Friday the 13th - Lockdown in England -- LIVE stream with Mr Duncan / Chat in English

Do you know the name of my stick? my stick has a  very special name hi everybody this is mr duncan  

Çubuğumun adını biliyor musun? sopamın çok özel bir adı var herkese merhaba ben ingiltere'de bay duncan

in england how are you today are you okay i hope  so are you happy are you feeling happy today  

bugün nasılsınız iyi misiniz umarım öyleyse mutlusunuzdur bugün mutlu hissediyorsunuz

i hope so here we are then yes another day in  lockdown live from england for those watching  

umarım öyleyse buradayız o zaman evet başka bir gün kilit altında olanlar için ingiltere'den canlı yayın izliyor

around the world or perhaps you are also  watching in england as well how are you  

veya belki İngiltere'de de  izliyorsunuz

spending your friday in lockdown for  those who are in lockdown of course  

cuma gününüzü tecrit altında olanlar için tecrit altında geçiriyorsunuz elbette

not everyone around the world is doing that and  i suppose it's fair to say not everyone here  

dünyadaki herkes bunu yapmıyor ve sanırım burada herkesin   yapmadığını söylemek doğru olur

in the uk is doing it because it is only here in  england we are now in lockdown so today of course  

İngiltere bunu yapıyor çünkü sadece burada İngiltere'de şu anda tecrit altındayız ve bu nedenle bugün elbette

today is no ordinary day because it is friday  the 13th for some people they believe it is an  

bugün sıradan bir gün değil çünkü 13'üncü Cuma bazı insanlar için

unlucky day because friday and the 13th falling  at the same time is considered unlucky for those  

şanssız bir gün olduğuna inanıyorlar çünkü 13'üncü cuma aynı günlere denk geliyor  zaman uğursuz kabul edilir batıl inançları olan kişiler için

who are superstitious they believe that on this  day bad things will happen you have to take care  

bugün kötü şeyler olacağına inanırlar ne

of what you are doing a good example of course is  what i did at the start of today's live stream did  

yaptığınıza dikkat etmeniz gerekir elbette güzel bir örnek bugün canlı yayının başında yaptığım şey

you see over there my ladder i walked underneath  the ladder some people believe that if you  

orada gördünüz mü merdivenim merdivenin altından geçtim bazı insanlar

walk underneath a ladder it will bring bad luck  there are many superstitions around in the world  

merdivenin altından geçmenin uğursuzluk getireceğine inanır dünyada pek çok batıl inanç vardır

walking under a ladder is just one of them  however there are many others as well for  

merdiven altından yürümek bunlardan sadece biridir ancak daha birçokları da vardır,

example in some countries people believe that if  a black cat crosses your path that is also unlucky  

örneğin   bazılarında ülkelerde insanlar kara bir kedinin önünüzden geçmesinin de şanssız olduğuna inanır

however some people believe that if a black cat  walks in front of you it will bring good luck  

ancak bazı insanlar önünüzden kara bir kedinin geçmesinin şans getireceğine inanır

it depends you see some people believe that  you should never put a pair of shoes on a table  

bazılarının asla ayakkabı giymemeniz gerektiğine inandığını görmenize bağlıdır bir masanın üzerinde

especially a new pair of shoes for those who are  superstitious you see hello to the live chat by  

özellikle batıl inançları  olanlar için yeni bir çift ayakkabı canlı sohbete merhaba diyorsunuz

the way my stick the name of my stick is gandalf  because i think this stick looks a little bit like  

bu arada   sopamın adı gandalf çünkü bence bu çubuk biraz

the large stick that gandalf carried  in lord of the rings so i think i think  

gandalf'ın taşıdığı büyük sopaya benziyor yüzüklerin efendisi bu yüzden bence

my stick looks very much like j.r Tolkien's  character walking around putting things right  

sopam j.r Tolkien'in ortalıkta dolaşıp işleri düzelten karakterine çok benziyor   geçemeyeceksiniz

you shall not pass you shall not pass what is  the secret password mr duncan get on with it  

gizli şifre nedir Bay Duncan başa çıksın

that apparently is today's secret password you  are welcome to say that as often as you want so  

görünüşe göre bugünün gizli şifresi sizsiniz hoşgeldiniz istediğiniz sıklıkta

we are live yes for those who are wondering what  the hell is this how did i get to this weird man  

canlı yayındayız evet bu ne halt diye merak edenler için bu tuhaf adama nasıl ulaştım

well my name is duncan i talk about the english  language quite often i will also talk about  

peki benim adım duncan ingilizce hakkında oldukça sık konuşurum ayrıca hakkında da konuşacağım

various subjects so the reason why i'm here today  is because myself just like everyone else here  

çeşitli konular, bu yüzden bugün burada olmamın nedeni benim de İngiltere'deki diğer herkes gibi

in england many of us are still in lockdown  so this is now the second week of lockdown  

çoğumuzun hala karantinada olması, dolayısıyla bu, karantinanın ikinci haftası   bu

so i thought after my rather successful live  stream on wednesday when i was up on the roof  

yüzden çarşamba günü oldukça başarılı olan canlı yayınımdan sonra düşündüm. çatıdaydı

did you see my live stream yes i was talking live  on wednesday whilst putting up my christmas lights  

canlı yayınımı gördün mü evet çarşamba günü yılbaşı ışıklarımı koyarken canlı canlı konuşuyordum

i haven't quite finished the job because today  it's been raining so at the moment i am underneath  

işim henüz bitmedi çünkü bugün yağmur yağıyor, bu yüzden şu anda

my little gazebo but this morning when i woke up  the sun was shining it was a beautiful day however  

küçük çardağımın altındayım ama bu sabah uyandığımda güneş parlıyordu, güzel bir gündü ancak

around about 50 minutes ago we had we had quite  a lot of rain so that's the reason why i am now  

yaklaşık 50 dakika önce oldukça çok yağmur yağmıştı, bu nedenle şu anda

under cover although i am still outside  in the garden so don't worry about that  

örtü altındayım, ancak hala dışarıda bahçedeyim, bu yüzden yapma bunun için endişelenin

yes this is my my lucky stick so  because i am experiencing the feeling  

evet bu benim uğurlu değneğim bu yüzden

of being live on friday the 13th i  thought i should have my my lucky  

ayın 13'ü cuma günü canlı yayında olma hissini yaşıyorum çünkü şanslı değneğimi almam gerektiğini düşündüm bu yüzden

stick so that's the reason why it's here  you might even describe this as my precious

burada olmasının nedeni bu bunu benim için değerli özür dilemem olarak bile tanımlayabilirsiniz

sorry about that that was a terrible impression of  gollum so here we go we have the live chat by the  

bu  gollum için korkunç bir izlenimdi bu yüzden işte başlıyoruz canlı sohbete  bu

way hello to the live chat nice to see you here  today i wonder how many people will be joining us  

arada canlı sohbete merhaba sizi burada görmek güzel bugün bize kaç kişinin katılacağını merak ediyorum   acaba

i wonder hello to nassar mohsen rosa ahmed sudzika  hello zuzika i haven't seen you for a while  

nassar mohsen rosa ahmed sudzika'ya merhaba  merhaba zuzika seni bir süredir görmüyorum

nice to see you back on the live stream as well it  is time to have a cup of tea have a nice day oh i  

seni canlı yayında görmek güzel ben de bir fincan çay içmenin zamanı geldi iyi günler oh

see so it looks as if zuzika is about  to refresh herself with a cup of tea  

görüyorum ki zuzika kendini yenilemek üzereymiş gibi görünüyor bir fincan çay

hello also luis mendes is here today what does  the word panic mean if you panic it means you  

merhaba ayrıca luis mendes bugün burada panik kelimesi ne anlama gelir, eğer paniklerseniz

go into a state of fear quite often uncontrollable  so if you suddenly become uncontrollably scared or  

oldukça sık kontrol edilemeyen bir korku durumuna girersiniz yani aniden kontrolsüz bir şekilde korkarsanız veya

afraid maybe the feeling appears very suddenly  we can describe it as panic so panic might it  

korkarsanız, duygu çok aniden ortaya çıkabilir bunu tarif edebiliriz panik kadar panik

might look like this oh my goodness mr duncan is  on oh no i better hurry up and get to my computer  

bu şekilde görünebilir mi aman tanrım bay duncan açık oh hayır acele edip bilgisayarımın başına geçsem iyi olur

i am panicking because i might be late for the  start of mr duncan's live stream oh my goodness

panikliyorum çünkü bay duncan'ın canlı yayınının başlamasına geç kalabilirim aman tanrım neyim ben

what am i going to do so that's what panic  looks like a person who panics they lose  

paniğe kapılan bir kişi paniğe benzer,

control of their emotions they become  filled with the feeling of fear  

duygularının kontrolünü kaybeder, korku duygusuyla dolar

or i suppose you could say anxiety as well  because when we think of anxiety we think of fear  

veya sanırım kaygı da diyebilirsiniz, çünkü kaygıyı düşündüğümüzde korkuyu düşünürüz,

people who have panic attacks sometimes you  can have a sudden feeling of fear that is  

paniğe kapılan insanlar ataklar bazen  kontrol edilemeyen ani bir korku hissine sahip olabilirsiniz korku hissini

uncontrollable you cannot control the feeling  of fear so panic is something that happens  

kontrol edemezsiniz bu nedenle panik aniden olan bir şeydir

suddenly a sudden feeling of fear normally caused  by a certain thing maybe something that you  

normalde belirli bir şeyin neden olduğu ani bir korku hissi belki beklemediğiniz bir şey

weren't expecting maybe something that  happens by surprise maybe the feeling  

belki de olan bir şey sürpriz olarak belki

of being late for work so maybe you are late for  work you will panic you will suddenly be in a rush  

işe geç kalma hissi yani belki işe geç kalacaksın paniğe kapılacaksın aniden acele edeceksin

you see hello rosa hello beatrice hello  veena also we have diem diem harina nu in  

görüyorsun merhaba rosa merhaba beatrice merhaba veena ayrıca bizde diem diem harina nu

i believe you are watching in vietnam if i'm not  mistaken nice to see so many people here i don't  

in   vietnam'da izlediğine inanıyorum yanılmıyorsam bu kadar çok insanı burada görmek güzel

know how long i'm going to be on for today  but i will be here another thing to mention

bugün ne kadar kalacağımı bilmiyorum ama buralarda bir yerde bahsetmek için başka bir şey daha var

somewhere around here mr steve is lurking  he is doing some work in the garden so steve  

bay steve pusuda bekliyor biraz iş yapıyor bahçede yani steve

is somewhere around here i don't know  where but he is he is nearby that  

buralarda bir yerde bilmiyorum nerede ama o yakınlarda

i can promise so we might see mr steve because  he is taking the day off he's actually having  

söz verebilirim bu yüzden bay steve'i görebiliriz çünkü o izinli

a holiday today so we have spent the morning  together but i couldn't resist going on today  

bugün aslında tatil bu yüzden sabahı geçirdik birlikte ama bugün

just to say hello so i hope you don't mind i  hope you don't mind sharing a little bit of time  

sadece merhaba demek için devam edemedim  bu yüzden umarım sakıncası yoktur umarım  bugün benimle biraz zaman   paylaşmanın sakıncası yoktur

with me today hello to partapp oh  hello partapp is it your birthday again

partapp'a merhaba oh merhaba partapp yine doğum günün mü sahte doğum günlerinden biri için

just in case happy birthday partapp again for  another one of your fake birthdays i love it  

tekrar doğum günün kutlu olsun partapp onu

i like it a lot hello also the glasses monster i  haven't seen you for a long time either hello the  

seviyorum   çok beğendim merhaba gözlük canavarı da seni uzun zamandır görmüyorum merhaba

glasses monster i remember you you used to join  me on my live streams every sunday yes i remember  

gözlük canavarı seni hatırlıyorum eskiden bana katılırdın her pazar canlı yayınlarım evet hatırlıyorum

that hello also ab daleem watching in morocco  oh i am wondering what the weather is like in  

merhaba ab daleem de Fas'ta izliyor   oh fas'ta hava nasıl merak ediyorum

morocco is the weather nice or is it a little bit  horrible what is the weather like where you are  

hava güzel mi yoksa biraz korkunç mu bulunduğunuz yerde hava nasıl

it feels very autumnal today i'm getting to be  honest with you it's very autumnal very damp  

çok sonbahar gibi geliyor bugün size dürüst olmaya başlıyorum, hava çok sonbahar, çok nemli

even though this morning the sun was out and  i thought we were going to have a lovely day  

bu sabah güneş çıkmış olmasına ve güzel bir gün geçireceğimizi düşünmeme rağmen   panikle

is panic the same as perplex no it isn't perplex  means to be confused or maybe bewildered by  

şaşkınlık aynı şey hayır, şaşkın değil  kafam karışmak anlamına geliyor veya belki

something so perplex is a little different  it is a different word panic is the sudden  

şaşkın   bir şey tarafından biraz farklı  bu farklı bir kelimedir panik  ani

feeling of fear perplexed is the feeling  of being slightly confused or disorientated  

korku duygusudur  şaşkınlık biraz kafası karışmış veya yönünü kaybetmiş olma hissidir

hello mr duncan i love the way you explain things  thank you guadalupe it's very kind of you to say  

merhaba Bay Duncan olayları açıklama şeklinize bayılıyorum  teşekkür ederim guadalupe çok naziksiniz diyeceksiniz

yes mr steve is having the day off even though  he's in the garden somewhere i don't know where  

evet Bay Steve bahçede bir yerde olmasına rağmen bugün izinli, nerede

he is but he might make an appearance i'm not  sure i'm not going to promise you but mr steve  

olduğunu bilmiyorum ama ortaya çıkabilir, size söz vermeyeceğimden emin değilim ama Bay Steve

might be appearing on today's live  stream we will have to wait and see  

olabilir bugünkü canlı yayında bekleyip görmemiz gerekecek

yes if you baffle someone you  are baffled you are confused  

evet birinin kafasını karıştırırsanız kafanız karışır kafanız

you are perplexed by something something confuses  you hello helen hellon farman who says oh i'm  

karışır  bir şey kafanızı karıştırır selam helen hellon farman kim diyor ki ah ben

so enthusiastic thank you very much it's nice to  know that you feel eager and enthusiastic as well  

