrıca bir altın tavşan,

amazing and I love the Bell can you hear that

harika değil mi ve ben çanı seviyorum,

the little Easter Bell on the Easter Bunny so there it is there it is so

Paskalya Tavşanı'ndaki küçük Paskalya Çanı'nı duyabiliyor musunuz, işte orada, yani

these were the gifts that mr. Steve gave me let's add up the amount of fat that

bunlar Mr. Steve bana verdi hamile kalacağımız yağ miktarını toplayalım mahvetme bunun

we are going to conceive don't spoil it I'm gonna need a magnifying glass for

için bir büyütece ihtiyacım olacak işte başlıyoruz

this here we go right so in here there is nearly 300 grams

yani burada yaklaşık 300 gram

worth of chocolate okay and per hundred grams we have 48 grams of fat hundred

çikolata var tamam ve yüz gram 48 gram yağımız var yüz

and about a hundred and forty something bound in 45 grams of chocolate 145 grams

ve yaklaşık yüz kırk 45 gram çikolataya bağlı 145 gram

bearing in mind the annual allowance for chalk as only the daily allows with

yıllık tebeşir ödeneği akılda tutularak, yalnızca günlük izin verir, ölümle birlikte

death there's no daily allowance with

chocolate in the nutritional world the daily allowance for fact for a man is

beslenme dünyasında günlük çikolata ile günlük ödenek yoktur. Bir erkek için ödenek

about 70 grams is the idea of an amount that's what they should do they

yaklaşık 70 gramdır, bir miktar fikridir, yapmaları gereken bu,

should say that they should make it annual and then you know they can say

bunu yıllık yapmaları gerektiğini söylemeliler ve sonra bilirsiniz, her yıl

you could have you can have a ton of chocolate every year so if I have to eat

bir ton çikolata yiyebileceğinizi söyleyebilirler. Bugün

all what the chocolate that was in here today I would have double the amount of

burada bulunan çikolatanın hepsini yemek zorunda kalsaydım, gün boyunca almam gereken yağ miktarını iki katına çıkarırdım

fat that I was supposed to have in the entire day and sugar wise that's for

ve şeker açısından

this forty grams of sugar I love the way you are using the magnifying glass this

bu kırk gram şeker için, kullanma şeklinize bayılıyorum. büyüteç bu

is very low light is that there's a very bright the light you see it's nothing to

çok düşük ışık şu ki çok parlak bir ışık var gördüğün ışıkla alakası yok huysuz

do with that it's because of your cranky old eyes no it's not so there we go yes

yaşlı gözlerin yüzünden hayır öyle değil öyle gidiyoruz evet

so 40 grams of sugar in a hundred grams it says about 120 grams of sugar in here

yüz gramda 40 gram şeker diyor 120 gram şeker burada

what's the daily allowance for sugar mr. Duncan it's 77 teaspoons seven just

günlük şeker harcı nedir beyler. Duncan, 77 çay kaşığı yedi sadece

seven teaspoons of sugar that's all you're supposed to have every day 30

yedi çay kaşığı şeker, her gün sahip olmanız gereken tek şey bu,

teaspoons in here I have the goodness just just in two cups of tea

burada 30 çay kaşığı, her gün sadece iki fincan çayda iyiliğe sahibim, zaten

every day I have that you've had that already so stand by with you know

içmişsinizdir, bu yüzden beklemede kalın biliyorsun

diabetes is coming on because that's what you get if you have too much sugar

şeker hastalığı geliyor çünkü çok fazla şekerin varsa başına gelen bu

I know but I'm not going to get diabetes you might do I'm going to be fit as a

biliyorum ama şeker hastası olmayacağım belki yapabilirsin

fiddle forever you might need what is it insulin that's what diabetics have to

sonsuza kadar zinde olacağım insüline ihtiyacın olabilir şeker hastalarının

inject yourself with insulin please never ever take my chocolate away from

kendilerine insülin enjekte etmesi gerekenler lütfen çikolatamı asla benden almayın

me never we're going to be seriously ill we'll have to eat that out that means we

asla ciddi bir şekilde hasta olmayacağız bunu yemek zorunda kalacağız demek ki

are eat it out that means we have to spread it out over a week like just I

onu dışarıda yiyoruz bu da onu etrafa yaymak zorunda olduğumuz anlamına geliyor geçen gün

just love the fact that you use the magnifying glass the other day can I

büyüteç kullandığın gerçeğini seviyorum

just tell you now the other day Steve was using the magnifying glass to look

sana şimdi söyleyebilir miyim geçen gün Steve bilgisayar ekranına bakmak için büyüteç kullanıyordu

at his computer screen I was that it's true that just shows you my eyes are

Ben sadece sana gözlerimi gösterdiğinin doğru olduğunu Bilgisayar ekranına büyüteçle bakmak zorunda kalırsam

getting quite bad if I've got to use a magnifying glass on the computer

oldukça kötüye gidiyor

cinnamon in the whole of my life I have never seen anyone use a magnifying glass

hayatım boyunca bilgisayar ekranına bakmak için büyüteç kullanan birini görmedim

to look at their computer screen I'll tell you what it was I was typing

size ne yazdığını anlatacağım

someone's email address in into the into the address bar

birinin e-posta adresini adres çubuğuna girin

and because I'm working off a laptop which has got quite a small screen hmm I

ve oldukça küçük ekranı olan bir dizüstü bilgisayarda çalıştığım için hmm

couldn't tell whether I put a dot did you know how people have it so say John

nokta koyup koymadığımı anlayamadım, insanların nasıl olduğunu biliyor muydunuz, John

Smith John Smith yes 20 at Yahoo or whatever I couldn't see if I'd put the

Smith John Smith evet Yahoo'da 20 ya da her neyse ad ile soyadı arasına nokta koyup koymadığımı göremedim

dot in between the first name and the surname so I used a Magnum that's up in

bu yüzden ekranda bir Magnum kullandım bayım

the screen mr. Steve was using a magnifying glass to look at this

. Steve bu bilgisayar ekranına bakmak için büyüteç kullanıyordu

computer screen I mean if that is not a sign that your eyes are getting bad

Yani eğer bu gözlerinin kötüleştiğinin bir işareti değilse

Steve I'm not joking but it is a small little laptop screen

Steve şaka yapmıyorum ama bu küçük bir dizüstü bilgisayar ekranı

and I need to get a big monitor like you've got mr. Duncan I pinched one of

ve senin gibi büyük bir monitör almam gerekiyor Bay var . Duncan bunlardan birini

these on your desk you could steal one of mine now we've got some mystery

masana sıkıştırdım, benimkinden birini çalabilirsin şimdi bugün bazı gizemli

idioms today one of them is a special Easter mystery idiom and the other one

deyimlerimiz var, bunlardan biri özel bir Paskalya gizemi deyimi, diğeri

isn't and one of them features you mr. Steve me yes that's what I just said so

değil ve bir tanesi sizi anlatıyor bay. Steve bana evet az önce söylediğim buydu o yüzden hadi günümüzün gizemli deyimlerine

let's have a look so let's have a look at today's mystery idioms here is the

bir göz atalım işte

first one so this is a well-known phrase from the English language it's a

ilki yani bu İngilizce'den iyi bilinen bir deyim iyi

well-known phrase a well known expression and it is used quite a lot so

bilinen bir deyim iyi bilinen bir ifade ve oldukça fazla kullanılıyor bu yüzden

just say what you see say what you see and here is the second one some of you

sadece ne gördüğünüzü söyleyin ne gördüğünüzü söyleyin ve işte ikincisi bazılarınız

might have seen this picture already this is another I love this photograph

bu resmi görmüş olabilir bu başka bir bu fotoğrafı seviyorum

imagine living in in in a chocolate Oh in a chocolate imagine living in

bir çikolatanın içinde yaşadığınızı hayal edin Ah bir çikolatanın içinde hayal edin

chocolate in a chocolate Easter egg even I would love to live inside one that's

çikolatanın içinde çikolata paskalya yumurtasının içinde yaşamak ben bile bir tanesinin içinde yaşamak isterdim bu

very clever how you've how you've managed to put me in there mr. Duncan

çok zekice nasıl da beni oraya koymayı başarmışsınız bayım. Duncan,

it's you it's mr. Steve hatching hatching from the egg but this is also a

sizsiniz, Bay. Steve kuluçka yumurtadan çıkıyor ama bu aynı zamanda

well-known English expression so do you know what it is so there is the second

iyi bilinen bir İngilizce ifadedir, yani ne olduğunu biliyor musunuz yani ikinci

mystery idiom and here is the first one again these are well known expressions

gizemli deyim var ve işte yine birincisi bunlar İngilizce dilinde iyi bilinen ifadeler

in the English language and there is the second one it is an

ve işte ikincisi,

Easter mystery idiom featuring mr. Steve as well the answers do

bay'ın yer aldığı bir Paskalya gizemi deyimidir. Steve ve cevaplar

eggs the answers coming later on so there I hope you enjoyed those and we

daha sonra gelecek cevapları yumurta gibi yapıyor, umarım beğenmişsinizdir ve

mustn't forget them this week so we have lots of things coming up today I'm

bu hafta onları unutmamalıyız, bu yüzden bugün pek çok şey geliyor,

hoping we can go outside later on because the weather is absolutely

umarım daha sonra dışarı çıkabiliriz çünkü hava bugün kesinlikle

gorgeous today it's such a it's such a lovely day

muhteşem, çok güzel bir gün

I I can't believe how nice the weather is and of course April has arrived Steve

Havanın ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum ve tabii ki nisan geldi Steve nisan

are you excited for April April the first I went outside this morning to

için heyecanlı mısın ilk nisan bu sabah

check how much oil we'd used yes and I've got to say we've used a lot this

ne kadar yağ koyduğumuzu kontrol etmek için dışarı çıktım. evet kullandık ve söylemeliyim ki bu kış çok kullandık

winter because it's been very cold and we're down to the last six inches of oil

çünkü hava çok soğuktu ve depodaki son altı inçlik yağa indik biliyor musunuz

in the tank do you know I think this is the worst winter we've had for many

bu yaşadığımız en kötü kış uzun yıllardır

years well it's certainly going to be an

expensive winter in terms of fuel bills so we've we've almost used all of our

yakıt faturaları açısından kesinlikle pahalı bir kış olacak bu yüzden neredeyse tüm

allowance for oil we've almost used 2,000 liters of oil 2,000 liters of oil

ödeneğimizi yağ için kullandık neredeyse 2.000 litre yağ kullandık 2.000 litre yağ

that's incredible since September but it has been very cold it has been very cold

bu inanılmaz Eylül ayından bu yana ama hava çok soğuktu çok soğuktu

I reckon we've probably got about 300 litres left so don't be enough to last

galiba 300 litre kadar suyumuz kaldı bu yüzden

us over the summer oh I see so but fortunately we won't

yaz boyunca bize yetme

have the heating on much during the summer anyway it's going off that's it

yaz nasılsa sönüyor işte bu

it's off we'll have to use we'll have to use candles to heat the water up because

kapalı kullanmak zorunda kalacağız suyu ısıtmak için mum kullanmak zorunda kalacağız çünkü

I only buy it when it's cheap in the summer we last even better we just don't

sadece ucuz olduğu zaman alırım yaz aylarında daha da iyi dayanır sadece

wash we never wash on behind anyway mr. Duncan such a face

yıkamayız asla arkadan yıkamayın mr. Duncan böyle gergin bir yüzle

stretchy face back to the life better way to talk to your co-host back to the

hayata geri dönüyor yardımcı sunucunuzla

live chat lapel is here hello lapel hello mr. Duncan thanks a lot for

canlı sohbete geri dönmenin daha iyi bir yolu burada merhaba yaka merhaba bay. Duncan bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

joining me today lots of people on the live chat Martha - have a sweet tooth

canlı sohbetteki birçok insan Martha - canınız tatlı çekiyor

yes I'm sure Steve will be mentioning that one later on I think Brazilian guys

evet eminim Steve bundan daha sonra bahsedecektir bence Brezilyalı erkekler

make and eat a lot of chocolate really says lapel and I'm there's another

çok fazla çikolata yapar ve yer gerçekten yaka diyor ve ben

reason for me to go to Brazil of course I suppose

Brezilya'ya gitmem için başka bir sebep daha var tabii ki bence

that makes sense because I suppose there is a lot of chocolate in Brazil because

bu mantıklı çünkü Brezilya'da çok fazla çikolata var çünkü

they they grow cocoa in Brazil don't know I would imagine they probably do

Brezilya'da kakao yetiştiriyorlar bilmiyorum Muhtemelen yapacaklarını hayal ediyorum evet evet evet

yes yeah yes it is yes that might be the reason why I I'm just thinking that

o evet bu yüzden olabilir sadece bunu düşünüyorum Brezilya'ya

that's another reason for me to go to Brazil lovely weather rain forests

gitmem için bir sebep daha güzel hava yağmur ormanları

beautiful people and now chocolate of course the first famous chocolate in the

güzel insanlar ve şimdi çikolata tabii ki dünyanın ilk ünlü çikolatası sanırım muhtemelen

world I think probably we'd say comes from Belgium mmm Belgian chocolate yes

gelir diyeceğiz Belçika'dan mmm Belçika çikolatası evet

or in Europe Swiss chocolate is a Swiss chocolate which of course this is this

veya Avrupa'da İsviçre çikolatası bir İsviçre çikolatasıdır ki bu

this egg you bought me lint lint is a famous Swiss brand of chocolate let's

bana aldığınız bu yumurta tabii ki bu tiftik tiftiği ünlü bir İsviçre çikolata markasıdır merak

have a look not for those who are wondering we are not advertising we're

edenler için reklam yapmıyoruz bir bakalım

not let's have a look at the front lint surely I'll get closer they all know

ön tifte bir bakmayalım mutlaka daha yakına geleceğim hepsi biliyor hepsi bu

it's all that all the focus is all that's called the front that's it yes we

odak ön denen şey bu evet

want to see the egg there's the brand lint famous brand of Swiss chocolate and

yumurtayı görmek istiyoruz tiftik var ünlü isviçre çikolatası markası ve

when I was growing up if you got lint chocolate it was the most expensive

ben büyürken, tüy bırakmayan çikolatanız varsa, o zamanlar

chocolate you could buy in the UK at the time I'm sure this is back in the 1970s

Birleşik Krallık'ta satın alabileceğiniz en pahalı çikolataydı, eminim bu 1970'lerde,

so if mom bought me Lindt chocolate for Easter and she always bought with his

bu yüzden annem bana Paskalya için Lindt çikolata alsaydı ve her zaman birlikte alırdı. onun

Lindt chocolate Easter egg solid eggs it was a real treat because they were very

Lindt çikolatalı paskalya yumurtası katı yumurtaları gerçek bir ziyafetti çünkü artık çok

expensive now of course chocolate from because we

pahalıydılar tabii ki çikolatadan çünkü biz

only really knew Cadbury's mmm chocolate which was made in in in Birmingham it's

sadece Cadbury'nin Birmingham'da yapılan mmm çikolatasını biliyorduk o

an otter ville it's a very big brand in the UK Cabras a very big brand but of

bir su samuru ville Birleşik Krallık'ta çok büyük bir marka Cabras çok büyük bir marka ama

course it's relatively inexpensive we didn't really import as much food as we

tabii ki nispeten ucuz, bu günlerde yaptığımız kadar çok yiyecek ithal etmiyorduk, bu

do these days so in the 1970s to get Swiss chocolate was quite something hmm

yüzden 1970'lerde İsviçre çikolatası almak epey bir şeydi hmm

but of course sir Belgian chocolate is probably that's the most famous brand I

ama tabii ki efendim Belçika çikolatası muhtemelen en ünlü markam.

