Focus on PREPOSITIONS - To / About / For / Of - English Addict EXTRA - LIVE Chat + Lesson

What an interesting day we have here.

Burada ne ilginç bir gün yaşıyoruz.

We have lots of sunshine, a little bit of wind.

Güneşimiz bol, rüzgarımız az.

But it is a nice day.

Ama güzel bir gün.

We are having not too hot weather,

Havalar çok sıcak değil

but it is rather nice to say the least. Hi.

ama en hafif tabirle güzel. MERHABA.

Here we go. Yes, we are back.

İşte başlıyoruz. Evet, geri döndük.

I hope you are having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

We are all heads again.

Hepimiz yine başız.

We are together in fact, enjoying

Aslında birlikte

the wonderful language that is English.

harika bir dil olan İngilizce'nin tadını çıkarıyoruz. Size aynı dilin

Coming to you live from the birthplace

doğduğu yerden canlı olarak geliyorum ki

of the very same language, which just happens to be,

bu da,

oh, my goodness, it's England.

aman Tanrım, orası İngiltere.

Hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm.

Hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm hmm.

Doo doo doo doo doo.

Doo doo doo doo doo.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr.

Ben

Duncan in England.

İngiltere'den Bay Duncan.

How are you today?

Bugün nasılsın? İyi misin

Are you okay?

?

I hope so. Are you happy?

Umarım. Mutlu musun?

Are you feeling happy today? I want to see those smiles.

Bugün mutlu hissediyor musun? O gülümsemeleri görmek istiyorum.

I really do.

Gerçekten yaptım.

I hope you all.

umarım hepiniz

You are feeling super duper today.

Bugün süper kandırılmış hissediyorsun.

I am okay. Very busy here.

İyiyim. Burada çok meşgul.

I wish I could tell you what is actually happening today

Keşke size bugün gerçekte neler olduğunu anlatabilseydim

because something very big is happening here.

çünkü burada çok büyük bir şey oluyor.

Right here.

Tam burada.

I can't tell you what it is because I have been told that I can't.

Sana ne olduğunu söyleyemem çünkü yapamayacağım söylendi.

But something quite momentous.

Ama oldukça mühim bir şey.

Oh, I don't think I've ever used that word before.

Oh, bu kelimeyi daha önce hiç kullandığımı sanmıyorum.

Momentous.

Çok önemli. Çok

A momentous moment.

önemli bir an. Çağlar

Something to be remembered through

boyunca hatırlanacak bir şey

the ages is happening today.

bugün oluyor.

You might even say that it is life changing.

Hatta bunun hayat değiştirdiğini bile söyleyebilirsiniz.

A life changing situation is happening today.

Bugün yaşamı değiştiren bir durum yaşanıyor.

I'm not joking.

Şaka yapmıyorum.

I can't mention what it is, unfortunately.

Maalesef ne olduğunu söyleyemem.

It's a shame, isn't it?

Yazık, değil mi?

But I can't.

I can't say what it is at all.

Ama yapamam.

Ne olduğunu hiç söyleyemem.

Anyway, my name is Duncan.

Her neyse, benim adım Duncan.

I like English.

İngilizceyi severim.

I love talking about the English language.

İngilizce hakkında konuşmayı seviyorum.

You might say that I am one of those up there.

Oradakilerden biri olduğumu söyleyebilirsin.

I am an English addict, and I love English so much.

Ben bir İngiliz bağımlısıyım ve İngilizceyi çok seviyorum.

And I have a feeling, because you are here right now.

Ve içimde bir his var çünkü sen şu anda buradasın.

I have a feeling.

Ben bir şey hissediyorum.

Perhaps you are a big fan of English as well.

Belki siz de büyük bir İngilizce hayranısınızdır.

Hello to the live chat straight away.

Hemen canlı sohbete merhaba.

Hello to everyone.

Herkese merhaba.

Oh, we have some lovely people here today.

Oh, bugün burada bazı sevimli insanlar var.

Congratulations, by the way, to be true is Beatrice.

Bu arada tebrikler, Beatrice doğru.

Guess what? You will not believe it.

Ne oldu? Buna inanmayacaksın.

I wonder if when you woke up this morning,

Acaba bu sabah uyandığınızda, bugünün canlı sohbetinde

you thought that you would be first on today's live chat.

birinci olacağınızı düşündünüz mü?

But you are.

Fakat sen.

Congratulations, Beatrice, and welcome.

Tebrikler Beatrice ve hoş geldin.

I really want to tell you what is happening.

Size gerçekten neler olduğunu anlatmak istiyorum.

But I can't. I.

Ama yapamam. I.

I've been sworn to secrecy.

Gizlilik yemini ettim.

We might talk about it next Sunday.

Gelecek Pazar bunun hakkında konuşabiliriz.

We will see what happens. But

Ne olacağını göreceğiz. Ama şu

something going on at the moment.

anda bir şeyler oluyor.

In fact, we have quite a lot of things going on.

Aslında çok şey yaşıyoruz.

Some of them nice and some of them not so nice.

Bazıları güzel ve bazıları çok hoş değil.

We might talk about those things as well on Sunday.

Pazar günü bunları da konuşabiliriz.

Life is one of those things that never stands still.

Hayat asla yerinde durmayan şeylerden biridir.

There are always things happening, and I would imagine that there are stages

Her zaman bir şeyler oluyor ve

or parts of your life where things really do change.

hayatınızın bazı aşamalarının veya bölümlerinin gerçekten değiştiğini hayal ediyorum.

All at once.

Hepsi birden.

At the same time.

Aynı zamanda.

Or at least it appears to do that.

Ya da en azından bunu yapıyor gibi görünüyor.

Hello.

Also to can I say hello to Paolo also, Duchess.

Merhaba.

Ayrıca Paolo'ya da merhaba diyebilir miyim, Düşes?

Hello to you as well.

Sana da merhaba.

We also have Vitesse. Hallo, Vitesse.

Vitesse'miz de var. Merhaba, Vitesse.

Nice to see you.

Also today.

Sizi görmek güzel.

Ayrıca bugün.

And we have Palmira.

Bir de Palmira'mız var.

We hope we.

Umarız biz.

Oh, hello to Sash, Sash.

Oh, Sash'e merhaba, Sash.

Hello to you as well.

Sana da merhaba.

I always like to say hello to as many people as possible.

Her zaman olabildiğince çok kişiye merhaba demek isterim. Sık

Even though I am often accused of ignoring people, I don't ignore anyone.

sık insanları görmezden gelmekle suçlansam da kimseyi görmezden gelmem.

I always try to include everyone here.

Her zaman herkesi buraya dahil etmeye çalışırım. Bir

We also have Duchess. Hello, Duchess.

de Düşesimiz var. Merhaba Düşes. Ben

Nice to see you as well.

de seni gördüğüme sevindim.

Sandra Gonzalez, Bruno.

Sandra Gonzalez, Bruno.

Hello, Bruno.

Merhaba Bruno.

Thank you very much for your lovely compliment.

Güzel iltifatın için çok teşekkür ederim.

The other day, I will be making some changes to this

Geçen gün, bu

very live stream, this actual thing you are watching now.

çok canlı yayında, şu anda izlediğiniz bu gerçek şeyde bazı değişiklikler yapacağım.

Some big changes are coming.

Bazı büyük değişiklikler geliyor.

I gave you a little hint last week.

Geçen hafta sana küçük bir ipucu verdim.

And Bruno said, Mr.

Ve Bruno, Bay

Duncan, I like your new trailer.

Duncan, yeni fragmanınızı beğendim, dedi.

I like the new promo

for your English addict.

İngiliz bağımlınız için yeni promosyonu beğendim.

Just in case you missed it.

Sadece kaçırmış olma ihtimaline karşı.

Here it is right now.

İşte şimdi burada.

A lot of

people feeling excited because there is change in the air.

Pek çok

insan havada değişiklik olduğu için heyecanlı hissediyor.

Definitely.

Kesinlikle. Şu anda havada

I think it is safe to say there is definitely change

kesinlikle bir değişiklik olduğunu söylemenin güvenli olduğunu düşünüyorum

in the air at the moment.

.

Quite a lot, in fact.

Aslında oldukça fazla.

So over the next few weeks, there will be some changes

Önümüzdeki birkaç hafta boyunca,

taking place here on my live stream.

burada canlı yayınımda bazı değişiklikler olacak.

Some things will be changing in appearance.

Bazı şeyler görünüşte değişecek.

Certain things will be added and some things will be taken away.

Bazı şeyler eklenecek ve bazı şeyler çıkarılacak.

Don't worry, I'm not referring to Mr.

Endişelenme, Bay Steve'den bahsetmiyorum

Steve.

.

Steve has become a little bit of a star,

Steve,

to be honest, here on the live chat.

dürüst olmak gerekirse, canlı sohbette biraz yıldız oldu.

Can I say hello to Mohsin?

Mohsin'e merhaba diyebilir miyim?

Hello, Mohsin.

Merhaba Muhsin.

Christina is here as well, talking about the weather.

Christina da burada, hava durumu hakkında konuşuyor.

Apparently

Görünüşe göre

the temperatures are changing where you are

bulunduğunuz yerde sıcaklıklar değişiyor

and also the heatwave appears to be ending.

ve ayrıca sıcak hava dalgası sona eriyor gibi görünüyor.

A lot of places are feeling some relief at the moment

Şu anda birçok yer,

from the incredible heatwave that we've had.

sahip olduğumuz inanılmaz sıcak hava dalgasından biraz rahatlamış hissediyor.

