3 tricks for learning English - prepositions, vocabulary, structure

Hi. James from www.engvid.com. I'd normally be reading, but I'm putting my finishing touches

Merhaba. James, www.engvid.com adresinden. Normalde olurdum okuyorum ama son rötuşlarımı yapıyorum

on. Our expensive prop department -- "props" are things you use in movies to demonstrate

üzerinde. Bizim pahalı pervane departmanı - "sahne" filmlerde göstermek için kullandığınız şeyler

things, or a "prop" might be a marker or a pen or a car, right? Our prop department

şeyler veya bir "pervane" bir işaretleyici veya bir kalem mi araba mı? Bizim pervane departmanı

is so poor I had to draw a hat on a box, but it will help demonstrate the 3 tricks to learn

o kadar zayıf ki bir kutuya şapka çekmek zorunda kaldım ama öğrenmek için 3 püf noktaları göstermek yardımcı olacaktır

English. Now, there are three little tricks that you

İngilizce. Şimdi üç tane var senin küçük numaralar

can do -- and even better, you can do with a friend -- to learn English. So you can actually

yapabilir - ve daha da iyisi, arkadaş - ingilizce öğrenmek için. Yani aslında yapabilirsin

have partner practice. We haven't really discussed this much here, but why not? I mean probably,

ortak uygulama yapmak. Gerçekten tartışmadık bu kadar burada, ama neden olmasın? Yani muhtemelen

you may not go to an English school, so you don't have anyone but your friend who is probably

İngilizce okula gitmeyebilir, o yüzden arkadaşın dışında arkadaşın var

watching with you right now. So here are three quick little tricks you can do, and the beauty

şu an seninle izliyorum. Yani burada üç hızlı küçük hileler ve güzellik yapabilirsiniz

of these are - they're going to help you with, No.1, vocab -- vocabulary. Okay? No.2, we're

bunlardan - size yardım edecekler No.1, kelime - kelime bilgisi. Tamam? No.2, biz

going to work on prepositions. And No. 3, we'll work on structure of English. How's that?

edatlar üzerinde çalışacak. Ve No 3, biz İngilizcenin yapısı üzerinde çalışmak. O nasıl?

You paid nothing, and you're getting lots. And the best thing is they'll all be

Hiçbir şey ödemedin ve çok para alıyorsun. Ve en iyi şey, hepsi olacağı

fun -- fun. Cough, there. All right. First thing we're going to talk

eğlence eğlence. Öksürük, orada. Tamam. Konuşacağımız ilk şey

about is a hat trick. In hockey, a "hat trick" is three things: You score three goals. One,

yaklaşık bir şapka numarası. Hokeyde "şapka numarası" üç şey: Üç gol atıyorsun. Bir,

two, and three, just like in English football or European football. Three goals is a hat

iki ve üç, tıpkı İngiliz futbolunda olduğu gibi veya Avrupa futbolu. Üç gol şapkadır

trick. Don't know why they call it that, but that's what they call it. Our hat trick is

hile. Neden öyle dediklerini bilmiyorum ama Buna öyle diyorlar. Bizim şapka hilemiz

called a "hat pull", "hat pull". What's a "hat pull"? Well, you learn your vocabulary,

"şapka çekme", "şapka çekme" olarak adlandırılır. "Şapka çekme" nedir? Kelime bilginizi öğrenirsiniz,

and there's lots and lots of vocabulary. Every day something new. Even when I said things

ve çok fazla kelime var. Her gün yeni bir şey. Bir şey söylediğimde bile

like "hat trick" in this very lesson, there are probably three vocabulary words that you

Bu derste "şapka numarası" gibi, orada Muhtemelen size üç kelime kelime vardır

hadn't heard before, that you had to go, "What does he mean?", and I taught you them. But

daha önce duymamıştın, gitmek zorundaydın, "Ne Demek istiyor? "ve ben sana onları öğrettim.

wouldn't it be cool if you had a fun trick to play? A lot of people play flash cards,

Oynamak için eğlenceli bir numara olsaydı harika olmaz mıydı? Birçok insan flash kart oynuyor.

you know, they get a card. They put the meaning of the word. They turn it over and try and

bilirsin, bir kart alırlar. Kelimenin anlamını koydular. Çevirir ve denerler

remember. This is a variation that a friend taught me. It's quite fun. What you do is,

hatırlamak. Bu bir arkadaşımın bana öğrettiği bir değişim. Oldukça eğlenceli. Yaptığın şey,

take your hat, okay? Learn five, ten, words -- 20 even. When you learn them or think you