çok hevesliyim teşekkür ederim çok güzel ayrıca hevesli ve hevesli hissettiğinizi bilin

thank you also to oh the glasses monster says  thank you for remembering me well of course  

gözlük canavarı oh'a da teşekkür ederim beni iyi hatırladığınız için teşekkür ederim elbette

for those who are always on my live streams  watching i do remember your names it takes a  

canlı yayınlarımda her zaman izleyenler için  adlarınızı hatırlıyorum

long time for me to remember the names but  i do i try my best to remember the names  

hatırlamam uzun zaman alıyor isimler ama isimleri hatırlamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum

hello also all we have abbas hello abbas hello  to you as well i hope you are safe and well  

merhaba ayrıca tüm sahip olduğumuz abbas merhaba abbas size de merhaba umarım güvende ve iyisinizdir

where you are in the world so as i mentioned  we are into our second week of lockdown so  

dünyanın neresinde olursanız olun, bahsettiğim gibi ikinci haftamıza girdik kilitlenme o kadar

many people are having to stay at home we have to  isolate ourselves however i suppose it's important  

pek çok insan evde kalmak zorunda, kendimizi tecrit etmek zorundayız, ancak yaşadığımız yerin yakınında egzersiz yapmak

to mention that we are allowed to go out for  exercise nearby to where we live or maybe you can  

için dışarı çıkmamıza izin verildiğini belirtmek önemlidir veya belki siz

go shopping as well so this morning can i show you  something i will put gandalf over here excuse me

de alışverişe gidebilirsiniz, böylece bu sabah size gösterebilir miyim? sen bir şey gandalf'ı buraya koyacağım

to be honest i don't really need gandalf so this  morning we went shopping can i show you something  

dürüst olmam için kusura bakma, gerçekten gandalf'a ihtiyacım yok bu yüzden bu sabah alışverişe gittik sana bir şey gösterebilir miyim

because last week the local shop in much wenlock  had some cases of coronavirus so they had to close  

çünkü geçen hafta Wenlock'taki yerel dükkanda bazı koronavirüs vakaları vardı, bu yüzden kapatmak zorunda kaldılar

the shop and clean everywhere inside the shop but  around about five or six people who worked there  

ve dükkanın içindeki her yer temiz ama orada çalışan yaklaşık beş veya altı kişinin

all tested positive so they had to go home they  had to close the shop and they had to clean  

test sonuçları pozitif çıktı, bu yüzden eve gitmek zorunda kaldılar dükkanı kapatmak zorunda kaldılar ve  her şeyi temizlemek zorunda kaldılar,

everything so this morning mr steve and myself we  went shopping i will show you what i bought first  

bu yüzden bu sabah Bay Steve ve ben alışverişe gittik sana önce ne aldığımı gösterecek

can you guess what i bought i have something  in my hand can you guess what it is i will  

ne aldığımı tahmin edebilir misin elimde bir şey var ne olduğunu tahmin edebilir misin

give you a clue it's something i like very  much so what did i buy in the supermarket  

sana bir ipucu vereceğim bu çok sevdiğim bir şey yani süpermarkette ne aldım

here in much wenlock this morning what did  i buy for myself hello ricardo panic can be  

burada wenlock bu sabah kendime ne aldım merhaba ricardo panik

a superior state of fear can't it yes i would  say panic is probably one of the highest points  

üstün bir korku hali olabilir değil mi evet bence panik muhtemelen

of fear or the feeling of being afraid panic you  run around your body maybe your body will start to  

korkunun veya korkma hissinin en yüksek noktalarından biridir panik siz vücudunuzda koşuşturursunuz belki vücudunuz

go into a certain situation called fight or flight  so quite often when you panic your body will  

savaş ya da kaç adı verilen belirli bir duruma girmeye başlayacak bu yüzden sıklıkla paniğe kapıldığınızda vücudunuz

react as well you will react physically not  just mentally but also physically as well  

aynı şekilde tepki verir siz de fiziksel sadece  zihinsel olarak değil, aynı zamanda fiziksel olarak da tepki verirsiniz

your body will produce lots of adrenaline to make  your heart race and your breathing become deeper  

vücudunuz kalp atışınızı hızlandırmak için çok miktarda adrenalin üretir ve nefes alma derinleşir

so the reason why it does that of course goes  back to when man was in the jungle running around  

dolayısıyla bunu yapmasının nedeni, insanın ormanda

with all the other wild animals and of  course to survive you have to either fight or  

diğer tüm vahşi hayvanlarla   koştuğu zamana kadar gider ve elbette hayatta kalmak için ya savaşmanız ya da

flight so you fight or flight it means you  you attack or defend yourself or of course  

kaçmanız gerekir, yani savaşır veya kaçarsınız, bu sizsiniz demektir. kendinize saldırın veya kendinizi savunun ya da tabii ki

you run away so that's why we say that so your  body will produce something called adrenaline  

kaçarsınız, bu yüzden diyoruz ki vücudunuz adrenalin denen bir şey üretecek

your adrenaline will go around your bloodstream  your heart will go fast your brain will become  

adrenalin kan dolaşımınızda dolaşacak kalbiniz hızlı atacak  beyniniz

more active and suddenly you'll have lots of  energy however some people can have the adrenaline  

daha aktif hale gelecek ve birdenbire birçok şeye sahip olacaksınız enerji ancak bazı insanlar

go around their body even if they're not panicking  so that is one of the problems that can sometimes  

paniklemeseler bile adrenalinin vücutlarında dolaşmasını sağlayabilirler yani bu bazen

arise with a person advocate hello advocate  sing rana you are getting old what happened  

bir kişide ortaya çıkabilecek sorunlardan biridir avukat merhaba savunucu  rana sen yaşlanıyorsun ne oldu ne oldu

what happened well we're all getting old  i'm getting older you're getting older  

iyiyiz hepsi yaşlanıyor ben yaşlanıyorum sen yaşlanıyorsun

even even the trees behind me are getting older  even though they will be around many years after  

arkamdaki ağaçlar bile yaşlanıyor onlar yıllar geçse de

high i've just departed this mortal coil hello  tias oh hello ts i haven't seen you for a long  

bu fani bobinden yeni ayrıldım merhaba tias oh merhaba ts görmedim uzun

time i was talking about you last week mr steve  was talking to me about some of my viewers  

süredir senden bahsediyordum geçen hafta bay steve bazı izleyicilerimden bahsediyordu

and he mentioned your name he asked is  tias still there i haven't seen tias  

ve senin adından bahsetti tias hala orada mı diye sordu tias'ı

for a long time interesting why are you wearing  your donald trump hat this is not donald trump  

uzun zamandır görmedim ilginç neden seninkileri giyiyorsun donald trump şapkası bu donald trump

hat this is not a donald trump hat how dare you  now this is my red hat that i've i've put on  

şapkası değil   bu bir donald trump şapkası değil nasıl cüret edersin şimdi bu benim taktığım kırmızı şapkam

because i'm wearing my red shirt you see but  no this has nothing to do with politics my hat  

çünkü gördüğünüz gibi kırmızı gömleğimi giyiyorum ama  hayır siyasetle uğraşırım şapkamın

and my shirt have nothing to do with politics  whatsoever so no i'm not so mr white sis male  

ve gömleğimin siyasetle hiçbir ilgisi yok  bu yüzden hayır ben o kadar bay beyaz abla erkek değilim

i am not wearing my trump hat because it isn't you  see it's a sport hat when i walk around scaring  

koz şapkamı takmıyorum çünkü sen değil etrafta dolaşıp korkuttuğum zaman bunun bir spor şapka olduğunu

the wildlife i like to wear this hat hello also  to mohsen no one stays young that is true you  

yaban hayatı bu şapkayı giymeyi seviyorum mohsen'e de merhaba kimse genç kalmaz bu doğru sen

you can't stay young forever it's impossible  so even if you are 20 or 30 or 40 or 110 or 140  

sonsuza kadar genç kalamazsın bu imkansız yani 20 veya 30 veya 40 veya 110 veya 140 yaşında olsanız

you are always getting older even if you don't  feel it you are slowly getting older it is  

bile her zaman yaşlanıyorsunuz yavaş yavaş yaşlandığını hissetme

something that happens gradually it happens slowly  over time as i always say don't worry about it  

age is just a number it doesn't really matter  you are only as old as you feel that's what i say  

ben de öyle dedim

what did i buy from the supermarket this  morning can you guess i'm looking for some  

bu sabah süpermarketten ne aldım bilinir mi bazı

interesting answers what did i buy  and then after that i will show you

ilginç cevaplar arıyorum ne aldım ve ondan sonra size göstereceğim bu sabah vücudumda

i will show you what i wore  on my body this morning  

ne giydiğimi göstereceğim   yani size

so the two things i'm going to show you  in a moment what did i buy this morning  

iki şey göstereceğim birazdan bu sabah ne aldım   bilen var mı ne

anyone know does anyone know what i buy  i bought what did i buy this morning

aldığımı bilen var  bu sabah ne aldım

i'm getting some very very clever comments  this morning oh well done when i say this  

çok çok zekice yorumlar alıyorum bu sabah oh aferin bu

morning i don't mean this morning here because  it isn't morning here it's afternoon in fact  

sabah deyin burada bu sabahı kastetmiyorum çünkü burada sabah değil aslında öğleden sonra

now it is just after half past two in the  afternoon i hope you're having a good day yes  

şimdi saat öğleden sonra iki buçuktan hemen sonra umarım gününüz iyi geçiyordur evet

we are once again in lockdown this is our  second week did you buy some ladyfingers

bir kez daha kilit altındayız bu ikinci haftamız

for those who don't know what ladyfingers are  they are a type of sponge with some sugar on the  

kedi dilinin ne olduğunu bilmeyenler için kedi dili aldınız mı bunlar üstünde biraz şeker olan bir sünger türüdür

top so they are a thing that that is normally  put in desserts you see in desserts so yes  

yani normalde tatlılara konulan bir şeydir tatlılarda gördüğünüz gibi yani evet   ben

i am i do have them in the house but i didn't  buy those this morning i bought something else  

evimde var ama bu sabah onları almadım başka bir şey aldım

chocolate ah interesting chocolate what about hand  sanitizer mr dunker we have plenty of that already  

çikolata ah ilginç çikolata peki ya el dezenfektanı bay dunker bizde bunlardan zaten bolca var

and i will show you what i did this morning i  did something this morning to protect myself  

ve size bu sabah ne yaptığımı göstereceğim ben bir şey yaptım bu sabah kendimi korumak için

i will show you the moment hello  also to oh hello jojo jojo adam  

size anı göstereceğim merhaba ayrıca oh merhaba jojo jojo adam

i don't recognize your name have you  been here before is it your first time

adını tanımıyorum daha önce burada bulundunuz mu ilk gelişiniz mi

thank you also nick hill hello nick hill nick  

teşekkürler ayrıca nick hill merhaba nick hill nick

hill gush

hill fışkırır

i hope i pronounced your name right my throat is a  bit strange again today i don't know why my voice  

umarım ben adını doğru telaffuz ettim boğazım bugün yine biraz garip sesimin neden

sounds a little croaky i think i've been  using it too much as usual maybe your new hat  

biraz gıcırtılı olduğunu bilmiyorum sanırım her zamanki gibi çok fazla kullanıyorum belki yeni şapkan

or maybe oh maybe you bought a new hat this  morning or maybe some new electronic equipment  

veya belki ah belki yeni bir şapka aldın sabah veya belki yeni bir elektronik ekipman

no none of those things no i will  give you a clue it is something to eat  

hayır bunların hiçbiri hayır size yiyecek bir şey olduğuna dair bir ipucu vereceğim   evet sanırım  tahmin

yes i think you're going to  guess i think so something to eat

edeceksiniz yani yiyecek bir şey düşünüyorum peki ya ben

what about me i just want to know where the ladder  goes well the ladder at the moment is leaning  

sadece merdivenin nerede olduğunu bilmek istiyorum merdiven şu anda iyi gidiyor

against the wall so in the distance you  can see in my garden i have my ladder  

duvara yaslanıyor, yani bahçemde görebileceğiniz mesafe  benim merdivenim

and that is the ladder that i've been using  all week to climb up and down on the roof  

ve bu tüm hafta boyunca  çatıya inip çıkmak için kullandığım merdiven

oh did i pronounce your name right thank you  thank you nick hill that's very kind of you to  