would say of chocolate or the region where most of the famous chocolate comes

çikolata veya ünlü çikolatanın çoğunun

from in Belgian but but yes Swiss Lindt but I like Lindt chocolate

Belçika'dan geldiği bölge diyebilir ama evet İsviçreli Lindt ama ben Lindt çikolatasını severim bu

it's nice hence we've got you bought me that and I've bought you a

güzel bu yüzden bana onu aldın ve ben de sana

chocolate that dr. bunny is Lindt chocolate as well this this bunny rabbit

o dr. tavşan da Lindt çikolatası bu bu tavşan tavşan

is the same brand because we both like this particular chocolate we both love

aynı marka çünkü ikimiz de bu özel çikolatayı seviyoruz ikimiz de

it so much so it is actually a very nice brand of chocolate but we're not

onu çok seviyoruz yani aslında çok güzel bir çikolata markası ama

advertising is we're not being paid by them to mention this so we're quite

reklam yapmıyoruz bize para ödenmiyor Bunu belirtmeleri sayesinde,

willing to be paid but if you would if you would like to sponsor my show you

ödeme almaya oldukça istekliyiz, ancak şovuma sponsor olmak isterseniz, memnuniyetle karşılarız,

are more than welcome we could have a little bunny rabbit in the corner of the

ekranın köşesinde her zaman küçük bir tavşancık olabiliriz,

screen all the time or even better Godiva but you must you

hatta daha iyisi Godiva ama

must send me a very big parcel full of money okay thank you very much Joe had

bana para dolu çok büyük bir paket göndermelisin tamam çok teşekkür ederim Joe'nun

chocolate just money and then I'll think about it

çikolatası vardı sadece para ve sonra düşüneceğim

maybe an easter egg filled with money or a golden easter egg just to give you an

belki parayla dolu bir paskalya yumurtası veya sadece sana bir altın paskalya yumurtası vermek için

idea of how many of those rabbits that we've eaten how many of those rabbits

o tavşanlardan kaç tanesini yediğimize dair bir fikir, o tavşanlardan kaç tanesini

we've eaten let me just show you something in the lead up to Easter over

yediğimize dair bir fikir verin, size son dört haftadır Paskalya'ya giden yolda bir şey göstereyim, onlar

the last four weeks they've been selling these chocolate bunnies and they've all

bu çikolata tavşanları sattılar ve onlar hepsinin

got those bells around their neck so we've been buying smaller versions of

boynunda o çanlar var, bu yüzden bunun daha küçük versiyonlarını satın alıyoruz

that yes so let me just show you now let me just

evet o yüzden size göstereyim şimdi size

show you something so there it is now this will give you an idea of how

bir şey göstereyim o yüzden işte şimdi bu size

many of these we've actually eaten watch this get ready you've kept all the bells

bunlardan kaç tanesine sahip olduğumuza dair bir fikir verecektir. aslında yemiş izle bunu hazır ol tüm çanları

off they are off the yes Easter bunnies the chocolate Easter bunnies forever zoo

kapalı tuttun onlar kapalı evet paskalya tavşanları çikolata paskalya tavşanları sonsuza kadar hayvanat bahçesi

limit can you sing nicest chocolate in the world zoo the rich look look at all

sınırı dünyanın en güzel çikolatasını söyleyebilir misin hayvanat bahçesi zengin bakış tüm

the bells so that gives you an idea think of the fat and sugar of how many

çanlara bak böylece sana bir Bu çikolata tavşanlardan kaç tanesini yediğimizin yağını ve şekerini düşünün,

of these chocolate bunnies we have eaten so with a 100 gram bunnies so we had 50

yani 100 gramlık bir tavşanla 50 tane yedik,

we smashed them up not half each so going back to my assuming it's got the

her birinin yarısını değil parçaladık, bu yüzden

same amount of fat in which I'm guessing it has here we go

içinde aynı miktarda yağ olduğunu varsaydığıma geri dönüyorum. Sanırım buradayız, aman tanrım,

oh my god you ought to look at the fact that the amount of saturates in

buradaki doymuş yağ miktarının,

this as well that the saturated fat is the really bad acts of what bad run via

doymuş yağın, kolesterol seviyeleri aracılığıyla kötü olanın gerçekten kötü eylemleri olduğu gerçeğine bakmalısınız, bu

via via cholesterol levels that is so we've been having about twenty five

yüzden biz' yaklaşık yirmi beş

grams of fat hmm which is probably at least probably a third of our daily

gram yağ alıyorum hmm, bu muhtemelen günlük yağ ihtiyacımızın en az üçte biri,

allowance of fat while it did notice Steve you were starting to look a bit

oysa Steve senin biraz şişman görünmeye başladığını fark etti, bu

fat so I'm getting a bit of a roll around the middle yes I think your fault

yüzden ben biraz yuvarlanıyorum. evet bence senin hatan

I think Steve is putting on weight mr. Duncan's a bad influence nuts because I

Steve'in kilo aldığını düşünüyorum bayım. Duncan kötü bir etki delisi çünkü

could give it all up but then when we do for a while we give it all up and then

her şeyden vazgeçebilirdim ama sonra bir süreliğine her şeyden vazgeçeriz ve sonra

slowly it creeps back in no no if we go to the shop we walk in on Saturday and

yavaş yavaş geri gelir hayır hayır Cumartesi günü girdiğimiz dükkana gidersek ve

mr. Duncan says or shall I get a little treat for later and then all right I say

bay. Duncan, yoksa daha sonrası için biraz ısmarlayayım mı diyor ve sonra tamam,

just one let's just get one bar of chocolate but then when we get home he's

sadece bir tane, hadi bir kalıp çikolata alalım diyorum ama sonra eve gittiğimizde

thought about four and of course he's like a drug addict so he has it that I

dört tane düşündü ve tabii ki bir uyuşturucu bağımlısı gibi, bu yüzden ona sahip ben

just want a small piece with any oh oh I have this other bit here you go I'll

sadece küçük bir parça istiyorum oh oh diğer parçam var işte buyrun

have another bit of all the things like a drug peddler of all the things you

bir uyuşturucu satıcısı gibi

could have said about me today mr. Duncan is like a drug addict yes

bugün benim hakkımda söyleyebileceğiniz her şeyden bir parça daha alacağım bay. Duncan bir uyuşturucu bağımlısı gibi evet

trying to try to get me hooked on chocolate because sugar I don't think

beni çikolataya bağlamaya çalışıyor çünkü şeker Bu

it's the chocolate that's so addictive I think it's the sugar that's an addictive

kadar bağımlılık yapan şeyin çikolata olduğunu düşünmüyorum Bence burada Birleşik Krallık'ta bağımlılık yapan bir

part well here in the UK of course that there there has been a lot of talk in

kısım şekerdir elbette ki olmuştur.

the news about sugar or the content of sugar in certain types of food normally

haberlerde şeker veya belirli yiyecek türlerindeki şekerin içeriği hakkında çok fazla konuşma (normalde

fizzy drinks and of course chocolate and of course junk food as well so they are

gazlı içecekler ve tabii ki çikolata ve tabii ki abur cubur da) bu yüzden

going to put a tax on certain foods that have lots of sugar in them so they are

içinde çok şeker bulunan belirli yiyeceklere vergi koyacaklar. Bu yüzden

going to introduce a sugar tax yeah here in the UK to actually try and put people

İngiltere'de insanları

off buying things that have a lot of sugar and of course to also encourage

çok şeker içeren şeyleri satın almaktan caydırmak ve tabii ki

the manufacturers to put less sugar in their products but between you and me if

üreticileri ürünlerine daha az şeker koymaya teşvik etmek için bir şeker vergisi getirecekler ama aramızda kalsın

you are addicted to sugar you will buy it however much it costs yes yeah it's

şeker bağımlısıysanız, ne kadara mal olursa olsun onu alırsınız evet evet bu

just another way of the government making money out of tap

sadece hükümetin musluktan para kazanmasının başka bir yolu

because they've done the same with cigarettes they keep putting the the

çünkü aynısını sigaraya yaptılar çünkü

price of putting more tax on cigarettes over over many decades and of course

sigaraya daha fazla vergi koymanın bedelini koymaya devam ediyorlar onlarca yıldır ve tabii ki

what they say is oh this is to discourage people from smoking but of

dedikleri şey, ah bu insanları sigara içmekten caydırmak için ama tabii ki

course if you just put sort of 10 P on a packet of cigarettes every year then

her yıl bir paket sigaraya 10 P koyarsanız, o zaman

most people aren't going to notice another 10 P so if they put tacks on

çoğu insan başka bir 10 P fark etmeyecek, yani eğer şekere raptiye koyuyorlar peki

sugar well what how much is it going to put up

the price of a Coca Cola but what do you make me but it won't make any difference

bir Coca Cola'nın fiyatını ne kadar yükseltecek ama bana ne yaparsın ama yine de fark etmeyecek

anyway because even if if a bottle of pop if a bottle of fizzy pop cost 10

çünkü bir şişe pop olsa bile bir şişe gazlı pop olsa 10 sterline mal oldu

pounds people would still buy it now I don't think they would then I think I

insanlar şimdi hala satın alırlardı, alacaklarını sanmıyorum o zaman sanırım

think they would because they just wouldn't be able to stop themselves they

alacaklardı çünkü kendilerini durduramayacaklardı

would they would be selling their furniture they would be stealing they

mobilyalarını satarlardı çalarlardı çalarlardı

would become my who said early I wouldn't happen mr. junk but but yes I'm

benim olurlardı erken gelmeyeceğimi kim söyledi Mr. ıvır zıvır ama evet

just supposing though I'm just saying in that situation that you are driving

sadece farz etsem de bu durumda

people into a desperate situation as well but like but over sugar so say a

insanları da çaresiz bir duruma soktuğunuzu söylüyorum ama şekerin üzerinde yani bir

bottle of pop coca-cola fizzy lemonade cus a pound if they put 5p on top of

şişe pop coca-cola gazlı limonata cus a pound eğer onlar üstüne 5 peni koy

that the government are making 5 pence for every one of those bottles sold to

hükümet satılan şişelerin her biri için 5 peni kazanıyor

imagine them billion sold every year people are gonna pay that because it's

her yıl milyarlarca sattıklarını hayal etmek için insanlar bunu ödeyecek çünkü

only 5p they won't even notice that's it well it's going to be more than that but

sadece 5 peni fark etmeyecekler bu kadar iyi mi daha fazla olacak o ama

it's just a way of taxing the average person in the street

bu sadece sokaktaki ortalama bir insanı vergilendirmenin bir yolu

yes well it's it's done to make it seem as if something is being done yes so

evet pekala bu bir şey yapılıyormuş gibi görünmek için yapıldı evet bu yüzden sözde

they are paying lip-service so it's a great expression actually if you pay lip

hizmet ediyorlar bu yüzden harika bir ifade aslında

service to something it means you do something without making any real change

bir şeye sözde bağlılık gösterirseniz Gerçek bir değişiklik yapmadan bir şey yaptığınız anlamına gelir,

you it's a hollow action but of course it also might be seen as something that

bu içi boş bir eylemdir ama elbette

will still be of benefit not to the person buying the things but to whoever

yine de satın alan kişiye değil,

gets the money that is made from the increase so yes yes so yes I think so

artıştan elde edilen parayı alan kişiye fayda sağlayacak bir şey olarak da görülebilir. yani evet evet yani evet bence bu Paskalya Pazarının tadını çıkarmanın

it's a very skeptical way of enjoying the Easter Sunday it's not

çok şüpheci bir yolu

going to put anybody off do you want to look at while we're on the subject of

kimseyi rahatsız etmeyecek

sugar and chocolate do you want to look at my some of my phrases and idioms

şeker ve çikolata konusu açılmışken bakmak ister misin bazılarına bakmak ister misin

related to chocolate before we do that I have something I want to show you mr.

çikolata ile ilgili deyim ve deyimlerimi yapmadan önce size göstermek istediğim bir şey var bayım.

Steve you're in charge I want to show you something very quickly they're going

Steve sorumlu sensin Sana çok hızlı bir şekilde bir şey göstermek istiyorum

to also talk about sweet things from our childhood now does anyone out there have

çocukluğumuzdan tatlı şeylerden de bahsedecekler şimdi orada

memories of their childhood or maybe things that they like eating now so

çocukluk anıları olan veya belki şimdi yemek yemeyi sevdikleri şeyler var mı o yüzden

maybe there is something that you used to eat when you were small or something

belki bir şeyler vardır küçükken yediğin veya

you enjoyed eating when you were a child so is there something that you enjoy

çocukken yemekten zevk aldığın bir şey yani yemekten zevk aldığın bir şey var mı bu yüzden

eating so on the live chat we will be talking about that if you want to oldest

canlı sohbette bundan bahsedeceğiz, eğer istersen en eskisi

says I found myself eating chocolate cake in front of the computer this sweet

kendimi çikolatalı kek yerken buldum diyor bilgisayar başındaki bu tatlı

discussion has made me hungry so because of us Steve Olga is now

tartışma beni acıktırdı bu yüzden bizim yüzümüzden Steve Olga şimdi

eating chocolate cake it's awful amiri said I'm sorry that person's like you

çikolatalı pasta yiyor bu berbat amiri özür dilerim o kişi senin gibi

why lose hair and I'm also I'll tell you why

neden saçları dökülüyor ve ben de sana nedenini söyleyeceğim

Amir it's because we're v rile we have got testosterone coursing through our

Amir biz erkek olduğumuz için damarlarımızda dolaşan testosteron var

veins yeah it destroys the hair in your head but you're a virile man and I can

evet kafanızdaki tüyleri mahvediyor ama erkeksi bir adamsınız ve

see you've got a beard as well yes we're real men men who lose their pair of real

sakalınızın da olduğunu görebiliyorum evet biz gerçek erkeğiz gerçek erkek çiftlerini kaybetmek

men and then find as irresistible bandwidth is irresistible that's right

ve sonra karşı konulamaz olarak bant genişliğini bulmak karşı konulamaz bu doğru

Steve well done obviously men don't find women

Steve aferin açıkçası erkekler kadınları karşı

irresistible if they lose their hair it's the complete opposite but if men

konulmaz bulmazlar saçlarını kaybederlerse tam tersi olur ama erkekler

lose their hair then women find it attractive absolutely I'm really

saçlarını kaybederse kadınlar onu kesinlikle çekici bulur ben' Bu arada

enjoying the whole that you're digging by the way I haven't dug any hole but

kazdığın bütünden gerçekten keyif alıyorum bu arada hiç çukur kazmadım ama

you can you can have bald women yes but you know you cannot board those well you

yapabilirsin kel kadınlara sahip olabilirsin evet ama bilirsin onlara iyi binemezsin

do get boring but they would wear wigs yes but well not if they're bald you

sıkıcı oluyorsun ama peruk takarlar evet ama iyi değil kellerse

can't wear a wig and be bald well underneath

peruk takamazsın ve

about the girl from Star Trek the motion picture well it's difficult even XE she

Star Trek sinema filminden kızın altından iyice kel olamazsın, XE bile zor o

had well that's it then it can be it can be very it can be it can be that you

vardı o kadar o zaman olabilir olabilir çok olabilir çok olabilir olabilir olabilir

know you know who I'm jealous of Steve Patrick Stewart I'm jealous of black

Steve Patrick Stewart'ı kıskandığımı biliyorsun, siyahi

guys oh okay you know why I'm jealous of black guys because they look great when

adamları kıskanıyorum oh tamam, biliyorsun neden siyahileri kıskanıyorum çünkü top yaptıklarında harika görünüyorlar

they ball they do because it that because their skin is dark there isn't

çünkü öyleler çünkü tenleri koyu renk

this cutoff between the the pale scalp and the hair at the Sun not even there

Solgun kafa derisi ile güneşte saç arasında bu sınır yok orada bile

it's not even that it's just that if they shave all of their head off and

değil sadece kafalarının tamamını tıraş etseler ve

keep it shiny it still looks amazing it does it does

parlak tutsalar yine de harika görünüyor öyle mi

actually yes I do it I look like an easter egg you look like you're on

gerçekten evet ben yap paskalya yumurtası gibi görünüyorum sen

chemotherapy if you shave your hair do you remember once I did that we we we

kemoterapi görüyor gibisin saçını kazırsan bir kere yaptığımı hatırlıyor musun biz

actually decided many many years ago we go on holiday are in the days when we

aslında uzun yıllar önce tatile gideceğimize karar vermiştik

had hair barely remember that we decided to shave it all off and we went on a

Hatırlasana her şeyi kazıtmaya karar vermiştik ve tatile gittik ve

holiday and we met with with some friends of ours and they said oh are you

bazı arkadaşlarımızla buluştuk ve dediler ki ah sen bu

you all I do you you know you show you well I don't know we just shaved a hair

kadarmısın ben yaparım seni iyi gösteriyorsun bilmiyorum daha yeni tıraş olduk saç

if necessary you look like you're on chemotherapy huh because of course if

gerekirse kemoterapi görüyormuşsun gibi görünüyorsun ha çünkü tabii ki kemoterapi

you are on if you've got a severe nasty disease like cancer you're treated with

alıyorsan kanser gibi çok kötü bir hastalığın varsa

with that chemotherapy then it makes your hair fall out happy Easter so

o kemoterapiyle tedavi oluyorsun o zaman saçların dökülüyor mutlu paskalyalar bu yüzden

normally if you see people in the street particularly women with no hair then you

normalde eğer Sokakta insanları, özellikle de saçları dökülmüş kadınları gördüğünüzde,

assume that they're seriously ill and they've had to have chemotherapy so it's

onların ciddi şekilde hasta olduklarını ve kemoterapi görmek zorunda olduklarını varsayarsınız, bu nedenle,

not the look that a woman would usually go for unless she's in space in which

bir kadının uzayda olmadığı sürece genellikle tercih edeceği bir görünüm değildir, bu

case it looks futuristic yeah talking of hair but it doesn't look futuristic okay

durumda fütüristik görünür. evet saçtan bahsetmişken ama fütüristik görünmüyor tamam