We've had a couple here in the UK over the past month.

Geçen ay İngiltere'de bir çiftimiz oldu.

And as we come towards the end of August, our thoughts

Ve ağustos ayının sonlarına doğru gelirken aklımız

move to other things.

başka şeylere kayıyor.

September is just around the corner,

Eylül ayı yaklaşıyor,

which means that the weather will begin to get cooler.

bu da havaların soğumaya başlayacağı anlamına geliyor.

The days will become shorter.

Günler kısalacak.

There will be less light around.

Etrafta daha az ışık olacak.

So it will get dark early in the evenings and it will get dark,

Yani akşam erkenden hava kararacak ve hava kararacak,

or should I say light much later in the mornings?

yoksa sabahları çok daha geç mi aydınlık demeliyim?

So things will be changing as far as that is concerned.

Dolayısıyla, söz konusu olduğunda işler değişecektir.

Rosario.

Rosario.

Hello, Rosario.

Merhaba Rosario.

It is the 10th birthday of my daughter, Maria.

Kızım Maria'nın 10. doğum günü.

Hello to Maria and congratulations, Maria.

Maria'ya merhaba ve tebrikler, Maria.

Maria.

Maria.

Maria, it is your birthday today and

Maria, bugün senin doğum günün ve bugün on yaşında olan sevgili kızınız Rosario M.S. için

a big

congratulations and happy birthday to your lovely daughter,

büyük bir

tebrik ve mutlu yıllar

Rosario M.S., ten years old today.

.

Congratulations and happy birthday, Maria.

Tebrikler ve mutlu yıllar, Maria.

I hope you have a good day where you are.

Umarım bulunduğunuz yerde iyi bir gün geçirirsiniz.

Hilda is here. Hello, Hilda.

Hilda burada. Merhaba Hilda.

Nice to see you back as well.

Seni de görmek güzel.

I am feeling rather excited this week

Bu hafta oldukça heyecanlı hissediyorum

because, well, I was feeling excited.

çünkü heyecanlıydım.

And then my excitement disappeared because there is a great exploration about to take place.

Ve sonra heyecanım kayboldu çünkü büyük bir keşif gerçekleşmek üzere.

Well, first of all, they are doing some tests, but we are going back to the moon.

Öncelikle bazı testler yapıyorlar ama biz aya geri dönüyoruz. Ay'ı keşfetmeye başladığımızda,

Mankind once again will be taking that short step

insanlık bir kez daha o kısa adımı

or that giant leap

veya o dev adımı atıyor olacak

when once again, as we begin to explore the moon.

.

It is very nearby, but there are still many things

Çok yakın, ama

we don't know about the moon, especially what is underneath the surface of the moon.

ay hakkında, özellikle de ay yüzeyinin altında ne olduğunu bilmediğimiz birçok şey var.

So that is something a lot of people are keen to find out

Bu, pek çok insanın

more about the Chinese, of course, or going to the moon.

Çinliler hakkında daha fazla şey öğrenmeye hevesli olduğu bir şey, tabii ki, ya da aya gitmek.

They have a lot of things planned.

Planladıkları çok şey var.

The Russians are planning to build their own space station.

Ruslar kendi uzay istasyonlarını inşa etmeyi planlıyorlar.

Apparently they will be quitting the International Space Station.

Görünüşe göre Uluslararası Uzay İstasyonundan ayrılacaklar.

They'll be leaving and they are making plans

Gidecekler ve

now to build their own as well.

şimdi kendi planlarını da inşa etmek için planlar yapıyorlar.

So I was a little bit excited but also let down because

Bu yüzden biraz heyecanlandım ama aynı zamanda hayal kırıklığına uğradım çünkü

the rocket did not blast off.

roket patlamadı.

It stayed on the launch pad.

Fırlatma rampasında kaldı.

But apparently they will be launching the rocket this weekend.

Ama görünüşe göre bu hafta sonu roketi fırlatacaklar.

I believe it is Saturday evening, UK time.

Sanırım Cumartesi akşamı, İngiltere saati.

So I'm looking forward to seeing it finally go off.

Bu yüzden, sonunda patladığını görmek için sabırsızlanıyorum.

This is just a test.

Bu sadece bir test.

Of course there will be no people on board the rocket.

Elbette rokette kimse olmayacak.

But it is a test to see how

Ancak roketin ne kadar iyi performans gösterdiğini görmek için bir testtir

well the rocket performs.

.

But later on, they are going to start

Ama daha sonra, Ay'ı

having a little poke

biraz dürtmeye başlayacaklar

and prod

on the moon.

.

Once again, another thing apparently they're going to do is that they're trying

Bir kez daha, görünüşe göre yapacakları başka bir şey de,

they're going to experiment by sending

a space vehicle.

bir uzay aracı göndererek deney yapacaklarını denemek.

I believe it's with people on board

Gemideki insanların daha

further into space

than people have ever been before.

önce hiç olmadığı kadar uzaya gittiğine inanıyorum.

So that also seems quite exciting too.

Bu da oldukça heyecan verici görünüyor.

So I am a little bit excited about that.

Bu yüzden biraz heyecanlıyım. Bu dünyada

I don't know why we have to have something

neden heyecanlanacak bir şeye sahip olmamız gerektiğini bilmiyorum

in this world to be excited about.

.

Hello.

Also to you.

Merhaba.

Ayrıca sana.

Can I say hello to ZC?

ZC'ye merhaba diyebilir miyim?

Kyra is here as well.

Kyra da burada.

Very nice to see you back.

Seni tekrar görmek çok güzel.

We also have Claudia. Hello, Claudia.

Claudia'mız da var. Merhaba Claudia.

I wonder, Claudia,

Acaba Claudia,

I wonder what you are cooking today.

bugün ne pişiriyorsun merak ediyorum.

What is in your pot?

Tencerenizde ne var?

Claudia, I wonder also.

Claudia, ben de merak ediyorum.

Alessandra.

Alessandra.

Hello, compute horizon watching in Bangladesh.

Merhaba, Bangladeş'te bilgi işlem ufku izliyor.

Can I say a big hello to you as well?

Sana da kocaman bir merhaba diyebilir miyim? Pakistan'da izleyen

Can I also say a big special hello to my viewers watching in Pakistan.

izleyicilerime de kocaman bir merhaba diyebilir miyim?

A lot of rain has been falling.

Çok yağmur yağıyor.

Also an interesting thing that I was

Ayrıca

was watching the other day, apparently also it's because

geçen gün izlediğim ilginç bir şey de, görünüşe göre Pakistan'ı

the flooding that is affecting

etkileyen sel nedeniyle

Pakistan, it's killed over a thousand people so far.

, şimdiye kadar binden fazla insanı öldürdü.

But it's not just the rain that's causing this.

Ama buna sebep olan sadece yağmur değil.

Apparently, it is also the early thaw of the

Görünüşe göre, aynı zamanda

the ice on the mountains nearby.

yakınlardaki dağlardaki buzların erken erimesidir.

So you never really think of snow or ice

Yani

being near the countries like Pakistan.

Pakistan gibi ülkelerin yakınında kar veya buz olduğunu asla düşünmezsiniz.

But during the big thaw and this year

Ama büyük çözülme sırasında ve bu yıl

it is happening earlier than it should because of

olması gerekenden daha erken oluyor çünkü

you know why?

neden biliyor musunuz?

So can I send my best wishes to all those watching in Pakistan at the moment?

Şu anda Pakistan'da izleyen herkese en iyi dileklerimi iletebilir miyim?

Our thoughts are with you.

Düşüncelerimiz sizinle.

I'm pretty sure of that today.

Bugün bundan oldukça eminim.

Hello, Natalie.

Merhaba, Natalie.

Hello. Also to.

Merhaba. ayrıca

Oh, hello.

Oh merhaba.

It seems like a long time since I've done this.

Bunu yapmayalı uzun zaman olmuş gibi görünüyor.

Hello to Louis Osmond

Louis Osmond'a merhaba

is here today.

bugün burada.

Hello, Louis.

Merhaba Louis.

Nice to see you back as well.

Seni de görmek güzel. E

Hello to.

merhaba.

Oh, Louis is actually saying hello to Claudia.

Oh, Louis aslında Claudia'ya merhaba diyor.

Hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

As usual. I am so glad to see you again.

Her zaman olduğu gibi. Seni tekrar gördüğüme çok sevindim.

Way back in 2006.

2006'da.

You were here on the first few

İlk birkaç

English addict livestreams.

İngiliz bağımlısı canlı yayınında buradaydınız.

That is right. Yes.

Bu doğru. Evet.

I was talking about this last week because it is interesting to note that

Geçen hafta bundan bahsediyordum çünkü

some of my viewers

who were watching me during my early English addict

erken dönem İngilizce bağımlısı olduğum dönemlerde beni izleyen izleyicilerimden bazılarının,

episodes are here right now

today, including Louis and also Claudia.

Louis ve Claudia da dahil olmak üzere, bugün burada olmaları ilginç.

Hello.

Also to Christina.

Merhaba.

Ayrıca Christina'ya.

I have been watching the television

report about the terrible floods in Pakistan.

Pakistan'daki korkunç sellerle ilgili televizyon haberini izliyordum.

Yes, it's very interesting that they are having two problems.

Evet, iki sorunlarının olması çok ilginç.

So this apparently is not just one problem.

Yani bu görünüşe göre sadece bir problem değil.

It's two heavy rain, but also the the thawing

İki şiddetli yağmur, aynı zamanda

or melting of the ice nearby.

yakındaki buzun çözülmesi veya erimesi.

