LIVE English Lesson - 10th Dec 2017 - English Mistakes - SNOW - Christmas Fair - Mr Duncan

so here we are it's a very cold snowy day as you can see yes it's Sunday afternoon here

işte buradayız gördüğünüz gibi çok soğuk ve karlı bir gün evet burada Birleşik Krallık'ta bugün Pazar öğleden sonra

in the UK and this is a very snowy live English [Music] dooba dooba dooba do oh my goodness

ve bu çok karlı bir canlı İngilizce [ Müzik] dooba dooba dooba do aman tanrım

I cannot begin to tell you how excited I feel today because look outside look at that can

size ne kadar heyecanlı hissettiğimi anlatamam bugün çünkü dışarıya bakın bakın şuna bakın

you see it there it is our snow cam our little snow camera and that is the view outside today

orada görebiliyor musunuz kar kameramız küçük kar kameramız ve dışarıdaki manzara bu bugün hava

it is very very cold it is completely white over yes it's incredible we have had so much

çok çok soğuk tamamen bembeyaz evet inanılmaz geçmişte çok fazla

snow over the past three days in fact on Friday we had a lot of snow here in the UK and then

kar yağdı üç gün aslında Cuma günü burada Birleşik Krallık'ta çok kar yağdı ve sonra

last night we had even more snow during the night we have had about we think about 15

dün gece yaklaşık olarak geçirdiğimiz gecede daha da fazla kar yağdı

inches of snow fell last night and there was already 15 inches of snow on the ground so

dün gece yaklaşık 15 inç kar yağdığını düşünüyoruz ve şimdiden 15 inç kar vardı yerde

needless to say there is a lot of snow around at the moment so hi everybody it's mr. Duncan

çok fazla kar olduğunu söylemeye gerek yok, bu yüzden herkese merhaba, ben bay. Duncan

live in England how are you today are you okay I hope so are you super super happy I

İngiltere'de yaşıyor bugün nasılsın iyi misin umarım süper süper mutlusundur

hope so I really hope that you are warm today wherever you are I'm nice and warm here in

umarım yani gerçekten umarım bugün nerede olursan ol sıcaksındır

the studio even though this morning I did go live on YouTube for around about 15 minutes

bu sabah gitmiş olmama rağmen burada stüdyoda iyi ve sıcakım yaklaşık 15 dakika YouTube'da canlı yayınla

did you see me this morning in the garden it was absolutely freezing cold my fingers

bu sabah beni bahçede gördün mü, kesinlikle dondurucu soğuktu parmaklarım

were turning blue in fact they're still hurting now that the cold weather has really affected

maviye dönüyordu aslında soğuk hava ellerimi gerçekten etkilediğine göre hala ağrıyor, bu

my hands so I was outside this morning filming live on my mobile phone and of course we are

yüzden bu sabah dışarıdaydım cep telefonumdan canlı çekim yapıyorum ve tabii ki

live right now five minutes past two o'clock on a Sunday afternoon I don't know what time

şu anda bir pazar günü öğleden sonra saat ikiyi beş geçe canlı yayındayız. Bulunduğun yerde saat kaç bilmiyorum

it is where you are because I know they're so it's super to be here again it is Sunday

çünkü orada olduklarını biliyorum bu yüzden tekrar burada olmak süper

the 10th of December 2017 lots of things going on during December I think of all the months

10 Aralık 2017 Pazar Aralık ayı boyunca pek çok şey oluyor

of ornaments during the year I think December is the busiest month because so many things

Yıl boyunca süslenen tüm ayları düşünüyorum Aralık en yoğun aydır çünkü pek çok şey

take place we have Christmas of course and of course we have the New Year approaching

gerçekleşir çünkü Noel'imiz var elbette ve tabii ki bizde de var Yeni yıl yaklaşıyor

and don't forget and this is worth remembering I will be here with my life stream on Christmas

ve unutmayın ve bunu hatırlamakta fayda var Noel arifesinde hayat akışımla burada olacağım

Eve yes it's true I'm going to be here live on Christmas Eve and also I will be here live

evet doğru Noel arifesinde canlı olarak burada olacağım ve ayrıca yılbaşı gecesi canlı olarak burada olacağım.

on New Year's Eve as well yes I will be live with you right here on YouTube on the last

eh evet 2017'nin son gününde YouTube'da canlı yayında sizlerle birlikte olacağım

day of 2017 lots of people on the live chat but first of all there is only one news story

canlı sohbette çok kişi var ama öncelikle

that I want to talk about today and that of course is the snow we have had so much snow

bugün bahsetmek istediğim tek bir haber var ve o da tabi ki yağan kar. çok kar yağdı

and of course at this time of the year when the snow falls nature normally has a very

ve tabii ki yılın bu zamanında kar yağdığında doğa normalde çok

difficult time as you can see outside at the moment the birds are struggling to eat because

zor zamanlar geçiriyor, şu anda dışarıda gördüğünüz gibi kuşlar yemek için mücadele ediyor çünkü

the snow covers the ground there are no insects around and so the poor birds have to struggle

kar yeri kaplıyor etrafta böcek yok ve bu yüzden zavallı kuşlar mücadele etmek zorunda

and it is a sad fact it is a very sad fact that many birds do die during the harsh winter

ve bu üzücü bir gerçek, pek çok kuşun sert kış

weather it's a very sad fact but there isn't much we can do about it unfortunately sometimes

havasında ölmesi çok üzücü bir gerçek, bu çok üzücü bir gerçek ama bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok ne yazık ki bazen

nature can be a wonderful thing and sometimes Mother Nature can be very very cruel so this

doğa harika bir şey ve bazen Tabiat Ana çok çok acımasız olabilir, bu yüzden bu

morning I went outside and I have cleared away some snow and I've put lots of bird seed

sabah dışarı çıktım ve biraz kar temizledim ve

on the ground so the birds can come down to feed from the ground so I've cleared some

kuşlar yerden beslenmek için aşağı inebilsin diye yere çok sayıda kuş tohumu koydum. Karın bir kısmını temizledim

of the snow away and I've sprinkled lots and lots of birdseed so many birds around here

ve bolca kuş yemi serptim, etrafta o kadar çok kuş

will they will be able to feed so we are seven nearly eight minutes into today's livestream

beslenecek ki, yedi yaşındayız, bugünün canlı yayınında neredeyse sekiz dakika var

and outside we have our snow camera there it is there is the view outside it is still

ve dışarıda kar kameramız var. dışarıda manzara var mı

snowing at the moment can you believe it and also joining me for the whole two hours he

şu anda hala kar yağıyor buna inanabiliyor musunuz ve ayrıca iki saat boyunca bana katılıyor o

is the man that has more fans than me I must admit I'm getting very jealous of course you

benden daha çok hayranı olan adam itiraf etmeliyim ki çok kıskanıyorum tabii ki

know who I'm talking about we are talking all about mr. Steve who appears to be to be

kim olduğunu biliyorsunuz Bay hakkında konuştuğumuzdan bahsediyorum.

eating what are you doing hello I'm eating a cheese sandwich because I'm starving from

Ne yapıyorsun merhaba diyen Steve Peynirli sandviç yiyorum çünkü

all the activity that I'm having to do outside miss guard mr. Steve mr. Steve first of all

dışarıda yapmak zorunda kaldığım tüm aktivitelerden dolayı açlıktan ölüyorum Bayan Guard Bay. steve bey Steve her şeyden önce

could you please not talk with your mouth full of food that mean our finish later finish

lütfen ağzın yemekle doluyken konuşma, bu bizim işimizi sonra

this layer finish your sandwich later because you know what will happen lots of people will

bu katmanı bitir sandviçini sonra bitir çünkü ne olacağını biliyorsun birçok insan

complain I'm absolutely so because we have literally talked about putting this together

şikayet edecek Ben kesinlikle öyleyim çünkü kelimenin tam anlamıyla koymak hakkında konuştuk

quickly today because we've been so active clearing snow from everywhere which will obviously

bugün birlikte hızlı bir şekilde, çünkü her yerden kar temizlemekte o kadar aktiftik ki, ki bu

go into later that I've absolutely exhausted we must have had over a foot of snow but we

daha sonra olacak, kesinlikle yoruldum, bir fitten fazla kar görmüş olmalıyız ama gece boyunca

must have had about 40 centimeters of snow during the night we have had a mouthful I

yaklaşık 40 santimetre kar görmüş olmalıyız. bir ağız dolusu yemek yedim

think about 14 inches but of course on Friday we had lots of snow as well so the snow that

sanırım 14 inç ama tabi ki cuma günü de çok kar vardı bu yüzden

fell this morning has fallen by the way you're still on camera I thought that would be I

bu sabah yağan kar bu arada düştü hala kameradasın öyle olacağını düşündüm

just tried I've got to eat before we go live because I was so hungry and I didn't think

sadece denedim Canlı yayından önce yemek yemem gerekiyordu çünkü çok acıkmıştım ve sandviçimi

you were gonna put me on while I was eating my sandwich I do apologize to all those who

yerken beni açacağını düşünmemiştim

had to witness mrs. Neely mr. Steve talking with his mouth full and also wiping wiping

. neli bey Steve ağzı dolu konuşuyor ve aynı zamanda

all of the food off his face sorry about that who's thinking about the half a sandwich I've

yüzündeki tüm yemeği siliyor burada bıraktığım yarım sandviçi düşünenler için üzgünüm bu

got left here it's making me hungry look what I've got in the studio can you see what I've

beni acıktırıyor bak stüdyoda ne var ne var görüyor musun

got here I actually have some snow from the garden look at that there it is look there

Buraya geldim aslında bahçeden biraz kar yağdı bak işte orada gerçek

is unreal a genuine English snowball can you see it are you going to eat that mr. Duncan

olmayan bir İngiliz kartopu var görüyor musun onu yiyecek misin o bay. Duncan

I'm definitely not going to eat it there is a special rule connected to snow and that

kesinlikle yemeyeceğim karla ilgili özel bir kural var ve bu

particular rule is you should never eat snow especially if it's yellow it's true so there

özel kural asla kar yememelisin, özellikle sarıysa bu doğru, bu yüzden

it is a real snow ball taken from my garden just a few moments ago there it is slowly

bahçemden sadece birkaç dakika önce alınmış gerçek bir kar topu var. Oradan önce

melting in the studio so for all those who never get snow for all those who never see

stüdyoda yavaş yavaş eriyor, bu yüzden hiç kar görmeyenler için hiç

the snow look at that there is a real genuine snowball go on eat some mr. Duncan there is

kar görmeyenler için bakın gerçek bir kartopu var, devam edin biraz bay. Duncan,

no way that I'm going to eat this snow let's just say there are lots of dogs around here

bu karı yememe imkan yok, diyelim ki buralarda bir sürü köpek var

and there is a pretty good chance that that one of the dogs may have taken a pee-pee on

ve köpeklerden birinin karın üzerine çişini yapmış olma ihtimali oldukça yüksek.

the snow so there is no way in fact that that piece of snow looks very very unappetizing

Aslında hiçbir şekilde o kar parçası çok iştah açıcı görünmüyor,

it has strange pieces of green in it oh I know what that is mr. Duncan what is it because

içinde garip yeşil parçalar var oh bunun ne olduğunu biliyorum bayım. Duncan nedir, çünkü

I've been scraping it we've got it we've got like a flat roof at the back of the house

onu kazıdım, aldık, evin arkasında düz bir çatı var

and I was getting concerned because when I went to have a look at it it was bowing inwards

ve endişelenmeye başladım çünkü bakmaya gittiğimde içe doğru eğiliyordu.

so the way what do you mean though we going it was it was that the roof is supposed to

nasıl yani biz giderken ne demek istiyorsun, çatının

be flat and it was bowing like that so it was the weight of the snow on top of it was

düz olması gerekiyordu ve bu şekilde eğiliyordu, bu yüzden üstündeki karın ağırlığı

forcing the the quite a flimsy flat roof down floozy flimsy yes that means it's sort of

oldukça dayanıksız bir düz çatıyı aşağı sarkıtıyordu. dayanıksız evet, bu biraz hassas olduğu anlamına geliyor,

delicate it's not very strong and I don't know I'm trying to describe it so it's sort

çok güçlü değil ve onu tarif etmeye çalıştığımı bilmiyorum, bu yüzden bir

of over at like a conservatory but it's like a lean-to root to wall I don't know what a

limonluk gibi ama kökten duvara yaslanmış gibi ne olduğunu bilmiyorum Bir

lean-to is so if that was the wall you've got the roof coming down at an angle like

eğim, yani eğer duvar buysa, çatının böyle bir açıyla aşağı inmesini sağlarsınız

like that and the the roof is made of clear plastic about that thick so long sheets of

ve çatı şeffaf plastikten yapılmıştır, yaklaşık o kadar kalın ve uzun tabakalar,

it with the snow on top it's making it bow so there is a danger so there is a danger

üstünde kar varken onu yapıyor pruva yani bir tehlike var yani karın

that the roof might collapse because of the weight of the snow because the snow on tops

ağırlığından dolayı çatının çökme tehlikesi var çünkü üst kısımlardaki kar

like that it's like that deep if not more so I went to scrape it all off as I've already

o kadar derin, hatta daha fazla, bu yüzden zaten yaptığım gibi hepsini kazımaya gittim. Dün

explained we've had so much snow and everything well yesterday when we were out walking we

çok fazla kar yağdığını ve her şeyin yolunda olduğunu açıkladı, dün yürüyüş yaparken karın ağırlığından

saw lots of trees that had fallen because of the weight of the snow and that those green

dolayı devrilen çok sayıda ağaç gördük ve

bits in that snow they've come off the roof and of course there's moss on top of the roof

o kardaki o yeşil parçaların çatıdan çıktığını ve tabii ki çatının tepesinde yosun var, bu

so the moss came off as it as I dragged the snow off in fact you wouldn't imagine now

yüzden ben karı sürüklerken yosun çıktı, aslında şimdi hayal bile edemezsiniz

I would never imagine that snow could could actually bring a tree down it's very heavy

Karın bir ağacı gerçekten devirebileceğini asla hayal edemezdim, çok ağır

very heavy is to know as we'll find out later shall we have another look at the snow here

çok ağır bilmek kadar daha sonra öğreneceğiz kara bir kez daha bakalım mı burada devam ediyoruz

there we go on there is the snow camera outside look at that isn't that lovely and I was outside

dışarıda kar kamerası var bak bu o kadar da hoş değil ve

this morning live in the garden but uh I nearly got frostbite in my fingers it was that cold

bu sabah dışarıdaydım bahçede yaşıyorum ama uh neredeyse donuyordum parmaklarım o kadar soğuktu ki

it's it's only about minus one but it feels like minus ten because it's also very windy

sadece eksi bir ama eksi on gibi geliyor çünkü dışarısı da çok rüzgarlı bu yüzden

outside so there it is the view this morning and now because it's still snowing mr. Steve

bu sabah manzara bu ve şimdi çünkü hala kar yağıyor bayım. Steve

when was the last time we saw this much snow well the last time there was a lot of snow

en son ne zaman bu kadar kar gördük, en son ne zaman çok kar yağmıştı,

was about four years ago but I think the lot I don't think I've can remember ever seeing

yaklaşık dört yıl önceydi, ama sanırım pek çoğu,

it this thick literally ever well I was just talking to you before we started and this

onu tam anlamıyla bu kadar kalın gördüğümü hatırlayamıyorum. başlamadan önce seninle konuşuyordum ve bu

much snow I haven't seen this much snowfall since about 1991 maybe 1992 yeah so we're

kadar kar yağdı 1991 belki 1992'den beri bu kadar kar yağışı görmemiştim evet yani

talking 26 years and I don't think even then it was as deep as it is there that this is

26 yıldan bahsediyoruz ve o zaman bile oradaki kadar derin olduğunu düşünmüyorum bu

the quite a severe snowstorm I think so do you know what this reminds me of Steve this

oldukça şiddetli bir kar fırtınası sanırım bu yüzden bunun bana Steve'i neyi hatırlattığını biliyor musunuz bu

reminds me of when I was a kid and and when the snow fell that they would always close

bana çocukluğumu hatırlatıyor ve kar yağdığında okulları her zaman kapatırlardı

the schools oh yeah you could you could have some extra days off from school I used to

oh evet biraz daha alabilirdin okuldan izin günleri hoşuma giderdi

like that and then of course we would go outside to play in the snow wouldn't we we would and

ve sonra tabii ki karda oynamak için dışarı çıkardık, değil mi ve

in this country because we don't get snow that often just vote for viewers out there

bu ülkede kar yağmaz, bu genellikle sadece orada olabilecek izleyicilere oy verirdik.

who might be living in in countries that have a lot of snow we don't get it that much in

Çok fazla kar yağan ülkelerde yaşıyoruz, Birleşik Krallık'ta o kadar kar görmüyoruz, bu

the UK so when it happens it's a big event and the whole country comes to a standstill

yüzden olduğu zaman bu büyük bir olay ve tüm ülke durma noktasına geliyor

because the roads aren't used to it the local councils aren't used to handling this in other

çünkü yollar buna alışkın değil yerel meclisler Başka ülkelerde bunu halletmeye alışkınlar,

countries they have snow tires on their cars and they just get on with it for example we've

arabalarında kar lastiği var ve öylece idare ediyorlar, örneğin

got a lady living a neighbour who's from America and she comes from a very cold part of America

Amerika'dan komşumuzda yaşayan bir hanım var ve Amerika'nın çok soğuk bir bölgesinden geliyor

and she laughs because she says over there people just get on with it but over here as

ve gülüyor. çünkü orada insanların bununla idare ettiğini söylüyor ama burada kar yağar yağmaz

soon as we have snow because we don't get it very often we haven't got the infrastructure

çünkü çok sık kar yağmıyor çünkü

in place to deal with it and therefore the country comes to a grinding halt talking of

bununla başa çıkacak altyapımız yok ve bu nedenle ülke taşlamaya geliyor Amerika Birleşik Devletleri'nden bahsetmeyi bırakın bayım

the United States mr. Steve talking of the United States did you know in certain parts

. Steve Amerika Birleşik Devletleri'nden bahsederken, ABD'nin bazı bölgelerinde

of the USA you are legally obliged that means you must you must clear away the snow you

yasal olarak zorunlu olduğunuzu biliyor muydunuz, bunun anlamı karı temizlemeniz gerektiği anlamına gelir, yapmanız gereken başka

have to you have no choice this is in certain parts of the USA certain states you have to

seçeneğiniz yoktur, bu ABD'nin belirli bölgelerinde, belirli eyaletlerde

clear the snow away by law and if you don't you get fined can you believe that and talking

temizlemek zorundasınız karı kanunen kaldırıyor ve yapmazsan ceza alırsın buna inanıp konuşabiliyor musun

mr. Steve of clearing away the snow we have a queer to ask today because yesterday mr.

bay? Steve karı temizleme konusunda bugün sormamız gereken bir tuhaflık var çünkü dün bayım.

