Learn English Live Lesson - 28th October 2018 - Death Expressions + idioms - 12 Years on YouTube

hello mr. Steve and hello to you as well

Merhaba bayım. Steve ve size de merhabalar,

live from Much Wenlock in England on a Sunday afternoon this is live English

bir Pazar öğleden sonra İngiltere'deki Much Wenlock'tan canlı yayında bu canlı İngilizce

mmm it sure is everybody we are all together again

mmm eminim yine hep birlikteyiz bugün

it's Sunday it's a fun day it's a great day to learn English I really think so

Pazar eğlenceli bir gün İngilizce öğrenmek için harika bir gün Gerçekten

so here we go again it is not a bad day today

öyle olduğunu düşünüyorum tekrar gideceğiz bugün burada Birleşik Krallık'ta fena bir gün değil

here in the UK quite cool in fact it's freezing it's so cold I've actually got

oldukça havalı aslında dondurucu

the heating on at the moment so that's how cold it is right now here in the UK

it is freezing and as you can see yes autumn is definitely here in fact today

ve çok soğuk Gördüğünüz gibi evet sonbahar kesinlikle burada aslında bugün

it feels a little bit like winter dare I say hi everybody

biraz kış gibi hissettiriyor cesaret herkese merhaba diyorum

oh there you are this is mr. duncan in england how are you today are you okay I

oh işte buradasınız bu bay. duncan ingiltere'de bugün nasılsın iyi misin Gerçekten

really really hope so are you happy well are you happy I really hope so

gerçekten umarım çok mutlusun peki mutlu musun Gerçekten umarım işte yine

here we go again it is Sunday Sunday the 28th of October 2018 and it's mr. Duncan

başlıyoruz 28 Ekim 2018 Pazar Pazar ve ben Mr. Duncan bu

that's me by the way for those who are wondering and we are live on YouTube as

arada merak edenler için bu benim ve ekim ayının sonuna yaklaşırken YouTube'da canlı yayındayız

we approach the end of October I can't believe how quickly this year is going

bu yıl ne kadar çabuk geçiyor inanamıyorum

by it's just whizzing by faster than the

speed of light that's what I think anyway lots of things coming up today if

ışık hızından daha hızlı geçiyor ben de öyle düşünüyorum neyse bugün bir çok şey geliyor

you haven't already noticed you may have noticed that shall we just have a look

daha önce fark etmediyseniz fark etmişsinizdir

at the thumbnail where is it I'm trying to find the thumbnail where is it

küçük resme bir bakalım mı nerede küçük resmi bulmaya çalışıyorum nerede hadi

come on oh there it is I love this a lot of people have been saying mr. Duncan we

oh işte burada seviyorum bunu bir çok kişi söylüyor beyler Duncan

don't want to see you dead why are you in the coffin well that is a clue to

seni ölü görmek istemiyoruz neden tabuttasın peki bu

what today's live stream is all about and of course we are coming towards

bugünkü canlı yayının ne hakkında olduğuna dair bir ipucu

Halloween as well so I thought we would mix the two things together so Halloween

Cadılar Bayramı

is occurring on the 31st of October so I

31 Ekim'de gerçekleşiyor, bu yüzden

thought today we would talk a little bit about that and also we would choose a

bugün biraz bunun hakkında konuşacağımızı ve ayrıca

subject to talk about maybe a subject that many people don't want to discuss

konuşmak için bir konu seçeceğimizi düşündüm, belki birçok insanın tartışmak

or think about but we are going to do it today today's subject is death do you

veya düşünmek istemediği bir konu ama gidiyoruz. bugün yap bugünün konusu ölüm ölümden

fear death death is something that everyone sees in a different way

korkuyor musun ölüm herkesin

depending on your own personal point of view so that's something we are talking

kendi kişisel bakış açısına bağlı olarak farklı gördüğü bir şey yani bugün bahsettiğimiz şey ölüm konusuyla bağlantılı

about today words and expressions connected to the subject of death I'm

kelime ve ifadeler

sure there must be some people who are thinking mr. Duncan you shouldn't be

eminim diye düşünenler mutlaka vardır . Duncan

talking about that but what I like to do between you and me this is something

bundan bahsetmemelisin ama seninle benim aramda yapmaktan hoşlandığım şey bu

that I've been very proud of over the past 12 years yes 12 years I try to

son 12 yıldır gurur duyduğum bir şey evet 12 yıldır

cover subjects that other people don't want to talk about and this particular

diğer insanların istemediği konuları ele almaya çalışıyorum konuşmak ve bu özel

subject is one that I wanted to talk about many years ago in fact I made a

konu yıllar önce konuşmak istediğim bir konu aslında

lesson all about it so today we are talking about death I know it's not a

bununla ilgili bir ders yaptım bu yüzden bugün ölüm hakkında konuşuyoruz biliyorum bu

very nice subject and a lot of people might complain about it but I think it

çok hoş bir konu değil ve birçok insan şikayet edebilir ama bence

is a good subject to talk about we will be looking at words and expressions to

konuşmak için iyi bir konu

do with the word death and being dead also we will take a look at some words

ölüm ve ölü olmak kelimesiyle ilgili kelime ve ifadelere bakacağız ayrıca sizi burada havaya sokmak için doğrudan ölümle bağlantılı bazı kelimelere de göz atacağız. bu,

connected directly with death just to get you in the mood here is an excerpt

from one of my English lessons where I talk all about that very subject

humans are mortal we only have a certain amount of time in this world the word

insanların ölümlü olduğu bu dünyada yalnızca belirli bir süreye sahip olduğumuz konusunda konuştuğum İngilizce derslerimden birinden bir alıntıdır. ölümlü kelimesi, kelimenin

mortal comes from the latin word mortalis which literally means to die

tam anlamıyla ölmek anlamına gelen latince ölümlü kelimesinden gelir.

you see this word used in mortuary a place where dead bodies are kept

morgda cesetlerin tutulduğu yer

mortality the event of death or death on a large scale the mortality rate from

ölüm oranı büyük ölçekte ölüm veya ölüm olayı selden ölüm oranı

the flood is 20,000 a dead person can generally be described as a corpse body

20.000'dir ölü bir kişi genellikle bir ceset olarak tanımlanabilir

or the deceased they can also be informally described as

veya ölen kişi gayri resmi olarak ölü olarak da tanımlanabilir

a stiff although this term can cause great offense that sounds like a

sert bu terim kulağa sincap gibi gelen büyük bir gücendirmesine rağmen

squirrel I hope it's okay

umarım

after any animal dies it will begin to rot or decompose the cells will break

herhangi bir hayvan öldükten sonra sorun olmaz çürümeye veya ayrışmaya başlar hücreler

down and be absorbed for example into the ground

parçalanır ve örneğin toprağa emilir

humans are organic we are made of living material so once we die so do all the

insanlar organiktir bizler canlı maddelerden yapılmışız yani biz öldüğümüzde

cells which make up our whole body

tüm vücudumuzu oluşturan tüm hücreler de ölür, yani siz

so what happens here after you die normally your body will be taken to a

öldükten sonra burada olan şey normalde vücudunuz morg

cold place for storage such as a mortuary most large hospitals have a

gibi soğuk bir yere götürülür ve ölürseniz çoğu büyük hastanenin

more tree in them if your death cannot be explained then someone will examine

içinde daha fazla ağaç bulunur. açıklanamıyor sonra birileri

your body on both the outside and inside this is called a post-mortem which means

vücudunuzu hem dıştan hem de içten inceleyecek buna post-mortem denir, yani

after death this procedure can also be called an autopsy the person who carries

ölümden sonra bu işleme otopsi de denilebilir muayeneyi yapan kişiye

out the examination is called a pathologist or coroner the ceremony

patolog veya adli tabip denir

following a person's death is called a funeral these can be conducted very

ardından yapılan tören Bir kişinin ölümüne cenaze denir, bunlar

differently between countries and cultures the body is placed in a wooden

ülkeler ve kültürler arasında çok farklı şekilde yürütülebilir, ceset

box called a coffin and then taken to a religious place where a service normally

tabut adı verilen tahta bir kutuya konur ve ardından dini bir yere götürülür ve

follows after this event there are two options the body can be buried

bu olaydan sonra normalde bir tören yapılır.

underground in a grave or tomb or it can be burned in a cremation ceremony these

yeraltına bir mezara veya türbeye gömülebilir veya bir ölü yakma töreninde yakılabilir bu

days this is done in a special building called a crematorium

günlerde bu, krematoryum adı verilen özel bir binada yapılır.

you

the belief of what happens after you die varies deeply between many groups of

people some believe that our life force or spirit floats away to another place

güç ya da ruh başka bir yere uçup gider,

some believe that we are reborn on earth as a different creature and some believe

bazıları bizim dünyada farklı bir yaratık olarak yeniden doğduğumuza inanır ve bazıları da

that the feeling of being dead is the same as before we are born just so there

ölü olma hissinin biz doğmadan öncekiyle aynı olduğuna, sırf orada

it is a taste of what is to come on today's live English stream

olacakların tadına varmak için olduğuna inanır. bugünün canlı İngilizce akışı

Doupe Doupe Doupe to do so the theme is death and also things that are scary

Doupe Doupe Doupe bunu yapmak için tema ölüm ve aynı zamanda korkutucu olan şeyler

things that make you feel afraid there are many words that can describe

sizi korkutan şeyler farklı korku türlerini tanımlayabilecek birçok kelime var

different types of fear we might talk about that later on if we have time

zamanımız olursa daha sonra bunun hakkında konuşabiliriz

don't forget keeping up the theme of today mr. Steve we'll be here for those

don' Bugünün temasını sürdürmeyi unutmayın Mr. Steve nerede olduğunu merak edenler için burada olacağız

who are wondering where Steve is he will be here in around about 15 minutes time

Steve yaklaşık 15 dakika sonra burada olacak zaman burası mı

did it get colder in here or is it just me mr. Steve I think I think it might be

soğudu yoksa bana mı öyle geldi bayım? Steve bence

you Steve definitely I have a feeling it might be actually Steve who's feeling

sen olabilirsin Steve kesinlikle böyle hissedenin Steve olabileceğine dair bir his var hava

that way it is cold though so maybe Steve is right because it's freezing

soğuk ama belki Steve haklıdır çünkü

today just to show you how cold it is today we actually have the wood burner

bugün hava buz gibi sadece size bugünün ne kadar soğuk olduğunu göstermek için aslında elimizde odun brülörü

going we are actually burning the wood on the fire would you like to see a live

gidiyor aslında odunu ateşte yakıyoruz şöminenin canlı bir görüntüsünü görmek ister misiniz

shot of the fireplace we have the fire cam there it is look that is a live shot

yangın kameramız var işte bakın bu canlı bir çekim

just to prove that it is freezing cold today and I think mr. Steve needs to

sadece bugün havanın dondurucu soğuk olduğunu kanıtlamak için ve bence bay . Steve'in

actually put some more wood on the fire because it would appear that that there

aslında ateşe biraz daha odun atması gerekiyor çünkü görünüşe göre

isn't much wood on the fire though it looks like the fire is about to go out

ateşin üzerinde fazla odun yokmuş gibi görünse de, ateş sönmek üzere gibi görünüyor, bu

so I don't know where mr. Steve actually is at the moment but Steve if you can

yüzden nerede olduğunu bilmiyorum bay. Steve aslında şu anda ama Steve

hear me could you please put some more wood on the fire mr. Steve can you hear

beni duyabiliyorsanız lütfen ateşe biraz daha odun atabilir misiniz bayım? Steve

me could you please put some more wood on the fire yes I think that's a good

beni duyabiliyor musun, lütfen ateşe biraz daha odun koyar mısın, evet bence bu iyi bir

idea so we will stay on the fire for a few more moments because I'm hoping that

fikir, bu yüzden birkaç dakika daha ateşin üzerinde kalacağız çünkü umuyorum ki

mr. Steve will will hear me and he will go and put some wood on the fire here he

Mr. Steve beni duyacak ve gidip ateşe biraz odun koyacak işte

comes here's mr. Steve look out for mr. Steve

geliyor işte bay. Steve, Bay'a dikkat et. Steve

there he goes did you see that now mr. Steve is going

işte gidiyor gördünüz mü şimdi bay. Steve

to put some wood on the fire there he is now Steve can't see himself but I can

ateşe biraz odun koyacak orada şimdi Steve kendini göremiyor ama ben

see Steve and so can you come on Steve hurry up for goodness sake get a move on

Steve'i görebiliyorum ve sen de hadi Steve Tanrı aşkına acele et, şu anda izleyenler için harekete geç

so for those who are watching at the moment and you are feeling a little cold

ve sen biraz üşüyorsun

I'm hoping that this particular shot will help you to warm up so if it is

Umarım bu özel çekim ısınmana yardımcı olur yani bulunduğun yer

cold where you are if it is cold where you are I hope that my live fire cam

soğuksa senin bulunduğun yer soğuksa Canlı ateş kameramın

will help to keep you warm on this chilly day yes it's live English and

seni sıcak tutmasına yardımcı olacağını umuyorum bu soğuk gün evet canlı ingilizce ve

there is something that I've forgotten all about well there are two things

benim tamamen unuttuğum bir şey var iki şey var

first of all the clocks have changed we have gone back one hour so for those who

öncelikle saatler değişti bir saat geri gittik

haven't tuned in yet or maybe you think I'm too late or too early between you

henüz izlemeyenler için veya belki siz düşünürsünüz Aramızda çok geç ya da çok erken kalıyorum, saatler

and me I find it very confusing when the clocks change so during the summer we

değiştiğinde bunu çok kafa karıştırıcı buluyorum, bu yüzden yazın saati

put the clock forward and during the winter months we put the clock back so

ileri alırız ve kış aylarında saati geri alırız, bu yüzden

last night we put the clock back one hour so for those who aren't sure what

dün gece saati bir saat geri alırız. bu yüzden, zaman açısından neler olup bittiğinden emin olmayanlar merak

is going on as far as the time is concerned don't worry you're not the

etmeyin,

only one because it confuses me as well to be honest with you I have no idea why

tek kişi siz değilsiniz çünkü bu benim de kafamı karıştırıyor, size karşı dürüst olmak gerekirse, bunu neden yaptığımıza dair hiçbir fikrim yok.

we do it I have no idea I don't know what difference it makes but for those

ne fark eder bilmiyorum ama saatin kaç olduğundan biraz kafası karışmış olanlar için şu

who are a little bit confused by what time it is it is now coming up to 20

anda

past 2:00 here in the UK that is the time right now on a Sunday afternoon

burada, İngiltere'de saat 2:00'yi 20 geçiyor, bu tam şu anda bir Pazar günü. öğleden sonra

something else I forgotten all about the live chat let's have a look at the live

başka bir şey daha canlı sohbeti unuttum hadi canlı sohbete bir göz atalım tamam mı o

chat shall we okay then here it comes so the live chat

zaman işte geliyor yani canlı sohbet

is very busy oh oh I see we have we have a new mode

çok meşgul oh oh görüyorum ki

later today on the live chat Pedro Pedro Belmont is today's moderator so Pedro

bugün daha sonra canlı sohbette yeni bir modumuz var Pedro Pedro Belmont bugünün moderatörü, bu yüzden Pedro

will be here to make sure that everyone behaves themselves so please be good or

burada olacak ve herkesin kendine uygun davranmasını sağlayacak bu yüzden lütfen uslu olun yoksa

else Pedro will get angry let's have a look who was first on the live chat

Pedro sinirlenir hadi canlı sohbette ilk kimin olduğuna bir bakalım

Sergio hello Sergio nice to see you here on the

Sergio merhaba Sergio sizi burada

live chat you are first today let's have a round of applause for Sergio

canlı sohbette görmek güzel bugün birincisin Sergio için bir alkış alalım

well done Sergio you are first on the live chat also we have Sheeran Xuan is

aferin Sergio canlı sohbette birincisin ayrıca bizde Sheeran Xuan da var

here as well also Martha in Poland Belarusian who I I know today that

Polonya'da Martha Belaruslu bugün tanıdığım

Belarusian is only going to stay for a few moments because she has a party to

Belarusça sadece birkaç kişi kalacak anları çünkü gidecek bir partisi var

go to so I hope you have a good time Attila is

bu yüzden umarım iyi vakit geçirirsin Attila

here Tomic oh hello Tomic I'm glad to see you here

burada Tomic oh merhaba Tomic Seni

once again Pesche tano is here Francisco also Olga who else is on the live chat

bir kez daha burada gördüğüme sevindim Pesche tano burada Francisco ayrıca Olga canlı sohbette başka kim var haydi bakalım

let's have a look shall we also Zika and tui Trang Soo Jin sook at

biz de bakalım mı Zika ve tui Trang Soo Jin sook

oh hello sook at now last week mr. Steve and I were talking all about you we were

oh merhaba sook şimdi geçen hafta bay. Steve ve ben senin hakkında konuşuyorduk,

talking about su cat we were saying things like I haven't seen su cat for a

su cat hakkında konuşuyorduk, su cat'ı

long time on a live chat where is su cat so it's nice to see you back today as

uzun zamandır canlı bir sohbette görmemiştim, su cat nerede, sim burada olduğu için bugün seni tekrar görmek güzel, gibi şeyler söylüyorduk.

sim is here Francisco also Huang and reek hello Ann reek nice to see you here

Francisco ayrıca Huang ve berbat merhaba Ann kokuyor bugün sizi burada görmek güzel tabii ki

today also we have of course Pedro Pedro Belmont hello to you you are now today's

Pedro Pedro Belmont size merhaba, şimdi

moderator on the live chat so I hope everything goes well with that Sheeran

canlı sohbette bugünün moderatörüsünüz, bu yüzden umarım Sheeran ile her şey yolunda gider,

let Lex lucky me oh hello

Lex'in beni şanslı görmesine izin verin oh merhaba

she me is it your first time here I don't think I've seen you here before

o ben buraya ilk gelişiniz mi sizi daha önce burada gördüğümü sanmıyorum

lucky me nice to see you also we have Grace and roe sir and I think there is

şanslıyım sizi görmek güzel ayrıca bizde de zerafet ve karaca var efendim ve sanırım

someone watching in China but I'm not sure what your name is because it's in

çin'de izleyen biri var ama adınızın ne olduğundan emin değilim çünkü

Chinese characters but a big knee how to my Chinese viewers talking of China a

Çince karakterler var ama büyük bir diz nasıl Çinli izleyicilerim Çin'den bahsediyor

little bit later on we are going to take a look at some scenes filmed during my

biraz sonra Çin'de geçirdiğim süre boyunca çekilen bazı sahnelere, daha

time in China things that you've never seen before so the video clips I'm going

önce hiç görmediğiniz şeylere bir göz atacağız, bu yüzden video

to show later will be ones that you've never seen before

Daha sonra göstereceğim klipler, daha önce hiç görmediğiniz klipler olacak

also jordão is here and Oh Myka hello Myka it's nice to see you here I know

ayrıca jordão burada ve Oh Myka merhaba Myka sizi burada görmek güzel

that you are only staying for a short time as well

Kısa bir süre kalacağınızı biliyorum ayrıca

hi everyone please enjoy this lesson I will check the recorded one later

herkese merhaba lütfen iyi eğlenceler bu ders kayıtlı olanı daha sonra kontrol edeceğim

unfortunately I have to say goodnight because it's very late yes because of

ne yazık ki iyi geceler demek zorundayım çünkü çok geç evet

the time change I think now everywhere is is different all the timing is

saat değişikliği nedeniyle sanırım şimdi her yer farklı tüm zamanlamalar

different it's very confusing between you and me I think they should stop

farklı seninle benim aramda çok kafa karıştırıcı bence

doing it I think we should stop putting the clocks forward and backwards it

yapmayı bırakmalılar bence saatleri ileri ve geri almayı bırakmalıyız bu

would make life much easier Chris is here hello Chris oh thank you

hayatı çok daha kolaylaştıracaktır Chris burada merhaba Chris oh

very much for your congratulations yes we are approaching my 12th anniversary

tebriklerin için çok teşekkür ederim evet 12. yıl dönümüme yaklaşıyoruz

I've been doing this for for over 12 years I can't believe it so this

bunu 12 yılı aşkın süredir yapıyorum ben inanamıyorum bu

Wednesday I will be celebrating my 12th year on YouTube oh and also I have a big

çarşamba YouTube'da 12. yılımı kutlayacağım oh ve ayrıca çarşamba günü 12. yıl dönümümle ilgili büyük bir sürprizim var tahmin edin

surprise coming later on as well concerning my 12th anniversary on

Wednesday can you guess what it is there is a big surprise coming Pesche

ne olduğunu tahmin edin büyük bir sürpriz geliyor Pesche

Donna says when I saw the picture I pushed the computer button of my

Donna diyor resmi görünce bilgisayarımın düğmesine bastım

oh the button on my computer I turned my computer off oh I'm sorry I hope I

oh bilgisayarımın düğmesine bastım bilgisayarımı kapattım oh özür dilerim umarım

didn't upset you too much lolly lolly is here also Rowell Connell

seni çok üzmedim lolly lolly de burada Rowell Connell

hello Connell nice to see you back again as well a lot of people a lot of long

merhaba Connell hoşgeldin tekrar görüşürüz bir çok insan bugün burada da çok sayıda uzun

term or long time viewers here today as well or a D is here watching in Thailand

süreli veya uzun süreli izleyici var veya bir D burada izliyor

also Jamelia Pao Wang oh wow so many new people I think we have some some new

ayrıca Jamelia Pao Wang oh vay canına pek çok yeni insan sanırım bugün bazı yeni

viewers today as well if it is your first time if it is your first time on

izleyicilerimiz var ayrıca

the live chat please let me know and now we are up to date Xavier is here and

canlı sohbete ilk kez giriyorsanız lütfen bana bildirin ve şimdi güncel durumdayız Xavier burada ve

also Gloria and Zdenek Zdenek is also watching as well and SK Limited nice to

ayrıca Gloria ve Zdenek Zdenek de izliyor ve SK Limited

see you as well I am very curious to find out what the surprise will be says

sizi görmek güzel ayrıca sürprizin ne olacağını çok merak ediyorum diyor

Julia also sue Kat says I wasn't participating in the live chats because

Julia ayrıca Kat'a dava açıyor Arjantin'de mevsim bahar olduğu için canlı sohbetlere katılmadığımı söylüyor

it's springtime in Argentina and in the mornings in the weekends I love being at

ve hafta sonları sabahları

home working in the garden oh well I'm glad to hear that you are having some

evde bahçede çalışmayı seviyorum oh pekala,

nice weather where you are because here at the moment in the UK it is absolutely

bulunduğunuz yerde havanın güzel olduğunu duyduğuma sevindim çünkü şu anda burada, Birleşik Krallık'ta hava kesinlikle

freezing cold and just to give you an idea how cold it is today we have lit

dondurucu soğuk ve sadece bugünün ne kadar soğuk olduğu konusunda size bir fikir vermek için

the fire so there you can see that is a live view of the fire burning away

ateşi yaktık ve orada Bu, yanan ateşin canlı bir görüntüsüdür,

keeping the house nice and warm because it's freezing cold it really does feel

evi güzel ve sıcak tutar çünkü dondurucu soğuk,

like winter today I must be honest everything HD hello i'm salim from

bugün gerçekten kış gibi hissettiriyor, dürüst olmalıyım, her şey HD merhaba ben

morocco and i am new here I like your videos please read my comment ok then I

faslı salim ve burada yeniyim hoşuma gitti videolarınızı lütfen yorumumu okuyun tamam o zaman ben

will also send you a round of applause so

de size bir alkış göndereceğim çok

big hello and welcome to Salim welcome to my live English stream on a Sunday

büyük merhaba ve salim'e hoşgeldiniz bir pazar öğleden sonra canlı ingilizce yayınıma hoş geldiniz

afternoon and just in case you were wondering you can actually watch me

ve merak ediyorsanız beni

every Sunday every Sunday I am here from 2 p.m. UK time also we have Eleanor and

her pazar her pazar izleyebilirsiniz gece 2 den itibaren burdayım İngiltere'de de Eleanor ve