öyle mi adını doğru telaffuz et teşekkür ederim nick hill çok naziksin bunu

say sometimes i do have difficulty pronouncing  your names sometimes not always but sometimes oh  

söylemen bazen adlarını telaffuz etmekte zorluk çekiyorum bazen her zaman değil ama bazen oh

hello also llama llama alley  nice to see you as well  

merhaba ayrıca lama lama alley seni görmek de güzel

did you buy some vegetables and fruit this morning  well actually yes so that is one of the things  

biraz sebze ve meyve aldın mı bu sabah  pekala evet aslında

that i bought this morning i bought some potatoes  and also some oh something called cauliflower  

bu sabah aldığım şeylerden biri   biraz patates ve ayrıca karnabahar diye bir şey aldım   hiç

have you ever tried to eat cauliflower it is  one of my most favourite vegetables i love it  

karnabahar yemeyi denediniz mi en sevdiğim sebzelerden biridir onu seviyorum

hello white sis mail again do you have covid  do i have it no i don't fortunately for me  

tekrar merhaba beyaz sis mail sende covid var mı bende var mı hayır bende yok neyse ki bende

i don't i don't have it  well as far as i know anyway  

yok zaten bildiğim kadarıyla

this morning i went to the supermarket i bought  some vegetables i bought some fruit i bought  

bu sabah markete gittim biraz sebze aldım biraz meyve aldım

some biscuits and also i bought some jaffa cakes  of course i'm surprised that no one guessed this  

biraz bisküvi ve ayrıca biraz jaffa keki aldım tabii ki kimsenin bunu tahmin etmemesine şaşırdım

i thought you were going to guess this straight  away you see i thought so jaffa cakes one of my  

bunu hemen tahmin edeceğinizi düşündüm görüyorsunuz yajaffa kekleri en

favourite snacks and as you can see here there are  how many 18 18 jaffa cakes in this box and before  

sevdiğim atıştırmalıklardan biri diye düşündüm ve burada gördüğünüz gibi bu kutuda kaç tane 18 18 jaffa keki var ve

anyone says anything because i'm sure you will  and so will mr steve he will say that mr duncan  

kimse bir şey söylemeden önce çünkü eminim siz de yapacaksınız ve Bay Steve de öyle diyecek ki Bay Duncan

you are going to eat all of those in one go no  i'm not i promise oh llama says i like cauliflower  

bunların hepsini tek seferde yiyeceksiniz hayır söz vermiyorum ah lama karnabaharı sevdiğimi söylüyor   bu

it is amazing how many people don't eat  cauliflower now cauliflower for me is one of  

kadar çok insanın karnabahar yememesi inanılmaz şimdi karnabahar benim için

my most favorite vegetables and one of the reasons  why i love cauliflower so much is because mr steve  

en sevdiğim sebzelerden biridir ve karnabaharı bu kadar çok sevmemin nedenlerinden biri de bay steve

makes the most amazing cauliflower cheese have  you ever tried it so what you do you cook the  

sahip olduğum en harika karnabahar peynirini yapmasıdır hiç denediniz yani ne yaparsınız

cauliflower you normally cook it in in boiling  water until it's slightly soft and then you put  

normalde kaynayan suda pişirdiğiniz karnabaharı hafif yumuşayana kadar pişirirsiniz ve ardından üzerine

lots of melted cheese over it and then you put  it in the oven for around about 10 or 15 minutes  

bol miktarda eritilmiş peynir koyarsınız ve ardından yaklaşık 10 veya 15 dakika fırına koyarsınız

and then when you take it out you  have the most gorgeous side dish

ve o zaman onu çıkardığınızda en güzel garnitürünüz var,

it's making me feel quite hungry now it's  making me feel very hungry hello nova hello nova  

bu beni oldukça acıktırıyor şimdi  beni çok acıktırıyor merhaba nova merhaba nova   nova

nova vika nova vika crafts hello to you  can you please say hello to me hello

vika nova vika crafts merhaba size lütfen bana merhaba diyebilir misiniz merhaba

luis mendes says cauliflower is a  very good starter i agree with you  

luis mendes karnabahar diyor çok iyi bir başlangıç ​​size katılıyorum

i agree it's a very nice side dish even in  indian cooking so quite often in indian food  

katılıyorum hint mutfağında bile çok güzel bir garnitür bu yüzden hint yemeklerinde oldukça sık

you will find cauliflower is often used  what is cauliflower maybe mr steve will show  

karnabaharın sıklıkla kullanıldığını göreceksiniz  karnabaharın ne olduğunu belki bay steve

us perhaps mr steve will bring the cauliflower  out to show you or maybe i could get it myself  

bize gösterir   belki bay steve karnabaharı getirir size göstermek için çıktım veya belki ben kendim alabilirim

we will see the view behind but oh hello the view  behind you is very beautiful mr duncan thank you  

arkadaki manzarayı göreceğiz ama merhaba arkanızdaki manzara çok güzel bay duncan teşekkür ederim

very much it is the garden it is looking rather  green and you might also be able to see there  

bahçe oldukça yeşil görünüyor ve siz de görebilirsiniz etrafta

are lots of oh lots of leaves as well blowing  around so over the past couple of days we've had  

uçuşan bir sürü yaprak var bu yüzden son birkaç gün içinde

some rather strong winds some big storms including  last night we had a lot of rain last night  

oldukça kuvvetli rüzgarlar aldık, dün gece de dahil olmak üzere bazı büyük fırtınalar yaşadık, dün gece çok yağmur yağdı   bu

so that's the reason why you can see lots  of leaves around the garden i think those  

yüzden çok şey görebilirsiniz bahçenin etrafındaki yapraklar bence bu

these particular leaves have come from a tree  called silver birch let me just have a look

bu belirli yapraklar gümüş huş ağacı adı verilen bir ağaçtan geldi  sadece bir bakayım bence

i think so yes so this particular leaf is from

evet yani bu özel yaprak

a tree called a silver birch there it is i hope  you can see it clearly it might not focus there  

gümüş huş ağacı adı verilen bir ağaçtan işte orada umarım görebilirsiniz oraya odaklanmayabilir   gümüş

we go a silver birch leaf and there are hundreds  and hundreds of these in the garden at the moment

bir huş ağacı yaprağına gidiyoruz ve bahçede şu anda bunlardan yüzlerce ve yüzlerce var

quite a few in fact yes mr steve will be coming  on soon don't worry we will have a little bit  

aslında evet Bay Steve yakında gelecek  merak etmeyin biraz

of mr steve i don't know how long he will be here  for but we will have mr steve with us i'm hoping  

bay steve burada ne kadar kalacağını bilmiyorum ama bay steve yanımızda olacak umarım bize

he will bring something to show us maybe he will  bring the cauliflower huh is that a good idea so  

gösterecek bir şey getirir belki karnabaharı getirir ha bu iyi bir fikir mi bu yüzden

we can talk about our vegetables the things we  like to eat hello also to oh we have bee trees  

konuşabiliriz sebzelerimiz yemeyi sevdiğimiz şeyler de merhaba ah arı ağaçlarımız var

i can only eat cauliflower in pickles and  no other way i also like broccoli quite a  

sadece karnabaharı turşuda yiyebilirim ve  başka türlü brokoliyi de oldukça   çok severim

lot me too i love broccoli one of my favourite  side dishes especially when i have chinese food  

yemek

garlic broccoli have you ever tried it so you can  have broccoli but then you put garlic on the top  

sarımsaklı brokoli hiç denediniz mi böylece brokoli yiyebilirsiniz ama sonra üstüne sarımsak koyarsınız

and then you bake the garlic or cook the  garlic it's absolutely delicious garlic  

ve sonra sarımsağı pişirirsiniz veya sarımsağı pişirirsiniz bu kesinlikle lezzetli sarımsak

and broccoli oh hello we have a  lot of people joining now hello to

ve brokoli oh merhaba, şimdi katılan çok  kişi var charlotte'a merhaba

charlotte a lot of leaves will make the view  a little bit better i think so i love seeing  

çok sayıda yaprak manzarayı biraz daha iyi hale getirecek bence bu yüzden   yaprakların düşmesini görmeyi seviyorum   sonbahar aylarında

the leaves fall there is nothing nicer than  looking outside and watching the leaves fall  

dışarıya bakıp yaprakların düşüşünü izlemekten daha güzel bir şey yoktur

during the autumn months i love it ricardo says  i have found that jaffa cake is a generic name  

onu seviyorum ricardo diyor  yafa pastasının bir yafa keki olduğunu buldum jenerik isim

it is not registered by the original maker you are  right yes so there are many brands of jaffa cake  

orijinal yapımcı tarafından tescilli değil haklısınız  evet, bu yüzden birçok jaffa cake markası var

so even though this one is called jaffa  cake or jaffa cakes and this is made by  

yani buna jaffa cake veya jaffa cakes denmesine ve bu

a company called mcvities which i'm  not advertising by the way in case  

mcvities adlı bir şirket tarafından yapılmasına rağmen, reklamını yapmadığım  herhangi biri

anyone says mr duncan you're advertising no  i'm not i'm not being sponsored by anyone  

Bay Duncan'ın reklamını yaptığınızı söylerse hayır ben kimsenin sponsoru değilim

no one wants to sponsor me i don't know why can  you guess jaffa cakes so yes this is actually a  

kimse bana sponsor olmak istemiyor bilmiyorum neden jaffa cakes tahmin edebilirsiniz yani evet bu aslında

generic name so there are many different companies  making jaffa cakes many different companies  

genel bir addır yani yafa keki yapan birçok farklı şirket var birçok farklı şirket

hopefully mr steve will be here soon and i'm  hoping he will bring out the cauliflower to  

umarım Bay Steve yakında burada olur ve bize karnabaharı çıkaracağını umuyorum,

show us so we will see what happens i will use  my psychic power to transmit my thoughts into mr  

böylece ne olacağını göreceğiz psişik gücümü düşüncelerimi bay

steve's head let's see if it works mr steve if you  can hear me please can you bring the cauliflower  

steve'in kafası bakalım çalışıyor mu bay steve beni duyuyorsanız lütfen karnabaharı dışarıya getirebilir misiniz

outside to show us because everyone is interested  they want to see it oh message received apparently  

bize göstermek için çünkü herkes ilgileniyor görmek istiyor oh mesaj alınmış anlaşılan

hello el picasso is this a politic a political ad  i don't think so i'm not aware that i'm talking  

merhaba el picasso bu politik bir reklam mı bilmiyorum

about politics today maybe you're talking  about it but i'm not talking about it at all

Bugün siyaset hakkında konuştuğumun farkında değilim belki siz ondan bahsediyorsunuz ama ben hiç ilginç konuşmuyorum o sesi

interesting

can you hear that sound that sound is actually a  sparrow a sparrow and it is very alarmed a sparrow  

duyabiliyor musunuz o ses aslında bir serçe ve o bir serçe çok telaşlandı

hello mr sparrow don't worry i won't harm you it's  all right have you ever tried cauliflower rice  

merhaba bay serçe merak etmeyin size zarar vermeyeceğim sorun değil hiç karnabahar pilavı denediniz mi   hayır

no i've never tried that it sounds rather  interesting cauliflower and rice very nice  

hiç denemedim kulağa oldukça ilginç geliyor karnabahar ve pilav çok güzel

as i mentioned just mr steve makes the most  amazing cauliflower cheese it is absolutely

bahsettiğim gibi sadece bay steve yapıyor en muhteşem karnabahar peyniri kesinlikle

gorgeous

muhteşem

can you hear behind me you  can hear the the sparrows

arkamda duyabiliyor musunuz serçeleri duyabiliyor

and they are panicking you see so that is the  sound that sparrows make when they are panicking

ve panikliyorlar görüyorsunuz bu serçelerin panikledikleri zaman çıkardığı ses

maybe they are afraid of me i wonder  why yes i can hear the birds look  

belki benden korkuyorlar merak ediyorum neden evet yapabilirim kuşların baktığını duy

look to tai says i can hear the birds there  are many birds around at the moment because  

tai'ye bak diyor kuşları duyabiliyorum şu anda etrafta pek çok kuş var çünkü

at this time of year of course most of the  insects will disappear so the birds will  

yılın bu zamanında böceklerin çoğu yok olacak, bu nedenle kuşlar

suddenly become very desperate for food and  in my garden there are lots of bird feeders  

birdenbire yemek için çok çaresiz kalacak ve bahçemde orada çok sayıda kuş besleyici

lots of seed lots of peanuts lots of  delicious food for the birds to eat  

çok sayıda tohum, çok sayıda yer fıstığı, çok sayıda lezzetli yemek

no that that bird is not happy at all sometimes  birds can be very afraid especially of things  

hayır o kuş hiç mutlu değil bazen kuşlar, özellikle   akbabalar gibi etrafta uçuşabilecek şeylerden çok korkabilirler  bu yüzden

that might be flying around such as buzzards  so around here we get many birds of prey  

buralarda biz birçok yırtıcı kuş edin   yırtıcı kuşlar

birds of prey they fly around looking for  a nice juicy bird to eat yes yes there are  

yemek için güzel sulu bir kuş arayarak

many leaves on the ground because we are  now into autumn autumn has arrived it has

etrafta uçarlar evet evet yerde   birçok yaprak var çünkü artık sonbahardayız sonbahar geldi bence

i think you look younger than your real age  sir thank you very much that's very kind of you  

gerçek yaşınızdan daha genç görünüyorsunuz efendim teşekkürler çok naziksiniz

a lot of people say that i don't act like my age  which is true some people say i'm immature i don't  

birçok kişi yaşıma göre davranmadığımı söylüyor  ki bu doğru

think so so there is no rule no rule if you want  to act like a young person even if you are getting  

bir genç gibi yaşlansanız bile

older it doesn't matter some people like it some  people find it very attractive in fact some people  

önemli değil bazı insanlar bundan hoşlanır bazı insanlar bunu çok çekici bulur aslında bazı insanlar

believe that being happy in your life can actually  help you to stay well and live longer nice

hayatınızda mutlu olmanın aslında iyi kalmanıza ve daha uzun yaşamanıza yardımcı olabileceğine inanır nice

fly audi says i had one sparrow entering my  house and he was trying to escape from something  

fly audi diyor evime giren bir serçe vardı ve bir şeyden kaçmaya çalışıyordu   bu

it is a very strange situation when a when a bird  goes into your house have you ever had that happen  

