Live English Language Lesson - 11th November 2018 - Autumn - Bird Words + Phrases - Interactive Chat

oh hello there welcome once again I wondered where you were for a moment I

oh merhaba tekrar hoşgeldiniz bir an nerede olduğunuzu merak ettim

thought you weren't going to make it but here you are and I'm very happy to see

gelemeyeceksiniz sandım ama işte buradasınız ve

you here once again on another Sunday livestream already we are almost halfway

sizi bir başka pazar canlı yayınında tekrar burada gördüğüme çok sevindim şimdiden neredeyse yarıladık

through November where are the months going I asked myself so here we are live

Kasım ayları nereye gidiyor diye sordum kendi kendime işte buradayız

in direct from England coming up today we have you of course on the livestream

direkt İngiltere'den geliyoruz bugün canlı yayında sizlerleyiz tabi ki

with the things you want to talk about also mr. Steve will be here later on as

siz de konuşmak istediğiniz şeylerle birlikte Mr. Steve daha sonra sevimli tüylü dostlarımız kuşlarla ilgili

well to talk about words and expressions connected to our lovely feathery friends

kelimeler ve ifadeler hakkında konuşmak için burada olacak

the birds and I will be here as well there are some slight changes to the

ve ben de burada olacağım, bugün canlı yayının görünümünde bazı küçük değişiklikler olacak,

appearance of the livestream today as you will find out very shortly after all

çok kısa bir süre sonra öğreneceksiniz. Bugün

it's a Sunday afternoon it's just after 2 o'clock here in the UK and this is

bir Pazar öğleden sonra burada, Birleşik Krallık'ta saat 2'den hemen sonra ve bu

live English live from Much Wenlock in England on a Sunday afternoon this is

canlı İngilizce, İngiltere'deki Much Wenlock'tan canlı bir Pazar öğleden sonra bu

live English

canlı İngilizce

it sure is baby

kesinlikle bebeğim

I know I say it every week but these weeks and months are really flying by so

biliyorum her hafta söylüyorum ama bu haftalar ve aylar gerçekten uçuyorlar,

here we go again it is Sunday it's a fun day it's time to learn some English on

işte yine başlıyoruz bugün Pazar eğlenceli bir gün canlı İngilizce akışında biraz İngilizce öğrenme zamanı

the live English stream it sure is hi everybody this is mr. Duncan in England

kesinlikle herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy well are you happy I

bugün nasılsın iyi misin umarım çok mutlusundur iyi misin mutlusundur

really really hope so welcome to a super-duper or terminal day

gerçekten çok umutluyum çok süper ya da terminal bir güne hoşgeldin

it looks so wonderful outside let's have a look at the live view first of all oh

dışarısı çok harika görünüyor hadi her şeyden önce canlı görüntüye bir göz atalım aman

my goodness look at that it looks like a painting but it is a live view from the

tanrım bak bu bir tablo gibi ama stüdyo penceresinden canlı bir görüntü

studio window so as you can see everything is looking rather nice today

yani gördüğünüz gibi her şey oldukça güzel görünüyor bugün

a very bright day here in the UK I hope where you are it is lovely as well let's

burada İngiltere'de çok parlak bir gün umarım bulunduğunuz yer de güzeldir

have another view shall we there it is oh my goodness that looks very very

başka bir bakış açısına sahip olalım mı, aman tanrım, yılın

autumnal very seasonal for this time of year

bu zamanı için çok çok sonbahar çok mevsimsel görünüyor

of course as I always mention every week I absolutely love autumn I really love

tabii ki her hafta bahsettiğim gibi sonbaharı kesinlikle seviyorum gerçekten çok seviyorum yapamam

it so much I can't I can't express how much I love autumn and let's have a look

yapamam sonbaharı ne kadar sevdiğimi ifade edin ve

at that view oh my god oh my goodness I can't believe it how amazing that looks

şu manzaraya bir bakalım aman tanrım aman tanrım inanamıyorum bu ne kadar harika görünüyor

I can't believe that that is a live image of the outside of my window but it

Bunun penceremin dışından canlı bir görüntü olduğuna inanamıyorum ama

is there it is live right now so here we go it is a Sunday afternoon and it's

öyle işte şu anda canlı yayında, işte başlıyoruz, bugün bir Pazar öğleden sonra ve

live English all away with me mr. Duncan you may have noticed some slight changes

canlı İngilizce benimle tamamen uzakta bayım. Duncan bazı küçük değişiklikler fark etmiş olabilirsin,

I won't mention them I will leave it to you to discover what the changes are

onlardan bahsetmeyeceğim, değişikliklerin ne olduğunu keşfetmeyi sana bırakacağım, geçen

there is some unfinished business from last week by the way there is something

haftadan kalma bazı işler var, bu arada

last week that I meant to mention but I didn't mention so

geçen hafta bahsetmek istediğim bir şey var ama yapmadım. '

last week's mystery idiom ah do you remember the mystery idiom for last week

geçen haftanın gizemli deyiminden bahsetsene ah geçen haftanın gizemli deyimini hatırlıyor musun

well I will show you the mystery idiom from last week so here it is so this is

peki sana geçen haftanın gizemli deyimini göstereceğim bu yüzden işte bu

the mystery idiom but I forgot because I'm very naughty I forgot to give you

gizemli deyim ama unuttum çünkü çok yaramazım unuttum geçen haftaki

the answer to the mystery idiom from last week I had so many people writing

gizemli deyimin cevabını size vermek için bana yazan o kadar çok insan vardı ki,

to me saying mr. Duncan you didn't tell us what the mystery idiom answer was so

Bay. Duncan bize gizemli deyimin cevabının ne olduğunu söylemedin, o yüzden

here it is today the answer to last week's mystery idiom the final straw or

bugün burada geçen haftanın gizemli deyiminin cevabı var bardağı taşıran son damla ya da

the last straw the meaning a further difficulty or annoyance that comes on

son damla anlamı önceki bir dizi zorluğun üzerine gelen daha fazla zorluk ya da sıkıntı anlamına geliyor.

top of a series of previous difficulties that makes a situation unbearable you

cannot take any more this latest difficulty is the final straw so there

bu son zorluk bardağı taşıran son damla oldu, bu yüzden cevabı vermeyi tamamen

it was last week's mystery idiom that I completely forgot to give the answer to

unuttuğum geçen haftaki gizemli deyim buydu, bu yüzden

so I hope you are all very very happy about that now because I've given it to

umarım hepiniz bundan şimdi çok çok mutlusunuzdur çünkü ben verdim bu hafta

you very busy day very busy week I have been making some some changes in the

size çok yoğun bir gün çok yoğun bir hafta bu hafta stüdyoda bazı değişiklikler yapıyordum

studio this week and I had an accident as well I had a terrible fall whilst

ve ben de bir kaza geçirdim

making some alterations here in the studio I fell over and I injured one of

burada stüdyoda bazı değişiklikler yaparken korkunç bir şekilde düştüm ve bir tanesini yaraladım.

my toes I twisted the toe right back and it was very painful and then it went a

ayak parmaklarını tam geriye doğru büktüm ve çok acı vericiydi ve sonra

very strange purple color so I got a little worried because it was a strange

çok garip bir mor renge dönüştü, bu yüzden biraz endişelendim çünkü garip bir

color and also it was very painful so for a moment or two I thought I had

renkti ve ayrıca çok acı vericiydi, bu yüzden bir veya iki an kırıldığımı düşündüm

broken the toe fortunately I hadn't but it's still very painful there is one

neyse ki ayak parmağım yoktu ama yine de çok ağrıyor

thing I can't stand and that is pain I'm sure you are the same as well mr. Steve

dayanamadığım bir şey var o da acı eminim siz de aynısınız bayım. Steve

was also very busy this morning in fact around about 25 minutes ago

de bu sabah çok meşguldü, aslında yaklaşık 25 dakika önce

Steve was in the garden very busy can you see what Steve is doing Steve is

Steve bahçedeydi çok meşguldü Steve'in ne yaptığını görebiliyor musunuz Steve

clipping his bushes there is nothing worse than an untied untidy Bush no one

çalılarını kesiyor dağınık ve dağınık bir çalıdan daha kötü bir şey yoktur kimse

wants their Bush to be long and messy so there is Steve there he is look hello

çalılarının uzun olmasını istemez ve dağınık, işte Steve orada, bak merhaba

Steve he is trimming the bushes he is cutting the bushes in the garden and I

Steve, çalıları budanıyor, bahçedeki çalıları kesiyor ve

think he's making a very good job of it as well so just to show you that on

bence bunda da çok iyi bir iş çıkarıyor, bu yüzden sadece size

Sunday mornings we are not lazy some people think that we do nothing on a

Pazar sabahları olmadığımızı göstermek için. Tembel bazı insanlar bir

Sunday except the live stream but mr. Steve is always busy in the garden

Pazar günü canlı yayın dışında hiçbir şey yapmadığımızı düşünüyor ama mr. Steve,

especially today because the weather is very nice so mr. Steve took the

özellikle bugün hava çok güzel olduğu için her zaman bahçede meşgul. Steve bu

opportunity he took the chance to go outside to do a little bit of gardening

fırsatı değerlendirerek biraz bahçıvanlık yapmak için dışarı çıkma şansını değerlendirdi

and he looks quite pleased with himself there and the things that he has in his

ve orada kendisinden oldukça memnun görünüyor ve elindeki şeylere

hand are called she is there we go steady mr. Steve he's not very safe is

o orada, biz sabit gidiyoruz deniyor . Steve o çok güvende değil,

he with those shears they are very sharp things now I was led to believe that mr.

o makaslarla çok keskin şeyler oldular, şimdi Bay'ın olduğuna inanmaya yönlendirildim.

Steve wasn't supposed to handle anything sharp so I'm not sure about that but

Steve'in keskin bir şeyle başa çıkmaması gerekiyordu, bu yüzden bundan emin değilim ama işte

there he is mr. Steve very busy in the garden today trimming his bushes talking

orada, Mr. Steve bugün bahçede çalılarını budamakla çok meşgul ve

of mr. Steve he will be here later on it around about 2:30 did it get colder in

Mr. Steve daha sonra burada olacak 2:30 gibi burası soğudu mu

here or is it just me I think it's you mr. Steve definitely I

yoksa bana mı öyle geliyor, sanırım sizsiniz bay. Steve kesinlikle

think it definitely is mr. Steve I think so he will be here at 2:30 today talking

bence kesinlikle Mr. Steve sanırım, bugün saat 2:30'da burada olacak,

of things coming up we also have lots of words and expressions connected to birds

yaklaşan şeylerden bahsediyor olacak, ayrıca kuşlar

and parts of a bird so all of that coming later on with mr. Steve and how

ve bir kuşun parçalarıyla ilgili birçok kelimemiz ve ifademiz var, bu yüzden bunların hepsi daha sonra Mr. Steve ve

can I forget the live chat yes we have the live chat as well so let's say hello

canlı sohbeti nasıl unutabilirim evet, canlı sohbetimiz de var, bu yüzden

to the live chat and there it is but the big question is who was first well can I

canlı sohbete merhaba diyelim ve işte burada ama asıl soru şu ki, ilk kimdi?

just say today there is a kind of tie for the first person on the live chat

canlı sohbetteki ilk kişi

there is a tie because I think there are two people who were on first so let's go

bir beraberlik var çünkü bence birinci olan iki kişi var bu yüzden

back to the beginning of the live chat to have a look at who was first well

canlı sohbetin başına dönelim ve ilk kimin birinci olduğuna bir göz atalım

first of all we have Belarusian but I know that Belarusian left that message

öncelikle Belarusçamız var ama ben Belarusçanın

this morning when I was putting my live stream thumbnail preparing today's live

bu sabah, bugünün canlı akışını hazırlarken canlı yayın küçük resmimi koyarken bu mesajı bıraktığını biliyorum, bu

stream so in fact Belarusian was first but she was on this morning on the live

yüzden aslında Belarusça ilkti ama bu sabah canlı

chat so I suppose technically Belarusian is first but in actual fact after the

sohbetteydi, bu yüzden teknik olarak Belarusça ilk ama gerçekte canlıdan sonra olduğunu düşünüyorum.

live stream started it was actually matrix so just to make things fair to

akış aslında matrix'te başladı, bu yüzden sadece

matrix and also Belarusian can I say congratulations for being first on the

matrix'e ve aynı zamanda Belarusça'ya adil davranmak için bugün canlı sohbette ilk olduğunuz için tebrikler diyebilir miyim?

live chat today

so there you go so I don't want any fighting so Belarus

ear also don't forget you are in charge today of a live chat so if anyone

bugün canlı bir sohbetten sorumlusunuz, bu nedenle herhangi biri

misbehaves if there is any swearing or any hatred or nest enos Belarus ear you

yaramazlık yaparsa, herhangi bir küfür veya nefret varsa veya Belarus kulağına yuva yaparsanız,

have the power of moderation you can moderate today Cesar is here as

moderasyon gücünüz var, bugün moderatör olabilirsiniz Cesar

well hello Cesar hello Leila also Martha and Tomac is here as well nice to see

da burada merhaba Cesar merhaba Leila ayrıca Martha ve Tomac burada ayrıca

you here Tomac Blue Thunder and also Deepak hello Deepak is it your

sizi burada görmek güzel Tomac Blue Thunder ve ayrıca Deepak merhaba Deepak

first time today on the live chat I don't think I've seen you here before

bugün canlı sohbete ilk gelişiniz mi sizi daha önce burada gördüğümü sanmıyorum

also Karthi color also legija blue thunder is

Karthi rengi de legija blue thunder

here also Louie and Palmyra hello pal mera I haven't seen you for a long time

burada ayrıca Louie ve Palmyra merhaba dostum mera seni uzun zamandır

on the live chat hello to you as well Alamgir is here as well with a lovely

canlı sohbette görmüyorum sana da merhaba Alamgir de güzel bir

Union Flag so you can see that Alamgir is displaying the flag of England Wales

Birlik Bayrağıyla burada, böylece Alamgir'in İngiltere, Galler,

Scotland and Northern Ireland we call it the Union flag or sometimes the Union

İskoçya ve Kuzey İrlanda bayrağını sergilediğini görebilirsin biz Buna Union bayrağı deyin ya da bazen Union

Jack Troy is here watching in China hello to

Jack Troy Çin'de izliyor

China hello hello China a big knee how to you as well grace is here watching in

Çin'e merhaba merhaba Çin koca bir diz nasılsınız da Grace burada

Malaysia oh hello also Selyse wheat in Italy so many people Vitali is here as

Malezya'da izliyor oh merhaba ayrıca İtalya'da Selyse buğdayı pek çok insan Vitali olarak burada

well Salam asks what time is it in your country well you can see just behind me

peki Salam ülkenizde saatin kaç olduğunu soruyor peki tam arkamda görebilirsiniz saat

the clock it is just after 2:15 just after a quarter past 2:00 in the

2:15'ten hemen sonra öğleden sonra 2:00'ı çeyrek geçe

afternoon here in England and we are live and

burada İngiltere'de ve biz canlı ve

direct from England at the moment so if it is your first time

doğrudan İngiltere'den an yani, eğer

here today hello and welcome you are more than welcome to join in also a big

bugün buraya ilk gelişinizse merhaba ve hoşgeldiniz, Alice'e büyük bir merhaba da katılabilirsiniz,

hello to Alice long time no see I think so yes I haven't seen you for a very

uzun zamandır görüşmüyoruz sanırım yani evet, sizi çok

long time Alice nice to see you back on the live chat also Anna is here razzle

uzun zamandır görmüyorum Alice, görmek güzel canlı sohbete geri döndün ayrıca Anna burada razzle

is here wow so many people it looks like we've got a very busy one today also

burada vay canına çok fazla insan var gibi görünüyor bugün çok meşgulüz ayrıca

analytic brain is here hello analytic brain and can I say a big

analitik beyin burada merhaba analitik beyin ve

thank you once again for your lovely donation last week on PayPal thank you

sevginiz için bir kez daha büyük bir teşekkür edebilir miyim geçen hafta PayPal'da bağış

very much for that Bruno is here also we have sujin

için çok teşekkür ederim Bruno burada ayrıca sujin'imiz var

hello soo Jin nice to see you back also Alberto hello it's a nice sunny

merhaba soo Jin sizi tekrar görmek güzel ayrıca Alberto merhaba güzel güneşli bir

afternoon it certainly is it's a great day today

öğleden sonra kesinlikle bugün harika bir gün

Mika says hello my daughter-in-law is in labor

Mika merhaba kızım diyor kanun doğum yapıyor

so Micah's daughter-in-law is about to have a baby

bu yüzden Micah'ın gelini bebek sahibi olmak üzere sanki

as if a baby is going to pop out I see I can't wait to see my first grandchild

bir bebek çıkacakmış gibi görüyorum ilk torunumu görmek için sabırsızlanıyorum

can I just say something there is nothing that makes you feel more older

sadece bir şey söyleyebilir miyim seni hissettirecek hiçbir şey yok torunlardan daha yaşlı bu

than grandchildren so as soon as you start to get grandchildren you

yüzden torun sahibi olmaya başlar başlamaz

definitely feel as if you are getting old that's well I think anyway it's just

kesinlikle yaşlandığınızı hissediyorsunuz bu iyi bence neyse bu sadece

my opinion Cesario says the view is amazing

benim fikrim

greetings from Mexico a big hello to you as well

Jimmy hello Jimmy it's time for mr. Duncan's live chat and the beginning of

bay zamanı Duncan'ın canlı sohbeti ve

the Neto ATP World Tour Finals it is tennis so I think Jimmy is a big fan of

Neto ATP Dünya Turu Finallerinin başlangıcı tenis, bu yüzden Jimmy'nin büyük bir tenis hayranı olduğunu düşünüyorum

tennis Carrodus is here as well what is the tree is it a birch yes the

Carrodus da burada ağaç nedir huş ağacı mı evet

big tree that you saw earlier is actually a silver bird

daha önce gördüğünüz büyük ağaç aslında bir gümüş kuş

which you are right Carrodus good games says hello mr. Duncan how are you are

haklısın carrodus iyi oyunlar merhaba diyor bay Duncan nasılsın

you healthy yes I am even though I injured myself this week I fell over in

sağlıklısın evet iyiyim bu hafta kendimi yaralamama rağmen stüdyoda düştüm

the studio and I injured my toe and for a moment I thought I was going to have

ve ayak parmağımı yaraladım ve bir an

to go to the hospital but fortunately I didn't but it's still very painful so

hastaneye gitmem gerektiğini düşündüm ama neyse ki gitmedim ama yine de çok acı verici bu yüzden

can you see can you see how much I suffer to make these live English

bu canlı İngilizce yayınları yapmak için ne kadar acı çektiğimi görebiliyor musunuz?

streams I actually injured myself this week just to do that for you

Bu hafta sırf sizin için bunu yapmak için kendimi gerçekten yaraladım Vay canına bu nedir

Wow what is it I don't know I don't know what it is maybe you can tell me Ana

Bilmiyorum ne olduğunu bilmiyorum belki bana söyleyebilirsiniz Ana

Rita says me carrots wonderful wish you all the best for your new grandchild so

Rita bana havuç diyor harika yeni torununuz için en iyisini diliyorum bu yüzden

I think it is Micah's first granddaughter Wow also we have connell

Micah'ın ilk torunu Vay canına burada da connell var

here hello Connell yes Connell is mentioning last week's mystery idiom by

merhaba Connell evet Connell geçen haftanın gizemli deyiminden bahsediyor bu arada

the way there will be a mystery idiom coming up in a moment this week a new

olacak gizemli bir deyim olacak bu hafta birazdan yeni bir

mystery idiom yes mr. Duncan you have made some changes to your studio I have

gizemli deyim evet bayım. Duncan, stüdyonda bazı değişiklikler yaptın,

it looks a little more modern dare I say Thank You Pedro and also Pedro is one of

biraz daha modern görünmesini sağladım, teşekkür ederim Pedro ve ayrıca Pedro

today's moderators on the live chat wrung sack is here hello Julie G from

bugünün canlı sohbet moderatörlerinden biri.

rung sack isn't that nice I like it when people say hello to each other it's ever

İnsanların birbirine merhaba demesi hoşuma gidiyor, bu

so nice so we are up-to-date with the live chat also we have tan when and also

çok güzel, bu yüzden canlı sohbette güncel durumdayız, ayrıca bronzlaştığımızda ve ayrıca

our word our word hello to our as well nice to see so many people here on the

sözümüz de bizim sözümüze merhaba ve burada bu kadar çok insanı görmek güzel

livestream now here in the UK today it is a very special day and also across

canlı yayın şimdi burada Birleşik Krallık'ta bugün çok özel bir gün ve aynı zamanda

Europe there are commemorations taking place in fact they were taking place

Avrupa genelinde anma törenleri yapılıyor, aslında

this morning and they are related to a event today is Remembrance Sunday also

bu sabah yapılıyorlardı ve bugün bir olayla ilgililer,

known as poppy Day and there is a lesson that I've made on my youtube channel so

Haşhaş Günü olarak da bilinen Anma Pazarı Anma Pazarı ve orada youtube kanalımda yaptığım bir ders bu yüzden

there is a lesson on my YouTube channel that I made all about this particular

YouTube kanalımda bu özel konu hakkında yaptığım bir ders var,

topic all about poppy Day also called Remembrance Day but of course today's

tamamı haşhaş Günü ile ilgili, Anma Günü olarak da adlandırılır, ancak elbette bugünün

Remembrance is special because it is 100 years since the end of the First World

Anma Günü özeldir, çünkü 100 yıl öncedir. Birinci Dünya Savaşı'nın sonu,

War so it's actually the end of the First

yani aslında Birinci

World War the anniversary of it today I seem to be losing my voice I don't know

Dünya Savaşı'nın sonu, bugün yıldönümü, sesimi kaybediyor gibiyim,

where it's going also here in Much Wenlock as well there were

nereye gittiğini bilmiyorum ayrıca burada, Much Wenlock'ta da anma

commemorations taking place would you like to have a look ok then so even here

törenleri yapılıyordu, olur mu? Tamam, o zaman burada,

in Much Wenlock this morning there were commemorations taking place for the

Much Wenlock'ta bile bu sabah Birinci Dünya Savaşı'nın

hundredth anniversary of the end of World War one also something else

sona ermesinin yüzüncü yıldönümü için anma törenleri düzenlendi, ayrıca bugün başka bir şey

happening today it is also the hundredth anniversary the centenary of the

oluyor, aynı zamanda Polonya'nın bağımsızlığının yüzüncü yıldönümü,

independence of Poland when Poland became independent once more and there

Polonya'nın bağımsızlığının yüzüncü yılı. Polonya bir kez daha bağımsız oldu ve orada, Wenlock'un

you can see in the street in the center of much Wenlock you can see one of the

merkezindeki sokakta görebilirsiniz, binalardan birinin

buildings has been decorated with handmade poppies can you see them so

el yapımı gelinciklerle dekore edildiğini görebilirsiniz, onları görebilir misiniz,

from 1918 to 2018 a hundred years since the end of the Second World War

1918'den 2018'e, İkinci Yüzyılın sonundan bu yana yüz yıl Dünya Savaşı

sorry First World War a hundred years ago I can't quite believe it and for

pardon Birinci Dünya Savaşı 100 yıl önce Buna inanamıyorum ve

those that are interested in watching my YouTube lesson the link is underneath

YouTube dersimi izlemek isteyenler için link

this video it's right underneath so you can watch it underneath the link is

bu videonun hemen altında, hemen altında izleyebilmeniz için

displayed below the livestream I don't know what's

canlı yayının altında gösteriliyor.

