Learn the English Phrases TO THROW IN THE TOWEL and TO GIVE UP

- In this English lesson,

- Bu İngilizce dersinde

I wanted to help you learn the English phrase,

İngilizce deyimi, havluyu

throw in the towel.

atmana yardım etmek istedim.

When you say in English

that you are going to throw in the towel,

Havluyu atacağını İngilizce söylediğinde, bu

it means that you are going to quit something.

bir şeyi bırakacağın anlamına gelir.

It means that you are going to stop doing something.

Bu, bir şeyi yapmayı bırakacağınız anlamına gelir.

Here's a funny story.

İşte komik bir hikaye. YouTube videoları

The first year that I made YouTube videos, the first year

yaptığım ilk yıl , ilk yıl

in early, I think it was in early 2017.

erken, sanırım 2017'nin başlarıydı.

I started in January.

Ocak ayında başladım.

By March of that year, I was ready to throw in the towel.

O yılın Mart ayına kadar havlu atmaya hazırdım.

I was ready to quit.

Bırakmaya hazırdım. kendimi

I wasn't feeling good.

iyi hissetmiyordum Videoları

Not a lot of people were watching the videos.

pek fazla kişi izlemiyordu.

Some people were, but compared to today, no,

Bazı insanlar öyleydi, ama bugünle karşılaştırıldığında, hayır,

not a lot of people.

çok fazla insan yok.

And so I was ready to throw in the towel.

Ve böylece havlu atmaya hazırdım.

I was ready to quit.

Bırakmaya hazırdım.

I was ready to stop doing YouTube.

YouTube yapmayı bırakmaya hazırdım.

I also got a little bit sick.

Ben de biraz hastalandım.

I got a little bit sick at that time,

O sırada biraz hastalandım

and so I took, I think, eight or nine months off.

ve sanırım sekiz ya da dokuz ay izin aldım.

For about eight or nine months, I didn't do YouTube at all.

Yaklaşık sekiz veya dokuz ay boyunca YouTube'u hiç yapmadım.

So I kind of gave up a little bit,

Bu yüzden biraz pes ettim

but I didn't completely throw in the towel.

ama tamamen havlu atmadım. Bugün size öğretmek istediğim

The other English phrase I wanted to teach you today

diğer İngilizce deyim de

was the phrase give up.

pes etme deyimiydi.

And this means the same thing.

Ve bu aynı anlama geliyor.

When you quit something, when you stop doing something,

Bir şeyi bıraktığınızda, bir şeyi yapmayı bıraktığınızda,

you can say that you give up.

vazgeçtiğimi söyleyebilirsiniz.

So I didn't give up completely.

Yani tamamen pes etmedim.

I did stop making videos for a little bit,

Video çekmeyi biraz bıraktım

but the following year in 2018,

ama ertesi yıl 2018'de

I started making videos again.

tekrar video çekmeye başladım.

And then I started to not feel well again,

Sonra yine kendimi iyi hissetmemeye başladım

and then I was ready to throw in the towel again,

ve sonra tekrar havlu atmaya hazırdım,

not because I was doing badly on YouTube.

YouTube'da kötü olduğum için değil.

I was getting quite a few views,

Epeyce görüntülenme alıyordum

but because I wasn't feeling good.

ama çünkü kendimi iyi hissetmiyordum.

So I was ready to give up.

Bu yüzden pes etmeye hazırdım.

I was ready to throw in the towel.

Havlu atmaya hazırdım.

And so I ended up, long story short, I had heart surgery,

Ve sonunda, uzun lafın kısası, kalp ameliyatı oldum,

I took some time off again.

tekrar biraz ara verdim.

And then later that fall of that year,

Ve o yılın sonbaharında

after they had fixed things up,

işleri düzelttikten sonra

I started making videos again.

tekrar video çekmeye başladım.

And the rest is history, we say in English.

Ve gerisi tarih, deriz İngilizce olarak.

So in English, if you say

Yani İngilizce'de

that you are going to throw in the towel,

havlu atacağınızı söylerseniz, bu bir

it means that you are going to quit doing something.

şeyi yapmaktan vazgeçeceğiniz anlamına gelir.

If you say that you are going to give up,

Vazgeçeceğim diyorsan, bir

it means that you are going to quit doing something as well.