çok garip bir durum, evinize bir kuş girdiğinde hiç böyle bir şey oldu mu

when a bird flies into your window and into  your room they will often start to panic  

bir kuş pencerenize ve odanıza uçtuğunda sık sık paniğe başlarlar

they will go into a panic because they don't  know what to do it is a strange environment  

paniğe kapılırlar çünkü ne yapacaklarını  bilemezler  bu garip bir ortam

they're not used to it so sometimes yes

buna alışkın değiller bu yüzden bazen evet

it can happen

olabilir

yes there are many birds of prey  flying around here we have buzzards  

evet buralarda uçan birçok yırtıcı kuş var akbabalarımız var

we have kestrels and they are all in the  wild flying around sometimes in the afternoon  

biz Kerkenezler var ve hepsi vahşi doğada bazen öğleden sonra ortalıkta uçuyor  bir sonraki öğünü arayan

you can see the buzzards flying  overhead searching for the next meal  

akbabaların başınızın üzerinde uçtuğunu görebilirsiniz

so what did i do this morning when i went shopping  with mr steve i decided to take extra care  

peki bu sabah Bay Steve ile alışverişe gittiğimde ne yaptım ekstra dikkat etmeye karar verdim   bu

so besides my face mask which i did wear  i also put something else on as well

yüzden benim taktığım yüz maskesi ayrıca başka bir şey de taktım

i wore a pair of rubber gloves so i actually went  shopping this morning and i i actually wore not  

bir çift lastik eldiven giydim, bu yüzden bu sabah alışverişe gittim ve aslında

only my mask across my face but also i had some  some rubber gloves as well just to make sure  

yüzüme sadece maske takmadım, aynı zamanda bazı  lastik eldivenlerim de vardı emin olmak için

i will show you here we go  

size buradan gideceğimizi göstereceğim

so these are very similar to the gloves  that they wear in hospitals very similar

yani bunlar hastanelerde giyilen eldivenlere çok benzer  çok benzerdir

you are probably wondering mr  duncan why do you own rubber gloves

muhtemelen bay duncan'ın neden lastik eldivenleri olduğunu merak ediyorsunuzdur, ne demek

i don't know what you mean  so there we go look at that  

istediğinizi bilmiyorum işte başlıyoruz bak o

some nice protective gloves and and this is what  i wore this morning in the supermarket so can you  

bazı güzel koruyucu eldivenler ve bu bu sabah süpermarkette giydiğim şeydi                                                                                     ‐              ‐                                         ​     için için  için için                                                ​   ​   gibi de                             )) görmüş olmanın

can you imagine going around the supermarket  wearing a face mask and also a pair of  

rubber gloves as well a lot of people were  looking at me but i wanted to make sure that  

yanı sıra pek çok kişinin bana baktığını düşünebiliyor ... Korunduğumdan emin olmak istedim, sen bilirsin, neden

i was was protected you see from you  know what you know what i'm talking  

about so i wanted to make sure that i did not  get any germs from the shop because last week  

bahsettiğimi biliyorsun, bu yüzden dükkandan herhangi bir mikrop kapmadığımdan emin olmak istedim çünkü geçen hafta

there were some some members of staff who came  down with coronavirus they actually caught it  

bazı personeller vardı. kim koronavirüs kaptıysa gerçekten kaptı bu yüzden

so they had to go home so that's what i did this  morning i wore my rubber gloves so what about you  

eve gitmek zorunda kaldılar yani bu sabah öyle yaptım lastik eldivenlerimi giydim peki ya

have you been protecting yourself with  your face mask sometimes i see people  

siz kendinizi yüz maskenizle koruyor muydunuz bazen

wearing the the large plastic visor as well  there is something you can put on your head  

büyük plastik vizör takan insanlar görüyorum ayrıca kafanıza takabileceğiniz bir şey var

and there is a large piece of plastic that comes  down the front and that is called a face visor  

ve ön kısımda  aşağı inen büyük bir plastik parçası var ve buna yüz siperliği

a visor so the visor is something you can look  through you can see through it it is clear quite  

siperlik deniyor, yani vizör içinden bakabileceğiniz bir şey onun içini görebiliyorsunuz şeffaf oldukça

often made of plastic or sometimes glass visor  so some people are using those as well oh hello  

genellikle plastik veya bazen cam vizörden yapılır bu nedenle bazı insanlar bunları da kullanıyor oh merhaba

tracy blaine what a boat forensic suits i have  no idea what you mean by that absolutely no idea

tracy blaine adli bir tekne ne kadar uygundur bununla ne demek istediğinizi anlamıyorum

el picasso says visors are ridiculous  

el picasso siperliklerin saçma olduğunu söylüyor

mr steve also thinks the same thing he says why  do people wear the visor they have a visor over  

Bay Steve de aynı şeyi düşünüyor söylediği şey insanlar neden siperlik takarlar yüzlerinde siperlik var

their face but all of the germs and the virus can  get behind the virus the visor so i don't think  

ama tüm mikroplar ve virüsler virüsün arkasına geçebilir bu yüzden

the the visor is a very good form of protection  i think the face mask is much better i think so

siperliğin çok iyi bir koruma şekli olduğunu düşünmüyorum yüz maskesi çok daha iyi bence bu yüzden

jojo says mr duncan please do not shave your beard  it looks very beautiful on you thank you very much  

jojo diyor ki Bay Duncan lütfen sakalınızı tıraş etmeyin size çok güzel görünüyor çok teşekkür ederim

someone said the other day they  said mr duncan your your beard  

geçen gün birisi Bay Duncan sakalınızın

is a little bit like salt and pepper so apparently  some men as they get older their beard will be  

biraz tuz ve biber gibi olduğunu söyledi yani görünüşe göre bazı erkeklerin sakalları yaşlandıkça

white with other colours as well dark and light  mixed together so someone said the other day that  

beyaz olur ve diğer renkler de koyu ve açık renkler birbirine karışır, bu yüzden geçen gün biri

my beard is a little bit like salt and pepper  interesting it also makes me mature apparently  

sakalımın biraz tuz ve karabiber gibi olduğunu söyledi ilginç ayrıca beni olgunlaştırıyor görünüşe göre evet

yes well it is the only thing that makes me look  mature because i'm not mature in any other way  

pekala öyle beni olgun gösteren tek şey çünkü başka hiçbir şekilde olgun değilim

apparently i hope one day to meet you says  helen thank you helen it's very kind of  

görünüşe göre bir gün seninle tanışmayı umuyorum helen teşekkür ederim helen çok naziksiniz

you maybe you never know in this world  anything and i mean anything is possible  

belki bu dünyada hiçbir şeyi asla bilemezsiniz  ve demek istediğim her şey mümkündür

hello also to oh we have quite a few people  joining now can i say hello to cherry lynn  

merhaba ayrıca ah, epeyce kişi var  şimdi katılan pek çok kişi var cherry lynn'e merhaba diyebilir miyim

hello cherry lynn we call it a plate a plastic  face shield yes i suppose so you could describe  

merhaba cherry lynn buna bir tabak plastik bir yüz siperliği diyoruz evet sanırım bu yüzden

that thing as a face shield so when we say shield  we mean something that protects you it is keeping  

o şeyi bir yüz siperi olarak tanımlayabilirsiniz, yani kalkan dediğimizde kastettiğimiz sizi koruyan bir şey bir

things away or keeping things away from the thing  you are trying to protect shield that's a great  

şeyleri   korumaya çalıştığınız şeyden veya   şeyden uzak tutmaktır. kalkan

word by the way so you can shield yourself with  a plastic visor yes i think so you can do that

bu arada bu harika bir kelime, böylece kendinizi plastik bir vizörle koruyabilirsiniz evet bence böylece

from my own opinion i think the face mask  is much better for protecting yourself i  

kendi fikrime göre bunu yapabilirsiniz Bence yüz maskesi kendinizi korumak için çok daha iyi

remember when i was living in china because i did  spend a few years living in china working there  

Çin'de yaşadığımı hatırlıyorum çünkü Çin'de birkaç yılımı orada çalışarak geçirmiştim

and i was actually there during the sars crisis  so way back in 2003 i was actually living

ve aslında sars krizi sırasında oradaydım yani 2003'te aslında

i was living in china and i was there during the  sars crisis so everyone had to go into lockdown so  

yaşıyordum Çin'de yaşıyordum ve sars krizi sırasında oradaydım, bu yüzden herkes karantinaya girmek zorunda kaldı bu yüzden

this for me is not the first time i've experienced  lockdown we've actually had it before well  

bu benim için ilk kez kilitlenme deneyimim değil aslında daha önce de yaşadık

i experienced it when i was living in china way  back in 2003 mr duncan when you stroke your beard

bunu Çin'de yaşarken yaşadım 2003 yılında, bay duncan sakalınızı okşadığınızda

hmm  

hmm

you look more intellectual  really i will try it hmm

daha entelektüel görünüyorsunuz gerçekten deneyeceğim hmm

did it work did i look more intellectual i don't  know hello maria do you have to wear the mask and  

işe yaradı mı daha entelektüel göründüm mü bilmiyorum merhaba maria gözler için maske ve   vizör takmak zorunda mısınız burada

visor for the eyes the only thing you have to wear  here is the face mask so as long as the covering  

takmanız gereken tek şey yüz maskesidir, örtü

is going over your nose and mouth you  are okay you see so you don't have to  

burnunuzu ve ağzınızı kapattığı sürece sorun yok  görüyorsunuz, bu nedenle

protect your eyes but you do have to protect  your nose and mouth you have to cover them  

gözlerinizi   korumak zorunda değilsiniz ama burnunuzu ve ağzınızı korumak zorundasınız onları örtmek zorunda

especially if you are in a  public place amongst other people

özellikle diğer insanların arasında halka açık bir yerdeyseniz

did you work in china yes i lived in china many  years ago i worked there as an english teacher

Çin'de çalıştınız mı evet uzun yıllar önce Çin'de yaşadım orada İngilizce öğretmeni olarak çalıştım

and

ve

thank you for your very interesting messages  today by the way yes i was there working as  

çok ilginç mesajlarınız için teşekkür ederim bugün bu arada evet öyleydim orada

an english teacher i was there for a few years  a wonderful experience a wonderful experience  

ingilizce öğretmeni olarak çalışıyorum birkaç yıl oradaydım harika bir deneyim harika bir deneyim

it is interesting how travel can broaden your  mind you can see things that you thought you  

seyahatin ufkunuzu nasıl genişletebileceği ilginç asla göremeyeceğinizi düşündüğünüz şeyleri görebilirsiniz bu yüzden bence

would never ever see so i think sometimes it  is very interesting very interesting traveling  

bazen çok ilginç çok ilginç

to other countries experiencing other cultures  as well very important it's a very good thing

diğer ülkelere seyahat etmek diğer kültürleri deneyimlemek de çok önemli plastik maskenin çok abartılı olması çok iyi bir şey bence bu yüzden

the plastic mask is too exaggerated i think so  yes i also think that maybe the plastic visor  

evet ayrıca plastik siperliğin

will not protect you because everything can go  behind it it can go behind and into your nose  

sizi koruyamayacağını düşünüyorum çünkü her şey arkasından geçebilir  onun arkasına geçebilir ve içine girebilir burnunuz

so if i had a choice if i had a choice  between the plastic visor or the face mask  

bu yüzden plastik siperlik veya kumaştan yapılmış yüz maskesi  arasında bir seçim yapma şansım olsaydı,

made of cloth i would choose  the face mask every time

her seferinde yüz maskesini seçerdim Bay

mr duncan hello mr steve let  me just come and say hello

Duncan merhaba Bay Steve, gelip merhaba dememe izin verin,

look who it is everyone it's mr steve hello  what are you doing uh well i was going to  

bakın kim bu millet? bay steve merhaba naber iyisiniz biraz

do some gardening but then i thought it's a bit  dangerous out here because there's a big ladder  

bahçıvanlık yapacaktım ama sonra burasının biraz tehlikeli olduğunu düşündüm çünkü büyük bir merdiven var

and you know what they say about going  underneath ladders they say it's bad luck  

ve merdivenlerin altından geçmek hakkında ne derler bilirsiniz, bunun uğursuzluk getirdiğini söylerler

especially today because today is friday the 13th  yes what's going to happen what about you steve  

özellikle bugün çünkü ayın 13'ü cuma  evet ne olacak peki ya sen steve

steve are you superstitious about today um a  little bit and per a little bit a little bit yes

steve bugün hakkında batıl inançların var mı um biraz ve biraz biraz evet

as they say in chinese clever clubs okay well  i've been uh doing some gardening mr duncan  

çin zeki kulüplerinde dedikleri gibi tamam pekala biraz bahçıvanlık yapıyorum bayım duncan

uh so that in theory on friday the 13th could be  unlucky because i don't want to chop a finger off  

yani teorik olarak ayın 13'ü  Cuma şanssız olabilir çünkü parmağımı kesmek istemiyorum   hayır zaten

no i've already chopped the top off my gardening  gloves yeah so you have to be careful you  

bahçe eldivenlerimin üstünü kestim evet bu yüzden dikkatli olmalısınız

are really putting yourself at risk today anything  could happen anything a tree could fall on me  

kendinizi gerçekten riske atıyorsunuz bugün her şey olabilir, herhangi bir ağaç üzerime düşebilir,

uh i might shut my leg off  i might put the fork into my  

ah, bacağımı kesebilirim, ayağıma çatalı saplayabilirim, lütfen, lütfen

feet through my through my wellington please  please tell me that you didn't just forget the  

bana

name of the things at the end of your legs feet  feet f-e-e-t yes i've got very have you noticed  

sondaki şeylerin adını unutmadığını söyle bacaklarının ayakları ayakların f-e-e-t evet bende çok var fark ettin mi

my very old hat this hair by the way this hat is  really old look it's falling to pieces so this  