The glaciers are all starting

Buzulların hepsi

to melt earlier than they should be.

olması gerekenden daha erken erimeye başlıyor. Bu

So it's causing double

yüzden

the problem, unfortunately, which is not good news.

ne yazık ki iki kat soruna neden oluyor ki bu iyi bir haber değil.

Thank you very much for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

By the way, we are talking about a lot of things today.

Bu arada, bugün birçok şeyden bahsediyoruz.

I noticed in the news I was reading some of the gossip.

Haberlerde dedikoduların bir kısmını okuduğumu fark ettim.

I do it.

Yaptım.

Yes, I do.

Evet ediyorum.

I read the gossip.

Dedikodu okudum.

Apparently, Leonardo DiCaprio

Görünüşe göre Leonardo DiCaprio

is dumping

his girlfriend.

kız arkadaşını terk ediyor.

She's 25.

25 yaşında. Görünüşe göre

Apparently, a lot of people are speculating.

birçok insan spekülasyon yapıyor.

They are talking about the fact that he is saying goodbye to her because she's now too old.

Artık çok yaşlı olduğu için ona veda ettiğinden bahsediyorlar.

How old is Leonardo DiCaprio?

Leonardo DiCaprio'nun yaşı kaç?

He must be nearly 55, 56 now.

Şimdi yaklaşık 55, 56 olmalı.

Does it matter?

Önemli mi?

Does it really matter how old someone is to people who are in love?

Aşık insanlar için birinin kaç yaşında olduğu gerçekten önemli mi?

They want to stay together.

Birlikte kalmak istiyorlar.

They want to be together forever and ever and ever until one of them dies.

İçlerinden biri ölene kadar sonsuza dek birlikte olmak istiyorlar.

Unfortunately, as I always

Ne yazık ki, her zaman

say, love is a tragedy waiting to happen

söylediğim gibi, aşk yaşanmayı bekleyen bir trajedidir

because if you have a lovely relationship

çünkü bir noktada güzel bir ilişkiniz varsa

at some point, one or the other will pass away.

, biri ya da diğeri geçip gidecektir. Bu

So I always say that love or even the perfect

yüzden her zaman aşkın ve hatta mükemmel

relationship is always a tragedy waiting to happen.

ilişkinin gerçekleşmeyi bekleyen bir trajedi olduğunu söylerim.

Sadly. But

ne yazık ki Ancak

you hear this quite often

bunu

with celebrities or people who are not celebrities.

ünlülerle veya ünlü olmayan insanlarla oldukça sık duyarsınız.

They will get into relationships.

İlişkilere girecekler.

There may be one person in the relationship is much older

İlişkide diğerinden çok daha yaşlı bir kişi olabilir

than the other one, maybe an older man and a younger woman.

, belki yaşlı bir adam ve daha genç bir kadın.

But of course it can happen the other way around as well.

Ama tabii bunun tersi de olabilir. Partneri olarak genç bir erkeğe sahip olmaya karar veren

You can have a mature lady who decides to have a young man

olgun bir bayana sahip olabilirsiniz

as her partner.

.

It does happen quite, quite a lot.

Oldukça çok oluyor.

Some people think it is bad.

Bazı insanlar bunun kötü olduğunu düşünüyor.

Some people think it's all right.

Bazı insanlar bunun doğru olduğunu düşünüyor.

Quite a few people think there is no problem if there is a large age gap

between two people who want to be together.

Birlikte olmak isteyen iki kişi arasında büyük bir yaş farkı varsa, pek çok kişi sorun olmadığını düşünüyor.

I suppose in the in the past people were quite old fashioned.

Sanırım geçmişte insanlar oldukça eski kafalıydı.

I think that's what it is.

Bence olan bu.

I think maybe these days there are people

Sanırım bu günlerde bu durumlara

who still have an old fashioned way

eski moda bir bakış açısıyla

of looking at these situations.

bakan insanlar var.

Maybe

Belki

Christina says Leonardo

Christina, Leonardo'nun

is a little bit fickle with his love choices.

aşk seçimlerinde biraz kararsız olduğunu söylüyordur.

I think so. Maybe.

Bence de. Belki.

But a lot of people seem to be speculating that

Ancak pek çok insan, son sıkışıklığına

the reason why he has decided to say goodbye

veda etmeye karar vermesinin sebebinin,

to his latest squeeze is because she is

onun

now too old.

artık çok yaşlı olması olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.

Vitesse.

Vitesse.

Thank you, Vitesse.

Teşekkürler Vitesse.

Leonardo is not 56.

Leonardo 56 değil.

He's 47.

O 47.

Okay.

Tamam.

So Leonardo DiCaprio is ten years younger than me.

Yani Leonardo DiCaprio benden on yaş küçük.

Very nice looking man.

Çok hoş görünümlü adam.

I wish I was 47 again.

Keşke tekrar 47 olsaydım.

Oh, I would do so many things differently.

Ah, birçok şeyi farklı yapardım.

I really would.

Gerçekten yapardım.

Nora says, I think an old lady

Nora, Bence

with a young man is still not common.

genç bir adamla yaşlı bir kadın pek alışılmış bir şey değil.

I think it can happen.

Bunun olabileceğini düşünüyorum.

But of course, a lot of people do know that the older man

Ama elbette, pek çok insan, yaşlı erkeğin

will quite often be attracted to a younger woman,

genellikle genç bir kadına ilgi duyacağını bilir

and maybe the feeling will be mutual between

ve belki de bu duygu,

the two people involved in the relationship.

ilişkiye dahil olan iki kişi arasında karşılıklı olabilir.

I'm not here to judge, by the way.

Bu arada yargılamak için burada değilim. Beatrice'i

I'm not here to judge

yargılamak için burada değilim

Beatrice.

.

Says I follow Mr. Duncan.

Bay Duncan'ı takip ettiğimi söylüyor.

I have followed him since 2018, and I remember my embarrassing first day.

Onu 2018'den beri takip ediyorum ve utanç verici ilk günümü hatırlıyorum. Ben

I was in the chat.

sohbetteydim.

But Mr. Duncan gave me an applause, and he.

Ama Bay Duncan beni bir alkışladı ve o da.

He made me feel calm and happy.

Beni sakin ve mutlu hissettirdi.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

Well, as I always say, this is the friendliest place,

Her zaman söylediğim gibi, burası internetteki en arkadaş canlısı yer,

the largest English corner on the Internet.

en büyük İngiliz köşesi.

And everyone is welcome.

Ve herkes hoş geldiniz.

We can have conversations.

Sohbet edebiliriz.

We can talk about various subjects.

Çeşitli konular hakkında konuşabiliriz.

We can talk about all sorts of things, in fact,

Aslında her türden şey hakkında konuşabiliriz,

because that's the reason why we are here

çünkü burada olmamızın nedeni

to share our love of the English language.

İngilizceye olan sevgimizi paylaşmaktır.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr. Duncan in England. How are you today?

Ben İngiltere'den Bay Duncan. Bugün nasılsın? İyi misin

Are you okay?

?

I hope so.

Umarım. Mutlu

Are you happy?

musun?

I really hope you are feeling happy today.

Umarım bugün gerçekten mutlu hissediyorsundur.

Here I am, out and about spending

İşte buradayım, dışarıdayım ve

a little bit of time on this August day,

bu Ağustos gününde biraz zaman geçirip

enjoying some of the sights and, of course,

bazı manzaraların ve tabii ki

the sounds of the great British countryside.

büyük Britanya kırsalının seslerinin tadını çıkarmak üzereyim.

Yes, I'm asking about this is the area in which I live called

Evet, burası hakkında soruyorum, yaşadığım

Much Wenlock in the county of Shropshire.

Shropshire ilçesindeki Much Wenlock adlı bölge.

For those wondering where I actually am and today I thought I would have a little walk around

Aslında nerede olduğumu merak edenler için ve bugün biraz dolaşayım dedim

because it seems like a very long time since we last did that.

çünkü bunu en son yaptığımızdan bu yana çok uzun zaman geçmiş gibi görünüyor. Bu

So we're going to put it right, right now by doing just that.

yüzden şimdi tam da bunu yaparak bunu doğru bir şekilde koyacağız.

I hope you enjoy this video.

Umarım bu videoyu beğenirsiniz.

Many people ask Mr.

Birçok kişi Bay

Duncan, when is your favourite season?

Duncan'a en sevdiğiniz mevsim ne zaman diye soruyor.

Which season in England is your most favourite of all?

İngiltere'de en sevdiğiniz mevsim hangisi?

Well, I have to say, I suppose it depends on what my mood is at the time.

Söylemeliyim ki, sanırım o anki ruh halime bağlı.

If I'm feeling happy, I might think that summer is the best.

Mutlu hissediyorsam, yazın en iyisi olduğunu düşünebilirim.

However, if I'm feeling cold and lonely, maybe I've had a bad day at work.

Ancak, kendimi üşümüş ve yalnız hissediyorsam, belki işte kötü bir gün geçirmişimdir.

I might say winter, because that would represent

Kış diyebilirim çünkü o

the way I was feeling at the time.

zamanlar hissettiğim yolu temsil ederdi.

However, I have to say in first place,

Ancak ilk etapta söylemeliyim ki

two seasons, spring and autumn.

iki mevsim, ilkbahar ve sonbahar.

I love those seasons so much.

O mevsimleri çok seviyorum.

You might say that they are transformative

in the fact that they normally contain certain types of change.