Şapkanı al, tamam mı? Beş, on, kelime öğren - 20 bile. Onları öğrendiğinde veya seni düşündüğünde

know them, put them in the hat. And you and a friend can then put your hand in the hat

onları tanıyın, şapkaya koyun. Ve sen ve Bir arkadaş daha sonra elini şapkaya koyabilir.

and take out the word, and then say something like "philosophy". And the other person has

ve sözcüğü çıkar ve sonra bir şey söyle "felsefe" gibi. Ve diğer kişi

to say, "It's this word. It means this." If they get it right, then they can put their

"Bu kelime. Bu demektir." demek için. Eğer doğru anladılar, sonra koyabilirlerdi

hand in, take out another vocabulary word, and go, "What's this word?" And you can keep

teslim, başka bir kelime kelime almak ve gidin, "Bu kelime nedir?" Ve tutabilirsin

playing to help master vocabulary. Cool, right? You're having fun, you're challenging each

kelime hazinesi yardımcı olmak için oynuyor. Harika değil mi? Eğleniyorsun, her birine meydan okuyorsun

other. Collect cards. See who wins the game. Or if you're doing it by yourself, just pull

diğer. Kartları topla Oyunu kimin kazandığını görün. Veya kendi başınıza yapıyorsanız, çekin

it out, turn it over, and try and think of what is the word that's in your hand. It helps

tersine çevir, ters çevir ve dene ve düşün Elindeki kelime ne? Yardımcı olur

to "jog your memory", which is an idiom that means to help you remember or reminds you

"hafızanızı düzeltmek" için, ki bu bir deyimdir hatırlamanıza veya hatırlatmanıza yardımcı olmak anlamına gelir

of the meaning of words. You can play it with one friend, two friends, three friends. That's

kelimelerin anlamı. İle oynayabilirsin bir arkadaş, iki arkadaş, üç arkadaş. budur

kind of cool, right? You can even do it in a classroom. Suggest it for your teacher.

harika, değil mi? Bir sınıfta bile yapabilirsiniz. Bunu öğretmenine öner.

Go, "Hey, can we play the hat game?" "The hat game? Son, you're too young to play the

Go, "Hey şapka oyunu oynayabilir miyiz?" "Şapka oyunu? Evlat, oynamak için çok gençsin

hat game." You go, "No, Pops, it's a good game." Just get a hat and some paper or tissue

şapka oyunu. "Git," Hayır, baba, bu iyi "Sadece bir şapka ve biraz kağıt veya doku al

paper. Hee hee hee. Sorry. Moving on. Next one: I got the hat pull, and you'll see

Kağıt. Hee hee hee. Afedersiniz. Hareketli. Sonraki bir: şapka çektim ve göreceksin

it goes to this one. This is really long: "random sentence generator". And it seems

buna gider. Bu gerçekten çok uzun: "rasgele cümle üreteci". Ve görünüyor

like it's really, really hard. I mean, this one we worked on vocabulary, right? Building

Gerçekten çok zor gibi. Yani, bu bir kelime üzerinde çalıştık, değil mi? bina

our vocabulary, remembering our vocabulary. The second trick, the "random sentence generator"

sözlüğümüzü, sözlüğümüzü hatırlayarak. İkinci numara, "rasgele cümle üreteci"

-- I just had to say it twice because it sounds so nice. Well, random sentence. You can use

- İki kere söylemek zorunda kaldım çünkü kulağa çok hoş geliyor. Eh, rastgele cümle. Kullanabilirsiniz

this game to go to this game to make it more complicated or -- and "complicated" means

Bu oyun daha fazla yapmak için bu oyuna gitmek için karmaşık veya - ve "karmaşık" anlamına gelir

"difficult" -- you can just simply play it by itself. Take a word -- random. Okay, there's

"zor" - sadece kendi kendine oynayabilirsin. Bir kelime al - rastgele. Tamam var

a word, "random". Now, "generate" means "to create or make". Make a sentence like that

bir kelime, "rastgele". Şimdi, "üretmek" demek oluştur ya da yap "gibi bir cümle kur

-- random. "He randomly created a sentence from nothing." Right? Yeah, I just took this

- rastgele. "Rastgele bir cümle yarattı Hiçbir şeyden. "Doğru? Evet, sadece bunu aldım

word and I just made it. I could say, "develop": "In order to develop your mind you have to

kelime ve ben sadece yaptım. "Geliştir" diyebilirim: "Fikrinizi geliştirmek için yapmanız gereken

read many books." I'm going really quickly because I want you to understand that when

birçok kitap oku. "Gerçekten çok hızlı gidiyorum çünkü bunu ne zaman anlamanı istiyorum

you do it randomly, it has to be quick. You can't say "blah, blah, blah" very slowly.

rastgele yaparsanız, hızlı olması gerekir. Sen çok yavaş "filan, filan, filan" diyemem.