Steve we've got it we've really got another very brave woman that walked

Steve anladık gerçekten sokakta yürüyen çok cesur bir kadın daha var

walked down the street yeah all her hair shade that's it it definitely you should

evet tüm saç rengi işte bu kesinlikle

write a book me I haven't got any choice so talking of hair here is the person we

benim sahip olmadığım bir kitap yazmalısın Başka seçeneğim yok, bu yüzden saçtan bahsetmişken burada

mentioned earlier look look who it is it's Gabrielle oh there she is she is

daha önce bahsettiğimiz kişi bak kim o Gabrielle oh işte o bu

this Gabrielle I wish my phone would stop switching off in 1968 or something

Gabrielle Keşke telefonum 1968'de kapanmayı bıraksa ya da öyle bir şey

no 1969 there she is thirty a year

1969 hayır 1969 işte otuz yaşında yıl

well it's not the right year oh shit that was in UFO which was a well-known

pekala doğru yıl değil oh kahretsin bu, zamanının oldukça iyi bilinen -

quite - quite forward-thinking series of its time I loved it but there she was

oldukça ileri görüşlü bir dizisi olan UFO'daydı onu sevdim ama oradaydı

yes a forward-thinking show it was a science-fiction programs fiction for

evet ileri görüşlü bir şov bir bilim kurgu programıydı kurgu

children so they're adults really wasn't it no it was the kids awesome for kids

çocuklar için yani onlar yetişkin gerçekten öyle değil miydi hayır çocuklar için harikaydı çocuklar

kids watch UFO I watched it when I was a kid I know because it was on at that

UFO izle Çocukken izledim biliyorum çünkü o zamanlar açıktı

time yes it was on when children were watching television I don't think with

evet çocuklar televizyon izlerken açıktı ben çocuk programıyla ilgili olduğunu düşünme,

the children's program was it was on it was on in the early early evening uh

akşamın erken saatlerinde açıktı, uh

sometimes afternoon all right uff yes look it up hello my name is I

bazen öğleden sonra, tamam uff evet bak merhaba benim adım

had fabulous theme music okay then we've got it Steve I'm just explaining it

harika bir tema müziğim vardı tamam o zaman anladık Steve ben sadece açıklamak

could hello look it up hello my name is Gabriel Drake and the

merhaba bakabilir merhaba benim adım Gabriel Drake ve

other day I met mr. Duncan from YouTube I was so excited he's very famous on

geçen gün bayla tanıştım. YouTube'dan Duncan O kadar heyecanlandım ki o YouTube'da çok ünlü biri

YouTube I asked for his autograph you have to keep moving it around he's

imzasını istedim sürekli hareket ettirmelisin onu

wiggling it around people can't see moving the phone around like this she's

hareket ettiriyor insanlar telefonu bu şekilde hareket ettirdiğini göremiyor o konuşuyor

talking don't you wiggle when you talk no so oh let's have the photo cats oh

konuşurken sen kıpırdatma hayır peki oh hadi kedilerin fotoğrafını çekelim oh

there she is that's the other day Harry's purpley

işte o geçen gün Harry'nin morumsu

they're what her hair does look a bit purpley she's got a headband she's

onlar saçları biraz morumsu görünüyor saç bandı var onu

wearing it she's wearing a barrette on her head what a headband I can't see a

takıyor kafasına bir toka takmış ne saç bandı göremiyorum bir

headband yes well no but I'm not there no but you know in the moment of time

kafa bandı evet pekala hayır ama ben orada değilim hayır ama bilirsiniz o anda

when it was really happening I saw it on a head right okay okay

gerçekten olurken onu bir kafada gördüm tamam tamam tamam yani işte bu kadar işte

so that's it you see that's what I'm talking about not now in the photograph

bundan bahsediyorum şimdi değil fotoğraf

but when we were actually with her in real life I can't see a headband on

ama gerçek hayatta onunla birlikteyken orada bir saç bandı göremiyorum hayır

there no not on there oh but when when when we were really

orada değil oh ama biz gerçekten

with her I noticed she had a headband Oh our and it was purple as well so

onunlayken saç bandı olduğunu fark ettim Oh bizim ve o da mordu yani

that's interesting same color as her hair there don't you think that strange

bu saçıyla aynı renk ilginç, sence de şu garip

Steve that looks like a like a doesn't like a real person it

Steve'e benziyor, gerçek bir insandan hoşlanmıyor,

looks like a second it looks like a model or what or a waxworks no it's it's

bir an için görünüyor, bir modele ya da ne ya da balmumu işi gibi görünüyor, hayır, o

Gabrielle Drake I know it is her in the TV show UFO I know what it is okay but

Gabrielle Drake, biliyorum UFO adlı TV programında onun ne olduğunu biliyorum tamam ama

she had their little headband on the other day I noticed okay but it was

geçen gün küçük saç bandı vardı fark ettim tamam ama

interesting that it was purple don't you think that's interesting well

mor olması ilginçti sence de ilginç değil mi

it obviously she likes the color purple yes but it was on her head and that was

mor rengi seviyor belli ki evet ama kafasındaydı ve o bir zamanlar dizide

the color of the week she used to wear in the TV show so I noticed it at the

giydiği haftanın rengiydi bu yüzden o zaman fark ettim

time but I didn't want to say anything no she probably hates everybody when

ama bir şey söylemek istemedim hayır muhtemelen onunla karşılaşınca herkesten nefret ediyor.

they meet her talking about UFOs she probably wants to

UFO'lar muhtemelen içinde bulunduğu

be remembered for more more serious productions that she was in yes okay

daha ciddi yapımlar için hatırlanmak istiyor evet tamam

anyway I believe mr. Steve you have some things to show us now we are talking

neyse inanıyorum bayım. Steve, bize gösterecek bazı şeylerin var,

about sweets today because it's Easter we are and I think we can't really do

bugün tatlılardan bahsediyoruz çünkü bugün Paskalya'dayız ve bence bunu

that without talking about this particular item first of all so here is

öncelikle bu özel öğeden bahsetmeden yapamayız, bu yüzden işte

something that can be sweet and also savory and there it is ah the hot cross

tatlı ve aynı zamanda tuzlu olabilecek bir şey. ve işte ah, sıcak çapraz

buns hot cross buns hot cross buns one a penny two a penny hot cross buns they're

çörekler sıcak çapraz çörekler sıcak çapraz çörekler bir kuruş iki bir kuruş sıcak çapraz çörekler bunlar

essentially tea cakes a bit smaller with some different spicing and a cross on

aslında biraz daha küçük çay kekleri, bazı farklı baharatlar ve üstte bir çarpı işareti var ki

top which of course is signifying the cross of Christ okay but there we go

bu elbette haçı gösteriyor İsa tamam ama işte çarmıha gerilmeyi

that the crucifixion that's what that's depicting yeah so you know what it's

tasvir eden şey bu evet, yani

saying when you eat it I'm not quite sure but they're very popular and

onu yediğinizde ne söylediğini biliyorsunuz, pek emin değilim ama çok popülerler ve

they're delicious well it's a bit like communion is well isn't it it's a tea

lezzetliler, yani biraz komünyon iyi gibi Bu,

cake with a cross on top it's so you might see it as like communion you know

üstünde haç olan bir çay keki, bu yüzden onu bir komünyon gibi görebilirsin, biliyorsun,

can be any way you eat a little bit of you eat a little bit of bread and then

herhangi bir şekilde olabilir, biraz yersin, biraz ekmek yersin ve sonra

you eat a little bit of wine the body of Christ the blood of Christ that's it you

biraz şarap yersin. İsa'nın bedeni İsa'nın kanı işte bu kadar yemek

see so eating that eating the hot cross bun probably isn't that unusual I think

yerken sıcak çapraz çöreği yemek muhtemelen o kadar da sıra dışı değil bence

it's probably quite normal do you think no it could be it

bu muhtemelen oldukça normal sizce hayır olabilir olabilir

could Ravi a lot of it like that they're a bit spicy yes they're lovely though

Ravi bir çoğu öyle onlar gibi biraz baharatlı evet güzeller ama

very nice with nice a spicy I don't mean spicy in terms of like curry spice

çok güzeller ve hoş bir baharatlı köri baharatı gibi baharatlı demek istemiyorum kek baharatı açısından baharatlı

I mean spicy in terms of cake spice lots of fried nutmeg and cinnamon yes lots of

demek istiyorum bolca kızarmış küçük hindistan cevizi ve tarçın evet bolca evet

yes lots of cinnamon in there and nutmeg and I love them in fact I I'm I've made

bolca tarçın var ve küçük hindistan cevizi ve onları seviyorum aslında

them in the past do did try to make some in it they were quite nice in fact yeah

onları geçmişte yaptım biraz yapmaya çalıştım aslında oldukça güzeldiler evet

it's just like making bread really they have to rise and you stick them in the

bu tıpkı ekmek yapmak gibi gerçekten kabarmaları gerekiyor ve siz onları içine sokuyorsunuz

oven put a cross on top okay we've got the live chat very busy and Natalia says

fırın üstüne bir çarpı işareti koydu tamam, canlı sohbeti çok meşgul ettik ve Natalia,

the sweets of the childhood were much sweeter than now and there was nothing

çocukluğun tatlılarının şimdikinden çok daha tatlı olduğunu ve

tasty as cheap ice cream and also rare oranges were really majestic

ucuz dondurma kadar lezzetli bir şey olmadığını ve ayrıca nadir bulunan portakalların gerçekten görkemli olduğunu söylüyor,

so yeah Aurora says look at Aurora is she a doll is she alright she does look

bu yüzden evet Aurora diyor Aurora'ya bak o bir oyuncak bebek mi o iyi görünüyor

it does she looks like a doll in that picture she doesn't look real Gracia

o resimde bir oyuncak bebeğe benziyor mu gerçek görünmüyor Gracia Vay canına

says Wow I watched UFO too when I was a child the most incredible science

diyor Ben de çocukken UFO izledim gelmiş geçmiş en inanılmaz bilim

fiction program ever yes agreed agreed Thank You Gracia we agree it is it's one

kurgu programı evet kabul etti anlaştık Teşekkürler Gracia bunun

of the best it's a bit slow in places but it's just got that wonderful and

en iyilerden biri olduğu konusunda hemfikiriz ama bazı yerlerde biraz yavaş ama o kadar harika oldu ve

it's got wonderful theme music really good theme music did it it did it today

harika tema müziği var gerçekten iyi tema müziği yaptı mı bugün yaptı

and in the end do you got that oh I see you were gonna do the whole thing I

ve sonunda anladın mı oh Görüyorum ki benim yapmadığım her şeyi sen yapacaktın,

wasn't doing that I was gonna do a couple more bars if you don't mind

birkaç bar daha yapacaktım,

dead dead what go on keep going I'll do the bits in between I don't want you to

sakıncası yoksa ne olur devam et Aradaki kısımları yapacağım seni istemiyorum

do the bit yes I will it's a duet no it isn't yes it is

biraz yapmak için evet yapacağım bu bir düet hayır değil evet öyle pes ettim

I've given up there go on do it no that was going to be funny you cut me off I

oradan devam et hayır bu komik olacaktı beni kestin yapıyorum gidiyorum

do it go I you've thrown me I've lost my vibe with twinkles gone I

gidiyorum beni attın ben pırıltıların gitmesiyle havamı kaybettim

was gonna do the bits in between did it it did that's gonna do the bits in

aradaki kısımları yapacaktım yaptı mı yaptı bu aradaki kısımları yapacak

between watch it look at the theme June you get you'll get all excited you want

izle temaya bak haziran anlayacaksın heyecanlanacaksın

to watch it there are actually episodes on you

orada izlemek istiyorsun aslında

yeah so there are some episodes of UFO on YouTube and if you look for UFO

evet, yani YouTube'da UFO'nun bazı bölümleri var ve eğer UFO

Gabriel Drake you will see her in it and there she was the other day the other

Gabriel Drake'i ararsanız, onu içinde göreceksiniz ve geçen gün oradaydı,

live the other day we we bumped into her because she lives right here in Much

geçen gün onunla karşılaştık çünkü tam burada yaşıyor Much

Wenlock I was expecting to see a UFO coming over and crashing into her house

Wenlock'ta bir UFO'nun gelip evine çarpmasını

or something like that that's what I wanted to hear that didn't it the UFOs

veya buna benzer bir şey görmeyi bekliyordum, duymak istediğim buydu, UFO'lar

made that strange sound it was more sort of you know anyone tuning in now will

o garip sesi çıkarmadı mı, daha çok bir nevi, birinin şimdi ayarladığını biliyorsun

think there's something wrong with their computer well if they watch that episode

bilgisayarlarında bir sorun olduğunu düşünüyorlar, o bölümü

later they'll know exactly what we mean yes exactly

daha sonra izlerlerse ne demek istediğimizi tam olarak anlayacaklar evet tam olarak

I'd loved to have seen a UFO hovering over a house at that moment yes we do

o anda bir evin üzerinde gezinen bir UFO görmeyi çok isterdim evet

know that it never was in fact a science fiction TV program it was actually real

aslında bunun asla olmadığını biliyoruz bir bilim kurgu TV programı aslında gerçekti tamam burası

okay is it hot in here so childhood sweets things we used to eat when we

sıcak mı yani çocukluk tatlıları biz çocukken yediğimiz şeyler

were kids and here's something that I used to eat when I was a child do you

ve işte benim çocukken yediğim bir şey

remember the fudge I do yes I I never liked fudge I didn't like it it was my

şekerlemeyi hatırlıyor musun yaparım evet ben asla şekerleme sevdim beğenmedim

least favorite sweet a finger of fudge and there was a little song that always

en az sevdiğim tatlıydı bir parmak şekerleme ve her zaman onunla birlikte giden küçük bir şarkı vardı

went with it a finger referred she's just enough to give yourself a treat a

bir parmak atıfta o sadece kendine bir ödül verecek kadar

finger refer cheese just enough until it's time to eat it's filled of Cadbury

yeterli bir parmak tavsiye peynir zamanı gelene kadar yiyin, Cadbury

goodness and very small and neat her finger effort she's just enough to give

iyiliğiyle dolu ve çok küçük ve düzgün parmak çabası,

yourself a treat very nice mr. Duncan do you like that song in fact cause if you

kendinize çok hoş bir muamele yapmaya yetiyor bay. Duncan bu şarkıyı gerçekten seviyor musun çünkü onu

ate that before you had you made me your mother would be very angry because you

bana yaptırmadan önce onu yeseydin annen çok kızardı çünkü

wouldn't eat your main meal because it would fill you up I like a finger of

ana yemeğini yemezdin çünkü seni doyururdu Ben bir parmak

fudge I don't it was my least favorite sweet you can't beat a nice finger

şekerleme severim ben sevmem en az sevdiğim tatlıydı güzel bir parmak

offense I couldn't eat like that I remember the

hücumunu yenemezsin böyle yiyemezdim

first time somebody gave me a Mars bar the first time I ever tried to eat a

birinin bana ilk kez mars bar verdiğini hatırlıyorum ilk kez bir mars bar yemeye çalıştığımda

Mars bar hmm I was probably about to try 14 a 13

hmm muhtemelen yapmak üzereydim 14 a 13

or 14 and that couldn't finish it I just love this image of you trying to eat a

veya 14 deneyin ve bu onu bitiremedi mars barı yemeye çalıştığınız bu görüntüye bayılıyorum

mars bar was it too heavy it was just Mars bars I don't know

çok ağır mıydı sadece mars barlarıydı

whether they've shrunk as they've got older no you've got bigger or I've got

Sahip oldukları kadar küçüldüler mi bilmiyorum daha büyük hayır, sen daha büyüksün ya da ben büyüdüm

big of it I could literally could not finish this Mars bar and I felt sick

bu Mars barını tam anlamıyla bitiremedim ve sonrasında kendimi hasta hissettim

afterwards okay and but now I could probably eat four but at the time there

tamam ve ama şimdi muhtemelen dört tane yiyebilirim ama o zamanlar

goes was so sweet very sweet I couldn't finish it there goes our sponsorship

çok tatlıydı çok tatlıydı ben bitiremedi

from Mars well we want lint that's who we want

Mars'tan sponsorluğumuz devam ediyor pekala tiftik istiyoruz istediğimiz kişi bu evet

yes Lindor by the way Linda our offer is still open if if you would like to if

Lindor bu arada Linda teklifimiz hala açık eğer

you would like to sponsor our show chocolate I'll show you later you can

şovumuza sponsor olmak isterseniz size çikolata göstereceğim daha sonra

sponsor the show you can say mr. Duncan's mr. Duncan's full English and

bay diyebileceğiniz gösteriye sponsor olabilirsiniz. Duncan'ın Mr. Duncan'ın tam İngilizcesi ve

live English is brought to you by Linda so just send me lots and lots of money

canlı İngilizcesi size Linda tarafından getirildi, bu yüzden İsviçre'de izliyorsanız bana çok ama çok para gönderin

if you're watching in Switzerland very nice all those lovely Swiss bank

çok güzel tüm o güzel İsviçre banka

accounts it's a it's a Sunday afternoon can you believe it and it is Easter

hesapları bugün bir Pazar öğleden sonra buna inanabiliyor musunuz ve Paskalya

Sunday Easter Sunday that is the reason why we are surrounded by chocolate I

Pazar Paskalya Pazarı işte bu yüzden etrafımızı çikolata sardı

have my chocolate it's April April has arrived yet and look this is what mr.

Çikolatam var nisan oldu daha nisan geldi ve bak bu ne bay.