çok eski şapkam bu saç bu arada bu şapka gerçekten eski görünüyor paramparça oluyor yani bu eskiden dışarıdayken

used to be a trendy hat that i would wear when  i was out and about trying to impress anybody uh  

giydiğim modaya uygun bir şapkaydı ve kimseyi etkilemeye çalışmakla ilgili uh

so this used to be something but i think this  must be probably 20 years old yes i think  

yani bu eskiden bir şeydi ama bence bu muhtemelen 20 yaşında olmalı evet bence

is it nike i think it is it's nike yes but  this is old this this is old and this is older  

nike mı bence bu nike evet ama  bu eski bu eski ve bu daha eski

thanks a lot it'll be unlucky for you mr duncan  in a minute it is very worn out it is falling  

teşekkürler a çok şanssızsınız bay duncan bir dakika içinde çok yıpranmış parçalanıyor

to pieces it is worn out and it needs throwing  away and also the hat as well right of the 13th  

yıpranmış ve atılması gerekiyor ve ayrıca 13'üncü ayın sağındaki şapka

could be very unlucky for you mr duncan really  you know what we were talking about earlier  

sizin için çok şanssız olabilir bay duncan gerçekten daha önce ne hakkında konuştuğumuzu biliyorsunuz

did you receive my psychic message no did you i  was i was sending you a psychic message earlier  

psişik mesajımı aldınız mı hayır  size daha önce psişik bir mesaj gönderiyordum

i don't think mr i felt very unhappy earlier so  maybe that was it oh i see so what i was talking  

sanmıyorum bay daha önce çok mutsuz hissettim bu yüzden belki de buydu oh anladım

about earlier was vegetables because we went  shopping this morning yes you're talking about  

daha önce sebze hakkında konuşuyordu çünkü bu sabah alışverişe gittik evet

yourself were sorry sorry vegetables vegetables  oh i see he's prescribed someone as a vegetable  

kendinizden bahsediyorsunuz özür dilerim sebzeler sebzeler oh görüyorum ki birine sebze olarak reçete etmiş

that means they haven't got much intelligence  yes upstairs a person who might be a bit  

bu onların fazla zekaya sahip olmadığı anlamına gelir evet yukarıda olabilecek bir kişi biraz

might be described as a vegetable it's not a  very nice word by the way thank you steve for  

sebze olarak tanımlanabilir çok hoş bir kelime değil bu arada steve o

introducing that cauliflower apparently a lot of  people are fans of cauliflower however some people  

karnabaharı tanıttığın için teşekkürler steve görünüşe göre pek çok insan karnabahar hayranıdır ancak bazı insanlar

have never seen it before do you want me to go and  fetch it mr duncan would you like to go and fetch  

daha önce hiç görmemiştir gidip almamı ister misiniz bayım duncan gidip

the cauliflower i'll take my gloves off because  we're going to be eating that cauliflower tomorrow  

karnabaharı getirmek ister misin eldivenlerimi çıkaracağım çünkü yarın o karnabaharı yiyeceğiz   evet

yes we don't want it to be covered in mud okay  quickly quickly cried yeah quite yet quite yet  

çamura bulanmasını istemeyiz tamam hızlı hızlı ağladım evet oldukça ama oldukça henüz

in chinese if you want someone  to hurry up you will say quail

içinde çince birinin acele etmesini istiyorsanız bıldırcın

hurry up mr steve if only it has cheese yes well  mr steve is very good at making cauliflower cheese  

acele edin diyeceksiniz bay steve keşke peynir varsa evet pekala  bay steve karnabahar peyniri yapmakta çok iyidir

it is something that maybe one day we could  show you maybe we can we can make a video  

bu belki bir gün size gösterebileceğimiz bir şeydir belki yapabiliriz belki yapabiliriz video

making mr steve's lovely cauliflower  cheese no one could see that steve again  

bay steve'in güzel karnabahar peynirini yaparken kimse o steve'i bir daha göremez

i've got my boots on i've never  seen steve so enthusiastic

çizmelerimi giydim steve'i hiç bu kadar hevesli görmemiştim

there we go that's a big one and the cauliflower  oh dear mr duncan all right here we go  

işte başlıyoruz bu büyük ve karnabahar oh canım bay duncan pekala işte başlıyoruz

this is what it looks like do you want  to demonstrate because you're quite  

bu nasıl görünüyor göstermek istiyorsun çünkü

quite good at that sort of thing there's  not much to there's not much to explain  

bu tür şeylerde oldukça iyisin açıklanacak pek bir şey yok

really is it's a cauliflower for god's sake there  we go so that you can see on the outside there are  

gerçekten karnabahar mı tanrı aşkına işte gidiyoruz ki dışarıdan görebilsin

some green leaves but the most important part is  inside you see look at that so there is a we call  

bazı yeşil yapraklar var ama en önemli kısım içinde  görüyorsunuz, buna bakın, yani bir şey var, buna

this i believe this is called the heart yes yes  so this part is the heart of the cauliflower so  

kalp diyoruz evet evet yani bu kısım karnabaharın kalbi yani   işte

there it is it is just a big giant clump but you  can boil this in water you can slowly steam this  

burada sadece büyük dev bir yığın ama bunu  suda kaynatabilirsiniz   bunu yavaşça buharlaştırabilirsiniz

and then afterwards if you are like mr steve oh  there's the word look can you see it there it is  

ve sonra eğer bay steve gibiyseniz oh  işte kelime var bakın orada görebiliyor musunuz

cauliflower the spelling is very strange but there  it is it looks a bit like a brain yeah if you were  

karnabahar yazımı çok garip ama işte burada biraz benziyor bir beyin evet eğer

to take somebody's skull off and have a look it  looks a bit like a white brain yes it does look  

birinin kafatasını çıkarıp bir bakarsanız, biraz beyaz bir beyne benziyor evet gerçekten

like a brain i wish my brain was this this large  i don't think my brain is this large maybe maybe  

bir beyne benziyor keşke beynim bu kadar büyük olsaydı beynimin bu kadar büyük olduğunu düşünmüyorum belki belki

my brain is the size of a brussels sprout the only  problem with cauliflower is it's a bit tasteless  

beynim brüksel lahanası büyüklüğünde karnabaharın tek sorunu biraz tatsız olması

but uh it absolutely stinks out your house when  you're cooking it yeah the whole house smells of  

ama uh pişirirken kesinlikle evinizin pis kokması evet bütün ev

cooking cauliflower yes but it's delicious  have you been telling them about uh  

karnabahar pişirme kokuyor evet ama çok lezzetli onlara söylediniz mi uh

putting cheese sauce on yes i mentioned  it you're famous you're amazing mr steve's  

üzerine peynir sosu koymak hakkında evet bahsetmiştim ünlüsünüz siz harikasınız Bay Steve'in

amazing mr mr steve's amazing cauliflower  cheese it's incredible the most amazing thing  

harika Bay Steve'in harika karnabahar peyniri bu inanılmaz

i've ever tried cauliflower not broccoli no  broccoli is small and normally that's green  

şimdiye kadar denediğim en harika şey karnabahar brokoli değil hayır brokoli küçük ve normalde bu yeşil

cauliflower is large and white you can get big  you can get quite big broccolis but the colour  

karnabahar büyük ve beyazdır büyük olabilirsiniz oldukça büyük brokoli elde edebilirsiniz ancak rengi

they are quite similar i think they're in terms of  a vegetable they're very closely related i think  

oldukça benzerler bence bir sebze açısından çok yakın akrabalar bence

yes except one is white and goes very well with  cheese if you put it in the oven with cheese sauce  

evet biri hariç biri beyazdır ve peynirle çok iyi gider peynir soslu olarak fırına koyarsanız

on and make it go all brown on the top yes so you  can actually bake the cauliflower and the cheese  

ve üzerinin tamamen kahverengi olmasını sağlarsanız, evet, karnabahar ve peyniri

together and mr steve makes the most amazing  cauliflower cheese we're having that tomorrow  

birlikte pişirebilirsiniz ve Bay Steve en harika karnabahar peynirini yapar, bu arada onu yarın yiyeceğiz

by the way with potatoes and lamb shank yes lamb  goes well with cheese and cauliflower jojo is a  

patates ve kuzu incik ile evet kuzu peynir ve karnabaharla iyi gider jojo bir  karnabahar turşusudur

pickling cauliflower oh okay then yes uh we're  pickling cauliflower now i've never tried that  

oh tamam o zaman evet uh şimdi karnabahar turşusu yapıyoruz bunu hiç denemedim

i would imagine you'd have it cold but  yes it's quite a versatile vegetable  

soğuk tüketeceğinizi düşünürdüm ama  evet oldukça çok yönlü sebze

versatile that means you can do a lot with it  yes but it's amazing how many people don't like  

çok yönlü, yani onunla çok şey yapabilirsiniz evet ama karnabaharı bu kadar çok kişinin sevmemesi şaşırtıcı,

cauliflower especially the smell as you mentioned  earlier so when you're when you're boiling or  

özellikle de daha önce bahsettiğiniz koku  bu nedenle karnabaharı kaynatırken veya

maybe steaming cauliflower it can have quite  an unpleasant smell i think so but we like it  

belki buharda pişirirken oldukça nahoş olabilir kokla bence ama hoşumuza gidiyor

and uh with lamb lamb shank sounds like prison  foods yes i know why you're saying that because  

ve uh kuzu incik kulağa hapishane yiyecekleri gibi geliyor evet bunu neden söylediğini biliyorum çünkü

of course a shank when we say the word shank it  can also mean a knife that is being fashioned  

elbette sap kelimesini söylediğimizde bu aynı zamanda hapishanede şekillenmekte olan bir bıçak anlamına da gelebilir

in prison to be used as a weapon you see so that's  i know what you're talking about see you see  

bir silah olarak kullanılmak için görüyorsunuz yani bu  neden bahsettiğinizi biliyorum   görüyorsunuz

it because of my my brief time in prison  when i was locked up for my crime of passion  

bunu cezaevinde geçirdiğim kısa süre nedeniyle şehvet suçumdan hapse

i was in prison and it was i i had to survive they  used to pass me around like currency mr duncan but

atıldığımda   hapisteydim ve bunu yapmak zorundaydım hayatta kal, eskiden beni para birimi gibi dolaştırırlardı Bay Duncan ama

i was the same but you know younger years yeah  so shank the shank is like is the isn't it the  

ben aynıydım ama genç yaşları bilirsiniz evet  yani sap bacak

part of the the top bit of the leg thigh the thigh  bone so imagine the thigh bone so sometimes from  

bacağın üst kısmının uyluk kemiği uyluk kemiği gibi değil mi yani hayal edin uyluk kemiği yani bazen

the front leg or sometimes if you want a really  nice big lamb shank you can have the back back leg  

ön bacaktan veya bazen gerçekten büyük bir kuzu incik istiyorsanız arka arka bacağa sahip olabilirsiniz

but yes it's it's the bone the femur that goes  through the the uh yes the top piece of your leg  

ama evet bu kemiktir uh evet bacağınızın üst kısmından geçen uyluk kemiği

yes so the bone is called the femur femur are  you sure about that mr duncan i am very sure i  

evet yani kemiğe femur femur denir bundan emin misiniz Bay Duncan çok eminim ben

was very good he does know his bones i i was i  was very good at biology at school you were you  

çok

had a skeleton uh at home uh as well as one in the  cupboard many skeletons in the cupboard mr duncan  

iyiydim o kemiklerini biliyordu bir dolapta bir dolapta birçok iskelet Bay Duncan

are you okay i know i want to hide well  of course um if we say that someone's got  

iyi misiniz Bay Duncan   iyi saklanmak istediğimi biliyorum elbette um birinin

skeletons in their cupboard what do we mean mr  duncan they have a dark secret secrets that they  

dolabında iskeletler var dersek ne demek istiyoruz Bay Duncan onların sahip olmadıkları karanlık bir sırları var

don't want people to know about so if you have  a skeleton in your cupboard or in your closet  

' insanların bilmesini istemeyin yani dolabınızda veya dolabınızda bir iskelet varsa

it means there is something from your past that  you don't want other people to know about for  

bu, geçmişinizden başka insanların bilmesini istemediğiniz bir şey olduğu anlamına gelir,

example you could be a politician and you could  have had an affair with somebody and it would be  

örneğin bir politikacı olabilirsiniz ve sahip olabilirdin birisiyle bir ilişki ve ortaya çıkarsa

uh wouldn't go down very well politically if it  was revealed so keep it a secret so that could  

politik olarak pek iyi gitmez, bu yüzden bunu bir sır olarak saklayın ki bu

be a skeleton in your cupboard or you could have  done some dodgy deal somewhere or you could have  

dolabınızda bir iskelet olsun veya bir yerlerde tehlikeli bir anlaşma yapabilir veya bir yerlerde tehlikeli bir anlaşma yapabilirdiniz.

committed a crime uh but you're in public off it's  often used for people in public office isn't it  

suç uh ama sen toplum içindesin genellikle kamu görevindeki insanlar için kullanılır, değil mi

uh who could be exposed for for misdemeanours  in the past so something you've done wrong  

uh geçmişteki kabahatler nedeniyle ifşa olabilecek yani yanlış yaptığınız bir

something from your past that you don't want  other people to know about can be described as  