Normalde belirli türde değişimleri içerdikleri için dönüştürücü olduklarını söyleyebilirsiniz.

For example, winter into summer,

Örneğin, kıştan yaza,

we often define spring as being that period of time.

genellikle baharı o zaman dilimi olarak tanımlarız.

And of course, from summer into winter

Ve elbette, yazdan kışa kadar

we often say that autumn

sık ​​sık sonbaharın

is that time of year, but they are lovely seasons.

yılın o zamanı olduğunu söyleriz, ancak bunlar güzel mevsimlerdir.

Lots of colour in both spring and autumn.

Hem ilkbaharda hem sonbaharda rengarenk.

However, today I have to say

Ancak bugün

summer is my favourite

favorim yazın yaz olduğunu söylemeliyim

because I'm outside right now enjoying the summer weather.

çünkü şu anda dışarıda yaz havasının tadını çıkarıyorum.

It is a beautiful day here in England.

Burada, İngiltere'de güzel bir gün.

I'm out and about enjoying the nature and as you can see behind me,

Dışarıdayım ve doğanın tadını çıkarmak üzereyim ve arkamda görebileceğiniz gibi

some beautiful landscapes as well.

bazı güzel manzaralar da var.

I hope that answers your question

Umarım bu sorunuzu yanıtlar

And there was a lovely video taken

Ve

about three weeks ago when I was out and about walking amongst

yaklaşık üç hafta önce ben dışarıdayken ve

all of, well, lots of nature.

pek çok doğanın arasında yürümekle ilgili güzel bir video çekilmişti.

Let's just say

to everybody, we are back.

Herkese geri döndük diyelim.

It's Wednesday and I hope you are having a good day.

Bugün Çarşamba ve umarım gününüz iyi geçiyordur.

How is your week been so far?

Şimdiye kadar haftanız nasıl geçti? İyi

Has it been good or has it been a little

miydi yoksa biraz

difficult, awkward, unpleasant?

zor, tuhaf, nahoş muydu?

Well, I hope being here, not just myself, but also everyone on the live chat,

Pekala, umarım burada olmak, sadece ben değil, canlı sohbetteki herkes,

I hope we can cheer you up and make everything better.

umarım sizi neşelendirebilir ve her şeyi daha iyi hale getirebiliriz.

Very nice.

Çok güzel.

Palmira says Mr.

Palmira, Bay

Duncan, I like your videos.

Duncan, videolarınızı beğendim diyor.

I especially like the videos where you explain one word.

Özellikle bir kelimeyi anlattığın videoları seviyorum.

Do you mean my words? Stop.

Sözlerimi mi kastediyorsun? Durmak.

I used to do a series of videos called The Word Stop,

where I would just take one word from English

İngilizceden sadece bir kelime alıp

and explain it completely in many ways.

onu birçok yönden tamamen açıkladığım The Word Stop adlı bir dizi video hazırlıyordum.

Well, we will see.

Peki, göreceğiz.

We will see what happens.

Ne olacağını göreceğiz.

There are some changes taking place over the next few weeks.

Önümüzdeki birkaç hafta içinde meydana gelen bazı değişiklikler var.

Not bad changes.

Kötü değişiklikler değil.

Most of them are good changes.

Çoğu iyi değişiklikler.

I'm also in the process of finishing

Ayrıca

a new video lesson.

yeni bir video dersi bitirme sürecindeyim.

I was out and about last week in Much Wenlock

Geçen haftalarda Much Wenlock'taydım

and I was filming amongst

ve

the lovely residents of this area.

bu bölgenin sevimli sakinleri arasında çekim yapıyordum.

That's what I was doing.

Ben de öyle yapıyordum.

I was getting some very strange looks.

Çok garip bakışlar alıyordum.

Also something very weird.

Ayrıca çok garip bir şey.

Quite weird.

Oldukça tuhaf.

Unusual happened last week.

Geçen hafta alışılmadık bir şey oldu.

Someone actually knew who I was.

Biri gerçekten kim olduğumu biliyordu.

A group of people were in the local town square and they knew me.

Bir grup insan yerel kasaba meydanındaydı ve beni tanıyorlardı.

They called my name and asked if I was Mr.

Adımı arayıp Bay Duncan olup olmadığımı sordular

Duncan, and I said yes.

, ben de evet dedim.

Very strange.

Çok ilginç.

A very weird moment of time, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse çok tuhaf bir an.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

It's nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

A lot of people, of course, are not interested

Pek çok insan elbette

in the life of celebrities.

ünlülerin hayatıyla ilgilenmiyor.

I suppose one of the things these days is perhaps

Sanırım bugünlerde olan şeylerden biri belki de

we we concentrate too much.

çok fazla konsantre olmamız.

And I think you would be right if you say that these days

Ve bu günlerde

we seem to worried about

what celebrities are doing in their lives.

ünlülerin hayatlarında neler yaptıkları konusunda endişeli göründüğümüzü söylerseniz sanırım haklı olursunuz.

But I always think that that type of gossip

Ama her zaman bu tür dedikoduların

is also a type of publicity as well.

aynı zamanda bir tür tanıtım olduğunu düşünürüm.

You will notice quite often if a certain actor

Belirli bir aktörün

has a movie coming out

bir filminin çıktığını

or an actress is appearing in a new TV show,

veya bir aktrisin yeni bir TV şovunda yer aldığını oldukça sık fark edeceksiniz,

quite often you will notice that they will be in the news.

sıklıkla haberlerde yer alacaklarını fark edeceksiniz.

There will be news reports about them,

not because people are interested in their private lives,

İnsanlar özel hayatlarıyla ilgilendikleri için değil ,

but because they have something coming out soon.

yakında bir şeyler çıkacakları için onlar hakkında haberler çıkacak.

Maybe a new song, a new album,

Belki yeni bir şarkı, yeni bir albüm,

maybe a new TV show or a movie.

belki yeni bir dizi ya da film.

So quite often you will find certain

Bu yüzden, bazı

celebrities appearing in the news

ünlülerin

not because of their private life

özel hayatları

or what they are doing, even though that's what the stories are about.

ya da yaptıkları nedeniyle değil, her ne kadar hikayeler bununla ilgili olsa da, haberlerde göründüğünü sıklıkla görürsünüz.

But in fact, they are just

Ama aslında,

raising their public profile

because they have a new thing, a new project,

yeni bir şeyleri, yeni bir projeleri,

something they have to promote.

tanıtmaları gereken bir şeyleri olduğu için kamu profillerini yükseltiyorlar.

So that's probably what it's all about.

Yani muhtemelen bununla ilgili.

What should the age difference be in a relationship?

Bir ilişkide yaş farkı ne kadar olmalı?

When we say the age difference, we mean the age gap.

Yaş farkı derken yaş farkını kastediyoruz.

So when we talk about the gap, we are talking about

Yani boşluk hakkında konuştuğumuzda,

the space between one thing and another.

bir şey ile bir şey arasındaki boşluktan bahsediyoruz.

But in this situation, we are talking about the age.

Ancak bu durumda, yaştan bahsediyoruz.

Maybe the husband or the boyfriend

Belki koca ya da erkek arkadaş

is older, much older than the girlfriend.

daha yaşlıdır, kız arkadaştan çok daha yaşlıdır.

So it can happen. I think it happens quite often.

Yani olabilir. Bence oldukça sık oluyor.

In fact, Donald Trump,

Aslında, Donald Trump,

I know I'm not supposed to mention his name

biliyorum onun adını anmamalıyım

because nowadays if you do YouTube, normally it comes around to your house

çünkü bugünlerde YouTube'a girerseniz, normalde evinize gelir

and they knock on your door and they say, Yeah, yeah, Mr.

ve kapınızı çalarlar ve "Evet, evet, Bay

Duncan.

Duncan" derler.

Leave it out.

Dışarıda bırak.

Leave it out.

Dışarıda bırak.

Stop talking about you know who.

Kim olduğunu bildiğin hakkında konuşmayı bırak.

Stop it.

Yapma.

Some people are interested in those things,

Bazı insanlar bu tür şeylere ilgi duyar

but he likes he likes the young brides as well.

ama o genç gelinleri de sever.

But I suppose if you are.

Ama eğer öyleysen sanırım.

What's the word I'm looking for, Rich.

Aradığım kelime nedir, Rich.

That's it.

Bu kadar.

If you are rich, wealthy, then you might find that

Zenginsen, varlıklıysan,

people will be more willing to be by your side.

insanların senin yanında olmaya daha istekli olduğunu görebilirsin.

So, yes, it's a very difficult and some might say

Yani, evet, bu çok zor ve bazıları

controversial.

tartışmalı diyebilir.

I don't know. I'm not sure if it's controversial.

Bilmiyorum. Tartışmalı olup olmadığından emin değilim.

But you do see these days, you see young girls

Ama bu günleri görüyorsun,

looking for an older, dare I say,

daha büyüklerini arayan genç kızlar görüyorsun, şeker babacık demeye cüret mi ediyorum

sugar daddy?

?

Oh, dear. Mr.

Ah hayatım. Bay

Duncan, you be very careful what you're saying.

Duncan, ne söylediğinize çok dikkat edin.

Christina says, I don't care about the gap between two people,

Christina, " İki insan arasındaki uçurum umurumda değil

but the quality of their relationship is important. Yes.

ama ilişkilerinin kalitesi önemli" diyor. Evet.

Yes, there is not much of an age gap

Evet,

between myself and this person here.

buradaki kişiyle benim aramda pek yaş farkı yok.

So it's only four years between us.

Yani aramızda sadece dört yaş var.