Steve bought for me today a lovely golden egg and also a golden Burnie as

Steve bugün benim için çok güzel bir altın yumurta ve ayrıca altın bir Burnie aldı

well the egg was in a nice box which mr. Duncan has obviously thrown away I

ve yumurta güzel bir kutu içindeydi. Duncan bariz bir şekilde çöpe attı Ben

haven't it would have looked nice presented in there but never mind that

değil, orada sunulsa güzel görünürdü ama boşver,

looks quite nice on there it was surrounded by your pretty lights for

orada oldukça güzel görünüyor, merak edenler için güzel ışıklarınla ​​çevriliydi,

those who are wondering there is there is the box there it is so there is the

kutu orada, orada, yani orada. geldiği

box that it came in I think we were being sponsored by lint because that's a

kutu sanırım bize tiftik sponsoruydu çünkü bu da bir

lint on as well I'm saying lint many times yes lint

tiftik çünkü birçok kez tiftik evet tiftik

lydon yeah although it probably won't be spelt right on the subtitles it's better

lydon evet diyorum ama muhtemelen altyazılarda doğru yazılmayacak olsa da

to say Lindor actually because more people I think more people know it is

aslında Lindor demek daha iyi çünkü daha fazla insan bence

Lindell in this country yes interested in a

bu ülkede Lindell olduğunu biliyor evet bir

flint spell Li n D T yes obviously the D is silent the D is silent like in Duncan

çakmaktaşı büyüsüyle ilgileniyor Li n D T evet belli ki D sessiz D sessiz Duncan

uncle my name is uncle that's mr. emkin I've gone off the

amcadaki gibi benim adım amca o mr. emkin

Lindor eggs because they they don't last very long because they're full of stuff

Lindor yumurtalarını bıraktım çünkü çok uzun süre dayanmıyorlar çünkü malzemelerle dolular

they've got a soft gooey Center and I've gone off it it's too sweet

yumuşak yapışkan bir Merkezleri var ve ben de bıraktım çok tatlı

okay well it's obviously obviously is cheaper to produce them that way rather

tamam peki belli ki daha ucuz onları bu şekilde üretmek için

make you mad a solid chocolate yes I think so but yes I'm looking forward to

katı bir çikolatayı çıldırtmak yerine evet öyle düşünüyorum ama evet

sitting on the sofa later gonna say the toilets I probably have to go to the

kanepede oturmayı dört gözle bekliyorum daha sonra tuvaletleri söyleyeceğim muhtemelen Toyota'ya gitmem gerek

Toyota are worried chocolate of course is good for you in small amounts because

çikolatanın senin için iyi olduğundan endişeleniyorum küçük miktarlarda çünkü

it comes from the chocolate bean and contains a lot of nutrients a lot of

çikolata çekirdeğinden geliyor ve çok miktarda besin içeriyor, birçok

minerals and vitamins and all sorts of other sort of interesting factors there

mineral ve vitamin ve her türlü diğer ilginç faktör

are antioxidants is the word I was looking for chocolate in sir but they

var antioksidanlar var çikolata aradığım kelime efendim ama

say dark chocolate is better for you because that's more concentrated beam

bitter çikolata diyorlar sizin için daha iyi çünkü bu daha yoğun bir ışın

and contains more of the the beneficial components that the chocolate beam has

ve çikolata çubuğunun sahip olduğu faydalı

ingredients yes the factors the factors the factors annoyed so factors around

bileşenlerden daha fazlasını içeriyor evet faktörler faktörler rahatsız edici faktörler bu yüzden bileşenlerin etrafındaki faktörler

the components and endless for a moment there I thought you're going to suggest

ve bir an için sonsuz orada bunu önereceğinizi düşündüm

that chocolate grows on trees good for depression well chocolate you see how

çikolata ağaçta yetişir depresyona iyi gelir peki çikolata bakın nasıl

I'll keep saying here I've got lots of little phrases here yes let's have a

burada söylemeye devam edeceğim burada bir sürü küçük cümle var evet hadi bir bakalım

look get some of your lovely expression is the first one with that let me just

güzel ifadenizden bazılarını alalım bununla ilk olan

give me a chance you're always in such a hurry late now because everyone's seen

bana bir şans vereyim şans hep bu kadar acele ediyorsun çünkü herkes gördü

it no that's so don't worry nobody's seen it the mystery idioms very quickly

hayır bu yüzden merak etme kimse görmedi gizemli deyimler çok hızlı

here they are today's mystery idioms I've been asked to show the mystery

burada onlar bugünün gizemli deyimleri benden gizemli deyimleri göstermem istendi bir

idioms there is the first one a well known expression in English and there is

ilk var biri İngilizce'de iyi bilinen bir ifade ve

the second one and there is mr. Steve ah isn't that lovely

ikincisi var ve mr. Steve ah o kadar sevimli değil mi

I've eaten my way out of the egg yes oh if only Easter eggs were that big

yumurtadan çıktım yolumu yedim evet ah keşke paskalya yumurtaları o kadar büyük olsaydı

imagine that oh my goodness very nice so the answers to the mystery

hayal et ki aman allahım çok güzel yani gizemli

idioms coming later on so you have some phrases some expressions to do with

deyimlerin cevapları daha sonra geliyor yani bazı deyimleriniz var bazı ifadeler

sweet things if I'm talking we need to rehearse this before we come home

tatlı şeylerle ilgili konuşacaksam eve gelmeden önce bunun provasını yapmalıyız provaya

there's no need for rehearsal sister thing what I'm explaining you just wait

gerek yok abla şey ne anlatıyorum sen sadece noktayı bekle

for the full stop you know you might need your magnifying

biliyorsun yapabilmek için büyütece ihtiyacın olabilir noktanın

glass to be able to see where the full stop is that's better I like that I like

nerede olduğunu gör bu daha iyi hoşuma gidiyor o

that look just stay like that it's saying no I'm not saying anything

bakışı seviyorum öyle kal diyor ki hayır bir şey söylemiyorum

can I talk now yes this is just a little quick expression they often say that

şimdi konuşabilir miyim evet bu sadece biraz hızlı bir ifade sık sık

chocolate is the food of the gods okay yeah they do I've never heard of

çikolatanın gıda olduğunu söylerler tanrılar tamam evet yapıyorlar bunu hiç duymadım

that well it's true it's a fact the food of the gods because it's so delicious

iyi bu doğru bu bir gerçek tanrıların yemeği çünkü çok lezzetli

and so lovely I always thought ambrosia was the food of the gods well it may be

ve çok güzel her zaman ambrosianın tanrıların yemeği olduğunu düşünmüştüm eh öyle olabilir

but chocolate is as well so there we go there's one how about this one mr.

ama çikolata da öyle işte bir tane var, buna ne dersiniz bayım?

Duncan life is like a box of chalk or for

Duncan'ın hayatı bir tebeşir kutusu gibi ya da

business so that's from Forrest Gump ah well yeah that'd wait there

iş için yani bu Forrest Gump'tan ah evet orada beklerdim

I thought I was on now you're butting in with me now no it's split screen life is

sanıyordum şimdi benimle uğraşıyorsun hayır bu bölünmüş ekran hayat

like a box of chocolate my mother always said life is like a box of chocolates

bir kutu çikolata gibi benim annem her zaman hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerdi tam olarak

you never know what you're gonna get exactly so what that means is that life

ne alacağını asla bilemezsin bu ne anlama gelir hayat

is often unexpected so just like a box of chocolates that contains lots of

genellikle beklenmediktir yani tıpkı bir kutu çikolata gibi pek çok

different flavors shapes sometimes you just don't know what you're going to get

farklı tat şekli içerir bazen öyle olmaz ne alacağınızı bilin

and that expression has been around long before the film Forrest Gump okay but it

ve bu ifade Forrest Gump filminden çok önce vardı tamam ama

was popularized in the film and slightly adapted I didn't expect to lose my job

filmde popüler hale getirildi ve biraz uyarlandı işimi kaybetmeyi beklemiyordum

but hey life is like a box of chocolates so it just means that sometimes

ama hey hayat bir kutu çikolata gibi yani bu sadece bazen

unexpected things come along yes just like a box of chocolate I always say

beklenmedik şeylerin ortaya çıktığı anlamına gelir evet tıpkı bir kutu çikolata gibi Her zaman

that life is like a box of chocolates it's full of nuts

hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerim o fındıklarla dolu

well there's one sitting over there it's just like this show you never know

orada bir tane oturuyor tıpkı bu şov gibi sırada ne çıkacağını asla bilemezsin

what's gonna come up next no one knows Duncan's liveing this show there that

Duncan'ın orada yaşadığını kimse bilmiyor, bu

it's like a box of chocolates yes Gabrielle up next Gabrielle Drake

bir kutu çikolata gibi, evet Gabrielle sırada Gabrielle Drake

I saw her the other day I met her in Much Wenlock because she lives here and

Geçen gün onu gördüm, Much Wenlock'ta onunla tanıştım çünkü o burada yaşıyor ve benden

she asked for my autograph she said she's heard of me she does look

imza istedi, beni duyduğunu söyledi

like a doll hello mr. Duncan I've heard of you are you Julian are you on YouTube

bir bebeğe benziyor merhaba bayım. Duncan seni duydum Julian sen YouTube'da sen misin

I said yes I am I'm an English teacher he's

Evet dedim ben bir İngilizce öğretmeniyim o

their expression death by chocolate idea death by chocolate it's a sort of a sort

onların ifadesi çikolatadan ölüm fikri çikolatadan ölüm bu bir tür

of flippant phrase I have a feeling that might be off or our fate exactly because

küstahça ifade İçimde öyle bir his var kapalı olmak ya da kaderimiz tam olarak çünkü

obviously chocolate is is very nice but consumed in large quantities you could

açıkça çikolata çok güzel ama çok miktarda tüketildiğinde

imagine it would be very bad for you because it's high in fat and sugar

bunun sizin için çok kötü olacağını hayal edebilirsiniz çünkü yağ ve şeker oranı yüksek

mm-hmm so this expression death by chocolate often refers to if somebody

gives you a big chocolate cake like a triple chocolate layered cake so the

sen büyük bir çikolatalı kek, üç kat çikolatalı kek gibi, yani

chocolate on top the the sponge is made of chocolate the filling is made of

üstteki çikolata pandispanya çikolatadan, dolgu çikolatadan yapılmış,

chocolate this there's this chocolate on top and you were to eat two or three

üstte bu çikolata var ve bundan iki üç

slices of that you would often you would say that that's death by chocolate and

dilim yiyecektin, sık sık yerdin bunun çikolatadan ölüm olduğunu söylerdim ve

in fact I think there was a brand of of confectionery a brand of chocolate cake

aslında bence satın alabileceğiniz bir şekerleme markası vardı, kelimenin tam anlamıyla çikolata tarafından ölüm olarak adlandırılan bir çikolatalı kek markası vardı,

that you could buy that was called literally death by chocolate so

bu yüzden

sometimes people use that expression here's another one chocolate box

bazen insanlar bu ifadeyi kullanır işte başka bir çikolata kutusu

chocolate box what will a chocolate box is a box of chocolates but if you

çikolata kutusu ne olacak bir çikolata kutusu bir kutu çikolatadır ama

describe something that seems to be unreal to perfect and very attractive

gerçek dışı ile mükemmel ve çok çekici görünen bir şeyi tanımlarsanız,

you can say that it's got a chocolate box look about it that maybe it looks a

onun bir çikolata kutusu olduğunu söyleyebilirsiniz, buna bakın, belki

bit like a fairytale so sometimes you go into a village and you see this on

biraz peri masalı gibi görünür, bu yüzden bazen köy ve bunu televizyonda görüyorsunuz

television a beautiful picturesque village and all the houses look perfect

güzel bir pitoresk köy ve tüm evler mükemmel görünüyor

and they look like something out of a fairy tale you say that this lovely

ve bir peri masalından fırlamış gibi görünüyorlar bu sevimli

village is full of chocolate box houses so it just means something that's a bit

köyün çikolata kutularından evlerle dolu olduğunu söylüyorsunuz yani bu biraz gerçek dışı bir şey anlamına geliyor

unreal - perfect oh that's beautiful and what that just looks like a

- mükemmel oh bu çok güzel ve bu nasıl bir

chocolate box village do you see what I'm saying there mr. Duncan I do see

çikolata kutusu köyüne benziyor orada ne dediğimi anlıyor musunuz bayım? Duncan,

what you are so really when you disappear off the screen I think you've

gerçekten ne olduğunu görüyorum, ekrandan kaybolduğunda,

disappeared out of the room it's quite strange no it's it I'm still here

odadan kaybolduğunu düşünüyorum, bu oldukça garip, hayır, ben hala buradayım,

something that seems unreal this this live stream feels a bit unreal today to

gerçek dışı görünen bir şey, bu canlı yayın bugün biraz gerçek dışı geliyor

be honest oh then we were looking at chocolate thing here's something that I

dürüst ol oh o zaman çikolata olayına bakıyorduk işte eskiden

used to eat a lot of by the way Steve it's it when I was a kid and here here

çok yediğim bir şey bu arada Steve o ben çocukken ve işte

we go did you ever eat gob stoppers I did

başlıyoruz hiç gob tıpa yedin mi ben yaptım

gobstoppers do you have any now no idea what should we do

gobstoppers şimdi var mı ne yapmamız gerektiği hakkında hiçbir fikrim yok, bu

that's a shame but I used to eat gobstoppers and some of them were so big

utanç verici ama ben eskiden gobstoppers yerdim ve bazıları o kadar büyüktü ki

you could just about get them into your mouth they were massive some of the

onları neredeyse ağzınıza sokabilirdiniz, devasaydılar, bazı

gobstoppers were huge and of course the word gob gob means mouth yes a slang

gobstoppers çok büyüktü ve tabii ki gob gob kelimesi ağız anlamına gelir evet

word for mouth a slang word for mouth gob yeah I can't believe you could buy

ağız için bir argo kelime ağız için bir argo kelime evet, bunları satın alabileceğine inanamıyorum,

these they were giant you could just about get them in your mouth and they

onlar devdi, onları neredeyse ağzına alabilirdin ve

would they were made a very very rock-hard sugar and they would take ages

çok çok çok sert bir şeker yapılırlardı ve alırlardı

to dissolve and you couldn't speak and I'm surprised I don't know if you can

Çözülecek çağlar var ve konuşamıyorsun ve şaşırdım

still buy them because I would imagine you could probably choke on them I would

Hala satın alabilir misin bilmiyorum çünkü muhtemelen onları yutacağını düşünürdüm

imagine we've banned them though I wouldn't be surprised if if gobstoppers

Onları yasakladığımızı hayal ederdim ama şaşırmazdım eğer şekerlemeler

have now been banned sweets of course I don't know so much now but certainly

şimdi yasaklandıysa tatlılar tabii ki şimdi çok fazla bilmiyorum ama kesinlikle

when we were growing up were full of all kinds of artificial flavorings and

biz büyürken çocuklar için her türlü soruna neden olduğu kanıtlanmış veya kanıtlanmış her türlü yapay tatlandırıcı ve

colorings which have been proven or proven to cause all sorts of problems

renklendiricilerle doluyduk

for children yes sort of behavioral problems tartrazine was one of the ones

evet Tartrazin o

that was talked about a lot at the time but all those horrible red orange yellow

zamanlar hakkında çok konuşulanlardan biriydi ama öldüğü tüm o korkunç kırmızı turuncu sarı tartrazin

he dies there was one in particular tartrazine which was sunset yellow

vardı, özellikle tartrazin gün batımı sarısı

sunset yellow the app and they were they're all they're all industrial dyes

gün batımı sarısıydı ve hepsi onlardı. Hepsi endüstriyel boyalar

the basic chemicals artificial colorings which are very bad for you anyway back

temel kimyasallar yapay renklendiriciler ki bu sizin için çok kötü zaten

to something nice eeen umbers sweeties do you remember

güzel bir şeye geri dönelim tatlım

fruit salad - I do do you remember the cheese yes and and they only cost one

meyve salatasını hatırlıyor musunuz - peyniri hatırlıyor musunuz evet ve ve her biri sadece bir

penny one penny each and of course there was the other Black Jacks

kuruşa mal oluyor ve tabii ki diğer Black Jack'ler de vardı,

do you remember Black Joe I do indeed yeah they had though they were actually

Black Joe'yu hatırlıyor musun, gerçekten hatırlıyorum, evet onlar aslında meyan kökü olsalar da

licorice licorice chews mmm actually no they were aniseed I beg your

meyan kökü çiğniyor mmm aslında hayır, özür dilerim, yanılmışım,

pardon I'm wrong they were actually aniseed

aslında anason

flavor they make your teeth go black and a tongue I used to like putting them

aromasıydılar, dişlerinizi karartıyorlar ve onları dişlerimin üzerine koymayı sevdiğim bir dil

over my teeth and then it looked as if I had no teeth yes but of course the they

ve sonra sanki hiç dişim yokmuş gibi görünüyordu evet ama tabii ki

are still available but they've taken the they've taken the character off the

hala mevcutlar ama almışlar karakteri önden çıkardılar

front can you see I'm not surprised I'm not surprised so a lot of people now

görüyor musun ben 'Şaşırmadım Şaşırmadım bu yüzden pek çok insan şimdi

find that particular thing offensive but but you can still get Black Jacks it's

bu belirli şeyi saldırgan buluyor ama yine de Black Jacks alabilirsiniz,

just that the the the chap the guy on the front has now gone I'm not surprised

sadece öndeki adam şimdi gitti,

disappear that we don't offend anyone yes so there we mentioned ice cream

kaybolmasına şaşırmadım kimseyi gücendirmiyoruz evet o yüzden

earlier or at least one of my live chatters mentioned ice cream and there

daha önce dondurmadan bahsetmiştik ya da en azından canlı sohbetçilerimden biri dondurmadan bahsetmişti ve işte

it is look oh now this is one of my favorite treats a nice ice cream in a

bak oh şimdi bu benim en sevdiğim ikramlardan biri bir külahta güzel bir dondurma

cone a little cone a wafer cone but also they put they put a lovely flake inside

biraz külah a gofret külahı ama aynı zamanda içine çok güzel bir pul koyuyorlar,

do you know what these are called Steve they're called 99 99 99 and I don't know

bunların ne dendiğini biliyor musunuz Steve, 99 99 99 olarak adlandırılıyorlar ve

why they're called 99 at all you would always ask the ice-cream man you would

neden 99 olarak adlandırıldıklarını bilmiyorum, her zaman dondurmacıya sorarsınız

say hello can I have a 99 I mean I get that yes you get the chocolate in the

merhaba diyeceksiniz 99 alabilir miyim yani anladım evet arabanın tepesindeki çikolatayı alıyorsunuz 99 ların

top of the car the disappointing thing about 99 s is that they don't that's

hayal kırıklığı yaratan yanı onların olmaması bu

obviously the chocolate they put in there is called a flake hmm but the

belli ki oraya koydukları çikolataya pul deniyor hmm ama

original Cabrera's flakes of course are very tasty

orijinal Cabrera's pulları elbette çok lezzetli

hmm but when you go to an ice-cream salesman and he puts the the chocolate

hmm ama bir dondurma satıcısına gittiğinizde ve o çikolata pulunu koyduğunda

flake in he's not using Cabrera's flake he's using so I've got a very cheap

Cabrera'nın pulunu kullanmıyor, bu yüzden çok ucuz bir

chocolate which tastes revolting and you know that you know the thing that always