The whole thing is: speed. This will help you with English structure because if you

Her şey: hız. Bu yardımcı olacak sen ingilizce yapýsýn çünkü sen

say it incorrectly, you or your friend will actually notice it and try and correct it.

yanlış söyle, sen ya da arkadaşın aslında fark et ve dene ve düzelt.

What's the structure? Why can't you put "random" here or there? Is it a verb? Is it an adjective?

Yapı nedir Neden buraya ya da oraya "rastgele" koyamıyorsun? Bir fiil mi? Bir sıfat mı?

What is its purpose in a sentence when you're making the sentence? So by quickly and randomly

Sizce bir cümlenin amacı nedir? cümle mi yapıyorsun? Böylece hızlı ve rastgele

-- remember, "random" means "without structure"; it just happens -- making the sentence up

- unutma, "rastgele", "yapısız" anlamına gelir; Sadece olur - cümleyi telafi etmek

from the words you have or the vocabulary word, you'll understand its position or its

kelimelerden veya kelimelerden kelimesini, konumunu ya da onun yerini anlayacaksınız

job in structure in a sentence. You like that? And if you put it with this one here, the

yapıda iş cümle içinde. Bunu beğendin mi? Ve buraya bununla koyarsanız,

"hat pull", it's fun for the whole family. All right. I've got one more for you. This

"şapka çekme", tüm aile için eğlenceli. Tamam. Senin için bir tane daha var. Bu

one says, "Look at me now!" Square and square. Why is that? A lot of people have trouble

Biri, "Şimdi bana bak!" diyor. Kare ve kare. Neden? Birçok insanın başı belada

with prepositions, and English people use prepositions everywhere. We even put prepositions

edatlarla ve İngilizler kullanıyor her yerde edatlar. Edatları bile koyarız

in places we ought not to, okay? Oops. Did I just say "ought not to"? There we go. We

Yapmamamız gereken yerlerde, tamam mı? Hata. mü Sadece "yapmamalı" mıyım? Oraya gidiyoruz. Biz

call them dangling modifiers or whatnot. What we want to do with this, with "look at me

Onlara sarkan değiştiricileri veya başkalarını söyleyin. Ne bununla "" bana bak

now" is while you're in the middle of something, just stop yourself, and in the language -- or

şimdi "sen bir şeyin ortasındayken, Sadece kendini durdur ve dilde - veya

English, in this case -- you're trying to learn, just stop, and in English try and tell

İngilizce, bu durumda - deniyorsun öğren, dur ve İngilizce olarak dene ve anlat

yourself what you're doing. "Right now, I am teaching." That's too easy. How about this:

Kendine ne yapıyorsun. "Şu anda ben Öğretim. "Bu çok kolay. Buna ne dersin:

"I am in a room -- there's my preposition -- teaching." I am standing on the second

"Ben bir odadayım - işte benim önerim - Öğret. "İkincisinde duruyorum

floor." Other preposition, "on". "And we are at --" See, you keep going on and on. Just

kat. "Diğer edat," açık "." Ve biz at - "Bak, sürekli devam ediyorsun. Sadece

use your prepositions, but just do it for what are you doing now. It's great. You can

edatlarını kullan, ama sadece bunun için yap Şu an ne yapıyorsun. Bu harika. Yapabilirsin

be sitting in the toilet -- I'm sitting on the toilet in the bathroom. No, I'm not. If

tuvalette oturuyor olmak - oturuyorum banyoda tuvalet. Hayır değilim. Eğer

the camera moves around, you'll notice it's a classroom. There's no toilet imagery, okay?

kamera hareket ediyor, bunun bir sınıf olduğunu göreceksiniz. Tuvalet görüntüsü yok, tamam mı?