şeyi yapmaktan da vazgeçeceksin demektir.

Kind of a funny phrase, isn't it?

Ne kadar komik bir cümle değil mi?

It has the word give in it,

İçinde vermek kelimesi var

but it actually means to quit something.

ama aslında bir şeyden vazgeçmek anlamına geliyor. Her

So anyways, hopefully you are not feeling disappointed

neyse, umarım

when you are learning English.

İngilizce öğrenirken hayal kırıklığına uğramazsın.

Hopefully you are not ready to throw in the towel

Umarım havlu atmaya hazır değilsindir

and hopefully you are not ready to give up.

ve umarım pes etmeye de hazır değilsindir.

Let's look at a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Laura Diniz.

Bu yorum Laura Diniz'den.

Laura says, "Hey Bob, could you help me

Laura, "Hey Bob, sayıları telaffuz etmede bana yardım edebilir misin

with pronouncing numbers?

?

For example, third, fourth, 40.

Örneğin, üçüncü, dördüncü, 40.

It's so tricky for me. Thanks in advance."

Benim için çok zor. Şimdiden teşekkürler."

And my response was, "Sure, I'll use this comment

Yanıtım, "Elbette, bu yorumu bir

in the next video."

sonraki videoda kullanacağım" oldu.

So Laura, thanks for that comment.

Yani Laura, bu yorum için teşekkürler.

Yeah, here are some ways to pronounce numbers.

Evet, işte sayıları telaffuz etmenin bazı yolları.

You'll just have to try and shadow what I say.

Sadece söylediklerimi gölgelemeye çalışman gerekecek.

So the first video I made was in January 2017th.

Bu yüzden yaptığım ilk video Ocak 2017'deydi.

2017, sorry.

2017, üzgünüm.

I'm trying to teach numbers and I'm saying them wrong!

Sayıları öğretmeye çalışıyorum ve yanlış söylüyorum!

Today I put out my 15th video for "Wednesdays with Bob,"

Bugün diğer kanalımda sadece üyelere özel olan "Bob ile Çarşambalar"ın 15. videomu yayınladım

which is for members only on my other channel.

.

But let's go with first, second, third, fourth, fifth,

Ama birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17,

sixth, seventh, eighth, ninth,

10th, 11th, 12th, 13th, 14th,

15th, 16th, 17th, 18th, 19th, 20th.

18, 19, 20 ile devam edelim.

So there's your first 1 through 20 when you are talking

Yani

and using numbers in that way.

bu şekilde konuşurken ve sayıları kullanırken ilk 1'den 20'ye kadar var.

So anyways, I can't go over or do a complete lesson

Her neyse, üzerinden geçemem veya tam bir sayı dersi veremem

on numbers, Laura, but hopefully that was helpful for you.

Laura ama umarım bu sana yardımcı olmuştur.

Certainly for English speakers saying numbers like sixth,

Kesinlikle altıncı gibi sayıları söyleyen İngilizce konuşanlar için,

like the other day I had my fifth sandwich

geçen gün beşinci sandviçimi yedim

and then I ate my sixth sandwich.

ve sonra altıncı sandviçimi yedim.

Sixth is a really hard word

Altıncı,

for English speakers to say as well.

İngilizce konuşanlar için de söylemesi gerçekten zor bir kelimedir.

So even if you are a native speaker,

Dolayısıyla, ana diliniz İngilizce olsa bile,

you still struggle sometimes with numbers.

yine de bazen sayılarla mücadele edersiniz.

And then you asked about the number 40.

Ve sonra 40 sayısını sordun.

So I'll just go quickly.

O yüzden hızlıca gideceğim.

10, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90, 100.

10, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90, 100.

There you go. I counted by tens all the way up to 100.

İşte böyle. 100'e kadar onar saydım.

Anyways, hopefully this was a good little lesson for you.

Her neyse, umarım bu sana iyi bir ders olmuştur.

Hopefully you're having a good day today.

Umarım bugün iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'm Bob the Canadian, thank you so much for watching.

Ben Kanadalı Bob, izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

If you're new here, subscribe.

Burada yeniyseniz abone olun.

It's a good thing to do.

Bu iyi bir şey.

You get notified when I make a new video.

Yeni bir video yaptığımda bildirim alırsınız.

See ya tomorrow.

Yarın görüşürüz.