Learn the English Phrases TO SECOND-GUESS YOURSELF and GUESS WHAT?

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

to second-guess yourself.

kendini ikinci kez tahmin etmen için İngilizce cümleyi öğrenmene yardım etmek istedim.

When you second-guess yourself,

Kendinizi ikinci kez tahmin ettiğinizde, bu

it means you've made a decision,

bir karar verdiğiniz anlamına gelir,

but now you're doubting whether that was a good decision.

ancak şimdi bunun iyi bir karar olup olmadığından şüphe ediyorsunuz.

Right now, I'm wearing a jacket,

Şu anda bir ceket giyiyorum

and it's a little colder than I expected.

ve hava beklediğimden biraz daha soğuk.

So I'm starting to second-guess myself.

Bu yüzden kendimi ikinci kez tahmin etmeye başlıyorum.

I'm starting to think about the decision I made

to put on a jacket, and wonder if that was a good decision.

Ceket giymek için verdiğim kararı düşünmeye ve bunun iyi bir karar olup olmadığını merak etmeye başlıyorum.

It would have been a better decision,

I think, to put on a winter coat.

Sanırım kışlık bir mont giymek daha doğru bir karar olurdu.

It's a little chillier than I thought.

Düşündüğümden biraz daha soğuk.

So when you second-guess yourself,

Yani kendinizi ikinci kez tahmin ettiğinizde, bu hayatta

it means you made a decision to do something in life,

bir şey yapmaya karar verdiğiniz anlamına gelir

and now you're kind of wondering

ve şimdi

if that was a good decision,

bunun iyi bir karar olup olmadığını,

if it was a good idea that you made.

verdiğiniz iyi bir fikir olup olmadığını merak ediyorsunuz. Bugün size öğretmek

The second phrase I want to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase guess what?

tahmin edin ne oldu?

This is a phrase we use when we're talking to someone

Bu,

when we have news to share,

paylaşacak haberlerimiz olduğunda biriyle konuşurken kullandığımız bir ifadedir,

but we want the person to try and guess what that news is.

ancak kişinin bu haberin ne olduğunu tahmin etmesini istiyoruz. Kız

I could walk into my sister's house, and say, guess what?

kardeşimin evine girip, bil bakalım ne oldu diyebilirdim. O

And she could say, I don't know, you're going on a vacation?

da, Bilmiyorum, tatile mi gidiyorsun?

And I would say, nope.

Ve hayır derdim.

And she might say, ah, you're buying a new van?

Ve diyebilir ki, ah, yeni bir minibüs mü alıyorsunuz?

And I would say, nope.

Ve hayır derdim.

And she might say, ah, let me see.

Ve ah, bir bakayım diyebilir.

I'm trying to think of something that I am doing.

Yaptığım bir şeyi düşünmeye çalışıyorum.

She might say, oh, you're going to go visit mom today?

Bugün annemi ziyarete gidecek misin diyebilir.

And I would say, yes, that's exactly what I'm doing.

Ve evet, tam olarak bunu yapıyorum derdim.

So when you say guess what,

Yani tahmin et ne oldu dediğinde,

you're being kind of playful with someone.

biriyle biraz oyun oynuyorsun.

You want to tell them about something you're going to do,

Onlara yapacağınız bir şeyi anlatmak istiyorsunuz

but you don't want to tell them right away.

ama hemen söylemek istemiyorsunuz.

You want them to try and guess,

Denemelerini ve tahmin etmelerini,

to try and maybe take a few guesses

denemelerini ve belki de ne yapacağına dair birkaç tahminde bulunmalarını istiyorsun

at what you're going to do.

.

Hopefully that made some sense.

Umarım bu bir anlam ifade etmiştir.

I was having trouble explaining it there at the end,

Orada anlatmakta zorlandım sonunda

but let's review.

ama tekrar gözden geçirelim.

When you second-guess yourself,

Kendinizi ikinci kez tahmin ettiğinizde, bu

it means that you've made a decision,

bir karar verdiğiniz

and now you're having doubts.

ve şimdi şüpheleriniz olduğu anlamına gelir.

You're wondering if it was a good decision that you made.

Verdiğin kararın iyi olup olmadığını merak ediyorsun.

And when you say guess what to someone,

Ve birine tahmin et ne oldu dediğinde,

you're basically saying to them, I have news to share,

temelde onlara, Paylaşacak haberlerim var

but I don't want to tell you exactly what it is.

ama sana tam olarak ne olduğunu söylemek istemiyorum, diyorsun.