Pedro now Pedro I did receive your photographs of the Opera House thank you

Pedro var şimdi Pedro Opera Binası'nın fotoğraflarını aldım, çok teşekkür ederim ama

very much for that I haven't put them into the computer though so we might

onları bilgisayara koymadım, bu yüzden

take a look at those during the week ah there's a little clue to what is

hafta boyunca onlara bir göz atabiliriz ah biraz var

happening in three days time something very special is happening can you guess

üç gün içinde ne olduğuna dair ipucu çok özel bir şey oluyor bunun ne olduğunu tahmin edebilir misiniz

what it is Java yeah says what's the difference

Java evet

between freezing and a chilly day well they can mean the same thing so you can

donma ile soğuk gün arasındaki farkın ne olduğunu söylüyor pekala aynı anlama gelebilirler yani

say it is freezing or it is chilly so both of those words describe the

donma veya soğuk diyebilirsiniz yani bu iki kelime de

feeling of being cold David Cameron is here hello David Cameron are you the

üşüme hissini anlatıyor David Cameron burada merhaba David Cameron sen

real David Cameron I don't think so somehow ah Jeff is here hello Jeff nice

gerçek David Cameron musun Bir şekilde öyle olduğunu düşünmüyorum ah Jeff burada merhaba Jeff

to see you Jeff says I love the fireplace oh thank you very much yes the

seni görmek güzel Jeff şömineyi sevdiğimi söylüyor oh teşekkür ederim çok evet

fireplace is now very busy and Haupt I think that's the best way of describing

şömine şu anda çok meşgul ve Haupt Bence şu anda şömineyi tanımlamanın en iyi yolu bu

the fireplace at the moment because it is freezing it is so cold in the house

çünkü hava buz gibi ev çok soğuk

and it really does feel as if winter has arrived to be honest it really does one

ve dürüst olmak gerekirse gerçekten kış gelmiş gibi hissettiriyor gerçekten

last look at the live chat tsukete yes it is springtime here but a couple of

canlı sohbete son bir kez bakar mı tsukete evet burada bahar zamanı ama birkaç

days ago we almost turned on the fire as well oh I see so where you are sooo cat

gün önce neredeyse ateşi de yakıyorduk oh görüyorum ki neredesin çooook kedi

it is also very changeable so the weather

aynı zamanda çok değişken bu yüzden hava

keeps changing Javier says thanks mr. Duncan you are welcome Nicole says hi

sürekli değişiyor Javier teşekkür ediyor Bay. Duncan rica ederim Nicole merhaba diyor

mr. Duncan happy for your 12th year on YouTube yes 12 years I have been making

bay. Duncan YouTube'daki 12. yılınız için mutlu evet 12 yıldır

my English lessons right here on YouTube it's true and on Wednesday Wednesday the

İngilizce derslerimi burada YouTube'da yapıyorum bu doğru ve

31st of October it will be my 12th anniversary there is a surprise for

31 Ekim Çarşamba günü 12. yıl dönümüm olacak Çarşamba için bir sürpriz var tahmin

Wednesday can you guess what it is I can't keep it in I have to let the cat

edebilir misiniz? İçimde tutamıyorum kediyi

out of the bag I'm going to right now I'm going to tell you what is happening

çantadan çıkarmalıyım hemen şimdi gidiyorum size çarşamba günü olan biteni anlatacağım çarşamba

on Wednesday on Wednesday there will be a special anniversary live stream

yıl dönümüne özel canlı yayın olacak

Wednesday we will be broadcasting a special edition of late and live to

çarşamba biz olacağız

celebrate by 12th anniversary on YouTube so there I've said it

YouTube'da 12. yıl dönümünü kutlamak için Late and Live'ın özel bir sürümünü yayınlıyorum, işte söyledim,

that is the surprise 12 years I really can't believe it on Wednesday we will be

12 yılın sürprizi buna gerçekten inanamıyorum Çarşamba günü

taking a look at some of my early lessons also on Wednesday we will take a

erken dönem derslerimden bazılarına da göz atacağız. çarşamba günü daha önce

look at some things that you've never seen before and here is something that

hiç görmediğiniz bazı şeylere göz atacağız ve işte size

I'm going to show now and this is a video clip that you've never seen before

şimdi göstereceğim bir şey ve bu daha önce hiç görmediğiniz bir video klip

trust me you have never seen this I have never shown these video clips to anyone

inanın bana bunu hiç görmediniz I bu video klipleri

anywhere and here it is so this is one of the first-ever video clips that I

hiçbir yerde kimseye göstermedim ve işte burada, çektiğim ilk video kliplerden biri

filmed but I never uploaded it to YouTube but can you guess where I am

ama onu YouTube'a hiç yüklemedim ama nerede olduğumu tahmin edebilir misiniz

do you know where I am in that video I will give you a clue I worked there for

o videonun neresinde olduğumu biliyor musunuz? Size bir ipucu vereceğim orada

over four years yes as an English teacher but where is

dört yıldan fazla çalıştım evet İngilizce öğretmeni olarak ama

it do you know where it is and that is a video clip that I filmed 12 years ago I

nerede olduğunu biliyor musunuz ve bu 12 yıl önce çektiğim bir video klip buna

can't believe it do you want to see another one okay here's another video

inanamıyorum ister misiniz? bir tane daha gör tamam işte başka bir video

clip and this is me on my bike I'm actually filming as I ride along the

klip ve bu benim bisikletimle aslında sokaklarda sürerken çekim yapıyorum

streets so here is another video clip you can see that I am now on my bike

yani işte başka bir video klip şimdi bisikletimle yollarda sürdüğümü görebileceğiniz başka bir video klip aslında

riding along the roads I'm actually in one of the cycle lanes so in China in

bisiklet yollarından birinde yani Çin'de

many big cities they have cycle lanes where people can ride their bicycles

birçok büyük şehirde insanların bisikletlerini

safely so there is another video clip that I've never ever shown ever to

güvenli bir şekilde sürebilecekleri bisiklet şeritleri var bu yüzden şimdiye kadar hiç kimseye göstermediğim başka bir video klip var

anyone and we will have more of those later on so I hope you will stay tuned

ve daha sonra bunlardan daha fazlası olacak. Umarım bizi izlemeye devam edersiniz,

yes it is Sunday afternoon it's live English and it's mr. Duncan that's me by

evet bugün Pazar öğleden sonra canlı İngilizce ve Mr. Duncan bu benim

the way for those who are wondering that's me I teach English and I have

bu arada merak edenler için bu benim İngilizce öğretiyorum ve

been doing so for over 12 years in fact we are going to reach the 12th

12 yılı aşkın süredir bunu yapıyorum aslında

anniversary on Wednesday I can't believe it I really can't

çarşamba günü 12. yıl dönümümüze ulaşacağız inanamıyorum gerçekten

talking of English lessons we are now going to take a look at one of my full

konuşamıyorum İngilizce derslerinden şimdi tam İngilizce derslerimden birine göz atacağız

English lessons and this is one that if I hope it's here is it here I hope it is

ve bu, eğer burada olduğunu umarsam, umarım buradadır, hadi bir bakalım

let's have a look where is it I don't think it's there you know oh I don't

nerede, orada olduğunu sanmıyorum. biliyorum oh,

think I've put it in oh yes there it is I found it it's going very well don't

koyduğumu sanmıyorum oh evet işte burada buldum çok iyi gidiyor,

you think here is one of my full English lessons and this is one that many people

sizce de bu tam İngilizce derslerimden biri ve bu birçok insanın

request to be shown again this is the time when mr. Lomax

tekrar gösterilmesini istediği bir ders bu sırada bay Lomax

electrocuted me

bana elektrik çarptı

do you want to know what I'm doing here I am about to change a light bulb the

burada ne yaptığımı bilmek ister misiniz bir ampulü değiştirmek üzereyim

bulb inside this light fitting has blown it has burned itself out it has come to

bu armatürün içindeki ampul yandı kendi kendine söndü

the end of its life it is no longer working the bulb has gone in this sense

ömrünün sonuna geldi artık çalışmıyor ampul gitti bu anlamda

the word gone means expired the bulb is dead so I will now replace the blown one

gitti kelimesi son kullanma tarihi geçmiş demektir ampul öldü bu yüzden şimdi yanmış olanı

with one that works first I need to make sure that the electricity is turned off

ilk çalışanla değiştireceğim elektriğin kapalı olduğundan emin olmalıyım ki

so I don't electrocute myself because that would really spoil my day and make

kendime elektrik çarpmasın çünkü bu gerçekten günümü mahvetmek ve

this lesson very short have you noticed how many types of light fittings there

bu dersi çok kısa tutmak, dikkat ettiniz mi, günümüzde kaç çeşit aydınlatma armatürü

are nowadays some push in some screwing and as for their shapes symbols are

var, bazıları vidalanıyor ve şekillerine gelince, semboller

spherical symbols are curly and some are straight and long we measure the light

küresel semboller kıvrık ve bazıları düz ve uzun

output of bulbs in watts this particular bulb is 40 watts it is a 40 watt bulb ok

ampullerin ışık çıkışını ölçüyoruz. watt olarak bu ampul 40 watt, bu 40 watt'lık bir ampul tamam,

it's time to change that lightbulb I must unscrew the bulb carefully so as

o ampulü değiştirme zamanı geldi ampulü kırmamak için dikkatli bir şekilde sökmeliyim bu

not to break it

that's strange somebody's turn the power supply to the

garip birisi önce

lights off first I need to make sure that the

ışıkları kapatsın önce emin olmalıyım

electricity is turned on the electricity is turned on okay so I don't electrocute

elektriğin açıldığını, elektrik açıldığını, tamam, bu yüzden kendime elektrik vermeyeceğim, kendime

myself electrocute myself electrocute myself I think I will turn that back on

elektrik vereceğim, sanırım onu ​​tekrar açacağım

and you thought you were having a bad day what's that it sounds like mr.

ve kötü bir gün geçirdiğini düşündün, bu kulağa ne gibi geliyor bay.

Duncan's and triple and I'm coming mr. Duncan

Duncan ve üçlü ve ben geliyorum bayım.

The Mummy read me a bedtime story you promised me yourself you would you

Mumya Duncan bana yatmadan önce bir hikaye okudu bana kendin söz verdin

promised me if I was good read me a story

iyi olsaydım bana söz verir miydin bana bir hikaye oku

mr. Denton are you alright wait a minute when I was standing up there I had

Bay. Denton iyi misin bir dakika ben orada dikilirken

different clothes on I was wearing a grey tank top over a purple shirt now

üzerimde farklı kıyafetler vardı mor gömleğin üzerine gri kolsuz bluz giyiyordum şimdi

I'm wearing a black jumper I know what happened there has been some bad

siyah bir süveter giyiyorum ne olduğunu biliyorum bazı kötü

continuity the clothes I wore in the previous shots do not match the ones I'm

devamlılıklar oldu kıyafetler ben önceki çekimlerde giydiklerim benim

wearing now they have changed this is bad

giydiklerimle uyuşmuyor şimdi değiştiler bu

continuity the flow of this sequence has been broken by this mistake if you

sometimes see bad continuity in TV shows and movies this is mainly caused by the

devamlılık kötü

fact that each shot is done at different times or in completely different places

her çekimin farklı zamanlarda ya da tamamen farklı yerlerde yapılmış olması,

so sometimes it is possible for them not to match continuity errors can be seen

dolayısıyla bazen eşleşmemelerinin mümkün olması, süreklilik hataları,

in all types of productions from the low-budget movie right up to the

düşük bütçeli filmden

multi-million dollar blockbuster and there it was an excerpt from one of my

multi-milyon dolarlık gişe rekorları kıran filme kadar her tür yapımda görülebilir ve tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntıydı, bugün bir

full English lessons

it's a Sunday it's a very chilly cold Sunday just to show you how cold it is

Pazar, çok soğuk ve soğuk bir Pazar, sadece size havanın ne kadar soğuk olduğunu göstermek için

look we have the fire lit we have lit the fire the fire is burning away and

bakın, ateşi yaktık, ateşi yaktık, ateş yanıyor ve

thank you very much to Steve for putting another log on the fire because the

çok teşekkür ederim Ateşe bir kütük daha koyduğu için Steve'e, çünkü

house is freezing it really does feel as if winter is on its way now talking of

ev donuyor, gerçekten de kış geliyormuş gibi hissettiriyor, şimdi

mr. Steve yes he is back by popular demand from his parole officer it is the

Bay'dan bahsediyoruz. Steve evet, şartlı tahliye memurunun yoğun talebi üzerine geri döndü, o

one and only mr. Steve hello and there everybody ha ha cooking of cold and

tek ve tek bay. Steve merhaba ve oradaki herkes ha ha ha ha ha ha soğuk ve

frosty that's how I feel today did you see me put a log on the fire mr. Duncan

ayaz yemek pişirmek bugün ben de böyle hissediyorum beni ateşe bir kütük koyduğumu gördünüz mü Bay. Duncan bahçeden

I heard you shouting to me yes as I came in from the garden because I thought

gelirken bana evet diye bağırdığını duydum çünkü havanın

it's a lovely sunny day it is cold but there are things to be done in the

soğuk güzel güneşli bir gün olduğunu düşünmüştüm ama bahçede yapılması gereken şeyler var

garden I was calling mr. Steve I was shouting our say mr. Steve where are you

Bay Duncan'ı aradım. Steve, sayın bay diye bağırıyordum. Steve neredesin lütfen ateşe bir kütük

could you could you please put another log on the fire

daha koyabilir misin

yes what I've I've been putting in logs all over the place today not just in the

evet ne yaptım bugün her yere kütükler koyuyorum sadece ateşe değil bunun bir

fire there's no answer to that well that's a euphemism a euphemism

cevabı yok bu bir örtmece

beforehand before we start take a look at this it looks like a very innocent

önceden bir örtmece buna bir göz atmaya başlıyoruz çok masum bir

object let's have a close-up of this object there it is let's just get it to

nesneye benziyor hadi bu nesnenin yakın planını çekelim orada orada odaklanmasını sağlayalım

focus you go look at that so there it is a very simple object a biscuit

siz gidip şuna bakın bu çok basit bir nesne bisküvi

it is a biscuit yes miss Q it a biscuit something that looks very innocent but

bisküvi evet bayan Q o bir bisküvi çok masum görünen bir şey ama

can you believe that this particular biscuit caused a lot of conversation

bu özel bisküvinin bu sabah çok fazla sohbete neden olduğuna inanabiliyor musunuz,

this morning some heated conversation and mr. Steve is now going to explain

bazı hararetli sohbetler ve bay. Steve şimdi

what happened well mr. Duncan you know you're on a

ne olduğunu iyi açıklayacak Bay. Duncan,

strict diet at the moment you should limiting yourself to no more than I

şu anda sıkı bir diyet uyguladığını biliyorsun, kendini

would say 1,500 calories a day if you are to lose some of this pork around

günde 1.500 kaloriden daha fazla sınırlamamalısın, eğer karnındaki bu domuzun birazını kaybetmek istiyorsan,

your belly I have well you see two weeks ago you announced and we weighed you

iyiyim, görüyorsun, iki hafta önce duyurdun ve

that you would be trying to lose about a stone between now and Christmas okay and

şimdi ile Noel arasında bir taş kadar kaybetmeye çalışacağını tarttık tamam ve

have did you weigh yourself last week no you did not wear yourself out I'm not

geçen hafta kendini tarttın mı hayır kendini

just that I didn't weigh myself today no but I was supposed to and this morning

yıpratmadın Sadece bugün kendimi tartmadım değil ama ben olması gerekiyordu ve bu sabah hadi

let's face it mr. Duncan this week has brought two tubs of ice cream of which

bununla yüzleşelim bay. Duncan bu hafta iki fıçı dondurma getirdi,

you've eaten half yes but I wouldn't have eaten it if you hadn't have brought

yarısını yedin evet ama sen getirmeseydin yemezdim

it but and lots of chocolates it to the get to the point then this morning I

ama ve bir sürü çikolata o noktaya geldi o zaman bu sabah ben

took mr. Duncan a cup of tea first thing in the morning what we're talking 8:30

Bay aldı Duncan sabah ilk iş bir bardak çay 8:30 mr ne konuşuyoruz

mr. Duncan were we it was 8:30 this morning dirty Tokyo cup of tea

. Duncan biz miydik bu sabah saat 8:30'du kirli Tokyo bir fincan çay

it was 8:30 at the Swan now we're telling the story it was 8:30 thus what

Swan'da saat 8:30'du şimdi hikayeyi anlatıyoruz saat 8:30'du bu yüzden kendimi bir nevi kendi

I'm just trying to sort of put my side over as well because there are two sides

tarafıma koymaya çalışıyorum iyi çünkü iki taraf var hayır

no there aren't as anyone has to I'm right I'm always right mr. Duncan you

yoktur kimsenin yapması gerektiği gibi ben haklıyım ben her zaman haklıyım bayım Duncan,

know I'm always right so mr. Duncan bearing in mind what do

benim her zaman haklı olduğumu biliyorsun, bu yüzden Bay. Duncan'ı göz önünde bulundurarak,

you normally have at 8:30 away 2 o'clock on a weekend you start with breakfast

normalde hafta sonları saat 8:30'da saat 2'de kahvaltıyla başladığınız

mr. Duncan went downstairs and got three biscuits I said I'm gonna have those

Mr. Duncan aşağı indi ve üç bisküvi aldı Ben onları çayımla birlikte alacağım dedim,

with my tea have you ever heard of somebody eating three biscuits in the

sabahları kahvaltı yapmadan önce çayının yanında üç bisküvi yiyen birini duydunuz mu,

morning with their tea before they've even had breakfast particularly if

özellikle

they're on a diet a strict diet I was very angry but in my defense

katı bir diyet uyguluyorlarsa. diyet çok kızdım ama savunmamda

these are biscuits that are designed to go into your tea yes at 11 o'clock mr.

bunlar çayınıza gitmek için tasarlanmış bisküviler evet saat 11'de bayım.

Duncan all four o'clock in the afternoon not before breakfast who says though who

Duncan öğleden sonra dörtte kahvaltıdan önce değil kim diyor ama kim

has biscuits sorry in bed before you have breakfast well buddy wherever do

bisküvi var yatakta kahvaltıdan önce özür dilerim ahbap her nerede olursa olsun

not look like people are on a diet I'm getting angry I'm supposed to be helping

insanlar diyet yapıyormuş gibi görünme sinirleniyorum sana yardım etmem gerekiyor

you get healthy mr. Duncan and you are defying me defying me you are you are

sağlık olsun bey Duncan ve sen bana meydan okuyorsunuz bana meydan okuyorsunuz sizsiniz

you are laughing in my face by getting biscuits and eating them in bed with tea

bisküvi alıp yatakta çayla yiyerek yüzüme gülüyorsunuz

that's a very long queue bother anyway what do you think should mr. Duncan if

bu çok uzun bir kuyruk zaten rahatsız edin ne dersiniz bay. Duncan bırakın kahvaltıdan önce

he's on a diet be eating biscuits at any time let alone let alone before

diyet yapıyorsa her an bisküvi yiyor

breakfast but look there's just a very innocent I was chastising you mr. day

ama bakın çok masum biri sizi azarlıyordum bay. gün

okay yes we've got those story now anyway that's the story now it's my turn

tamam evet o hikayeleri aldık şimdi nasılsa hikaye bu şimdi

to talk but look here is my side of the story it's just a very innocent biscuit

konuşma sırası bende ama bak işte hikayenin benim tarafı bu sadece çok masum bir bisküvi

can you see is very innocent calorie filled biscuit the other biscuit is

görebiliyor musunuz çok masum kalori dolu bisküvi diğer bisküvi

innocent now normally I don't have breakfast so that so this was was a kind

şimdi masum normalde kahvaltı yapmam o yüzden bu bir tür

of breakfast before I started beef before I started preparing today have

kahvaltıydı sığır eti başlamadan önce ben bugün hazırlanmaya başlamadan önce

charge of the bit okay then yes you've made your point it's my turn now

biraz sorumluluk al tamam o zaman evet sen demek istediğini söyledin şimdi sıra bende

sometimes I have to speak you know not on my show we consume chat wake up we

bazen seninle konuşmam gerekiyor programımda bilmiyorum sohbet tüketiyoruz uyan uyan

can soon change that okay well I have to reel you in a little bit today

yakında bunu değiştirebiliriz tamam peki bugün sizi biraz oyalamalıyım

you were quite mad last week I don't know what was going on

geçen hafta oldukça kızmıştınız neler olduğunu bilmiyorum

so mr. Steve and myself we went for a lovely walk yesterday and we decided to

bu yüzden bayım. Steve ve ben dün güzel bir yürüyüşe çıktık ve

stop Easter a quick change of subject mr. Duncan we decided to stop at a very

Paskalya'yı hızlı bir konu değişikliği olarak durdurmaya karar verdik Bay. Duncan çok özel bir yerde durmaya karar verdik

special place and mr. Steve decided to have a little sleep

ve Mr. Steve biraz uyumaya karar verdi

say hello mr. Steve hello mr. Steve I'm alive so that's what we did

merhaba deyin bayım. Steve merhaba bayım. Steve hayattayım, yani yaptığımız buydu

can you guess where that that actually is that that is actually in the

nerede olduğunu tahmin edebilir misiniz, aslında

churchyard here in Much Wenlock there is actually what would you call that it's

burada, Much Wenlock'taki kilise avlusunda, aslında buna ne dersiniz,

lucky it's like an old casket old yes a tomb yes a casket casket casket or two

şanslı, eski bir tabut gibi, eski bir evet bir mezar evet bir tabut tabut bir iki tabut

and to be honest I was going to actually get into the casket but I realized that

ve dürüst olmak gerekirse tabutun içine girecektim ama

I was too small I'm scared too scared mr. Duncan you were too scared ah I've

çok küçük olduğumu fark ettim çok korktum çok korktum . Duncan çok korkmuştunuz ah

been at a mad mood today mr. Duncan had had me on today I've been playing with

bugün çok çılgın bir ruh halindeyim bayım. Duncan bugün bana yaptırmıştı

chemicals in the garden cutting off moss I think you've been a bit you been

Bahçede kimyasallarla oynuyordum yosunları kesiyordum sanırım biraz sen

sniffing the chemicals no I think that is very ancient I bet that's hundreds of

kimyasalları kokluyorsun hayır bence bu çok eski bahse girerim bu yüzlerce

years old and somebody died and they were buried in that and there would have

yıllık ve biri öldü ve oraya gömülmüşlerdi ve

been a big slab over the top let's have a look and surprisingly enough whoever

tepede büyük bir levha olurdu hadi bir bakalım ve şaşırtıcı bir şekilde

was in there must have been quite tall and they're normally very short no but

oradaki her kimse oldukça uzun olmalı ve normalde çok kısalar hayır ama

they in olden days yes but I was going to get in but I realized that I was too

eski günlerde evet ama ben gidiyordum içeri girmek için ama çok uzun olduğumu fark ettim

tall but of course because you're very short you're very small I'm five foot

ama tabii ki sen çok kısa olduğun için sen çok küçüksün ben

nine and a half mr. Donnelly yeah that is not short that is above average male

1.99 buçuk bayım. Donnelly evet bu kısa değil ortalamanın üzerinde bir erkek

well you are that height when you're wearing your mother's high-heeled shoes

peki annenizin yüksek topuklu ayakkabılarını giydiğinizde o boydasınız

but normally not so there's mr. Steve and this is in much Wenlock but but I

ama normalde öyle değil yani mr. Steve ve bu Wenlock'ta çok ama ama

still can't believe you did that I still can't believe you actually

yine de bunu yaptığına inanamıyorum, gerçekten

climbed into that casket could we have been said to be desecrating a grave well

o tabutun içine tırmandığına hala inanamıyorum.