şey   geçmişinizden başka istemediğiniz bir şey hakkında bilgi sahibi olunması gereken kişiler

a skeleton in the cupboard it's always something  quite big quite major yes maybe you've got six  

dolaptaki bir iskelet olarak tanımlanabilir, bu her zaman bir şeydir oldukça büyük oldukça büyük evet belki

children by different women like like you know who  a certain prime minister a certain prime minister  

farklı kadınlardan altı çocuğunuz vardır, bildiğiniz gibi kim belirli bir başbakan belirli bir

of a certain country that is not very far  away from here oh we're making people hungry  

ülkenin belirli bir başbakanı  yani buradan çok uzakta değil oh insanları acıktırıyoruz

oh really oh look my wife tells me says  louis that cauliflower and cheese is called

oh gerçekten oh bak karım bana louis'e karnabahar ve peynire

chauffeur i bet it's nicer in france because i  bet they use that lovely french cheese see we  

şoför denildiğini söylüyor, bahse girerim Fransa'da daha güzeldir çünkü bahse girerim o güzel Fransız peynirini kullanıyorlar, bakın biz

would use hard cheddar cheese and i i would i also  put so i'll make a white sauce which is flour and  

çok kullanırdık çedar peyniri ve ben de koyardım, böylece içinde biraz tereyağı olan un ve sütten oluşan beyaz bir sos yapacağım

milk basically with a little bit of butter in it  and then i melt the cheese in but i also put some  

ve sonra peyniri eritirim ama içine biraz hardal da koyarım

mustard in there as well and lots of pepper so it  gives it a little bit of spice sounds fantastic  

ve bolca biber yani biraz baharat veriyor kulağa harika geliyor

we'll be having it tomorrow mr duncan i want  it now can you go into the kitchen now and make  

yarın yiyeceğiz bay duncan istiyorum şimdi mutfağa gidip yapabilirdim

it i could do we could have it tonight but  normally friday night for us is curry night  

yapabilirdim bu gece alabilirdik ama normalde bizim için cuma gecesi köri gecesi

curry night on friday night normally i i think  it will be tonight yes we'll have curry tonight  

cuma gecesi köri gecesi normalde bence  bu gece olacak evet bu gece köri yiyeceğiz

i'm not working today am i mr doing i need  to make sure i can have a big poo tomorrow

bugün çalışmıyorum, bay yapıyorum yarın büyük bir kaka yapabileceğimden emin olmam gerekiyor

there's no answer to that well it always  guarantees that you see if you have a  

buna bir cevap yok her zaman bir   köri olup olmadığınızı görmenizi garanti eder,

curry you are you are guaranteed a nice big  poo necessarily sometimes not but it blocks  

güzel bir büyük kaka garanti edilirsiniz, bazen değil ama yine de

us up anyway no rhyme or reason to it okay then  but no i'm on here today because i'm not working  

bizi engeller, kafiye veya sebep yok tamam o zaman ama hayır bugün buradayım çünkü çalışmıyorum izin

i'm taking the day off steve is  having a couple of days off because  

alıyorum steve birkaç gün izin yapıyor çünkü

it's just the stress you see oh yes the stress  uh because i have to work so hard at home it  

gördüğünüz stres bu oh evet stres uh çünkü evde çok çalışmam gerekiyor

is quite difficult working from where's  mr duncan going he can hear an aeroplane

çalışmak oldukça zor nereden Bay Duncan gidiyor o duyabiliyor uçak

yes look at the ego he thinks that they're  actually they know him and they might wave  

evet egoya bak o onların aslında onu tanıdıklarını düşünüyor ve el sallayabilirler

back they might drop a bomb on on him i'm just  i'm just waving to the man in a helicopter  

üzerine bomba bırakabilirler ben sadece helikopterdeki adama

with a helicopter yeah we've had quite a  few helicopters go over the last few days  

helikopterle el sallıyorum evet biz' son birkaç gün içinde epey birkaç helikopter geçti

yes two came over very low over the house was it  yesterday or the day before yes well we do live  

evet ikisi evin üzerinden çok alçaktan geldi dün mü yoksa önceki gün mü evet pekala yaşıyoruz

we do live about 12 miles away from an air base  well there's one one way and one the other yes  

bir hava üssünden yaklaşık 12 mil uzakta yaşıyoruz peki tek yön var ve biri diğerinden evet   yani

i mean if there was ever a world war we wouldn't  stand much of a chance here mr duncan because the  

bir dünya savaşı olsaydı burada pek şansımız olmazdı Bay Duncan çünkü

first place they'd bomb would be airfields  that's great this is really cheering me up  

bombalayacakları ilk yer hava alanları olurdu bu harika bu beni gerçekten neşelendiriyor

it's true you know the reason why i'm here today  is to cheer everyone up and all you're doing  

doğru sebebini biliyorsunuz Bugün neden herkesi neşelendirmek ve senin yaptığın tek şey

is depressing me a lot it smells like sulfur  says alexandra yes it can do some vegetables  

beni çok üzüyor kükürt gibi kokuyor diyor alexandra evet bazı sebzeler işe

do smell a bit sort of sulfury when they're  cooking yes especially when you're cooking it

yarayabilir   pişirirken biraz kükürt kokar evet özellikle siz Pişiriyorum

picasso it's a good name are you an artiste by  any chance oh i think i think definitely an artist  

picasso, bu iyi bir isim sen bir artist misin? şans eseri oh bence kesinlikle bir sanatçı

a certain type of artist was the searchlight on uh  no but they were obviously looking for you because  

belli bir sanatçı tipi projektör açıktı uh hayır ama belli ki seni arıyorlardı çünkü

you are an escaped convict i think for a moment  there i was in the crosshairs i was definitely in  

kaçak bir mahkumsun sanırım bir an için hedef tahtasındaydım, kesinlikle onların

their cross hairs then they were they were  focusing in on me how long is england in  

hedef noktasındaydım, sonra onlar bana odaklanıyorlardı, İngiltere ne kadar süredir

lockdown says heart sweet we are in lockdown until  december the second however and it is a very big  

tecrit altında, çok güzel diyor, 2 Aralık'a kadar tecrit altındayız ancak ve bu çok büyük bir

however we might actually be going on longer than  that you see so some people are now saying that  

ancak aslında gördüğünüzden daha uzun süre devam ediyor olabiliriz, bu yüzden bazı insanlar

the lockdown might continue for much longer than  just four weeks and of course have you noticed  

karantinanın sadece dört haftadan çok daha uzun süre devam edebileceğini söylüyorlar ve elbette

that christmas is on the way because on  wednesday i was putting the christmas lights  

Noel'in yolda olduğunu fark ettiniz mi, çünkü çarşamba günü Noel ışıklarını yakıyordum

on the house and they look lovely i haven't  turned them on yet because it's a bit too early  

evde ve çok güzel görünüyorlar henüz onları açmadım çünkü biraz erken

but yes so christmas is coming but some people  now believe that we might still be in lockdown  

ama evet yani noel geliyor ama bazı insanlar şu anda noel'de hala kilit altında olabileceğimize inanıyor

at christmas can you imagine that oh but good news  this morning mr dumb can the r rate okay our rate  

bunu hayal edebiliyor musunuz oh ama iyi haber bu sabah bay aptal r oranı tamam   oranımız

is coming down do you talk about our rates in  your country when it comes to coronavirus so  

düşüyor koronavirüs söz konusu olduğunda ülkenizdeki oranlarımız hakkında konuşuyor musunuz, yani

all we ever hear on our news is the r rate is this  the r rate is that i'm going to be honest with you  

haberlerimizde duyduğumuz tek şey r oranı bu r oranı şu ki gidiyorum size karşı dürüst olmak gerekirse   koronavirüs ile bağlantılı

i i still don't fully understand all of the  figures all of the graphs and all of the models  

tüm  rakamları   tüm    tüm grafikleri ve tüm modelleri   hala tam olarak anlamadım   tek

connected with coronavirus all i know is  it's a bug that is very annoying and it's  

bildiğim  bu çok can sıkıcı bir böcek ve   çok

causing a lot of illness a lot of loss of life and  that's it really so the only thing i'm interested  

hastalığa ve çok fazla kayba neden oluyor hayatın ve bu gerçekten bu yüzden, ilgilendiğim tek şey

in is not getting it to be honest well we had a  bit of a close encounter hmm you could say in much  

dürüst olmak değil, biraz yakın bir karşılaşma yaşadık hmm pek çok

wenlock almost yes in that the local supermarket  when i say supermarket it's quite small um  

wenlock'ta neredeyse evet diyebilirsiniz ki yerel süpermarket süpermarket dediğimde bu oldukça küçük um

would you call it a supermarket well it's a  supermarket yes but it's not a big supermarket  

buna bir süpermarket diyebilir miydiniz peki bu  bir süpermarket evet ama büyük bir süpermarket değil   hayır yani

no well so a co-op in fact in fact if you saw  that uh the package that i showed up that had the  

aslında bir kooperatif, uh gösterdiğim ve

cauliflower on you would have seen the word co-op  okay because that's the name of the shop they're  

üzerinde karnabahar bulunan paketi görseydiniz kooperatif kelimesini gördüm tamam çünkü dükkanın adı bu

normally small shops but but yes does that make  the story any better well it does because we found  

normalde küçük dükkanlardır ancak evet bu hikayeyi daha iyi yapar çünkü

out that seven members of the staff there had  contracted coronavirus yes they tested positive  

oradaki personelin yedi üyesinin koronavirüse yakalandığını öğrendik evet test yaptılar pozitif

for it and one's in hospital apparently we don't  know that for certain but uh and we were in there  

ve biri hastanede görünüyor görünüşe göre bunu kesin olarak bilmiyoruz ama

the day after they were tested positive and  we didn't know they tested positive and this  

testlerinin pozitif çıkmasının ertesi günü oradaydık ve testlerinin pozitif çıktığını bilmiyorduk ve bu

morning we went there again because we had to  buy some jaffa cakes and also mr steve needed  

sabah oraya tekrar gittik çünkü zorundaydık biraz jaffa keki al ve ayrıca Bay Steve'in   yarın benim için yapacağı

some potatoes and some cauliflower for his meal  tomorrow that he's going to make for me because  

yemeği için biraz patates ve biraz karnabahar ihtiyacı vardı çünkü

i'm a very lucky man but yes we went there this  morning didn't we well we figure that probably now  

çok şanslı bir adamım ama evet bu sabah oraya gittik, değil mi, muhtemelen şimdi anladık daha

it's safer but they don't wear gloves i think  that's a bit different uncertain when they're  

güvenli ama eldiven takmıyorlar bence bu biraz farklı belirsiz,

handling your food and your products that you're  buying and they're putting them through the till  

yiyeceklerinizi ve satın aldığınız ürünlerinizi ellerinde tutarken ve bunları kasaya koyarken

yes they're not wearing gloves and i think they  should you were wearing gloves weren't you i was  

evet eldiven takmıyorlar ve sanırım onlar eldiven giymeliydiniz, değil mi

wearing rubber gloves i showed them earlier so  i had my mask i had my rubber gloves everything  

lastik eldiven giyiyordum onlara daha önce gösterdim bu yüzden maskem vardı lastik eldivenlerim vardı her şey

everything and you had to touch the keypad didn't  you mr duncan on the uh on the uh what would you  

her şey ve tuş takımına dokunmanız gerekiyordu, değil mi bay duncan uh üzerinde uh buna ne

call it the card reader where you used where you  pay yeah so when you use your your debit card or  

kart okuyucu denir, kullandığınız yerde ödeme yaparsınız evet, yani banka kartınızı veya

credit card you normally put your thing into  the machine and then you have to enter a number  

kredi kartınızı kullandığınızda normalde makinenizi  makineye koyarsınız ve ardından bir numara girmeniz gerekir

but of course you can use contactless  which allows you to put your card on  

ama tabii ki temassız kullanabilirsiniz  ki bu kartınızı takmanıza olanak tanır

and you don't have to enter any numbers however  there is a limit i think it's 45 pounds i think  

ve herhangi bir rakam girmenize gerek yoktur ancak bir sınır var sanırım 45 pound bence

you're right mister 45 pounds anything over that  then you still have to enter the number with your  

haklısınız bayım 45 pound bunun üzerindeki herhangi bir şey o zaman yine de numarayı parmaklarınızla  girmeniz gerekir

fingers beatrice said says that she is eating  broccoli with garlic nice i think you would like  

beatrice sarımsaklı brokoli yediğini söylüyor güzel bence

that hmm sounds good anything with gut is that hot  or cold yes i mentioned that earlier because quite  

hmm kulağa hoş gelen bağırsaklarla ilgili her şeyin o kadar sıcak veya soğuk olduğunu istersiniz evet bundan daha önce bahsetmiştim çünkü oldukça

often with with a chinese meal you'll have garlic  with broccoli delicious yes uh beatrice are you is  

sık sık bir Çin yemeği ile birlikte sarımsak brokoli ile lezzetli olur evet uh beatrice sen   o

that hot or cold i think it's probably hot i don't  like cold broccoli i don't like cold vegetables  

kadar sıcak veya soğuksun sanırım hava muhtemelen sıcak soğuk brokoli sevmiyorum soğuk sebzeleri sevmiyorum

generally can't eat cold vegetables but i would  imagine that's hot but that sounds very nice  

genellikle soğuk sebzeleri yiyemem ama bunun sıcak olduğunu düşünürdüm ama kulağa çok hoş geliyor

well you know my rule steve there is a rule that  i have if i ever go out for a meal somewhere to  

pekala biliyorsun benim kural steve, sahip olduğum bir kural vardır, eğer bir yere

a pub or restaurant one thing i insist on is the  food has to be hot i want hot food on a hot plate  