çikolatam var ve tadı iğrenç ve siz Beni her zaman

worried me is well Stephen I never really knew where his fingers had been

endişelendiren şeyin iyi Stephen olduğunu biliyorsun, parmaklarının tam olarak nerede olduğunu asla bilemedim,

exactly he'd serve you with the ice cream in and he'd picked the flake up

sana dondurmayla birlikte hizmet ederdi ve pulları alıp

and and push it into the ice cream but no grazia says the gobstoppers

dondurmanın içine iterdi ama no grazia,

jawbreakers in Canada they are and Abril who's from Mexico says that when he eats

Kanada'daki gobstoppers çene kırıcı olduklarını söylüyor ve Meksikalı Abril,

chocolate it makes her his face suffer I presume lots of pimples and spots yes

çikolata yediğinde yüzünün acı çektiğini söylüyor.

yes now that's a bit of an old wives tale apparently I I were talking about

we were talking about old wives tales last week apparently it's not really

geçen hafta kocakarı masallarından bahsediyorduk, görünüşe göre bunun

supposed to be true but I would think it is if you eat lots of fatty food it

doğru olması gerekmiyor ama bence çok fazla yağlı yemek yersen bu onu

makes her it makes you your skin go very spotty hmm but so I think probably

cildinin çok sivilceli olmasına neden oluyor hmm ama bu yüzden muhtemelen

people are reacting to it and maybe when you're young as well yes I think if

insanların tepki verdiğini düşünüyorum buna ve belki siz de gençken evet bence

you're young because you can get spots anyway so maybe some people think that

gençseniz çünkü yine de lekeleriniz olabilir, bu yüzden belki bazı insanlar

the spots are appearing because of the chocolate but maybe it's just because

lekelerin çikolata yüzünden ortaya çıktığını düşünüyor ama belki de bu sadece

they are maybe adolescent yes and maybe you're craving chocolate a particular

ergen oldukları için olabilir evet ve belki de ergenlik çağındayken hormonlarınızın yüksek olduğu ayın belirli bir döneminde canınız çikolata çekiyordur

time of the month when your hormones are high when you're an adolescent and so

ve bu nedenle

your unit that the spots are going to come at the same time anyway

lekelerin zaten aynı anda gelmesi bir

could be coincidence I never I wonder if anyone's ever thought of that before I'm

tesadüf olabilir hiç kimsenin aklına gelir mi acaba Ben

so clever what was it what was your idea my idea was that because Gough tan with

çok zeki olmadan önce, senin fikrin neydi, benim fikrim şuydu:

chocolate you craved chocolate it's certain isn't pregnant women often crave

Çikolatayla bronzlaştığın için çikolataya can atıyorsun, hamile kadınların

chocolate for fu so if you crave it maybe you're craving it because at

çikolatayı genellikle fu için can atmadığı kesin, bu yüzden canın can atıyorsa belki de can atıyorsundur. çünkü

certain times of the month hormones in your body particularly when you're going

ayın belirli zamanlarında vücudunuzdaki hormonlar, özellikle ergenlik döneminden geçerken,

through adolescence coursing through you vent all sorts of hormones and maybe

her türlü hormonu dışarı atarsınız ve belki de ayın

they're causing cravings at certain times of the month so you crave

belirli zamanlarında aşermeye neden olurlar, bu nedenle

chocolate because your hormones are all over the place so you eat lots of

hormonlarınız bittiği için canınız çikolata çeker. yer, böylece bol bol

chocolate and you get spots but you would have got spots anyway because your

çikolata yersin ve benlerin olur ama yine de benlerin olur çünkü

hormones were up hmm maybe just my idea hmm I wish I'd asked now but yes I think

hormonların yükselmiştir hmm belki sadece benim fikrim hmm keşke şimdi sorsaydım ama evet bence

I think people do do sometimes say that you are what you eat

insanlar bazen diyor ki sen ne yediğinizdir

so if you eat lots of rubbish they think that your body will be unhealthy I'm not

yani çok fazla çöp yerseniz vücudunuzun sağlıksız olacağını düşünürler

sure how true that is I think it depends on the person so some people can eat

bunun ne kadar doğru olduğundan emin değilim bence bu kişiye bağlıdır bu yüzden bazı insanlar

lots of rubbish and never get ill or or never put weight on whilst other people

çok fazla çöp yiyebilir ve asla hastalanmayabilir veya asla diğer insanlar

just eat a little bit of something and become

biraz bir şeyler yiyip

SiC or maybe their skin becomes very very blemished it all disappears I mean

SiC olurken diğer insanlar kilo alırken ya da belki derileri çok çok lekelenir ve hepsi kaybolur yani eskiden

I used to get lots of bad spots have schools got Scouts to get them up here

çok kötü noktalar alırdım okullar onları buraya toplayacak İzciler vardı

and I've sort of got scars there from when I was a teenager oh I see but they

ve ben Orada gençliğimden kalma yara izlerim var, görüyorum ama

go away eventually in fact when they do go away you're quite disappointed

sonunda yok oluyorlar aslında gittiklerinde oldukça hayal kırıklığına uğruyorsun

because it means you no longer I was getting spots well into the 30s and 40s

çünkü bu artık 30'lu ve 40'lı yıllara kadar benler alamıyordum, bu

so I never really grew up I must we must stop speaking about chocolate no we're

yüzden asla gerçekten büyüdüm çikolata hakkında konuşmayı bırakmamız gerekiyor hayır

not gonna start talking about chocolate here we go chocolate chocolate chocolate

çikolata hakkında konuşmaya başlamayacağız işte başlıyoruz çikolata çikolata çikolata

Lindt chocolate the best shop in the world smooth gorgeous luxurious

Lindt çikolata dünyanın en iyi mağazası pürüzsüz muhteşem lüks

chocolate enjoy expect a check in the post next week enjoy the chocolate why

çikolata keyfini çıkarın haftaya gönderiyi kontrol etmeyi bekleyin keyfini çıkarın çikolata neden

don't you give send all your paypal details to to lint yeah I can tell you

tüm paypal detaylarınızı to lint'e göndermiyorsunuz evet

directly if anyone from Lindor is watching could you please send us some

Lindor'dan biri izliyorsa size doğrudan söyleyebilirim lütfen bize biraz para gönderir misiniz

money to my to my PayPal account it's okay because we've given you a very good

benim PayPal hesabıma sorun değil çünkü size çok şey verdik

promotion today we have for nothing it's cost nothing does I know your PayPal

bugün iyi bir promosyonumuz var bedavaya maliyeti yok mu PayPal

account and everybody's advertised I don't know where it is it's not around

hesabını biliyorum ve herkese ilan verilmiş Nerede olduğunu bilmiyorum buralarda değil zaten

here I wasn't planning on doing it today anyway I brought some more sweet related

bugün yapmayı planlamıyordum daha tatlı ilgili evet

yes idioms let's have another eye candy Oh

deyimleri getirdim hadi başka bir göz şekerim var Oh

eye candy that's all in focus yeah a personal fate or personal thing that is

göz şekerim hepsi odakta evet kişisel bir kader ya da

nice to look at but has little substance or appears to have little substance so

bakması güzel ama çok az özü olan ya da çok az özü var gibi görünen kişisel bir şey yani

something that's good looking I don't know maybe there's somebody here who's

iyi görünen bir şey Bilmiyorum belki burada olağanüstü biri var

extraordinary good looking oh thank you Steve

güzel görünüyor oh teşekkür ederim Steve teşekkür

thank you that's very kind that is nice to look at but hasn't got much substance

ederim bu çok nazik bakması güzel ama üst katta pek madde yok

upstairs that's the idea behind eye candy it's normally somebody or

göz alıcı olmanın arkasındaki fikir bu

something that is just nice to look at doesn't always mean that so for example

örneğin

here either is a way of using the expression eye candy her new boy

burada ya göz şekerim ifadesini kullanmanın bir yolu onun yeni erkek

friend is a nice bit of eye candy but there's nothing much upstairs so he's

arkadaşı güzel bir parça göz şeker ama üst katta pek bir şey yok bu yüzden

gorgeous handsome but he's a bit thick a bit of an idiot just a bit bit of our

muhteşem yakışıklı ama biraz kalın biraz salak sadece biraz

eye candy on your arm so something tonight to look at but something nice to

gözümüzün önünde kolunda şeker yani bu gece bakılacak bir şey ama bakmak güzel bir şey

look at you can say that of course the other way round

diyebilirsin ki tam tersi

his new girlfriend is a bit of eye candy but she's not very intelligent so you

onun yeni kız arkadaşının biraz gözü şeker ama o çok zeki değil bu yüzden

can say it both ways round so something is there is attractive superficially but

her iki şekilde de söyleyebilirsin yani bir şey yüzeysel olarak çekicilik var ama

there's no depth to them they're just eye candy

derinlikleri yok onlar sadece göze hoş geliyor

hmm so if you sort of film this film is full of eye candy but the plot is is

hmm yani bir film çekerseniz bu film göz şekerleriyle dolu ama olay örgüsü

hopeless okay so a show full of beautiful people but there's nothing

umutsuz tamam yani güzel insanlarla dolu bir gösteri ama başka pek bir şey yok

much else going on it's just really a feast for your eyes

devam etmek gerçekten gözleriniz için bir

that's eye candy but you can also it doesn't have to be a person sometimes

ziyafet ama aynı zamanda bir insan olmak zorunda da değilsiniz bazen

you can describe objects as eye candy so if you like beautiful cars and a load of

nesneleri göz alıcı olarak tanımlayabilirsiniz, bu yüzden güzel arabaları seviyorsanız ve bir sürü

you know Ferraris go by you could say that they were eye candy mmm although of

Ferrari'nin yanınızdan geçtiğini bilirsiniz. göz alıcı olduklarını söyleyebilirdi mmm,

course there's a lot of substance to to a Ferrari but sometimes you can describe

tabii ki bir Ferrari için çok fazla madde olmasına rağmen, bazen

objects as eye candy but traditionally it's people yes something that is there

nesneleri göz alıcı olarak tanımlayabilirsiniz, ancak geleneksel olarak insanlardır, evet, orada olan bir şeydir,

you go there to be to have pleasure from from looking at it yes the visual yeah

oraya bakmaktan zevk almak için gidersiniz. o evet görsel evet

so just super visual visual it's visually stimulating but but that's it

yani sadece süper görsel görsel görsel olarak uyarıcı ama ama bu kadar ama başka

but there's nothing much else to it okay there sometimes we all need a bit of eye

pek bir şey yok tamam orada bazen hepimizin biraz göz

candy we do yes there's a lot of English teachers now on YouTube who might be

şekerine ihtiyacı var evet yapıyoruz evet şu anda YouTube'da olabilecek bir sürü İngilizce öğretmeni var

subscribed might be described as eye candy

abone olmak göze hoş gelen

oh nice one mr. dog yes Touche nothing much to them yeah they're nice

oh güzel bir bay olarak tanımlanabilir. köpek evet Onlara pek bir şey dokunmayın evet

to look at yes naming no names another one Steve like a kid in a sweet shop oh

bakmaları güzel evet başka bir isim vermek yok Steve tatlı dükkanındaki bir çocuk gibi oh

yes or like a kid in a candy store we're going to be American candy of course is

evet ya da şekerci dükkanındaki bir çocuk gibi Amerikan şekeri olacağız elbette

the is what Americans called sweets we call them sweet

Amerikalıların tatlı dediği şey, biz onlara tatlı diyoruz,

it's here in the UK Americans Gordon candy and once the doors a sweet shop if

burada Birleşik Krallık'ta Amerikalılar Gordon Candy ve bir zamanlar bir tatlı dükkanının kapıları

you want to be very posh you can say confection of confectionery nobody says

çok şık olmak istiyorsanız şekerleme şekerleme diyebilirsiniz

confectionery anymore but to sweet shop or in the Yuliya or in the US a candy

artık kimse şekerleme demiyor ama tatlı dükkanına veya Yuliya'ya ya da ABD'de bir şekerci

store right so like a kid in a sweet shop what does that mean that means to

dükkânındaki bir çocuk gibi, bir şekerci dükkânındaki bir çocuk gibi bu,

be very excited about your surroundings and act like a child or in a silly way

çevreniz hakkında çok heyecanlanmak ve bir çocuk gibi ya da aptalca davranmak ne anlama geliyor?

so mr. Duncan on Friday saw the famous actress and was like a kid in a sweet

Duncan Cuma günü ünlü aktrisi gördü ve şekerci dükkanındaki bir çocuk gibiydi,

shop he was just very excited it just reduces you back to acting like a child

sadece çok heyecanlandı, bu sizi tekrar çocuk gibi davranmaya itiyor,

that's true you don't have any you're not thinking you're not self-conscious

bu doğru, sizde hiç yok, kendiniz olmadığınızı düşünmüyorsunuz-

anymore just like children are not self-conscious they just do whatever

artık bilinçli, tıpkı çocuklar kendilerinin bilincinde değiller gibi, sadece

they want to do and they're not thinking about it so become very excited if you

yapmak istedikleri şeyi yapıyorlar ve bunu düşünmüyorlar, bu yüzden çok heyecanlanın, eğer

want to see my puddle dance let's have a little break for a moment and then we'll

benim su birikintisi dansımı görmek istiyorsanız, bir an için küçük bir ara verelim ve sonra biz'

have a puddle dance so this is my new trend Steve that I'm trying to set it's

Bir su birikintisi dansı yapacağım, bu benim yeni trendim Steve, bu

a brand new dance and I think by the end of the year

yepyeni bir dans yaratmaya çalışıyorum ve bence yıl sonuna kadar

everyone and I mean everyone will be doing this

herkes ve yani herkes bunu yapıyor olacak

TBD boo it's a Sunday afternoon it's the first of April but here in the UK you

TBD boo bugün bir Pazar öğleden sonra 1 Nisan ama burada Birleşik Krallık'ta

cannot you cannot play an April Fool's prank now because it's after midday so

yapamazsınız 1 Nisan Şakası şakasını şu anda oynayamazsınız çünkü gün ortasından sonradır bu yüzden

you can only play an April Fool's joke in the morning but you can't do it after

sadece sabahları 1 Nisan Şakası oynayabilirsiniz ama öğlenden sonra yapamazsınız

midday or else the person playing the prank becomes the fool mm-hmm and of

veya şakayı yapan kişi aptal olur mm-hmm ve

course besides myself it's also mr. Steve there he is

tabii ki benim yanı sıra o da bay. Steve işte o

hello so we have some sweet things to talk about today and we are talking

merhaba, bu yüzden bugün konuşacak bazı tatlı şeylerimiz var ve canlı bir sohbette de

about sweet expressions and sweet idioms as well things to do with sugar also on

tatlı ifadeler ve tatlı deyimlerin yanı sıra şekerle ilgili şeylerden bahsediyoruz

a live chat King Afghan says I love your episodes mr. Duncan thank you very much

. Duncan çok teşekkür ederim

I hope you will become or I hope you are a regular u.s. oh look what Olga says

umarım sıradan bir u.s. olursun. oh bak Olga ne diyor

there we are all like a kid in a sweet shop where mr. Duncan reads our messages

orada hepimiz bay şekerci dükkanındaki bir çocuk gibiyiz . Duncan mesajlarımızı okuyor

oh you get very excited you get very excited very nice the Wong is here is

oh çok heyecanlanıyorsunuz çok heyecanlanıyorsunuz çok güzel Wong burada o

that clean mr. Duncan oh are you talking about my boots and doir also says this

temiz bay. Duncan oh botlarımdan mı bahsediyorsun ve doir ayrıca bu

Easter Sunday is also April Fool's Day that is very unusual that April Fool's

Paskalya Pazarının aynı zamanda 1 Nisan Şakası Günü olduğunu söylüyor ki bu çok sıra dışı bir şekilde 1 Nisan'ın