but desecrating that means that you're destroying it so there isn't anyone in

yani orada kimse yok hayır

there no it was there I mean it was just there I mean it's asking for somebody to

ordaydı yani sadece oradaydı demek istediğim birinin orada

lie down there wasn't there wasn't a body already in there what happened to

yatmasını istiyor değilmiydi zaten orada bir ceset yokmuydu cesede ne oldu

the body about rabbits and grave robbers have taken the original body out you

tavşanlar ve mezar hakkında hırsızlar orijinal cesedi çıkardılar

know what I think I think it must have been a spare one spare one and they've

ne olduğunu biliyorsun sanırım yedek bir tane olmalı ve

put it there but I'm sure that you're not the first person to do

onu oraya koymuşlar ama eminim bunu yapan ilk kişi sen değilsin

I'm sure other people have climbed into that same thought about it many times

eminim diğer ölümden bahsetmeden önce insanlar aynı düşünceye birçok kez tırmandılar

before we're talking about death death death not a very nice subject this is a

ölüm ölüm pek hoş bir konu değil bu

subject that a lot of people don't like to talk about or think about but it's

birçok insanın hakkında konuşmayı veya düşünmeyi sevmediği bir konu ama

part of life as far as I'm concerned it's just a natural part of living just

hayatın bir parçası bana göre bu sadece yaşamanın doğal bir parçası tıpkı

like birth and living breathing seeing hearing eating and dying it's all part

doğum gibi ve yaşamak nefes almak görmek duymak yemek yemek ve ölmek gibi hepsi

of nature so today we are talking about death I thought very quickly we would

doğanın bir parçası bu yüzden bugün ölümden bahsediyoruz çok hızlı bir şekilde doğrudan

have a look at some words connected directly and also you have some words as

bağlantılı bazı kelimelere bir göz atabileceğimizi düşündüm ve ayrıca bazı kelimeleriniz de var,

well don't got a lot of words that are a surprising number of words idioms and

çok fazla kelimeniz yok, şaşırtıcı sayıda kelime olan deyimler ve

phrases with the word death in it there are made and it took me a couple of

içinde ölüm kelimesi olan deyimler var ve

hours this morning disordered or that mr. Duncan I want to do a lot more in

bu sabah düzensizliğim ya da o bayım birkaç saatimi aldı. Duncan bahçede çok daha fazlasını yapmak istiyorum

the garden and before you came on life I'm glad you told us that ah but there

ve sen hayata gelmeden önce bunu bize söylediğine sevindim ah ama işte evet,

you go yes I'm so glad to hear your process so here are some words very

sürecini duyduğuma çok sevindim bu yüzden işte bazı kelimeler çok

quickly so general words to do with death and then we will go back to the

hızlı çok genel kelimeler ölümle ilgili ve sonra

live chat because Steve likes the live chat opposed to the dead chat haha do

canlı sohbete geri döneceğiz çünkü Steve ölü sohbete karşı canlı sohbeti seviyor haha

what I did there mr. Duncan live chat not dead oh I see the opposite so that's

orada benim yaptığımı yapın bayım. Duncan canlı sohbet ölü değil oh ben tam tersini görüyorum yani

it so the opposite of dead is alive or you can say live and dead funeral dudu

ölünün zıttı canlı ya da canlı ölü cenaze diyebilirsiniz dudu

it's your funeral mr. Duncan funeral is a phrase funeral is a word it is a noun

bu sizin cenazeniz bayım. Duncan cenazesi bir deyimdir cenaze bir kelimedir,

that describes the act of putting a person to rest so normally a ceremony

bir kişiyi toprağa verme eylemini tanımlayan bir isimdir, bu nedenle normalde

will take place before the body is buried or burnt or stuffed you stuff a

cenaze gömülmeden veya yakılmadan veya bir

person I don't think you can I think you can because well is isn't a chairman mao

kişiyi doldurmadan önce bir tören yapılır Yapabileceğinizi sanmıyorum Bence yapabilirsin çünkü Çin'de bir başkan mao değil

in china chairman mao is actually preserved hmm they're not stuffed

başkan mao aslında korunmuş hmm onlar

he's preserve in a big glass case floating around in

formaldehyde not sure you can stuff a human being even got tough enough skin

formaldehit içinde yüzen büyük bir cam kutuda saklanıyor Bir insanı yeterince sert bir cilde sahip olsa bile doldurabileceğinden emin değil

or fur I know who stuffed the is it is it Lennon

ya da kürk kimin doldurduğunu biliyorum Lennon mu

well he's preserved yes I think he's not on display anymore

iyi korunmuş evet sanırım artık sergilenmiyor

anybody watch him from Russia is Lennon still on display I don't think he is

onu Rusya'dan izleyen var mı Lennon hala sergileniyor İyi olduğunu düşünmüyorum Bence

good I think he was deteriorating you know I would like to be stuffed so so I

kötüleşiyordu biliyorsun yapardım Doldurulmayı seviyorum bu yüzden

think that's what I would like I would like it once I'm dead you can you can

sanırım bunu isterim Öldüğümde beğenirim istersen

stuff me if you want so that's stuff a human being I'm sure you can you can

beni doldurabilirsin yani bu bir insanı doldurur eminim yapabilirsin

stuff animals this oh yes because they've got fur you see

hayvanları doldurabilirsin oh evet çünkü kürkleri var,

so you can't they've got very tough skin with fur so you can stuff them full of

göremiyorsunuz, kürklü çok sert bir derileri var, bu yüzden onları

cotton wool or something and and you wouldn't know but because we've got

pamuk yünü veya başka bir şeyle doldurabilirsiniz ve siz bilemezsiniz ama bizim

clear skin clear you know you can't the skins too you can't stuff a human being

temiz bir cildimiz olduğu için sizi temizler. Biliyorsun, derileri de yapamazsın, bir insanın içini dolduramazsın

but what about what about when you sit down on your leather sofa so the leather

ama peki ya deri koltuğuna oturduğunda, deri

it's just stuffed isn't it really you've just left

doldurulmuş, değil mi, gerçekten

cowhide isn't it tough okay you could make me into a sofa so so maybe you

sığır derisini bırakmışsın, değil mi? zor tamam beni bir kanepeye çevirebilirsin böylece belki

could have a mr. duncan sofa so you could take my seat sitting on that you

bir bay olabilirsin. duncan kanepe böylece benim yerime oturabilirsin ki

could take my skin and you could make it into a lovely love enough a lovely sofa

derimi alabilirsin ve onu yeterince sevimli bir aşka dönüştürebilirsin güzel bir kanepe

animal skins very tough covered in fur you can stuff it and you can't see

hayvan derileri çok sert kürkle kaplıdır içini doldurabilirsin ve

what's underneath but if you try to stuff a human being

altında ne olduğunu göremezsin ama eğer bir insanın içini doldurmaya çalışırsan, bu

you'd be it would look a mess I'm going to be stuff we look a mess

berbat görünürdü, ben bir eşya olacağım, berbat bir halde

preserved you see if we can we can put you in a bath of formaldehyde hmm or gas

korunmuş görünürsün, eğer yapabilirsek, seni korumak için formaldehit hmm veya gaz

or something to preserve you and then put makeup on you you see when an animal

veya başka bir şeyle dolu bir banyoya sokabilir miyiz? ve sonra sana makyaj yap bir hayvan öldüğünde görürsün o kadar da kötü görünmediğini

dies you can't often tell it doesn't look that bad no but because the fur it

çoğu zaman söyleyemezsin hayır ama kürk deriyi kapladığı için

covers the skin you can't see the skin going pale when a human being dies or

bir insan öldüğünde ya da sen öldüğünde teninin solgunluğunu göremezsin

you've seen a dead body is no nice I've never I've never actually seen a dead

Bir ceset görmek hiç hoş değil Hiç görmedim Gerçekten bir

body I've never seen a dead person ever but but you have haven't you I have I'm

ceset görmedim Hiç ölü bir insan görmedim ama sen gördün değil mi Ben var

not gonna say who go into that but it wasn't very nice not a pleasant

Kimin girdiğini söylemeyeceğim o ama çok hoş değildi hoş bir

experience so I've never done that I've never I've never been near a dead person

deneyim değildi bu yüzden daha önce hiç yapmadım daha önce hiç ölü bir kişinin yanında bulunmadım

or even touched a dead person I've touched dead animals that's something

hatta ölü bir kişiye dokunmadım ölü hayvanlara dokundum bu

that people do go around touching dead I imagine

insanların yaptığı bir şey Ölüye dokunmak,

feeling very similar you know when you buy a chicken from the supermarket mmm

çok benzer hissettiğimi hayal ediyorum, bilirsiniz, süpermarketten bir tavuk aldığınızda ve

and you take it out of the the wrapper you take the the packaging off off the

onu paketinden çıkardığınızda,

chicken and you touch it I imagine that that a dead person must feel very

tavuğun paketini açtığınızda ve ona dokunduğunuzda, ölü bir insanın bunu hissetmesi gerektiğini hayal ediyorum. sevmeye çok

similar to like it like a frozen turkey or frozen chicken that's what I think

benzer donmuş bir hindi ya da donmuş tavuk gibi bence de bu

anyway I've never I've never touched a dead person it's not something that

zaten ölü bir insana hiç dokunmadım bu

people normally aspire to doing though you know again visit the local morgue

insanların normalde yapmaya can attığı bir şey değil ama yine yerel morgu ziyaret etmene izin verebileceklerini biliyorsun

they might let you it's on my list of things to do you're in a strange mood

yapılacaklar listemde bugün garip bir ruh halindesin

today well we are talking about a strange

peki garip bir

topic now when I was young I'm gonna let you into a little thing first of all

konudan bahsediyoruz şimdi ben gençken size öncelikle çocukluğumla ilgili küçük bir şeyden bahsedeceğim

about my childhood now I actually experienced death at a

şimdi ölümü gerçekten yaşadım

very early age and it really did have I have a very strong and profound affect

çok erken yaşta ve gerçekten yıllarca üzerimde çok güçlü ve derin bir etki yarattı,

on me for for many years in fact it really did scare me scare me it scared

aslında beni gerçekten korkuttu, beni ölümüne korkuttu,

me to death you might say that one of my expressions

ifadelerimden birinin

already there is a certain TV show and this is something that I'm not making up

zaten var olduğunu söyleyebilirsiniz. Belli bir TV şovu ve bu benim uydurmadığım bir şey var 1970'lerde 1970'lerin

there is a TV show that was on in the 1970s the very early 1970s and the name

başlarında bir TV şovu vardı ve

of the show was Pipkins and this is the show that introduced me as a very young

programın adı Pipkins'ti ve bu beni çok küçük bir çocuk olarak tanıtan şovdu.

child to death because they talked about it in one of the episodes where one of

ölüme çünkü

the main characters an elderly man died and so what they did they actually

ana karakterlerden birinin yaşlı bir adamın öldüğü bölümlerden birinde bundan bahsettiler ve bu yüzden yaptıklarına aslında

included his death is part of a story in this children's program brave and that's

onun ölümünü dahil ettiler bu çocuk programındaki bir hikayenin parçası cesur ve evet evet

yes I asked what I thought and they're talking all about it and that's how I

ne düşündüğümü sordum ve bunun hakkında konuşuyorlar ve ben

found out about death and I was only about maybe five five years old so

ölümü böyle öğrendim ve sadece belki beş beş yaşındaydım, bu yüzden

that's how I learnt all about it but the crazy thing about it is I I learned

her şeyi böyle öğrendim ama bununla ilgili çılgın şey,

about death for it from these characters

ölümü onun için bu karakterlerden öğrendim

well that is that a hare or a rabbit that is a hair it doesn't look very

peki bu bir tavşan ya da tavşan kılı olan bir tavşan

alive to me no that looks like a stuffed animal hmm so that that is the character

bana pek canlı görünmüyor hayır bu doldurulmuş bir hayvana benziyor hmm yani bu karakter

or one of them and the other character that told me all about death is is this

ya da onlardan biri ve diğer karakter bana ölüm hakkında her şeyi anlattı bu mu yani bu

one so this is how I know I think you can see now why I'm so strange somebody

böyle biliyorum sanırım şimdi neden bu kadar tuhaf olduğumu anlayabilirsiniz biri

cut his nose off I don't know I think it's supposed to be a pig so we've got

burnunu kesmiş bilmiyorum sanırım bunun bir domuz olması gerekiyor bu yüzden

these characters they're very scary children's program animals they're not

bu karakterlere sahibiz onlar onlar çok korkutucu çocuk programı hayvanlar

very friendly looking at know that they're quite scary looking creatures

pek arkadaşça bakmazlar, oldukça korkunç görünen yaratıklar olduklarını bilirler

but this is a show I used to watch as a child and this this particular program

ama bu benim çocukken izlediğim bir programdı ve bu özel program

introduced me to death wonderful so I found out all about it and it haunted me

beni ölüme götürdü harika bu yüzden her şeyi öğrendim bu ve yıllarca peşimi bırakmadı bu

for many years so there you go I thought I'd share that with you so

yüzden işte bunu sizinle paylaşayım dedim bu yüzden

that's how I found out about it before then I didn't know about it you see I

daha önce bu şekilde öğrendim sonra haberim yoktu anlıyor musunuz

just I just thought this is nice it's the world oh isn't that nice so

sadece bunun güzel olduğunu düşündüm dünya ah o kadar güzel değil mi

television is fun television is colorful and exciting and then one day they said

televizyon eğlenceli televizyon renkli ve heyecan verici ve sonra

one day you're going to die and then that's it my little childhood was

bir gün bir gün öleceksin dediler ve işte bu kadar benim küçük çocukluğum

shattered and it's like really find out find out there's no father Christmas

paramparça oldu ve gerçekten baba olmadığını öğrenmiş gibi Noel

sorry there is there is a father Christmas he exists and he's definitely

üzgünüm, bir Noel Baba var, o var ve o kesinlikle

real mr. Duncan how could you say not dealing with children these are educated

gerçek Bay. Duncan, nasıl olur da çocuklarla ilgilenmediğimizi söylersin,

intelligent people that are watching us how could you say that

bizi izleyen eğitimli, zeki insanlar, seni

I can't believe if there are any children watching you know it's about

izleyen çocuklar varsa inanamıyorum,

time you realized what life is really like and we've only got like is it six

hayatın gerçekte nasıl bir şey olduğunu anlamanın zamanının geldiğini nasıl söylersin? sadece

weeks or five weeks till Christmas I'm so excited

Noel'e altı hafta mı yoksa beş hafta mı var gibi çok heyecanlıyım

can we have a look at the live chat mr. Duncan because I want to see if there's

canlı sohbete bir göz atabilir miyiz bay. Duncan çünkü hala izleyen var mı görmek istiyorum bugün bir

anyone still watching there are lots of people today let's have a look at the

sürü insan var

live chat everyone here it comes right now

canlı sohbete bir göz atalım herkes hemen şimdi geliyor oh

oh yes Caroline says it's fine to talk about that topic all people are talking

evet Caroline bu konu hakkında konuşmanın sorun olmadığını söylüyor tüm insanlar

about their parents that have died by the look of it Pedro who you've promoted

ebeveynleri hakkında konuşuyor görünüşe bakılırsa öldü Pedro kime terfi ettirdin neye ne diyorsun

to what's the what would you call Pedro is today's moderator who so he's not

Pedro bugünün moderatörü bu yüzden

just randomly deleting people he's been quite good then yes that cities he has

insanları rasgele silmiyor o zaman oldukça iyiydi o zaman evet yetkiye sahip olduğu şehirler

authority Jordao says what kind of program was that how can someone

Jordao ne tür bir program olduğunu söylüyor birileri

introduce death with these characters I know I agree with you I think that's why

bu karakterlerle nasıl ölümü tanıştırabilir biliyorum sana katılıyorum sanırım bu yüzden

I was I was a very strange child I think I was I think I suffered some

çok tuhaf bir çocuktum sanırım öyleydim sanırım

sort of traumatic stress from it because for many years I used to wake up

bundan bir tür travmatik stres yaşadım çünkü uzun yıllar uyanırdım her

screaming having had nightmares night after night and I think it was that

gece kabus gördüğü için çığlık atarak ve bence bunu

program that did it yes Catherine says that she's seen her father dying yeah

yapan o programdı evet Catherine babasının ölürken gördüğünü söylüyor evet

very tough I've been through that as well Catherine that's very it's very

çok zor ben de bunu yaşadım Catherine bu çok çok

upsetting to see particular if it's a slow lingering death through a long-term

üzücü özellikle eğer bir uzun süreli bir hastalık yoluyla yavaş yavaş devam eden ölüm

illness it can be very it can be very traumatic to watch somebody that you

çok olabilir çok çok travmatik olabilir sevdiğin birinin bunu yaşamasını izlemek çok travmatik olabilir

love going through that yes we're very sorry about that Catherine I think I

evet bunun için çok üzgünüz Catherine sanırım ölümün fetüs berbat olduğunu

could sum it up very easily by saying death sucks fetus said that he has

söyleyerek çok kolay bir şekilde özetleyebilirim

buried his mother this week so you know condolences there for you learnt Vitesse

bu hafta annesini gömdüğünü söyledi, bu yüzden orada başsağlığı diliyoruz çünkü Vitesse'yi öğrendiniz,

that so must be very very raw still yeah he's only just gone through that so

bu çok çok ham olmalı, yine de evet, o bunu daha yeni yaşadı, bu yüzden

we're not really making fun of these things we are talking about it in an

bu tür şeylerle gerçekten dalga geçmiyoruz.

open and honest way because that's one of the things I've always prided myself

açık ve dürüst bir şekilde çünkü bu,

about Steve over the past twelve years doing this I I often like to talk about

Steve'in son on iki yıldır bunu yapmasıyla ilgili kendimle her zaman gurur duyduğum şeylerden biri.

things that and sometimes if you're talking about a subject like death or

difficult if you can lighten it if you can make it humorous it makes it easier

mizahi hale getirebilirseniz hafifletebilirsiniz,

to talk to and sometimes easy to bear so sometimes you know people joke about

konuşmayı kolaylaştırır ve bazen katlanılması kolaydır, bu yüzden bazen insanların ölüm hakkında şaka yaptığını bilirsiniz

death because it is such a horrific thing to think

çünkü düşünmek o kadar korkunç bir şeydir ki,

about that the only way to the only way to talk about it is actually to is to

hakkında konuşmanın tek yolu budur. aslında bununla dalga geçmek, buna gülmek

make fun of it to laugh of it yes that's you're not making fun of individual

evet bu,

people who have lost anybody yeah just the subject itself that's it

kimseyi kaybetmiş bireysel insanlarla dalga geçmiyorsunuz evet sadece konunun kendisi bu

Ann Ann British humor especially British humour we do tend to sort of make fun of

