Learn the English Phrases IN A RUT and IN A RUSH

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase, in a rut.

İngilizce cümleyi tekdüze bir şekilde öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you describe your life,

Hayatınızı tarif ettiğinizde,

and if you use the phrase, I feel like I'm in a rut,

ve ben bir çıkmazdayım gibi bir ifade kullanırsanız,

it means that you're doing the same thing every day,

bu, her gün aynı şeyi yaptığınız anlamına gelir

and it's not that exciting anymore.

ve artık o kadar da heyecan verici değildir.

Maybe your job makes you feel like you're in a rut.

Belki de işin, bir çıkmazdaymış gibi hissetmeni sağlıyordur.

You get up every morning, you have breakfast,

Her sabah kalkıyorsun, kahvaltı yapıyorsun,

you go to work, you do the same thing all day,

işe gidiyorsun, bütün gün aynı şeyi yapıyorsun,

and you come home,

eve geliyorsun

and then you do the same thing the next day.

ve ertesi gün aynı şeyi yapıyorsun.

You feel like you're in a rut.

Kendinizi bir çıkmazda gibi hissediyorsunuz.

Sometimes we use this phrase to talk about relationships.

Bazen bu cümleyi ilişkiler hakkında konuşurken kullanırız.

Maybe you're dating someone, and you kind of like them,

Belki biriyle çıkıyorsun ve ondan hoşlanıyorsun,

but you're not sure if the relationship is going anywhere,

ama ilişkinin bir yere varıp varmadığından emin değilsin

and you just kind of see each other every weekend,

ve her hafta sonu birbirinizi görüyorsun

and there's no spark.

ve kıvılcım yok.

You might feel like you're in a rut.

Kendinizi bir çıkmazdaymış gibi hissedebilirsiniz.

The second phrase I wanted to teach you today,

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle,

I think someone drove in, and the dogs are barking.

sanırım birisi içeri girdi ve köpekler havlıyor. Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase, in a rush.

aceleyle ifadesidir.

When you are in a rush, it means that you are in a hurry.

Aceleniz olduğunda, aceleniz olduğu anlamına gelir.

It means that you're probably late.

Bu, muhtemelen geç kaldığınız anlamına gelir.

You need to be somewhere on time, and you're running behind,

Zamanında bir yerde olmanız gerekiyor ve geç kalıyorsunuz

and you're just trying to get in your vehicle to go.

ve gitmek için aracınıza binmeye çalışıyorsunuz.

You are in a rush.

aceleniz var

It just means that you are in a hurry.

Bu sadece aceleniz olduğu anlamına gelir.

So to review, when you are in a rut,

Tekrar edecek olursak, bir rutinin içindeyken

it means that you feel like

bu,

you're doing the same thing every day,

her gün aynı şeyi yapıyormuş gibi hissettiğiniz anlamına gelir

and it's not super enjoyable.

ve bu çok da eğlenceli değildir.

And when you are in a rush,

Ve aceleniz olduğunda,

it means that you are in a hurry.

bu aceleniz olduğu anlamına gelir.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

Let me see if I can find this here.

Bakalım bunu burada bulabilecek miyim?

This comment is from Yaroslaw,

Bu yorum Yaroslaw'dan

and we have, "One question comes to my mind.

ve bizde, " Aklıma bir soru geliyor.

I know that in our part of the world,

Biliyorum ki, bizim dünyamızda

it is not common to gift an even quantity of flowers.

çift sayıda çiçek hediye etmek yaygın değildir.

So it should be an odd quantity,

Bu yüzden tek bir miktar olmalı, bu yüzden Buketlerde

so it should be an odd quantity in bouquets.

tuhaf bir miktar olmalı.Ya

How about Canada?

Kanada?

I know in the UK, it doesn't matter.

İngiltere'de biliyorum,önemli değil.Bu

By the way, your beard and mustache are very cool.

arada senin sakalın bıyık çok havalı.Ha,

Ha, my parents and relatives always insist on shaving mine,

ailem ve akrabalarım hep benimkini tıraş etmekte ısrar ediyorlar

but I am continuing to struggle with them."

ama ben Onlarla mücadele etmeye devam ediyorum."

And then my response is this.

Ve sonra cevabım şudur.

"Thanks for the kind words about my beard and mustache.

" Sakalım ve bıyığımla ilgili nazik sözleriniz için teşekkürler.

I think it's my preferred look right now."