Steve was outside and he was clearing away the snow can you see mr. Steve there he is

Steve dışarıdaydı ve karı temizliyordu. Steve orada

working away very busily he is shovelling I love that word shovelling if you shovel

çok yoğun bir şekilde çalışıyor, kürek çekiyor Kürekle şu kelimeyi seviyorum, eğer

something it means you are clearing something away using a shovel in fact the thing you're

bir şeyi küreklersen bu, kürek kullanarak bir şeyi temizlediğin anlamına gelir, aslında

using there is is a special kind of shovel isn't it yes it's a snow shovel especially

orada kullandığın şey özel bir tür kürek değil mi? evet, özellikle karı temizlemek için bir kar küreği, bu yüzden

for clearing snow away so the reason why I'm showing this is I want to ask you why do you

bunu göstermemin nedeni, size sormak istiyorum, neden sizce bayım?

think mr. Steve is clearing the snow there is one particular reason why mr. Steve is

Steve karı temizliyor, bunun belirli bir nedeni var. Steve

doing this now so don't say anything Steve because this is a little thing for later so

bunu şimdi yapıyor, bu yüzden hiçbir şey söyleme Steve çünkü bu daha sonrası için küçük bir şey, bu yüzden

there is mr. Steve working away very bitterly look at that and is it easy to clear away

bay var. Steve çok acı bir şekilde çalışıyor, şuna bakın ve karı temizlemek kolay mı

snow Steve it's it's it's because it's quite heavy it's quite hard on your back and that

Steve, çünkü oldukça ağır, sırtınızı oldukça zorluyor ve

what you're that's no I'm clearing away there was from Friday night snows yes that we've

siz nesiniz, hayır, Cuma gecesi karlarını temizliyorum evet

had double that amount yeah so the snow that Steve is clearing now is actually Friday's

bu miktarı iki katına çıkardık, evet, yani Steve'in şu anda temizlediği kar aslında Cuma günkü kar,

snow it snowed all day so what is the reason does anyone know can you guess why mr. Steve

bütün gün kar yağdı, bu yüzden sebebi nedir bilen var mı nedenini tahmin edebilir misiniz bay. Steve

is actually clearing away the snow can I just say something here okay you will note that

aslında karı temizliyor, burada sadece bir şey söyleyebilir miyim, tamam,

you will not see any footage whatsoever of mr. Duncan clearing the snow wait a moment

Mr. Duncan karları temizliyor, ben çekimleri yaparken bir dakika bekleyin, bu

as I was doing the filming that's why yes you were are you were doing the filming and

yüzden evet, siz çekimleri siz yapıyordunuz ve

guess who was doing all the work but in all fairness later on I did help after I stopped

tahmin edin tüm işi kim yapıyordu ama doğrusu daha sonra ben

filming after I finished filming I did help you with the snow shovelling I love that word

çekimleri bitirdikten sonra çekimleri durdurup yardım ettim. kar küreği ile size yardımcı oldu Bu

shovel usual bit but I would say I did 90% to it mr. Duncan did 10% and of course we

kürek kelimesini her zamanki gibi biraz seviyorum ama% 90 yaptığımı söyleyebilirim bay. Duncan %10 yaptı ve tabii ki

mustn't forget that that our lovely neighbours also came out they did it was it was great

sevimli komşularımızın da dışarı çıktığını unutmamalıyız,

everybody came out people you don't normally talk to we all came out clearing the snow

herkesin dışarı çıkması harikaydı, normalde konuşmadığınız insanlar, hepimiz karı temizlemeye geldik

away and then one of the neighbours said all come round for a cup of coffee so we all went

ve sonra biri komşular bir fincan kahve içmek için gelin dediler, biz de tüm karı temizledikten

round to her house for a cup of coffee after clearing away all the snow it was a lovely

sonra bir fincan kahve içmek için onun evine gittik, çok güzel bir

morning wasn't it it's that feeling that you're all in it together that feeling that you're

sabahtı, hep birlikte içinde olduğunuz hissi değil miydi?

all helping each other out that community spirit suddenly comes alive if you know what

hepinizin birbirinize yardım ettiğiniz hissi o topluluk ruhu aniden canlanıyor, eğer ne derlerse bilirsiniz,

they call it they call it the British stiff upper lip though it's it's when it's when

buna İngiliz sert üst dudağı diyorlar ama bu

we all get together and we work together what at whatever the difficulty is we all get together

hepimizin bir araya geldiği ve ne olursa olsun birlikte çalıştığımız zamandır. zorluk hepimizin bir araya gelmesi

I suppose the word I'm looking for is camaraderie yes camaraderie or that a bulldog spirit that's

sanırım aradığım kelime yoldaşlık evet yoldaşlık ya da bir bulldog ruhu işte bu, özellikle bizim gibi yaşlı komşularınız varsa,

it where is everyone's getting together for this sort of community effort helping their

bu tür bir topluluk çabası için herkesin bir araya geldiği, komşularına yardım ettiği yer.

neighbours particularly if you've got elderly neighbours like we've got a few quite a lot

around here so you want a knock on their door make sure they're safe if they need anything

Buralarda epeyce var, bu yüzden kapılarını çalmak istiyorsun, herhangi bir şeye ihtiyaçları olursa güvende olduklarından emin ol,

we were walking into town yesterday so we asked the neighbours if they wanted any bread

dün kasabaya yürüyorduk, bu yüzden komşulara ekmek

or milk or basic essentials like that because people get what I think we're going to be

, süt ya da temel ihtiyaç maddeleri isteyip istemediklerini sorduk. insanlar düşündüğüm şeyi aldıkları için

cut off for a number of days luckily the electricity's stayed on let's touch wood there's another

birkaç gün kesileceğiz neyse ki elektrik açık kaldı hadi tahtaya dokunalım başka bir

expression touch wood have you used that before probably so yes so you've got to look after

ifade var ahşaba dokun bunu daha önce kullandınız mı muhtemelen çok evet bu yüzden insanlara bakmanız gerekiyor bir

people you're going to come together and there we were around a neighbour's house drinking

araya geleceksiniz ve orada bir komşunun evinde

coffee and and just having a chat yes it was a lovely feeling we all we all helped each

kahve içiyorduk ve sadece sohbet ediyorduk evet bu çok güzel bir duyguydu hepimiz birbirimize yardımcı olduk

other out and I think that's a great a great sort of thing to do I'm sure it exists everywhere

ve bence bu harika bir harika yapılacak şey Eminim her yerde vardır

but but a lot of people in England we always say that we have the the the British spirit

ama İngiltere'deki pek çok insan her zaman İngiliz ruhuna sahip olduğumuzu söyleriz

the stiff-upper-lip I believe that the the expressional well I think the stiff upper

üst dudak sert ifadenin iyi olduğuna inanıyorum, bence sert üst

lips more about you know not showing emotion that's it you get stuck in you don't get you

dudaklar sizin hakkınızda daha fazla şey bilmiyor duygu göstermek bu kadar sıkışıp kalırsın anlamazsın bunun için

don't get worried or upset by it you just get straight in so let's have a look at some

endişelenmezsin ya da üzülmezsin sadece işin içine girersin o yüzden hadi bazı sahnelere bir göz atalım mı

scenes shall we let's see if we can have a look at some scenes of the snow so first of

bakalım bazı sahnelere bir göz atabilecek miyiz kar yani ilk önce

all let's have a look at the snow falling and here it is this is the snow actually falling

yağan kara bir bakalım ve işte kar bu aslında yağıyor

look at that mr. Steve we couldn't believe it could we no we couldn't it was it's an

bakın şu bay. Steve inanamadık değil mi hayır yapamadık inanamadık bu benzeri

unprecedented event and I think in our lifetime that we're gonna go on about this all day

görülmemiş bir olaydı ve bence hayatımız boyunca bütün gün bunu konuşacağız

we're gonna make no apologies for this I hope you find it interesting because it's a big

bunun için özür dilemeyeceğiz umarım bulursun ilginç çünkü

thing for us well then how does everyone else know don't forget mr. Steve there are lots

bizim için büyük bir şey o zaman herkes nasıl biliyor unutma bayım. Steve şu

of people watching at the moment who don't see snow ever they never get snow in their

anda izleyen bir sürü insan var ve ülkelerinde hiç kar yağmıyorlar, bu

country so how so for those people it's very very fascinating and in in parts of America

yüzden bu insanlar için çok çok büyüleyici ve

at the moment they're having the complete opposite of what we're having they're having

şu anda Amerika'nın bazı bölgelerinde tam tersini yaşıyorlar. Yaşadıklarımızın dışında

fire storms out well that's in California that's it exactly they don't get snow in California

yangın fırtınaları yaşıyorlar, Kaliforniya'da tam olarak bu, Kaliforniya'da kar yağmıyorlar

I know but I was just making the the comparison that some parts of the country are having

biliyorum ama ben sadece ülkenin bazı bölgelerinin

of the world are having fires and we're having snow yeah so last week we had the volcano

dünyanın sahip olduğu karşılaştırmayı yapıyordum. yangınlar çıkıyor ve kar yağıyor evet, bu yüzden geçen hafta Endonezya'da bir volkan vardı

in Indonesia and then a few months ago we had typhoons in hurricanes and today we have

ve birkaç ay önce kasırgalarda tayfunlar yaşadık ve bugün

lots and lots of snow falling so not just one snowfall not just one we've had two we

çok ama çok kar yağıyor, bu yüzden sadece bir kar yağışı değil, sadece bir kar yağışı değil. ikimiz vardı

had one on Friday and also one early this morning but it is quite exciting there isn't

Cuma günü bir tane vardı ve ayrıca bu sabah erken saatlerde bir tane vardı ama oldukça heyecan verici değil mi

it Steve it is it is it's a distraction away from from sort of daily normal daily events

Steve bu, günlük normal günlük olaylardan uzaklaşmak

and you can go out there and talk to people and clear the snow right it's all good fun

ve oraya gidip insanlarla konuşabilirsiniz. ve karları temizle tamam çok güzel eğlenceli

it's fun actually we all end up to the point where it destruct disrupts what you're going

eğlenceli aslında hepimiz öyle bir noktaya geliyoruz ki yıkmak yapacağınız şeyi bozuyor

to do for example I won't be able to go to work tomorrow ah I'm in a choir and we were

mesela yarın işe gidemeyeceğim ah ben bir korodayım ve

going to do a concert Christmas concert tomorrow night that's been cancelled so I won't be

yarın gece bir konser Noel konseri yapacaktık, iptal edildi, bu yüzden

able to go there either after lots of you know weeks and weeks of rehearsals so that's

çoğunuz haftalarca süren provalardan sonra oraya da gidemeyeceğim, bu

disappointing but yes it does cause disruption but I think it's all going to be gone within

hayal kırıklığı yaratıyor ama evet aksamaya neden oluyor ama bence hepsi bu

the next two three days and then life will return back to normal until the next time

önümüzdeki iki üç gün içinde gidecek ve sonra hayat bir dahaki sefere

in twenty or thirty years but it's brilliant I mean well the last time it snowed here was

yirmi veya otuz yıl içinde normale dönecek ama bu harika yani buraya en son kar yağdığında

was the day that we moved to much Wenlock and that was probably not even half as much

Wenlock'a taşındığımız gündü ve Bu muhtemelen karın yarısı kadar bile değildi,

snow even if in fact so it's the water asthma so it's been five years since we've had proper

aslında su astımı olsa bile, bu yüzden düzgün kar görmeyeli beş yıl oldu

snow and at least 26 years since we had really really really heavy snow so I I think this

ve gerçekten çok yoğun kar yağmayalı en az 26 yıl oldu, bu yüzden bence bu

is quite an amazing thing a few people on Friday were wondering oh sorry no was it Friday

oldukça iyi inanılmaz bir şey Cuma günü birkaç kişi merak ediyordu ah pardon hayır cuma mı

or Saturday I did a live stream also a very brief live stream and a few people were saying

cumartesi mi canlı yayın yaptım aynı zamanda çok kısa canlı yayın ve birkaç kişi

why are you talking about the snow so much because snow is exciting don't you think if

neden kardan bu kadar çok bahsediyorsun çünkü kar heyecan verici diye soruyorlardı Bizde

you think we don't have it that often I know it's very rare but when it happens it is very

olmadığını düşünürseniz o kadar sık ​​olduğunu düşünürsünüz, bunun çok nadir olduğunu biliyorum ama gerçekleştiğinde çok

magical it always takes me back to my childhood I have to be honest and I've noticed mr. Steve

büyülü, beni her zaman çocukluğuma geri götürüyor Dürüst olmam gerek ve fark ettim ki bay. Steve,

you have to to visitors to the studio yes behind you to to visitors that thrive in the

stüdyoya gelen ziyaretçilere evet arkanızda karda gelişen ziyaretçilere

snow their natural habitat in the wild is the snow and ice and cold and we've got a

onların doğal ortamları vahşi doğada kar, buz ve soğuktur ve

penguin over here hello and we've got a oh I'm not sure what that is it's a polar bear

burada bir penguenimiz var merhaba ve bizde bir oh var Bunun ne olduğundan emin değilim bu bir kutup ayısı kutup ayısı

polar bear that's it all a bear a polar bear which she wouldn't normally have standing

hepsi bu kadar ayı bir kutup ayısı ki normalde

right behind you because it would bite your head off but this is a friendly one there

hemen arkanızda durmazdı çünkü kafanızı ısırırdı ama bu arkadaş canlısı bir tane işte

we go and he's made friends with the penguin although normally the polar bear would probably

gidiyoruz ve penguenle arkadaş oldu gerçi normalde kutup ayısı muhtemelen

eat the penguin I would say but today they're friends because they're enjoying the snow

pengueni yerdi derdim ama bugün onlar arkadaş çünkü onlar da bizim gibi karın tadını çıkarıyorlar

like we are you know I'm always amazed because because polar bears look so cute don't know

bilirsiniz her zaman şaşırırım çünkü kutup ayıları çok tatlı görünür don

they're lovely and lots of people associate polar bears with cute animals and furry things

Sevimli olduklarını biliyorum ve pek çok insan kutup ayılarını sevimli hayvanlarla ve tüylü şeylerle ilişkilendirir

but they're actually quite violent creatures aren't they oh yes they that though I think

ama aslında oldukça vahşi yaratıklar, öyle değil mi?

I think penguins are one of the things they tend to eat a lot yes I don't etre and if

çok yerim evet yemem ve

there are any human beings nearby they will tear a human being to pieces so we'll see

yakınlarda insan varsa parçalara ayırırlar biz de görelim

so don't be fooled by the appearance of polar bears they might look very cute and lovely

kutup ayılarının görüntüsüne aldanmayın çok şirin ve sevimli görünebilirler

but they will rip your face off I'm gonna keep an eye on this one although with you

ama suratını parçalayacaklar buna göz kulak olacağım ama seninle bu

it might be an improvement thanks a lot mr. Duncan shall we have a look at something we're

bir gelişme olabilir, çok teşekkürler bay. Duncan bir şeye bakalım mı,

going to have a break now we're going to have a look at one of my lessons and this is from

şimdi ara vereceğiz, derslerimden birine bakacağız ve bu

one of my December draw pins we are now going to take a look around the local fair what

benim Aralık iğnelerimden biri, şimdi etrafa bir göz atacağız. yerel fuarda

at what else have we got coming after that coming up later on we also have more snow

başka nelerimiz var ondan sonra geliyor daha sonra daha çok karımız var

more snow and more snow and even more and also later we are going to talk about idioms

daha çok karımız daha çok karımız daha çok ve ayrıca daha sonra deyimler hakkında

we are going to talk all about idioms to do with snow and ice and mr. Steve has a lovely

konuşacağız deyimlerle ilgili her şeyi konuşacağız kar ve buz ve mr. Steve'in çok güzel bir

list and also we are talking about mistakes in English what are the most common mistakes

listesi var ve ayrıca İngilizce'de yaptığınız en yaygın hatalar nelerdir

that you make in English and mr. Steve will be talking about this with me later on but

ve mr. Steve daha sonra benimle bunun hakkında konuşacak ama şu

right now we are going to have a look at one of my English lessons as I mentioned we are

anda bahsettiğim gibi İngilizce derslerimden birine bakacağız,

going to have a look at one of my English lessons and this was filmed right here in

İngilizce derslerimden birine bakacağız ve bu film burada çekildi.

the place I live much Wenlock and this is a very special event that is held every year

Wenlock'u çok yaşadığım yer ve bu her yıl Aralık ayının başında düzenlenen çok özel bir etkinlik,

at the beginning of December this is the Much Wenlock Christmas Fair oh hello there hi everybody

bu Much Wenlock Noel Fuarı oh merhaba herkese merhaba ben

this is mr. Duncan in England Here I am again with another December dropping how are you

bay. Duncan, İngiltere'de Yine bir Aralık ayı ile buradayım,

on this fine day are you okay are you fine and happy I hope so well Christmas is definitely

bu güzel günde nasılsın, iyi misin, iyi misin ve mutlu musun Umarım çok iyi Noel kesinlikle

on the way and as if we needed reminding here I am in my hometown of Much Wenlock and can

yoldadır ve sanki burada hatırlatmaya ihtiyacımız varmış gibi, Memleketimdeyim. Wenlock ve

you see what's happening behind me it's all going on today because here they are holding

arkamda neler olduğunu görebiliyor musunuz, bugün her şey devam ediyor çünkü burada

a Christmas Fair

bir Noel Panayırı düzenliyorlar,

well the crowds are out today for the Much Wenlock Christmas Fair during any special

kalabalıklar bugün Much Wenlock Noel Panayırı için dışarıda herhangi bir özel

festival or time of year fairs are held the tradition of holding village fairs goes back

festivalde veya yılın herhangi bir döneminde köy tutma geleneğine göre panayırlar düzenleniyor panayırlar

hundreds of years these events give local people a chance to get together and it serves

yüzlerce yıl öncesine dayanır bu etkinlikler yerel halka bir araya gelme şansı verir ve

as a great opportunity for farmers and other traders to show off their produce and wares

çiftçiler ve diğer tüccarlar için ürünlerini ve mallarını sergilemek için harika bir fırsat olarak hizmet eder

the local fair also allows money to be raised these days many charities can be found collecting

yerel panayır ayrıca bugünlerde para toplanmasına da olanak tanır birçok hayır kurumu

for their causes at local fairs it is interesting to note that the word produce can be used

yerel panayırlarda amaçları için toplarken rastlamak ilginçtir, üretmek kelimesinin

as a verb or a noun to make something is produce the thing grown or cultivated is produce the

bir fiil ya da isim olarak bir şey yapmak için kullanılabileceğine dikkat etmek ilginçtir, bir şey üretmektir, yetiştirilen ya da yetiştirilen şey üretmektir, fuarın

spelling of fair is the old-fashioned spelling of fair these days the word is rarely used

yazılışı, fuarın eski moda yazılışıdır. bu günlerde kelime

in its archaic or old form except during these occasions

arkaik veya eski biçiminde nadiren kullanılıyor, ancak bu günlerde

there are many things on sale here today tea and sandwiches burgers and hot dogs and other

burada birçok şey satılıyor bugün çay ve sandviçler hamburgerler ve sosisli sandviçler ve diğer

hot refreshments are on sale here today these hats caught my eye and you know how much I

sıcak içecekler bugün burada satılıyor bu şapkalar gözüme çarptı ve nasıl olduğunu bilirsiniz şapkaları çok severim

like hats the focal point of today's fare will be the

bugünün ücretinin odak noktası

switching on of the Christmas lights many people will gather in the square for the switching

Noel ışıklarının yakılması olacak birçok insan açılış töreni için meydanda toplanacak bugün

on ceremony there are lots of interesting things to do in C here today this man is called

C'de yapılacak çok ilginç şeyler var bugün burada bu adama

a town crier a crier is a person who is employed by a local council to make public announcements

tellal denir tellal, yerel bir meclis tarafından bugünlerde halka duyurular yapmak üzere istihdam edilen bir kişidir.

these days the role of a town crier is mainly ceremonial they are only present during special

events in the past a town crier would announce local events and court of law decisions in

a very loud voice that is why they are called a crier to cry can mean to shed tears and