Ann Ann İngiliz mizahı, özellikle İngiliz mizahını bir şekilde yapmaya eğilimliyiz

these these types of subjects and also well as I mentioned earlier in the

bu tür konuların eğlencesi ve ayrıca alıntıda daha önce bahsettiğim gibi

excerpt because I showed an excerpt earlier about death and the full version

çünkü daha önce ölüm hakkında bir alıntı gösterdim ve dersin tam versiyonu

of the lesson is available under this live stream so it is underneath with all

bu canlı yayının altında mevcut, bu yüzden tüm

of my playlists as well we also have coffin now this is the thing that Steve

oynatma listelerimin altında da var. şimdi de tabut var bu Steve'in

was lying in earlier yes coffin is the box although that was

daha önce içinde yattığı şey evet tabut kutu

made of stone yes so that particular one was made of stone yes let's just save

taştan yapılmış olmasına rağmen evet yani o taştan yapılmıştı evet

the live chat very interesting well let's have a look because we found out

canlı sohbeti çok ilginç bir şekilde kaydedelim, bir bakalım çünkü biz

from somebody there that Lenin is still in the mausoleum mausoleum which is

oradaki birinden Lenin'in hala mozolede olduğunu öğrendim, bu bir

sort of a building or an area in a building where people go to to where

tür bina ya da bir binada insanların

people are buried where people go to see somebody who's died to is still there

gömüldüğü, ölen birini görmeye gittikleri bir alan, hala orada

that's incredible and pedra of course has asked a really big question mm-hmm

olması inanılmaz ve pedra tabii ki çok büyük bir soru sordu mm-hmm

the big question that everyone wants an answer to to which there is no answer

herkesin yanıtlamak istediği ama yanıtı olmayan büyük soru

what happens after death no of course we don't know we've got lots of religions

ölümden sonra ne olur hayır elbette anlatmaya çalışan pek çok dinimiz olduğunu bilmiyoruz

that that try to tell us what may or may not happen but nobody really knows oh of

bize ne olabilir ya da olmayabilir ama kimse gerçekten bilmiyor oh

course everyone has their own personal thoughts

tabii ki herkesin bu konuda kendi kişisel düşünceleri

and feelings on it now now I'm I'm not a believer in life after death I think

ve hisleri var şimdi ben ölümden sonra hayata inanmıyorum sanırım

it's like pretty much before you were born in fact if you think of your

bu sen doğmadan hemen önceki gibi aslında

earliest memory Steve think of your very earliest memory the first memory that

en eski anınızı düşünüyorsanız Steve en eski anınızı düşünün

you have imagine that first memory in your head think about it now think about

hayal ettiğiniz ilk anıyı kafanızdaki ilk anıyı düşünün şimdi

the day before that first memory or the week before that first

o ilk anıdan önceki günü veya o ilk anıdan bir hafta önceki günü

ever memory think about a year before that first ever memory that's that's

düşünün düşünün bir yıl önce o ilk hatıra bu bence

what I think being dead feels like that's it

ölü olmak böyle hissettiriyor öyle mi

it's just nothing there's nothing you didn't know anything before you were

hiçbir şey yok doğmadan önce hiçbir şey bilmiyordunuz

born yes it's not I don't think yes people

evet hayır Sanmıyorum evet

when people say they they're frightened it well yes you can be frightened of

insanlar öyle olduklarını söylediklerinde iyi korkuttun evet ölmekten korkabilirsin bence bu yüzden

dying I suppose so certainly be frightened of having a

kesinlikle

painful or or a traumatic death hmm you know being murdered or being burnt or

acılı veya travmatik bir ölümden kork

something horrific like that torture yes well there is lingering there is a

distinction there is a distinction between between death that is being dead

ölmek olan ölüm ile

and dying which is the act of going to that place so you are going to that

o yere gitme eylemi olan ölmek arasındaki ayrım, böylece

point where you do actually die so you can have a quick death you can get hit

gerçekten öleceğiniz o noktaya gideceksiniz, böylece hızlı bir ölüm yaşayabilirsiniz,

by a train boom done or you can die slowly yeah ain't agony so there are two

bir tren patlamasıyla çarpabilirsiniz ya da siz yavaş yavaş ölebilirim evet ıstırap değil bu yüzden iki

choices really one thing's for certain you probably something that somebody

seçenek var gerçekten kesin olan bir şey muhtemelen

said something to be a long time ago which help me no point in worrying about

uzun zaman önce birinin söylediği bir şey yaptığını bileceksin

death because once you're dead you're not going to know you did yes that's not

evet bu

going to actually no you can spend all your life worrying about dying and then

aslında olmayacak hayır tüm hayatını ölmek için endişelenerek geçirebilirsin ve sonra

your life is miserable and then you die and then you don't know that you're dead

hayatın perişan olur ve sonra ölürsün ve sonra zaten öldüğünü bilmezsin,

anyway so the whole thing is it make makes it makes it all pointless really

yani her şey bu yapmak her şeyi anlamsızlaştırıyor gerçekten öyle

doesn't it yes some people believe depending on your religion that could be

değil mi evet bazı insanlar dininize bağlı olarak bunun

heaven in hell some people believe in reincarnation that's it whereas you come

cehennemde cennet olabileceğine inanıyor bazı insanlar reenkarnasyona inanıyor oysa siz

back as come back as another creature or even as another human beings you keep

başka bir yaratık olarak geri geliyorsunuz, hatta başka bir insan olarak geri geliyorsunuz daha

going through this cycle until you've achieved a higher plane and then you're

yüksek bir düzleme ulaşana kadar bu döngüden geçmeye devam edin ve sonra

off somewhere else it's it's you know one of them it would probably probably

başka bir yere gidiyorsunuz, bu onlardan birini biliyorsunuz muhtemelen

people often wonder well which one is the right one what should I believe in

insanlar genellikle hangisinin doğru olduğunu merak eder, neye inanmalıyım

well probably none of them are wrong there isn't a should that's that's

muhtemelen hiçbiri bunların bir kısmı yanlış olmalı diye bir şey yok bu o

that's it isn't it there isn't a should and we don't know so the no point in

değil mi olması gereken diye bir şey yok ve biz de bilmiyoruz bu yüzden

speculating so should you be good while you're alive if you don't it are there

spekülasyon yapmanın bir anlamı yok o yüzden hayattayken iyi olmalısın eğer yapmazsan'

going to be repercussions if you're a bad person as I always say I believe in

Her zaman söylediğim gibi, kötü bir insan olursan bunun yansımaları olur mu

lie before death that's it this is it life

Ölümden önce yalana inanırım işte bu

before death oh I think I mean now now I know you meant before you were born oh

ölümden önceki yaşamdır oh sanırım şimdi demek istediğim, sen doğmadan önce demek istediğini biliyorum oh

no oh yes so now I can go outside I can feel the warm sunshine on my face I can

hayır oh evet, şimdi dışarı çıkabilirim, yüzümde sıcak güneş ışığını hissedebiliyorum,

feel the chill from the cold breeze I can poke mr.

soğuk esintinin soğuğu hissedebiliyorum, dürtebilirim bay.

Steve like this and he can feel it because we're both alive that's it

Steve böyle seviyor ve bunu hissedebiliyor çünkü ikimiz de hayattayız işte o an

that's that's the moment every single moment that we all are are alive and the

hepimizin yaşadığı her an ve

only thing that separates us between this and eternity is a beat of the heart

bizi bununla sonsuzluk arasında ayıran tek şey bir kalp atışı

very nice mr. Duncan yes the other problem is if you keep constantly

çok güzel bayım. Duncan evet diğer sorun şu ki sürekli olarak

thinking about what happens after death or what happen to actually live now yes

ölümden sonra ne olduğunu ya da şimdi gerçekten yaşamak için ne olduğunu düşünmeye devam edersen evet

because yeah I think it's best to assume there's nothing and just live life to

çünkü evet bence en iyisi hiçbir şey olmadığını varsaymak ve hayatı

the full that's it and then if there is something then great it's a bonus yes

dolu dolu yaşamak o kadar ve sonra bir şey varsa o zaman harika bir bonus evet

but if you you know what what's the point of spending your whole life

ama tüm hayatınızı

thinking about it or acting according to what somebody tells you should do a

bunu düşünerek veya birinin söylediklerine göre hareket ederek geçirmenin ne anlama geldiğini biliyorsanız, bir

religion or something like that I mean if say if for example you believe

din veya benzeri bir şey yapmalısınız, demek istediğim, örneğin buna inanıyorsanız

that that you've got another go another chance you're gonna be reincarnated

Başka bir şansın daha var,

again to have another chance well you might be a bit lazy in this life and

başka bir şansa sahip olmak için tekrar reenkarne olacaksın, bu hayatta biraz tembel olabilirsin ve vay canına,

think wow I can't be bothered with that you know I've got another chance coming

başka bir şansım olduğunu bildiğini düşünemem

in but but the finger off thinking this is it now is the only lesson for that

ama ama bunun şimdi olduğunu düşünmek,

that doesn't work because if you are if you are believing that that you get

işe yaramayan tek ders çünkü eğer öyleysen,

another chance then maybe that next chance will depend on how well you do in

başka bir şansın olduğuna inanıyorsan, o zaman belki bir sonraki şans bu hayatta ne kadar iyi yaptığına bağlı olacaktır. demek istediğim bu, spekülasyon

this life well that's well that's my point I mean

I don't speculate I don't think about it in fact in some ways I'm kind of looking

yapmıyorum, aslında bazı açılardan bunun hakkında düşünmüyorum, bunun için

forward to it it's it's sort of what you know you get to a point where maybe

sabırsızlanıyorum, bu bir tür bildiğiniz şey, bir noktaya geldiğinizde

maybe you're old and you're dribbling down yourself and you keep wetting

belki de ' yaşlısın ve kendi kendine damlatıyorsun ve altına

yourself in pooing your pants it might be a good time to actually do it covers

kaka yaparken kendini ıslatıyorsun gerçekten yapmak için iyi bir zaman olabilir yardımlı ölümden

many many areas you see you talking about assisted dying Mr Dan well some

bahsettiğini gördüğün birçok alanı kapsıyor Bay Dan pekala bazı

people do believe in that believe dying some people believe that

insanlar buna inanıyor ölüme inanıyor bazı insanlar,

if you are in pain or if you are suffering you should you should be

eğer acı çekiyorsan ya da ıstırap çekiyorsan,

allowed to end your own life or you should get someone to help you end your

kendi hayatına son vermen gerektiğine ya da birisinin hayatına son vermene yardım etmesi gerektiğine inanıyor,

life yeah yeah I mean this shanab rooms were opening up there well they shoot

evet evet, demek istediğim bu shanab odaları orada açılıyordu ve ateş ediyorlar

horses if a horse gets a bad leg Oh oh hello I'm I'm I'm a lovely horse

atlar eğer bir atın bacağı sakatlanırsa Oh oh merhaba ben güzel bir atım

but but the other day I hurt my leg and now I can't walk very well they take

ama geçen gün bacağımı incittim ve şimdi pek iyi yürüyemiyorum

them into a field and they shoot them they kill them that's because it's a

onları bir tarlaya götürürler ve ateş ederler onları öldürüyorlar çünkü o bir

horse not a human being okay so we can you know you can yeah yeah animals are

at, bir insan değil tamam o yüzden biz bilirsin yapabilirsin evet evet hayvanlara

treated differently aren't they well they are because I was aren't seen but

farklı davranılıyor değil mi onlar iyi çünkü ben görülmedim ama

but the problem nowadays is he no but people nowadays think animals and human

ama bugünlerde sorun o hayır ama günümüzde insanlar hayvanların ve

beings are on the same level well I mean I you know that there is a big case to

insanların aynı seviyede olduğunu düşünüyorlar yani demek istediğim,

think that animals in fact in fact that they seem to be proving it more and more

hayvanların aslında aslında bunu giderek daha fazla kanıtlıyor gibi göründüğünü düşünmek için büyük bir durum olduğunu biliyorsunuz,

now that a lot of animals for prof. example monkeys apes I mean that they

çünkü birçok hayvan prof için. . örnek maymunlar maymunlar demek istiyorum ki onlar

they must be thinking and you can see a bird you can see animals are thinking

düşünüyor olmalılar ve bir kuşu görebilirsin hayvanların düşündüğünü görebilirsin

and I mean a dog is obviously happy you can see a dog gets happy I mean to treat

ve demek istediğim bir köpek bariz bir şekilde mutludur bir köpeğin mutlu olduğunu görebilirsin yani

to treat an animal differently what at what point do you decide that they're

bir hayvana farklı davranmayı kastediyorum ne zaman nokta, onların

worth treating in a different way is it their thinking imagine if we found out

farklı bir şekilde tedavi edilmeye değer olduğuna karar veriyor musunuz, bu onların düşüncesi mi, hayal edin,

that that every animal we know is actually thinking yeah a cow is thing

tanıdığımız her hayvanın aslında düşündüğünü öğrensek evet inek bir şeydir

maybe they are actually conscious and they know if we know if they're

belki gerçekten bilinçlidirler ve biliyorlar mı bilip bilmediklerini '

conscious I mean horror of discovering that imagine you're a cow in a field in

bilinçli, yani keşfetmenin dehşeti, senin bir tarlada bir inek olduğunu hayal et, gidiyorsun

you're going oh I'm a cow in the field and I'm very aware of everything that's

oh, ben tarlada bir ineğim ve etrafımda olup biten her şeyin çok farkındayım,

happening around me well you couldn't possibly kill a cow for food then if you

muhtemelen yapamazsın yemek için bir inek öldür o zaman

knew that imagine the horror so talking of animals let's let's

bilseydin, hayvanlardan bahsedecek kadar dehşeti hayal et,

lighten the mood let's chow let's take a look at some lovely animals now this is

ortamı yumuşatalım, yemek yiyelim, şimdi bazı sevimli hayvanlara bir göz atalım, şimdi bu benim

something I filmed and they living animals or dead well there they are

filme aldığım bir şey ve onlar yaşayan hayvanlar ya da ölü kuyular,

living animals just like us for now anyway so let's have a look in the

yaşayan hayvanlar neyse şimdilik bizim gibi o yüzden hadi bahçeye bir göz atalım

garden this is something I filmed a couple of days ago Oh

bu birkaç gün önce çektiğim bir şey oh

prepare to see some real cute things first of all here is a very hungry

gerçekten sevimli şeyler görmeye hazırlanın öncelikle burası çok aç bir

creature this is a magpie feeding in the garden and you can see it's collecting

yaratık bu bahçede beslenen bir saksağan ve

peanuts stuffing his beak or her beak so it's putting peanuts into its beak and

gagasını veya gagasını dolduran fıstık topladığını görebilirsiniz, bu yüzden gagasına fıstık koyuyor ve

flying away and it's come back for some more

uçup gidiyor ve biraz daha bakmak için geri geldi

look at that look one two three four my camera six seven eight nine 10 11 maybe

o bakış bir iki üç dört benim kameram altı yedi sekiz dokuz 10 11 belki

12 13 so that that magpie just collected 13 happiness mister dunne yes and here

12 13 yani o saksağan 13 mutluluk topladı bay dunne evet ve işte

comes a vole oh now we always think these look like mice don't we

bir tarla faresi geliyor oh şimdi hep bunların fareye benzediğini düşünüyoruz, değil mi

they do a bit stayed it they look like nice and now it's a Robin well all I can

biraz kaldılar öyle güzel görünüyorlar ve şimdi bu bir Robin peki tüm

say that this is a very busy corner lot going on in the garden mr. Duncan so

söyleyebileceğim bu bahçede çok yoğun bir köşe partisi oluyor bay. Duncan

there's the Robin and the the vole is back

işte Robin ve fare geri döndü

hello vole he's got a short little tail hasn't he yes looks like a mouse but got

merhaba fare faresinin kısa bir kuyruğu var değil mi evet fareye benziyor ama

a short tail and in a moment we're going to see something that looks like a vole

kısa bir kuyruğu var ve birazdan tarla faresine benzeyen bir şey göreceğiz

but isn't there it is can you see it it's moving around what is that oh well

ama orada değil mi, görebiliyor musun, hareket ediyor, bu nedir, ah, bu bir

that's that's not a vowel that is a shrew shrew that's a great word by the

sesli harf değil, sivri bir kır faresi, bu arada harika bir kelime, bu arada

way it's got a long long nose what's fascinating is there is that a vault and

uzun bir burnu var, büyüleyici olan, bir tonoz var mı ve aynı yerde

you've got a vowel in a shrew living in the same the same place so it looks as

yaşayan bir kır faresinde bir sesli harf var, bu yüzden

if they're sharing the same tunnel that's quite incredible

aynı tüneli paylaşıyorlar gibi görünüyor, bu oldukça inanılmaz bir

evaluation living together so you can see that this corner of the garden is

değerlendirme, bu yüzden bahçenin bu köşesinin

very busy bit of interracial going on there and finally a baby squirrel a baby

çok meşgul olduğunu görebilirsiniz. orada oluyor ve sonunda bir yavru sincap bir yavru

squirrel and this is an actual newborn squirrel you can see it's so tiny and

sincap ve bu gerçek bir yeni doğmuş sincap, görebiliyorsunuz, çok küçük ve

it's obviously very hungry as well having our camera shy is having a little

belli ki çok aç, ayrıca kameramızın utangaç olması

look at the camera okay we've had enough of you you must go now that's very cute

kameraya biraz bakıyoruz tamam mı yeter şimdi gitmelisin bu çok tatlı

mr. Duncan you're clear off did you enjoy that Steve what a what a menagerie

bay Duncan, boşverdin, hoşuna gitti mi Steve ne a ne hayvanat bahçesi

something collection a menagerie collection of animals all in one place

bir şey koleksiyonu bir hayvanat bahçesi koleksiyonu hepsi bir yerde havayı

something different there to lighten the mood because we are talking about a very

hafifletmek için farklı bir şey çünkü

heavy subject today mr. do one more look at the live chat and then we are into

bugün çok ağır bir konudan bahsediyoruz bay. canlı sohbete bir kez daha bakın ve sonra

some words and don't forget we are here on Wednesday we are going to do a live

birkaç söze geçelim ve unutmayın çarşamba günü buradayız

stream to celebrate my 12th anniversary on YouTube on Wednesday late and live

12. yıl dönümümü kutlamak için çarşamba günü geç saatlerde YouTube'da canlı yayın yapacağız ve saat

from 10 p.m. UK time from 10 p.m. UK time that is on Wednesday a one-off

22:00'den itibaren canlı yayın yapacağız. İngiltere saati ile 22:00'den itibaren Birleşik Krallık zamanı, Çarşamba günü bir defaya mahsus

special so not every Wednesday just next Wednesday because it's the 12th

özeldir, bu yüzden her Çarşamba değil, sadece önümüzdeki Çarşamba çünkü bugün 12.

anniversary Steve wants to have a look at the live chat here it is do do do do

yıl dönümü Steve buradaki canlı sohbete bir göz atmak istiyor, yap yap yap yap

yes Olga says can you make separate video of these animals please yes I

evet Olga bunların ayrı bir videosunu çekebilir misin diyor hayvanlar lütfen evet bence

think what I was saying is can you can you load this up separately oh I see so

bunu ayrı ayrı yükleyebilir misin demek istedim,

that people can just watch watch that individual video that's because you do

insanlar sadece o videoyu izleyebilsinler çünkü

film a lot of animal related the birds and everything else so it would be nice

kuşlarla ve diğer her şeyle ilgili birçok hayvanı filme alıyorsun.

to have them all sort of in one place all together so that people could look

Hepsinin bir arada olması güzel böylece insanlar onlara bakabilir

at them I'm fascinated by animals all sorts including human beings so yes I

İnsanlar da dahil olmak üzere her türlü hayvandan etkilenirim bu yüzden evet bunu

will think about that yes I will probably upload that on to my youtube

düşüneceğim evet muhtemelen bunu youtube kanalıma

channel a separate video that's a good idea Oh

ayrı bir yükleyeceğim video bu iyi bir fikir Oh

Nicole says have you visited Stonehenge mr. Duncan Oh mr. Steve what is the

Nicole, Stonehenge'i ziyaret ettiniz mi diyor bay. Duncan Oh bay. Steve

meaning of that monument yes well we have visited Stonehenge haven't we

o anıtın anlamı nedir evet Stonehenge'i ziyaret ettik değil mi yanından arabayla

well we've driven past but we didn't go in because it was too busy so we

geçtik ama içeri girmedik çünkü çok meşguldü bu yüzden

actually went along the road that goes by and we looked and we waved it's

geçen yol boyunca gittik ve baktık ve el salladık bu

Stonehenge hello Stonehenge the thing the coal is nobody really knows why

Stonehenge merhaba Stonehenge kömürün ne olduğunu kimse gerçekten bilmiyor neden

thousands of years ago people actually built Stonehenge they think it's

binlerce yıl önce insanlar Stonehenge'i gerçekten inşa ettiler bunun

something to do with lots of theories of course as it's something to do

pek çok teoriyle ilgili olduğunu düşünüyorlar elbette çünkü her şeyi yapacak bir şey

everything how to tell the time because it certainly is lined up with with I

zamanı nasıl anlatacağım çünkü kesinlikle öyle Sanırım Güneş ile sıraya dizildi

think the Sun but nobody really knows was it what were they worshipping at God

ama kimse gerçekten bilmiyor Tanrı'da neye tapıyorlardı

or was it aliens from another planet there's all sorts of theories and they

yoksa başka bir gezegenden gelen uzaylılar mıydı her türlü teori var ve

don't actually know physically how they move such heavy stones around yes

aslında fiziksel olarak bu kadar ağır taşları nasıl hareket ettirdiklerini bilmiyorlar evet

because we can't actually do it today but as far as we're aware we think it

çünkü biz bugün gerçekten yapamıyoruz ama bildiğimiz kadarıyla

was built by by the ancient druids I think so yes and they worshiped the Sun

eski druidler tarafından yapıldığını düşünüyoruz bence evet ve güneşe tapıyorlardı

they thought the Sun was a God so they worshiped the Sun and so Stonehenge as

onlar güneşin bir tanrı olduğunu düşünüyorlardı bu yüzden güneşe tapıyorlardı ve dolayısıyla Stonehenge

far as we can tell we don't really know we're not sure they used to worship the

Söyleyebileceğimiz kadarıyla, gerçekten bilmiyoruz,

Sun by gathering when the Sun was at its longest and shortest so during the

Güneş'in en uzun ve en kısa olduğu zamanlarda, yani

summer solstice when the Sun was up for a very long time and then when the Sun

yaz gündönümü sırasında Güneş çok uzun süre yükseldiğinde ve sonra toplanarak Güneş'e taptıklarından emin değiliz. Güneş

was at its shortest so when the winter solstice arrived they would also go and

en kısa olduğu zaman, yani kış gündönümü geldiğinde onlar da giderler ve

they would have a ceremony so that's what they think although we're not

bir tören yaparlar, bu yüzden

entirely sure to be honest they were probably sacrificing people as well as

dürüst olduğumuzdan tam olarak emin olmasak da muhtemelen insanları feda ediyorlardı ve

imagine yes there's any evidence of that but ancient cultures used to like

evet olduğunu hayal ediyorlar. bunun kanıtı ama eski kültürler eskiden

sacrificing humans oh they probably sacrificed virgins so so we're okay I

insanları kurban etmeyi severdi oh muhtemelen bakireleri kurban ettiler yani biz

think we're okay aren't we but I am

iyiyiz bence iyiyiz değil mi ama ben evet o

yes he's pure as the driven slush thank you jeff has admired my shirt yes your

tahrik edilen sulu kar kadar saf teşekkür ederim jeff gömleğime hayran kaldı evet

shirt looks amazing I do like your shirt yes if you remember I've worn it before

gömleğin harika görünüyor gömleğini beğendim evet hatırlarsan daha önce giymiştim

we got it from Turkey yes from a shop in Turkey during our holiday in Turkey one

Türkiye'den almıştık evet Türkiye'deki bir dükkandan Türkiye'deki tatilimizden biri

of our one of our two holidays salla is watching in China hello to China and

iki tatilimizden biri Çin'de salla izliyor merhaba Çin ve

hello to seller I was showing some video footage earlier Steve taken during my

satıcıya merhaba Steve'in daha önce Çin'deyken çektiği bazı video görüntülerini gösteriyordum

time in China now these are video clips that no one has ever seen before

şimdi bunlar daha önce kimsenin görmediği video klipler,

not even me well I think you might have seen it but here he is one of them so

ben bile, iyi ki görmüşsünüzdür ama işte o onlardan biri

this is video footage filmed 12 years ago way back in 2006 big wide roads

Bu, 12 yıl önce 2006'da büyük geniş yollarda çekilmiş bir video görüntüsü

they've got them mr. Duncan they have lovely big wide roads in China take a

. Duncan, Çin'de güzel büyük geniş yolları var, oradan

long time to cross there yes and but but this is 12 years ago but apparently now

geçmek uzun zaman alıyor evet ve ama bu 12 yıl önce ama görünüşe göre şimdi

all these roads are just full of cars and even the cycle lanes have now been

tüm bu yollar arabalarla dolu ve bisiklet yolları bile artık

handed over to the cars so this is the place where I used to live in work in

arabalara teslim edildi. Çin'de çalışırken yaşadığım yer burası, İç Moğolistan'da bulunan

