Learn the English Phrases TO BLEEP OUT and TO BE OUT OF SOMETHING

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, to

I wanted to help you learn the English phrase, to bleep out.

beep out anlamına gelen İngilizce ifadeyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

Have you ever been watching a TV show or a movie

Hiç bir dizi ya da film izliyorsunuz

and then sometimes the person says a bad word,

ve sonra bazen kişi

like f&%$ or sh#&,

f&%$ veya sh#& gibi kötü bir kelime söylüyor

and instead of hearing the word, you just hear a beep,

ve kelimeyi duymak yerine sadece bir bip sesi duyuyorsunuz,

like I just put in this video?

tıpkı benim bu videoya koyduğum gibi ?

That's what we call bleeping out.

Biz buna bayılma diyoruz.

When you say bad words on TV especially,

Özellikle televizyonda kötü sözler söylediğinizde,

sometimes they will bleep out the bad word,

bazen kötü sözleri seslendirecekler

because they don't want people to hear the bad words.

çünkü insanların kötü sözleri duymasını istemiyorlar.

So there's a whole list of bad words

Yani televizyonda söylemenize izin verilmeyen bir sürü kötü söz var

that you're not allowed to say on TV.

.

And if someone does say it,

Ve eğer birisi bunu söylerse,

they will definitely bleep out the bad word.

kesinlikle kötü kelimeyi ağzından çıkaracaktır.

They don't do this as much in movies.

Bunu filmlerde pek yapmıyorlar.

Usually when you watch a movie, if you rent a movie,

Genellikle bir film izlediğinizde, bir film kiraladığınızda

or watch it on Netflix, do people still rent DVDs?

veya Netflix'te izlediğinizde, insanlar yine de DVD kiralar mı?

I'm not sure.

Emin değilim.

They usually don't bleep out the bad words,

Genellikle kötü kelimeleri seslendirmezler,

but if you're watching something on TV

ancak televizyonda bir şey izliyorsanız

and it has a bad word in it,

ve içinde kötü bir kelime varsa,

often they will bleep out the bad word.

genellikle kötü kelimeyi seslendireceklerdir.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim bir diğer ifade de

is to be out of something.

bir şeyin dışında olmak.

This is kind of a funny phrase,

Bu biraz komik bir söz

because if you said to me,

çünkü bana

"Bob, can I have a glass of milk?"

"Bob, bir bardak süt alabilir miyim?"

I might say, sorry, I'm out.

Üzgünüm, dışarıdayım diyebilirim.

If I say I'm out of milk,

Sütüm bitti dersem, bir

if I say I'm out of something,

şeyim bitti dersem,

it means I don't have any more of it.

artık yok demektir.

So the other day, one of my kids was like,

Geçen gün çocuklarımdan biri

"We're out of milk,"

"Sütümüz bitti" dedi

and I said, how can we be out already?

ve ben de nasıl şimdiden dışarı çıkabiliriz dedim.

That doesn't make sense.

Bu mantıklı değil.

I just bought milk the other day,

Geçen gün süt aldım

but I guess my kids drink it really quickly.

ama sanırım çocuklarım çok çabuk içiyor.

And after a few days, we were out of milk.

Ve birkaç gün sonra sütümüz bitmişti.

So to review, when you bleep something out, it means that,

Yani gözden geçirmek için, bir şeyi bip sesi çıkardığınızda, bu şu anlama gelir

or when something is bleeped out,

veya bir şey bip sesi çıkardığında, bir

it means you're watching something

şey izliyorsunuz demektir

and instead of hearing bad words,

ve kötü sözler duymak yerine

you just hear a beeping sound, or a bleep.

sadece bir bip sesi veya bir bip sesi duyarsınız.

Beep and bleep are kind of the same thing.

Bip ve bip aynı şeydir.

And to be out of something means

Ve bir şeyin dışında olmak,

that you don't have any more of it.

artık ona sahip olmadığın anlamına gelir.

And again, you can say thing like we're out,

Ve yine, bitmiş gibi bir şey söyleyebilirsin

or you can say we're out of milk.

ya da sütün bittiğini söyleyebilirsin.