Between him and me.

O ve benim aramda.

Only four years between us.

Aramızda sadece dört yaş var.

Hello to Alex.

Alex'e merhaba.

Tech tips.

Teknik ipuçları.

I don't think the age gap really matters.

Yaş farkının çok önemli olduğunu düşünmüyorum.

It is more important that the chemistry

between the relationship members or maybe the good chemistry.

İlişki üyeleri arasındaki kimya veya belki de iyi kimya daha önemlidir.

We often talk about chemistry between people,

Sık sık insanlar arasındaki kimyadan,

how well people get along together, how good their relationship is.

insanların birlikte ne kadar iyi anlaştıklarından, ilişkilerinin ne kadar iyi olduğundan bahsederiz.

Some people get along very well with others.

Bazı insanlar diğerleriyle çok iyi anlaşır.

Maybe in a loving relationship, you might find that two people are together

Belki sevgi dolu bir ilişkide, iki kişinin birlikte olduğunu

and they have a wonderful relationship.

ve harika bir ilişkileri olduğunu görebilirsiniz.

They have good chemistry.

İyi bir kimyaları var.

It's a very interesting use of the word, but we do often use this

Bu kelimenin çok ilginç bir kullanımı, ancak bunu genellikle iyi anlaşan

when we are talking about two people get along very well.

iki insandan bahsederken kullanırız .

I suppose a good example is myself and Mr. Steve.

Sanırım iyi bir örnek ben ve Bay Steve.

We do get along very well.

Çok iyi anlaşıyoruz.

We have sometimes we have arguments.

Bazen tartışmalarımız oluyor.

It does happen.

Olur.

Everyone does.

Herkes yapar.

There is no completely perfect

Tamamen mükemmel bir

relationship or friendship.

ilişki ya da arkadaşlık yoktur.

There are arguments.

Tartışmalar var.

Sometimes they happen.

Bazen olurlar.

I know.

Biliyorum.

But yes, I think it's fair to say

Ama evet,

that you do need to have good chemistry.

iyi bir kimyaya sahip olmanız gerektiğini söylemenin adil olduğunu düşünüyorum.

You need to get along with that person.

O kişiyle iyi geçinmen gerekiyor.

And so in that situation, I would

Ve bu durumda,

that it doesn't really matter how old someone is, how old they are.

birinin kaç yaşında olduğunun, kaç yaşında olduğunun gerçekten önemli olmamasını isterdim. İyi

I don't think it really matters as long as they

anlaştıkları sürece bunun gerçekten önemli olduğunu düşünmüyorum

get along well.

.

Go, Sierra. Hello.

Git, Sierra. Merhaba.

Garcia says, can we also have a sugar mummy?

Garcia, şeker mumyamız da olabilir mi?

Well, I suppose so.

Sanırım öyle.

There are.

Var.

There are ladies of a certain age who have a certain amount of wealth.

Belli bir yaşta belli bir servete sahip hanımlar var.

I suppose they can look for a young guy, a younger person, perhaps.

Sanırım genç bir adam arayabilirler, belki daha genç bir insan.

It can happen. Why not?

Olabilir. Neden?

Equality, baby.

Eşitlik bebeğim.

Apparently, that's what they say.

Görünüşe göre, öyle diyorlar.

Morrison says, Personally, I do not care about the age between spouses.

Morrison, “Şahsen ben eşler arasındaki yaşı umursamıyorum.

The important thing is understanding and also the agreement

Önemli olan anlayış ve ayrıca

between the two parties and harmony between

iki taraf arasındaki anlaşma ve çift arasındaki uyum

the couple.

.

I think so, yes.

Öyle düşünüyorum, evet.

So. So we often don't think of age.

Bu yüzden. Bu yüzden genellikle yaşı düşünmeyiz.

In fact, can I just say the older you get

Aslında,

in a relationship quite often

bir ilişkiye girdikçe, diğer kişi hakkında

you will appreciate things that you didn't even know

bilmediğiniz şeyleri bile takdir edeceğinizi söyleyebilir miyim?

about the other person.

It does happen,

especially when you are in a long relationship.

Özellikle uzun bir ilişki içindeyken olur.

Hello, Mr.

Merhaba,

Duncan from Jolie.

Jolie'den Bay Duncan.

Hello, Jolie or Jolie?

Merhaba Jolie mi yoksa Jolie mi?

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim. Daha

There is no experience

with the younger people, but maybe they felt excited

genç insanlarla ilgili bir deneyim yok, ama belki

when beside an older man than me

benden

by three or five years. Yes.

üç ya da beş yaş büyük bir adamın yanındayken heyecanlandılar. Evet.

Most people seem to think and I think I think

Çoğu insan düşünüyor gibi görünüyor ve bence

you might have a very good idea there.

orada çok iyi bir fikriniz olabilir.

Most people think maybe five, five or maybe ten years.

Çoğu insan belki beş, beş ya da belki on yıl düşünür.

So I think ten years between a couple perfectly.

Bu yüzden bir çift arasında mükemmel bir şekilde on yıl olduğunu düşünüyorum.

All right.

Elbette.

But then it depends on how

Ama sonra ne kadar

well they get along together, what the chemistry is

iyi anlaştıklarına,

like between those two people.

bu iki insan arasındaki kimyanın nasıl olduğuna bağlı.

So I have known people in the past

Bu yüzden geçmişte

who have an older boyfriend or an older girlfriend.

daha yaşlı bir erkek arkadaşı veya daha yaşlı bir kız arkadaşı olan insanlar tanıyorum.

The relationship doesn't seem much different from all the rest.

İlişki diğerlerinden pek farklı görünmüyor .

So I suppose, to be honest with you, most of it is about attitude,

Sanırım, size karşı dürüst olmak gerekirse, çoğu tavırla ilgili,

the attitude towards these things.

bu şeylere karşı tutumla ilgili.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Mohsin.

Mohsin says, can you please click like for this video?

Muhsin.

Mohsin diyor ki, lütfen bu video için beğen'e tıklar mısınız?

Yes, I think that is a very good idea.

Evet, bence bu çok iyi bir fikir.

Thank you very much.

Mohsin, please.

Çok teşekkür ederim.

Muhsin, lütfen.

If you would like to share your appreciation, please click.

Siz de beğenilerinizi paylaşmak isterseniz lütfen tıklayınız.

Like right now, underneath this video,

Şu anda olduğu gibi, bu videonun altında,

apparently it might seem like a small thing,

görünüşe göre küçük bir şey gibi görünebilir,

but it's actually quite important in the world of YouTube because when you give me a like

ancak aslında YouTube dünyasında oldukça önemlidir çünkü bana bir beğeni verdiğinizde,

you were also telling YouTube that you like what you see.

YouTube'a gördüğünüzü beğendiğinizi de söylüyorsunuz.

So please

Bu yüzden lütfen

send me a lovely like if you like what you say.

söylediklerini beğendiyseniz bana güzel bir beğeni gönderin.

Claudia says, In my family,

Claudia, "Benim ailemde

many of the women are older than their husbands.

kadınların çoğu kocalarından daha yaşlı," diyor.

Interesting.

İlginç.

I like that.

Bunu sevdim.

Yes, very interesting.

Evet, çok ilginç.

I think it can happen and it does happen.

Bunun olabileceğini düşünüyorum ve oluyor.

We are moving to another subject, preposition

Başka bir konuya, edatlara geçiyoruz

and in English we are talking about those in a few moments.

ve İngilizcede birazdan bunlardan bahsediyoruz.

But first of all, a quick break

Ama her şeyden önce, kısa bir mola

so we can all take a little breath of fresh air.

böylece hepimiz biraz temiz hava alabiliriz.

It's time to open the window.

Pencereyi açma zamanı.

Did it it it isn't.

Yaptı mı, değil mi?

How is your Wednesday?

Çarşambanız nasıl?

Is it going well?

İyi gidiyor mu?

I really hope so.

Umarım öyledir.

English addict, of course.

Tabii ki İngiliz bağımlısı.

Today is the 31st of August,

Bugün 31 Ağustos,

the final day of August.

Ağustos'un son günü.

And of course, a lot of people today commemorating

Ve tabii ki bugün pek çok insan

the sad death of Princess Diana.

Prenses Diana'nın üzücü ölümünü anıyor.

Have you ever seen the movie The Queen?

Kraliçe filmini hiç izledin mi?

It was on yesterday.

Dün yayındaydı.

So one of the TV channels here in England actually showed

İngiltere'deki TV kanallarından biri

the queen yesterday.

dün kraliçeyi gösterdi.

And it's all about the period of time

Ve her şey,

when Princess Diana was killed in that horrific

Prenses Diana'nın Paris'teki o korkunç araba kazasında öldüğü zaman

car crash in Paris

and a 25 year,

ve 25 yıl,

surely not 25 years ago.

kesinlikle 25 yıl önce değil.

Really?

Gerçekten mi?

I can't believe it.

inanamıyorum

25 years ago, most people seem

25 yıl önce, çoğu insan

to remember where they were or what they were doing and how they felt at the time.

nerede olduklarını veya ne yaptıklarını ve o sırada nasıl hissettiklerini hatırlıyor gibi görünüyor.

But it was a very interesting movie.

Ama çok ilginç bir filmdi.

I've seen it a couple of times in the past and I think it's quite a good movie.

Daha önce birkaç kez izledim ve bence çok güzel bir film.

What I find fascinating is how

Büyüleyici bulduğum şey,

all of the actors in the movie are very similar

filmdeki tüm oyuncuların

to the people they are playing.

oynadıkları insanlara ne kadar çok benzediği.