China a place called Bao toe which is situated in Inner Mongolia some jr. is

Bao toe adlı bir yer .

watching from China I noticed it yes I just mentioned just a few seconds ago

Çin'den izliyor fark ettim evet sadece birkaç saniye önce

that's why I'm talking about this yes I just mentioned

bahsetmiştim bu yüzden bundan bahsediyorum evet

seller daily sport yes seller who's watching in China recognize this sander

az önce satıcıdan bahsetmiştim evet Çin'de izleyen satıcı bu sander'ı tanıyor

yes so maybe it looks familiar I'm not sure he bent about ow and also

evet bu yüzden belki tanıdık geliyor ben değilim eminim ow ve aynı zamanda delik hakkında eğildi

the hole yes Steve actually came to see me as well did I did I did you can you

evet Steve aslında beni de görmeye geldi mi ben yaptım sen yaptın mı

stuck it for 4 years I'll never know yes not many people could stand living in

4 yıl boyunca sıkıştın asla bilemeyeceğim evet pek çok insan bu nöbette yaşamaya dayanamadı

bout oh it was the most polluted place I've ever been to in my life yeah

oh en çok hayatımda hiç bulunmadığım kirli bir yer evet

definitely it was polluted it was busy people would stare at you because there

kesinlikle kirliydi meşguldü insanlar sana bakardı çünkü

weren't many foreigners there certainly weren't many native English speakers

çok fazla yabancı yoktu kesinlikle o yerde yaşayan anadili İngilizce olan çok fazla kişi yoktu

living in that particular place and I was

ve ben de

of those people and that's what I did all those years ago 12 years ago Steve

onlardandım insanlar ve ben de yıllar önce bunu yaptım 12 yıl önce Steve

that was taken oh do you mean now I do feel old so I have we finished with the

alındı ​​oh yani şimdi kendimi yaşlı hissediyorum bu yüzden

live chat yes for now okay thanks a lot for your messages by the way today we do

canlı sohbeti bitirdik evet şimdilik tamam tamam bu arada mesajlarınız için çok teşekkürler bugün biz Kıymetli zamanınızın

appreciate that you you will spend some of your valuable time with us so that

bir kısmını

jealous of people who believed in in in in life after death mmm-hmm religious

ölümden sonra hayata inanan insanları kıskanmak için bizimle geçireceğiniz için minnettarız mmm-hmm

aspects of that and you know God and everything because it just really must

bunun dini yönleri ve Tanrı'yı ​​ve her şeyi biliyorsunuz çünkü bu

be very comforting you're jealous uh-huh yes I'm envious because you know it's

sizi gerçekten çok rahatlatıyor olmalı Kıskanıyorum uh-huh evet kıskanıyorum çünkü bilirsin

nice to think that you know if you lead a good life you're gonna go to heaven

iyi bir hayat sürersen cennete gideceğini bildiğini

and you know meet all your relatives some long-lost friends and have just a

ve tüm akrabalarınla, uzun süredir kayıp olan arkadaşlarınla ​​tanışacağını bildiğini düşünmek güzel.

lovely time in eternity it can't be very nice I can't think of anything

sonsuzlukta güzel zaman çok güzel olamaz hiçbir şey düşünemiyorum bak sonsuzluğu tüm ailenle geçirmek zorunda kalmaktan

look I can't think of anything worse of having to spend eternity with all your

daha kötü bir şey düşünemiyorum

family oh my great it's bad enough going to see them at the weekend that would be

oh ne güzel hafta sonu onları görecek kadar kötü

never mind spending forever with them perhaps that and that leads very neatly

onlarla sonsuza kadar vakit geçirmeyi boşver belki de bu ve bu çok net bir şekilde

into my first word maybe that's maybe Steve that's hell maybe we've got it

ilk kelimeme giriyor belki bu belki Steve bu cehennem belki biz

mixed up maybe hell is spending eternity with with all the people that you try to

karıştırdık belki cehennem senin sırasında kaçınmaya çalıştığın tüm insanlarla sonsuzluğu birlikte geçirmektir.

avoid during your life so I what do you say Steve this phrase is hard to do with

hayat öyleyse ben ne diyorsun Steve bu cümlenin

words and the word death yes that is in phrases at the beginning of the end of

kelimelerle ve ölüm kelimesiyle yapılması zor evet bu

phrases or sentences so all of these words are connected to death dying and

cümlelerin veya cümlelerin sonundaki cümlelerin başında yani bu kelimelerin hepsi ölümle bağlantılı ölüyor ve hadi

let's have the first one and we have a new camera now have a new cameras

ilkini yapalım bir ve yeni bir kameramız var şimdi yeni bir kameramız var

because Steve always gets very upset that you can't see what he's showing you

çünkü Steve size gösterdiği şeyi göremediğiniz için her zaman çok üzülür, bu yüzden

so so today we have we have our new super duper big cam so here it is let's

bugün yeni süper aldatıcı büyük kameramız var, işte burada

try it out for the first time there we go except you can see my bitten tude

deneyelim Oraya ilk gittiğimizde, şimdi ısırılmış tırnaklarımı görebiliyorsunuz,

fingernails now which I'm not too pleased about that worry so that's the

ki bu endişeden pek memnun değilim, bu yüzden birini çok fazla korkutmak

first phrase scared to death that means to frighten someone

anlamına gelen korkudan ölüme ilk ifade bu, kelimenin

very much not literally to death it's often used in an exaggerated way so to

tam anlamıyla ölümüne değil, genellikle abartılı bir şekilde kullanılır. bir şekilde

make somebody very frightened for example you could say or don't come up

birini çok korkutmak için, örneğin arkamdan şöyle diyebilirsin ya da gelme,

behind me like that you nearly scared me to death

beni neredeyse ölümüne korkuttun

hmm a certain shock or surprise I thought you were going to tell me

hmm belli bir şok ya da sürpriz bana

something really bad you nearly scared me to death

gerçekten kötü bir şey söyleyeceğini sandım beni neredeyse korkuttun ölüm

yes so it's a it's just a phrase that you use as an exaggeration really so if

evet yani bu sadece abartı olarak kullandığınız bir tabir gerçekten yani

I were to come up behind you suddenly mr. Duncan and you couldn't hear me

ben birdenbire arkanıza gelseydim bayım. Duncan ve sen

coming then you turned red ha you were really scared yourself don't

geldiğimi duyamadın sonra kıpkırmızı oldun ha gerçekten korktun

do that uni scared me to death so it's just to scare to death is the

bunu yapma beni ölesiye korkuttu bu yüzden bu sadece ölümüne korkutmak

action and you you will feel scared to death sudden a sudden shock sudden shock

eylemdir ve birdenbire ölesiye korkacaksın şok ani şok

/ or frightening experience that isn't necessarily going to harm you it's just

/ veya size zarar vermesi gerekmeyen korkutucu bir deneyim bu sadece

a phrase that you use oh don't hope you nearly scared me to death it's a common

sizin kullandığınız bir tabir oh umarım beni neredeyse ölesiye korkutmuşsunuzdur

phrase that people use is it not mr. Duncan it is to scare someone to death -

insanların kullandığı yaygın bir tabir bu bay değil mi? Duncan, birini ölümüne korkutmaktır -

to do something that shocks them you could do it purposely or accidentally

onları şok edecek bir şey yapmak, bunu kasten veya kazara yapabilirsiniz

hmm do mean so for example sometimes I come home from from work drive back mr.

hmm demek, örneğin bazen işten eve geldiğimde bayım geri dönüyorum.

Duncan's been in the house all day on his own and he doesn't hear me come into

Duncan bütün gün evde tek başına ve eve girdiğimi duymuyor

the house and then suddenly the doors are going he comes in ah someone's

ve sonra aniden kapılar açılıyor içeri giriyor ah birinin

breaking into the house unity scared me to death

eve girmesi birlik beni ölesiye korkuttu

yes mr. Steve you make my life sounds so sad mr. Duncan is in the house all alone

evet bayım. Steve, hayatımı çok üzücü kılıyorsunuz Bay. Duncan bütün gün evde tek başına

all day thanks thanks a lot for that by the way I'm alone in a house busy

teşekkürler bunun için çok teşekkürler bu arada evde tek başıma

preparing my lessons exactly you're busy working away here's another one Steve a

derslerime hazırlanmakla meşgulüm tam olarak sen uzakta çalışmakla meşgulsün işte bir tane daha Steve

fate worse than death a fate I'm not you can see our bodies it

ölümden beter bir kader bir kader ben bedenlerimizi göremiyorsunuz

very strange angles don't worry about it as long as you can see there is than

çok garip açılar merak etmeyin görebildiğiniz sürece

death as long as you can see that your hands are cold your hands feel that

ölüm var görebildiğiniz sürece ellerinizin soğuk olduğunu ellerinizin

they're as cold as death mr. Duncan your hands today your hands are freezing

ölüm kadar soğuk olduğunu hissediyorsunuz bayım Duncan ellerin bugün donuyor

no oh my goodness my hands are freezing a fate worse than death

hayır aman tanrım ellerim donuyor ölümden daha beter bir çile o

that's an ordeal that is so bad that a death is preferable a fate fate of

kadar kötü ki ölüm tercih edilir bir kader kader

course is something that's that's going to so it's something that's

elbette ki olacak bir şey yani bu olacak bir şey

going to happen and you can't prevent it from happening so something's happening

olur ve olmasını engelleyemezsin bu yüzden sana bir şey oluyor

to you are going to happen to you that's so bad

sana olacak o kadar kötü ki

you actually feel as though death would be better than that so it's a it's a

aslında ölümün bundan daha iyi olacağını hissediyorsun bu yüzden bu bir

misfortune which makes life not worth a living

talihsizlik hayatı yaşamaya değmez kılan

otice another way of looking at it for example the treatment that I received

başka bir şey örneğin,

for cancer was so bad that it was a fate worse it was like a fate worse than

kanser için aldığım tedavi o kadar kötüydü ki, ölümden beter bir kader gibiydi, bu

death that's an interesting choice yes yes exactly or maybe maybe we could just

ilginç bir seçim evet evet tam olarak ya da belki sadece

use it in in a light-hearted way you can but let's look for some not

bir ışıkta kullanabiliriz -yürekli bir şekilde yapabilirsin ama hadi kaygısız olmayanları arayalım

light-hearted you've certainly found those you could use it for somebody

kesinlikle buldun onları işkence gören biri için kullanabilirsin

who's being tortured oh you could say that torture was a fate worse than death

oh işkencenin ölümden beter bir kader olduğunu söyleyebilirsin

yes you would you would rather die than go through the pain of being tortured or

evet gitmektense ölmeyi tercih ederdin işkence görmenin ya da köleleştirmenin acısı ile

slavery if somebody's taken into slavery which still happens today on many parts

eğer birisi köleliğe alınırsa, bugün dünyanın birçok yerinde hala yaşanıyor,

of the world you could say it was a fate slavery is the fate and it's worse than

bunun bir kader olduğunu söyleyebilirsin kölelik kaderdir ve bu

death because your being alive are going to be so awful that it's a face a fate

ölümden beter çünkü hayatta olman o kadar korkunç olacak ki bu bir yüz,

worse than death so it's a long long term suffering

ölümden beter bir kader, bu yüzden uzun vadeli bir acı

long-term suffering is simply on a lighter note people can say Oh blimey

uzun vadeli bir acı, basitçe daha hafif bir notta insanlar diyebilir ki,

fancy being married to her him or her you could be talking about a couple and

onunla evli olmayı hayal et, bir çift hakkında konuşuyor olabilirsin ve

there's somebody in that relationship that's always nagging at them all makes

bunda biri var her zaman dırdır eden ilişki

their life very difficult you could say Oh blimey I wouldn't like to be married

hayatlarını çok zorlaştırıyor diyebilirsin aman tanrım onlarla evli olmak istemezdim

to them it must be like a fate worse than death

bu ölümden beter bir kader gibi olmalı

yes so we can use it sort of figuratively to sort of just say

evet bu yüzden bunu mecazi anlamda sadece söylemek için kullanabiliriz

something that I'd rather not do yes rather than really something that really

evet gerçekten

is very bad it would be a fate worse than death some people might say

çok kötü bir şey yapmaktansa yapmamayı tercih edeceğim bir şey ölümden beter bir kader olur bazı insanlar

watching mr. Duncan's livestream it is a fate worse than death

mr. Duncan'ın canlı yayını bu ölümden beter bir kader

yes alike how you don't really mean it it's the light-hearted way of sort of

evet hem de nasıl gerçekten kastetmiyorsanız

exaggerating how you feeling another one please going out with somebody you know

başka birini nasıl hissettiğinizi abartmanın hafif yürekli yolu lütfen tanıdığınız biriyle çıkmak

going on a bad date you could say well I went out with them it was

kötü bir randevuya çıkmak iyi diyebilirsiniz Onlarla çıktım sanki ah bu ölümden

it was like oh it was a fate worse than death okay right oh we're down here love

daha beter bir kaderdi tamam tamam ah buradayız

to death to love someone very much so much that they can often get away with a

ölümüne seviyoruz birini o kadar çok seviyoruz ki çoğu zaman pek çoğu paçayı sıyırabiliyor bu yüzden Kelimenin

lot with a lot so it's somebody that you love literally you love them so much

tam anlamıyla sevdiğiniz birini o kadar çok seviyorsunuz ki,

you're gonna love them till till they all you die to love somebody to death it

hepsi ölene kadar seveceksiniz birini ölesiye sevmek, onu

means you love them a great deal she loves her husband to death even when he

çok sevdiğiniz anlamına gelir, o kocasını ona

is unfaithful to her she stays with him again those two will always be together

sadakatsiz olsa bile ölesiye seviyor kalır onunla tekrar bu ikisi her zaman birlikte olacaklar

they love each other to death yes can we mean literally or figuratively that's it

birbirlerini ölesiye seviyorlar evet gerçek veya mecazi

as well so in that sense as well sorry to interrupt but again it's used

anlamda bu kadar demek mümkün mü yani bu anlamda böldüğüm için üzgünüm ama yine kullanılıyor

oh it's often used in a in a poetic way rather than something that's hard and

oh genellikle şiirsel bir anlamda a olarak kullanılıyor sert ve soğuk bir şeyden daha fazla

cold so you might say oh I love you to death or you can also love love anything

diyebilirsin ki ah seni ölesiye seviyorum ya da her şeyi

to death I love it to death I love that music I love it to death so you can sort

ölesiye sevebilirsin ölesiye seviyorum o müziği ölesiye seviyorum böylece bir nevi

of express just how much you you love something or enjoy something another one

seni ne kadar çok sevdiğini ifade edebilirsin bir şeyi sev ya da başka bir şeyden zevk al

at death's door at death's door I often wake up in the morning feeling like that

ölümün kapısında ölümün kapısında sık sık sabahları öyle hissederek uyanırım ki bu

it means you're very close to death so if you were to think about it if if you

ölüme çok yakınsın demektir bu yüzden bunu düşünecek olursan

were in a room and in the next room death was waiting you were waiting right

bir odada ve odada olsaydın yan odada ölüm bekliyordu tam kapının

by the door you're at death's door so it you can describe that as somebody who is

yanında bekliyordun ölümün kapısındasın bu yüzden bunu

very very ill probably in bed maybe on their deathbed and they just they're

çok çok hasta, muhtemelen yatakta belki de ölüm döşeğinde olarak tanımlayabilirsin ve onlar sadece onlar

just very ill but you could say it lit so it can be made it can be said little

sadece çok hasta ama sen yapabilirsin yandığını söyle ki yapılabilsin

literally that somebody is very very ill and you come out and you say well my

birisinin çok çok hasta olduğu az çok söylenebilsin ve dışarı çıkıp iyi dersin

croissants which is very ill they're a death's door it means they're about to

kruvasanlarım ki bu çok hasta onlar bir ölüm kapısı, ölmek üzereler demektir

die they're very close to death but you can also use it in the

' ölüme çok yakınsın ama bunu

an exaggerated way for example you can you can you could say oh oh you've only

abartılı bir şekilde de kullanabilirsin mesela yapabilir misin diyebilirsin oh oh sadece

got the flu you're not at death's door or you can always say I felt so ill you

grip olmuşsun ölümün kapısında değilsin ya da her zaman kendimi çok hasta hissettim diyebilirsin

could felt so you might graze your knee or something and cry a lot a lot about

hissedebilirdin, böylece dizini falan sıyırabilir ve bunun hakkında çok ağlayabilirsin,

it so don't be so ridiculous you're not a death door it's only it's only a

bu yüzden bu kadar saçma olma, sen bir ölüm kapısı değilsin, sadece bu sadece

grazed knee so you can say it's sort of in an offhanded light-hearted way like

sıyrılmış bir diz, bu yüzden bunun bir çeşit hazırlıksız olduğunu söyleyebilirsin bunun gibi tasasız bir şekilde de

that as well men often exaggerate about how ill they feel when they have an

erkekler genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi bir hastalığa yakalandıklarında ne kadar hasta hissettiklerini abartırlar,

illness like a cold or flu yes and they'll say oh I'm feeling so unwell

evet ve oh, kendimi çok kötü hissediyorum,

I'm death's door yes if you want somebody to really if you want a lot of

ölümün kapısıyım, evet, eğer birinin hissetmesini istiyorsanız, derler. gerçekten birinden çok fazla

sympathy from somebody you say to them you know you might have been off work

sempati istiyorsan onlara söylemelisin

the week before but a stomach bug or something oh well I thought I was at

bir hafta önce işten çıkmış olabilirsin ama mide böceği falan

death's door yes but he won't really know just exaggerating can it death can

ölüm, kelimenin

literally mean you know if somebody's very ill in hospital then you can mean

tam anlamıyla, birinin hastanede çok hasta olduğunu bildiğiniz anlamına gelebilir mi, o zaman kelimenin tam anlamıyla, kelimenin

it literally that they are literally about to die here's another one mr.

tam anlamıyla ölmek üzere olduğu anlamına gelebilir, işte başka bir bay.

Duncan something will be the death of something or some or someone repeatedly

Duncan bir şey, bir şeyin veya bazılarının veya birinin tekrar tekrar ölümü olabilir,

causes serious issues for example that so you could save a cat for example kept

örneğin bir kediyi kurtarabilmeniz için

running in front of you all the time and you need to kept tripping up over it

sürekli önünüzde koşmaya devam etmeniz ve sürekli ona takılıp kalmanız gerekmesi gibi ciddi sorunlara neden olur.

you've got a pet dog or a cat you could say huh that cat would be the death of

evcil köpek ya da kedi diyebilirsin ki, o kedi

me one day so because they do something that that is could be actually quite

bir gün benim ölümüm olacak, çünkü yaptıkları bir şey gerçekten çok

dangerous or you might see you might even describe a car you could say that

tehlikeli olabilir ya da bir arabayı bile tarif edebilirsin, o

car plummy that's gonna be the death of me one day

arabanın erik gibi olduğunu söyleyebilirsin. Bir gün benim ölümüm olabilir,

I think he's breaking down in the middle of a motorway or something that

sanırım bir otoyolun ortasında arıza yapıyor ya da

repeatedly keeps happening it's a good way of expressing a hazard oke exactly a

tekrar tekrar olan bir şey, bu bir tehlikeyi ifade etmenin iyi bir yolu, tamam tam olarak bir

hazard you you could say that you might worry about somebody a lot all the time

tehlike, birileri için çokça endişelenebileceğini söyleyebilirsin. zaman

and you might say you might worry about your children or your partner going away

ve çocuklarınızın veya eşinizin gitmesi konusunda endişelenebileceğinizi söyleyebilirsiniz

and it and the worry you might think oh that

ve bu ve düşünebileceğiniz endişe, oh o

person they are that they're going to they're going to be the death of me one

kişi onlar gidecekleri onlar benim ölümüm olacaklar bir

date yes because you just can't sit there doing things that make you worried

randevu evet çünkü sen her zaman seni endişelendiren şeyler yaparak orada oturamam evet bu

all the time yes that's it cool something that causes stress or worry or

harika strese veya endişeye veya

too much anxiety yes you'll be the death of me one day another one another one

çok fazla endişeye neden olan bir şey evet bir gün benim ölümüm olacaksın başka bir başka bir hemen başlıyoruz

right here we go oh I'm not sure I'm getting on very well with this mr. doom

oh ben Bu bayla pek iyi anlaştığımdan emin değilim.

that's alright to Sam the death knell ooh the death

Sam için sorun yok kıyamet çanı ölüm çanı ooh ölüm

knell so the knell isn't out it's an ancient word for a bell so to sound the

çanı bu yüzden çan çalınmaz bu eski bir kelimedir çan için

death at knell means you're sounding a bells just say that something's dying

ölüm çanını çalmak çanları çaldığınız anlamına gelir sadece bir şeyin ölmekte olduğunu

and that that's to cause an organization a system or an activity to fail or end

ve bunun sebep olduğunu söyleyin bir organizasyon bir sistem ya da faaliyet başarısız olacak ya da sona erecek,

so it's going to happen for example the opening of a new

örneğin

out-of-town shopping center sound the death knell for the local high street

şehir dışında yeni bir alışveriş merkezinin açılması yerel ana cadde mağazaları için ölüm çanlarını çalıyor

shops hmm so a big out-of-town shopping mall is opened nobody's going to go to

hmm yani şehir dışında büyük bir alışveriş alışveriş merkezi açıldı

the other shops anymore and so it's inevitable that they're all going to

artık kimse diğer dükkanlara gitmeyecek ve bu yüzden hepsinin

close down and die so it sounds a death knell so the death

kapanıp öleceği kaçınılmaz yani ölüm çanı çalıyor yani ölüm

knell is is the sign of something bad happening or about to happen that's

çanı kötü bir şeyin olduğunun veya olmak üzere olduğunun işareti

going to cause something to finish or end hoodia for example a restaurant

bir şeyin hoodia'yı bitirmesine veya bitirmesine neden olacak, örneğin bir restoran

they're losing their head chef could sound the death knell for the restaurant

baş şeflerini kaybediyorlar, restoran için ölüm çanlarını çalabilir

mm-hmm because if you've got a successful

mm-hmm çünkü başarılı bir

restaurant and your best or head chef leaves then people won't come there so

restoranınız varsa ve en iyi veya baş şefiniz ayrılırsa o zaman insanlar kazandı oraya gelebilsinler diye gelebilirler

it could go they might or it might not be they might find a new chef that's

ya da olmayabilirler aynı derecede iyi yeni bir şef bulabilirler

just as good but it could sound the death knell for that restaurant you can

ama o restoran için ölüm çanı çalabilir

use that a lot of different ways I love that word knell now let me just means

bunu birçok farklı şekilde kullanabilirsiniz ben bu çan kelimesini şimdi seviyorum sadece Bell anlamına gelmeme izin ver,

