Learn the English Phrases "on a mission" and "Mission accomplished!"

In this English lesson

Bu İngilizce dersinde

I wanted to teach you the English phrase, on a mission.

size İngilizce deyimi, bir görevde öğretmek istedim.

When you say someone is on a mission

Birinin bir görevde olduğunu söylediğinizde,

it means they're working hard at something,

bu onların bir şey için çok çalıştıkları,

they're diligent, they're getting a lot of stuff done,

azimli oldukları, pek çok işi hallettikleri,

they are on a mission.

bir görevde oldukları anlamına gelir.

It kind of comes from like in the Army,

Ordudaki gibi bir yerden geliyor,

people go on missions

insanlar göreve gidiyor

but we use it to talk about people in real life as well.

ama biz bunu gerçek hayattaki insanlardan bahsetmek için de kullanıyoruz.

You could say this, my daughter wanted to get

Şöyle diyebilirsiniz, kızım ehliyetini almak istedi

her driver's license and she is on a mission.

ve görev başında.

She is studying for her test, she is getting ready

Sınavına çalışıyor ,

to go and do her driver's test, she is on a mission.

ehliyet sınavına girmeye hazırlanıyor, bir görevde. Buna hazırlanmak için

She studies like every minute of the day

günün her dakikası gibi çalışıyor

to get ready for that, she's on a mission.

, bir görevi var.

So when you wanna talk about someone who's very determined

Bu yüzden, çok kararlı

and working very hard on something

ve bir şey üzerinde çok çalışan birinden bahsetmek istediğinde,

you could say that they're on a mission.

onun bir görev başında olduğunu söyleyebilirsin.

The other phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim diğer ifade,

is the phrase, mission accomplished.

görev tamamlandı ifadesidir.

This is something we sometimes say in a joking way,

Bu, bazen

when we finish a large task.

büyük bir görevi bitirdiğimizde şaka [ __ ] söylediğimiz bir şeydir.

Sometimes we'll say to someone, mission accomplished.

Bazen birine görev tamamlandı deriz.

Someone might say, hey,

did you get that project done at work?

Birisi diyebilir ki, hey,

o projeyi işte bitirdin mi?

You could say, oh, mission accomplished,

Oh, görev tamamlandı,

it's all done and ready to go.

her şey bitti ve gitmeye hazır diyebilirsiniz.

Maybe someone says to you, did you get all the groceries

Belki birisi size, tüm yiyecekleri aldınız mı

and did you get all of your errands done?

ve tüm işlerinizi hallettiniz mi?

You could then say, yep, mission accomplished,

O zaman, evet, görev tamamlandı,

all of that is done.

bunların hepsi yapıldı diyebilirsiniz.

If you wonder why I'm laughing

Neden güldüğümü merak ediyorsan

there's a cat down here, I'll show you for a sec.

aşağıda bir kedi var, sana bir saniye göstereyim.

It's running away now, there's a cat down there

Şimdi kaçıyor, aşağıda bir kedi var

and it keeps kind of going around my feet.

ve ayağıma dolanıp duruyor.

Anyways, to review, when you are on a mission

Her neyse, gözden geçirecek olursak, bir görevdeyken bir şeyler yapmaya

you are bound and determined to get something done.

kararlı ve bağlısınızdır .

There's another phrase for you,

Sizin için başka bir söz daha var,

you're bound and determined to get it done.

onu yapmaya kararlı ve kararlısınız.

And when you say mission accomplished

Ve görev tamamlandı dediğinizde, bu bir

it means you've done something, it's all done,

şey yaptığınız, her şeyin tamamlandığı anlamına gelir

and you're kind of celebrating a little bit

ve

by saying, mission accomplished.

görev tamamlandı diyerek bir nevi kutlama yapıyorsunuz. O

That's what I say, after I'm done,

all of my videos for the day, I say mission accomplished.

günkü videolarımın hepsini bitirdikten sonra, görev tamamlandı diyorum.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Noriko, if I'm remembering correctly.

Bu yorum yanlış hatırlamıyorsam Noriko'dan.

It's getting more common here

Japonya'da

in Japan to wear reflective belts when people go

insanlar

for a walk or jog at night.

geceleri yürüyüşe veya koşuya çıktıklarında yansıtıcı kemer takmak giderek daha yaygın hale geliyor.

Please keep wearing your reflective vest when you walk

so that you feel more safe and everyone

Kendinizi daha güvende hissetmek ve

who visits Ontario can find you easily, thanks.