happening today but I appear I appear to be losing my voice

Bugün ne olduğunu bilmiyorum ama görünüşe göre sesimi kaybediyorum

so I please excuse me if my voice is a little bit croaky today I do apologize

bu yüzden lütfen bugün sesim biraz titrediyse kusura bakmayın dün yaptığımız

very much for that something else yesterday we were doing oh we went for a

başka bir şey için çok özür dilerim.

lovely walk yesterday would you like to have a look here we go there so we were

dün güzel yürüyüş buraya bir bakmak ister misin oraya gidiyoruz yani

having a lovely walk yesterday and I know that I love mentioning autumn but

dün güzel bir yürüyüş yapıyorduk ve biliyorum sonbahardan bahsetmeyi seviyorum ama

I'm going to mention it again the beautiful autumn colors I love the

yine bahsedeceğim güzel sonbahar renkleri yerdeki yaprakları seviyorum

leaves on the ground I love the colors of the leaves not only when they are on

Yaprakların sadece ağaçtayken değil, yere

the trees but also when they have fallen to the ground

düştüklerinde de renklerine bayılıyorum

I love the appearance aren't they lovely so we went walking yesterday there is

mr. Steve you can see him walking and all the leaves on the ground a beautiful

. Steve onu yürürken görebilirsin ve yerdeki tüm yapraklar güzel bir

display of color and I think mr. Steve yesterday was getting very bored because

renk görüntüsü ve bence Mr. Steve dün çok sıkılmıştı çünkü

I kept talking about autumn during the walk and there you can see a nice view

yürüyüş sırasında sonbahardan bahsetmeye devam ettim ve orada yürürken güzel bir manzara görebilirsiniz

as we walked along oh look at that isn't that nice

oh bak bu o kadar da güzel değil mi

the leaves on the ground what about you do you have autumn where you are do you

yapraklar yerde?

have the season of autumn I know that some countries don't some countries

sonbahar mevsimi var mı biliyorum bazı ülkelerde sonbahar yok bazı ülkelerde

don't have autumn they only have hot and dry seasons and then sometimes it is wet

sadece sıcak ve kurak mevsimler var ve sonra bazen yağışlı oluyor

but here in the UK we have very definite seasons we have spring summer autumn and

ama burada İngiltere'de çok kesin mevsimler var bizde ilkbahar yaz var sonbahar ve

winter and there is actually an autumn lesson on my YouTube channel so there is

kış ve aslında YouTube kanalımda bir sonbahar dersi var, bu yüzden

one on my YouTube channel all about the season of autumn and look at that some

YouTube kanalımda sonbahar mevsimiyle ilgili bir ders var ve bahçedeki çalılardan birinde

beautiful red berries are also growing on one of the bushes in the garden

güzel kırmızı meyveler de büyüyor,

looking very amazing this year all of the trees and all of the bushes looking

çok harika görünüyor. bu yıl tüm ağaçlar ve tüm çalılar

quite colorful and there look at that oh my goodness I really always I always get

oldukça renkli görünüyor ve işte şuna bakın aman tanrım gerçekten her zaman

so excited about autumn the autumn colours I don't know what it is but it

sonbahar hakkında çok heyecanlanıyorum sonbahar renkleri Ne olduğunu bilmiyorum ama

always sends a little tingle up my spine whenever I look out the window

her zaman biraz karıncalanma gönderiyor özellikle sabahları ne zaman pencereden dışarı baksam omurgamda yukarıya

especially in the morning because sometimes in the morning the weather can

be very very murky very misty very foggy so I hope you enjoyed that a little view

during our walk yesterday so I hope you enjoyed that something a little

different just for a change it is live English and it's myself mr. Duncan the

sadece bir değişiklik için biraz farklı, canlı İngilizce ve ben bayım. Duncan,

big question today must be what is mr. Steve wearing now let's have a little

bugünün en büyük sorusu Mr. Steve şimdi giyiyor biraz bakalım

look shall we because last week this is what mr. Steve wore last week and a lot

mı çünkü geçen hafta Mr. Steve geçen hafta giydi ve

of people including me think that that particular shirt looks a little bit like

ben dahil pek çok insan bu gömleğin biraz gazete bayii gibi göründüğünü düşünüyor,

a newsstand so you can see on the left there is a news

bu nedenle solda bir haber

and on the right there is mr. Steve with his shirt and I think they look very

ve sağda da Mr. Steve gömleğiyle ve bence

similar to each other very similar indeed so if you would like to see my

birbirlerine çok benziyorlar, gerçekten çok benziyorlar, bu yüzden

Remembrance Day lesson you are more than welcome to do so you can do that very

Anma Günü dersimi görmek isterseniz buyurun yapabilirsiniz, bunu çok

easily that is no problem the link is underneath this very video but where is

kolay bir şekilde yapabilirsiniz, sorun değil, bağlantı aşağıdadır bu videonun aynısı ama

mr. Steve I have no idea he was outside this morning doing the gardening in fact

bay nerede Steve bu sabah dışarıda bahçıvanlıkla uğraştığı hakkında hiçbir fikrim yok, aslında

he spent the whole morning outside doing the gardening so here we go with today's

bütün sabahı dışarıda bahçıvanlık yaparak geçirdi, bu yüzden bugünün gizemli deyimiyle başlıyoruz,

mystery idiom would you like to have a look at today's mystery idiom okay then

bugünün gizemli deyimine bir göz atmak ister misin tamam o zaman

here it comes right now there it is today's mystery idiom just

işte şimdi geliyor işte bugünün gizemli deyimi sadece

say what you see and if you know what the expression means if you know the

ne gördüğünü söyle ve ifadenin ne anlama geldiğini biliyorsan

meaning of the expression you can let me know as well on the live chat so there

canlı sohbette bana da bildirebilirsin yani

it is today's mystery idiom but the big question is what is today's mystery

işte bugünün gizemli deyimi ama asıl soru şu bugünün gizemli

idiom what is it if you think you know let me know on the live chat talking of

deyimi nedir, bildiğini düşünüyorsan canlı sohbette bana haber ver hangisinden bahsederken

which wow it's so busy today thank you very much and already people are leaving

bugün çok meşgul çok teşekkür ederim ve şimdiden insanlar

answers so so very yes very quick there you are very quick off the mark so we

cevap bırakıyor bu yüzden çok çok evet çok hızlı orada çok hızlısın işareti, bu yüzden

have some questions to ask today besides the mystery idiom we also have another

bugün gizemli deyimin yanı sıra başka bir sorumuz daha var

question and this is something I want to ask because I mentioned this to Steve

ve bu sormak istediğim bir şey çünkü geçen hafta Steve'e bundan bahsetmiştim

last week and I thought it would be a very good

ve bugün konuşmanın çok iyi bir şey olacağını düşündüm.

thing to talk about today when you feel thirsty what do you tend to drink now

susadığınızı hissediyorsunuz, şimdi ne içme eğilimindesiniz,

some people like to have a fizzy drink like coca-cola or Pepsi Cola whilst some

bazı insanlar coca-cola veya Pepsi Cola gibi gazlı bir içecek içmeyi severken, bazıları

like to have something a little stronger maybe beer

biraz daha sert bir şeyler içmeyi sever, örneğin bira

or wine but also you can have water as well lovely clear water now some people

veya şarap, ancak şimdi su ve güzel temiz su da içebilirsiniz. bazı insanlar

prefer to drink their water from a bottle so what I'm wondering today is do

sularını şişeden içmeyi tercih ediyor, bu yüzden bugün merak ettiğim şey,

you also like to do the same thing now this is something that I mentioned to

şimdi siz de aynı şeyi yapmaktan hoşlanıyor musunuz, bu

Steve last week and I was saying to Steve do you think it's a waste of time

geçen hafta Steve'e bahsettiğim bir şey ve Steve'e bunun bir israf olduğunu düşünüyor musunuz diyordum.

drinking bottled water because in many countries now the water that comes out

Şişelenmiş su içme zamanı çünkü artık birçok ülkede musluğunuzdan çıkan su

of your tap is quite clean and so you can drink straight from the tap for

oldukça temizdir ve bu nedenle doğrudan musluktan içebilirsiniz,

example here in the UK you can turn the tap on and you can drink the water

örneğin burada İngiltere'de musluğu açabilir ve suyu

straight from the tap so the water is very clean however these days many

doğrudan musluktan içebilirsiniz. musluk yani su çok temiz ancak bu günlerde birçok

people do drink bottled water so that is one of the questions I'm asking today do

insan şişelenmiş su içiyor, bu yüzden bugün sorduğum sorulardan biri bu,

you trust the water that comes from your tap so when you turn on the tap can you

musluğunuzdan gelen suya güveniyor musunuz, bu yüzden musluğu açtığınızda

drink the water straight from the tap here in the UK our water is very safe it

içebilir misiniz? doğrudan musluktan akan su Birleşik Krallık'ta burada suyumuz çok güvenlidir,

is very safe to drink so you can drink it straight from the tap

içmek çok güvenlidir, bu nedenle doğrudan musluktan içebilirsiniz

in fact I have some tap water here so this is not bottled water

aslında burada biraz musluk suyum var, bu yüzden bu şişelenmiş su değil

this is actually water from the tap and this is bottled water this is something

bu aslında musluktan gelen su ve bu şişelenmiş su, bu benim

that I bought in a supermarket so there is the difference but what about the

bir süpermarketten aldığım bir şey, yani fark var ama

taste is there really a difference between bottled water and water that you

tadı ne olacak, şişelenmiş su ile

drink straight from the tap now some people believe that tap water is not

doğrudan musluktan içtiğiniz su arasında gerçekten bir fark var, şimdi bazı insanlar musluk suyunun öyle olmadığına inanıyor.

good whilst others disagree so what do you think I'm going to have some lovely

iyi, diğerleri aynı fikirde değilken, şimdi biraz güzel

tap water now and hopefully mr. Steve will he'll be here soon as well I don't

musluk suyu alacağımı düşünüyorsunuz ve umarım bay. Steve de yakında burada olacak mı

know what's happened to mr. Steve mr. Steve will be here in a moment so stand

Bay'a ne olduğunu bilmiyorum. steve bey Steve birazdan burada olacak, bu yüzden

by because mr. Steve is on his way

beklemede kalın çünkü Mr. Steve yolda

mr. Steve is in the building and oh I see he's looking a little stylish today

bayım. Steve binada ve oh, bugün biraz şık göründüğünü

I must admit I do like that that shirt you're wearing it looks very very

itiraf etmeliyim, giydiğiniz gömleğin çok çok

stylish well one of us has got to look smart mr. day it's mr. Steve hello mr.

şık görünmesini beğendim, birimiz akıllı görünmeli Bay. gün bu bay Steve merhaba bayım.

Steve I'm not too bad thank you very much good I've worn this shirt before

Steve ben fena değilim çok teşekkür ederim çok iyi Bu gömleği daha önce giymiştim

it's similar to last week's but it's oh it's black but it hasn't got so many

geçen haftakininkine benziyor ama ah bu siyah ama üzerinde çok fazla

strange stripes on it yes we were just talking about your shirt because I think

tuhaf çizgi yok evet biz sadece senin gömleğinden bahsediyorduk çünkü Bence

it looks a little bit like a newspaper stand

biraz gazete bayii gibi görünüyor, tamam

all right you mean now so it looks a little bit like a newspaper stand so

şimdi demek istediniz yani biraz gazete bayii gibi görünüyor, yani

that that's what mr. Steve was wearing last week oh by the way something I want

Mr. Steve geçen hafta giyiyordu oh bu arada,

to mention first of all can I say a big thank you to all my lovely patreon

her şeyden önce bahsetmek istediğim bir şey var, şimdi tüm sevgili patreon destekçilerime çok teşekkür ederim bayım

supporters now mr. Steve is going to be covered look at that by the lovely

. Steve şuna bakacak, sevimli

lovely patreon supporters we have some great supporters look at that so thank

sevimli patreon destekçileri tarafından bakılacak, buna bakan bazı harika destekçilerimiz var, bu yüzden

you very much - Myka - Oscar a pin oak ver also Tatiana Shunichi Petra Amur and

çok teşekkür ederim - Myka - Oscar a pin meşe ver ayrıca Tatiana Shunichi Petra Amur ve

also Michael and Oleg for your very kind donations every month on patreon and

ayrıca Michael ve Oleg, çok naziksiniz her ay patreon ve

over gate also you can make donations on PayPal as well we've had some very

over gate üzerinden bağışlar ayrıca PayPal üzerinden de bağış yapabilirsiniz YouTube'da

lovely donations to help our work continue here on YouTube and you can

çalışmalarımızın devam etmesine yardımcı olmak için çok güzel bağışlarımız oldu ve

catch us live every Sunday from 2 p.m. UK time and as you can see there you can

bizi her Pazar saat 14.00'ten itibaren canlı yakalayabilirsiniz. İngiltere zamanı ve orada görebileceğiniz gibi,

donate also at PayPal to help this continue because we spend a lot of time

bunun devam etmesine yardımcı olmak için PayPal'da da bağışta bulunabilirsiniz çünkü tüm bunları bir araya getirmek için çok zaman

and also a lot of money putting all of this together there is always something

ve çok para harcıyoruz, her zaman yapacak bir şeyler vardır,

to do isn't there certainly your time I mean look how your time has been spent

kesinlikle orada değil mi? Bu hafta zamanınızın nasıl geçtiğine bir bakın bayım

this week mr. Duncan I need I nearly killed myself this week you did

. Duncan ihtiyacım var bu hafta neredeyse kendimi öldürüyordum üzerine

fell over you've got a bad toe I fell over and I thought I had broken my toe

düştün ayak parmağın kötü

it's got a funny colour it's got a very strange color but fortunately I don't

think I've broken it but it's very painful

onu kırdım ama çok acı verici

quite painful indeed so I'm suffering today I had to give you mouth to toe

gerçekten çok acı verici bu yüzden bugün acı çekiyorum size ağızdan ayağa resüsitasyon vermek zorunda kaldım

resuscitation mr. Steve mr. Steve I don't know why he did it mr. Steve gave

bayım. steve bey Steve bunu neden yaptığını bilmiyorum bayım. Steve

my toe a suck I didn't he was sucking my toe he said it would make it better no I

ayak parmağımı emdi ben yapmadım o benim ayak parmağımı emiyormuş daha iyi olur dedi hayır

wasn't there's one thing I can't stand that's feet I've noticed that especially

dayanamadığım tek şey vardı ayaklar fark ettim ki özellikle çok

especially smelly one I never go near people's feet never what about you have

pis kokuyor yanına hiç yaklaşmadım insanların ayakları asla peki ya sen hiç bir şey

you ever broken anything have you ever broken any part of your body I've never

kırdın mı vücudunun herhangi bir yerini kırdın mı

ever in my life broken any part of my body

hayatımda hiç kırmadım vücudumun herhangi bir yerini kırmadım ahşaba dokun ahşaba dokun

touch wood touch wood oh thank you very much touch wood thank you sir you say

oh teşekkür ederim ahşaba dokun teşekkür ederim efendim diyorsun

that it's lucky so but you're touching my head what are you saying are you

şanslı yani ama kafama dokunuyorsun ne diyorsun

saying that my head is made of wood well that's what people traditionally say is

kafamın tahtadan yapıldığını mı söylüyorsun peki insanların geleneksel olarak söylediği şey

a joke isn't it touch wood and then they took somebody's head yes indicating that

tahtaya dokunmak değil mi şakadır ve sonra birinin kafasını aldılar evet

it's probably made of wood that's very nice but what about hearts have you

bunu belirterek muhtemelen tahtadan yapılmış bu çok güzel ama peki ya kalpler

broken any heart yes but any body parts have you ever broken your arm or your

herhangi bir kalbi kırdınız mı evet ama vücudunuzun herhangi bir uzvunu hiç kolunuzu veya bacağınızı kırdınız mı

leg I really fear that do you know why because I've heard that sometimes if you

gerçekten korkuyorum bunun nedenini biliyor musunuz çünkü bazen

break a limb like an arm or something sometimes the bone will break and then

bir uzvunuzu kırarsanız bunu duydum kol falan gibi bazen kemik kırılır ve sonra

it will come it will actually come out the skin if you have a bad accident I

gelir aslında kötü bir kaza geçirirsen deriden çıkar bence olur

think it believe it can yes I do not like that

inanır evet bundan hoşlanmadım o

so that's the that's the worst part also of course I would imagine if you break

yüzden bu da en kötü kısım tabii ki

your arm or your leg I would imagine it's very painful as well yes oh yeah

Kolunuzu veya bacağınızı kırarsanız, bunun da çok acı verici olduğunu hayal ederdim evet oh evet

some people have have very bad injuries and they don't feel that any pain

bazı insanlar çok kötü yaralar aldılar ve herhangi bir acı hissetmiyorlar

because your body goes into into shock oh okay and then but the pain comes

çünkü vücudunuz şoka giriyor oh tamam ve sonra ama ağrı

later when it when you suddenly realize what's happened in you in the hospital I

daha sonra gelir, aniden hastanede ne olduğunu anladığınızda,

think the pain hits quite often a bit later on but yes have you so you've

sanırım ağrı oldukça sık bir şekilde daha sonra ortaya çıkar, ama evet, yani hiç

never broken anything I have never broken any bones in my body now this

bir şey kırmadınız ben vücudumda hiç kemik kırmadım şimdi bu

week I thought save life mr. Duncan I thought this week

hafta hayat kurtar diye düşündüm mr. Duncan, bu hafta ayak

I had broken my toe but fortunately I haven't so Matt my my record of breaking

parmağımı kırdığımı sanıyordum ama neyse ki öyle kırmadım Matt,

bones in my body is still clear what about you I've broken my ankle ooh

vücudumdaki kemik kırma rekorum hala açık, peki ya sen ayak bileğimi

in a car accident oh yes you've mentioned the years ago you've mentioned

bir araba kazasında kırdım ooh evet bahsettin Yıllar önce, sanırım daha

that before I think I have yes well it was fractured oh and as a result of that

önce evet kırıldığımdan bahsetmiştin oh ve bunun bir sonucu olarak

I now have a bit of arthritis in the joint its 30-year 30 odd years later and

şimdi eklemimde biraz artritim var, 30 yıl 30 küsur yıl sonra ve

I find I can't run on it anymore isn't isn't a fracture the same as

yapamayacağımı görüyorum üzerinde koşmak artık bir kırılma değil, bir

breaking something well when you fracture it a break means that the bones

şeyi kırdığınızda iyice kırmakla aynı şey değil, kırılma, kemiklerin

actually separate well they just separate if it's a fracture then it

aslında iyi ayrıldığı anlamına gelir, sadece ayrılırlar, eğer bir kırıksa, o zaman

might it hasn't gone all the way across the bone or it might have done but the

tüm yolu geçmemiş olabilir kemik ya da yapmış olabilir ama

bones don't separate so it might be like a very deep crack yes in the bone so

kemikler ayrılmıyor bu yüzden çok derin bir çatlak gibi olabilir evet kemikte yani

anyway you let something shall we have a look at the live chat Yohan before we

her neyse bir şeye izin verin

get distracted by by something else mr. Steve wants to talk about hi Joan

başka bir şey dikkatimizi dağıtmadan Yohan'ın canlı sohbetine bir göz atalım mı Bay. Steve, bugün yine sürücü koltuğunda merhaba Joan Belarus hakkında konuşmak istiyor,

Belarus here in the driving seat again today they are you can see they are in

kontrolde olduklarını görebiliyorsunuz, bu

control so let's have a let's have a quick look let's catch up with what has

yüzden hadi hızlıca bir göz atalım, neler olup

been going on well what has been I heard you talking about drinking water Thank

bittiğini yakalayalım, neler olduğunu duydum. içme suyu hakkında

You G from ever saying that I look great

Harika göründüğümü söylediğim için teşekkür ederim G

Mavi says I've never broken any part of my body you are very lucky just like me

Mavi vücudumun hiçbir yerini kırmadığımı söylüyor sen de benim gibi çok şanslısın

hasn't it either so Martha's never broken any part of her body that that's

değil mi Martha da vücudunun hiçbir yerini kırmamış ki bu

very good anybody else has has anyone ever broken anything

çok iyi başka birinin herhangi bir şeyi kırdığı oldu

Tomic says he's broken his my no scooter I don't know what that is

Tomic scooter'ımı kırdığını söylüyor Menisküsümün ne olduğunu bilmiyorum

meniscus and I'm not sure I've torn my meniscus it's so ligament it sounds like

ve menisküsümü yırttığımdan emin değilim o kadar bağ ki kulağa

a ligament or a testing is there otama he's testing to see if what we know it

bir bağ gibi geliyor veya bir test var mı otama bildiğimiz şeyin

sounds like a ligament or a tendon yes probably it sounds like me

bir bağ mı yoksa tendon mu olduğunu test ediyor

mavey has had her heart broken a lot haven't we all yes that's the worst kind

evet

of breaking of all I mean you're

muhtemelen bana benziyor

heartbroken have you really had your heart broken mr. Steny times and I of

kalbin kırıldı mı gerçekten kalbin kırıldı mı bay. Steny kez ve tabii ki ben de yıllar içinde

course have broken many hearts myself over the years oh yes mr. Duncan well

birçok kalbi kırdım oh evet bayım. Duncan

just look at me you know one look and I just break people's hearts because I

bana bir bak, bir bakışını biliyorsun ve ben sadece insanların kalbini kırıyorum çünkü

have to say no I'm already spoken for I'm not interested in your advances and

hayır demek zorundayım, ben zaten konuşkanım, ilerlemelerinle ve

the course they keep on pursuing me but eventually they get broad and they

beni takip etmeye devam ettikleri rotayla ilgilenmiyorum ama sonunda genişliyorlar ve

probably I don't know what happens to them they probably die but you'd

muhtemelen onlara ne olduğunu bilmiyorum muhtemelen ölüyorlar ama

probably end up in a hospital or something with a broken heart rest on

muhtemelen bir hastaneye ya da kalbi kırık başka bir şeye,

tablets maybe a mental hospital I mean I can't help it it's just the way I am yes

tabletlere, belki bir akıl hastanesine, demek istediğim, elimde değil, bu benim yolum evet tamam öyle evet

okay that's what yeah that's what your mother says as well so once when I was

annen de öyle diyor ben

10 years old says Alberto I broke both my arms oh my it was painful good I do

10 yaşımdayken bir keresinde alberto iki kolumu da kırdım aman canım acıdı iyi hoşuma

not like that it all Alberto boat broke both his arms how how did you how do you

gitmedi hepsi alberto bot iki kolunu da kırdı nasıl oldu

manage to break both arms at Caracara des terres is talking about the body

Caracara des terres'de iki kolunu da kırmayı nasıl başarıyorsun vücudun

producing endorphins pain relieving chemicals at the body releases when

endorfinler üretmesinden bahsediyor,

you've had a serious injury to sort of stop you feeding pain I don't know where

ciddi bir yaralanma geçirdiğinde vücutta ağrı kesici kimyasallar salıyor, bir nevi acıyı beslemeni engelliyor,

that's gone but it was there somewhere I could do with some endorphins now really

bunun nereye gittiğini bilmiyorum ama orada bir yerdeydi biraz endorfinle yapabileceğim bir yer şimdi gerçekten orada

can I have some endorphin natural painkillers there great we could always

biraz endorfin doğal ağrı kesici alabilir miyim harika her zaman

test it out you were talking about tap water I heard you saying yes I mentioned

test edebiliriz musluk suyundan bahsediyordunuz evet dediğinizi duydum

it earlier because if you remember last week I was talking about our habit so we

daha önce bahsetmiştim çünkü hatırlarsanız geçen hafta alışkanlığımızdan bahsediyordu, bu yüzden bizim de

have a habit don't we of also buying water in bottles satury know says i

bir alışkanlığımız yok mu, şişelerde su satın alma alışkanlığımız yok mu?