Bell it's another word for Bell hmm so it's Latin you know there's a bell

bu Bell için başka bir kelime hmm yani Latince biliyorsun çınlayan bir çan var her şeyin

tolling clanging away it means the end of everything the kiss of death is a

sonu anlamına geliyor ölüm öpücüğü buna

similar phrase hmm to that the kiss of death something that

benzer bir ifade hmm ölüm öpücüğü

causes a disaster something that causes a disaster or something to end so you

felakete neden olan bir şey bir felaketin ya da başka bir şeyin sona ermesine neden olur,

could say in those examples you could say the out the new out-of-town shopping

bu örneklerde diyebilirsiniz ki, yeni şehir dışı alışverişin çıkışı diyebilirsiniz

Mail spells the kiss of death for the local high street shops because they

Posta, rekabet edemeyecekleri için yerel ana cadde mağazaları için ölüm öpücüğü büyüsü yapar tamam

won't be able to compete okay here's another one like death warmed up do like

işte bir başkası ölüm gibi ısındı ölüm ısındı gibi yap bu

death warmed up that's someone who looks very ill or is very ill you if somebody

çok hasta görünen veya çok hasta biri sen biri

comes to work and they're very pale they don't look very well you can say to them

işe gelirse ve çok solgunsa pek iyi görünmüyorlar onlara vay

blimey you look like death warmed up so literally that's that's a literal thing

canına ölü gibi görünüyorsun diyebilirsin Kelimenin tam anlamıyla ısındı, bu gerçek bir şey

so if if somebody was dead but you you but you warm them up that's what they

yani eğer biri ölmüş olsaydı ama sen sen ama onları ısıtırsan, o zaman

looked like a so imagine what somebody a dead body would look like warmed up so

ölü bir vücudun nasıl görüneceğini hayal et, bu yüzden ısınmamış

and that's used to describe somebody who's not he was not very well or not

birini tarif etmek için kullanılır o çok iyi değildi ya da

looking very well you look it's a great expression you can say you can describe

pek iyi görünmüyor görünüyorsun bu harika bir ifade

yourself you can you can have a bad cold or something or you can go to work and

kendini tarif edebilirsin kötü bir soğuk algınlığı falan olabilir ya da işe gidebilirsin ve

somebody says all you don't look very well and you can say I feel like death

biri der ki hepsi çok iyi görünmüyorsun ve bugün ölümün ısındığını hissediyorum diyebilirsiniz

warmed up today yes it's a very common phrase in this country so you can use it

evet bu ülkede çok yaygın bir deyim bu yüzden

to express how you feel I feel like death warmed up yeah well

nasıl hissettiğinizi ifade etmek için kullanabilirsiniz Ölüm ısınmış gibi hissediyorum evet

you can describe another person's appearance as looking like death warmed

başka bir kişinin görünüşünü ölümün ısınması gibi tanımlayabilirsiniz

up yes yes so yeah particularly if you've had a bad cold or flu

evet evet yani evet özellikle kötü bir soğuk algınlığı veya grip geçirdiyseniz

oh you drag yourself into work I feel I feel like death warmed up today let's

oh kendinizi işe sürüklüyorsunuz Ölümün ısındığını hissediyorum bugün

have a little break first of all let's have a look at the live chat just to say

biraz ara verelim öncelikle canlı sohbete bir göz atalım sadece

if people end the death ones first well that's okay you get soaked eh don't

eğer öyleyse insanlar önce ölenleri bitirir tamam tamam sırılsıklam olursun eh merak etme

worry about it other groups you see that's okay there's

diğer gruplar görürsün sorun değil

plenty of time there's another thirty is any half an hour mow the lawns well

bol zaman var daha otuz saat var yarım saat çimleri iyi biç

you're not gonna mow the lawn during the show i I've I've got to my chance Kay's

çimleri biçmeyeceksin Kay'ın

gonna be dark you see because we've the era the clocks have gone back yes I get

karanlık olacağını görüyorsun çünkü saatlerin geri alındığı bir çağa sahibiz evet

dark at about five o'clock yes if it causes confusion every year you don't

saat beş civarında hava kararıyorum evet her yıl kafa karışıklığına neden oluyorsa sen yapmıyorsun'

running late today so show mister do so before the summer starts you put the

bugün geç kalmıyorsunuz, bu yüzden gösterin bayım bunu yaz başlamadan önce yapın,

clock forward and and when winter arrives or before it

saati ileri alın ve kış geldiğinde veya ondan önce

you turn the clocks back it's very very very confusing let's have a look at the

saatleri geri alın, bu çok çok çok kafa karıştırıcı,

live chat somebody's given a good example there is LAN Nick most of the

canlı sohbete bir göz atalım, biri orada iyi bir örnek vermiş LAN Nick'tir

survivors of the airplane crash are still at death's door yes that's it

Uçak kazasından sağ kurtulanların çoğu hala ölümün eşiğinde evet bu

deserve there's been a plane crash sir in hospital but they're very ill they

hak etti bir uçak kazası oldu efendim hastanede ama çok hasta onlar

you you know there's been a mass shooting somewhere there's always a mass

biliyorsunuz bir yerlerde toplu silahlı saldırı var bir yerlerde her zaman toplu silahlı

shooting somewhere these days and you can say that the people who are injured

saldırı var bu günlerde ve hastanede yaralanan insanların

in hospital are our death's door so there we go

bizim ölüm kapımız olduğunu söyleyebilirsin, o yüzden

can I use that the rest of these desert salesmen yeah that's just that's the

bu çöl satıcılarının geri kalanını kullanabilir miyim evet bu sadece

name of a film it's a book Six Feet Under

bir filmin adı bu bir kitap Six Feet Under

it means you're dead it's a book by Henry Miller well anyway let's have

yani sen Öldün bu Henry Miller'ın bir kitabı pekala neyse hadi

another one of your words shall we I'll go what can I go back to the old way

sözlerinden bir tane daha alalım gidelim mi gideyim eskiye ne döneyim

just for now to catch your death to catch your death that just means or to

sadece şimdilik senin ölümünü yakalamak senin ölümünü yakalamak bu sadece ya

go to use its full uses to catch your death of cold

gitmek anlamına geliyor soğuktan ölümünü yakalamak için tüm faydalarını kullanmak

catch your death of cold often shorter to catch your death it means you go

soğuktan ölümünü yakalamak için genellikle daha kısadır, dışarı çıktığın anlamına gelir,

outside it's a freezing cold day you haven't got a coat on well catch your

dondurucu soğuk bir gün, üzerinde bir ceketin yok, peki, ölümünü yakala,

death so you might say to you chew it one of the children don't go outside

böylece sana diyebilirsin çiğne onu çocuklardan biri dışarı çıkma

right you count on you'll catch your death of cold so it just literally means

doğru mu güveniyorsun soğuktan öleceksin bu yüzden kelimenin tam anlamıyla hava

because it's so cold you might you might die you might freeze to death or get a

çok soğuk olduğu için ölebilirsin donarak ölebilir veya kötü bir enfeksiyon kapabilirsin anlamına gelir

nasty infection it does not meant literally it's just a phrase to

kelimenin tam anlamıyla abartmak için bir ifade, Henry Miller olan bir şeyi

exaggerate to scare somebody into doing something that's a Henry Miller I met

yapması için birini korkutmak,

Arthur Miller ultimately death catch your death of cold yes to go outside

Arthur Miller ile tanıştım, sonunda ölüm, soğuktan ölmek, evet,

really without and have layers on to protect you okay a death wish let's see

gerçekten olmadan dışarı çıkmak ve sizi korumak için katmanlara sahip olmak, tamam, bir ölüm dileği, hadi görelim görelim.

you see the camera okay there it is yes looks very nice you can see it in

kamera tamam işte evet çok güzel görünüyor

all its glory mr. Duncan oh don't expose myself look at that you've messed me up

tüm ihtişamıyla görebilirsiniz bay. Duncan ah kendimi ifşa etme bak beni mahvettin

their death wish I'm not talking about the the favourite

onların ölüm dileklerinden bahsetmiyorum

films with who was in it mr. Duncan you know death wish death wish one death I

içinde kimin olduğu en sevdiğim filmlerden bahsetmiyorum Bay. Duncan biliyorsun ölüm dilek ölüm dilek bir ölüm

watched the other night I watched wish five and it's the same story in

geçen gece izledim Beşinci dilek izledim ve

every single film it's a guy who's friend or family member gets beaten up

her filmde aynı hikaye bu bir arkadaşı ya da aile üyesi

or killed by horrible gang and then he goes out and finds revenge he he he gets

korkunç bir çete tarafından dövülen ya da öldürülen bir adam ve sonra dışarı çıkıp buluyor intikam o

revenge on all these people and normally kills them what's his name his name is

tüm bu insanlardan intikam alıyor ve normalde onları öldürüyor adı ne onun adı

Charles Bronson yes why do you why did you ask me then do you know there's a

Charles Bronson evet neden bana neden sordun o zaman bir

there's also a famous criminal called Charles Bronson

de Charles Bronson adında ünlü bir suçlu olduğunu biliyor musun

really apparently he admired he admired Charles Bronson so much he changed his

gerçekten görünüşe göre hayrandı Charles Bronson'a o kadar hayrandı ki,

name to Charles Bronson it's true did he get any any good film roles so if

adını Charles Bronson olarak değiştirdi, bu doğru, herhangi bir iyi film rolü aldı mı, yani

someone's got a death wish you sometimes describe people as and we're back here

birinin ölme arzusu varsa, bazen insanları şöyle tanımlarsınız ve biz buraya geri döndük

oh yes describe people as having a death wish it's a reckless person who doesn't

oh evet, insanları ölüm arzusu olarak tanımlayın. pervasız bir insan

fear death or even once death it could be a suicidal urge that drives people to

ölümden veya bir kez ölümden korkmaz insanları pervasız şeyler yapmaya iten intihara meyilli olabilir

do reckless things could be conscious or unconscious a desire for

bilinçli veya bilinçsiz olabilir

self-destruction somebody you might be depressed or feeling hopeless and they

kendini yok etme arzusu biri depresyonda olabilir veya umutsuz hissedebilir ve onlar

just do things because they actually want to die but they're probably too

sadece bir şeyler yaparlar çünkü gerçekten ölmek istiyorlar ama muhtemelen

afraid to commit suicide I think they go off doing stupid things like driving at

intihar etmekten çok korkuyorlar bence

high speeds without wearing a seatbelt go using doing all sorts of dangerous

emniyet kemeri takmadan yüksek hızda araba kullanmak gibi aptalca şeyler yapıyorlar

sports things like that so you can say to Z you can say so you can say it

diyebilirsin ki

flippantly to somebody jokingly oh you're always doing bungee jumping or

birine şaka [ __ ] küstahça söyleyebilirsin oh her zaman bungee jumping yapıyorsun ya da

going diving into caves and and diving under the sea have you got a death wish

mağaralara dalış yapıyorsun ve denizin altına dalış yapıyorsun ölüm dileğin falan var mı

or something yeah so you describe somebody who

evet yani birini

literally and so but some people consciously unconsciously probably do

tam anlamıyla tarif ediyorsun ama bazı insanlar bilinçli olarak bilinçsizce muhtemelen

want to dive over more it's mainly used flippantly yes a person that just likes

daha fazlasının üzerine dalmak isterler, çoğunlukla küstahça kullanılır, evet,

these extreme sports yes so Charles Bronson in that film death

bu ekstrem sporları seven bir kişi, evet, bu yüzden Charles Bronson o filmde ölüm, keşke onun birini

wish you know he he doesn't care somebody you've got nothing to lose his

umursamadığını bilseydin, senin kaybedecek hiçbir şeyin yok,

is somebody died he loved very much and but so he just he wants to get revenge

onunki biri öldü çok sevdi ve bu yüzden o sadece insanlardan intikam almak istiyor

on the people but he does all sorts of reckless things enjoy

ama her türlü pervasızca şeyi yapıyor

shooting guns going into dangerous environments he could count he could die

silah atmaktan zevk alıyor tehlikeli ortamlara giriyor ölebileceğini sayabilirdi

but he doesn't care because you know he's lost what he lost the person he

ama umursamıyor çünkü biliyorsun o ne kaybettiyse sevdiğini kaybetti

loves anyway if you want to see if you want to say a really terrible movie by

zaten eğer görmek istiyorsanız gerçekten korkunç bir film demek istiyorsanız

the way please please check out Death Wish 5 it really

bu arada lütfen Death Wish 5'e bakın lütfen

is it's kind of funny even though the subject is is a little grim though the

konu biraz kasvetli olsa da gerçekten biraz komik

way they filmed it in some of the characters some of the villains it's

bazı karakterlerin bazı kötü adamların filme alma biçimleri

it's almost it's almost funny in fact that all of them are slightly funny or

neredeyse komik aslında hepsi biraz komik ya da

amusing but yes death wish films.the him if you want to watch a rather and and

eğlenceli ama evet ölüm dilek filmleri.

have you noticed that Charles Bronson he's not around anymore by the way so so

Charles Bronson'un artık ortalıkta olmadığını fark ettim, bu yüzden

he did get his wish eventually he's he's it he was a terrible actor I never

sonunda dileğini yerine getirdi, o korkunç bir aktördü

understood how Charles Bronson became a big movie star because I never thought

Charles Bronson'un nasıl büyük bir film yıldızı olduğunu asla anlamadım çünkü

he was a very good actor anyway I digress the last one that just contained

onun çok iyi bir aktör olduğunu hiç düşünmemiştim zaten ben Az önce ölüm kelimelerini içeren sonuncusu konuyu dağıtın

the words death okay what are we doing sick to death oh okay I'm sick to death

tamam ne yapıyoruz can sıkıntısından oh tamam her Pazar

of doing these live streams with you every Sunday Steve said he's sick to

sizinle bu canlı yayınları yapmaktan ölesiye bıktım Steve

death of doing the live stream and that phrase means to be really annoyed about

canlı yayın yapmaktan ölesiye bıktığını söyledi ve bu ifade şu anlama geliyor bir şeye gerçekten kızmak

something or pissed off is a phrase you'd use today you're really pissed off

ya da kızmak bugün kullanacağın bir tabirdir gerçekten kızdın bir

you're annoyed about something yes we get it

şeye sinirlendin evet anladık evet

yeah I'm sick to death of your moaning and groaning you could say to somebody

inlemenden ve inlemenden ölesiye bıktım birine söyleyebilirsin Odanızı

I'm sick to death of you not cleaning up your room and tidying it up I'm sick to

temizlememenizden ve toplamamanızdan ölesiye bıktım

death of doing these live streams it's just it's just afraid we put this is a

Bu canlı yayınları yapmaktan ölesiye bıktım sadece korkarım ki bu

weird view that you people are seeing here mr. Duncan

sizlerin burada gördüğünüz tuhaf bir görüntü . Duncan az önce evet

you just said yeah not sure that this technically is working very well today

dedin, bunun teknik olarak bugün çok iyi çalıştığından emin değilim

oh I'm sick to death of you messing around with the controls mr. Duncan will

oh kontrollerle uğraşmanızdan ölesiye bıktım bayım. Duncan

you just keep them steady okay I'm sick to death it's a comet it's

onları sabit tutar mısın tamam mı ben ölesiye hastayım bu bir kuyruklu yıldız bu

a phrase that we use a lot yes when you're really annoyed about

çok kullandığımız bir tabir evet buna gerçekten kızdığında bıktım usandım

that I'm sick to death of that I think Steve the death of my job I think I

bundan ölesiye Steve sanırım işimin ölümü

think Steve is sick to death of me to the meaning literally you just feel so

Sanırım Steve benden ölesiye bıktı, yani kelimenin tam anlamıyla kendinizi çok

bad and annoyed I'm sick to death of you mr. Duncan

kötü ve sinirli hissediyorsunuz, ben sizden ölesiye bıktım Bay. Duncan

not really how's the how's the fire going let's have a look at the fire

gerçekten nasıl, yangın nasıl gidiyor, hadi ateşin

burning down a bit yes so there is the fire it looks like it needs another log

biraz sönmesine bir bakalım, evet, yani yangın var, başka bir kütüğe ihtiyacı var gibi görünüyor,

put another log on the fire take a minute because there aren't any

ateşe bir kütük daha koyun, bir dakika bekleyin, çünkü hiç

left in the bar okay then don't bother then oh we have I don't it could be

odun kalmadı bar tamam o zaman canını sıkma o zaman ah var bende yok

burnt down before o'clock no it's it's fine okay so there it is the live view

saatten önce yakılabilir hayır sorun değil tamam o zaman oturma odasında yanan şu anda ateşimizin canlı görüntüsü var

of our fire at the moment burning in the living room because it is so cold today

çünkü bugün çok soğuk olmasına

even though outside it looks rather gorgeous so there it is a live view

rağmen dışarısı oldukça muhteşem görünüyor, bu yüzden pencereden dışarısı canlı bir görüntü var

outside out of the window it looks quite nice but you can see some of the trees

oldukça güzel görünüyor ama şimdi ağaçların bazılarını görebiliyorsunuz,

now they've actually lost their leaves because we are in into autumn oh my

sonbahara girdiğimiz için aslında yapraklarını kaybetmişler oh aman allahım

goodness shall we have a look at the live chat

canlı sohbete bir göz atalım mı

yes please the live chat is very busy we have 24 minutes left of today's live

evet lütfen canlı sohbet çok meşgul bugünün canlı yayınına 24 dakikamız kaldı daha

stream words to go through is still a lot of words so let's have a look live

anlatılacak çok söz var o yüzden bir bakalım canlı

chat is very busy let's go back a little bit just to see what people have been

sohbet çok meşgul hadi gidelim biraz geri sadece insanların ne dediğini görmek için

saying Clemson is back hello clips and clips in we haven't seen you for a long

Clemson geri döndü merhaba klipler ve klipler sizi uzun

time we haven't Nicolai is just is just arrived back from work yes exactly

zamandır görmüyoruz Nicolai işten yeni geldi evet tam olarak

they're picking up on your biscuits I say most yeah oh I see I think we've

alıyorlar bisküvilerinin üzerine en çok evet oh anlıyorum sanırım

read this just yes yes Death of a Salesman is a famous book by Arthur

bunu okuduk sadece evet evet Death of a Salesman Arthur Miller'ın ünlü bir kitabı

Miller I think it was also made into a film but I think and of course a stage

sanırım aynı zamanda bir filme uyarlanmış ama bence ve tabii ki bir tiyatro

play as well Tom Beck is here thanks for uploading the clip with the man on the

oyunu olarak peki Tom Beck burada koşu bandındaki adamla klibi yüklediğiniz için teşekkürler

treadmill oh yes people have been watching my famous clear uploaded I've

oh evet insanlar benim ünlü net yüklediğimi izliyor

uploaded it onto YouTube yes thank you very much for that if you want to check

YouTube'a yükledim evet bunun için çok teşekkür ederim

that out if you've got an hour to spare you've

eğer bir göz atmak isterseniz ayıracak bir saatiniz var

got nothing to do you can watch the hour of of the TV presenter on the treadmill

yapacak bir şeyiniz yok koşu bandında TV sunucusunun saatini izleyebilirsiniz

Thank You Tomic hello hula muli that's a very interesting name hula muli I love

Teşekkürler Tomic merhaba hula muli bu çok ilginç bir isim hula muli

your name I think if I could change my name to something it would be hooli muli

İsminizi seviyorum Sanırım ismimi değiştirebilseydim bir şeyin adı hooli muli

it's me there's a good one salon has used another good example the shutdown

o benim iyi bir salon başka bir iyi örnek kullandı

of the local iron industry told the death knell for the village that's it

yerel demir endüstrisinin kapanması köy için ölüm çanlarını söyledi

yes long has been you looking at the same website as I have because that

evet bu kadar evet uzun zamandır benimle aynı web sitesine bakıyorsunuz çünkü bu

looks very familiar that looks very familiar yes so that's

çok tanıdık geliyor çok tanıdık geliyor evet yani

it the the local I in this industry is closing down so everyone's going to lose

bu sektördeki yerel ben kapanıyor yani herkes

their jobs and there'll be no all the shops will die off because nobody's got

işini kaybedecek ve tüm dükkanlar ölecek çünkü kimsenin

any money so it's the death knell for the village yes eric says he likes your

parası yok bu yüzden ölüm köyün çanı evet eric kafanı sevdiğini

head because you have no hair at all what do you mean I've got a full head of

çünkü hiç saçın olmadığını söylüyor ne demek istiyorsun?