I think it's quite difficult.

Bence oldukça zor.

If you are an actor, it's quite difficult to become

Eğer bir oyuncuysanız,

a person who actually existed or actually lived.

gerçekten var olan ya da gerçekten yaşamış bir insan olmanız oldukça zordur. Bu

So I always find that quite fascinating when they can find an actor

yüzden, canlandırdıkları kişiye benzeyen bir aktör veya aktris bulabildiklerinde bunu her zaman oldukça büyüleyici buluyorum

or an actress who looks similar

to the person they are playing.

. En

One of my favourite actors, certainly in that film

sevdiğim oyunculardan biri, kesinlikle o filmde

is Michael Sheen playing the part of Tony Blair.

Tony Blair rolünü oynayan Michael Sheen.

He is absolutely a mazing in that movie.

O filmde kesinlikle bir harika.

And also a very popular actor in this country as well.

Ayrıca bu ülkede de çok popüler bir oyuncu.

So quite a very sad occasion.

Yani oldukça çok üzücü bir durum.

And I remember the feeling in this country

Ve bu ülkedeki duyguyu hatırlıyorum

and I have to say, I've never felt anything like it

ve söylemeliyim ki,

since it appeared as if

sanki

not just the whole country, but the whole world

tüm ülke değil, tüm dünya

had gone into some sort of shock.

bir tür şoka girmiş gibi göründüğünden beri hiç böyle bir şey hissetmemiştim.

So 25 years ago today,

Yani 25 yıl önce bugün,

25 years, I still can't believe that

25 yıl, hala

it is time passing.

zamanın geçtiğine inanamıyorum.

Or am I just getting old?

Yoksa ben mi yaşlanıyorum?

I don't know. It's one of those things.

Bilmiyorum. Bu o şeylerden biri.

I'm pretty sure of it.

Bundan oldukça eminim.

Go see her.

Git onu gör.

Also mentions the passing of Mikhail

Ayrıca

Gorbachev as well yesterday.

dün Mihail Gorbaçov'un vefatından da bahsediyor.

Yes. I didn't realise he 92.

Evet. 92 yaşında olduğunu fark etmemiştim.

Amazing.

Harika.

And also a man with I suppose it

Ve ayrıca, sanırım bu,

depends where abouts you are in the world and which side of

dünyanın neresinde olduğunuza ve Çin

the Great Wall

Seddi'nin

or the Iron Curtain you are actually living on.

veya Demir Perde'nin hangi tarafında yaşadığınıza bağlı.

But some people view him as a good person

Ancak bazı insanlar onu iyi bir insan olarak görüyor

and some people not so sure

ve bazıları o kadar emin değil

because not all of his decisions were good or they were

çünkü kararlarının hepsi iyi değildi ya da

they were not seen as good decisions at the time.

o zamanlar iyi kararlar olarak görülmüyordu.

But all of the good that he did,

Ama yaptığı tüm iyilikler, o

all of the good things that he did way back then.

zamanlar yaptığı tüm iyi şeyler.

Some people

now saying that a lot of those things have now been undone in certain ways.

Bazı insanlar

şimdi bu şeylerin çoğunun artık belirli şekillerde geri alındığını söylüyor.

But yes, a sad moment.

Ama evet, üzücü bir an.

A sad moment when people pass world leaders, celebrities.

İnsanların dünya liderlerini, ünlüleri geçtiği üzücü bir an.

There is always a slight feeling

Her zaman hafif bir

of of loss and sadness.

kayıp ve üzüntü hissi vardır.

I think so,

Sanırım,

Beatrice says.

diyor Beatrice.

I remember that day I was on holiday in the south of Argentina.

Arjantin'in güneyinde tatilde olduğum günü hatırlıyorum.

Exactly.

Kesinlikle.

In a place called Guy Kidman.

Guy Kidman diye bir yerde.

I hope I pronounced right.

Umarım doğru telaffuz etmişimdir.

The Princess of Wales had visited there.

Galler Prensesi orayı ziyaret etmişti.

It was very sad for me. Yes.

Benim için çok üzücüydü. Evet.

I think the only other time

Sanırım

in my life that I can remember,

hayatımda hatırlayabildiğim tek zaman,

everyone feeling shocked was, of course,

herkesin şok hissettiği, elbette,

911 was the other time.

diğer sefer 911'di.

But I can't remember anything before that.

Ama ondan öncesini hatırlayamıyorum.

I suppose the other time that a lot of people seemed shocked

Sanırım pek çok insanın

by an event was was the murder of John Lennon as well in 1980.

bir olay karşısında şok geçirdiği diğer sefer, 1980'de John Lennon'ın öldürülmesiydi.

So I remember that as a child when that happened,

Bu yüzden, çocukken bu olduğunda

everyone was quite shocked.

herkesin oldukça şok olduğunu hatırlıyorum.

Luis Mendez has something to say, Mr.

Luis Mendez'in söyleyecek bir şeyi var, Bay

Duncan.

In my opinion, love has a lot of faces at the start.

Duncan.

Bana göre aşkın başlangıçta çok yüzü vardır.

Love is sex

Aşk seks

and beauty.

ve güzelliktir.

The second stage is comprehension or understanding.

İkinci aşama, kavrama veya anlamadır.

And then at that point, things start being serious.

Ve işte o noktada işler ciddileşmeye başlar.

They become serious.

Ciddileşirler.

And after this stage, what happens is

Ve bu aşamadan sonra olan

truth.

gerçektir.

And I think so the longer you stay in a relationship,

Ve bence bir ilişkide ne kadar uzun süre kalırsan,

the more you find out about the other person.

diğer kişi hakkında o kadar çok şey öğrenirsin.

So I don't think there is any perfect relationship.

Bu yüzden mükemmel bir ilişki olduğunu düşünmüyorum.

What I sometimes notice in relationships is people.

Bazen ilişkilerde fark ettiğim şey insanlar.

People do not give their relationships a chance to grow.

İnsanlar ilişkilerine gelişme şansı vermezler.

And I think the word that was used earlier.

Ve sanırım daha önce kullanılan kelime.

Fickle.

kararsız.

I like that word. Fickle.

Bu kelime hoşuma gitti. kararsız.

People are so choosy, they can't make up their mind.

İnsanlar o kadar seçici ki karar veremiyorlar.

They can't decide what their perfect partner actually is.

Mükemmel partnerlerinin gerçekte ne olduğuna karar veremezler .

And it's very easy days to move on and look for someone else.

Ve devam etmek ve başka birini aramak için çok kolay günler.

So maybe that is that is part of what is happening because it's so easy to move away.

Belki de olan bitenin bir parçası da budur çünkü uzaklaşmak çok kolaydır.

Even marriage, I suppose you can move away from marriage.

Evlilik bile, sanırım evlilikten uzaklaşabilirsin.

Maybe you are married.

Belki evlisindir.

And these days, a lot of people are choosing to get divorced later in life.

Ve bu günlerde, birçok insan daha sonra boşanmayı seçiyor.

They don't give their relationship

İlişkilerine

the chance to become established,

yerleşme şansı vermiyorlar ki

which is quite sad, actually.

bu oldukça üzücü aslında.

Hello, electric.

Merhaba elektrik.

Hello, electric.

Merhaba elektrik.

I like your name, by the way. Women.

Bu arada ismini beğendim. Kadınlar. Sakin

Oh, steady.

ol. Bu

This is not my opinion, by the way.

arada, bu benim görüşüm değil.

This is Electric's opinion.

Bu Electric'in görüşü.

Women are usually looking for a higher

Kadınlar genellikle

socio economic partner than them.

kendilerinden daha yüksek sosyo-ekonomik bir partner ararlar.

Oh, yes.

Oh evet.

I would imagine when a woman

Bir kadın

is looking for a man to share her life with,

hayatını paylaşmak için bir erkek ararken,

maybe there are certain things that she would

belki de

consider as important.

önemli olarak kabul edeceği bazı şeyler olduğunu hayal ediyorum.

Yes. Does he have money?

Evet. Parası var mı?

Might be one of those things.

şeylerden biri olabilir.

No. Okay.

Hayır. Tamam.

Christina, when I went to London, I remember going to the place

Christina, Londra'ya gittiğimde oraya

or to a place

ya da dolu bir yere gittiğimi hatırlıyorum

full.

.

It was a place where I had dinner,

Yemek yediğim bir yerdi

and it was full of Princess Diana's photographs.

ve içi Prenses Diana'nın fotoğraflarıyla doluydu.

I think it was near Kensington.

Sanırım Kensington yakınlarındaydı.

Well, of course, yes.

Tabii ki, evet.

Kensington Palace is a very

Kensington Sarayı,

well-known landmark in London.

Londra'da çok iyi bilinen bir simge yapıdır.

I think you are right there. Yes.

Bence tam oradasın. Evet.

I still can't believe it's 25 years ago.

25 yıl önce olduğuna hala inanamıyorum.

Oh, my life was so much different.

Ah benim hayatım çok farklıydı. 1997'de

It was a really different life

gerçekten farklı bir hayat sürüyordum.

that I was leading way back in 1997.

Very different, in fact.

Aslında çok farklı.

If only I knew that years later I would be here

Keşke yıllar sonra burada

standing in my little studio talking to you live.

küçük stüdyomda durmuş seninle canlı olarak konuşacağımı bilseydim.

I would have never imagined

any of this actually happening.

Bunların hiçbirinin gerçekte olacağını asla hayal edemezdim.