drink tap water it's very good the bottles try to win you over

the tap water that by saying that that the tap water is undrinkable so some

bu yüzden bazı

people think you shouldn't drink water from the tap but here in the UK I think

insanlar musluktan su içmemeniz gerektiğini düşünüyor ama burada Birleşik Krallık'ta

our tap water is quite safe but but you and I have this habit now where we just

musluk suyumuzun oldukça güvenli olduğunu düşünüyorum ama sizin ve benim şu anda bir

buy lots and lots of bottles of water but because tap well tap water is safe

sürü şişe su aldığımız bir alışkanlığa sahibiz ama musluk iyi olduğu için musluk suyu

to drink but it doesn't taste very nice because you've always got that

içmek için güvenli ama tadı çok hoş değil çünkü ağızda her zaman

aftertaste of chlorine which we don't like so you've only got two ways around

klor tadı var ki bu bizim hoşumuza gitmiyor bu yüzden bunu aşmanın sadece iki yolu var tamam

that okay you either buy bottled water which definitely tastes a lot nicer than

ya şişelenmiş su alırsın ki bu kesinlikle tadı bir başkadır. musluk suyundan çok daha güzel

tap water or you buy a filter and like a like a Britax filter Britta I think

ya da bir filtre satın alırsınız ve Britax filtresi gibi bir Britta

they're called or other equivalents and then you filter the water to remove the

adı verilir veya başka eşdeğerleri vardır ve sonra kloru çıkarmak için suyu filtrelersiniz

chlorine another and other other chemicals that make the water taste

ve suyun tadını tatsız yapan başka ve diğer kimyasallar.

unpalatable but of course you know so you've got two choices there

tabii ki biliyorsunuz, yani orada iki seçeneğiniz var,

bottled water of course is supposed to be bad for the environment because

şişelenmiş suyun elbette çevre için kötü olması gerekiyor çünkü

you've got all these bottles plastic bottles have got to be disposed of and

tüm bu şişelere sahipsiniz, plastik şişelerin atılması gerekiyor ve

just carrying them I would think just transporting them to the supermarket

sadece onları taşımak bence sadece onları taşımak süpermarket

must be credibly costly in terms of fuel yes but all of this is about health or

yakıt açısından inanılmaz derecede pahalı olmalı evet ama bunların hepsi sağlıkla ilgili ya da öyle

isn't it so so when when you think about your health quite often the environment

değil mi, sağlığınızı düşündüğünüzde çevre

becomes becomes less of a priority yes so I think that's the thing to bear in

daha az öncelikli hale geliyor evet bu yüzden bence yapılması gereken bu

mind so you've note I've noticed this a lot when humans start talking about

Bunu çokça fark ettim, insanlar sağlıkları hakkında konuşmaya başladıklarında

their health sometimes you think well maybe having bottled water is better for

bazen siz iyi düşünün, belki şişelenmiş su sizin için daha iyidir,

you but of course bottled water comes in plastic bottles which as we all know now

ama tabii ki şişelenmiş su plastik şişelerde gelir ki artık hepimizin bildiği gibi plastik şişelerde gelir.

isn't good for the environment someone's already pointed out as well that the

çevre için iyi değil birisinin zaten işaret ettiği gibi,

study is discovered that bottled water does contain small particles of plastic

çalışmanın şişelenmiş suyun küçük plastik parçacıkları içerdiği keşfedildi,

yes so you're consuming you're getting rid

evet yani tüketiyorsunuz,

of the chlorine and other things but then you're substituting that with

klor ve diğer şeylerden kurtuluyorsunuz ama sonra bunu değiştiriyorsunuz

plastic from the bottle what I think also is that gonna be good for you well

şişedeki plastikle, bunun senin için iyi olacağını düşünüyorum,

I think is maybe if you get the cheaper water or maybe if it's been bottled very

belki daha ucuza su alırsan ya da belki çok

cheaply so maybe the plastic isn't as good as far as the quality yes but but

ucuza şişelenirse, bu yüzden plastik kalitesi kadar iyi olmayabilir evet ama

to be honest I don't say I've got some tap water here today so I'm being very

dürüst olmak gerekirse, bugün burada biraz musluk suyum olduğunu söylemiyorum, bu yüzden çok

brave this is actually some British tap water straight from the sea we use do we

cesur davranıyorum, bu aslında kullandığımız doğrudan denizden gelen İngiliz musluk suyu,

used to filter the water with one of these Brita filters straight from the

suyu bunlardan biriyle filtreler miydik? Brita doğrudan musluktan filtreler

tap and I think I'm gonna go back to that but then you don't know what's what

ve sanırım buna geri döneceğim ama o zaman

the filter is putting into the water either so probably tap water is probably

filtrenin suya ne koyduğunu da bilmiyorsunuz, bu yüzden muhtemelen musluk suyu muhtemelen en

the safest yes anyway I don't like it in the you I don't wanna get too confused

güvenlisidir evet zaten hoşuma gitmedi sende kafamı çok fazla karıştırmak istemiyorum bu

so we're just talking about tap water or bottled water so that's at those two

yüzden sadece musluk suyu veya şişelenmiş sudan bahsediyoruz yani bu iki

things rain water I remember like rain water

şey yağmur suyu hatırlıyorum yağmur suyu

and drink that has probably very good for you

ve muhtemelen sizin için çok iyi olan içecek gibi

I would imagine so but again that's not in a bottle itself but I remember in

hayal ediyorum ama yine bu bir şişenin içinde değil ama hatırlıyorum

China when I lived in China they always suggested that you didn't drink the tap

Çin'de ben Çin'de yaşarken hep musluk suyunu içmemenizi önerirlerdi, bu yüzden

water so they had tap water but apparently wasn't completely pure so I

musluk suyu vardı ama görünüşe göre tamamen saf değillerdi, bu yüzden

think when the the water was being filtered I think it wasn't 100% clean so

sanırım su akarken filtrelenmiş %100 temiz olmadığını düşünüyorum bu yüzden yurt dışına giderken

I always boiled the water well for us going abroad because we've got very

suyu hep iyi kaynattım çünkü çok

clean water yes Pedro you can ask me a question you

temiz suyumuz var evet Pedro bana soru sorabilirsin

can of course you can you can always ask anything this is what this is all about

tabii ki sorabilirsin her zaman istediğin her şeyi sorabilirsin bu tüm bunların ne hakkında olduğunu

so I'll ask away but yes what they would say whenever we use to go abroad on

soracağım ama evet ne zaman yurt dışına

holiday virtually virtually every country you're always advised never to

tatile gitsek ne derler hemen hemen her ülkede size her zaman

drink the tap water in other countries because it's probably eat either it's

diğer ülkelerdeki musluk suyunu asla içmemeniz tavsiye edilir çünkü muhtemelen yemek ya da

not as pure as you as bought in the UK or it might be but there might be

değil Birleşik Krallık'ta satın aldığınız kadar saf veya olabilir ama

different contaminants in there that your body's not used to but generally

içinde vücudunuzun alışık olmadığı farklı kirletici maddeler olabilir, ancak genellikle yurt

when we go abroad we're always advised not to drink out of the tap particularly

dışına gittiğimizde her zaman musluktan içmememiz tavsiye edilir, özellikle de böyle biriyse.

if it's somebody like Greece or Spain but certainly if we go to the I think I

Yunanistan ya da İspanya ama kesinlikle gidersek, sanırım

don't know if France is alright but anywhere on you in Europe you go on

Fransa iyi mi bilmiyorum ama Avrupa'da herhangi bir yere

holiday where we're never advised to drink the water I'm looking now Albertus

tatile gidiyorsunuz, bize asla su içmemiz tavsiye edilmiyor, şimdi bakıyorum Albertus

says drinking water from the tap is not recommended here in gran canaria right

su içiyor diyor musluktan su içmek burada gran canaria'da önerilmez,

at least not in the main city probably in the countryside it's no problem so

en azından ana şehirde değil, muhtemelen kırsalda sorun değil, o kadar iyi

well do you drink Alberto if you don't drink the tap water what do you drink do

Alberto içer misin, musluk suyunu içmiyorsan ne içersin,

you I won't presumably you could boil the

içmeyeceğim muhtemelen suyu kaynatabilirsiniz

water and I mean in America there's been all sorts of scandals with water being

ve demek istediğim, Amerika'da suyun

contaminated with with aluminium and things like

alüminyumla kirlendiği ve

because they they dump too much there was one firm there was a scandal in

çok fazla boşalttıkları için bir şirket vardı Amerika'da bir skandal vardı ve

America where this whole town hundreds of thousands of people have been

tüm bu kasaba yüz binlerce kişiydi. İnsanların oranı musluk suyuna

poisoned by contaminants going into the tap water as I understand that still an

giren kirletici maddeler tarafından zehirlendi, çünkü hala

ongoing situation I know I know where you're talking about it's a place called

devam eden bir durum olduğunu biliyorum Nereden bahsettiğinizi biliyorum Flint adında bir yer Amerika Birleşik Devletleri'nde

Flint they say Flint in Michigan in the United States and their water is all

Michigan'da Flint diyorlar ve sularının tamamı

contaminated as I understand it it's also the impurities are things like also

kirli anladığım kadarıyla safsızlıklar da pas kimyasalları gibi şeyler sızan şeyler

rust chemicals things that have seeped yes seeped I love that word if something

evet sızan şeyler Bu kelimeyi seviyorum, eğer bir şey

seeps it means it moves slowly through something so so all of the chemicals all

sızarsa bu onun bir şeyin içinde yavaş hareket ettiği anlamına gelir, yani tüm kimyasallar

of the bad stuff will seep it's a great word that Alberta buys what bottled

tüm kötü şeyler sızacak bu harika Alberta'nın süpermarketten aldığı şişe suyu satın aldığı,

water from the supermarket so yes you could boil it but of course that's going

yani evet kaynatabileceğiniz ama soğumasını beklemeniz gerekeceğinden tabii ki

to be a bit time-consuming you've got to wait for it to cool down but it might

biraz zaman alacağı söyleniyor ama size geri

not be that it's got back to you bacteria in the water it might not it

gelmemiş olabilir. sudaki bakteriler olmayabilir,

might be that there's other chemical pollutants in there that heavy metals or

orada ağır metaller veya

like lead or I mean you've got to be careful with tap water anyway because if

kurşun gibi başka kimyasal kirleticiler olabilir veya demek istediğim, yine de musluk suyuna dikkat etmelisiniz çünkü

your pipes are made of lead which they don't tend to be here in the UK anymore

borularınız kurşundan yapılmışsa, ki yapmazlar. Artık Birleşik Krallık'ta olma eğilimindeler,

but if you live in an old property you might have a lead pipe and the lead

ancak eski bir mülkte yaşıyorsanız, bir kurşun borunuz olabilir ve

soldiering in the copper pipes you you've got to first thing in the morning

bakır borularda kurşun asker olabilir, sabah ilk iş yapmanız gereken

you've got to flush the tap out for a period of time to get rid of all the

musluğu boşaltmanız gerekir. bir süreliğine tüm bunlardan kurtulmak için

otherwise you'll be drinking water that's got metal in it from the pipes I

yoksa içinde metal olan suyu borulardan içiyor olacaksın

think we're gonna go back I've decided we're going to go back to filtering the

sanırım geri döneceğiz suyu süzmeye geri dönmeye karar verdim

water with a Brita filter yes there are of course there are other filters

bir Brita filtresi evet elbette var piyasada başka filtreler de var.

available on the market well i'm britta paying is well no no one pays us we

don't we don't get any sponsorship from anyone I know we should do I don't know

why we don't we can we can promote products there are many of there

neden bilmiyoruz ürünlerin tanıtımını yapabiliriz çok var seksi

there are many reasons why one we're not sexy that's I think that's the main

olmamamız için birçok sebep var bence asıl

reason if we if we were very sexy so maybe if we were we were very sexy

sebep bu eğer çok seksi olsaydık belki öyle olsaydık çok seksi

ladies there may be lots of companies would want us just to be sponsored so

hanımlar olabilir bir sürü şirket sadece sponsor olmamızı isterdi bu yüzden

they would want their products to appear but we're not very sexy mr. Steve even

ürünlerinin görünmesini isterlerdi ama biz çok seksi değiliz bayım. Steve

though I'll speak for yourself even though Steve thinks he's like some some

kendi adına konuşsam da Steve onun bir tür parti hayvanı gibi olduğunu düşünmesine rağmen

party animal he isn't Pedro has asked a question

Pedro bir soru sordu

thank you for the question Pedro okay and Pedro is asking why don't we do that

soru için teşekkür ederim Pedro tamam ve Pedro neden o küçük noktayı yapmıyoruz diye soruyor.

little spot at the beginning when I am in a different country laziness well

farklı bir ülkedeyken başlıyorum tembellik pekâlâ

well Pedro said maybe we didn't have enough time which would have been

Pedro dedi ki belki yeterli zamanımız yoktu ki bu

slightly better answer than laziness well I thought today I say to mr. Duncan

tembellikten biraz daha iyi bir cevap olurdu diye düşündüm bugün Bay'a söylüyorum. Duncan

every week shall we do that again mr. Duncan says we haven't got time I

her hafta bunu tekrar yapalım mı bayım? Duncan zamanımız olmadığını söylüyor benim zamanım

haven't got time today you're out in the garden today we did run out yeah but if

yok bugün bahçedesin bugün tükendik evet ama bunu yapacağımızı

you said we were going to do that I would have prepared something you would

söyleseydin ben bir şeyler hazırlardım sen yaparsın

yes we're going to bring I want to do that again mr. Duncan mr. mr. Duncan

evet gidiyoruz getirmek için tekrar yapmak istiyorum bay. Duncan bey Bay. Duncan

I want to be in another country telling people about different cultures yes this

Başka bir ülkede insanlara farklı kültürlerden bahsetmek istiyorum evet bu

is right bringing it back next week this is what Steve was doing today just

doğru onu gelecek hafta geri getirmek Steve'in bugün

before we started the livestream he was in the garden there you are Steve yeah

biz canlı yayına başlamadan hemen önce yaptığı şey buydu o bahçedeydi orada siz Steve'siniz evet bayım

mr. Steve is trimming his bushes mr. Steve likes to trim his Bush quite often

. Steve çalılarını düzeltiyor bayım. Steve çalılarını oldukça sık düzeltmeyi sever

and there he is looking very surprised there well I didn't know you you've got

ve orada çok şaşırmış görünüyor

to be careful with mr. Duncan you don't know what when he's got his camera out

Bay'a karşı dikkatli olmanız gerektiğini bilmiyordum. Duncan ne olduğunu bilmiyorsun, kamerasını çıkarıp bir

and filming something he's always got his camera so you've got to be you've

şey çekerken her zaman kamerası var, bu yüzden sen olmalısın, her zaman bizim

always got to think our perhaps what I'm doing now is it being filmed yes I I

belki de şu anda yaptığım şey filme çekiliyor evet ben

like to sneak up behind mr. Steve there we go I thought I thought I'd do that so

seviyorum Bay'ın arkasına gizlice girmek Steve işte başlıyoruz Bunu yapmayı düşündüm, bu yüzden

you have to be honest Sunday I don't get much time to do any gardening because

dürüst olmalısın Pazar günü bahçe işleri yapmak için fazla zamanım olmuyor çünkü

I've got to prepare the woods yeah and then in the winter of course it's dark

ormanı hazırlamam gerekiyor evet ve sonra kışın tabii ki karanlık

by the time we finished so I know that's one thing that I'm still getting used to

Bitirdiğimizde, bu hala alışmaya çalıştığım bir şey biliyorum, hava

it gets dark so early now oh my goodness at four o'clock it's already dark I

çok erken hava kararıyor, aman tanrım, saat dörtte, hava çoktan kararmış, hoşuma

don't like it oh I wonder what you're going to do then Steve were you going to

gitmedi, oh, merak ediyorum ne yapıyorsun? o zaman Steve bir

do something we're going to chop your head off then with the shears see look

şey mi yapacaktın kafanı keseceğiz o zaman makaslarla bak şuna bak bu

at that that's a professional at work steady

iş yerinde bir profesyonel sabit

you're a bit mad there you're okay I don't want to get rid of that Ivy

biraz kızgınsın orada iyisin ben istemiyorum şu sarmaşıktan kurtul o sarmaşık

that's ivy that plant I'm gonna get rid of it it's just creeping into everywhere

o bitkiden kurtulacağım ondan kurtulacağım her yere sızıyor

destroying the brickwork you don't like ivy do you know you find it very

tuğlaları mahvediyor sarmaşıktan hoşlanmıyorsun biliyor musun onu çok

annoying very annoying very annoying everybody creeps around and it just gets

sinir bozucu buluyorsun çok sinir bozucu çok sinir bozucu herkes sürünüyor ve öylece oluyor

everywhere and it becomes it becomes a real pain and a net yeah Steve doesn't

her yerde ve bu gerçek bir acı ve ağ haline geliyor evet Steve

like ivy whatsoever no no you want it all to go that's it

sarmaşıktan hiç hoşlanmıyor hayır hayır herşeyin gitmesini istiyorsun bu sarmaşıkla vedalaşın

say goodbye to ivy so quite professional they're my my wrist action there mr.

o kadar profesyonel ki onlar benim bilek hareketim orada bayım.

Duncan you have very good wrist action I do I always had powerful fingers really

Duncan, çok iyi bir bilek hareketin var, her zaman güçlü parmaklarım oldu, gerçekten

there's no answer to that so this they were Steve in the garden this morning

buna bir cevap yok, bu yüzden bu, bu sabah bahçede Steve'di,

live-chat is very busy those do you see those leaves there no back to that again

canlı sohbet çok meşgul, oradaki yaprakları görüyor musunuz, bunun tekrar dönüşü yok

mr. Duncan go back to what the shot you were just showing that I thought sure I

bay. Duncan az önce gösterdiğin çekime geri dönebilir ki gösteremeyeceğimden emin olduğumu düşündüm

can't show it now we're getting leaves coming into our garden I'm quite annoyed

şimdi bahçemize yapraklar geliyor

about it from next doors tree okay because of the prevailing winds they all

bu konuda oldukça rahatsızım komşunun ağacından tamam hakim rüzgarlar yüzünden hepsi

blow into our garden because they've got this giant tree right in the corner of

bahçemize üfleyin çünkü bahçelerinin hemen köşesinde bu dev ağaç var

their garden and we get all we get in ninety percent of all the leaves okay

ve biz tüm yaprakların yüzde doksanını

from the silver birch tree so if you're watching next door this yeah ug garden

gümüş huş ağacından alıyoruz, bu yüzden yan komşuyu izliyorsanız bu evet ug bahçe

vacuum cleaner come round and clean them but from our gun we get we get it Steve

elektrik süpürgesi gelip onları temizle ama silahımızdan anlıyoruz onu anlıyoruz Steve

but but that's not a very good way of getting along with the neighbors by

ama bu canlı yayında komşulardan şikayet ederek onlarla anlaşmanın pek iyi bir yolu değil

complaining about them on your live stream I'm going to be honest I won't

Dürüst olacağım yapmayacağım

say which side they are but you've got a big silver birch tree you moved in about

hangi tarafta olduklarını söyleyin ama yaklaşık bir buçuk yıl önce taşındığınız büyük bir huş ağacınız var

a year and a half ago about a year ago and you've got an annoying garden vacuum

ve onu çok canlı yapan can sıkıcı bir bahçe süpürgeniz var.