So I want you to try and guess.

Bu yüzden denemenizi ve tahmin etmenizi istiyorum.

So let me know what you think the news is.

Bu yüzden haberlerin ne olduğunu düşündüğünüzü bana bildirin.

And then I'll tell you if you're right or wrong,

Sonra size doğru mu yanlış mı söyleyeceğim

but hey, let's look at a comment from a previous video.

ama hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Mohsen.

Bu yorum Mohsen'den.

Hey, Bob, thanks for the lesson.

Bob, ders için teşekkürler. Değişiklik olsun diye

Why don't you make a video while driving to school,

neden okula

or central city for a change?

ya da şehir merkezine arabayla giderken video çekmiyorsunuz?

And my response, it's a little long.

Ve cevabım, biraz uzun. Pandemi yavaşladığında

I'm hoping to get out more once the pandemic slows down,

daha fazla dışarı çıkmayı umuyorum ,

cases were dropping in my area,

bölgemde vakalar düşüyordu

but now they are on the rise again.

ama şimdi tekrar yükselişe geçti.

Our school was in outbreak for two weeks,

Okulumuz iki haftadır salgındaydı

because we had four cases.

çünkü dört vakamız vardı.

But now, thankfully there are no more.

Ama şimdi çok şükür artık yok.

Once the cases are much lower in my area,

Benim bölgemde vakalar çok azaldığında başka yerlerde

I'll start to do more videos in other places.

daha çok video çekmeye başlayacağım .

So if you go way back in time,

Yani zamanda geriye giderseniz,

you'll realize that I've made a lot of English lessons

before the pandemic in a lot of different places.

pandemiden önce pek çok farklı yerde pek çok İngilizce dersi verdiğimi fark edeceksiniz.

I went to a grocery store.

Bir bakkala gittim.

I went to a bunch of different restaurants,

Bir sürü farklı restorana gittim

and I have plans.

ve planlarım var. Daha fazla yere gittiğim

I have ideas for videos where I go to more places,

videolar için fikirlerim var

but then this, I was gonna say this stupid pandemic.

ama sonra bu, bu aptal pandemi diyecektim.

It's not nice to say it that way,

Böyle söylemesi hoş değil

but then this pandemic happened,

ama sonra bu pandemi oldu

and now it's not easy to go places.

ve şimdi öyle yerlere gitmek kolay değil.

So I've been doing a lot of videos here on the farm.

Bu yüzden burada çiftlikte birçok video çekiyorum.

By the way, I probably, Mohsen,

Bu arada, Mohsen, muhtemelen

won't do a video driving to school,

okula arabayla giderken video çekmeyeceğim,

because you can get a ticket for distracted driving

çünkü

if you're videotaping yourself.

kendini videoya alıyorsan dikkatin dağıldığı için araba kullandığın için ceza alabilirsin.

But I guess I could have one of my kids holding the camera,

Ama sanırım çocuklarımdan birinin kamerayı tutmasını sağlayabilirim,

that might be allowed, I'll see.

buna izin verilebilir, bakacağım.

But yes, it's a little bit frustrating,

Ama evet, biraz sinir bozucu,

because I always, I mean, I do like this farm.

çünkü her zaman, yani, bu çiftliği severim.

I do like making videos for all of you on the farm.

Çiftlikte hepiniz için videolar çekmeyi seviyorum.

I think it's beautiful.

Bence güzel.

But my original plan was to do videos,

Ama asıl planım video çekmekti,

I did a video, let's learn English at the gas station.

video çektim benzinlikte ingilizce öğrenelim.

I did a video, oh, I do have an idea for a video

Bir video yaptım, oh,

I might do in a couple weeks that might still work.

birkaç hafta içinde yapabileceğim ve hala işe yarayabilecek bir video fikrim var.

So we'll have to see.

Öyleyse görmemiz gerekecek.

Just gonna go over here, and get out of the wind.

Sadece buraya gideceğim ve rüzgardan kurtulacağım. Orada

I know there's some nice sunshine over there,

güzel bir güneş ışığı olduğunu biliyorum

but the wind is a little bit cold.

ama rüzgar biraz soğuk.

I'm second-guessing my decision to wear a jacket,

as I said earlier.

Daha önce de söylediğim gibi, ceket giyme kararımı ikinci kez tahmin ediyorum.

Anyways, that's the end of the video.

Her neyse, videonun sonu bu.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz, hoşçakalın.