hair but it's full round the sides oh oh I

see um I think they run about your chest because earlier I open your shirt and

daha önce gömleğini açtım ve

they saw that you had you didn't have much hair on your chest

göğsünde fazla kıl olmadığını gördüler

oh well I'm smooth all over Mister Donut are you sure about okay I think Steve

oh pekala her tarafım pürüzsüz Bay Donut emin misin tamam mı Steve

shaves his body well yeah I do actually yes because all right it just you know

vücudunu iyi tıraş ediyor evet evet aslında evet yapıyorum çünkü hepsi tamam sadece biliyorsun

it just makes you feel better my god you've got to keep yourself tidy and

bu seni daha iyi hissettiriyor aman tanrım kendini düzenli ve

trimmed all over okay so you know it just makes you feel better about

baştan aşağı düzeltmelisin tamam yani biliyorsun bu sadece kendini daha iyi hissetmeni sağlıyor

yourself but I haven't got much hair on my chest anyway

ama zaten göğsümde fazla kıl yok

seikar is here as well we've got lots of like Oh Oh psycho psycho or Seca is here

seikar burada da bizde buna benzer çok şey var Oh Ah psikopat psikopat ya da Seca burada

we haven't seen you for a long time on the live chat so welcome back know

seni uzun zamandır canlı sohbette görmüyoruz bu yüzden tekrar hoşgeldin

psycho yes Dustin Hoffman that's it I was trying to think who was in the movie

psikopat evet Dustin Hoffman işte bu kadar Kim olduğunu düşünmeye çalışıyordum

Death of a Salesman and it was Dustin Hoffman of course yes thank you very

Death of a Salesman filminde ve bu Dustin Hoffman'dı tabii ki evet

much for that oh I see I see a very interesting

bunun için çok teşekkür ederim oh görüyorum burada Nicole'den çok ilginç bir soru görüyorum ölümünüzden sonra

question here from Nicole what would you like to do with your body

vücudunuzla ne yapmak istersiniz

after your death mr. Steve be buried or cremated or incinerated burnt I

bay. Steve gömülmek ya da yakılmak ya da yakılmak

definitely want to be buried Steve wants to be buried because because you think

Kesinlikle gömülmek istiyorum Steve gömülmek istiyor çünkü

that one day you might come back as a zombie well I want people to be able to

bir gün bir zombi olarak geri dönebileceğini düşündüğün için insanların

visit my grave and say there lies the famous mr. Steve infamous it's

mezarımı ziyaret edip ünlülerin orada olduğunu söyleyebilmelerini istiyorum. Bay. Steve rezil

egotistical but yes I think I would like to be buried with a headstone okay just

bencilce ama evet sanırım bir mezar taşıyla gömülmek isterim tamam

because I don't know I don't like the thought of I prefer that I prefer the

çünkü bilmiyorum düşüncesinden hoşlanmıyorum Çürümeyi tercih ederim evet

thought of rotting away yeah than being burnt even though I'm dead okay I think

yanmaktansa evet Öldüm tamam, sanırım

that's what it boils down to hello how about you mr. Duncan me well I said

merhaba demek bu kadar, peki ya siz bayım. Beni iyi Duncan,

earlier I want to be stiffed I want you can take my skin off and you can make me

daha önce söyledim, sertleşmek istiyorum, derimi çıkarmanı istiyorum ve beni

into a nice a nice sofa or a chair or maybe a very large beach ball so people

güzel bir kanepe ya da sandalye ya da belki çok büyük bir plaj topu yapabilirsin, böylece insanlar

could play on the beach with my skin it's been turned into a lovely beach

kumsalda tenimle oynayabilir güzel bir plaj

ball so they can have lots of fun and excitement and pleasure from from my

topuna dönüştürüldü, böylece benim çürüyen bedenimden çok eğlensinler, heyecan ve zevk alsınlar,

from my rotting body so yes all stuffed of course you could stuff me and put me

yani evet hepsi doldurulmuş, tabii ki beni doldurabilir ve

in a museum you can't staff and I'd be standing like

bir müzeye koyabilirsiniz, personel yapamazsınız ve ben' böyle durmak istiyorum böyle olmak istiyorum

this this is how I want to be so for those who are recording this this is how

bunu kaydedenler için böyle

I want to be stuffed and mounted so this is how I want to be so looking out onto

doldurulmak ve monte edilmek istiyorum bu yüzden dünyaya bu şekilde bakmak istiyorum bu

the world so this is the position I want to be in when I'm dead and when I've

yüzden istediğim pozisyon bu ben öldüğümde ve içim

been stuffed so here we go I would be

doldurulduğu zaman orada olmak, yani işte başlıyoruz, orada olurduk, o yüzden şimdi, şimdi, şimdi biz, artık

there we go so now so now now we now you know and Steve wants to be buried in the

biliyorsunuz ve Steve toprağa gömülmek istiyor

ground because he he like he wants to be with the worm Catherine says that I

çünkü o öyle istiyor ki istiyor solucanla birlikte ol Catherine

would like to feed the plants a true gardener so yes very funny very it's

gerçek bir bahçıvan bitkileri beslemek isterdim diyor bu yüzden evet çok komik çok

very environmentally friendly very inviting he strangely enough somebody I

çevre dostu çok davetkar o garip bir şekilde biri geçen

said something very funny the other day I was walking going to choir rehearsal

gün çok komik bir şey söyledim koro provasına gidiyordum

because I'm in a choir going to rehearsal and we were at a different

çünkü ben' provaya giden bir korodayım ve farklı bir

church and we were walking back and we had to walk

kilisedeydik ve geri dönüyorduk ve yürümek zorundaydık

we had to walk through the graveyard and there was a path going through the

mezarlıktan geçmek zorundaydık ve mezarlığın içinden geçen bir yol vardı

graveyard and there was this giant worm on the path must have come out of the

ve yol üzerinde dev bir solucan vardı. yerden çıktım

ground I said oh we're gonna get that out of the way because somebody might it

dedim ah onu yoldan çekeceğiz çünkü birileri o

was so big some of the elderly people they might slip up on the worm I said

kadar büyüktü ki bazı yaşlı insanlar solucanın üzerinde kayabilirlerdi

what a funny place to find a worm and of course somebody next to me said oh it is

solucan bulmak için ne kadar komik bir yer dedim ve tabii ki yanımda biri dedi ki ah bu

a graveyard there's plenty for them to feed on yes that's why it was so fat he

bir mezarlık beslenecekleri çok şey var evet bu yüzden o kadar şişmandı ki

was quite elderly I was quite surprised at his quick humor so so this this

oldukça yaşlıydı Hızlı mizahına oldukça şaşırdım bu yüzden bu

particular guy has a very dark sense of humor yeah exactly

adamın çok karanlık bir mizah anlayışı var evet tam olarak öyle

I think so right I've got to get through these words very quickly mr. doom got 15

düşünüyorum ki bu kelimeleri çok çabuk bitirmeliyim bayım. kıyametin 15

minutes you okay I'm going to exactly four o'clock because I've got to get

dakikası var sen tamam saat tam dörde gidiyorum çünkü güneş batmadan

outside and do some gardening before the Sun goes Oh Catherine says mr. Duncan

dışarı çıkıp biraz bahçıvanlık yapmam gerekiyor Oh Catherine, Bay Catherine diyor. Duncan

will live forever through his videos yes yes yes I have immortality because I'm

videoları aracılığıyla sonsuza kadar yaşayacak evet evet evet ölümsüzlüğüm var çünkü YouTube ortadan kalkmadığı

going to be here on YouTube forever as long as YouTube doesn't disappear then

sürece sonsuza kadar burada YouTube'da olacağım, o zaman

you'll be here forever No so my flickering image will live forever

sonsuza kadar burada olacaksın Hayır yani titreyen görüntüm sonsuza

even though I will be dead and gone you might be famous yes I might be more

kadar yaşayacak ölecek ve gideceksin ünlü olabilirsin evet ben

famous after I'm dead because that happens a lot a bit like van Gogh so

öldükten sonra daha ünlü olabilirim çünkü bu biraz van Gogh gibi oluyor yani

some people are famous and successful before they die and some people are

bazı insanlar ölmeden önce ünlü ve başarılı oluyor ve bazı insanlar

famous and successful after they die so I think I might be the latter

öldükten sonra ünlü ve başarılı oluyor bu yüzden sanırım ikincisi

so I'm going to be a bit like van Gogh so when Van Gogh was alive van Gogh or

olabilirim bu yüzden biraz van Gogh gibi olacağım bu yüzden Van Gogh hayattayken van Gogh ya da van

van Gogh doesn't matter yes it doesn't matter just interrupting my lovely story

Gogh fark etmez evet güzel hikayemi

there I've lost my thread now you you want to be like van Gogh yes when Van

orada kesmek önemli değil ipimi kaybettim şimdi siz van Gogh gibi olmak istiyorsunuz evet Van

Gogh was alive he didn't sell any paintings he made no money from his

Gogh hayattayken hiç resim satmadı resimlerinden para kazanmadı

paintings and now his paintings are worth millions and millions and millions

ve şimdi resimleri milyonlar milyonlar milyonlar değerinde bu

so I think I'm going to be a bit like Van Gogh I'm going to die and then

yüzden sanırım gidiyorum biraz Van Gogh gibi olmak için öleceğim ve sonra

everyone will want to watch my videos does that mean I will make all the money

herkes videolarımı izlemek isteyecek bu, tüm parayı iyi kazanacağım anlamına mı geliyor? evet, eğer

well yes if you're still here unless of course you haven't died before me

hala buradaysanız tabii ki benden önce ölmediyseniz,

see see you might go first I might I might live forever round you'll be rich

bakın bakın ilk siz gidebilirsiniz ben sonsuza kadar yaşayabilirim zengin olursunuz

if if I if I go first mr. Duncan because all my savings will go to you oh okay

eğer ben ilk gidersem bay. Duncan çünkü tüm birikimim sana gidecek oh tamam evet

yeah what an interesting personal fact to give away that's very interesting

ne kadar ilginç bir kişisel gerçeği dağıtmak çok ilginç Bay

I might arrange an accident for mr. Steve I might sort of loosen the the

Duncan için bir kaza ayarlayabilirim. Steve Freni bir nevi gevşetebilirim, arabaların molasında

break that the the break was that cold on the on the break on the cars I don't

mola o kadar soğuktu ki,

if you can do that suppose you can you could cut the brake pipes and so when

bunu yapabilirsen, fren borularını kesebileceğini farz et ve böylece

when Steve tries to put the brakes on he will crash over the side about modern

Steve koymaya çalıştığında frenler çekilince yandan çarpacak modern

cars you see there we go right come on it's a Duncan we've got to be quick here

arabalarla ilgili görüyorsun işte oraya gidiyoruz sağa hadi bu bir Duncan burada hızlı olmalıyız

I don't know rush these words it's taking me hours to prepare

bilmiyorum acele et bu sözleri hazırlamam saatlerimi alıyor tamam

okay Oh apparently glorious says Mr Duncan you are very witty

oh görünüşe göre şanlı diyor Bay Duncan, çok esprilisiniz,

I trust you to read that ahead witty that means funny amusing trusty to read

out a good comment about yourself no ego there at all mr. Duncan humorous

kendiniz hakkında iyi bir yorum okuyacağınız için esprili, komik anlamına gelen esprili, güvenilir, orada hiç ego yok bay. Duncan esprili

okay Steve here we go so we've had words with death in it yes so now we've got

tamam Steve işte başlıyoruz, yani içinde ölüm olan kelimelerimiz var evet, şimdi

words with we're dead in them and phrases what it would I mean phrases so

içlerinde ölü olduğumuz kelimelerimiz var ve ifadeler ne demek isterdim ifadeler yani

all right here we go dead end dead end there's two meanings to that a dead end

pekala işte gidiyoruz çıkmaz çıkmaz sokak Çıkmaz yolun

literally is a street a road or a pipe or anything where there's no way out no

kelimenin tam anlamıyla bir sokak, bir yol veya bir boru veya çıkışı olmayan herhangi bir şey olduğunun iki anlamı vardır,

exit so a dead end road is a road that you have to turn around that doesn't go

bu nedenle çıkmaz yol, geri dönmeniz gereken ve hiçbir yere gitmeyen bir yoldur,

anywhere it's just a dead end so you drive down it and suddenly you

sadece bir ölüdür. Sona doğru gidiyorsunuz ve birden

come to the end of the road and there's no way back you have to turn round you

yolun sonuna geliyorsunuz ve geri dönüş yok geri dönemezsiniz

can't carry on down that road and end up somewhere else so a lot of housing

o yolda devam edemezsiniz ve başka bir yere varırsınız yani bir sürü toplu

estates where there's lots of houses there are dead-end streets where you

konut var bir sürü evler var,

have to turn around and go back because they don't lead anywhere so that's the

dönüp geri gitmeniz gereken çıkmaz sokaklar var çünkü hiçbir yere götürmezler, yani

literal meaning it literally means that the dead end our way out but also what

gerçek anlamı bu, kelimenin tam anlamıyla çıkmazın bizim çıkış yolumuz olduğu anlamına gelir, ama aynı zamanda o nasıl

an earth is that mr. Duncan it's the end of a road he does not like it from here

bir dünyadır o bay. Duncan bu bir yolun sonu, buradan gerçekten hoşlanmadığını

really say hey looks like a very rude that's a

söylüyor, hey çok kaba görünüyor, bu bir

road with it with an it with a dead end what's wrong with you there you go it

yol, onunla ve çıkmaz sokakla, senin neyin var, gidiyorsun,

says dead end do you have a dead end okay mr. Duncan an attempt at humor I

çıkmaz sokak diyor, ölün var mı? son tamam bay Duncan bir mizah girişimi

don't know what it was write this also it can be used in a different way to

Ne olduğunu bilmiyorum bunu yaz aynı zamanda farklı bir şekilde de kullanılabilir

mean say for example you've got a job or a position with no hope for promotion

örneğin bir işin var ya da yükselme umudu olmayan bir pozisyon

hmm or awful boring job that's not going anywhere

hmm ya da korkunç sıkıcı bir iş bu değil herhangi bir yere gidiyor

hmm no progression oh you can say you're in a dead-end job another feeling or

hmm ilerleme yok oh diyebilirsin çıkmaz bir iştesin başka bir duygu veya

you're in a dead-end position yes it's boring there's no chance of promotion

çıkmazdasın evet sıkıcı terfi şansı yok

I'm in a dead-end job or that person's in a dead-end job they're just going to

ben çıkmaz bir işteyim veya o kişinin çıkmaz bir işte

be doing that same job forever being on YouTube as a publisher is a dead-end job

sonsuza kadar aynı işi yapacaklar bir yayıncı olarak YouTube'da olmak çıkmaz bir iş

I know that's the opposite of that I don't know well you could say a more

bunun tam tersi olduğunu biliyorum iyi bilmiyorum daha

accurate way of using that is don't say that don't write project we're on to

doğru bir yol söyleyebilirsin bunu kullanmanın anlamı, projeyi yazma, projeye gidiyoruz,

project I was out to get the word project long a long term relationship

that's been going on for many years where where the couple have got so bored

uzun yıllardır devam eden, çiftlerin

of each other they just go through the same things every day and every week you

her birinden çok sıkıldığı uzun vadeli bir ilişki kelimesini almak için dışarıdaydım. diğer her gün ve her hafta aynı şeyleri yaşıyorlar

could say that the relationship I don't know maybe it's been going on for 29

diyebilirsiniz ki ilişki bilmiyorum belki 29 yıldır devam ediyor belki

years maybe next year I don't know it may be it's 30 years next year and you

seneye bilmiyorum belki seneye 30 sene oluyor ve sen

could say that this relationship it's it's it's reached a dead end well done

bu ilişkinin çıkmaza girdiği söylenebilir, aferin

mr. Duncan do you like that a project that is going nowhere can be described

bayım. Duncan, hiçbir yere gitmeyen bir projenin tarif edilebilmesini

or project or it can be described as dead end

veya projenin çıkmaz sokak olarak tanımlanabilmesini seviyor musunuz,

well we're down here again I wish you'd give me warning of that mr. Duncan the

yine buradayız. Duncan,

crime investigators have reached a dead end in trying to solve the murder so

suç müfettişleri cinayeti çözmeye çalışırken bir çıkmaza girdiler,

there we go they're trying to solve a murder

işte başlıyoruz, bir cinayeti çözmeye çalışıyorlar

and they've going down a particular path and ends up nowhere so can't find who

ve belirli bir yoldan gidiyorlar ve hiçbir yere varmıyorlar, bu yüzden kimin

the it's a dead end they've got nowhere else

ölü olduğunu bulamıyorlar sonunda soruşturmayla gidecek başka yerleri yok çıkmaza girdiler

to go with the investigation they have hit a dead end yes you can hit a dead

evet çıkmaz sokağa gelebilirsin

end you can come you can reach a dead end

gelebilirsin çıkmaza gelebilirsin çıkmaza gel çıkmaz sokağa

come to a dead end hit a dead end there's lots of ways of using that

çarp bunu kullanmanın birçok yolu var

particular phrase good I like this this is great I like this one where we going

özel ifade iyi Bunu beğendim bu harika

up or down over my dead body yeah I like the exclamation mark yes

Ölü bedenimin üzerinde yukarı veya aşağı hareket ettiğimiz bunu seviyorum evet ünlem işaretini seviyorum evet

exactly yes sir synonyms err that would be in no way or under no circumstances

tam olarak evet bayım eşanlamlılar err bu hiçbir şekilde veya hiçbir koşulda olmaz

so it means that you're willing to go to extremes to prevent something from

yani bu sizin Bir şeyin olmasını önlemek için aşırı uçlara gitmeye razıyız

happening yes and it's an exaggerated way of saying absolutely not

evet ve bu kesinlikle hayır demenin abartılı bir yolu,

under no circumstances you don't literally mean that you're going to die

hiçbir koşulda kelimenin tam anlamıyla bir

to prevent something happening it's an exaggerated way so for he's an

şeyin olmasını önlemek için öleceğinizi kastetmiyorsunuz, bu abartılı bir yol, bu yüzden o bir

example my daughter will marry that man over my dead body

mesela kızım benim ölü bedenim yerine o adamla evlenecek

yes so so your daughter's going out with a man he's all for you don't like him

evet yani kızınız bir adamla çıkıyor o senin için ona

you don't think he's good for her but she says they're gonna get married and

you say to her over my dead body so you're gonna do everything to prevent

benim cesedim üzerinden söyle böylece bunun olmasını önlemek için her şeyi yapacaksın

it from happening but he doesn't mean you're literally going to die not do it

ama bu senin tam anlamıyla öleceğin anlamına gelmiyor bunu yapma

alliterative figurative can I borrow your car over my dead body

aliteratif mecazi cesedim üzerinden arabanı ödünç alabilir miyim evet

yes because you'll probably crash it mr. mr. Steve wants to take over my live

çünkü sen' Muhtemelen çökerteceğim bayım. Bay. Steve canlı

English show and my response to that is over my dead body it will never happen

İngilizce şovumu devralmak istiyor ve buna cevabım ölü bedenim bitti asla olmayacak

it will never happen

asla olmayacak

which camera are we going for

hangi kamerayı seçeceğiz

I'm not sure which one should we do yes it's very hard it's very confusing

Hangisini yapmamız gerektiğinden emin değilim evet çok zor çok kafa karıştırıcı kafa

you're confusing this was the Duncan it's dead in here it's dead in here

karıştırıyorsun bu Duncan'dı burası öldü burası öldü

it's afraid you can use to describe a shop a restaurant anyway really a

korkuyor bir dükkânı tarif etmek için kullanabilirsiniz restoran zaten gerçekten

workplace it means that it's not busy yes lifeless boring drab we went to a

iş yeri meşgul olmadığı anlamına gelir evet cansız sıkıcı sıkıcı

restaurant yesterday we were the only people in there and you could say god

dün bir restorana gittik biz orada sadece insanlar var ve tanrının

it's dead in here yes so there's not many people in there it's just it's a

burada ölü olduğunu söyleyebilirsin evet, yani içeride fazla insan yok, sadece

business on the way out it's dead in here mr. Duncan's YouTube channel it's

çıkmak üzere olan bir iş, burada ölü, bayım. Duncan'ın YouTube kanalı

dead in here there's nothing this know so if something is quiet and atmosphere

öldü, burada bunun bildiği hiçbir şey yok, bu yüzden bir şey sessizse ve atmosfer

empty put its back mr. Duncan people don't want to see that that's better

boşsa, arkasını koyun bay. Duncan halkı bunun daha iyi olduğunu görmek istemiyor

steve is not steve is now directing my show it's still it's quiet there's

Steve değil Steve şu anda şovumu yönetiyor hala sessiz etrafta

nobody around with dead in here oh it's so quiet oh it's dead like like like

ölü olan kimse yok burada oh çok sessiz oh ölü gibi

being in a churchyard or maybe you're outside and there was no

bir kilise bahçesinde olmak gibi ya da belki sen dışarıda ve

wind it is still you could say that the the atmosphere is dead not quite what I

rüzgar yoktu, hala atmosferin ölü olduğunu söyleyebilirsiniz, benim istediğim gibi değil, zaten çok da

after anyway not far off right flog a dead horse fuck a dead horse Oh mr.

uzak olmayan bir yerde, ölü bir atı kırbaçlayın, ölü bir atı [ __ ] Oh bayım.

Duncan will you stop doing that flog a dead horse I mean to waste energy on an

Duncan, ölü bir atı kırbaçlamayı bırakır mısın, yani enerjiyi veya çabayı

end to waste energy or effort in something that is never going to with no

boşa harcamak için enerjiyi veya çabayı boşa harcamayı kastediyorum, hiçbir şansı olmayan ve başarı şansı çok az olan bir şeyde

chance that has little chance of success yes so literally if you were to try and

evet, kelimenin tam anlamıyla, eğer denersen ve

if you had a dead horse and you were going to try and get it to get up and

eğer ölü bir atınız vardı ve onu ayağa kaldırıp

start racing again he would be you'd be wasting your effort so it's it's it's

tekrar yarışmaya başlamaya çalışacaktınız, o çabanızı boşa harcamış olursunuz, bu yüzden

used in that way yes to attempt to to revive interest in something that has

bu şekilde kullanılır evet, ölmüş bir şeye olan ilgiyi canlandırmaya çalışmak için kullanılır

died out this describes the effort required to do something that should be

bu, kolay olması gereken bir şeyi yapmak için gereken çabayı anlatıyor

easy yes in fact isn't so how many times do I have to tell you to clean your

evet aslında öyle değil mi, sana yatak odanı temizlemeni kaç kez söylemem gerekiyor bu,

bedroom it's like flogging a dead horse

ölü bir atı kırbaçlamak gibi,

so you're trying to get something to change but the other person won't listen

böylece bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorsun ama diğer kişi

to you they won't change their ways it's it's a useless endeavor pointless no

seni dinlemeyecek yollarını değiştirmeyecekler

matter what we do to keep this business going it's still failing we just have to

bu işe yaramaz bir çaba bu işi devam ettirmek için ne yaparsak yapalım anlamsız

accept we're flogging a dead horse so the business is failing you try all

başarısız oluyorsun her

sorts of things it's still not working you just have to admit it's never going

türlü şeyi deniyorsun hala işe yaramıyor asla işe yaramayacağını kabul etmelisin

to you're flogging a dead horse which is interesting the expression comes from

ölü bir atı kırbaçlıyorsun ki bu ilginç

sort of the action of trying to get a horse to run or to carry on after it's

already collapsed dead or dead or expired so you're still trying to get it

zaten çöktüğünde ölü ya da ölü ya da süresi dolmuş, yani

to do something even though it's unconscious or dead mr. Duncan is trying

bilinçsiz ya da ölü olmasına rağmen hala ona bir şeyler yaptırmaya çalışıyorsunuz bayım. Duncan,

to become a millionaire on YouTube with his lessons

dersleriyle YouTube'da milyoner olmaya çalışıyor,

it's just give up mr. Duncan is like flogging a dead horse flogged a dead

sadece pes ediyor bayım. Duncan, ölü bir atı kırbaçlamak gibi, ölü bir

horse so that's some good advice there Steve thanks dead as a dodo this phrase

atı kırbaçladı, bu yüzden bu iyi bir tavsiye Steve, bir dodo olarak ölüye teşekkürler bu ifade,