bir bara veya restorana yemek yemeye gidersem ısrar ettiğim bir şey, yemeğin sıcak olması gerektiğidir, sıcak bir ocakta sıcak yemek istiyorum   bu

so that is my rule i'm very  fussy in that area to be honest

yüzden benim kuralım bu' dürüst olmak gerekirse o alanda çok titizim

excuse me if i'm pronouncing your name incorrectly  says happy diwali oh okay anybody celebrating  

isminizi yanlış telaffuz ediyorsam afedersiniz mutlu bayramlar diyor oh tamam kimse kutlama yapıyor

that of course we celebrate that here certain  communities here will celebrate very difficult at  

bunu elbette burada kutluyoruz, buradaki belirli  topluluklar   şu anda çok zor kutlayacak

the moment i think i mean i'm not getting it wrong  by saying it's the equivalent to our christmas  

sanırım öyle demek istiyorum yanlış anlaşılmasın bu bizim yılbaşımızla eşdeğerdir

it's a celebration and because i've been i've  been to diwali events mr duncan because i've been  

bu bir kutlama ve diwali etkinliklerine katıldığım için   Bay Duncan çünkü

invited a lot of my customers uh celebrate diwali  and i've been along to celebrations and it's a  

birçok müşterimi davet ettim, uh diwali'yi kutluyor ve ben de birlikteydim kutlamalara ve bu eğlenceli

fun it's a bit like christmas it feels like  christmas isn't it isn't it diwali isn't it  

biraz noel gibi noel gibi hissettiriyor diwali değil mi diwali olarak

pronounced diwali i always i think that i'm not  sure is it diwali or i think it's divali i think  

telaffuz edilmiyor mu her zaman bunun diwali mi yoksa sanırım divali mi olduğundan emin olmadığımı düşünürüm

the w is pronounced like a v okay please  correct me somebody they normally have the  

w, v gibi telaffuz ediliyor tamam lütfen birisi beni düzeltsin,

festival of lights of course during diwali or  diwali so yes the festival of lights so that  

normalde diwali veya diwali sırasında ışık festivali düzenliyorlar, bu yüzden evet ışık festivali bu yüzden

that's probably one of the things that's similar  to christmas exactly that's what that's what  

bu muhtemelen noel'e benzeyen şeylerden biri tam olarak bu  bu  ne   ah

uh my friends who celebrate diwali have explained  to me it's a celebration a bit like our christmas  

dostlarım diwali'yi kutlayanlar bana bunun biraz bizim Noel'imize benzeyen bir kutlama olduğunu açıkladı

but we're looking for somebody to maybe correct  us or or even agree with us as to what we said  

ancak bizi düzeltecek veya hatta söylediklerimizin doğru olduğu konusunda bizimle aynı fikirde olabilecek birini arıyoruz, bu yüzden evet,

is correct so yes a lot of our diwali so it  div d valley yes so it is it is i was right  

diwali'mizin çoğu bu yüzden bölünüyor vadi evet yani öyle ben haklıydım   tamam

okay i suppose it had to happen eventually al  picasso is from the usa oh hello it's nice to  

sanırım sonunda olması gerekiyordu al picasso ABD'den oh merhaba

see you we don't get many people watching in the  usa el pacasa are you enjoying our english accents  

sizi   görmek güzel ABD'de izleyen pek insan yok el pacasa ingilizce aksanımızın tadını çıkarıyor musunuz

whenever whenever anyone appears in an american  tv show or an american movie and they are british  

ne zaman biri bir amerikan tv şovunda veya bir amerikan filminde görünse ve ingiliz ise

they often sound like mr steve hello hello i'm  a british person and i'm in an american tv show  

genellikle bay steve merhaba merhaba ben bir ingilizim ve bir amerikan tv programındayım   şeklinde konuşurlar

so naturally i will speak like this not everyone  in england talks like this they used to though  

bu nedenle doğal olarak bu şekilde konuşacağım herkes değil İngiltere böyle konuşuyor ama   eğer

if you look at uh okay well we've watched  um television programs where they interview  

bakarsanız  uh tamam pekala  1960'lar ve 70'lerden halkla röportaj yaptıkları um televizyon programları izledik

members of the public from the 1960s and 70s  okay and even just ordinary men and women  

tamam ve hatta sadece sıradan erkekler ve kadınlar

when they say ordinary what do you mean just  just ordinary workers ordinary people working  

sıradan dediklerinde ne demek istiyorsunuz? sadece sadece sıradan işçiler sıradan çalışan

not aristocracy who always talk with a posh  accent but even ordinary people were talking  

aristokrasi değil, her zaman gösterişli bir aksanla konuşan ama sıradan insanlar bile konuşuyorlardı

they were being interviewed they were very crisp  and their accents were very clear and they were  

röportaj yapıyorlardı çok netti ve aksanları çok netti ve

all speaking like this yes but i suppose  i don't anymore it depends where they are  

hepsi  böyle konuşuyorlardı evet ama sanırım bilmiyorum' t artık nerede olduklarına bağlı   eh

well i i but you watched it as well you're being  contrary now i'm not because you've agreed with  

ben ama sen de izledin şimdi karşı çıkıyorsun çünkü

me at the time are you telling me that in the  past there were no regional accents oh no there  

o zaman benimle aynı fikirdesin   bana geçmişte yöresel aksanların olmadığını mı söylüyorsun oh hayır

were definitely regional accents but a lot of  people did speak in a posh way i mean my mother  

kesinlikle bölgesel aksanlar vardı ama pek çok kişi gösterişli bir şekilde konuşuyordu, yani annem

and father came from very humble upbringings you  know they they didn't come from rich families  

ve babam çok mütevazi bir şekilde yetiştirilmişlerdi, bilirsiniz  zengin ailelerden gelmiyorlardı

but by any means far from it well it wasn't you  because your your mum was raised uh in a forest

ama her halükarda bundan çok uzak, iyi değildi sen çünkü annen bir ormanda

by wolves by wild wolves yes and and yet my  parents have got very posh accents in fact when i  

kurtlar tarafından vahşi kurtlar tarafından büyütüldü evet ve yine de ailemin çok havalı aksanları var aslında ben

used to go to school i used to be ridiculed  okay we moved to the country we moved to  

okula giderken alay konusu olurdum tamam taşındığımız ülkeye taşındık

Gloucestershire and they all speak like that  like there are farmers all the time you know  

Gloucestershire ve hepsi böyle konuşuyor sanki her zaman çiftçiler varmış gibi

and i can't wait for the sun i went to school  and i was here hello oh what a lovely day isn't  

ve güneşi sabırsızlıkla bekliyorum okula gittim ve buradaydım merhaba oh ne güzel bir gün değil mi   çok

it sweet and the people used to take the  mickey out of me they used to beat you up  

tatlı ve insanlar eskiden mickey beni döverlerdi seni döverlerdi  eskiden havalı

didn't i used to say i was i was mr posh yes i  wonder why i still am but then when i went to  

olduğumu söylemez miydim evet neden hala öyleyim ama sonra

to work in wolverhampton i lost my posh accent  my mother was very angry if you go to live in  

wolverhampton'da çalışmak için gittiğimde havalı aksanımı kaybettim annem çok kızgınım wolverhampton'da yaşamaya gidersen

wolverhampton you lose everything including your  degree including your dignity and your liberty

derecen dahil her şeyini kaybedersin haysiyetin ve özgürlüğün dahil evet

yes i thought you were going to say virginity  you see i thought that's what you're going to say

bekaret diyeceğini sanmıştım görüyorsun ya öyle söyleyeceğini düşündüm doğru

right i can see a bird mr duncan it's a it's  uh what type of bird is that mr duncan it runs  

bir kuş görebiliyorum bay duncan a uh bu ne tür bir kuş Bay Duncan

up the trees it's a bit like a woodpecker but  it's smaller it's a bit like a woodpecker do  

ağaçların üzerinde koşuyor   biraz ağaçkakana benziyor ama  daha küçük bu biraz ağaçkakana benziyor

you mean a nut hat a nut hatch mr duncan i  did know i just thought i'd see if you did  

bir fındık şapkalı bir ceviz yumurtasından mı bahsediyorsunuz Bay Duncan biliyordum az önce düşündüm' d bak bakalım   canlı yayında kimsenin göremediği

it's very good that you're pointing out things  that no one else can see on the live stream  

şeyleri belirtmen çok iyi   burnum

my nose is running okay my nose i think it's a  smoke from next door's fire is your is your nose  

akıyor tamam burnum sanırım yan komşunun ateşinden bir duman senin burnun

running you better run away and catch it i know  one thing it's free it's freezing i know it's well  

koşuyorsun koşsan iyi olur uzak dur ve yakala biliyorum bir şey bedava, donuyor, iyi olduğunu biliyorum

of course if you're working in the garden toiling  labouring then you get quite warm of course you've  

tabi ki bahçede çalışıyorsan zahmet yor  o zaman oldukça ısınırsın

no idea what that is do have mr duncan sorry  what what was that last bit of the sentence  

bunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrin yok. cümlenin son kısmı bu kadardı

well i mean you know this just goes you have a  labour do you have a toil uh do you ever feel the  

demek istediğim, bu sadece gider bir doğumunuz var mı?

burden of having to get jobs done outside  and and use all your physical activity

mr duncan well of course because i have  you i don't need to do it i've got you

çünkü sana sahibim bunu yapmama gerek yok sana sahibim

yes yes i we do talk uh fast sometimes yes i  are we excited about christmas says jojo well of  

evet evet ben bazen hızlı konuşuruz evet noel için heyecanlı mıyız der jojo peki

course i am i love christmas i love the festivity  even though neither of us is religious so i'm not  

tabi ki noeli seviyorum şenliği seviyorum hiçbiri olmasa da çoğumuz dindarız yani ben

a religious person mr steve isn't so yet we still  love christmas we love the feeling we love the  

dindar biri değilim bay steve öyle değil henüz noeli seviyoruz bu duyguyu seviyoruz

festivity so on wednesday i was actually on the  roof of the house putting lights everywhere on  

şenliği seviyoruz bu yüzden çarşamba günü aslında evin çatısındaydım evimin her yerine ışıklar koyuyordum

my house so they are all over the house right now  there are lights i haven't turned them on yet i  

yani şu anda evin her yerinde ışıklar var henüz onları yakmadım,

will be doing that on the 1st of december a long  time since you turned anything on mr duncan so i  

bunu 1 Aralık'ta, siz Bay Duncan'a herhangi bir şey açalı çok uzun bir süre olacak, bu yüzden

will be turning them on on around about the first  in fact we could turn them on to celebrate the  

onları yaklaşık 1 Aralık'ta açacağım. ilk önce, aslında onları kilitlenmenin sonunu kutlamak için açabiliriz,

end of lockdown that would be good wouldn't it we  could do it i think i think i got away with that

bu iyi olur, yapmaz mıyız, sanırım bundan paçayı sıyırdım,

do you think 13th is a lucky number well  some people believe that 13 is unlucky  

sence 13'ün şanslı bir sayı olduğunu düşünüyor musun, bazı insanlar 13'ün 13 olduğuna inanıyor şanssız

because i think it has something to do  i might be wrong here but i think it has  

çünkü bunun bir ilgisi olduğunu düşünüyorum burada yanılıyor olabilirim ama bence

there is a biblical reference i believe what's  wrong what has a biblical reference because it's  

İncil'de bir referans var, inanıyorum yanlış olan neyin İncil'de bir referansı var çünkü bu

the last supper right you see 13 people oh yes  you could be right there yes but um yes there  

son akşam yemeği doğru 13 kişi görüyorsun oh evet tam orada olabilirsin evet ama um evet

are very various reasons why 13 is considered  unlucky there is a there is actually a phobia  

13'ün şanssız kabul edilmesinin çok çeşitli nedenleri vardır aslında bir fobi vardır   bundan

you can be afraid of it do you  know what the fear is called

korkabilirsiniz korkunun adı ne biliyor musunuz triskaidekafobi

no triskaidekaphobia triskaidekaphobia  is the fear of the number 13.  

yok triskaidekafobi 13 sayısından duyulan korkudur.

did you know that mr duncan well i must have  because it came out of my brain you're such a  

biliyor muydunuz? o Bay Duncan'a sahip olmalıyım çünkü bu benim beynimden çıktı siz

brainiac oh thank you very much and uh obviously  you love the comment by uh wise laura uh skodska  

çok zekisiniz oh çok teşekkür ederim ve uh wige laura uh skodska'nın yorumunu sevdiğiniz çok açık um

um probably not pronounced that correctly um  oh no it was yes saying that uh you look sexy  

muhtemelen doğru telaffuz edilmemiştir um oh hayır evetti sakalınla seksi göründüğünü söyleyerek

with your beard oh thank you very much a lot  of people have commented on my beard now i  

oh çok teşekkür ederim birçok insan sakalım hakkında yorum yaptı ben

the reason why i grew this originally was  because i was making a lesson about halloween  

aslında bunu uzatmamın nedeni cadılar bayramı hakkında bir ders veriyor olmamdı

so i thought i would grow a a slight beard but  then i kept it and and now everyone keeps saying  

bu yüzden biraz sakal bırakacağımı düşündüm ama sonra sakladım ve şimdi herkes

oh mr duncan we like your beard it makes you  look very distinguished not everybody likes it

oh Bay Duncan sakalınızı beğendik sizi çok seçkin gösteriyor

mr steve doesn't like it but i i i said it would  tickle his fancy but he disagrees well you got  

diyor.

food stuck on it didn't you on sunday you know  that was most amusing i had to wipe it off i don't  

