Meaning of TAKE IT OR LEAVE IT - A Really Short English Lesson with Subtitles

So in English, when you are selling something to someone

Yani İngilizce'de birine bir şey satarken

and you don't want to change the price you are asking,

ve istediğin fiyatı değiştirmek istemiyorsan,

you might say, "Take it or leave it."

"Al ya da bırak" diyebilirsin.

A good example would be if you were selling a car

İyi bir örnek, bir araba satıyor olmanız

and you wanted $3000 for the car.

ve araba için 3000$ istemeniz olabilir.

Maybe someone comes and offers you $2000 for the car.

Belki biri gelir ve size araba için 2000 dolar teklif eder.

You might say to them, "I want $3000 for the car.

Onlara, " Araba için 3000$ istiyorum.

"Take it or leave it."

"Al ya da bırak" diyebilirsiniz.

What you are saying is either agree to the price,

Söylediğiniz şey, ya fiyatı kabul edin, ya da

agree to the deal of taking it for $3000,

3000$'a alma anlaşmasını kabul edin

or just leave it, just don't buy the car at all.

ya da sadece bırakın, sadece yapmayın. Arabayı hiç almayın.Yani

So when you say, "Take it or leave it."

, "Al ya da bırak" dediğinizde,

basically what you're saying is agree or disagree.

temelde söylediğiniz şey, katılıyorum ya da katılmıyorum.

I do this sometimes when my kids come home from school

Bunu bazen çocuklarım okuldan eve geldiğinde yaparım

and I give them a snack.

ve onlara bir şeyler atıştırırım.

Sometimes they don't like the snack that I'm offering,

Bazen verdiğim atıştırmalığı beğenmezler

and I'll just say, "Take it or leave it,"

ve ben de "Al ya da bırak" derim

'cause I'm always happy to eat the snack

çünkü istemezlerse atıştırmayı yemekten her zaman mutlu olurum

if they don't want it. (laughs)

(gülüyor). )

Yeah, anyways, we have another saying,

Evet, her neyse, başka bir sözümüz daha var

and this is kind of a rude thing to say.

ve bu biraz kaba bir şey,

If I say to someone, "Take it or leave it,"

eğer birine "al ya da bırak" dersem

and they say they don't want to buy the thing I am selling,

ve sattığım şeyi almak istemediğini söylerse ,

I could say to them, "Well, your loss,"

Onlara "Eh, senin kaybın" diyebilirim

and what I'm saying there is that

ve orada söylediğim şey,

I think they should have bought it.

onu almaları gerektiğini düşünüyorum.

So maybe I am selling my car for $3000,

Yani belki arabamı 3000 dolara satıyorum,

but I actually think it's in really good shape

ama aslında gerçekten iyi durumda olduğunu düşünüyorum

and that it's worth a lot more,

ve bunun çok daha değerli olduğunu

and if the person will not pay me $3000,

ve eğer kişi bana 3000 $ ödemezse,

I could say, "Well, your loss,

"Pekala, senin kaybın

"because you could have gotten

" diyebilirim çünkü

"a really good car for only $3000."

"sadece 3000 $'a gerçekten iyi bir araba alabilirdin."

By the way, in those examples,

Bu arada, o arabalarda Örnekler,

you don't often find a good car in Canada for $3000.

Kanada'da genellikle 3000$'a iyi bir araba bulamazsınız.

You usually pay quite a bit more for it.

Genellikle bunun için biraz daha fazla ödersiniz.

Anyways, on an unrelated note,

Her neyse, ilgisiz bir not olarak,

here is a beautiful picture of the river behind my house.

işte evimin arkasındaki nehrin güzel bir resmi.

It is frozen solid today.

Bugün katı halde donmuş durumda.

It is so cold out here.

Burası çok soğuk.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Have a great day.

İyi günler.