I don't think it's used quite so much these days dead as a dodo it means just

bugünlerde bir dodo kadar ölü olarak kullanıldığını düşünmüyorum, sadece

very dead hmm extinct obsolete it doesn't just literally mean dead I

çok ölü anlamına geliyor hmm soyu tükenmiş modası geçmiş o sadece kelimenin tam anlamıyla ölü anlamına gelmez,

mean something is obsolete as well or outdated in some way so I'm just trying

demek istediğim bir şey de eski veya bir şekilde modası geçmiş, bu yüzden sadece

to think of an example really don't bother to start trying to start that car

bir örnek düşünmeye çalışıyorum, gerçekten o arabayı çalıştırmaya başlamaya zahmet etmeyin,

it's as dead as a dodo yes so you might keep trying to start the car the

bir dodo kadar ölü, evet yani arabayı çalıştırmayı denemeye devam edebilirsin

battery's flat it's as dead as a dodo mr. Duncan's YouTube channel is as dead

akü boşalmış bir dodo kadar bitmiş bayım . Duncan'ın YouTube kanalı

as a dodo yes what is a dodo if my dad finds out I've lost that new iPhone he

bir dodo kadar ölü evet, babam

bought me for Christmas I'm as dead as a dodo oh so a day the way that phrase

bana Noel için aldığı yeni iPhone'u kaybettiğimi öğrenirse dodo nedir? bir

comes from is there used to be an animal a bird call a flightless bird called a

kuşun uçamayan bir kuş dediği

dodo that I think it was Madagascar okay and it died out because it was hunted it

dodo denen bir hayvan vardı sanırım burası Madagaskar'dı tamam ve öldü çünkü avlandı

couldn't escape because it was a flightless bird so they're dead and that

kaçamadı çünkü uçamayan bir kuştu bu yüzden öldüler ve bu

happened relatively recently I think just in the last century did people eat

nispeten oldu son zamanlarda sanırım insanlar

them yes that must have been amazed because because his it tasted like

onları yedi mi evet bu şaşırmış olmalı çünkü onun tadı

chicken as far as I'm aware Dodos were quite big weren't they they're quite big

tavuk gibiydi bildiğim kadarıyla dodolar oldukça büyüktü değil mi oldukça büyüktüler

but they were they were flightless yes so they'd be very easy to catch very

ama öyleydiler uçamayan evet bu yüzden yakalanmaları çok kolay olur çok

easy to catch and they were hunted to extinction yeah but imagine a dodo you

kolay yakalanırlar ve yok olmak için avlanırlar evet ama bir dodo hayal edin

could you could cook it imagine how many people you could feed with a dodo they'd

onu pişirebilirdiniz bir dodo ile kaç kişiyi besleyebileceğinizi hayal edin

be a bit sort of they're a bit stupid birds and of course they weren't used to

biraz biraz aptal kuşlar ve tabi ki

man being on this island so a man comes along and they've got this lovely life

insanın bu adada olmasına alışkın değiller, bu yüzden bir adam geliyor ve bu adada çok güzel bir hayat yaşıyorlar, artık

living on this island they don't even have to bother flying anymore so they

uçmakla uğraşmak zorunda bile değiller, bu yüzden onlar bu adada yaşıyorlar.

could have got no predators so they couldn't fly they couldn't fly they had

yırtıcıları yoktu bu yüzden uçamazlardı uçamazlardı

no predators then man came along it's autumn they're quite tasty huh and

yırtıcıları yoktu sonra insan geldi sonbaharda oldukça lezzetliler ha ve

killed them all off which is you know what we tend to do very sound very

hepsini öldürdü ki bu bizim ne yapmaya meyilli olduğumuzu biliyorsunuz kulağa çok

destructive and now we have the expression dead as a dodo and that

yıkıcı geliyor ve şimdi bir dodo kadar ölü ifademiz var ve bu çok

didn't happen that long ago that's what I think it happened Jim I don't know

uzun zaman önce olmadı, sanırım öyle oldu Jim ne

when it was but he well somebody can look it up but he's you know in the last

zamandı bilmiyorum ama o eh birileri buna bakabilir ama o son

hundred years or 150 years I think so it's in relatively you know it's in the

yüz yılda biliyorsun yıl veya 150 yıl bence bu yüzden göreceli olarak içinde olduğunu biliyorsunuz

it's in in the memory of people now so to use a phrase des dead as a dodo means

artık insanların hafızasında yer alıyor bu yüzden des ölü bir ifadeyi dodo olarak kullanmak

all the Dodos are dead and that thing you're describing is dead as well yes

tüm Dodoların öldüğü ve tanımladığınız o şeyin de öldüğü anlamına gelir. evet

I'm sure that they were around hundred couple hundred years ago I think they

eminim yaklaşık yüz birkaç yüz yıl önceydiler sanırım

were yes eighteen something I think they died out I must admit I'm not an expert

evet on sekiz küsür yaşındaydılar sanırım öldüler dodo konusunda uzman olmadığımı kabul etmeliyim

on the dodo you can say you can describe somebody as being dead as a dodo yes or

birini ölü olarak tanımlayabilirsin dodo evet ya da

it can be a project or something like maybe the batter is object the batteries

bir proje olabilir ya da şöyle bir şey olabilir: belki vurucu nesnedir

have run out in your radio and you can say my radio isn't working or the

telsizinizin pilleri bitti ve benim radyomun çalışmadığını ya da

batteries there is dead as a dodo got four minutes to get through all these

oradaki pillerin bittiğini söyleyebilirsiniz, çünkü bir dodo'nun hepsini geçmesi için dört dakikası var bunlar

that's okay don't worry dead good dead nice slang really for something that's

sorun değil merak etme ölü güzel ölü güzel argo gerçekten

really good but all very good Oh mr. Duncan that's dead good your lessons are

çok iyi ama hepsi çok iyi olan bir şey için Oh bay. Duncan bu çok iyi dersleriniz çok

dead good mr. Damien that means they're very good oh he's dead nice he is he's

iyi bayım. Damien, bu onların çok iyi olduğu anlamına gelir oh o çok iyi o çok iyi o çok

dead nice it means you fancy him I like him she's

güzel o çok güzel onu hayal ettiğin anlamına gelir Ben ondan hoşlanıyorum o çok

dead nice she is so it replaces very all really yes very really dead good as dead

iyi o yüzden hepsinin yerini alıyor gerçekten evet çok gerçekten çok iyi çok iyi kadar iyi

good mr. Duncan is dead good what this that that nightclubs dead good let's go

Duncan çok iyi bu ne o gece kulüpleri çok iyi haydi

back next week or dead nice yes you are dead nice wouldn't be seen dead doing

haftaya geri dönelim ya da çok güzel evet öldün güzel ölü görülmez

something wouldn't be seen dead wouldn't be caught dead

bir şey yaparken görülmez ölü yakalanmaz

that means you dislike something very much or someone very much and it's an

bu da bir şeyden hoşlanmadığın anlamına gelir çok ya da biri çok ve

embarrassing situation that you're trying to avoid doing or will never do

yapmaktan kaçınmaya çalıştığın ya da asla yapmayacağın utanç verici bir durum ve

and you use afraid for example I wouldn't be seen dead in that dress it's

korkuyorsun mesela o elbiseyle ölü görünmeyeceğim

so old-fashioned look at look at her over there in that

çok eski moda bak şuraya bak o

dress it's awful I wouldn't be seen dead in that is how you use that phrase I

elbisenin içinde ölü görülmemem korkunç

wouldn't be seen dead going out with him he's a creep that's when people still

use and that's what people yes well all these people use mr. Duncan yes but this

. Duncan evet ama bu

bumpity I wouldn't be seen dead in that car yes I wouldn't be seen dead in that

tümsek ben o arabada ölü görülmezdim evet o restoranda ölü görülmezdim

restaurant yes I wouldn't be seen dead is doing usually described sarcastically

evet ölü görülmezdim genellikle alaycı bir şekilde anlatılır

yes maybe the last place that you would want to be and literally you don't what

evet belki de olmak isteyeceğin en son yer ve kelimenin tam anlamıyla ne olduğunu anlamıyorsun,

it's so bad you don't you wouldn't even want to be dead in it and you wouldn't

bu o kadar kötü ki, içinde ölmek bile istemezsin ve

know people are looking at you in in doing something and he still wouldn't

insanların bir şey yaparken sana baktığını bilmezsin ve o yine

want even if you were dead you wouldn't want to be doing it I think that we've

de istemez. ölmüş olsaydın bunu yapmak istemezdin sanırım onu

used that one yeah that's fine that's it dead ringer Oh dead ringer

kullandık evet sorun değil ölü zil Ah ölü zil

wasn't that song by meatloaf it was yes the dead ringer for love dead ringer for

o şarkı değil miydi meatloaf evet evet aşk için ölü zil

love dirt Ringo dead ringer for love dead ringer damn damn damn damn to do to

aşk pisliği için ölü zil Aşk için ölü zil sesi ölü

to describe something to or someone could be an object or a person that

looks very similar to or almost exactly like something else a substitute she's a

dead ringer for my sister hmm a dead ringer means she looks just like my

zil sesi Zil sesi, aynı

sister they have similar features yes who's that you could say he what about

kız kardeşime benzediği anlamına gelir, benzer özelliklere sahipler, evet, bu kim diyebilirsiniz, peki ya

recently in the news this week David Schwimmer somebody who looked exactly

bu hafta haberlerde David Schwimmer tıpatıp

like him was shoplifting in court on a camera and people could see could have

ona benzeyen biri mahkemede bir kamerada hırsızlık yapıyordu ve insanlar bunu

used a phrase huh he's a dead ringer for David Schwimmer what was his first name

kullanabilirdi. ifade ha, o David Schwimmer için tam bir zil sesi, ilk adı neydi

David David Schwimmer I'm losing it my brains going he was Ross in friends

David David Schwimmer Beynimi kaybediyorum, o arkadaşlarda Ross'du

that's it and dead and buried if something's dead and buried it's no

ve öldü ve gömüldü, eğer bir şey öldüyse ve gömüldüyse

longer in use I will never be used again dead and buried

artık kullanılmıyor Ben asla olmayacağım tekrar kullanıldı öldü ve gömüldü

that project is dead and buried but no point in trying to resurrect it and

o proje öldü ve gömüldü ama onu diriltmeye ve yeniden başlatmaya çalışmanın bir anlamı yok gitti öldü

start it again it's gone it failed before it's dead and buried it's gone I

ölmeden önce başarısız oldu ve gömüldü gitti

told you not to talk about that that subject is dead and buried gone their

sana o konu hakkında konuşmamanı söylemiştim o konu öldü ve gömüldü gitti onların

relationship is dead and buried they split up two years ago they're

ilişki öldü ve gömüldü iki yıl önce ayrıldılar bir daha

never getting back together that relationships dead and buried mm-hmm it

asla bir araya gelemeyecekler o ilişkiler öldü ve gömüldü mm-hmm bu

really means it is over it's all you've got no way back game over man game over

gerçekten bitti anlamına geliyor hepsi geri dönüş yolunuz yok game over man game over

right so that's things with the word dead in it now I've got a few with the

right yani mesele bu şimdi içinde ölü kelimesiyle,

word with afraid with dying in it and so as we approach the dying moments the

içinde ölmekten korkan kelimeyle birkaç tane var ve bu yüzden, ölmekte olan anlara yaklaşırken,

dying moments of the show so yes we are coming towards the end of the show the

gösterinin ölmekte olan anları, bu yüzden evet, gösterinin sonuna doğru geliyoruz,

dying moments of the show you could just say that the show is knowing that now

ölmekte olan anlar Şovun, şovun artık

they are dying down to become less active and gradually fading away subside

daha az aktif olmak için öldüklerini ve yavaş yavaş solup gittiklerini bildiğini söyleyebilirsin,

dying down to the fire the fire ah let's have a look is well it's not dying down

ateşe doğru ölmek, ah, bir bakalım, iyi, şu

at the moment but if that was we weren't to put any more fuel on and we were just

anda sönmüyor ama eğer bu, daha fazla yakıt koymayacaktık ve sadece

to let it go out we could say that the fire is dying down it's gradually

sönmesine izin verecektik, ateşin söndüğünü söyleyebiliriz,

becoming less active if two people argue if there's a big argument for example

iki kişi tartışırsa, örneğin büyük bir tartışma varsa

and eventually that argument starts to subside you can say that the argument is

ve sonunda bu tartışma olursa, giderek daha az aktif hale geliyor. sakinleşmeye başladığında tartışmanın

dying down or it has died down applause there's been a you've been to watch a

azaldığını veya sona erdiğini söyleyebilirsiniz alkışlar bir

show or an opera singer Lords or somebody famous on stage everybody claps

gösteri veya opera şarkıcısı izlediniz mi Lordlar veya ünlü biri sahnede herkes alkışlar

eventually the applause dies down like this you mean anyway to be honest

sonunda alkışlar bu şekilde diniyor demek istiyorsunuz neyse dürüst olmak gerekirse

after the applause died down he made a famous speech

alkışlar dindikten sonra ünlü bir konuşma yaptı

oh yes that the wind wind can die down yeah so the aeroplane can't take off

oh evet rüzgar dinebilir evet bu yüzden

until the wind dies down yes something's gradually becoming less

rüzgar dinene kadar uçak kalkamaz evet bir şeyler yavaş yavaş daha az

eases away fades I'm dying to go outside and know the law huh I'm dying for this

kolaylaşıyor kayboluyor dışarı çık ve kanunları öğren ha, bu gösterinin bitmesi için can atıyorum,

show to be over you know you're very eager to do something I'm dying to meet

biliyorsun bir şeyler yapmaya çok heveslisin, seninle tanışmak için can atıyorum, seninle tanışmak için

you I'm so excited to meet you I'm dying to meet you

çok heyecanlıyım, seninle tanışmak için can atıyorum

it can't be too long I can't wait no I'm dying to see your new car I'm so excited

çok uzun olamaz bekleyemem hayır yeni arabanı görmek için can atıyorum çok heyecanlıyım ah

oh I'm dying to see my new car Oh have you heard that new film that there's a

yeni arabamı görmek için can atıyorum oh şu yeni filmi duydun mu

new film at at the moment mr. Duncan with about Queen I'm dying to see that

yeni bir filmi var an bey Duncan ile Queen hakkında O filmi görmek için can atıyorum

film hmm oh you see I'm back up to date you can't wait slightly similar to that

hmm oh görüyorsun, tekrar güncelim buna biraz benzer

or slightly different dying dying for something it means you desperately want

veya biraz farklı bekleyemezsin bir şey için ölmek, benim için can attığım bir şeyi umutsuzca istediğin anlamına gelir

something I'm dying for paying for something I'm dying for a poo yeah I'm

bir şey için para ödüyorum bir kaka için ölüyorum evet

dying for a fool hot in here I'm dying for a drink I mean literally you don't

burada bir aptal için ölüyorum bir içki için ölüyorum yani kelimenin tam anlamıyla

mean it literally it means it's an exaggerated racing and really want

bunu kastetmiyorsunuz, bunun abartılı bir yarış olduğu ve gerçekten

something I'm so hungry I'm so hungry I'm dying for something to eat and the

bir şey istediğim anlamına geliyor ben' Çok açım Çok açım Yiyecek bir şeyler için can atıyorum ve

last one to die off die off mm-hmm a sudden sharp decline in something is to

son ölen ölür mm-hmm Bir şeyde ani keskin bir düşüş bip sesiyle

die off the beep the bee population is dying off in the UK due to the overuse

ölmektir İngiltere'de arı popülasyonu ölüyor çünkü pestisitlerin aşırı kullanımına

of pesticides something is dying off or dies off to order something similar to

bir şey ölüyor ya da ölüyor buna benzer bir şey emretmek için yok ol yok ol

that is die out become extinct the dinosaurs died out millions of years ago

dinozorlar milyonlarca yıl önce öldü

ah and this morning you said you were

ah ve bu sabah

putting weed killer in the garden and the weeds all of the things that you

bahçeye yabani ot öldürücü koyduğunu söyledin ve yabani otların hepsi istemediğin şeyler

don't want they will die off yes die back is another one so the the plants

ölecekler evet geri öl başka bir şey bu yüzden bitkiler kışın

died back after the first frost of winter

ilk donundan sonra tekrar öldüler

Gretl we go that's the last one that is off is that it Oh

Gretl gidiyoruz sonuncusu bu, Oh

Gretel says I am dying dying to see the latest movie of the Harry Potter series

Gretel ölüyorum diyor Harry Potter serisinin son filmini izlemek için

fantastic beasts isn't Johnny dip in the new Harry Potter film even though Harry

fantastik canavarlar Johnny yeni Harry Potter filminde dalmıyor Harry

Potter isn't actually in it you see Gretel says she's seen an animal

Potter aslında içinde olmasa bile Gretel bacanın etrafında bir hayvan gördüğünü söylüyor

around the chimney oh that thing that was you I think that was me with the owl

ah o şey sensin Sanırım o baykuşla bendim, o

so that's it's demon that's it I - everybody go bye I'm going outside

yüzden bu iblis bu ben - herkes güle güle hava kararmadan dışarı çıkıyorum

before it gets dark steve is going ross steve is going

steve gidiyor ross steve

because he wants to go outside are you going to eat your biscuit now mr. dunk

dışarı çıkmak istediği için gidiyor şimdi bisküvinizi yiyecek misiniz bayım .

lucky enough my biscuit now right half of it this is the biscuit I think Steve

Bisküvimden yeterince şanslısın şimdi sağ yarısı bu bisküvi Sanırım Steve

is hungry I'm dead hungry mr. Jenkin I really am I'm dying to eat something I'm

aç Ben çok açım Bay. Jenkin gerçekten bir şeyler yemek için can atıyorum

starving hmm me too that said it's five past four we've done five minutes over

Açlıktan ölüyorum hmm ben de saat dördü beş geçe dedik beş dakika geçtik

time I will see you on Wednesday we're gonna be late in life on Wednesday I

çarşamba görüşürüz çarşamba hayata geç kalacağız

might be there a special live stream to celebrate my 12th year on YouTube would

galiba YouTube'da 12. yılımı kutlamak için özel bir canlı yayın var mı

you like to go for a car ride go on we are now going to take a ride in

araba sürmeye gitmek ister misin devam et şimdi arabada gezintiye çıkacağız

the car but it's no ordinary car it is a special car that we drove in ten years

ama bu sıradan bir araba değil on yılda kullandığımız özel bir araba yıllar

ago ordinary car it is no ordinary car we drove in the car ten years ago I'll

önce sıradan araba sıradan bir araba değil on yıl önce arabada kullandık

leave you to explain all that because I've got to go outside before it gets

tüm bunları açıklamayı size bırakacağım çünkü hava kararmadan dışarı çıkmam gerek

dark Satar everybody and see you on Wednesday

Satar millet ve çarşamba günü görüşürüz

Bice - you're gonna fade me out no bye and he's gone that's it no more mr.

Bice - sen beni gözden çıkaracak güle güle ve o gitti, artık bu yok bay.

Steve until Wednesday hopefully Steve will be with us

Çarşambaya kadar Steve umarım Steve bizimle olur

it's Halloween also on Wednesday it is also my 12th anniversary and to end

Cadılar Bayramı da Çarşamba günü benim 12. yıl dönümüm ve

today we are going to take a look at one of my old videos

bugünü bitirmek için eski videolarımdan birine bir göz atacağız

I know that mr. Steve loves cars very much so I thought we would end today's

biliyorum ki bay. Steve arabaları çok seviyor bu yüzden bugünkü

livestream on a fun and exciting note first of all we would say goodbye to the

canlı yayını eğlenceli ve heyecan verici bir notla bitirelim dedim öncelikle

live chat Julie MX 25 Valentin Gloria and everyone else as well on the

canlı sohbete vedalaşalım Julie MX 25 Valentin Gloria ve canlı yayındaki diğer herkes

livestream thanks also to Pedro Belmont for being in charge of the live chat and

Pedro Belmont'a da teşekkürler canlı sohbetten sorumluyum ve

I will see you on Wednesday night from 10:00 p.m. UK time for a special

Çarşamba akşamı saat 22:00'den itibaren görüşürüz. İngiltere'de özel bir

anniversary livestream this is mr. Duncan in the birthplace of the English

yıldönümü canlı yayın zamanı, bu Mr. Duncan, İngiliz dilinin doğum yerinde izlediğiniz

language saying thanks for watching I hope today's subject hasn't been too

için teşekkürler diyor, umarım bugünkü konu çok

depressing but now here is something very very

iç karartıcı olmamıştır ama şimdi burada çok çok güzel bir şey var oldukça

lovely we're going to take a ride in a rather unusual car and of course

sıra dışı bir arabayla gezintiye çıkacağız ve tabii ki

you know what's coming next yes you do...

ne olacağını biliyorsunuz sonraki evet yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)

don't have nightmares

taking a spin in a Morgan roadster

bir Morgan roadster ile dönen kabuslar görmeyin

the Morgan motorcar started out as a single seated three-wheeler designed and

Morgan otomobil, şirketin kurucusu HFS Morgan tarafından tasarlanıp inşa edilen tek kişilik üç tekerlekli bir araç olarak başladı.

built by the company's founder HFS Morgan way back in 1909

1909

the Morgan brand made its debut at the 1910 Olympia Motor Show later the car

Morgan markası ilk kez 1910 Olympia Motor Show'da görücüye çıktı, daha sonra araba

was modified so as to carry two people but retained its three-wheeled chassis

iki kişiyi taşıyacak şekilde modifiye edildi ancak bizden önce üç tekerlekli şasisini korudu

before we are Morgan made its first appearance in 1936

Morgan ilk kez 1936'da ortaya çıktı,

the vehicle we are riding in today is the 3 litre v6 roadster which is one of

bugün bindiğimiz araç Morgan'ın en yeni modellerinden biri olan 3 litrelik v6 roadster,

Morgan's newest model

because of the light weight of the chassis this car possesses incredible

şasisinin hafifliği nedeniyle bu araba inanılmaz bir

acceleration although it can feel a little bumping on the country roads

ivmeye sahip, ancak köy yollarında biraz çarpma hissi veriyor

2009 marks the centenary of the first Morgan being built and during that 100

2009, ilk Morgan'ın inşa edilmesinin 100. yılı ve bu 100

years the car has undergone many changes in design

yıl boyunca. otomobilin tasarımı birçok değişikliğe uğradı

the low seating gives you an exhilarating sense of both motion and

alçak oturma yeri, 203 beygir gücündeki motoru sayesinde size hem hareket hem de hız konusunda canlandırıcı bir his veriyor.

speed thanks to its 203 brake horsepower engine

the production factory still retains the feeling of a small family-run company

with all of the cars being hand-built at there was to show premises in Malvern

Malvern'deki tesisleri göstermek için orada inşa edildi,

to say that the Morgans sports car is popular is an understatement at the

Morgans spor arabasının popüler olduğunu söylemek, popülaritesinin zirvesinde yetersiz bir ifadeydi,

height of its popularity there was a three year waiting list of future Morgan

gelecekteki Morgan hastalığı nedeniyle üç yıllık bir bekleme listesi vardı

illness or eager to get their hands on one of the vehicles for themselves

veya araçlardan birini ele geçirmeye hevesliydi.

you know the world of English is a fun and exciting place to be

İngilizce dünyasının eğlenceli ve heyecan verici bir yer olduğunu biliyorsunuz, başka bir ders

I'm so glad you could join me for another lesson

için bana katılabildiğinize çok sevindim.