But I can use it to work on my prepositions. You can use it for other things, you know,

Ama edatlar üzerinde çalışmak için kullanabilirim. Biliyorsun, başka şeyler için kullanabilirsin.

verbs and adjectives, working them into sentences, saying what are you doing now. "I am speaking

fiiller ve sıfatlar, cümleleri çalıştırma şimdi ne yapıyorsun. "Konuşuyorum

very slowly." When you use a modifier to show the speed of my speech, right? And I can do

Çok yavaş. "Göstermek için bir değiştirici kullandığınızda konuşmamın hızı, değil mi? Ve yapabilirim

that for other things. Cool? "You are learning very quickly." Got the modifier. You like

bu başka şeyler için. Güzel? "Öğreniyorsun çok çabuk. "değiştirici var.

that? So this can be used for prepositions specifically, but you can turn around and

O? Yani bu edatlar için kullanılabilir. özellikle, ancak

say, "What am I doing now?" Or, "look at me now" and then use, you know, describe it in

"Şimdi ne yapıyorum?" de. Ya da "bana bak Şimdi "ve sonra kullan, bilirsin, tarif et

English as best you can -- pick a subject or an area you want to talk about, like my

Mümkün olan en iyi İngilizce - bir konu seçin ya da benim gibi konuşmak istediğiniz bir alan

verbs, my adjectives, my prepositions, or idioms, and then quickly try and use them

fiiller, sıfatlarım, edatlarım veya deyimler, ve sonra hızlı bir şekilde onları deneyin ve kullanın

in the moment. It will help you master the language, and that's what I mean, actually

şu anda. Master usta yardımcı olacaktır dil, ve demek istediğim, aslında

master the language. Well, I have given you three tricks -- a hat

Dilde ustalaş. Bende var sana üç numara ver - şapka

trick, so to speak. Okay? Mr. E has helped out, of course, with the hat pull, remember?

hile, tabiri caizse. Tamam? Bay E yardım etti tabii ki, şapka çekme ile, hatırladın mı?

Put words in a hat. Pull them out. It can be vocabulary. You can pick the type of vocabulary

Kelimeleri şapkaya koy. Onları dışarı çekin. Kelime olabilir. Kelime türünü seçebilirsiniz

-- specific vocabulary, whatever. You can use the random sentence generator, take these

- özel kelimeler, her neyse. Kullanabilirsiniz rastgele cümle oluşturucu, bunları al

same words, and have to make a sentence. When you really get advanced, and this is when

Aynı kelimeleri ve bir cümle yapmak zorunda. Ne zaman gerçekten ilerliyorsun ve bu

you really master the language, you can use two or three random words and put them in

Gerçekten dilin ustası, kullanabiliyorsun iki veya üç rastgele kelime koyun ve bunları

one sentence. It's really cool, and it's really difficult. I've done as much as ten, but I'm

bir cümle. Gerçekten harika ve gerçekten zor. 10'a kadar yaptım ama ben

a native speaker. How many can you do? And then "look at me now". What are you doing now?

Anadili. Kaç tane yapabilirsin? Ve sonra "şimdi bana bak". Şu an ne yapıyorsun?

You're watching me. Where are you watching me? "I am in my living room watching you in

Beni izliyorsun Beni nerede izliyorsun "Oturma odamdayım, sizi izliyorum

YouTube? On You -- on EngVid?" Which one is it? In or on? Figure it out, right? Speaking

Youtube? On - EngVid'de? "Hangisi? İçinde veya açık? Anla, tamam mı? Konuşuyorum

of which, I'm sorry, it's time for me to go. But I've given you three cool tricks. You

ki, üzgünüm, gitme zamanım geldi. Ama sana üç harika numara verdim. Sen

can be the new teacher in your school. Teach your teacher. Teach your friends. But bring

okulunuzdaki yeni öğretmen olabilir. Öğretmeni öğret. Arkadaşlarına öğret. Ama getir

them back. Bring them back to www.engvid.com as in "English video". Right? Where you'll

onları geri. Onları tekrar www.engvid.com'a getir "İngilizce video" da olduğu gibi. Sağ? Nerede

find me and my fantastic friend and several other teachers who want to teach you. And

beni ve fantastik arkadaşımı ve birkaçını bul size öğretmek isteyen diğer öğretmenler Ve

before I forget: to make it easy so you don't have to be reminded, why don't you subscribe?

unutmadan önce: kolaylaştırmak için hatırlatılması gerekiyor, neden abone olmuyorsunuz?

Hit "subscribe", and you'll know the latest video that I've completed. It will come right

"Abone Ol" düğmesine tıkladığınızda en son bilgiyi öğrenirsiniz. tamamladığım bir video. Doğru gelecek

to you direct. No effort on your part. Anyway, you have a great day, and I'll see you soon.

doğrudan size. Sizin için çaba yok. Neyse harika bir gün geçir, yakında görüşürüz.

Mr. E, I'm out of here. Pull your own damn hat.

Bay E, buradan çıktım. Kendi lanet şapkanı kendin al.