çok yüksek bir ses bu yüzden onlara tellal denir ağlamak gözyaşı dökmek ve ağlamak anlamına gelebilir

weep or it can be used to express shouting yelling and calling out this man is busking

veya bağırmak bağırmak ve seslenmek için kullanılabilir

a busker is a person who performs in a public place this busker is playing several musical

instruments at the same time he is performing as a one-man band quite often people will

aynı anda birkaç müzik aleti çalıyor tek kişilik bir grup olarak çalıyor çoğu zaman insanlar

give money to the busker as he or she performs that is how a busker makes a living small

sokak çalgıcısına para verir o çaldığı için bu bir sokak çalgıcısının geçimini böyle sağlar

donations are given by the audience these days buskers also help to raise money for

bugünlerde seyirciler tarafından küçük bağışlar yapılıyor ayrıca hayır işleri için para toplamaya yardımcı olurlar

charity they are also known as street performers

sokak göstericileri olarak da bilinirler Noel yaklaşırken

many festive events are taking place during the run-up to Christmas the word festive refers

pek çok şenlikli etkinlik gerçekleşir şenlikli kelimesi

to a happy celebration a jolly time a joyous occasion the events are described as festivities

mutlu bir kutlamayı ifade eder neşeli bir zamanı neşeli bir olayı ifade eder olaylar şenlik olarak tanımlanır

today's festivities are connected with Christmas the Sun is setting over Much Wenlock and people

günümüzün şenlikleri Noel ile bağlantılı olarak, Güneş Wenlock'un üzerinde batıyor ve insanlar

are gathering in the main square where the Christmas lights are about to be switched

Noel ışıklarının yakılmak üzere olduğu ana meydanda toplanıyor,

on

normally a countdown will take place before the switches thrown and the lights come on

normalde düğmeler atılmadan ve ışıklar yanmadan önce bir geri sayım yapılacak,

so the lights are on and everyone is happy there is no escaping the fact that Christmas

böylece ışıklar ve herkes yanacak. Mutlu, Noel'in yolda olduğu gerçeğinden kaçış yok,

is on the way of course not everyone celebrates Christmas there are other faiths besides the

elbette herkes Noel'i kutlamıyor, Hristiyanlığın yanı sıra başka inançlar da var

Christian one Christmas is just one of many religious festivals that take place during

Noel, yıl boyunca gerçekleşen birçok dini bayramdan sadece biri,

the year some religions do not observe Christmas while others do with slight variations it

bazı dinler Noel'i kutlamazken, diğerleri ufak tefek değişikliklerle,

is not unusual for those with no religious beliefs to join in with the Christmas celebrations

hiçbir dini inancı olmayanların Noel kutlamalarına katılması alışılmadık bir durum değil,

it is a joyous time for all a time for people to join together and be happy

insanların bir araya gelip mutlu olmaları için her zaman neşeli bir zaman,

well I hope you have enjoyed today's December drop-in it's been a little bit different with

umarım bugünün Aralık ziyaretinden keyif almışsınızdır.

me out and about at the Much Wenlock fair this is mr. duncan in england saying thank

Much Wenlock fuarında benimle biraz farklıydı, bu bay. İngiltere'den Duncan

you for joining me today and of course on behalf of everybody here in Much Wenlock sitar

bugün bana katıldığınız için teşekkür ediyor ve tabii ki burada, Much Wenlock sitarındaki herkes adına

for now

şimdilik

we are walking in a winter wonderland yes welcome back it's mr. Duncan and mr. Steve

bir kış harikalar diyarında yürüyoruz evet tekrar hoş geldiniz ben bay. Duncan ve Mr. Steve

live on YouTube and there it is the view outside it is still snowing it's Sunday afternoon

YouTube'da canlı yayında ve işte dışarıdaki manzara, hala kar yağıyor, burada, İngiltere'de Pazar öğleden sonra

here in England and it's mr. Steve also joining me today hello how did you enjoy that that

ve bu Mr. Steve de bugün bana katılıyor merhaba nasıl eğlendin mi bu

was a short lesson that I did in December I think it was a couple of years ago and I

Aralık'ta yaptığım kısa bir dersti sanırım birkaç yıl önceydi ve

was walking around the local fair every single year here in Much Wenlock we have a special

her yıl yerel fuarda dolaşıyordum burada Much Wenlock'ta özel bir

Christmas Fair so I hope you enjoyed that I've just realised Steve we've neglected the

Noel'imiz var Adil, umarım beğenmişsinizdir Steve'in en önemli şeyi ihmal ettiğimizi fark ettiğim için

most important thing of all and that is our viewers we have it we haven't said hello to

ve bu bizim izleyicilerimiz var

anyone yet so let's let's go to the live chat we are we are 35 minutes into our stream and

henüz kimseye merhaba demedik o yüzden hadi canlı sohbete geçelim biz yayınımıza 35 dakika kaldık ve daha

we haven't said hello to anyone so hello to Olga hello Olga I'd also hello to Xena Xena

kimseye merhaba demedik bu yüzden Olga'ya merhaba merhaba Olga Xena Xena'ya da merhaba derdim

hello Gina hi Xena and also Eleanor is well hello Eleanor and Eugene is here oh by the

merhaba Gina merhaba Xena ve ayrıca Eleanor iyi merhaba Eleanor ve Eugene burada oh bu

way mr. Steve we've we've made a big mistake already we meet her early we've really screwed

arada bayım . Steve biz büyük bir hata yaptık zaten onunla erken tanıştık

up here Oh Oh Deary me let's have a look here we go Eugene has said is it about the polar

burada gerçekten çuvalladık Oh Oh Sevgili ben bir bakalım işte başlıyoruz Eugene kutup

bear penguin it's about the polar bears and that penguins there it is look Eugene says

ayısı pengueni hakkında mı dedi kutup ayıları hakkında ve penguenler orada öyle bak Eugene

polar bears live in the North Pole and penguins live in the South Pole they have no connection

kutup ayılarının Kuzey Kutbu'nda yaşadığını ve penguenlerin Güney Kutbu'nda yaşadığını söylüyor vahşi yaşamla hiçbir bağlantıları yok bence bu

in the wild I think so we might need to fact-check this we might need to do a bit of fact-checking

yüzden gerçekleri kontrol etmemiz gerekebilir- bunu biraz doğrulamamız gerekebilir- kontrol ediyoruz

perhaps we stand corrected so maybe we're wrong but we might still be right so Eugene

belki düzeltilmiş duruyoruz yani belki yanılıyoruz ama yine de haklı olabiliriz bu yüzden Eugene

says that penguins and polar bears do never do never do not meet we're talking about mispronunciations

diyor ki penguenler ve kutup ayıları asla asla buluşmaz yanlış telaffuzlardan bahsediyoruz

we're having difficulty with our English - there I think the reason is because my mouth is

İngilizcemizde zorluk çekiyoruz - orada sanırım Bunun nedeni, ağzımın

still warming up I went outside this morning and III think I've got frostbite in my fingers

hala ısınması, bu sabah dışarı çıktım ve sanırım parmaklarımda donma var, bu

so penguins and polar bears never meet they never meet each other apparently so there

yüzden penguenler ve kutup ayıları asla buluşmuyorlar, görünüşe göre birbirleriyle hiç tanışmıyorlar, öyleyse

we go if they did I think the polar bear would eat the penguin I think it's fair to say that

gidelim, eğer yaptılarsa, kutupları düşünüyorum Ayı pengueni yerdi Bence

the polar bear would would just go the penguin down in one go maybe with all this world travel

kutup ayısının pengueni tek seferde yerle bir edeceğini söylemek adil olur belki de tüm bu dünya seyahatinden sonra

they'll end up meeting you know that want to get on a plane I think Ingrid would be

sonunda bir uçağa binmek isteyen sizinle tanışırlar Ingrid'in yapacağını düşünüyorum meze

like an appetizer South Pole one at one will travel to the north of the south get on a

gibi ol güney kutbu birer birer güneyin kuzeyine seyahat edecek

plane and then they'll meet talking of the South Pole and the North Pole it looks a little

uçağa binip sonra buluşacaklar güney kutbundan ve kuzey kutbundan bahsederek

bit like that today look at that there is the view outside at the moment would you like

bugün biraz öyle görünüyor bak şu var ya şu an dışardaki manzara cuma günü

to have a look at the view after the snow fell on Friday let's have a look shall we

kar yağdıktan sonraki manzaraya bir bakmak ister misiniz bir bakalım olur mu

so here is a selection of views now after the snow fell look at that oh my goodness

yani işte kar yağdıktan sonraki manzaralardan bir seçki şuna bakın aman allahım

what an absolute beautiful view it's scenic very scenic very lovely so there it is winter

ne mutlak güzel bir manzara manzara çok güzel çok güzel bu yüzden kış

scene so that is actually the view on well actually we filmed this yesterday from the

sahnesi var yani aslında manzara bu aslında bunu dün evden çektik

house and there you can see in the distance all of the hills are covered with snow as

ve orada uzaktan tüm tepelerin karla kaplı olduğunu görebilirsiniz

well so there is the view out of the window after the snowfall but of course at the moment

yani orada kar yağışından sonra pencereden dışarı bakıyoruz ama tabii ki şu anda

we have even more snow and that's the reason why we are getting so excited about this because

daha fazla kar var ve bu bizi bu kadar heyecanlandırıyor çünkü 48 saat içinde

we didn't just have one snowfall we had to within 48 hours so it is very unusual isn't

yapmamız gereken tek bir kar yağışı olmadı, bu yüzden çok fazla.

it Steve to get this much snow very unusual so the shots you can see now this was taken

Steve'in bu kadar çok kar yağması olağandışı değil mi çok olağandışı bu yüzden şimdi görebileceğiniz çekimler bu

yesterday on our walk so we were walking along into town because of course we couldn't drive

dün yürüyüşümüzde çekildi bu yüzden kasabaya doğru yürüyorduk çünkü tabii ki arabayla gidemedik bu yüzden

in so we walked along and look at that oh look at that look at that view looking across

yürüdük ve baktık o ah şu bakışa bakın şu manzaraya

the Shropshire hills into the distance everything is covered with snow Oh mr. Steve well I don't

Shropshire tepelerinin üzerinden uzağa bakarken her şey karla kaplı Ah bayım. Steve pekala, karla kaplı bir manzaradan

think there is any any better view than than a snow snow-covered landscape I snowscape

daha iyi bir manzara olduğunu sanmıyorum.

look at that so there it is you can see the snow covering virtually everything and this

was filmed yesterday so a lot of this was filmed yesterday but today we've had even

dün ama bugün daha da

more snow so here is the live view right now this is the view right now outside lots of

fazla kar yağdı, bu yüzden şu anda canlı görüntü bu, şu anda dışarıda çok

snow and talking of snow mr. Steve was shoveling he was moving a lot of the snow yesterday

kar var ve kardan bahsediyoruz bay. Steve kürek çekiyordu, dün çok fazla karı hareket ettiriyordu

but why was he doing it why were you outside shovelling the snow there is one very important

ama o bunu neden yapıyordu, siz neden dışarıda karı kürediniz, bunun çok önemli bir

reason why mr. Steve was doing this a very important reason you thought it was very important

nedeni var bay. Steve bunu çok önemli bir neden yapıyordu, bunun çok önemli olduğunu düşündünüz

didn't you well yes I did so that's all we're going to say for now so what was mr. Steve

değil mi, evet yaptım, bu yüzden şimdilik söyleyeceğimiz bu kadar, peki bay neydi? Steve

up to why was he clearing away the snow yesterday he he looks as if he's he's really really

dün neden karı temizliyordu, sanki öyleymiş gibi görünüyor,

eager to get rid of all of that snow and I've done my back in as we say here I've done my

tüm o kardan kurtulmak için gerçekten çok hevesli ve burada söylediğimiz gibi sırtımı yaptım,

back in have you hurt your back yes because it takes quite a lot of effort to move snow

sana sırtımı döndüm. sırtını incittim evet çünkü karı hareket ettirmek çok fazla efor gerektiriyor bu yüzden

so my back's aching so you can say or we say in English I've done my back in so if you

sırtım ağrıyor diyebilirsin ya da İngilizce'de sırtımı yaptım yani

do your back in it means you've injured you're back in some way oh yes and I don't understand

sırtını yaparsan bu seni incittiğin anlamına gelir' bir şekilde geri döndüm oh evet ve

here for two hours I can tell you mr. Duncan so I've got a seat by the side of me here

burada iki saattir anlamıyorum, size söyleyebilirim bay. Duncan, yani burada yanımda bir koltuk var,

so when we have little breaks when you show some some clips good we'll sit down I'm sure

bu yüzden küçük molalar verdiğimizde, bazı klipleri iyi gösterdiğinde, otururuz eminim

this information is completely useless to everyone except you all my back is your back

bu bilgi senin dışında herkes için tamamen yararsızdır, hepinizin sırtındayım sırtım

hurting and I'm exaggerating a little for that for the effects of the camera but yes

ağrıyor ve kameranın etkileri için bunu biraz abartıyorum ama evet

it's aching a bit because all that shoveling oh and I'll have to do a lot more tomorrow

biraz ağrıyor çünkü tüm o kürek çekme ah ve yarın çok daha fazlasını yapmam gerekecek

lots of people on the live chat today we have flea via hello Flavia I've never spoken to

bugün canlı sohbette birçok insanda pire var merhaba Flavia ile

you before from Bolivia or Flavia Amanda is here also English my English with Sultan hello

Bolivya'dan sizinle daha önce hiç konuşmadım veya Flavia Amanda da burada İngilizcem Sultan ile İngilizcem

English with Sultan and tow is here also sui sui' says mr. Duncan so that is Santa Claus

Sultan ile merhaba İngilizce ve tow da burada sui sui ' diyor bay. Duncan, yani bu Noel Baba

oh yes we saw Santa Claus earlier on the the Christmas lights being turned on in Much Wenlock

oh evet Noel Baba'yı daha önce Much Wenlock'ta Noel ışıklarının yandığını gördük

and of course if it snows how well father Christmas deliver all of those presents I

ve tabii ki kar yağarsa Noel Baba tüm bu hediyeleri ne kadar iyi teslim ederse

have no idea Patricia is here Patricia says Bonjour Bonjour Bonjour to France is it snowing

Patricia'nın burada olduğu hakkında hiçbir fikrim yok Patricia Bonjour Bonjour diyor Fransa'ya bonjour,

in France at the moment that's the big question is it snowing where you are maybe in France

şu anda Fransa'da kar yağıyor mu, bu büyük soru, bulunduğunuz yerde kar yağıyor mu, belki Fransa'da

or somewhere in Europe I know they've had snow in Amsterdam really that was on the news

veya Avrupa'da bir yerde, Amsterdam'da kar yağdığını biliyorum, gerçekten

today because they closed the airport in Amsterdam as they have closed Birmingham Airport in

bugün haberlerdeydi çünkü havaalanını kapattılar. Amsterdam, İngiltere'deki Birmingham Havalimanı'nı kapattıkları için

the UK do you know what annoyed me the other day mr. Steve because because the snow only

geçen gün beni ne rahatsız etti biliyor musunuz bayım? Steve çünkü kar

fell in in this area on Friday virtually all of the news ignored it all of the news BBC

bu bölgeye sadece Cuma günü yağdığı için neredeyse tüm haberler bunu görmezden geldi tüm haberler BBC karı

completely ignored the snow but today because it's falling everywhere the news is talking

tamamen görmezden geldi ama bugün her yerde kar yağdığı için haberler

about it all the time so so they would they weren't really bothered about it on Friday

her zaman bundan bahsediyor, bu yüzden onlar olmayacaktı 'Cuma günü gerçekten rahatsız oldum

but today because many many more people are being affected they are talking about it all

ama bugün çok daha fazla insan etkilendiği için sürekli bundan bahsediyorlar

the time and just like me London yes if they have any snow in London I I think I think

ve tıpkı benim gibi Londra evet Londra'da biraz kar yağarsa sanırım muhtemelen

they will have probably they will close down all of the TV stations just to cover the news

kapatacaklar Tüm TV kanallarını sadece gördüğünüz haberleri vermek için aşağı indirin,

you see so because if it snows in London everyone's going to be interested but because it snows

çünkü Londra'da kar yağarsa herkes ilgilenir ama

here in Shropshire nobody really cares and that's the reason why we are covering it today

burada, Shropshire'da kar yağdığı için kimse gerçekten umursamıyor ve bu yüzden bugün haber yapıyoruz

Raber Cordy hello Reba nice to see you today also tony is here what is the temperature

Raber Cordy merhaba Reba nice bugün seni görmek de tony burada

there today it's about 1 below zero but if you go outside it's very windy as well so

bugün orada sıcaklık kaç derece sıfırın altında 1 ama dışarı çıkarsan hava da çok rüzgarlı bu yüzden

there is a bit of a wind chill so it feels about well you're outside earlier Steve how

biraz rüzgar soğuyor bu yüzden dışarıda daha erken kalmışsın gibi iyi hissettiriyor Steve nasıl

it must be about minus 10 because of the wind blowing yes there's a strong wind you get

rüzgar estiği için eksi 10 civarında olmalı evet kuvvetli bir rüzgar var

two temperatures that are listed under weather report you get the actual temperature and

hava durumu raporunda listelenen iki sıcaklık elde edersiniz gerçek sıcaklığı alırsınız ve

then you get the wind chill factor as well so it's about as you say about minus one degree

ardından rüzgar soğutma faktörünü de alırsınız yani eksi bir hakkında söylediğiniz gibi

centigrade out there but with the wind it feels like more like minus six seven ten something

oralarda santigrat derece ama rüzgarla daha çok eksi altı yedi on gibi bir şey gibi geliyor bu

like that so Jack Frost is nipping at your nose and I will explain that expression later

yüzden Jack Frost burnunu ısırıyor ve bu ifadeyi daha sonra açıklayacağım dışarısı

it's very very cold out there I went out this morning to do a live stream and III might

çok çok soğuk Bu sabah canlı yayın yapmak için dışarı çıktım dere ve III

my hands well at least that the tips of my fingers are still hurting now they're actually

ellerim iyi olabilir, en azından parmak uçlarım hala acıyor, şimdi aslında

hurting her I think I've got a bit of frostbite in my fingers we were happy and long enough

onu incitiyorlar sanırım parmaklarımda biraz donma var, biz mutluyduk ve yeterince uzun süre

mr. Duncan we were hoping to go outside in the snow weren't we we were to have a live

bay. Duncan, karda dışarı çıkmayı umuyorduk, karda canlı ders yapacaktık değil mi

lesson out in the snow but we weren't expecting the snow to be quite extreme we did we didn't

ama karın çok şiddetli olmasını beklemiyorduk,

realize that the snow would still be falling during the live stream so we've had to abandon

karın hala devam edeceğini bilmiyorduk. canlı yayın sırasında düşüyor bu yüzden

that plan unfortunately what a shame now because it's cold and because it's snowing we are

bu plandan vazgeçmek zorunda kaldık ne yazık ki şimdi ne yazık ki hava soğuk ve kar yağdığı için

going to talk about snow and ice idioms to tell expressions yes but first of all we're

kar ve buz deyimlerinden bahsedeceğiz ifadeleri anlatmak için evet ama her şeyden önce

going to look in another video and this is another one of my December drop-in videos

bakacağız başka bir videoda ve bu benim Aralık ayındaki açılan videolarımdan bir diğeri

and this is video that's all about the secret that is locked inside the box what is mr.

ve bu video, tamamen kutunun içinde kilitli olan sır ile ilgili, bay nedir?