Ontario'ya gelen herkesin sizi kolayca bulabilmesi için lütfen yürürken reflektörlü yeleğinizi takmaya devam edin, teşekkürler.

My response I might even buy a reflective toque,

Cevabım, yansıtıcı bir miğfer bile alabilirim,

that's a winter hat in Canadian English, and gloves.

bu Kanada İngilizcesinde kışlık bir şapka ve eldivenler.

Yeah, I'm trying to be as reflective as possible.

Evet, olabildiğince düşünceli olmaya çalışıyorum.

Thanks for the comment, Noriko.

Yorumun için teşekkürler Noriko.

I think it's becoming more and more important

to be as reflective as possible.

Mümkün olduğunca yansıtıcı olmanın giderek daha önemli hale geldiğini düşünüyorum.

It's cool to hear that in Japan,

Japonya'da

people have reflective belts, I should look into that.

insanların yansıtıcı kemerleri olduğunu duymak harika, buna bakmalıyım.

In English, when you look into something,

İngilizce'de, bir şeye baktığınız zaman,

it means you research it a little bit.

onu biraz araştırmışsınız demektir.

I just about tripped on a cat here,

Az önce burada bir kediye takıldım,

let me let you have a look here.

buraya bir bakmanıza izin vereyim.

This is the cat that has been following me around

while I make this video.

Bu videoyu hazırlarken beni takip eden kedi bu.

I'm not sure what it wants, there's also a cat over there

Ne istediğinden emin değilim, bu arada minibüsün yanında bir de kedi var

by the van, by the way and you might even be able

ve

to hear one meowing.

bir miyavlama bile duyabilirsiniz.

I think the cats haven't been fed yet today.

Sanırım kediler bugün henüz beslenmedi.

But anyways, what was I saying?

Ama her neyse, ne diyordum?

I lost my train of thought there.

Orada düşünce trenimi kaybettim.

There's another phrase, but yes, reflective vest.

Başka bir tabir daha var ama evet, yansıtıcı yelek.

Maybe I should get one of those too.

Belki ben de onlardan bir tane almalıyım.

Maybe that would make me highly recognizable

Belki de bu beni

on the side of the road.

yol kenarında oldukça tanınır kılardı.

Well, hey, it is a nice Tuesday morning here.

Hey, burada güzel bir salı sabahı var.

I usually make these the day before

Bunları genellikle bir gün önceden yapıyorum

and I'm having a very pleasant day at home.

ve evde çok keyifli bir gün geçiriyorum.

As I mentioned there was a little break from school

Bahsettiğim gibi geçen hafta okullara biraz ara verildi

last week, there was a convention

, bir toplantı

and all kinds of fun stuff.

ve her türlü eğlenceli şey vardı.

Yesterday we went back to work

Dün işe geri döndük

and we're teaching full steam ahead, again.

ve yine tam gaz ders veriyoruz. Bu sabah

I'm using a lot of phrases this morning, aren't I?

bir sürü deyim kullanıyorum , değil mi?

When you say you're doing something, full steam ahead,

Bir şeyi tam gaz yapıyorum dediğin zaman,

it means you're doing it at full speed.

onu tam gaz yapıyorsun demektir.

You're going the normal speed that you would go

when you're doing something.

Bir şey yaparken gideceğiniz normal hızda gidiyorsunuz.

But I do enjoy the fact that on Tuesdays I can stay home

Ama salı günleri

a little bit to get these videos done.

bu videoları çekmek için biraz evde kalabildiğim gerçeği hoşuma gidiyor.

As you know, I'm not full-time,

Bildiğiniz gibi tam zamanlı değilim,

I'm no longer a full-time teacher.

artık tam zamanlı bir öğretmen değilim.

I don't know the exact percentage

Kesin yüzdeyi bilmiyorum

but less than full-time and more than half-time.

ama tam zamandan az ve devreden fazla.

Does that make sense?

bu mantıklı mı?

That's where I'm at right now, so it's nicer for me,

Şu anda bulunduğum yer orası benim için daha güzel,

I can get these videos done,

bu videoları yaptırabilirim,

I can get my work done for my YouTube channel

YouTube kanalım için işlerimi halledebilirim

and I can also get all of my teaching done.

ve ayrıca tüm derslerimi halledebilirim.

Anyways, hopefully you learned four or five phrases

Her neyse, umarım bugün bu videoda dört veya beş kelime öbeği öğrenmişsinizdir

today in this video.

.

It was fun to make, I'll see you in a couple days

Yapması eğlenceliydi, birkaç gün sonra

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz, hoşçakalın.