You can actually mention the thing

Aslında

that you don't have anymore.

artık sahip olmadığın bir şeyden bahsedebilirsin.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Athanasios.

Bu yorum Athanasios'tandır.

"Thanks for these phrases, Teacher Bob.

"Bu sözler için teşekkürler Bob Öğretmen.

Yesterday, I saw a driver who double parked,

Dün çifte park eden bir sürücü gördüm

but it was just to pick up his child.

ama bu sadece çocuğunu almak içindi.

I got the wrong idea about him."

Onun hakkında yanlış bir fikre kapıldım."

And my response was it's easy to jump to conclusions.

Ve benim cevabım, sonuca varmanın kolay olduğuydu.

So that was from the video the other day,

Bu, geçen gün,

where I talked about the phrase to have the wrong idea,

yanlış bir fikre sahip olmak

or to get the wrong idea about someone.

veya biri hakkında yanlış bir fikre kapılmak ifadesinden bahsettiğim videodandı.

And Athanasios used a phrase in there as well,

Ve Athanasios orada da bir ibare kullandı,

"Double parked."

"Çifte park edilmiş."

When you're double parked,

Çift park ettiğinizde, yolun kenarında

it means there's a car on the side of the road

bir araba var

and someone parks beside that car,

ve birisi o arabanın yanına park ediyor

and then that first car can't get out.

ve sonra o ilk araba çıkamıyor demektir.

It's considered rude and it's actually illegal

Kaba olarak kabul edilir ve aslında

in Canada to double park.

Kanada'da çift park etmek yasa dışıdır.

And then I used a phrase too, didn't I?

Sonra ben de bir tabir kullandım değil mi? Hemen

I used the phrase, jump to conclusions.

sonuca varmak ifadesini kullandım. Hemen

When you jump to conclusions,

sonuca vardığınızda,

it means that you think something is true

bu, bir şeyin

with only a tiny bit of evidence,

yalnızca çok az kanıtla

or not very much evidence at all.

veya çok fazla kanıt olmadan doğru olduğunu düşündüğünüz anlamına gelir. Hemen

It's not good to jump to conclusions.

sonuca varmak iyi değil.

It's actually a bad idea.

Aslında kötü bir fikir.

So hey, I'm just randomly wandering out here in the field.

Hey, burada tarlada rastgele dolaşıyorum.

I know people like to see signs of spring.

İnsanların baharın belirtilerini görmeyi sevdiğini biliyorum. Bahara dair

There aren't a lot of signs of spring, but once again,

pek bir belirti yok ama yine

the daffodils are starting to come up.

nergisler çıkmaya başladı.

You just can't see a lot of them yet.

Henüz çoğunu göremiyorsunuz.

And they have not grown very much in the last little while.

Ve son kısa sürede pek büyümediler.

They're growing very, very slowly,

Çok, çok yavaş büyüyorlar

because it's been cold again.

çünkü yine soğuktu.

The other thing you can see in the spring,

İlkbaharda görebileceğiniz diğer bir şey,

I'm not sure if you can see it, but way down there,

görebildiğinizden emin değilim , ama çok aşağıda,

there's a little orange sign

küçük turuncu bir işaret var

and it says that there's construction ahead.

ve ileride inşaat olduğunu söylüyor.

Often, they will work on roads in the spring here.

Genellikle baharda burada yollarda çalışacaklar.

They don't often fix roads in the winter.

Kışın genellikle yolları tamir etmezler.

It's just a bad idea.

Bu sadece kötü bir fikir.

And then way in the distance,

Ve sonra çok uzakta,

you can actually see a tractor and wagons.

aslında bir traktör ve vagonlar görebilirsiniz. Tarım cephesinde

Things are getting a little busier here

işler biraz daha yoğunlaşıyor

on the farming front.

.

So in terms of farming,

Tarım açısından,

it's been winter for a while and now slowly but surely,

bir süredir kıştı ve şimdi yavaş ama emin adımlarla

the farmers are starting to do more work,

çiftçiler, burada da görebileceğiniz gibi, daha fazla iş yapmaya başlıyor

as you can see right there.

.

Anyways, see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short lesson, bye.

başka bir kısa dersle görüşmek üzere, hoşçakalın.