that makes it very live noise sounds like a helicopter going overhead okay

tamam

that's very good we received something nice this week what was that mr. ding we

bu çok iyi bu hafta güzel bir şey aldık o neydi bay Aldığımız ding

received remember tsukete last week sue cat mentioned her garden I've actually

geçen hafta tsukete'yi hatırla sue cat bahçesinden bahsetmişti aslında çok

got lovely pictures so this is just one of them but sue cat sent lots of

güzel resimlerim var yani bu sadece bir tanesi ama sue cat

photographs of her garden so I will just put this in front of the camera I hope

bahçesinin bir sürü fotoğrafını gönderdi o yüzden bunu kameranın önüne koyacağım umarım

this works so we will see how well that works so here is another picture of sue

bu çalışıyor, bu yüzden ne kadar işe yaradığını göreceğiz, işte sue cats bahçesinin başka bir resmi

cats garden and there it is look at that isn't that beautiful so there it is sue

ve işte şuna bakın, bu o kadar da güzel değil, bu yüzden işte sue

cats garden looking very amazed I love that I I'm

cats bahçesi çok şaşırmış görünüyor seviyorum bunu yapabilirim

can I just say I'm a little bit just a little bit jealous of soo cats garden

yapabilirim soo kediler bahçesini biraz kıskandım deyin

we're still waiting for the invite yes that is beautiful I look I love a garden

hala davet bekliyoruz evet bu güzel bence çok ağaçlı bir bahçeyi seviyorum

that has lots of trees and that's one of the reasons why I like our garden

ve bahçemizi sevmemin nedenlerinden biri de bu

because we have quite a few trees but but the trees in our garden are not as

çünkü epeyce ağacımız var ama bahçemizdeki ağaçlar

impressive as the trees in soo Capps garden so thank you very much and we

soo Capps bahçesindeki ağaçlar kadar etkileyici değil o yüzden çok teşekkür ederim

will take a look at the photographs later

fotoğraflara sonra bakarız kusura

excuse me mr. Duncan oh I think I've got some some leaf mold inside my nose

bakmayın bey. Duncan oh, sanırım burnumun içinde biraz yaprak küfü var, bir

something is getting up Steve's nose I want I want to sue cats obviously got a

şey Steve'in burnuna kalkıyor, dava açmak istiyorum, kedilerin bir

garden there were quite a lot of land yeah which is you know I secretly want a

bahçesi var, orada oldukça fazla arazi vardı, evet, hangisini biliyorsun, gizlice

house with a lot of a lot of land I do one day mr. Duncan when you're rich and

onunla bir ev istiyorum Bir gün bir sürü arazi yaparım bay. Duncan sen zengin ve ünlü olduğunda

famous I am neither of those things just just

ben bunlardan hiçbiri değilim sırf

to show you how how famous I am not someone has taken me off the Wikipedia

sana ne kadar ünlü olduğumu göstermek için biri beni Vikipedi sayfasından

page yes for much Wenlock someone has removed me and I have a feeling I know

almadı Vikipedi'de düzenleme haklarına sahip

who it is I think it's another English teacher who has editing rights on

başka bir İngilizce öğretmeni olduğunu düşünüyorum,

Wikipedia so if there is someone watching at the moment could you please

bu nedenle şu anda izleyen biri varsa lütfen

put me back could you put me back on Wikipedia because I am a well-known

beni geri koyabilir misiniz, beni Wikipedia'ya geri koyabilir misiniz, çünkü ben

person here in Much Wenlock and someone has removed me this is this is headline

burada, Much Wenlock'ta tanınmış bir kişiyim ve birileri beni kaldırdı bu, manşet

news this is this is big big big stuff this is big big sister Duncan has been

haberi bu, bu büyük büyük büyük şey bu abla Duncan,

removed from the Wikipedia page in Much Wenlock terrible somebody has spitefully

Much Wenlock'taki Wikipedia sayfasından kaldırıldı korkunç biri

removed him yes somebody put him in there yes and then somebody else has

onu kinci bir şekilde kaldırdı evet biri onu oraya koydu evet ve sonra başka biri kaldırdı kin

gone in in spitefully removed him so please anybody there don't have to be a

güderek onu kaldırdı, bu yüzden lütfen kimse ılımlı olmak zorunda değil, moderatör

moderate you have to be not not a moderator you have to have editing

olmak zorunda değil, düzenleme

rights so you can you can authorize the publication of something on Wikipedia so

haklarına sahip olmalısınız, böylece Vikipedi'de bir şeyin yayınlanmasına izin verebilirsiniz, böylece ne

so when out there could you please put me back on the Much Wenlock Wikipedia

zaman olursa olsun lütfen beni Much Wenlock Vikipedi sayfasına geri koyun

page I was there and what did it say about you it says I

Oradaydım ve sizin hakkınızda ne dedi, ben

am a well-known YouTube English teacher yes and under I and I live in much

tanınmış bir YouTube İngilizce öğretmeniyim diyor evet ve altımda kayda

Wenlock as a notable person yes we somebody was very spiteful and removed

değer bir kişi olarak çok Wenlock'ta yaşıyorum evet biz birisiydik çok kinci ve

you yes and we don't know it is because they've remained anonymous but I think I

seni uzaklaştırdı evet ve bunun sebebi anonim kaldıkları için ama sanırım kim olduğunu biliyorum

know who it is I think it might be an English teacher yes someone else I tell

İngilizce öğretmeni olabilir evet başka biri

you something there is nothing worse than English

sana bir şey söylüyorum İngilizce öğretmenlerinden daha kötü bir şey yoktur

teachers or teachers in general for being nasty to each other so never never

ya da genel olarak öğretmenler birbirlerine karşı kötü davrandıkları için, bu yüzden asla

imagine that teachers are all the best friends and they're all together having

öğretmenlerin hepsinin en iyi arkadaş olduğunu ve hep birlikte

a great time quite often teachers can be really nasty I remember when I was in

harika vakit geçirdiklerini hayal etmeyin, çoğu zaman öğretmenler gerçekten kötü olabiliyor

China and they chose me to be the judge in the local English contest and there

Çin'deyken beni seçtiklerini hatırlıyorum. yerel İngilizce yarışmasında jüri olmak ve

was this woman from the United States and she was going crazy she was shouting

Amerika Birleşik Devletleri'nden bir kadın vardı ve deliriyordu, bağırıp

and screaming saying how dare are they they give that English guy how dare they

çağırıyordu, nasıl cüretle o İngiliz adama

let him be the judge I want to be in the judge I'm American

benim olmak istediğim yargıç olmasına izin veriyorlar diye bağırıyordu. yargıç, ben Amerikalıyım,

how dare you I bet it's an American English teachers removed you I think it

ne cüretle bahse girerim ki bu bir Amerikalıdır, İngilizce öğretmenleri sizi kaldırdılar, muhtemelen öyledir, bu yüzden

probably is so we're gonna keep mentioning this aren't we I'm gonna

bundan bahsetmeye devam edeceğiz, değil mi

mention that you're back on Wikipedia bring where you deserve yes bring mr.

Wikipedia'ya geri döndüğünüzden bahsedeceğim, nereye getirirseniz getirin hak evet getirmek mr.

Duncan back to Wikipedia bring mr. Duncan back to Wikipedia / Tim back on

Duncan, Wikipedia'ya geri dönerek Mr. Duncan Wikipedia'ya geri döndü / Tim,

the Much Wenlock page yes because you are a notable person in this area nobody

Much Wenlock sayfasına geri döndü evet çünkü sen bu alanda dikkate değer bir kişisin

else nobody else probably in in the whole country well nobody's done this

done what you've done for that for English and in the whole of the UK 12

İngiltere'den 12

years 12 years I don't think there's any other hardly any other English teachers

yıl 12 yıl İngiltere'den neredeyse hiç başka İngilizce öğretmeni olduğunu sanmıyorum

any right from England no and you've been doing it for 12 years you deserve

hayır ve bunu 12 yıldır yapıyorsun

to have an entry in Wikipedia I think so on the Much Wenlock page because that's

Wikipedia'ya bir giriş yapmayı hak ediyorsun Bence Much Wenlock'ta öyle sayfa çünkü

where I live and lots of people know who I am

yaşadığım yer orası ve birçok insan kim olduğumu biliyor,

whoever it is well anyway please put mr. Duncan back somebody yeah we can't you

neyse, lütfen bay koyun. Duncan birine destek evet biz yapamayız bunu kendin yapamazsın başka

can't do it yourself nobody else has to do it you can't put

kimse yapmak zorunda değildir

your own post that mentions yourself on Wikipedia it's not allowed so I need

kendinden bahseden kendi gönderini Vikipedi'ye koyamazsın buna izin verilmiyor bu yüzden

some with editing rights so a person who has

düzenleme haklarına sahip bazılarına ihtiyacım var yani bir kişi

a lot of points it's very complicated but yes I think so Alberto says oh yes

pek çok nokta çok karmaşık ama evet bence öyle Alberto diyor ki oh evet

Thank You Alberto for agreeing Alberto says I think you must be in much Wenlock

Kabul ettiğin için teşekkürler Alberto Alberto diyor ki bu güzel yerle ilgili

Wikipedia after all your work and publicity about this beautiful place I

onca çalışmandan ve tanıtımından sonra Wenlock Vikipedi'de epey yer almış olmalısın Ben

know exactly I think so I there are thousands and thousands of people around

tam olarak biliyorum sanırım bu yüzden varım dünya çapında binlerce ve binlerce insan benim sayemde

the world that know about Much Wenlock because of me and how many people have

Wenlock hakkında çok şey biliyor ve kaç kişi

visited because they've probably yes I mean how many people have lots of people

ziyaret etti çünkü muhtemelen evet, yani bizi izleyen çok sayıda insan

who watch us have said that when they come to England they're gonna visit Much

İngiltere'ye geldiklerinde ' Much

Wenlock so you'll bring bringing money to the area you know what I think I

Wenlock'u ziyaret edeceksin, böylece bölgeye para getireceksin, ne düşündüğümü biliyorsun, büyük sözlüğümü elimde tutan benim

think there should be a statue in the square of me holding holding holding my

meydanımda bir heykel olmalı,

big dictionary in my hand so you're going too far I've got my I've got my

bu yüzden çok ileri gidiyorsun ben'

hand stretched out and in my hand there is a big dictionary so that's what there

Elimi uzattım ve elimde büyük bir sözlük var yani olması gereken bu

should be there should be a statue and I've got my hand on my hip like that man

bir heykel olmalı ve elim belimde o adam gibi ben

I'm I'm looking in the dictionary like this so this is what I want my statue to

sözlüğe bu şekilde bakıyorum, yani heykelimin böyle

look like you don't normally get statues while you're alive oh I see so that's

görünmesini istiyorum, hayattayken normalde heykel alamıyorsun oh anlıyorum, bu

not true because but most salla most salla the football player he's got a

doğru değil çünkü ama en salla en salla futbolcunun bir

statue and also Ronaldo Ronaldo Ronaldo Ronaldo I don't know how you pronounce

heykeli var ve ayrıca ronaldo ronaldo ronaldo ronaldo adını nasıl telaffuz ediyorsunuz bilmiyorum

his name but he's a footballer he's got a statue he's born he's still alive so

ama o bir futbolcu bir heykeli var doğduğunda hala yaşıyor yani

if footballers can have a statue I'm sure an English teacher exactly who has

futbolcuların bir heykeli olabiliyorsa eminim tam olarak dünyaya hizmet etmiş bir ingilizce öğretmenidir

served the world for the past 12 years can have a little statue yeah but it's

geçmiş 12 yılda küçük bir heykel olabilir evet ama

not fun it's not for you to brag about yourself you know sort of others to

eğlenceli değil kendinle övünmek sana göre değil yorum yapacak başkaları olduğunu biliyorsun

comment and then propose something like a statues let's just for now let's just

go for the Wikipedia entry so please you know and then maybe in another 12 years

ve sonra belki 12 yıl sonra

we can work up to a statue okay I love with small steps mr. Duncan okay

bir heykele kadar çalışabiliriz tamam mı küçük adımlarla seviyorum bayım. Duncan tamam,

so no statues one step at a time okay no statue so please if someone has

heykel yok, her seferinde bir adım tamam, heykel yok, bu yüzden lütfen birisinin

Wikipedia publishing right it's and you can approve it put me back

Vikipedi'yi yayınlama hakkı varsa ve bunu onaylayabilirseniz, beni tekrar

on the Much Wenlock Wikipedia page because I think a rival English teacher

Much Wenlock Wikipedia sayfasına koyun çünkü rakip bir İngilizce öğretmeninin

has taken me off I think so okay I get a lot of fat I used to get a lot of hate

beni çıkardığını düşünüyorum. tamam çok kilo alıyorum Çin'deyken çok nefret alıyordum

when I was in China all the English teachers hated me because I got so much

tüm İngilizce öğretmenleri benden nefret ediyordu çünkü

attention from other schools and the TV stations and in everyone they were very

diğer okullardan ve televizyon kanallarından çok fazla ilgi görüyordum ve herkes

jealous of me so back to the live chat yes oh it looks very quick a lot of heat

beni çok kıskanıyordu. canlı sohbete evet oh çok hızlı görünüyor çok hararetli bir

a lot of people agree yes and thank you for everybody saying bless you too my

çok insan aynı fikirde evet ve hepinizi korusun diyen herkese teşekkür ederim

sneeze oh yes mr. Steve did sneeze I did so thank you very much for everyone who

hapşırığım oh evet bayım. Steve hapşırdı, ben de hapşırdım, Bay'ı kutsayan herkese çok teşekkür ederim

blessed mr. Steve apparently mr. Steve well according to mr. Steve he is very

. Steve görünüşe göre Bay. Bay Steve'e göre iyi. Steve o çok

well blessed I don't know what that means the envy will get them to blow up

kutsanmış Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum kıskançlık onları havaya uçuracak

yes they will become very angry I know Envy is a terrible emotion yeah it is it

evet çok kızacaklar Kıskançlık korkunç bir duygu biliyorum evet bu

is destructive well if you think if we if we think you if you do know who it is

yıkıcıdır peki eğer düşünürseniz biz düşünürsek kim olduğunu biliyorsan

maybe we can see if wherever they live that they have themselves with a place

belki nerede yaşıyorlarsa Vikipedi'de kendilerine ait bir yerleri olup olmadığını görebiliriz

in Wikipedian we can have them removed yeah it wouldn't be so petty no I

onları kaldırabiliriz evet bu o kadar küçük olmazdı hayır ben

wouldn't be so petty I wouldn't do that that's terrible a spite first orrible

o kadar küçük olmazdım yapmazdım bunu yap bu korkunç bir küstahlık yapılacak ilk kötü

thing to do I wish I wouldn't I wouldn't lower myself to their level I wouldn't

şey Keşke yapmazdım Kendimi onların seviyesine indirmezdim Teşekkür etmezdim

thank you Alex Thank You Carrodus everyone's here today also tan Yu Yin

Alex Teşekkürler Carrodus bugün herkes burada ayrıca tan Yu Yin

also satury know and also Julie oh hello Julie I didn't see you I'm sorry I did I

ayrıca satury biliyorum ve ayrıca Julie oh merhaba Julie seni görmedim üzgünüm gördüm

didn't mean to ignore you and I'm very sorry about that so and yes who removed

seni görmezden gelmek istemedim ve bunun için çok üzgünüm bu yüzden ve evet

you from Wikipedia they must be very jealous Thank You gf Brum for that I I

seni Wikipedia'dan kim çıkardı çok kıskanmış olmalılar bunun için teşekkürler gf Brum ben ben

haven't seen Jeff today I wonder where's Jeff where is Jeff only

Bugün Jeff'i görmedim Acaba Jeff nerede Jeff nerede

saying I was only saying this morning Jeff's always on you know I think he

Sadece bu sabah söylüyorum Jeff her zaman senin peşindeydi biliyorsun bence o

must be tired because it's been been very busy in the United States this week

yorgun olmalı çünkü bu hafta Amerika Birleşik Devletleri'nde çok meşguldü çünkü

it has that's because we had the midterm elections

öyle oldu çünkü biz ara seçimler

our Berto says that envy is the national sport in Spain is it yes really I

Berto'muz kıskançlığın İspanya'daki ulusal spor olduğunu söylüyor evet gerçekten

couldn't possibly comment on that and I wouldn't like to either so I believe

bu konuda yorum yapmam mümkün değil ve ben de yapmak istemem bu yüzden inanıyorum ki

Steve you have some words to show us today and the words are dedicated to our

Steve bugün bize gösterecek bazı sözleriniz var ve bu sözler

lovely feathery friends are the birds the birds the birds the bird was a film

sevimli tüylü dostlarımıza adanmıştır kuşlar kuşlar kuşlar kuş

by Alfred Hitchcock yeah called the birds I think it was probably probably

Alfred Hitchcock'un bir filmiydi evet kuşlar denirdi sanırım muhtemelen

made in the 1960s just called the birds one of the scariest films I've ever seen

1960'larda yapılmıştır sadece kuşlar denir şimdiye kadar gördüğüm en korkunç filmlerden biri

I thought it was older than that it could rather I think 1950s I think it

ben 1950'ler olduğunu düşünüyorum,

was the late fifties if I'm not mistaken but it's very scary film and I saw a

yanılmıyorsam ellili yılların sonlarıydı ama çok korkutucu bir film ve bir versiyonunu gördüm, şimdi

version that they they actually tend to cut some of the frightening bits from it

ondan bazı korkutucu kısımları kesme eğilimindeler.

now when you see it but I saw an uncut version many years ago and it was

gördüğünüzde ama ben yıllar önce kesilmemiş bir versiyonunu gördüm ve

incredibly frightening I found it very scary probably wouldn't be scary now but

inanılmaz derecede korkutucuydu çok korkutucu buldum muhtemelen şimdi korkutucu olmazdı ama

I think I watched it probably thirty years ago I've never seen anyone

sanırım muhtemelen otuz yıl önce izledim

attacked by Birds ever so I think but what what like like a hundred birds will

Birds tarafından saldırıya uğrayan birini hiç görmedim yani düşünüyorum ama 100 kuş falan

attack one person I don't think so birds are very friendly they don't do

bir kişiye saldıracak gibi ne zannetmiyorum yani kuşlar çok cana yakınlar öyle

things like that so you have some phrases some words yes is here look he

şeyler yapmazlar yani bazı cümleler var bazı kelimeler evet burada bak

said he's been hiding hiding in plain sight oh I see this Jeff just to prove

dedi saklanıyor saklanıyor herkesin gözü önünde oh bunu Jeff'i görüyorum sırf bunu kanıtlamak için

it Jeff is now on the live chat oh thank you Jeff I I wasn't sure where you were

Jeff şu an canlı sohbette oh teşekkürler Jeff I Nerede olduğundan emin değildim

1963 tsutsu cat says somebody I said late 50s but it is very scary I wouldn't

1963 tsutsu kedisi biri diyor 50'lerin sonu dedim ama çok korkutucu

walk from I wonder what Jeff thinks about the result from the midterm

yürümezdim Jeff'in Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ara seçimlerin sonucu hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum,

election in the United States a lot of very angry did you see them fighting

çok kızdılar, bu hafta onları mikrofon için kavga ederken gördünüz mü,

this week over the microphone did you see the reporter and trump's press

muhabir ve trump'ın basın

secretary they were fighting over the microphone they were they were punching

sekreterini gördünüz mü, mikrofon için kavga ediyorlardı onlar onlardı

each other in doing karate chops you better answer

karate pirzolası yaparken birbirinize yumruk atıyordunuz cevap verseniz iyi olur

somebody's coming down there what so well blue thunder keeps asking you

birileri oraya geliyor ne o kadar iyi mavi gök gürültüsü size sorup duruyor

blue thunder can you check your email I'm not going to show the video because

mavi gök gürültüsü e-postanızı kontrol edebilir misiniz videoyu göstermeyeceğim çünkü

you are a minor you are underage we did not realize that so we can't so there we

reşit değilsin reşit değilsin biz göstermedik anladık ki yapamayız o yüzden

go that answers your question okay the birds is a 1963 oh so you were right

sorunuzu yanıtlayan oraya gidiyoruz tamam mı kuşlar 1963 yapımı oh yani

I thought so I'm always right the Carrodus says the birds is a 1963

haklıydınız diye düşündüm yani her zaman

American horror thriller directed by Alfred Hitchcock it was very scary but

haklıyım çok korkutucuydu ama

it's loosely based on a story that was published in 1952 by Daphne du Maurier

gevşek bir şekilde 1952'de Daphne du Maurier tarafından yayınlanan bir hikayeye dayanıyor.

very well known you know that hit set it on the screen oh wow though you just

drag that up from your memory bank somewhere you you don't honestly think

I'm a clever Alex says mr. Duncan please can you say

Zeki olduğumu düşünüyorum Alex diyor bay. Duncan lütfen

hello to my little sister Katherine today is her birthday hello Alex and

küçük kız kardeşim Katherine'e merhaba diyebilir misin bugün onun doğum günü merhaba Alex ve

hello to Katherine hello Katherine it's your birthday yes

merhaba Katherine'e merhaba bugün senin doğum günün evet

today it's your birthday hip-hip-hooray I think we should have

bugün senin doğum günün hip-hip-yaşasın bence

some applause some applause for Katherine well done thank you very much

biraz alkış almalıyız Katherine için biraz alkış aferin teşekkürler çok sen

and mr. Steve you have some some words I have some words to do with our lovely

ve bay Steve bazı kelimelerin var benim sevimli tüylü arkadaşlarımıza yapacak bazı kelimelerim var

feathered friends feathery friends I will start off with with ones that are

tüylü arkadaşlarımızla başlayacağım ve

connected with birds and then there's some others connected with wings and

sonra kuşlarla bağlantılı olanlarla başlayacağım ve sonra kanatlarla ve

other parts of the bird less related to sort of yeah

kuşun diğer kısımlarıyla daha az ilgili olan başka şeyler de var. evet işte

so here's the first one a bird in the hand is worth two in the bush a bird in

ilki bu eldeki kuş çalıda iki değerindedir Eldeki kuş çalıda

the hand is worth two in the bush it's actually a proverb okay so it's a

iki değerindedir bu aslında bir atasözü tamam yani bu bir

proverb so it's a it's a known saying with I wish you wouldn't do that as well

atasözü yani bilinen bir söz keşke yapmasaydın' onu da yapma,

it goes out of focus the nearer you push it look you see how my hand goes blurred

yaklaştıkça odak dışı oluyor bak elim nasıl bulanıklaşıyor tamam

right okay got that mr. Duncan technical so it's a well-known saying

tamam anladım mr. Duncan teknik yani bu iyi bilinen bir söz

but with them with truth behind it really was sort of a proverb is a

ama arkasında gerçek olan onlarla birlikte gerçekten bir tür atasözüydü bu

well-known saying with that's got a bit of truth behind it wouldn't you say

iyi bilinen bir sözdür ve bunun arkasında biraz doğruluk payı vardır.

mister don't proverb yes it's normally used to guide people or to give advice

insanlara rehberlik etmek veya tavsiye vermek için kullanılır,

that's right and but there lots of them in the in in religious texts as well so

bu doğru ve ama dini metinlerde de çok fazla var, bu yüzden

this particular one a bird in the hand is worth two in the bush is really

özellikle bu, eldeki bir kuş çalılıkta iki değerindedir,

guarding you against taking risky behavior it's saying that what you

sizi gerçekten riskli davranışlara karşı koruyor, diyor ki

already have is more valuable than the possibility of having something better

Halihazırda sahip olduğunuz şey, daha iyi veya daha büyük bir şeye sahip olma olasılığından daha değerlidir, bu

or greater so you might have something but then you want something else but in

nedenle bir şeye sahip olabilirsiniz ama sonra başka bir şey istersiniz, ancak daha iyi olduğunu düşündüğünüz

the pursuit of that something else which you think is better you lose what you

başka bir şeyin peşinde koşarken, zaten sahip olduklarınızı kaybedersiniz,

already have so it's guarding you against taking too

bu yüzden o sizi korur. çok

many risks really which in this day and age people like to take more risks if

fazla risk almaya karşı gerçekten bu gün ve çağda insanlar daha fazla risk almayı seviyor, eğer

you're if you like the stock market for example that's a very risky place so it

borsayı seviyorsanız, örneğin orası çok riskli bir yer, bu yüzden orada

wouldn't be an expression you would use there so here's an example be content

kullanacağınız bir ifade olmaz, bu yüzden işte bir örneğin, kaybetme

with what you have rather than risk losing it is to get is to rather than

riskini almak yerine sahip olduklarınızla yetinin, daha

get something better so in gambling for example if you were to win a bet in

iyi bir şey elde etmektense elde etmek daha iyi bir şey elde etmektir, örneğin kumarda bir bahsi kazanacaksanız

gambling and there was a you know very high chance of you losing but you've won

ve kaybetme ihtimalinizin çok yüksek olduğunu bildiğiniz halde,

mm-hmm you might then be tempted to use that

mm-hmm kazandınız, daha sonra daha büyük bir kazanç elde etme

money to place another bet in the hope of getting a greater winning a common

umuduyla bu parayı başka bir bahis oynamak için kullanmak isteyebilirsiniz.