Duncan doing hello there as you can see I have my hands full today this means that I

Duncan merhaba diyor gördüğünüz gibi bugün elim dolu

have a large job to carry out I'm very busy right now I have my hands full I wonder what

is in that box do you ever feel proud of something have you ever felt pride to feel pride or

bir şey hiç gurur duydun mu gurur duymak veya gurur duymak

to be proud is a great feeling it is the uncontrollable joy you get from achieving something pride

harika bir duygudur bir şeyi başarmanın verdiği kontrol edilemez neşedir gurur

is what you feel when you pass an exam you are proud of what you have done and how well

bir sınavı geçtiğinde hissettiğin şeydir yaptıklarınla ​​ve ne kadar iyi

you did but pride is not always seen as a positive thing there is a saying in English

yaptığınla gurur duyarsın ama gurur her zaman olumlu bir şey olarak görülmez İngilizlerde bir söz vardır

pride comes before a fall sometimes being proud can make you overconfident this can

gurur düşmeden önce gelir bazen gururlu olmak kendine aşırı güvenmene neden olabilir bu

lead to mistakes being made of course pride is not a negative thing but being too proud

hatalara yol açabilir elbette gurur olumsuz bir şey değildir ama

of something might be taken as arrogance or big headedness a person who is too proud might

bir şeyle çok gurur duymak kötü olabilir kibirli ya da büyük başlılık olarak algılanmalı çok gururlu biri

be called a show-off or a big head they may find themselves being labelled as arrogant

gösterişçi ya da koca kafalı olarak adlandırılabilir onlar kendilerini kibirli, kibirli ve kendini beğenmiş olarak etiketlenmiş bulabilirler

conceited and smug

whenever we look back over our lives there are times when we did something we are still

hayatımıza ne zaman dönüp baksak, yaptığımız zamanlar vardır.

proud of we remember those glorious moments with pride a proud moment from my past was

O muhteşem anları gururla hatırladığımız için hâlâ gurur duyuyoruz. Geçmişimden gurur duyduğum bir an,

when I had some drawings I had done put up on the lobby wall at my local cinema that

yaptığım bazı çizimleri yerel sinemamın lobi duvarına astığım zamandı.

was way back in 1980 when the second Star Wars film The Empire Strikes Back was released

1980'de, ikinci Star Wars filmi The Empire çıktığında Strikes Back

here in the UK that was a very proud time for me because I knew that many people would

Birleşik Krallık'ta gösterime girdi, bu benim için çok gurur verici bir zamandı çünkü birçok insanın sinemaya

be able to see my pictures as they entered the cinema it was a very exciting time for

girer girmez resimlerimi görebileceğini biliyordum, benim için çok heyecan verici bir zamandı

me and one I will always treasure with pride pride can also mean a feeling of self-worth

ve her zaman gururla değer vereceğim bir zamandı. gurur aynı zamanda kendine değer verme duygusu anlamına da gelebilir dünyaya

you feel as if you have something to offer the world pride can be the feeling of equality

sunacak bir şeyin varmış gibi hissedersin gurur eşitlik duygusu olabilir

you are as good as anyone else you are not a second-rate person you have pride in yourself

herkes kadar iyisin ikinci sınıf bir insan değilsin kendinle

and you will not let anyone take that pride away of course it is possible to lose your

ve kendinle gurur duyuyorsun kimsenin o gururu almasına izin vermeyeceğiz elbette gururunuzu kaybetmeniz mümkündür

pride someone might make you look foolish you might have to apologise for something

birisi sizi aptal gibi gösterebilir söylediğiniz bir şey için özür dilemeniz gerekebilir itibarınızı

you said we can say that you lose face your pride has been knocked you have lost face

kaybettiğinizi söyleyebiliriz gururunuz kırıldı buna mecbur olarak itibarınızı kaybettiniz diğer insanların

having to admit you are wrong in front of other people condemned your pride but of course

yanında hatalı olduğunu kabul et gururunu kına ama tabii ki

it is not the end of the world it just seems like it at the time there will be many chances

bu dünyanın sonu değil öyle görünüyor ki o zaman kendini toparlaman için birçok şansın olacak

for you to pick yourself up again there will be plenty of chances for you to redeem your

birçok şansın olacak

pride if you have the will to do it dooba dooba do mr. Steve did you enjoy that look

Bunu yapacak iradeniz varsa gururunuzu kurtarmalısınız dooba dooba do mr. Steve o bakışı beğendin mi peki

so what is in the box a lot of people have already guessed I think many people have actually

kutunun içinde ne olduğunu birçok insan zaten tahmin etti Sanırım birçok insan

seen that video before that's true that's strange what's happened to mine oh there I

o videoyu daha önce görmüştür bu doğru bu garip benim başıma gelenler oh işte

am hello there so mr. Steve did you guess what was in the box of course many people

buradayım merhaba yani bayım. Steve kutunun içinde ne olduğunu tahmin ettiniz mi tabii ki pek çok kişide

have it was of course a Christmas tree hidden in the box and there is mr. Steve mr. Steve

var tabii ki kutunun içine gizlenmiş bir Noel ağacıydı ve Mr. steve bey Steve

had his feet up just he was really relaxing himself weren't you I was and you were talking

ayaklarını kaldırdı sadece kendisi gerçekten rahatlıyordu, sen değil miydin

to me and you suddenly realised that the video was ahead finished I suddenly realised we

ve sen benimle konuşuyordun ve aniden videonun bittiğini fark ettin Birdenbire

got us so deep in our conversation because we are feeling very excited I got when I when

sohbetimizin bizi çok derinleştirdiğini fark ettim çünkü çok heyecanlı hissediyoruz

I opened the window this morning and the curtains i-i-i-i I pulled back the curtains and it

Bu sabah pencereyi açtığımda anladım ve perdeler i-i-i-i perdeleri geri çektim ve

was incredible it was a winter wonderland because we have had a lot of snow just in

inanılmazdı, bir kış harikalar diyarıydı çünkü çok kar yağdı, sadece

case you've just tuned in there is the view outside with our snow cam it has been snowing

ayarladıysanız, manzara var. dışarıda kar kameramızla birlikte

overnight and also we had snow on Friday as well so why is mr. Steve shovelling why is

gece boyunca kar yağıyor ve ayrıca Cuma günü de kar yağdı, neden bayım? Steve kürekle neden

he taking the snow away we will give the answer to that in the second part of the live stream

karı kaldırıyor bunun cevabını canlı yayının ikinci bölümünde vereceğiz bir

we are here for another hour so don't forget after 3 o'clock we are still here and there

saat daha buradayız o yüzden unutmayın saat 3'ten sonra hala buradayız ve

is mr. Steve poor mr. Steve he's injured his back slightly because he was working so hard

Mr. Steve zavallı Bay. Steve, dün çok çalıştığı için sırtını hafifçe yaraladı

yesterday yes I was working hard moving all of that snow and of course many other neighbours

evet, tüm o karı taşımak için çok çalışıyordum ve tabii ki diğer birçok komşu da

came out as well to help and it was a lovely lovely atmosphere we what we were talking

yardım etmek için dışarı çıktı ve daha önce bahsettiğimiz çok hoş bir atmosferdi.

about this earlier weren't we Steve we were yes when something happens in the local local

Biz Steve değil miydik, evet değildik, yerel yerel

area like snow or an event that happens it could be is usually weather-related or something

bölgede kar gibi bir şey olduğunda veya meydana gelen bir olay, genellikle hava durumuyla ilgili olabilir veya

something that that causes problems or trouble or discomfort people will forget past grievances

sorunlara, soruna veya rahatsızlığa neden olan bir şey olabilir, insanlar geçmişte yaşadıkları şikayetleri unuturlar.

that they've got with neighbours past arguments that they might have had and they all come

komşularımızla geçmiş tartışmalarımız var ve hepsi

together to help everybody else out we all forget our differences forget our differences

bir araya gelerek diğer herkese yardım ediyor hepimiz farklılıklarımızı unutuyoruz

because we sometimes have little grudges against neighbours over petty silly things and suddenly

çünkü bazen komşulara karşı küçük aptalca şeyler yüzünden kin besliyoruz ve aniden böyle

something like this happens everybody snowed in so we all go out and help everybody and

bir şey oluyor herkes kar yağdı bu yüzden hepimiz dışarı çıkıp herkese yardım ediyoruz ve

that helps to sort of sort of mend any sort of bad feeling that you've got between neighbours

bu, komşular arasında sahip olduğunuz her türlü kötü duyguyu bir şekilde düzeltmeye yardımcı oluyor

because suddenly you're helping out can I just point out you cannot can I just point

çünkü birdenbire yardım etmeye başlıyorsunuz, sadece işaret edebilir miyim, yapamazsınız,

out Steve that we have no bad feelings with our neighbours because I it sounds as if we're

Steve'e işaret edebilir miyim? komşularımıza karşı hiçbir kötü duygumuz yok çünkü sanki

all we're doing is fighting with our neighbours all time I'm just talking about I'm not talking

tek yaptığımız komşularımızla sürekli kavga etmekmiş gibi geliyor sadece hakkında konuşuyorum

about open bad feelings but you know what it's like when you talk about your neighbour

açık kötü duygulardan bahsetmiyorum ama bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsin komşundan

or something happiest and you put it out of context or you over exaggerate all she didn't

ya da en mutlu bir şeyden bahsettiğinde ve bağlamın dışına koyduğunda ya da her şeyi abarttığında, dün

she didn't look at me when she got into a car and went to work yesterday all why is

arabaya binip işe gittiğinde bana bakmadı, neden

she ignoring me those sort of little things that then they build up and build up in you

beni görmezden geliyor? bir tür küçük şeyler, o zaman birikiyor ve sende birikiyor,

sort of create this feeling about a neighbour which is probably fictitious or a bit of a

bir tür komşu hakkında bu hissi yaratıyor, bu muhtemelen hayali ya da biraz

fantasy yeah and then when you suddenly all come out and start talking you think oh they're

hayal ürünü, evet ve sonra aniden hepiniz dışarı çıkıp konuşmaya başladığınızda, ah onlar diye düşünürsünüz.

all right they weren't ignoring me after all everything's all right and balls suddenly

pekala, her şey yolundayken ve [ __ ] aniden tekrar

come back together and and sort of almost reset everything I think one of the biggest

bir araya geldikten ve neredeyse her şeyi sıfırladıktan sonra beni görmezden gelmiyorlardı. Bence

problems with living anywhere quite often is the neighbours we often have disputes or

herhangi bir yerde yaşamanın en büyük sorunlarından biri, sık sık tartıştığımız komşulardır ya da

maybe you might find a situation where your neighbour won't talk to you so I think I think

belki bulabilirsin komşunuzun sizinle konuşmadığı bir durum, bu yüzden sanırım

neighbourly relations or relations with the neighbours is is often a very difficult thing

komşuluk ilişkileri veya komşularla olan ilişkiler günlük olarak uğraşılması çok zor bir şey

to deal with on a daily basis but can I just say all of the neighbours that live around

ama burada yaşayan tüm komşuları söyleyebilir miyim?

here are so lovely because yesterday we were all outside clearing the snow away and we

çok güzelsiniz çünkü dün hepimiz dışarıda karı temizliyorduk ve

went round to one of our neighbours houses and we all had a lovely hot cup of tea so

komşularımızdan birinin evine gittik ve hepimiz bir fincan sıcak çay içtik,

it was a great great feeling so after three o'clock mr. Steve is staying with us for the

bu harika bir duyguydu, bu yüzden saat üçten sonra Mr. Steve

whole two hours and we have some snow and also some ice idioms coming up courtesy of

iki saat boyunca bizimle kalıyor ve biraz kar var ve ayrıca Bay'ın izniyle bazı buz deyimleri geliyor

mr. Steve and of course me as well don't forget me because I know a lot of people are fans

. Steve ve tabii ki ben de beni unutmayın çünkü birçok insanın

of mr. Steve in fact I think I think you get more fan mail and more emails that I do now

Mr. Steve aslında bence sen daha çok hayran mektubu ve e-posta alıyorsun, benim şimdi aldığım gibi,

I'm getting a bit jealous I haven't seen any bye you're probably keeping them all to yourself

biraz kıskanmaya başladım, hiç güle güle görmedim, muhtemelen hepsini kendine saklıyorsun,

I'm not telling me about it I probably yes got all these fans out there and you're telling

bana bundan bahsetmiyorum Muhtemelen evet, tüm bu hayranlarım var ve

me now but you haven't told me before so mmm interesting maybe I'll have to give out my

şimdi bana söylüyorsun ama bana daha önce söylemedin bu yüzden mmm ilginç belki de

own email address so that they can come directly to me oh I see so we have the live chat we

doğrudan bana gelebilmeleri için kendi e-posta adresimi vermem gerekecek oh anlıyorum bu yüzden canlı sohbete sahibiz,

seem to be ignoring the live chat today so let's say some hellos Alberto Alberto says

bugün canlı sohbeti görmezden geliyor gibiyiz, bu yüzden biraz merhaba diyelim Alberto Alberto

hello from the Canary Islands it's Lau lucky to see you today very lucky we ever had anybody

Kanarya Adaları'ndan merhaba diyor Lau bugün sizi gördüğüm için çok şanslıyız, Kanarya Adaları'ndan herhangi birine sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız

from the Canary Islands we have actually we have that's incredible cut where which one

bu inanılmaz kesim hangileri hangileri

which which are the Canary Islands I I don't know it's just the whole of the Canary Islands

Kanarya Adaları I Bilmiyorum sadece Kanarya Adaları'nın tamamı

Tenerife I think that's one of the Canary Islands is it Tenerife I believe it is might

Tenerife Sanırım bu Kanarya Adaları'ndan biri Tenerife mi

be proved wrong again I'm frightened to say anything now in case in case I'm corrected

Yanlış olduğu tekrar kanıtlanabilir inanıyorum Korkuyorum düzeltilirse diye şimdi bir şey söyleyeceğim

but I think Tenerife is one of the Canary Islands is it I don't know you're telling

ama sanırım Tenerife Kanarya Adaları'ndan biri, bilmiyorum

me maybe someone can tell us I've never been you see to the Canary Islands never been there

bana söylüyorsun belki biri bize Kanarya Adaları'na hiç gitmediğimi söyleyebilir

Connell says why don't you try to roll the snow instead of shovelling well yes you can

Connell, neden iyi kürek çekmek yerine karı yuvarlamayı denemiyorsun diyor, evet, bunu

do that you can roll the snow and create a really big snowball but of course as the snowball

yapabilirsin, karı yuvarlayabilir ve gerçekten büyük bir kartopu yaratabilirsin ama tabii ki kartopu

gets larger and larger so pushing it becomes more difficult so yes shovelling is much easier

büyüdükçe ve büyüdükçe, itmek daha fazla hale gelir zor yani evet kürek çekmek çok daha kolay

you might end up blocking the whole pathway because you've got this giant ball of snow

tüm yolu kapatabilirsin çünkü devasa bir kar topun var

that would be nice if we could go live towards the end of the lesson it won't be good if

dersin sonuna doğru canlı yayına geçebilsek iyi olur

those know if the snow stops today if it stops before we finish we might we might go outside

bugün kar durur, eğer biz bitirmeden önce durursa canlı olarak dışarı çıkabiliriz

live but I can't promise that because I've just looked out the window and it's still

ama bunun için söz veremem çünkü az önce pencereden dışarı baktım ve

snowing in fact as if we needed reminding there it is look there is the view it's still

aslında hala kar yağıyor, sanki orada olduğunu hatırlatmamız gerekiyormuş gibi görünüşe göre hala kar

snowing there is snow everywhere and we have had so much snow in fact I think where we

yağıyor her yerde kar var ve çok fazla kar yağdı aslında sanırım yaşadığımız yerde

live we have been very badly affected by the snow that fell on Friday and also the snow

Cuma günü yağan kardan ve ayrıca

that fell this morning so we have had to lots of snow I'm not joking but in a lot of that's

bu sabah yağan kardan çok kötü etkilendik bu yüzden çok fazla kar yağdı. kar şakası değil ama çoğunda çok

a lot of snow let's have some votes how many people would like to see me throw us a snowball

kar var biraz oylayalım kaç kişi beni bay beye kartopu atarken görmek ister?

at mr. Duncan live well we have a snowball here right now look at that that is a real

Duncan iyi yaşa, şu anda burada bir kartopumuz var, bak bu gerçek bir

genuine snowball can you see that that is a snowball from the garden and and strangely

kartopu, bunun bahçeden bir kartopu olduğunu görebiliyor musun ve garip bir

enough it's not even melting I don't know why it's not melting so there it is it's super

şekilde erimiyor bile Neden erimediğini bilmiyorum, işte orada süper

snow it's SuperDuper snow yeah I think so if I say something incorrect you will throw

kar mı SuperDuper kar mı evet bence bu yüzden yanlış bir şey söylersem

that snowball at me won't you I will so that there is a snowball already in the studio

o kartopunu bana atarsın değil mi atacağım ki zaten stüdyoda bir kartopu olsun üçten sonra

we will be talking about snow and ice idioms after three o'clock we are coming up to three

kar ve buz deyimlerinden bahsediyor olacağız saat

o'clock right now and this yeha is live English right here on YouTube with mr. Steve and me

şu anda saat üçe geliyoruz ve bu yeha tam burada YouTube'da mr. Steve ve ben

mr. Duncan and you oh my goodness it is a snowy day here in the UK we have had so much

Mr. Duncan ve sen aman tanrım burada Birleşik Krallık'ta karlı bir gün burada o kadar çok

snow here I never get bored with snow in fact yesterday whilst walking with Steve I kept

kar yağdı ki aslında dün Steve'le yürürken kardan

saying oh look at that oh look at that isn't that beautiful oh look at the view and and

hiç sıkılmam. güzel oh manzaraya bak ve

Steve was getting really really annoyed because because I know I was getting very excited

Steve gerçekten çok sinirleniyordu çünkü biliyorum çünkü çok heyecanlanıyordum

and sometimes when I get excited I also become quite annoying and I think I was annoying

ve bazen heyecanlandığımda ben de oldukça sinir bozucu oluyordum ve sanırım

you yesterday wasn't I you you were you are acting a bit like a child that's never seen

dün seni sinirlendiriyordum, ben değil miydim sen sen miydin biraz daha önce hiç kar görmemiş bir çocuk gibi davranıyorlar

snow before I don't know why I just do love I love looking at the snow I love it I love

neden bilmiyorum sadece seviyorum kara bakmayı seviyorum

being out in the snow I love watching the snow fall it it is just one of the most magical

karda olmayı seviyorum karın yağmasını izlemeyi seviyorum o sadece biri en büyülü

things and yes you are right it takes me back right back to my childhood I just feel as

şeyler ve evet haklısın beni çocukluğuma geri götürüyor sanki

if I'm eight years old and I want to run outside and build a snowman so you're right yes it

sekiz yaşındaymışım gibi hissediyorum ve dışarı çıkıp bir kardan adam yapmak istiyorum bu yüzden haklısın evet yapar

does it brings out the child in me and I think lots of people even though they won't admit

içimdeki çocuk ve bence pek çok insan kabul etmese de

it lots of people feel the same way about snow and don't forget everyone gets a day

birçok insan kar hakkında aynı şekilde hissediyor ve unutma herkes yarın işten bir gün izin alıyor

off work tomorrow eventually they calm down a bit but you were just all day filming everything

sonunda biraz sakinleşiyorlar ama sen sadece iyiydin gün üzerinde kar olan her şeyi filme çekiyorum

that had snow on it I couldn't stop I couldn't stop getting excited I don't I just felt as

duramadım heyecanlanmayı durduramadım değil mi hayatımın

if I was experiencing the most amazing moment of my life look I mean how how can you not

en harika anını yaşıyormuşum gibi hissettim bak nasıl yani nasıl yaparsın

how can you not get excited by that look at that how can you not get excited by that sort

nasıl yapamazsın o bakışla heyecanlanmayın şuna o nasıl olur da bu tür manzaralardan heyecan duymazsınız bu

of scenery it's just amazing see so we are talking about eventually idioms today we are

harika bir şey, bu yüzden bugün sonunda deyimlerden bahsediyoruz,

talking all about them and we are talking about idioms to do with snow and ice and the

hepsinden bahsediyoruz ve kar ve buzla ilgili deyimlerden bahsediyoruz ve

cold in general generally being cold yes so I believe mr. Steve you have some idioms that

genel olarak soğuk genellikle soğuktur evet bu yüzden inanıyorum bay. Steve, hazırladığın bazı deyimler var

you've prepared and we are going to go through them very slowly and steadily by the way if

ve bu arada bunları çok yavaş ve istikrarlı bir şekilde ele alacağız, eğer

you have any of your own out there in YouTube land don't forget you can also let us know

YouTube'da kendine ait bir deyim varsa unutma, bize de haber verebilirsin.

as well so mr. Steve the first one which I think is very relevant and topical getting