I wouldn't.

yapmazdım

So it would appear that many of you agree that it doesn't really matter

Görünüşe göre çoğunuz,

how old a person is in a relationship or how old both people are.

bir kişinin bir ilişkide kaç yaşında olduğunun veya her iki kişinin de kaç yaşında olduğunun gerçekten önemli olmadığı konusunda hemfikirsiniz.

If one is older and one is younger.

Biri yaşlı biri gençse.

Does it really matter. Mhm.

Gerçekten önemli mi. Mhm.

Okay.

Tamam aşkım.

Today we are talking about prepositions.

Bugün edatlardan bahsediyoruz.

Now I think it is a good idea to do this today.

Bugün bunu yapmanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Son birkaç gündür

I don't know why I've been thinking about this topic for the past couple of days.

neden bu konuyu düşündüğümü bilmiyorum .

I was going to do it maybe on Sunday,

Belki Pazar günü yapacaktım

but instead I've decided to do it today.

ama onun yerine bugün yapmaya karar verdim.

So we are looking at prepositions.

Yani edatlara bakıyoruz. Bir şeyin,

We're going to go through some prepositions

that are used in phrases quite often

as maybe verbs or phrases

where something is being expressed, maybe a feeling or an emotion.

belki bir duygunun ya da bir duygunun ifade edildiği fiiller ya da deyimler gibi deyimlerde oldukça sık kullanılan bazı edatları inceleyeceğiz.

So quite often prepositions are used in those

Bu yüzden bu ifadelerde oldukça sık edatlar kullanılır

phrases.

. Her şeyden önce

First of all, though, a preposition is a type of word that expresses placement,

, bir edat, yerleşimi,

position, direction,

konumu, yönü

or a relative connexion in time or space.

veya zaman veya uzayda göreceli bir bağlantıyı ifade eden bir kelime türüdür.

So preposition signs are showing

Yani edat işaretleri,

how one thing relates to another.

bir şeyin diğeriyle nasıl ilişkili olduğunu gösteriyor.

It can be a physical thing.

Fiziksel bir şey olabilir.

It can be something connected to when a thing happens, where it happens.

Bir şeyin ne zaman olduğuyla, nerede olduğuyla bağlantılı bir şey olabilir. Bugün inceleyeceğimiz edatları kullanarak

We can also express feelings

da duyguları ifade edebiliriz

as well, using prepositions,

which is what we will be looking at today.

.

Common prepositions include. On.

Yaygın edatlar şunları içerir: Açık.

Under.

Altında.

In. Out.

İçinde. Dışarı.

About.

Hakkında.

For two.

İki kişilik.

Of by.

tarafından. O

Since.

zamandan beri.

Before. Beside.

Önce. Yanında.

So you can notice already. Your.

Böylece şimdiden fark edebilirsiniz. Senin.

You should be able to notice and observe

that all of these words

Tüm bu kelimelerin

appear to represent

a position place,

bir konum yerini

or maybe something that happened in the past.

veya belki de geçmişte olmuş bir şeyi temsil ediyor gibi göründüğünü fark edebilmeli ve gözlemleyebilmelisiniz.

Or maybe one person's perception of time

Ya da belki bir kişinin zaman

or a place or the position of something.

veya yer algısı veya bir şeyin konumu.

So some examples. For example, we have

Yani bazı örnekler. Örneğin,

these English phrases

that often use prepositions to be on time.

zamanında gelmek için sıklıkla edat kullanan bu İngilizce ifadelere sahibiz.

You are on time.

Zamanındasın.

If you are on time, it means you are appearing

Zamanında geldiyseniz, ortaya çıkıyorsunuz

or you have arrived when you should.

veya olması gereken zamanda geldiniz demektir.

You have arrived at the right time.

Doğru zamanda geldiniz.

You have arrived on time.

Zamanında geldiniz.

Something has come at the right time.

Bir şey doğru zamanda geldi.

It is on time

Zamanında

under the influence.

etkisi altındadır.

If you are under the influence, that means you have been affected

Etki altındaysanız, bu,

by something that has made you lose your coordination or your senses.

koordinasyonunuzu veya duyularınızı kaybetmenize neden olan bir şeyden etkilendiğiniz anlamına gelir.

Maybe you've been drinking alcohol.

Belki de alkol kullanıyorsun.

You can be in a pickle.

Zor durumda kalabilirsiniz.

If you are in a pickle, it means you are involved in a difficult situation.

Zor durumdaysanız zor bir duruma girmişsiniz demektir.

You have a problem that is bothering you

Canınızı sıkan bir sorununuz

or maybe a difficult situation that you have to solve.

veya çözmeniz gereken zor bir durum olabilir.

You are in a pickle.

Bir turşu içindesin.

You can be out to.

için çıkabilirsin. Öğle

If you are out to lunch, it means you have left your office

yemeğine çıktıysanız, ofisinizden

or your place of work and you have gone to eat your lunch.

veya iş yerinizden ayrıldınız ve öğle yemeğinizi yemeye gittiniz demektir.

You are out to lunch.

Öğle yemeğine çıktın. Aklınızda düşündüğünüz bir şey anlamına gelen

Think about you might think about something

bir şey hakkında düşünebileceğinizi düşünün

that means something in your mind that you are considering.

. Pozisyonunuzu düşündüğünüz

You think about something you are considering your position.

bir şey hakkında düşünüyorsunuz .

You are thinking about whether or not

you will do that thing.

O şeyi yapıp yapmayacağınızı düşünüyorsunuz.

You can stand up for something.

Bir şey için ayağa kalkabilirsin.

If you stand up for something, well,

Bir şey için ayağa kalkarsanız,

it means that you are getting up from your chair,

bu, sandalyenizden kalktığınız anlamına gelir,

but also it means that you are representing a certain cause or movement.

ama aynı zamanda belirli bir amacı veya hareketi temsil ettiğiniz anlamına gelir.

You are standing up for something.

Bir şey için ayağa kalkıyorsun.

See to it.

Bakın.

If a person is told to see to it,

Bir kişiye bunu görmesi söylendiyse,

it means they have to do that thing.

o şeyi yapmak zorunda oldukları anlamına gelir.

You need to be responsible for that thing.

O şeyden sorumlu olmalısın.

You need to see to it. You must do it

Bunu görmelisin.

something that is of its time.

Zamanına uygun bir şey yapmalısın.

If a thing is of its time, it means that thing.

Bir şey zamanına aitse, o şey demektir.

In the past was important.

Geçmişte önemliydi.

But now unfortunately it isn't.

Ama şimdi maalesef öyle değil.

It is old fashioned.

Eski moda.

It is something from the past that is no longer done.

Geçmişten gelen, artık yapılmayan bir şeydir.

It is of its time.

Zamanı geldi.

Stand by.

Yanında olmak.

If you stand by, it means

Eğer yanındaysan,

that you are waiting.

bekliyorsun demektir.

You are prepared.

Hazırsın.

You are ready for something to happen.

Bir şeylerin olmasına hazırsın.

When we tell a person to stand by, we are saying, Are you ready?

Bir kişiye beklemesini söylediğimizde, hazır mısın diyoruz.

Be prepared.

Hazır ol.

Stand by.

Yanında olmak.

Since yesterday, from the previous day,

Dünden beri, önceki günden itibaren,

we often use this also

bunu genellikle

to express

something that happened yesterday.

dün olan bir şeyi ifade etmek için de kullanırız.

Most of the harvesting has now finished.

Artık hasadın büyük bir kısmı bitti.

Over the past few days there were one or two farmers

Geçtiğimiz birkaç gün içinde bir veya iki çiftçi

finishing off their harvesting,

hasadını bitirdi

and I think it's safe to say that most of them now have completed it,

ve artık

although now they are busy trying to prepare their fields for the new harvest.

tarlalarını yeni hasada hazırlamakla meşgul olmalarına rağmen, çoğunun artık hasadı tamamladığını söylemek yanlış olmaz.

And we have a lot of rain coming this weekend, but over the past

Ve bu hafta sonu çok yağmur yağacak, ama son

two or three days we've had some lovely dry weather, not too hot.

iki veya üç gün içinde çok sıcak olmayan güzel bir kuru hava yaşadık.

So many of the farmers in this area.

Bu bölgede çok sayıda çiftçi var.

In fact, you can see behind me many fields behind me

Aslında arkamda

right now that are preparing to be

şu anda iyi olmaya hazırlanan birçok tarla görüyorsunuz

well, normally they have to turn the ground over

, normalde altlarını açmak için toprağı çevirmeleri gerekiyor

to reveal the soil underneath

and then they will prepare that land

ve sonra o araziyi bir

for the next harvest.

sonraki hasat için hazırlayacaklar.

It never stops.

Asla durmaz.

The life of a farmer is a busy one, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse, bir çiftçinin hayatı meşguldür.

Thanks for your comments. That's very kind of you to say.

Yorumlarınız için teşekkürler. Bunu söylemen çok nazik.

I think I covered up very well

there the fact that I had to suddenly have a drink of water.

Aniden bir bardak su içmem gerektiği gerçeğini orada çok iyi örttüğümü düşünüyorum. Bu

So we are looking very briefly

nedenle,

at certain phrases that can use prepositions.

edat kullanabilen belirli ifadelere çok kısaca bakıyoruz.

We had stand by.

Beklemedeydik.

If you stand by, it means you are waiting for something to happen.

Kenarda duruyorsanız, bir şeylerin olmasını bekliyorsunuz demektir.

You must be prepared. Stand by.

hazırlıklı olmalısın Yanında olmak.