mistake with gamblers that's it because you don't win very often but somebody

might say to you know a bird in the hand is worth two in the bush so in other

eldeki kuş çalıda iki değerindedir, yani başka bir

words you've won that money why risk losing it all on another bet keep what

deyişle o parayı kazandınız, neden hepsini başka bir bahiste kaybetmeyi göze alıyorsunuz, elinizde olanı koruyun

you've got that's what they're saying there you might you it might happen in a

orada öyle diyorlar, olabilir misiniz, bir

job as well for example you might you might have a job a good job but it's

işte olabilir ayrıca mesela bir işin olabilir iyi bir işin olabilir ama bu

maybe be boring you've been doing it for many years and then you think oh well

sıkıcı olabilir uzun yıllardır yapıyorsun ve sonra oh peki

now I'm going to go after this better job and somebody

şimdi bu daha iyi işin peşinden gideceğim diye düşünüyorsun ve biri

says to you know you know burden that is worth two in the bush keep the job

sana diyor ki bilirsin çalıda iki değerinde bir yük bilirsin

you've got it's a bit like saying the grass is always greener a bit would you

elindeki işi devam ettir bu çimen hep daha yeşildir demek gibi biraz bayım der misin?

say mr. doe got any comments on that yes I think you've explained it quite

bu konuda herhangi bir yorumunuz var evet, bence oldukça

well so so it's better to keep something you've got then try to do to risk losing

iyi açıkladınız, bu yüzden sahip olduğunuz bir şeyi elinizde tutmak daha iyidir, sonra onu kaybetme riskini almaya çalışın

it and maybe root lose everything so gamblers will often win money but

ve belki her şeyi kökten kaybedin, böylece kumarbazlar genellikle para kazanır, ancak

quite often they will think hmmm oh I could win some more money now yes if i

çoğu zaman hmmm oh şimdi biraz daha para kazanabilirim diye düşünecek evet evet

gamble that well it's better to keep the money that you've won and walk away but

o kadar iyi kumar oynarsam kazandığın parayı alıp çekip gitmek daha iyi olur ama

it rarely happens so a bird in the hand is worth two in the bush I think you've

bu nadiren olur bu yüzden eldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan daha değerlidir bence

got something and the the chance of getting something else could be could be

Bir şeye sahipsin ve başka bir şey elde etme şansı

risky you might lose everything yes oh good another one the early bird

riskli olabilir her şeyini kaybedebilirsin evet oh güzel bir tane daha erkenci kuş solucanı

catches the worm the early bird catches the worm now this is a interesting

yakalar erkenci kuş solucanı yakalar şimdi bu ilginç bir

expression if Birds obviously the expression comes from an actual bird

ifade eğer Kuşlar açıkçası ifade geliyorsa gerçek bir kuşun

waking up and getting the first big fat worms what it means is that if you get

uyanması ve ilk büyük solucanları alması, bunun anlamı,

somewhere early or before everybody else then you're going to get more reward so

bir yere erken veya herkesten önce varırsanız, o zaman daha fazla ödül alacaksınız, yani

this is where you're going to get the best deal or the best pickings so this

en iyi anlaşmayı alacağınız yer burasıdır veya en iyi seçimler, yani bu

expression is used really when there's there is competition for something so

ifade gerçekten bir şey için rekabet olduğunda kullanılır,

for example if there's a sale at your local department store okay and there's

örneğin yerel mağazanızda bir indirim varsa tamam ve

all these lovely things for sale but you don't and the store opens at nine

satılık tüm bu güzel şeyler var ama siz yoksunuz ve mağaza saat dokuzda açılıyor.

o'clock but you don't turn up to 11 mm-hmm then you might miss the chance

saat ama 11 mm-hmm'ye kadar dönmezseniz, bu pazarlıklardan

good to be lots of other people after these bargains so someone could say to

sonra başka birçok insan olma şansını kaçırabilirsiniz, bu nedenle birileri size indirimli

you well if you want to get that TV that's on discount get there early the

TV'yi almak istiyorsanız o TV'yi almak istiyorsanız erken gelin diyebilir.

early bird catches the worm and if you get there late someone else would have

erken kalkan solucanı yakalar ve eğer oraya geç gidersen, başka biri

got it there before you so always be the first always be the first person it's

onu senden önce alırdı, bu yüzden her zaman ilk ol, her zaman ilk kişi ol, bu

bit bit like on the live chat so when the live chat comes on a lot of people

biraz canlı sohbette olduğu gibi, bu yüzden canlı sohbet başladığında birçok insan

say I want to be first on the live chat well I always say the early bird catches

der ki Canlı sohbette ilk olmak istiyorum, her zaman erken kalkanın solucanı yakaladığını söylüyorum,

the worm you have to be in there quickly and also

orada hızlı olmalısın ve ayrıca

ahead of everyone else you have to make sure that you are very quick when you

herkesten önde olmalısın, tıklarken çok hızlı olduğundan emin olmalısın,

are clicking might this expression put my I had a boss and I know in a previous

bu ifade koyabilir mi? benim bir patronum vardı ve biliyorum önceki bir

job many years ago mm-hmm I had a boss I was in sales I still I'm still in sales

işte yıllar önce mm-hmm bir patronum vardı satıştaydım hala

a salesperson and there were lots of other companies trying to see these same

satış elemanıyım ve aynı müşterileri görmeye çalışan birçok başka şirket vardı

customers and a lot of the customers so my boss used to say to me the early bird

ve müşterilerin çoğu, bu yüzden patronum bana derdi ki erken kalkan

catches the worm so you get to that customer first before a rival company

solucanı yakalar, bu yüzden o müşteriye rakip bir şirketten önce ulaşırsın

and you will have a chance of selling your goods to that person because he

ve mallarını o kişiye satma şansın olur çünkü o bunu yapmak

won't want to see four people you might only want to see one person and if you

istemeyecektir. dört kişi gör sadece bir kişiyi görmek isteyebilirsin ve

get there first you're gonna be the one to have the chance to sell your goods to

oraya önce varırsan mallarını ona satma şansına sahip olacaksın

him he was Eva Scottish but he so he he used to pronounce the worm as Werdum the

o Eva İskoç'du ama o yüzden solucanı Werdum olarak telaffuz ederdi

early bird catches the worm he used to say that's a Scottish people surrounds

erkenci kuş solucanı yakalar derdi ki bu bir İskoç insanı

well he from the part of Scotland he was from notice I always remember him saying

iyi çevreliyor o İskoçya'nın bir bölümündendi o fark edilirdi Bana hep şunu söylediğini hatırlıyorum

that to me get up early and get to those customer doors put your card in and

: erken kalk ve o müşteri kapılarına git kartını koy ve

you'll be there before any of the other sales representatives and they'll see

sen' Diğer satış temsilcilerinden önce orada olacaklar ve

you and you'll be able to sell your wedding business so the early bird

sizi görecekler ve düğün işinizi satabileceksiniz, böylece erken kalkan

catches the worm that's it quite often it's always better to get there I like

solucanı yakalar, bu genellikle oraya gitmek her zaman daha iyidir

that one good there's a bit of competition for something so we are

Bunu beğendim iyi bir şey var bir şey için biraz rekabet yani

talking about words idioms expressions connected to birds there we go so kill

kelimelerden bahsediyoruz kuşlarla ilgili deyimler ifadeler işte başlıyoruz yani

two birds with one stone or kill two birds with one shot is another way you

bir taşla iki kuş vurmak veya bir atışta iki kuş vurmak

can use that expression it means to accomplish two different things at the

bu ifadeyi kullanabileceğiniz başka bir yoldur bu iki farklı şeyi aynı anda başarmak anlamına gelir

same time achieve two things with a single action okay which can often be a

aynı zamanda tek bir hareketle iki şeyi başarmak tamam bu genellikle

time saving time saving factor so for example I need to visit mum later on but

zaman kazandıran zaman kazandıran bir faktör olabilir, örneğin annemi daha sonra ziyaret etmem gerekiyor ama

on the way back I will do the food shopping and kill two birds with one

dönüşte yiyecek alışverişi yapacağım ve bir taşla iki kuş vuracağım kelimenin

stone so you know you're not literally with with stones you're not going to

tam anlamıyla taşlarla birlikte olmadığını biliyorsun

throw some rocks at your mum no that's it me what it means is that say for

annene biraz taş atmayacaksın hayır o benim demek ki

example you were shooting birds for sport or for food and you fired one shot

örneğin spor için veya yemek için kuşları vuruyordun ve bir el ateş ettin

but it happened to kill two birds at the same time that's so you you've achieved

ama o aynı anda iki kuş vurmuşsunuz yani

two things with one action so you haven't wasted effort so you might want

bir hareketle iki şeyi başarmışsınız yani boşa emek harcamamışsınız o yüzden

to go and visit your mother and it might be quite a long way away but that's a

gidip annenizi ziyaret etmek isteyebilirsiniz ve çok uzun bir yol olabilir ama orası

long way to go just for that one thing takes a lot of time so why not do

sırf o şey için gidilecek uzun yol çok zaman alıyor, o halde neden

something else while you're there do some shopping yes or get something you

oradayken başka bir şey yapmıyorsun, biraz alışveriş yapıyorsun ya da

want at the same time so you're killing two birds with one stone

aynı anda istediğin bir şeyi alıyorsun, böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorsun.

it's not wasting time that's it it's also expressing a very very good use of

zamanı boşa harcamak bu kadar, aynı zamanda zamanı çok çok iyi kullanmayı ifade ediyor

time so you're doing one thing but at the same time or during the journey

yani bir şey yapıyorsun ama aynı zamanda ya da

there or back you will do something else you are using the time very efficiently

oraya ya da dönüşe yolculuk sırasında başka bir şey yapacaksın zamanı çok verimli kullanıyorsun

kill two birds with one stone I like that one that's that's very good a

bir kuşla iki kuşu öldürüyorsun taş Bunu beğendim bu çok iyi

little bird told me a little bird told me so you use this expression when you

küçük bir kuş bana küçük bir kuş söyledi bu yüzden

want to hide the source of some secret information so you've heard some

bazı gizli bilgilerin kaynağını gizlemek istediğinizde bu ifadeyi kullanırsınız, böylece bazı

interesting news or gossip and and then you want to tell somebody about it and

ilginç haberler veya dedikodular duymuşsunuzdur ve sonra birine bundan bahsetmek ve

it's usually about the person you're going to talk to speak to and instead of

bu genellikle konuşmak için konuşacağın kişi hakkındadır ve

saying Oh Bob told me you're getting married next week you can say well

Oh Bob bana senin gelecek hafta evleneceğini söyledi demek yerine, peki

little bird told me you're getting married

küçük kuş bana evleneceğini söyledi

Oh a little bird told me so you mean you mean somebody told you but you don't

Oh diyebilirsin küçük kuş bana söyledi, yani birinin size söylediğini kastediyorsunuz ama

want to reveal who it was Wow so it's a secret a little bird told me mr. Duncan

kim olduğunu açıklamak istemiyorsunuz Vay canına, bu bir sır, küçük bir kuş bana söyledi bay. Duncan'a, gelecek yıl

that it's your birthday in August yes next year and it might be something that

ağustos ayında, evet, senin doğum günün olduğunu ve bunu sormaktan biraz utandığın bir şey olabilir ya da

you perhaps feel a little slightly embarrassed about asking or you think

might upset them a little and then they might say who told you that and you go

onları biraz üzeceğini düşündüğün bir şey olabilir ve sonra sana bunu kimin söylediğini söyleyebilirler ve sen gidersin ah hayır ben

ah no I'm not turning you a little bird but eventually you might tell them but

sizi küçük bir kuşa çevirmiyorum ama sonunda onlara söyleyebilirsiniz ama

you stayed in a sort of light-hearted way don't you just

bir tür kaygısız kaldınız, öyle değil mi sadece evet

yes I think so a little bird told me that you might be making some new

sanırım küçük bir kuş bana yeni

lessons mr. Duncan so yeah actually nobody told me but you can actually say

dersler alabileceğinizi söyledi Bay. Duncan yani evet aslında kimse bana söylemedi ama aslında hayır diyebilirsin,

that when no when nobody told you anything

kimse sana bir şey söylemediğinde

hmm you can use it as a way of pretending somebody told you something

hmm bunu birisi sana bir şey söylemiş gibi yapıp

to try and find out some information so I might think that you're seeing

bazı bilgiler bulmaya çalışabilirsin böylece ben de gördüğünü düşünebilirim.

somebody at work for example and but you're not entirely sure and no fact

örneğin işte biri ve ama tam olarak emin değilsin ve aslında

nobody's told you and you go to them and say wonderful Birds told me that you and

kimse sana söylemedi ve onlara gidip harika diyorsun Birds bana Sara ile senin

Sara are going out together you don't actually know and he's really talking

birlikte çıkacağınızı söyledi aslında bilmiyorsun ve o gerçekten

about no we're not or he gets all embarrassed and you know nobody's

hayırdan bahsediyor biz değiliz ya da o utanıyor ve

actually told you but you using that expression to actually find out some

aslında kimsenin sana söylemediğini biliyorsun ama sen bu ifadeyi gerçekten bazı

information so you can use it when you do know information and even when you

bilgileri öğrenmek için kullanıyorsun ki bilgiyi bildiğin zaman kullanabilesin ve hatta bilmediğin zaman bile

don't so a little bird told me birds of a feather yes that's a very that's also

küçük bir kuş bana söyledi tüyden kuşlar evet bu çok bu aynı zamanda

an expression birds of a feather stick together mm-hmm and that just refers to

bir ifadedir tüyden kuşlar birbirine yapışır mm-hmm ve bu sadece benzer düşünen insanları ifade eder, insanlar bir

people like-minded people tend to congregate tend to navigate together so

araya gelme eğilimindedir, bu nedenle aynı şekilde

people with the same way of thinking the same out looking live same political

düşünen insanlar aynı şekilde dışarı bakar aynı politik

leanings things in common things in common people tend to somehow end up

eğilimleri yaşarlar ortak şeyler sıradan insanlar bir şekilde

together in a group in a pub or somewhere like that you might say

bir barda veya buna benzer bir yerde bir grupta bir araya gelirler diyebilirsiniz

although look at those people over there they're all they're all they're all

ama oradaki insanlara bakın hepsi onların hepsi hepsi

lawyers or they're all teachers birds of a feather flock together it just refers

avukat ya da hepsi öğretmen kuşları bir araya toplanıyor, bu sadece

to the fact that people quite often will congregate or associate with people that

insanların oldukça sık bir araya geleceği ya da insanlarla ilişki kuracağı gerçeğine atıfta bulunuyor,

I like mind is going back to that previous one lagea the gia Oliver says

aklımdan sevdiğim bir önceki lagea'ya geri dönüyor gia Oliver

here in Brazil we say kill two rabbits with ones with one stone right okay

burada Brezilya'da öldür diyoruz diyor iki tavşan bir taşla bir tane doğru tamam

brilliant that's the same same thing so it sounds like the same thing so you

harika bu aynı şey yani kulağa aynı geliyor yani

throw one stone and you kill two rabbits and wait well done

bir taş atıyorsun iki tavşanı öldürüyorsun ve aferin

Zach I'm going to come to that your expression there as well yes if you're

Zach oradaki ifadene de geleceğim evet

very good if you are under someone's wings yes I'm coming to that one yeah

çok iyiysen eğer birinin kanatları altındaysan evet ona geliyorum evet

Shira blade says everybody's heard about the bird nanana nanana nanana nanana

Shira bıçak herkesin kuşu duyduğunu söylüyor nanana nanana nanana nanana

nananana nanana nanana the bird bird bird but is the warrior bird bird bird

nananana nanana nanana kuş kuş kuş ama savaşçı kuş kuş kuş

bird is the word nanana nanana sleep parodied in Family

kuş nanana nanana uyku kelimesinin Family Guy'da parodisini

Guy I can't stop doing it now man no no no bear bear bird but is the website an

yaptım şimdi bunu yapmayı bırakamıyorum adamım hayır ayı ayı kuşu yok ama web sitesi

anxious song was it just was it just parodied in it is of course a song from

endişeli bir şarkı mı sadece parodisi mi yapılmıştı bu tabii ki 60'lardan bir şarkı

the 60s all right ba ba ba ba ba bird bird is the webapp a bird bird bird bird

tamam mı ba ba ba ba ba kuş kuş webapp bir kuş kuş kuş kuş

and the bees yes bird and the bees birds birds birds and the bees if you say to

ve arılar evet kuş ve arılar kuşlar kuşlar kuşlar ve arılar eğer birine

somebody you're going to tell them about the birds and the bees it means you're

kuşlar ve arılar hakkında bilgi vereceksin dersen bu sensin demektir

going to tell them about sex and reproduction it's a it's a way of saying

Onlara seks ve üreme hakkında anlatacağım, bu bir tür söylemenin bir yolu,

of way of being sort of indirect about what you want to tell somebody about a

birine biraz utandırıcı bir konu hakkında söylemek istediğiniz şey hakkında dolaylı olmanın bir yolu,

subject which is you know a little embarrassing perhaps normally when

belki normalde

you're going to explain how mummy and daddy got together and they fell in love

açıklayacağınız zaman annenle baban nasıl bir araya geldiler ve birbirlerine aşık oldular

and then you popped out of your mummy and then they will explain how it

ve sonra sen annenden fırladın ve sonra onlar bunun nasıl

happened by explaining the birds and the bees Alex has said nothing about birds

olduğunu kuşları ve arıları açıklayarak açıklayacaklar Alex kuşlar hakkında hiçbir şey söylemedi

but what about this the world is my oyster what does it mean if the world is

ama buna ne demeli dünya benim istiridyem ne dünya

your oyster it means the world is there for you to take for you to to have so

senin istiridyense bu dünya senin için orada olduğu anlamına mı geliyor senin için alman için

everything out there is yours if you if you want it it is there so maybe we are

oradaki her şey senindir eğer istersen oradadır yani belki

talking I don't know opportunity so there are lots of opportunities out

konuşuyoruz bilmiyorum fırsat yani dışarıda pek çok fırsat var bunu yapmaya

there you might say to someone who is trying to maybe they've left University

çalışan birine belki üniversiteden ayrıldılar

and they have qualifications and you might say well whatever you want to do

ve nitelikleri var diyebilirsiniz ve ne yapmak istiyorsanız

go out there because the world is your oyster there's opportunities there

oraya gidin diyebilirsiniz çünkü dünya sizin istiridyeniz orada sizin

for everybody lots of opportunity lots of

için fırsatlar var herkes pek çok fırsat pek çok fırsat pek çok

opportunities lots of chances the world is your oyster I like that and Pedro is

şans dünya sizin istiridyeniz Bunu beğendim ve Pedro'ya

asked what does minimum wage what means minimum wage the minimum wage normally

asgari ücretin ne anlama geldiği soruluyor asgari ücret normalde

is a legal term it it actually expresses the minimum amount or the smallest

yasal bir terimdir aslında asgari tutarı veya en küçük

amount that a person can be paid per hour for doing a job legally legally so

tutarı ifade eder. bir kişiye yasal olarak bir işi yaptığı için saat başına ödeme yapılabilir, yani

it's a very it's it's something that is set in stone it is legal so that is the

bu çok kesin bir şeydir, yasaldır, yani

legal limit you can't pay someone less than that you have to pay them the legal

yasal sınır budur, birine bundan daha azını ödeyemezsiniz, onlara yasal olarak ödemek zorundasınız

wage or the minimum wage or of course more than the minimum wage I think the

ücret ya da asgari ücret ya da tabii ki asgari ücretten fazla

minute what's the minimum wage in the UK so I think it's around 10 pounds an hour