Bay. Steve, çok alakalı ve güncel olduğunu düşündüğüm ilki,

straight into it to be snowed under oh I like that that is a very good under very good expression

altına kar yağmak için doğrudan konuya giriyor oh, bunun çok iyi bir ifade altında çok iyi olması hoşuma gidiyor

and that means to be very busy with work to be overwhelmed with something you've got a

ve bu, işle çok meşgul olmak, sahip olduğunuz bir şeyle bunalmak anlamına geliyor.

lot to do too much to do you're snowed under for example since we took on the new clients

yapacak çok şey var yapacak çok şey var altında kar altındasın örneğin işyerinde yeni müşteriler aldığımızdan beri kar altındayım

at work I've been snowed under there is so much work to do to be snowed under so that's

altında kar altında kalacak yapacak çok iş var yani

for example if you've got a lot of work to do to prepare your lesson you were looking

örneğin dersini hazırlamak için yapacak çok işin var

a bit busy this morning you were trying really to get the lesson ready you were trying to

bu sabah biraz meşgul görünüyordun dersi gerçekten hazırlamaya çalışıyordun

get the computer to work you were trying to film things edit things you were really snowed

bilgisayarı çalıştırmaya çalışıyordun bir şeyleri filme almaya çalışıyordun gerçekten altında kar yağdığın şeyleri düzenlemeye çalışıyordun

under I was snowed under literally this morning I was snowed under outside and also snowed

Bu sabah kelimenin tam anlamıyla altıma kar yağdı Dışarıda altıma kar yağdı ve

under as an expression because I had so much to do I I think this morning was the busiest

bir ifade olarak altıma da kar yağdı çünkü yapacak çok işim vardı Sanırım bu sabah

morning I've ever had during my live streams it was crazy so you've got too much to do

canlı yayınlarım sırasında geçirdiğim en yoğun sabahtı, çılgıncaydı bu yüzden sen yapacak çok şey var

and you feel overwhelmed particularly at work this expression is used a lot at work you

ve özellikle işte bunalmış hissediyorsunuz bu ifade işte çokça kullanılıyor kar

can say that you are snowed and note under overwhelming weight of work to do okay another

yağdığını söyleyebilirsiniz ve işin ezici ağırlığı altında yapmanız gerektiğini not edin tamam başka

one place once another one okay another slow rates no related one this is more more of

bir yer bir başka tamam bir başka yavaş oranlar ilgili değil bu daha çok

an expression really a blanket of snow oh yes a blanket of snow so that might Express

bir ifadedir, gerçekten bir kar örtüsü oh evet bir kar örtüsü yani bu, bunun ne anlama geldiğini ifade edebilir.

what well that what that means is just a thick covering of snow on the ground that looks

like looks like a blanket it looks like the ground is covered in a thick white blanket

kalın beyaz bir battaniyeyle örtülmüştür

a blanket being something you put on your bed of course to keep you warm at nice at

battaniye, geceleri sizi sıcak tutmak için yatağınızın üzerine koyduğunuz bir şeydir, bu nedenle kar

night so when you when we say a blanket of snow we mean a thick covering of snow and

örtüsü dediğimizde kalın bir kar örtüsünü kastederiz ve

the appearance it gives the appearance that someone has put a big white blanket all over

görünümü verir. birisinin her yere büyük beyaz bir örtü serdiğini,

the ground so it's a very common expression to use so really in a heavy snowfall so if

bu yüzden yoğun bir kar yağışında çok sık kullanılan bir ifadedir, bu yüzden

the ground is covered completely it as far as you can see you can say that the snow is

zemin tamamen kaplanmışsa, görebildiğiniz kadarıyla karın

covering the ground the snow is covering the landscape or you can say there is a blanket

zemini kapladığını söyleyebilirsiniz. kar manzarayı kaplıyor ya da bir kar battaniyesi olduğunu söyleyebilirsiniz,

of snow blanket has connotation connotations with B so when you've got snow outside you

B ile çağrışımları vardır, bu nedenle dışarıda kar varken

want to be warm inside a blanket keeps you warm and it sort of gives that a sort of impression

bir battaniyenin içinde ısınmak istersiniz, sizi sıcak tutar ve bu bir nevi izlenimi,

that it's cold outside but it's warm inside so yes a blanket of snow but I think it's

dışarısı soğuk ama içerisi sıcak yani evet bir kar örtüsü ama bence bu

more to do with the appearance yes just just just the fact that it's covering the landscape

daha çok görünüşle ilgili şu

right another one please women a thick woolen blanket now this is what we are at the moment

anda kar yağmak

we are snowed in to be snowed in which means literally you're trapped in a building for

için kar yağıyoruz yani kelimenin tam anlamıyla bir binada sıkışıp kaldınız,

example your house due to the amount of snow outside sometimes you can't even open the

örneğin eviniz dışarıdaki kar miktarından dolayı bazen kapıyı bile açamıyorsunuz

door because the snow has been blown and drifts against the door so to be snowed in means

çünkü kar savruldu ve sürüklendi. kapıya yani içine kar yağmak,

you are literally trapped in a building because the amount of snow so a little different to

kelimenin tam anlamıyla bir binaya hapsolduğunuz anlamına gelir çünkü kar miktarı

the one we had earlier earlier we had snowed under snow now we go and now we have snowed

daha önce yaptığımızdan biraz farklıydı, kar altında kar yağmıştık şimdi gidiyoruz ve şimdi kar yağdık, kar

in snowed in it that's literal so you are a rat meaning you are trapped in your house

yağdı bu gerçek yani sen bir faresin yani evinde kapana kısıldın kapana kısıldın

you are trapped you cannot get out or your way or a way yes yes it doesn't it also mean

dışarı çıkamıyorsun kendi yolundan ya da bir yoldan evet evet bu aynı zamanda evinden öylece çıkabileceğin anlamına da gelmiyor

not that you can just get out of your house but also you probably can't get down the road

ama aynı zamanda muhtemelen çıkabileceğin anlamına da gelmiyor Yoldan aşağı inin,

so you would maybe try to go out to the shops try to drive the car you can't you're literally

belki dükkanlara gitmeyi deneyebilirsiniz, arabayı sürmeye çalışın, kelimenin tam anlamıyla hiçbir

you can't go anywhere because the snow has prevented you from really venturing very far

yere gidemezsiniz, çünkü kar, bulunduğunuz yerden gerçekten çok uzağa gitmenizi engelledi.

away from your house or you could be trapped at work for example as well because that's

evde ya da işte mahsur kalabilirsin mesela benim başıma geldi çünkü

happened to me I've gone to work in the morning and it started snowing in the morning and

sabah işe gittim ve sabah kar yağmaya başladı ve

then by five o'clock I can't get out because there's it's been snowing all day and it can

sonra saat beşte dışarı çıkamıyorum çünkü oradaydı bütün gün kar yağıyor ve kelimenin

literally happen in a matter of hours you can get such heavy snowfalls that and particularly

tam anlamıyla birkaç saat içinde gerçekleşebilir, o kadar yoğun kar yağışı alabilirsiniz ki, özellikle rüzgarlı

it's windy can drift against the doors and you can be snowed in and that happened to

hava kapılara çarpabilir ve üzerinize kar yağabilir ve

us on Friday because you tried to go to work you tried to drive off in your car you couldn't

Cuma günü işe gitmeye çalıştığınız için bu bizim başımıza geldi. arabanla uzaklaşmaya çalıştın hiçbir

get anywhere I so so UK so you had to come back and that's it you see so yet you we were

yere varamadın ben çok İngiltere'ydim bu yüzden geri gelmek zorundaydın ve gördüğün bu

snowed in for quite a while and yesterday of course we walked into town although we

kadar uzun bir süredir kar altındaydık ve dün tabii ki normalde gitmemize rağmen kasabaya yürüdük

normally walk into town anyway but we had to because many of the roads were blocked

yine de kasabaya yürümek zorunda kaldık çünkü birçok yol kapalıydı

and lots of vehicles were broken down because we can't cope with that in this country we're

ve birçok araç bozuldu çünkü bu ülkede bununla baş edemiyoruz

not prepared because we don't have it enough to have to spend all the money that's required

hazırlıklı değiliz çünkü harcayacak kadar paramız yok İsveç veya Amerika'nın bazı bölgeleri veya Rusya gibi

to be as prepared as people are in cold countries like Sweden or parts of America or Russia

soğuk ülkelerdeki insanlar kadar hazırlıklı olmak için gereken tüm para,

we don't tend to get a lot of snow that's the things that's why so so generally speaking

çok fazla kar yağma eğiliminde değiliz, bu yüzden genel olarak burada Birleşik Krallık'ta altyapımız

here in the UK our infrastructure the the way in which the roads and the trains everything

yolların ve trenlerin

that runs normally it runs smoothly but sometimes when the weather is bad for example when we

normalde çalışan her şey sorunsuz çalışır ama bazen hava kötü olduğunda, örneğin

get lots of snow everything stops it all grinds to a halt does because because in order to

çok kar yağdığında her şey durur, her şey durur, çünkü durur çünkü başa

be able to deal with a lot of snow you have to have spent the local councils and the government

çıkabilmek için çok fazla kar yerel meclisleri harcamış olmalı ve hükümet bunu temizlemek için

will have had to spend a lot of money on equipment to clear that away and we we don't we just

ekipmana çok para harcamak zorunda kalacak ve biz yapmıyoruz

don't do that in this country yes well it wouldn't be worth the money because a waste

bunu bu ülkede yapmıyoruz evet pekala olur paraya değmez çünkü

of money so today we are snowed in okay so let's have another one we are looking at snow

para israfı bu yüzden bugün kar yağdık tamam öyleyse bir tane daha yapalım

and ice idioms today that is one of the topics of course the other topic is the real snow

bugün kar ve buz deyimlerine bakıyoruz bu da konulardan biri tabii ki diğer konu da yağan gerçek kar

that is taking place the the snowfall that is occurring right now outside okay mr. Steve

Şu anda meydana gelen kar yağışını dışarıda tamam mr. Steve

another one please so this is the last one that is related to snow and that is the word

bir tane daha lütfen, bu karla ilgili sonuncusu ve bu

snowflake oh yes this is describing a person so a snowflake obviously is something that

kar tanesi kelimesi oh evet bu bir insanı tarif ediyor yani bir kar tanesi kar yağdığında

falls from the sky when it snows and so if you describe someone as a snowflake that means

gökten düşen bir şeydir ve bu yüzden birini şöyle tanımlarsanız kar tanesi,

that that person a person who is easily offended a snowflake is a person who is easily offended

o kişinin bir kar tanesine kolayca gücenen kişinin kolayca gücenen veya üzülen bir kişi olduğu anlamına gelir;

or upset for example I told Mike that his hair is going gray and he got very upset with

me and walked off a snowflake a person who is emotionally fragile or easily offended

duygusal olarak kırılgan veya kolayca alıngan, evet

yes ly offended so so this is this if this is in fact a very current word so of course

çok alıngan, yani bu, eğer bu aslında çok güncel bir kelimeyse, yani tabii ki Amerika

in the United States you have you have those that voted for the right and those that voted

Birleşik Devletleri'nde sağa oy verenler ve

for the left or the liberal side and a lot of people on the right accuse people on the

sola veya liberal tarafa oy verenler var. ve sağdaki birçok insan soldaki insanları

left of being snowflakes so that is in fact a very very useful phrase in fact it's one

kar taneleri olmakla suçluyor, yani bu aslında çok çok yararlı bir ifade, aslında

that is used a lot so as an idiom snowflake can mean a person who is easily offended or

çok kullanılan bir deyim olarak kar tanesi, kolayca kırılan veya üzülen bir kişi anlamına gelebilir.

upset and in the United States a lot of people refer to it when talking about liberals it's

ve Amerika Birleşik Devletleri'nde pek çok insan liberallerden bahsederken bundan bahsediyor, bu

true I'm not joking so yes a very good one there so if somebody sent you a a message

doğru, şaka yapmıyorum, bu yüzden evet, orada çok iyi bir tane, yani bugün biri size bir mesaj gönderdiyse,

today a live message and said mr. Duncan I think your live English lessons are rubbish

canlı bir mesaj ve bay dedi. Duncan bence canlı İngilizce derslerin saçmalık

and you started crying I get lots of those yeah if you started crying I might describe

ve sen ağlamaya başladın ben onlardan çok alıyorum evet eğer ağlamaya başlarsan

you as a snowflake yes how did you know that how do you know that I normally cry when I

seni bir kar tanesi olarak tanımlayabilirim evet bunu nasıl bildin normalde

get bad emails he cries after the show I have to console him I'm normally crying I'm normally

kötü e-postalar aldığımda ağladığımı nereden biliyorsun şovdan sonra ağlıyor onu teselli etmem lazım normalde ağlıyorum normalde

crying before the show during the show sometimes and definitely after the show oh don't be

şovdan önce ağlıyorum bazen şovdan sonra ve kesinlikle şovdan sonra ah

such a snowflake mr. Duncan I'll try my best good one okay another one please right there

bu kadar kar tanesi olmayın beyefendi Duncan elimden gelenin en iyisini yapacağım iyi bir tane daha tamam bir tane daha lütfen hemen gittik

we've gone we've coming onto one data that are related to ice so here's the first one

buzla ilgili bir veriye geldik bu yüzden ilki ne

be careful what you say mr. Duncan you're on thin ice oh I like this one you're on thin

söylediğinize dikkat edin bayım. Duncan ince buz üzerindesin oh bunu beğendim ince

ice so a person who is on thin ice in my stand oh here's a person who is on the verge of

buz üzerindesin yani standımda ince buz üzerinde olan bir kişi oh işte sağlığınızın sınırlarını zorlamak için olumsuz bir durumun eşiğinde olan bir kişi

an unfavourable situation to push the limits your health for example you're on thin ice

örneğin İnce buz üzerindesin

John you've been late to work a lot lately and you could lose your job so there we go

John, son zamanlarda işe çok geç kaldın ve işini kaybedebilirsin, bu yüzden

you've been pushing the limits pushing the envelope or envelope on the verge of an unfavourable

sınırları zorluyorsun ya da olumsuz bir durumun eşiğinde zarfı zorluyorsun.

situation which you've created yourself so if you're late for work in that example their

kendin yarattın, bu örnekte işe geç kalırsan,

timer you might get a warning and then the next time you might get another warning and

zamanlayıcıları bir uyarı alabilir ve bir dahaki sefere başka bir uyarı alabilirsin ve

then your boss might say you're on thin ice if you do that again I'm gonna sack you so

sonra patronun ince buzda olduğunu söyleyebilir, bunu tekrar yaparsan ben seni kovacağım, bu yüzden

you are in danger of being punished or you are in danger of being in trouble over something

cezalandırılma tehlikesiyle karşı karşıyasın ya da bir şey yüzünden başın belaya girme tehlikesiyle karşı karşıyasın,

you are pushing your luck yeah you are you are on thin and ice and if you stand on thin

şansını zorluyorsun, evet, zayıf ve buz üzerindesin ve ince buz üzerinde durursan, bunu

ice there's the risk that you could you could break the ice and fall into the water so you're

yapma riskiniz var. buzu kırabilir ve suya düşebilir, bu nedenle

taking a risk with your behaviour or what you're doing and you can do that in relationships

davranışınızla veya yaptığınız şeyle risk alıyorsunuz ve bunu ilişkilerde yapabilirsiniz

of course you can you can you can say too many bad things to your partner and after

tabii ki yapabilirsiniz yapabilirsiniz eşinize çok fazla kötü şey söyleyebilirsiniz ve sonrasında

a while I begin to get more and more annoying and then you're on thin ice and then you might

bir süre daha sinir bozucu olmaya başlıyorum ve sonra ince bir buzun üzerindesin ve sonra

cross the limit get a punch in the face that this is is this from experience I'd like to

sınırı aşabilirsin suratına bir yumruk ye bu deneyimden bu,

say okay but yes it can be a come walking or walking on thin ice that's the other that's

tamam demek isterdim ama evet olabilir a gel yürüyen ya da ince buz üzerinde yürüyen bu diğeri bu

the other way of expressing that particular phrase so to be on thin ice means that you

o belirli ifadeyi ifade etmenin başka bir yolu yani ince buz üzerinde olmak, başının

are running the risk of getting into trouble you are pushing your luck you are on thin

belaya girme riskiyle karşı karşıya olduğun anlamına gelir, şansını zorluyorsun

ice just as if you were walking on thin ice you could fall through into the water could

sanki ince buz üzerindesin ince buz üzerinde yürüyordun suya düşebilirsin

be very bad for you apparently in Chinese there is also a very similar expression that

senin için çok kötü olabilir görünüşe göre çincede çok benzer bir ifade var

means to be walking on thin ice it means you're in danger of getting into trouble or even

ince buz üzerinde yürümek başını belaya sokma tehlikesiyle karşı karşıyasın demektir hatta

in danger of injuring yourself you are doing something that is very risky or you run the

kendinizi yaralama tehlikesinde çok riskli bir şey yapıyorsunuz ya da

risk of being punished yes walking on thin ice a great expression friend of friends get

cezalandırılma riskiniz var evet ince bir buz üzerinde yürümek harika bir ifade arkadaş arkadaşın

after if you know if you it's particularly know somebody quite well and you start having

peşinden koşar, eğer bilirseniz özellikle birini oldukça iyi tanıyorsunuz ve sahip olmaya başlıyorsunuz

a bit of a joke with them start ripping them say oh you're putting on weight you are or

onlarla biraz şaka onları yırtmaya başla oh kilo alıyorsun ya da

you're looking about 10 years old start rubbing them ribbing them oh risen rubbing you might

yaklaşık 10 yaşında görünüyorsun onları ovalamaya başla oh yükselen sürtünme

be on thin ice if you did that as well but yes ribbing telling jokes for us in in a sort

ince buzun üzerinde olabilirsin bunu da yaptıysan ama evet Arkadaşça bir şekilde bize şakalar anlatırlar

of friendly way and eventually they might turn around and say you know could be there

ve sonunda dönüp bilirsin derler,

might become upset and say look you're on thin ice if you carry on like that I'm not

üzülebilirler ve bak bu şekilde devam edersen ince bir yoldasın diyebilirler,

going to talk to you for a week okay I think stop - I think we've definitely definitely

konuşmayacağım. sana bir haftadır tamam bence dur - bence kesinlikle

explained thin ice very very clearly so can we have another ice or snow or being in the

ince buzları çok net bir şekilde anlattık yani başka bir buz mu kar mı yoksa

cold idiom please write to put something on ice soul and you see that to put something

soğukta olmak mı deyimi lütfen buzun üzerine bir şeyler koymak için yaz ruh ve sen de bunu görüyorsun bir şeyi

on ice that means to postpone something to put something off for example we've been talking

buza koymak, bir şeyi ertelemek, bir şeyi ertelemek anlamına gelir mesela

about this project for a while but haven't got anywhere with it I suggest we put it on

bir süredir bu projeden bahsediyoruz ama bir sonuca varamadık.

ice for now and move on to something else to put something on ice so you've tried something

bir şeyi buzun üzerine koy, bir şeyi denedin,

you've got a project you've tried it for a while nothing's happened it's not working

bir projen var, bir süre denedin, hiçbir şey olmadı, işe yaramıyor

sometimes leave it alone and come back to it later you put it on ice that mean doesn't

bazen onu kendi haline bırak ve sonra geri dön, buza koy, bu demek değil ki

mean you've abandoned it it just means you've put it on it's like putting something in a

onu terk ettiniz, bu sadece onu taktığınız anlamına gelir, bu bir şeyi dondurucuya koymak gibidir, onu

freezer it just keeps it where it is and then you come back to it later and address the

olduğu yerde tutar ve sonra ona geri dönüp

situation so you put something like you put it on ice you you I think postpone is a good

durumu ele alırsınız, böylece bir şeyi buzun üzerine koyar gibi koyarsınız sen sen bence erteleme iyi bir ertele

one postpone it yes you come back to it it might be next week it might be next year but

evet geri dönersin haftaya olabilir seneye olabilir ama

it's an expression that's used quite a lot it works let's put that on ice for now and