Day is on Easter Sunday I don't ever remember it being because Easter is very

Paskalya Pazarına denk gelmesi Paskalya olduğunu hiç hatırlamıyorum çünkü Paskalya

early this year the Easter celebration is a moveable celebration so it's

bu yıl Paskalya kutlaması için çok erken hareketli bir kutlamadır, bu yüzden

usually later is it is it not mr. Duncan it does depend it depends on how are the

genellikle daha sonra olur, öyle değil mi bay? Duncan,

other weeks and days fall it because it's all related to Sundays and days

diğer haftaların ve günlerin nasıl düştüğüne bağlı çünkü hepsi Pazar günleri ve

after certain religious festivals so it does tend to move around a little bit so

belirli dini bayramlardan sonraki günlerle ilgili, bu yüzden biraz hareket etme eğiliminde, bu yüzden

that's the reason why Easter is is always moving backwards and forwards hmm

Paskalya'nın her zaman geriye doğru hareket etmesinin nedeni bu. ileri hmm

I think last year it was much later yeah this year it this year it's earlier and

sanırım geçen yıl çok daha sonraydı evet bu yıl bu yıl daha erken ve

I think it's slightly odd that if you are if

bence biraz tuhaf, eğer

a religious person mm-hmm celebrating Easter day which is supposedly when

dindar biriyseniz mm-hmm Paskalya gününü kutlarsanız, ki bu sözde

Christ was resurrected from the dead you wouldn't really want to fall on the same

İsa'nın ölümden diriltildiği zamandır. 1

day as April Fool's Day no I could come up with all sorts of inappropriate

Nisan Şakası Günü ile gerçekten aynı güne denk gelmek istiyorum hayır bununla ilgili uygunsuz her türlü şeyi bulabilirim

things to do with that to do with that but I won't because that would be

ama yapmayacağım çünkü bu

disingenuous to religious people yes so we won't do that here but another

dindar insanlar için samimiyetsiz olur evet bu yüzden kazandık 'bunu burada yap ama başka bir

expression Lincoln's face has gone very well

ifade Lincoln'ün yüzü çok iyi gitti

eyes are going very wide he went to put wonders what I'm gonna say next I was

gözleri çok genişliyor merak etmeye gitti bundan sonra

wondering what you were going to say next

ne söyleyeceğimi merak ediyordum bundan sonra ne diyeceksin

I'm going to say this next I'm going to say here's an expression that something

bundan sonra bunu söyleyeceğim ben Burada bir şeyin

is sugar or candy coated you can say you can use it both words if you're American

şeker veya şeker kaplı olduğunu söyleyeceğim, her iki kelimeyi de kullanabileceğini söyleyebilirsin, eğer Amerikalıysan bir

you would say something is candy coated if you're English you would say it was

şeyin şeker kaplı olduğunu söylersin, İngilizsen bir şeyin

sugar coated okay and what that is is it's an attempt to make something appear

şeker kaplı olduğunu söylersin, tamam ve yani olumsuz yanlarını azaltmak için bir şeyi

better than it really is in order to less lessen the negative

gerçekte olduğundan daha iyi gösterme çabası

aspects of it so you sugarcoat something you can decode something so you've got

yani bir şeyi şekerle kaplarsın bir şeyi deşifre edebilirsin böylece

bad news to say but you don't want to straightaway tell them all about the bad

söyleyecek kötü haberlerin olur ama söylemek istemezsin hemen onlara kötü

news so you you say a few good things first to try and sweeten it to

haberleri anlatın, böylece önce birkaç iyi şey söyleyin ve onu şekerle tatlandırın, orada

candy-coat it do you see what I'm doing there mr. Duncan so for example I've got

ne yaptığımı görüyor musunuz bayım ? Duncan, örneğin

a few examples here but you might be able to come up with some as well for

burada birkaç örneğim var ama sen de bulabilirsin,

example if you had a lovely company car and your boss wanted to take that away

örneğin güzel bir şirket araban varsa ve patronun onu senden alıp sana daha ucuz

from you and give you a smaller less expensive car he might he might

bir araba vermek isterse araba

sugarcoat it the news the bad news a bit by saying oh your new company cow it's a

o kötü haberi ah, yeni şirket ineğin

beautiful red color our and it does over 60 miles to the gallon

güzel bir kırmızı renk bizim ve galona 60 milden fazla yol yapıyor

and then you see it it's um beaten up horrible little car but he's tried to

ve sonra onu hırpalanmış korkunç küçük araba diyerek kötü haberi biraz süsleyebilir ama o

put the positives of it first to try and sugarcoat it

önce olumlu yanlarını koymaya çalıştım ve onu şekerle kaplamaya çalıştım

say you were had to move house you had to downsize your house and you had to

evi taşımak zorunda kaldın demek evini küçültmek zorundaydın ve

explain it to your children you might say oh oh whoa

bunu çocuklarına açıklamak zorundaydın oh oh whoa

that the house it's got a a beautiful backyard you'd be able to play football

o evin güzel bir arka bahçesi var diyebilirsin içinde futbol oynayabilirdi

in it but then he's you know you've got to he's got to share the share the room

ama sonra o sen bilirsin ki odayı kız kardeşinle paylaşmak zorundadır

with your sister so you're trying to sugarcoat bad news you're trying to put

bu yüzden kötü haberleri şeker gibi göstermeye çalışıyorsun bir

a positive spin on something that in fact is bad really quite not very nice

şeye pozitif bir hava katmaya çalışıyorsun bu aslında kötü gerçekten oldukça pek hoş değil

can you think of any examples of sugarcoating something there we go you

herhangi bir şeker kaplama örneğini düşünebilir misiniz işte başlıyoruz

can also say soften the blow soften the blow yes exactly so soften the blow is

yumuşat darbeyi yumuşat darbeyi evet tam olarak yumuşatmak darbeyi

to sugar coat or candy coat something you you try to break the bad news to

şeker kaplamaya veya şeker kaplamaya çalıştığınız bir şeydir diyebilirsiniz onlara kötü haberi ver

them Jen gently gently so you candy coat something or you

Jen nazikçe nazikçe bir şeyi şekerle kaplarsın ya da bir

sugarcoat something you make it easier to accept so what you say is may be

şeyi şekerle kaplarsın, kabul etmeyi kolaylaştırırsın böylece söylediğin şey

hurtful or maybe it will disappoint the other person so you sugarcoat it you

incitici olabilir ya da belki diğer kişiyi hayal kırıklığına uğratır, bu yüzden onu

candy coat it you say it in a way where they won't be let down too much or too

şekerle kaplarsın onu söylersin çok fazla ya da çok

harshly you forgot to get somebody a birthday present or you forgot their

sert bir şekilde hayal kırıklığına uğramayacakları bir şekilde birine doğum günü hediyesi almayı unuttunuz ya da

birthday and you might try and sugar-coated of it by saying or oh yeah

doğum gününü unuttunuz ve ya da oh evet bu harika bir şeydi diyerek deneyip şekerle kaplayabilirsiniz. Bugün

it was just a wonderful birthday you're having today I know it you know you

doğum günün var biliyorum

haven't got them a present but you're trying to you're trying to try and

onlara bir hediyen olmadığını biliyorsun ama denemeye çalışıyorsun

sugarcoat it to pretend that you haven't forgotten that it's their birthday yes

onların doğum günü olduğunu unutmamış gibi davranmaya çalışıyorsun evet

maybe send them a text in the morning or something like that but you should have

belki gönder sabah bir mesaj ya da onun gibi bir şey ama

sent them a birthday card so that sugar coating here's another one it's like

onlara bir doğum günü kartı göndermeliydin ki şeker kaplama işte

taking candy from a baby this is this is slang really for what is an easy task to

bir bebekten şeker almak gibi bir argo bu gerçekten bebekten şeker almak ne kadar kolay bir iştir

take candy from a baby because obviously taking candy or sweets from a baby is

çünkü bir bebekten şeker veya şekerleme almak

relatively easy so it's often said in a slightly sinister way or it seemed to be

nispeten kolaydır, bu nedenle genellikle biraz uğursuz bir şekilde söylenir veya

a bit exploitative you've got an unfair advantage because obviously if you're

biraz sömürücü gibi görünür, haksız bir avantajınız olur çünkü açıkçası

taking sweets or candy from a baby you've got an unfair advantage because

bir bebekten şeker veya şeker alıyorsanız haksız bir avantajın var çünkü

you're a big adult it's easy to snatch away sweets from a baby so here's some

sen büyük bir yetişkinsin bir bebekten şeker kapmak kolaydır, işte buna bazı

examples of it look look there's no security at the gate so sneaking in will

örnekler bak bak kapıda güvenlik yok bu yüzden gizlice içeri girmek

be like taking candy from a baby mm-hmm

bir bebekten şeker almak gibi olacak mm-hmm

let me think of another example here she gets right now for example a wife a

burada başka bir örnek düşüneyim, şu anda aldığı başka bir örnek, örneğin bir eş

beautiful wife she can twist her husband round her little finger she gets

güzel bir eş, kocasını küçük parmağının etrafında çevirebilir,

whatever she wants from her husband it must be like taking candy from a baby

kocasından her istediğini alır, bir bebekten şeker almak gibi olmalı

hmm unlike online casinos are exploitative

hmm, aksine çevrimiçi kumarhaneler sömürücüdür

it's like taking candy from a baby yes so you're saying that the actual

bu bir bebekten şeker almak gibi evet, yani gerçek

casinos the people who own the gambling joints or own the web sites they are

kumarhanelerin kumarhanelerin veya web sitelerinin sahibi olan insanların bir şeyler kazanmak

taking money from people very easily to gain something to get something easily

için insanlardan çok kolay para aldıklarını söylüyorsunuz, tıpkı

it's just like it's so easy it's like taking candy from a basically so that

çok kolaymış gibi temelde birinden şeker almak gibi bir şey, yani

the people going on to online gambling sites are are people who have got a bit

çevrimiçi kumar sitelerine giren insanlar

of a problem with gambling and so having those sites the companies it's just easy

kumarla biraz sorunu olan insanlar ve bu yüzden bu sitelere sahip şirketler

money for them it's like taking candy from a baby

onlar için kolay para kazanıyor, bir bebekten şeker almak gibi

something easy to achieve something yes exploitative you've got an unfair

başarması kolay bir şey evet sömürücü duruma göre haksız bir avantajınız var

advantage over over the situation apparently originally it used to mean

görünüşe göre başlangıçta

the complete opposite of that okay the phrase has actually changed over the

bunun tam tersi anlamına geliyordu tamam ifade aslında yıllar içinde değişti bunun

years it used to mean the complete opposite of that there was nothing to

tam tersi anlamına geliyordu hiçbir şey yoktu

nothing about taking candy from a baby it was something else completely

bir bebekten şeker almakla ilgili hiçbir şey yok, bu tamamen farklı bir şeydi

different and the expression used to mean the complete opposite it used to

ve kullanılan ifade tam tersini ifade ediyordu,

mean that but the complete opposite of that so it's hard I guess so it is

ama bunun tam tersi yani zor sanırım yani aslında zor

actually difficult to get something yes actually difficult to get something but

bir şey elde etmek evet gerçekten zor bir şey elde etmek için ama

over the years that turned into meaning you've got an unfair advantage and it's

yıllar geçtikçe bu, haksız bir avantajınız olduğu anlamına geldi ve

very easy to get something okay that's interesting cuz i i've heard

bir şeyi elde etmek çok kolay tamam, bu ilginç çünkü

that expression so many times and i was i was wondering if it's been used some

bu ifadeyi çok kez duydum ve biraz kullanılıp kullanılmadığını merak ediyordum.

other way in the messy yet exactly okay maybe you're withholding some

diğer türlü dağınık ama tam olarak tamam belki bazı bilgileri saklıyorsun

information you've got an unfair advantage in a situation but you don't

bir durumda haksız bir avantaja sahipsin ama

let on about it and you say oh it's like taking candy from a baby

bunu belli etmiyorsun ve oh bu bir bebekten şeker almak gibi,

you know what i fancy at the moment something nice i fancy a little bit of

ne sevdiğimi biliyorsun şu anda güzel bir şey biraz çikolata hayal ediyorum çikolata

chocolate not chocolate no no chocolate I fancy a little bit of poetry because

değil çikolata yok çikolata yok Biraz şiir istiyorum çünkü

it really does feel like spring today

bugün gerçekten bahar gibi hissettiriyor

you

size

what is it about the season of spring that makes me want to dance and sing is

bahar mevsimiyle ilgili bende dans edip şarkı söyleme isteği uyandıran şey nedir?

it the color bursting out with glee or the first buzz buzz of the bumble bee

Neşeyle parıldayan renk ya da yaban arısının ilk vızıltısı

the daffodils waving their colors as they sway what a joy to be out on a

Nergisler sallanırken renklerini sallıyor Bir bahar gününde dışarıda olmak ne güzel

springtime day the nights become shorter and the day's grow long the birds begin

geceler kısalıyor ve gündüzler uzuyor kuşlar

calling their mating song spring is to me a time to give birth a time to

çiftleşme şarkılarını söylemeye başlıyor bahar benim için doğum yapma zamanı,

replenish the air and the earth so take in a deep breath and I'm sure you'll

havayı ve toprağı yenileme zamanı, bu yüzden derin bir nefes alın ve eminim

agree that spring is a glorious season to see

baharın görülmesi gereken muhteşem bir mevsim olduğunu kabul edeceksiniz

oh isn't that isn't that lovely Oh beautiful beautiful little moment of

oh, öyle değil mi? sevimli Ah güzel güzel küçük

time they're sharing the beauty of spring because spring is a wonderful

zaman anı onlar baharın güzelliğini paylaşıyorlar çünkü bahar yılın harika bir

time of the year what do you think Steve yes and I'm not falling asleep somebody

zamanı ne düşünüyorsun Steve evet ve ben uyuyamıyorum birisi

thought I was falling asleep but I'm not I'm awake

uyuyakaldığımı düşündü ama ben uyuyamıyorum canlı

alive well you're alive and maybe sometimes semi-conscious can we have a

uyanığım peki hayattasın ve belki bazen yarı baygın

look at some of the comments people are making comments yes I like I love

bazı yorumlara bir göz atabilir miyiz insanlar yorum yapıyor evet

looking at the live chat here it comes

canlı sohbete bakmayı seviyorum işte geliyor

sugar daddy ah there's there's a good expression yes a

şeker baba ah orada güzel bir ifade var evet

sugar daddy have you ever been a sugar daddy Steve

şeker baba hiç şeker baba oldun mu Steve ben

I haven't Oh a sugar daddy yes that's somebody that's somebody who is usually

yapmadım Ah şeker baba evet bu genellikle

an older person in a relationship man so a younger person going out with somebody

bir ilişkide daha yaşlı olan biri adam yani daha genç bir kişi

older the older person is described as the sugar daddy and they are basically

daha yaşlı biriyle çıkıyor yaşlı kişi olarak tanımlanır şeker baba ve temelde

just paying to be with that person so they're buying lots of gifts for that

sadece o kişiyle birlikte olmak için para ödüyorlar, bu yüzden o kişi için pek çok hediye alıyorlar

person yes and there they are being really exploited by the younger person

evet ve orada o ilişkideki genç kişi tarafından gerçekten sömürülüyorlar,

in that relationship that's it yeah that's a nice position to be in but the

evet bu, içinde olmak için güzel bir konum ama

older person is with the younger person for obvious reasons but they're being

yaşlı kişi bariz nedenlerden dolayı genç kişiyle birlikte ama

exploited by the younger person and they are the sugar daddy so that's fantastic

genç kişi tarafından sömürülüyorlar ve onlar şeker baba yani bu harika

thank you very much carne so putting it bluntly it's it's a rich

çok teşekkür ederim carne yani açıkca söylemek gerekirse bu zengin bir

old man a rich old man that's it I shook it down so the rich old man he's old and

yaşlı adam zengin bir yaşlı adam işte bu kadar salladım, bu yüzden zengin yaşlı adam yaşlı ve

he can't get his his gorgeous lovely wife

muhteşem sevimli karısına sahip olamıyor

he's probably overweight and not very attractive I'm not going to say Donald

muhtemelen fazla kilolu ve pek çekici değil Donald

Trump so the only way he can get an attractive younger wife is basically to

Trump demeyeceğim, bu yüzden çekici bir genç olmanın tek yolu eş temelde

pay for it hmm there is another word for that there is

bunun bedelini ödüyor hmm bunun için başka bir kelime var

it's very close - very close very close - prostitute

çok yakın - çok yakın çok yakın - fahişe

there we go I've said it if you pay for sex

işte başlıyoruz bunu söyledim eğer seks için para ödüyorsan bu

that's a prostitute why do you always say these things when I'm drinking water

bir fahişedir neden hep bunları söylüyorsun su içiyorum

I almost I nearly spat all by water all the water that was in my mouth nearly

neredeyse ağzıma su tükürecektim ağzımdaki su neredeyse her

flew everywhere you always choose moments to say these things when out

yere uçtu her zaman bunları söylemek için anları seçiyorsun

when I'm I've got a mouthful of water okay well done I think we've we've all

ben dışarıdayken bir ağız dolusu suyum var tamam aferin ben Sanırım hepimiz,

known people who have been in relationships where we've known that the

other person is with them for the wrong reasons and quite often that reason is

diğer kişinin yanlış nedenlerle onlarla birlikte olduğunu bildiğimiz ilişkiler içinde olan insanlar tanıyoruz ve çoğu zaman bu

because that person has got money and they haven't got money and you can

neden, o kişinin parası var ve onların parası yok. ve

always tell because the man is old normally fat man is old overweight

her zaman söyleyebilirsin çünkü adam yaşlı normalde şişman adam yaşlı kilolu

hasn't that after him sir and the woman is very slim very young maybe 20 or 30

years younger half the age maybe maybe even younger and she's very beautiful

and and when you look it doesn't look right something is very odd you think

Baktığın zaman doğru görünmüyor bir şey çok tuhaf düşünüyorsun

mmm why is that young beautiful attractive girl going out with that fat

mmm o genç güzel çekici kız neden o şişman

overweight man yes why what can it be if only there was a person who people know

kilolu adamla çıkıyor evet neden bugünlerde insanların bizim kim olabileceğimizi bildiği bir kişi olsaydı ne olabilir ki?