İngiltere'de asgari ücretin kaç dakika olduğunu düşünüyorum, bu yüzden saatte 10 pound falan olduğunu düşünüyorum, o

or something isn't it is it that much I don't think it's that much Steve I think

kadar da değil mi, bence bu değil çok Steve bence

it's well maybe you're 8 pounds an hour then I think I think it's about maybe 7

iyi belki saatte 8 poundsun o zaman sanırım saatte yaklaşık 7

or 8 pounds an hour maybe somebody can get used to be I think it's gone up a

ya da 8 pound belki birileri alışabilir bence biraz arttı evet

bit yeah but so if you employ somebody in the UK and you want to pay them you

ama öyleyse eğer birini işe alırsan Birleşik Krallık ve onlara ödemek istiyorsanız

can't pay them any less than that yes because we get into trouble yes we

bundan daha azını ödeyemezsiniz evet çünkü başımız belaya giriyor evet

recently had a budget so we had the budget recently so all of these things

yakın zamanda bir bütçemiz vardı yani yakın zamanda bütçemiz vardı yani tüm bunlar

change slightly but I'm not sure what the minimum wage in the UK is but I

biraz değişiyor ama ne olduğundan emin değilim Birleşik Krallık'ta asgari ücret ama

don't think it's ten pounds I I wish it was yes it is it's designed to protect

on pound olduğunu sanmıyorum Keşke evet olsaydı insanları korumak için tasarlandı,

people so that they can't be exploited answered by their employers and of

böylece işverenleri tarafından yanıtlandı ve

course so they can afford to live that's right yeah exactly

tabii ki yaşayabilmeleri için sömürülemezler. doğru evet aynen öyle

so another one shall we have another word to do with the bird because the

başka bir tane kuşla ilgili başka bir kelimemiz daha olsun mu çünkü

bird bird bird bird is the word feather feather in your cap or a feather in your

kuş kuş kuş kuş kelimesi tüy tüyü şapkanızdır veya

cap it means a notable achievement a notable achievement that's something

şapkanızdaki tüy tüydür kayda değer bir başarı anlamına gelir dikkate değer bir başarı bu

that you've achieved which is notable and and worth their mentioning

sizin sahip olduğunuz bir şeydir dikkate değer ve bahsetmeye değer

and it symbolizes sort of on our integrity

ve

some cultures hundreds of years ago if you achieved something in the

yüzlerce yıl önce bazı kültürlerde bütünlüğümüzü sembolize ediyor, eğer savaş alanında bir şey başardıysanız,

battlefield then they'd put a feather in your cap and the more feathers you had

o zaman şapkanıza bir tüy koyarlardı ve ne kadar çok tüyünüz varsa, hepsi o

them all the more successful you were or the brave braver you were it just means

kadar fazlaydı. başarılıydın ya da daha cesurdun, bu sadece

you've achieved something so Bob scored the winning goal for his team and that

bir şeyi başardığın anlamına gelir, bu yüzden Bob takımı için kazanan golü attı ve

so that was a feather in his cap hmm Judy completed the important work

bu onun şapkasında bir tüydü hmm Judy önemli iş

project ahead of time her boss said it was a feather in her cap though there's

projesini patronunun söylediğinden önce tamamladı şapkasında bir tüy vardı ama

always there's always a work project there's always a work project so you

her zaman bir iş projesi vardır her zaman bir iş projesi vardır, böylece

achieve something notable and somebody will say oh that's a feather in your cap

dikkate değer bir şey elde edersiniz ve biri ah bu sizin şapkanızda bir tüydür,

in other words it's helping to advance yourself advance your career in some way

başka bir deyişle, kendinizi geliştirmenize yardımcı olur, kariyerinizi bir şekilde ilerletir

people take note of it so you've done something special something maybe out of

insanlar not edin, böylece özel bir şey yapmışsınızdır, belki

the ordinary or achieve something that other people haven't achieved and you

sıra dışı bir şey yapmışsınızdır veya diğer insanların başaramadığı bir şeyi başarmışsınızdır ve

can say oh that's a feather in my cap or that's a feather in their cap we could

ah bu benim şapkamdaki bir tüy veya bu onların şapkasındaki bir tüy biz

put feathers in yours mr. Duncan for every year that you've been on YouTube I

tüy koyabiliriz diyebilirsiniz. seninki bay Duncan, YouTube'da bulunduğun her yıl için

could have 12 feathers feathers in my cap exactly do you like Mike Abbott's a

şapkamda 12 tüy tüy olabilir tam olarak beğendin mi Mike Abbott

new one it's by new cap yes my old one is falling to pieces so this is actually

yeni şapka yeni şapka evet benim eski şapkam paramparça oluyor yani bu aslında

a new cap another one no why not sitting duck a sitting duck obviously a duck as

yeni şapka başka bir şapka hayır neden oturan ördek olmasın oturan ördek belli ki

a bird sitting duck just means an easy target so it refers to ducks it's saying

kuş olarak ördek oturan ördek sadece kolay bir hedef anlamına gelir, bu yüzden ördeklere atıfta bulunur,

you were shooting birds and it refers to the fact that a bird that's in flight is

kuşları vurduğunuzu söyler ve uçmakta olan bir kuşun

more difficult to kill than one that is sitting down doing nothing so if you've

öldürülmesinden daha zor olduğu gerçeğine atıfta bulunur. hiçbir şey yapmadan oturan, yani

got duck sitting in a lake they're easier to kill than if they're flying

gölde oturan bir ördeğiniz varsa, onları öldürmek uçmaktan daha kolaydır

because they're obviously a moving target then by leaner by leaner so it

çünkü açıkça hareket eden bir hedeftirler, sonra daha yalınayak, yani

means literally to be in a vulnerable position you could be attacked either

kelimenin tam anlamıyla içinde olmak anlamına gelir Savunmasız bir konumdayken

verbally normally but what mean by it in everyday life is not

normal olarak sözlü saldırıya uğrayabilirsiniz, ancak günlük yaşamda bununla kastedilen, kelimenin

literally shooting somebody or killing somebody or literally being attacked is

tam anlamıyla birini vurmak veya birini öldürmek veya tam anlamıyla saldırıya uğramak değildir,

usually used metaphorically really but you could say that in a war situation

genellikle mecazi olarak kullanılır, ancak bunu bir savaş

that if you found yourself in a vulnerable position with the enemy in in

durumunda, kendinizi içinde bulursanız diyebilirsiniz. düşmanın

open ground for example you could say that you were a sitting duck and you

açık alanda olduğu savunmasız bir konum, örneğin, oturan bir ördek olduğunuzu söyleyebilirsiniz ve

could be shot by by it by the by the other the other side by the you know

onun tarafından diğer taraftan diğer taraftan vurulabilirsiniz

that that's what that means really we've just had matrix has said the minimum

bunun anlamının gerçekten bu olduğunu biliyorsunuz. az önce matrix

wage in the UK for twenty fives and over is 783 783 I wasn't far off I said I

İngiltere'de yirmi beş ve üzeri için asgari ücretin 783 783 olduğunu söyledi Çok uzak değildim

said about 8 pounds so yes I didn't think it was Tanner maybe it may be five

8 pound dedim yani evet Tanner olduğunu düşünmedim belki

years from now or maybe ten years from now it might be 10 pounds Celine says

bundan beş yıl sonra olabilir veya belki bundan on yıl sonra 10 pound olabilir Celine diyor

that a little bird says to me in France they say my little finger says to me

ki Fransa'da küçük bir kuş bana diyor ki küçük parmağım bana evet diyor diyor ki

that yes my little finger says to me yeah that's lame duck run wrong saccule

küçük parmağım bana evet bu topal ördek yanlış gidiyor saccule

that's at least a third one you've you've come up with today lame duck lame

bu en az üçte biri bugün bulduğunuz topal ördek topal

duck was one of my first-ever mystery idioms was it yes it was one of the

ördek benim ilk gizemli deyimlerimden biriydi evet miydi bu

first-ever mystery idioms talking of which we need to explain that don't we

bahsettiğimiz ilk gizemli deyimlerden biriydi ve bunu açıklamamız gerekiyor değil mi

we have we have a mystery idiom today so there it is for those who are interested

biz bugün gizemli bir deyimimiz var mı yani merak edenler için var

and I gave the answer earlier because to last week's because I forgot didn't I I

ve cevabı daha önce verdim çünkü geçen haftaki için unuttum değil mi

forgot you give it yeah so naughty mr. Duncan naughty slappy slappy on the

unuttum sen verdin evet çok yaramaz bey Duncan yaramaz şaklaban şaklaban kullanışlı şaklaban

handy slappy slappy on the bottom I think so another one lame duck ugly duck

şaklaban alta

an ugly duck yes that's just somebody is not very attractive lame duck is

something that is useless or pointless so something that serves no purpose they

are supposed to be useful but they're not there they're just completely

yararlı olmak için ama orada değiller tamamen

useless so lame duck they're like a lame duck president yes so some people just

işe yaramazlar yani topal ördek topal ördek başkan gibiler evet bu yüzden bazı insanlar

bribed Barack Obama can you believe it some people described him as a lame-duck

Barack Obama'ya rüşvet verdiler buna inanabiliyor musunuz bazı insanlar onu topal ördek başkan olarak tanımladı

president so he was he was in charged the main person but was ineffective in

bu yüzden o o sorumluydu asıl kişiydi ama

achieving anything his hands were tied by all sorts of things going on but yes

herhangi bir şeyi başarmada etkisizdi, olup biten her türlü şey onun eli kolu bağlıydı ama evet,

it's you you're in a position of power but you can't exercise that power that's

sensin, güç konumundasın ama o gücü kullanamazsın,

it you you achieve nothing you don't actually achieve anything right okay so

başardığın şey bu hiçbir şey aslında hiçbir şeyi doğru başaramazsın tamam yani

another one sitting duck oh we've had that one already Emily I was just yes I

bir tane daha oturan ördek oh o zaten elimizdeydi Emily ben sadece evet ben

somebody who's in a vulnerable position that's it

savunmasız bir konumda olan biri bu kadar

say for example yeah it could be paintballing couldn't you as well and

örneğin evet paintball olabilir değil mi sen olarak peki ve

you could find yourself in an exposed position and everybody fires at you you

kendinizi açık bir konumda bulabilir ve herkes size ateş edebilir,

could say you're a sitting duck you are easy target and easy target but somebody

oturan bir ördek olduğunuzu söyleyebilirsiniz, kolay hedefsiniz ve kolay hedefsiniz, ancak

who is tricked or swindled a lot of unscrupulous people at the

şu anda birçok vicdansız insanı kandırmış veya dolandırmış biri

moment trying to get hold of your bank details by scamming you by phoning up

tutunmaya çalışıyor telefon ederek ve

and pretending to be the police or your bank and then asking you to give all

polis ya da bankanız gibi davranarak sizi dolandırarak ve ardından tüm

your bank details to them they would say that you were a sitting duck because you

banka bilgilerinizi onlara vermenizi isteyerek banka bilgilerinizin, sizin oturan bir ördek olduğunuzu söylerler çünkü

were probably elderly vulnerable didn't know what was going on you could

muhtemelen yaşlı ve savunmasızsınız, bilmiyorlardı neler oluyordu

somebody was a trickster like that would say that you were a sitting duck an easy

birisi böyle bir düzenbazdı sizin oturan bir ördek olduğunuzu söyleyebilirdi kolay bir

target yes so he was easily scammed or easily manipulated whom swindled by sim

hedef evet bu yüzden kolayca dolandırıldı veya kolayca manipüle edildi kim sim tarafından dolandırıldı

so like an elderly person yes who lives alone that's right so that's a sitting

yani yaşlı bir insan gibi evet yalnız yaşayan bu doğru yani bu bir oturan

duck very good thank you very much Steve

ördek çok iyi çok teşekkür ederim Steve

another one get into a flap get into a flap if you get into a flap if you see

bir tane daha kanat çırpar kanat çırparsan kanat çırparsan

pigeons or Birds getting all excited and upset they flap their wings around

güvercinleri veya Kuşları görürsen heyecanlanıp üzülürler heyecanla kanatlarını çırparlar

excitedly and that same that that expression is used to mean a person who

ve aynı bu ifade kullanılır

is getting themselves too upset over something I'm waving at mr. dick I'm

Bay'a el salladığım bir şey yüzünden kendini çok üzen bir kişi demek. dick

waving to Pedro because we are losing our moderator one of the

Pedro'ya el sallıyorum çünkü moderatörümüzü kaybediyoruz Pedro'nun

Pedro's going by he by Pedro he has his special appointment Oh want to know more

yanından geçen Pedro'nun özel bir randevusu var Ah, Pedro hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyor

about that Pedro yes so Pedro is going to now buy perfume next week get into a

evet, yani Pedro şimdi gelecek hafta parfüm alacak.

flap yeah somebody who gets too upset about something probably a bit over the

evet, muhtemelen biraz abartılı bir şeye çok üzülen biri

top and gets all upset and starts waving their arms around and starts crying and

ve tamamen üzülür ve kollarını sallamaya başlar ve ağlamaya başlar ve

and over something quite minor a bit like a bird that suddenly flaps its

oldukça önemsiz bir şey için, tıpkı birine söyleyebilmek için aniden her yerde kanatlarını çırpan bir kuş gibi.

wings everywhere so you can say to somebody all don't get into such a flap

hepsi böyle bir flep içine girmez bir şey değil

it's nothing isn't that right mister don't get into a flap get into a state

öyle değil mi bayım bir flep içine girme bir duruma girme üzgün

get into a state of upset overreact overreact to something get into a flap a

bir duruma geç aşırı tepki bir şeye aşırı tepki bir flep içine al bir

fluster yes it would be similar to a bird that was was getting upset as well

fluster evet benzer olurdu bir kuş da üzülüyordu

and flapping its wings around do you want another one yes let's go through

ve kanatlarını çırpıyordu bir tane daha ister misin evet hadi

them how about this one lovey dovey Oh lovey dovey I see what you've done there

onların üzerinden geçelim ya bu sevimli güvercin Ah sevgili güvercin orada ne yaptığını görüyorum

that's it this is an expression it's got dovey in it which is obviously a bird a

işte bu bir ifade bu güvercin var İçinde açıkça bir kuş bir

dove don't you see let me just see if I can do that so there we go so it means

güvercin var, görmüyor musun, bir bakayım, bunu yapabilir miyim, işte başlıyoruz, bu

an open display of affection in public really which of course you see with with

toplum içinde açık bir sevgi gösterisi anlamına geliyor, tabii ki

with with doves and pigeons you see doves there they're sitting on a fence

güvercinler ve güvercinlerle birlikte görüyorsunuz. orada güvercinler görürsün birlikte bir çitin üzerinde oturuyorlar

together and the ones rubbing its neck up against the other one or they're

ve boynunu diğerine sürtüyorlar ya da

cooing and billing together and displaying emotion openly somebody's

birlikte ötüyorlar ve gagalıyorlar ve duygularını açıkça sergiliyorlar birinin

lovey dovey it's sort of smoky sort of sentimental being very affectionate

sevimli güvercini bu biraz dumanlı bir tür duygusal birine karşı çok şefkatli olmak

towards somebody but often doing it in a public way so sometimes you could be

ama genellikle halka açık bir şekilde yapıyor, bu yüzden bazen

sitting in a restaurant and having a meal and then there's a couple in the

bir restoranda oturuyor ve yemek yiyor olabilirsiniz ve sonra

corner overtly being lovey-dovey there that there

köşede açıkça aşık olan bir çift vardır ve orada

showing their affection is always kissing all the time holding hands

sevgilerini göstermek her zaman el ele tutuşarak her zaman öpüşürler.

gazing into each other's eyes and and it's really it's almost unnecessary but

birbirlerinin gözleri ve ve bu gerçekten neredeyse gereksiz ama

you would describe that as somebody being lovey-dovey basically being like a

birisinin sevgi dolu olduğunu, temelde bir

couple of doves yes and openly sort of being affectionate towards each other

çift güvercin gibi olduğunu ve birbirlerine karşı açıkça şefkatli olduğunu tanımlarsınız, bu

that's nice Pedro is going to prepare his lunch yes

güzel Pedro öğle yemeğini hazırlayacak evet

oh so now we know today we know what Pedro is doing today he's off to prepare

oh yani şimdi biliyoruz ki bugün Pedro'nun bugün ne yaptığını biliyoruz, Londra'sını hazırlamak için yola çıktı,

his London he's having chips looks like ice cream and some what's

dondurmaya benzeyen cips yiyor ve biraz o

that a cup of coffee all right that looks like right

bir fincan kahve pekala, doğru gibi görünüyor

I think it's ice cream a doughnut and some fries I'm jealous

sanırım dondurma, çörek ve biraz patates kızartması I' Kıskanıyorum

I know is that really what you're having to eat Pedro yes there's a good one

biliyorum ki gerçekten ne yemek zorundasın Pedro evet iyi bir tane var

Duncan needs to eat like a bird with his diet here we go oh yes you need to eat

Duncan'ın diyetiyle bir kuş gibi yemesi gerekiyor işte başlıyoruz oh evet

like a bird which means eat small amounts it's time back to actually birds

bir kuş gibi yemelisin ki bu da küçük miktarlarda yemen gerektiği anlamına geliyor geri dönme zamanı aslında kuşlar çok

eat huge amounts oh I didn't read that expression come yes they they have to

büyük miktarlarda yiyorlar oh o ifadeyi okumadım evet evet sadece hayatta kalabilmek için her gün

eat like 10 or 20 times their own weight every day just to stay alive yes

kendi ağırlıklarının 10-20 katı kadar yemek yemeleri gerekiyor evet bu

so maybe eating like a bird isn't a good idea because they eat lots and normally

yüzden belki de kuş gibi yemek iyi bir fikir değil çünkü onlar çok yerler ve normalde

they eat lots of fatty things things with lots of energy so maybe I I

çok yağlı şeyler çok enerjili şeyler yerler bu yüzden belki

shouldn't eat like a bird I should do the opposite but that is an expression

kuş gibi yememeliyim tam tersini yapmalıyım ama bu

that means to eat small amounts hmm we often say that about people who pick up

az miktarda yemek anlamına gelen bir ifade hmm bunu sık sık dile getiren insanlar hakkında söyleriz

their food and don't eat very much you eat like a bird you know I was I was

yemeklerini bitirin ve çok yemeyin kuş gibi yiyorsunuz biliyorsunuz

getting into trouble earlier no we're not showing blue thunders video because

daha önce başım belaya girmişti hayır mavi gök gürültüsü videosunu göstermiyoruz çünkü

there are restrictions that YouTube has is showing people under a certain age on

YouTube'un getirdiği kısıtlamalar var, canlı yayında belirli bir yaşın altındaki kişilere gösteriliyor

live streams or in videos so that's the reason why we're doing it it's nothing

akışlarda veya videolarda, yani bunu yapmamızın nedeni bu,

to do with me it's to do with YouTube and their stupid rules

benimle hiçbir ilgisi yok, YouTube ve onların aptalca kurallarıyla ilgili,

no sorry blue thunder we can't show you videos not because of his we have to

üzgünüm mavi şimşek yok, size videoları gösteremiyoruz, onun yüzünden değil,

take this very seriously because we are professional broadcasters even though it

bunu çok iyi çekmeliyiz Cidden çünkü biz profesyonel yayıncılarız,

sometimes it doesn't look like it but we have to we have to observe

bazen öyle görünmese de

the rules of YouTube so we I know what I'm talking about I've been doing this

YouTube kurallarına uymalıyız ki neden bahsettiğimi biliyorum

for 12 years and there are are lots of rules concerning YouTube so that's the

12 yıldır bu işi yapıyorum ve orada YouTube ile ilgili pek çok kural var, bu

reason why sorry booth and we don't I haven't seen the video have you seen the

yüzden üzgünüm kabin ve biz videoyu görmedim videoyu gördünüz mü hiç

video I haven't seen it alright but you can't show it because oh yeah we can't

görmedim ama gösteremezsiniz çünkü oh evet yapabiliriz

show videos of people under a certain age that's it yes

Belli bir yaşın altındaki insanların videolarını göstermeyin o kadar evet

it's all restrictions of YouTube nothing to me nothing to do with me there you go

YouTube'un tüm kısıtlamaları beni ilgilendirmez benimle alakası yok işte

what is the age I think you'll find its I want to say 18 but I think it's

yaş kaç onu bulursun diye düşünüyorum 18 demek istiyorum ama bence

actually 16 16 yes let's not start that again shall we

aslında 16 16 evet yine başlamayalım mı

13 13 so unfortunately we can't show a video you could show one of yourself

13 13 yani video gösteremiyoruz maalesef bir yerde kendinizden birini gösterebilirsiniz

somewhere but we can't show it okay I think we explain that well yes I've just

ama gösteremiyoruz tamam bence güzel anlatmışız evet az önce anlattım

explained it quite clearly so we're not being we're not being nasty not to be

açıkça yani biz edepsiz değiliz pislik yapmıyoruz emin

can't sure it's not because of verse it's because of YouTube it's their rules

olamıyorum ayet yüzünden değil YouTube yüzünden görüyorsun onların kuralları bu yüzden bunu yaparsam

you see so if I do that I'm breaking YouTube's rules and then YouTube can

YouTube'un kurallarını çiğniyorum ve sonra YouTube

take me away which which I'm sure some people would love no they wouldn't mr.

alabilir beni uzaklaştırdı ki eminim ki bazı insanlar severdi hayır sevmezlerdi.

Duncan well maybe the person that took you out of Wikipedia there's one and I

Duncan belki seni Vikipedi'den çıkaran kişi var ve

have I have a nemesis nemesis I have a rival an arch rival someone is trying to

benim bir düşmanım var Bir rakibim var ve ezeli bir rakibim var, biri

destroy me by taking my Wikipedia entry away from

Wikipedia girişimi

the Much Wenlock page so please carry on making comments on the livestream blue

Much Wenlock sayfasından alarak beni yok etmeye çalışıyor, bu yüzden lütfen yapmaya devam edin canlı yayın mavi şimşeği ile ilgili yorumları

thunder we can certainly see those and reply to those and to obviously to

kesinlikle görebiliriz ve bunlara cevap verebiliriz ve tabii ki başkalarınınkine de bu kadar,

anybody else's as well that's it do you want me to show I've got two more

iki tane daha kaldığını göstermemi ister misiniz

left mr. doom that's okay no problem don't worry about the time if we run out

bay. kıyamet bu tamam sorun değil zaman hakkında endişelenme

of things to talk about we will just leave fledgling fledgling oh so a

konuşacak şeylerimiz biterse sadece yavru kuş bırakacağız oh öyleyse

fledgling bird is a baby bird one that has just come out of the nest and is

yavru kuş yuvadan yeni çıkmış ve

looking around wondering what this world is all about trying to learn how to fly

merakla etrafına bakınan yavru kuştur bu dünya, yavru bir kuşu nasıl uçuracağını öğrenmeye çalışmakla ilgili,

a fledgling bird so something new to the world

yani dünya için yeni bir şey

but you can use that expression in everyday language to mean for example a

ama bu ifadeyi günlük dilde, örneğin

new business or a new industry a fledgling industry so you could say in a

yeni bir iş veya yeni bir endüstri anlamına gelmek için kullanabilirsiniz.

way when computers were startup being invented IT systems that that was a

bilgisayarlar başlangıçta icat edildiğinde BT sistemleri bu yeni bir

fledgling industry a new industry building computers hmm not anymore of

endüstriydi yeni bir endüstri bilgisayar inşa ediyordu hmm artık

course it's established but you could you met you could maybe say company

kurulu değil ama tanışabilir miydiniz belki

that's making electric cars is a fledgling company so something starting

elektrikli araba yapan şirketin yeni başlayan bir şirket olduğunu söyleyebilirdiniz yani

out something starting out beginning something new a business that's just

bir şeyler başlayan bir şey yeni bir şeye başlamak yeni başlayan bir iş

starting something is just in its early stages early stages so if we when you

henüz ilk aşamalarında erken aşamalarda yani biz

first started making videos on YouTube you could say that was a fledgling

YouTube'da ilk videolar yapmaya başladığınızda bunun yeni başlayan bir iş olduğunu söyleyebilirdiniz yeni başlayan bir

business a fledgling something something new something never been done before

şey yeni bir şey daha önce hiç yapılmamış bir şey

when I launched my my hat for rent predictions in 2010 yes

my hat for rent tahminlerini 2010'da başlattı evet

yes and I created the name in 2006 can you believe it so yes but officially we

evet ve adını 2006'da yarattım, buna inanabiliyor musunuz evet ama resmi olarak

started doing this properly almost professionally if you will in 2010 but

bunu düzgün bir şekilde yapmaya başladık, isterseniz neredeyse profesyonelce 2010'da ama

in total we've been doing it for 12 years I can't believe that but you have

toplamda 12 yıldır yapıyoruz Buna inanamıyorum ama bunu

haven't you been doing it for two with you're helping us you were on ten years

iki yıldır yapmıyorsun bize yardım ediyorsun on yıl

ago that's true you keep forgetting yes yes so a new business or a new what new

önceydin bu doğru unutup duruyorsun evet evet yani yeni bir iş ya da yeni ne yeni bir

anything that's starting out really take under your wing or take under your wing

şey başlıyor gerçekten kanatlarınızın altına alın ya da kanatlarınızın altına alın

if you take somebody under your wing it means that you're training them

birini kanatlarınızın altına alıyorsanız, bu onları eğittiğiniz anlamına gelir,

you're an expert in something and you're training them so it's tutoring somebody

siz bir konuda uzmansınız ve onları eğitiyorsunuz yani bu birisine özel ders veriyor

or training them closely on a personal one-to-one level so for example Julie is

ya da kişisel bir konuda yakından eğitiyor demektir. -bir seviyeye yani örneğin Julie

our new trainee accountant and I want you to take her under your wing so June

bizim yeni stajyer muhasebecimiz ve ben senin onu kanatların altına almanı istiyorum bu yüzden June buna

is being assigned to this somebody thinks he's very good in the

atanıyor birisi onun işinde çok iyi olduğunu düşünüyor

job and the boss has said right you take her under your wing so you look after a

ve patron doğru dedi onu kendi kollarına al kanat, böylece bir

nurture her encourage her talents and it start with it's not one-to-one so it's

yetiştirmeye bakarsın, onun yeteneklerini teşvik eder ve bununla başlar, bu bire bir değil,

somebody special you want them to be you want them to be successful if you

özel biri olmalarını istiyorsun, onların başarılı olmalarını istiyorsun,

starting a new job often you will be assigned a mentor and you could say that

yeni bir işe başlarsan, sık sık sana bir akıl hocası atanır. ve onların

you're being taken under their wing they're giving you some personal tuition

kanatları altına alındığını söyleyebilirsin, sana alman için bazı kişisel eğitim veriyorlar

in something hmm to take and your wing it's just like the wing of a bird

ve senin kanadın tıpkı bir kuşun kanadı gibi

protecting you running after you well they literally in nature that's

seni koruyor ve peşinden koşuyorlar.