Stand by.

Yanında olmak.

We are about to go live.

Canlı yayına geçmek üzereyiz.

Are you prepared?

Hazır mısın?

Since yesterday.

Dünden beri.

Since the day before today.

Bugünden önceki günden beri.

Since yesterday.

Dünden beri. O andan

From that point in time.

itibaren.

Since

Çünkü

is often used to mean something

genellikle hatırladığımız geçmişten bir şey

or a point in time from the past that we are remembering

veya bir nokta anlamında kullanılır

and maybe something that has changed in our life

ve belki de o andan itibaren hayatımızda değişen bir şey

from that moment

to stand before them or to stand before people.

onların veya insanların önünde durmak için kullanılır.

If you stand before someone, it means you are standing in front of them.

Birinin önünde duruyorsanız, onların önünde duruyorsunuz demektir.

You are before them, you are in front of that person.

Sen onların önündesin, o kişinin önündesin.

So maybe you are standing in front of someone in a queue,

Yani belki sıradaki birinin önünde duruyorsunuz,

or maybe you are standing face to face.

belki de yüz yüze duruyorsunuz.

You are having to talk to one person or many people.

Bir kişiyle veya birçok kişiyle konuşmak zorunda kalıyorsunuz.

You stand before them.

Onların önünde duruyorsun.

You are standing in front.

önünde duruyorsun.

Maybe you are looking away or maybe you are looking towards them

Belki uzağa bakıyorsun ya da belki de

to be beside yourself.

yanında olmak için onlara doğru bakıyorsun.

I like this expression.

Bu ifade hoşuma gitti.

If a person is beside themselves,

Bir kişi kendi yanındaysa,

then they have lost control of their emotions.

duygularının kontrolünü kaybetmiştir.

Maybe you are shocked or outraged

Belki de

by something you've heard or seen

duyduğun ya da gördüğün bir şey seni şaşırttı ya da kızdırdı,

so you can feel beside yourself.

böylece kendinden geçmiş gibi hissediyorsun.

Maybe you feel so disconnect.

Belki de çok kopuk hissediyorsun.

Take it from your emotions.

Duygularından al.

Maybe something has shocked you, surprised you.

Belki bir şey seni şok etti, seni şaşırttı.

You can be beside yourself.

Kendinin yanında olabilirsin.

So there are some basic uses

Bu nedenle, edatların tümcelerdeki bazı temel kullanımları vardır

of prepositions in phrases.

.

Of course, I have made a lesson on my YouTube

Tabii ki YouTube

channel all about prepositions as well.

kanalımda da edatlarla ilgili bir ders yaptım.

There are lots of English lessons on my YouTube channel

YouTube kanalımda bir sürü İngilizce dersi var

and of course, don't forget, you can always catch me live here on YouTube as well.

ve tabii ki beni YouTube'da da canlı olarak her zaman yakalayabileceğinizi unutmayın.

Every Sunday and Wednesday.

Her Pazar ve Çarşamba.

Every Sunday and Wednesday from 2 p.m.

Her Pazar ve Çarşamba saat 14:00'ten itibaren.

UK time.

İngiltere saati.

And of course you can also subscribe vibe to my YouTube channel as well.

Ve tabii ki YouTube kanalıma da vibe abone olabilirsiniz .

It's almost time to say goodbye.

Neredeyse veda zamanı.

I will be going in a few moments.

Birkaç dakika sonra gideceğim.

Yes, there are many English lessons on my YouTube channel.

Evet, YouTube kanalımda birçok İngilizce dersi var .

It is not just life lessons but also recorded lessons as well.

Sadece hayat dersleri değil, aynı zamanda kayıtlı dersler de var.

I will be back with you on Sunday.

Pazar günü aranızda olacağım.

Don't worry, I won't forget you.

Merak etme seni unutmayacağım.

I will be back with you on Sunday from 2 p.m. UK.

Pazar günü saat 14:00'den itibaren sizlerle olacağım. İngiltere

And of course you know who is joining is on Sunday. Mr.

Ve tabii ki kimin Pazar günü katılacağını biliyorsunuz. Bay

Steve will be here as well.

Steve de burada olacak.

Yes, maybe.

Evet belki.

Maybe there will be some big news.

Belki büyük haberler gelir.

We're not sure at the moment because Mr.

Şu anda emin değiliz çünkü Bay

Steve doesn't want to talk about it.

Steve bu konuda konuşmak istemiyor.

We will see what happens on Sunday.

Pazar günü ne olacağını göreceğiz.

Mood Steve is in.

Steve havasında.

I hope you've enjoyed

Umarım

today's live stream.

bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir.

You know, I love being with you.

Biliyor musun, seninle olmayı seviyorum.

And also, you know that I do all of this for free.

Ayrıca, bunların hepsini bedavaya yaptığımı biliyorsun.

It doesn't cost you anything.

Sana hiçbir maliyeti yok.

However, if you want to make a donation to help my work

Ancak, işimin

continue to support all of this, please feel free.

tüm bunları desteklemeye devam etmesine yardımcı olmak için bağış yapmak istiyorsanız, lütfen çekinmeyin.

The address coming in a few moments.

Adres birazdan geliyor.

Thank you very much for your company.

Şirketiniz için çok teşekkür ederim.

It's been great being with you.

Seninle olmak harikaydı.

I always love coming here and sharing my time with you

Buraya gelmeyi ve zamanımı sizinle paylaşmayı her zaman çok seviyorum

and hopefully you feel the same way as well.

ve umarım siz de aynı şekilde hissediyorsunuzdur.

Thanks a lot for your company.

Şirketiniz için çok teşekkürler.

We have quite a few people here watching who've not been here.

Burada olmayanları izleyen epeyce insanımız var .

Hello to oh I Loredo hello to you

Merhaba oh I Loredo merhaba sana

thanks for joining me today watching in Brazil apparently

bugün Brezilya'da izlediğim için bana katıldığın için teşekkürler, görünüşe göre

we also have AM Emory's

bizde de [ __ ] Emory'nin

Mr. Duncan what does the difference and what is the difference

Bay Duncan'ı var ve

between in time and on time?

zamanında ve zamanında arasındaki fark nedir?

In time is a way of expressing

In time, belirli bir süre içinde gerçekleşecek bir şeyi ifade etmenin bir yoludur

something that will happen within a certain amount of time

or of course we can use in time

veya elbette in time'ı

to mean as time goes by.

zaman geçtikçe anlamında kullanabiliriz.

So maybe in time, in time

Yani belki zamanla, zamanla

everything will seem

her şey

clear.

netleşir.

We can also say over time.

Zamanla da söyleyebiliriz.

So in time it means something

Yani zaman içinde,

that is happening within a certain period of time.

belirli bir süre içinde olan bir şey anlamına gelir.

Or maybe if you have a restriction of time

Ya da belki bir zaman kısıtlamanız varsa

and you do it before that restriction

ve bunu o kısıtlamadan

or that end occurs, you do it in time.

veya o son gelmeden önce yaparsanız, zamanında yaparsınız.

And of course, if you do something on time,

Ve elbette, bir şeyi zamanında yapıyorsanız,

it means you do it at the right time.

onu doğru zamanda yapıyorsunuz demektir.

You are on time.

Zamanındasın.

We have Libya watching.

Libya'yı izliyoruz.

Hello, Alya Assane watching in Libya.

Merhaba, Alya Asane Libya'da izliyor.

Hello to you.

Merhaba sana.

Thank you for joining us.

Bize katıldığınız için teşekkürler.

I do have quite a few people watching in Libya.

Libya'da izleyen epey insan var.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

I'm going now.

Şimdi gidiyorum.

See you on Sunday.

Pazar görüşürüz.

I hope you've enjoyed today's livestream.

Umarım bugünkü canlı yayını beğenmişsinizdir.

I love doing this and I hope you love watching.

Bunu yapmayı seviyorum ve umarım siz de izlemeyi seversiniz. Gördüklerini beğendiysen

Don't forget to give me a lovely like if you like what you see,

bana güzel bir like atmayı unutma ,

you may give me one of these, please.

bunlardan birini bana verebilirsin, lütfen.

I will be ever so happy if you can catch you later

Seni daha sonra yakalarsan çok mutlu olacağım,

Sunday is when I'm back with you.

Pazar günü seninle tekrar birlikteyim.

I'm with you on Sunday and Wednesday.

Pazar ve Çarşamba sizlerleyim.

Live from 2 p.m. uk time.

14:00'dan itibaren canlı yayın ingiltere saati.

That is when I'm with you.

İşte o zaman seninleyim.

Sunday Wednesday 2 p.m.

Pazar Çarşamba 14:00

UK time you can check the time difference if you want

İngiltere saati ile isterseniz saat farkını kontrol edebilirsiniz

and then you won't miss any of my livestreams.

ve canlı yayınlarımdan hiçbirini kaçırmazsınız.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

See you later.

Sonra görüşürüz.

It's been fun being here with you again and I will see you on Sunday.

Sizlerle tekrar burada olmak eğlenceliydi ve Pazar günü görüşürüz.

This is Mr.

Duncan in the birthplace of English, saying, thank you very much for watching me today.

Bu,

İngilizcenin doğum yerindeki Bay Duncan, bugün beni izlediğiniz için çok teşekkür ederim, diyor.

And of course, until the next time we meet, you know what's coming next.

Ve tabii ki, bir dahaki görüşmemize kadar, sonra ne olacağını biliyorsun.

Yes, you do

Evet,

ta ta for now

şimdilik ta ta yapıyorsun