çok kullanılan bir tabir işe yarıyor şimdilik buzluğa atalım

then come back to it later and I sort it out because sometimes if you're trying to solve

sonra geri dönelim sonra hallederim çünkü bazen

a problem or project you can't you can't get your head round it there and then and sometimes

bir sorunu veya projeyi çözmeye çalışıyorsan çözemezsin ve sonra bazen

you need to just put it on ice what what do you mean get your head round get your head

onu rafa kaldırman gerekir ne yaparsın? aklını başına topla,

round you can't think of a solution to the problem that you're trying to solve and sometimes

çözmeye çalıştığın soruna bir çözüm bulamıyorsun ve bazen

as many people you're trying to solve a problem a project at work and sometimes it's best

bir sorunu çözmeye çalıştığın kadar insan var, işte bir proje ve bazen de

as you know - well let's come back to that later because we might have some better ideas

senin kadar iyi biliyorum - buna daha sonra geri dönelim çünkü daha iyi fikirlerimiz olabilir, o

so let's just put that on ice for now and see if we can solve it later very very good

yüzden şimdilik bunu bir kenara koyalım ve daha sonra çözüp çözemeyeceğimize bakalım çok çok iyi

we are going to come back to the idioms a little bit later on but now we're going to

deyimlere biraz sonra geri döneceğiz ama şimdi

talk about mistakes in English and as a way of moving into this particular subject we

İngilizce'deki hatalardan bahsedeceğiz ve bu özel konuya geçmenin bir yolu olarak youtube kanalımda yaptığım

are going to take a look at one of the lessons that I've done on my youtube channel don't

derslerden birine göz atacağız

forget there are lots of video lessons on my youtube channel I have been here on YouTube

unutmayın çok şey var youtube kanalımdaki video derslerinden

for over 11 years doing this and all of the videos are underneath this live stream or

11 yılı aşkın süredir burada YouTube'da bunu yapıyorum ve tüm videolar bu canlı yayının altında veya

of course if you are watching this later it is underneath this video of the video you

tabii ki bunu daha sonra izliyorsanız şu anda izlediğiniz videonun bu videosunun altında

are watching now all of the lessons are underneath there so here we go this is a lesson and it

tüm dersler orada, yani işte başlıyoruz, bu bir ders ve

is a lesson about making mistakes in English and then afterwards we are going to talk about

İngilizce'de hata yapmakla ilgili bir ders ve ardından, diğer dillerde olduğu gibi

making mistakes in the English language [Music] English just like any other language has its

İngilizce'de [Müzik] İngilizce'de hata yapmaktan bahsedeceğiz.

quirks and idiosyncrasies that is to say the language is not perfect similar sounding words

tuhaflıkları ve kendine has özellikleri, yani dilin mükemmel olmadığını söylemek, benzer sesli kelimeler

and odd grammatical clauses not to mention the odd spelling of certain words can lead

ve garip gramer cümlecikleri, bazı kelimelerin garip yazımlarından bahsetmeye bile gerek yok,

to confusion even for native English speakers today I'm going to look at some commonly used

anadili İngilizce olan kişiler için bile kafa karışıklığına yol açabilir. Bugün yaygın olarak kullanılan bazı

English words that even though speaking English as a first language often get wrong our first

İngilizce'ye bakacağım. İngilizce'yi birinci dil olarak konuşurken sık sık yanlış anlaşılan kelimeler,

commonly misspelled word is necessary the word necessary is one of the most commonly

yaygın olarak yanlış yazılan ilk kelimemiz gereklidir gerekli kelimesi İngilizce'de en sık

misspelled words in English this is due to the use of single and double letters within

yanlış yazılan kelimelerden biridir, bunun nedeni kelime içinde tek ve çift harflerin kullanılmasıdır,

the word namely the single c and the double s our second miss spelt English word is definitely

yani tek c ve çift s, ikinci yanlış yazılmış İngilizce kelimemiz kesinlikle

this is a word that catches many people out mainly due to the sound of the third syllable

bu, birçok insanı A harfine benzeyen üçüncü hecenin sesi nedeniyle yakalayan bir kelimedir,

which sounds like the letter A this leads many people to mistakenly replace the I with

bu birçok insanın yanlışlıkla I'yi A ile değiştirmesine yol açar.

an A remember there is no a in definitely there is definitely no a in definitely our

a yok kesinlikle kesinlikle hayır a in kesinlikle yok

third miss spelt English word is fascination this word catches many people out due to the

üçüncü yanlış hecelenen İngilizce kelimemiz hayranlıktır bu kelime

occurrence of the letter S and C being placed together many people leave out the letter

S ve C harflerinin bir araya gelmesi nedeniyle birçok insanı yakalar

s altogether whilst we are talking about occurrence the word occurrence itself is another English

olaydan bahsediyoruz olay kelimesinin kendisi başka bir İngilizce

word that is often spelt incorrectly occur has one R and 2 C's occurred occurring and

kelimedir ve genellikle yanlış yazılır meydana gelir bir R ve 2 C meydana gelir ve

occurrence have to cease and two R's another commonly misspelled English word is separate

meydana gelme sona ermek zorundadır ve iki R sık sık yanlış yazılan başka bir İngilizce kelime ayrıdır

it is a common mistake to add an extra e to the word by replacing the middle a again the

fazladan bir kelime eklemek yaygın bir hatadır e kelimesini ortadaki a'nın yerine koyarak yine

pronunciation of separate can be misleading especially so in this case is the word can

ayrı'nın telaffuzu yanıltıcı olabilir, bu nedenle bu durumda kelime

be pronounced in more than one way two things can be apart or separate you can separate

birden fazla şekilde telaffuz edilebilir, iki şey ayrı veya ayrı olabilir,

two things which means to split or divide separate separate

iki şeyi ayırabilirsiniz, bu da bölmek veya bölmek anlamına gelir. böl ayrı ayrı

our final misspelled word today is psychology this is a real stinker of a word to spell

bugün son yanlış yazılmış kelimemiz psikolojidir, bu kelimenin hecelenmesi gerçekten berbat bir kelime

because it contains not one but two silent letters the P and H are silent another good

çünkü bir değil iki sessiz harf içeriyor P ve H sessiz

example of this occurrence is psychiatric at the end of this lesson you will see a list

of other commonly misspelled English words how many of them do you get wrong [Music]

diğer yaygın olarak yanlış yazılan İngilizce kelimelerin bir listesini göreceksin kaç tanesini yanlış anlıyorsun [Müzik]

you might be surprised to learn that many people make spelling mistakes even I have

birçok insanın yazım hataları yaptığını öğrenince şaşırabilirsin, ben bile

been known from time to time to make the occasional faux pas or blunder whilst writing for most

zaman zaman ara sıra hata yaptığım biliniyor. yazarken çoğu

of the time it is due to a slip of the finger on the computer keyboard or at least that's

zaman bilgisayar klavyesindeki parmağın kaymasından kaynaklanır veya en azından

my excuse spelling mistakes are nothing to be ashamed of as we all make them from time

benim mazeretim bu yazım hataları utanılacak bir şey değil çünkü hepimiz zaman

to time [Music] [Music] [Music] I hope this lesson has been helpful to you and I will

zaman yapıyoruz [Müzik] [Müzik] [ Müzik] Umarım bu ders size yardımcı olmuştur ve

see you again soon for another English lesson this is mr. Duncan in England saying toot

yakında başka bir İngilizce dersinde görüşmek üzere, bu bay. Duncan İngiltere'de çok

afar now [Music] at a bee do bee do bee do bee do bee boo yes welcome back we are now

uzak diyor [Müzik] bir arıda arı yap arı yap arı yap arı yap bee boo evet tekrar hoşgeldiniz Pazar günü

in the second hour of our live stream for Sunday and just in case you are not aware

canlı yayınımızın ikinci saatindeyiz ve belki farkında değilsinizdir

we have had some snow here in the UK and there it is there is the view outside look at that

burada İngiltere'de kar var ve işte dışarıda manzara var bak o kadar

isn't that beautiful we have had a lot of snow we had snowfall this morning and also

güzel değil çok kar yağdı bu sabah ve ayrıca cuma günü de kar yağışı gördük bu

on Friday as well so outside at the moment in the garden there is about maybe two feet

yüzden şu anda dışarıda bahçede var yaklaşık belki iki fit

of snow at least two feet of snow that's about 20 about 24 inches of snow in the garden this

kar, en az iki fit kar, yani yaklaşık 20 yaklaşık 24 inç kar bu

morning when I went outside it actually came up to my knees that's how deep the snow is

sabah bahçede dışarı çıktığımda aslında dizlerime kadar geliyordu, şu anda kar bu kadar derin

at the moment of course mr. Steve is also here there he is looking a little happy now

tabii bayım. Steve de burada, şimdi biraz mutlu görünüyor

because a lot of people were saying mr. Steve looks very miserable today it looks very unhappy

çünkü birçok insan bayım diyordu. Steve bugün çok perişan görünüyor, çok mutsuz görünüyor

oh I do apologise but a but but to be fair you were outside this morning doing lots of

oh, özür dilerim ama ama dürüst olmak gerekirse, bu sabah dışarıda bir sürü

little chores and of course we are now going to give the answer to the question that I

küçük iş yapıyordunuz ve elbette şimdi daha önce sorduğum sorunun cevabını vereceğiz

asked earlier why is mr. Steve outside this is yesterday by the way yesterday mr. Steve

neden? Bay. Steve bunun dışında dün bu arada dün bayım. Steve

was outside shovelling clearing away the snow although the snow has fallen again and once

dışarıda karları temizliyordu, kar tekrar yağdı ve bir kez

more the roads are blocked so what is the reason for it why is mr. Steve clearing away

daha yollar kapandı, bunun nedeni nedir, neden bay. Steve

the snow okay here comes the answer mr. Steve was outside yesterday and he was very busy

karı temizliyor tamam işte cevap geliyor bay. Steve dün dışarıdaydı ve çok meşguldü,

it does appear that I've been lazy but I can just tell you now can I just tell you that

görünüşe göre tembeldim ama size şimdi söyleyebilirim ki, size sadece

I was not avoiding work I was not trying to avoid helping mr. Steve I was doing some filming

işten kaçmadığımı söyleyebilirim Bay'a yardım etmekten kaçınmaya çalışmıyordum. Steve biraz çekim yapıyordum

you see yes that's why I'm miserable today Oh oh I see I'm miserable today because I

evet bu yüzden bugün perişan durumdayım Oh oh anlıyorum bugün perişan durumdayım çünkü

was doing all the hard work and you were just filming joking but in all fairness I did come

tüm zor işleri ben yapıyordum ve sen sadece şaka yapıyordun ama doğrusunu söylemek gerekirse

down later to help you I suppose you did a bit I've got to be careful what I say because

daha sonra yardıma geldim sen sanırım biraz yaptın söylediklerime dikkat etmeliyim çünkü

I'm probably walking on thin ice I think you are definitely so we are once again literally

muhtemelen ince buz üzerinde yürüyorum bence kesinlikle öyle yani bir kez daha tam anlamıyla

snowed in but why was mr. Steve clearing away the snow we are about to find out the reason

kar yağdık ama neden mr. Steve karı temizliyor, bunun nedenini öğrenmek üzereyiz,

for it did you see that mr. Steve was smiling then so yesterday he was smiling but I don't

gördünüz mü Mr. Steve o zaman gülümsüyordu, bu yüzden dün gülümsüyordu ama

know why he looks so miserable today poor mal try and cheer up a bit poor mr. Steve

bugün neden bu kadar perişan göründüğünü bilmiyorum zavallı mal deneyin ve biraz neşelendirin zavallı bay. Steve,

so what is the reason it is coming in a moment we all have to wait very patiently and there

bunun bir anda gelmesinin sebebi nedir, hepimiz çok sabırla beklemeliyiz ve işte

it is there is the reason mr. Steve was actually getting his car his car was stuck on the road

burada, Mr. Steve aslında arabasını alıyordu, arabası yolda kaldı

and it was covered with snow so we had to take all the snow off the car and then we

ve karla kaplıydı, bu yüzden arabadaki tüm karı almak zorunda kaldık ve sonra arabayı

had to dig around the car to actually retrieve the car to actually get the car back up to

gerçekten geri almak için arabanın etrafını kazmak zorunda kaldık. eve kadar

the house so that's the reason why we did that so mr. Steve could drive his car back

yani bunu yapmamızın nedeni bu yüzden bay. Steve arabasını eve geri götürebilir

up to the house because you are very fussy about your car aren't you well I didn't want

çünkü araban konusunda çok titizsin, iyi değil mi?

to leave it out because I knew there was going to be a lot more snow coming that night because

Onu dışarıda bırakmak istemedim çünkü o gece çok daha fazla kar yağacağını biliyordum çünkü

we'd had some on Friday and there was more coming last night I didn't want to leave it

biz' Cuma günü biraz içtim ve dün gece daha fazlası geliyordu, onu

out covered in snow like that because it's not good for it and also somebody might drive

böyle karla kaplı bir şekilde dışarıda bırakmak istemedim çünkü bu onun için iyi değil ve ayrıca birisi oraya girip

into it and not see it and so that's why I wanted to move it and that's the reason why

onu görmeyebilir ve bu yüzden istedim hareket ettirin ve bu yüzden

mr. Steve was clearing away the snow so he could get his car back up so all the neighbours

bay. Steve arabasını tekrar çalıştırabilmek için karı temizliyordu, bu yüzden tüm komşular

thought I was clearing it all away so that they could get their cars out and walk around

arabalarını çıkarıp dolaşabilsinler diye karları temizlediğimi düşündüler

but in fact I was doing it of purely selfish reasons selfish selfish reasons I can't believe

ama aslında ben bunu tamamen bencil nedenlerle yapıyordum bencil bencil nedenlerle

that it doesn't look easy I must admit do you know

Kolay görünmediğine inanamıyorum, itiraf etmeliyim ki biliyor musunuz bayım?

mr. Steve that more people die from heart attacks during the winter from from cleaning

Steve, kış aylarında daha fazla insanın

this their drives and clearing away the snow because it's it's very hard work so what happens

sürücülerini temizlemekten ve karı temizlemekten kalp krizinden öldüğünü çünkü bu çok zor bir iştir, bu yüzden

every year lots of people go outside to clear away the snow and and a lot of people have

her yıl birçok insan karı temizlemek için dışarı çıkar ve ve birçok insan

heart attacks they do the casualty or accident emergency departments will be full of people

kalp krizi geçiriyorlar kaza veya kaza yapanlar acil servisler insanlarla dolu olacak kalp krizi geçiren insanların sayısında

I would suspect they would have had a large increase in the number of people who have

büyük bir artış olacağından şüpheleniyorum

had heart attacks sadly trying to clear snow away from their drive or on their car or on

ne yazık ki arabalarından veya arabalarından kar temizlemeye çalışıyorlar

the road so I think it's a good idea before you clear away your snow perhaps you should

yol bu yüzden karı temizlemeden önce iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum belki de

visit a doctor yes to make sure yes get a check out before you start shovelling snow

bir doktora gitmelisin evet emin olmak için evet kar küremeye başlamadan önce bir kontrol yaptır

because it's a very intensive physically intensive activity as I discovered yesterday Marcello

says shovelling snow kills more people than war ha ha I'm not sure if that's true I might

kar, savaştan daha fazla insan öldürür ha ha Bunun doğru olup olmadığından emin değilim. Bunu

have to fact-check that but Marcello says that apparently the hardest thing to pronounce

teyit etmem gerekebilir ama Marcello görünüşe göre İngilizce'de telaffuz edilmesi en zor şeyin

in English is the th sound in words like this and that and there you are right yes it's

bu ve bu gibi sözcüklerdeki inci sesi olduğunu söylüyor ve işte buradasın doğru evet bu

true so that's the answer to the question why was Easter why was mr. Steve clearing

doğru yani paskalya neden baydı sorusunun cevabı bu. Steve

the road so he could retrieve his car yes this fact they're very difficult sounds to

arabasını geri alabilmek için yolu açıyor evet bu gerçek

make in English if you are not a native speaker I agree very very good point Swan says why

ana diliniz İngilizce değilse bunları yapmak çok zor sesler katılıyorum çok çok iyi bir nokta Swan diyor neden

doesn't mr. Steve put chains on his wheels all right well I have got I have got what

mr. Steve tekerleklerine zincir taktı pekâlâ bende var bende

they call all season tires okay on my car which are like winter tires the trouble with

dört mevsim lastikleri dedikleri şey var tamam arabamda kış lastiklerine benzeyen

chains is that the main roads tend to be quite well the snow has always taken off the main

zincirlerle ilgili sorun şu ki ana yollar oldukça iyi olma eğilimindedir kar her zaman kalkmıştır ana

roads and once you've got chained unless you're living in a country where the snow is on the

yollarda ve bir kez zincirlendiyseniz,

roads all the time then it's very little point in having them because then you can't drive

yollarda her zaman karın olduğu bir ülkede yaşamıyorsanız, o zaman zincir takmanın pek bir anlamı yoktur, çünkü o

with snow chains on once you get onto cleared tarmac well basically it damages the road

zaman kar zincirleriyle araç kullanamazsınız. temizlenmiş asfaltta temelde yola zarar verir

it damage it and it's well you just can't do it it makes a lot of noise so what we tend

ona zarar verir ve iyi ki bunu yapamazsınız çok fazla gürültü çıkarır bu yüzden

to do in this country is well we don't actually they do on the continent they would tend to

bu ülkede yapma eğiliminde olduğumuz şey aslında kıtada yapmıyoruz onlar

put all season or winter tires on don't get me on this subject that I can talk about it

dört mevsim ya da kış lastikleri takma eğiliminde olurdu beni bu konuya sokma, bunun hakkında

for hours whereas time for this so I have got them on line we don't have time I know

saatlerce konuşabilirim, oysa bunun zamanı, bu yüzden onları sıraya koydum, zamanımız yok

cuz because the other week you got very excited about tires so we will just say we will just

çünkü biliyorum çünkü geçen hafta lastikler konusunda çok heyecanlandınız, bu yüzden sadece şunu

say that here in the UK most people don't bother they just stay at home so if the weather

söyleyeceğiz, burada Birleşik Krallık'ta çoğu insan zahmet etmiyor, sadece evde kalıyor, bu nedenle hava

is bad most people will stay at home especially today for those who who have missed what I

kötüyse çoğu insan özellikle bugün evde kalacak.

showed earlier the view outside today so most people when the weather is bad they don't

daha önce gösterdiğim şeyi kaçırdım bugün dışarıdaki manzara bu yüzden çoğu insan hava kötü olduğunda

even try to go out most people just stay at home so tomorrow mr. Steve will get an extra

dışarı çıkmaya çalışmıyor bile çoğu insan evde kalsın bu yüzden yarın bayım. Steve

day off work Oh mr. Steve are you happy about that well not really because I've got a lot

işten fazladan bir gün izin alacak Oh bay. Steve bundan memnun musun gerçekten yapacak çok işim olduğu için değil İşimden

to do I quite enjoy my work so what a lot to do so it's going to be annoying Oh mr.

oldukça zevk alıyorum bu yüzden yapacak çok şey var bu yüzden sinir bozucu olacak Ah bayım.