what the bird will do an adult bird will protect their young by literally putting

kuş yapacak yetişkin bir kuş yavrularını tam anlamıyla

their wings over the birds so it is actually a literal thing in nature so

kuşların üzerine kanatlarını koyarak koruyacaktır yani bu aslında doğada gerçek bir şeydir bu nedenle

you will see birds will protect their young by putting their wings over them

kuşların yavrularını kanatlarını üstlerine koyarak koruyacağını göreceksiniz

and when you're taking somebody under your wing there then you they're green

ve birini altına alırken Kanadın oradaysa sen yeşilsin,

if somebody's new in a job and they haven't got much experience you often

eğer birisi bir işte yeniyse ve fazla tecrübesi yoksa, sık sık

say they're green and they'll want protecting because something might go

onların yeşil olduğunu ve korunmak isteyeceklerini çünkü bir şeyler

wrong and they'll want somebody there to protect them

ters gidebilir ve orada birilerinin korunmasını isteyeceklerini söylersin. onlara

yes and help them through the difficult part of the job that's it franceska

evet ve işin zor kısmında onlara yardım et bu kadar franceska

oh hello Francisco where is this place do you mean this place well this place

oh merhaba Francisco burası neresi demek istiyorsun yani şu an baktığın bu yer

that you are looking at now is where we are and this is a live view outside so

bizim bulunduğumuz yer ve bu dışarıdan canlı bir görüntü yani

there it is that that's outside the window it's a beautiful day Steve oh my

orası pencerenin dışında ne var ne güzel bir gün Steve aman

goodness I can't believe how nice it is it's a lovely day it's very autumnal

tanrım ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum çok güzel bir gün çok sonbahar çok ayrılıyor gerçekten

very that she leaves have really turned it's a nice it's sharp

döndü güzel bir keskin

sunlight very bright very fresh yeah sighs yes coldest it's not stopped

güneş ışığı çok parlak çok taze evet iç çekiyor evet en soğuk

warm not as warm as it has been but it really does look very autumnal we said

sıcak durmuyor eskisi kadar sıcak değil ama gerçekten çok sonbahara benziyor

we use the word fresh to mean that it's the air is quite clear it's not it

taze kelimesini havanın oldukça açık olduğu anlamında kullandığımızı söyledik

doesn't feel muggy or humid it's not terribly cold but it's not that warm

bunaltıcı veya nemli hissettirmiyor çok soğuk değil ama o kadar da sıcak değil bu

either in so it's fresh there's a bit of a wind blowing it just feels

yüzden taze biraz rüzgar esiyor sadece

fresh yes and this is a Sunday afternoon and we are actually live from a place

taze hissettiriyor evet ve bu bir Pazar öğleden sonra ve aslında

called Much Wenlock live from Much Wenlock in England on a Sunday afternoon

bir Pazar öğleden sonra İngiltere'deki Much Wenlock'tan Much Wenlock adlı bir yerden canlı yayın yapıyoruz

this is live English we certainly are

bu canlı İngilizce biz kesinlikle

oh the bird bird bird but is the WIPA Papa Berber but but is the WIPA Papa

kuş kuş kuşuz ama WIPA Baba Berber ama ama WIPA Baba

Bear bear but is the whip of a Berber Berber we're talking about bird words

Ayı mı ama bir Berber Berberinin kırbacı mı bugün kuş sözlerinden bahsediyoruz

today well I haven't got any more that's it that's okay yeah but we were talking

peki bende daha fazlası yok o kadar tamam evet ama bundan bahsediyorduk biz

about it we're we we got there is another one actually oh yes to do with a

varız bir tane daha var aslında ah evet

beak so birds eat with their beak and when they eat they pick peck and there

gagayla yapmak için yani kuşlar gagalarıyla yer ve yediklerinde gagalamayı seçerler ve

is an expression in English called pecking order pecking order so this is

ingilizcede gagalama sırası diye bir ifade vardır hiyerarşi yani bu

actually an expression that we use in English and it means the order that

aslında İngilizce'de kullandığımız bir ifadedir ve

things come in normally based on their status or their position maybe in a

işlerin normalde statülerine veya belki bir şirketteki konumlarına

company or maybe how much authority they have so the pecking order is a

veya belki ne kadar yetkiye sahip olduklarına göre geldiği sıra anlamına gelir, bu nedenle hiyerarşi

particular order of something maybe in a company so the pecking order will be

belirli bir sıralamadır bir şirkette olabilir, bu nedenle hiyerarşi,

from the boss right down to the person who cleans the floors after everyone has

patrondan herkes eve gittikten sonra yerleri temizleyen kişiye kadar olacaktır,

gone home so the the pecking order the order of importance of influence of

bu nedenle hiyerarşi, gücün etkisinin önem sıralaması

power yes but quite often as well it doesn't

evet ama çoğu zaman öyle değil' Kelimenin

have to be literally the managing director down to the office managers

tam anlamıyla genel müdür olmak zorunda değilsiniz, ofis yöneticilerinden

down to the cleaner it can be you've got a group of people in an office all doing

temizlikçiye kadar, bir ofiste hepsi aynı işi yapan bir grup insan olabilir,

the same job hmm they might all be on the 10th on the phones or they might all

hmm hepsi telefonda 10. sırada olabilir veya olabilirler hepsinin

have their own little cubicles all doing the same job but some of them have been

kendi küçük bölmeleri var, hepsi aynı işi yapıyor ama

there a bit longer than others some of them seem to have the the boss's ear and

bazıları diğerlerinden biraz daha uzun süredir orada.

there might be a pecking order within a group of people who were all doing the

same job right endure so for example if you're if you're in sales there might

aynı iş doğru dayan, yani örneğin satıştaysanız,

could be 30 people in your company who are doing the same job in sales but the

şirketinizde aynı işi satışta yapan 30 kişi olabilir, ancak

pecking order some of them have ranked higher than others because they've

hiyerarşide bazıları diğerlerinden daha yüksek sırada yer aldı çünkü onlar daha önce

perhaps been long time they've had more success and

belki de uzun zamandır daha fazla başarı elde ettiler ve

they're seen as in status as being above others so it doesn't have to be just

statü olarak diğerlerinden üstün görülüyorlar, bu yüzden işinizin

literally the order in terms of what your job is it could be the order within

ne olduğuna göre tam anlamıyla bir düzen olmak zorunda değil, bir grup içindeki düzen olabilir.

a group of people all doing the same job here's another one if something is

insanların hepsi aynı işi yapıyor işte bir tane daha var eğer bir şey can

annoying if something gets on your nerves if something you create and and

sıkıcıysa bir şey sinirinizi bozarsa bir şey yaratırsanız ve

you want it to go away or something that you find infuriating you can say that it

onun gitmesini istiyorsanız ya da sinir bozucu bulduğunuz bir şey canınızı

sticks in your craw craw okay and akrur is like the thing that a bird grabs with

sıkıyor diyebilirsiniz tamam ve akrur bir kuşun tırmıkla kaptığı şey gibi, bu

the craw so it really sticks in my craw it's

yüzden gerçekten tırmıma yapışıyor can sıkıcı evet can sıkıcı bir

annoying yes something that's annoying can't get rid of it I know something

like a bird grabbing old or something something it won't go away mr. Duncan

şey ondan kurtulamıyorum. Duncan, bir

I've got another one can I do you use the word pecking but if you okay if you

tane daha var, gagalama kelimesini kullanabilir miyim, ama eğer tamamsan

Peck somebody if you give somebody a peck

birini gagalarsan, birini gagalarsan,

it means you give them a kiss always shot a short little kiss give somebody a

bu onlara bir öpücük verdiğin anlamına gelir, her zaman kısa bir küçük öpücük vur, birine bir

peck you just give them a quick little kiss a peck a peck on the cheek

gagala, sadece onlara verirsin hızlı küçük bir öpücük yanaktan bir gagalama

it means you give them a little kiss on the cheek or on the lips a peck it's not

bu onların yanaklarına veya dudaklarına küçük bir öpücük verdiğiniz anlamına gelir bir gagalama bu

a full-on mouth-to-mouth tongues down the throat kiss it's just a little

tam bir ağızdan ağza değil boğazdan aşağı diller öpücüğü bu sadece küçük bir

little peck I was going to kiss mr. Steve on his head just like a bird just

gagalama beyi öpecektim Steve kafasında bir kuş gibi bir

pecking something just a short sharp affectionate kiss I can't not on air

şeyi gagalıyor sadece kısa, keskin, sevecen bir öpücük Yayında olamam

we'll get on it we'll get complaints yeah I don't want I don't want Jeff to

şikayet alırız evet Jeff'in

get too excited the sight of me kissing mr. Steve on his head might might get

de almasını istemiyorum Bay'ı öptüğümü görünce heyecanlandı . Kafasındaki Steve

too many people very excited another expression there's a bird called a coot

birçok insanı çok heyecanlandırabilir başka bir ifade tavuğu denen bir kuş var

really there's a bird a particular type of bird called a coot which doesn't have

gerçekten bir kuş var tavuğu denen belirli bir kuş türü var hiç tüyü yok

any any it looks like it hasn't got any feathers on the top of its head I don't

gibi görünüyor üzerinde hiç tüy yokmuş gibi görünüyor Başının tepesinde

know whether it actually hasn't got any I think it looks like it hasn't gotten

gerçekten tüy olup olmadığını bilmiyorum sanırım tüyleri yokmuş gibi görünüyor

feathers how you spell it succeed I'm not sure here we go again we've probably

nasıl hecelersen başarılı emin değilim yine başlıyoruz muhtemelen

got that wrong so if you say to some if you say that man is as bald as a coot

yanlış anladık yani bazılarına derseniz, eğer bu adamın bir saka kadar kel olduğunu söylerseniz,

then it's like me hasn't got any hair on his head bull just like the bird itself

o zaman benim kafamda hiç saç yokmuş gibi olur, tıpkı kuşun kendisi gibi boğa, sanırım

I think I think the bird itself has got feathers but because they're a different

kuşun kendisinin de tüyleri olduğunu düşünüyorum ama çünkü onlar' tüylerin geri kalanından farklı bir

color it looks than the rest of the the feathers it looks like it's bald I don't

renk görünüyor kel gibi görünüyor

think it actually is hmm hasn't got any feathers so it looks like it so it's

aslında hmm hiç tüyü yok bu yüzden öyle görünüyor bu

because there is a bird called a coot a bird called a coot bald as a coot

yüzden saka kuşu denen bir kuş olduğu için

somebody who is very bald you could also call me if you want to know if you want

çok kel olan biri beni de arayabilirsin eğer

to insult an old person you can also say an old coot or old bird

yaşlı bir insanı aşağılamak istiyorsan beni de arayabilirsin yaşlı bir kedi veya yaşlı bir kuş da diyebilirsin

yes yes if you say oh look at that old bird it refers to usually a female

evet evet oh diyorsan şuna bak kuş genellikle

elderly person who looks like they've lived life a bit huh therapy

hayatı biraz yaşamış gibi görünen yaşlı bir kadın anlamına gelir ha terapi

thank you fara to spread your wings yes to go out into the world very much to go

teşekkür ederim fara kanatlarını açmak için evet dünyaya çıkmak çok fazla dışarı çıkıp

out into the world to explore what is on offer in the world I like that too

dünyada sunulanları keşfetmek için dünyayı ben de seviyorum,

spread your wings and fly away just like a bird would so once you've once you've

kanatlarını aç ve tıpkı bir kuş gibi uçup git, böylece

fledged the nest and you've found discovered a few little things about

yuvadan kaçtıktan sonra hayata ve ne yapacağına dair birkaç küçük şey keşfetmişsindir.

life and what to do you get the age of 18 you leave home and you those

18 evden çıkıyorsun ve o

restrictions are gone you spread your wings you fly off and and then the world

kısıtlamalar kalkıyor kanatlarını açıyorsun uçup gidiyorsun ve sonra dünya

is your oyster mm-hmm and then off you go I'm gonna write these down because I

senin istiridyen oluyor mm-hmm ve sonra gidiyorsun bunları yazacağım çünkü

keep all these so what we've had they're spreading whichever you afterwards

bunların hepsi bende kaldı onlar hangisini yayıyorsa siz de

spread your wings it doesn't seem very exciting watching mr. Steve write things

kanatlarınızı açtıktan sonra pek heyecan verici gelmiyor mr. Steve,

down that's for two years time when we come back to this subject again but the

bu konuya tekrar döndüğümüzde iki yıl boyunca bir şeyler yazdı ama

big question is did I spell coot right I don't know is that right is that right

asıl soru şu ki coot'u doğru mu heceledim bilmiyorum bu doğru mu doğru mu

did I really spell that right C double O T sure that's how you spell coot

gerçekten doğru mu yazdım C double OT eminim böyle coot'u hecelersiniz o

that was a tea I'm pretty sure that's how you spell cute cute cute scarran

bir çaydı Eminim böyle hecelersiniz sevimli sevimli sevimli skarralı

esters are small water birds that are members of a particular family yes the

esterler belirli bir ailenin üyeleri olan küçük su kuşlarıdır evet

rail D rail day but they look they look like they haven't got any feathers on

raylı D raylı gün ama hiç yokmuş gibi görünüyorlar kafalarında tüyler var

their head that's it and people often describe me as being bald as a coot good

o kadar ve insanlar beni sık sık kel olarak tanımlıyorlar iyi iyi ki

I'm glad I'm glad I spelt it right my matrix says you did so that's good

doğru hecelediğime sevindim matrisim öyle yaptığını söylüyor

thank you very much matrix thank you for your approval there I got a thumbs up

çok iyi teşekkür ederim matrix onayınız için teşekkürler ben Matrix'ten bir başparmak yukarıya aldım,

there from matrix that's good so are there any others KITT you can think of

bu iyi, yani aklınıza gelen başka KITT var mı,

no that I can't think of anything I can't think of any others so let's think

hayır, ben hiçbir şey düşünemiyorum, başkalarını düşünemiyorum, öyleyse hadi

if we've got wings take somebody under your wing there's a very often there's a

kanatlarımız varsa düşünelim, birini kanatlarınızın altına alın çok sık bir tane var

very obvious one bird in the hand is worth two in the bush

çok bariz bir eldeki kuş çalıdaki iki kuşa bedeldir

oh we've had that one you're not losing your memory again I'm getting tired you

ah bizde o vardı bir daha hafızanı kaybetmiyorsun yoruldum

know I get tired towards the end of the livestreams mister don't let me stand

biliyorsun ya yoruluyorum canlı yayınların sonlarına doğru bayım sürekli ayakta durmama izin vermeyin

all the time it's always the last fifteen minutes mr. Steve starts to get

her zaman son on beş dakikadır bay. Steve

very tired I need a shot of something to keep me Gary there's no answer to that

çok yorulmaya başlıyor Beni ayakta tutacak bir şeye ihtiyacım var.

but of course in the olden days commander's back remember

no one remember back in the 1970s or the sixties when you saw an attractive woman

and you said yes you said oh I wouldn't mind talking to that bird yes women were

evet dedin ah o kuşla konuşmayı umursamıyorum evet kadınlar

often described as birds I'm going out tonight to chat up a bird who was that

genellikle kuş olarak tanımlanırdı bu gece bir kuşla sohbet etmek için dışarı çıkıyorum

bird I saw you with the other night we don't tend to use that anymore

geçen gece seni gördüğüm o kuş kimdi bunu kullanma eğiliminde değiliz artık

yes it's become a little politically incorrect yes to describe a woman as a

evet biraz politik olarak yanlış oldu evet bir kadını kuş olarak tanımlamak

bird is yes but men used to say that I'm going out with the bird later yes I'm

evet ama erkekler eskiden kuşla daha sonra çıkacağımı söylerdi evet

going out tonight I'm going to see me bird I can't I can't see you down the

bu gece dışarı çıkıyorum beni görmeye gidiyorum kuşum yapabilirim Seni barın aşağısında göremiyorum

pub I can't see my mates down the poke tonight because I'm taking the bird out

Bu gece arkadaşlarımı dürttüğümde göremiyorum çünkü kuşu

to watch a film yeah I actually just still used amongst older general older

bir film izlemeye götürüyorum evet aslında hala eski genel eski

generation older people sorry winner elderly

nesil yaşlı insanlar arasında kullandım üzgünüm kazanan yaşlı

people saying bird hello my granddad said that he's seeing his

insanlar kuşa merhaba diyor dedem bu gece kuşunu göreceğini söyledi

bird tonight I don't think elderly people use the

yaşlı insanların ald kelimesini kullandığını sanmıyorum bence

words Ald I think sort of people who have an older generations would use that

daha eski nesiller bu

folk' for example I grew up eople of my age your age okay then

halk kelimesini kullanırdı mesela ben büyüdüm benim yaşımdaki insanlar senin yaşında tamam o zaman

Wow days old of course you could also say chick you can also say chick yes

Wow günler eski tabii ki civciv de diyebilirsin civciv de diyebilirsin evet yani evet oh o

so yes oh she's a cute chick yes who was that chick I saw you with last night I

tatlı bir civciv evet dün gece seni gördüğüm o civciv kimdi

think that tends to be used or it used to be used more in American English so

bence bu daha çok kullanılıyordu ya da daha çok kullanılıyordu Amerikan İngilizcesinde yani

maybe in the United States it was chick and over here we would say bird but

belki Birleşik Devletlerde civcivdi ve burada kuş derdik ama

nowadays of course because everything is so sensitive everyone is very sensitive

günümüzde tabi ki her şey çok hassas olduğu için herkes çok hassas bu

so we can't describe a lady or a woman as a bird or a chick anymore it's

yüzden artık bir bayanı veya kadını kuş veya civciv olarak tanımlayamayız.

forbidden of course it was used to mean something attractive yes something

yasak tabii ki çekici bir şey anlamında kullanılıyordu evet

attractive so is that it's actually a compliment yes it used to be what does

çekici bir şey yani aslında bir iltifat mı evet eskiden ne yapar

what does a pharaoh has said what does I think we've got somebody new Ricardo oh

bir firavun ne dedi ne bence yeni birini bulduk Ricardo oh hadi bir bakalım

let's have a look on Belarus here is welcoming somebody let me just let me

Belarus'ta burada biri karşılıyor, izin ver

just press the button somebody called Ricardo so maybe Ricardo

sadece düğmeye basmama izin ver Ricardo adında biri yani belki Ricardo

is new to the live stream Ricardo Cardoso welcome to the live chat we are

canlı yayında yenidir Ricardo Cardoso canlı sohbete hoşgeldiniz

here for a few more minutes and then we are going don't forget we are here just

birkaç dakika daha buradayız ve sonra gidiyoruz yapma unutun biz buradayız sadece

to remind you every Sunday every Sunday we are here live as live can be from 2

hatırlatmak için her pazar her pazar buradayız canlı canlı saat 14:00'dan itibaren olabilir.

p.m. UK time for those who can't remember 2 p.m. every Sunday and also

Hatırlayamayanlar için İngiltere saati 14:00 her Pazar ve ayrıca

you can donate if you would like to see this continue you can donate via PayPal

bağışta bulunabilirsiniz, bunun devam etmesini istiyorsanız PayPal aracılığıyla bağışta bulunabilirsiniz

and there is the address down there you can see it going by right now Farah has

ve aşağıda adres var, hemen geçtiğini görebilirsiniz Farah yaptı

made it has made an interesting comment ok what does it mean the chicken and the

ilginç bir yorum yaptı tamam bu ne anlama geliyor? tavuk ve

egg situation well that is what we call a paradox yes

yumurta durumu işte buna paradoks diyoruz evet

a conundrum a paradox is something that has no answer now some people believe

muamma paradoks cevabı olmayan bir şeydir şimdi bazı insanlar

that they do have the answer and they say that the egg came first before the

cevabı bildiklerine inanıyorlar ve yumurtanın kuştan önce geldiğini söylüyorlar

bird but all the chicken so it is a kind of paradox it is the thing that cannot

ama tüm tavuk bu yüzden Bu bir tür paradoks,

really be answered because to have an egg you have to have the chicken but to

gerçekten cevaplanamayacak bir şey çünkü bir yumurtaya sahip olmak için tavuğa sahip olmanız gerekir, ancak tavuğa sahip olmak için

have the chicken you have to have the egg but to have the egg you have to have

yumurtaya sahip olmanız gerekir, ancak yumurtaya sahip olmak için

the chicken so which came first yes so it is what we call a paradox I think the

tavuğa sahip olmanız gerekir. ilk geldi evet bu yüzden paradoks dediğimiz şey bence

answer is that there never was a chicken just didn't appear out of nowhere and

cevap şu ki hiçbir zaman bir tavuk olmadı sadece birdenbire ortaya çıkmadı ve

the egg just didn't appear out of nowhere there there just evolved over

yumurta birdenbire orada ortaya çıkmadı orada sadece zaman içinde gelişti

time and now we have a chicken and an egg but probably millions of years ago

ve şimdi biz bir tavuğumuz ve bir yumurtamız var ama muhtemelen milyonlarca yıl önce

it was something different hmm so maybe maybe many many many hundreds of

bu farklı bir şeydi hmm yani belki birçok

thousands of years ago millions millions and millions of years ago maybe the bird

yüzbinlerce yıl önce milyonlarca milyonlarca ve milyonlarca yıl önce belki kuş

used to just fall out and there was no egg so you see now I think eggs came

sadece düşerdi ve yumurta yoktu yani şimdi görüyorsunuz yumurtalar

first no so that's it no I'm just saying that that's it so so that's one of the

önce geldi bence hayır yani öyle değil hayır sadece öyle olduğunu söylüyorum yani

theories so maybe that that came first but there are lots of animals that are

teorilerden biri bu yani belki önce o geldi ama yumurtadan doğan birçok hayvan var

born from from an egg snakes turtles aren't snakes aren't they born from eggs

yılanlar kaplumbağalar yılanlar yumurtadan doğmaz mı evet

yes definitely oh yes very much so turtles lay their eggs yes there are

kesinlikle oh evet çok kaplumbağalar yumurtalarını bırakır evet tavuklardan

lots and lots of animals other than chickens all birds of course eggs yes

başka çok ama çok hayvan var tüm kuşlar tabii ki yumurta evet

dinosaurs well that's an interesting point

dinozorlar pekala bu ilginç bir nokta

dinosaurs yeah they assume because their birds are related to dinosaurs they

dinozorlar evet varsayıyorlar çünkü onların Kuşlar dinozorlarla akraba

assume that I don't know enough about this subject but they seem that all

benim bu konu hakkında yeterince bilgim olmadığını düşünüyorlar ama sanki tüm

dinosaurs came from eggs well in fact I think they probably think that there

dinozorlar yumurtadan çıkmış gibi görünüyorlar aslında sanırım muhtemelen orada

were you know there could have been some hot blooded dinosaurs around which could

olduğunu sanıyorlar, biliyorsunuz etrafta bazı sıcakkanlı dinozorlar olabilirdi.