nowadays who we could we could mention yes do you think there's anyone is there

bahsedebilir misiniz evet sizce kimse var mı orada

anyone is there anyone who fits those criteria that we've just described yeah

kimse var mı az önce tanımladığımız kriterlere uyan biri var mı evet

is there anyone in the world who might be like that

dünyada böyle olabilecek kimse var mı

now nothing comes to mind I can't think of anyone either so yes we have the live

şimdi aklıma hiçbir şey gelmiyor aklıma kimse gelmiyor yani evet canlı

chat going we are here for just a few more minutes because five minutes left

sohbet devam ediyor sadece birkaç dakika daha buradayız çünkü beş dakika kaldı buna

can you believe it Beijing is preparing the food for this special Easter lunch

inanabiliyor musunuz Pekin Brezilya'daki bu özel Paskalya yemeği için yemek hazırlıyor değil mi

in Brazil right Adrian tell us because we've asked us before and we'll keep

Adrian bize anlat çünkü daha önce bize sorduk ve biz' Brezilya'da hazırladığınız

watching what is this special east of food Easter

bu doğu yemeğinin özel doğu yemeğinin ne olduğunu izlemeye devam edeceğiz

lunch you are preparing in Brazil Adrienne canto tellers yes we want to

Adrienne canto tellers evet bilmek istiyoruz

know please tell us what you're eating what are you going to eat is it

lütfen bize ne yediğinizi söyleyin ne yiyeceksiniz

chocolate there might be some chocolate I have a feeling it will involve

çikolata mı biraz çikolata olabilir bende var

chocolate at some point Valentin says it's a win-win situation what is do you

bir noktada çikolatayı da içereceğini hissediyor Valentin bunun bir kazan-kazan durumu olduğunu söylüyor

mean the the sugar daddy scenario yes well well the sugar daddy gets the

şeker baba senaryosu ne demek istiyorsun evet pekala şeker baba

lovely wife and that the lovely wife gets the money yes well sometimes you

güzel eşi alıyor ve sevimli eş parayı alıyor evet peki bazen

know sometimes it can work we usually see that as an exploitative relationship

biliyorsun bazen İşe yarayabilir, genellikle bunu sömürücü bir ilişki olarak görüyoruz

but sometimes maybe they there is love there as well where it were assuming

ama bazen orada da aşk var,

that there's no love there that the the overweight elderly man is is only after

orada aşk olmadığını varsayıyorlar, kilolu yaşlı adam sadece

sex and and the attractive beautiful wife younger wife is only after the

seksten sonra ve çekici güzel eş genç eş sadece

money but that isn't necessarily always the case sometimes it is love there and

paradan sonra ama bu her zaman böyle değildir, bazen orada aşk vardır ve

it isn't always a physical thing either so so from the man's point of view quite

bu her zaman fiziksel bir şey değildir, bu yüzden erkeğin bakış açısından

often it's just for his ego so when he walks out that yes he has a beautiful

çoğu zaman sadece egosu içindir, bu yüzden dışarı çıktığında evet kolunda güzel bir

young woman on his arm so it's not necessarily about the physical side of

genç kadın var, bu yüzden bunun fiziksel yönüyle ilgili olması gerekmiyor,

it it's just really about ego it's about your your public appearance so you have

bu sadece gerçekten ego ile ilgili, bu senin toplum içindeki görünüşünle ilgili, yani

a beautiful young lady on your arm they go wow

kolunda güzel bir genç bayan var, vay be

look at that guy what a guy so yeah so I think it's also about just about the the

şu adama bak ne adam yani evet, bence bu aynı zamanda kişinin egosuyla da ilgili, evet bence

ego of the person as well yes I think when we use the phrase sugar daddy

şeker baba ifadesini kullandığımızda,

though we are assuming that that is what is going on and I supposed to be fair we

bunun böyle olduğunu varsayıyoruz ve adil olmam gerekiyor ki

have to say that they can be sugar mothers or sugar mummy's right there are

bunu söylemeliyiz şeker anneler veya şeker mumyaları olabilirler,

so you know a young yes a young guy you know might be picked up or might be

yani bilirsiniz genç bir evet, bildiğiniz genç bir adam

dated by an old woman and she might be wealthy so it works both ways we like we

yaşlı bir kadın tarafından alınabilir veya flört edilebilir ve o zengin olabilir, bu yüzden her iki şekilde de çalışır, hoşumuza gider,

like a little bit of equality now and again so here's an expression there's an

hoşumuza gider biraz ara sıra biraz eşitlik yani işte bir ifade var

expression for that as well isn't there I think I believe I'm trying to think

bunun için de bir ifade var değil mi sanırım

what it is now when the expression for an elderly woman who's who's going out

şimdi daha genç biriyle çıkan veya çıkan yaşlı bir kadın ifadesinin ne olduğunu düşünmeye çalıştığıma inanıyorum

or dating a younger man and hopefully that'll come to our minds and we can use

adamım ve umarım bu aklımıza gelir ve bunun için

there is an expression to that isn't that oh I don't know I'm gay always yes

bir ifade olduğunu kullanabiliriz, öyle değil mi oh bilmiyorum ben her zaman eşcinselim evet tek

all I know is sugar mom or sugar mama know there's that I don't heard that

bildiğim şeker anne veya şeker anne var olduğunu biliyorum.

there is another expression okay and I can't think what it is maybe

başka bir ifade olduğunu duydum tamam ve bunun ne olduğunu düşünemiyorum belki

somebody can tell us yeah well we are going in a moment we are going girls

biri bize söyleyebilir evet pekala gidiyoruz birazdan gidiyoruz kızlar

trophy wife trophy wife yes that's what tsukete says that's another way of

kupa karı kupa karı evet tsukete öyle diyor bu başka bir

expressing so maybe the that the man is the sugar daddy and the lady is the

ifade şekli yani belki adam şeker babadır ve hanımefendi

trophy why isn't it milk oh no that it's definitely not that

ödüldür neden süt değil oh hayır bu kesinlikle

Steve I've heard of that expression yes know what that means something very

Steve değil Bu ifadeyi duydum evet bunun ne anlama geldiğini biliyorum çok farklı bir şey tamam mı

different does it okay let's not go down that road cougar a cougar that's at the

gitmeyelim o yolun aşağısında bir puma bir puma bu

ad that that's an elderly woman coming out with it with her with a younger a

reklamda ki bu yaşlı bir kadın onunla daha

younger man oh I see there's another expression I can't think what it is

genç bir adamla çıkıyor oh görüyorum başka bir ifade var ne olduğunu düşünemiyorum

thank you not at rest for that not so tres thank you for telling us that

teşekkür ederim rahat değilim bunun için öyle değil

cougar is is a lady who is in her in the later years of her life and she's after

pumanın hayatının sonraki yıllarında içinde olan bir kadın olduğunu ve

a young man but it's it's normally have you noticed that it's always seen as

genç bir adamın peşinde olduğunu söylediğin için çok teşekkür ederim ama normalde

more acceptable for an older woman to go out with a younger man it's it's it's

yaşlı bir kadının dışarı çıkmasının her zaman daha kabul edilebilir görüldüğünü fark ettin mi? daha genç bir erkekle bu

not frowned upon let's put it this way yeah I think that I think the point is

hoş karşılanmaz hadi bu şekilde ifade edelim evet bence asıl mesele şu ki

it tends I don't know why it tends not to look so odd no it's not frowned upon

neden bu kadar tuhaf görünmediğini bilmiyorum hayır hoş karşılanmıyor

whereas when when a younger man a younger woman is going out with that

oysa daha genç bir erkek olduğunda daha genç bir kadın,

with an elderly man it's sort of sniggered and laughed about but of

yaşlı bir adamla çıkıyorsa, bu biraz kıs kıs gülülür ama

course if you look at films this hasn't always been the way because an elderly

elbette filmlere bakarsanız bu her zaman böyle olmuyor çünkü

an older man used to be seen as as something to attain of a younger

yaşlı bir adam, elde edilmesi gereken bir şey olarak görülüyordu. daha genç bir

woman so a younger woman would often go out with the with an older man but we're

kadının yani daha genç bir kadın genellikle daha yaşlı bir adamla çıkar ama biz

tighter age we're talking there 1950s 60s but it's different though because at

daha dar bir yaştayız orada 1950'ler 60'lardan bahsediyoruz ama yine de farklı çünkü

that time it was about maturity yes so so the older man was seen as as I want

o zamanlar bu olgunlukla ilgiliydi evet bu yüzden yaşlı adam

to say father figure but also a person who was more mature so it wasn't really

baba figürü demek istediğim gibi ama aynı zamanda daha olgun bir insan olarak görülüyor, bu yüzden ille de

necessarily about money it was about being with someone who can guide them

parayla ilgili değildi, onlara hayat boyunca rehberlik edebilecek biriyle birlikte olmakla ilgiliydi

through life but it depends how obvious it is because you know if someone is

ama bu ne kadar bariz olduğuna bağlı, çünkü bilirsin biri eğer

wealthy you know that they are because they they well they are wealthy you know

zengin olduklarını biliyorsun çünkü onlar iyi onlar zenginler zengin olduklarını biliyorsun bu yüzden

they're wealthy so if they they suddenly have a very young girl on their arm then

birdenbire kollarına çok genç bir kız alırlarsa

it looks very obvious yeah I suppose in everyday life if an older man is with a

bu çok bariz görünüyor evet sanırım günlük hayatta yanlarında yaşlı bir adam varsa

younger woman people probably won't be so judgmental

daha genç bir kadın insanlar muhtemelen bu kadar yargılayıcı olmayacak

and they will probably say oh she likes she likes the mature man so they

ve muhtemelen ah, olgun erkekten hoşlandığını söyleyecekler, bu yüzden bunu ille de düşünmezler,

wouldn't think necessarily of it she is after his money now and traditionally in

şimdi onun parasının peşinde ve geleneksel olarak

a relationship the man would be older certainly in in Western culture hmm the

bir ilişkide erkek kesinlikle daha yaşlı olurdu. Batı kültüründe

man I think I don't know whether that's the same all around the world but the

erkek hmm sanırım dünyanın her yerinde aynı mı bilmiyorum ama

man is usually older than a woman in a relationship maybe four five years older

erkek genellikle bir ilişkide kadından daha yaşlıdır belki dört beş yaş büyüktür

yes in culture some cultures the man is always old a man is always usually older

evet bazı kültürlerde erkek her zaman yaşlıdır a eğer evleniyorsanız erkek genellikle daha yaşlıdır

if you're getting married hmm maybe a bit more world wise and I

hmm belki biraz daha dünya çapında ve

think some women do like that in a man some women do like a man who was older

bence bazı kadınlar bir erkekte bundan hoşlanır, bazı kadınlar

more experienced and more mature yes and particularly I mean it's fine if the if

daha yaşlı, daha deneyimli ve daha olgun bir erkekten hoşlanır evet ve özellikle demek istediğim sorun değil eğer

the older man has looked after himself and still looks attractive hasn't let

yaşlı adam kendine baktıysa ve hala çekici görünüyorsa,

himself go any example then then that's fine then because you can see that he's

kendini herhangi bir örnekten kurtarmadıysa, o zaman sorun değil, çünkü onun

looked after himself and you know if there's love there then

kendine baktığını görebilirsin ve orada aşk olup olmadığını bilirsin, o zaman bunda

there's nothing wrong with that you look at films from the nineteen forties

yanlış bir şey yoktur. 1940'lar

fifties and sixties the and that the film star man it's maybe in

50'ler ve 1960'ların filmlerine bakın ve o film yıldızı adam belki

his 40s and 50s but his heel always falls in love with somebody who's in

40'lı ve 50'li yaşlarındadır ama topuğu her zaman o yirmili yaşlardaki birine aşık olur

that twenties the woman that's what you always saw on the screen you always saw

o kadın ekranda her zaman gördüğünüz şeydir.

a man in his 40s and 50s was marrying a woman who was many many half his age at

40'lı ve 50'li yaşlarındaki bir adam, en azından yaşının çoğu yarı yaşında olan bir kadınla evleniyordu,

least that's it that was the image I think which was very popular that's it

bence çok popüler olan görüntü buydu, evet,

yes we've got that Humphrey Bogart yeah exactly

Humphrey Bogart'a sahibiz, evet, kesinlikle aman

my God if you if you see hopefully Bogart in his films he always looked a

Tanrım, eğer sen, eğer sen umarım Bogart filmlerinde her zaman

bit a bit old and a bit worn but but the ladies always look much younger and

biraz yaşlı ve biraz yıpranmış görünürdü ama bayanlar her zaman çok daha genç ve

pretty prettier so yes because he was like the he was like the the mature man

oldukça güzel görünürler bu yüzden evet çünkü o gibiydi o olgun adam gibiydi

the tough guy hmm but yeah yeah that was but of course

sert adam hmm ama evet evet ama tabii ki

women many years ago was seen as very much weaker than men and of course today

yıllar önce kadınlar erkeklerden çok daha zayıf görülüyordu ve elbette bugün

as which are quite rightly women have become much more independent and they

haklı olarak kadınlar çok daha bağımsız hale geldiler ve

don't necessarily need a man for money girls artists girl power base real power

para için bir erkeğe ihtiyaç duymaları gerekmiyor kızlar sanatçılar kız gücü temel gerçek güç

looking very oh thanks thanks for coughing you might hear Bloody Mary says

çok oh görünüyor öksürdüğünüz için teşekkürler Bloody Mary'nin

Happy Easter mr. Duncan and mr. Steve in Bulgaria we celebrate Easter next Sunday

Mutlu Paskalyalar mr dediğini duyabilirsiniz. Duncan ve Mr. Steve Bulgaristan'da Ortodoks Kilisesi'ne göre önümüzdeki Pazar Paskalya'yı kutluyoruz

according to the Orthodox Church ah well that that's that that's interesting

ah işte bu ilginç

so sometimes Oh hello YouTube have cut me off that's not very nice come on

yani bazen Oh merhaba YouTube beni kesti bu pek hoş değil hadi

that's unusual I'm surprised it didn't happen two hours ago so yes thanks a lot

bu alışılmadık İki saat önce olmamasına şaşırdım yani evet

for that also my husband is a year younger than me he is the same age of

bunun için çok teşekkürler ayrıca kocam benden bir yaş küçük o bey ile aynı yaşta

mr. Duncan oh I see well he's still very younger than his Antigua

. Duncan oh iyi görüyorum o hala Antigua'sından çok genç işte

there we go that I don't know how you pronounce that name

gidiyoruz

Chia Mila what about a gig gigolo Jamila hakalo

Chia Mila adını nasıl telaffuz ettiğini bilmiyorum peki ya bir [ __ ] Jamila hakalo

thank you but yes a gigolo is is a young man who dates and all

teşekkür ederim ama evet bir [ __ ] flört eden genç bir adamdır ve hepsi

the woman yes but he's exploiting her but he's definitely taking her for her

kadın evet ama onu sömürüyor ama kesinlikle onu parası için alıyor evet

money yeah exactly mmm he doesn't he's not there's no love

tam olarak mmm değil mi orada aşk yok o

there he's a male almost like a male prostitute okay as that word again a

bir erkek neredeyse erkek fahişe gibi tamam o kelime olarak yine bir

gigolo is in fact a male prostitute really exploiting exploiting his looks

[ __ ] aslında bir erkek fahişe gerçekten onun görünüşünü sömürmek

and using his looks to exploit a woman Susan Sam what same way is a very

ve onun bakışını bir kadını sömürmek için kullanmak Susan Sam, aynı şekilde çok

attractive woman would exploit an elderly man you seem to know a lot of

çekici bir kadın yaşlı bir erkeği sömürürdü,

talking a lot about this and how we but yeah you almost sound like an expert I

bu konuda çok fazla konuşmayı biliyor gibisin ve nasıl biz ama evet, neredeyse bir uzman gibi konuşuyorsun ben

am I know all about this I've been exploited I was exploited in my youth

bunların hepsini biliyorum sömürüldüm gençliğimde sömürüldüm

hello from Kosovo says NASA I found your English YouTube video streams only weeks

kosova'dan merhaba diyor nasa sizin ingilizce youtube video akışlarınızı sadece haftalar