Steve only mr. Steve could make snow miserable which is probably why I'm miserable as well

Steve sadece bay. Steve karı perişan edebilir ki muhtemelen bu yüzden ben de perişanım

because I'm also I'm in a choir so I do singing and we've been practicing for this concert

çünkü ben de bir korodayım bu yüzden şarkı söylüyorum ve haftalardır yarın gece bu konser için çalışıyoruz

just tomorrow night for many many weeks now and we can't do it it's been called off so

ve yapabiliriz Yapmayın, iptal edildi, bu yüzden hava durumu hakkında

I'm disappointed about that you can't do anything about the weather mr. Steve I know but it's

hiçbir şey yapamayacağınız için hayal kırıklığına uğradım bayım . Steve biliyorum ama

still disappointing so I'll try and cheer up I'll put on a brave face for the camera

yine de hayal kırıklığı yaratıyor, bu yüzden neşelenmeye çalışacağım Kamera için cesur bir surat takınacağım

and for your viewers have a stiff upper lip yes I'll put on a brave face a stiff what

ve izleyicileriniz için sert bir üst dudak takınacağım evet cesur bir surat takacağım, sert ne

a perfect all right okay night definitely but so what are we doing now we are now going

mükemmel hepsi tamam tamam gece kesinlikle ama şimdi ne yapıyoruz şimdi

to talk about mistakes we saw the video just a few moments ago about spelling mistakes

hatalardan bahsedeceğiz az önce videoyu izledik ingilizce yazım hatalarıyla ilgili

in English but there are lots of mistakes that people make including people like us

ama bizim gibi anadili İngilizce olan insanlar da dahil olmak üzere insanların yaptığı birçok hata var

native English speakers often make mistakes in English as well so not just people learning

sık ​​sık İngilizce'de de hata yapın, bu yüzden sadece İngilizce öğrenen insanlar değil,

English but also people who speak English as their first language so show is something

aynı zamanda İngilizce'yi ana dili olarak konuşan insanlar da gösterin, bu yüzden göstermek artık bir şey bayım

now mr. Steve show is one of the common mistakes that people make okay so that's the subject

. Steve şovu, insanların yaptığı yaygın hatalardan biridir, bu yüzden konu bu mu?

should we talk about that Oh apostrophe is misplaced oh my goodness apostrophes so when

do we use apostrophes mr. Duncan the apostrophe you can you could put that down now okay the

Kesme işareti Duncan yapabilirsin onu koyabilirsin şimdi tamam kesme işaretini gördük

apostrophe we've seen it okay you've read it the apostrophe is is often confused now

tamam okudun kesme işareti genellikle karıştırılır artık

most of the time an apostrophe is used when you are expressing possessive clauses so something

çoğu zaman kesme işareti iyelik tamlamalarını ifade ederken kullanılır, yani

that belongs to a person you will often use an apostrophe for example I might have this

ait olan bir şey Bir kişiye genellikle kesme işareti kullanacaksınız, örneğin bunu

written down already mr. Duncan do you want to show me first Duncan's I've got mine now

zaten yazmış olabilirim bayım. Duncan önce bana Duncan'ınkini göstermek ister misin, şimdi benimki var

Duncan's show so there it is you can see that is the possessive clause there so we are using

Duncan'ın şovu, yani orada görebilirsiniz, orada iyelik eki var, bu yüzden

the possessive we are showing that this show the show you are watching now belongs to me

iyelik kipini kullanıyoruz, bu şovun şu anda izlediğiniz şovun ait olduğunu gösteriyoruz ben

it's my show so Duncan's show and you can see the apostrophe at the end saying that

bu benim şovum, bu yüzden Duncan'ın şovu ve sonunda bunun sahiplik olduğunu söyleyen kesme işaretini görebilirsiniz,

this is possessive now a lot of people do use the apostrophe incorrectly you can also

şimdi birçok insan kesme işaretini yanlış kullanıyor, ayrıca

use an apostrophe if you are contracting a word for example you might say hey I bet I

bir kelimeyi kısaltıyorsanız kesme işareti de kullanabilirsiniz, örneğin diyebilirsiniz hey ben bahse girerim

can guess which word you're going to use you might ask someone what's up once up and you

hangi kelimeyi kullanacağını tahmin edebilirim birine ne olduğunu sorabilirsin bir kez yukarı ve

can see there is an apostrophe there it is a little clearer now an apostrophe what's

orada kesme işareti olduğunu görebilirsin şimdi biraz daha net bir

up what's up and that means what is up so the apostrophe can also be used to show a

kesme işareti

contraction when a word is shortened or a sentence is shortened what is up what's up

bir kelime kısaltıldığında veya bir cümle kısaltıldığında bir daralmayı göstermek için de kullanılabilir what's up naber

I've got another similar example of that here Oh show us please okay so this is a very common

burada buna benzer başka bir örneğim var Oh göster bize lütfen tamam, bu

mistake that even English people make and that's the difference between two words that

İngilizlerin bile yaptığı çok yaygın bir hata ve bu

sound the same but have different meanings so you're so why oh you are or why oh you

kulağa aynı gelen ama farklı anlamlara sahip iki kelime arasındaki farktır yani sen neden ah sen ya da neden ah sen'

' ar e so maybe you do you want to explain that mr. this one this one is common very

e yani belki yaparsın açıklamak istersin o bay. bu bir bu çok çok

very common mistake you could you can actually hold that up if you want and it's a very in

yaygın bir hata eğer istersen bunu kaldırabilirsin ve bu

it annoys me that even English people so the first one is your so we can say that your

beni çok rahatsız ediyor İngilizlerin bile bu yüzden ilki senin yani senin

dog that is your dog that is your kept that is your live internet chairs the next one

köpeğin senin köpeğin diyebiliriz orası senin canlı internet sandalyen bir sonraki senin

is a contraction of you are you are you're you're going to the shops later I believe

bir kısaltman mı sen mi sen mi alışverişe mi gidiyorsun sonra

you're going out to play in the snow later you're a good English teacher missing thank

karda oynamak için dışarı çıkacağına inanıyorum sonra iyisin İngilizce öğretmeni kayıp

you very much you're my best friend you are you are so you can see the apostrophe there

çok teşekkür ederim sen benim en iyi arkadaşımsın sen öylesin yani oradaki kesme işaretini görebilirsin

is used to show a contraction of you are you are so there is a difference and they are

senin daralmasını göstermek için kullanılır sen varsın yani bir fark var ve

often confused I've got a few examples are here of incorrect and correct versions okay

sık sık kafaları karışıyor ben varım burada yanlış ve doğru versiyonların birkaç örneği var tamam ki

which I hope are correct you're beautiful that's it see that is incorrect that is wrong

umarım doğrudur güzelsin işte bu yanlış bu yanlış evet bu

yes it should be why oh you apostrophe re meaning you are beautiful so the pronunciation

yüzden olmalı oh sen güzelsin anlamına geliyor bu yüzden telaffuz

is relatively similar yes but when you are writing you must get it right so when you

nispeten benzer evet ama ne zaman yazıyorsun, doğru yapmalısın, bu yüzden

are contracting you are it must be with the apostrophe and the e at the end if you get

sözleşme yaparken, kesme işareti ve sonunda e ile olmalısın, eğer

that wrong that's a pretty big mistake of a lot of all the ones that stand out the most

bu yanlışı yaparsan, bu, en çok öne çıkanların çoğu için oldukça büyük bir hatadır.

when you get these sort of apostrophes in the wrong place this is one of the ones that

bu tür kesme işaretlerini yanlış yerde buluyorsunuz, bu

just stands out and if you don't get that right people will know that you're not very

öne çıkanlardan biri ve eğer onu doğru anlamazsanız insanlar sizin pek iyi olmadığınızı anlayacaklar, öyle

good so that isn't it mr. Duncan because you see a lot of English native speakers getting

değil mi bayım? Duncan çünkü anadili İngilizce olan pek çok kişinin

this one wrong definitely of course what happens is because people are using spellcheck and

bunu kesinlikle yanlış anladığını görüyorsunuz, tabii ki olan şey, insanların yazım denetimi kullanması ve

things like that that often can't tell the difference so we're often when they will predictive

bunun gibi şeylerin genellikle farkı söyleyememesidir, bu nedenle genellikle tahmini

text or something like that it often puts the wrong one in and this unless you've checked

metin veya benzeri bir şey yapacakları zaman oluruz. sık sık yanlış olanı koyar ve bu, siz kontrol etmediyseniz, o zaman

it then it'll be wrong well it isn't a spellcheck that you need you see it's a grammar check

yanlış olacaktır, ihtiyacınız olan bir yazım denetimi değil, bu bir dilbilgisi kontrolü,

that you need yes okay spelling won't won't come so because it will recognize your as

ihtiyacınız olan evet tamam yazım olmayacak gel, çünkü senin

being a proper word yes so the spell check won't catch that particular mistake but a

uygun bir kelime olduğunu anlayacak evet, böylece yazım denetimi o hatayı yakalamayacak ama

grammar check will okay you've got another one there's another one at the bottom there

dilbilgisi denetimi tamam olacak, bir tane daha var, altta bir tane daha var,

do you know when you're coming over wow that's a good one I like that one so again you can

ne zaman olduğunu biliyor musun? geliyor vay bu iyi bir şey bunu beğendim bu yüzden tekrar

see it's wrong now your finger is in the way ah thank you do you know when you're coming

yanlış olduğunu görebilirsin şimdi parmağın yolda ah teşekkür ederim biliyorsun geldiğinde

over that is correct you can see you can see that the apostrophe is in between people don't

bunun doğru olduğunu görebilirsin kesme işaretinin olduğunu görebilirsin arada insanlar

usually get it wrong the other way do they know I don't normally put the apostrophe r

genellikle yanlış anlamazlar, aksi takdirde biliyorlar mı normalde kesme işaretini

e in the wrong place you wouldn't people wouldn't normally right why are you apostrophe re beautiful

yanlış yere koymam siz yapmazsınız insanlar normalde doğru yapmazdı neden kesme işareti güzelsiniz

they'd normally get it this way round as the incorrect version that's a yes so many people

normalde alırlar bu şekilde yanlış versiyon olarak bu bir evet pek çok insan

actually do it without the apostrophe they get it actually incorrect Isabella Isabella

bunu kesme işareti olmadan yapıyor aslında yanlış anlıyorlar Isabella Isabella

says you're welcome ah yes and yes I can see that you've got it right there Thank You Isabella

rica ederim diyor ah evet ve evet orada olduğunu görebiliyorum Teşekkürler Isabella

it's easy to remember because if you see it just means it's too you just gotta think that

hatırlaması kolay çünkü eğer görürsen bunun çok olduğu anlamına gelir sadece

it's two separate words okay another one please another one how about this I've done that

bunun iki ayrı kelime olduğunu düşünmelisin tamam bir tane daha lütfen bir tane daha buna ne dersin onu yaptım

one haven't I okay how are you yep coming very fast here mr. Duncan we only have 15

değil mi tamam nasılsın evet çok hızlı buraya geliyorsun Bay. Duncan, sadece 15

minutes learn that we've got more of the cold related idioms I want to do those there there

dakikamız var, soğukla ​​ilgili daha fazla deyimimiz olduğunu öğreniyorum. Bunları orada yapmak istiyorum

and there again three words pronounced and exactly the same way but all are used very

ve orada tekrar üç kelime telaffuz ediliyor ve tam olarak aynı şekilde ama hepsi

differently there th ER e for example look at the snow out there or th e IR the second

orada çok farklı kullanılıyor, örneğin ER e'ye bakın oradaki kar ya da IR

one the other work that once again is possessive possessive can we use their boat can we use

ikincisi bir kez daha iyelik kipi olan diğer iş teknelerini kullanabilir miyiz arabalarını kullanabilir miyiz buna

their car would be an example of that or th e AR apostrophe r e again that's two separate

bir örnek olur mu ya da AR kesme işareti yine bu iki ayrı

words which I can what do you say contraction it's a contraction so when you shorten a word

kelime ki ben büzülmeye ne dersiniz, bu bir büzülmedir, bu nedenle bir kelimeyi

or a sentence and you use the apostrophe we describe that as a contraction we we shorten

veya cümleyi kısalttığınızda ve kesme işareti kullandığınızda, bunu bir büzülme olarak tanımlarız

it and we often use or we normally use a an apostrophe to show that that is the case so

ve bunu kısaltmak için genellikle veya normalde kesme işareti kullanırız ve durumun böyle olduğunu gösteririz. yani

they're there for example they're going to be here soon there are going to be here soon

oradalar mesela yakında burada olacaklar yakında burada olacaklar bu yüzden

that's it so it's very similar to the last example yes good so the first one there the

son örneğe çok benziyor evet iyi yani ilki orada ikincisi

second one their possessive and the third one is the contraction of they are there the

iyelik kipi ve üçüncüsü

top one is relating to a sort of a place isn't it and you'll be amazed you won't believe

en üstteki bir tür yerle ilgili değil mi ve şaşıracaksınız

how many people actually get those wrong I'm not talking about you can put it down now

kaç kişinin gerçekten yanlış yaptığına inanamayacaksınız ben bahsetmiyorum şimdi onu bırakabilirsiniz

Steve okay not just people who are learning English as a second language but also people

Steve tamam sadece İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenen insanlar değil, aynı zamanda

like us native English speakers often get it wrong as well not us not us even we do

bizim gibi anadili İngilizce olan insanlar da çoğu zaman yanlış anlıyor biz değil biz yapsak bile

sometimes nobody's perfect they're not do you have another one I think we'll have one

bazen kimse mükemmel değil onlarda değil sende başka bir tane var mı bence biz' Bir tane

more mr. Steve you've got one more the difference between again it's can be pronounced in within

daha olacak Bay. Steve arada bir fark daha var yine bu en azından

two separate ways at least that I know of mm-hmm i TS that means belonging i believe

iki ayrı şekilde telaffuz edilebilir en azından bildiğim kadarıyla mm-hmm i TS yani ait olmak

an IT apostrophe s again is a contraction meaning it is yes now this is very interesting

çok ilginç

because the reason why this is confusing is because the possessive doesn't have the apostrophe

çünkü bunun kafa karıştırıcı olmasının nedeni, iyelik kipinin kesme işareti olmaması,

yes you see it's reversed its back to front so quite often when we show possessive clauses

evet görüyorsunuz, arkadan öne doğru ters çevriliyor, o kadar çok iyelik tamlamalarını gösterdiğimizde

it has the apostrophe but in this case it doesn't so it's I've got some examples here

kesme işareti var ama bu durumda öyle değil burada bazı örneklerim var bende var

I've got oh please yeah then it says snowing outside it is snowing outside so that's it

oh lütfen evet sonra dışarıda kar yağıyor diyor dışarıda kar yağıyor yani bu kadar

ITU Prost repeat s and the other one which I can't read the other way around the centre

İTÜ Prost tekrar s ve diğerini okuyamadığım tam tersi merkezde

looks great with its new cover that's it the sofa looks great with its new cover so that

harika görünüyor yeni örtüsü işte kanepe yeni örtüsüyle harika görünüyor yani

is showing the possessive quality so it shows that the thing belongs to that object or the

sahiplenici niteliğini gösteriyor yani eşyanın o nesneye ya da

person capable am i right in saying that when it's when they're sort of inanimate objects

kişinin cansız nesnelere ait olduğunu söylemekte haklı mıyım? işte bu,

it's it's that's when you don't use the possessive is that it no you still use it how do if it

iyelik kipini kullanmadığınız zaman, hayır, onu hala kullanıyorsunuz, nasıl olur da bir

relates to something or belongs to something or is connected with it it still has the the

şeyle ilgiliyse veya bir şeye aitse veya onunla bağlantılıysa, hala

actual possessive clause but but then you will use you will use it you will use the

gerçek iyelik cümlesine sahip ama sonra siz kullanacaksınız kesme

apostrophe so for example you might say December's snow that will have the apostrophe so why

işareti kullanacaksınız, örneğin Aralık ayının karı diyebilirsiniz ki kesme işareti olacak, o zaman neden

doesn't that have an apostrophe there on that on the second example because that's belonging

ikinci örnekte kesme işareti yok çünkü bu

to it so that no no December's has the apostrophe that's talking about it's now I'm talking

ona ait, böylece hiçbir Aralık'ta kesme işareti yok bu bundan bahsediyor şimdi bir insanla ilgili olmayan

about belonging to a sort of thing that's not related to a person yeah yes okay probably

bir tür şeye ait olmaktan bahsediyorum evet evet tamam muhtemelen

best to put that piece of paper down there I think we've covered that one yes almost

en iyisi o kağıt parçasını oraya koymak sanırım onu ​​ele aldık evet neredeyse yani

so it's without the apostrophe is possessive and with it is the contraction of it is okay

kesme işareti yok iyelik kipidir ve onunla birlikte onun daralması tamam o

so let's have a look at the I believe we've got some more snow in ice idioms but let's

yüzden hadi buz deyimlerinde biraz daha karımız olduğuna inanıyorum ama

have a look outside first of all because it is centering we've had lots of snow today

önce dışarıya bir bakalım çünkü merkezde çokça yaşadık bugün kar

lots and lots of snow falling is it still snowing mister still snowing and it's getting

çok ama çok kar yağıyor hala kar yağıyor mu hocam hala kar yağıyor ve hava

dark well we can see it is look there it is there is the the snow cam and now we're going

kararıyor iyi görebiliyoruz bak orada kar kamerası var ve şimdi

to have a look at some more snow idiom right I I actually feel as if there's something

biraz daha kar deyimine bakacağız doğru ben aslında göstermemiz gereken başka bir şey varmış gibi hissediyorum

else we should be showing I don't know why I really feel as if there should be something

neden bilmiyorum gerçekten başka bir şey olması gerektiğini hissediyorum

else happening but I don't think there is because we don't need anything else because

ama olduğunu sanmıyorum çünkü başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok çünkü

we have lots of snow today and of course we have mr. Steve on the livestream and of course

çok şeyimiz var bugün kar yağdı ve tabii ki Mr. Canlı yayında Steve ve tabii ki

we have the live chat thank you very much for staying with us today sec estar says hi

canlı sohbetimiz var bugün bizimle kaldığınız için çok teşekkür ederiz sec estar merhaba diyor

mr. Duncan and mr. Steve you're my perfect teacher Oh or teachers yes it should be you're

bay. Duncan ve Mr. Steve sen benim mükemmel öğretmenimsin Ah ya da öğretmenlerim evet, siz

my perfect teachers but I think I think they were just referring to me - yes Tia says my

benim mükemmel öğretmenlerim olmalısınız ama sanırım sadece benden bahsediyorlardı - evet Tia

misspelling is often or will often catch me with Court instead of court yes I can't really

yazım yanlışlarımın genellikle beni mahkeme yerine Mahkeme ile yakaladığını ya da sık sık yakalayacağını söylüyor evet

show that because it's on the live chat Swan says native English and native French make

Bunu tam olarak gösteremem çünkü canlı sohbette Swan anadili İngilizce ve anadili Fransızcanın

more misspellings yeah then then second language learners it is true in fact on a serious point

daha çok yazım hatası yaptığını söylüyor

you'll be amazed how many people now are leaving school with very poor spelling and grammar

çok kötü yazım ve dilbilgisi ile kendi dillerini

that they have very little understanding of their own language and this is a thing a big

çok az anlıyorlar ve bu şu

problem that's happening at the moment in the education system here in the UK a lot

anda Birleşik Krallık'taki eğitim sisteminde meydana gelen büyük bir sorun

of people are leaving school with very little in the way of understanding their own language

kendi dillerini anlamak

it's bad it is bad so yes that that is a that is a very fair point to make I I agree with

kötü o kadar kötü yani evet bu çok makul bir nokta

you Swan so let's have a look at some ice and snow idioms before we finish because we

Kuğu sana katılıyorum o yüzden bitirmeden önce bazı buz ve kar deyimlerine bir göz atalım çünkü

only have ten minutes right well rattle through these meaning we'll go through them very quickly

sadece on dakikamız var doğru pekala bu anlamların üzerinden geçeceğiz onları çok hızlı bir şekilde gözden geçireceğiz bir

to rattle through something means to get through something very quickly yeah so we want that