Pazar günü yapıştın, biliyorsun bu çok eğlenceliydi, onu silmek zorunda kaldım.

remember that because you looked unpresentable we  were eating the scone uh and you had a little bit  

of cheese on your beard so i had to wipe it off  because it was offending people in fact i think  

silmek zorunda kaldım çünkü insanları rahatsız ediyordu aslında sanırım

we sent several people out off the live stream  all together there's no answer to that i don't  

birkaç kişiyi canlı yayından çıkardık hep birlikte buna bir yanıt yok.

know why we don't have live captions anymore when  we're doing the live stream i really hope that we  

canlı yayın gerçekten

can get them back but sadly we don't have any live  captions it's because of youtube not because of us  

onları geri alabiliriz umarım ama ne yazık ki canlı altyazımız yok bunun nedeni youtube bizim değil

there's nothing to do with us i think it's about  rain i think it's going to rain well i'm not  

bizimle ilgisi yok bence bu yağmurla ilgili sanırım yağmur yağacak iyiyim

staying for much longer i just wanted to come out  and say hello so i will be going in around about  

fazla kalmayacağım sadece dışarı çıkıp merhaba demek istedim bu yüzden

maria agrees with me over the beard oh  i see thank you maria okay is that it  

maria'nın sakal konusunda benimle aynı fikirde olduğu konusunda dolaşacağım oh teşekkür ederim maria tamam öyle mi  peki

well i just saw the comment so not everybody  likes your beard well what's the agreement though  

yorumu yeni gördüm yani herkes sizin beğenmiyor sakal peki anlaşma nedir

well maria said i agree with you mr steve but  it could be about anything no it was definitely  

yine de maria dedi ki sizinle aynı fikirdeyim bay steve ama bu herhangi bir şeyle ilgili olabilir hayır kesinlikle

about the beef it could be about your your  cauliflower cheese that was ages ago there's  

sığır etiyle ilgili olabilir karnabahar peynirinizle ilgili olabilir yıllar önceydi

only a 30 second delay on this mr duncan yes okay  uh i haven't said anything uh controversial yet or  

bu bay duncan'da yalnızca 30 saniyelik bir gecikme var evet tamam uh henüz tartışmalı bir şey söylemedim veya   YouTube'dan

anything that might get you chucked off  youtube no you haven't said something  

atılmanıza neden olabilecek herhangi bir şey söylemediniz  hayır bir şey söylemediniz   geçen pazar gibi ırkçı olmayan

you haven't come out with any racist comments  like last sunday that wasn't racist no anyway  

herhangi bir ırkçı yorum yapmadınız hayır zaten   hadi yapalım

let's let's just let's not go there let it let's  just draw a line through that and across it and  

sadece oraya gitmeyelim şuna bir çizgi çekelim ve

we've got nothing to eat after your live stream  we've got no tea cakes no scones just fresh bread  

canlı yayından sonra yiyecek hiçbir şeyimiz yok çayımız yok, çörekimiz yok, sadece

that i've defrosted earlier i'm going to have a  hot muffin really there is nothing nicer than a  

daha önce çözdüğüm taze ekmek var. sıcak bir çörek yiyeceğim gerçekten sıcak bir çörekten daha güzel bir şey yoktur

hot muffin have you ever had hot muffin mr steve  uh not for a few years oh maria says i think the  

hiç sıcak çörek yediniz mi bay steve uh birkaç yıldır değil oh maria bence

beard is not hygienic i agree i i wash my beard  that's probably it's probably full of coronavirus  

sakal hijyenik değil katılıyorum sakalımı yıkarım bu muhtemelen muhtemelen doludur koronavirüs

in fact when coronavirus first started they did  say there was a comment that if you had a beard  

aslında koronavirüs ilk başladığında sakalınız varsa   o zaman hijyenik olmadığı şeklinde bir yorum olduğunu söylediler

then it was unhygienic because the viruses could  uh could uh sort of lodge themselves and you be it  

çünkü virüsler  bir şekilde kendi kendilerine yerleşebilir ve siz de

uh and i could that that could happen that sounds  like a load of rubbish that's true you ought to  

uh olabilir ve ben de öyle olabilir ki kulağa öyle geliyor bir sürü çöp gibi bu doğru

shave it off because you know you're putting  me at risk i think you're lying you're putting  

onu tıraş etmelisin çünkü beni riske attığını biliyorsun bence yalan söylüyorsun

me at risk mr duncan all those diseases that  are that are festering away i have not done  

beni riske atıyorsun bay duncan iltihaplı tüm o hastalıkları bende yok bitti

i have not heard any evidence about that oh it's  all out there i think that the chief medical  

bununla ilgili herhangi bir kanıt duymadım oh hepsi orada sanırım baş tıp

officer mentioned it see jojo's briefing jojo  says i like your beard mr duncan i like it a lot  

görevlisi bundan bahsetti jojo'nun brifingine bakın jojo sakalınızı beğendim diyor bay duncan onu çok

don't say that don't say that i'm trying  to persuade mr duncan to get rid of it  

beğendim   öyle söyleme öyle söyleme Bay Duncan'ı ondan kurtulması için ikna etmeye çalışıyorum   onu

i'm going to grow it until it's long like santa  claus or david letterman nobody knows who david  

Noel Baba veya David mektupçu gibi uzun olana kadar büyüteceğim kimse David   Letterman'ın kim olduğunu bilmiyor

letterman is but everyone knows who david  why do you think people don't know things  

ama herkes kim olduğunu biliyor David neden insanların bazı şeyleri bilmediğini düşünüyorsun   ben

i'm sure of course they have  television sets they have the internet

eminim onların televizyonları var internetleri var

they're going out of fashion  beards mr duncan out of fashion  

modası geçiyor sakalları bay duncan modası geçiyor

i just love the way sometimes steve assumes  no one knows anything that we're mentioning  

so so maybe tom cruise you see you say tom cruise  steve will think no one will know who tom cruise  

tom cruise diyorsun steve kimsenin kim olduğunu bilmeyeceğini düşünecek tom cruise

is everybody knows who tom cruise yes well a lot  of people know who david letterman is i always  

herkes tom cruise'un kim olduğunu biliyor evet pek çok kişi david letterman'ın kim olduğunu biliyor her zaman

have a friend that looks like tom cruise he was  very popular with the ladies he doesn't look like  

tom cruise'a benzeyen bir arkadaşım vardır o bayanlar arasında çok popülerdi o

tom cruise anymore not now he looks a lot like  tom arnold but he was very popular when i was a  

artık tom cruise'a benzemiyorum artık tom arnold'a çok benziyor ama ben öğrenciyken çok popülerdi

student the girls used to be all over him because  tom cruise of course in the 80s was very popular  

kızlar onun her yerindeydi çünkü tom cruise 80'lerde çok popülerdi

and that's who's my friend i think  he still is he still is popular

ve bu benim arkadaşım bence o hala popüler evet

yes people saying you look handsome with a beard

insanlar sakalla yakışıklı göründüğünü söylüyor

people love this joe doesn't agree with me they  like my i don't like you anymore jojo they like  

insanlar bunu seviyor joe benimle aynı fikirde değil onlar  benimkileri seviyorlar jojo artık

my facial hair it makes me look distinguished  it might look all right on camera but in  

senden hoşlanmıyorum kamerada iyi görünebilir ama

in in sort of real life it's not very nice  you're just jealous i could grow a beard  

gerçek hayatta bu pek hoş değil sadece sakal bırakabileceğimi kıskanıyorsun   o

he's jealous because i'm getting all the  attention you see yes they're taking the  

kıskanıyor çünkü gördüğün tüm ilgiyi ben alıyorum evet onlar

attention away from me yes well mr duncan  shall i go inside and put the kettle on  

dikkati benden alıyorlar evet pekala bay duncan içeri girip su ısıtıcısını çalıştırayım

yes because i am going to finish in a moment i've  been on for about about one hour and 20 minutes  

evet çünkü birazdan bitireceğim yaklaşık bir saat 20 dakikadır     dışarısı

what temperature do you think it is  out here uh in uh in degrees kelvin  

sizce kaç derece uh in uh derece kelvin

no let's go for centigrade it's probably uh it's  warmer than it should be at this time of the year  

hayır santigrat için gidelim, muhtemelen yılın bu zamanı olması gerekenden daha sıcak

10 11. i don't say i think maybe the cold weather  is going to your brain maybe i should replace your  

10 11. soğuk hava beyninize gidiyor olabilir demiyorum belki de

brain with the cauliflower anyway off you go steve  bye bye see you all on sunday be careful not to

beyninizi karnabaharla değiştirmeliyim zaten hadi git steve güle güle pazar günü görüşürüz dikkatli olun

there goes mr steve he's gone now and i  will be going in a moment i hope you've  

oraya gidiyor bay steve şimdi gitti ve ben birazdan gideceğim umarım

enjoyed this something unusual today  it is freezing cold here in the uk

bu hoşunuza gitmiştir bugün alışılmadık bir şey burada İngiltere'de dondurucu soğuk

yes mr steve is going into the house now he's  going to put the kettle on not cattle kettle he's  

evet bay steve şimdi eve giriyor çaydanlığı sığır su ısıtıcısına değil üzerine koyacak

going to boil some water and make a nice cup of  tea thank you for your company yes this is just a  

biraz su kaynatacak ve güzel bir fincan çay yapacak eşlik ettiğiniz için teşekkürler evet bu sadece

short live stream today something short something  different i suppose what are you doing steve

kısa bir canlı yayın bugün kısa bir şey farklı bir şey sanırım ne yapıyorsun steve

go so as i prepare i prepare  to say farewell to everyone

go hazırlanırken herkese veda etmeye hazırlanıyorum

thank you very much you look  like the actor michael lonsdale  

çok teşekkür ederim aktör michael lonsdale'e benziyorsun

who was a british french actor he died a few days  ago i know who you mean wasn't he in james bond  

birkaç gün önce ölen ingiliz fransız aktör kimden bahsettiğini biliyorum o içinde değil miydi james bond

michael lonsdale i know who you mean yes he  had a very similar beard his beard looked  

michael lonsdale kimi kastettiğinizi biliyorum evet sakalı çok benzerdi sakalı

very similar but i'm sure he was in a james bond  film am i right there did michael lonsdale play  

çok benzer görünüyordu ama eminim o bir james bond filmindeydi, ben oradayım michael lonsdale

a villain in james bond i'm sure he did i think so  anyway it's time for me to go because i'm freezing  

james bond'da bir kötü adam oynadı eminim öyle mi sandım her neyse benim gitme vaktim geldi çünkü çok

cold and i have to go into the house now and  have a nice hot cup of tea to warm myself up i  

üşüyorum ve şimdi eve gidip ısınmak için güzel bir sıcak çay içmem gerekiyor

hope you've enjoyed this live stream something  unusual yes i am back with you on sunday 2 p.m  

umarım bu canlı yayını beğenmişsinizdir sıra dışı bir şey evet İngiltere saatiyle 2:00   İngiltere saatiyle pazar günü geri dönüyorum

uk time so not tomorrow but the day after tomorrow  i will be back with you again as live as live can  

yani yarın değil ama yarından sonraki gün canlı olarak tekrar sizinle olacağım   olabilir

be i think we will be in the studio on sunday  because the weather this week or this weekend  

sanırım pazar günü stüdyoda olacağız çünkü hava bu hafta veya bu hafta hafta sonu

is going to be terrible unfortunately thanks for  your company thank you for watching for the past  

ne yazık ki berbat olacak, şirketiniz için teşekkürler, son   saat 20 dakika boyunca izlediğiniz için teşekkür ederim,

hour and 20 minutes i hope you've enjoyed it  thank you very much for your lovely lovely  

umarım beğenmişsinizdir güzel güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim,

messages don't forget there will be captions  later so later on there will be captions

altyazılar olacağını unutmayın, daha sonra çok daha sonra altyazılar olacak

thank you very much and don't forget if you  want to make a donation as well i am accepting  

çok teşekkür ederim ve siz de bağış yapmak isterseniz unutmayın

donations for my work because everything i do i  do for free and i've been doing this for over 14  

işim için bağış kabul ediyorum çünkü yaptığım her şeyi ücretsiz yapıyorum ve bunu 14 yılı aşkın süredir yapıyorum bu

years so i will see you again on sunday i'm going  into the house now because i'm freezing cold this  

yüzden ben pazar günü tekrar görüşürüz şimdi eve gidiyorum çünkü donuyorum üşüyorum bu

is mr duncan in the birthplace of english saying  thanks for watching i hope you've enjoyed this  

ingilizcenin doğum yerindeki mr duncan'dır izlediğiniz için teşekkürler umarım bundan keyif almışsınızdır

see you later oh sean sean ferry says oh i'm  late don't worry you can watch this again  

sonra görüşürüz oh sean sean feribot oh ben diyor geç kaldım merak etmeyin bunu tekrar izleyebilirsiniz

we had some interesting moments today most of  them from mr steve see you later take care and  

bugün bazı ilginç anlar yaşadık çoğu steve bey'den sonra görüşürüz kendinize iyi bakın ve

i will see you on sunday thank you  very much i'm going into the house now  

pazar günü görüşürüz teşekkür ederim çok teşekkür ederim şimdi eve gidiyorum

for the final time enjoy english stay safe stay  happy keep that smile on your face wherever you go  

son kez ingilizcenin tadını çıkar güvende kal mutlu kal insan ırkının arasında nereye giderseniz gidin o gülümsemeyi yüzünüzden eksik etmeyin

amongst the human race and of course  you know what's coming next yes you do

ve tabii ki sırada ne olacağını biliyorsunuz evet şimdilik yapacaksınız

ta ta for now