Sanırım şu anda tercih ettiğim görünüm bu."

This is my preferred look.

Bu benim tercih ettiğim görünüm.

"The most common amount of a single flower to buy

" Tek bir çiçeğin en yaygın satın alma miktarı,

is usually a dozen here, like a dozen roses.

burada genellikle bir düzine güldür, örneğin bir düzine gül.

Although, when we make mixed bouquets

Bununla birlikte,

with all different flowers in them,

içlerinde farklı çiçekler bulunan karışık buketler yaptığımızda,

we usually make them with an odd number,

onları genellikle tek bir sayı ile yaparız,

because it just looks better."

çünkü daha iyi görünür." ."

Isn't that interesting?

When you make bouquets, if you put an even number,

Bu ilginç değil mi?

Buket yaparken çift rakam koyarsanız

like if you put eight or 10 flowers in it,

mesela içine 8-10 tane çiçek koyarsanız o

it doesn't look as good

kadar güzel durmuyor

as it would if you put, sorry,

kusura bakmayın ayçiçeklerinin

I'm trying to walk through the sunflowers here.

arasından geçmeye çalışıyorum .

It doesn't look as good as it would

if you put nine or 11 in.

9 ya da 11 koysan göründüğü kadar güzel gözükmüyor.

I'm trying not to step on the flowers while I walk out here.

Burada yürürken çiçeklere basmamaya çalışıyorum.

So yes, when you buy a single,

Yani evet, bu arada, bir single satın aldığınızda

by the way, thanks Yaroslaw for that comment.

, bu yorum için Yaroslaw'a teşekkürler.

When you buy a single kind of flower,

Tek bir tür çiçek satın aldığınızda,

usually, you will buy a dozen, a dozen zinnias for instance,

genellikle bir düzine, örneğin bir düzine zinya

or a dozen sunflowers.

veya bir düzine ayçiçeği alırsınız.

Sometimes people will buy half a dozen,

Bazen insanlar yarım düzine alır,

but when people buy a mixed bouquet,

ancak insanlar karışık bir buket aldıklarında,

usually when we design it,

genellikle biz onu tasarlarken, içine

we try to put an odd number in, just looks better.

tek bir sayı koymaya çalışırız , sadece daha iyi görünür.

So we put in 15, or we put in 11.

Yani 15 veya 11 koyuyoruz.

It just makes a nicer bouquet.

Bu sadece daha güzel bir buket oluyor.

I think there's a better balance.

Bence daha iyi bir denge var.

And we usually try to put three of each kind of flower.

Ve genellikle her çiçek türünden üçer tane koymaya çalışırız.

Anyways, enough about flowers,

Her neyse, çiçekler hakkında bu kadar yeter,

but you could see I'm out in another part

ama çiçek çiftliğimizin başka bir yerinde olduğumu görebilirsin

of our flower farm.

. Burada

Everything is just blooming and growing like crazy here.

her şey deli gibi çiçek açıyor ve büyüyor.

And it's been a really, really nice year so far.

Ve şu ana kadar gerçekten çok güzel bir yıl oldu.

And we are quite happy about that.

Ve bundan oldukça memnunuz. Sahip

The only stress we have

olduğumuz tek stres,

is that I go back to teaching in three weeks.

üç hafta sonra öğretmenliğe geri dönmem.

So I won't be around to help as much.

Bu yüzden yardım etmek için etrafta olmayacağım.

And it's not that I do a lot,

Ve çok şey yaptığımdan değil

but I do a lot of little things here and there to help Jen.

ama Jen'e yardım etmek için burada burada pek çok küçük şey yapıyorum. Tekrar

And when I start teaching again, I won't be available,

ders vermeye başladığımda müsait olmayacağım

but we have a plan for that.

ama bunun için bir planımız var.

Sometimes Jen will hire someone to help her.

Bazen Jen, ona yardım etmesi için birini tutar.

She has a friend that sometimes comes out.

Bazen dışarı çıkan bir arkadaşı var.

Let me check my time here.

Burada zamanımı kontrol edeyim.

Oh, I'm almost done.

Neredeyse bitirdim.

So that will help out.

Böylece bu yardımcı olacaktır.

But yeah, it feels like back to school season.

Ama evet, okul sezonuna dönüş gibi geliyor.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

See you in a couple days with another short English lesson.

Birkaç gün sonra başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşmek üzere.

Bye.

Hoşçakal.