şeyin üzerinden geçmek bir şeyi çok hızlı bir şekilde atlatmak anlamına gelir evet bu yüzden bunu istiyoruz

so this one is another ice related one and it's ice breaker uh-huh ice breaker I didn't

yani bu buzla ilgili başka bir ve buz kırıcı uh-huh buz kırıcı Ben yapmadım

I I keep looking over the top to see ice breaker right so an ice breaker is a thing or activity

Buz kırıcıyı doğru görmek için tepeden bakmaya devam ediyorum, bu yüzden bir buz kırıcı, insanlar arasındaki gerilimleri veya engellemeleri hafifletmeye hizmet eden bir şey veya etkinlik

or a game that serves to relieve tensions or inhibitions between people might stall

veya bir oyundur,

starts a conversation so a thing or activity a game that relieves tension between people

bir konuşma başlatabilir, bu nedenle bir şey veya etkinlik, insanlar arasındaki gerilimi azaltan bir oyundur.

so for example if you're in a large group of people in a meeting and maybe a lot of

örneğin, bir toplantıda büyük bir insan grubunun içindeyseniz ve belki çoğunuz daha

you haven't met before you want to you want an icebreaker to get things going so that

önce tanışmadıysanız,

people start talking and interacting so you could do something there are lots of these

insanların konuşmaya ve etkileşimde bulunmaya başlaması için bir şeyler yapmak için bir buzkıran istersiniz, böylece orada bir şeyler yapabilirsiniz.

examples of how to do this but you might play a simple game or you might ask everyone in

bunun nasıl yapılacağına dair pek çok örnek var ama basit bir oyun oynayabilir veya gruptaki herkesten

the group to go around and say something about themselves or even between two people don't

kendileri hakkında veya hatta iki kişi arasında bir şeyler söylemelerini isteyebilirsiniz.

forget just a conversation starting so you might just have a subject or something to

bir konunuz veya söyleyeceğiniz bir şey var

say just to start the conversation off so you you you have an icebreaker or of course

sadece sohbeti başlatmak için yani bir buzkıranınız var veya tabii ki

we can say you break the ice as well I've got that one coming up there's a slight difference

buzları kırın da diyebiliriz

between that don't these two in meaning an icebreaker isn't is normally an activity or

iki anlamı, bir buz kırıcı normalde insan

a game that relieves tension between groups of people starts a conversation going whereas

grupları arasındaki gerilimi azaltan bir aktivite veya oyun değildir, bir sohbet başlatır, oysa

break the ice is starting a conversation with somebody in the first place in for example

buzları kırmak, örneğin zor bir durumda, örneğin birisiyle ilk etapta bir sohbet başlatmaktır.

in a difficult situation for example if you're attracted to somebody maybe at work how do

Birinden hoşlanırsın belki işte belki aradaki

you break the ice and speak to them maybe your boss at work you're a bit afraid of them

buzları nasıl kırarsın ve onlarla nasıl konuşursun belki iş yerindeki patronun onlardan biraz korkarsın

there's an office party or you end up sitting by them on a plane or in a car and you don't

bir ofis partisi vardır ya da sonunda uçakta ya da arabada onların yanında oturursun ve

know what to say to them so you've got to break the ice you've got to make the silent

onlara ne söyleyeceğinizi bilmiyorsunuz, bu yüzden buzları kırmalısınız, sessizliği

stop that's it so what you often do is maybe say something that complements them or talk

durdurmalısınız, bu yüzden sık sık yaptığınız şey belki onları tamamlayan bir şey söylemek veya

about the weather so if you're sort of sitting there you don't know what to say to somebody

hava durumu hakkında konuşmaktır. bir nevi orada oturuyorsun birine ne diyeceğini bilemiyorsun

oh oh wait it's it's the weather's nice today isn't it or oh I haven't seen you in that

oh oh bekle bugün hava güzel değil mi yoksa seni

suit before that that's that's a nice it knew just something to get the conversation going

daha önce o takım elbise içinde görmemiştim sohbeti devam ettirecek bir şey bu

so you're breaking the ice and of course you make a bit maybe if you're going on a date

yüzden aradaki buzları kırıyorsun ve tabii ki biraz da yapıyorsun belki biriyle randevuya gidiyorsan belki

with someone maybe you're a date and someone you or maybe a blind date and you have to

bir randevusundur ve birisi sensin ya da belki bir kör randevusun ve

start the conversation and you have you have to have something to start with because you

başlamalısın sohbet ve başlamak için bir şeye sahip olmalısınız çünkü

might be really nervous you need to have something ready something prepared to break the ice

gerçekten gergin olabilirsiniz hazır bir şeye ihtiyacınız var buzu kırmak için hazırlanmış bir şeye ihtiyacınız var

it could also be used it can be used in a different way as well if somebody does something

o da kullanılabilir farklı bir şekilde de kullanılabilir eğer biri bir şey yaparsa

for the first time so for example if somebody suddenly there was a party and nobody was

ilk kez, örneğin, biri aniden bir parti verdiyse ve

dancing though all the all the dance moves it was going but everyone was still sitting

tüm dans hareketlerine rağmen kimse dans etmiyorsa, ancak herkes hala

around the outside and they were too afraid to get up and dance the first person that

dışarıda oturuyorsa ve kalkıp dans eden ilk kişiyi dans etmekten çok korkuyorlarsa

gets up and does that you could say that they've broken the ice things going on get things

Ayağa kalkar ve buzları kırdıklarını söyleyebilirsiniz, devam eden şeyler devam eder,

going whereas icebreaker is is more about an activity or a game that starts people talking

oysa buzkıran daha çok insanları konuşmaya başlayan bir aktivite veya oyunla ilgilidir,

often used in large groups for example at work particularly if you've never met people

genellikle büyük gruplarda kullanılır, örneğin işte, özellikle de daha önce insanlarla hiç tanışmadık

before we often do that at work we've got a new team somebody will say what let's everybody

bunu işte sık sık yaparız yeni bir ekibimiz var biri ne diyecek hadi herkes

go around the table and say something about yourself where do you live what do you do

masanın etrafında dolaşıp kendin hakkında bir şeyler söylesin nerede yaşıyorsun işte ne yapıyorsun

at work and that sort of gets people going it's an icebreaker very good but often play

ve bu tür insanları harekete geçiriyor bir buzkıran çok iyidir, ancak genellikle

games as well and do outside activities so I hope that that's a bit of a subtle difference

oyun oynar ve dışarıdaki faaliyetlerde bulunur, bu yüzden umarım bu biraz ince bir farktır,

there is that is that very similar to sort of team-building as well so when they're team

bu da bir tür ekip oluşturmaya çok benzer, bu yüzden ekip

building they're trying to get everyone working together so you need you need to start off

oluştururken onlar herkesin birlikte çalışmasını sağlamak için ihtiyacınız var,

at a point where yeah everyone feels relaxed and comfortable so so maybe you could say

evet herkesin kendini rahat ve rahat hissettiği bir noktada başlamanız gerekiyor, bu yüzden belki

that that it also is is a way of breaking the ice you need an icebreaker very good an

bunun da buzları kırmanın bir yolu olduğunu söyleyebilirsiniz, bir buz kırıcıya ihtiyacınız var çok iyi bir

icebreaker and activity okay we've got time for one more so right showcase your choose

buz kırıcı ve aktivite tamam bir tane daha zamanımız var bu yüzden doğru göster

your final one carefully okay that's loads here oh how disappointing right I won't do

sonuncusunu dikkatlice seç tamam burada bir sürü şey var oh ne kadar hayal kırıklığı doğru bunu yapmayacağım

that one we can always carry on for three hours okay we could do yes jump of the iceberg

her zaman üç saat devam edebiliriz tamam yapabiliriz evet atlama buzdağına

we're not going to we're not going to continue for three hours oh my good manager scrape

gitmeyeceğiz üç saat daha devam etmeyeceğiz oh iyi müdürüm

some more snow off the flat roof yes tip of the iceberg oh okay then okay so icebergs

düz çatıdan biraz daha kar kazısın evet buzdağının ucu oh tamam o zaman tamam yani buzdağları

are huge chunks of ice floating in the sea but you can only see a small part of it above

denizde yüzen devasa buz parçalarıdır ancak suyun üzerinde sadece küçük bir kısmını görebilirsiniz,

the water most of it is hidden so when you say tip of the iceberg you're referring to

çoğu gizlidir, bu nedenle buzdağının görünen kısmı derken,

only a small part of something much bigger and mostly unknown or unseen so that's when

çok daha büyük ve çoğunlukla bilinmeyen veya görünmeyen bir şeyin sadece küçük bir kısmından bahsediyorsunuz, bu yüzden

you say tip of the iceberg for example oh maybe that's out there because I've got some

ipucu dediğiniz zaman budur. buzdağının örneğin, oh belki de oradadır çünkü barınakta

examples underneath the homeless people you see in the shelter is just the tip of the

gördüğünüz evsizlerin altında bazı örneklerim var, buzdağının sadece görünen kısmı,

iceberg there are many more out on the streets or you could say what was the name of that

sokaklarda çok daha fazlası var ya da adı neydi diyebilirsiniz.

Hollywood producer that's recently been caught doing an appropriate things was it Harvey

Son zamanlarda uygun bir şeyler yaparken yakalanan Hollywood yapımcısı Harvey

Weinstein Harvey Weinstein Ivy Weinstein may have been caught behaving inappropriately

Weinstein mıydı Harvey Weinstein Ivy Weinstein kadınlara uygunsuz davranırken yakalanmış olabilir

to women but that is just the tip of the iceberg so the problem is much larger than it first

ama bu buzdağının sadece görünen kısmı bu yüzden sorun ilk göründüğünden çok daha büyük

appeared yes a few little signs appear that there is a problem but there's a much bigger

evet birkaç küçük bir sorun olduğuna dair işaretler belirir, ancak altında gizlenmiş olarak göremediğiniz çok daha büyük bir sorun vardır,

problem that you can't see hidden underneath just it the same way as an iceberg you can't

tıpkı bir buzdağının

see the huge mass of ice under the sea so all you can see is the tip the tip of the

denizin altındaki devasa buz kütlesini göremediğiniz için görebileceğiniz tek şeyin uç kısmı olduğu gibi.

ice the part of the iceberg that's sticking out of the water what you see here today in

buzun görünen kısmı buzdağının sudan dışarı çıkan kısmı bugün burada

these lessons is just the tip of the iceberg that's true of what mr. Duncan has to do to

bu derslerde gördüğünüz şey buzdağının sadece görünen kısmı, bu Mr. Duncan'ın

prepare it all do you want to see a lovely lovely picture I've just had a picture sent

hepsini hazırlaması gerekiyor çok güzel güzel bir resim görmek ister misin Az önce bir resim gönderdim

in oh I love the screen there I love it when we have pictures and things sent in by photograph

oh oradaki ekrana bayılıyorum Resimlerimizin ve fotoğrafla gönderilen şeylerin olmasına bayılıyorum

I think this is from Ollie Ollie and and there it is a photograph taken in the garden I don't

Sanırım bu nereden Ollie Ollie ve işte bahçede çekilmiş bir fotoğraf var

know where you are but there is a lovely picture of a garden with some snow on it yes isn't

Nerede olduğunuzu bilmiyorum ama üzerinde biraz kar olan bir bahçenin güzel bir resmi var evet şu

that lovely lots of snow around at the moment in the UK we had lots of snow here on Friday

anda ortalıkta o kadar güzel bir sürü kar yok mu? Birleşik Krallık'ta Cuma günü burada çok kar vardı

and we had lots of snow in the early hours of this morning look at that look at all of

ve bu sabahın erken saatlerinde çok kar vardı, şu bakışa bakın, o

that snow we had so much snow we are going to finish today with some lovely views of

kadar çok kar vardı ki, bugünü güzel kar manzaralarıyla bitireceğiz. Bugün farklı

the snow so I thought we would do something different today because lots of people have

bir şey yapacağımızı düşündüm çünkü pek çok insan

been asking about the snow they've been wanting to see lots of pictures and video so I did

kar hakkında soru soruyor, çok sayıda resim ve video görmek istiyorlar, bu yüzden

go out this morning live and also I have done a lot of filming over the past couple of days

bu sabah canlı yayına çıktım ve ayrıca geçmişte çok sayıda çekim yaptım. birkaç gündür

we've been so busy haven't we today physically I'm exhausted I can't believe it I have never

çok meşguldük değil mi bugün fiziksel olarak çok yoruldum buna inanamıyorum hiç

had such a busy Sunday I can't remember the last time my Sunday was so busy we are going

bu kadar yoğun bir pazar günü geçirmemiştim en son ne zaman pazar günümün bu kadar yoğun olduğunu hatırlayamıyorum

to finish but we will be back next Sunday apparently a lot of people are asking if the

bitir ama önümüzdeki Pazar geri döneceğiz, görünüşe göre birçok insan

snow is going to stay it looks as if the snow will disappear by Wednesday because it's going

karın kalıp kalmayacağını soruyor, görünüşe göre kar Çarşambaya kadar kaybolacak çünkü Birleşik

to get very warm again in the UK so it looks as if all of the snow will will melt away

Krallık'ta hava tekrar çok ısınacak, bu yüzden sanki hepsi öyle görünüyor kar

and disappear by Wednesday so I don't think the snow will be around for very long mr.

çarşambaya kadar eriyecek ve kaybolacak, bu yüzden karın çok uzun süreceğini sanmıyorum bay.

Steve is about to go and we are in fact we're all about to go I feel a little sad really

Steve gitmek üzere ve biz aslında hepimiz gitmek üzereyiz Biraz üzgün hissediyorum gerçekten

I wanted I wanted to go outside you see him play in the snow but it's still snowing outside

dışarı çıkmak istedim onu karda oynarken görüyorsunuz ama dışarıda hala kar yağıyor

as you can see the snow is still falling so we can't really go outside unfortunately which

gördüğünüz gibi kar hala düşüyor, bu yüzden gerçekten dışarı çıkamıyoruz ne yazık ki bu

is a shame because I was hoping to do it but we do have some snow here in the studio we

utanç verici çünkü yapmayı umuyordum ama burada, stüdyoda biraz kar var, yavaş yavaş

have we have a snowball which is slowly melting so there it is there is the snowball can you

eriyen bir kartopumuz var, işte orada kartopu kutusu

see it if he's still melting slowly oh I was going to pick it up but I don't think that's

hala yavaşça eriyorsa görürsünüz oh onu alacaktım ama yakınlarda

a very good idea with all of this electrical equipment nearby so we won't do that we're

tüm bu elektrikli ekipman varken bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum bu yüzden bunu yapmayacağız

going to finish with some lovely scenery some lovely scenes from the snowy countryside in

bazı güzel şeylerle bitireceğiz Yaşadığımız bölgedeki karlı kırlardan bazı güzel manzaralar var,

the area where we live so I hope you'll enjoy that thanks a lot mr. Steve for your help

umarım beğenirsiniz, çok teşekkürler bay. Steve bugünkü yardımın için

today thank you for inviting me and goodbye to all your lovely viewers and hope to see

beni davet ettiğin için teşekkür ederim ve tüm güzel izleyicilerine hoşçakal ve

you again very soon and of course next week we will have the Christmas set here in the

seni çok yakında tekrar görmeyi umuyorum ve tabii ki gelecek hafta Noel setini burada stüdyoda yapacağız,

studio so everything next week in the studio all behind me everything will be Christmassy

bu yüzden önümüzdeki hafta stüdyoda her şey arkamda önümüzdeki hafta her şey Noel'e uygun olacak,

next week we will have the Christmas theme starting next Sunday that is of course the

önümüzdeki Pazar, yani

17th of December and then Christmas is just around the corner oh my goodness is sorry

17 Aralık'tan itibaren Noel temasına sahip olacağız ve ardından Noel çok yakında, aman Tanrım, üzgünüm,

are you excited for Christmas yeah yes you're right mr. steve is being very miserable today

Noel için heyecanlı mısınız, evet evet haklısınız bayım. steve bugün çok perişan durumda Noel

I'm giving you the cold shoulder when it comes to Christmas oh the cold shoulder is shown

geldiğinde sana soğuk davranıyorum oh soğuk omuz gösteriliyor

is that another idiom it is doctor squeeze that in what does that mean then if you give

ki başka bir deyim bu doktor sıkıştırmak bu ne anlama geliyor o zaman

someone the cold shoulder give someone the cold shoulder that mean to ignore them or

birine soğuk davranırsan birine soğuk davran Soğuk omuz, onları görmezden gelmek

or minimally have shown little interest in them we can all them all show little interest

veya en azından onlara çok az ilgi göstermiş olmak anlamına gelir, hepsine çok az ilgi gösterebiliriz,

it's a passive-aggressive form of punishment or disapproval oh so if you've had an argument

bu pasif-agresif bir cezalandırma veya onaylamama şeklidir oh yani eğer kız

with your girlfriend or boyfriend and they don't talk to you you know they just stay

arkadaşınızla veya erkek arkadaşınızla tartıştıysanız ve onlar seninle konuşma biliyorsun sadece

silent give you the silent treatment they're giving you the cold shoulder so it's a bit

sessiz kalıyorlar sana sessiz muamele yapıyorlar sana soğuk davranıyorlar yani bu biraz

like being snubbed yes it's when you can't confront when you don't want to confront the

küçümsenmek gibi evet sorunlarla yüzleşmek istemediğin zaman yüzleşemediğin zamandır

issues of the argument happens at work as well someone's upset you instead of confronting

tartışmanın bir kısmı işte de oluyor, birisi sizi üzüyor, bununla yüzleşmek yerine, bir

it you you sort of go into yourself and just stay silent give someone the silent treatment

şekilde kendi içine giriyorsun ve sadece sessiz kalıyorsun, birine sessizce davranıyorsun ve

and or just be very Curt with them and and just give them the cold shoulder you could

ya da sadece onlara karşı çok sert davranıyorsun ve onlara verebileceğin gibi soğuk davranıyorsun.

give them the cold shoulder yes we are going now but don't worry we are not giving you

onlara soğuk davranıyoruz evet şimdi gidiyoruz ama merak etmeyin size

the cold shoulder ah but of course we're warm-hearted and not cold heart but outside everything

soğuk davranmıyoruz ah ama tabi ki sıcak kalpliyiz ve soğukkanlı değiliz ama dışarıda her şey

is cold we are going now and if you would like to see some lovely scenes some lovely

soğuk şimdi gidiyoruz ve isterseniz bazı güzel sahneleri görmek için

shots that I filmed over the past couple of days whilst the snow has been falling and

geçtiğimiz birkaç gün içinde kar yağarken ve

of course after the snow please stick around some lovely images and some nice music to

tabii ki kardan sonra çektiğim bazı güzel çekimleri görmek için lütfen bazı güzel görüntüler ve güzel müzikler ile kalın,

come your way thanks Steve see you next week bye bye bye mr. Steve has gone and I'm about

teşekkürler Steve gelecek hafta görüşürüz hoşçakalın güle güle bay Steve gitti ve ben

to go as well thank you very much for your company today thanks Jamelia thanks Lucy thank

de gitmek üzereyim, bugün bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim, teşekkürler Jamelia, teşekkürler Lucy,

you very much to second star and Zakaria analytic brain and also Amanda so many messages so

ikinci yıldıza ve Zakaria analitik beyine ve ayrıca Amanda'ya çok teşekkür ederim, pek çok mesaj, pek

many viewers so many lovely people out there supporting what I do thank you very much and

çok izleyici, pek çok sevimli insan var. yaptıklarımı destekliyorum çok teşekkür ederim ve

I will leave you with lots of lovely images of the snowy weather this is mr. Duncan in

size karlı havanın bir sürü güzel görüntüsünü bırakacağım bu bay. Duncan,

England saying stay warm and of course until next week when we all meet again right here

İngiltere'de sıcak kalın diyor ve tabii ki önümüzdeki hafta burada, YouTube'da tekrar buluşana kadar,

on YouTube you know what's coming next ta ta for now. 8-)

sırada ne olacağını şimdilik biliyorsunuz. 8-)