ago and I'm enjoying them oh that's okay sue cat says what about a male stitute

önce buldum ve bundan zevk alıyorum oh sorun değil sue kedi diyor ya erkek enstitüsü

male stitute I haven't heard of that one I think I think actually I think tsukete

erkek enstitüsü bunu duymadım sanırım sanırım

is actually making the name up but it's good yes a male a male stitute what is

aslında adı tsukete uyduruyor ama iyi evet bir erkek bir erkek enstitüsü

Hermitage in I don't know what that is says Rosa I don't know what that is what

Hermitage nedir bunun ne olduğunu bilmiyorum diyor Rosa bilmiyorum Bunun ne olduğunu bilmiyorum ne olduğu

is it no matter Jonas somebody must have

önemli değil Jonas birileri

mentioned it earlier sounds like is it so it's not it's not an ingredient of

daha önce bahsetmiş olmalı sanki öyle değil mi çikolatanın bir bileşeni değil mi

chocolate is it a matter John is it is it is it a vitamin pill I don't know it

önemli mi John bir vitamin hapı mı bilmiyorum kulağa öyle

sounds like something like that so like estrogen yes it sounds like some sort of

bir şey gibi geliyor, yani östrojen gibi evet, bir çeşit

hormone hello sir from Afghanistan hello Tyler Tyler Karn and thanks for joining

hormon gibi geliyor, Afganistan'dan merhaba efendim, merhaba Tyler Tyler Karn ve katıldığınız için teşekkürler,

now we are domestic I'm very impressed that somebody's watching us from aspic a

şimdi yerliyiz, birinin bizi güzel bir bronzluktan izlemesinden çok etkilendim,

nice tan yes well we've got Larry knee brace it's got lots of people watching

evet, biz' Larry dizlik var, Afganistan'da ve Irak'ta izleyen bir sürü insan var,

in Afghanistan you know and Iraq across the Middle East we have lots of people

bilirsiniz, Ortadoğu'da Irak'ta izleyen çok insan var, harika, ne kadar

watching fantastic the more the merrier we welcome everyone there's no this

neşeli olursak herkesi o kadar iyi karşılarız, hayır, bu

isn't a political there's no politics here it's all about learning English

bir siyaset değil, burada siyaset yok, her şey bununla ilgili ingilizce öğrenmek

yeah what it's all about that's what it's about so the mystery idioms let's

evet bütün mesele bununla ilgili o yüzden gizemli deyimler hadi

give the answer shall we so here is the first wall I don't know why

cevabı verelim mi yani burası ilk duvar Bilmiyorum neden

can't think what that is a door handle and an aeroplane yes what do they make a

bunun bir kapı kolu ve bir uçak olduğunu düşünemiyorum evet ne yapıyorlar bir

door plane so a plane door you have to same handle say what you see handle fly

kapı uçağı yap yani bir uçak kapısı aynı tutma koluna sahip olmalısın ne görüyorsan onu söyle tut uç

the answer is fly Oh fly off the handle fly off the handle the meaning what's

cevap uç Ah uç koldan uç kulptan uç anlam ne

the meaning Steve become suddenly angry and outraged by something to react in a

anlama geliyor Steve aniden kızdı ve hararetli bir şekilde tepki verecek bir şeye öfkelendi öfkeyle patlamak için kontrol noktasından

heated way can be described as flying off the handle to explode with rage is

uçmak olarak tanımlanabilir,

to fly off the handle yes you suddenly become very angry and expectedly you fly

evet aniden çok sinirlenirsiniz ve beklenen şekilde kontrol noktasından uçarsınız,

off the handle so there you can see the that the airplane is flying off the

böylece orada uçağın kontrol noktasından uçtuğunu görebilirsiniz, bu yüzden

handle so you just say what you see you see and here is mr. Steve looking oh so

sadece söyleyin ne görüyorsan onu görüyorsun ve işte mr. Steve oh çok

lovely oh there is mr. Steve but what is the answer what is the answer

güzel görünüyor oh işte bay. Steve ama cevap ne cevap ne cevap

I don't know do you know this going out of the egg does anybody got it this is a

bilmiyorum biliyor musun yumurtadan çıkmak bunu anlayan var mı bu

well-known expression in English the answer is come out of your shell ah

ingilizcede çok bilinen bir tabir cevap kabuğundan çık ah

to lose your shyness and be more sociable to show your true self to

utangaçlığını kaybetmek ve daha sosyal olmak, kendini garip hissetmeden başkalarına gerçek benliğini göstermek,

others without feeling awkward is to come out of your shell and that's what

kabuğundan çıkmaktır ve bu da

mr. Steve does on the live English stream he really comes out of his

Mr. Steve canlı İngilizce akışında gerçekten kendini gösteriyor,

usually I'm yes I'm very shine retiring that's yes if you if you suddenly become

genellikle ben evet, emekli olmakta çok parlakım, evet, eğer birdenbire kendinize

more confident and more able to be yourself in sociable situations then you

daha çok güvenir ve sosyal durumlarda kendiniz olmaya daha yatkın hale gelirseniz, o zaman kendi

are coming out of your shell you come out of your shell become the real person

hayatınızdan çıkıyorsunuz demektir. kabuğundan çıkıp gerçek insan olursun,

he's really come out of his shell in the last few years that's nice

son birkaç yılda gerçekten kabuğundan çıktı, bu güzel,

well see normally you do something to boost your confidence maybe you maybe

normal bak, kendine olan güvenini artıracak bir şeyler yaparsın belki sen belki

you do something on the stage and that happen maybe you'd maybe do a job in

sahnede bir şeyler yaparsın ve bu olur belki sen' d belki satış işi yaparsın

selling or maybe you work behind a bar something

ya da belki bir barın arkasında çalışırsın

that makes you come out of your shell well you know watch what Steve have more

seni kabuğundan çıkaran bir şey iyi bilirsin izle ne Steve daha fazla kendine

confidence you know what Steve can you believe it we are completely out of time

güven ne biliyor Steve inanabiliyor musun buna tamamen zamanımız doldu

I well well it's ten past four we've run over it's nearly ten past four you know

ben pekala o dördü on geçe üstünden geçtik saat neredeyse dördü on geçe bunun

what that means wherever guess what we'll be doing when this as soon as this

ne anlama geldiğini biliyorsun bu gösteri biter bitmez tahmin et ne yapıyor olacağız

show finishes yes what will we be doing

evet

eating lots of chocolate what do you mean what do you mean later I'm going to

bol bol çikolata yiyerek ne yapıyor olacağız ne demek istiyorsun ne demek istiyorsun daha sonra

start now but I mean as soon as as soon as this shows finished I'm gonna rip

şimdi başlayacağımı mı kastediyorsun ama bu gösteri biter bitmez

this box open and start gorging chocolate I'm eating mine now are you

bu kutuyu yırtıp açacağım ve çikolata yemeye başlayacağım şimdi benimkini yiyorum

right I'm having one as well then right let's eat chocolate live so everyone

haklı mısın benim de bir tanem var o zaman hadi canlı canlı çikolata yiyelim ki

else has been using chocolate oh I'm going to have one mr. Duncan I'm having

herkes çikolata kullanıyor oh ben bir tane alacağım mr. Duncan

one now my blood sugar levels dropped yes

şimdi bir tane içiyorum kan şekerim düştü evet

mmm me too yeah my tongues gone all tingly

mmm ben de evet dilimlerimin sızıları gitti

I'm sure oh she's like a Gobstopper I'm going to okay I'm going to eat my rabbit

eminim ah o bir Gobstopper gibi tamam yapacağım şimdi tavşanımı yiyeceğim

now oh I'm gonna bite bite its ears off that's the only thing about those

oh ben ısırıp kulaklarını kopartacak olanların tek özelliği bu

they're delicious but you have to bite their Butler I can't talk mr. Duncan hmm

lezzetliler ama uşaklarını ısırmak zorundasın konuşamam bayım. Duncan hmm

oh it's Hollow which one the egg not my head

oh o Hollow hangisi yumurta benim kafam değil

maybe both bimbeau sorry Dean well oh why are you shouting random words oh

belki ikisi de bimbeau üzgünüm Dean peki oh neden rastgele sözler bağırıyorsun oh

isn't that we've used that expression Oh already I'm going a bit I'm having

bu ifadeyi kullanmadık mı Oh şimdiden biraz gidiyorum

another wall are you okay my tongues gone the tingling on the edge we're

Başka bir duvar daha yaşıyorum iyi misin dilimin ucundaki karıncalanma gitti

talking now I was the girl who feel a little ill and I think it's as my blood

şimdi konuşuyoruz biraz hasta hisseden kızdım ve sanırım kan

sugar dropped I might be diabetic already

şekerim düştüğü için şeker hastası olabilirim şimdiden

hmm oh this is very nice mm-hmm oh my goodness are in ecstasy me too oh

hmm oh bu çok güzel mm-hmm oh my iyilik bende ecstasy içinde oh

I'll tell you they say that chocolate is better than sex don't they that's

sana söyleyeceğim çikolatanın seksten daha iyi olduğunu söylüyorlar, değil mi bu

another expression so a lot of women say that chocolate is better than sex

başka bir ifade, bu yüzden birçok kadın çikolatanın seksten daha iyi olduğunu söylüyor, her

although too much of both isn't good for you hmm Oh blimey

ikisinin de fazlası senin için iyi olmasa da hmm Oh vay canına,

imagine having chocolate and sex at the same time sorry you eat chocolate and

aynı anda hem çikolata hem de seks yaptığınızı hayal edin, üzgünüm,

have sex at the same time I'm very sorry if there are any parents watching with

aynı anda hem çikolata yiyip hem de seks yapıyorsunuz, şu anda çocuklarıyla birlikte izleyen ebeveynler varsa çok üzgünüm,

their children at the moment because we do get viewers of all ages that I do

çünkü her yaştan izleyici alıyoruz.

apologize it's not three I'm having these on a chocolate high mmm something

özür dilerim üç değil bunları bir çikolatada yiyorum yüksek mmm

very weird is going on these are like giant gobstoppers

çok garip bir şeyler oluyor bunlar dev şekerlemeler gibi

so we are going now let's say goodbye to sue cat no don't eat in front of the

yani şimdi gidiyoruz hadi davacı kediye veda edelim hayır fakir insanların önünde yemek yeme et

poor people no broth people no send me some

suyu yok insanlar hayır bana

chocolate through the internet no we we just want to watch we want to watch you

internet üzerinden çikolata göndermiyor hayır biz sadece izlemek istiyoruz iyi yemek yemenizi izlemek istiyoruz

eating well there are people on the internet who charge to let people watch

them eat can you believe that really I think it's in Korea in Korea there are

people that go on the internet and they charge people to watch the meat and they

internete giren ve insanlardan eti izlemesi için para alan insanlar ve

just sit there and eat and they they're paid to do it but do you think we could

sadece orada oturup yemek yiyorlar ve bunu yapmaları için para alıyorlar ama sizce bize

be paid to eat chocolate do they live my dream job would be Steve my dream job

çikolata yememiz için para ödenebilir mi yaşıyorlar mı hayalimdeki iş olurdu Steve benim hayalimdeki iş,

would be a person who has to test the chocolate hmm you could be a chocolate

çikolatayı test etmesi gereken bir kişi olurdu hmm sen bir çikolata

taster hmm maybe we can talk about that next week sometime we can talk about

çeşnicisi olabilirsin hmm belki haftaya bunun hakkında konuşabiliriz

maybe your dream job maybe a job that you've always wanted to do yes

belki hayalindeki iş hakkında konuşabiliriz belki her zaman yapmak istediğin bir iş hakkında evet

a dream job my dream job would be a chocolate taster how I'd like to see a

hayalimdeki bir iş hayalimdeki iş çikolata çeşnicisi olurdu uzaya

chocolate tasting racing driver who goes into space we're gonna say then are you

giden çikolata tadımı yapan bir yarış pilotunu nasıl görmek isterim diyeceğiz o zaman

gonna say a chocolate tasting racist I was wanted to be a scientist well I sort

çikolata tadımı ırkçı mı diyeceksiniz Ben bilim insanı olmak istiyordum pekala Bir bakıma

of was the nearest I came was working in a lab

bir laboratuvarda çalışıyordum sen kimdin sen ben bir bilim adamıydım ben

who was you you you I were a scientist I was a scientist but not really I worked

bir bilim insanıydım ama gerçekten değil

in a lab doing doing routine blood tests that's the nearest I never came became

bir laboratuvarda çalıştım rutin kan testleri yapıyordum bu bilim insanı olmaya hiç gelmediğim en yakın noktaydı ya

to being a scientist that's what I really wanted to do either that or be a

bunu yapmak ya da ünlü bir şarkıcı olmak istiyordum

famous singer okay I'm not gonna have a fourth one no how many had three three

tamam mı dördüncüyü yapmayacağım hayır kaç tane üç tane üç tane oldu

I've had three already mr. Duncan I'm very hungry I just realized my blood

zaten üç tane yedim bayım. Duncan çok acıktım kan

show Matt my I'm getting a bit sweaty because my blood sugar levels dropped

şovumu yeni fark ettim Matt benim biraz terliyorum çünkü kan şekerim düştü

because all the excitement of being live across the world 2 million literally

çünkü tüm dünyada canlı olmanın tüm heyecanı 2 milyon tam anlamıyla

millions of people millions or as it dozens of one of that's one of the two

milyonlarca insan milyonlarca ya da onlarca bir bu ikisinden biri

yes it's somewhere between a hundred and a million okay well in a moment we are

evet yüz ile bir milyon arasında bir yerde tamam pekala birazdan

going to eat a hot cross bun we have a hot cross bun each we're having a sugar

sıcak çapraz çörek yiyeceğiz her birimizde sıcak çapraz çörek var şeker

fest sugar and chocolate fest so that's what Easter is all about it's eating as

şenliği yapıyoruz şeker ve çikolata şenliği bu yüzden Paskalya,

much chocolate as you can try start on this no Steve don't be so greedy just

deneyebildiğin kadar çok çikolata yemekle ilgili, buna başla, hayır Steve bu kadar açgözlü olma, sadece

want to have a look at it okay I'm gonna Steve's going to open his egg that

ona bir bakmak istiyorum, tamam, Steve, nefis kokan yumurtasını açacak,

smells delicious I can't wait to break that open later chocolate or the food of

yapamam. o çikolatayı ya da tanrıların yemeğini açmak için bekleyin,

the gods yeah as mr. Steve mentioned earlier I

evet, bay olarak. Steve daha önce bahsetmişti ben

did if you want to watch this again don't forget you can find it underneath

yaptım tekrar izlemek istersen

this video all of my lessons are in the playlists and for those who are

bu videonun altında bulabilirsin unutma tüm derslerim oynatma listelerinde ve

wondering when we are on it is 2 p.m. every Sunday and also Wednesday 10 p.m.

merak edenler için saat 14.00'te. her Pazar ve ayrıca Çarşamba 22:00

most of both of those are UK time UK time and there they are 2 p.m. Sunday

bunların çoğu Birleşik Krallık saatidir ve orada saat 14:00'tür. Pazar

Wednesday 10 p.m. we're going to a wedding on Wednesday

Çarşamba 22:00 çarşamba günü bir düğüne gidiyoruz

and don't forget you can also watch the clap captions hopefully later there will

ve unutmayın alkış altyazılarını da izleyebilirsiniz, umarım daha sonra alt

be captions and subtitles later on as well have you realize that yeah Mr Dan

yazılar da gelir, evet Bay Dan, biz

we're going to a wedding on we are going to a wedding on Thursday but of course

bir düğüne gidiyoruz farkında mısınız? Perşembe günü bir düğüne gideceğiz ama tabii ki tam olarak

we will be here on Wednesday night exactly so we'll be talking all about

Çarşamba gecesi burada olacağız yani

the wedding that we are going to next Thursday but of course we will be here

gelecek Perşembe gideceğimiz düğün hakkında konuşacağız ama tabii ki

on Wednesday night from 10 p.m. UK time that's it we're going we're going and I

Çarşamba akşamı saat 22:00'den itibaren burada olacağız. İngiltere zamanı işte gidiyoruz gidiyoruz ve çarşamba günü

can guarantee one thing we will not be doing on Wednesday well because there

yapmayacağımız bir şeyin garantisini verebilirim çünkü

won't be any left eating chocolate there will be

hiç çikolata yemek kalmayacak çarşamba günü

definitely definitely no chocolate left on Wednesday come on let's go let's have

kesinlikle çikolata kalmayacak hadi gidelim hadi

a cup of tea and that hot cross bun that you promised me mr. Duncan okay we're

bir fincan çay ve bana söz verdiğiniz o sıcak çapraz çörek içelim bayım . Duncan tamam,

going a hot cross bun and a cup of tea is coming up this is mr. Duncan in the

sıcak bir çöreğe gidiyoruz ve bir fincan çay geliyor, bu Mr. Duncan,

birthplace of English and mr. Steve saying thanks for watching us talking to

İngilizcenin doğum yerinde ve mr. Steve bugün sizinle konuşurken bizi izlediğiniz için teşekkür ediyor

you today and we will leave with something that I hope will be a big

ve 2018'de büyük bir trend olmasını umduğum bir şeyle ayrılacağız

trend in 2018 it is my lovely little puddle dance you know what's coming next

bu benim sevimli küçük su birikintisi dansım sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet

yes you do...

yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8- )