have given birth to live babies but I don't know we don't really know the

canlı bebekler doğurdum ama bilmiyorum cevabını pek bilmiyoruz

answer to well don't forget David Attenborough the famous naturalist he

pekala unutma ünlü doğa bilimci David Attenborough

found an egg many many years ago and they pieced it

yıllar önce bir yumurta bulmuş ve onu parçalamışlar

they were able to put it back together and they formed it back into its

onu geri koyabilmişler birlikte ve

original shape and and it's huge and apparently that is supposed to be a

orijinal şekline geri döndürdüler ve çok büyük ve görünüşe göre bu bir

dinosaur egg or from from the very early animals that that walked on the planet

dinozor yumurtası veya gezegende yürüyen çok erken hayvanlardan

back to the live chat mr. Duncan shall we go back to the live chat many minutes

canlı sohbete geri dönüyor Bay. Duncan, canlı sohbete geri dönelim mi, dakikalar

left they've got things going - as usual make you a tea cake we're having a tea

kaldı, işleri devam ediyor - her zamanki gibi sana bir çay keki yapalım, sonra bir çay keki içeceğiz, o yüzden

cake cup of tea after so go and fetch the tea okay but there is bad news what

git ve çayı getir tamam ama kötü haberler var ne

there is bad news better no we have no salmon that's true tonight tonight

kötü haberler var daha iyi hayır somonumuz yok bu doğru bu gece

tonight we have no fresh salmon because because Steve forgot to buy it

taze somonumuz yok çünkü Steve somonu almayı unuttu

matrix says do you believe in evolution well evolution isn't something you need

matrix diyor evrime inanıyormusun peki evrim inanman gereken bir şey değil

to believe in are not believing it evolution isn't isn't a religion

evrime inanmıyorsun bir din değil

evolution is pretty much I think every scientist that's ever lived or commented

evrim hemen hemen bence şimdiye kadar yaşamış veya yorum yapmış her bilim insanı

I will say that evolution is fact it's not something you believe in it is fact

evrimin bir gerçek olduğunu söyleyeceğim bu inandığınız bir şey değil gerçektir

it can be proved and has been proved many many times to have actually taken

kanıtlanabilir ve birçok kez kanıtlanmıştır gerçekten

place so yes evolution is a fact yes there are many

gerçekleşti yani evet evrim bir gerçek

you have to believe in it or not yes is a fact yes there are many people over

evet buna inanıp inanmamanız gereken çok kişi var evet bir gerçek

the years that have talked about evolution not just now but maybe 100 200

of course you have Charles Darwin who is seen as the father of the theory of

evolution theory a lot of people think that theory means it's not true or it's

Evrim teorisinin babası olarak görülen Darwin, pek çok insan teorinin doğru olmadığı veya

only imagined but theory can also mean something that's put down on paper to

sadece hayal olduğu anlamına geldiğini düşünür, ancak teori aynı zamanda göstermek için kağıda dökülmüş bir şey anlamına da gelebilir

show and it can be proven so you can prove a theory so the theory of

ve kanıtlanabilir, böylece kanıtlayabilirsiniz. bir teori yani

evolution has as you just said being proved by the fact that there are bones

evrim teorisi az önce söylediğin gibi bu odadan daha büyük kemiklerin olduğu gerçeğiyle kanıtlanıyor ve adil

bigger than this room there have been fair

oldu

and and we know that there aren't any animals around that have those big bones

ve etrafta o büyük kemiklere sahip hiçbir hayvan olmadığını biliyoruz,

so we know and also we can tell that they live millions of years ago so there

bu yüzden biliyoruz ve ayrıca milyonlarca yıl önce yaşadıklarını söyleyebiliriz, bu yüzden işte

you go yes that doesn't mean you see that if if carried asses coming from the

evet, eğer bakış açısından gelen kıçları taşıyorsa,

point of view of I think it was Kara Jess that said that was it or matrix was

Kara Jess olduğunu söyleyenin bu muydu yoksa matrix mi olduğunu gördüğünüz anlamına gelmez.

it I can't remember now whether you I mean you can still be as somebody that

Hala

believes in God and that even evolution there are a lot of scientists who know

Tanrı'ya ve hatta evrime inanan biri olarak olabileceğinizi kastetmiş olup olmadığınızı şimdi hatırlayamıyorum.

that evolution took place it K that's been proven or proven but you could say

if you were a religious person that God started it all off and then eeveelution

Tanrı'nın her şeyi başlattığı ve sonra eeveelution'ın

took it took over from their husband well God had a hand in evolution so you

kocasından devraldığı dindar bir kişi, peki Tanrı'nın evrimde bir eli vardı, bu yüzden

can still suppose Eve that if I supposed to I suppose the problem is I suppose

hala Havva'yı varsayarsam, sorunun şu olduğunu varsayalım, sanırım

the problem in some religions they believe that the earth is only 600 years

bazı dinlerde sorun onlar dünyanın sadece 600 yaşında olduğuna inanıyorum

old I yes six hundred six thousand six six let's not get into that even six

ben evet altı yüz altı bin altı altı buna hiç girmeyelim altı

thousand years six hundred six thousand years old so of course we know dinosaurs

bin yıl altı yüz altı bin yaşında o yüzden tabii ki dinozorların

weren't around six thousand years ago wrong sack has lots of salmon in the

altı bin yıl önce olmadığını biliyoruz yanlış çuval çok şey var buzdolabında somon balığı var,

fridge so can you send us some please we probably in about three hours time yes

bu yüzden bize biraz gönderir misin lütfen muhtemelen yaklaşık üç saat içinde evet

is it frozen is amazon's usually quite quick it delivering can we get an Amazon

donmuş mu amazon genellikle oldukça hızlı teslim ediyor

delivery from wrong sacks house I don't think I can get the Amazon to get they

yanlış çuval evinden bir Amazon teslimatı alabilir miyiz Amazon'u alabileceğimi sanmıyorum

get the Amazon do it yes salmon to us by about seven o'clock tonight which is

Amazon'u almalarını sağlamak için yap evet bize somon balığı bu gece saat yedi civarında, ki bu

when I usually start no scones carried a sir no we've just got tea cakes tonight

genellikle başladığım zamandır, çörek yok efendim hayır, bu gece sadece çay kekimiz var

yes a couple of hundred years ago you see Charles Darwin and when he first

evet, birkaç yüz yıl önce Charles Darwin'i görüyorsunuz ve

introduced his theory of evolution he was sorry

evrim teorisini ilk tanıttığında üzgündü,

well let's go on oh well when he first introduced his theory of evolution a lot

hadi devam edelim oh pekala, evrim teorisini ilk tanıttığında pek

of people were skeptical and they saw him as being a person who was maybe

çok insan şüpheciydi ve onu belki de

possessed and irreligious anti religious or evil or even working

ele geçirilmiş ve dinsiz, din karşıtı veya kötü bir kişi olarak gördüler. hatta

for the devil so yes it's strange how how these things have changed she was

şeytan için çalışmak bile bu yüzden evet bu şeylerin nasıl değiştiği garip, o

quite a religious person well that's the irony he wasn't you know I don't know no

oldukça dindar bir insandı, bu ironi o değildi, bilmiyorum, hayır,

no no he's I feel that you're spraying dragon into areas they don't know very

hayır, o, içine ejderha püskürttüğünü hissediyorum. Steve hakkında pek bir şey bilmedikleri alanlar

much about Steve is straying and also talking all over me I mean I did of

başıboş dolaşıyor ve aynı zamanda üstümde konuşuyor Yani,

course learn all about that but I was at college but yes usually you went to

elbette bunun hakkında her şeyi öğrendim ama ben üniversitedeydim ama evet genellikle

college to study evolution well I studied it because I studied biological

üniversiteye evrimi çalışmak için giderdiniz, iyi çalıştım çünkü çalıştım biyoloji

sciences evolution so you into that you've forgotten all about that then

bilimleri evrimi, yani sizi içine soktunuz ki, tüm bunları unuttunuz, o

well I haven't forgotten about it but I've forgotten the details of Darwin's

zaman ben onu unutmadım ama Darwin'in

life and what he actually believed you know I don't think I don't think I I

hayatının ayrıntılarını ve aslında inandığı şeyleri unuttum, bildiğinizi sanmıyorum

really ever knew that pleasure asks how often do you do the live stream I did

Zevkin canlı akışı ne sıklıkla yaptığınızı sorduğunu gerçekten biliyordum,

mention it just I will show you again the live English stream is every Sunday

bundan bahsetmiştim, sadece canlı İngilizce akışının her Pazar

every Sunday at 2:00 p.m. UK time so now we should all know survival of the

her Pazar saat 14:00'te olduğunu size tekrar göstereceğim. Birleşik Krallık zamanı, bu yüzden artık hepimiz en güçlü olanın hayatta kaldığını bilmeliyiz, bu

fittest that's true that's at the the heart of the yes well the survival of

doğru, evet'in özünde bu var, en güçlü olanın hayatta kalması

the fittest is is everything you can survive and then they go on to reproduce

hayatta kalabileceğiniz her şeydir ve sonra üremeye devam ederler

and if they've got some little bit about them that gives them an advantage over

ve eğer biraz varsa onlara başka bir hayvana göre bir avantaj sağlayan onlar hakkında,

some other animal then they will survive over the other it could be simply very

o zaman diğerine göre hayatta kalacaklar, bu çok

minor yes so you've got something that makes you good at being an English

küçük olabilir, evet, yani sizi İngilizce öğretmeni olarak iyi yapan bir şeye sahipsiniz

teacher and if you had children they were they were the you know you solve

ve eğer çocuklarınız varsa, onlar onlardı. Biliyorsun,

into something and more spectacular well you are currently today can I can I just

bir şeyi çözüyorsun ve daha muhteşemsin, şu anda bugün olabilir misin, sadece

say that there are no children on the way for mr. Duncan

söyleyebilirim ki, Bay için yolda hiç çocuk yok . Duncan

maybe you've got some lurking away by China perhaps I don't know but I am very

belki Çin'de gizlenen birileri vardır belki bilmiyorum ama bundan çok eminim evet

sure of that yes I'm not gonna tell you how I know

sana nasıl bildiğimi söylemeyeceğim

but I'm very sure that I haven't I've only very tall Chinese people in China

ama eminim ki ben yapmadım sadece Çin'de çocuklarınızın gözlük taktığı çok uzun boylu Çinliler

that wearing glasses your children mr. Duncan let's have a look at today's

Mr. Duncan hadi bugünün

mystery idiom I drop the ball oh yes Oh blah blah blah let's have a look at

gizemli deyimine bir bakalım Topu düşürüyorum oh evet Oh blah blah blah hadi

today's mystery idiom and we'll give it the answer cos we are going in 70

bugünün gizemli deyimine bir göz atalım ve cevabını vereceğiz çünkü 70

seconds how many people got it right I don't know what Tomic has I thought you

saniye içinde kaç kişi doğru anladı bilmiyorum 'Tomic'in ne yaptığını biliyorum,

were making a record of that well done to all those who've got it right

bunu doğru anlayan herkese aferin bir kayıt yaptığınızı sanıyordum,

the answer is drop the ball quite a few people got the answer right is mr. Steve

cevap topu düşürmek epeyce insan cevabı doğru anladı, bay. Steve

yawns are you tired are you tired I'm doing all that gardening mr. Duncan the

esniyor, yorgun musun, yorgun musun, bütün o bahçıvanlığı yapıyorum bay. Duncan,

meaning of drop the ball is go on Steve all right to make a mistake or get

topu düşürmenin anlamı devam et Steve, pekâlâ bir hata yapmak veya

something wrong to mishandle something is to drop the ball a foolish mistake

yanlış bir şey elde etmek, bir şeyi yanlış kullanmak, topu düşürmek aptalca bir hata, topu düşürmek

can be described as dropping the ball so if you drop the ball it means you make a

olarak tanımlanabilir, bu yüzden topu düşürürseniz,

terrible error or you make a mistake I think we mentioned that last week you

korkunç bir hata ya da bir hata yaparsın sanırım geçen hafta bundan bahsetmiştik biliyorsun

know I'm sure we mentioned that last week so that's it you could be at work

eminim geçen hafta da bahsetmiştik bu yüzden işte olabilirsin

and then you you see you you drop the ball on something it means that you lose

ve sonra seni görürsün bir şeyin üzerine topu düşürürsün bu kaybettiğin anlamına gelir

focus on something that you're doing and then it goes wrong that's it justjust

yaptığınız bir şeye odaklanın ve sonra ters gidiyor işte tam da az önce

like we just said can I say thank you once again to our can I say thank you

dediğimiz gibi canımıza bir kez daha teşekkür edebilir miyim canımıza bir kez daha teşekkür ediyorum

once again to our lovely donators on patreon I don't mention them enough and

patreondaki sevimli bağışçılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum onlardan yeterince bahsetmiyorum ve

they are very lovely people because they regularly make donations every month

onlar çok sevimli insanlar çünkü her ay düzenli olarak bağış yapıyorlar ki

which is a great help to you because then you always know you've got a

bu size çok yardımcı oluyor çünkü o zaman her zaman belirli bir miktarda geliriniz olduğunu bilirsiniz ki

certain amount of income that you can help to upgrade equipment and things

ekipmanı ve diğer şeyleri yükseltmeye yardımcı olabilirsiniz, bu

that's it so thank you very much to all my lovely

yüzden çok teşekkür ederim tüm sevgili

patreon supporters and you know who you are because I just put your names on the

patreon destekçilerim ve siz kim olduğunuzu biliyorsunuz çünkü sadece isimlerinizi ekrana yazıyorum o kadar

screen that's it Steve we'll have one less look at the live chat and then we

Steve canlı sohbete bir kez daha az bakacağız ve sonra

are going goodbye Martha thank you very much uh Mike thank you thank you Tom

vedalaşacağız Martha çok teşekkür ederim uh Mike teşekkür ederim sen Tom

eggs Thank You Martha we know a Martha is in hospital at the moment

yumurtaları Teşekkürler Martha, bir Martha'nın şu anda hastanede olduğunu biliyoruz

Farah Thank You Farah thank you also to a recur have you ever tried salt

Farah Teşekkürler Farah tekrarlamaya da teşekkürler hiç tuzu denedin mi evet

yes sorry I'm Yoann just wait until I finish talking have you ever tried salty

özür dilerim ben Yoann sadece konuşmayı bitirene kadar bekle hiç tuzlu

smoked salmon I'm not keen on salty fish I don't like fish that's too salty oh

somon füme denedin mi Tuzlu balığa meraklı değilim Çok tuzlu balıkları sevmiyorum oh

there's a type of fish called salt fish oh I see some friends of mine over from

tuzlu balık denen bir balık türü var oh Fransız Guyanası'ndan bazı arkadaşlarımın yemek

French Guiana used to cook and it is just how it sounds it is very salty fish

pişirdiğini görüyorum ve kulağa öyle geliyor ki çok tuzlu balık

I hated it No somebody just said are you gonna put

Bundan nefret ettim Kimse az önce

another grammar lesson on Wednesday no forget to put them all no more grammar

Çarşamba günü başka bir dil bilgisi dersi daha koyacak mısın dedi, unutma hepsini koymayı daha fazla dilbilgisi

lessons I have axed them they are no more because no one's watching them so

dersi yok Onları baltaladım artık yoklar çünkü kimse onları izlemiyor,

there we go how's that not enough people you mean

işte başlıyoruz bu nasıl yeterli değil insanlar Yani

well not many people are watching them that's that's really what I just said

pek fazla insan onları izlemiyor demek istiyorsun, gerçekten az önce söylediğim buydu,

wasn't it no one's watching them not many people it takes me it takes me

kimse onları izlemiyor muydu, pek fazla insan onları

about three days to make them and then no one watches them so yes ok do you

yapmam yaklaşık üç günümü alıyor ve sonra kimse onları izlemiyor, bu yüzden evet, tamam mı?

really want me to go into this now do you really want me to talk about Paulo

Gerçekten şimdi buna girmemi istiyor musun, gerçekten Paulo hakkında konuşmamı istiyor musun Tanrı aşkına bayım?

jeez mr. Duncan isn't making any more grammar lessons but yes no one's

Duncan artık dilbilgisi dersi yapmıyor ama evet kimse

watching them and not enough people are watching loriel people here for example

onları izlemiyor ve yeterince insan loriel izlemiyor örneğin buradaki insanlar

are watching them so we thank you very much unfortunately they haven't broken

onları izliyor bu yüzden çok teşekkür ederiz ne yazık ki

out into the wide world unfortunately I haven't got big breasts that's the

geniş dünyaya dağılmadılar ne yazık ki ben yapmadım' Büyük göğüsleri yok

problem apparently 80% of YouTube viewers are men right and they all want

sorun bu görünüşe göre YouTube izleyicilerinin %80'i erkek haklı ve hepsi

to see sexy ladies they don't want to see too old that's it I'm gonna have a

seksi bayanlar görmek istiyor çok yaşlı görmek istemiyorlar işte bu kadar

sex change mr. Doo they don't want to see two old coupe I'm going to have yet

Cinsiyet değiştireceğim bayım. Doo, iki eski coupe görmek istemiyorlar, henüz

to old coots too old but I'm going to have a sex change mr. Duncan in order to

çok yaşlı olacağım ama cinsiyet değiştireceğim bayım. Duncan

increase your ratings I thought you had so I'm gonna have a sex change and grow

reytinglerini yükseltmek için Aldığını sanıyordum, bu yüzden cinsiyet değiştireceğim ve

some large breasts put a wig on lipstick and then we'll get more viewers yes so

biraz büyük göğüsler yetiştireceğim, ruja bir peruk takacağım ve sonra daha fazla izleyici alacağız, evet, bu yüzden

basically there are no more grammar lessons for those who that's it you see

temelde daha fazla gramer dersi yok işte

there it is how is your grammar there are no more of those because no one

orada görüyorsun gramerin nasıl orada onlardan başka yok çünkü kimse

wanted to watch them it's it's terrible so there we go outside the people that

onları izlemek istemiyor bu korkunç o yüzden şu anda izleyen insanların dışına çıkıyoruz

are watching now that have wall outside the 70 or 80 people that follow me

beni takip eden 70 veya 80 kişinin dışında duvar var

regularly right it's gone for a cop mr. Duncan yeah I've

düzenli olarak doğru, bir polis için gitti bay. Duncan evet

got to have see I've got to be sexy and have you know and I'm sexy and I look at

görmeliyim Seksi olmalıyım ve bilmelisin ve ben seksiyim ve

the camera like this mmm look at me I'm a sexy English teacher yes yes could you

kameraya böyle bakıyorum mmm bana bak Seksi bir İngilizce öğretmeniyim evet evet yapabilir misin yapabilir misin

could you get onto that sex change oh yes I don't know if I can do it in a

o cinsiyet değişikliğine başla oh evet bunu bir hafta içinde yapabilir miyim bilmiyorum

week oh okay but yes maybe I could just maybe drag

oh tamam ama evet belki sadece belki sürükleyebilirim

maybe I could appear in drag drag drag what do you mean by drag drag if a man

belki sürükle sürükle sürükle bir erkek ortaya çıkarsa sürükle sürükle ile ne demek istiyorsun?

appear if a man drags up or it means he's dressing up to look like a woman

bir erkek sürükleniyor ya da bu bir kadın gibi görünmek için giyindiği anlamına geliyor, tamam bu sürüklemede

okay that's good in drag so there you know so I'm going to do that next week

iyi, yani işte bunu önümüzdeki hafta yapacağım ve izleyiciliğinizi artırmak

there's something else I can do and to increase your viewership I think I think

için yapabileceğim başka bir şey var sanırım düşünüyorum

that might have the opposite effect would anybody object to me appearing on

aksi bir etkiye sahip olabilir, herhangi biri bana bay'da görünmeme itiraz eder mi?

mr. Duncan's live English show dressed as a woman I would I would definitely

Duncan'ın kadın kılığında canlı İngilizce şovu

order to increase your rating I would object that's what we want more people

reytinginizi yükseltmek için kesinlikle sipariş verirdim itiraz ederdim daha fazla insanın

seeing you so if that's you know I'm willing to do whatever is necessary

sizi görmesini istediğimiz şey bu yani eğer öyleyse, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım

JC Geordi has sent a donation on the Live Chat lovely thank you very much

JC Geordi bir bağış gönderdi Canlı Sohbet çok teşekkür ederim

also you can send it through PayPal as well you don't have to pay YouTube

ayrıca PayPal ile de gönderebilirsiniz YouTube'a herhangi bir ödeme yapmak zorunda değilsiniz bu yüzden katılan

anything so thank you very much to everyone who's been involved today we

herkese çok teşekkür ederim bugün gidiyoruz

are going I'm glad you've enjoyed today's livestream Steve is going

Bugünkü canlı yayını beğendiğinize sevindim Steve

analytic brain haven't seen an analytic brain on for a while

analitik beyne gidiyor bir süredir analitik beyin görmüyorum

yes analytic brain has not been on today all day oh how lovely I just have only

evet analitik beyin bugün bütün gün açık değil oh ne güzel

just seen the name there catch you later I'm off to make some tea cakes bye bye

adını yeni gördüm seni sonra yakalarım çaylı kek yapmaya gidiyorum güle güle

Jordi is gone it's already going dark outside look look outside wow my

Jordi gitti hava çoktan kararıyor dışarısı bak dışarı bak vay aman

goodness look look how dark it's going already

Wow the day is already coming to an end and so will today's livestream thank you

very much for watching I hope you've enjoyed it I'm back next Sunday from 2

tanrım bak hava ne kadar karanlık Gelecek Pazar saat 14

p.m. UK time this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for

:00'ten sonra dönüyorum. İngiltere saati, bu bay. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde izlediğiniz için teşekkür ediyor

watching and I hope you will join me next Sunday

ve umarım gelecek Pazar saat

from 2 p.m. UK time and of course you know what's coming next yes you do until

14:00'ten itibaren bana katılırsınız. Birleşik Krallık zamanı ve tabii ki bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz, evet, bir

the next time we meet here on YouTube

dahaki sefere burada YouTube

Tatar for now

Tatar'da buluşana kadar şimdilik biliyorsunuz